Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/12 PAZAR KONUĞU 22 ARALIK 1991
BAŞBAKAN YARDMCISIVE TÜBİTAK'TAN SORUMLU DEVLET BAKANIERDALİNÖNÜ:
Araştırmacı,üniversiteden kaçtıGeçen hafta İstanbul'da TÜBÎTAK'm 1991 yılı bilim, hizmet
ve teşvik ödülleri, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün de
katıldığı bir törenle verildi. O gün törende yaptığı konuşmada,
"Nasıl insan haklannda, ekonoroide reform yapılıp ileri
adımlar atılacaksa, bilimde de reform hareketini başlatacağız"
diyen Erdal fnönü ile gazetemizin Bilim-Teknik Servisi şefi
Orhan Bursab konuştu.
SÖYLEŞİ ORHAN BURSALI
\Saym İnönü, hayatınızm büyük bir
kısmını bilim içinde geçirdiniz... Türkiye'de
ve dışarıda önemli görevlerde bulundunuz.
Bilime uluslararası katküanmz oldu. Bilim
ödülü kazandını:, Şimdi de ülke biliminden
sorumlu politikacı konumundasmız... 8 yıllık
politik yaşammızda bilimden tamamen koptu-
nuz mu?.. Yoksa bir ayağınız bilimin içinde
mi?
Yok yok, ayağımın bilimin içinde olması-
na imkân yok.. Bilim deyince araştırmayı
anlamak gerekir, bilim adamı araştırma ya-
pan, bilime küçük büyük katkı yapmaya
çalışan insan demektir. Sadece okuyarak,
yenilikleri gazeteden izlemeye çalışarak bi-
lim adamı kalınmaz... O, bilime merakh
insan olur, bilimsever insan olur ama bilim
adamı olmaz. Bilim adamlığı insanın bütün
zamanını gerektiren bir uğraştır. Siyaset de
böyledir. siyaset de bütün zamanı isteyen bir
uğraştır... Hem bilim adamı hem siyasetçi
olunama7
t^^KBKendi uzmanlık alanınızda neler olup
biıriğini izleyebiliyor musunuz?
Fizikte mesela süper iletkenlerde önemli
gelişmeler yaşandı, çok düşük olmayan sı-
cakiıklarda süper iletken maddeler bulundu,
seramik tıpi maddeler, bunlar yeni bir çığır
açacakmış gibi görülüyor... Bir süreöncebir
PAZAR
KONUĞU
Bilimin desteklendiği
dönemler yaşanmıştır. Zaman
zaman da gerileme olmuştur.
Son anarşi döneminin
getirdiği karışıklık yanlış
yorumiamnca, 90'lara kadar
bir duraklama yaşanmıştır.
Doiayısıyla, bilim politikası
hiç yoktur demek, doğru
degildir. 1980'lere kadar,
doğru bir bilim politikası
yardı.
enstitüler var. Onlar her yıl ülkeler arasında-
ki sıralamayı bildiriyorlar. O yapılan yayın-
lara verilen referanslar, Sitarion Iridex
dedikleri referanslar dikkate alınarak ulus-
lararası bir sıralama yapılıyor. Bu sıralama-
ya göre Türkiye'nin yeri ilerlemedi, geriledi.
10 yıl önceye göre 42'den 45'e düştük sanıyo-
rum: bu 45, tam doğru olmayabilir. Ama
durumumuzda 2 puan kadar bir gerileme ol-
du. Bu hak etmediğimiz bir durum, ekono-
mide gelişme varsa bilimde de gelişme
olacaktır...
M M H # u gerilemenin, duraklamanın ne-
denleri nedir?
Ara dönemde 1980 müdahalesinden sonra
çok yanlış bir tutum alındı... Zaten YÖK de
o yüzden kuruldu. Anarşi dönemindeki ka-
rışıklıklann suçlusu olarak üniversiteler gös-
terildi... Sendikalar gösterildi... Özgürlük ve
demokrasi isteği gösterildi, katıhmcıhk gös-
terildi ve sonunda getirilen anayasa. bütün
bu eğilimlen bastırmak hevesini güttü.
Üniversitelere merkezi bir yönetim, YÖK
ve serbest düşünmeye karşı bir hava getiril-
di...
Şimdi denebilir ki, "Onlann korktuklan
komünizm gibi soldaki aşın cereyanlardı.
Onlar bilimin gelişmesine karşı değillerdi..."
Ama böyle olmuyor, serbest düşünceye kar-
şı çıkmaya başladığınız zaman her yerde ve
her türlü serbest düşünceye karşı çıkıyorsu-
nuz, sadece korktuğunuz komünist propa-
gandaya k'arşı değil, bütün yazılara karşı bir
sansür uygulamaya başhyorsunuz. Üniver-
sitelere de "öyle aklına geleni yapmaya kal-
karsan seni suçlarlar, işin içinden çıkamaz-
sın, iyisi mi bilinen yoldan aynlma" havasını
yerleştiriyorsunuz.
lÖzgür düşüncenin olmadığı yerde
E R D A L• •• ••
I N 0 N U20 Ekim seçimleri sonrasında kurulan DYP-
SHP koalisyon hükümetinde Başbakan
Yardımcılığı'nı üstlenen SHP Genel Başkanı
Erdal İnönü, 1926'da Ankara'da doğdu.
I947'de Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi
Fizik Bölümü'nden mezun oldu.
Doktorasım ABD'de Kaliforniya Teknoloji
Enstitüsü'nde tamamladı. 1952den itibaren
AÜ Fen Fakültesi, ODTÜ ve Boğaziçi
Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapan Prof.
Dr. Erdal inönü, dekanlık ve rektörlük
görevlehnde de bulundu. Mayıs 1983'te
siyasete atılan İnönü'nün, "tnönü-Wigner
Grup Indirgemesi" adıyla bilinen ortak
çalışması, çağdaş matematiksel fiziğin temel
kavramlarından biridir.
Evet, huzursuz oldular ve kendileri aynldı.
Baskı havasından üniversite öğretim üyesi
gerçek araştırmacı, rahatsız olur. Böyle in-
sanlann pek çoğu yurtdışına gitti.
Tabii bu hava gençleri de etkiledi; genç
araştırmacılar bu durumdaki üniversiteye
gelmek istemediler. özel sektöre, uygulama
alanlanna geçtiler veya yurtdışında kaldılar
ve üniversitelerin araşürma faaliyetleri çok
azaldı.
^^^^K&Siyasal baskı ortamının dışında, üni-
versitelerde bilimsel faaliyetin, üretimin
yeteri kadar gelişmemesinde başka nedenler
de var mı?
Tabii, geçmişten gelen nedenler var. Tür-
kiye'de araştırma hayatı zaten tam anlamıy-
la yerl;jmemiştir. TÜBÎTAK ödül töreninde
anlattı başkan. 1700'lerde Mühendishane-i
Bahri Hömayun'la başladı üniversite; ama
200 yıl geçmesine rağmen 1900'lerde hâlâ bir
araştırma yapılmıyordu.
O zamanlann "alim" diye bilinen insanla-
n, mesela tanınmış bir riyaziyeci ve ansiklo-
pedist olan Hoca fshak Efendi'nin yaptığı iş.
Batı'daki matematık, fızik kitaplannı alıp
tercüme etmek ve anladığı kadar onlan bir
kitapçıkta birleştirmek olmuştur. Ama yeni
bir şey katmak anlayışı yoktu, bilimi bir ha-
yat şekli olarak almryorlardı... Sanıyorum ki
bu anlayışta da yine o zamanki istibdat ida-
resinin getirdiği bir baskı havası var.
WmtKBBatı 'da bir bilim geleneği var, bugû'n-
kü gelişmenin temeline bakıldığında...
Batı'da serbest düşünerek ortaya çıkartı-
lan bir bilim yaratıcılığı var... Bizde bu
anlayış ancak 1933 Üniversite Refprmu ile
gelmiştir.
Bilim ve üniversite hayatı ancak araştırma
ile beraber giderse yaratıcı olur. Bu yoksa,
hep geride kalırsınız. Bu anlayış 1933'te
cumhuriyetin 10. yılında, yani ben doğduk-
tan sonra yerleşmiş. Böyle bir anlayışm
. toplumda var olması için yeterli zaman geç-
miş degildir. Geçen 10 yılda yaşadığırruz ve
yasal düzenlemeleri hîlâ devam eden, insan-
lann kendilerini kaptırdıklan yanılgı şudur:
"Batı'daki teknolojiyi, bilimi almak yeterli-
dir. Biz yeni işler yapacağız diye uğraşırsak
buna paramız. zamanımız yetmez ve gerek-
siz bir şeydir. Nasılsa onları Batı'da yapıyor-
Onlan kullanmak değil, onlan bulmak ve
daha iyisini yapmak... Böyle insanlar varsa,
böyle bir toplum uygarhk yanşmda birinci
sırada yerini ahr.
^B^^RTürkiye'nin bilimde bir hedefinin,
politikasının olmadığım söylüyorsunuz, peki-
yihedefı...
Yok, hedefİ vardı. TÜBÎTAK'm hedefi
vardı. Üniversitelerin canlı olduğu dönem-
lerde, 1960'larda 70'lerde vardı...
••••Sıyas/ iktidarlarm bir bilim politika-
larmdan bahsetmek mümkün mü?
Bilimin desteklendiği dönemler yaşanmış-
tır. Zaman zaman da gerileme olmuştur.
1955'lerde enflasyon olmuş ve üniversiteler
gene zor duruma girmişlerdi. 1970-80'lere
doğru, bilimde gene bir ilerleme dönemi ol-
muştur. TÜBİTAK'ın kurulması üniversite-
lerin daha canlı araştırmaya girmesi,
ODTÜ, Hacettepe, İTÜ, Ankara, Ege üni-
versiteleri canlı araştırma dönemleri yaşa-
mışlardır.
Son anarşi döneminin getirdiği kanşıklık
yanlış yorumiamnca 90'lara kadar bir du-
raklama yaşanmıştır. Doiayısıyla bilim
politikası hiç yoktur demek, doğru değildir.
1980'lere kadar, doğru bir bilim politikası
vardı.
MMHBİhr bilim politikasının temel taşları
ne olmalı? Türkiye'de bilimi nasıl şekillendir-
meyi düşünüyorsunuz?
Üniversitelerde öğretim ve araştırma bera-
ber olmalı. YÖK'ü kaldıracağımızı söyledik,
ama bu anayasa meselesi olduğu için biraz
zaman alır, herhalde koalisyon hükümeti
bunu uygulamada düzeltecek bir yola gire-
cek. TÜBÎTAK öncülük edecek tekrar,
vaktiyle olduğu gibi araştırmalan özendire-
cek. Devletin başka araştırma enstitüleri de
süpernovanın bulunduğunu biliyoruz. Tabii
astrofızikte yeni gelişmeler sürekli oluyor;
çünkü uydularda gözlem yapılıyor...
Hakkı Ögelman anlatmıştı; onun da katıl-
dığı bir çalışmada, Almanya'da X ışınları
gözlemleyen yeni bir uydu fırlatıldı... Ora-
dan gelen bılgileri değerlendiriyorlar şimdi...
Uydu ile baktığınızda atmosfenn dışına çıkı-
yor ve daha önce görmediğiniz şeyleri görü-
yorsunuz.. X ışınlarıyla izlediğiniz zaman da
gözle görünmeyen şeyler görüyorsunuz...
Yeni yıldızlar buluyorlar...
Parçacık fıziğinde, gelişmeler teori alanın-
da ilerli>or... Denel alanda ise henüz yeni
büyük keşifler >ok... Ama sürekli yeni ve bü-
yük aletler yapılıyor.
Baskıdan, araştırma
hayatımız zarar gördü. Birçok
parlak öğretim üyesi
üniversiteden ayrıidı...
Huzursuz oldular. Baskı
havasından üniversite öğretim
üyesi, gerçek araştırmacı
rahatsız olur... Genç
araştırmacılar üniversiteye
gelmek istemediler. Özel
sektöre, uygulama alanlarına
geçtiler. ... . • .,-
var. Onlann araştırmalarına canlılık getire-
cek. özendirecek tedbirler alınacak.
ülkemizin durumunu nasıl
görüyorsunuz?
Bir duraklama geçiriyor bilimimiz son 10
yıldır. Bu tabii aaklı. hak etmediğimiz bir
durum...Çünkü bir taraftanekonomideiler-
liyoruz, çağ atlıyoruz diyoruz; öte yandan da
bilimde bir duraklama var..
Biliyorsunuz bilimde ilerlemeyi saptayan
belirli kıstaslar var... Bütün uluslann bilim
adamlarının yayınlarını sürekli izleyen ve
onlan bibliyografya halinde yayımlayan
Mayıs 1983'(e akademik kariyerini ve çağdaş fizik alamndaki çalışmalannı noktalayarak siyasete aulan İnönü (sagda), arkadaşunız Orhan Bursalı ile.
araştırma da olmuyor. tabii.
Bilinen yolda aynlmadan da araştırma ya-
pılmaz,yeni bir şeyler bulunmaz, hangi alan-
da olursa olsun, gerek siyasal, gerek fîziksel
bilimler alanında değişik şeyler yapmak, ser-
best düşünmekle mümkündür. YÖK, üni-
versitelerde bu havayı kaldırdı, her şeyi mer-
kezi yönetime bağlı kılarak ve bir korkutma
havası yaratarak. Anarşiyi önlüyoruz diye
getirdikleri korkutma havası, üniversitelerin
araştırma hayatını bir süre ortadan kaldırdı.
Son yıllarda yavaş yavaş toparlanıyor üni-
versiteler, Türkiye'ye demokratik bir hava
geldi. Ama bu baskıdan, araştırma hayatı-
mız zarar gördü. Bir çok parlak öğretim üye-
si üniversiteden aynldı, bir kısmı o meşhur
tabirle, '1402'lik oldu... Aslında onlar daha
ziyade sosyal bilimcilerdi; ama onlann arka-
daşlan bazı fîziksel bilimciler de aynldı.
I Huzursuz oldular..
lar... Biz parayı verir alınz, kullanınz,
vitrinlere doldururuz."
10 zaman bilimsiz, teknolojisiz bir
ülke yaratılmış oluyor..
Parayla alırsınız; ama böyle yapmakla ha-
yatınızın tam değerini vermiş olmazsınız.. O
Batı'dan aldığınız şeyleri bulmak veya onla-
nn daha güzellerini yapmak... Birtakım
insanlar için hayatın anlamı budur aslında..
TÜBİTA K'la ilgilipolitikanızı henüz
şekillendirmiş görünmüyorsunuz. Ama bir
takım yasal düzenlemeler vapacağınızı sövle-
Jmiz... TÜBİTAKla ilgili olanlar nedir? '
TÜBİTAK'la ilgili yapacaklanmız...
Evet, henüz tam şekillenmedi. TÜBÎTAK
yasasında, geçen iktidarlar değişiklik yaptı-
lar. Bilim Kurulu'nu değiştirdiler ve bir
YöiKtim Kunılu oluşturdular. Böylece TÜ-
BİTAK bir bilim konseyınin çalışmasından
çok, bir uygulama kuruluşunun çalışması
haline gelmiş oluyor.
rkadaşlarınız sizi politikaya atıldı-
ğınız için eleştirmişlerdi vaktiyle, ama şimdi
bu eleştiri kalktı ve umutları durumuna geldi-
niz. "Erdal Bey'le amaçlarımızı gerçekleşti-
remezsek bir daha gerçekleştiremeyiz"
diyorlar.
Elimden geleni yapacağım. hiç merak et-
mesinler. Tek başıma yetmez. Onlann yar-
dımlanna ihtiyacım var, bütün bilim
adamlarımızın Türkiye'de bilim hayatını
canlandırmak için canla başla uğraşmasını
istiyoruz.
BAROMETRE
"okumak işinizin parçasıdır"
Şimdiabone olun
%40kaıiıakm
Barometre'ye
15 Ocak'a kadar
abone olanlar,
250.000 TL yerine,
150.000 TL
ödeyecek.
Siz de bu firsattan yararlanın.
İLAN
BİRECİK ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt
Esas No- 1991/33
Karar No: 1991-320
Da\acı Birecik Karşıyaka mahallesindetı Mahmut Taşedelen vekili
Av. Faruk Pinarbaşı îarafından davalı Zafer Mahallesi. Camiı Sokak
No: !4 Yenibusna''lsta.nbul adresinde Fatma Taşdelen aleyhine açı-
lan boşanma davasmın yapılan yargılaması sonunda:
Tararlaı Tokat ili, Niksar ilçesi Kokluce Köyu, Hane: 106'da nüfu-
sa kayıth bulunan Ali Osman oğlu 1956 doğumlu Mahrauı Taşdelen
ile Mehmet kızı 1949 doğumlu Fatma Taşdelen'in boşanmalanna
(19.11.1991 tanhü kararla) karar verilmış olup davalının yapılan tüm
araınalara rağmen adtesi lespit cdilemedijirıden hükum özetinin ga-
zeıe ilanı ıîe tebliği cihetine gidildiğinden;
Mahkememizin yukanda esas ve karar njmarası yazılı bulunan ve
19.11.1991 tanhli karanıı gazetede ilanen tebliğine işbu ilanın gazete-
de ilanen tebliğinden itibaren 15 gıınde teblığ edılmış sayılacağı, bu
sureden de 15 gün sonra kararın kesinleşmiş sa>n'.acağı ilanen tebliğ
olunur. 9.12.1991
Basın: 46809
ABONE ve ADRES
degisikligi için
İTAH8UL. 11 I V 72 00
-n UnMGuteı
Af4KAP*,-.127 !• "7
Rldvan Pars
ıZMIR(51;22 40 72
atıiıı vaman
BUF5Aı2-iı2J 1! :
Gurhan Çetınkaya
ADANA|7n,12? 95J
Husevın Oîflai
tS«:3EHlHı22
B^ı Nesf Gurbu
KAYSERIı35l '
1.35 623 U A L A T Ö H : İ ' J 3
? Vahap ffîmok
4J?:5 CORL)U(459) 26
f
;
ı NPbi Hancprfı
OÜJ
312
MAIİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
KONYA DEFTERDARLIĞI'NDAN
ÎŞ YERİ KAPATMA
DUYURUSU
Aşağıda adı ve soyadı belirtilen mükellefîn isyeri. bel$e duzenine uy-
maması nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 354. maddesi uya-
nnca 1991 yüı içinde birinci defa üç gün, ikinci def a beş gün süre ile ka-
patümıştır.
İŞYERİKAPATILAN MÜKELLEFtN:
Adı, soyadı veya unvanı: Kâztm Büyüktenniyeci
Işyerinin adı veya unvanı:
Adresi: MengeneCad. Kabasakal Mh. No: 65 KONYA
Kapatma nedeni: Belge duzenine uyulmaması
Duyurunun kanuni dayanağı: Buduyuru213 sayılı Vergi Usul Kanunu'-
nun 5'inci maddesi hükmü Ueaynı kanunun 182 sıra numaralı genel teb-
liği uyannca yapılmı$tır.
t I
ISTIKRARTEDBIRLERIYE BORSA
• Doğru seçim için yol gösterici
100SENEDİN
PİYASA-DEFTER DEĞERİ
• "Bu kadar spekülasyona lcimse dayanamaz"
AYAKLI BORSA YORULDU
$• Tekniz Analizler:
BAYRAK VE TAKOZ FORMASYONLARI
RABAK, KÖYTAŞ, METAŞ, SANTRAL
HOLDtNG, S/FAŞ, GARANTÎ BANKAS1,
KONYA Ç/MENTO VE KORUMA TARIM
B u l m a c a y ı çözen 3 k i ^ i y e 1 0 0 ' e r Ereğti
AZERBAYCAN
DEMOKRASİ ANITI
Kampanya bağışınız için;
Ziraat Bankası-TBMM Şb.
Azerbaycan Demokrasi Anıtı Hesabı
Hesap No: 30440 - 133100 - 9
Ahmet Rasim Sok. No: 27 138 67 44 - 138 83 46
Çankaya-ANKARA
SAHİBİNDEN
QINARCIKTA
ARSALAR
•MARMARA sahünde, Cmartk,
Koruköv, Esenköyde satt* ar-
sslami vantr.
•PARSELLER tfra*, Knan 0-
narak Betetfyeşlnce 2-3-5 kat
oiarak verllrrtstlr. Derhal Insaa-
ta bastanablllr.
'ARSALARIM mûstakP tapuu,
2404801^ bûyûkJOğOnde, ko-
numuna göre 24 fa 80.000.
gog- jraar. Odeme kotayfeğı
ARSALAR rJente marearaü,
C6VT6 onvuii Ksçtı ooıounusn,
nefis Ur hav3 vc yötOntu mev-
cuttur.
*3-5 srlodas bMkte hareket
ederek Mrtcac dslrelk arsa ataU-
ieceğmtz m , 10-20-30 Q Y O
kooperitffler Un knart yerterim
devardr.
" V E L I oöçER-Kaya Caanosu
Caraa- Onarc*" adreslne yan-
rak t3ntiQ brosfb'-tskviniinii Is-
ARETLERiNizi beUer, sat-
t^lar sunarm.
•ÇINARCIK:Q193) 56800
•İSTANBUL:(1)513 73 63
•VELİGOÇER fax J6801
K A D l K O V
SÜRKUR
SÜRÜCÜ
KURSU
Hafta Sonu - Hafta Içl
(Gündüz-Akşam)
81.dönemkayıtlarımız
devam edıyor.
TAKStTLE
KADIKÖY
(Söjutlûçeşme CamB yanı)
Tel 3491824-3360206-33602 79
Fox349 18 25