22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 4 KASIM 1991 HAVA DURUMU Mi TURKIYEDE BUGÜN Bakanlığı MetBorolo)i 15leri MûdürlüğG'ndefi alman biigiye göre yurdun kuzey ve dojju Kesım- leri çok bulutlu Orta ve Ooğu Ka- radenız, iç Anadoiu'nun doğusı. Do$u Akdeniz ile Doğu ve Güney- doflu Anadolu böigelen yağışlı, dı- ğer yerter açık geçecek. Yağışlar Doğu Karadeniz'ın ıç tesimlen, iç Anadoto'nun kuzeydoflusu ıte Doğu Anadolu'nun kuzByınde karia kan- şık yafimur ve kar şeMînde otacak. Hava sıcaidığı Baû bölgeterinde ar- tacak, dığer yerterde degısmeyecek. Rû2Qâr Kuzeyde kuzeyöofiu yönler- den, Do$u ve Güneydoğu Anadolu1 da gûney ve bat yCnlerden hafrf ara- sıra orta kuvvette esecek. De- Ada-ıa Adapazarı Mıyaman Afyon Ajr. Anfcara Antakya Antalya Artvın Y 24" 13° Dıyartalcr S 11° 4°Edırn« Y 18° 8° Erzmcan A 10° -2° Eraırum K 3° -2° Estoşelıır B 14" -3° Gaaantep Y 24° 16° ûresun Y 21° 12° Gümüşhane K Y 9° 3°Hal«n A 23° 4°lsparö BaMBSir S t6° 5°lstanbul nızlerde, Doğu Karadenız ve Batı AkrJenc'de yridız ve kara- yel, dığer denöenmızrJe yılAz ve poyrazdan saatte 10-21 deniz mılı hızta esecek. van Gölü'nde hava yağtşlı geçecek. Rûz- gâr, gûney ve batı yönlerden hafif arasıra orta kuvvet esecek. B-ledk Bmgöl Bokı Bursa ÇanaMole Çonjm Demz* S 12° 0°i2n»r 8° 4°Kars 13" 8°Manısa 12° -2° K Maras 7° 1°Mereın 4°-2° Mu#a 12°-3°Muş 16° 10° Nıgoe 10° 2°0rtu 5°-2° ROB 9° 6°S*nsun 13° T» Siirt M° 5°Snop 20° 8°Sıvas 6° 3°Kas&monii B S 11° -2° Kavsen S 14° 3° KjrMard S 12° 4°Konya K 9°-1° Kütahya A 17° 4°Maiatya O 10° -2° Tratam 10° -7° Tuncelı 11° -1° Uş* 10° -2° Van 10° -2° Yozgat 11° 6° ZonguMtf A 18° 8° Y 16° 8° Y 24° 13° A 18° 4° Y 6° 4° K 10°-2° Y 11° 5° Y 10° 6° Y 11° 5° Y 13° 7° B 12° 4° K 7"-2° S 15° 2° Y 10° 6° K 8° 4° A 13°-2° 8° 2° 5°-3° B 14°-1° buuHu ya0mufl<j A-aç* B-bulutlu G-guıeşiı K-lariı S-aslı Y-yaûmurtu ,*> Ankara « Tebnz Sam Kahıre • DÜNYA'DA BUGÜN AmstenteTi Amman Atına Bağdat Bareelona Basel Mgrad Berfn Bonn Brüleel Budapeşte C Ceayir ûdde Dul» Frankfurt Gıme Helsınto Kahn Kopenhas Kün Leltoşa Y 13° Y 26° B 15° Y 26° Y 20° 14 8° 13° 15° 13° 5° 11° A 25° A 27° A 28 Y 12° Y 23° Y 8° A 28° Y 11° Y 15° Y 23° Lenmgrad Londra Madnd Mılano Montreal Mostava Münıh New York Oslo Pans PraO Rıyat Roma Sofya Şam TelAm lunus varşova Venedık Vıyana Y 6° Waslington Zûnh Y 11° K 2° Y 15° B 20° Y 11° B 0° Y 11° Y 8° Y 14° Y 5° A 32° B 19° S 8° Y 25° Y 7° BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Bazı başhklann iki yanında bulunan ve kulaklan örtmeye yarayan dil biçimli parça. 2/ Ele avuca sığmaz... Bulunulan yerden daha yüksek- te kalan düzlük. 3/ Madagaskar'da ya- şayan bir maymun türü... Bir nota. 4/ Yarım kiire biçimin- de, üzerine deri geri- len ve iki tokmakla çalınan bir tür da- vul. 5/ Üstü kapalı olarak anlatma... Japon edebiyatın- da "günlük" türüne verilen ad. 6/ Cevap... Çoğul ikinci kişi adıh. 7/ Rütbesiz asker... Irkçılık. 8/ Bir göz rengi... Oyumlu. 9/ Bir malın cinsi- ni ve fiyatını gösteren küçük kâğıt... Bir nota. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Borsa simsan. 2/ "Günbegün art- mada dert ile gamım/ — verdi yara- lar sıralandı gel" (Dertli)... Yoksul- lara yiyecek dağıtan hayır kurumu. 3/ Kahnbağırsağı anüs yo- luyla su fışkırtarak yıkamaya ve bu iş için kullarulan aygıta ve- rilen ad... Lityumun simgesi. 4/ Halk dilinde negatif fotoğrafa verilen ad... Uzak. 5/ Saçları ağarmaya başlamış orta yaslı er- kek. 6/ Küçük erkek kardeş... Doğal ve tarihsel özelliklerinden dolayı koruma altına alınan alan. 7/ Sahip... Ölümsüzlük ver- diğine inarulan büyülü içki. 8/ Mimarlıkta sahın anlamında kul- lanılan sözcük... Köy muhtan yardımcısı. 9/ Lekecilik de deni- len soyut resim anlayışı. 60 YIL ONCE Cumhuriyet îngiiiz lirası AL'ETOILE Rcrotfc Infk'tl aüta a •dlnr ««tı ota> C L A V E R I E DE P A R I S ^ MIXi£. kenetati" / . r V» •nyımı. V V 1 Şıfc. Raturt v« \ \ i SritM an »on \Vfi mod*< hazır n ^£ IMIVIITIU kor««l«r. İ1& V i 4 KASIM 1931 tngiliz lirası dün öğleden sonra birden bire sukut etmeğe başlamış ve sabahleyin 825-830 arasında iken kuvvetli tenezzüller göstererek akşam üzeri (787, l/2)e kadar sukut etmiştir. tngiliz lirasmın bir kaç saat zarfında (43) kuruş kadar bir tenezzül göstermesi piyasadaki vaziyetler üzerinde ani bir tesir bırakmıştır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Gözler Oraya Çevrili 4 KASIM 1961 Hükümet kurmaktan başka meselesi kalmıyan bir millet olsaydık, içinde yaşadığımız şu günleri gazetecilik yönünden biz de pek ilginç sayar, kararsız durumun uzayıp gitmesinde belkî hiçbir sakınca görmezdik. Dört partinin de teker teker çoğunluk sağlıyamadığı, kimlerin kimlerle anlaşabileceği bilinmiyen bir mecliste kurulması Nadir Nadi mümkün kombinezonlara dair bilmece çözer gibi faraziyeler ileri sürmek, bir bakıma, hatta eğlenceli bir uğraşı yerine geçerdi. Oysa, hep biliyoruz ki durumumuz hafıfe aJmacak gibi olmaktan çok uzak. Hükümet kurmak, bugün için çözüm bekliyen meselelerimizin sadece bir tanesi, kuracağımız hükümetin bugünkü davalarımızla bağdaşır iyi bir program hazırlaması, bu programı beğendirip Meclisten güven oyu alması ve uzunca bir sure işbaşında başan ile çalışabileceği duygusunu ortalığa aşılaması da gerekiyor. Bir devrimden yeni çıkmış, normal ve demokratik yönetim şartlarına henüz kavuşma çabası içinde bulunan, üstelik partilerarası münasebetler yönünden şimdiye değin bir küskünler diyannı andıran yurdumuzda bu engelleri a^manın güçlüğü meydandadır. Arkaya baktığımız zaman, 1950-1960 yıllanru nasıl boşu boşuna haıcadığımızı görüp de yanmamak doğrusu elden gelmiyor. Her istediğini yapabilecek bir çoğunluk grupuna dayanan düşük iktidar, muhalefeti illâ dize getirmek kompleksinden kendini kurtarıp da anayasanın ve devTİm ilkelerinin ışığında iyi hazırlanmış bir kalkınma programını yürürlüğe koyabilseydi, bugün Türkiye başlıca meselelerini büyük ölçüde çözmüş buhınurdu. Şimdi, 15 ekim seçimlerinden beri biz iktidarsız ve muhalefetsiz yaşıyoruz. Milli irade, partilerden hiçbirini tek başına iktidara lâyık görmemiştir. Millet Meclisindeki dengenin nasıl şekılleneceğini ancak hükümet kurulduktan ve Meclis ona güven oyu verdikten sonra öğrenebileceğiz. Fakat, dedığimiz gibi durum çok naziktir, şakaya gelir bir yanı yoktur. Bir başkan seçimi üzerinde günlerce anJaşamıyan partilerin hükümet buhranını fazla uzatmalan her bahmdan tehlikeli sonuçlara yol açabilecektir. Aynca kırulacak hükümetin her an düşebilir, cılız, geçici ve zoraki bir kombinezona dayanması da zararlıdır. BugUn pi>asa durmuş gibidir. Kimsede iş yapmaya, bir teşibbüse girmeğe heves yok. Vatandaş yann nasıl bir tutumla karşılaşacağını, ne yolda bir işleme uğnyacağını bilniyor. Bu kararsızlığa son vermenin başhca şartlan, pr«gramı açıklanan ve programını yürüttüğü sürece iştaşında kalacağına inanılan bir hükümetin bir an önce kırulup Meclis güvenini kazanmasıdır. Büyük sorum, bire partilerden ziyade milletvekillerinin omuzundadır. Pali ihtiraslarının arkaya itilmesi zamanı çoktan gemiştir. On altı yıllık demokrasi tecrübesi bu fakir milete ağır kayıplara mal olmuştur. Demokrasi için denokrasi istemek sevdasmı artık bir yana bırakalım. Uıutmayalım ki, rejimler bir gaye değil, fakat toplumu vefertleri yükseltmeye yanyacak birer vasıtadan ibTettirler. Sayın milletvekillerimiz bu gerçeği, hele bıgünlerde, dikkatle gözönünde bulundurmalıdırlar. Bilün umutlar onların üzerinde toplanmıştır. Millet, orardan bir an önce en doğru yolu bulmalannı bekliyor. NıDtR NADİ ACELE SATILIK DAİRE lakırköy incirli Cad. Ihsan Kalmaz Sok. No: 4/A D-1 2 oda 1 salon-salomanje, kaloriferli, hidroforlu, 75 m2 , bodrum daire son fıyat 60 mılyon. Tel: 561 27 70 Tabip Odalan ve Politika 2000'li yıllara girerken çalışmasını sadece hekimlik uygulamasının niteligi, sürekli eğitim ve tıbbi etik konuları ile sınırlandıran bir tabip odasının "ayakta kalması" yerine, kalmaması daha uygun olur düşüncesindeyim. 27 Ekim 1991 tarihli "Tartışın»" bölü- münde Ankara Tabip Odası Genel Sekre- teri'nin, "Tabip Odalan ve Siyaset" başlık- lı yazısmda ilginç değerlendirmelerini oku- duk. Sayın Genel Sekreter özetle; "...politik partiİer, sağlık politikası seçeneğini yarat- ma işlevini tabip odalannın üstüne yıktık- lannı düşünmüşler ...tabip odalan da asli görevleri olan, hekimleri savunmayı ikinci plana alıp halka en iyi biçimde sağlık hiz- meti sunulmasını sağlamak gibi, kaldıramı- yacaklan ağır bir sorumluluğun içine gir- dikleri (>-anlışını yapmışlar!) ...199O'lı yıllar- da ise tabip odalannın ayakta kalabilmesi içün (sağlık politikası, nasıl iyi bir sağlık hiz- meti verileceği gibi sorunlardan uzaklaşıp) sadece mesleğin ve meslektaşlarının çıkar- larına yönelik, hekimlere geri dönmesinin zorunlu olduğunu "savunuyor..." 20 yıl tabip odalannda, 15 yılını yönetici olmak üzere, çahşmaktayım; siyasi partile- rin ve iktidarların, sağlık politikası seçene- ğini yaratma gibi bir işlevi tabip odalanna verme eğilimi içinde olduklanna yakından veya uzaktan şahit olmadım. Bilâkis, siya- si partiler ve iktidarlar hep kulaklarını ta- bip odalanmn seslerine ükamışlar, hatta ta- bip odalannı iilevsiz kıbnak için ellerinden geleni yapmışlardır. Üzerinde durmak iste- diğim konu bu değil... 2000'li yıllara girerken çalışmasını sade- ce hekimlik uygulamasının niteligi, sürekli eğitim ve tıbbi etik konulan ile sınırlandı- ran bir tabip odasının "ayakta kalması" ye- rine, kalmaması daha uygun olur düşünce- sindeyim. Sayın Genel Sekreter, bu öneri- leriyle mevcut yasayla tabip odalanna ve- rilen görevlerin bile gerisinde kalmakta... Meslek kuruluşlarımn dernek olmadığı hepünizce bilinen bir gerçektir. Meslek ku- ruluşlan bu özellikleri nedeniyle meslektaş- lanyla ilgili sorunlarla ilgilenirken, aym za- manda halkın sağlık sorunlanyla da ilgilen- mek zorundadır. Başka türlüsünü düşün- mek doğru değildir, değilse varlığının esp- risi ortadan kalkar. Mevcut sağlık politikaları üzerine görü- şü olmayan bir tabip odası düşünebilir mi- siniz? Uygulanan sağlık politikalanrun iyileşti- rilmesi üzerine programı olmayan bir tabip odası düşunebilir misiniz? Bcş Yıllık Kalkınma Planı'nda, sağlık üzerine tespit edilen hedefler ve politikala- rı değerlendirmeyen, genel bütçeden sağlı- ğa ayrılan payı gündemine almayan, sağlık alanmda hazırlanan yasa ta^anlanna kat- kıda bulunmayan, bu konuda konuşmayan bir tabip odası düşünebilir misiniz? Türk Tabipleri ve tabip odalan yurt ça- pında yaygın örgiitlenmiş, alanlannda uz- man kuruluşlardıC. Tum giiçlerini hizmetin içinden gelen üyelerinin katkılanndan al- maktadırlar. Ülke sağlık sonınlan üzerine de en iyi bilgi sahibi olan ve en gerçekçi öne- riler geiiştirebilme durumunda olan kunı- luş, hizmetin içinden geldikierinden, yine tabip odalandır. Şimdi bu kuruluşlara sağ- lık politikaları ve halk sağlığı seni ilgilen- dirmez nasıl dersiniz? Geçen genel seçim- lerde hemen bütün önde gelen partilerin meslek kuruluşlarımn alanlanyla ilgili ko- nularda görüşlerinin alınacağı ve meslek ku- ruluşlannın önemini vurguladıklanna şahit olduk. Gelişen bu ortamda, sağlık politikası ve ülke sağlık sorunlanyla sadece hükiımet- ler ve sijnsi partiler uğraşır mantığı nasıl olnr da bir tabip odasl genel sekreteri tara- fından savunulabilinir? Son on yılın, mes- lek kuruluşlan konusunda kafafauunıza yer ettirtilmek istenen bu eğilinıleri kazunak zo- rundayız... Siyasi iktidarların ve partilerin ülke sağ- lık sorunlannın belirlenmesinde ve çözüm önerilerinin oluştunılmasında en önemli ve başta gelen kaynağı tabip odalandır. Tabip odalan bu sorunların çözümünde katkıda bulunmazsa, bu konuda çalışmalar yapıp sonuçlannı sunmazsa, varhklarının sebebi ortada kalır mı? Saym Genel Sekreter, mev- cut sağiık politikası düzeltilmeden, sağlık hizmetinin veriliş biçimi, orgütlenmesi, fi- nansman sorunu çöznmlenmeden, hekim- lik uygulamasının niteligi, sürekli eğitim, mesleğin etik sorunlannın çözumlenemeye- ceğini, en azından önemli ölçüde etkilene- cegini, herhalde bundan sonra göz öniine alır zannederim... Yürürlükte olan Türk Tabipleri Birligi Vasası mevcut ihtiyaçlara cevap vermekten uzaktır. Hele, 12 Eylül sonrası meslek ku- ruluşlanna konulan yasaklar, bu kuruluş- ların çahşmalanmn elini kolunu bağlamış- tır. Halen yürürlükte olan yasanın değişti- rilmesi yolunda çaba gösterirken, mevcut koşuüarda tabip odalannın; üyelerinin mes- leki uygulama, sürekli eğitim ve tıbbi etik sorunlanna sahip çıkmaları yanında; 1. Üyelerinin ekonomik ve çalışma koşul- larının iyüeştirUmesi için sendikalaşma hak- kının alınmasında çalışmalar yapmasını, 2. Halk sağlığına ve hastalara özenli ve içten hizmet edebilmek için her konuda araştırmalar yaparken, çözümlenmesi için öneriler geliştirmesini ve bu doğrultuda res- mi, özel ve mesleki kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmasını, 3. Sağlık hizmetlerinin orgütlenmesi, fi- nansmanı ve diğer sağlık politikaları konu- sunda halkın sağlık düzeyini yükseltici çö- züm önerileri üretmesini, 4. Bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hali "sağlıklı olma" hakkı ile insan hakları ve yaşama haklarının ayrıl- mazlığı nedeniyle bu hakların halk sağhğı- nı ilgilendiren her alanda çalışmalar orta- ya konulmasını, her zaman gündeminde tutmasının gerekh' olduğunu savunuyorum. Savunduğum bu ilkeler halkımızm sağ- lığının iyileştirümesi yolunda onlann en de- mokratik haklarıdır. Tabip odalan, diğer meslek kuruluşlan gibi demokratik ortamın kuruluşlandır. Varhklannın sebebi olan de- mokratik platformun gelişmesinde, kendi alanına düşen halkın sağlık sonınlan konu- sunda çalışmalar yapması, en azından üye- lerine yönelik çalışmalar kadar, önemli ol- duğu görüşündeyim. Dr. M.ŞÜKRÜ GÜNER Türk Tabipleri Birligi ve İstanbul Tabip Odası eski Genel Sekreteri Galerİ • Atölye 132 64 26 • 130 21 87 TEŞVİKIM SANAT GMERISİ EMEL ŞAHİNKAYA 2-30 Kasım 1991 Akdı ıpekcı Cıd 4İ'I Tts»*ıyt Tel 141 04 58 f n 146 67 68 HANDAN BÖRÜTEÇENE S E R G 1 S 1 AYA İRİIMİ MÜZESİ IS EKİM • 9 KASIM DERLOOJtv OTCXP t cr fo ŞEREF KESKİN Resim Sergisi/24 Ekim-8 Kasım'91 (9.00-18 00) C tesı-Pazar dışında <Qr) OSMANLI BANKASI ^ ^ Caddebostan Şubesi 5 2cKasımI99I.;iX ISOC RetTOSDektif 3 S « E « ResimSergisi FİKRETMUALL S C A R A \ T 1 S \ \ \ T C i L E R I S İ M a h m u t B o z k u r t ResimSergisi c -27KaSim '.991. İ1M-18.00 ,Pazargunien dısında* ç ç YOFlCa Modem Sanat Galerisi^ -•> \Shkonağı Caddesı N o 1 1 7 ; ; S'ışanası l ^ t a r b u l T:l " ^ ? J ^ " KARMA HEYKEL SERGİSİ 1 2 / E K İ M / 1 8 1 1 8 / K A S I M / 1 9 8 1 BEN/VDAM TEM SANAT GALERİSÎ TALATENLİL Resim Sergisi «ftouç)! Cod M D. Orfoı £•«* So. U 2 Mfo<ılQf> 80300 ktonbvl fe [11 U7 08 « \^Vl SON 15 GÜN •TILLA EKSINOZLUEIL KOLEKSIYONU ^\LOİZ SARAy/'jyn» 25 EKİM- 15 KASIM YILDIZ SARAYI Te 52< 35 »2 5AMAT GAIER'SI »AZAS GUNU Kırma Resul AYTEMUR Ferruh BAŞAĞA Hüseyin BİLİŞİK Orhan BENLİ Cihat BURAK Abidin DİNO Reyhan KAĞITÇI irfan OKAN Burhan UYGUR RAMKO SANAT MERKEZİ Atiye Sok. No: 8 Tefvikiye 136 15 38 r : SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA Antibiyotik m CLINKLINDAMISIN 300 mg (2 ml) x 1 Ampul Sağlık Hizmetine Sunulmuştur Ayrıntılı bılgı ıçın. Davutpaşa Cod. No 12 (34473) Topkapı - ISTANBLL Tel 544 46 10 Dr. İbrahim Etem llagay İlaç Sanajii IM Anonim Şirfoti SURUCU KURSU Hafta Sonu: 2 Kasım Ha"ta Içı 4 Kasım (Sabah-AKşam) 92 Model Araçlarla KADIKÖY (Söğütlüçeşme Camn yanı) Tel 349 18 24-336 02 06- 336 02 79 Fax 349 18 25 '•DırMii'ffftıvı SeVin d,yeng faı'o edjnmefc P.K.45 |.,/e , / g . l . ıstersenız B e y o § I v İSTANBUL TÜRK I<ALP VAKFI NİŞANTAŞI SAĞLIK MERKEZİ Uzman Kadrosu ve yeni modern cihazları ile hizmetinizdedir. Tel: 148 58 66 Nüfus cüzdanımı, sürücü belgemi, mühendisler odası tanıtma kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÎSMAİL HAKKI BİLEN Sahibinden Avcılar'da Cihangir Mahallesi'nde arsa. Tel: 555 78 57 POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Bir Şair Ölmüş... Kâmuran Bozkır, Atatürk döneminde yapılan toplantılarda heyecanlı şiirler okuyan şairler arasındaytjı. Faruk Nafiz, Beh- çet Kemal Çağlar, İshak Rafet Işıtman'ı anımsıyorum. Anka- ra Halkevi'nde yapılan şiirli toplantıları biliyorum. Ötekiler ölçülü-uyaklı yazdıkları halde Kâmuran Bozkır serbest şiir- ler yazardı. Sıvas Öğretmen Okulu'nda iken başına bir kaza gelmiş, bunu unutturmaya çalışırdı. Hasan İzzettın Dınamo'nun sı- nıf arkadaşıydı. Hıfzı Oğuz Bekata'nın Çığır dergisınde birlıkte şiirler yaz- mıştık. Tanıdığımda hukuk fakültesine devam ediyor, Halk Partisi'nin köycülük bürosunda çalışıyordu. Bısiklet yarışla- nna da katılırdı. bir tane de birınciliği vardı sanıyorum. Sıvas Öğretmen Okulu'nda başından geçen solculuk ka- zasını resmi görüş hiçbir zaman bağışlamamıştı; hep peşin- de gezerdi. Kâmuran da esrarengiz davranışlarda bulunur, peşindekıleri kışkırtırdı. Aradan ellı yıla yakın bir süre geçti; ne oldu, ne yapıyor bilmiyordum. Geçende Mehmet Özgüçlü'den (Burhanıye dendi mi Öz- güçlü demektir) bir mektup aldım. Ozgüçlü her şeyi bilir, her- kesi tanır. Bu mektubunda yılların ötesinde kalmış, belki de unutulmuş bir şair olan Kâmuran Bozkır'dan söz ediyor, şöyle yazıyordu: "... Senin eski arkadaşlarından Kâmuran Bozkır, Burhani- ye'ye gelıp yerleşmişti. Burhaniye'nin üstünde Taylıeli köyü var, iskeleye 1900 metre, orada oturuyordu. 1990 yılında evi- ne girmiş, birkaç gün (geçmiş) komşular göremeyince avlu kapısını açıp (eve) girmişler, Kâmuran Bey yerde yatıyor. Bak- mışlar ölmüş. Sanıyorum mayıs başıydı. Olmeden yirmı gün önce dükkâna uğramıştı. Sizin kendi- sini 'Acılı Kuşak'ta anlattığınızı söylemişti. Bizim Mehmet Alı Şengül var, avukat, o anlattı: Kâmuran Bozkır, Ankara'da bir trafik kazası geçirmış. Ondan sonra da bir hoş olmuş. Gerçekten de yerınde duramıyor, durmayası- ya geziniyordu. Konuşmasında bir başkalık yoktu, belleğı iyıy- di. Halkevleri zamanında şıirleri dergilerde (Halkevı dergile- rinde) çıkardı Ezbere coşkulu şiirler okur, bizleri neşelendi- rirdi. Senin VVarşovalı Hemşire şiirini keyifle okur, bize şiirın yorumunu yapardı. Yalnız soyadında karar kılamıyordu: Bozkır mıydı, yoksa Bozkurt muydu? "Bir yazında Kâmuran Bozkır'ı anarsan, bir de bir şiirini koyarsan seviniriz." Kâmuran Bozkır, yaşamının son günlerinde bir köye çeki- lerek yalnızlığı içinde can vermiş. Bozkırın bu yiğit delikanlı- sı böyle mi can vermeliydi? Yazar sözlüklerine bakıyorum, hiçbirinde yer vermemişler. Bu da ayrı bir yalnızlığıdır. Hıfzı Oğuz Bekata'nın o yıllarda çıkan Çığır dergisi ciltlerine bakı- lacak olursa birçok şiirine rastlanır. Kitabı var mıydı, yok muy- du? Onu dahi şimdi çıkaramayacağım. Afet İnan bir makalesinde 'Mustafa Kemal ve Gerilla' dan söz ediyordu. O döneme kadar gerilla adı böylesi yaygın de- ğildi. Dilimize başka bir dilden giriyordu. Kâmuran Bozkır 'gerilla' şiırlerı yazmaya başladı Bir şiirın içinde Atatürk adı oldu mu tehlıkesı de azalır. Bundan olacak şaırin üstüne ge- rilla şiirlerinden otürü varmadılar. Aıle hayatı da parlak değildi. Genç yaşında eşinden ayrıl- dı. Mahkeme biricik kızını annesine vermişti. Gidip göremi- yor, sarılıp öpemiyordu. Bir 19 Mayıs Gençlik Bayramı'nda buluştuk. Elınde bir dürbün vardı. Neden taşıyordu bilmıyor- duk. Sonra anlaşıldı. küçük kızı bu bayrama katılmıştı. Uzak- tan dürbünle yavrusunu dikizliyordu. Ne yalan söyleyeyim gözyaşımı tutamadım. Kâmuran Bozkır'ın şiire gösterdiği özeni okur ona göster- memişti. Dost meclislerinde şiirler okuyan bir şairden öteye geçememişti. Oysa çağının iyi şaırlerinden sayılırdı. Şair, Ege'nin bir kıyısında can vermiş. Tıpkı Yunus'un 'Bir garip ölmüş diyeler / Uç gün sonra duyalar' dediği gibi... Kör- fezin ayaklı gazetesi diyebileceğimiz Özgüçlü'nün uyarısıy- la şairi anmış oluyoruz... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUIVLARI Y1LMAZ ŞİPAL "6.833 dolar ödedim" SORU: Temmuz 1935 dogumluyum. Yurtdışında işçi olarak bulunduğum 19.6.1970 ile 12.6.1989 tarihleri arasın- daki 6.833 günii 6.833 Amerikan Dolan karşılığı SSK'ya borçlanmak suretiyle, 1.8.1990 tarihinde (SS yaşını doldurduktan sonra) "ItSl aylık bağlama ora- nı ile emekli edildim. Borçlanma tarihi olan 22.1.1990 günii 1 Amerikan Dolan 2.324.60 TL. idi ve ben de 6.833 dolar karşı- lığı 15 milyon 884 bin lira odedim. Yurtdışında bnlunan Türk vatandaşlannın, yurt- dışında geçen sürelerini borçlanmalannı ele aldığı- nız 4J.1991 tarihli köşenizde 1.800 gün üzerinden çeşitli yıllarda emekli olup da kur farkından dogan degişik emekli aylıklannı gösterir örnek listeyle dn- rumnmu karşılaştırdım. Kur farkından doğan fark- lılaşmanın dışında hangi etkenler benim ayhgımı etkiler? Ynkanda verdigim bilgilere göre göstergemin na- sıl hesaplanacağı ve emekli aylıgımın ne oldofu ko- nusunda bilgi bekliyorum. M.I. YANFR Sosyal Sigortalar Kurumu'nun yaşhlık aybğı baglama koşullanndan biri de sigortalının: "b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3.600 gün" malullük, yaşhlık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmasıdır. Yurtdışında 19.6.1970-12.6.1989 tarihleri arasında geçen 6.833 gün çalışma süresini borçlanarak her gün için 1 ABD dolan = 2.324.60 TL. üzerinden ve 1990 yılında ödeyip avnı yıl emek- lilik başvurusu yapanların yaşhlık aylığı nasıl hesaplanacak- tır? Yaşhhk ayhğının hesaplanmasında 1989-1988-1987-1986 ve 1985 yılları prime esas kazanç ortalamalan göz önüne ahna- caktır. Dolara gare Tmm Yıl kazaaç Tl_ kazaaç 1985 1986 1967 1988 1989 TOPLAM 5 YIL. ORT. 4.184.280 4.184.280 4184.280 4.184.280 1.755.073 18.492.193 3.69a438 790020 1.023.300 1302.248 7.065.720 12.787J80 24.968.668 4.991733 790020 1.023.300 3.302.248 4.184.280 1.755.073 11.054321 2.210984 (151 günlük) Yurtdışında 19.6.1970*16 başlayıp 12.6.1989'da son bulan 6.833 günlük çahymalan karşıhğı 1 ABD Dolan = 2.324.60 TL. üze- rinden 15 milyon 884 bin Türk Lirası ödeyerek ve son 5 yıl or- talaması 2 milyon 210 bin 284 lira olup, 55 yaşında emekli olan bir SSK sigortalısının yaptığınuz hesaplamaya göre özel sektö- re ait Üst Gösterge Tespit Tablosu'nda 10. derece 8. kademe- den ve 2.050 göstergeden emekli olması gerekmektedir. 2.050 göstergeden ve %51 orandan bugün için ödenen yaşh- lık aylığı 390 bin lira sosyal yardun zammı ile birlikte 939 bin 195 liradır. KARAR ÖZETİ KÜTAHYA CUMHURİYET SAVCILIĞI Sağlığa az ve çok zarar verecek derecede bozuk taklit ve tağşiş su- cuk ımal edip satışa arz etmek suretı ile Gıda Maddeleri Tüzü|ü'ne a\kın hareket etmek suçundan sanık Süleyraan Mercimek, TCK'nın 396. 3506, 402 ve 402- Son, TCK 398, 3506, TCK 402/1, 402/Son, 402 '2,TCK71, 72, 76. maddelen gereğince neticeten 6 ay hapis, 40.000 lira ağır para cezası, 6 ay sure ile curme vasıta kıldığı, meslek, sanat ve ticaretin tatıhne \e 14 gun süre ile ışyerinin kapatılması ve TCK'nın 402. maddesi gereğince cumhuriyet savcılığınca işlem yapılmasına karar venlmıştir. Yukarıda yazılı karar ozelinin mahkememizin 1990/587 esas, 1990/603 karar sayılı kararımn ozeti olduğu tasdik olunur. 20.6.1991 Basın: 39675
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle