27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 BAŞKENTTEN AHMETTAN . .Kabaran Arzular. ANKARA — Hükümetin programı okunuyordu. Ama bir- çok DYP'li, bakan olamadığı için hâlâ mutsuz ve sıkıntılıydı. Demirel, bu mutsuzluğun ve sıkıntının yabancısı değildi. Yayılması halinde işlerin aksayacağını iyi biliyordu. Dün Meclis'tekı DYP grubunu topladı, "Aklınızı başınıza toplayın" makamında tatlı-sert bir konuşma yaptı. Geçen hafta da aynı şeyi yapmış, "Moralinizi bozmayın" demişti. Bu iş parayla değıl sırayla anlamına gelen guzel söz- ler söylemişti. Ama, ülkeye "bakan" sıfatı ile hizmet verme aşkı taşıyan milletvekillerinin huzursuzlukları bitmek bilmiyordu. Demirel, dün lafın sonunda kestirip attı: "Başbakanlar, kasap gibi olmalıdırlar." Bu söz, İngiliz Başbakanlarından Gladstone'undu. "Fetva" değil mi ki, demokrasinin beşiği ingiltere'den çık- .mıştı. Kimsenin söyleyecek bir şeyi olamazdı. Kaldı ki, bu sözü destekieyen bir de Türk atasözü vardı: "Hesabını bilmeyen kasap, elinde kalır masat." Demirel, hesabını iyi biliyordu. Çünkü hesabını iyi yapmıştı. Başbakan'ın hesabı, Türkiye'nin son 11 yılda eskıyen ima- jını, tıpkı kendi imajı gibi hem içeride hem de dışarıda yeni- lemekti. Bütün adımlarını buna göre atıyordu. Daha hükümet programını okumadan Eskişehir Cezaevi'ni kapatma kararını bızzat vermesı, bunun ıçindi. Hem koalisyon protokolünün, hem de hükümet programı- nın demokratikleşme üzerine yoğunlaşması ve Paris Şartı'- nın altının kalın kalın çizilmesi bu yüzdendi. Yasaklı olduğu günlerde söytediği "tarihçi" lafları dün de- ğişik bir biçimde yıneledı: "işkence, bir gün işkenceyı alkışlayanların başına da ge- lir." "Sivil toplum ve sivil idare, kanunları icra ederek gerçek- leşir." DYPgrubunda konnşan Demirel, devletin ıslah edileceğini söyledi 'Türkiye'de işkence var'Güneydoğu için genel göröşme Güneydoğu En önemJi sorun İstanbııl İstanbul idare sorunları içın Meclis'e bir genel görüşme önergesi edilemez hale gelmiştir. 600 bin kişinin yaşadığı getireceğiz. Bu genel görüşmenin TV'den semtlerde 60 tane jandarması var devletin. Kimsenin yayımlanmasını isteyeceğiz. Bu yarayı sarmalıyız. oralarda devleti bulması kolay değildir. "Insan haklarının kullanıimasından teh- like doğmaz." Başbakan, daha sonra kendi özyaşam 12Eylülsonrasının "komiklikleri"ni özetlerken, DYP'nin amblemindeki atın üstüne öyküsünden örnekler njçjn a d a m bindirildiğini, Ve H âkk,nda son 10 SHP'ninBokununiçin yıida ioo dava açıi- zeytin dallarına sardığını da mıştı. Bunlar arasında anlattl OdÖnemİn diSde vardf"** yöneticileri, çtplakat, ve Karaniık davaian, çıplak okları demokrasi için hava karardıktan son- tehdit görüyohardl. ra seçim konuşması ^ ~ ~ ~ ^ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ " ^ ~ ^ ^ ~ yaptığı için Başbakan sıfatıyla, kendi hakkında kendısine kar- şı açılmış davalardı. 12 Eylül sonrasının "komiklikleri"ni özetlerken, DYP'nin amblemindeki atın üstüne niçin adam bindirildiğini, SHP'nin 6 okunu niçin zeytin dallanna sardığını da anlattı. O dönemin yöneticileri, çıplak atı ve çıplak okları demok- rasi için tehdit görüyorlardı. Demirel, bir iskandinav ülkesi başbakanının bile söyler- ken duraksayacağı şeyler söylüyordu. "Kamu personelinin tümünün örgütlenmesi gerekir" di- yordu. Yarın polislerın, doktorların, itfaiyecilerın, "Biz de kamu personeliyiz. İşte sendikamız" diye ortaya çıkıp, öbür gün de grev yapabileceklerini elbette düşünüyordu. Ama bu, demokrasi oyununu kurallarına göre oynama ka- rarlılığına gölge düşürmüyordu. Demirel, demokrasiyi gündelik hayatta hava gibi solunur hale getirmek istiyordu. Bununla da yetinmeyıp, her kesi- me insanca yaşama hakkını kullandıracağını da belirtiyor- dır. Ögretmenine konut sağlamayan bir devletin görevini yap- mamış sayılacağını söyluyordu. İşin ilginci, bu sözlerı gazetecilere değıl, Bakanlar Kuru- lu'nda, bakanlara söyluyordu. Öyle ki, pazar günkü Bakanlar Kurulu toplantısında DYP'li bakanlardan birisi, Kültür Bakanı Fıkri Sağlar'ın kulağınaşöy- le fısıldadı: "Bızim genel başkanı sosyal demokrat yaptınız. Olmaz böyle şey." Bu durumda herhalde İnönü'ye de şöyle demek düşecek: "İşkence iddialannı yeıii yersız yinelemek doğru değil. Gü- venlik güçlerinin görev yapma şevklerini kırarız." PİAR Genel Yönetmeni Bülent Tanla, yaptıkları bir araş- tırmanın sonuçlarını dün bıze şöyle açıkladı: "Çok ılginç. Hükümet henüz güvenoyu bile almadı. Hiç- bir icraatı yok. Ama, bu hükümete güvendiğini söyleyenle- rin oranı, iki partiye oy veren toplam seçmenin yüzde 15 daha üstünde." Demirel, bu araştırmanın sonuçlarını öğrenmiş olmalı ki, dün kaygılı kaygılı milletvekillerini şöyle uyardı: "Buna İngilizcede 'rising expectations', yani 'kabaran arzular' denir. Çok dikkatli olmalıyız." Evet, Başbakan Demirel ve koalisyon kabinesi, çok dik- katli olmak zorunda... Bülent Ecevıt, Meclis'te aralarında oturuyor... ANAPTA TRANSFER İDDİALARI Yılmaz: Gidenler büyük kayıp olmaz DYP'nin transfer söylentilerini değerlendiren ANAP Genel Başkanı Yılmaz, "Başka bir partiye gidecek milletvekili olabileceğine ihtimal vermediğini, giden olursa da kendileri için bir kayıp olmayacağını" söyledi ANKARA (AA) — ANAP Genel Başkanı Mesnt Ydmaz- ın partisinden DYP'ye millet- vekili transferi söylentilerini, "MiHetin kendilerine vermedi- ği çoğunluğu bu yollardan ohışturma çabası" olarak de- ğerlendirdiğibildirildi.Yılmaz, "Başka bir partiye gidecek mil- letvekili olabileceğine ihtimal vermediğini ve bu tur söylen- tüeri eski siyasi hastalıklann yeniden nüksetmesi olarak gördüğünü" belirtti. ANAP Başkanlık Divanı- nın yaklaşık bir saat süren top- lantısından sonra gazetecilerin sonılannı yanıtlayan Yılmaz, bir soru uzerine partisinden başka partiye milletvekili gide- ceğini sanmadığını, giden olur- sa da kendileri için "büyük bir kayıp olmayacağını" söyledi. Yılmaz, TÜRKSAT uydu ihalesinde birtakım yolsuzluk- lar yapudığına" ilişkin haber- leri değerlendirirken de kendi döneminde böyle bir olayın gündeme gelmediğini bildire- rek yeni hükümetin bu ve ben- zeri söylentüerin üzerine git- mesini beklediklerini, hükü- metin kendilerinden yardım is- temesi halinde yardımcı olma- ya da kararlı olduklannı söy- ledi. ANAP Genel Başkanı Yıl- maz, Başkanlık Divanı'nda önümüzdeki haftalarda bazı merkezlerde yapılacak beledi- ye başkanlığı seçimlerinin de gündeme geldiğini belirterek koalisyon hükümetinin bu se- çimleri ertelemesine karşı ol- duklannı da bildirdi. öte yandan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, önü- müzdeki pazar gününden iti- baren belediye başkanlığı seçi- mi yapılacak 5 ilçeyi kapsayan bir geziye çıkacağı öğrenildi. Muhterem Ağabeyimiz ADNAN GÖNEN'İ Ebediyete uğurlamanın derin üzuntüsü içinde Tann'dan rahmet ve mağfiret diliyoruz. EMEL & MUTLU İZMEN ANKARA (Cumhuriyet Btt- rosn) — DYP Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel, "Türkiye'de işkence yapılmış- tır. İnsanlık ayıbı olan işkence- ye karşı olduğumuzu herkes bilsin" dedi. Yargıcın verdiği cezaya cezaevinde ekleme yapı- lamayacağını bildiren Demirel, dünyanın gözunde Türkiye'nin işkence somnundan anndınl- ması gerektiğini vurguladı. Te- rör konusunda Türkiye'nin en önemli sonınunun İstanbul ol- duğunu kaydeden Demirel, "İ&- Unbul idare edilemez hale gel- miştir. Devlet orada banşı tesis ederse, işin önemli kısnunı hal- letmiş olur" diye konuştu. Başbakan Demirel, G. Do- ğu'daki olaylarte ilgili bir genel görüşme önergesinin Meclis'e getirileceğini ve bu görüşmele- rin TV'den yayımlanmasını is- teyeceğini söyledi. Yolsuzlukla- nn üzerine gidileceğini belirten Demirel, "Kimsenin, etliye süt- lüye kanşmadığı olaylardan do- layı tedirgin olmasına gerek ol- marfıgım, ancak yolsnzluk ya- panlan analanndan doğdukla- nna pişman edeceklerini" söy- ledi. DYP grubu, hükümet prog- ramını görüşmek üzere dun De- mireFin başkanlığında toplandı. Demirel, program üzerine ko- nuşmaya geçmeden önce, ba- kanlann seçimi ve SHP'ye ve- rilen sandalye sayısına ilişkin parti içindeki kırgınlık ve eleş- tirelere değincli. Kişisel dargın- lık ve kırgınlıklann zamanla or- tadan kalkacağını belirten De- mirel şöyle dedi: "Hükümette 'Ben niye yo- kum da bu var?' diye birtakım mnlahazalar olur. Olay tercih yapma olayıdır, tamamen şah- si karardır. Bcnim karanmdır. Hükümet programının ağırlı- ğım demokratikleşme konusu- nun oluşturduğunu bildiren De- mirel, kimsenin demokratikleş- meye itiraz edemeyeceğini kay- detti. Demokratikleşmeyi insan haklarının tamamladığına dik- kat çeken Demirel, şunları söy- ledi: "tnsan Haklan Beyanname- si 2 bin senenin ürünüdür ve çagdaş devletin kökudür. Türki- ye'de insan haklannı tümüyle mevcut kılmamız sadece insan- lık ailesinin onurlu bir iiyesi ol- mamızdan dolayı değil, kendi vatandaşlanmıza olan saygıdan- dır. tnsan haklanna getirilen haklann özüne dokunulamaya- cağıdır" Türkiye'de artık "Gel bura- ya, suçlusun, suçunu ispatla" kurumunun kapandığını vurgu- layan Demirel, kişinin suçunu, suçlu olduğunu iddia edenin ka- rutlayacağını bildirdi. Demirel şöyle dedi: "Bunlann değerini sıkıntrya gjren bilir. Bunlann değeri, ber- kese lazım olunca bilinirse gec kalınmış olur. Bunlar bana gö- re uygarlıktır. Kişinin işiediği suc jüri tarafından sabit olunur- sa, kanunlarda bu suçun karşı- sudaki ceza ile cezalandırüabi- lir ancak. Cezayı hâkim tayin eder. Kişi yazılı olandan fazla ceza alamaz. Bağımsız mahke- meden gecmiş, bağımsız hâkim tarafından muhakeme edilmiş, savunma hakkını kullanmış ki- şi, her türlü kademeden geçük- ten sonra suçlu bulunmuşsa, o cezayı çekerken cezaya ilaveler yapılmaz. Bizim herkesten ev- vd, insanlık ayıbı olan işkence- ye karşı oMuğumuzu herkes bil- melidir. 'Efendim, işkence bir- takım solculann, şunlann bun- lann ağzına sakızdır' filan gibi laflara itibar etmeyin. Türkiye'- de işkence yapümıştır. Ben söy- lemiyonım bunu. Devlet sövlü- Dirıçer'in 'Kundtay ertelensin' isteği SHFde yeni tartışma başlattı lfeni Sol ertelemeye karşıANKARA (Cumhuriyet Bu rosn) — SHP'de Genel Sekre terlik sorunu kurultay tartışma- srnı alevlendirdi. Genel sekreter- lığe aday olan Ali Dinçer'in 25-26 ocaktaki kurultayın erte- lenmesi istemine, Deniz Baykal yanhlan da karşı çıktı. SHP Ge- nel Sekreter Yardımcısı Güneş Gürseler ise Dinçer'in önerisi için "İmzalanm geri alanlar, bakalun" dedi. Genel Sekreter adayı Cevdet Selvi de parti ör- gütünün tepeden ürnağa düzel- tilmesi gerektiğini söyledi. Baykal grubundan Ali Din- çer'in çıkışı, bu gmpta da "ki- şisel bir hareket" olarak değer- lendirildı. Şimdiye değin "yeni sol" ile birlikte hareket eden Dinçer'in kuruluym ertelenmesi istemini, parti meclisi üyesi ve tçel Milletvekili lstemihan Ta- lay, "Kimse imzasını verenler adına konuşmaya yetkili değildir" diye yanıtladı. Talay, kurultayın ertelenmesi istemine karşı çıİcarken, "Zaten kurulta- yı genel başkan ertekdi. Şimdi de Dinçer mi erteleyecek" diye sordu. Talay, Dinçer'in adaylı- ğı konusunda da, "Kişisel -bir karar, onay ya da onaylamama söz konusu değil. Adaylara gö- re tavrımızı belirleyeceğiz" de- di. Ali Dinçer, "Genel sekreter- liğinizi açıklarken, biriikte ha- reket ettiğiniz arkadaşlannızın onayını aldınız mı" sorusuna, "Hareketinin kişisel bir çıkış olarak değerlendirilmeslni" is- tedi. Dinçer, gazetecilere, par- tiye ilişkin sağduyulu her parti- linin duşündüğü noktalan dile getirdiğini belirtti. Dinçer, "Be- nim için şu anda Genel Başkan Erdal Inönü" dedikten sonra sözlerini şöyle surdürdü: "Tüzük knrnltayı en az fiç gün sürmeli. Temel konularda- ki görüşlere ilişkin çalışmalar yapüıp, bu çalışmalar kurultay öncesinde rüm delegelere iletil- meli. Kurultayda her delege söz alarak görüşlerini acıklamalı. Genel sekreteriiğe aday olan Ali Dinçer'in, Genel Başkan Erdal tnönü'den 25-26 ocakta yapılacak kurultayın ertelenmesini istemesi, SHP içinde yeni tartışmalar yarattı. Böylece tüzüğn zengmleştirecek, tttm ülkeyi kapsayacak bir ör- güt yapısı oluşturulmalı. Bu ko- şullann saglanmaa halinde, ku- rultay ocak ayında da yapüabi- lir." Dinçer, bir soru üzerine de "parti içinde katı, keskin çizgi- lerle aynlmış kamplaşmalara karşı olduğunu" dile getirdi. Dinçer, bakan olan MYK üye- lerinin bu görevden istifa etme- leri gerektiğini savundu. Genel Sekreter Yardımcısı (Juneş Gürseler ise Dinçer'in önerisini değerlendirirken, "Ku- nıltay imzalanm geri alsınlar, bakalım" dedi. Gürseler, bakan olan MYK üyelerinin istifalan konusunda önümüzdeki günler- de karar verileceğini de söyledi. İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş da genel sekreter aday- lığı için Ertuğnıl Günay ile ko- nuştuktan sonra karar vereceği- ni, "tkimiz birden aday olma- yu. Birimian adayhğı söz konu- su olur" diye konuştu. Karakaş, Meclis Grup Başkanvekilliği için de aday olmadığını kaydet- ti. Genel Başkan Erdal tnönü'- nün adayı olarak genel sekreter- liğe talip olan Cevdet Selvi ise örgütte piramidin ters döndüğü- nü belirterek, "Parti örgütü ye- niden ele alınmak zorundadır. Yeniden yapılanma diyorlar. Ben tepeden tırnağa duzeltilme- si inancındayım. Orgütte bir hi- yerarşi yoktur. Bir disiplin yok- tur. Dçelerin, illerin yapması ge- reken işler genel merkeze yığıl- makta, merkezin yapması gere- ken işler de ortada kalmakta- dır" dedi. Cumhuriyet muhabirinin çe- şitli sorulannı yanıtlayan Selvi, Deniz Baykal liderliğindeki Ye- ni Sol gruba yönelik, disiplin kurulunun çahştınlmasını iste- diğinin anımsatılması üzerine, "Hiçbir örgütte disiplin kurulu işktmedim. DisipünÛ olmak ge- rektiğini belirtmemden, mutla- ka berkesi disiplinle, baskıyla hiza>a getireceğim anlamı çık- maz. Ancak bir siyasi parti, di- siplinsiz olduğu sürece başanlı olamaz" diye konuştu. Genel sekreter olması halin- de partiye üye gerçek sosyal de- mokrat olan ve demokrasiyi içi- ne sindrrmiş herkesle yollannm birleşeceğini belirten Selvi, bu- na, parti içindeki Yenilikçi ve Deniz Baykal'ın önderliğindeki Yeni Sol grubun da dahil oldu- ğunu bildirdi. ANAP GenelBaşkanı Yılmaz'ın kesin tavır koymasında ısrar edüiyor Semra Özal tarüşmasıGÜNDÜZ İMŞtR Seçim sonuçlannı değerlendi- ren ANAP'ta yeniden "hanedan krizi" yaşanmaya başlandı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, parti içinden Turgut Özal'ın ağırlığını silmek için yöntem arayışlan sürerken İs- tanbul tl Başkanı Semra Özal- ın adı yeniden odak noktası ol- du. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, "yakın çalışma arka- daşlannın ısrarh istemi üzerine" güvenoylamasından sonra İstan- bul îl Orgütü'nün yeni şekli için strateji saptayacağı öğrenildi. Yılmaz'ın Istanbul'da aktif gö- rev için üzerinde durduğu isim- lerin başında ise Sarıyer llçe Başkanı Erdal Aksoy'un adı ge- çiyor. Hüsnü Doğan'm partide ikin- ci adamhğa yükselmesine öfke gösteren Semra özal, son gün- lerde yakın çevresine istifadan bahsetmeye başladı. Ancak Semra Özal'ı bu düşünceden baş'ta eşi Cumhurbaşkanı Turgut özal olmak uzere araya giren bazı İstanbul milletvekilleri şim- dih'k vazgeçirdi. Turgut özal'ın, çevresine, İstanbul tl örgütü1 nün görevden alınması yolunda- ki söylentilere karşın, "CHaçak şey değU. ANAP İstanbul tl Ör- gütü bu seçimlerden başanyla çıkmıştır. Böyle bir karar yanlış olur. Herkes bulunduğu yerde görevini sürdurmeli" göruşünü dile getirdiği belirtiliyor. Semra özal, milletvekillerinin istifa konusundaki sorusunu ya- Hüsnü Doğan'm ANAP'ta ikinciadam olmasına tepki gösteren Semra Özal'ın istifasını Cumhurbaşkanı'ıun önlediği bildirildi. nıtlarken "Kesinlikle duşünmu- yorum. Sonuna kadar da devam edeceğim. İstifa etmem için de zaten bir neden yok. Sonuçta biz Istanbul'da başanlı olduk. Bazı püruzler ilerleyen zaman- la yoluna girecektir" yanıtını verdi. Semra Özal'ın istifasının sık sık gundume getirilmesinden ki- min kazançlı çıkacağı şeklinde- ki bir soruyu adını açıklamak is- temeyen bir milletvekili "Tabii ki Mesut Yılmaz'ın >-akınlan" di- ye yanıtlayarak şu açıklamada bulundu: yor. Ama devlet bunn söyler- ken, 'Türkiye'de işkence devlet politikası değildir' diye söylü- yor. Buna 'Maşallah' demek la- zım. Bir de devlet politikası mı olacaktı yani? Kendi insanlan- mıza işkence yapmayı reddede- ceksiniz. Bir gün bu, işkenceyi alkışlayanın başına da gelebiUr. Cezamn üstüne başka şey eklen- mez. Hâlâ birtakım şikâyetler devam ediyor. Geçen on sene zarfında 600 kişi işkencelerden dolayı mahkemelere verilmiştir. Suçlu çıkaracağım derken, za- ten bu bir işe de yaramıyor. Ge- ne aynı kan dokülüyor. Onun içindir ki bizim devlet halkınuz ve dış ülkelerin gözünde işken- ce meselesinden annmış olma- lıdır." On yıldır konuştuğu yabana- lann, "işkence" ve "cezaevle- rindeki yaşam koşullan" konu- lannda sıkıntı olduğuna dikkat çektiklerini anlatan Demirel, "Tiirkiye bnnlan balletmedik- çe Bab'ya çıkamaz. Milletin ken- di vicdanmdaki kanamayı dur- duramaz. Onun için anayasamı- zı, kanunlannuzı, tüzüklerimi- n, rüm mevzuatumzı, aitına im- za attığımız Paris Konferansı'- nın şartlarına oturtmamız gerekecektir" dedi. Devletin caydıncılık gücü- nün yeniden kazandırılacağını söyleyen Demirel, sözlerini şöy- le surdürdü: "Zorun her türlüsüne karşı- yız. Bu işi hukuk içinde başara- cağız. 'Bu işler hukukun içinde başanlamaz' diyen, Türkiye'yi elli sene daha geriye götürür. Devlet tepeden omağa ıslah edi- lecek. Yarguun önündeld engel- ler kalkacak, güvenlik güçîeri- nizi ıslah edeceksmiz. tstihbarat organlannızı ıslah edeceksiniz. Devlet işler hale gelecek. Kan dökülmesi, büyük şehir ve Gü- neydoğu mesetesi diye ikiye bö- lünebilir. tstanbul idare edile- mez hale gelmiştir. 600 bin ki- şinin yaşadığı semtlerde 60 ta- ne jandarması va. devletin. Kimsenin oralarda devleti ara- yıp bulması kolay değildir. ts- tanbul Türkiye'nin en önemli soranudur. Güvenlik bakınun- dan. Türkiye'nin diğer yerierin- de olan olaylarla da Istanbnl fevkalade yakından irtibatlıdır. tstanbul bir projedir, bir olay- dır. Yani tstanbul'a eğer devlet, banşı tesis ederse, işin önemli bir kısmını halleder." Güneydoğu Anadolu sorunu- nun Meclis'te tartışılması için bir genel görüşme yapılması is- teğinde bulunduğunu ve konu- yu ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile de konuştuğunu bil- diren Demirel, herkesin bu so- runun çözümüne katkıda bu- lunması için yeni bir yaklaşım izleyeceklerini söyledi. Demirel, "Güneydoğu olaylan ile Ugili olarak Meclis'e bir genel görüş- me önergesi getireceğiz. Bu ge- nel görüşmenin TV'den yayım- lanmasını isteyeceğiz. Meseleyi vatanperverlide üstlenmefiyiz. Herkesi bu meselenin içine çe- kelim dedik. Genel görüşmede çareyi arayalım. Güneydoğu Anadolu olaylannın sebebi kal- kınmışuk veya kalkınmamışlık olabUir gibi görüşler var. Bugun hareketin taban bulduğu söyle- niyor. Birçok yerde akşam olunca devletin yerini başka güçler alıyor. Bu yarayı sarma- lıyu. Bu yara ekmekten daha çok önemlidir. Birbirimizi ku- caklayarak bu yarayı sarmata- yız" dedi. Demirel, "Türkiye'- nin sınırian; bayrağı, dili sim- gesidir, Urtışüamaz" dedi. "Mesut Bey'le kongreyi kaza- nan ekibin içinde yer alan bazı partililer daha başta Semra Özal'ı kesinlikle istemediklerini ifade eltiler. Ancak şartlar o za- man erken seçim nedeniyle uy- gun değildi. Ama bu arkadaşlar aynı fikri sürekli şekilde Yıl- maz'a işlemeye devam ettiler. Ama artık kararlılar. Çünkü İs- tanbul'dan Semra Özal çekilin- ce daha rahat çalışma imkânı bulacaklar." ANAP'ta son değişiklikleri değerlendiren bir partili ise Hüs- nü Doğan'ın küsen muhafaza- kâr kesimi yeniden bir araya ge- tirmek için saptanmış bir isim olduğuna dikkati cekerek şöyle konuştu: "Şimdi Hüsnü Doğan'ın iyi bir örgütçü olduğunu partide herkes çok iyi bilir. Tek dezavan- tajı partinin iktidarda olmama- sı. Bu nedenle iki misli çalışma yapması gerekiyor." İstanbul ll Yönetim Kurulu- nun seçim öncesi milletvekilh'ği- ne soyunan önemli isimlerin partiden uzaklaşması sonucu hayli zayıfladığı yolundaki gö- rüşü benimseyen Mesut Yıl- maz'a yakınhğıyla tanınan San- yer llçe Başkanı Erdal Aksoy ise şu görüşü savundu: 'İstanbul tl Teşldlatı'nın hayli zayıfladığı malum. Ancak önü- müzdeki şu bir haftayı bekle- mekte y^rar var. Mesut Yılmaz'- ın seçim sonrası çeşitli teşkilat- larda degişiklige gitmesi bekle- nebilir. Bu, bir ağacın budana- rak yeniden filizlenmesi anlamı- na gelir." SEÇİM IstanbııTım başkan adayları tSTANBUL (AA) — Istan- bul'da Bakırköy, Kâğıthane ve Çatalca'da yapılacak belediye başkanlığı seçimleri için partiler, adayiarını belirleyerek il seçim kuruluna verdiler. 22 arahkta Bakırköy'de, 29 aralıkta da Kâğıthane ve Çatal- ca'da yapılacak seçimlerde par- tilerin adaylan şöyle: DYP: Yakup Akyüz (Bakır- koy), Gülay Atığ (Çatalca), Er- doğan Gülcüoğlu (Kâğıthane). ANAP: Ali Talip Özdemir (Bakırköy), Selahattin Kaya (Kâğıthane), Ertuğnıl Ersan Ol- çer (Çatalca). SHP: Yuksel Çengel (Bakır- köy), Dursun Bulut (Kâğıthane), Yusuf Işçi (Çatalca). RP: Altan Yavuz (Bakırköy), Arif Calban (Kâğıthane), Isken- der Eder (Çatalca). DSP: Nuray Bayram (Bakır- köy), Murat \kğan (Kâğıthane), Cengiz Dinçer (Çatalca). SP: Aslan Kılınç (Bakırköy), Hayri Yaman (Kâğıthane), Ha- san Sabah (Çatalca). IDP: Sabri Şenel (Kâğıthane). MÇP: Abdülbaki Gökme (Bakırköy), Nazmi Eraslan (Kâ- ğıthane), Ayhan 'Hldınm (Çatal- ca). Kaçınlmak istendi • ANKARA (UBA) — Eğitim-lş Sendikası'mn Düzce temsilcisi Fethi Sönmez, ken'dilerini polis olarak tanıtan, ancak henüz gerçek kimlikleri belirlenemeyen kişilerce kaçınlmak istendiğini söyledi. Öğretmen Fethi Sönmez, kendilerini siyasi polis olarak tanıtan kişilerin elinden kaçarak savcıhğa, ardından da emniyet müdürlüğüne başvurduğunu bildirdi. Eğitim-tş Sendikası da durumu Içişleri Bakanhğı'na bildirdi. Sönmez'in gözaltma alınması yönünde bir emir bulunmadığı Içişleri Bakanhğı tarafından açıklandı. Düzce Emniyet Müdürlüğü, olayda kullanılan kişilerin kim olduklan konusunda bilgi sahibi olmadıklarını açıkladı. 'İşkence 8Ürüyor? • ANKARA (AA) — ABD, ikili ve çok taraflı insan haklan ve insani işlerden sorumlu Dışişleri Bakan Yardıması Nancy Ely-Raphel, Türk polisinin normal suçlara karşı mücadelesinin yani sıra teröristlerle de mücadele etmek zorunda olduğunu söyledi. Nancy Ely-Raphel, Polis Akademisi'nde akademi öğrencilerine yaptığı konuşmada, Türkiye'de insan haklan konusunda son yıllarda önemli aşamalar kaydedildiğinin bilindiğini ve Türkiye'nin demokratik bir ülke olarak dikkat çektiğini söyledi. Hükümet programına • ANKARA (ANKA) — Eski tabii senatörlerden Suphi Karaman, DYP-SHP koalisyon hükümetinin programını 27 Mayıs'ın temel ilkelerıne çok yakın bularak "Aradan 31 yıl geçti, bugune dek gelip geçmiş hiçbir hükümet, ne kuruluş protokolunde ne de hükümet programında 27 Mayıs'ın temel göruşlerine bu derece yakın olmamıştı" diye konuştu. Başbakan Demirel'in hükümet programını Meclis'te okumasından sonra görüşlerini ANKA'ya açıklayan Suphi Karaman, "Sayın Süleyman Demirel başbakanlığında oluşturulan DYP-SHP koalisyon hükümeü, sosyal devlet, hukuk devleti, laiklik, özgürlük ve insan haklan ilkelerinde hükümet programında sergılediği görüşleri ile 12 Eylül'de üzerine şal çekilen demokrasinin yeniden kurulabilmesı için perdeyi indirmiş, aydınlığa kapılannı açmıştır" dedi. 20 örgüt üyesi • ANKARA (AA) — Yasadışı Türkiye Devrimci Komünist Partisi (TDKP) orgütünün bildiri, afiş, örgüt yayınlannın basıldığı, matbaası ortaya çıkarıldı. Operasyonlar sonucu 20 örgüt üyesi de yakalandı. Ankara Emniyet Müdürlüp Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre yasadışı TDKP örgütüne yönehk başlatüan operasyonlar sonucu örgütün hücre evleri tespit edildi. örgüt evlerinden birinin matbaa olarak kullanıldığını belirleyen ekipler, yaptıkları aramada 2 adet teksir makinesi, 3 adet daktilo, bir adet gerilla tipi baskı aleti, baskı işlerinde kullanılan el yapımı fılm makinesi ile metal fılm levhalan, çok miktarda boya, matbaa mürekkebi, kimyasal maddeler, şablon ve diğer malzemeleri ele geçirdiler. Sınırda çatışma • D E D E A G A Ç (AA) — Uyuşturucu madde kaçakçısı olduğu iddia edilen lsmail Engin adlı Türk, Yunan polisi ile girdiği silabiı çatışmada öldü. Dedeağaç polisi tarafından yapılan açıklamaya göre aralarında lsmail Engin'in de (45) bulunduğu üç Türk, saat 04.00 sıralannda Meriç sınırmdaki Moraiı mevkiine geçti. Burada pusu kuran emniyet kuvvetleri ile bu üç kişi arasında silahlı çatışma çıktı. Çatışmada tpsalalı çiftçi lsmail Engin'in öldüğü, uyuşturucu maddeyi beraberlerinde bulundurduklan iddia edilen öteki iki kişinin ise Türkiye*ye kaçtıklan öne sürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle