Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Yıkılrnış binaya geeikmjş hukukDalan başlattı, Sözen sürdürdn Bina sahibi
Eliyezer Benezra, Danıştay'm bina yıkımını hukuk dışı
bulan kararına fazla sevinemedi, çünkü bina iki ay önce
yıkılmıştı. Benezra şöyle dedi: "Büyükşehir Belediye
Başkanı Sözen, süren davamızı beklemedi. Dalan'ın
başlattığı hukuk katliamı bu dönemde de sürdü."
y g
REMZt GÖKDAĞ
Ancak bina sahibi Eliyezer Benezra Danış-
tay'm bu karanna fazla sevinemedi. Çünkü
Danıştay, DYP tstanbul Milletvekûı Bed- Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ekipler Danış-
rettta Datea'ın Büyükşehir Belediye Başkan- tay'daki karan beklemeden Haüç'teki bina-
hğı döneminde Haliç Kuruyemişçiler Çarşı- yı iki ay önce yıkmıştı.
sı'nda yapüan yıkımlan hukuka uygun bulan Söz konusu binanın sahibi Eliyezer Benez-
idare mahkemesinin karanm bozdu. ra, "hnkuk savaşı" adını verdiği mucadeleyi
Bu kararla, Kuruyemişçiler Çarşısı'nda bu- kazandığuıa sevinemediğini beürterek "Bii-
hınan bir bina sahibi, 5 yıldır sürdürdüğü hu- ytkşehir Belediye Başkanı Sözea, süren da-
kuk mucadelesini zaferle noktaladı. vanuzı beklemedi. Bfaiam iki ay öace yıkıidı.
DaUn'ın başlattığı hoknk katUamı bu dönem-
de de sürdu" şeklinde konuştu.
Bedrettin Dalan'ın "Mavi Haliç" projesi
kapsamında yaptığı yıkımlann yankılan sü-
rerken Danıştay 6. Dairesi 14.10.1991 tarihin-
de, Galata Köprusu ile tstanbul Ticaret Odası
binası arasında kalan Kuruyemişçiler Çarşı-
sı'ndaki yıkımın hukuka aykın olduğuna ka-
rar verdi.
Kararda, Kültür ve Tabiat Varlıklannı Ko-
ruma Kurulu'nun 7.9.1989 gunlü 1281 sayıh
"söz konusu çarşı ve cevresindeki yapılann
korunmasının uygun olacagı" yazısının dik-
kate ahnarak incelendiğı belirtildi.
İlgili kurullann yazuannın incelenmesinden
sonra, söz konusu binanın kamulaştınlması-
mn belediyeye değil Kultur Bakanlığı'na ait
olduğu belirtilen kararda, söz konusu taşın-
mazm kamulaştınlamayacağından tstanbul 2
Numaralı tdare Mahkemesi'nin 31.5.1989 ta-
rihli kamulaştırmayı onayiayan karannda isa-
bet görülmediği beürtiliyor.
Haliç düzenlemeleri nedeniyle Kuruyemiş-
çiler Çarşısı'nda bulunan binalann terk edil-
mesi, 1985 yılında çarşı esnafına bildirildi.
Çârşıdaki esnaf 1986 yüının ikinci yânsında
Rami'deki yeni yerlerine tahliye edildi.
Türkiye Anıt Çevre Vakfı'nın (TAÇ), yap-
tığı inceleraelerde çarşının tarihi değerlere sa-
hip olduğu belirlendi. Kararın belediyeye bil-
dirilmesine karşın yıkım başladı. Yıkımlar sı-
rasında tarihi kitabelerin de bulunduğu 80
dükkân dozerlerin altında kaldı. Binalanm
satmak istemeyen 40 kışi vardı. Bu kışilenn
binalannın kamulaştınlması ile ilgili açtığı da-
valar sürerken bugün söz konusu alanda
ayakta kalabilmiş 3 tane bina bulunuyor.
Bu binalann biri 17.10.1991 gunü Istanbul
Büyükşehir Belediyesi ekiplerinoe yıkıidı. Zin-
dankapı MahaJiesi 93 pafta, 359 ada, 3 par-
selde bulunan bu binanın sahibi başlattığı hu-
kuk mucadelesini Danıştay 6. Dairesi'nin ver-
diği kararla kazandı. Ancak kararın eline geç-
tiği gün Eliyezer Benezra'nın binası yıkılmıştı.
Benezra, davarun sonucu beklenmeden yapı-
lan yıkım işlemini, belediye yönetiminin hu-
kuka saygısını göstermesi bakımından "iigüıç
bir otay" olarak nitelendiriyor,
Konu ile ilgılı görüştuğümüz DYP Istanbul
Milletvekili Bedrettin Dalan da belediye baş-
kanüğı döneminde Haliç'te yaptığı bütün yı-
kımların yasalara uygun olduğunu söyledi.
Büyükşehir Belediyesi'nde bir yetkili, söz
konusu yıkımın zabıta ekiplerince yapıldıgı-
nı doğruladı. Yıkımın bir yanhş anlaşılma so-
nucu olabilecegini beürten yetkili, bölgenın
koruma alanı olduğunu söyledi.
MtLLt EĞtTtM BAKANI TOPTAJN
Ders kitabına
Kürt gerçeğî
Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, ders
kitaplannın ayıklanıp yenilenerek uluslararası
sözleşmelere uygun hale getirileceğini söyledi.
Toptan, Türkiytfdeki Kürtler ve diğer etnik
gnıplann ders kitaplannda yer alacağını belirtti.
ANKARA (AA) — Milü Eği-
tim Bakanı Köksal Toptan, ders
kitaplannın, Cografya ve Tarih-
ten başlanarak, Turkiye'nin im-
za koyduğu uluslararası sözleş-
melere uyumlu hale getirileceği-
ni bildirdi. Toptan öğretmenle-
rin sendika kurmasının da ilk
aşamada ele alınacağını söyledi.
Milü Eğitim Bakanı, ders ki-
taplannda oğretilmemesi gere-
ken pek çok konu olduğunu ha-
tırlatarak, bunlarm ayıklanaca-
ğını söyledi. Kitaplann, Avnı-
pa ve Sovyetler Btrliği'ndeki ge-
lişmelere paralel olarak düzen-
knmesi gerektiğıni anlatan Top-
tan, şöyle dedi:
"Kitaplarımızda. çocuklan-
mıza oğretilmemesi lazım gelen
ve gereksiz bilgiler var. Bunlarm
mutlak surette ayıklanması ge-
rekir. Avrupa'daki siyasi ve coğ-
rafi degişiklikleri vesile sayarak
bütün bu aksayan yonierimizi
gidermeye çalışacagız. Dunya
çok degişmiştir. Süratle bu de-
ğişime uyum sağlamamız gere-
kir.
Kendimizi uluslararası anlaş-
malar sürecine uydurmak duru-
mundayız. Bu, zaman içinde
olacak, Cografya ve Tarih kita-
bından başlayarak uvum safla-
yacağız. 1982 Anayasası'nı siya-
setçüer olarak verden yere vunı-
yonız, ama ders kitaplannda
ögrenciler, 1982 Anayasası'nın
çok iyj oldugunu okuyor. Bunu
oradan çıkarmanız lazım."
Toptan, "Turkiye'de Kürt hal-
kının yaşadıgı bir realite olarak
kabul ediliyor. Bu aolavış ders
kitaplannda da >er aiacak mı"
sorusuna, "Birtakım gerçekleri
gizlemek, bu gerçekleri ortadan
kaldırmaya yetmez. Turkiye'de
27 etnik grup var. Bunu kitabı-
nıza yazsanız da vazmasanız da
bu böyledir. Bence ondan kaç-
mamak lazım. Bu, Turkiye'de 27
devlet kurulacağı anlamına
gelmez" yanıtını verdi.
Bakan Toptan, HEP kongre-
sinde, ilkokullarda 'Turküm,
doğruyum' şeklinde ant içiril-
mesinden yakımldığınını hatır-
latılması üzerine de şöyle konuş-
tu:
"Bizim Tıirklükten anladıgı-
mız ırk manasında degil. O ma-
nada alınmaması lazım. Bizim
Ataturk milliyetçiliğimizde, ırk
kavramı yoktur. Bu topraklarda
yasayan nerkesi bir kabul eden
bir anlayıştır. Meseleyi ırk anla-
mında yorumlarsak, bu şikâyet
haklıdır. Bunun çözürau de çok
zor. Diyelim ki Diyarbakır'daki
oknlda bunu kaldırdık. Antal-
ya'daki Kurt vatandaş ne ola-
cak? Yumuşnk bir anlayışla
Tnrk sözune bakmak lazım.
Oradaki Türk kdimesi vaUn-
daşlık kavramını ifade eder.
Oraya bir şey koymak lazım.
Başk» sey de koyamayız."
Akyol döneminde pilot uygu-
lamasına başlanan ders geçme
sistemınin ilke olarak doğru ol-
duğunu anlatan Toptan, "Sayın
Akyol'un başlattığı bu sisteme
sempati ile yaklaşıyornz. Siste-
min aksayan vanlan ve eksiklik-
lerini saptamak için yıl sonunn
bekle>ip geniş bir degeriendirme
yapmamız gerekiyor. Karar, bu-
radan çıkacak sonnca göre
verilecektir" dedi.
Ders geçme sistemi uygula-
masında altyapı yetersizliğinden
kaynaklanan sorunlar ortaya
çıktığını kaydeden Bakan, üni-
versite sınavlannın kaldınhp
kaldınlmayacağı konusunda da
şöyle konuştu:
"Üniversite sınavlannda bu
sene değişik bir sistem uygula-
ma imkânımız yok. Esasında
zorlugumuz, üniversiteye gire-
bilmek için 900 bin gencimizin
baş>nnnası ve bunlardan da an-
cak 5'te l'inin universitetere aün-
masıdır. Bu olçu devam ettikçe
sınav kaçınılmazdır. Önemli
olan bu yığılmayı onlemektir.
MesJek liseleriae ve çok branşlı
liselere yönelip oradan mezun
olanlara hemen istihdam alanı
yaratarak bu sorun çözümlene-
bilir."
Milü Eğitim Bakanı Toptan,
öğretmen yeterlik smavının kal-
dırılması sonrasında başlatılan
yeni sisteme ilişkin çahşmamn 1
ay icerisinde tamamlanabilece-
ğini söyledi.
ZORUNLU SÜREDE BEIİRSİZIİK
Oğretmenlerde
30 saat stresi
Eğit-Sen Genel Başkanı Ismet Aktaş, öğretmene 30
saat zorunlu ders konusunun isteğe bağlı olduğu
açıklamasırun yetersiz kaldığını beliterek bu
uygulamanın kalktığına ilişkin bir yazının okullara
gönderilmesini istedi.
Istanbul Haber Servisi - Is-
unbul'dakı ılk ve orta dereceli
okul öğretmenlenne tstanbul
Vahliği'nce "haftada 30 saat
derse girme zoruniuluğu geti-
rilmesi" ve ardından da Millı
Eğitim Mudürluğu'nün "bu
konunun öğretmenin isteğine
bağlı olduğu" yolundakı açık-
lamasından sonra belırsizlik
sürüyor.
Eğıt-Sen Genel Başkanı Is-
met Aktaş, "Zorunlu 30 saat
uygulamasının kaldınldiğının
açıkça belirtildiği bir yazının
okullara gönderilerek ögret-
menlerin mağduriyetinin ön-
'enmesini" istıyor.
Istanbul Valisi Hayri Ko-
zakçıofilu imzasıyla bir sûre
önce ilk ve orta dereceli okul-
lara gönderilen genelgede. "tl
içinde ihtiyaç duyulan branş-
larda öğretmenin kıdemi ne
olursa olsun 30 saat ders veril-
mesi ve bu durumdaki öğret-
meniere sınıf öğretmenliği ve-
rilmenesi" ıstenmıştı.
Bu genel^eden bır süre son-
ra Istanbul Mıllı Eğitim Mü-
dürü Turgut Akan, okullara
gönderdiğı yazıda. "Valilik
genelgesinde belirtiien 30 saat
ders verilntesinin, elbet me>zu-
at içinde ve belli miktannın öğ-
retmenin isteğine bağlı ounak
kaydıyla verflnıesinin ^
yorunilanması mâmkön değfl-
dir. Okulda boş ders geçmeme-
si ve öğrencinin zarara uğra-
mamısı için bu genelgeden de
önce ve halen 30 saat derse gi-
ren öğretmenterimizin varlığı
dikkate alınırsa, yeni bir aygu-
lama getiriunediği ortadadu-"
dedi.
Bu gehşmelere karşın halen
haftada 30 saat derse ginneye
zorlandıklannı öne süren öğ-
retmenler de bulunuyor. Bir
öğretmen 25 yılhk kıdemi bu-
lunmasına ve istememesine
karşın haftada 30 saat derse
girdiğini belirtirken başka bir
öğretmen görev yaptığı okul-
da 11, yeni görevlendırildığı
okulda 18 olmak ûzere hafta-
da toplam 29 saat derse girme-
ye zorlandığını anlattı.
Eğit-Sen Genel Başkam Is-
met Aktaş ise "h Milli Eğitim
Mndürü'nün imzasıyla gönde-
rilen yazıda, öğretmenfcre 24
saatten sora verilen derslerin
kendUerinin istemeleriyle veri-
lebileceği acık olarak âçıklan-
mamıştır. Bu da okul idarele-
riyle öğretmenlerin sörtüşme-
lerine yol açabilecek ve uygula-
mamn ?alibk genelgesi doğnıl-
tusunda sürdüruunesioe olanak
sağlayacaktır" dedi.
TURK TURİZMİNDE YENİ TANITIM
Şişkebap îınajı
sona ermelî
Türkiye Seyahat Acentalan Birliği TÜRSAB,
1993'e kadar sürecek bir tanıtım kampanyası ile
Turkiye'nin yurtdışındaki imajını değiştirmeye
çalışacak. Çağdaş Türk kadını ve insan hakları
işlenecek konular arasında.
YAPRAKÖZER
NoelAnalar üşümez!tstanbul Haber Servisi — Noel baba İstanbul'a erken geldi. Fransa'nın ünlu iç giyim fırması
"Silhouette Paris"in Türkiye pazanna girmesi nedeniyle Sunmar AŞ dun duzenlediği toplanü-
da Noel baba ile ithal mankenler iççamaşırları taruttılar. Tanıtım gösterisinde Fransız rnanken
Sandrine Levalldis ile Rus manken Ella Ledovskaia "Clais" adı verilen dantellerden üretilen
iççamaşu-lann erotik pozlar ve Noel baba eşliğinde sundular. "Yılbaşını erken yaşatan" bir şov-
da tamtılan Silhouette Paris iççamaşırlannın özellikleri arasında, "kadın teninı dayanıünaz kıl-
ması, vucudu dolgun göstermesi, göğus hatlannı belirgınJeştirerek kadına erotiklık kazandırması"
yer alıyor. Modelleri bilgisayar tarafından belirlenen iççamaşırlann fiyatları ise 150 bin ile 400
bin lira arasında değişiyor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDlfy
"Genç, hayat doln, 20 yasla-
nnda bir Türk kıa; erkek arka-
daşuun eliaden tutmuş ve bir
adım önünde.» Arkada plaj
manzarası, Bogaz ve batta bir
cami~. Ve kız gülumseyerek, np-
layarak sonıyon 'Türk kadını-
nın 1934'ten beri seçme ve seçil-
me hakkua sahip olduğunu bi-
liyor muydunuz?' Afişin en al-
ünda, kampanyanın ana sloga-
nı Türkiye'yi anlayabilroek için
TJnrldye^i ogremnek gereldr'ya-
ak."
Turkiye'nin 1993 yüı sonuna
kadar sürecek yeni turizm atağı
için hazırlarunası düşünulen afiş
önerilerinden bir tânesi de bu.
~i Diğer afişlerde, nehir kenannda
kamışla baiık tutan ve bunu ho-
bı olarak yaptığı imajını veren
orta yaşlı, entelektüel görünüm-
lü bir Türk; cıvü avü ilkokul öğ-
rencilerine karatahta önünde
ders veren genç bir bayan öğret-
men gibi farkh kesimlerden ki-
şilerin portreleri bulunuyor.
Türkiye Seyahat Acentalan
Birligi (TÜRSAB), Turizm Ba-
kanlığıyla önümuzdeki iki yıl
içinde yapacagı işbirüği çerçeve-
sinde tanıtımda yıllardır uygu-
lanagelen "Tarih, deniz, güneş,
şişkebap, lokum ulkesi Türkiye"
imajını sılmeye hazırlanıyor.
Türk halkuun yapısı, Türk
kadını ve kadın haklan, insan
haklan, Turkiye'nin coğrafi-
stratejik konumu, turizm ve ta-
nıtma çabalannı bundan sonra
şekillendirecek kriterlerden bir
kacı.
TÜRSAB Başkanı Başaran
Ulosoy, Turkiye'nin tanıtımında
"şişkebap" olayının bittiğini
söyledi. Ulusoy, "1955-«01arda
ortaya ablan 'şişkebap' slogamnı
arük gerflerde bırakük. Biz as-
bgımız yerlerde kalamayız, kal-
mayalım. O yülarda Turkiye'de
bir tane beş yıldızlı otel vardı.
Bogön bu otdferin sayısı o gün-
kü hayaflerimizi çoktan asb" de-
di.
Turizmi devlet politikasına
dönüştürmek ve bu sektörû tek
elden idare ediür hale getirmek
istediklerini beürten Ulusoy, bu-
nu yapabilecek tek kunım ya da
kuruluşun Turizm Bakanlığı'n-
dan başka bir yer olmadıgını
söyledi.
TÜRSAB'm hedefleri bu ka-
darla kalmıyor. Gecen yüı 2.5
milyar dolar döviz girdisiyle ka-
payan turizm sektörü 1992 yıh
için "7 buçuk milyar" diyor.
Halen 2.5 milyon kişıye istih-
dam olanaklan sunan sektörün
kapasitesini yuzde 20 ile 25 ara-
sında genişletmesi için de çahş-
malar yapıhyor.
TÜRSAB'm yeni politikasını
yürürlüğe koyabilmesi için öne
surdüğü "önerfler" paketi, "Bel-
ki inaamayacaksmız, ama bu-
giin Turkiye'nin çok buyük bir
tarih ve kultur geçmişi olduğu-
nu, deniz ve güneş ulkesi oldu-
ğunu arük nerkes biliyor. Belki
de büdikleri icindir ki bu güze-
lim ülkeyi ve son derece zengin
tarihi ve kulturel geçmişi biz
"vahşi ve az gelişmis Türkler"e
yakıştınnıyorlar' sozleriyle baş-
îıyor.
Batı'da kamuoyu oluşturma-
nın şart olduğu, buna karşılık
*bu çabalann artık bugune kadar
izlenegelmiş metotlarla yurutu-
lemeyeceğini beürten TÜRSAB,
Turk insanı denince dışanya,
"Çalışma potansiyeli olan, gu-
leryüztii, Baoh gibi dnşünebOen,
genç, enerjik; geçmişi ile geiece-
ginia sentezini çok iyi yapıp, bu-
nu sahiplenip geleceginin temi-
natı olarak gören, Avrupa Top-
luluğu kapılannı zorlayan pınl
puTİ üretken bir insan" ımajı ve-
rilmesi gerektiğine inamyor.
Bu imajın yaratılması da, bu-
gün Türkiye'nin gundeminin ilk
sıralannı oluşturan demokrasi,
etnik yapı, kadm haklan, stra-
tejik konum gibi öğelere bağla-
myor.
örneğin, Türkiye sınırları
içinde bir insan mozaiği bulun-
duğu, bundan kompleks değil
büyuk bir haz duyulması gerek-
tiği ifade edüiyor. 70 yılhk kısa
bir geçmişi olsa da Turk msanı-
nın demokrasiye bağlılıgının
vurgulanması, tslam konusunun
da yakın takibe ahnması gerek-
tiği, behitilen konular arasında.
UYAP'ta 'yeşil'
YeşilköySO. Yd Lisesi'nde okuyan üç görmez genç, öğrencüerin desteğiyle eğüimlerirüsürdürüyor
Arkadaşfağın gözü kör değilFİGEN ATALAY
Gözlerinde koyu renk camh
güneş gozlukleri. Gorduklerı ise
yalnızca uçsuz bucaksız bir ka-
ranlık. Üstelik derslerinde de
çok başarıhlar.
Bakımlı, iyi giyimli, kendine
güvenü, muzığe yetenekü bu
gençler; Ahmet, Ajdogan ve Ay-
han, Yeşilköy 50. Yıl Lisesi'nin
görmeyen üç öğrencisi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın
görme özurlu ve okumak isteyen
gençlerin "toplumla uyum
sağlamalan" amacıyla başlatı-
lan bir program çerçevesinde li-
se oğrenimi görmek üzere Yeşil-
köy 50. Yıl Lisesi'ne gönderilen
Ahmet Dumlupınar ve A>doğan
Kusçu lıse 2. .Âyhan Özturk ise
lise 1. sınıfta okuyor.
Bu uç genç, çeşitli olanaksız-
lıklara, araç-gereç eksikliğine ve
gören öğrencilerle bir arada öğ-
renim görmenin zorluğuna kar-
şın arkadaşlannın ve öğretmen-
lerinin de desteğiyle sorunlann
üstesınden geüyor ve geiecekte-
kı ideallerıne ulaşmak için çalı-
şıyorlar.
Toplam 1700 öğrencinin öğre-
nim gördüğu okulda aslında
görmeyen öğrencilere yönelik
olarak -özel daktilo dışında- hiç-
bir araç gereç yok ve öğretmen-
ler de bu konuda özel bir eğitim
görmemişler.
Görmeyen ögrenciler, sınıfta
öğretmenin anlattıklannı dinli-
yor ancak gurultuye neden oldu-
ğu için özel daktilolanyla not
alamıyorlar. Dersten sonra ka-
nuyu ya arkadaşlan anlatıyor ya
da kitaptan okuyor, onlar dak-
tilolanyla not alıyorlar.
Elbette bu daha çok sosyal
dersler için geçerli. Matematik
ve Fen Grubu dersleıinde de bu
oğrencılere biraz "ayncalıklı"
davranılıyor.
Doğal olarak problem çoze-
meyecekleri ya da deney yapa-
mayacaklan için yalnızca dersin
teorisi soruluyor. Sınavlan da
değişik. Goren bır arkadaş yan-
larını oturuyor ve onlann anlat-
ka sansları yok.
Araç-gereç eksikliğinden,
körlerin öğrenimine yönelik özel
bir metod bulunmamasından
yakınan Dumlupınar, "Bizler bu
lisenin ilk görmez ögrencileriyiz.
Bu bir dezavantaj. Ancak hoca-
lanmız çok iyi, akradaşlanmız
çok yardımcı; okul aile ortamı
gibi" diyor.
Yeşilköy 50. Yıl Lisesi'nden
sonraki adımının, üniversiteye
mak gerekiyor. Goren bir öğren-
ci bir konu için 2 saat harcıyor-
sa bizim 4-5 saat çalışmamız la-
zım. Milli Eğitim Bakanlığı'nın
görmeyen oğrencilerin bulundu-
ğu okullara araç-gereç gönder-
mesi gerefc. Bu okulların eğitici
kadrolarının konferanslarla,
broşürleıie vb. aydınlatılraası
gerek. Üniversiteye giriş sınavla-
nnda gormeyenlere ozgu bir sis-
temin uygulanması gerek."
TEYP DESTEKLİ DERS — Görmez ötrencüer, Aydoğan Kusçu, Ahmet Dunlapınar ve Ayhan
Özturk derskrine bazen teyp kaydıyla çabşryoriar. Bazea de arkadaşlan anlatıyor, onlar kendi ozel
daktOolan fle not alıyorlar. (Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOĞLU)
tıklarını yazıyor.
Ders çalışabilmeleri için ya sı-
nıfta öğretmenin sesini teybe al-
maları ya da arkadaşlannın bır-
kaç saat sabırla kendilerine yar-
dımcı olmalan gerekiyor.
Gaziantep Körler Okulu'nda
ilk öğrenımi, Ankara Körler Or-
taokulu'nda da orta oğrenimini
tamamlayan Ahmet Dumlupı-
nar'a göre körler için lise bulun-
maması nedeniyle normal bir
okulda öğrenim görmekten baş-
giriş sınavlannda başanlı olması
halinde Hukuk Fakultesi olaca-
ğını söyleyen Dumlupınar, so-
runlannı, çözüm onerilerini şöy-
le sıralıyor:
"Turkiye'de yaklaşık 7.5 mil-
yon ozürlu var. Bu kitlenin çö-
züm bekleyen >ıgınla sonınu
var. Bu kesimde okumak bir is-
tisnadır. Özurluler dilencilikten
başlayarak çok çeşitli işler yapı-
yorlar. Biz okumak istiyoruz ve
bunun için de fedakâıiık yap-
Liseden sonra yukseköğreni-
mini hukuk ya da psikoloji ala-
nında görmek isteyen Ayhan
özturk, "okumaktan başka çı-
kış yolları bulunmadıgı" inan-
cında ve universıteyı bitiren pek
çok görme özürlü gib Hukuk
Fakültesi'ni tamamladıktan son-
ra "santral memuru" olmak is-
temiyor.
Yeşilköy 50. Yıl Lisesi'nden
mezun olduktan sonra Hukuk
Fakultesi, Konservatuvar ya da
yabancı dille öğretim veren bir
üniversiteye girmek amacmda
olan Aydoğan Kusçu ise kültü-
rel alanda eksikleri bulunduğu-
nu; kitap okuyan bir bilgisaya-
ra sahip olmalan halinde bu ek-
siküklerini önemli olçude gide-
rebıleceklerini belirtiyor. "t>i bir
eğitim aldıktan sonra yapama-
vacagımız hiçbir iş yoktur" di-
yen Kuşçu, Boğaziçi Universite-
si'ni bitiren pek çok gormezin
ancak santral memuru olarak iş
bulabildiklerini anlatıyor.
Okul Mudüru Fe\zi Ektiren,
görmez oğrencilerin geldıği ılk
gunlerde tedirginük yaşadıklan-
nı, ancak kısa sure içinde her şe-
yin yoluna girdiğini belirterek
görmez oğrencilerini şöyle anla-
tıyor
"Çok zeki, çok duygusal ve
iyi niyetliler. Diğer ogreneilere
ornek oluyorlar. Toplumla kay-
naşmalan açısından boyle bir
okulda ögrenim gormeleri ya-
rarlı. Arkadaşlan ve öğretmen-
leriyle iüşkileri çok iyi, hiçbir so-
runlan yok. Korktuğumuz başı-
mıza gelmedi ve bu ögrenciler
çok iyi uyum sağladılar."
Edebiyat öğretmeni ve pansi-
yon işlerinden sorumlu mudur
yardımcısı Hasan Amuca, okul-
da yatüı kalan bu uç görmez oğ-
renciyle ilgili izlenimlerini şoy-
le aktarıyor:
"Boş zamanlarını genellikle
ders çalışarak geçirivorlar. Mu-
zik aletleri çalıyorlar, televizyo-
nu dinliyorlar, arkadaşlanna ki-
tap okutturuyorlar, kaset dinli-
yorlar. Yaşama çok bağlılar ve
son derece mutlular."
yıl için
çevreci
takvim
Boğaziçi Üniversitesi
Çevre Kulübü'nün
TÜYAP Hediyelik
Eşya Fuan'ndaki
standı, çevreciler için
yılbaşı armağanı
olarak hazırlanmış
kitaplar, temizlik
maddeleri ve özel
takvimlerle dolu.
Isunbul Haber Servisi —
Dostlarınıza. >enı yıl ıçın
"çevre dostu temizlik madde-
si" >a da "çevrecinin ideal
takvimi" gıbı "çevreci" ar-
mağanlar satın almak ıster
mısınız'
1
Bu sonıya yanıtmız "eret"
ise sıze bugün açılacak olan
TÜYAP Hedıyehk. Eşya
Fuan'nda Boğaziçi Cnıver-
sıtesı Çevre Kulübü standını
görmenızi öneririz Kulüp
üvelerı. fuar süresince ıste-
yenlere kulüplen hakkında
bılgi verecek, çevre ile ilgili
sorulan yanıtlayacak ve
eünlük vaşamda çevre için
yapılabilecek "kücük şeyler"-
in bulunduğu broşurleri dağı-
tacaklar.
Boğaziçi Üniversitesi Çevre
re Kulubü üyelen, satacak-
lan urunlen şöyle tanıtıyor-
lar
"Çiçek tohumları.
.Çevre ile ilgili kitaplar.
.Çevre dostu temizlik mad-
desi (kendimiz örettik. lçin-
dekiler asetik asit, amonyum
hidroksit, sodyum bikarbo-
nat, toz sabun ve su. Fosfat
yok) tamamen 'yeşil' amba-
İajlarda, cam şişe ve mantar
tıpa. Yani gerçekten çevreye
zararsız ve doğal, 'az zararlı'
değil.
.Geri kazanılmış kâğıttan
'çevrecinin ideal takvimi'. 4
sayfa, Leman Dergisi çizeri
Erdil Yaşaroğlu tarafından
resimlendi. Her savfasında
bir karikatür, bir slogan ve
çevre ile ilgili küçük öneri-
ler."
Kulup standına aynca,
"kâğıt kime satılır?", "piUer
ne yapıbr?". "ağaç nasıl diki-
Iir7" gıbı konularda danış-
mak ıçın de başvurulabile-
cek
Veysel Batmaz:
TÜRKSAT
yenîden
ele alınmalı
TV Servisi — tletişim Araş-
tırmalan Derneği'nde (İLAD)
bir konuşma yapan Doç. Dr.
Veysel Batmaz uydu kablo ve
yıizeysel yayın gibi iletişim or-
tamlanmn artık birbirlerini
idame ettirici özelliklere ka-
vuştuğunu, Türkiye'nin de bu
teknolojik geüşmeleri izleme-
si gerektiğıni vurguladı.
Batmaz, 1993 yılında
TÜRKSAT'm uzaya fırlatıl-
ması ile Türkiye'nin kendi ile-
tişim uydusuna sahip az sayı-
, da ülkelerden biri olacağını
beürten Batmaz, "Bu neden-
le Türkiye'nin iletişim uydasa
olacak TÜRKSAT gibi bir
projenin teknik olarak yeni-
den ele alınıp kablo vayın ola-
naklan gözden geçirilmeli ve
frekans dagıumı ve planlaınası
gibi olgular goz ardı edilme-
den yeni TRT yasası ve özel
yaymcdık izni çtkanlmaudır"
dedi. Batmaz tartışmaları
TRT ve özel yayıncılık içine
hapsetmenin daha büyük ve
teknolojik sorunlan göz ardı
etmek olacağını sözierine
ekledi.
KlSA KISA
• Niğde'de meydana gelen
trafik kazasında, 3 kişi öldü,
ökişideyaralandı.
Niğde-Ka>seri karayolunun
42. kilometresinde dün
meydana gelen kazada,
Mehmet Ekınci
yönetımındekı 38 HD002
plakalı yolcu otobüsü
kayarak. Mehmet
Babayığıt'ın kullandığı 66
DY 570 plakalı kamyona
çarptı. Kazada. otobüs
yolculanndan Erkan Ergin
(21,)TolgaGündoğdu(ll)
ve Satılmış Işık (30) öldü
Yaralanan 6 kişi, Nığde
Devlet Hastanesi'nde tedavi
altına alındı
• MersMVde cinnet geçiren
bır anne, 2 ayhk bebeğini
sobada yakarak öldürdü.
Yenıpazar Mahallesı'nde
oturan Dursun Biltekin (25),
cinnet geçırerek 2 ayhk oğlu
Kurtuluş Biltekın'inbaşını
odun sobasına soktu. Yanan
bebek olay verinde öldü.
Yetkililer, annenın maddı
sıkıntı yuzünden cinnet
gecırdığının sanıldığmı ve
soruşturmanın
sürdüriildüğünj bildirdıler.