Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>/ ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
Sanat Kurumu ödülleri
ANKARA(ANKA) - Ankara Sanat Kurumu'nun
geleneksel yılın sanatçısı ödülleri belli oldu. Buna göre
"Deli Dumrul' oyunu en başanlı oyun, Ahmet Leventoğlu
da en başanlı yönetmen olarak seçildi. Sanat
Kurumu'ndan yapılan açıklamada, Ayşegül Yüksel,
Gönül Üçele. Nurhan Karadağ, Atilla Sav, Tahsin Konur
ve Uğur Bılge'den oluşan seçicı kurul, en iyi kadın sanatçı
ödülünü üç kişi arasında pay laştırdı. Buna göre 'Bır
Kadın' oyunundaki rolüyle Ayşe Sankaya, 'Kafesten Bir
Kuş Uçtu' oyunundaki rolüyle Sema Aybars, 'Çılgın
Sonbahar' oyunundaki rolüylede Nevra Serezlı en
başanlı kadın sanatçı seçildıler. En başanlı erkek oyuncu
ödülü ise 'Kefesten Bir Kuş Uçtu' oyununda rol alan tüm
erkek oyunculara verildi. Ahmet Leventoğlu en iyi
yönetmen ödülünü 'Aldatma' oyunundaki yönetimiyle
aldı. Seçici kurul, 'Kafesten Bir Kuş Uçtu'nun çevirmeni
Bilgi Koloğlu ile 'Aldatma'nın çevirmeni Haluk Bilginer'i
yılın en başanlı çevirmenleri olarak belirledi. Kurul
DTCF Tiyatro Bölümü'nün sergilediği 'Emrem Yunus'
• oyununa da da özel ödül verdi. Sanat Kurumu, plastik
sanatlar resim dalında Nevzat Akoral'ı, özgün baskı
dalında Mürşide İçmeli'yi, heykel dalında Ali Teoman
Germener'i, fotoğraf dalında Ahmet Öner Sezgin'i,
seramik dalında da Şeymn Reisoğlu Nalça'yı en başanlı
sanatçı olarak belirledi. Sanat Kurumu, Türk ve lş
Bankası'na, D YO'ya Türk sanat ve sanatçısını
destekleyici ve özendirici katkılanndan dolayı özel ödül
verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat
Karayalçın da 'Yılın Önur Ödülü'ne layık bulundu.
Thelma ve Loııise'e ödül
Külrür Servisi - 19l5yılındaBirMiIletinDoğuşu'ileve
1916da Hoşgörüsüzlük'le sinema tarihinin ilkölümsüz
fllmlerini gerçekleştiren yönetmen David Wark Grifîlth
adına konulan ve kazananlara saygınlık getiren ödüler
sahiplerini buldu. Dün Türkiye sinemalannda gösterime
giren. yönetmenliğini Ridley Scott'ın üstlendiğı 'Thelma
ve Louise' filminin başrol oyunculan Susan Sarandon ve
Geena Davis, bu filmdeki yorumlanyla yılın en iyi kadın
oyunculan secildiler. öte yandan Tretty Woman" fılmiyle
Julis Roberts'ı üne kavuşturan yönetmen Gary
Marshall'ın yönettiği "Frankie and Johnny' fılmindeki
rolüyle Kate Nelligan da yılın en iyi yardımcı kadın
oyuncusu seçildi. Bufilmde,başrolleri Al Pacino ve
Michalle Pfeiffer paylaşıyorlar.
Yönetmenlerden Sağlar'a mektup
Kültür Servisi - Sinema yönetmenieri Kültür Bakanı
Fıkrı Sağlara bır mektup yollayarak 'umutlu' olduklannı
sö>lediler. AtıfYılmaz, BilgeOlgaç, Memduh Ün, Orhan
Aksoy, Osman Seden, Zeki Ökten. Şerif Goren, Ömer
Kavur. Tunç Başaran, Ali Özgentürk. Şahin Gök, Yavuz
Özkan, Yusuf Kurçenli, Irfan Tözüm, Fehmi Yaşar,
YavuzerÇetinkaya, Işıl Özgentürk, Erdoğan Tokatlı,
Ya v uz Turgul, Başar Sabuncu ve Nısan Akman imzalı
mektupta şöyledeniyor: 'Kültür Bakanlığı'nı
üstlenmeniz. sinema alanının düzenlenmesiyle ilgili bizJeri
ojumlu düşüncelere yöneltmiştir. Sinemamızın sizin de
bildiğiniz gibi yeni bir yapılanmaya ve temel yasalara
ihtiyacı vardır. Çünkü Türk sinemasının zaman kaybına
ve geleceğini yanlış belirleyecek eksik çalışmalara
dayanacak gücü kalmamıştır. Bakanlığınızın sinema
alanında yapacağı bütün çalışmaları Türk sinemasını
yaratan, üreten sanatçıların, kurumlann deney ve
önenlerinden yararlanarak gerçekleştireceğiniz
umudunu taşımaktayız.'
SERGİ
Çini deaenlerinde yansımalar
• Kültür Serrisi —
Istanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir Müzesi
ile Mimar Sinan
Üniversitesi Geleneksel
Türk El Sanatlan
Bölümü Çini ve Çini
Onanmı Ana Sanat Dalı
Prof. Kerim Silivrili
Atölyesi işbirliğiyle
düzenlenen "Çini
Desenlerinde Geçmişten
Günümüze Yansımalar"
baslıklı sergi Yıldız
Sarayı Sanat Galerisi'nde
açıldı. Türk sanatında
önemli bir yeri olan ve bugün artık benzerlerine
rastlayamadığımız çiniler genellikle rnüze ve özel
koleksiyonJarda buîunuyor. Mimar Sinan Üniversitesi
Geleneksel Türk El Sanatlan Bölümü Çini ve Çini
Onanmı Ana Sanat Dalı'nda klasik motiflerden
esinlenerek yapılan özgün çalışmalann da sunulduğu bu
serginin amacı, tarihsel değişirni ve gelişimi içinde
tanıtılmaya çalışılan çini sanatının teknik, renk, biçim ve
kompozisyon açısından günümüze yansımalarını
örnekleyebilmek.
Durukan'ın takıları
KültürServisi - Amerika'da Rhoda Island School of
Design'da mücevher tasansı ve metal işçiliği bölümünde
eğitim gören Ayşe Durukan'ın takı sergisi, yann saat
18.00'deDiIhayatsok. No. 18,Etileradresindeaçılacak.
Louis Mueller, Robin Quigley veOtto Kunzli gibi
ısimlerle çalışma olanağı bulan Ayşe Durukan, 6 aylık bir
süre için gittiği Floransa'da da Tamio Fujimura
denetimindeçalışmış. Halen Kapalıçarşı'dakiatölyesinde
pırlanta, zümrüt, yakut gibi değerli taşlar ve ametist,
topaz gibi yan değerli taşlarla çalışmalarını sürdüren
sanatçı. asıl eğilimınin yalın ve modern bir desene
yönelmek olduğunusöylüyor. Durukan, herbiryapıtın
tek ve kullanana özgü oJması gerektiğine inanıyor.
Konuralp'ten parçalı bohça
• Kültür Servisi — '
Nuran Konuralp'in
parçah bohça sergisi,
Vakıfbank Feneryolu
Sanat Galerisi'nde açıldı.
Sanatçının sergisi ay
sonuna dek açık
kalacak. Nuran
Konuralp, Türkiye'de
pek fazla bilinmeyen bu
sanat dalıyla ilgilenen
birkaç kişiden biri.
Sanatçı, parçah bohça
ile 1982 yılında
ilgilenmeye başlamış.
Derken, bu ilgi tutku
haline doniışmuş.
Türkiye'de açtığı sergilerden sonra yapıtiarını ABD'deki
International Patchwork and Ouilting Association'a
gondermiş. Bu uluslararası derneğe üye olma hakkını
kazandıktan sonra sanatçı çeşitli ülkelerde bu dalla ilgili
festivallere katılmış.
Ünlü balerin Melissa Hayden, DevletBalesi'nde Balanchine'in yapıtını sahneleyecek
Mıızığı goren,
dansı işitenŞEBNEM AKSAN
Ankara Devlet Opera ve Balesi bu yıl
repertuarına Türkiye'de ilk kez 20. yüz-
yıhn en önde gelen çağdaş koregrafların-
dan George Balanchine'in bir eseri Con-
certo Barocco'yu katıyor. Bu yıl 50. yı-
hnı kutlamakta olan Concerto Barocco,
Balanchine'in koregrafi anlayışını, neo-
klasik olarak adlandırılan stilin bütün
özelliklerini içeren tipik bir eseri. Bir iğne
oyası, dantel kadar ince işlenmiş, zor ve
karmasık olduğu kadar sade ve berrak
bir yapıt.
Eseri sahnelemek üzere dünyaca ün-
lü balerin Melissa Hayden, Ankara'ya
geldi. Balanchine'in belli başlı tüm eser-
Ierinde başrolleri oynayan Melissa Hay-
den, daha önce American Ballet
Theater" topluluğu ile pek çok klasik
eser oynadığı gibi Frederick Ashton, Je-
normal bir evlilik sürdürmüş, iki çocuk
annesi, ufak tefek, sanatından ve pren-
siplerinden hiçbir ödün vermeyen bir
profesyonel.
Kendisine öncelikle hoşgeldin diyor,
Ankara Balesi'ne de bu ilk Balanchine
deneyiminde başanlar diliyoruz.
George Balanchine, Paris'te meşhur
Serge Diaghilev'in, Ballet Russe toplu-
luğuna katılıp eser üretmeye başladığın-
da henüz 20 yaşında, ama koregrafi de-
hası belirmiş bir dansçıdır. Diaghilev'in
son dönemlerinde yarattığı Apollo adlı
eserle koregraf kişiliğini ve anlayışını be-
lirler. Modernizm anlayışını, anlatımcı
olmaktan çok, salt akademik klasik dans
üzerinde -başka bir deyişle hareket biri-
mi üzerinde- yoğunlaştırmıştır.
Bu anlayış içinde geleneksel bale tek-
niği ve kuramlannı en mükemmel şekil-
de kullanabildiği gibi ihlal de ederek hem
20. yüzyılın önde gelen
koregraflarmdan George
Balanchine'in belli başlı
yapıtlannda başrol oynayan
Hayden, Ankara Devlet
Balesi'nde Balanchine'in
''Concerto Barocco''
adlı eserini sahneleyecek.
rome Robbins ve Todd Bolonder gibi ça-
ğımızın unlu koregraflarının eserlerinde
başroller yaratmış, Charlie Cbaplin'in
meshur Liraeligbt (Sahne Işıklan) fil-
minde (1953) balerin rolünü canlandır-
mıştır. 1961'de Dance Magazine ve
1973'te New York Şehri Handel Madal-
lion büyük ödüllerine layık görüimüştur.
Aynca "Sahne Dışında ve Ustiinde"
(1963) ve "Dansçıdan Dansçıya" (1981)
adlı iki kitabuı >
r
azarı olan Melissa Hay-
den halen North Carolina School of
Arts'ta dans fakültesinde görevli. Ba-
lanchine'in en uzun süreli balerini olup
eserlerini sahneleme hakkı olan sayılı
birkaç balerinden biri.
Yukanda çok kısa bir özgemişini ver-
diğimiz Melissa Hayden, George Balanc-
hine'in assolist kadrosu tanımadığı top-
luluğunda, halkın assolist olarak benim-
sediği ve hocaJığı ile dansçıhğı kadar ün
yapmış az rastlanır bir sanatçı. ömrü bo-
yunca gösterişe takılmaksızın, inanılmaz
bir tempoyla çahsnuş. gayet sıhhatli ve
dinamizm hem de hareket esnekliği ve
zenginliği kazandırmaktadır. örneğin
dansçılar, dışa döndükleri ve parmak uç-
lanna kalktıklan kadar içe dönebilmekte
ve topukları üzerinde dans edebilmekte-
dirler. Balenin gerektirdiği gibi zarif, çe-
kik ve yuvarlak olduklan kadar köşeli,
gergin ve çarpık olabilmektedirler. Caz
ve modern dansın etkisiyle hareketlerde,
oynak kalçaiara, kasılmalara, açık par-
maklanna rastlanmaktadır.
Balanchine koregrafide müziği, dan-
sa temel plan olarak kullandığını belır-
tir. Stravinsky ile ilk çalısması olan Apol-
lo'yu koregrafi hayatımn dönüm nokta-
sı olarak belirtirken bu çabşmada fikir-
lerini aza indirmeyi ve en vazgeçilmezle
çahşmayı öğrendi|ini söyler. Kendisi de
ayrıca çok iyi bir piyanist ve müzisyen-
dir. "Miiziği gorüyor, dansı işitiyorum"
sözü onun dansla müziği ne kadar eşde-
ğerde kullandığını göstermektedir.
Yer yer müziğe karşı ritmler, hareket-
ler veva senkoplar meydana getirmesi,
yer yer tamamen onun akışına girmesi.
"SAHNE IŞKLART'NDA OYNAMIŞTI — Dünyaca inln bak suatçıa Meiis-
sa Hayden, Charüe ChapUn'in "Sahne IsUdan" adb fllminde balerini oynamıştı.
Hayden. Balanchine'den söz ederken de "Balanchine'in baMertade oynayarak-
Balaocbine danscısı olursuonz" diyor. "Bacaklannu değfşir, röcudanaz dejfcir,
bir kısrak olup çıkarsınu."
onun muzikle birleşme gereğini ifade et-
mektedir. Balanchine, neo-klasizm ola-
rak belirlenen bu stilini esasen Stran-
vinsky ile birlikte gerçekleştirmiştir.
Amerika'da bale, bugün dünyada ön-
cü bir ekol kurmuştur. Birçok tarihçiye
göre Balanchine, bilinçli olarak Ameri-
kan karakteri ve duyarlığına uygun bir
stil yaratmıştır, bazılanna göre bu stili
nerede ojsa yaratacaktı... Gerçek şu ki,
Balanchine'in kurmuş olduğu okul ve
topluluk, Avrupalı meslektaşlarından
daha atletik ve enerjik, daha serbest, hız-
lı ve Arnerikan diyebileceğimiz tavırlan
benimsemiş dansçılar yetiştirmektedir.
Her ne kadar Amerika, koregrafide,
sosyal yapısını ve kültürünü yansıtan çok
kivmetli.eserler üretmişse de (Agnes de
Mille'in Rodeo'su ve Eugene Loring'in
BiU> The Kid'i gibi), bir toplumun fizik-
sel bünye ve karakterlerine uygun bir tek-
nik stil geliştirilmesi çok daha az rastîa-
nan bir olgudur. Klasik Amerikan bale-
sinde bu olguyu Balanchine gerçekleştir-
miştir.
Söz konusu stil ve tavnn Balanchine'in
eserleri ile birükte son yıllarda Avrupa'da
da benimsediği izlenmektedir. Çünkü bu
eserler, stilin anlaşılamadığ: ve özümse-
nemediği topluluklarda gerektiği gibi
sergilenememektedir. Tıpkı bale repertu-
annda romantik ve klasik koregraflara
farklı yrfklaşıldığı gibi, şimdi New York
City Ballet'in repertuanna da farklı yak-
laşmak gerekmektedir. Yani çağdaşiaş-
mak gerekmektedMvuüi.1/ .Mu\ JJJ!^.)....
Ismirde kararı dinleyiciler verecek
Wagner aııkete kaldıKUDÜS(AP) - tsrail Filarmoni Orkestra-
sı, Hitler'in gözde bestecilerinden Richard
NVagner'in yapıtlannın çalınması konusunda
konan yasağın kaldınhp kaldınlmaması kara-
nnı izleyiciye bıraktı. İsrail Filarmoni Orkest-
rası üyeleri arasında daha önce yapılan oyla-
mada, 12'ye karşı 39 ve 9 çekimser oy ile yasa-
ğın kaldınlması kararlaştınlmıştı.
İsrail radyosunun verdiği habere göre tsrail
Filarmoni Orkestrası Yönetim Kurulu "Ko-
nunun hassasiyetini göz önünde bulundura-
rak" orkestranın konserleri için bilet alanlar
arasında bu konuda bir anket düzenlemeyi
kararlaştırdı. öte yandan, yasağın kaldınlma-
sına tepki gösterenler arasında parlamento
başkanı da bulunuyor.
Nazizm, döneminin çok öncesinde yaşamış
olan 19. yüzyıl bestecilerinden Richard Wag-
ner, yapıtlannda anti-semitik (Yahudi karşıtı)
çizgileri yansıttığı gerekçesiyle Naziler tara-
fından yüceltilmişti. Besteciye karşı konan ya-
sak, fsrail kurulduğu 1948 yıhndan önceki ın-
giliz yönetirni döneminde, 1938 yılında Av-
rupa'da Naziler tarafından soykınrn başJatıl-
ması üzerine uygulanmaya başlamıştı. Daha
sonra 'savaşı atlatanlann" anlattıklanna göre
Nazi kamplannda Richard VVagner'in müziği
çalınıyordu.
Israil Filarmoni Orkestrası'run vermeyi
planladığı konserde, Richard Wagner'in "The
Flying Dutchman" ve "Tristan and Isolde"
adlı yapıtlan çalınacak. Ancak bugüne dek
VVagner hiç çahnamadı. Bunun nedeni de ya-
sağı kaldırmak için yapılan her girişimde hal-
kın protestosuydu.
SJCAksal'ın oyumm JurgayKantürksahneliyor
BakırköyVle şenlik varKültür Servisi — Sabahattin
Kudret Aksal'a 1974'te en iyi
oyun yazan ödülünü kazandı-
ran "Kahvede Şenlik Var"
önümüzdeki günlerde Bakır-
köy Belediye Tiyatroları'nca
sahnelenecek.
tlk kez 1966'da Devlet Tiyat-
rolan'nda sahnelendiğinde Ke-
rim Afşar, Muammer Esi ve
Gülgün Kutlu'nun oynadığı
rolleri bu kez TRT'nin
"Gençler" dizisinde ve "Kan
Kardeşler" adlı müzikalde oy-
nayan Oktay Kaynarca, Bakır-
köy Belediye Tiyatroİarı'nın
oynadığı "Bedava mı San-
dın?" ve "Ivan tvanoviç Var
mıydı, Yok muydu?"da izledi-
ğimiz Fidan Tek ve yine Bakır-
köy'de sergilenen "Mine"de
oynayan Orhan Aydın Ustlene-
cekler.
Sabahattin Kudret Aksal'ın
"Kabvede Şenlik Var" adlı
oyunu daha önce Çetin İpekka-
ya, Melek Ökte ve Can Gurzap
tarafından sahneye konulmuş-
tu. Bu kez, şair Sabahattin
Kudret'in oyununu bir şair yö-
netiyor: Turgay Kantürk. İlk
şiir kitabı "fik Gibi Son" ile
geçen hafta Necatigil Şiir Ödü-
lü'ne değer görülen Kantürk,
"Kahvede Şenlik Var'Ma ilk
yönetmenlik denemesini ger-
çekleştirecek.
"Kahvede Şenlik Var"ın öğ-
rencilik yıllanndan beri ilişki
kusduğu bir oyun olduğunu be-
lirten Kantürk, "Hepdüsündü-
ğüm, düşledigim, belki de ti-
yatro bilincimin oluşmasında
katkılan olan, hatta uyumsuz
tiyatroya eğilimimin temelinde
yatan bir metin" diyor.
Sanat yapıtının bir serüven
1974'TE ÖDÜL ALMIŞTI — Sabahattin Kudret Aksai, "Kah-
yede Şenlik Var" adlı oynnnyla 1974'te en iyi oyun yazan odti-
liinü almışü. (Fotograf: LÜTFİ ÖZKÖK)
olduğuna inanan Kantürk,
"Kahvede Şenlik Var"ın yeni-
likçi, düşsel, nerdeyse aykın
yapısının, o bildik metni yeni-
den çözmesine, yeniden yarat-
masına oldukça şenlikli bir
kaynak olduğunu vurguluyor.
Aksal'ın metni, bir tiyatro-
da oynanmakta olan bir oyun-
da, bir tiyatro kahvesinde, so-
yut üç konuşmacı arasında ge-
çer. Evlenmek için buluşan bir
kadınla bir erkek ve sözde kah-
venin garsonudur bu üç kişi.
Evliliğin neşeli bir sorgulama-
sına tanık olur seyirci. Yönet-
men Kantürk, kendi sahne dü-
zeninde, metnin bu kez anla-
tımcı ve farkh algılanmasını
öngörmüş.
"Oyunda öne çıkarmak iste-
diğim estetik seçimlerin yanı
sıra" diyor yönetmen Kantürk,
"anlamsal düzlemde de
'sahlelik' en önemli sorunsalım
oldu. Masa yerine bir tahtıra-
valli kullanmayı, giysi yerine
örtünülmüş çizimleri \egledim.
Her şey gerçekdışı olsun iste-
dim. Yazann soyullamasını bi-
çimlendirmek, sahnedeki düze-
ni izleyicinin ilk görüşte yadır-
gaması, 'başka' bir oyun izle-
yeceğini hemen algılaması çok
önemli benim için. Artık
"sahici" hiçbir şeyin kalmadığı
dünyamızda 'sahtelik' yoluyla
da olsa tiyatronun bir tapınak
görevi yüklenebileceğine hâlâ
inanıyorum. Sahteliğin ve eg-
lencenin gülünç bir buluşması
olsun isterira bu oyun..."
Sarkis'e mektup
Çalışmalanm uzun yıllardır Fransa'da
sürdüren Sarkis, sanat boyutlanmn
ötesine geçen bir yazısmdan dolayı
eleştirmen Sezen Tansuğ'u mahkemeye
vermişti. Tansuğ'u kınayan ortak
bUdiriye imza atan Enis Batur,
Tansuğ'u mahkemeye verişi dolayısıyla
Sarkis'e bir açık mektup yazdı.
ENİS BATUR
Ne yapıyorsunuz Allah aşkı-
na siz? Cumhuriyet'te okudum
haberi: Sezer Tansuğ'u mahke-
meye vermissiniz. Neden bir da-
va açıyorsunuz? Hakkıruzda
yazdığı yazılara dayanıyorsunuz;
daha doğrusu, öyle anlaşılıyor
ki, dayanamıyorsunuz, dayana-
mamıssınız. Sezer Tansuğ'u ki-
şiliğinizi ve yapıtJannızı konu
edinen yazılannı, ilkinden baş-
layarak, büyük tepkiyle karşıla-
yan insanlar oldu Türkiye'de:
Bir kınama metni hazırlandı,
araiannda benim de yer aldığun
çok sayıda yazar ve sanatçı ya-
yımlanan bu metni imzaladılar.
Kınama biçimini kınayanlar ol-
du sonra. Sezer Tansuğ'dan ya-
na görüş bildiren başkalan çık-
tı ardından. Size kendinizi ifa-
de edebilmeniz için, doğal ola-
rak, sayfalannı açtı gazeteler ve
dergiler. özellikle, Arredamen-
to Dekorasyon'un kasun sayısm-
da yer alan uzun söyleşide çok
önemli yaklaşımlar getirdiniz,
aynı sayıda "iş"Jeriniz de kanım-
ca çok iyi sunuldu.
Sezer Tansuğ'un yazdıklarına
vereceğiniz yanıtın, doğru yanı-
tın bu olduğu, başka bir yanıt
biçimi aramayı aklınızdan geçi-
remeyeceğinizi sanıyordum ken-
di payıma. Mahkemeye başvu-
ru haberini okuduğumda yîldı-
nm yemişe döndüm: Bütünüy-
le yanılmışım.
Sezer Tansuğ'u, ama toplu
ama tekil biçimde kınamayı,
kim ne derse desin "hak"kım
saymıştım. Şimdi de aynı "hak"
kı kullanıyor ve bu kez de sizi
kınıyorum. Boyutlan nereye va-
rırsa varsın, araç olarak yazıyı
seçmiş bir tartışmayı komiserlik
katına çeken bir yaklaşımı dü-
pedüz ayıp sayıyorum. Sanata ve
düşünceye devlet desteği beklen-
tisine bütün bütüne karşı biri
olarak, bu alanlarda onun ha-
kemliğinin aranmasını da bağış-
lanmaz bir yanılgı olarak değer-
lendiriyorum.
Diyebilirsirüz ki, Sezer Tan-
suğ'un tartışma düzeyi olarak
seçtiği hizaya bu yakışırdı. Bir
bakıma, evet: Mahkemeye baş-
vurarak aynı düzeyi, hatta, ba-
na kalırsa çok daha vahim bir
düzeyi seçiyorsunuz. Eğer Deko-
rasyon'da yayımlanan sözleriniz
ve sergilenen "iş"lerinizin yeterli
yanıtı temsil eftiğine inanmıyor-
sanız, bizlerin de işlerinizin "sa-
hici"Iiğinden şüphe duymaya
başlamamız için sağlam bir ge-
rekçe doğuruyor demektir.
Sözü, sizin Paris'te herhalde
aynntılannı öğrendiğiniz eski
bir "kavga"ya bağlamak istiyo-
rum. 1920*li yıllarda, gerçeküs-
tûcü hareket patlak verdiğinde,
hem Katolik kesimin buyük şa-
iri hem de Fransa'nın Güney
Amerika'da büyükelçisi olan
Paul Claudel, bir soruşturmada
gerçeküstücülüğü "bu işler ho-
moseksüelliğin alamna girer"
sözleriyle ele almıştı. Breton ve
arkadaşlan, Claudel'i "domuz-
lardan oluşan bir milletin
temsilcisi" ilan edip, resmen ağ-
zına huniyle etmişlerdi. Kaleme
alınan metni imzalayanlar, bam-
başka nedenlerle 10 yıl sonra
Stzcr TaMMJ'H kınamayı
ktaiMdt
"bak"km
"kı
*t bt ktz dt sizf ioMyMHi.
Aıaç tltfri( yanyı stçaiş
Hr tSfOŞMsyı KMMMIIR
Mr
gırtlak gırtlağa geldiler. Aynlan
grup, Breton hakkında "Bir Ce-
set"i yayımladı, Breton da onla-
ra ağız dolusu karşılık verdi,
hem de en galiz sözlerle. Ama ne
Breton'un ne diğerlerinin ne de
Claudel'in aJdmdan mahkeme-
ye başvurmak geçti herhalde.
Sizin bütün bunian, orada
öğrenmeniz ve fark etmeniz ge-
rekirdi. Hiç değüse, bizim bura-
larda, mahkemeye neden ve na-
sıl, hayli değişik anlam vurgula-
nyla yaklaştığımızı.
Sezer Tansuğ'da, sizi ihbar
eden bir ton görmüş, en çok bu-
na içerleyerek kendisini kınamış-
tım. Siz, Sarkis, bir adım ileri
götürdünüz işi.
Bu "dava"da, bana göre, ar-
tık mazlum kalmamıştır. Şimdi
de dileğim: Tez elden açtığınız
davanın düşmesini talep etme-
nizdir.
p
çıktı
dergisi
• Knltnr Servisi — Yapı-
Endüstri Merkezi'nce
yayımlanan aylık kültür,
sanat ve mimarhk dergisi
Yapı'nın aralık 1991 sayısı
piyasaya çıka. "tsrail'deki
Konut Pazan Üstüne"
Şinasi Acar, "EASA 91'in
Ardından" Deniz Erinsel
önder, "Yüksek Yapılarda
Yaşam", Saadet Aytıs ve
"Sveti Stefan Bulgar
Kilisesi Fener-Istanbul",
Mete Tapan - Hasın
Kuruyzaası tarafından
yazüan yazılann yanı sıra
"Semerkant Uluğ Bey
Kültür Merkezi İçin
Uluslararası Mimari
Yanşma" hakkında bilginin
de yer aldığı 'yapı'nın bu
ayki konuğu ise ressam
Mehmet Uygun.
Fotoğraf kampı
• Kültür Servisi —
Istanbul Fotoğraf KulübÜ,
şubat ayı içindeki sömestr
tatilinde, Türkiye'nin doğa
yönünden en ilginç yöresi
olan Kapadokya'da birer
hafta süreli "Fotoğraf
Kampı" kuruyor. Türkiye'de
ilk kez gerçeklesecek olan
Fotoğraf Kampı, fotoğrafı
öğrenmek isteyenler, yeni
başlayanlar ve fotoğraf
bilgisini ilerletmek
isteyenler için uygulama ve
pratik çalışmalar ağırhkb
fotoğraf eğitimini kapsıyor.
Kamp boyunca, önemli
çekim noktalarına gidilecek
ve vadilerde fotoğraf
yürüyüşleri yapılacak.
Katıhmcılar, seyyar karaolık
odada aynı gün filmlerini
banyo edip, baskılannı
yapabilecekler. Katıüm
sayısımn sınırlı olduğu
Kapadokya Fbtoğraf Kampı
hakkında aynntıü bilgi için
349 67 30 ve 347 62 97
nolu telefonlar aranabilir.
Genç
yetenekler
• KûltürServisi - Cemal
Reşit Rey Konser
Salonu'nda gerçekleştirilen
"Genç Yetenekler" serisi
kapsamında bugün saat
19.00da Nihal Yapalı'nın
piyanoresitali
izlenebilecek. Yapalı,
resitalindeScarlatti,
Beethoven ve Schumann'ın
yapıtlannı seslendirecek.
UGUN î'r
• KadıköySöyl^ileri
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi'nin saat
15.00'de gerçekleştireceği
"Anı" başlıklı etkinliğe
Aydın Boysan, Melisa
GürpınarveZihni
Küçümen katılacak.
(3609095)
• DtagösterisiKâmil
Fırat'ın "Kuşlar" başlıklı
dia gösterisi saat 14.00'te
Basın Müzesi'nde.
!513 84 57)
j p ç çlüsü'nün
oda müziği konseri saat
18.30'daSadberkHanım
Müzesi'nde.
(14238 13)
•Sinema sohbetieri
Beyoğlu Sineması'nda
düzenienen sinema
sohbetieri kapsamında saat
17.00de Beyoğlu Cafe'de
sinema oyuncusu Berhan
Şimşek izleyicilerinin
sorularını yanıtlayacak.
(1513240)
•Şiirtiyatrosu
Öğretmenler Tiyatrosu
Caner Günışık'ın yönettiği
" Veli'nin Ardından"
başlıklı oyun saat 20.30'da
Atatürk Fen Lisesi'nde
sahneleniyor. (329 90 57)
bugün
bilsak
21 ARALIK CLMARTESÎ :
14.30 Genç Tiyatrocular
Seminerleri 2:
Yön: Haluk Şcvkci
ATASEVEN, Ccvai
ÇAPAN
Konuk: EROL KESKİN
Fotoğraf Çulışmaları
M. Zıya ULKENClLER
yöncümindc
Latince Çulışmalar
Salı-Pcr^cmbc
19.30-21.30
Seramik Çalışmaları
Kadri>cE/cl AĞAOĞLU
10.00 -14.00
»İLSAK n.NDIKLI
Cafe-Bar-Restaurant
Rezervasvon:
152 3868-152 0130
Cafe-Fover-Uar(Gıriş)
3
AfricanCafe-Bar(5.Kai)
Panv
bilsak, sırasclvilcr c.id.,
soğancı sok. 7 cıhangır
14 5 28 79-99