Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 22 ARALIK 199ı
ASKER AKAYEV BUGUN ANKARA'DA
DtşişleriBakanı Çetin, ortak üyeliğin 'sürekli ve kalıcı' olcmk kabuledilmeyeceğinisöyledi
Türkiye, BAB dışında tutulamaz'Ozbekler gitti
Kırgızlar geldıBonn ve Brüksel'deki temaslarını tamamlayan
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, dün
Ankara'ya döndü. Çetin, "Türkiye'nin,
BAB'ın tam üyeliği dışında tutulamayacağını
açıkça söyledim. Türkiye, ortak üyeliği
sürekli ve kalıcı bir ortaklık biçimi olarak
kesinükle kabul etmez" dedi.
insan haklan konulannın, ilk
kez bir tartışma konusu yapıl-
madığını bildirdi.
Çetin, Türkiye'nin ATnin eşit
hakh ve onurlu bir üyesi olmak
istediğine değindiğini belirterek,
"AT'nin arkasından koşarak,
etegine yapışüarak değil, toplu-
luğun aynı değer yargılannı pay-
laşan, aynı bedefleri gerçekleş-
tireo, onuriu, eşit haklı üyesi ol-
mak amacında olduğumuzu
söyledik" dedi.
1992'de topluluğun genişleme-
si konusunun gündeme gelece-
ğine işaret eden Dışişleri Baka.-
nı, bu genişlemenin ne şekilde
olacağının henilz çok açık bir
boyut kazanmadığını söyledi.
Çetin, "Türkiye'nm, Avrupa'nın
özeOfkie geçmiş dönemde gii-
venlik ve savunma alanlanna
büyük katiuian olduğunu, Av-
nıpa'nın güvenlik ve savunma
sisteminin dışında tutulamaya-
cagını, bunun dışında düşünü-
ANKARA (AA) — Dışişleri
Bakanı Hikmet Çetin, Türkiye^
nin Batı Avrupa Birliği'ne
(BAB) ortak üyeliği, sürekli ve
kalıcı bir ortaklık biçimi olarak
kesinlikle kabul etmeyeceğini
bildirdi. Çetin, Türkiye'nin
BAB'ın tam üyeliği dışında tu-
tulmasının söz konusu olamaya-
cağını belirterek, ortak üyelik
konusunda Türkiye'ye bir çağn-
nın henüz ulaşmadığını vurgu-
ladı. Çetin, Almanya ile "soğnk
döaem"in kapandığını kaydetti.
Çetin, Brüksel ve Bonn'daki
temaslannı tamamlayarak An-
kara'ya dönüşünden sonra Esen-
boğa Havaalanı'nda yaptığı
açıklamada, AT bünyesindeki
temaslan hakkında bilgi verdi.
Türkiye'deki yeni hükümetin
programının son derece olumlu
karşılandığını keydeden Çetin,
bükümet programında yer aJan
Türkiye'de deraokratikleşme ve
lemeyeceği konusunu dile getir-
diğinde, temas ettigim kişilerin
buna katılmış oldağunu da gör-
düm. Hiç kimse Tiirkiyesiz bir
Avrupa güveniiği, Avrupa sa-
vunması düsünmüyor" diye ko-
nuştu.
Brüksel'deki Kuzey Atlantik
Işbirliği Konseyi toplantıları
hakkında da bilgi veren Hikmet
Çetin şöyle konuştu:
"NATO ve AGIK'in ilkeleri-
nin ve işbirliginin güçlendirüıne-
si konulannda, hem kurumsal,
hem de süreç olarak NAFO'nun
önemi ortaya kondu. NATO'yla
ilgili bu degeriendirmeyi yapar-
kea, özeltikle şunian belirimek
istiyorum: Ikinci Dünya
Savaşı'ndan beri devam eden
Dogu-Batı rekabeti, çatışması,
soğuk savaş, Avrupa'nın bölün-
muşJiiğiı sona ermiş, demokra-
sinin, hukukun. insan haklan-
nın ustünlügü zafere ulaşnuşar.
Bu sonucun elde edilmesinden
NATO'nun ve üye ülkelerin
önemli bir katlua olduğu bir ke-
re daha saptanmış oldu."
Türkiye'nin Ikinci Dünya Sa-
vaşı'ndan bu yana yeni dünya
düzenine kendi çapında katkıla-
n olduğunu belirten Çetin,
"Şimdi Türkiye'de yeni hüküme-
tin işbaşına gdmesiyle, kendisi-
nin katkısıyla yapılan böyle bir
dünya düzenine kendi içinde de
tıim kurumlarıyla gercekleştir-
menin öncülüğünü yapacakör"
dedi. Çetin, bunun için demok-
rasi ve insan haklan konusunda
ortaya koyduklan programı, en
kısa zamanda gerçekleştirecek-
lerini, Avrupa ve dünyada çok-
tan hak ettiği onurlu ve güçlü
yerini mutlaka alacağını bildir-
di.
Dışişleri Bakanı, "Türkiye'nin
öneminin çok büyük olduğunu
bir kere daha gözlemlediın. Her-
kes Türkiye'ye büyük önem ve-
riyor. Ama Tiirkiye'nin önce
kendi sorunlannı mutiaka çö-
ziimleyerek, yüzünü çağdaş
diinyaya çok daha açık yürekli-
likle dönmesi gerekir" ifadesini
kullandı.
Çetin, temasları sırasında
Türkiye'nin, SSCB'den bağım-
sızlığmı ilan eden tüm cumhu-
riyetleri tanımış olmasımn isa-
betli bir karar olduğunu gözlem-
lediğini kaydederek, ABD baş-
ta olmak üzere, birçok ülkenin
de tanıma konusunda önümüz-
deki günlerde adım atacağını
söylediklerini bildirdi. Çetin,
"Ama Türkiye, kendi ulusal çı-
karlannı ve komşu olmanın so-
rumlulugunu dikkate alarak,
buna önceden yapma olanağını
bulmnş oldu" dedi.
Ikili temaslannda karşıuklı
davetlerin de gerçekleştiğini söy-
leyen Çetin, önümüzdeki dö-
nemde Romanya Dışişleri Baka-
nı Adrian Nastase'nin Türkiytf yi
ziyaret edeceğini ve Italya Dışiş-
leri Bakanı Gianni de Micbelis
ile Roma veya Ankara'da bir
araya geleceğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Çetin, Al-
manya'daki temaslanna değinir-
ken, bu ülkeyle son aylarda ba-
zı yanlış anlamaların bulundu-
ğunu anımsatarak, "Almanya'y-
la bir süredir ortada olan soğnk
dönem kapanmıstu- diyebilirim.
Yeni bir asamaya geünmiştir. Ai-
manya'yla olan üişkikriiııiz ta-
ribten gelen yakın ilişkUer çer-
çevesinde yeniden olumlu bir
boyut kazanacak" dedi.
Çetin, Türkiye'nin BAB'a
üyeliği ile ilgili bir soruya da şu
karşıhğı verdi:
'Türkiye'nin BAB'a üye olma
başvunısu var. AT'nin Maast-
richt zirvesinde ahnan bir karar
var. Bu karar henöz uygulama-
ya konulmuş degil. Bu kararda
AT'nin, Avrupa'nın siyasi birlj-
ğine dönüşmesi noktasuda ken-
di güvenlik ve savunma örgütii-
ne sahip olup olmama konnsu
gündeme gelmiştir. Acaba lcen-
disi yeniden bir savunma örgü-
tü kuncak mı yoksa mevcut ör-
gütlerden birini mi bu bale dö-
nüştürecektir? Bu, tarüşılnuşur.
Bu aşamada BAB'a bir görev ve-
rilebilecegi ortaya çıkmıştır.
ATye tam üye olup da BAB'a
•ye olmayan ülkelere tam üye-
lik görüşmeleri yapmak üzere
bir çağn yapılmışür ve aünan
kararla, BAB'a tam üyelik fle
ATye üyelik özdeşlestirilmistir.
NATO üyesi olup da AT üye-
si olmayan ülkeiere de ortak üye
olma konusunda çagn yapdmış-
tır. Buniar, Türkiye, Norveç, h-
landa'dır. Benim orada söyledi-
gim şu: Türkiye, ortak üyeliği
sürekli ve kalıcı bir ortaklık bi-
çimi olarak kesinlikle kabnl et-
mez. Türkiye'nin, BAB'ın tam
üyeliği dışında tutulamayacağı-
nı acıklıkla söyledim. NATO
üyesi olarak 1952'den beri görev
yapan bir ülkenin, NATO'nnn
Avrupalı üyelerinden oluşacak
bir kurumun dışında tutulması-
nın söz konusu olamayacağını,
bunu Türkiye'nin benimsemedi-
ğini söyledim. Bu konuda
Türkiye'ye bir çağn da benüz
gelmeı
Bakırköy1de sıcak seçiın
1. Smyfmda)
dırümasına yol açtı.
Ancak asıl neden, Bakırköy
Belediye Başkanlığı seçiminin,
20 Ekim seçimierinin "rövanşı"
niteliği taşımasıydı. Her parti,
bu yüzden tüm kurmaylaruu se-
ferber etti. Ve bir kampanyada
akla ne gelirse, tümü birkaç
gflnde gerçekleştirilmeye çalışıl-
dı.
Bakırköy'de, DYP dışındaki
partiler "Mderler" düzeyinde
yüklenirken halkın genellikle se-
çime ilgisiz kaldığı, hatta "bu-
•alnuş" olduğu gözJendi.
Bakırköy'de bugün 676 bin
seçmen 1851 sandıkta oy kulla-
nacak. Propaganda kampanya-
sımn son gününde liderler, kent
turu atarak mitingler düzenleyip
kahve toplantıları yaparak çalış-
malannj tamamladılar.
Liderler sokaklarda
Kampanyanın son gününde,
ilçeyi "kırsal" ve "kentsel" ke-
sim diye ikiye ayıran partiler,
konvoylar eşliğinde tur attılar.
özgürlük Meydanı'nda da mi-
tingler düzenlediler.
SHP Genel Başkanı Erdal
înönü, "Giiııeş" otobüsü ile
Ataköy, Yenibosna, Kocasinan,
Bağcılar, Esenler ve Güngören-
de konvoysuz tur attı. Ardından
özgürlük Meydanı'nda haika
hitap etti.
Inönü'ye Sanayi Bakanı Tabir
Köse, Buyükşehir Belediye Baş-
kanı Nuretün Sözen, MYK üyesi
Ercan Karakaş, Ankara Buyük-
şehir Belediye Başkam Murat
Karayslçuı ile bazı miiletveküieri
eşlik ettiler.
Beraberinde belediye başkan
adayı Yüksel Çengel ile dolaşan
tnönü'ye, Üsküdar Belediye
Başkam NiyazJ Yurtseven dışın-
da SHP'li Uçe belediye başkan-
lanndan eşlik eden olmadı.
Halkın seçime ilgisiz olduğu
gözlenen Bakırköy mahailete-
rinde lnönü de fazla ilgi görme-
di. lnönü, kırsal kesimdeki yol-
lann çamur ve bozuk olmasın-
dan şikâyet eden vatandaşlara
"Haknsınız, Çengel'i seçerseniz
düzdecek" dedi.
Seçünin yapılacağının kesin-
leşmesiyle birlikte Bakırköy'e
gelen ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, dün de belediye
başkan adayı Ali Talip Özde-
Macar
polisi
ipucu
arıyor
Haber Merkezi— Türkiye'nin
Budapeşte Büyükelçisi Bedrettin
luaabaş'a geçen perşembe giinü
duzenlenen süahlı saldınyla il-
gili olarak Macar polisinin elin-
de Fransız Haber Ajansı AFP-
nin verdiği haber dışında hiçbir
ipucu bulunmadığı bildirildi.
Türk Ermenileri Patriğî ve ls-
tanbul Başpiskoposu Karekin
Kazanciyan, Büyükelçi Tuna-
baş'a duzenlenen saldmyı kma-
yarak, "Bu saldın yepyeni bir
safkaya giren Türk-Ermeni
dostluğuna yönelik bain bir en-
geOemeyi temsil etmektedir"
dedi.
Budapeşte'de, Macar güvenlik
birimleri yapüklan açıklamalar-
da AFP'nin haberini temel ala-
rak "Büyükelçi Tunabaş'ın
Türk istihbarat örgüüerinde üst
düzeyde görev aldıgı için öldü-
rülmek istendigini ve suikast gi-
rişimini Ermeni terör örgütü
ASALA'mn üstkndiğJni" belir-
terek başka bir bilgileri bulun-
madığını söylüyorlar.
AA'nın haberine göre Macar
polisi, Türk Böyflkelçiliği men-
suplanna da AFP'nin haber
metnini gösterdiler ve başka ipu-
cu bulunmadiğını bildirdiier.
•uVle birlikte semtkri dolaştı.
Çocuklardan ve genç kızlar-
dan oldukça ilgi gören Mesut
Yılmaz, çocuklara "anne ve ba-
balarını sandık başına
götürmelerini" önerdi.
Daha çok Karadenizli nüfu-
sun yaşadığı kesimleri dolaşan
Yılmaz, Habibler Mahallesi'nde
yaptığı konuşmada, SHP lideri
gibi yollann bozukluğundan ve
çamurundan şikâyet etti.
DYP adayı Yakup Akyüz'ün
"Karadenizli" olması nedeniyle
bu kesimin oylanm ANAP'a
çekmeye çalıştığı ifade edilen
Yılmaz, çay içtiği kahvehanede-
ki vatandaşlarla horon tepti.
Bu arada Yılmaz'ın konvoyu,
Esenler'de RP lideri Necmettin
Erbakan'm miting alanındaki
konvoyuna karıştı. Uzun süren
bir traflk sıkışıklığından sonra
konvoylar yeniden birbirinden
aynlarak yollanna devam ettiler.
DSP lideri Bülent Ecevit de
çok sayıda araçtan oluşan kon-
voy eşliğinde mahaJleleri dolaş-
tı. Esenler ve Güngören'de ilgi
gören Ecevit, yanında eşi Rah-
san Ecevit ve belediye başkan
adayı Dr. Nuray Bayram'la
DSP'ye destek istedi.
Ecevit'in konvoyu ile RP lide-
ri Erbakan'm konvoyu, özgür-
lük Meydanı güzergâhı olan tn-
cirli Caddesi'nde birbirine kanş-
tı. Ecevit, Nuray Bayram'a des-
tek isterken DYP-SHP iktidarı-
nm yanı sıra ANAP'ı da eleşti-
rerek "Bakırköy'e bir hanım eli
değmeli" diye konuştu.
Başbakan Süieyman Demi-
rel'in, "yoğun programını iptal
edemediği için" gelmediği Ba-
kırköy'de DYP adayı Yakup Ak-
yüz'e, bakanlar Nevzat Ayaz,
Ersin Faralyalı, Tansu ÇUIer,
Akın Gönen, Gökberk Ergene-
kon, Mehmet Ali Yılmaz ve Yıl-
dınm Aktuna destek çalışması
yaptılar.
Bakanlann bir bölümü ev ve
mahalle calışmalarına katınrken
bir kısmı da belediye başkan
adayı Yakup Akyüz'le birlikte
kahve toplantılannda halka hi-
tap ettiler. Güngören, Bağcılar,
Güneşli ve Esenler mahallelerin-
de ilgi gören DYP adayı Akyüz
ve bakanlar çeşiüi vaatlerde bu-
lundular.
Bakanlar, Akyüz'ün secilme-
si halinde, hükümet-belediye
üişkilerinin çok daha sağlıkh iş-
leyeceğini ve tüm hizmetlerin ek-
siksiz olarak yapılacağını vurgu-
ladüar. DYP'li bakanlar, beledi-
ye başkan adayı Yakup Akyüz'e
"kefü" olduklarmı da dile getir-
diler.
Bu arada bazı vatandaşlar da
bakanlardan çeşitli taleplerde
bulundular. Baİarköy'ün, bu ha-
liyle "tek" bir belediye olarak
yönetilebilmesinin hükümet des-
teğini gerektirdiğini ifade eden
Yakup Akyüz ise secilmesi ha-
linde parti farkı gözetmeksizin
hizmet vermeye devam edeceği-
ni bildirdi.
ANAP'm anketi
Öte yandan ANAP'm geçen
hafta yaptırdığı bir araştırma
DYP'nin 3 puan farkla ikinci sı-
raya yükseldiğini gösterdi. Araş-
tırma ANAP'ı bir puan gerile-
me ile birinci parti, DYP'yi ise
ikinci parti gösterdi. ANAP'm
araşnrmasına göre, ANAP oy-
lan yüzde 30.5'ten yüzde 29'a
düşerken, Bakırköy'de 20 Ekim
seçimlerinde 5. parti olan DYP
ytizde 19'dan yıizde 26'ya ytik-
seldi. DYP oylarmın 7 puanlık
sıçrama yapması "iktidar
faktörü" ile DYP adayı avukat
Yakup Akyüz'ün "tanınan ve
sevilen" kişi olmasına bağlandı.
öte yandan bugün, iki
ANAP'h ve iki DYP'linin bo-
şalttğı belediye başkanlığı kol-
tuğu için Lüleburgaz, Sarayönü,
Keskin ve Bahşıh'da da secim
yapıhyor.
Toplam 50 bin dolayında seç-
menin oy kullanacağa bu dört
merkezde, Meclis'te gnıbu bulu-
nan bütün partiler seçime ka-
tılıyor.
GORBİ MLMYASI KALKT7 — Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da Madam Tussaud'un Dünya Liderleri Galerisi'ndeki Sovyet
lideri Gorbaçov'un mumyası kaldırıldı. Kohl, Mitterrand, Busb ve Major mumyalan ise yerlerini koruyor. (Fotoğraf: AP)
SSCB resmen yok oldu
(Baftarafl 1. Sayfada)
Anlaşmaya göre Rusya, Bir-
leşmiş Milletler'de, bu kurumda
üyelik statüsüne sahip olan Uk-
rayna ve Beyaz Rusya dışındaki
sekiz cumhuriyetin çıkarlarını
savunma yetkisine sahip olacak.
Toplantıdan sonra duzenle-
nen basın toplantısında Kaza-
kistan Devlet Başkam Nursultan
Nazarbayev'in yaptığı açıklama-
ya göre Rusya'nın, SSCB'nin
mirasçısı olarak uluslararası
hükmi şahsiyeti olması ve
;
öz
konusu sekiz cumhuriyetin de
uluslararası topluluğun üyeleri
oimalan için çaba göstermesi
kararlaştınldı.
Toplantıda, Bağunsız Devlet-
ler Topluluğu'nun kuruimasımn
önündeki en önemli engellerden
biri sayılan nükleer silahlar ko-
nusunda tam bir anlaşmaya va-
rılamadı. 11 cumhuriyet lideri,
geri kalan anlaşmazlıklan çöz-
mek üzere 30 aralık tarihinde
Beyaz Rusya'nın başkenti
Minsk'te bir araya gelerek nihai
bir karara varacaklar.
Bağımsız Devletler Toplulu-
ğu'nun ortak savunması konu-
sunup tam olarak açıkhğa ka-
vuşturulamaması nedeniyle top-
luluğun savunma kanadımn ba-
şına, geçici olarak Sovyetler Bir-
liği Savunma Bakanı Mareşal
Yevgeni Şapoşnikov getirildi.
Ancak Azerbaycan ve Ukrayna
cumhuriyetlerinin devlet baş-
kanlanrun kendilerini cumhuri-
yetlerinin başkomutanlan ilan
etmiş oimalan da göz önünde
bulundurularak Şapoşnikov'un
"başkomutan" sıfatını taşıma-
ması kararlaştınldı. 30 aralık ta-
rihinde Minsk'te imzalanacak
olan nihai anlaşmayla toplulu-
ğun savunma kanadı, kalıa bir
liderliğe kavuşturulacak.
Bağımsız Devletler Toplulu-
ğu'nun dış sınırlan, cumhuriyet-
lerin ortak katılırruyla oluşturu-
lacak bir komite tarafından göz-
lenecek. Sınırlarm değişmezüği
konusunda görüş birliğine va-
ran liderler, topluhığu oluşturan
cumhuriyetler arasındaki sımr-
ların ise açık olmasını ve bir
cumhuriyetten diğerine yolculu-
ğun serbest olmasını öngöriiyor-
lar.
Mihail Gorbaçov tarafından
toplantı öncesinde önerilen
"topluluk vaUndaşlıgı" öneri-
si ise liderler tarafından kabul
görmedi. Cumhuriyetler arasın-
da etnik çatışmalan önlemek
için topluluğa katılan bütün
cumhuriyetlerin vatandaşlaruun
tek bir uyruğa bağlı olması yo-
lundaki öneri, "Bağımsız Dev-
letler Topluluğu'nun tek bir
devlet olmadığı" gerekçesiyle
reddedildi.
Alma Ata deklarasyonu
Alma Ata zirvesine katılan 11
cumhuriyet lideri, toplantmm
sonunda bir de deklarasyon im-
zaladı. Alma Ata deklarasyo-
nunda, 11 cumhuriyetin oluş-
turduğu BDT'nin ortak bir si-
yasi ve ekonomik alana sahip
olacağı belirtildi.
Deklarasyonda, BDT'nin,
uluslararası barışın korumnası
sorumluluğunu üstlendiği kay-
dedilerek üye cumhuriyetlerin
birbirlerinin toprak bütünlüğü-
ne saygı gösterecekleri ve mev-
cut cumhuriyet sınırlannın de-
ğişmeyeceği bildirildi.
BDT'ye üye devletlerin, hu-
kukun üstünJüğüne dayalı de-
mokratik devletler olacağı beür-
tilerek cumhuriyetlerin egemen-
liğe ve birbirleriyle eşit statüye
sahip olacaklan vurgulandı.
Deklarasyonda, devletlerin
self-determinasyon hakkına sa-
hip oldukları da kaydedildi.
Deklarasyona göre üye dev-
letler birbirlerinin iç işlerine ka-
nşmayacaklar ve birbirlerine
karşı tebdit kulianmayacaklar.
Ekonomik yollardan veya baş-
ka şekilde birbirlerine baskı
yapmama taahhüdünde bulu-
nan cumhuriyetler, bütün çatış-
malann banşcı yollardan çözül-
mesini de benimsediler.
Alma Ata Deklarasyonu'nda,
BDT'nin insan haklanna ve öz-
gürlüklerine saygı ilkesini iemel
alacağı, uluslararası hukuka
uyacağı ve SSCB'nin uluslara-
rası yukümlülüklerini yerine ge-
tireceği de belirtildi. Belgede,
BDT'nin uiuslararası hükmı
şahsiyeti olmadığı da vurgulan-
dı^
BDTnin kunımlan
Alma Ata toplantısında imza-
lanan bir başka protokol de Ba-
ğunsız Devletler Topluluğu'nun
üyeleri arasında koordinasyonu
sağlayacak kurumlannın oluş-
turulmasını öngörüyor.
Protokolde, BDT'nin en üst
siyasi organının, üye cumhuri-
yetlerin devlet başicanlanndan
oluşan konsey olacağı kaydedil-
di. Ayrıca hükümet başkanları
düzeyinde bir konsey de oluştu-
ruldu.
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
Değerli sendikacı arkadaşımız, DİSK Genel Başkanı
ABDULLAH
BAŞTURK'ün
vefatı, Türk-İş camiasında derin bir üzüntü yaratmıştır. Baştürk'ün
kederli ailesine, yakınlarına ve işçilerimize sabır ve başsağlığı dileriz.
Ruhu şad olsun.
TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU
Kırgızistan Devlet Başkanı Asker Akayev bugün
Ankara'ya geliyor. Özbekistan'dan sonra
Kırgızistan'ı da tanıyacağız. Akayev'in Alma
Ata'daki Birleşik Devletler Zirvesi'nden sonra
gelişi, Rusya'daki son gelişmelerin ilk elden
öğrenilmesi bakımından önem taşıyor.
ANKARA (Cunhuriyet Bü-
ı) — Orta Asya'dan Türki-
ye'ye yönelik üst duzeyli diplo-
matik trafik sürüyor.
özbekistan Cumhurbaşkanı
tslam Kerünov'un geçen hafta
yaptığı ziyaretin hemen ardm-
dan Ankara bu kez Kırgızistan
Cumhurbaşkanı Asker Akayev'i
ağırlayacak.
Türkiye'nin, Akayev'in bugün
başlayacak olan beş günlük res-
mi ziyareti sırasmda Kırgızistan'ı
resmen tanıdığını açıklaması
bekleniyor.
Akayev'in ziyareti sırasmda
aynca iki ülke arasında ekono-
mik; teknik, kültürel alanlarda
işbirliğinin geliştiriünesine yöne-
lik bazı belgelerin imzalanaca-
ğı da bildirihyor. Akayev, Anka-
ra'nın yanı sıra lstanbul'da iş
çevreleriyle de temaslarda bulu-
nacak. Akayev'in bu temaslarda
Türk işadamlanndan Kırgızis-
tan'a yatanm yapmalan cağnsın-
da bulunması bekleniyor.
Dışişleri yetkilileri, Akayevi
in Kazakistan'm başkenti Alma
Ata'da dün yapılan ve beş Orta
Asya cumhuriyetinin yanı sıra
Rusya'nın da katıldığı zirveden
hemen sonra Ankara'ya gelece-
ğine işaret ediyorlar.
Orta Asya cumhuriyetlerinin
Rusya, Beyaz Rusya ve Ukray-
na'nın kısa bir süre önce kur-
dukları "Bağımsız Devletler
Topluluğu"na (BDT) katılma
konusunun ele alındığı bu zirve-
den "taze bügOer ile" gelecek ol-
ması Ankara için Atayev'in bu
ziyaretinin önemini arttrrıyor.
Kırgızistan bir süre önce yap-
uğı bir açıklamayla Türkmenis-
tan, Kazakistan ve özbekistan'la
birlikte BDTye katılma arzusu-
nu beyan etmiştL Bu gelişme,
BDTnin "Hnistryan-Slav" gö-
rünümünden rahatsız olan An-
kara'da "ferahlancr bulunmuş-
tu.
Cumhurbaşkanı özal ile
Cumhurbaşkanı Akayev baş-
kanlığında yapılacak resmi he-
yetler arası görüşmelerde ikili
ilişkilerin yanı sıra ele ahnacak
başbca konulann arasında artık
fiilen dağılan Sovyetler Birliği-
ne ait nükleer güçlerin akıbeti
olacak.
Bu çerçevede Rusya ile Kaza-
kistan arasında nükleer konular-
da son günlerde beh'ren bazı gö-
rüş aynhklannın da değerlendi-
rileceği ifade ediliyor. Aym şe-
kilde Kafkasya'da konuşlu olan
kısa menzilli nükleer güçler ko-
nusunun da ele ahnması bekle-
niyor.
Nafusunun çoğunluğunu
Sürmi Müslümanlann oluştur-
duğu Kırgızistan da Sovyet-
ler'deki diğer cumhuriyetler gi-
bi serbest pazar ekonomısine
geçme cabaları içindc Yetkiüler
bu durumun Türkiye'nin bu
alandaki deneyımJerini diğer
Türki cumhuriyetler için oldu-
ğu gibi Kırgızistan için de önem-
li kıldığım bildiriyorlar.
Kırgızistan'ın aym zamanda
Rusya ve Tacikistan'dan sonra
Sovyetler Birliği'nin en büyük
hidroelektrik kaynaklanna sa-
hip olduğuna da işaret eden yet-
kiîiler, bunun da Türkiye ile po-
tansiyel bir işbirliği alanı olabi-
leceğini beürtiyorlar.
Aynı şekilde bazı gözlemciie-
re göre görkemli dağlanyla **!s-
ricre^i aratmayacak manzara-
lan" olan Kırgızistan'la turizm
alamnda da büyük işbirliği po-
tansiyelinin bulunduğu bildi-
riliyor.
FransızPrvf. Jean FbulRotoc
Sovyet boşlıımınu
Türkiye dolcmrur
MİNE G. SAULNIER
PARİS— Fransız Ulusal Bi-
üm Araştırma Merkezi (CNRS)
yöneticilerinden ve Louvre Oku-
lu profesörü, ünlü yazar Jean
Paul ROM, Paris'teki Uluslara-
rası Diplomasi Akademisi'nde,
"Türklerin kültürel mekân
sürekliliği" konulu bir konfe-
rans verdi.
Dünyadaki en önemli Türk
tarihi ve dili uzmanlarından bi-
ri olan Jean Paul Roux, konfe-
ranstan sonra Cumhuriyet'le
yaptığı söyleşide, önümüzdeki
yıllar içinde Türkiye'nin Orta
Asya'da oynayacağı rol ve bu kı-
tadaki Türki cumburiyetler hak-
kında "kişisel" öngörülerini
anlattı.
Türk tarihi ve kültürü ile il-
gili 12 kitabın yazan olan bilim-
adamı, Sovyetler'in dağümasın-
dan sonra Türkiye üstüne şun-
lan söylüyor:
"Size ber şeyden önce şunu
belirtmek isterim: Ben Türkiye
1
yi seviyorum. Türklerin her ko-
şulda dostuyum. Türkiye'ye gi-
demedigim bir yd geçtiginde,
hasta olurum. Tiirkiye, ister ko-
münist, ister faşisl, ister temel
dinci olsun günün birinde, bu
benim Türk halkına olan sevgi-
mi sarsamaz. Türkiye'nin iç po-
Htikasına kacşmak istemiyo-
rum. Poltika yapmak istemiyo-
rum. Şimdi size söyieyecekleriın
tümüyle kişisel fOdrlerimdir. Ya-
nılgianyh, dogndanyla, bunun
bdylece bilinmesmi rica ediyo-
rum.
Sovyetler'in dağılması, Orta
Asya'da bir otorite boşlugu do-
ğurdu. Bence Türkiye'nin ve
Türklerin saati gelmiştir. Tür-
Idye, Sovyetler'den doğan boşhı-
ğu doMurabflecek kapasMeye sa-
bip oMnğu gibi bu boşluğa aday
gösteriimektedir."
Jean Paul Roux, "Pantürkiz-
mi mi savunuyorsunuz" sorusu-
na, "Hayır. Bu aşılmış bir dü-
şnnce, gereksiz yere ırkcı bir çer-
çeveye kapatır olguyu. Oysa,
tüm toplumlar açısından bir
dünyaya acdma süred yaşayoruz.
Türkiye, Orta Asya'daki Türki
cumhuriyetierin ekonomik ve
kültürel motoınnu olnşturacak
çok uluslu bir federasyonun li-
derliğini üstlenebUir. Adı fede-
rasyon değil de başka bir şey
olur. Örneğin AT modelinde bir
Orta Asya ülketeri toplulnğu,
vb. Ama kçiseJ olarak ben
Tiirkiye'nJn Sovyetler'in otorite'
boşlugtından dofan bu eşsiz fır-
saö kaçırmaması ve Türki cum-
huriyetierin 'doğal' liderliğine
oynaması gerektiğine inanıyo-
rum" yanıtını verdi.
Roux şöyie devam etti: "Bu
liderliğe, laik ve demokra-
tik oluşu dolayısıyla çok ujgun
ve ekonomik koşullan da elve-
rişHdir. En önemiisi, Orta Asya^
daki Türki cumhuriyetlerin bek-
lentisi yönündedir bu liderlik.
Gazetenizi Unıyorum, onon
için bunlan size rahadıkla söy-
lüyorum: Türkler ne olursa ol-
sunlar, benim dostluğum eksil-
mez. Ama doğrusu, söz aramız-'
da, temel dinci' olmasalar çok
iyi olur. Son yirmi yüdır Türki-
ye hökümetleri, aşın sağ ve te-
mel dincflere (entegrist) prim ve-
ren bir politika izlediler. Yazık.
Çiinkü Türkiye'nin ancak zara-
nna olur Atatürkçü ilkelerden
taviz vermek, geriye gitmek;
hem Avrupa'dan kopmak anla-
mına geiir hem de Orta Doğu
yönetbnlerine 'böylece' yaran-
mak kesin degildir.
Orta Asya'daki 'laik' Türki-
ye'nin avantafa ise tartısıimaz bi-
cimde üstün. Çünkü bu ülkele-
rin pek çoğu, gerici bir tslam
tehlikesini içeriyor. Ancak pek
çok okumuş yazmış ve yönetim
kadrolanna aday aydını var. Bu
ülke halklanyla aynı değerleri
paylaşan, aynı dfli konuşan ve
'laik' bir önder, ber bakımdan
daha işlerine gelir.
Türidye'ııin, benim kişisel ka-
nıma göre Türki bir Orta Asya
federasyonunda oynaması gere-
ken liderlik rolü ve hatta böyte
bir federasyon olnşumu karsı-
sudaki tek engd: Iran.
Zaten herhangi bir Pantür-
Idzm girişimine de tran engekUr.
Türkiye Ue Orta Asya Türki
cumhuriyetieri arasında tran gi-
bi büyük bir toprak parçası ol-
masaydı, Pantürldzm dahil ber-
şey mümkün olurdu şu yaşadı-
ğımız süreçte. Ancak tran var.
Coğrafya olarak var, siyasa ola-
rak var. Bilmem anlıyor musu-
nuzT En gerçekçi yaldaşun, yi-
ne de ekonomik ve kültarel bir '
•Ikder topluloğu, federasyon-
dnr. Orta Asya dememin nede-
ni, Türki cumhuriyetlerin o böl-
gede yoğun oluşu. Ama böyle
bir federasyonda, Türkiye'nin
etkinligi Kafkaslar ve Gords-
tan'a değin uzanacaktır."
Jean Paul Roux, gerçekten de
Türkiye'nin dikkati çeker biçim-
de gündemde olduğu Fransa'da
verdiği konferansta, seçkin bir
diplomat ve bilimadamı toplu-
luğuna hitaben, Türklerin kül-
tür bütünlüğüyle ilgili bilgiler
verdi. Konuşmasına Türki-
ye'nin Orta Asya Türki cum-
huriyetleriyle son ilişkileri
ve tanıdığı Türki ulkeler hak-
kında bir özetlemeyle basla-
yan ünlü yazar, konferansı sıra-
smda, tüm dağılmışlık ve din
farkhügına rağmen Türklerin
konıduklan ortak sembollere
geniş yer verdi. Tarihçi yazar^
göre Türkler "Bir ırk değil, çün- v
kü pek çok tipleme var. Bir ulus
değil, çünkü aynı mekânı pay-
laşmıyor, çok geniş bir coğraf-
yaya vayıhyor. Din biriikleri de
yok, Müsluman, Budist, Yahu-
di, Hıristiyan ve elberte Şama-
nist Türkler var. Türklerin bü-
tünlüğünü benrleyid H\i öğe var;
dil ve mantık yaptsı. Mantık ya-
pısını da dilin kunıluşu etkili-
yor."