14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER / ŞUBAT 1991 Uygarlık Ne Oe Ölçülür? MELİH CEVDET ANDAY Dostum Gani Girgin, yüksek tansiyondan ya- üyormuş, haberi alınca hastahaneye gittim, bul- dum kendisini, yatağında bağdaş kurmuş oturu- yordu. — Geçmiş olsun, dedim. Elinde Cumhuriyet gazetesi vardı. — Dinle, dedi, bak, Ergun Balcı, yazısını na- sıl bitiriyor... Ve okudu gazeteden: — "Tarihteki bir dizi savaşta olduğu gibi bu savaşta da binlerce, onbinlerce genç insan, ölü- me gitmelerinin gerçek nedenini bilmeden göz- lerini yumacaklar. Biri Kuveyt'i savunmak için, ötekisi ise Kuveyt'i kurtarmak için öldüğünü sa- nacakî* Gazeteyi yastığının üstüne koyduktan sonra şöyle sürdürdü sözlerini: — Işte işin saçmalığı burada. Ne için öldüğü- nü bilmemek! Açıkçasını söyleyeyim; ne için öl- dü|ünü bilmek de ölümün korkunçluğunu ha- fifletmez. Yaşamak bize bir kez için verilmiştir, onu neyle degiştirmeğe kalksak saçmalıktır. Cen- gâverlik, kahramanlık gibi lâflar nice insanın ya- şamı üzerine yapılan birtakım gizli çıkar hesap- larının örtbas edilmesi amacına yönelik pis ede- biyatlardır. Binlerce yıldır sürüyor bu aldatma- ca. Ben de derim ki... Adamakıllı sinirliydi, yüzü kızarmıştı. — Sinirlenme, dedim. Hastasın, hastahanede yatıyorsun... Gani Girgin beni hiç duymamış gibi, — Savaşın saçmalığını yılmadan, bıkmadan yi- nelemeli ki, kahramanlık edebiyatı aldatmaca^ sının içyüzü kamuoyunda iyice anlaşılsın. Bu ne geriliktir! — Haklısın, ama... — Aması maması yok; savaş kıyımını savu- nanların sözümona mantıksal nedenleri de var; "Nasıl oisa ölecek değil miydi!" diyorlar. Ona sen kanşamazsın, benim yaşamım üstüne kimse ahkâm kesemez. Başucundan ilacını aldı. su ile içti. — Gazetelerin verdiği haberlere bakarsak, ba- rış kampanyasında sağ ile sol birleşmiştir. Na- maz çıkışlannda Müslüman halkımız da 'Sava- şa hayır!' sloganını kullanıyor. Oysa bu ancak görünüşte böyledir; gerçekte İslâmcı kesimin ba- rış istemesinde insancılhk yoktur. Onlar "Müs- lüman ölmesin" demek istiyorlar. Ümmetçi, ce- maatçı bir tutumdur bu ve çağın istemine karşı- dır. Buna politikanın bir türu olarak da bakabi- liriz. — Tansiyonun kaça çıktı? diye sordum. Gani Girgin, — Sen şimdi onu bırak, dedi. Binlerce yıldır sürüp gelen bu kandırmaca ancak akıl yolu ile yenilgiye uğratılabilir. Düşündü. Ben artık lâfı değiştirmekten vaz- geçmiştim. — Biliyor musunuz, zaman zaman umutsuz- luğa düştüğüm oluyor. Ben umutsuzluğu ayıp- layanlardan değilim. lyimserlik, kimi yerde, olana katlanmak niteliğine bürünüyor. Akıl çağının bir türlü kurulamayışı hangi iyimserliğe yer verir! Bi- reyin yaşamına tam anlamı ile saygılı olmadıkça kurulamayacaktır. Hemşire girdi içeri, dereceyi uzattı. — Ateşinizi alayım, dedi ve çıktı. Gani Girgin, dereceyi masanın üstüne bıraka- rak, — Uygarlık bu saygı ile ölçülür, diye sürdür- dü sözünü. "Amma da tabansız millet olmuşuz" diyenler, uygarhktan hiç pay almamış olanlardır. Onların insana, insanlığa hiç saygıları yok. Ya Turgut Özal'ın, "Savaş korkulacak bir şey değildir" sözüne ne dersin! İnsan kıt kıt boğu- lacak oluyor. Halkımızı niçin aptal yerine koyu- yorlar? Onu niçin, "Sen cengâversin" diyerek kandırmağa çalışıyorlar? Gani Girgin, dereceyi koltuğunun altına sok- tu ve: — Dostum, dedi, bugün bir uhısu, bir halkı "cengâver" diye övmek ayıptır. Bunu ne zaman algılayacağız? Yastığının altından bir kâğıt çıkardı, daktilo yazılmış bir yazı vardı kâğıdın üzerinde. Gani Girgin: — Wolfgang Borchert'in bir yazısı, dedi. Al- man TV'sinde sanatçı Bernard Vicki tarafından okunmuş. Çeviri Sayın Hâle Kuntay'ın. Bana bir dostum verdi. Al oku. O sırada doktorlar içeri girdiler. Ben izin isteyerek çıktım. Okurlarıma, "Hayır" başhklı bu yazıyı, oldu- ğu gibi sunuyorum: "HAYIR Sen, makina başındaki erkek ve sen atölyede- ki erkek, yann sana su borusu yapma, tencere tava yapma, onlann yerine mihver ve makinalı tüfek yap diye emrederierse, buna verilecek tek cevap: HAYIR olmaiı! Sen, laboraluardaki bilgin, yann sana şu ya- şantıya karşı yeni yeni olümler bul diye emreder- lerse, buna verilecek tek cevap: HAYIR olmaiı. Sen, kutsal çatı altındaki din adamı, yann sa- na cinayetleri takdis et ve savaşı kutsal kıl diye emrederierse, buna verilecek tek cevap: HAYER olmaiı! Sen, Normandiya'daki anne ve Ukrayna'daki anne, sen Sanfransisko'daki anne, sen Hoangho ve Mississippi kıyüanndaki, sen Napoli ve Hara- burg ve Kahire ve Oslo'daki anne, tiim karapar- çalanndaki, tiim dünyadaki anneler, >-ann sizle- re çocuklar doğunın. askeri hastaneler için has- tabakıcılar, yeni savaşlar için yeni askerler do- gurun diye emrederierse, o zaman buna verile- cek tek cevap: HAYIR olmaiı! Anneler, HAYIR olmaiı! v Çttnkü hayır demezseniz, hayır demezseniz an- neler, işte o zaman... ...o zaman en son insan, detik deşik otanuş bar- saklan ve zehirienmiş cigerieri ile, bir yanıt ala- madan, tek başına, öliim sacan kızgın güneşin ve sallanan yıldızlann alünda ve göze çarpan ölii yığınlanyla boşalmış şehirierin çıplak beton bi- naları arasında bu en son insan, yapayalnız, ku- rumuş, aklını yitirmiş, NEDEN? diye feryat ede- rek sorsa da, sorusu bozkıriarda kaybolacak, yı- kık evlerin arasında öten rüzgârla savrulacak, ki- liselerin harabeleri arasında yok olacak, gökde- lenlerin taş duvarianna çarpacak, kan birikinti- lerine batacak ve bu en son hayvan insanın en son hayvan bagırtısını ne duyacak ve ne de bu- na bir cevap veren olacak. Biitün bunlar olacak yann, belki yann, belki bu gece, belki bu gece, eger eger eger siz HAYIR demezseniz!" ARADABIR Prof. Dr. AYDCV AYBAY Tarık Zafer Hoca İçin. . . "Geri kalmış kafalarla geri kalmışlıktan kurtulmak müm- kün değildir" derdi sevgili hocamız. Bunu sık sık yinelediği- ni duyardık. Türk siyasal yaşamının doğal gelişmesini kav- rama yeteneğinden yoksun, politikayı doğru dürüst öğrene- memiş, kaba saba sıyasetçilere öfkesini bu sözlerle dile ge- tirdiğini sonralan anlamıştık. Onun ağzından kimse hakkın- da en hafifinden bir kötü sözcük çıktığı duyulmadığı için,' bu cümlenin altında nasıl bir öfke yattığını ancak yakınları kav- rayabilirdi. Yakın tarihimizi ve onun içindekı çağdaşlaşma çiz- gisini bir kuyumcu duyarlılığıyla işlediği yapıtlarında, çoğul- cu ve özgüriükçü toplumun koşullarının nasıi oluştuğunu be- lirtmeye büyük özen gösterirdi. İşte, öfkesi, bunu kavrama yeteneğinden yoksun kişilerin kalkınma ve gelişme adına, bu süreci bozan kaba saba davranış ve eylemlerıne tepkisi idi. Onu 1971 'de haksız yere gözaltına alıp Oavutpaşa Kışlası 1 na koyanlara karşı bile bu derece kızdığını sanmıyorum. Bu, nihayet, bireysel bir yanlışlıktı; kendisini kişisel olarak doğ- rudan etkilediği için üzerinde fazla durmaya değer bulma- mıştı. Onun derdı bağlı olduğu özgürlük ve demokrasi ülkü- sünü toplumsal düzeyde sakatlayacak yanlışlardı. 12 Eylül 1 den hemen sonra pek çok kimsenin, iktidara el koymuş olan- lara yaranmak hevesiyle koro halinde "bütün günah bu anayasada" teranesini tutturdukları günlerde, "1961 Anaya- sası, Türkiye'de yapılmış en iyi anayasadır" diye demeç ver- mesi bundandır. Gelecek tepkiyi bile bile toplumsal gelişme çizgisini görmeyenleri, göremeyenleri bu açıklaması ile bir kez daha uyarmayı görev saymıştı. Türkiye'nin kurtuluşunun. gelişmesinin, yücelmesinin, halkı sıkboğaz edecek özgürlük- süz bir kalkınma modelinden değil, ancak çoğulcu ve özgür- iükçü bir demokrasiden kaynaklanacağını açıklamak istıyor- du. Bu sözden o tarihte anlam çıkaramayanlar, sonraki ge- lişmelerde derslerini almışlardır. Hocanın, çokuluslu Osmanlı Meclis-i Mebusanı'ndaki gö- rüşmelerde egemen olan çoğulcu atmosfere sempatisi ve muhalif mebuslann sözlerine sık sık yaptığı atıflar da, her- halde bu düşüncesinın ürünüydü. Son dönemın siyasal dal- galanmaları içindeki en umutsuz günlerde "Hele bir meclis oluşsun da gör" demişti. Kurulması öngörülen meclisin ata- mayla oluşması bile ona engei değildi; cılız da olsa "çokseslilik" bu mecliste de mutlaka olacaktı. Dediği çıktı; çünkü her zaman tarihin ana damarı elindeydi, süreçleri ta- nıyordu; tahminlerı spekülasyona değil, tarıhsel olguların göz- lemlenmesine dayanıyordu. Anayasa hukuku derslerini, ku- ru bir teknik hukuk tahriri halinden çıkarıp, canlı ve dinamik bir "siyaset bilimi" anlatımına dönüştürme başarısı onundur. 1968 üniversite olaytarı sırasında bazı kendinibilmezler "Ders kitabında Marksist rejimleri de anlatıyor" suçlaması ile aley- hinde sınsi bir kampanyaya giriştiklerinde "Bunlann doğru- sunu bız ümversitede anlatmazsak, gidip Kumkapı kahvele- rinde yarım yamalak öğreniyorlar" demişti. Tunaya Hoca'nın Atatürkçülüğünden kuşku duymak için insanın herhalde kör- kütük cahil olması gerekirdi. Ne yazık kı böyle budalalar da vardı. 1983 Şubatı'nda, sevdiği eski bir öğrencisi hakkında gö- revden atma işlemi yapılınca, bu haksızlığa dayanamayıp, öğ- rencisine "Benim için de emeklilik dilekçesi yaz" demiş ve ısrarlara karşın bu kararından dönmemişti. Onun için, çok sevdiği işinden, derslerinden ve oğrencilerinden ayrılmanın ne kadar zor bir şey olduğunu bile bile istediği dilekçeyi yaz- dım. Chiversiteden ayrıldı, ama ne öğrencileri onu, ne de o, öğrenclerıni bıraktı. Zaten en büyük mutluluğu da buydu. Türkiye'de siyasal partileri inceleyen ünlü ve kalıcı yapıtının ikinci baskısının son iki cildi bu dönemin ürünüdür. Kendisi- ni yetişiren topluma ve bilime borcunu sadece bu yapıtıyla bile faılasıyla ödemiştir sevgili hocamız. Eşsi: hocamız Tunaya, bize; öğrencisi, asistanı, çalışma arkadaşı ve yakın dostları olarak bilimi, ilgisi ve eşsiz noş- görüstnün unutuimaz anılarını bırakarakgiderken, gelecek kuşakların bilim adamlarına da yapıtlarının ışıklı hazinesi ile rehber olacaktır. Nur içinde yatsın... FATİH SULTAN MEHMED'İN BTANBUL'UN FETHİ VE FETHIN KARANLIK NOKTALARI Yazan: HASAN KAZANKAYA 2 CİLT • FÎATI 100.000 TL BÜTÖM KİTAPÇILARDA DiĞÎTlM: CEMMAY Tel.: 527 01 53 * 528 56 15 KAPALI ZARF UŞULÜ TEKLİF \LINMAK SURETİ İLE İHTİYAÇ FAZLASI MALZEMELER SATILACAKTIR l-Bu işe ait şartname Beykoz'da tşletmfcmizden temin edikbılir. 2-Teklifler en geç 21.2.1991 günü saat 16.00'ya kadar ışletme- miziıMuhaberat Sfervisi'ne verilmesi şarttır. SÜMERBANK HOLDİNG AŞ IEYKOZ DERİ >e KUNDURA SANAYİI tŞLETMESİ (Basın: 18675) Galeri . Atölye 146 97 38 • 132 64 26 T : .J^:"'*,'!;1 1 " :•*; ••>:." "'•$*.î • AZERBEYCAN RESÎM SERGİSI 29 Ocak -16 Şubat RAMKO . S A N A T M E R K E Z İ . Alive Sok. Yu»a Apt. 8/2 Teşvikiyc 136 15 38 UMİT YAŞAH SANAT GALERtSt ALPBARTU Resım Sergısı 25 Ocak-13 Subaı IsUklü Cad Terkos Çıkmızı 27 34 Btyoğlu 144 M 33 AEDffVV AİTekstilbank Sa Sanal Galerisi ALİ DEMİR Resım Sergısı 30Ocak-18Şubat Hüsrev G<rede Cad 126 Tetvlkıye Meyd*nı 136 12 79 TOMUR ATAGÖK 11.1-17.2.1991 D E R İ M O D K Û L T Û R M E R K E Z İ Sah l>c!u B e s k a r d e j l e r D u r a k K ı z l ı t e ı m e I S T A N B U L Pa2at dohıl hetgun 1900'o kodot açığc TEM SANAT GALERİSİ ÇELEBİ'DCH GÜRBÜI E SANATIN HİZMETİNDE BE$ YIL 29 Ocok 28 Şubırt 1991 ALİ AVNİ ÇEIEBİ, ZEKİFAİK İZER, HAKKI ANLI, SABKİ BEtKEL, A8IDİN DİNO CİHAT BUKAK. FAHİR AKSOY ŞÜKRİYl DİKMEN, ADNAN VARINCA NEJAO MELİH OEVRİM, NESH GÜNAİ, ADNAN ÇOKER. ÖZDEMİR AITAN ÖMER ULUC EROL AKYAVAŞ, ÖMER KA1EŞİ YÛKSEL AKSIAN. METİN TALAYMAN, SEYYtT BOZDOĞAN KOMET [GÜIÎKAN CO$KUN). ALACTTİN AKOY, MUSTAFA ATA, FİGEN AYDINTAJBAJ, ZAH1T BÛYÜKİŞÜYEN, AHAC KATI, HÛSEYİN ERUINÇ, FEVZİ KARAKOÇ, SAIIH COŞKUN, ŞENOl YO«OaU, FUAT ACAROĞLU, ODET SABAN, YÛKSEl ÛZEN, MİTHAT ŞEN, SELMA GÜRBÜZ Atotürk Kültür Merkezi Tstuim ittmbul W 151 S* 00 KARMA RESİM • HEYKEL SERGİSİ 24 Ocak - 16 Şubat Nıspetıye Aylar Cad Nıl ApL 24 6Levenl 169 80 14 INGRİD SCHAAR Mu2ik Ustılırı" Sergisi 14 Ocak 14 Şubıt'91 Cemal Reşrt He» Konser Salonu'nda »UCJM«»IYI (14. « t Kl 34440 CHlfc^u İST » 7 41 42422 21 1« BİLİM SANAT GALERİSİ BAHİTTİN BOZDOĞAN R E S İ M S E R G İ S İ 19 OCAK - 15 ŞUBAT 1991 Muhürdar Cad. Akmar Pa*a|ı, No: 70 Y- Kadlkiy ıSular Idaresı Yann 349 26 10 s t i 1i s tO L M A K İ S T E Y E N L E R İ Ç İ N H A F T A İ Ç İ - H A F T A S O N U Dünya standartlannda bir okul MOST stilistlik, temel eğitim, sanat tarihi, mcxielistlik - kalıpçıhk, tekstil batik PROFESYONEL DEFİLE üe mezu- niyet iki yü süren uygulamalı eğitim. istasyon sanat evi ÇOPERA) SANAt C A L E • I S I VELt SAPAZ Resitn Sergisi 14 Ocak-2 Şubat'91 The Mamar» Otell Ya<n Opera İ! bnı 149 92 02 HOBİ sanat «alerisi YUSUF KATİPOĞLU Resım Sergısı 30 Ocak-16 Şubat VaUkonafr Cad. Paıaj SS Niıantaıı 146 72 81 TEM StNAT SjkLERlSİ AIİÇELEBİ Resim Sergisi W b i f Coi W Dı (Mop EnA Sok. U. 1 TUBA İNAL Galeri Nev Ma<,kjOd 33 B 131 ö" 63 Oryantalist Ressamlann orijinal gravür ve harita sergisi 26 Ocak 15Şubat Mnyol Kındd Sok «o 15 '6evmenm kaısı :----ç KMıktt 3454806 ARKEONSANAT GALERİSİ SÛREKLİ ÇAÜMŞÖZGÜNBASKI SERAMİK, HEYKEL YAĞU BOYA TABLOLAR SATIŞ MERKEZİ BKEU CAD. ü OHTAKOY TEL. I H S URART SANAT GALERİLERİ MERİÇ HIZAL Heykel Sergısı 24 Ocak-12 Şubat Abdl lp«kçl Cad. No: 1» Mıanta« 141 21 83 HİÇBIRYERDE G Ö R Ü L M E M İ Ş ESERLERİYLE PERTEV^ BOYARREStM SERGİSİ • 1-24 ŞUBAT Y E N I B İ R I Ş I K ' 1 Aydınlatma v« Ak»4»suar Galerisi Modem aydınlatmada öncü ısırn r Dikit. sarkıt. masa lambasi. aplikier. rçsim aydmjaıma clemanlan \c yuzlerce çağda$ txsanm.. Pazar gunlerıde 10 00 -18.00 arası açığız. Park sorunumuz fontur Bankalar, Okçu Musa Cad. Tutsak Sok. No: 31 Karaköy Tel: 154 81 54 - 155 62 70 GORBON SANAT GAL RAZİYE KUBAT RESIM SERGİSİ 8 Ocak - 3 Şubat 1991 •EMIK nTNESS CLUB • AERO-CİM • BODYNVORK • KONDİSYON ' ıh, • ÇOCL'K CİMNASTtĞİ • HAMlLE CİMNASTİĞİ ıv. r,™,»» • Y C X J A DANS • FREE DANS (CAZ DANS) • MODBRN D\NS • S T E P D 4 N S l.m.Aut, A,..,,, rıiııkl.) • KLASİK DANSLAR MASAJ (TEK ÜCRET ÖDEYİN) • A.YLIK SAUN VMASAJ 12-16 Seans • AYLIK MASAJ 12-16 Seans • FİZİK TEDAVt e SAUNA e PARAFtN ve ELEKTRİKLİ ZAYIFLAMA Topeclk Yolu Cevher Sok. No: 6 ETİLES Tel: 157 01 54 625 Sayılı Kanuna Tabl Değildir ıç mımarO L M A K İ S T E Y E N L E R İ Ç İ N H A F T A İ Ç İ - H A F T A S O N U Dünya standartlannda özel bir OKUL Temel eğitim, proje, maket perspektiv mobilya tasanmı ve yitrin düzenlerne PROFESYONEL MİMARLAR İÇİN hafta sonu proje, perspektiv, mobilya, sanat tarihi. istasyon sanat evi TEŞVIKIYE ERENKÖY 141)5650-1M)66 l 385 4131-32-3J TEŞVIK1YE ERENKÖY 140 5650-1306617 3854131-32-33 DADYADOS-T SANATEVI YÜCEL DÖNMEZ Resim Sergisi 21 Ocak-20 Şubat Ku««> Cad. Dtragızkio Sok. No:4(EsK Altıneller) KadıkSy 345 40 30 - 34S 40 28 A\MA ODTİ' öğrencisi MEHMET SİNAN SUNER 1958-1980 Sanılmasın ki! GÖv deleriyle bırakıp gittiler pınltılannı, duşlerinin sUrgline göndefilirken... ANNESİ VE KARDEŞLERİ GRUP EKİN GÖZALTINDA! Halktan yana kültür ve sanat susturulmak Istenıyor 25.1.1991 günü. Kültür ve Sanatta Tavır Dergisi Ankara Tanıtım Bürosu basıldı. Grup Ekin, Tavır Dergisi çalışanları ve okurları gözaltına alındı. a DERHAL SERBEST BIRAKILMALARINI İSTİYORUZ! KÜLTÜR VE SANATTA TAVIR GRUP YORUM İngilizceyi 8 ayda konuşun. Sizi Amerikalı dostlanrnızla tanlştıralım Tel: 349 59 38 PENCERE Yetki-Sorum., 'Yetki-sorum' ikilisi yaşamın her kesiminde doğal yasa kap- samında bütünleşir. Birliğinden sorumluysa, yüzbaşının yetkisi vardır; savaşın en kızgın döneminde ortalık birbirine girmişken bile kimse bu kuralı bozamaz; cehennem ateşi altında, bombardıma- nın altüst ettiği cephede. kanlı bir saldırı ya da savunmada askeri düzendeki yetki-sorum yasası işler; hiç kimse komu- tanı olmadığı birliğin başına geçemez; en yetkin general ya da askerlik dehası albay, yetki-sorum dengesini bozdu mu, anarşi başlar; ordu, başıbozuk sürüsüne dönüşmek tehlike- siyle karşı karşıya kalır. Orman korucusundan şirket müdürüne, polis komiserin- den park bahçıvanına kadar yaşamın bütün kesitlerinde "yetki-sorum" bağlamında işlerlik geçerlidir. İnsanlık, uygar toplumun işbölümü düzenine geçerken bu temel ilkeyi keş- fetmiş, yalnız devlet düzeninde değil, özei kesimde özüm- semiştir. Eskiden sultan, başvezirine yetki verirken sorumunu da yükler, padişahına hesap veremeyen sadrazamın kellesi vu- rulurdu. Demokrasilerde yetki ile sorumun karşılıklı işleyiş kuralı, hukuk devletine bağlandı. • Eskiden okullarda "yurttaşlık bilgisi" dersi okunurdu. Çok da yararlıydı. Türkiye'de demokrasi kültürünün gelişmesi is- teniyorsa, okullara yurttaşlık bilgisi dersı yeniden konulma- lıdır; ama yine de sıradan bir yurüaşın -hele bir gazete baş- yazarının ya da köşeyazarının- bilmesi gerekir ki Türkiye'de Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Evet, sorumsuzdur. Yurttaş istediği zaman 82 Anayasası'nı açarak ilgili mad- delere bakabilir. Cumhurbaşkanının yapabileceği işlemler 104'üncü maddede "tadat edilmiş", Türkçe deyişle 'sayti- mıştır'. Hukukta görevlerin sayılması, sınırlanması demek- tir. Cumhurbaşkanının görevleri 'temsilidir', 'semboliktir. Cumhurbakanının altına imza attığı kararlardan başbakan ve ilgili bakan sorumludur.' Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Meclis, cumhurbaşkanına hesap soramaz; parlamentoda oy çoğunluğuyla cumhurbaşkanı düşürülemez; yaptığı işler- den dolayı cumhurbaşkanı hakkında mahkemelere başvuru- lamaz; cumhurbaşkanını Anayasa Mahkemesi de yargılaya- maz; cumhurbaşkanı öylesine bir sorumsuzluk zırhıyla kusa- tılmıştır ki tartışması bile gereksizdir. Peki, bu cumhurbaşkanı 104'üncü maddede 'tadat' edilen (sayılan) temsili yetkılerinden daha ötede yetki kullanmaya kal- kışırsa ne olur? Yanıt: Ülkede anarşi!.. Yalnız devlette değil, hukukta, siyasal yaşamda, halkın gün- lük yaşamının gözeneklerine dek toplumsal düzenin her aşa- masında değer yargılannın altüst oluşuyla birlikte kargaşa baş- lar. 1990'ların Türkiyesi'nde birind sorun, Cumhurbaşkanı Özal'ın ülkede yarattığı hukuk anarşisidir. Çünkü sorumlulu- ğu olmadan yetki kullanan bir kişinin iktidarı çekip çevirme- si, ülkemizi insanlığın ilkel yaşam biçimlerıne sürükler. • Gerçek bu kadar açıkken Türkiye'de hukuk devletinin ge- reği nasıl yerine getirilir? Kimi siyasal çevrelerde ve kimi gazetecilerde bir eğilim görülüyor: "Ülkemiz savaşın göbeğine itilmektedir. Artık 'biriik ve beraberiik' zamanıdır. Muhatefet partilerinin liderteri sorum- suz Cumhurbaşkarı Özal'la 'diyalog' kurmalıdırlar. İç politi- ka kaygılan geride bırakılmalıdır." Oysa muhalefetin görevi bu gibi durumlarda daha da ağır- laşır ve kesinleşir. Muhalefet, anayasaya göre, sorumlu ve yetkili iktidarın başı başbakan ile diyalog kurar. Biriik ve be- raberiik böyle pekişir. Gumhurbaşkanını da anayasal hukuk sınırlarına çekilmesi için uyarmak ve zorlamak muhalefe|in Ödevidir. Savaşta 'yetki-sorum' yasası cephedeki bir subay ve bir er için bile en duyarlı biçimde uygulanırken. devlet yöneti- minde neden anarşiye davetiye çıkarılıyor? Yoksa devlet hayatında hukuksuzluk, kanunsuzluk, karga- şa ile mi düze çıkacağımıza inanıyoruz? "Sizleri düşünürken Zaten başta gelen başka düşünce yok. Aklım fikrim hep bu fakültede ve de sizlerde. Sizler olmasanız fakülte yapayalnız, bomboş neye yarar ki... Sizler, genç öğrencilerim, hem somut olarak geleceğin temsilcilerisiniz hem de bir kurumun içeriğini oluşturuyorsunuz. Vefalı, duygulu tutumunuzla size hizmet edenleri unutulmanın sisli havasından kurtariyorsunuz." t.Ü. SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ MEZUNLARI SAVAŞLA BARIŞA GİDİLMEZ Federal Almanya'da yaşayan bizler, Türkiye'yi savaşın içine iten politikaları kınıyoruz. S«vlm Akdemir, Süleyman Akgun M«f«l Akkent. Gul Akyaz-Bau». Ebru Akyıkta. Sentürtc Akyol, Nurettln Albayram. Bülent Alev, Şukru Alkan. Firaevs Altun, Suleyman Apiydın, Salih Ancan. Clhan Ann. Zafer Atak, Sulıy Aybar- Emmon». Avnl Ayyıldız. Mustafı Bağbtşı, Göntll Balıkel, Guler Baytak. Mesul Baytak, Habıb BeKta». Mü|gan Bekta», Bağdat Bozkun. Fatmı Bozfcurt. Mehm«t Coşgun, All Çamhbel, Safter Çınar. Z»Va Çırek. Nurettin Dadas. Vakup Dada». Hedavet Demlr. Kenan Demlr, Mustafa D«mlr. Doma Allesl, Melek Durusoz. D«nl2 Ouleç, Hans Ebbert, Kemal Erdem, Kamile Erctomlr, Mehmet Erdemlr. İncl Erer. Csman Ersoy. Dr. Mualla Ezer, Nurten Golcük, Nermın Güttepe-Marquard. Yılmaı Güney, Ali Gungör Hürmuz Gurkan. Nazım Gursel, Yüauf Hallt, Bemn Hatıpoğlu. Aysel llhan, Ayien Irterti, Server Kalkan. Hasan Kantar. Sevlm Kantır, M u u Karaalloğlu. Sema Karasu. Filız Kardam, Süleyman K**kln, Ceyd» Kılıç. Tülay Koacıoğlu. Tunçay Kulaoğlu Sıbel Kurt, Hemzl Lebletolcl. ŞûkrBn Merdcnoğlu, Sanlha Mutschmann. Metln Muz, All Ortaç. Emin Oğruk, Dr Havva Ûnen. Gökalp dzalp, Sarptl Ömav, Teber Ozbey, Çtjdem öıdemır. Nesrln Ozdemir Şükrüya Özdemir, ZûMe Ozdemlr, Erdoian Ozdlnçer, Şermln Özsl, Gursel Orer. Kemal özolgun. B»)lye P»gel. Robert Pagel, Nur Polat, Fusun Puschl-Canay, L. Resman. Sophlhe Rlegeı, Gulhan Samut, Erika Sander. Özer Santomız. Saskia Santoso. Metin Sen. Umran Sen. Hasan Şahin. Alpay Sakar, Flkret Sakar, Bans Sevkı. Zerrln Teke. Idll Tımuçin. Zafer Tltlz, Hasan TopfakUr, Semra Dldem Töre. Nlyazl Turgay, Muıgan Tutua, Meryem Uçar, Metln Ucar Haluk Uluhan. Fugen Ünsal. Ayse Uyger. Or. Irmgard VVedemeyer. Nejat Yalcın Sevgı Yalçın, Or. Lale Yalçın-Heckmann. Aysin Yesıloz, Ayhan Yıldız. Memnune Yılmaz, YığH Ailesı, Ruya Yurttagul- Schuhmacher. Uğur Yurttagul. Yatar Yuvanç, Akıl Yuce, Aydın Yüksel, Yalçın Zlyal. Çağdaş Kadınlar »rilğı Nümberg, Bir DOnyanın Kadınlan. Kadın Gunlük Yasamını Kûltûrlerarası Arasbrma Merkezi Nurnberg. Anne-Bebek Oanısma Merkezi Numberg, Kalimerhaba MüzJk Grubu. Turk-Alman Oayanısma Derneğı Eriangen, Naehbarschaftshaus Göltenhol Numberg. Nurnberg ve Çevresı Göçmenler Demegl. Röthenbach Yardrmlasma Derneği, Intematlonale Frauengruppe Rötnenbach. Güzel Türkçemizin dostu, özlenen, aylık TÜRK DİLİ dergisinin şubat sayısı en seçkin imzalann yazılarıyia, şiirleriyle çıktı ve yurt çapında dağıtıldı. Okuyunuz. TÜRK DİL KURUMU BAŞKANLIĞI 1. Hamur kağıda çok temiz. önlü arkalı, seri çekimlerd.! F OTO KO PİDöğanCopy 160 78 28 Ortabahçe Cı d. No: 60 Beşikt ş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle