19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/9 MÖZAYEDE Unutulımış. Iznikler • Költür Servisi — Fransa'da Provence'da uzun yıllar gözlerden uzak kalmış bir 16. yüzyıl Iznik çinileri koleksiyonu, 7 araükta Sotheby'nin Monaco'daki salonlannda açık arttırmaya çıkanlacak. Iskenderiye'de yaşamış zengin bir Yunanlı olan Stefanos Lagonikos'un Birinci Oünya Savaşı'ndan hemen sonra Mısır*da oluşturduğu koleksiyonda 47 parça tznik yer abyor. Bir zamanlar Iskenderiye'deki Yunan topluluğunun önde gelen üyeleri genellikle Fransız mobilyalan, halı ve kumaş koleksiyonu yaparlarken, Stefanos Lagonikos İslam sanat eserleri toplamaya başlamıştı. Lagonikos Koleksiyonu, uzun bir süre Provence'daki bir evde gizli kaldı. Bu unutulmuş koleksiyon şimdi Sotheby'nin Monaco'daki müzayedesiyle yeniden gün ışığına çıkıyor. MÜZİK Erkin'e madalya I ANKARA (AA) — Ünlü Türk bestecisi, çoksesli müziğin Türkiye'deki kuruculanndan Ulvi Cemal Erkin'e, ölümünden 8 yıl sonra And Vakfı, altın "Müzik Hizmet Madalyası" verecek. Sevda Cenap And Vakfı Başkanı Mehmet Başman'dan alınan bilgiye göre çalışmalan ile Türkiye"de çoksesli müziğin gelişmesine katkıda bulunanlara verilen "Müzik Hizmet Madalyası"na bu yıl "Post Nortem" olarak Ulvi Cemal Erkin layık görüldü. 3 yıldan bu yana dağıtılan odül 1989 yılında müzik alanındaki çalışmalan ile Cevat Memduh Altar'a, geçen yıl da ölümünden önce AhmeD Adnan Saygun'a verilmişti. Erkin'in ödülü 6 aralık günü Cumhurbaşkanı özal'ın da katılacağı bir törenle eşi piyanist Ferhunde Erkin'e verilecek. Aynı gün Sevda Cenap And Müzik Vakfı da 19. kuruluş yıldönümünü kutlayacak. tşadamı Cenap And tarafından Ankara'mn kültür yaşamına destek sağlamak amacıyla 1972 yıhnda kurulan vakıf, 7 yıldır Ankara Kültür ve Sanat Festivali'ni sürdürüyor. Cevat And'ın ölümünden sonra vakfın başkanlığını işadamı Mehmet Başman yürütüyor. FUAR Feminist kitaplar I Kültür Servisi — tki yılda bir düzenlenen Uluslararası Feminist Kitap Fuan'mn beşincisi 24-28 Haziran 1992 tarihleri arasında Hollanda'run Amsterdam kentinde yapılacak. Dünyanın dört bir yanından yayınevlerinin kadın yazarlarının kitaplanyla katılacağı fuar, kadınlann oluşturduğu edebiyatın dünya çapında tanıtımı açısmdan büyük önem taşıyor. Daha önce Londra, Barselona, Oslo ve Montreal'de gerçekleştirilen Feminist Kitap Fuarı'mn Amsterdam'da düzenlenecek beşincisine 300 yayınevi ve 1S0 kadın yazarın katılması, 12 bin ziyaretçi çekmesi bekleniyor. Fuara katılması beklenen yazarlar arasmda Petra Kelly, Agota Kristof, Patricia Highsmith, Sevgi özdamar ve Alice Walker da var. MÜZE Paris'te kopya müzesi • PARİS (UBA) — Fransa'nın başkenti Paris'te tarihi eserlerin kopyalarının sergilendiği bir müze hizmete açıldı. Müzede, her türlü eserin kopyası sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Paris Trocadero Tepesi'nde açılan ve 'Fransız Anıtlan' adı verilen müzede, her türlü sanat eserinin kopyalan aslına uygun olarak yapılarak uygun yerlere yerleştiriliyor. Müzenin en büyük özelliği ise hiçbir özgün yapıta yer verilmemesi, sadece kopya olan ve kopya olarak adlandırılabilecek eserlere yer verilmesi. Paris Belediye Başkanı tarafından hizmete açılan müze büyük ilgi görürken, müzeye giriş konusunda da ücret alınmaması kararlaştırıldı. SERGI Eğitim-Iş Sergisi'ne yasaklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— Ankara Valiliği, Eğitim-tş'in önceki gün açılacak "Çizgilerle Eğitim ve öğretim" konulu karikatür sergisini yasakladı. Yasaklama gerekçesi olarak "Eğitim-lş'in yasal olmaması" gösterildi. Eğitim-Iş Sendikası'ndan yapılan açıklamaya göre kapatılmasına ilişkin davası süren Eğitim-İş'in yasal olduğuna işaret edilerek "Valilik bu karanyla her zaman olduğu gibi uluslararası sözleşmeleri yok saymıştır" denildi. Valiliğin "yargıç rolü"ne soyunarak insan haklarını ihlal ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "Eğitim-tş hakkındaki davada taraf olan valilik, kendisini mahkeme yerine koyarak hem davacı hem yargıç rolüne çıkıyor" denildi. Üsküdarlı öğretmenler • Kültür Servisi — Usküdar llçesi Resim öğretmenleri Karma Sergisi, 22 kasımda Altunizade'deki Uran Kültür ve Sanat Merkezi'nde açılacak. 11 aralık gününe kadar açık kalacak sergide Berrin Nalcı (özel Doğan Lisesi), Birsel Uz (Mithatpaşa Kız Teknik ve Meslek Lisesi), Bünyamin Kara (Özel Fazilet- Lisesi), Cumhur Kısır (Kirazh Ortaokulu), Eşref Yılmaz (Burhan Felek Lisesi), Fahriye Tokgöz (Mithatpaşa Kız Teknik ve Meslek Lisesi), Günal Tüz (N. Fuat Özdayı llköğretim Okulu), Handan Şahbaz (Üsküdar Anadolu Lisesi), Nursel Kültür (Halide Edip Adıvar Lisesi), Şehnur Turan (Mihriban Suat Bedük llköğretim Okulu), Ünsal Yılmaz (Çamlıca Kız Lisesi) ve Zeki Kunıkız'm (Burhan Felek Lisesi) yapıtlan yer alacak. JAZZ Perş.-Cuma-C.tesi ÖNDER FOCAN Gitar SOREN ERİKSEN Saksafon OöUZ DURUKAN Kontrbas CENGİZ BAYSAL Davul MualHm Naci Cad. 71/3 Ortakoy Tel 160 51 99 GÖNDOĞARKEN AmbiancfeBAR Cuma: Saat 21.15 Cumart«sı, Pazar Saat 15.00-18.00 GÜLRİZ SURURİ TİYATROSr TIYATROCUnnv * ı»Oı.f: Ya:m: liülriz SVHl'Rİ Ynneten. Işıl KASAPOÖLl' Drkar: Di\v tı SAGIRtHSI l t » ı l « « : Voz f.RAYDA u:th:AnfERKİX » Br«/ı. Dılrk Flf./V >ur*ı ,mu: Macıt KOPf.R OynayaMar Merm Makn-eeHr Aksov Duvgu Ankara-Rlız Coşkuner Buket Dereoğlu-Can artm-Ztfiaf Gencer Gokhan IÇOJ Guven Kıraç Vaman OkayNuran Oktar Ndat Oğum; Cuirız Surun Nacı Taşdogen Haluk Toksoz aıaver uyanık Kmet ustefcın Levent vumaz Koraca Tiyotro • istiklal Cad HM Sakf Yartot Q$m fk 149 16 32 Vt*»«aıno Tofcrim « 1 21 M • Vokkotomo Suodty» 350 «7 4» Balkan NaciIslimyeli'nin İz'adlı sergisiAtatürk KültürMerkezi'nde Yazııım ruhuyla ytiz yüzeZamanla büyük bir serbestlik, kendini ifadede kuralsızlık kazandığını söylüyor Balkan Naci İslimyeli. Islimyeli'nin dün açılan sergisinde yirmi tablonun yanı sıra ilginç bir düzenleme de yer alıyor. FATMAORAN "Gözlerini kapıyor karanlık / Sv da sasmuş / bir son bekleniyor artık. / Yalnız onun sesi / çok uzak bir sarmaşığın ıssız ilerleyi- şi gibi / sızıvor zamanın ellerin- den. / Suyun aktıkça derine inen kederli saflığı / bekliyor aklın o soyunma anını. / Gelmiyor son. / Yine karanlıkta bekleyen o eski çocuk / tekrar dalıyor suyunun derinlikkrine. / Artık eski gözle- rini kaybetmiş olan bu çocuk / yani bir çeşit ben / öylece bakı- yoruz zamana / kuşlan ürkütme- den. / Sonra ağır ağır geliyor son. / tnce bir kükürt kokusuna belenmiş dumanıv la. / Yitirilmiş aklın en bulanık anında / içeriye sızıyor lav ve kûl. / Ve örtüyor eşyanm gözlerini. / Gözlerirne çekiliyor karanlık. / Son da gec- miş / hiçbir şey beklenmiyor artık." Doğu'ya özgü bir duyarlıkla Batı resim tekniğini birleştirdi- ği. fantastik öğeler içeren figü- ratif yapıtlanndan tanıdığımız Balkan Naci Islimyeli'nin fstan- bul Atatürk Kültür Merkezi'- nde 'İz' adıyla sergileyeceği resimlerinin atmosferini yansı- tan bir metin bu: Balkan Naci'- nin yazdığı şiirsel bir metin. vardır Balkaa Naci'nın ve bu 'zaman' kavramıyla at başı gi- den bir durumdur; üstelik zaman kavramı 'tarih' ilgisiyle de koşuttur. Tarih; Balkan Naci'ye göre bugünün daha de- rinlikli yaşanmasına yarar. Eğer o yoksa, güncelliğimiz de çok sığ olur. "Ressamm nefesi, iz'i bir re- sim her köşesinde var" diyor Balkan Naci ve sürdürüyor ko- nuşmasını: "Dolayısıyla insan resminden hiçbir zaman eksilrai- yor. Figörû. bir ressamm yarat- ma dönyasını tanımlayan tek öğe otmaktan kurtarmak istiyo- RESSAMIN NEFESİ— Balkan Naci İslimyeli, "Ressamın nefesi bir resmin her köşesinde var" diyor. Resimlerinin yalınlaştıkça bir tür işaretler diline dönustügünü söylüyor İslimyeli. (rotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) tz; Balkan Naci'nin 1990'da Ibrahim Paşa Sarayı'nda ger- çekleştirdiği 'Sır'la başlayan ve iki yıl önce Fulbright bursuyla gittiği New York Üniversitesi'- nin Güzel Sanatlar Bölümü galerilerinde 91'in mart-nisan aylannda sergılediğı Deli Göm- legi ve Mektuplar'dan sonra aynı izleği sürdüren dördüncü sergisi oluyor. Birtakım yazı fo- sillennden hareketle 'ilertşim' teması üzerine 'arayış'lannın devamı da dıyebıliriz buna. lz; 1x1.30 ve 50x80 boyutla- nnda yirmi tablodan oluşuyor, aynca salonun ortasında üç bo- yutlu, ilginç bir düzenlemesi de var İsujnyeU'nin. Iz'in ana malzemesi. Balkan Naci'nin tuval üzerinde oku- naksız hale getirdiği. yok ettiği Osmanlıca metinler ki Balkan Naci o klişelerin çoğunu babası- nın kendisine hediye ettiği Osmanlıca-Türkçe taşbaskı es- ki bir lügatten seçtiğini söylü- yor. Metinleri okunaksız hale getirmesine. yok etmesine gelin- ce; 'yazı'nın bir tür ruhuyla, sadece 'iletişün' isteğinin büyü- süyle karşılaşılsın diye yapıyor böyle. Detaylanyla değil de ya- zının ruhuyla yüz yüze gelinsin diye. Balkan Naci eski yazıyı bilmiyor, hayır. Fakat biliyor- muşçasma iyi kullanıyor onu. Iz'in öbür malzemelen ise her şey aslında. Kuş teleklerinden eski anahtarlara. bırakılmış eş- yalardan kilitlere, ip parcalan- na kadar her şey. Balkan Naci'nin kendi dünyasında yeri olan her şey, bu seri içinde görü- nüyor; resmettiğı değil de doğrudan dokunduğu şeyler... Resimlerinde hem bireysel hem de toplumsal anlamda bir 'çökuş'ün nedenleri üzerine sür- düğü bir 'iz\ bir 'düsünme' Resimlerinin yalınlaştıkça bir tür işaretler dih'ne dönüşmeye başladığını da söylüyor Balkan Naci; gizli bir şifreler diline dö- nüştüğünü, o hep var olan 'gi- zcoı'ın yoğunlaştığını. "Bir soyut noktasına gelip dayandım, ama asla bir soyut ressam oMmn dcmiyorum. soyut bir geçiş de değildir bu. Sadece zamanla bü- yük bir serbestlik, kendimi ifade- de kuralsızlık kazandım, onun verimleridirbunlar." Sanat eserini veya herhangi bir üretimi adlandıran meka- nizmalann yarattığı iletişimsiz- lik; yani 'açıklama' gayretinin yarattığı iletişimsizlik, ele geçi- rememe olayı ve tarihsel süreci- miz içinde yaratıcı mesajlann uğradığı kesintiler üzerine insa- nın kendini keşfetmesi üzerine bir seri lz. Balkan Naci tslim- yeli'nin tüm sergılerindeki 'zaman' ve 'arayış'ın; ressamın temel izleğinin bir toplamı... Balkan Naci İslimyeli resim ser- gisi l 20 kastm - 20 aralık / Istanbul Atatürk Kültür Aferke- zi Sergi Salortu 1 Tel: 1515600 Bügisayarlayazanlar, bilgisayarla edebiyat eleştirisiyapanlar Ikzarlar için soğuk bir araç Dili yanlış kullanmayı önleyen programlar Batı'da çoktan piyasaya çıktığına göre, tez elden bir Türk dili disketi yaratmak gerekiyor. perdelen sıkı sıkıya kapatıyo- rum. Bilmiyorum duydular mı? 'Şah mat' demek için belki de bir fotoğrafla suçüstü yapacak-^ lar korkusu çöktü üzenme. ENİSBATUR Michel Butor Doğrudan bilgisayarla yazıyor. Geçen yıl, bügisayar sektörü- nün gözde dergilerinden Moni- tör, benimle bir söylesi yaptıydı: Edebiyat-bilgisayar ilişkisi üze- rine. Orada. "Bügisayar bir yazar için soğuk bir araçtır" di- yecek oldum, kızılca kıyametler koptu. Dergınin bütün yazarla- 4 n ağzımın payını vermek için • sıraya girdiler; hem sıcak hem soğuk epey terdöktüm açıkçası. Sonra bir gaf daha yapüm: Tutup kendime bügisayar al- dım. Şimdi onunla çahşırken, Şaka bir yana, bilgisayann bir yazar için soğuk bir araç ol- duğuna ilişkin kanım sarsılmış değil. özellikle de "edebiyatçf açısından böyle düşünüyorum. Kâğıtla temas olmadan, kalem kullanmadan yazılamaz gibi ge- liyor şiir de. anlatı ya da deneme de. Bu görüşümün nesnel bir da- yanağı yok oysa. Tam tersine, Umberto Eco'nun, Michel Bu- TekiaşAğaoğlu'nun heykelsergisi bugün GaleriMD'de açılıyor 'Ben asker değil, nişanlıyım'Heykelleri için sürgünlüğün ürünleri de denilebilir. Ağaoğlu heykel yapmaya 12 Eylül sonrası sürgün günlerinde başlamış. Şimdi, heykelleriyle ilk kez ülkesinde... REFİK DURBAŞ "- Asker su ver asker - Ben asker değil nişanlıyım." Cemal Süreya'nın "Mola" şiiri bu iki dızeyle bitiyor. Ve Tektaş Ağaoğlu'nun "küçük as- ker"lerden oluşan heykellerini gördüğüm günden beri bu iki di- ze dilimden düşmüyor. Yazarlığı bir yana Tek'ıaş Ağaoğlu'nun resimleri 1957 yı- hndan başlayarak Ankara'dan Londra'ya, İstanbul'dan Prag'a birçok kentte izleyici önüne çık- mıştı. 80'lerin başından beri de Ağaoğlu, sanatsal yaratımının odağına heykelleri almış. Bu- nun spnucu olarak da üçü kışi- sel, biri toplu dört sergide gün ışığına çıkarrnış heykellerini. Kişısel sergileri 1984 Produzen- tengalerie Zürih (Ezel Ağaoğlu ile birlikte). 1985 Galerie Basta Lozan, 1987 Galerie Art Studio Vaduz; toplu olarak 1988 Züs- pa Zürih... Heykelleri için sürgünlüğü- nün ürünleri de denebılir. Çünkü Ağaoğlu heykel yapma- ya 12 Eylül sonrası sürgünlük günlerinde başlamış. Bunlan yurtdışında sergilemesi de bu > r üzdenzaten... Şimdi Ağaoğlu, heykelleriyle ilk kez ülkesinde. Yazarlığından gelen anlatım gücü, ressamlığından gelen renk bilinci. çamurla biçimle- nen heykellerin oluşumuna katkıda bulunmuşlar. Evet, Ağaoğlu 21 Kasım - 14 Aralık 1991 tarihleri arasında "asker" ağırlıklı heykellerini Galeri MD'de sergiliyor. Sergi öncesi yaptığımız bir konuşmada Ağaoğlu, heykelle- rin oluşumunu şöyle anlatıyor- du (Cumhuriyet. 7 Mayıs 1991): "Surgünlüğümün başlangıç yılları. Zfirih'teydim ve orada çok aktif bir gençlik hareketi vardı. 2-3 günde bir, haftada bir olaylar çıkıyordu. Bankalara bombalar konuyor, insanların yüzlerine, üstlerine boyalar atılı- yordu. Tabii ki polisler de bu olaylan çıkaranlara miidahale ediyordu. Yaşananlar sanki bir sokak muharebesiydi. İşte Zü- rih'te bütün bunlan. yakından gördüm ve yaşadım. Üstelik o sı- ralar bütün düny ada buna benzer olaylar çıkıyordu. Bu teçhizatlı, silahlı, donanımlı asker-polis imajı bütün dünyayı sarmıştı. Günlük hayatın bir parçası hali- ne gelmişti. İşte bu olaylardan etkilendim sözün kısası." Kalkanlann, miğferlerin, gaz maskelerinin ardında uçuk ma- viler, canlılığını yitirmiş sanlar. yeşiller... Üzerleri "sır" kaplan- sa da hepsinin bir karşılığı var hayatta. Hepsi Ağaoğlu'nun yaşadıklanndan süzüimüş... Biri miğferınin gölgesine sı- ğınmış... Biri "kanatlı" kollarını açmış uçar gibi tutsaklığından özgürlüğüne... Biri yüklenmiş sırtına dünyasını.. Dış görünü- müyle "asker" de olsalar "po- Us" de olsalar "sır"ın altında. renklerin derinliğinde, çamurun "gidi" sıcakhğında bir 'insan sureti..." Tektaş Ağaoğlu heykel sergisi ' Galeri MD / 21 kasım - 14 ara- lık ı Tel: 132 59 59 ASKERİN SIRRI— Üzerleri "sır" kapla,nsa da hepsinin bir karşılığı var hayatta. Hepsi Ağa- oğlu'nun yaşadıklanndan sü- züimüş. tor'un, daha pek çok yazann doğrudan bilgisayarla yazdıkla- nnı biliyorum. Benimkisi inatçı bir saplantı topu topu: Zaten daktiloyu da hiçbir zaman sev- memiştim. tyi hoş da, bügisayar neden edindim öyleyse? Bırincısi, son işlem için nasıl olsa makine ge- rekli ve bügisayar daktüodan her bakımdan daha üstün bu anlamda. tkincisi ve daha önemlisi: Bilgisayann, edebiyat adamına ilk işlem olan 'yaz- mak'la son işlem olan 'yayına hazır etmek' arasında pek çok ara işlem olanağı tanıdığını ka- bul etmemek elde değil. Ara işlem kolaylığı derken, yalnızca bilgisayann daha hızlı ve pratik oluşundan (ki doğru bu) söz etmiyorum. Monitör muhabiri bana "Marquez, 'Eğer bügisayar daha önce çık- mış olsaydı ûç misli daha fazla kitap yazardım,' diyor, siz bu ko- nuda ne düşfinüyorsunuz" soru- sunu yönelttiğinde. şöyle yanıtlamıştım: "önce bizi Allah konnnuşrur, diyorum. Çünki, Marquez'in yazdıkları bana ka- lırsa yeterlidir. Üç misli fazla yazıp da ortaya ne koyacAtı bi- lemiyomm." Edebiyat, niceliğin değil. nı- telığin öne çıktığı bir alandır. Ara işlemler, bir yazann metni üzerinde daha koyu, aynntıh bir sonuç elde etmesine yol aça- biliyor. Sözgelimi, aklımza "Çok sık mı 'bn' kullanıyonun acaba" sorusu geldiğinde bügi- sayar bunun yanıtını çarçabuk veriyor. Geçenlerde, Italya'da La Stampa gazetesinde yayımla- nan bir araştırma, bilgisayann belli bir program çerçevesinde edebiyat eleştirisi yapabildiğini göstermekteydi. Kimbilir, belki de bundan soğuk buluyorum- dur âleti! Gene de şurası açık: Dili yanlış kullanmayı önleyen programlar Batı'da çoktan pi- yasaya çıktığına göre, tez elden bir Türk dili disketi yaratmak gerekiyor. Yanlış yapan yazar- lardan mı söz edıyorum? Hayır: Türkçeyi yanlış kullanma illetı- ne kapılan bir toplumdan dem vuruyonım. SANAT KULtSİ 'Gülün Adı' okunuyor mu? Türkiye Yazarlar Sendikası önceki gün "Yeni Siyasal Dönemde Kültür ve Yazın" konulu bir açıkoturum düzen- ledi. TYS'nin ikinci başkanı Demirtaş Ceyhun'un "özürleri" ile başladı top- lantı. TYS'nin başkanı Oktay Akbal Is- tanbul dışındaydı ve toplantıya katıla- mamıştı. Oturumu yönetecek Doğan Hızlan da görevi gereği Kıbrıs'a gitmek zorunda kalmıştı. Bu durumda Aziz Ne- sin, Ahmet Oktay ve Sadun Aren'in ka- tılacağı toplantıyı yönetmek Demirtaş Ceyhun'a düştü. Seçilen konu, üzerin- de uzun uzun konuşulacak üç kavramı kapsıyordu; "yeni siyasal dönem", "kültür" ve "yazın". Ancak zaman sı- mrlıydı. Konuşmacüar da bu geniş ko- nuyu bir "ucundan yakalamaya çalıştı." TYS'nin gerçekleştirdiği toplantılarda Beyoğlu Karaca Tiyatro'nun "tenha" kalan salonu bu kez de dolmamıştı. Aziz Nesin, salonda bulunan 54 kişiyi kutla- dı ve yazar başına 13 kişinin düştüğünü söyledi. Nesin "değişen siyasal yaşam" konusunda konuşurken, Sadun Aren "sivil toplum kavramı" ve "kültür" üzerine konuştu ağırhklı olarak. Ahmet Oktay ise "yazm" üzerinde durdu. Ga- zetelerin kültüre yeterince yer vermedi- ğini, dergilere yansıyan tartısmalarm "kitle dedikodulan" düzeyinde kaldığı- m ammsattı. Oktay; îtalyan yazar, or- taçağ tarihi uzmanı Umberto Eco'nun "Gülün Adı" romanından bir örnek verdi. Oktay'a göre Türkiye'de "Gülün Adı" adlı kitabı okuyanlann sayısı 1000'i geçmiyor. Oktay "Eco'nun kitabı 'profesyonel bir okur' gerektiriyor. Ya- zann Türkçede yakın zamanda yayım- lanacak ikinci kitabı 'Foucault'nun Sarkacı' da 'Gülün Adı' gibi çok sata- cak. Çünkü onun da pazarlaması önce- den yapıldı" dedi. Kazlı şiirler 1984 yıhnın mart ayında şair Orhan Alkaya, Budapeşte damgalı bir mektup alır. Karoly Hanaa imzalı mektupta özetle şöyle denmektedir: "Bir gnıp Türk şairi, benim de lstanbul'da bulun- duğum o harikulade 1983 yıhnda, belir- lenmiş bir izlek üzerine birer şiir yazmış- lardı. Ben bu olayın tek tanığı olmamn mutluluğunu ömür boyu taşıyacagım. O belirlenmiş izlek, Isaac Babel'in çocuk- luğunda bir kazı boğmuş olması ve bun- dan ömrü billah mutsuzluk duymasıy- dı. Şiirleri ilişikte size yolluyor...." Or- han Alkaya, Karoly Hanaa'yı tanımı- yor. Karoly, Rona Kayahal'm arkada- şı. Rona ile Orhan'ın "müşterek" arka- daşlan ise Kayahan Oral... Bu zincirle- me arkadaşlık ilişkileri içinde yedi şiir gelip Orhan Alkaya'yı buluyor. Orhan Alkaya "Düşler" dergisinin kasım sayı- sında bu yedi şairin şiirlermi Karoly'nin mektubuyla birlikte yayımlıyor. Şiü-le- rin altında şairlerin imzası yok. Yalnız bir şiiri yayımlamakla yetinelim: "Gi- zemli Kaz: fetret ve fütüvvet üe / yeşil imgdemine şiddet / sızdı. ve dahi / mağ- ralarda, koyaklarda / sakalsız çocuk hükmünde idi / izak / bir kaz boynun- da beyaz / ölümcül ve hükümran / par- makizleri kaldı". Taylarfın depresyonu Orhan Taylan, bir sergi için gittiği Moskova'dan Leningrad'a geçtiğinde "beyaz geceler"le karşılaşmış. herkesin "ne kadar romantik" diye ni- teleyeceği beyaz geceler, Taylan'm "fe- na halde" canını sıkmış. Kendisi anla- tıyor: "Bu senenin başında Ankaraü bir galerinin düzenlediğı bir toplu Türk res- mi sergisine katılmak üzere Moskova'- ya gittim. Oradan da Leningrad'a geç- tim ve beyaz geceler denen olayla karşı- laştım. Yani gece yansma kadar güpe- gündüz gidiyor, geceyansından sonra ikiye doğru hafif karanr gibi oluyor. Sa- at ikide güneş tekrar çıkıyor ortaya. Ama güneş dedimse güneş zannetmeyin, gökyüzüne gelmiş koyu bir grüik. Yete- rince ışık yok. Herkes oradaki beyaz ge- celerin çok romantik olduğunu düşünür- ken, benim canım sıkıldı fena halde. Orada yaşayanlar adına üzüntü duy- dum. öyle bir iklimde beni bağlasalar durmam. Ama bu sakın bir rejim me- selesi anlaşılmasın, bu tamamen bir ult- raviyole sorunudur, politik bir sorun de- ğil. Daha sonra konuştuğum bir doktor dostum, sevgili Erdal Atabek anlattı, Akdeniz depresyonu diye bir hastalıktan söz etti. Oralara gittiği zaman bizim gi- biler, ışık yetersizliğinden yaşayamıyor. Tıpkı bitkiler gibi. Bizim de ışık yoğun- luğuna ihtiyacımız var. Cervantes Ödülü Ayala 9 nın • Kültür Servisi — Ispanyolca konuşulan ülkelerin en önemli edebiyat ödülü sayılan Cervantes ödülü, Ispanyol romancı ve gazeteci Francisco Ayala'ya verildi. 115 bin dolar tutanndaki ödülün bu yılki sahibi Francisco Ayala seksen beş yaşında. Ayala, tspanya İç Savaşı'ndan sonra yirmi yüı aşkın bir süre sürgünde yasamıştı. Çıplak çelliat • Kültür Servisi — Avangard çellist Charlotte Moorman, New York'taki evinde öldü. Belden yukansı çıplak olarak çello çalmakla ünlü Moorman'ın kanserden öldüğü ve 58 yasmda olduğu beürtildi. Moorman 1967'de bir yapıü çıplak çalarken iki polis tarafından tutuklanmıştı. New York'ta 200 davetli önünde çıplak çalarken tutuklanan müzisyen, mahkeme tarafından suçlu bulunmuş, ama cezası tecil edilmişti. Tunakan'ın sergisi • Kültür Seırisi — The Marmara Brasserie'de bugünden itibaren 20 aralığa dek ressam Buket Tunakan'ın yapıtlan sergilenecek. İki karma sergiden sonra, ilk kişisel resim sergisini The Marmara Brasserie'de açan sanatçı, resimlerinde yoğun duygulan, sıcaklığı ve romantizmi işliyor. Saray gezisi • KüHür Servisi — 24 kasım pazar günü tstasyon Sanat Evi "İstanbul'da Osmanh Saraylan" konulu bir gezi düzenledi. Topkapı ve Dolmabahçe Saraylan ile Malta Köşkü'nü içeren gezide anlatımlar Y.Mimar Erdal Eren ve Doç. Dr. Sema öner tarafından yapılacak. Çocuklara tiyatro sınavı • İSTANBUL (AA)— Şehir Tiyatrolan, kendi bünyesindeki oyunlarda rol * vermek ve eğîtmek ' ft.^£ amacıyla 6-10 yaş grubu " çocuklar için sınav açıyor. Şehir Tiyatrolan'ndan yapılan açıklamaya göre yanşmaya katılmak isteyenler 22 kasım cuma gününe kadar Şehir ' Tiyatrolan Sahne Direktörlüğü'ne başvuracaklar. Başvuruda bulunan 6-10 yaş grubu çocuklar, daha sonra 25 kasım pazartesi günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'ndaki B stüdyosunda sınava girecekler. BüGÜN • Mimartık "Türkiye'de Mimarhk Nereye Gidiyor" konulu panel saat 17.30'da Yapı Endüstri Merkezi'nde. (147 41 85) • Prof. Dr. Belkıs Mutlu Resim ve Heykel Müzesi'nde "Istanbul" üzerine bir konuşma yapacak. • Miller'ı anma Doğumunun 100. yıhnda Henry Miller'ı anma toplantısı saat 16.00'da Atatürk Kitaplığı'nda. (149 09 45) bugün bilsak 21 KASIM PERŞEMBE : 19.00 "Uluslararası Hukuk Çcrçevcsindc Türkiye İnsan Haklannm Ncrcsindc?" Scmih GEMALMAZ Seramik Çalışmalan Kadriyc E«i AĞAOĞLU 14.00-17.00 Görsel Sanat Atölyejeri Mclımci GÜLERYÜZ yöncümindc (Pcr. -Cuma) Yoga Zcrrin AKGUN 18.30-19.30 BİLSAK FINDIKLI Cafe-Iiur-Restaurant Re/ervasyon: 1523868-152 0130 Cafe-Foyer-Bar(Girİ5) 12.00-00.30 AfricanCafe-Bar(5.Kat) Erkin KORAY bilsak, sırasclvilcr cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle