Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
BAŞKENTTEN
AHMETTAN
. .Kabaran Arzular.
ANKARA — Hükümetin programı okunuyordu. Ama bir-
çok DYP'li, bakan olamadığı için hâlâ mutsuz ve sıkıntılıydı.
Demirel, bu mutsuzluğun ve sıkıntının yabancısı değildi.
Yayılması halinde işlerin aksayacağını iyi biliyordu.
Dün Meclis'tekı DYP grubunu topladı, "Aklınızı başınıza
toplayın" makamında tatlı-sert bir konuşma yaptı.
Geçen hafta da aynı şeyi yapmış, "Moralinizi bozmayın"
demişti. Bu iş parayla değıl sırayla anlamına gelen guzel söz-
ler söylemişti.
Ama, ülkeye "bakan" sıfatı ile hizmet verme aşkı taşıyan
milletvekillerinin huzursuzlukları bitmek bilmiyordu.
Demirel, dün lafın sonunda kestirip attı:
"Başbakanlar, kasap gibi olmalıdırlar."
Bu söz, İngiliz Başbakanlarından Gladstone'undu.
"Fetva" değil mi ki, demokrasinin beşiği ingiltere'den çık-
.mıştı. Kimsenin söyleyecek bir şeyi olamazdı.
Kaldı ki, bu sözü destekieyen bir de Türk atasözü vardı:
"Hesabını bilmeyen kasap, elinde kalır masat."
Demirel, hesabını iyi biliyordu. Çünkü hesabını iyi yapmıştı.
Başbakan'ın hesabı, Türkiye'nin son 11 yılda eskıyen ima-
jını, tıpkı kendi imajı gibi hem içeride hem de dışarıda yeni-
lemekti.
Bütün adımlarını buna göre atıyordu.
Daha hükümet programını okumadan Eskişehir Cezaevi'ni
kapatma kararını bızzat vermesı, bunun ıçindi.
Hem koalisyon protokolünün, hem de hükümet programı-
nın demokratikleşme üzerine yoğunlaşması ve Paris Şartı'-
nın altının kalın kalın çizilmesi bu yüzdendi.
Yasaklı olduğu günlerde söytediği "tarihçi" lafları dün de-
ğişik bir biçimde yıneledı:
"işkence, bir gün işkenceyı alkışlayanların başına da ge-
lir."
"Sivil toplum ve sivil idare, kanunları icra ederek gerçek-
leşir."
DYPgrubunda konnşan Demirel, devletin ıslah edileceğini söyledi
'Türkiye'de işkence var'Güneydoğu için genel göröşme Güneydoğu En önemJi sorun İstanbııl İstanbul idare
sorunları içın Meclis'e bir genel görüşme önergesi edilemez hale gelmiştir. 600 bin kişinin yaşadığı
getireceğiz. Bu genel görüşmenin TV'den semtlerde 60 tane jandarması var devletin. Kimsenin
yayımlanmasını isteyeceğiz. Bu yarayı sarmalıyız. oralarda devleti bulması kolay değildir.
"Insan haklarının
kullanıimasından teh-
like doğmaz."
Başbakan, daha
sonra kendi özyaşam
12Eylülsonrasının
"komiklikleri"ni
özetlerken, DYP'nin
amblemindeki atın üstüne
öyküsünden örnekler njçjn a d a m
bindirildiğini,
Ve
H
âkk,nda son 10 SHP'ninBokununiçin
yıida ioo dava açıi- zeytin dallarına sardığını da
mıştı. Bunlar arasında anlattl OdÖnemİn
diSde vardf"** yöneticileri, çtplakat, ve
Karaniık davaian, çıplak okları demokrasi için
hava karardıktan son- tehdit görüyohardl.
ra seçim konuşması ^ ~ ~ ~ ^ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ " ^ ~ ^ ^ ~
yaptığı için Başbakan sıfatıyla, kendi hakkında kendısine kar-
şı açılmış davalardı.
12 Eylül sonrasının "komiklikleri"ni özetlerken, DYP'nin
amblemindeki atın üstüne niçin adam bindirildiğini, SHP'nin
6 okunu niçin zeytin dallanna sardığını da anlattı.
O dönemin yöneticileri, çıplak atı ve çıplak okları demok-
rasi için tehdit görüyorlardı.
Demirel, bir iskandinav ülkesi başbakanının bile söyler-
ken duraksayacağı şeyler söylüyordu.
"Kamu personelinin tümünün örgütlenmesi gerekir" di-
yordu.
Yarın polislerın, doktorların, itfaiyecilerın, "Biz de kamu
personeliyiz. İşte sendikamız" diye ortaya çıkıp, öbür gün
de grev yapabileceklerini elbette düşünüyordu.
Ama bu, demokrasi oyununu kurallarına göre oynama ka-
rarlılığına gölge düşürmüyordu.
Demirel, demokrasiyi gündelik hayatta hava gibi solunur
hale getirmek istiyordu. Bununla da yetinmeyıp, her kesi-
me insanca yaşama hakkını kullandıracağını da belirtiyor-
dır.
Ögretmenine konut sağlamayan bir devletin görevini yap-
mamış sayılacağını söyluyordu.
İşin ilginci, bu sözlerı gazetecilere değıl, Bakanlar Kuru-
lu'nda, bakanlara söyluyordu.
Öyle ki, pazar günkü Bakanlar Kurulu toplantısında DYP'li
bakanlardan birisi, Kültür Bakanı Fıkri Sağlar'ın kulağınaşöy-
le fısıldadı:
"Bızim genel başkanı sosyal demokrat yaptınız. Olmaz
böyle şey."
Bu durumda herhalde İnönü'ye de şöyle demek düşecek:
"İşkence iddialannı yeıii yersız yinelemek doğru değil. Gü-
venlik güçlerinin görev yapma şevklerini kırarız."
PİAR Genel Yönetmeni Bülent Tanla, yaptıkları bir araş-
tırmanın sonuçlarını dün bıze şöyle açıkladı:
"Çok ılginç. Hükümet henüz güvenoyu bile almadı. Hiç-
bir icraatı yok. Ama, bu hükümete güvendiğini söyleyenle-
rin oranı, iki partiye oy veren toplam seçmenin yüzde 15 daha
üstünde."
Demirel, bu araştırmanın sonuçlarını öğrenmiş olmalı ki,
dün kaygılı kaygılı milletvekillerini şöyle uyardı:
"Buna İngilizcede 'rising expectations', yani 'kabaran
arzular' denir. Çok dikkatli olmalıyız."
Evet, Başbakan Demirel ve koalisyon kabinesi, çok dik-
katli olmak zorunda...
Bülent Ecevıt, Meclis'te aralarında oturuyor...
ANAPTA TRANSFER İDDİALARI
Yılmaz: Gidenler
büyük kayıp olmaz
DYP'nin transfer söylentilerini değerlendiren
ANAP Genel Başkanı Yılmaz, "Başka bir
partiye gidecek milletvekili olabileceğine
ihtimal vermediğini, giden olursa da
kendileri için bir kayıp olmayacağını" söyledi
ANKARA (AA) — ANAP
Genel Başkanı Mesnt Ydmaz-
ın partisinden DYP'ye millet-
vekili transferi söylentilerini,
"MiHetin kendilerine vermedi-
ği çoğunluğu bu yollardan
ohışturma çabası" olarak de-
ğerlendirdiğibildirildi.Yılmaz,
"Başka bir partiye gidecek mil-
letvekili olabileceğine ihtimal
vermediğini ve bu tur söylen-
tüeri eski siyasi hastalıklann
yeniden nüksetmesi olarak
gördüğünü" belirtti.
ANAP Başkanlık Divanı-
nın yaklaşık bir saat süren top-
lantısından sonra gazetecilerin
sonılannı yanıtlayan Yılmaz,
bir soru uzerine partisinden
başka partiye milletvekili gide-
ceğini sanmadığını, giden olur-
sa da kendileri için "büyük bir
kayıp olmayacağını" söyledi.
Yılmaz, TÜRKSAT uydu
ihalesinde birtakım yolsuzluk-
lar yapudığına" ilişkin haber-
leri değerlendirirken de kendi
döneminde böyle bir olayın
gündeme gelmediğini bildire-
rek yeni hükümetin bu ve ben-
zeri söylentüerin üzerine git-
mesini beklediklerini, hükü-
metin kendilerinden yardım is-
temesi halinde yardımcı olma-
ya da kararlı olduklannı söy-
ledi.
ANAP Genel Başkanı Yıl-
maz, Başkanlık Divanı'nda
önümüzdeki haftalarda bazı
merkezlerde yapılacak beledi-
ye başkanlığı seçimlerinin de
gündeme geldiğini belirterek
koalisyon hükümetinin bu se-
çimleri ertelemesine karşı ol-
duklannı da bildirdi.
öte yandan ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'ın, önü-
müzdeki pazar gününden iti-
baren belediye başkanlığı seçi-
mi yapılacak 5 ilçeyi kapsayan
bir geziye çıkacağı öğrenildi.
Muhterem Ağabeyimiz
ADNAN GÖNEN'İ
Ebediyete uğurlamanın derin üzuntüsü içinde
Tann'dan rahmet ve mağfiret diliyoruz.
EMEL & MUTLU İZMEN
ANKARA (Cumhuriyet Btt-
rosn) — DYP Genel Başkanı ve
Başbakan Süleyman Demirel,
"Türkiye'de işkence yapılmış-
tır. İnsanlık ayıbı olan işkence-
ye karşı olduğumuzu herkes
bilsin" dedi. Yargıcın verdiği
cezaya cezaevinde ekleme yapı-
lamayacağını bildiren Demirel,
dünyanın gözunde Türkiye'nin
işkence somnundan anndınl-
ması gerektiğini vurguladı. Te-
rör konusunda Türkiye'nin en
önemli sonınunun İstanbul ol-
duğunu kaydeden Demirel, "İ&-
Unbul idare edilemez hale gel-
miştir. Devlet orada banşı tesis
ederse, işin önemli kısnunı hal-
letmiş olur" diye konuştu.
Başbakan Demirel, G. Do-
ğu'daki olaylarte ilgili bir genel
görüşme önergesinin Meclis'e
getirileceğini ve bu görüşmele-
rin TV'den yayımlanmasını is-
teyeceğini söyledi. Yolsuzlukla-
nn üzerine gidileceğini belirten
Demirel, "Kimsenin, etliye süt-
lüye kanşmadığı olaylardan do-
layı tedirgin olmasına gerek ol-
marfıgım, ancak yolsnzluk ya-
panlan analanndan doğdukla-
nna pişman edeceklerini" söy-
ledi.
DYP grubu, hükümet prog-
ramını görüşmek üzere dun De-
mireFin başkanlığında toplandı.
Demirel, program üzerine ko-
nuşmaya geçmeden önce, ba-
kanlann seçimi ve SHP'ye ve-
rilen sandalye sayısına ilişkin
parti içindeki kırgınlık ve eleş-
tirelere değincli. Kişisel dargın-
lık ve kırgınlıklann zamanla or-
tadan kalkacağını belirten De-
mirel şöyle dedi:
"Hükümette 'Ben niye yo-
kum da bu var?' diye birtakım
mnlahazalar olur. Olay tercih
yapma olayıdır, tamamen şah-
si karardır. Bcnim karanmdır.
Hükümet programının ağırlı-
ğım demokratikleşme konusu-
nun oluşturduğunu bildiren De-
mirel, kimsenin demokratikleş-
meye itiraz edemeyeceğini kay-
detti. Demokratikleşmeyi insan
haklarının tamamladığına dik-
kat çeken Demirel, şunları söy-
ledi:
"tnsan Haklan Beyanname-
si 2 bin senenin ürünüdür ve
çagdaş devletin kökudür. Türki-
ye'de insan haklannı tümüyle
mevcut kılmamız sadece insan-
lık ailesinin onurlu bir iiyesi ol-
mamızdan dolayı değil, kendi
vatandaşlanmıza olan saygıdan-
dır. tnsan haklanna getirilen
haklann özüne dokunulamaya-
cağıdır"
Türkiye'de artık "Gel bura-
ya, suçlusun, suçunu ispatla"
kurumunun kapandığını vurgu-
layan Demirel, kişinin suçunu,
suçlu olduğunu iddia edenin ka-
rutlayacağını bildirdi.
Demirel şöyle dedi:
"Bunlann değerini sıkıntrya
gjren bilir. Bunlann değeri, ber-
kese lazım olunca bilinirse gec
kalınmış olur. Bunlar bana gö-
re uygarlıktır. Kişinin işiediği
suc jüri tarafından sabit olunur-
sa, kanunlarda bu suçun karşı-
sudaki ceza ile cezalandırüabi-
lir ancak. Cezayı hâkim tayin
eder. Kişi yazılı olandan fazla
ceza alamaz. Bağımsız mahke-
meden gecmiş, bağımsız hâkim
tarafından muhakeme edilmiş,
savunma hakkını kullanmış ki-
şi, her türlü kademeden geçük-
ten sonra suçlu bulunmuşsa, o
cezayı çekerken cezaya ilaveler
yapılmaz. Bizim herkesten ev-
vd, insanlık ayıbı olan işkence-
ye karşı oMuğumuzu herkes bil-
melidir. 'Efendim, işkence bir-
takım solculann, şunlann bun-
lann ağzına sakızdır' filan gibi
laflara itibar etmeyin. Türkiye'-
de işkence yapümıştır. Ben söy-
lemiyonım bunu. Devlet sövlü-
Dirıçer'in 'Kundtay ertelensin' isteği SHFde yeni tartışma başlattı
lfeni Sol ertelemeye karşıANKARA (Cumhuriyet Bu
rosn) — SHP'de Genel Sekre
terlik sorunu kurultay tartışma-
srnı alevlendirdi. Genel sekreter-
lığe aday olan Ali Dinçer'in
25-26 ocaktaki kurultayın erte-
lenmesi istemine, Deniz Baykal
yanhlan da karşı çıktı. SHP Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Güneş
Gürseler ise Dinçer'in önerisi
için "İmzalanm geri alanlar,
bakalun" dedi. Genel Sekreter
adayı Cevdet Selvi de parti ör-
gütünün tepeden ürnağa düzel-
tilmesi gerektiğini söyledi.
Baykal grubundan Ali Din-
çer'in çıkışı, bu gmpta da "ki-
şisel bir hareket" olarak değer-
lendirildı. Şimdiye değin "yeni
sol" ile birlikte hareket eden
Dinçer'in kuruluym ertelenmesi
istemini, parti meclisi üyesi ve
tçel Milletvekili lstemihan Ta-
lay, "Kimse imzasını verenler
adına konuşmaya yetkili
değildir" diye yanıtladı. Talay,
kurultayın ertelenmesi istemine
karşı çıİcarken, "Zaten kurulta-
yı genel başkan ertekdi. Şimdi
de Dinçer mi erteleyecek" diye
sordu. Talay, Dinçer'in adaylı-
ğı konusunda da, "Kişisel -bir
karar, onay ya da onaylamama
söz konusu değil. Adaylara gö-
re tavrımızı belirleyeceğiz" de-
di.
Ali Dinçer, "Genel sekreter-
liğinizi açıklarken, biriikte ha-
reket ettiğiniz arkadaşlannızın
onayını aldınız mı" sorusuna,
"Hareketinin kişisel bir çıkış
olarak değerlendirilmeslni" is-
tedi. Dinçer, gazetecilere, par-
tiye ilişkin sağduyulu her parti-
linin duşündüğü noktalan dile
getirdiğini belirtti. Dinçer, "Be-
nim için şu anda Genel Başkan
Erdal Inönü" dedikten sonra
sözlerini şöyle surdürdü:
"Tüzük knrnltayı en az fiç
gün sürmeli. Temel konularda-
ki görüşlere ilişkin çalışmalar
yapüıp, bu çalışmalar kurultay
öncesinde rüm delegelere iletil-
meli. Kurultayda her delege söz
alarak görüşlerini acıklamalı.
Genel sekreteriiğe aday olan Ali Dinçer'in, Genel Başkan Erdal tnönü'den 25-26 ocakta yapılacak
kurultayın ertelenmesini istemesi, SHP içinde yeni tartışmalar yarattı.
Böylece tüzüğn zengmleştirecek,
tttm ülkeyi kapsayacak bir ör-
güt yapısı oluşturulmalı. Bu ko-
şullann saglanmaa halinde, ku-
rultay ocak ayında da yapüabi-
lir."
Dinçer, bir soru üzerine de
"parti içinde katı, keskin çizgi-
lerle aynlmış kamplaşmalara
karşı olduğunu" dile getirdi.
Dinçer, bakan olan MYK üye-
lerinin bu görevden istifa etme-
leri gerektiğini savundu.
Genel Sekreter Yardımcısı
(Juneş Gürseler ise Dinçer'in
önerisini değerlendirirken, "Ku-
nıltay imzalanm geri alsınlar,
bakalım" dedi. Gürseler, bakan
olan MYK üyelerinin istifalan
konusunda önümüzdeki günler-
de karar verileceğini de söyledi.
İstanbul Milletvekili Ercan
Karakaş da genel sekreter aday-
lığı için Ertuğnıl Günay ile ko-
nuştuktan sonra karar vereceği-
ni, "tkimiz birden aday olma-
yu. Birimian adayhğı söz konu-
su olur" diye konuştu. Karakaş,
Meclis Grup Başkanvekilliği
için de aday olmadığını kaydet-
ti.
Genel Başkan Erdal tnönü'-
nün adayı olarak genel sekreter-
liğe talip olan Cevdet Selvi ise
örgütte piramidin ters döndüğü-
nü belirterek, "Parti örgütü ye-
niden ele alınmak zorundadır.
Yeniden yapılanma diyorlar.
Ben tepeden tırnağa duzeltilme-
si inancındayım. Orgütte bir hi-
yerarşi yoktur. Bir disiplin yok-
tur. Dçelerin, illerin yapması ge-
reken işler genel merkeze yığıl-
makta, merkezin yapması gere-
ken işler de ortada kalmakta-
dır" dedi.
Cumhuriyet muhabirinin çe-
şitli sorulannı yanıtlayan Selvi,
Deniz Baykal liderliğindeki Ye-
ni Sol gruba yönelik, disiplin
kurulunun çahştınlmasını iste-
diğinin anımsatılması üzerine,
"Hiçbir örgütte disiplin kurulu
işktmedim. DisipünÛ olmak ge-
rektiğini belirtmemden, mutla-
ka berkesi disiplinle, baskıyla
hiza>a getireceğim anlamı çık-
maz. Ancak bir siyasi parti, di-
siplinsiz olduğu sürece başanlı
olamaz" diye konuştu.
Genel sekreter olması halin-
de partiye üye gerçek sosyal de-
mokrat olan ve demokrasiyi içi-
ne sindrrmiş herkesle yollannm
birleşeceğini belirten Selvi, bu-
na, parti içindeki Yenilikçi ve
Deniz Baykal'ın önderliğindeki
Yeni Sol grubun da dahil oldu-
ğunu bildirdi.
ANAP GenelBaşkanı Yılmaz'ın kesin tavır koymasında ısrar edüiyor
Semra Özal tarüşmasıGÜNDÜZ İMŞtR
Seçim sonuçlannı değerlendi-
ren ANAP'ta yeniden "hanedan
krizi" yaşanmaya başlandı.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın, parti içinden Turgut
Özal'ın ağırlığını silmek için
yöntem arayışlan sürerken İs-
tanbul tl Başkanı Semra Özal-
ın adı yeniden odak noktası ol-
du.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın, "yakın çalışma arka-
daşlannın ısrarh istemi üzerine"
güvenoylamasından sonra İstan-
bul îl Orgütü'nün yeni şekli için
strateji saptayacağı öğrenildi.
Yılmaz'ın Istanbul'da aktif gö-
rev için üzerinde durduğu isim-
lerin başında ise Sarıyer llçe
Başkanı Erdal Aksoy'un adı ge-
çiyor.
Hüsnü Doğan'm partide ikin-
ci adamhğa yükselmesine öfke
gösteren Semra özal, son gün-
lerde yakın çevresine istifadan
bahsetmeye başladı. Ancak
Semra Özal'ı bu düşünceden
baş'ta eşi Cumhurbaşkanı Turgut
özal olmak uzere araya giren
bazı İstanbul milletvekilleri şim-
dih'k vazgeçirdi. Turgut özal'ın,
çevresine, İstanbul tl örgütü1
nün görevden alınması yolunda-
ki söylentilere karşın, "CHaçak
şey değU. ANAP İstanbul tl Ör-
gütü bu seçimlerden başanyla
çıkmıştır. Böyle bir karar yanlış
olur. Herkes bulunduğu yerde
görevini sürdurmeli" göruşünü
dile getirdiği belirtiliyor.
Semra özal, milletvekillerinin
istifa konusundaki sorusunu ya-
Hüsnü Doğan'm ANAP'ta ikinciadam olmasına tepki gösteren
Semra Özal'ın istifasını Cumhurbaşkanı'ıun önlediği bildirildi.
nıtlarken "Kesinlikle duşünmu-
yorum. Sonuna kadar da devam
edeceğim. İstifa etmem için de
zaten bir neden yok. Sonuçta
biz Istanbul'da başanlı olduk.
Bazı püruzler ilerleyen zaman-
la yoluna girecektir" yanıtını
verdi.
Semra Özal'ın istifasının sık
sık gundume getirilmesinden ki-
min kazançlı çıkacağı şeklinde-
ki bir soruyu adını açıklamak is-
temeyen bir milletvekili "Tabii ki
Mesut Yılmaz'ın >-akınlan" di-
ye yanıtlayarak şu açıklamada
bulundu:
yor. Ama devlet bunn söyler-
ken, 'Türkiye'de işkence devlet
politikası değildir' diye söylü-
yor. Buna 'Maşallah' demek la-
zım. Bir de devlet politikası mı
olacaktı yani? Kendi insanlan-
mıza işkence yapmayı reddede-
ceksiniz. Bir gün bu, işkenceyi
alkışlayanın başına da gelebiUr.
Cezamn üstüne başka şey eklen-
mez. Hâlâ birtakım şikâyetler
devam ediyor. Geçen on sene
zarfında 600 kişi işkencelerden
dolayı mahkemelere verilmiştir.
Suçlu çıkaracağım derken, za-
ten bu bir işe de yaramıyor. Ge-
ne aynı kan dokülüyor. Onun
içindir ki bizim devlet halkınuz
ve dış ülkelerin gözünde işken-
ce meselesinden annmış olma-
lıdır."
On yıldır konuştuğu yabana-
lann, "işkence" ve "cezaevle-
rindeki yaşam koşullan" konu-
lannda sıkıntı olduğuna dikkat
çektiklerini anlatan Demirel,
"Tiirkiye bnnlan balletmedik-
çe Bab'ya çıkamaz. Milletin ken-
di vicdanmdaki kanamayı dur-
duramaz. Onun için anayasamı-
zı, kanunlannuzı, tüzüklerimi-
n, rüm mevzuatumzı, aitına im-
za attığımız Paris Konferansı'-
nın şartlarına oturtmamız
gerekecektir" dedi.
Devletin caydıncılık gücü-
nün yeniden kazandırılacağını
söyleyen Demirel, sözlerini şöy-
le surdürdü:
"Zorun her türlüsüne karşı-
yız. Bu işi hukuk içinde başara-
cağız. 'Bu işler hukukun içinde
başanlamaz' diyen, Türkiye'yi
elli sene daha geriye götürür.
Devlet tepeden omağa ıslah edi-
lecek. Yarguun önündeld engel-
ler kalkacak, güvenlik güçîeri-
nizi ıslah edeceksmiz. tstihbarat
organlannızı ıslah edeceksiniz.
Devlet işler hale gelecek. Kan
dökülmesi, büyük şehir ve Gü-
neydoğu mesetesi diye ikiye bö-
lünebilir. tstanbul idare edile-
mez hale gelmiştir. 600 bin ki-
şinin yaşadığı semtlerde 60 ta-
ne jandarması va. devletin.
Kimsenin oralarda devleti ara-
yıp bulması kolay değildir. ts-
tanbul Türkiye'nin en önemli
soranudur. Güvenlik bakınun-
dan. Türkiye'nin diğer yerierin-
de olan olaylarla da Istanbnl
fevkalade yakından irtibatlıdır.
tstanbul bir projedir, bir olay-
dır. Yani tstanbul'a eğer devlet,
banşı tesis ederse, işin önemli
bir kısmını halleder."
Güneydoğu Anadolu sorunu-
nun Meclis'te tartışılması için
bir genel görüşme yapılması is-
teğinde bulunduğunu ve konu-
yu ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz ile de konuştuğunu bil-
diren Demirel, herkesin bu so-
runun çözümüne katkıda bu-
lunması için yeni bir yaklaşım
izleyeceklerini söyledi. Demirel,
"Güneydoğu olaylan ile Ugili
olarak Meclis'e bir genel görüş-
me önergesi getireceğiz. Bu ge-
nel görüşmenin TV'den yayım-
lanmasını isteyeceğiz. Meseleyi
vatanperverlide üstlenmefiyiz.
Herkesi bu meselenin içine çe-
kelim dedik. Genel görüşmede
çareyi arayalım. Güneydoğu
Anadolu olaylannın sebebi kal-
kınmışuk veya kalkınmamışlık
olabUir gibi görüşler var. Bugun
hareketin taban bulduğu söyle-
niyor. Birçok yerde akşam
olunca devletin yerini başka
güçler alıyor. Bu yarayı sarma-
lıyu. Bu yara ekmekten daha
çok önemlidir. Birbirimizi ku-
caklayarak bu yarayı sarmata-
yız" dedi. Demirel, "Türkiye'-
nin sınırian; bayrağı, dili sim-
gesidir, Urtışüamaz" dedi.
"Mesut Bey'le kongreyi kaza-
nan ekibin içinde yer alan bazı
partililer daha başta Semra
Özal'ı kesinlikle istemediklerini
ifade eltiler. Ancak şartlar o za-
man erken seçim nedeniyle uy-
gun değildi. Ama bu arkadaşlar
aynı fikri sürekli şekilde Yıl-
maz'a işlemeye devam ettiler.
Ama artık kararlılar. Çünkü İs-
tanbul'dan Semra Özal çekilin-
ce daha rahat çalışma imkânı
bulacaklar."
ANAP'ta son değişiklikleri
değerlendiren bir partili ise Hüs-
nü Doğan'ın küsen muhafaza-
kâr kesimi yeniden bir araya ge-
tirmek için saptanmış bir isim
olduğuna dikkati cekerek şöyle
konuştu:
"Şimdi Hüsnü Doğan'ın iyi
bir örgütçü olduğunu partide
herkes çok iyi bilir. Tek dezavan-
tajı partinin iktidarda olmama-
sı. Bu nedenle iki misli çalışma
yapması gerekiyor."
İstanbul ll Yönetim Kurulu-
nun seçim öncesi milletvekilh'ği-
ne soyunan önemli isimlerin
partiden uzaklaşması sonucu
hayli zayıfladığı yolundaki gö-
rüşü benimseyen Mesut Yıl-
maz'a yakınhğıyla tanınan San-
yer llçe Başkanı Erdal Aksoy ise
şu görüşü savundu:
'İstanbul tl Teşldlatı'nın hayli
zayıfladığı malum. Ancak önü-
müzdeki şu bir haftayı bekle-
mekte y^rar var. Mesut Yılmaz'-
ın seçim sonrası çeşitli teşkilat-
larda degişiklige gitmesi bekle-
nebilir. Bu, bir ağacın budana-
rak yeniden filizlenmesi anlamı-
na gelir."
SEÇİM
IstanbııTım
başkan
adayları
tSTANBUL (AA) — Istan-
bul'da Bakırköy, Kâğıthane ve
Çatalca'da yapılacak belediye
başkanlığı seçimleri için partiler,
adayiarını belirleyerek il seçim
kuruluna verdiler.
22 arahkta Bakırköy'de, 29
aralıkta da Kâğıthane ve Çatal-
ca'da yapılacak seçimlerde par-
tilerin adaylan şöyle:
DYP: Yakup Akyüz (Bakır-
koy), Gülay Atığ (Çatalca), Er-
doğan Gülcüoğlu (Kâğıthane).
ANAP: Ali Talip Özdemir
(Bakırköy), Selahattin Kaya
(Kâğıthane), Ertuğnıl Ersan Ol-
çer (Çatalca).
SHP: Yuksel Çengel (Bakır-
köy), Dursun Bulut (Kâğıthane),
Yusuf Işçi (Çatalca).
RP: Altan Yavuz (Bakırköy),
Arif Calban (Kâğıthane), Isken-
der Eder (Çatalca).
DSP: Nuray Bayram (Bakır-
köy), Murat \kğan (Kâğıthane),
Cengiz Dinçer (Çatalca).
SP: Aslan Kılınç (Bakırköy),
Hayri Yaman (Kâğıthane), Ha-
san Sabah (Çatalca).
IDP: Sabri Şenel (Kâğıthane).
MÇP: Abdülbaki Gökme
(Bakırköy), Nazmi Eraslan (Kâ-
ğıthane), Ayhan 'Hldınm (Çatal-
ca).
Kaçınlmak
istendi
• ANKARA (UBA) —
Eğitim-lş Sendikası'mn
Düzce temsilcisi Fethi
Sönmez, ken'dilerini polis
olarak tanıtan, ancak henüz
gerçek kimlikleri
belirlenemeyen kişilerce
kaçınlmak istendiğini
söyledi. Öğretmen Fethi
Sönmez, kendilerini siyasi
polis olarak tanıtan
kişilerin elinden kaçarak
savcıhğa, ardından da
emniyet müdürlüğüne
başvurduğunu bildirdi.
Eğitim-tş Sendikası da
durumu Içişleri
Bakanhğı'na bildirdi.
Sönmez'in gözaltma
alınması yönünde bir emir
bulunmadığı Içişleri
Bakanhğı tarafından
açıklandı. Düzce Emniyet
Müdürlüğü, olayda
kullanılan kişilerin kim
olduklan konusunda bilgi
sahibi olmadıklarını
açıkladı.
'İşkence
8Ürüyor?
• ANKARA (AA) —
ABD, ikili ve çok taraflı
insan haklan ve insani
işlerden sorumlu Dışişleri
Bakan Yardıması Nancy
Ely-Raphel, Türk polisinin
normal suçlara karşı
mücadelesinin yani sıra
teröristlerle de mücadele
etmek zorunda olduğunu
söyledi. Nancy Ely-Raphel,
Polis Akademisi'nde
akademi öğrencilerine
yaptığı konuşmada,
Türkiye'de insan haklan
konusunda son yıllarda
önemli aşamalar
kaydedildiğinin bilindiğini
ve Türkiye'nin demokratik
bir ülke olarak dikkat
çektiğini söyledi.
Hükümet
programına
• ANKARA (ANKA) —
Eski tabii senatörlerden
Suphi Karaman, DYP-SHP
koalisyon hükümetinin
programını 27 Mayıs'ın
temel ilkelerıne çok yakın
bularak "Aradan 31 yıl
geçti, bugune dek gelip
geçmiş hiçbir hükümet, ne
kuruluş protokolunde ne de
hükümet programında 27
Mayıs'ın temel göruşlerine
bu derece yakın olmamıştı"
diye konuştu. Başbakan
Demirel'in hükümet
programını Meclis'te
okumasından sonra
görüşlerini ANKA'ya
açıklayan Suphi Karaman,
"Sayın Süleyman Demirel
başbakanlığında
oluşturulan DYP-SHP
koalisyon hükümeü, sosyal
devlet, hukuk devleti,
laiklik, özgürlük ve insan
haklan ilkelerinde hükümet
programında sergılediği
görüşleri ile 12 Eylül'de
üzerine şal çekilen
demokrasinin yeniden
kurulabilmesı için perdeyi
indirmiş, aydınlığa
kapılannı açmıştır" dedi.
20 örgüt üyesi
• ANKARA (AA) —
Yasadışı Türkiye Devrimci
Komünist Partisi (TDKP)
orgütünün bildiri, afiş,
örgüt yayınlannın basıldığı,
matbaası ortaya çıkarıldı.
Operasyonlar sonucu 20
örgüt üyesi de yakalandı.
Ankara Emniyet
Müdürlüp Terörle
Mücadele Şube
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre yasadışı
TDKP örgütüne yönehk
başlatüan operasyonlar
sonucu örgütün hücre evleri
tespit edildi. örgüt
evlerinden birinin matbaa
olarak kullanıldığını
belirleyen ekipler, yaptıkları
aramada 2 adet teksir
makinesi, 3 adet daktilo,
bir adet gerilla tipi baskı
aleti, baskı işlerinde
kullanılan el yapımı fılm
makinesi ile metal fılm
levhalan, çok miktarda
boya, matbaa mürekkebi,
kimyasal maddeler, şablon
ve diğer malzemeleri ele
geçirdiler.
Sınırda çatışma
• D E D E A G A Ç (AA) —
Uyuşturucu madde
kaçakçısı olduğu iddia
edilen lsmail Engin adlı
Türk, Yunan polisi ile
girdiği silabiı çatışmada
öldü. Dedeağaç polisi
tarafından yapılan
açıklamaya göre aralarında
lsmail Engin'in de (45)
bulunduğu üç Türk, saat
04.00 sıralannda Meriç
sınırmdaki Moraiı mevkiine
geçti. Burada pusu kuran
emniyet kuvvetleri ile bu üç
kişi arasında silahlı çatışma
çıktı. Çatışmada tpsalalı
çiftçi lsmail Engin'in
öldüğü, uyuşturucu
maddeyi beraberlerinde
bulundurduklan iddia
edilen öteki iki kişinin ise
Türkiye*ye kaçtıklan öne
sürüldü.