Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
/ ŞUBAT 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13
SERBEST PİYASADA DÖVİZ
ABOOalan
BSı Mman MarVa
İsvıçre f rangt
Hotenöa Ftonın
ms«z Stertnı
FranscFrangı
lOOItalyanütrt
SAKyali
Avusturya Şıkni
Oövi2 irt. (S) =
30 95
2083
2450
1845
6150
610
273
785
293
Sttş
3106
2093
2460
1855
6220
518
278
795
296
3120
MLT1N GÛMÛŞ
Cumhunyct
Reşal
24 ayar aftn
22 ayar bite*
900 ayar gûmüş
Vafcıfbank A/tm
BraatMtını
HahMbn
M Bvfcaa 1 Ons S
Ahşj Saöş
246 000
280.000
36.800
33.200
432
205.000
209.000
203.000
368»
251 000
290 000
36.950
36 600
464
210.000
214.000
208.000
366 25
TL imetonta Ort. F«a (%) 64 89
Vergi iadesi
arttı
• ANKARA (Cumhuriyet
Barosu) — Fatura ve fişle
belgelendirilen harcamalar
karşıhğı ödenen vergi iadesi
oranlarını arttıran
kararname 1 Ocak 1991'den
geçerli olmak üzere
yürürlüğe girdi. Yeni
ödenecek vergi iadesi
tutarlan belirli harcama
dilimleri itibariyle eski
sistenüe karşılaştırmalı
olarak şöyle:
BdgeU Eski teni
harcana iade Iade
60.000
120.000
150.000
200.000
500.000
1.000.000
1500.000
2.000.000
10.500
15.500
17.000
19.500
34.500
59.500
84.500
109.500
6.000
18.000
21.600
27.600
42.600
67.600
92.600
117.600
Otomotivde
rekor üretim
• Ekonomi Servisi —
Otomotiv sanayii, geçen yıl
tarihinin en yüksek
üretimine ulaştı. OSD'nin
rakamlarına göre 1989
yıhnda 165 bin 398 olan
üretim rakamı geçen yıl
yü2de 45 artarak 239 bin
867'ye ulaştı. Sanayinin
toplam kapasite kullanımı
da yüzde 55 olarak
gerçekleşti. 1990 yıhnda
üretilen otomobillerin sayısı
da 167 bin 556 oldu.
Otomotiv sanayiinin yılhk
üretimi şöyle:
1990 1989
Çekici
Kamyon
Kamyonet
Otomobil
Otobüs
Mtnibûs
Mitjibûs
Traktör
BDöver
281
16.671
10.560
167.556
1.689
8.105
.4.288
30.712
5
177
11.614
7.400
118.314
1.069
5.955
1.984
18.884
1
Akbank'ın kârı
trilyona doğru
• Ekonomi Servisi —
Akbank'm 1990 yılında
vergi öncesi kârının 814
milyar lirayı bulduğu
açıklandı. Bankanın vergi
sonrası net kân ise 744
milyar lira olarak
gerçekleşti. Bu konuda bir
açıklama yapan Akbank
Genel Müdürü Hamit Belli
şöyle dedi: "Akbank'ın elde
ettiği bu kânn içerisinde
gayrimenkul veya hisse
senedi saüşlarından doğan
yapay kâr unsurları
bulunmamaktadır!' Şu ana
kadar 1990 sonuçlarıyla
ilgili açıklama yapan büyük
şirketlerin 1989 ve 1990
vergi sonrası kârlan şöyle:
1989 1990
Akbank
Ç. Etektrik
Fınansbank
T. Dışbank
Tûtünbank
345.313
136.460
32.036
25.393
7.665
Tıırizme
kredi
744.000
123.636
68.103
58.163
41.832
• Ekonomi Servisi —
Körfez krizi nedeniyle
"'darboğaza giren turizm
sektörüne tahsis edileceği
açıklanan 200 milyon dolar
tutanndaki kredinin, yaltuz
seyahat acentelerini değil
ttim sektörü kapsadığı
açıklandj. TUROB Başkanı
Sinan Babila, TUSEK
adına sunulan öneriler
pakeünin Yüksek Planlama
Kurulu'nda benimsendiğini
söyledi. Babila, "Bu talep
sektör adına yapılmıştır.
200 milyon dolar sektöre
verilecektir. Tüm sektörün
menfaati gözetilmiştir"
dedi.
Savaş riskü
bölgeler
• Ekonomi Servisi —
Deniz Ticaret Odası ve
Ulastırma Bakanhğı
Türkiye'nin tüm limanlannı
'savaş riskli bölge" ilan eden
Londra'daki gemi
sigortacılannın kararının
değiştirümesini sağladı.
Londra'da sigortacılar, 22
ocak günü Karadeniz,
Marmara, Ege ve
Akdeniz'deki tüm Türk
limanlarını savaş bölgesi
ilan etmiş armatörlere bir
hafta süre tanımışlardı. Bu
limanlara giren gemiler, ek
prim ödeyeceklerdi.
Mııtfakta stok ve savaş ayıİstanbul'da yaşayan dört
kişilik bir ailenin ayhk
mutfak harcaması ocak
ayında arahk ayına göre
yüzde 3 artarak 839 bin 514
liraya ulaştı.
Ekonomi Servisi — Ortadoğu'dan atı-
lan bombalar mutfağa isabet etti. tstan-
bul'da yaşayan 4 kişilik ailenin ayhk
mutfak harcaması ocak ayında yüzde 3
artarak 814 bin 189 liradan 839 bin 514
liraya fırladı. Bu artışta birçok temel gı-
da maddesine yapılan yeni zamlar ile sa-
vaş nedeniyle bir anda kıymete binen
bakliyattaki "suni" fiyat artışlan rol oy-
nuyor. Mutfak harcaması arahk ayında
yüzde 5 artmıştı.
Ocak ayında gıda piyasası oldukca ha-
reketli günlere sahne oldu. 1991 yıhnı bir
dizi zamlarla açan piyasa, "15 ocak ta-
rihi gün"ün arifesinde yeni zamlara ge-
be kaldı. Aylardır beklenen savaşın so-
nunda gerçekleşme olasıhğmın artması
piyasada özellikle bakliyata olan talebin
patlamasına neden oldu. Savaş çıkacak
diye mercimek, pirinç, nohut, fasulye gi-
bi mallara hücum eden halk, fiyatlan da
pompaladı. Bu hücumdan yararlanmak
isteyen bazı tüccarlar bakliyat Fıyaüan-
nı birkaç gün içinde yüzde 10 oranında
arttırdılar. Bu hücum, uzun süredir dur-
gunluktan yakınan esnafın da yüzünün
gülmesine neden oldu. Savaşın başladı-
ğı günden sonra ise piyasayı asm bir dur-
gunluk sardı. Stokunu önceden yapan
halkm yaklaşık bir hafta ahş verişini
önemli ölçüde kısması piyasayı mateme
boğdu.
Istanbulda yaşayan 4 kişilik bir ailenin aylık mutfak harcaması (TL)
oritain Mta
Peym
Zeytin
Şeter
Çay
Et
Ekmek
sm
Yumurta
Yogurt
Un
Makama
Pirinç
Bakliyat
Patates
Soöan
Sebze
Meyve
Margarin
Ayçiçekyağı
Zeytinyağı
Tereyağı
Tüpgaz 12 KQ.
T0PIAM
Arahk fiyat
16.667
17.333
3.900
11.933
18.167
700
2.000
300
4500
L 1.867
2.000
3.317
3.065
1
1300
1300
2209
2299j
4.667
3.933
8.833
19 333
19.300
Ocafcfiyatı
16.667
17 667
3.900
15067
19 000
700
2.000
300
4.733
2.000
2.300
3.633
3.531
1333
1.300
2.187
2.356
4.600
4.567
9.000
19.333
19.300
kytık aiktar
4Kg.
15%
6Kg.
0.8 Kg.
15 Kg.
72 adet
15 U.
90 adet
15Ko.
3Kg.
2Kg.
4Kg.
4.5 Kg.
SKg.
6KQ.
30 Kg.
[_ 30 KQ.
2Kg.
1 Kg.
1 Kg.
0.5 Kg.
1 adet
infckMan
66.667
26.000
23,400
9.547
r
272.500
50.400
30 000
27 000
67.500
5.600
4.000
13.267
13.793
10400
7800
66.270
•68.980
9 333
3.933
8.833
9.667
19300
«14.189
Ocak tntan
66.567
26500
- 23.400
t2 053
285000
50.400
30.000
27.000
71.000
6.000
4.600
14.533
15.891
10667
7.800
65 600
70.670
9.200
4.567
9.000
9.667
19.300
839.514
Eminönü'ndeki Boyabat Pazan'nın
sahıbi Mehmet Ali GUrel, satışlann bu
hafta içinde normale döndüğünü belir-
tiyor. Hücum anmda cironun yüzde 100
amığına dikkat çeken Gürel, savaştan
sonraki günlerde ise cironun yüzde 70
azaldıgını söylüyor. "Ev stoğu ne kadar
dayanır ki. Sonunda bittneye başladı. Bi-
rim satışlanmız da normala döndii" di-
yen Gürel, bu arada veresiye isteyenlerin
sayısımn arttığma hatta lokanta gibi bü-
yük müşterilerinin hem az alıma gittik-
lerine hem de borçlarını zamamnda ode-
mediklerine dikkat çekiyor.
Savaş nedeniyle en çok stoklanan bak-
liyattaki fiyat artışlan ocak ayı mutfak
enflasyonunu körükleyen mallar arasın-
da başı çekiyor. Geçen ay bakliyat fiyat-
lannın ortalama yüzde 15 arttığı gözle-
niyor. Kırmızı mercimeğin fıyatının bir
ay içinde yüzde 25, yeşil mercimeğin yüz-
de 29, kuru fasulyemn ise yüzde 14 art-
tığı dikkat çekiyor.
Geçen ay en çok zam gören bir diğer
gıda maddesi de çay. 1990 yıh içinde 5
kez arttınlan çay fiyatlan ocak ayı or-
tasında yeniden yükseldi. 22 ocak günü
iekel'ricn yapılan açıklamada cay fiyat-
lanmn yüzde 25 oramnda arttırıldığı bil-
dirüdi.
Ocak ayında makarna fiyatlan da or-
talama yüzde 15 yükseldi. Ocak ayı ba-
şında makarna üreticilerinin yaptığı zam,
piyasaya hemen yansıdı. Böylece 500
gramhk bir paket makarnanın fiyatı or-
talama 1000 liradan 1150 liraya yüksel-
di. Geçen ay una olan talebin artması un
fiyatlannı da körükledi. Aralık ayında
yüzde 8 artan un fiyatlan ocak ayında
da yüzde 7 arttı. Ayçiçekyağı da geçen
ay içinde yüzde 16 zam gördü. Marga-
rinde ise yüzde l'lik bir azalma dikkat
çekiyor. Arahk ayı içinde zam gören
margarinin bu ay içinde azahnası piya-
sada "Satış olmadığından bazı bakkal-
lar kendilerinden vererek, özellikle mar-
garinde 50-100 liralık kiiçük indirime gi-
diyorlar. Amaç saüşjan arttırmak" di-
ye yonımlanıyor.
Kuru gıda piyasasında fiyatlar sürek-
li artarken yaş sebze ve meyve piyasasın-
da fiyatlann yerinde saydığı hatta bazı
yerlerde düştüğü dikkat çekiyor. Aşın
durgunluktan yakman manavlar, hava-
ların soğumasma karşın sebze fiyatlan-
nm artmadığına dikkat çekiyorlar.
Helikoptere
6
yerli kat kf
ESİN SUNGUR
Savunma Sanayii Müsteşarlı-
ğı, Türkiye'de yılda 200 adet he-
likopter üretecek fabrikanın ku-
ruluşu için ihaleye katılan fırma-
lardan son tekliflerini vermele-
rini istedi. Musteşarhğın yeniden
teklif istemesi, geçen yılın ara-
hk ayında sonuçlanması gereken
ihalenin bu yıhn sonlarına doğ-
ru sarkmasına neden oldu.
Firmalardan yeni teklif isten-
mesi konusunda bilgi veren Sa-
vunma Sanayii Müsteşarhğı yet-
kilileri, ihale şartnamesinde de-
ğişiklik olmamasına rağmen ba-
zı firmaların ilk tekliflerinden
daha farkh yeni tekliflerde bu-
lunduklannı belirterek "Deği-
şiklik yapma imkânını butün
firmalara tanımak istedik" de-
diler. Yetkililer, ihaleye katılan
firmalann mart ayına kadar son
tekliflerini vereceklerini hatırla-
tarak, teklif yenilenmesinde di-
ğer ttir amaçlanıun da projeler-
deki yerli katkı oranının azami
ölçüde armnlması olduğunu
bildirdiler.
Geçen yıhn mart ayında ve-
rilen ilk teİcliflerden sonra ağus-
tos ayında test uçuşları yapan
firmalar, deneme uçuşlannın so-
nuçlanna göre ilk tekliflerinde
değişikliğe gittiler.
Savunma Sanayii Müsteşarlı-
ğı'nın Diyarbakır'da yaptırdığı
test uçuşlannda 412HP helikop-
terinin, Sikorsky'nin Black
Hawk ve Aerospatiale'in Süper
Puma'smdan sonra üçüncü ol-
ması, Amerikan Bell şirketinin
Türkiye'de yılda 200 adet helikopter
üretecek fabrikanın kuruluşu için açılan
ihalede, Savunma Sanayii Müsteşarlığı
projelerdeki yerli katkı oranımn azami
ölçüde arttınlmasım sağlamak amacıyla
ihaleye katılan yabancı şirketlerle Türk
ortaklarından yeni teklif istiyor. Firmalar,
mart ayına kadar son tekliflerini verecekler.
ihaleyle daha yakından ilgilen- yerli katkı oranımn bir miktar
mesine neden oldu. İlk teklifin- daha yukanya çekildiği belirtil-
de sadece hsans vererek yatınmı di- Firmalann son tekliflerinde
Türk tarafına bırakan Bell fır- helikopter motorlannın bazı
ması, test sonuçlarının açıklan- parçalarmın Türkiye'de üretil-
mesi yer alıyor. Fransız Aerospa-
tiale bu ay başında TAİ tesisle-
rine yaptığı ziyarette beraberin-
de, Süper Puma'larm motorla-
masmdan sonra tekhfini yenile-
yerek getirecekleri krediyle
F-16'lann imal edildiği TAİ te-
sislerinde ortak üretim önerdi.
İhaleye katılan firmaların,
test uçuşlanndan sonra getirdik-
leri yeni tekliflerde üretimdeki
rını üreten Turbomeca'nın tek-
nik uzmanlar heyetini de götü-
rerek proje konusunda görüştü.
Aerospatiale'den yapılan açıkla-
mada, Turbomeca'nın Türkiye1
-
de üretim tesisi kurması halin-
de genel maksat helikopterleri-
nin dışında, TtGRE ve NH90
helikopterlerirün üretimine geçi-
lebileceği vurgulandı. Aerospa-
tiale ve Turbomeca teknik heye-
tinin ziyaretinde, sivil ve askeri
helikopterlerin silah, iletişim ay-
gıtlan gibi Önemli sistemlerinin
de Türkiye'de üretilmesi konu-
su ele alındı.
Bell firmasının Türkiye tem-
silcisi Doç. Dr. Müren Gökeri,
kendilerinin getirdikleri teklifte
de 412HP'lerin motorlarını üre-
ten Kanada firmasının ortaklı-
ğının bulunduğunu belirterek
motor fırmasıyla yapılacak iş-
birliğinin başlangıçta montaj ve
test işlemlerini içerdiğini, daha
sonraki asamalarda ise bazı mo-
tor parçalarının üretiminin ger-
çekleşebileceğini söyledi. Motor
parçası yapımının motoıun ta-
mamını yapmaktan daha kârh
olduğunu vurgulayan Gökeri,
TAl'nin parça üretimi için uy-
gun bir tesis olduğunu belirt-
ti.
Sikorsky gibi kendilerinin de
ABD Eximbankı'ndan kredi
kullanacaklannı hatırlatan Gö-
keri, Eximbank kredisine ilave
olarak Canada Finans şirketin-
den de fmansman sağlayacakla-
rını bildirdi.
Skorsky'nin Black Hawk he-
likopterlerinin motorunun Ge-
neral Elektrik'in Eskişehir'de
kurulu motor fabrikasından
sağlanacağı büdirildi. Agusta da
işbirliği yaptığı motor üreücisi
firmayla montaj ve test asama-
larında ortakhk kuracak.
Savaş, enflasyonu körükler
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Business ınter-
national'm Türkiye hakkmda
her ay siyasi ve ekonomik görüş-
lerini yansıtan "Turkey
Monilor" raporunda "Türkiye
eğer Kuz«> Irak'a müdahale
ederse buradan çıkması çok zor
olur" denildi. Raporda ayrıca
Körfez savaşı nedeniyle Türki-
ye'nin içine düşeceği dar boğa-
zın uzun vadede Batı tarafmdan
giderilmekle birlikte "1990'da
hissedilmeyen sorunların,
1991'de ortaya çıkacafcı" tahmi-
ni yapıldı. Raporda 1991 için en
önemli iki sorun, enflasyon ve
Türk Lirası'nın değer kaybı ola-
rak belirlendi.
"Economist" yayın kurumu
bünyesınde yer alan "Business
lnternational" örgutü tarafm-
dan yayımlanan ve sadece abo-
nelere dağıtılan 'Turkey
Monitor" adh ayhk raporda,
Türkiye'nin Körfez savaşına iliş-
kin tutumu ve yüklendiği eko-
nomîk sorunlar değerlendirildi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile
muhalefet ve ordu arasında gö-
rüş ayrılığı bulunduğu kaydedi-
lerek "Ülke içinde savaşa karşı
muhalefet artarken bu konuda
isteksiz olan Genel Kurmaydan
da hayra alamet olmayan ho-
murtular duyuluyor" ifadesi
kullamldı. Türk Silahlı Kuvvet-
leri'nin savaşa doğrudan katıl-
maları henüz uzak bir olasıhk
olarak görülürken Kuzey Irak-
ta olası bir müdahalenin doğu-
racağı sorunlar üzerinde şöyle
duruldu:
"Kuzey Irak'ta Kerkük'te bir
Türkmen azınlık varsa da ço-
gunluk Kürttür. Tüm Irak'a
Tiirkçe konuşan nüfus yüzde
2'dir. Eger Türkiye Kuzey Irak'a
girerse bunu Birleşmiş Milletler
şemsiyesi altmda bir işgaki guç
olarak yapma>ı yeğler. En azın-
dan Türkiye, Irak'ın geleceği ya
da bolünmesi konusunda yapı-
lacak herhant>> bir toplantıda
yer isteyecektir. Ancak Türkiye
bir kere Kuzey Irak'a girerse, bu
yörede tarihi haklan olduğunu
düşünen kamuoyu baskısı nede-
niyle çekilmesi çok zor olur."
Raporda daha sonra şu gc
rüşlere yer verildi: "Sorun,
Türkiye'nin bunalun sonrasında
Batılı, Ortadoğulu ya da bekçi
türii bir askeri guç olma konu-
sunu gündeme getirmiştir. Her
ne kadar Türkiye Dışisleri Ba-
kanlığı, ülkenin Batı'nın bölge-
sel jandarması olamayacağı gö-
rttsünde>se de bu goriiş degişe-
bilir, çünkü Ali Bozer'in istifa-
sından sonra Özal, Dışişleri Ba-
kanbğı'nı doğrudan kendi yöne-
timine aldı."
Ordunun, dış siyaset nedeniy-
le Özal'la arasmın "gergin" ol-
duğu ifade edilen raporda, ger-
ginliğin savaş öncesinde de
"Özal'ın İslamcı köktendincilik
konusunda goslerdiği belirsiz
tutum ve Cumhurbaşkam'nın
doğrudan halk tarafmdan seçil-
mesini önermesi" ile başladığı
hatırlatıldı. Ordunun, Körfez sa-
vaşına katılmayı benimsememe-
sinde bir başka neden olarak
"büyük ölçüde deneyimsiz* ve
yetersiz donanımlı oluşu" gös-
terildi. Raporda, bu savaşta be-
lirleyici etkenin "teknoloji" ol-
duğuna dikkat çekilerek "Bu da
Türk ordusunda eksikıir" denil-
di.
Ekonomik durum
"Turkey Monilor" raporunda
ekonomik durum irdelenirken
1991'de genel seçime gidiidiği
takdirde enflasyonu körükleyi-.
ci nitelikte uygulamalar içeren
1987 döneminin "bir ölçüde ye-
niden, ancak bu kez iicret artış-
larıyla sahnelenebileceği" belir-
tiliyor. Ancak savaş nedeniyle
seçimin 1992'de yapılmasının
beklendiği kaydedilerek "Önem-
li sorun Körfez savaşının ne hu-
la sonuçlanacağı, Türkiye'nin
rolü ve sonuçta bunun, Turçut
Özal ve ANAP taraftarlannı
arttınp arturmayaca|ıdır. Körfez
savaşı, savasın etkilerinden çok,
hükümetin daha önce güçlü iç
siyasal nedenlerle ilan ettiği, an-
cak u>gula>amadığı siyasetler-
den 180 derecc çark etmesi için
mazeret sağlayabilir'' denildi.
Konjonktürel nedenlerle
Türkiye'nin, Körfez savaşının
olutnsuz etkilerini bu yıl gerçek
anlamda hissedeceği öne sürü-
lürken şu noktalardan hareket
ediliyor:
• Petrolfiyatınmdurumu be-
lirsizliğini koruyor. Türkiye'de
ise sonbaharda petrol ürünleri-
ne yüzde 70 zam geldi.
• lrak, hampetrolünün Türki-
ye"den geçişi, Irak'a ihracat ve ti-
caretin durması, 280 milyon do-
lar tahmin edilen bir zarardır ve
bu yıl kendini duyuracaktır.
• 1990'da turizm olumsuz et-
kilenmedi, çünkü Kuveyt'in iş-
gali mevsimin ilerlediği bir sıra-
ya rastladı. Ancak bu yıl çok re-
zervasyon iptali bekleniyor.
• Yabancı yatmmlar kısa va-
dede etküenir, ancak uzun vade-
de Türkiye'nin çekiciliğine zarar
gelmez. Yabancı sermaye akışı
ağustos öncesinde ayda 65-70
milyon dolarken bu, 50-55 mil-
yon dolara düştü. Ancak yatı-
run izinleri 1989'da 1.4 milyar
dolarken 1990'da 1.8 milyar do-
lara tırmandı.
Raporda Türkiye'ye Baü'dan
yapılacak yatırımlara da değini-
liyor. 1990 sonuna kadar verilen
miktar 750 milyon dolar olarak
saptandı. Rapora göre Türkiye-
ye yapılacak yardımda şu ka-
lemler var: Suudi Arabistan'dan
l.l milyar dolar değerinde pet-
rol, AT'den 400-500 milyon do-
lar tutarında yardım (Avrupa
Komisyonu önceki gün bunun
241 milyon dolarlık bölümünü
faizsiz kredi olarak sağlamaya
karar verdi), Kuve>i'ten 2.5 mil-
yar dolar tutarında yardım sö-
zü. Raporda "Buna, ABD'nin
tekstil kotasına tanıdığı iki kat
artıştan oluşaeak ihracat da ek-
lenmeli. Ancak İstanbuilu işa-
damlan tekstil sanayünin bu ko-
tayı doldurabileceginden kuş-
kulu" ifadesi kullanıhyor.
Kamu sektörü borçlanması-
nın ulusal gelire oranla giderek
arttığı kaydedilen raporda, ara-
daki farkın 1990 sonunda yüz-
de 8.5'e ulaştığı hesaplandı. Kı-
sa vadeli dış borçlanmada da ar-
tış olduğu vurgulanarak 1990
başında bunun 3 milyar dolar-
ken ilk 10 ayda 2.9 milyar dolar1
daha borçlanıldığına dikkat çe-
kildi, "Türkiye l°87'deki dunı-
muna geri döniiyor gibi" ifade-
si kullamldı. Şimdiki halde Mer-
kez Bankası'nda 6.3 milyar do-
lar, bankalarda da 5.5 milyar
dolar döviz rezervi bulunduğu-
na dikkat çeken bazı görüşlere
göre Türkiye'nin 1987'deki du-
rumdan farkh bir konumda ol-
duğu da belirtiliyor.
Raporda borçlanma konu-
sunda şu görüş ortaya atıhyor:
"Kısa vadeli borçlanma.
1989un son çeyreginde başladı.
Türkiye'de faiz oranlan ile ya-
bancı faiz oranlan arasındaki
farktan ötüıii şirket ve banka-
lar dışandan kredi alarak bunu
Türk Lirası'na çevirip işletme
sermayesi ya da yatınm için kul-
lanmayı yeğlediler. Ancak bu,
şubat-mart 1990dan itibaren
tıızlandı. Bu nedenle Türkiye,
vadesi bu yıl gelecek borçlar ne-
deniyle sıkışıklığa düşebilir. He-
le yabancı kreditörlerin Türkiye
dahil hiçbir yerde veni kredi aç-
ma>a istekli olmadıklan bir sı-
rada..."
"Kısa vadeli borçlanma han-
gi uzun vadeli yatırımlara yapıl-
dı?" diye sorulan raporda,
"Önemli ölçüde banka ve şirket
hassas bir konumda. Daha akdh
olanlar, onlemlerini sonbaharda
aldılar. Büyük licari gruplarca
desteklenen şirketler ile sadece
komisyonculuk yapanlar arasın-
daki fark daha da belirginleşe-
cek" denildi.
Besim Tibuk
Ayağımızı
yorganımıza
göre uzattık
Ekonomi Servisi — Net
Holding Yönetim Kurulu Baş-
kanı Besim Tibuk, Ramada
Oteli'nin kapatılacağı ya da sa-
tılacağı yolundaki söylentileri
yalanladı. Tibuk, "Turistik
magaza ve otellerden 6 ay sü-
reyle hiçbir katkı beklemiyo-
ruz. Ayağımızı >organımıza
göre uzattık" dedi.
Net Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Besim Tibuk, ^yogur-
du üfleyerek yediklerini" belir-
terek "Şu anda sektör çok
durgun. Biz turistik mağaza ve
otellerden 6 ay boyunca hiçbir
gelir elde edemeyeceğimizi göz
önüne alarak hesaplarımızı
yaptık. Ayağımızı yorganımıza
göre uzattığımız için sıkıntımız
yok" dedi.
Laleli'deki Ramada Oteli'-
nin kapatılacağı ya d^a satıla-
cağı yolundaki söylentileri de
yalanlayan Besim Tibuk şun-
ları söyledi:
"Otelin şu andaki doluluk
oranı yüzde 15. Kriz olmasay-
dı bu mevsitnde yüzde 60lık
oranı >akalardık. Konaklayan
müşteri sayısımn azlıgına rag-
men otel bünvesindeki pasta-
ne ve lokantalar çok iyi
calısıyor. Buralardan sağlanan
gelir zaran azaltı>or. Oteli ka-
patmamız söz konusu olamaz.
Sektörün şu andaki zor duru-
mu nedeniyle satmamız da söz
konusu değil. Ramada Oıeli-
ni yeniden inşa etmeye kalksa-
nız 40 milyon dolara mal olur.
Bu ortamda, bu kadar parayı
kimse otele yatırmaz."
Net Holding'in en büyük
ortaklannın yabana yatmmcı-
lar olduğunu söyleyen Besim
Tibuk, Amerikalı yatınmcıla-
nn ADR kanahyla holdingin
yüzde 15 hissesini satın aldık-
larını söyleyerek sözlerini şöy-
le tamamladı:
"ABD'deki yatınm fonlan
Net Holding hisselerini S bin
liradan almaya başladılar.
Alımlar, hissenin değeri Kör-
fez krizi nedeni>le 2 bin 200 li-
raya düşene dek sürdü. Şu
anda Net Holding hisseleri
1400-1500 liradan işlem görü-
yor. ABU'li uzmanlar hisse ba-
şına 10 bin liralık fiyat
biçmişti. Onlar da bizim gibi
Körfez savaşının bitmesini
bekliyorlar."
EKONOMINOTLARI
OSMAN ULAGAy
Emisyon, Enflasyon ve
'ParaProgramı'nda Durum
Halkımız Körfez savaşını karşılamak için makarna stokutv
dan sonra para stoku yapmaya karar verince bankalara hü-
cum oldu ve bunun sonucunda bankalara akıtılan yeni bank-
notlarla emisyon hacmi bir hafta içinde 13 trilyon liradan 19
trilyonun üzerine kadar tırmandı. Daha sonra insanlarımız
herhaide savaşı "para yiyerek" geçiremeyeceklerine karar
vermiş olmalılar ki çekilen mevduatın bankalara dönmeye
başladığı belirtiliyor. Emisyon hacmi de 17 trilyon lira dolay-
lanna kadar geri çekilebildi. Ne var ki bu rakam bile 2 Ocak
1991'e göre yüzde 25 dolayında bir artışı ifade ediyor. Ge-
çen yıltn ocak ayında emisyonun hiç artmadığı, yıllık artışm
ise yüzde 70 olduğu anımsandığında bu yılın ocak ayındaki
artışın çok yüksek olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Emisyon ocakta böyle patladığında yıllar yılı enflasyonun
emisyonla çok yakından ilişkili olduğuna inandınlmış insan-
ların kafasında hemen beliren soru tabii şu oldu: Emisyon
ocakta ani bir tırmanış yaptığına göre acaba bunun arkasın-
dan enflasyonda büyük bir tırmanış mı gelecekti? Emisyon-
daki patlamayı enflasyondaki patlama mı izleyecekti?
Hafta başında Türkiye Bankalar Birliği'nce düzenlenen bir
seminerde konuşan Doç. Dr. Deniz Gökçe, bu gibi sorulan
sormanın bile "emisyonmani"nin bir göstergesi olduğunu be-
lirterek emisyon rakamının neden enflasyonun önemli bir be-
lirleyicisi olmadığım anlattı. Santrım Deniz Gökçe'nin yerin-
de Rüşdü Saracoğlu olsaydı o da bundan pek farklı bir şey
söylemeyecekt).
Dr. Deniz Gökçe'nin 28 Aralık 1990 tarihi) verileri de kulla-
narak yaptığı konuşmanın, emisyonun önemi konusuna açık-
lık getirme açtsından yaraıiı olduğunu düşündüğüm için üze-
rinde biraz durmak istıyorum.
Bir kere son yirmi yılın rakamları emisyonun Merkez Ban-
kası pasifleri içindeki öneminin nasıl azaldıgını çarpıcı biçim-
de gösteriyor. Emisyonun Merkez Bankası bilançosundaki pa-
yı 1971 sonunda yüzde 50 iken 1988 sonunda yüzde 12'ye
kadar düşmüş. Daha sonra, izlenen politikaların da etkisiy-
le 1989 sonunda yüzde 17'yi aşan emisyonun payı 1990 so-
nunda yüzde 23'ü aşmış. Emisyonun merkez bankaları bi-
lançosundaki payı ABD'de yüzde 80'leri, Almanya'da yüzde
50'leri buluyor ve bu ülkelerde emisyonun yakından izlen-
mesi büyük önem taşıyor. Bildiğım kadar Sayın Saracoğlu1
nun kafasındaki sağlıklı bilanço modelinde de emisyonun pa-
yının hiç olmazsa yüzde 50'lere Kadar yükselmesi amaçla-
nıyor. İşte o zaman emisyon çok yakından izlenmesi gere-
ken bir gösterge haline gelecek yeniden. Ama şimdilik bu
hedelin epeyi uzağındayız ve bu nedenle Deniz Gökçe'nin
belirttiği gibi emisyon rakamlarına aşın bir önem atfetmek
pek doğru görünmüyor.
İkincisi, emisyondaki son artış normal bir artış değil. Ban-
kadan paralarını çeken insanlar bu parayı yastık altında tu-
tarken bankaların kredilerini kısmasının sonuçta parasal ge-
nişleme etkisi değil, tersine parasal daralma etkisi yapma-
sının bile mümkün olabileceğini ileri sürdü Deniz Gökçe. Bu
açıdan da emisyondaki son artışla enflasyon arasında doğ-
rudan bir ilişki kjrmanın doğru olmadığım belirtti.
Emisyondaki bu ani artışın Merkez Bankası'nm "para prog-
ramı"nı nasıl etkilediğini ve etkileyeceğini önümüzdeki dö-
nemde göreceğiz. "Para programı"nın henüz kesin olmayan
1990 yılı uygulaması sonuçlanna baktığımızda geçen yıl emis-
yon artışının yüzde 70'i bulmasına karşın Merkez Bankası-
nın önem verdiği ve yüzde 35-48 arasında artmasını öngör-
düğü "Merkez Bankası parası"nın yıllık artışı yüzde 27 do-
layında kalmış. Buna karşıhk yılın bütününde yüzde 23-33
arasında kalan bir artış göstermesi beklenen "dış varlıklar"
yüzde 45lik bir sıçrama göstermiş ve gene öngörülen he-
defin üstünde artış gösteren "dış yükümlülükler"le birlikte
toplam bilanço büyüklüğünün öngörülen hedef limitlerinin
biraz üstüne çıkmasına neden olmuş.
TC Merkez Bankası'nm 1990 yılı "para programı" için be-
lirlemiş olduğu hedefler ve 28.12.1990 tarihi itibarıyla gerçek-
leşme rakamları şöyie:
Toplam aktifler
—Dış varlıklar
—İç varlıklar
Topiam pasifler
—Oöviz yükümlûlükleri
• Oış yûkûmlûlükler
• İç yûkûmlûlükler
—Merkez B. parası
sı bilanço;
IMtf
(WI»*T14
55*0.000
22-24.000
33-38.000
55-60.000
30-32.500
22-24.500
7.5-8.000
25-27.500
,u 1990
B>iitMi|w
(IHIy«TU
60.787
26.052
34.735
60.787
37.324
26.343
10.981
23.463
• IteM
12-22
23-33
6-16
12-22
-2-7
8-18
-23- -18
35-48
24.1
45.2
11.9
24.1
22.5
27.5
12.1
26.6
Di MeBu tablodan da görüldüğü gibi Merkez Bankası'nm 1990
yılı "para programı"nda hedeflerden sapma, döviz operas-
yonundan kaynaklanmış. Özellikle Körfez krizinin patiama-
sından sonra Merkez Bankası dış borçlanmasını ve döviz var-
Itklarını öngörülen hedefleri aşacak şekilde artırmış. Krizin
etkilerine karşı bir önlem olarak yapılan bu uygulama yüzün-
den de programın hedeflerine tam olarak varılamamış.
Bildiğim kadar Merkez Bankası uzmanları çesitlı parasal
büyüklüklerle ve bilanço kalemleriyle enflasyon arasındaki
ilişkiyi kurabilmek için çalışmalannı sürdürüyorlar. Yalnızca
emisyon rakamlarına bakarak enflasyon hakkmda tahmin
yapmanın ise son derece yanıltıcı olacağını belirtiyorlar. Sa-
nıyorum bu görüşlerinde epeyce haklılık payı var. Yapısı de-
ğişen ekonomimizde ve mali sistemimizde hangi ilişkilerin
gerçekten geçerli olduğunu saptamak için artık çok daha dik-
katli olmak, yeni gelişmelerin ve yeni araştırmaların sonuç-
larını gözardı etmemek gerekiyor.
GÜCÜMÜN KAYNAĞI
İMTAŞ SİGORTA
Gelin Salihli'ye, Hasan Ulaş'ı
sorun. Tanımayan tek bir kişi
bulamazsınız. Hasan Ulaş
benim.
Inrtaş Sigorta Salihli Acentesi. Bu
civarda, yanan, yıkılan, yokolan
her şeyi yerine koyabilmenin
gücü bendedir.
Imfaş Sigorta'nın böyük mali
desteği ve 72 yılhk tecrübesi
sayesinde bu güne kadar
yüzlerce hasan anında ödedik.
Acente, şirketinden aldığı gücü
müşterilerine yansıtır.
Çevremde bana baba diyorlar,
adıma şiirler yazıyorlarsa, bunu
İmtaş'a borçluyum.
GÜCÜMÜN KAYNAÖ1
İMTAŞIN GÜCÜDÜR.
Hasan ULAŞ
İmtaş Sigorta Acentesi
SALİHÜ
İmtaşSigortaİTTIM*OI Wllll T U U ANONİM $ l » t T I
"Bu Gücü Kullanın"