22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ ŞUBAT 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SERBEST PİYASADA DÖVİZ ABOOalan BSı Mman MarVa İsvıçre f rangt Hotenöa Ftonın ms«z Stertnı FranscFrangı lOOItalyanütrt SAKyali Avusturya Şıkni Oövi2 irt. (S) = 30 95 2083 2450 1845 6150 610 273 785 293 Sttş 3106 2093 2460 1855 6220 518 278 795 296 3120 MLT1N GÛMÛŞ Cumhunyct Reşal 24 ayar aftn 22 ayar bite* 900 ayar gûmüş Vafcıfbank A/tm BraatMtını HahMbn M Bvfcaa 1 Ons S Ahşj Saöş 246 000 280.000 36.800 33.200 432 205.000 209.000 203.000 368» 251 000 290 000 36.950 36 600 464 210.000 214.000 208.000 366 25 TL imetonta Ort. F«a (%) 64 89 Vergi iadesi arttı • ANKARA (Cumhuriyet Barosu) — Fatura ve fişle belgelendirilen harcamalar karşıhğı ödenen vergi iadesi oranlarını arttıran kararname 1 Ocak 1991'den geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. Yeni ödenecek vergi iadesi tutarlan belirli harcama dilimleri itibariyle eski sistenüe karşılaştırmalı olarak şöyle: BdgeU Eski teni harcana iade Iade 60.000 120.000 150.000 200.000 500.000 1.000.000 1500.000 2.000.000 10.500 15.500 17.000 19.500 34.500 59.500 84.500 109.500 6.000 18.000 21.600 27.600 42.600 67.600 92.600 117.600 Otomotivde rekor üretim • Ekonomi Servisi — Otomotiv sanayii, geçen yıl tarihinin en yüksek üretimine ulaştı. OSD'nin rakamlarına göre 1989 yıhnda 165 bin 398 olan üretim rakamı geçen yıl yü2de 45 artarak 239 bin 867'ye ulaştı. Sanayinin toplam kapasite kullanımı da yüzde 55 olarak gerçekleşti. 1990 yıhnda üretilen otomobillerin sayısı da 167 bin 556 oldu. Otomotiv sanayiinin yılhk üretimi şöyle: 1990 1989 Çekici Kamyon Kamyonet Otomobil Otobüs Mtnibûs Mitjibûs Traktör BDöver 281 16.671 10.560 167.556 1.689 8.105 .4.288 30.712 5 177 11.614 7.400 118.314 1.069 5.955 1.984 18.884 1 Akbank'ın kârı trilyona doğru • Ekonomi Servisi — Akbank'm 1990 yılında vergi öncesi kârının 814 milyar lirayı bulduğu açıklandı. Bankanın vergi sonrası net kân ise 744 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu konuda bir açıklama yapan Akbank Genel Müdürü Hamit Belli şöyle dedi: "Akbank'ın elde ettiği bu kânn içerisinde gayrimenkul veya hisse senedi saüşlarından doğan yapay kâr unsurları bulunmamaktadır!' Şu ana kadar 1990 sonuçlarıyla ilgili açıklama yapan büyük şirketlerin 1989 ve 1990 vergi sonrası kârlan şöyle: 1989 1990 Akbank Ç. Etektrik Fınansbank T. Dışbank Tûtünbank 345.313 136.460 32.036 25.393 7.665 Tıırizme kredi 744.000 123.636 68.103 58.163 41.832 • Ekonomi Servisi — Körfez krizi nedeniyle "'darboğaza giren turizm sektörüne tahsis edileceği açıklanan 200 milyon dolar tutanndaki kredinin, yaltuz seyahat acentelerini değil ttim sektörü kapsadığı açıklandj. TUROB Başkanı Sinan Babila, TUSEK adına sunulan öneriler pakeünin Yüksek Planlama Kurulu'nda benimsendiğini söyledi. Babila, "Bu talep sektör adına yapılmıştır. 200 milyon dolar sektöre verilecektir. Tüm sektörün menfaati gözetilmiştir" dedi. Savaş riskü bölgeler • Ekonomi Servisi — Deniz Ticaret Odası ve Ulastırma Bakanhğı Türkiye'nin tüm limanlannı 'savaş riskli bölge" ilan eden Londra'daki gemi sigortacılannın kararının değiştirümesini sağladı. Londra'da sigortacılar, 22 ocak günü Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz'deki tüm Türk limanlarını savaş bölgesi ilan etmiş armatörlere bir hafta süre tanımışlardı. Bu limanlara giren gemiler, ek prim ödeyeceklerdi. Mııtfakta stok ve savaş ayıİstanbul'da yaşayan dört kişilik bir ailenin ayhk mutfak harcaması ocak ayında arahk ayına göre yüzde 3 artarak 839 bin 514 liraya ulaştı. Ekonomi Servisi — Ortadoğu'dan atı- lan bombalar mutfağa isabet etti. tstan- bul'da yaşayan 4 kişilik ailenin ayhk mutfak harcaması ocak ayında yüzde 3 artarak 814 bin 189 liradan 839 bin 514 liraya fırladı. Bu artışta birçok temel gı- da maddesine yapılan yeni zamlar ile sa- vaş nedeniyle bir anda kıymete binen bakliyattaki "suni" fiyat artışlan rol oy- nuyor. Mutfak harcaması arahk ayında yüzde 5 artmıştı. Ocak ayında gıda piyasası oldukca ha- reketli günlere sahne oldu. 1991 yıhnı bir dizi zamlarla açan piyasa, "15 ocak ta- rihi gün"ün arifesinde yeni zamlara ge- be kaldı. Aylardır beklenen savaşın so- nunda gerçekleşme olasıhğmın artması piyasada özellikle bakliyata olan talebin patlamasına neden oldu. Savaş çıkacak diye mercimek, pirinç, nohut, fasulye gi- bi mallara hücum eden halk, fiyatlan da pompaladı. Bu hücumdan yararlanmak isteyen bazı tüccarlar bakliyat Fıyaüan- nı birkaç gün içinde yüzde 10 oranında arttırdılar. Bu hücum, uzun süredir dur- gunluktan yakınan esnafın da yüzünün gülmesine neden oldu. Savaşın başladı- ğı günden sonra ise piyasayı asm bir dur- gunluk sardı. Stokunu önceden yapan halkm yaklaşık bir hafta ahş verişini önemli ölçüde kısması piyasayı mateme boğdu. Istanbulda yaşayan 4 kişilik bir ailenin aylık mutfak harcaması (TL) oritain Mta Peym Zeytin Şeter Çay Et Ekmek sm Yumurta Yogurt Un Makama Pirinç Bakliyat Patates Soöan Sebze Meyve Margarin Ayçiçekyağı Zeytinyağı Tereyağı Tüpgaz 12 KQ. T0PIAM Arahk fiyat 16.667 17.333 3.900 11.933 18.167 700 2.000 300 4500 L 1.867 2.000 3.317 3.065 1 1300 1300 2209 2299j 4.667 3.933 8.833 19 333 19.300 Ocafcfiyatı 16.667 17 667 3.900 15067 19 000 700 2.000 300 4.733 2.000 2.300 3.633 3.531 1333 1.300 2.187 2.356 4.600 4.567 9.000 19.333 19.300 kytık aiktar 4Kg. 15% 6Kg. 0.8 Kg. 15 Kg. 72 adet 15 U. 90 adet 15Ko. 3Kg. 2Kg. 4Kg. 4.5 Kg. SKg. 6KQ. 30 Kg. [_ 30 KQ. 2Kg. 1 Kg. 1 Kg. 0.5 Kg. 1 adet infckMan 66.667 26.000 23,400 9.547 r 272.500 50.400 30 000 27 000 67.500 5.600 4.000 13.267 13.793 10400 7800 66.270 •68.980 9 333 3.933 8.833 9.667 19300 «14.189 Ocak tntan 66.567 26500 - 23.400 t2 053 285000 50.400 30.000 27.000 71.000 6.000 4.600 14.533 15.891 10667 7.800 65 600 70.670 9.200 4.567 9.000 9.667 19.300 839.514 Eminönü'ndeki Boyabat Pazan'nın sahıbi Mehmet Ali GUrel, satışlann bu hafta içinde normale döndüğünü belir- tiyor. Hücum anmda cironun yüzde 100 amığına dikkat çeken Gürel, savaştan sonraki günlerde ise cironun yüzde 70 azaldıgını söylüyor. "Ev stoğu ne kadar dayanır ki. Sonunda bittneye başladı. Bi- rim satışlanmız da normala döndii" di- yen Gürel, bu arada veresiye isteyenlerin sayısımn arttığma hatta lokanta gibi bü- yük müşterilerinin hem az alıma gittik- lerine hem de borçlarını zamamnda ode- mediklerine dikkat çekiyor. Savaş nedeniyle en çok stoklanan bak- liyattaki fiyat artışlan ocak ayı mutfak enflasyonunu körükleyen mallar arasın- da başı çekiyor. Geçen ay bakliyat fiyat- lannın ortalama yüzde 15 arttığı gözle- niyor. Kırmızı mercimeğin fıyatının bir ay içinde yüzde 25, yeşil mercimeğin yüz- de 29, kuru fasulyemn ise yüzde 14 art- tığı dikkat çekiyor. Geçen ay en çok zam gören bir diğer gıda maddesi de çay. 1990 yıh içinde 5 kez arttınlan çay fiyatlan ocak ayı or- tasında yeniden yükseldi. 22 ocak günü iekel'ricn yapılan açıklamada cay fiyat- lanmn yüzde 25 oramnda arttırıldığı bil- dirüdi. Ocak ayında makarna fiyatlan da or- talama yüzde 15 yükseldi. Ocak ayı ba- şında makarna üreticilerinin yaptığı zam, piyasaya hemen yansıdı. Böylece 500 gramhk bir paket makarnanın fiyatı or- talama 1000 liradan 1150 liraya yüksel- di. Geçen ay una olan talebin artması un fiyatlannı da körükledi. Aralık ayında yüzde 8 artan un fiyatlan ocak ayında da yüzde 7 arttı. Ayçiçekyağı da geçen ay içinde yüzde 16 zam gördü. Marga- rinde ise yüzde l'lik bir azalma dikkat çekiyor. Arahk ayı içinde zam gören margarinin bu ay içinde azahnası piya- sada "Satış olmadığından bazı bakkal- lar kendilerinden vererek, özellikle mar- garinde 50-100 liralık kiiçük indirime gi- diyorlar. Amaç saüşjan arttırmak" di- ye yonımlanıyor. Kuru gıda piyasasında fiyatlar sürek- li artarken yaş sebze ve meyve piyasasın- da fiyatlann yerinde saydığı hatta bazı yerlerde düştüğü dikkat çekiyor. Aşın durgunluktan yakman manavlar, hava- ların soğumasma karşın sebze fiyatlan- nm artmadığına dikkat çekiyorlar. Helikoptere 6 yerli kat kf ESİN SUNGUR Savunma Sanayii Müsteşarlı- ğı, Türkiye'de yılda 200 adet he- likopter üretecek fabrikanın ku- ruluşu için ihaleye katılan fırma- lardan son tekliflerini vermele- rini istedi. Musteşarhğın yeniden teklif istemesi, geçen yılın ara- hk ayında sonuçlanması gereken ihalenin bu yıhn sonlarına doğ- ru sarkmasına neden oldu. Firmalardan yeni teklif isten- mesi konusunda bilgi veren Sa- vunma Sanayii Müsteşarhğı yet- kilileri, ihale şartnamesinde de- ğişiklik olmamasına rağmen ba- zı firmaların ilk tekliflerinden daha farkh yeni tekliflerde bu- lunduklannı belirterek "Deği- şiklik yapma imkânını butün firmalara tanımak istedik" de- diler. Yetkililer, ihaleye katılan firmalann mart ayına kadar son tekliflerini vereceklerini hatırla- tarak, teklif yenilenmesinde di- ğer ttir amaçlanıun da projeler- deki yerli katkı oranının azami ölçüde armnlması olduğunu bildirdiler. Geçen yıhn mart ayında ve- rilen ilk teİcliflerden sonra ağus- tos ayında test uçuşları yapan firmalar, deneme uçuşlannın so- nuçlanna göre ilk tekliflerinde değişikliğe gittiler. Savunma Sanayii Müsteşarlı- ğı'nın Diyarbakır'da yaptırdığı test uçuşlannda 412HP helikop- terinin, Sikorsky'nin Black Hawk ve Aerospatiale'in Süper Puma'smdan sonra üçüncü ol- ması, Amerikan Bell şirketinin Türkiye'de yılda 200 adet helikopter üretecek fabrikanın kuruluşu için açılan ihalede, Savunma Sanayii Müsteşarlığı projelerdeki yerli katkı oranımn azami ölçüde arttınlmasım sağlamak amacıyla ihaleye katılan yabancı şirketlerle Türk ortaklarından yeni teklif istiyor. Firmalar, mart ayına kadar son tekliflerini verecekler. ihaleyle daha yakından ilgilen- yerli katkı oranımn bir miktar mesine neden oldu. İlk teklifin- daha yukanya çekildiği belirtil- de sadece hsans vererek yatınmı di- Firmalann son tekliflerinde Türk tarafına bırakan Bell fır- helikopter motorlannın bazı ması, test sonuçlarının açıklan- parçalarmın Türkiye'de üretil- mesi yer alıyor. Fransız Aerospa- tiale bu ay başında TAİ tesisle- rine yaptığı ziyarette beraberin- de, Süper Puma'larm motorla- masmdan sonra tekhfini yenile- yerek getirecekleri krediyle F-16'lann imal edildiği TAİ te- sislerinde ortak üretim önerdi. İhaleye katılan firmaların, test uçuşlanndan sonra getirdik- leri yeni tekliflerde üretimdeki rını üreten Turbomeca'nın tek- nik uzmanlar heyetini de götü- rerek proje konusunda görüştü. Aerospatiale'den yapılan açıkla- mada, Turbomeca'nın Türkiye1 - de üretim tesisi kurması halin- de genel maksat helikopterleri- nin dışında, TtGRE ve NH90 helikopterlerirün üretimine geçi- lebileceği vurgulandı. Aerospa- tiale ve Turbomeca teknik heye- tinin ziyaretinde, sivil ve askeri helikopterlerin silah, iletişim ay- gıtlan gibi Önemli sistemlerinin de Türkiye'de üretilmesi konu- su ele alındı. Bell firmasının Türkiye tem- silcisi Doç. Dr. Müren Gökeri, kendilerinin getirdikleri teklifte de 412HP'lerin motorlarını üre- ten Kanada firmasının ortaklı- ğının bulunduğunu belirterek motor fırmasıyla yapılacak iş- birliğinin başlangıçta montaj ve test işlemlerini içerdiğini, daha sonraki asamalarda ise bazı mo- tor parçalarının üretiminin ger- çekleşebileceğini söyledi. Motor parçası yapımının motoıun ta- mamını yapmaktan daha kârh olduğunu vurgulayan Gökeri, TAl'nin parça üretimi için uy- gun bir tesis olduğunu belirt- ti. Sikorsky gibi kendilerinin de ABD Eximbankı'ndan kredi kullanacaklannı hatırlatan Gö- keri, Eximbank kredisine ilave olarak Canada Finans şirketin- den de fmansman sağlayacakla- rını bildirdi. Skorsky'nin Black Hawk he- likopterlerinin motorunun Ge- neral Elektrik'in Eskişehir'de kurulu motor fabrikasından sağlanacağı büdirildi. Agusta da işbirliği yaptığı motor üreücisi firmayla montaj ve test asama- larında ortakhk kuracak. Savaş, enflasyonu körükler EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Business ınter- national'm Türkiye hakkmda her ay siyasi ve ekonomik görüş- lerini yansıtan "Turkey Monilor" raporunda "Türkiye eğer Kuz«> Irak'a müdahale ederse buradan çıkması çok zor olur" denildi. Raporda ayrıca Körfez savaşı nedeniyle Türki- ye'nin içine düşeceği dar boğa- zın uzun vadede Batı tarafmdan giderilmekle birlikte "1990'da hissedilmeyen sorunların, 1991'de ortaya çıkacafcı" tahmi- ni yapıldı. Raporda 1991 için en önemli iki sorun, enflasyon ve Türk Lirası'nın değer kaybı ola- rak belirlendi. "Economist" yayın kurumu bünyesınde yer alan "Business lnternational" örgutü tarafm- dan yayımlanan ve sadece abo- nelere dağıtılan 'Turkey Monitor" adh ayhk raporda, Türkiye'nin Körfez savaşına iliş- kin tutumu ve yüklendiği eko- nomîk sorunlar değerlendirildi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile muhalefet ve ordu arasında gö- rüş ayrılığı bulunduğu kaydedi- lerek "Ülke içinde savaşa karşı muhalefet artarken bu konuda isteksiz olan Genel Kurmaydan da hayra alamet olmayan ho- murtular duyuluyor" ifadesi kullamldı. Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin savaşa doğrudan katıl- maları henüz uzak bir olasıhk olarak görülürken Kuzey Irak- ta olası bir müdahalenin doğu- racağı sorunlar üzerinde şöyle duruldu: "Kuzey Irak'ta Kerkük'te bir Türkmen azınlık varsa da ço- gunluk Kürttür. Tüm Irak'a Tiirkçe konuşan nüfus yüzde 2'dir. Eger Türkiye Kuzey Irak'a girerse bunu Birleşmiş Milletler şemsiyesi altmda bir işgaki guç olarak yapma>ı yeğler. En azın- dan Türkiye, Irak'ın geleceği ya da bolünmesi konusunda yapı- lacak herhant>> bir toplantıda yer isteyecektir. Ancak Türkiye bir kere Kuzey Irak'a girerse, bu yörede tarihi haklan olduğunu düşünen kamuoyu baskısı nede- niyle çekilmesi çok zor olur." Raporda daha sonra şu gc rüşlere yer verildi: "Sorun, Türkiye'nin bunalun sonrasında Batılı, Ortadoğulu ya da bekçi türii bir askeri guç olma konu- sunu gündeme getirmiştir. Her ne kadar Türkiye Dışisleri Ba- kanlığı, ülkenin Batı'nın bölge- sel jandarması olamayacağı gö- rttsünde>se de bu goriiş degişe- bilir, çünkü Ali Bozer'in istifa- sından sonra Özal, Dışişleri Ba- kanbğı'nı doğrudan kendi yöne- timine aldı." Ordunun, dış siyaset nedeniy- le Özal'la arasmın "gergin" ol- duğu ifade edilen raporda, ger- ginliğin savaş öncesinde de "Özal'ın İslamcı köktendincilik konusunda goslerdiği belirsiz tutum ve Cumhurbaşkam'nın doğrudan halk tarafmdan seçil- mesini önermesi" ile başladığı hatırlatıldı. Ordunun, Körfez sa- vaşına katılmayı benimsememe- sinde bir başka neden olarak "büyük ölçüde deneyimsiz* ve yetersiz donanımlı oluşu" gös- terildi. Raporda, bu savaşta be- lirleyici etkenin "teknoloji" ol- duğuna dikkat çekilerek "Bu da Türk ordusunda eksikıir" denil- di. Ekonomik durum "Turkey Monilor" raporunda ekonomik durum irdelenirken 1991'de genel seçime gidiidiği takdirde enflasyonu körükleyi-. ci nitelikte uygulamalar içeren 1987 döneminin "bir ölçüde ye- niden, ancak bu kez iicret artış- larıyla sahnelenebileceği" belir- tiliyor. Ancak savaş nedeniyle seçimin 1992'de yapılmasının beklendiği kaydedilerek "Önem- li sorun Körfez savaşının ne hu- la sonuçlanacağı, Türkiye'nin rolü ve sonuçta bunun, Turçut Özal ve ANAP taraftarlannı arttınp arturmayaca|ıdır. Körfez savaşı, savasın etkilerinden çok, hükümetin daha önce güçlü iç siyasal nedenlerle ilan ettiği, an- cak u>gula>amadığı siyasetler- den 180 derecc çark etmesi için mazeret sağlayabilir'' denildi. Konjonktürel nedenlerle Türkiye'nin, Körfez savaşının olutnsuz etkilerini bu yıl gerçek anlamda hissedeceği öne sürü- lürken şu noktalardan hareket ediliyor: • Petrolfiyatınmdurumu be- lirsizliğini koruyor. Türkiye'de ise sonbaharda petrol ürünleri- ne yüzde 70 zam geldi. • lrak, hampetrolünün Türki- ye"den geçişi, Irak'a ihracat ve ti- caretin durması, 280 milyon do- lar tahmin edilen bir zarardır ve bu yıl kendini duyuracaktır. • 1990'da turizm olumsuz et- kilenmedi, çünkü Kuveyt'in iş- gali mevsimin ilerlediği bir sıra- ya rastladı. Ancak bu yıl çok re- zervasyon iptali bekleniyor. • Yabancı yatmmlar kısa va- dede etküenir, ancak uzun vade- de Türkiye'nin çekiciliğine zarar gelmez. Yabancı sermaye akışı ağustos öncesinde ayda 65-70 milyon dolarken bu, 50-55 mil- yon dolara düştü. Ancak yatı- run izinleri 1989'da 1.4 milyar dolarken 1990'da 1.8 milyar do- lara tırmandı. Raporda Türkiye'ye Baü'dan yapılacak yatırımlara da değini- liyor. 1990 sonuna kadar verilen miktar 750 milyon dolar olarak saptandı. Rapora göre Türkiye- ye yapılacak yardımda şu ka- lemler var: Suudi Arabistan'dan l.l milyar dolar değerinde pet- rol, AT'den 400-500 milyon do- lar tutarında yardım (Avrupa Komisyonu önceki gün bunun 241 milyon dolarlık bölümünü faizsiz kredi olarak sağlamaya karar verdi), Kuve>i'ten 2.5 mil- yar dolar tutarında yardım sö- zü. Raporda "Buna, ABD'nin tekstil kotasına tanıdığı iki kat artıştan oluşaeak ihracat da ek- lenmeli. Ancak İstanbuilu işa- damlan tekstil sanayünin bu ko- tayı doldurabileceginden kuş- kulu" ifadesi kullanıhyor. Kamu sektörü borçlanması- nın ulusal gelire oranla giderek arttığı kaydedilen raporda, ara- daki farkın 1990 sonunda yüz- de 8.5'e ulaştığı hesaplandı. Kı- sa vadeli dış borçlanmada da ar- tış olduğu vurgulanarak 1990 başında bunun 3 milyar dolar- ken ilk 10 ayda 2.9 milyar dolar1 daha borçlanıldığına dikkat çe- kildi, "Türkiye l°87'deki dunı- muna geri döniiyor gibi" ifade- si kullamldı. Şimdiki halde Mer- kez Bankası'nda 6.3 milyar do- lar, bankalarda da 5.5 milyar dolar döviz rezervi bulunduğu- na dikkat çeken bazı görüşlere göre Türkiye'nin 1987'deki du- rumdan farkh bir konumda ol- duğu da belirtiliyor. Raporda borçlanma konu- sunda şu görüş ortaya atıhyor: "Kısa vadeli borçlanma. 1989un son çeyreginde başladı. Türkiye'de faiz oranlan ile ya- bancı faiz oranlan arasındaki farktan ötüıii şirket ve banka- lar dışandan kredi alarak bunu Türk Lirası'na çevirip işletme sermayesi ya da yatınm için kul- lanmayı yeğlediler. Ancak bu, şubat-mart 1990dan itibaren tıızlandı. Bu nedenle Türkiye, vadesi bu yıl gelecek borçlar ne- deniyle sıkışıklığa düşebilir. He- le yabancı kreditörlerin Türkiye dahil hiçbir yerde veni kredi aç- ma>a istekli olmadıklan bir sı- rada..." "Kısa vadeli borçlanma han- gi uzun vadeli yatırımlara yapıl- dı?" diye sorulan raporda, "Önemli ölçüde banka ve şirket hassas bir konumda. Daha akdh olanlar, onlemlerini sonbaharda aldılar. Büyük licari gruplarca desteklenen şirketler ile sadece komisyonculuk yapanlar arasın- daki fark daha da belirginleşe- cek" denildi. Besim Tibuk Ayağımızı yorganımıza göre uzattık Ekonomi Servisi — Net Holding Yönetim Kurulu Baş- kanı Besim Tibuk, Ramada Oteli'nin kapatılacağı ya da sa- tılacağı yolundaki söylentileri yalanladı. Tibuk, "Turistik magaza ve otellerden 6 ay sü- reyle hiçbir katkı beklemiyo- ruz. Ayağımızı >organımıza göre uzattık" dedi. Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk, ^yogur- du üfleyerek yediklerini" belir- terek "Şu anda sektör çok durgun. Biz turistik mağaza ve otellerden 6 ay boyunca hiçbir gelir elde edemeyeceğimizi göz önüne alarak hesaplarımızı yaptık. Ayağımızı yorganımıza göre uzattığımız için sıkıntımız yok" dedi. Laleli'deki Ramada Oteli'- nin kapatılacağı ya d^a satıla- cağı yolundaki söylentileri de yalanlayan Besim Tibuk şun- ları söyledi: "Otelin şu andaki doluluk oranı yüzde 15. Kriz olmasay- dı bu mevsitnde yüzde 60lık oranı >akalardık. Konaklayan müşteri sayısımn azlıgına rag- men otel bünvesindeki pasta- ne ve lokantalar çok iyi calısıyor. Buralardan sağlanan gelir zaran azaltı>or. Oteli ka- patmamız söz konusu olamaz. Sektörün şu andaki zor duru- mu nedeniyle satmamız da söz konusu değil. Ramada Oıeli- ni yeniden inşa etmeye kalksa- nız 40 milyon dolara mal olur. Bu ortamda, bu kadar parayı kimse otele yatırmaz." Net Holding'in en büyük ortaklannın yabana yatmmcı- lar olduğunu söyleyen Besim Tibuk, Amerikalı yatınmcıla- nn ADR kanahyla holdingin yüzde 15 hissesini satın aldık- larını söyleyerek sözlerini şöy- le tamamladı: "ABD'deki yatınm fonlan Net Holding hisselerini S bin liradan almaya başladılar. Alımlar, hissenin değeri Kör- fez krizi nedeni>le 2 bin 200 li- raya düşene dek sürdü. Şu anda Net Holding hisseleri 1400-1500 liradan işlem görü- yor. ABU'li uzmanlar hisse ba- şına 10 bin liralık fiyat biçmişti. Onlar da bizim gibi Körfez savaşının bitmesini bekliyorlar." EKONOMINOTLARI OSMAN ULAGAy Emisyon, Enflasyon ve 'ParaProgramı'nda Durum Halkımız Körfez savaşını karşılamak için makarna stokutv dan sonra para stoku yapmaya karar verince bankalara hü- cum oldu ve bunun sonucunda bankalara akıtılan yeni bank- notlarla emisyon hacmi bir hafta içinde 13 trilyon liradan 19 trilyonun üzerine kadar tırmandı. Daha sonra insanlarımız herhaide savaşı "para yiyerek" geçiremeyeceklerine karar vermiş olmalılar ki çekilen mevduatın bankalara dönmeye başladığı belirtiliyor. Emisyon hacmi de 17 trilyon lira dolay- lanna kadar geri çekilebildi. Ne var ki bu rakam bile 2 Ocak 1991'e göre yüzde 25 dolayında bir artışı ifade ediyor. Ge- çen yıltn ocak ayında emisyonun hiç artmadığı, yıllık artışm ise yüzde 70 olduğu anımsandığında bu yılın ocak ayındaki artışın çok yüksek olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Emisyon ocakta böyle patladığında yıllar yılı enflasyonun emisyonla çok yakından ilişkili olduğuna inandınlmış insan- ların kafasında hemen beliren soru tabii şu oldu: Emisyon ocakta ani bir tırmanış yaptığına göre acaba bunun arkasın- dan enflasyonda büyük bir tırmanış mı gelecekti? Emisyon- daki patlamayı enflasyondaki patlama mı izleyecekti? Hafta başında Türkiye Bankalar Birliği'nce düzenlenen bir seminerde konuşan Doç. Dr. Deniz Gökçe, bu gibi sorulan sormanın bile "emisyonmani"nin bir göstergesi olduğunu be- lirterek emisyon rakamının neden enflasyonun önemli bir be- lirleyicisi olmadığım anlattı. Santrım Deniz Gökçe'nin yerin- de Rüşdü Saracoğlu olsaydı o da bundan pek farklı bir şey söylemeyecekt). Dr. Deniz Gökçe'nin 28 Aralık 1990 tarihi) verileri de kulla- narak yaptığı konuşmanın, emisyonun önemi konusuna açık- lık getirme açtsından yaraıiı olduğunu düşündüğüm için üze- rinde biraz durmak istıyorum. Bir kere son yirmi yılın rakamları emisyonun Merkez Ban- kası pasifleri içindeki öneminin nasıl azaldıgını çarpıcı biçim- de gösteriyor. Emisyonun Merkez Bankası bilançosundaki pa- yı 1971 sonunda yüzde 50 iken 1988 sonunda yüzde 12'ye kadar düşmüş. Daha sonra, izlenen politikaların da etkisiy- le 1989 sonunda yüzde 17'yi aşan emisyonun payı 1990 so- nunda yüzde 23'ü aşmış. Emisyonun merkez bankaları bi- lançosundaki payı ABD'de yüzde 80'leri, Almanya'da yüzde 50'leri buluyor ve bu ülkelerde emisyonun yakından izlen- mesi büyük önem taşıyor. Bildiğım kadar Sayın Saracoğlu1 nun kafasındaki sağlıklı bilanço modelinde de emisyonun pa- yının hiç olmazsa yüzde 50'lere Kadar yükselmesi amaçla- nıyor. İşte o zaman emisyon çok yakından izlenmesi gere- ken bir gösterge haline gelecek yeniden. Ama şimdilik bu hedelin epeyi uzağındayız ve bu nedenle Deniz Gökçe'nin belirttiği gibi emisyon rakamlarına aşın bir önem atfetmek pek doğru görünmüyor. İkincisi, emisyondaki son artış normal bir artış değil. Ban- kadan paralarını çeken insanlar bu parayı yastık altında tu- tarken bankaların kredilerini kısmasının sonuçta parasal ge- nişleme etkisi değil, tersine parasal daralma etkisi yapma- sının bile mümkün olabileceğini ileri sürdü Deniz Gökçe. Bu açıdan da emisyondaki son artışla enflasyon arasında doğ- rudan bir ilişki kjrmanın doğru olmadığım belirtti. Emisyondaki bu ani artışın Merkez Bankası'nm "para prog- ramı"nı nasıl etkilediğini ve etkileyeceğini önümüzdeki dö- nemde göreceğiz. "Para programı"nın henüz kesin olmayan 1990 yılı uygulaması sonuçlanna baktığımızda geçen yıl emis- yon artışının yüzde 70'i bulmasına karşın Merkez Bankası- nın önem verdiği ve yüzde 35-48 arasında artmasını öngör- düğü "Merkez Bankası parası"nın yıllık artışı yüzde 27 do- layında kalmış. Buna karşıhk yılın bütününde yüzde 23-33 arasında kalan bir artış göstermesi beklenen "dış varlıklar" yüzde 45lik bir sıçrama göstermiş ve gene öngörülen he- defin üstünde artış gösteren "dış yükümlülükler"le birlikte toplam bilanço büyüklüğünün öngörülen hedef limitlerinin biraz üstüne çıkmasına neden olmuş. TC Merkez Bankası'nm 1990 yılı "para programı" için be- lirlemiş olduğu hedefler ve 28.12.1990 tarihi itibarıyla gerçek- leşme rakamları şöyie: Toplam aktifler —Dış varlıklar —İç varlıklar Topiam pasifler —Oöviz yükümlûlükleri • Oış yûkûmlûlükler • İç yûkûmlûlükler —Merkez B. parası sı bilanço; IMtf (WI»*T14 55*0.000 22-24.000 33-38.000 55-60.000 30-32.500 22-24.500 7.5-8.000 25-27.500 ,u 1990 B>iitMi|w (IHIy«TU 60.787 26.052 34.735 60.787 37.324 26.343 10.981 23.463 • IteM 12-22 23-33 6-16 12-22 -2-7 8-18 -23- -18 35-48 24.1 45.2 11.9 24.1 22.5 27.5 12.1 26.6 Di MeBu tablodan da görüldüğü gibi Merkez Bankası'nm 1990 yılı "para programı"nda hedeflerden sapma, döviz operas- yonundan kaynaklanmış. Özellikle Körfez krizinin patiama- sından sonra Merkez Bankası dış borçlanmasını ve döviz var- Itklarını öngörülen hedefleri aşacak şekilde artırmış. Krizin etkilerine karşı bir önlem olarak yapılan bu uygulama yüzün- den de programın hedeflerine tam olarak varılamamış. Bildiğim kadar Merkez Bankası uzmanları çesitlı parasal büyüklüklerle ve bilanço kalemleriyle enflasyon arasındaki ilişkiyi kurabilmek için çalışmalannı sürdürüyorlar. Yalnızca emisyon rakamlarına bakarak enflasyon hakkmda tahmin yapmanın ise son derece yanıltıcı olacağını belirtiyorlar. Sa- nıyorum bu görüşlerinde epeyce haklılık payı var. Yapısı de- ğişen ekonomimizde ve mali sistemimizde hangi ilişkilerin gerçekten geçerli olduğunu saptamak için artık çok daha dik- katli olmak, yeni gelişmelerin ve yeni araştırmaların sonuç- larını gözardı etmemek gerekiyor. GÜCÜMÜN KAYNAĞI İMTAŞ SİGORTA Gelin Salihli'ye, Hasan Ulaş'ı sorun. Tanımayan tek bir kişi bulamazsınız. Hasan Ulaş benim. Inrtaş Sigorta Salihli Acentesi. Bu civarda, yanan, yıkılan, yokolan her şeyi yerine koyabilmenin gücü bendedir. Imfaş Sigorta'nın böyük mali desteği ve 72 yılhk tecrübesi sayesinde bu güne kadar yüzlerce hasan anında ödedik. Acente, şirketinden aldığı gücü müşterilerine yansıtır. Çevremde bana baba diyorlar, adıma şiirler yazıyorlarsa, bunu İmtaş'a borçluyum. GÜCÜMÜN KAYNAÖ1 İMTAŞIN GÜCÜDÜR. Hasan ULAŞ İmtaş Sigorta Acentesi SALİHÜ İmtaşSigortaİTTIM*OI Wllll T U U ANONİM $ l » t T I "Bu Gücü Kullanın"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle