Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 1991** HABERLERİN DEVAMI
KiTAPFUARI
CUMHURİYET/l 7
Eski eserleri geri getirme
(Baftarafı 1. Sayfada)
dığı tarihteki fatura değeri-
nin vergiden düşülmesi ilkesi ge-
tirildi.
Bu değişiklik, müze ve sanat
kuruluşlarına yapılan bağışlar-
da, gerek değer ve gerekse mik-
tarda önemli azalmaya yol aç-
tı. örneğin 1986 yüında 104 mil-
yon dolarlık (yaklaşık yarım
trilyon liralık) bağış yapılmışken
yasa değişikliği yüzde 42 oranın-
da bir azalma ile 60 milyon do-
larlık (yaklaşık 300 milyar lira-
lık) bağişa kadar geriledi.
Amerikan müzelerinin Kong-
re nezdinde yaptıklan 'lobby'
çahşmalan sonunda geçen yıl
yeniden eski kurala dönüldü.
1991 yılı sonuna kadar geçerli
olan bu yeni uygulamayla bağiş-
larda yine 'güncel değer' ilkesi
geçerli kılındı.
Anımsanacağı üzere bir iki ay
önce ABD'nin, 1960 ihtilali sı-
rasında Ankara'daki Büyükelçi-
si George McGhee ve eşi, Türk-
iye'den o tarihlerde yaklaşık 20
bin dolara (100 milyon liraya)
satın aldıkları 205 adet antik
Anadolu kilimini Virginia Mü-
zesi'ne bağışlamışlardı. Sızan
haberlere göre büyükelçi ve eşi-
nin bağışlannın, vergi indirimi-
ne temel olan 'güncel değeri'nin
2 milyon dolara (yaklaşık 10
milyar liraya) yaklaştığı öne sü-
rülmüştü.
Türkiye'nin New York'taki
Amerikalı avukatlan ve başkon-
solosluk diplomatlarınca Türk
hükümetine aynı amaca hizmet
edecek bir 'vakfın derhal
kurulması' ya da ABD'de, Tür-
kiye'ye yönelik hizmet veren bir
vakıftan yararlanılması öneril-
di.
Ilk planda rahmetli Prof. Ke-
nan Erim'in New York'ta kur-
duğu 'Afrodisyas'ın Amerikalı
Dostlan Vakfı'ndan yararlanıl-
Universite
(Baftarafı 1. Sayfada)
sitelere özerklik verilmesi görii-
şü ağırlık taşıyor.
ANAP hükümetinin seçim-
ierden kısa süre önce hazırladı-
ğı YÖK Yasası'nda değişiklik
öngören kanun hükmünde ka-
rarname ile beş üniversiteye özel
'statü verilmesine ilişkin Bakan-
lar Kurulu karannın geleceğini
yeni hukümet belirleyecek.
Konuyla ilgili olarak Cumhu-
riyet'in sorularını yanıtlayan
Milli Eğitim Bakanı Akyol, dü-
zenlemelerin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın imzasından geç-
mesine karşın Resmi Gazete'ye
gönderilmediğini doğruladı.
Akyol şöyle konuştu:
"Beş üniversiteye özel statü
verilmesini inşallah yeni hukü-
met gerçekleşlirir. Biz bu konu-
da kararlıydık, ama artık kara-
n, yeni hükümetin vermesi da-
ha yerinde olur. Bu karar, tıpkı
YÖK Yasası'ndaki değişiklik gi-
bi, Sayın Özal'ın onayından geç-
rnişti. Ancak YÖK Yasası'nda,
Sayın Cumhurbaşkanı bir mad-
de üzerinde durdu. O konuda
mutabakata vanlmasını istedi.
Araya seçim girdigi için bu du-
nımla ilgüenilemedi. Bu düzen-
lemeler de Resmi Gazete'ye gön-
derilmedi. Ben de konunun pe-
şini bıraklım. Sanınm, Sayın
Başbakanımız da artık bn dü-
zenlemeleri Resmi Gazete'ye
göndermez. Doğrusu da yeni
hükümetin karar vermesidir."
Yeni hükümetin, oluşan tep-
kiler yüzünden ODTÜ, Boğazi-
çi, İTÜ, Inönü ve Ege üniversi-
telerine "özd statü" verilmesi
yoluna gitmemesi bekleniyor.
YÖK Yasası'nın, seçim vaatleri
doğrultusunda yenilenmesine
kesin gözüyle bakılıyor, üniver-
sitelerin yeni hükümetin oluş-
masının ardından, bu konuda-
ki isteklerini hükümete iletme-
leri bekleniyor.
Yeni dönemde üniversitelerin
merakla izleyecekleri konular-
dan birini de geçen yasama yı-
lmda TBMM Milli Eğitim Ko-
misyonu'nda kabul edilen yeni
üniversiteler kurulmasına ilişkin
yasal düzenleme oluşturuyor.
Hacettepe ve Istanbul Teknik
üniversitelerinin bölünerek yeni'
üniversiteler oluşturulmasıru da
içeren tasanyı, hükümet Mec-
lis'ten geri çekmişti. Olası Demi-
rel başkanhğındaki hükümetin,
bu tasanyı yenilemesi büyük
olasıük olarak görülüyor.
Seçimden kısa bir süre önce
gerçekleşen YÖK'ün malvarhğı-
nın Bilkent'e devredilmesine iliş-
kin girişimler de hedefıne ulaş-
madı. YÖK, Bilkent'in isteği
üzerine malvarlığını bu üniver-
siteye devretmeyi kararlaştırmış,
Maliye Bakanı Adnan Kahveci
de karan onaylamıştı. Seçimden
önce alınacak Bakanlar Kunılu
karanyla devir-teslim işleminin
gerçekleşeceği yönündeki bek-
lenti gerçekleşmemişti.
Bu girişimi, Milli Eğitim Ba-
kanı Akyol'un engellediği öğre-
nildi. Akyol, Başbakanhk'a
gönderdiği yazıda, Maliye Ba-
kanlığı'nın onayına karşın
YÖK'ün malvarhğının Bilkent'e
devrine karşı çıktığını bildirdi.
Yazıda, "Hükümet programın-
da yer alan yükseköğretimle il-
gili jssal düzenlemeler tamam-
ianmadan, böyle bir işlem uy-
gun göriilmemiştir" denildi.
Atyol, Cumhuriyet'e yaptığı
açılcamada, devir-teslimin ger-
çekl«şmeyeceğini söyledi. Akyol,
bu lonudaki karann da yeni hü-
kümet tarafından verilmesinin
uyguı olacağinı bildirdi. Akyol,
YOk'ün girişimine müdahaleyi
seçinlerden once yaptığını belir-
terel "Bu devir işlemine başın-
dan beri karşıydım " diye konuş-
tu.
ması düşunüldü. Ancak daha
sonra yeni kurulacak bir vakfın
daha iyi olacağı görüşu ağırlık
kazandı. Vakfın yönetiminde
ABD'deki Türk diplomatlannın
ağırlığı öngörüluyor.
Yaklaşık iki aydır üzerinde
çahşılan öneriyi, Dışişleri Ba-
kanhğYnın benimsemesine kar-
şılık, konunun gerçek sahibi
Kültür Bakanlığı'nın işi ağırdan
alması sonucunda nihai 'olur'
bugüne kadar çıkmadı. Yılbaşı-
na kadar geçerli olan bu olanak-
tan yararlanabilmesi ve bu
amaçla gerekli girişimlerde bu-
lunulabilmesi için vakfın bir an
önce kurulması gerekiyor. Ak-
si halde, Türkiye, önemli bir fır-
satı kaçırmış olacak.
Garlandh lahit
Bir yıl önce 'Antika Talanı'
adlı yazı dizimizde, Türkiye'den
kaçınlan 3-4 ton ağırhğîndaki
bir Garlandu Lahit'in Türk hü-
kümetinin New York'taki eko-
nomi danışmaru Demon Mezza-
cappa tarafından yaklaşık 1 mil-
yon dolara (5 milyar liraya) sa-
tın alındığı açıklanmıştı.
New York'taki Brooklyn
Müzesi'nde 'ödünç' olarak ser-
gilenen bu lahit hakkındaki
acıklama üzerine Türk hüküme-
tinin avukatları, Mezzacappa
nezdinde girişim yaparak, lah-
tin Türkiye'ye geri verilmesini
istedi.
Ortaya çıkan bu yasal sorun
karşısmda Mezzacappa'nın im-
dadına vergi yasasında yapılan
son değişiklik yetişti ve kendisi
lahti bu müzeye bağışlama öne-
risinde bulundu.
Bağış önerisini görüşmek üze-
re toplanan Brooklyn Müzesi
Yönetim Kurulu 'nda lahtin pi-
yasa değeri hakkında düşünce-
si sonılan müze sorumlusu Ro-
bert Bianchi'nin "tahminen
10-11 milyon dolar (yaklaşık
50-55 milyar lira) olabilecegini,
mttzenin bu bagışla çok önemli
ve değerli bir eseri kazanabile-
cegini" söylediğini saptadım.
Bu toplantınm yapılacağını
öğrenince, daha önceden tanıdı-
ğım ve dünyanın en önemli mü-
zelerden birinin eski müdürle-
rinden birinin aracılığı ile Bro-
oklyn Müzesi'nin yönetim kuru-
lunun etkin bir üyesini uyarma
yoluna gittim. Gönderdiğim ha-
berde Türk hükümetinin lahit
hakkındaki girişiminden sonra
Brooklyn Müzesi'nin karşı kar-
şıya kalacağı yasal soruna dik-
kati çektim. Ne var ki haberi
ilettiğim 'etkin iiye' ilk toplan-
tıda tek başına kaldı. Ancak da-
ha sonraki toplantılarda etkin
kişi, kurulu ikna etti.
Aynı zamanda ABD Başkan-
lığı'nın Kültürel Varlıkları Ko-
mitesi'nin de başkanı olan Bro-
oklyn Müzesi'nin Sanat Komi-
tesi Başkanı Jack Josephson bir
soruma yanıt olarak çok kısa bir
süre önce yaptığı açıklamada
"Yönetim kurulu, kaynağı kuş-
kular yarattığı ve kökeni kesin-
likle belli olmadıgı gerekçesiyle
bu degerli lahtin müzeye bagış-
lanması ile ilgili öneriyi
reddetti" dedi.
Brooklyn Müzesi'nin reddet-
tiği bir bağışı, öteki Amerikan
müzeleri de kabul edemezdi ve
Mezzacappa'nın bu lahti satma-
sı ise artık güçleşmişti. Ameri-
kan eski eser kaçakçılık dünya-
sının argo deyişiyle Garlandh
Lahit, 'el yakacak kadar
ısınmış' olduğu için artık kim-
se ilgi duymuyordu.
Eğer Kültür Bakanüğı söz ko-
nusu vakfın kurulmasına ilişkin
'olur'unu bir an önce New
York'a bildirecek olursa, bu
lahtin bu vakfa yapılacak ilk ba-
ğışlar arasında yer alması söz
konusu. Bu yol taraflar için en
uygun çözümü oluşturacak, bir
başka deyişle tarafları 'mutlu
son'a ulaştıracak.
Çünkü vakıf, bu lahti ABD'-
de 1-2 yıl sergiledikten sonra
Türkiye'ye geri getirilmesini
sağlayacak. Mezzacappa da
yüklüce bir vergi indiriminden
yararlanmış olacak.
Elmalı Definesi ve
Marsiyas heykeli
Aynı yöntem, Antalya'nın
Elmalı ilçesinden kaçırılan ve
'Yüzyılın Definesi' denilen
1.900 adet antik gümüş sikkenin
de geri getirilmesindeki yolu
aralayabilecek. Defineyi 1984
yıhnda iki aşamada Bostonlu
işadamı William Koch iki danış-
manı ile birlikte ortaklaşa ola-
rak 3.5 milyon dolara (yaklaşık
17.5 milyar liraya) satın almış-
tı. Definenin, vergi yasasına
matrah olacak bugünkü değeri-
nin 10 milyon doları (yaklaşık
50 milyar lira) aştığı biliniyor.
Marsiyas heykeli
Salihli yakmında bir köylu-
den 7 bin dolara (yaklaşık 35
milyon liraya) satın alındıktan
sonra Türkiye'den kaçınlan ve
mermerden yapılmış Marsiyas
heykeii de bir başka örneği oluş-
turabilecek.
Geçen yıl New York'ta bir ga-
leride 540 bin dolara (yaklaşık
2.7 milyar liraya) satışa çıkarıl-
dığında bulduğum bu Marsiyas
heykelini de Türk hükümeti,
New York Federal Mahkemesi'-
ne gitmeksizin vakfın Türkiye'-
ye kazandırması olanağını da
yaratabilecek.
Televîzyon savaşları
diğer bir proje de Süzer Holding(Baştarafı 1. Sayfada)
mail Yalçın ile Ilıcaklaı'ın oğlu
Metamet Ali Dıcak'ın ortaklaşa
kurduklan ENTER TV arahk
sonu ocak başı yayınlara geçme-
yi düşünüyor. Mehmet Ali Dı-
cak'ın yatınmlar konusunda bir
rakam vermekten kaçınmasına
ile Fransız televizyon kuruluşu
TF1 arasında. Söz konusu pro-
je, şu anda her iki taraf açısın-
dan beklemede. Proje ile ilgili
konuştuğumuz yetkili Ercan Er-
dem, seçimler sonrası özel TV
ile ilgili hükümetin tutumunun
karşın edinilen bilgiye göre IN- ne olacağını beklediklerini söy-
TER TV'nin kunıluş aşaması lüyor. Erdem, "Fransa'dan yaym
vapacaksın. Burada masraf ya-için saptanan para 80 milyar li-
ra civannda. Mehmet Ali Ilıcak,
kanalm "Türk örf adetkrine uy-
gun dizi ve film kanalı" olaca-
ğını vurgularken "Yani örnegin
bir Emmanud gibi erotik film
ve dizflere karşıyız. Macera, kor-
ku filmleri öncelikli. Ağır film-
lerden de kaçındık" diyor. Al-
manya'da bir stüdyonun yanı sı-
ra lstanbul'da da bir stüdyolan
olduğunu belirten Mehmet Ali
Ilıcak, yerli yapımlara da ağır-
hk vereceklerini sözlerine ekli-
yor.
Eutelsat 1F2 ve 2F2'den iki
uydu kiralayan INTER TV, şu
anda kadro kurma çalışmalan-
nı sürdürüyor. Kuruluşun seyre-
dilme ve reklam alma konusun-
da yaklaşımlar iyimser. Ilıcak,
TV seyreden bir toplum olarak
Türkiye'nin kendileri yanı sıra
daha birçok kanalı kaldırabile-
cek potansiyelde olduğunu be-
lirtiyor. INTER TV, Türkiye'de-
ki yansıtıcı çahşmalannı da sür-
dürüyor. Buna göre Istanbnl,
Ankara, Izmir, Adana, Antalya
ve Bursa'ya verici yerleştirüiyor.
Bu konudaki teknik çalışmala-
n BBC'den gelen bir ekibin yü-
rüttüğü öğrenildi. Seçim döne-
minin son günlerinde kurulan
Mega 10 ise şu anda suskun. Ba-
sın sözcüsü Melek Tayla, yayın-
lann kesin olarak 1 ocakta baş-
layacağmı, "Merhaba Türkiye,
Rüstem Batum Show"un süre-
ceğini söylüyor. Yeni dönemde
alternatif taraşma programlan
hazırladıklan öğrenilen Mega
lO'un yaym lisansının yanı sıra
fınans sorunu olduğu öne sürü-
lüyor. Melek Tayla ise uydu so-
rununun çözümlendiğini, finans
sorunu olmadığını söylüyor.
önce hızlı giren, daha sonra
çalışmaları yavaşlayan kuruluş-
lardan biri de SATEL. Sabah
gazetesinin öncülüğünde ilk çı-
kışı yapan SATEL, daha sonra
kendine yeni bir ortak aldı.
Uzun bir süredir özel TV konu-
sunda istekli olan Çukurova
Holding, Sabah'ın bu girişimi-
ne ortak oldu. Edinilen bilgile-
re göre Çukurova'nın ortaklık
payına itiraz ediyor ve daha faz-
la pay istiyor. Bunun sonucu
olarak SATEL'in hızh başlayan
çalışmaları ortaklık sorunu ile
sürüncemeye girdi.
"Calısma asamasında" olan
pacaksın. Sonra yasa çıkacak.
Dışandan yaym iptal denebilir.
Yani her şey muğlak. Parayı so-
kaga atmayı düşünmüyonız.
Onon dışında ne tür bir >-ayın-
cüık yapacağımız, ber şey belli."
Erdem, "Avrupalı TV" ve Fran-
sız ağırlıklı olacaklannı belirte-
rek, "Fransız dizüeri, belgesel-
leri oldukca kaliteli. Fransız yıl-
dızlar, özellikle son dönem yıl-
dızlar ülkemizde çok seviliyor.
Onlann gösterilmemiş filmleri-
ni getirecegiz. Güzel Fransız şov-
lan var" diyor.
Türkiye'de 100 noktaya veri-
ci koymayı planladıklannı söy-
leyen Erdem, yaym konusunda
bir tarih vermenin erken oldu-
ğunu belirtiyor.
Magic Box ise kendine alter-
natif kanalm son hazırhklann-
da. Tele-10 adlı kanal için Ma-
gic Box murahhas üyesi Yekta
Okur, "Gazeteter kendOerine ra-
kiplerini kendi bönyeleri içinden
çıkanyorlar. Biz de kendi raki-
bimizi kendimiz çıkaracağız.
Tele-10, Starl'in rakibi olacak"
diyor. Yılbaşında yayına geçmesi
planlanan Tele-10 için MIP-
COM'da hayli yüklü dizi satm
alındı. Tele-10'un 24 saat yaym
yapacağı, prototip olarak ise
TV2 benzeri bir kanal olacağı
öğrenildi.
Bu arada DYP Trabzon Mil-
letvekiü, işadamı Mehmet Ali
Yümaz'ın "uydu aradığı", Çar-
mıklı Holding'in arkasında ol-
duğu EDA adlı bir şirketin de
lstanbul'da 3, Ankara'da iki ve-
rici için başvurduğu öğrenildi.
Bu geüşmelere karşın bazı so-
rular da gündeme geliyor. lleti-
şim uzmanı, yapıma Süha Arm,
"uzman tdevizyon^u savunuyor.
Ann, yerel TV'lerin de alterna-
tifler arasında olabileceğini söy-
lüyor. Emre Dağdeviren ise ha-
vadan 5 kanalm üzerinde yayı-
nın tehlikeli sonuçlar doğuraca-
ğını, "elektronik kirienmenin"
kaçınılmaz olduğunu, son ola-
rak Mega-10 ile bunun yaşandı-
ğını sözlerine ekliyor. Türkiye^
deki bir dizi film temsilcisi ise şu
yorumu getiriyor:
"Yeni özel TVTer diziye agır-
lık verirlerse bilmeleri gereken
bir olay van O da önümüzdeki
uzun bir dönem için tüm kali-
teli dizileri Magic Box, MIP-
COM'da saün aldı."
Show-TV
Inter-TV
Satel
Mega-10
Süzer
TF1
Tele-10
Kartn
AKS televizyon
Rlmcılik
Sanayiı A.Ş.
adına Bşk.
Erol Aksoy, Nuri
Çolakoğlu
(Prog. Müdr.)
Faruk Bayfıan,
Namık
Kasapbasoğlu,
llker Yasin
(Spor)
Mahyal
Holding
finansmana
ortak. Mehmet
Ali Ilıcak ve
ismail Yalçın
Sabah ile
Çukurova
Holding
ortaklığı
Osman Uslu
Necip Varol
Ercan Erdem
(TV
projesınden
sorumlu)
Magic Box'ın
yeni kanalı
Kangi «y*ı?
Eutelsat
2F2
Eutelsat
1F2
2F3
Henüz belli
değil.
Belli değil
(Kanal
olacak)
Eutelsat F3,
F2, F4, bin
olacak
Magic Boxın
Eutelsat'tan
kiraladığı
uydulardan
Kanl izclHii
Oizi, eğlence,
film
Türk âdetJerine
uygun dizi,
yabancı film.
Prototip
çalışması
devam ediyor.
Aktûel
programlar
Fransız
agirtıklı
yapımlar
24 saat yaym
TRT'nin TV2
kanalına rakıp
Yaya
taribl
Kasım
sonu-
Aralık
başı
Aralık
sonu-Ocak
başı.
Belli
değil.
1 ocakta
Belli değil
Yılbaşı
ERICAN CiGARETTE C O M P A N Y
İsvecli öykücü Dan Mellin ve Sven O Bergkvist'in katıldıgı, Gür-
han Üçbay'ın çevinnenliği üstlendigi toplantıda, her iki yazar da
günümüzde toplum-birey çekişmesini dile getirdiler.
Soysal: Dile karşı
sevgi eksikliği varKültür Servisi — Bu yıl onun-
cusu düzenlenen TÜYAP Istan-
bul Kitap Fuarı etkinlikleri çer-
çevesinde dün saat 11.00'de bir
toplantı düzenlendi. Söz konu-
su toplantıya Isveç öykusünun
önemli isimlerinden Dan Mellin
ve romanının seçkin adlanndan
Sven O Bergkvist katıldı. Çevir-
menliğini Gürhan Üçbay'ın yap-
tığı toplantıda konuk yazarlar
Türk, Isveç ve dünya yazını hak-
kında kısaca izlenimlerini dile
getirdiler.
1945'te Stockholm'de doğan
Dan Mellin, yapıtlarında genel-
likle küçük insanın kendisi için
çok önemli olan küçük sorun-
lannı ve kent yaşamını işliyor.
Bugüne kadar 40 kitabı yayım-
lanan ve çok sayıda ödül sahibi
olan Sven O Bergkvist ise ro-
manlarında daha çok Kuzey ls-
veç"teki vahşi ve güzel doğa için-
de yaşayan ve emeğiyle geçinen
insanları anlatmakta. Yazarın
üzerinde en çok durduğu sorun-
lardan birisi de günümüz kent-
lerinde toplumla bireyin çekiş-
mesi.
Kitap fuarının etkinlik prog-
ramı saat 14.00-15.00 arası Prof.
Dr. Mümtaz Soysal'ın konuşma-
cı olarak katıldıgı bir söyleşiyle
sürdü. "Temiz Türkçe" konulu
söyleşiye okurlar yoğun ilgi gos-
terdiler. Konuşmasında dilin se-
vilmesi gereğinin üzerinde duran
Soysal, yabana dille eğitim ya-
pılmasını da eleştirdi. Yabancı
dil eğitiminin artması yüzünden
Türkçenin aynntılan ifade et-
mekten çıkıp bir zenci diline
döndüğünü savunan Soysal,
Türkçenin sadece basit şeylerin
anlatımı için kullanıldığını vur-
guladı. Soysal, konuşmasını,
"Dile karşı sevgi eksikliği, ardın-
dan saygı eksikligini de getire-
cektir. Jnsanlar artık dilde jnpı-
lan yanlışlara gerekli tepkiyi
göstermiyorlar. Bu tepkisizlik,
dili yozlaştırıp başka kültürlere
açık bırakıyor" diyerek sürdür-
dü.
Soysal, geçmişine saygılı olan
bir insanın diline de sahip olma-
sı gereğine dikkat çekti. Aynca
basındaki dil yanlışlanna da de-
ğinen Soysal, "Türkçenin
bozulduğunun" da altını çizdi.
Soysal, sözlerini "Dile saygı gös-
termeden yazın üriinünün orta-
ya konacağını sanmıyorum" di-
yerek noktaladı.
Soru bölümünde bir dinleyi-
ci, eğer iktidara ortak olurlarsa
Milli Eğitim Bakanhğı'nı çağ-
daşlaştırmalannı istedi. Arap-
çayla ibadet hakkında gelen bir
soruyu ise Mümtaz Soysal, "İn-
san ibadetini kendi diliyle yap-
malıdır. Ama inancın üzerinde
düşünülmesin diye bazı çevreler
kasıtlı olarak yabancı dilde iba-
dette ısrar ediyoriar" diye yanıt-
ladı.
TUYAP'TA BUGUN
İMZA GÜ>t•
TYS Standı: Aydın Boysan, Mahmut Makal, Lütfi Kaleli,
Füsun Erbulak, Dinçer Sezgin, Nejat Gülen, Ulufer özcan,
Nadir Gezer, Bedrettin Aykın, Kemal Bayram, Derya Altmt-
ren, Nazım Sökmen, Sven O Bergkvist.
Bilgi Yayınevi Standı: Erbil Tuşalp, Betül Uncular.
Joker Yayınlan Standı: Murat Kürüz.
Annoni Yayınlan Standı: Asaf Savaş Akat.
Nâzım Hikmet Vakfı Standı: Samiye Yaltmm.
Gerçek Sanat Yayınlan Standı: Zihni T. Anadol, Enver Atıl-
gan, Güngör Gençay.
T0REN:
On yıldır fuara düzenU olarak katılan Varhk, Redhouse, Ar-
kın, Milliyet, Cumhuriyet ve Yapı Kredi Yayınlan'na plaket ver-
me. Saat: 20.30.
BASIIV TOPLAVTISI:
Andonis Samarakis. Saat: 11.00.
S«VXEŞt:
"Çağdaş tsvec Edebiyatı". Sven O Bergkvist. Saat:
14.00-15.00. "İletişim ve Dil". Sevgi Özel. Saat: 16.00-17.00.
"Ben Annemle Birlikteyken" Kâmil Yavuz, "Bir Varmış Bir
Yokmuş" Erdoğan Karayel. Karikatürcüler Demeği Standı. Sa-
at: 14.00-19.00.
KONUK YAZAR
Dokuz-on gün düğün
bayram...
CENGİZ BEKTAŞ
Kuzguncuk'tan yola çıktım.
Tepebaşı'na gidiyorum.
Operete götürdüklerinde beş
yaşında mıydım?
Tepebaşı benim için "Cemile"
idi uzun yıllar... Düşlerimde gö-
riirdüm...
Bahçe miydi Tepebaşı? Biri
gülen biri ağlayan iki yuz
müydü?
Sonra, lisede, Cevat Fehmi
Başkut, Bedia Muvahhit, Vasfi
Rıza Zobu, Reşit Gürzap ve öte-
kilerdi benim için Tepebaşı...
Karaderili bir kadııı yontusu...
(Bir eli havada ışık mı tu-
tuyordu?)
Kalmış belleğimin bir köşesin-
de, kapıdan girince sağda...
Şimdi ne Tepebaşı benim için?
Tek başma kültür için direnen
bir kitap fuan...
Köprüden geçiyorum.
tstanbul'a bir tepesinden de-
ğil, tepeden bakar gibiyim. Ta-
banı 60 km, yuksekliği 30 km
olan bu üçgenin ortasmda bir
kalem ucu izine gitmekteyim.
Tepebaşı'na vardım...
Bütün çocukluğumun, yeni
yetmeliğimin Tepebaşısma...
Bugünü kuramayanlarca öz-
lenen dünün Beyoğlusunun Te-
pebaşısına boşluksuz otururver-
miş; kirli, karanhk bir yapı... O
yapının ışıklı tek köşesine gi-
riyorum.
Bu küçücük, daracık, alçacık
yerde, sıcaktan, dumandan, ha-
vasızlıktan boğulsam da kitap-
ların bahçesindeyim işte...
Her biriyle tek tek bayramlaş-
mak istiyorum.
Y4ŞAYAN
KOSTA
Atena Deponte
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul
Ödemeli gönderilmez.
On milyonluk, kabasından
neredeyse 1000 kilometrekarelik
İstanbul yerleşmesinin ya da yı-
ğmağının ortasında, bu avuç içi
kadar yerinde, yazanlann oku-
yanların bayramı işte...
Kültür!
Önce insan!
Falan fılan.
Istanbul'un her ilçesinde bir
Tepebaşı olmalıydı şimdiye
dek...
Akşam düşüme girecek gene
Tepebaşı...
Kitap fuan büyüyecek, büyü-
yecek... Bütün o karanhk yapı-
yı değiştirip, temizleyip, ışıtıp ki-
taplarla dolduracak... Kitaplar...
Kitaplar... Çiçekler gibi bah-
çelere taşacak... Her yan cıvıl
cıvıl..
Dokuz on gün düğün bay-
ram... El ele, yüz yüze, iç içe...
Sonra kitaplar bizlerle bütün
kente yayılacaklar...
Rıımlardan
(Baştarafı 1. Sayfada)
caklan da bildiriliyor.
Rum kaynakları, davanm,
hem siyasi hem de KKTC ile İn-
giltere arasında ticaretin sünnesi
nedeniyle ekonomik yönü bu-
lunduğuna işaret ederek Ingiüz
mahkemesinin bu davada vere-
ceği karann, bundan sonraki
gelişmeler için bir emsal oluştu-
rabileceğini belirtiyorlar.
Polly Peck kayyımlan, işada-
mı Asil Nadir'den alacaklannı
tazmin etmek amacıyla "KKTC
Merkez Bankası'nın Londra
bankalarındaki dövizlerinin
donduruiması" için tngiliz Yük-
sek Mahkemesi'nden bir ara
emir çıkartmış, KKTC Merkez
Bankası da Yüksek Mahkeme'-
ye başvurarak karara itiraz et-
mişti. Banka avukatı, devlet do-
kunulmazhk yasasına göre "bir
devletin merkez bankasırun do-
knnulmaz olduğunu, bu yasada
o devletin tngiliz hükümetince
tanınmış olması keyfiyetinin
aranmadığını" belirtmişti.