22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Özelomıaııa Şili ağacıÖZEL ORMANA DESTEK Orman Bakanı Vefa Tanır, özel İSTİHDAM SORUNU Orman köylülerini ekonomik suç işlemeye ormancılığı destekleyeceklerini söyledi. Tanır, özel iten koşul ve yasalann gözden geçirileceğini kaydeden ormanlara, Şili ve İskandinav ülkelerinden ithal edilen ve Orman Bakanı Tanır, öncelikle orman köylüsünün çabuk büyüyen ağaç dikimini özendireceklerini belirtti. istihdam sorununun ele alınacağını vurguladı. GÜNSEL! ÖNAL ANKARA — Orman Bakanı Vefa Tanır, özel ormancıhğın destekleneceği- ni söyledi. özel girişimcilerin yatınmla- nnın sonucunu çabuk almak isteyecek- lerine dikkat çeken Tanır, özel orman- lara, Şüi ve îskandinav ülkelerinden it- hal edilen ve çabuk büyuyen ağaçlann Fıdelerinin dikimini özendireceklerini bildirdi. Tanır, vatandaşın tarla açmak için orman yakmasının önune geçmek amacıyla yakılan yerlere, bemen ağaç di- kileceğini belirterek "Ormandan santim vermeyeceğiz" dedi. Orman köylülerini ekonomik suç iş- lemeye iten koşullann ve yasalann ye- d i i l ğ i i k d d değilse, elbette evine ekmek gotiırebil- mek için o civarda tek ekmek kapısı olan ormandaki ağacı kesip kaçak saüyor" dedi. Türkiye'nin yeni kâğıt fabrikalarına şiddetle gereksinim duyulduğunu bıldi- ren Tanır, Türkiye'deki sekiz kâğıt fab- rikasının 1980'den önce yapıldığını ve dışarıdan kâğıt alındığını anlattı. Tanır, "Fabrikalann sayısı artınlsaydı. orman köyiüsü de bir kâğıt fabrikasında çalı- şır ve ağaç kesmekten raen olurdu" dı- ye konuştu. Tanır, orman arazisinin tanımınm tam anlamıyla yapılamadığını, bazı yer- lerde orman niteliğinı tamamen yitirmiş, ziraate ve bahçeye dönuşmuş yerlerin de orman-koylü düşmanlığı yaratılmış. Or- manın yeni tanımını yapacağız. Ama bu- nun altında kimse, ormanlan yağma et- tireceğiz anlamını çıkarmasın." Batı ulkelerınde ve ABD'de ozel kisi- lerin de orman yarattığını ve koruması- nı da kendilerinin ustlendiğini anlatan Tanır, "Ormanın sahipleri hem ağaçla- nn kesilmesini hem de ormanın vanma- sını onluyorlar. Tabii ki özel teşebbüs niden gözden geçirileceğini kaydeden orman kabul edilip tel örgüye alındığı- TANIR — Ormandan santim vermeyeceğiz. g g ç ğ Tanır, öncelikle orman köylüsünün is- tihdam sorununun ele alınacağını vur- guladı. Tamr, "tş veremediğiniz adam i nı belirterek şöyle konuştu: "Burada da bir suç vardır, ama eko- nomik suç değildir. Vatandaş elindeki d leğer orman köylüsü ise ve göç etme gi- araziyi, bir hınç almak için 'Benden al- bi bir imkâna ve gozaçıklığına da sahip dılar, onlara da yar olmasın' diyor. Bir yetişmesine surat kazandıracağız. Asnn sonuna doğru, doğanın korunması ve çevrecilik binnci bizim bakanlığınuza da yarduncı olacaktır." Tanır, ozel girişimcilerin, olanak sağ- lanarak fıde ve ormanın dışında toprak verılerek ormancılığa ozendirileceğıni ka>dettı. Tanır, "Artık burası orman olamaz" denilen arazilerin özel teşebbu- se verılebileceğini de vurguladı. 1 Orman köylüsüne yem kredisi ğini kaydeden Tamr, şoyle dedi: Orman köylüsüne küçuk çapta damız- "Belki Uk etapta cam, kayın, sedir hk hayvan ve ucuz faizli yem kredisi ve- ağaçlan dikilmejebUir. Çünku bunlann rileceğini kaydeden Tamr, el sanatlanyla yetişmesi uzun yülar alır. Ozel teşebbüs, ügıli kurslar ve atolyeler açarak orman yaünmının kârını kısa zamanda almak köylüsünün emeğinin değerlendirileceği- ister. Kısa zamanda yatınm kân, kavak- ni vurguladı. Ormanlann çevresinde ya- çılıktan alınır. Bu imkânlan sağlayaca- pılacak yeni yatınmlar için işçi alınırken ğız. Tabii son genetik gelişmeleri de de- birincı derecede orman köylusunun ço- ğeriendireceğiz. Çabuk gelişen, ama biz- cuklanrun tercih edileceğini söyleyen Ta- de olmayan, Şili'de ve iskandinav ülke- nır, "Bütün bunları yaparken orman lerinde yetişen ağaç türlerinin bizde de üninlerimiz, gelirimiz olacak" dedi. 10yılda78öğretmen intihar etti 'Geçim sıkıntısı' mezara goturduANKARA (AA) — 1980-1989 yılları arasmda 78 öğretmen ve öğretim üyesi- nin intihar ettiği, bunlardan 37'sinin intihar nedeninin, "Maaşın az gelmesi yüzün- den geçim sıkıntısı' olarak belirlendiği bildirildi.. DİE rakamlarına göre 1980-1989 yılları arasında 12 bin intihar olayı meydana geldi. Bunlardan adli ma- kamlar, hastaneler ve basına yansıyan olaylar arasmda 18'iöğretim üyesi,60'ı ilk ve ortaöğretim kurumlanndan ohnak uzere 78 öğretim ele- manının intihar ettiği saptan- dı. 78 ıntihardan 37'si ile ilgili incelemede, bunlardan 13'ünun ilkokul oğretmeni, 12'sinin öğretim uyesi, 8'inin ortaokul öğretmenı, 4'ünun de lise oğretmeni olduğu be- iirlendi. öğretim elemanlarının hizmet süreleri dikkate alın- dıgında yapılan sıralamada, yaklaşık 10 yıl öğretmenlik veya öğretim üyeliği yapmış kişilerin daha çok intihar et- tiği dikkati çekiyor. 10-15 yıllık öğretim ele- manlarında intihar sayısı 11 iken, bu sayı 15-20 hizmet yıl- ları arasındaon, 5-10 hizmet yılları arasmdayedi, 1-5 hiz- met yülan arasındaıse beş ol- du. öğretmen ya da öğretim üyesi intiharlarında, intihar nedenlerinin başında yuzde 24 ile 'maaşın az gelmesi, geçinememe' gelirken, bunu, yuzde 21.6 ile 'duy gusal ne- denler', yuzde 13.5 ile 'isteği dışında nakil-rotasyon", yüz- de 10.8 ile 'soruşturma geçinne-açığa alınma', yuz- de 8.1 ile 'kadrosuziuk' izli- yor. Mülkiye 132 yaşında ANKARA (AA) — An- kara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin 132. kuruluş yüdönumu dün kut- landı. AÜ Siyasal Bilgiler Fa- kültesi Dekanı Prof. Dr. Güney Devrez, yıldönümü dolayısıyla yayımladığı me- sajında, "Mülkiye bir eği- thn kurumu olmanın ötesin- de, bir irfan ocağı olarak 132 yddır, Türk milletine aydın, demokrat ve vatanse- ver yönetici nesiller yetişür- me görevini üstlenmeye de- vam edecektir" dedi. Mulkiye'nin Tanzimat doneminden itibaren Tür- kiye'nin Batıhlaşma hamle- sini yurütmek üzere Harbi- ye ve Tıbbıye ile birlikte üçüncu mektep olarak açıl- dığıru anlatan Devrez, şöy- le devam etti: "Gerek kunım, gerek Mülkiyeliler olarak, Türk milletinin Batıhlaşma, me- deniyet, bağımsızlık ve de- mokrasi mücadelesine hiz- met vermenin bilinci içinde bir kuruluş yridönümümüzü daha kutlamaktan mutluluk duymaktayu." Fakültenin, altı bölüm- den oluştuğunu belirten Dev«z, fakültenin Türki- ye'de geçmişte olduğu gibi bugün de sosyal bilimler alanında, en köklü ve reka- bete açık öğretim kurumu olarak korunması için ge- rekli çalışmalara devam edildiğini bildirdi. Ruhsatsız otel sokağı yuttuEski İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Park Otel'in altında kalan Ağa Çırağı Sokağı'nın 1 milyar liraya satıldığını kabul etti. Dalan "Sokak satıldı. Ancak inşaatın önünde aynı boyutta bir alan belediyeye verildi" dedi. REMZİ GÖKDAĞ Park Otel dosyasını incele- mekle görevli araştınna komis- yonu önceki gün raporunu açık- ladı. 12 kişilik heyetin 1 hafta süren çalışmadan sonra SHP tl Merkezi'nde açıklanan raporun bir bölumünde, "Otel olayında kadim İstanbul sokaklannın kakbnlıp inşaat aJanıoa dönüş- türen imar planlannın yapüma- sına izin veren bir dizi yolsuzhık saptanmıştır" deniyor. Araştır- ma raporunda sözü edilen ka- dim İstanbul sokakları eski Park Otel'in Boğaz'a bakan ta- rafındaki Ağa Çırağı Sokağı ve Reıs Çıkmazı Sokağı. Komisyonun raporunu açık- lamasından bir gun önce döne- min Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'la Ağa Çıragı Sokağı'nın satışıyla ilgili yaptığımız görüş- mede, Belediyenin sokağı yakla- şık 1 milyar liraya sattığını ka- bul etti. Dalan, Ağa Çırağı So- kağYyla ilgili olarak "Sokak sa- tıldı, ancak inşaat sahikrinden de aynı boyutta bir alan, inşaa- tın önunde belediyeye verildi. Aldığımız sokak bina bedeli, ya- nı bedava alınmıştır, saülan so- kak da zamanın parasıyla yak- taşık 1 milyara satıldı. Kimseniıı burada elmayla annudn topla- maya hakkı yok" demişti. Cumhuriyet döneminin onemli sıyasi ve kulturel tartış- malarının mekânı olan Park Otel'in hemen önünde Boğaz'a nazır bir sokak vardı. Çevre hal- Şimdi dev gökdetenin alünda yatan sokağın satış hikâyesi 1988 haziranım uzanıyor. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU) kının birçok anısının saklı bu- lunduğu bu sokak bugün artık yok. Yerinde Park Otel yükseli- yor. Sokak, yapılan plan tadili ile inşaat alanına dahil ediliyor. Daha sonra da plan yürurluğe giriyor ve yasal olarak sokak or- tadan kalkıyor. Bedrettin Dalan da plan değişikliğini kabul ede- rek sokağı otel sahıbı Surmeli'- ye satıyor. Şu anda "dev gökdelen"in al- tında bulunan sokağın satış hi- kayesi 1988'in haziramnda baş- hyor. Park Otel yerıne bir gökdelen dikilmesi kararlaştınldığmda so- kağın yapılacak proje içuı orta- dan kaldınlması gerekıyordu. Otel sahipleri buna göre bir imar planın tasdık edilerek so- kağın inşaat alanı içine dahil edümesini, bunun için imar pla- nı tadili yapılmasını istiyordu. Tadilat Beyoğlu Belediye Mecli- si'nin 17.6.1988 gun 28 sayılı ka- rarı ile uygun göruldü. Büyük- şehir Belediye Başkanı Bedret- tin Dalan'a gönderıldi. Dalanda gelen projeyı "Yol ve yol fazla- hklan Buyukşehir Belediye Baş- kanfağı'nca değerlendirilecektir" notunu ilave edıp 20.6.1988 ta- rihinde onaylandı. Bu onayla Ağa Çırağı Sokağı ve Reıs Çık- mazı inşaat alanına dahil edıl- di. Bu sokakinşaat alanı içinde olduğu gerekce gösterilerek da- ha sonra yaklaşık 1 milyar lira- ya otel sahiplerine satıldı. Satış- tan sonra 735-731 ada arasında kalan Ağa Çırağı Sokağı artık yoktu. Görüştüğümuz bazı belediye yetkilileri sokak satışının, döne- min Buyukşehir Belediye Başka- nı Bedrettin Dalan'ın onayladı- ğı 1/500 ölçekli planla yasal kı- lıfına sokulduğunu belirtiyorlar. Sonuç olarak Gumuşsuyu- nun kendine özgu dar sokakla- nndan brrı Park Otel için goz- den çıkarılıyor. Bu gözden çı- karmada belediyenin kasasına yaklaşık 1 milyar lira giriyor. Dönemin Belediye Başkanı Da- lan'a konuyu hatırlattığımızda, kendisi satış olayırun normal ol- duğunu, çünkü kendisine gelen planlarda sokağın Turizm Mer- kezi sınırlanna dahil edildiğini söyluyor. Bu arada SHP İl Örgütü'nce oluşturulan "Park Otel Araştır- ma Komisyono'nun raporu bu akşam İl Başkanı Bozkurt Nu- hoğlu tarafından Ankara'ya gö- turülecek. Bozkurt Nuhoğlu- nun Turizm Bakanlığı ve şehir- leşmeden sorumlu Devlet Ba- kanlığı'na götureceği raporda, otel inşaatımn durdurularak ka- mulaştırüması ısteniyor. Nuhoğ- lu'nun ilgili bakanlarla yapaca- ğı göruşmelere bazı ilçe başkan- larının da katılacağı belirtildi. Hîsariılar gürültüye gidiyor Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ridekiyoğun trafık çevre evlendeyaşamı zorlaştınyor Hisarlıların Fatih Köprüsü'nün gürültüsünden şikâyeti üzerine Hisar'da gürültü seviyesini ölçen Prof. Dr. Hilmi Sabuncu, bulduğu verilerin endüstri için verilmiş değerin biîe üstünde çıktığını açıkladı. BUim-Teknik Servisi — Ge- çen günlerde Hisarlıların köprü günıltüsunden şikâyetleri üzeri- ne, Hisar'da gürultü ölçümkri- ne başlayan Prof. Dr. Hilmi Sa- buncu, çahşmalanmn ilk sonuç- larını aldı. Sabuncu, gece ve günduz evlerde yaptığı ilk öl- çumlerin çok yüksek çıktığını söyledi. Prof. Sabuncu gazete- mize yaptığı acıklamada, "Tür- kiye'de gürültu, 'işgörmezlik olnşturmadığı', yani çalışmayı tamamen engelkyici görulmedi- ği için bir çevre sağlığı konusu olarak kabul edilmiyor, alışılan bir şey olarak gortilüyor" dedi. "Hisar'da yaptığımız Uk ça- uşmalarda ortabuna güriiltiı dü- zeyi gece 73 dB(A), gündüz ise 78 dB(A) olarak saptandı. Bu sonuçlar şehir kenanndaki bir yerleşim için çok yüksek. Hi- sar'da elde ettiğimiz ilk sonuç- lan İTÜ tarafından hazırlanan güniltii yönetmetiğindeki deger- lerle karşılaştırdığımızda, en- düstri için verilmiş en üst değe- rin bile üzerinde olduğunu gö- riiyoruz. Üstelik gece ve gündüz değerleri neredeyse birbirine eşit. SABUNCU — Türkiye'de güriiHü çevre sağlığı konusu olarak değil, alışılan bir şey olarak görülüyor. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU) Oysa gece gürültü düzeyi 10 dB(A) daha az olmalı." ITU Gürultü Yönetmeliği'ne göre konutlar için temel kriter- ler şunlar: 1. Bölge, şehir dışı konutlar: 35-45 dB(A) 2. Bölge, şehir kenan konut- lar: 45-55 dB(A) 3. Bolge, merkez ve iş bölge- leri: 55-65 dB(A) İstanbul Üniversitesi Tıp Fak. Halk Sağlığı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hilmi Sabuncu, Hisar'daki ölçumlerin köprüye değişik uzaklıklardaki konutlar- da surdürülmekte olduğunu, kesin sonuçların önümuzdeki hafta içinde elde edileceğini söy- ledi. Bilindiği gibi bir grup Hisar- lı vatandaş, Fatih Sultan Meh- met Köprusü'ndeki yoğun tra- fiğin çevre evlerde yaşamı zor- laştırdığı gerekçesıyle gurultuyu belediyeye şikâyet etmişler ve önlem alınmasını istemişlerdı. GUNUN NOTLARI OSMAN ULAGAY BIANBUL.PAfiK OTtL TURİZM MERKE2İ Tansu Çiller ve Mozart ANKARA — Hemen belırteyim ki Tansu Çiller ile Mozart arasmda, benim keşfedebildığim bir ilişki yok. Ben Tansu Hanım'ın bakanlığa başlangıç tarzını biraz kaygıyla izliyo- rum. Mozart'ın müzıği en kaygılı anımda bile beni başka dün- yalara gotürebiliyor. Yıllar önce yalnızca "akademısyen" unvanı taşıdığı dö- nemde Tansu Çıller'le ilk ayrıntılı röportajı sanırım ben yap- mıştım. Tansu Hanım o donemde, yanı 1984 yılında ANAP'ın ekonomı politikasında ve uygularnalarında bazı noktalan eleştirıyor, bu doğrultuda ısrar etmenın gelecekte çıkmaz- lara neden olabileceğını söylüyordu. Şımdi Sayın Çiller ekonominın yönetımiyle yakından ilgili bir konumda, bakan koltuğunda oturuyor. Dolayısıyla artık öncelikle eleştırmek değıl, sorunların çözumüne yönelmek durumunda. Bakan olur olmaz etrafa demeçler yağdıran ve açıklamalarda bulunan Sayın Çiller, "enflasyon düşecek, faiz düşecek, borsa çıkacak" türünden ilgınç şeyler söyledi. Sayın Çiller'ın söylediklerini gerçekleştirmesi ve başarılı olması kuşkusuz hepımizin dileği. Ancak son yılların deney- lennın hepımıze oğrettığı bir şey var. Ekonomıde hedeflerı belırlemek ve bol keseden peşin beyanlarda, vaatlerde bu- lunmak çok kolay; bu vaatlen gerçekleştirmek ıse hayli zor Buyuk vaatlerde bulunan yetkililer, yalnızca kendılennı ağır bir yükumlülük altına koymakla kalmıyorlar, toplumdakı ve pıyasalardakı beklentıleri gereksiz bıçımde yukselttıklerı ıçın sonuçta bazı olumlu adımlar atsalar da kımseye yaranma- lan mümkün olmuyor. Ekonominin Yeni Güneş'i Tansu Çiller'ın bakan olduktan sonra sergılediği davranışlar ve yaptığı beyanlar ne yazık ki birçok kimseye Güneş Taner'ı anımsatıyor. Sayın Taner de enflasyon konusunda hiçbir za- man gerçekleşmeyen iddialı hedefler ortaya koymuş, faizle- ri emirle belirlemeyi denemiş, borsa endeksinin 8000'e yük- seleceğı kehanetinde bulunmuştu. Sonunda bunlann hiçbi- ri gerçekleşmedı ve Güneş Bey'ın bu tutumu bence ANAP iktidarının sonunu hazırlayan etkenlerden biri oldu. Sayın Taner'ın bir özellığı de önemlı sorunları zaman za- man sadece kendi inisıyatrfiyle çözümlemeye kalkışması, uz- manlarm görüşlerıni kaale almamasıydı. Bakanlıkta ilk ıki haftahk performansına baktığımızda Sa- yın Çıller'e "ekonominın yeni Güneş'i" diyenlere biraz da hak vermerntz gerekiyor. Tansu Hanım neler yaptı şu ikı hafta içinde? Önce sankı elinde sıhırli bir değnek varmışçasına "faızler düşecek, borsa çıkacak" türünden ortalığı kanştıran ve so- nuçta kendisini de zor duruma düşüren demeçler verdi. Ar- kasından da ekonomi bürokrasisıni yabancılaştıracak açık- lamalar yapmaya başladı. Ankara'da dinlediklerim, Tansu Hanım'ın kendi kafasındakı bazı hedefleri gerçekleştirmek için neler yapılabıleceğını araştırırken ekonominin gerçek durumunu kavramada haylı zorlandığını ve bu nedenle sinırlenerek kabahati bürokrat- larda arama eğılimine girdığini gösterıyor. Bu da olur olmaz beyanlarda bulunma alışkanlığı gıbı tehlıkelı bir eğılim. Tan- su Hanım hedeflerıne gerçekten varmak ıstıyorsa herhalde her bakımdan çok daha dıkkatlı davranmak zorunda. Aksı taktirde neler olabileceğinı tahmın etmek hiç de zor değil. Mozart'tan Bıkılmaz Bugün dâhı besteci Mozart'ın 200. ölüm yıldönümü. Yay- gın ıddiaya göre 36 yaşında pek de parlak olmayan koşul- larda ölen Mozart, 5 Aralık 1792 gecesi Vıyana yakınlarında belırsiz bir mezara gömülmüş. • • Mozart ın müzıği ıse her geçen gün daha da olümsüzle- şerek yaşıyor. Mozart ın 200. ölüm yıldönümü nedenıyle bu yıl çeşıth ülkelerde yuzlerce konser verildi, Mozart operaları yeniden sahnelendı, plak şırketleri bestecının tüm yapıtları- nı ıçeren binlerce yeni kompakt disk, kaset ve plak çıkardı- lar. Mozart temasını ışleyen hediye eşyaları ortalığı kapladı. Bu Mozart furyası içinde olayın fazla abartıldığını ve tica- rileştirıldığıni ilerı sürenler ve "Bu yıl artık Mozart dinlemek istemiyorum" dıyenler de çıktı. Böyle düşunenlere kısmen hak vermek mümkün belki, ama Mozart'ın müziğinden bıkmak mümkün değil bence. Ge- çen ay Londra'da Murray Perahia'dan bestecınin üç piyano konçertosunu peş peşe dinlemek ayrıcalığını tadarken "Fi- garo'nun Düğünu" operasının ilgınç bir yeniden sahneleni- şini izlerken ya da Mozart'ın keman sonatlarını ünlü keman- cı Isaac Stern'den dinlerken hep bunu düşündüm. Mozart- ın müzığını dınledıkçe tutuluyor galıba insan ve onun 200 yıl sonra da yücelığıni koruyacağım hissediyor. Bu arada istanbul'da klasık müzik çeşidinı sınırlı bulan kompakt disk meraklılarına Ankara'da Konur Sokak'taki "Dost Müzik Evı"ni tavsiye ederım. Sanırım oradakı çeşidi İstan- bul'da bulmak mümkün değil. KlSA KISA • "Bavul Cinayeti"nin katil zanlısı olarak aranan Dursun Altın'ın Londra'da yakalandığı bildirildi. Izmir Emniyet Mudurlüğu Asayış Şube Muduru Saim Erdoğmuş, Dursun Altın'ın Interpol tarafından gözaltına alındığını açıkladı. Erdoğmuş, "îevkif Müzekkeresi" duzenleyerek Ingiliz polisine göndereceklerini ve katil zanlısı Dursun Altın'ın Turkiye'ye iadesıni isteyeceklerini kaydederek, çalışmalann suratle yürutulmekte olduğunu söyledi. 19 kasım 1990 günu Izmir Santral Garaj'a bırakılan bir bavulun içinde bir kız çocuğu cesedi bulunmuş, polisin tum çabalanna karşın, öldurulen kızın kimliğı belirlenememişti. • Şişli Beledıyesı'nce. temizlik işlerinde kullanılmak uzere satın alınan toplam 23 araç hızmete girdi. • İbrahim Tatlıses hakkında açılan "babalık" davasına de\am edıldi. tstanbul 6. Aslıye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmada, tanık olarak dinlenen Kuçuk Emrah, İbrahim Tathses'in isteği uzerine tanıklık yaptığını söyledi, olayı basından öğrendiğini belirterek "Çocuğun kimden olduğunu bılmiyorum" dedi. • Sağlık Bakanı Dr. Yıldırım Aktuna, önceki gece Şişli Etfal Hastanesı'ne giderek incelemelerde bulundu. Aktuna Acil Servis'teki muayene odalannı yetersiz buldu. • İçel'in Tarsus ilçesinde geçen hafta polisle silahlı catışma sonucu ele geçirilen eroin şebekesi mensubu üç kişi tutuklandı. Canımız, aziz varlığımız Emniyet Müdiir Muavini ŞAKİRKOÇ ile polis memuru VEDAT DİLMAÇ'ı kaybettik. Acımız sonsuzdur. Hatıraları yureğımizde çalışma azmimiz olacaktır. Allah'tan rahmet diliyoruz. Mesleğimizin ve milletimizin başı sağolsun. İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ MENSUPLARI Nol: Gayrctıepe Emniyet Mudurlüğu bınası önünde 5.12.1991 günu saal 10.30'da yapılacak torenden sonra Levent Camii'nde kılınacak öğle namazını muteakip Karacaahmet Aile Kabristanı'nda toprağa verilecektır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle