22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Yıkılrnış binaya geeikmjş hukukDalan başlattı, Sözen sürdürdn Bina sahibi Eliyezer Benezra, Danıştay'm bina yıkımını hukuk dışı bulan kararına fazla sevinemedi, çünkü bina iki ay önce yıkılmıştı. Benezra şöyle dedi: "Büyükşehir Belediye Başkanı Sözen, süren davamızı beklemedi. Dalan'ın başlattığı hukuk katliamı bu dönemde de sürdü." y g REMZt GÖKDAĞ Ancak bina sahibi Eliyezer Benezra Danış- tay'm bu karanna fazla sevinemedi. Çünkü Danıştay, DYP tstanbul Milletvekûı Bed- Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ekipler Danış- rettta Datea'ın Büyükşehir Belediye Başkan- tay'daki karan beklemeden Haüç'teki bina- hğı döneminde Haliç Kuruyemişçiler Çarşı- yı iki ay önce yıkmıştı. sı'nda yapüan yıkımlan hukuka uygun bulan Söz konusu binanın sahibi Eliyezer Benez- idare mahkemesinin karanm bozdu. ra, "hnkuk savaşı" adını verdiği mucadeleyi Bu kararla, Kuruyemişçiler Çarşısı'nda bu- kazandığuıa sevinemediğini beürterek "Bii- hınan bir bina sahibi, 5 yıldır sürdürdüğü hu- ytkşehir Belediye Başkanı Sözea, süren da- kuk mucadelesini zaferle noktaladı. vanuzı beklemedi. Bfaiam iki ay öace yıkıidı. DaUn'ın başlattığı hoknk katUamı bu dönem- de de sürdu" şeklinde konuştu. Bedrettin Dalan'ın "Mavi Haliç" projesi kapsamında yaptığı yıkımlann yankılan sü- rerken Danıştay 6. Dairesi 14.10.1991 tarihin- de, Galata Köprusu ile tstanbul Ticaret Odası binası arasında kalan Kuruyemişçiler Çarşı- sı'ndaki yıkımın hukuka aykın olduğuna ka- rar verdi. Kararda, Kültür ve Tabiat Varlıklannı Ko- ruma Kurulu'nun 7.9.1989 gunlü 1281 sayıh "söz konusu çarşı ve cevresindeki yapılann korunmasının uygun olacagı" yazısının dik- kate ahnarak incelendiğı belirtildi. İlgili kurullann yazuannın incelenmesinden sonra, söz konusu binanın kamulaştınlması- mn belediyeye değil Kultur Bakanlığı'na ait olduğu belirtilen kararda, söz konusu taşın- mazm kamulaştınlamayacağından tstanbul 2 Numaralı tdare Mahkemesi'nin 31.5.1989 ta- rihli kamulaştırmayı onayiayan karannda isa- bet görülmediği beürtiliyor. Haliç düzenlemeleri nedeniyle Kuruyemiş- çiler Çarşısı'nda bulunan binalann terk edil- mesi, 1985 yılında çarşı esnafına bildirildi. Çârşıdaki esnaf 1986 yüının ikinci yânsında Rami'deki yeni yerlerine tahliye edildi. Türkiye Anıt Çevre Vakfı'nın (TAÇ), yap- tığı inceleraelerde çarşının tarihi değerlere sa- hip olduğu belirlendi. Kararın belediyeye bil- dirilmesine karşın yıkım başladı. Yıkımlar sı- rasında tarihi kitabelerin de bulunduğu 80 dükkân dozerlerin altında kaldı. Binalanm satmak istemeyen 40 kışi vardı. Bu kışilenn binalannın kamulaştınlması ile ilgili açtığı da- valar sürerken bugün söz konusu alanda ayakta kalabilmiş 3 tane bina bulunuyor. Bu binalann biri 17.10.1991 gunü Istanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerinoe yıkıidı. Zin- dankapı MahaJiesi 93 pafta, 359 ada, 3 par- selde bulunan bu binanın sahibi başlattığı hu- kuk mucadelesini Danıştay 6. Dairesi'nin ver- diği kararla kazandı. Ancak kararın eline geç- tiği gün Eliyezer Benezra'nın binası yıkılmıştı. Benezra, davarun sonucu beklenmeden yapı- lan yıkım işlemini, belediye yönetiminin hu- kuka saygısını göstermesi bakımından "iigüıç bir otay" olarak nitelendiriyor, Konu ile ilgılı görüştuğümüz DYP Istanbul Milletvekili Bedrettin Dalan da belediye baş- kanüğı döneminde Haliç'te yaptığı bütün yı- kımların yasalara uygun olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediyesi'nde bir yetkili, söz konusu yıkımın zabıta ekiplerince yapıldıgı- nı doğruladı. Yıkımın bir yanhş anlaşılma so- nucu olabilecegini beürten yetkili, bölgenın koruma alanı olduğunu söyledi. MtLLt EĞtTtM BAKANI TOPTAJN Ders kitabına Kürt gerçeğî Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, ders kitaplannın ayıklanıp yenilenerek uluslararası sözleşmelere uygun hale getirileceğini söyledi. Toptan, Türkiytfdeki Kürtler ve diğer etnik gnıplann ders kitaplannda yer alacağını belirtti. ANKARA (AA) — Milü Eği- tim Bakanı Köksal Toptan, ders kitaplannın, Cografya ve Tarih- ten başlanarak, Turkiye'nin im- za koyduğu uluslararası sözleş- melere uyumlu hale getirileceği- ni bildirdi. Toptan öğretmenle- rin sendika kurmasının da ilk aşamada ele alınacağını söyledi. Milü Eğitim Bakanı, ders ki- taplannda oğretilmemesi gere- ken pek çok konu olduğunu ha- tırlatarak, bunlarm ayıklanaca- ğını söyledi. Kitaplann, Avnı- pa ve Sovyetler Btrliği'ndeki ge- lişmelere paralel olarak düzen- knmesi gerektiğıni anlatan Top- tan, şöyle dedi: "Kitaplarımızda. çocuklan- mıza oğretilmemesi lazım gelen ve gereksiz bilgiler var. Bunlarm mutlak surette ayıklanması ge- rekir. Avrupa'daki siyasi ve coğ- rafi degişiklikleri vesile sayarak bütün bu aksayan yonierimizi gidermeye çalışacagız. Dunya çok degişmiştir. Süratle bu de- ğişime uyum sağlamamız gere- kir. Kendimizi uluslararası anlaş- malar sürecine uydurmak duru- mundayız. Bu, zaman içinde olacak, Cografya ve Tarih kita- bından başlayarak uvum safla- yacağız. 1982 Anayasası'nı siya- setçüer olarak verden yere vunı- yonız, ama ders kitaplannda ögrenciler, 1982 Anayasası'nın çok iyj oldugunu okuyor. Bunu oradan çıkarmanız lazım." Toptan, "Turkiye'de Kürt hal- kının yaşadıgı bir realite olarak kabul ediliyor. Bu aolavış ders kitaplannda da >er aiacak mı" sorusuna, "Birtakım gerçekleri gizlemek, bu gerçekleri ortadan kaldırmaya yetmez. Turkiye'de 27 etnik grup var. Bunu kitabı- nıza yazsanız da vazmasanız da bu böyledir. Bence ondan kaç- mamak lazım. Bu, Turkiye'de 27 devlet kurulacağı anlamına gelmez" yanıtını verdi. Bakan Toptan, HEP kongre- sinde, ilkokullarda 'Turküm, doğruyum' şeklinde ant içiril- mesinden yakımldığınını hatır- latılması üzerine de şöyle konuş- tu: "Bizim Tıirklükten anladıgı- mız ırk manasında degil. O ma- nada alınmaması lazım. Bizim Ataturk milliyetçiliğimizde, ırk kavramı yoktur. Bu topraklarda yasayan nerkesi bir kabul eden bir anlayıştır. Meseleyi ırk anla- mında yorumlarsak, bu şikâyet haklıdır. Bunun çözürau de çok zor. Diyelim ki Diyarbakır'daki oknlda bunu kaldırdık. Antal- ya'daki Kurt vatandaş ne ola- cak? Yumuşnk bir anlayışla Tnrk sözune bakmak lazım. Oradaki Türk kdimesi vaUn- daşlık kavramını ifade eder. Oraya bir şey koymak lazım. Başk» sey de koyamayız." Akyol döneminde pilot uygu- lamasına başlanan ders geçme sistemınin ilke olarak doğru ol- duğunu anlatan Toptan, "Sayın Akyol'un başlattığı bu sisteme sempati ile yaklaşıyornz. Siste- min aksayan vanlan ve eksiklik- lerini saptamak için yıl sonunn bekle>ip geniş bir degeriendirme yapmamız gerekiyor. Karar, bu- radan çıkacak sonnca göre verilecektir" dedi. Ders geçme sistemi uygula- masında altyapı yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar ortaya çıktığını kaydeden Bakan, üni- versite sınavlannın kaldınhp kaldınlmayacağı konusunda da şöyle konuştu: "Üniversite sınavlannda bu sene değişik bir sistem uygula- ma imkânımız yok. Esasında zorlugumuz, üniversiteye gire- bilmek için 900 bin gencimizin baş>nnnası ve bunlardan da an- cak 5'te l'inin universitetere aün- masıdır. Bu olçu devam ettikçe sınav kaçınılmazdır. Önemli olan bu yığılmayı onlemektir. MesJek liseleriae ve çok branşlı liselere yönelip oradan mezun olanlara hemen istihdam alanı yaratarak bu sorun çözümlene- bilir." Milü Eğitim Bakanı Toptan, öğretmen yeterlik smavının kal- dırılması sonrasında başlatılan yeni sisteme ilişkin çahşmamn 1 ay icerisinde tamamlanabilece- ğini söyledi. ZORUNLU SÜREDE BEIİRSİZIİK Oğretmenlerde 30 saat stresi Eğit-Sen Genel Başkanı Ismet Aktaş, öğretmene 30 saat zorunlu ders konusunun isteğe bağlı olduğu açıklamasırun yetersiz kaldığını beliterek bu uygulamanın kalktığına ilişkin bir yazının okullara gönderilmesini istedi. Istanbul Haber Servisi - Is- unbul'dakı ılk ve orta dereceli okul öğretmenlenne tstanbul Vahliği'nce "haftada 30 saat derse girme zoruniuluğu geti- rilmesi" ve ardından da Millı Eğitim Mudürluğu'nün "bu konunun öğretmenin isteğine bağlı olduğu" yolundakı açık- lamasından sonra belırsizlik sürüyor. Eğıt-Sen Genel Başkanı Is- met Aktaş, "Zorunlu 30 saat uygulamasının kaldınldiğının açıkça belirtildiği bir yazının okullara gönderilerek ögret- menlerin mağduriyetinin ön- 'enmesini" istıyor. Istanbul Valisi Hayri Ko- zakçıofilu imzasıyla bir sûre önce ilk ve orta dereceli okul- lara gönderilen genelgede. "tl içinde ihtiyaç duyulan branş- larda öğretmenin kıdemi ne olursa olsun 30 saat ders veril- mesi ve bu durumdaki öğret- meniere sınıf öğretmenliği ve- rilmenesi" ıstenmıştı. Bu genel^eden bır süre son- ra Istanbul Mıllı Eğitim Mü- dürü Turgut Akan, okullara gönderdiğı yazıda. "Valilik genelgesinde belirtiien 30 saat ders verilntesinin, elbet me>zu- at içinde ve belli miktannın öğ- retmenin isteğine bağlı ounak kaydıyla verflnıesinin ^ yorunilanması mâmkön değfl- dir. Okulda boş ders geçmeme- si ve öğrencinin zarara uğra- mamısı için bu genelgeden de önce ve halen 30 saat derse gi- ren öğretmenterimizin varlığı dikkate alınırsa, yeni bir aygu- lama getiriunediği ortadadu-" dedi. Bu gehşmelere karşın halen haftada 30 saat derse ginneye zorlandıklannı öne süren öğ- retmenler de bulunuyor. Bir öğretmen 25 yılhk kıdemi bu- lunmasına ve istememesine karşın haftada 30 saat derse girdiğini belirtirken başka bir öğretmen görev yaptığı okul- da 11, yeni görevlendırildığı okulda 18 olmak ûzere hafta- da toplam 29 saat derse girme- ye zorlandığını anlattı. Eğit-Sen Genel Başkam Is- met Aktaş ise "h Milli Eğitim Mndürü'nün imzasıyla gönde- rilen yazıda, öğretmenfcre 24 saatten sora verilen derslerin kendUerinin istemeleriyle veri- lebileceği acık olarak âçıklan- mamıştır. Bu da okul idarele- riyle öğretmenlerin sörtüşme- lerine yol açabilecek ve uygula- mamn ?alibk genelgesi doğnıl- tusunda sürdüruunesioe olanak sağlayacaktır" dedi. TURK TURİZMİNDE YENİ TANITIM Şişkebap îınajı sona ermelî Türkiye Seyahat Acentalan Birliği TÜRSAB, 1993'e kadar sürecek bir tanıtım kampanyası ile Turkiye'nin yurtdışındaki imajını değiştirmeye çalışacak. Çağdaş Türk kadını ve insan hakları işlenecek konular arasında. YAPRAKÖZER NoelAnalar üşümez!tstanbul Haber Servisi — Noel baba İstanbul'a erken geldi. Fransa'nın ünlu iç giyim fırması "Silhouette Paris"in Türkiye pazanna girmesi nedeniyle Sunmar AŞ dun duzenlediği toplanü- da Noel baba ile ithal mankenler iççamaşırları taruttılar. Tanıtım gösterisinde Fransız rnanken Sandrine Levalldis ile Rus manken Ella Ledovskaia "Clais" adı verilen dantellerden üretilen iççamaşu-lann erotik pozlar ve Noel baba eşliğinde sundular. "Yılbaşını erken yaşatan" bir şov- da tamtılan Silhouette Paris iççamaşırlannın özellikleri arasında, "kadın teninı dayanıünaz kıl- ması, vucudu dolgun göstermesi, göğus hatlannı belirgınJeştirerek kadına erotiklık kazandırması" yer alıyor. Modelleri bilgisayar tarafından belirlenen iççamaşırlann fiyatları ise 150 bin ile 400 bin lira arasında değişiyor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDlfy "Genç, hayat doln, 20 yasla- nnda bir Türk kıa; erkek arka- daşuun eliaden tutmuş ve bir adım önünde.» Arkada plaj manzarası, Bogaz ve batta bir cami~. Ve kız gülumseyerek, np- layarak sonıyon 'Türk kadını- nın 1934'ten beri seçme ve seçil- me hakkua sahip olduğunu bi- liyor muydunuz?' Afişin en al- ünda, kampanyanın ana sloga- nı Türkiye'yi anlayabilroek için TJnrldye^i ogremnek gereldr'ya- ak." Turkiye'nin 1993 yüı sonuna kadar sürecek yeni turizm atağı için hazırlarunası düşünulen afiş önerilerinden bir tânesi de bu. ~i Diğer afişlerde, nehir kenannda kamışla baiık tutan ve bunu ho- bı olarak yaptığı imajını veren orta yaşlı, entelektüel görünüm- lü bir Türk; cıvü avü ilkokul öğ- rencilerine karatahta önünde ders veren genç bir bayan öğret- men gibi farkh kesimlerden ki- şilerin portreleri bulunuyor. Türkiye Seyahat Acentalan Birligi (TÜRSAB), Turizm Ba- kanlığıyla önümuzdeki iki yıl içinde yapacagı işbirüği çerçeve- sinde tanıtımda yıllardır uygu- lanagelen "Tarih, deniz, güneş, şişkebap, lokum ulkesi Türkiye" imajını sılmeye hazırlanıyor. Türk halkuun yapısı, Türk kadını ve kadın haklan, insan haklan, Turkiye'nin coğrafi- stratejik konumu, turizm ve ta- nıtma çabalannı bundan sonra şekillendirecek kriterlerden bir kacı. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulosoy, Turkiye'nin tanıtımında "şişkebap" olayının bittiğini söyledi. Ulusoy, "1955-«01arda ortaya ablan 'şişkebap' slogamnı arük gerflerde bırakük. Biz as- bgımız yerlerde kalamayız, kal- mayalım. O yülarda Turkiye'de bir tane beş yıldızlı otel vardı. Bogön bu otdferin sayısı o gün- kü hayaflerimizi çoktan asb" de- di. Turizmi devlet politikasına dönüştürmek ve bu sektörû tek elden idare ediür hale getirmek istediklerini beürten Ulusoy, bu- nu yapabilecek tek kunım ya da kuruluşun Turizm Bakanlığı'n- dan başka bir yer olmadıgını söyledi. TÜRSAB'm hedefleri bu ka- darla kalmıyor. Gecen yüı 2.5 milyar dolar döviz girdisiyle ka- payan turizm sektörü 1992 yıh için "7 buçuk milyar" diyor. Halen 2.5 milyon kişıye istih- dam olanaklan sunan sektörün kapasitesini yuzde 20 ile 25 ara- sında genişletmesi için de çahş- malar yapıhyor. TÜRSAB'm yeni politikasını yürürlüğe koyabilmesi için öne surdüğü "önerfler" paketi, "Bel- ki inaamayacaksmız, ama bu- giin Turkiye'nin çok buyük bir tarih ve kultur geçmişi olduğu- nu, deniz ve güneş ulkesi oldu- ğunu arük nerkes biliyor. Belki de büdikleri icindir ki bu güze- lim ülkeyi ve son derece zengin tarihi ve kulturel geçmişi biz "vahşi ve az gelişmis Türkler"e yakıştınnıyorlar' sozleriyle baş- îıyor. Batı'da kamuoyu oluşturma- nın şart olduğu, buna karşılık *bu çabalann artık bugune kadar izlenegelmiş metotlarla yurutu- lemeyeceğini beürten TÜRSAB, Turk insanı denince dışanya, "Çalışma potansiyeli olan, gu- leryüztii, Baoh gibi dnşünebOen, genç, enerjik; geçmişi ile geiece- ginia sentezini çok iyi yapıp, bu- nu sahiplenip geleceginin temi- natı olarak gören, Avrupa Top- luluğu kapılannı zorlayan pınl puTİ üretken bir insan" ımajı ve- rilmesi gerektiğine inamyor. Bu imajın yaratılması da, bu- gün Türkiye'nin gundeminin ilk sıralannı oluşturan demokrasi, etnik yapı, kadm haklan, stra- tejik konum gibi öğelere bağla- myor. örneğin, Türkiye sınırları içinde bir insan mozaiği bulun- duğu, bundan kompleks değil büyuk bir haz duyulması gerek- tiği ifade edüiyor. 70 yılhk kısa bir geçmişi olsa da Turk msanı- nın demokrasiye bağlılıgının vurgulanması, tslam konusunun da yakın takibe ahnması gerek- tiği, behitilen konular arasında. UYAP'ta 'yeşil' YeşilköySO. Yd Lisesi'nde okuyan üç görmez genç, öğrencüerin desteğiyle eğüimlerirüsürdürüyor Arkadaşfağın gözü kör değilFİGEN ATALAY Gözlerinde koyu renk camh güneş gozlukleri. Gorduklerı ise yalnızca uçsuz bucaksız bir ka- ranlık. Üstelik derslerinde de çok başarıhlar. Bakımlı, iyi giyimli, kendine güvenü, muzığe yetenekü bu gençler; Ahmet, Ajdogan ve Ay- han, Yeşilköy 50. Yıl Lisesi'nin görmeyen üç öğrencisi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın görme özurlu ve okumak isteyen gençlerin "toplumla uyum sağlamalan" amacıyla başlatı- lan bir program çerçevesinde li- se oğrenimi görmek üzere Yeşil- köy 50. Yıl Lisesi'ne gönderilen Ahmet Dumlupınar ve A>doğan Kusçu lıse 2. .Âyhan Özturk ise lise 1. sınıfta okuyor. Bu uç genç, çeşitli olanaksız- lıklara, araç-gereç eksikliğine ve gören öğrencilerle bir arada öğ- renim görmenin zorluğuna kar- şın arkadaşlannın ve öğretmen- lerinin de desteğiyle sorunlann üstesınden geüyor ve geiecekte- kı ideallerıne ulaşmak için çalı- şıyorlar. Toplam 1700 öğrencinin öğre- nim gördüğu okulda aslında görmeyen öğrencilere yönelik olarak -özel daktilo dışında- hiç- bir araç gereç yok ve öğretmen- ler de bu konuda özel bir eğitim görmemişler. Görmeyen ögrenciler, sınıfta öğretmenin anlattıklannı dinli- yor ancak gurultuye neden oldu- ğu için özel daktilolanyla not alamıyorlar. Dersten sonra ka- nuyu ya arkadaşlan anlatıyor ya da kitaptan okuyor, onlar dak- tilolanyla not alıyorlar. Elbette bu daha çok sosyal dersler için geçerli. Matematik ve Fen Grubu dersleıinde de bu oğrencılere biraz "ayncalıklı" davranılıyor. Doğal olarak problem çoze- meyecekleri ya da deney yapa- mayacaklan için yalnızca dersin teorisi soruluyor. Sınavlan da değişik. Goren bır arkadaş yan- larını oturuyor ve onlann anlat- ka sansları yok. Araç-gereç eksikliğinden, körlerin öğrenimine yönelik özel bir metod bulunmamasından yakınan Dumlupınar, "Bizler bu lisenin ilk görmez ögrencileriyiz. Bu bir dezavantaj. Ancak hoca- lanmız çok iyi, akradaşlanmız çok yardımcı; okul aile ortamı gibi" diyor. Yeşilköy 50. Yıl Lisesi'nden sonraki adımının, üniversiteye mak gerekiyor. Goren bir öğren- ci bir konu için 2 saat harcıyor- sa bizim 4-5 saat çalışmamız la- zım. Milli Eğitim Bakanlığı'nın görmeyen oğrencilerin bulundu- ğu okullara araç-gereç gönder- mesi gerefc. Bu okulların eğitici kadrolarının konferanslarla, broşürleıie vb. aydınlatılraası gerek. Üniversiteye giriş sınavla- nnda gormeyenlere ozgu bir sis- temin uygulanması gerek." TEYP DESTEKLİ DERS — Görmez ötrencüer, Aydoğan Kusçu, Ahmet Dunlapınar ve Ayhan Özturk derskrine bazen teyp kaydıyla çabşryoriar. Bazea de arkadaşlan anlatıyor, onlar kendi ozel daktOolan fle not alıyorlar. (Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOĞLU) tıklarını yazıyor. Ders çalışabilmeleri için ya sı- nıfta öğretmenin sesini teybe al- maları ya da arkadaşlannın bır- kaç saat sabırla kendilerine yar- dımcı olmalan gerekiyor. Gaziantep Körler Okulu'nda ilk öğrenımi, Ankara Körler Or- taokulu'nda da orta oğrenimini tamamlayan Ahmet Dumlupı- nar'a göre körler için lise bulun- maması nedeniyle normal bir okulda öğrenim görmekten baş- giriş sınavlannda başanlı olması halinde Hukuk Fakultesi olaca- ğını söyleyen Dumlupınar, so- runlannı, çözüm onerilerini şöy- le sıralıyor: "Turkiye'de yaklaşık 7.5 mil- yon ozürlu var. Bu kitlenin çö- züm bekleyen >ıgınla sonınu var. Bu kesimde okumak bir is- tisnadır. Özurluler dilencilikten başlayarak çok çeşitli işler yapı- yorlar. Biz okumak istiyoruz ve bunun için de fedakâıiık yap- Liseden sonra yukseköğreni- mini hukuk ya da psikoloji ala- nında görmek isteyen Ayhan özturk, "okumaktan başka çı- kış yolları bulunmadıgı" inan- cında ve universıteyı bitiren pek çok görme özürlü gib Hukuk Fakültesi'ni tamamladıktan son- ra "santral memuru" olmak is- temiyor. Yeşilköy 50. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra Hukuk Fakultesi, Konservatuvar ya da yabancı dille öğretim veren bir üniversiteye girmek amacmda olan Aydoğan Kusçu ise kültü- rel alanda eksikleri bulunduğu- nu; kitap okuyan bir bilgisaya- ra sahip olmalan halinde bu ek- siküklerini önemli olçude gide- rebıleceklerini belirtiyor. "t>i bir eğitim aldıktan sonra yapama- vacagımız hiçbir iş yoktur" di- yen Kuşçu, Boğaziçi Universite- si'ni bitiren pek çok gormezin ancak santral memuru olarak iş bulabildiklerini anlatıyor. Okul Mudüru Fe\zi Ektiren, görmez oğrencilerin geldıği ılk gunlerde tedirginük yaşadıklan- nı, ancak kısa sure içinde her şe- yin yoluna girdiğini belirterek görmez oğrencilerini şöyle anla- tıyor "Çok zeki, çok duygusal ve iyi niyetliler. Diğer ogreneilere ornek oluyorlar. Toplumla kay- naşmalan açısından boyle bir okulda ögrenim gormeleri ya- rarlı. Arkadaşlan ve öğretmen- leriyle iüşkileri çok iyi, hiçbir so- runlan yok. Korktuğumuz başı- mıza gelmedi ve bu ögrenciler çok iyi uyum sağladılar." Edebiyat öğretmeni ve pansi- yon işlerinden sorumlu mudur yardımcısı Hasan Amuca, okul- da yatüı kalan bu uç görmez oğ- renciyle ilgili izlenimlerini şoy- le aktarıyor: "Boş zamanlarını genellikle ders çalışarak geçirivorlar. Mu- zik aletleri çalıyorlar, televizyo- nu dinliyorlar, arkadaşlanna ki- tap okutturuyorlar, kaset dinli- yorlar. Yaşama çok bağlılar ve son derece mutlular." yıl için çevreci takvim Boğaziçi Üniversitesi Çevre Kulübü'nün TÜYAP Hediyelik Eşya Fuan'ndaki standı, çevreciler için yılbaşı armağanı olarak hazırlanmış kitaplar, temizlik maddeleri ve özel takvimlerle dolu. Isunbul Haber Servisi — Dostlarınıza. >enı yıl ıçın "çevre dostu temizlik madde- si" >a da "çevrecinin ideal takvimi" gıbı "çevreci" ar- mağanlar satın almak ıster mısınız' 1 Bu sonıya yanıtmız "eret" ise sıze bugün açılacak olan TÜYAP Hedıyehk. Eşya Fuan'nda Boğaziçi Cnıver- sıtesı Çevre Kulübü standını görmenızi öneririz Kulüp üvelerı. fuar süresince ıste- yenlere kulüplen hakkında bılgi verecek, çevre ile ilgili sorulan yanıtlayacak ve eünlük vaşamda çevre için yapılabilecek "kücük şeyler"- in bulunduğu broşurleri dağı- tacaklar. Boğaziçi Üniversitesi Çevre re Kulubü üyelen, satacak- lan urunlen şöyle tanıtıyor- lar "Çiçek tohumları. .Çevre ile ilgili kitaplar. .Çevre dostu temizlik mad- desi (kendimiz örettik. lçin- dekiler asetik asit, amonyum hidroksit, sodyum bikarbo- nat, toz sabun ve su. Fosfat yok) tamamen 'yeşil' amba- İajlarda, cam şişe ve mantar tıpa. Yani gerçekten çevreye zararsız ve doğal, 'az zararlı' değil. .Geri kazanılmış kâğıttan 'çevrecinin ideal takvimi'. 4 sayfa, Leman Dergisi çizeri Erdil Yaşaroğlu tarafından resimlendi. Her savfasında bir karikatür, bir slogan ve çevre ile ilgili küçük öneri- ler." Kulup standına aynca, "kâğıt kime satılır?", "piUer ne yapıbr?". "ağaç nasıl diki- Iir7" gıbı konularda danış- mak ıçın de başvurulabile- cek Veysel Batmaz: TÜRKSAT yenîden ele alınmalı TV Servisi — tletişim Araş- tırmalan Derneği'nde (İLAD) bir konuşma yapan Doç. Dr. Veysel Batmaz uydu kablo ve yıizeysel yayın gibi iletişim or- tamlanmn artık birbirlerini idame ettirici özelliklere ka- vuştuğunu, Türkiye'nin de bu teknolojik geüşmeleri izleme- si gerektiğıni vurguladı. Batmaz, 1993 yılında TÜRKSAT'm uzaya fırlatıl- ması ile Türkiye'nin kendi ile- tişim uydusuna sahip az sayı- , da ülkelerden biri olacağını beürten Batmaz, "Bu neden- le Türkiye'nin iletişim uydasa olacak TÜRKSAT gibi bir projenin teknik olarak yeni- den ele alınıp kablo vayın ola- naklan gözden geçirilmeli ve frekans dagıumı ve planlaınası gibi olgular goz ardı edilme- den yeni TRT yasası ve özel yaymcdık izni çtkanlmaudır" dedi. Batmaz tartışmaları TRT ve özel yayıncılık içine hapsetmenin daha büyük ve teknolojik sorunlan göz ardı etmek olacağını sözierine ekledi. KlSA KISA • Niğde'de meydana gelen trafik kazasında, 3 kişi öldü, ökişideyaralandı. Niğde-Ka>seri karayolunun 42. kilometresinde dün meydana gelen kazada, Mehmet Ekınci yönetımındekı 38 HD002 plakalı yolcu otobüsü kayarak. Mehmet Babayığıt'ın kullandığı 66 DY 570 plakalı kamyona çarptı. Kazada. otobüs yolculanndan Erkan Ergin (21,)TolgaGündoğdu(ll) ve Satılmış Işık (30) öldü Yaralanan 6 kişi, Nığde Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı • MersMVde cinnet geçiren bır anne, 2 ayhk bebeğini sobada yakarak öldürdü. Yenıpazar Mahallesı'nde oturan Dursun Biltekin (25), cinnet geçırerek 2 ayhk oğlu Kurtuluş Biltekın'inbaşını odun sobasına soktu. Yanan bebek olay verinde öldü. Yetkililer, annenın maddı sıkıntı yuzünden cinnet gecırdığının sanıldığmı ve soruşturmanın sürdüriildüğünj bildirdıler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle