Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Özelomıaııa Şili ağacıÖZEL ORMANA DESTEK Orman Bakanı Vefa Tanır, özel İSTİHDAM SORUNU Orman köylülerini ekonomik suç işlemeye
ormancılığı destekleyeceklerini söyledi. Tanır, özel iten koşul ve yasalann gözden geçirileceğini kaydeden
ormanlara, Şili ve İskandinav ülkelerinden ithal edilen ve Orman Bakanı Tanır, öncelikle orman köylüsünün
çabuk büyüyen ağaç dikimini özendireceklerini belirtti. istihdam sorununun ele alınacağını vurguladı.
GÜNSEL! ÖNAL
ANKARA — Orman Bakanı Vefa
Tanır, özel ormancıhğın destekleneceği-
ni söyledi. özel girişimcilerin yatınmla-
nnın sonucunu çabuk almak isteyecek-
lerine dikkat çeken Tanır, özel orman-
lara, Şüi ve îskandinav ülkelerinden it-
hal edilen ve çabuk büyuyen ağaçlann
Fıdelerinin dikimini özendireceklerini
bildirdi. Tanır, vatandaşın tarla açmak
için orman yakmasının önune geçmek
amacıyla yakılan yerlere, bemen ağaç di-
kileceğini belirterek "Ormandan santim
vermeyeceğiz" dedi.
Orman köylülerini ekonomik suç iş-
lemeye iten koşullann ve yasalann ye-
d i i l ğ i i k d d
değilse, elbette evine ekmek gotiırebil-
mek için o civarda tek ekmek kapısı olan
ormandaki ağacı kesip kaçak saüyor"
dedi.
Türkiye'nin yeni kâğıt fabrikalarına
şiddetle gereksinim duyulduğunu bıldi-
ren Tanır, Türkiye'deki sekiz kâğıt fab-
rikasının 1980'den önce yapıldığını ve
dışarıdan kâğıt alındığını anlattı. Tanır,
"Fabrikalann sayısı artınlsaydı. orman
köyiüsü de bir kâğıt fabrikasında çalı-
şır ve ağaç kesmekten raen olurdu" dı-
ye konuştu.
Tanır, orman arazisinin tanımınm
tam anlamıyla yapılamadığını, bazı yer-
lerde orman niteliğinı tamamen yitirmiş,
ziraate ve bahçeye dönuşmuş yerlerin de
orman-koylü düşmanlığı yaratılmış. Or-
manın yeni tanımını yapacağız. Ama bu-
nun altında kimse, ormanlan yağma et-
tireceğiz anlamını çıkarmasın."
Batı ulkelerınde ve ABD'de ozel kisi-
lerin de orman yarattığını ve koruması-
nı da kendilerinin ustlendiğini anlatan
Tanır, "Ormanın sahipleri hem ağaçla-
nn kesilmesini hem de ormanın vanma-
sını onluyorlar. Tabii ki özel teşebbüs
niden gözden geçirileceğini kaydeden orman kabul edilip tel örgüye alındığı-
TANIR — Ormandan santim
vermeyeceğiz.
g g ç ğ
Tanır, öncelikle orman köylüsünün is-
tihdam sorununun ele alınacağını vur-
guladı. Tamr, "tş veremediğiniz adam
i
nı belirterek şöyle konuştu:
"Burada da bir suç vardır, ama eko-
nomik suç değildir. Vatandaş elindeki
d leğer orman köylüsü ise ve göç etme gi- araziyi, bir hınç almak için 'Benden al-
bi bir imkâna ve gozaçıklığına da sahip dılar, onlara da yar olmasın' diyor. Bir
yetişmesine surat kazandıracağız. Asnn
sonuna doğru, doğanın korunması ve
çevrecilik binnci bizim bakanlığınuza da
yarduncı olacaktır."
Tanır, ozel girişimcilerin, olanak sağ-
lanarak fıde ve ormanın dışında toprak
verılerek ormancılığa ozendirileceğıni
ka>dettı. Tanır, "Artık burası orman
olamaz" denilen arazilerin özel teşebbu-
se verılebileceğini de vurguladı.
1 Orman köylüsüne yem kredisi
ğini kaydeden Tamr, şoyle dedi: Orman köylüsüne küçuk çapta damız-
"Belki Uk etapta cam, kayın, sedir hk hayvan ve ucuz faizli yem kredisi ve-
ağaçlan dikilmejebUir. Çünku bunlann rileceğini kaydeden Tamr, el sanatlanyla
yetişmesi uzun yülar alır. Ozel teşebbüs, ügıli kurslar ve atolyeler açarak orman
yaünmının kârını kısa zamanda almak köylüsünün emeğinin değerlendirileceği-
ister. Kısa zamanda yatınm kân, kavak- ni vurguladı. Ormanlann çevresinde ya-
çılıktan alınır. Bu imkânlan sağlayaca- pılacak yeni yatınmlar için işçi alınırken
ğız. Tabii son genetik gelişmeleri de de- birincı derecede orman köylusunun ço-
ğeriendireceğiz. Çabuk gelişen, ama biz- cuklanrun tercih edileceğini söyleyen Ta-
de olmayan, Şili'de ve iskandinav ülke- nır, "Bütün bunları yaparken orman
lerinde yetişen ağaç türlerinin bizde de üninlerimiz, gelirimiz olacak" dedi.
10yılda78öğretmen
intihar etti
'Geçim
sıkıntısı'
mezara
goturduANKARA (AA) —
1980-1989 yılları arasmda 78
öğretmen ve öğretim üyesi-
nin intihar ettiği, bunlardan
37'sinin intihar nedeninin,
"Maaşın az gelmesi yüzün-
den geçim sıkıntısı' olarak
belirlendiği bildirildi..
DİE rakamlarına göre
1980-1989 yılları arasında 12
bin intihar olayı meydana
geldi. Bunlardan adli ma-
kamlar, hastaneler ve basına
yansıyan olaylar arasmda
18'iöğretim üyesi,60'ı ilk ve
ortaöğretim kurumlanndan
ohnak uzere 78 öğretim ele-
manının intihar ettiği saptan-
dı. 78 ıntihardan 37'si ile ilgili
incelemede, bunlardan
13'ünun ilkokul oğretmeni,
12'sinin öğretim uyesi, 8'inin
ortaokul öğretmenı, 4'ünun
de lise oğretmeni olduğu be-
iirlendi.
öğretim elemanlarının
hizmet süreleri dikkate alın-
dıgında yapılan sıralamada,
yaklaşık 10 yıl öğretmenlik
veya öğretim üyeliği yapmış
kişilerin daha çok intihar et-
tiği dikkati çekiyor.
10-15 yıllık öğretim ele-
manlarında intihar sayısı 11
iken, bu sayı 15-20 hizmet yıl-
ları arasındaon, 5-10 hizmet
yılları arasmdayedi, 1-5 hiz-
met yülan arasındaıse beş ol-
du.
öğretmen ya da öğretim
üyesi intiharlarında, intihar
nedenlerinin başında yuzde
24 ile 'maaşın az gelmesi,
geçinememe' gelirken, bunu,
yuzde 21.6 ile 'duy gusal ne-
denler', yuzde 13.5 ile 'isteği
dışında nakil-rotasyon", yüz-
de 10.8 ile 'soruşturma
geçinne-açığa alınma', yuz-
de 8.1 ile 'kadrosuziuk' izli-
yor.
Mülkiye
132
yaşında
ANKARA (AA) — An-
kara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi'nin 132.
kuruluş yüdönumu dün kut-
landı.
AÜ Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi Dekanı Prof. Dr.
Güney Devrez, yıldönümü
dolayısıyla yayımladığı me-
sajında, "Mülkiye bir eği-
thn kurumu olmanın ötesin-
de, bir irfan ocağı olarak
132 yddır, Türk milletine
aydın, demokrat ve vatanse-
ver yönetici nesiller yetişür-
me görevini üstlenmeye de-
vam edecektir" dedi.
Mulkiye'nin Tanzimat
doneminden itibaren Tür-
kiye'nin Batıhlaşma hamle-
sini yurütmek üzere Harbi-
ye ve Tıbbıye ile birlikte
üçüncu mektep olarak açıl-
dığıru anlatan Devrez, şöy-
le devam etti:
"Gerek kunım, gerek
Mülkiyeliler olarak, Türk
milletinin Batıhlaşma, me-
deniyet, bağımsızlık ve de-
mokrasi mücadelesine hiz-
met vermenin bilinci içinde
bir kuruluş yridönümümüzü
daha kutlamaktan mutluluk
duymaktayu."
Fakültenin, altı bölüm-
den oluştuğunu belirten
Dev«z, fakültenin Türki-
ye'de geçmişte olduğu gibi
bugün de sosyal bilimler
alanında, en köklü ve reka-
bete açık öğretim kurumu
olarak korunması için ge-
rekli çalışmalara devam
edildiğini bildirdi.
Ruhsatsız otel sokağı yuttuEski İstanbul Belediye
Başkanı Bedrettin
Dalan, Park Otel'in
altında kalan Ağa
Çırağı Sokağı'nın 1
milyar liraya
satıldığını kabul etti.
Dalan "Sokak satıldı.
Ancak inşaatın
önünde aynı boyutta
bir alan belediyeye
verildi" dedi.
REMZİ GÖKDAĞ
Park Otel dosyasını incele-
mekle görevli araştınna komis-
yonu önceki gün raporunu açık-
ladı. 12 kişilik heyetin 1 hafta
süren çalışmadan sonra SHP tl
Merkezi'nde açıklanan raporun
bir bölumünde, "Otel olayında
kadim İstanbul sokaklannın
kakbnlıp inşaat aJanıoa dönüş-
türen imar planlannın yapüma-
sına izin veren bir dizi yolsuzhık
saptanmıştır" deniyor. Araştır-
ma raporunda sözü edilen ka-
dim İstanbul sokakları eski
Park Otel'in Boğaz'a bakan ta-
rafındaki Ağa Çırağı Sokağı ve
Reıs Çıkmazı Sokağı.
Komisyonun raporunu açık-
lamasından bir gun önce döne-
min Belediye Başkanı Bedrettin
Dalan'la Ağa Çıragı Sokağı'nın
satışıyla ilgili yaptığımız görüş-
mede, Belediyenin sokağı yakla-
şık 1 milyar liraya sattığını ka-
bul etti. Dalan, Ağa Çırağı So-
kağYyla ilgili olarak "Sokak sa-
tıldı, ancak inşaat sahikrinden
de aynı boyutta bir alan, inşaa-
tın önunde belediyeye verildi.
Aldığımız sokak bina bedeli, ya-
nı bedava alınmıştır, saülan so-
kak da zamanın parasıyla yak-
taşık 1 milyara satıldı. Kimseniıı
burada elmayla annudn topla-
maya hakkı yok" demişti.
Cumhuriyet döneminin
onemli sıyasi ve kulturel tartış-
malarının mekânı olan Park
Otel'in hemen önünde Boğaz'a
nazır bir sokak vardı. Çevre hal-
Şimdi dev gökdetenin alünda yatan sokağın satış hikâyesi 1988 haziranım uzanıyor. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU)
kının birçok anısının saklı bu-
lunduğu bu sokak bugün artık
yok. Yerinde Park Otel yükseli-
yor. Sokak, yapılan plan tadili
ile inşaat alanına dahil ediliyor.
Daha sonra da plan yürurluğe
giriyor ve yasal olarak sokak or-
tadan kalkıyor. Bedrettin Dalan
da plan değişikliğini kabul ede-
rek sokağı otel sahıbı Surmeli'-
ye satıyor.
Şu anda "dev gökdelen"in al-
tında bulunan sokağın satış hi-
kayesi 1988'in haziramnda baş-
hyor.
Park Otel yerıne bir gökdelen
dikilmesi kararlaştınldığmda so-
kağın yapılacak proje içuı orta-
dan kaldınlması gerekıyordu.
Otel sahipleri buna göre bir
imar planın tasdık edilerek so-
kağın inşaat alanı içine dahil
edümesini, bunun için imar pla-
nı tadili yapılmasını istiyordu.
Tadilat Beyoğlu Belediye Mecli-
si'nin 17.6.1988 gun 28 sayılı ka-
rarı ile uygun göruldü. Büyük-
şehir Belediye Başkanı Bedret-
tin Dalan'a gönderıldi. Dalanda
gelen projeyı "Yol ve yol fazla-
hklan Buyukşehir Belediye Baş-
kanfağı'nca değerlendirilecektir"
notunu ilave edıp 20.6.1988 ta-
rihinde onaylandı. Bu onayla
Ağa Çırağı Sokağı ve Reıs Çık-
mazı inşaat alanına dahil edıl-
di. Bu sokakinşaat alanı içinde
olduğu gerekce gösterilerek da-
ha sonra yaklaşık 1 milyar lira-
ya otel sahiplerine satıldı. Satış-
tan sonra 735-731 ada arasında
kalan Ağa Çırağı Sokağı artık
yoktu.
Görüştüğümuz bazı belediye
yetkilileri sokak satışının, döne-
min Buyukşehir Belediye Başka-
nı Bedrettin Dalan'ın onayladı-
ğı 1/500 ölçekli planla yasal kı-
lıfına sokulduğunu belirtiyorlar.
Sonuç olarak Gumuşsuyu-
nun kendine özgu dar sokakla-
nndan brrı Park Otel için goz-
den çıkarılıyor. Bu gözden çı-
karmada belediyenin kasasına
yaklaşık 1 milyar lira giriyor.
Dönemin Belediye Başkanı Da-
lan'a konuyu hatırlattığımızda,
kendisi satış olayırun normal ol-
duğunu, çünkü kendisine gelen
planlarda sokağın Turizm Mer-
kezi sınırlanna dahil edildiğini
söyluyor.
Bu arada SHP İl Örgütü'nce
oluşturulan "Park Otel Araştır-
ma Komisyono'nun raporu bu
akşam İl Başkanı Bozkurt Nu-
hoğlu tarafından Ankara'ya gö-
turülecek. Bozkurt Nuhoğlu-
nun Turizm Bakanlığı ve şehir-
leşmeden sorumlu Devlet Ba-
kanlığı'na götureceği raporda,
otel inşaatımn durdurularak ka-
mulaştırüması ısteniyor. Nuhoğ-
lu'nun ilgili bakanlarla yapaca-
ğı göruşmelere bazı ilçe başkan-
larının da katılacağı belirtildi.
Hîsariılar gürültüye gidiyor
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ridekiyoğun trafık çevre evlendeyaşamı zorlaştınyor
Hisarlıların Fatih
Köprüsü'nün
gürültüsünden şikâyeti
üzerine Hisar'da
gürültü seviyesini ölçen
Prof. Dr. Hilmi
Sabuncu, bulduğu
verilerin endüstri için
verilmiş değerin biîe
üstünde çıktığını
açıkladı.
BUim-Teknik Servisi — Ge-
çen günlerde Hisarlıların köprü
günıltüsunden şikâyetleri üzeri-
ne, Hisar'da gürultü ölçümkri-
ne başlayan Prof. Dr. Hilmi Sa-
buncu, çahşmalanmn ilk sonuç-
larını aldı. Sabuncu, gece ve
günduz evlerde yaptığı ilk öl-
çumlerin çok yüksek çıktığını
söyledi. Prof. Sabuncu gazete-
mize yaptığı acıklamada, "Tür-
kiye'de gürültu, 'işgörmezlik
olnşturmadığı', yani çalışmayı
tamamen engelkyici görulmedi-
ği için bir çevre sağlığı konusu
olarak kabul edilmiyor, alışılan
bir şey olarak gortilüyor" dedi.
"Hisar'da yaptığımız Uk ça-
uşmalarda ortabuna güriiltiı dü-
zeyi gece 73 dB(A), gündüz ise
78 dB(A) olarak saptandı. Bu
sonuçlar şehir kenanndaki bir
yerleşim için çok yüksek. Hi-
sar'da elde ettiğimiz ilk sonuç-
lan İTÜ tarafından hazırlanan
güniltii yönetmetiğindeki deger-
lerle karşılaştırdığımızda, en-
düstri için verilmiş en üst değe-
rin bile üzerinde olduğunu gö-
riiyoruz. Üstelik gece ve gündüz
değerleri neredeyse birbirine
eşit.
SABUNCU — Türkiye'de güriiHü çevre sağlığı konusu olarak değil, alışılan bir şey olarak görülüyor. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU)
Oysa gece gürültü düzeyi
10 dB(A) daha az olmalı."
ITU Gürultü Yönetmeliği'ne
göre konutlar için temel kriter-
ler şunlar:
1. Bölge, şehir dışı konutlar:
35-45 dB(A)
2. Bölge, şehir kenan konut-
lar: 45-55 dB(A)
3. Bolge, merkez ve iş bölge-
leri: 55-65 dB(A)
İstanbul Üniversitesi Tıp Fak.
Halk Sağlığı Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Hilmi Sabuncu,
Hisar'daki ölçumlerin köprüye
değişik uzaklıklardaki konutlar-
da surdürülmekte olduğunu,
kesin sonuçların önümuzdeki
hafta içinde elde edileceğini söy-
ledi.
Bilindiği gibi bir grup Hisar-
lı vatandaş, Fatih Sultan Meh-
met Köprusü'ndeki yoğun tra-
fiğin çevre evlerde yaşamı zor-
laştırdığı gerekçesıyle gurultuyu
belediyeye şikâyet etmişler ve
önlem alınmasını istemişlerdı.
GUNUN
NOTLARI
OSMAN ULAGAY
BIANBUL.PAfiK OTtL
TURİZM MERKE2İ
Tansu Çiller ve Mozart
ANKARA — Hemen belırteyim ki Tansu Çiller ile Mozart
arasmda, benim keşfedebildığim bir ilişki yok. Ben Tansu
Hanım'ın bakanlığa başlangıç tarzını biraz kaygıyla izliyo-
rum. Mozart'ın müzıği en kaygılı anımda bile beni başka dün-
yalara gotürebiliyor.
Yıllar önce yalnızca "akademısyen" unvanı taşıdığı dö-
nemde Tansu Çıller'le ilk ayrıntılı röportajı sanırım ben yap-
mıştım. Tansu Hanım o donemde, yanı 1984 yılında ANAP'ın
ekonomı politikasında ve uygularnalarında bazı noktalan
eleştirıyor, bu doğrultuda ısrar etmenın gelecekte çıkmaz-
lara neden olabileceğını söylüyordu.
Şımdi Sayın Çiller ekonominın yönetımiyle yakından ilgili
bir konumda, bakan koltuğunda oturuyor. Dolayısıyla artık
öncelikle eleştırmek değıl, sorunların çözumüne yönelmek
durumunda. Bakan olur olmaz etrafa demeçler yağdıran ve
açıklamalarda bulunan Sayın Çiller, "enflasyon düşecek, faiz
düşecek, borsa çıkacak" türünden ilgınç şeyler söyledi.
Sayın Çiller'ın söylediklerini gerçekleştirmesi ve başarılı
olması kuşkusuz hepımizin dileği. Ancak son yılların deney-
lennın hepımıze oğrettığı bir şey var. Ekonomıde hedeflerı
belırlemek ve bol keseden peşin beyanlarda, vaatlerde bu-
lunmak çok kolay; bu vaatlen gerçekleştirmek ıse hayli zor
Buyuk vaatlerde bulunan yetkililer, yalnızca kendılennı ağır
bir yükumlülük altına koymakla kalmıyorlar, toplumdakı ve
pıyasalardakı beklentıleri gereksiz bıçımde yukselttıklerı ıçın
sonuçta bazı olumlu adımlar atsalar da kımseye yaranma-
lan mümkün olmuyor.
Ekonominin Yeni Güneş'i
Tansu Çiller'ın bakan olduktan sonra sergılediği davranışlar
ve yaptığı beyanlar ne yazık ki birçok kimseye Güneş Taner'ı
anımsatıyor. Sayın Taner de enflasyon konusunda hiçbir za-
man gerçekleşmeyen iddialı hedefler ortaya koymuş, faizle-
ri emirle belirlemeyi denemiş, borsa endeksinin 8000'e yük-
seleceğı kehanetinde bulunmuştu. Sonunda bunlann hiçbi-
ri gerçekleşmedı ve Güneş Bey'ın bu tutumu bence ANAP
iktidarının sonunu hazırlayan etkenlerden biri oldu.
Sayın Taner'ın bir özellığı de önemlı sorunları zaman za-
man sadece kendi inisıyatrfiyle çözümlemeye kalkışması, uz-
manlarm görüşlerıni kaale almamasıydı.
Bakanlıkta ilk ıki haftahk performansına baktığımızda Sa-
yın Çıller'e "ekonominın yeni Güneş'i" diyenlere biraz da hak
vermerntz gerekiyor.
Tansu Hanım neler yaptı şu ikı hafta içinde?
Önce sankı elinde sıhırli bir değnek varmışçasına "faızler
düşecek, borsa çıkacak" türünden ortalığı kanştıran ve so-
nuçta kendisini de zor duruma düşüren demeçler verdi. Ar-
kasından da ekonomi bürokrasisıni yabancılaştıracak açık-
lamalar yapmaya başladı.
Ankara'da dinlediklerim, Tansu Hanım'ın kendi kafasındakı
bazı hedefleri gerçekleştirmek için neler yapılabıleceğını
araştırırken ekonominin gerçek durumunu kavramada haylı
zorlandığını ve bu nedenle sinırlenerek kabahati bürokrat-
larda arama eğılimine girdığini gösterıyor. Bu da olur olmaz
beyanlarda bulunma alışkanlığı gıbı tehlıkelı bir eğılim. Tan-
su Hanım hedeflerıne gerçekten varmak ıstıyorsa herhalde
her bakımdan çok daha dıkkatlı davranmak zorunda. Aksı
taktirde neler olabileceğinı tahmın etmek hiç de zor değil.
Mozart'tan Bıkılmaz
Bugün dâhı besteci Mozart'ın 200. ölüm yıldönümü. Yay-
gın ıddiaya göre 36 yaşında pek de parlak olmayan koşul-
larda ölen Mozart, 5 Aralık 1792 gecesi Vıyana yakınlarında
belırsiz bir mezara gömülmüş.
• • Mozart ın müzıği ıse her geçen gün daha da olümsüzle-
şerek yaşıyor. Mozart ın 200. ölüm yıldönümü nedenıyle bu
yıl çeşıth ülkelerde yuzlerce konser verildi, Mozart operaları
yeniden sahnelendı, plak şırketleri bestecının tüm yapıtları-
nı ıçeren binlerce yeni kompakt disk, kaset ve plak çıkardı-
lar. Mozart temasını ışleyen hediye eşyaları ortalığı kapladı.
Bu Mozart furyası içinde olayın fazla abartıldığını ve tica-
rileştirıldığıni ilerı sürenler ve "Bu yıl artık Mozart dinlemek
istemiyorum" dıyenler de çıktı.
Böyle düşunenlere kısmen hak vermek mümkün belki,
ama Mozart'ın müziğinden bıkmak mümkün değil bence. Ge-
çen ay Londra'da Murray Perahia'dan bestecınin üç piyano
konçertosunu peş peşe dinlemek ayrıcalığını tadarken "Fi-
garo'nun Düğünu" operasının ilgınç bir yeniden sahneleni-
şini izlerken ya da Mozart'ın keman sonatlarını ünlü keman-
cı Isaac Stern'den dinlerken hep bunu düşündüm. Mozart-
ın müzığını dınledıkçe tutuluyor galıba insan ve onun 200 yıl
sonra da yücelığıni koruyacağım hissediyor.
Bu arada istanbul'da klasık müzik çeşidinı sınırlı bulan
kompakt disk meraklılarına Ankara'da Konur Sokak'taki "Dost
Müzik Evı"ni tavsiye ederım. Sanırım oradakı çeşidi İstan-
bul'da bulmak mümkün değil.
KlSA KISA
• "Bavul Cinayeti"nin katil zanlısı olarak aranan Dursun
Altın'ın Londra'da yakalandığı bildirildi. Izmir Emniyet
Mudurlüğu Asayış Şube Muduru Saim Erdoğmuş, Dursun
Altın'ın Interpol tarafından gözaltına alındığını açıkladı.
Erdoğmuş, "îevkif Müzekkeresi" duzenleyerek Ingiliz polisine
göndereceklerini ve katil zanlısı Dursun Altın'ın Turkiye'ye
iadesıni isteyeceklerini kaydederek, çalışmalann suratle
yürutulmekte olduğunu söyledi. 19 kasım 1990 günu Izmir
Santral Garaj'a bırakılan bir bavulun içinde bir kız çocuğu
cesedi bulunmuş, polisin tum çabalanna karşın, öldurulen kızın
kimliğı belirlenememişti.
• Şişli Beledıyesı'nce. temizlik işlerinde kullanılmak
uzere satın alınan toplam 23 araç hızmete girdi.
• İbrahim Tatlıses hakkında açılan "babalık" davasına
de\am edıldi. tstanbul 6. Aslıye Hukuk
Mahkemesi'ndeki duruşmada, tanık olarak dinlenen
Kuçuk Emrah, İbrahim Tathses'in isteği uzerine tanıklık
yaptığını söyledi, olayı basından öğrendiğini belirterek
"Çocuğun kimden olduğunu bılmiyorum" dedi.
• Sağlık Bakanı Dr. Yıldırım Aktuna, önceki gece Şişli
Etfal Hastanesı'ne giderek incelemelerde bulundu.
Aktuna Acil Servis'teki muayene odalannı yetersiz
buldu.
• İçel'in Tarsus ilçesinde geçen hafta polisle silahlı
catışma sonucu ele geçirilen eroin şebekesi mensubu üç kişi
tutuklandı.
Canımız, aziz varlığımız
Emniyet Müdiir Muavini
ŞAKİRKOÇ
ile
polis memuru
VEDAT DİLMAÇ'ı
kaybettik.
Acımız sonsuzdur. Hatıraları yureğımizde çalışma
azmimiz olacaktır.
Allah'tan rahmet diliyoruz. Mesleğimizin ve milletimizin
başı sağolsun.
İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ
MENSUPLARI
Nol: Gayrctıepe Emniyet Mudurlüğu bınası önünde 5.12.1991
günu saal 10.30'da yapılacak torenden sonra Levent Camii'nde
kılınacak öğle namazını muteakip Karacaahmet Aile
Kabristanı'nda toprağa verilecektır