Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 4 KASIM 1991
HAVA DURUMU
Mi
TURKIYEDE BUGÜN
Bakanlığı MetBorolo)i 15leri
MûdürlüğG'ndefi alman biigiye
göre yurdun kuzey ve dojju Kesım-
leri çok bulutlu Orta ve Ooğu Ka-
radenız, iç Anadoiu'nun doğusı.
Do$u Akdeniz ile Doğu ve Güney-
doflu Anadolu böigelen yağışlı, dı-
ğer yerter açık geçecek. Yağışlar
Doğu Karadeniz'ın ıç tesimlen, iç
Anadoto'nun kuzeydoflusu ıte Doğu
Anadolu'nun kuzByınde karia kan-
şık yafimur ve kar şeMînde otacak.
Hava sıcaidığı Baû bölgeterinde ar-
tacak, dığer yerterde degısmeyecek.
Rû2Qâr Kuzeyde kuzeyöofiu yönler-
den, Do$u ve Güneydoğu Anadolu1
da gûney ve bat yCnlerden hafrf ara-
sıra orta kuvvette esecek. De-
Ada-ıa
Adapazarı
Mıyaman
Afyon
Ajr.
Anfcara
Antakya
Antalya
Artvın
Y 24" 13° Dıyartalcr
S 11° 4°Edırn«
Y 18° 8° Erzmcan
A 10° -2° Eraırum
K 3° -2° Estoşelıır
B 14" -3° Gaaantep
Y 24° 16° ûresun
Y 21° 12° Gümüşhane K
Y 9° 3°Hal«n
A 23° 4°lsparö
BaMBSir S t6° 5°lstanbul
nızlerde, Doğu Karadenız ve Batı AkrJenc'de yridız ve kara-
yel, dığer denöenmızrJe yılAz ve poyrazdan saatte 10-21 deniz
mılı hızta esecek. van Gölü'nde hava yağtşlı geçecek. Rûz-
gâr, gûney ve batı yönlerden hafif arasıra orta kuvvet esecek.
B-ledk
Bmgöl
Bokı
Bursa
ÇanaMole
Çonjm
Demz*
S 12° 0°i2n»r
8° 4°Kars
13" 8°Manısa
12° -2° K Maras
7° 1°Mereın
4°-2° Mu#a
12°-3°Muş
16° 10° Nıgoe
10° 2°0rtu
5°-2° ROB
9° 6°S*nsun
13° T» Siirt
M° 5°Snop
20° 8°Sıvas
6° 3°Kas&monii B
S 11° -2° Kavsen
S 14° 3° KjrMard
S 12° 4°Konya
K 9°-1° Kütahya
A 17° 4°Maiatya
O
10° -2° Tratam
10° -7° Tuncelı
11° -1° Uş*
10° -2° Van
10° -2° Yozgat
11° 6° ZonguMtf
A 18° 8°
Y 16° 8°
Y 24° 13°
A 18° 4°
Y 6° 4°
K 10°-2°
Y 11° 5°
Y 10° 6°
Y 11° 5°
Y 13° 7°
B 12° 4°
K 7"-2°
S 15° 2°
Y 10° 6°
K 8° 4°
A 13°-2°
8° 2°
5°-3°
B 14°-1°
buuHu ya0mufl<j A-aç* B-bulutlu G-guıeşiı K-lariı S-aslı Y-yaûmurtu
,*>
Ankara «
Tebnz
Sam
Kahıre •
DÜNYA'DA BUGÜN
AmstenteTi
Amman
Atına
Bağdat
Bareelona
Basel
Mgrad
Berfn
Bonn
Brüleel
Budapeşte
C
Ceayir
ûdde
Dul»
Frankfurt
Gıme
Helsınto
Kahn
Kopenhas
Kün
Leltoşa
Y 13°
Y 26°
B 15°
Y 26°
Y 20°
14
8°
13°
15°
13°
5°
11°
A 25°
A 27°
A 28
Y 12°
Y 23°
Y 8°
A 28°
Y 11°
Y 15°
Y 23°
Lenmgrad
Londra
Madnd
Mılano
Montreal
Mostava
Münıh
New York
Oslo
Pans
PraO
Rıyat
Roma
Sofya
Şam
TelAm
lunus
varşova
Venedık
Vıyana Y 6°
Waslington
Zûnh Y 11°
K 2°
Y 15°
B 20°
Y 11°
B 0°
Y 11°
Y 8°
Y 14°
Y 5°
A 32°
B 19°
S 8°
Y 25°
Y 7°
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Bazı başhklann
iki yanında bulunan
ve kulaklan örtmeye
yarayan dil biçimli
parça. 2/ Ele avuca
sığmaz... Bulunulan
yerden daha yüksek-
te kalan düzlük. 3/
Madagaskar'da ya-
şayan bir maymun
türü... Bir nota. 4/
Yarım kiire biçimin-
de, üzerine deri geri-
len ve iki tokmakla
çalınan bir tür da-
vul. 5/ Üstü kapalı
olarak anlatma... Japon edebiyatın-
da "günlük" türüne verilen ad. 6/
Cevap... Çoğul ikinci kişi adıh. 7/
Rütbesiz asker... Irkçılık. 8/ Bir göz
rengi... Oyumlu. 9/ Bir malın cinsi-
ni ve fiyatını gösteren küçük kâğıt...
Bir nota.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Borsa simsan. 2/ "Günbegün art-
mada dert ile gamım/ — verdi yara-
lar sıralandı gel" (Dertli)... Yoksul-
lara yiyecek dağıtan hayır kurumu. 3/ Kahnbağırsağı anüs yo-
luyla su fışkırtarak yıkamaya ve bu iş için kullarulan aygıta ve-
rilen ad... Lityumun simgesi. 4/ Halk dilinde negatif fotoğrafa
verilen ad... Uzak. 5/ Saçları ağarmaya başlamış orta yaslı er-
kek. 6/ Küçük erkek kardeş... Doğal ve tarihsel özelliklerinden
dolayı koruma altına alınan alan. 7/ Sahip... Ölümsüzlük ver-
diğine inarulan büyülü içki. 8/ Mimarlıkta sahın anlamında kul-
lanılan sözcük... Köy muhtan yardımcısı. 9/ Lekecilik de deni-
len soyut resim anlayışı.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
îngiiiz lirası
AL'ETOILE
Rcrotfc Infk'tl aüta a
•dlnr ««tı ota>
C L A V E R I E
DE P A R I S ^
MIXi£. kenetati" / . r V»
•nyımı. V V 1
Şıfc. Raturt v« \ \ i
SritM an »on \Vfi
mod*< hazır n ^£
IMIVIITIU kor««l«r. İ1&
V
i
4 KASIM 1931
tngiliz lirası dün öğleden
sonra birden bire sukut
etmeğe başlamış ve
sabahleyin 825-830 arasında
iken kuvvetli tenezzüller
göstererek akşam üzeri (787,
l/2)e kadar sukut etmiştir.
tngiliz lirasmın bir kaç saat
zarfında (43) kuruş kadar
bir tenezzül göstermesi
piyasadaki vaziyetler
üzerinde ani bir tesir
bırakmıştır.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Gözler Oraya Çevrili
4 KASIM 1961
Hükümet kurmaktan başka
meselesi kalmıyan bir millet
olsaydık, içinde yaşadığımız şu
günleri gazetecilik yönünden biz de
pek ilginç sayar, kararsız durumun
uzayıp gitmesinde belkî hiçbir
sakınca görmezdik. Dört partinin
de teker teker çoğunluk
sağlıyamadığı, kimlerin kimlerle
anlaşabileceği bilinmiyen bir
mecliste kurulması Nadir Nadi
mümkün kombinezonlara dair bilmece çözer gibi
faraziyeler ileri sürmek, bir bakıma, hatta eğlenceli bir
uğraşı yerine geçerdi. Oysa, hep biliyoruz ki durumumuz
hafıfe aJmacak gibi olmaktan çok uzak. Hükümet
kurmak, bugün için çözüm bekliyen meselelerimizin
sadece bir tanesi, kuracağımız hükümetin bugünkü
davalarımızla bağdaşır iyi bir program hazırlaması, bu
programı beğendirip Meclisten güven oyu alması ve
uzunca bir sure işbaşında başan ile çalışabileceği
duygusunu ortalığa aşılaması da gerekiyor. Bir devrimden
yeni çıkmış, normal ve demokratik yönetim şartlarına
henüz kavuşma çabası içinde bulunan, üstelik
partilerarası münasebetler yönünden şimdiye değin bir
küskünler diyannı andıran yurdumuzda bu engelleri
a^manın güçlüğü meydandadır. Arkaya baktığımız
zaman, 1950-1960 yıllanru nasıl boşu boşuna
haıcadığımızı görüp de yanmamak doğrusu elden
gelmiyor. Her istediğini yapabilecek bir çoğunluk
grupuna dayanan düşük iktidar, muhalefeti illâ dize
getirmek kompleksinden kendini kurtarıp da anayasanın
ve devTİm ilkelerinin ışığında iyi hazırlanmış bir
kalkınma programını yürürlüğe koyabilseydi, bugün
Türkiye başlıca meselelerini büyük ölçüde çözmüş
buhınurdu. Şimdi, 15 ekim seçimlerinden beri biz
iktidarsız ve muhalefetsiz yaşıyoruz. Milli irade,
partilerden hiçbirini tek başına iktidara lâyık
görmemiştir. Millet Meclisindeki dengenin nasıl
şekılleneceğini ancak hükümet kurulduktan ve Meclis
ona güven oyu verdikten sonra öğrenebileceğiz. Fakat,
dedığimiz gibi durum çok naziktir, şakaya gelir bir yanı
yoktur. Bir başkan seçimi üzerinde günlerce anJaşamıyan
partilerin hükümet buhranını fazla uzatmalan her
bahmdan tehlikeli sonuçlara yol açabilecektir. Aynca
kırulacak hükümetin her an düşebilir, cılız, geçici ve
zoraki bir kombinezona dayanması da zararlıdır. BugUn
pi>asa durmuş gibidir. Kimsede iş yapmaya, bir
teşibbüse girmeğe heves yok. Vatandaş yann nasıl bir
tutumla karşılaşacağını, ne yolda bir işleme uğnyacağını
bilniyor. Bu kararsızlığa son vermenin başhca şartlan,
pr«gramı açıklanan ve programını yürüttüğü sürece
iştaşında kalacağına inanılan bir hükümetin bir an önce
kırulup Meclis güvenini kazanmasıdır. Büyük sorum,
bire partilerden ziyade milletvekillerinin omuzundadır.
Pali ihtiraslarının arkaya itilmesi zamanı çoktan
gemiştir. On altı yıllık demokrasi tecrübesi bu fakir
milete ağır kayıplara mal olmuştur. Demokrasi için
denokrasi istemek sevdasmı artık bir yana bırakalım.
Uıutmayalım ki, rejimler bir gaye değil, fakat toplumu
vefertleri yükseltmeye yanyacak birer vasıtadan
ibTettirler. Sayın milletvekillerimiz bu gerçeği, hele
bıgünlerde, dikkatle gözönünde bulundurmalıdırlar.
Bilün umutlar onların üzerinde toplanmıştır. Millet,
orardan bir an önce en doğru yolu bulmalannı bekliyor.
NıDtR NADİ
ACELE SATILIK DAİRE
lakırköy incirli Cad. Ihsan Kalmaz Sok. No: 4/A D-1
2 oda 1 salon-salomanje, kaloriferli, hidroforlu, 75 m2
,
bodrum daire son fıyat 60 mılyon.
Tel: 561 27 70
Tabip Odalan ve Politika
2000'li yıllara girerken çalışmasını sadece hekimlik
uygulamasının niteligi, sürekli eğitim ve tıbbi etik konuları ile
sınırlandıran bir tabip odasının "ayakta kalması" yerine,
kalmaması daha uygun olur düşüncesindeyim.
27 Ekim 1991 tarihli "Tartışın»" bölü-
münde Ankara Tabip Odası Genel Sekre-
teri'nin, "Tabip Odalan ve Siyaset" başlık-
lı yazısmda ilginç değerlendirmelerini oku-
duk.
Sayın Genel Sekreter özetle; "...politik
partiİer, sağlık politikası seçeneğini yarat-
ma işlevini tabip odalannın üstüne yıktık-
lannı düşünmüşler ...tabip odalan da asli
görevleri olan, hekimleri savunmayı ikinci
plana alıp halka en iyi biçimde sağlık hiz-
meti sunulmasını sağlamak gibi, kaldıramı-
yacaklan ağır bir sorumluluğun içine gir-
dikleri (>-anlışını yapmışlar!) ...199O'lı yıllar-
da ise tabip odalannın ayakta kalabilmesi
içün (sağlık politikası, nasıl iyi bir sağlık hiz-
meti verileceği gibi sorunlardan uzaklaşıp)
sadece mesleğin ve meslektaşlarının çıkar-
larına yönelik, hekimlere geri dönmesinin
zorunlu olduğunu "savunuyor..."
20 yıl tabip odalannda, 15 yılını yönetici
olmak üzere, çahşmaktayım; siyasi partile-
rin ve iktidarların, sağlık politikası seçene-
ğini yaratma gibi bir işlevi tabip odalanna
verme eğilimi içinde olduklanna yakından
veya uzaktan şahit olmadım. Bilâkis, siya-
si partiler ve iktidarlar hep kulaklarını ta-
bip odalanmn seslerine ükamışlar, hatta ta-
bip odalannı iilevsiz kıbnak için ellerinden
geleni yapmışlardır. Üzerinde durmak iste-
diğim konu bu değil...
2000'li yıllara girerken çalışmasını sade-
ce hekimlik uygulamasının niteligi, sürekli
eğitim ve tıbbi etik konulan ile sınırlandı-
ran bir tabip odasının "ayakta kalması" ye-
rine, kalmaması daha uygun olur düşünce-
sindeyim. Sayın Genel Sekreter, bu öneri-
leriyle mevcut yasayla tabip odalanna ve-
rilen görevlerin bile gerisinde kalmakta...
Meslek kuruluşlarımn dernek olmadığı
hepünizce bilinen bir gerçektir. Meslek ku-
ruluşlan bu özellikleri nedeniyle meslektaş-
lanyla ilgili sorunlarla ilgilenirken, aym za-
manda halkın sağlık sorunlanyla da ilgilen-
mek zorundadır. Başka türlüsünü düşün-
mek doğru değildir, değilse varlığının esp-
risi ortadan kalkar.
Mevcut sağlık politikaları üzerine görü-
şü olmayan bir tabip odası düşünebilir mi-
siniz?
Uygulanan sağlık politikalanrun iyileşti-
rilmesi üzerine programı olmayan bir tabip
odası düşunebilir misiniz?
Bcş Yıllık Kalkınma Planı'nda, sağlık
üzerine tespit edilen hedefler ve politikala-
rı değerlendirmeyen, genel bütçeden sağlı-
ğa ayrılan payı gündemine almayan, sağlık
alanmda hazırlanan yasa ta^anlanna kat-
kıda bulunmayan, bu konuda konuşmayan
bir tabip odası düşünebilir misiniz?
Türk Tabipleri ve tabip odalan yurt ça-
pında yaygın örgiitlenmiş, alanlannda uz-
man kuruluşlardıC. Tum giiçlerini hizmetin
içinden gelen üyelerinin katkılanndan al-
maktadırlar. Ülke sağlık sonınlan üzerine
de en iyi bilgi sahibi olan ve en gerçekçi öne-
riler geiiştirebilme durumunda olan kunı-
luş, hizmetin içinden geldikierinden, yine
tabip odalandır. Şimdi bu kuruluşlara sağ-
lık politikaları ve halk sağlığı seni ilgilen-
dirmez nasıl dersiniz? Geçen genel seçim-
lerde hemen bütün önde gelen partilerin
meslek kuruluşlarımn alanlanyla ilgili ko-
nularda görüşlerinin alınacağı ve meslek ku-
ruluşlannın önemini vurguladıklanna şahit
olduk. Gelişen bu ortamda, sağlık politikası
ve ülke sağlık sorunlanyla sadece hükiımet-
ler ve sijnsi partiler uğraşır mantığı nasıl
olnr da bir tabip odasl genel sekreteri tara-
fından savunulabilinir? Son on yılın, mes-
lek kuruluşlan konusunda kafafauunıza yer
ettirtilmek istenen bu eğilinıleri kazunak zo-
rundayız...
Siyasi iktidarların ve partilerin ülke sağ-
lık sorunlannın belirlenmesinde ve çözüm
önerilerinin oluştunılmasında en önemli ve
başta gelen kaynağı tabip odalandır. Tabip
odalan bu sorunların çözümünde katkıda
bulunmazsa, bu konuda çalışmalar yapıp
sonuçlannı sunmazsa, varhklarının sebebi
ortada kalır mı? Saym Genel Sekreter, mev-
cut sağiık politikası düzeltilmeden, sağlık
hizmetinin veriliş biçimi, orgütlenmesi, fi-
nansman sorunu çöznmlenmeden, hekim-
lik uygulamasının niteligi, sürekli eğitim,
mesleğin etik sorunlannın çözumlenemeye-
ceğini, en azından önemli ölçüde etkilene-
cegini, herhalde bundan sonra göz öniine
alır zannederim...
Yürürlükte olan Türk Tabipleri Birligi
Vasası mevcut ihtiyaçlara cevap vermekten
uzaktır. Hele, 12 Eylül sonrası meslek ku-
ruluşlanna konulan yasaklar, bu kuruluş-
ların çahşmalanmn elini kolunu bağlamış-
tır. Halen yürürlükte olan yasanın değişti-
rilmesi yolunda çaba gösterirken, mevcut
koşuüarda tabip odalannın; üyelerinin mes-
leki uygulama, sürekli eğitim ve tıbbi etik
sorunlanna sahip çıkmaları yanında;
1. Üyelerinin ekonomik ve çalışma koşul-
larının iyüeştirUmesi için sendikalaşma hak-
kının alınmasında çalışmalar yapmasını,
2. Halk sağlığına ve hastalara özenli ve
içten hizmet edebilmek için her konuda
araştırmalar yaparken, çözümlenmesi için
öneriler geliştirmesini ve bu doğrultuda res-
mi, özel ve mesleki kurum ve kuruluşlarla
işbirliği yapılmasını,
3. Sağlık hizmetlerinin orgütlenmesi, fi-
nansmanı ve diğer sağlık politikaları konu-
sunda halkın sağlık düzeyini yükseltici çö-
züm önerileri üretmesini,
4. Bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan
tam bir iyilik hali "sağlıklı olma" hakkı ile
insan hakları ve yaşama haklarının ayrıl-
mazlığı nedeniyle bu hakların halk sağhğı-
nı ilgilendiren her alanda çalışmalar orta-
ya konulmasını, her zaman gündeminde
tutmasının gerekh' olduğunu savunuyorum.
Savunduğum bu ilkeler halkımızm sağ-
lığının iyileştirümesi yolunda onlann en de-
mokratik haklarıdır. Tabip odalan, diğer
meslek kuruluşlan gibi demokratik ortamın
kuruluşlandır. Varhklannın sebebi olan de-
mokratik platformun gelişmesinde, kendi
alanına düşen halkın sağlık sonınlan konu-
sunda çalışmalar yapması, en azından üye-
lerine yönelik çalışmalar kadar, önemli ol-
duğu görüşündeyim.
Dr. M.ŞÜKRÜ GÜNER
Türk Tabipleri Birligi ve İstanbul Tabip
Odası eski Genel Sekreteri
Galerİ • Atölye 132 64 26 • 130 21 87
TEŞVİKIM
SANAT
GMERISİ
EMEL
ŞAHİNKAYA
2-30 Kasım 1991
Akdı ıpekcı Cıd 4İ'I
Tts»*ıyt Tel 141 04 58 f n 146 67 68
HANDAN
BÖRÜTEÇENE
S E R G 1 S 1
AYA İRİIMİ
MÜZESİ
IS EKİM • 9 KASIM
DERLOOJtv
OTCXP t cr fo
ŞEREF KESKİN
Resim Sergisi/24 Ekim-8 Kasım'91
(9.00-18 00) C tesı-Pazar dışında
<Qr) OSMANLI BANKASI
^ ^ Caddebostan Şubesi
5 2cKasımI99I.;iX ISOC RetTOSDektif
3 S « E « ResimSergisi
FİKRETMUALLÂ
S C A R A \ T 1 S \ \ \ T C i L E R I S İ
M a h m u t B o z k u r t
ResimSergisi
c -27KaSim '.991. İ1M-18.00
,Pazargunien dısında* ç ç YOFlCa
Modem Sanat
Galerisi^ -•>
\Shkonağı Caddesı N o 1 1 7 ;
; S'ışanası l ^ t a r b u l T:l " ^ ? J
^ "
KARMA HEYKEL
SERGİSİ
1 2 / E K İ M / 1 8 1 1
8 / K A S I M / 1 9 8 1
BEN/VDAM
TEM SANAT GALERİSÎ
TALATENLİL
Resim Sergisi
«ftouç)! Cod M D. Orfoı £•«* So. U 2
Mfo<ılQf> 80300 ktonbvl fe [11 U7 08 «
\^Vl
SON 15 GÜN
•TILLA EKSINOZLUEIL KOLEKSIYONU
^\LOİZ SARAy/'jyn»
25 EKİM- 15 KASIM
YILDIZ SARAYI Te 52< 35 »2
5AMAT GAIER'SI »AZAS GUNU
Kırma
Resul AYTEMUR
Ferruh BAŞAĞA
Hüseyin BİLİŞİK
Orhan BENLİ
Cihat BURAK
Abidin DİNO
Reyhan KAĞITÇI
irfan OKAN
Burhan UYGUR
RAMKO
SANAT MERKEZİ
Atiye Sok. No: 8
Tefvikiye 136 15 38
r
: SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA
Antibiyotik m
CLINKLINDAMISIN 300 mg (2 ml) x 1 Ampul
Sağlık Hizmetine Sunulmuştur
Ayrıntılı bılgı ıçın. Davutpaşa Cod. No 12 (34473) Topkapı - ISTANBLL Tel 544 46 10
Dr. İbrahim Etem llagay
İlaç Sanajii IM Anonim Şirfoti
SURUCU
KURSU
Hafta Sonu: 2 Kasım
Ha"ta Içı 4 Kasım
(Sabah-AKşam)
92 Model Araçlarla
KADIKÖY
(Söğütlüçeşme Camn yanı)
Tel 349 18 24-336 02 06- 336 02 79
Fax 349 18 25
'•DırMii'ffftıvı
SeVin d,yeng
faı'o edjnmefc
P.K.45
|.,/e , / g . l .
ıstersenız
B e y o § I v
İSTANBUL
TÜRK I<ALP VAKFI
NİŞANTAŞI SAĞLIK MERKEZİ
Uzman Kadrosu ve yeni modern
cihazları ile hizmetinizdedir. Tel: 148 58 66
Nüfus cüzdanımı, sürücü
belgemi, mühendisler odası
tanıtma kartımı kaybettim.
Hükümsüzdür. ÎSMAİL
HAKKI BİLEN
Sahibinden Avcılar'da
Cihangir Mahallesi'nde
arsa.
Tel: 555 78 57
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Bir Şair Ölmüş...
Kâmuran Bozkır, Atatürk döneminde yapılan toplantılarda
heyecanlı şiirler okuyan şairler arasındaytjı. Faruk Nafiz, Beh-
çet Kemal Çağlar, İshak Rafet Işıtman'ı anımsıyorum. Anka-
ra Halkevi'nde yapılan şiirli toplantıları biliyorum. Ötekiler
ölçülü-uyaklı yazdıkları halde Kâmuran Bozkır serbest şiir-
ler yazardı.
Sıvas Öğretmen Okulu'nda iken başına bir kaza gelmiş,
bunu unutturmaya çalışırdı. Hasan İzzettın Dınamo'nun sı-
nıf arkadaşıydı.
Hıfzı Oğuz Bekata'nın Çığır dergisınde birlıkte şiirler yaz-
mıştık. Tanıdığımda hukuk fakültesine devam ediyor, Halk
Partisi'nin köycülük bürosunda çalışıyordu. Bısiklet yarışla-
nna da katılırdı. bir tane de birınciliği vardı sanıyorum.
Sıvas Öğretmen Okulu'nda başından geçen solculuk ka-
zasını resmi görüş hiçbir zaman bağışlamamıştı; hep peşin-
de gezerdi. Kâmuran da esrarengiz davranışlarda bulunur,
peşindekıleri kışkırtırdı. Aradan ellı yıla yakın bir süre geçti;
ne oldu, ne yapıyor bilmiyordum.
Geçende Mehmet Özgüçlü'den (Burhanıye dendi mi Öz-
güçlü demektir) bir mektup aldım. Ozgüçlü her şeyi bilir, her-
kesi tanır. Bu mektubunda yılların ötesinde kalmış, belki de
unutulmuş bir şair olan Kâmuran Bozkır'dan söz ediyor, şöyle
yazıyordu:
"... Senin eski arkadaşlarından Kâmuran Bozkır, Burhani-
ye'ye gelıp yerleşmişti. Burhaniye'nin üstünde Taylıeli köyü
var, iskeleye 1900 metre, orada oturuyordu. 1990 yılında evi-
ne girmiş, birkaç gün (geçmiş) komşular göremeyince avlu
kapısını açıp (eve) girmişler, Kâmuran Bey yerde yatıyor. Bak-
mışlar ölmüş. Sanıyorum mayıs başıydı.
Olmeden yirmı gün önce dükkâna uğramıştı. Sizin kendi-
sini 'Acılı Kuşak'ta anlattığınızı söylemişti.
Bizim Mehmet Alı Şengül var, avukat, o anlattı: Kâmuran
Bozkır, Ankara'da bir trafik kazası geçirmış. Ondan sonra da
bir hoş olmuş. Gerçekten de yerınde duramıyor, durmayası-
ya geziniyordu. Konuşmasında bir başkalık yoktu, belleğı iyıy-
di. Halkevleri zamanında şıirleri dergilerde (Halkevı dergile-
rinde) çıkardı Ezbere coşkulu şiirler okur, bizleri neşelendi-
rirdi. Senin VVarşovalı Hemşire şiirini keyifle okur, bize şiirın
yorumunu yapardı. Yalnız soyadında karar kılamıyordu: Bozkır
mıydı, yoksa Bozkurt muydu? "Bir yazında Kâmuran Bozkır'ı
anarsan, bir de bir şiirini koyarsan seviniriz."
Kâmuran Bozkır, yaşamının son günlerinde bir köye çeki-
lerek yalnızlığı içinde can vermiş. Bozkırın bu yiğit delikanlı-
sı böyle mi can vermeliydi? Yazar sözlüklerine bakıyorum,
hiçbirinde yer vermemişler. Bu da ayrı bir yalnızlığıdır. Hıfzı
Oğuz Bekata'nın o yıllarda çıkan Çığır dergisi ciltlerine bakı-
lacak olursa birçok şiirine rastlanır. Kitabı var mıydı, yok muy-
du? Onu dahi şimdi çıkaramayacağım.
Afet İnan bir makalesinde 'Mustafa Kemal ve Gerilla' dan
söz ediyordu. O döneme kadar gerilla adı böylesi yaygın de-
ğildi. Dilimize başka bir dilden giriyordu. Kâmuran Bozkır
'gerilla' şiırlerı yazmaya başladı Bir şiirın içinde Atatürk adı
oldu mu tehlıkesı de azalır. Bundan olacak şaırin üstüne ge-
rilla şiirlerinden otürü varmadılar.
Aıle hayatı da parlak değildi. Genç yaşında eşinden ayrıl-
dı. Mahkeme biricik kızını annesine vermişti. Gidip göremi-
yor, sarılıp öpemiyordu. Bir 19 Mayıs Gençlik Bayramı'nda
buluştuk. Elınde bir dürbün vardı. Neden taşıyordu bilmıyor-
duk. Sonra anlaşıldı. küçük kızı bu bayrama katılmıştı. Uzak-
tan dürbünle yavrusunu dikizliyordu. Ne yalan söyleyeyim
gözyaşımı tutamadım.
Kâmuran Bozkır'ın şiire gösterdiği özeni okur ona göster-
memişti. Dost meclislerinde şiirler okuyan bir şairden öteye
geçememişti. Oysa çağının iyi şaırlerinden sayılırdı.
Şair, Ege'nin bir kıyısında can vermiş. Tıpkı Yunus'un 'Bir
garip ölmüş diyeler / Uç gün sonra duyalar' dediği gibi... Kör-
fezin ayaklı gazetesi diyebileceğimiz Özgüçlü'nün uyarısıy-
la şairi anmış oluyoruz...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUIVLARI
Y1LMAZ ŞİPAL
"6.833 dolar ödedim"
SORU: Temmuz 1935 dogumluyum. Yurtdışında işçi olarak
bulunduğum 19.6.1970 ile 12.6.1989 tarihleri arasın-
daki 6.833 günii 6.833 Amerikan Dolan karşılığı
SSK'ya borçlanmak suretiyle, 1.8.1990 tarihinde (SS
yaşını doldurduktan sonra) "ItSl aylık bağlama ora-
nı ile emekli edildim.
Borçlanma tarihi olan 22.1.1990 günii 1 Amerikan
Dolan 2.324.60 TL. idi ve ben de 6.833 dolar karşı-
lığı 15 milyon 884 bin lira odedim.
Yurtdışında bnlunan Türk vatandaşlannın, yurt-
dışında geçen sürelerini borçlanmalannı ele aldığı-
nız 4J.1991 tarihli köşenizde 1.800 gün üzerinden
çeşitli yıllarda emekli olup da kur farkından dogan
degişik emekli aylıklannı gösterir örnek listeyle dn-
rumnmu karşılaştırdım. Kur farkından doğan fark-
lılaşmanın dışında hangi etkenler benim ayhgımı
etkiler?
Ynkanda verdigim bilgilere göre göstergemin na-
sıl hesaplanacağı ve emekli aylıgımın ne oldofu ko-
nusunda bilgi bekliyorum.
M.I.
YANFR Sosyal Sigortalar Kurumu'nun yaşhlık aybğı baglama
koşullanndan biri de sigortalının:
"b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması, 15
yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3.600 gün" malullük,
yaşhlık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmasıdır.
Yurtdışında 19.6.1970-12.6.1989 tarihleri arasında geçen 6.833
gün çalışma süresini borçlanarak her gün için 1 ABD dolan
= 2.324.60 TL. üzerinden ve 1990 yılında ödeyip avnı yıl emek-
lilik başvurusu yapanların yaşhlık aylığı nasıl hesaplanacak-
tır?
Yaşhhk ayhğının hesaplanmasında 1989-1988-1987-1986 ve
1985 yılları prime esas kazanç ortalamalan göz önüne ahna-
caktır.
Dolara gare Tmm
Yıl kazaaç Tl_ kazaaç
1985
1986
1967
1988
1989
TOPLAM
5 YIL.
ORT.
4.184.280
4.184.280
4184.280
4.184.280
1.755.073
18.492.193
3.69a438
790020
1.023.300
1302.248
7.065.720
12.787J80
24.968.668
4.991733
790020
1.023.300
3.302.248
4.184.280
1.755.073
11.054321
2.210984
(151 günlük)
Yurtdışında 19.6.1970*16 başlayıp 12.6.1989'da son bulan 6.833
günlük çahymalan karşıhğı 1 ABD Dolan = 2.324.60 TL. üze-
rinden 15 milyon 884 bin Türk Lirası ödeyerek ve son 5 yıl or-
talaması 2 milyon 210 bin 284 lira olup, 55 yaşında emekli olan
bir SSK sigortalısının yaptığınuz hesaplamaya göre özel sektö-
re ait Üst Gösterge Tespit Tablosu'nda 10. derece 8. kademe-
den ve 2.050 göstergeden emekli olması gerekmektedir.
2.050 göstergeden ve %51 orandan bugün için ödenen yaşh-
lık aylığı 390 bin lira sosyal yardun zammı ile birlikte 939 bin
195 liradır.
KARAR ÖZETİ
KÜTAHYA CUMHURİYET SAVCILIĞI
Sağlığa az ve çok zarar verecek derecede bozuk taklit ve tağşiş su-
cuk ımal edip satışa arz etmek suretı ile Gıda Maddeleri Tüzü|ü'ne
a\kın hareket etmek suçundan sanık Süleyraan Mercimek, TCK'nın
396. 3506, 402 ve 402- Son, TCK 398, 3506, TCK 402/1, 402/Son,
402 '2,TCK71, 72, 76. maddelen gereğince neticeten 6 ay hapis, 40.000
lira ağır para cezası, 6 ay sure ile curme vasıta kıldığı, meslek, sanat
ve ticaretin tatıhne \e 14 gun süre ile ışyerinin kapatılması ve TCK'nın
402. maddesi gereğince cumhuriyet savcılığınca işlem yapılmasına karar
venlmıştir.
Yukarıda yazılı karar ozelinin mahkememizin 1990/587 esas,
1990/603 karar sayılı kararımn ozeti olduğu tasdik olunur. 20.6.1991
Basın: 39675