Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 21 KASIM 1991
Sosygl demokratiar tartişiyor Nedenyenıldikmtsılkazanınzf
Inîsîyatif sağ
partilere kaptırıldı
ŞAHİN ALPAY
Sosyal demokratlann 20 Ekim 1991 se-
çimlerindeki ağu yenilgisinde, hızla deği-
şen dünyayı ve Türkiye'yi çözümleme ve
anlamada yetersiz kalmalannm; böylelik-
le gündemi belirlemede inisiyatifı başka
partilere kaçırmalarının rolü de azunsana-
maz.
Kuşku yok ki son yıllarda sosyal demok-
ratiar olumsuzlukları sergilemede, eleştir-
mekte gösterdikleri başanyı; Türkiye'nin
yeai soruiılanna ve yeni takplerine yaıut
veren fıkirler üretmek, çözümler önermek
alarunda gösteremediler. Tophımun genel-
likle kamuoyunun oluşmasında da etküi
olan genç, dinamik ve üretici kesimleri, sos-
yal demokratlan yenilenmeye direnen, ile-
riye değil geriye dönük, geleceğe ilişkin viz-
yonu bulunmayan, topluma öncülük etme
yetenegine sahip olmayan, iddiasının ak-
sine yenilikçi değil tutucu bir siyasi akım
olarak algılamaya başladılar.
1980*^6 Turkiye gıderek zenginleşti.
Ancak gittikçe yükselen enflasyon, zaten
hayli çdrpık olan gelir dagılımını daha da
bozdu. Bölgelerarası dengesizlik daha da
arttı. 1980'ler boyunca ülkeyi yöneten
ANAP iktidarları, kalkınmanın yükünü
oplumun genç,
dinamik ve üretici
kesimleri; sosyal
demokratlanyenilenmeye
direnen, ileriyedeğilgeriye
dönük, geleceğe ilişkin
vizyonu bulunmayan,
yenilikçi değil tutucu bir
akım olarak algılamaya
başladı.
enflasyon aracüığıyla sabit gelirlerin, yani
emeğiyk çahşanlann srnraa yükledi. Insan
ihmal edildi. Eğitimc ve sağliğa yatırun ya-
pılmadı. Okullar ve hastaneler toplumun
Steki alanlarda gösterdiği ilerlemenin çok
gerisinde kaldı. Sosyal guvenlik sistemi iyi-
ce yetersiz bir hal aldı.
Sosyal demokratiar, toplumdaki insan
haklanna saygı, özgurlük ve demokrasi ta-
lebini dile getirmede büyük ölçüde basa-
nb oldular. Ama gelir dağüımındaki den-
gesizükleri gjderecek; sosyal guvenlik sis-
temini yaygınlaşüracak; okulları Türkiye"-
nin parlak geleceğinin temellerinin atıldı-
ğj yuvalar haline getirecek; hastaneleri icin-
de bulunduklan ükellikten kurtaracak; do-
gayı gittikçe daha büyük ölçüde tahrip
eden çevre kirliliğini önleyecek; her gün
binleTce insanımızın yollarda boğazlanma-
sraa yol acan trafik kargaşasını önleyecek,
tttopik değil uygulanması mümkün somut
önlemler önermekte hayli başansız kaldı-
lar.
Oysa tüm bu konularda ve başka konu-
larda, sosyal demokratiar öncü fıkirler üre-
tebilir; Türkiye'de sosyal devletin nasıl in-
şa edileceğinin yolunu gösterebüirlerdi. Ne
yaak ki yenilikçilik konusunda olduğu gjbi
toplumdan yükselen sosyal adalet talebini
dile getirmede de inisiyatifı mcrkez sağ par-
tilere kaptırdılar.
Dünyada arük hiçbir devlet, kunım, şir-
ket, siyasi parti veya sair kuruluş araştır-
ma yapmaksuan, bilgi toplamak ve üret-
meksizin yönetikmiyor. Gdişmiş dünyanın
bütun ülkelerinde belli başlı siyasi partiler,
kendileri için uygulamaya dönük araştır-
ma yapan, çözüm üreten "think tank" de-
lülen bilgi depolan, araştırma merkezleri-
ne sahipler. SHP de iki yü önce, bu amaç-
la Türitiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araş-
ünnalar Vakfı'nı (TÜSES) kurdu. Parti
bünyesi içinde bir araştırma merkezi ku-
rulduğuna ilişkin haberkr çıktı. SHP yo-
netiminin somut politikalar üretilmesinde
bu merkezlerden ne ölçüde yarariandığı bi-
linmiyor. önümüzdeki dönemde bu mer-
kezlere çok daha geniş kaynak aynlarak
çok daha üretken ve etkin cahşmalann sağ-
lanacağı beklenebilir.
Totaliter sosyaUznün çökttşti
Sosyal demokrasinin 20 Ekim seçimle-
rinde uğradığı yenilgi ile sosyalizmin bü-
tün dünyada gerikrnesiyle; Doğu Avnıpa-
da ve Sovyetler Birliği'nde komunist rejim-
lerin çökmesi arasında ilişki kuranlar da
görüldü.
Son yinni yılda dünyamızda özgurlük
talebinin büyük bir ivme kazandığı çoğul-
cu demokrasifikrinindünyanın en ûcra kö-
şelerine kadar yayıldığma kuşku yok. Son
iki yılda da özgurlük ve demokrasi rüzgâ-
nnın önce Doğu Avrupa'da, sonra da ana-
yurdu Sovyetler Birligi'nde sosyalizmin to-
taliter yorumuna dayah rejimleri silip sü-
pürdüğünu gördük. Ancak Doğu Avrupa,
Sovyetler Birliği ve başka yerlerdeki tota-
liter rejimlerin çöküşü, sadece ve sadece
sosyalizmin özgürlükçü ve çoğulcu yoru-
mu olan sosyal demokrasinin zaferi olarak
yorumlanabüir. Sosyal demokratiar, kurul-
duklan ilk yıllardan itibaren söz konusu
diktatörlüklerüı sosyalizm, yani özgurlük
ve eşitlik değil, baskı ve zulüm getirecek-
lerini ve er geç çökeceklerini söylediler, de-
mokrasi yani özgurlük olmadan sosyalizm,
yani esitlik olamayacağını savundular. tk-
tidara geldikleri her yerde toplumu daha
özgür ve daha eşit kıldılar.
Totaliter sosyalizmin çökmesiyle Türki-
ye'de sosyal demokrasinin gerüemesi ara-
sında üişki kurulması, ancak ulkerruzde to-
taliter sosyalizmle sosyal demokrasi arasın-
daki ayrımın dahi henüz tarn olarak yapı-
lamadığıru düşündüren bir örnek olarak
görülebilir.
Sosyal demokrat partilerin beklenenin
aksine şimdi çoğulcu demokrasiyi inşa et-
meye başlamış olan Doğu Avrupa ülkele-
rinde başanlı olamadıklan bir gerçek. Çok
uzun yıllardan beri iktidarda olduklan Ku-
zey Avrupa ülkelennde de, daha önce de
görülen geçici bir gerilemeyi yaşıyorVar.
Ama kendini yenilemesini başaran sosya-
list partiler Fransa'da, lspanya'da başka
Batı Avrupa ülkelerinde iktidarda; Ingil-
tere'de iktidara gelmeye hazırlaruyor. Kuş-
ku yok ki sosyal demokrasi, ülkemizde de
hatalardan ders çıkararak kendini topar-
layabilir; kendini yenileyerek yeniden öz-
gürlük ve sosyal adalet içinde kaüunma ta-
lebinin baş temsücisi haline gelebüir.
BtTTİ
ANKARA BÜYÜKSEHIR BELEDÎYEBASKANIMURATKARAYALÇIN:
SİYASET BİLİMCİ Doç. Dr. NİHAL İNCİOĞLU
Sosyal demokrat
örgütyapısı yok
. erelparti
örgüıleri ve kudrolar
açısından SHP ile
merkez-saz partiler
arasında önemli bir
fark olmadığı
sövlenebilir.
tüm bunla-
1991 Seçimleri sonu-
cunda merkez-sol par-
tilere giden toplam oy-
larda büyük bir düşüş
görülmekle birlikte
kaybedenin SHP oldu-
ğu açıkça görülmekte-
dir. SHP'nin oy kaybi
ilk bakışta seçmene
"iyi yönetebiür" ve
"güvenittr" bir parti
olduğu imajını vere-
memesi ile ilgili görün-
mektedir. Burada, ka-
muoyunda son zaman-
larda dile getirilen,
paıtinin bölünmüş gö-
rünümü, politika üre-
tememesi, belediyele-
rin başarısızlığı,
HEP'k ittifak, medya-
nın etkin bir biçimde
kullamlamaması vb.
gibi konjonktürel fak-
törlerin çeşitli derece-
lerde etkileri olduğu
söylenebüir. Ancak,
nn gerisinde Türkiye'de sosyal demokrat
bir partinin oluşumunu engelleyen ciddi
yapısal kısıtlamalann varlığı söz konusu-
dur. Dünyadaki yeni geüşmeler karşısm-
da Baü'nın bir yüzyüa yakın bir süredir ör-
güüenme gekneğine sahip olan yerleşik
sosyal demokrat partilerinin bile kendüe-
rini ve politikalannı yenidentarumlama ça-
baa icine girdikleri bir dönemde, böyle bir
geleneğe sahip olmayan bir ülkede sosyal
demokrat bir partinin nasıl oluşacagı
önemli bir sorudur. Bu noktada "örgüt"
ve "kadro" sorunlan önem kazanmakta-
dır.
Bugün SHP, yerel örgütleri ve kadrola-
nyla sosyal demokrat bir parti görünümü-
nü vermekten uzaktır. 1980 öncesindeki
yerleşik partilerin örgütleri siyasal modern-
leşmenin sosyo-ekonomik gelişmenin önü-
ne geçtiğı diğer ülkelerde de olduğu gibi
hamilik (patronaj) ve aracüık (clientelism)
gibi dikey ilişkiler üzerine temellenmişti.
1970'li yıllarda bir dönüşüm yaşayan
CHP'de de bu mekanizmalar üzerine ku-
rulu örgütlenme biçimi değısmerniş ve 1980
kesintisinden sonra CHP'nin devamı ola-
rak kurulan SHP bunu devralmıştır. Bu
durum, sosyal demokıat bir partinin güç-
lti olmasının beklenebilecegi büyük kent-
leıde kadro devşirilmesi ve oy mobilizas-
Reform paketi hazırlanmalıydı20 Ekim seçimlerinih ortaya çıkardığı
tablovu ben şöyle değerlendiriyorum: De-
ğişik toplum kesimleri, bu arada sosyal de-
mokrat bir parti olarak özeüikle ulaşmak
istediğiniz toplum kesimleri, geleceklerini
partimizin seçim programında görememiş
ya da okuyamamışlardır. Ancak bu değer-
lendirme, yalruzca SHP için geçerli değil-
dir. Çünkü tek başma hiçbir parti, toplu-
mun geleceğini yönlendirme erkine ulaşa-
manuştır.
SHP'nin seçimlerde beklenilep sonucu
alamamasının çeşitli nedenlertnden bahse-
dilebüir... Parti içi tartışmalar, belediye-
ler, HEP faktörünün kamuoyuna yeterin-
ce açıklanamaması, kampanyanın niteli-
ği... Ama bence, bunlann da belli ölçüleT
içinde payı olmakla birlikte, secim kaybı-
nın daha temel nedenleri bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi SHP'nin, 1991 secim-
lerinde sağ partiler tarafindan da kullam-
lan ve özünde sosyal demokrat dünya gö-
rüşünü yansıtan kavramlann yaşama ge-
çiş biçimi konusunda yapısal farkuhğını
ortaya koyamamasıdır. Gerçekten, çoğu
sosyal demokratiar tarafindan da iddia
edildiği gibi, sağ paniler bu seçimlerde sos-
yal demokrat dünya görüşünü yansıtan
kavramları yoğun bir biçimde kullanmış-
lardır. Hatta bu olgudan hareketle kimi-
leri "SHP üçüncü parti oldu, ama sosyal
demokrat dünya göriişU iktidara geldi"
yorumunda bulundular. SHP'nin sağ par-
tiler tarafindan da kullanüan bu kavram-
lann gerçek sahibi olduğunu, bu kavram-
lan, bu kurumlan proje ve program baa-
na dönüştürerek ve bunlan Turkiye meka-
nına yerleştirerek anlatması gerekirdi. Sos-
yal adalet ilkemiz, Söke Ovası'nda nasıl,
hangi projelerle yaşama gececekür? Ya da
Kelkit Vadisi'nde, HaymanaOvası'nda...
Biz gelir dağılımınm iyîleştirilmesi için han-
gi araçlan, nerelerde ve nasü kullanacağız?
Şu acık ki "Tiirkiye genelinde gelir d»|ı-
hmını iyileştireceğiz, sosyal adaleti
knracagız" dememiz yetmiyor. Bunlan
herkes söylüyor. Bizim, bu konudaki dü-
şüncelerimizi yereüeştirerek, projelendire-
rek, programlaştırarak söylememiz gere-
kiyordu.
yonu açısından çok
önemli sorunlara yol
açmaktadır. Türkiye'-
de son 30 yüdır yoğun
göç alan büyük kent-
leTde, kente sonradan
göç etmiş, "hemşek-
riMk" üişkileri yoluyla
yükselmeyi amaçlayan
gruplann, "hamilik"
ve "araabk" meka-
nizmalanm kullanarak
yerel parti örgüüerine
hâkim olduklan göz-
lenmektedir. Genellik-
le esnaf ve küçük giri-
şimcilerden oluşan ve
kendi "adaml»naı"
kolayhkla harekete ge-
ciren bu gruplar ön se-
çimlerde de etkili ola-
rak adaylann beUrlen-
mesinde önemli bir rol
oynamaktadırlar. So-
nuç olarak, yerel parti
örgütleri ve kadrolar
açısmdan SHP Üe merkez-sağ partiler ara-
sında önemli bir fark olmadığı söylenebi-
lir.
Kısa vadeli çıkar karşıhğında belirli.
gruplann desteğini alarak yerel örgütlere
hâkirri olan gruplar yeni kadrolann dev-
şirilmesinin ve sosyal demokrat bir parti
örgütlenmesinin gerçekleştirilmesinin
önünde önemli bir engel oluştunnaktadır.
Aynı gruplar belediyelerde de etkili olmak-
ta ve "aracılık" mekanizması sosyal de-
mokrat bir belediyeciliğin geliştirümesini
engellemektedir.
Milletvekili seçimleri içinbeürlenen aday
üstekri de bu gruplann tercihlerini yansıt-
maktadır.
1980'li yıllarda yapılan araşürmalar,
seçmen tabanırun kayganhğına işaret ede-
rek, seçmenin büyük bölümünün pragma-
tik kaygılarla oy verdiğini ve iyi yönetece-
ğine inandığı partiyi seçtiğini göstermiştir.
Son seçimlerde büyük kentlerde kullaıulan
tercih oylan, seçmenin aynı zamanda
adaylann niteliklerine de önem verdiğinin
bir işareti sayılabüir.
Yasal kısıtlamalardan dolayı toylumun
genis kesimlerinin siyasal partilere üye ola-
madıgı, sendikalann ve meslek örgütleri-
nin partilerle organik bağ kuramadığı
Türkiye'de bu kadrolann ve örgüt yapısı-
nın degismesi mümkün görünmemektedir.
ürkiye belki de hiçbir dönemde
reformlara bu denli ihtiyaç duymamıştır.
Halk artıkpopülist söylemleri
benimsemiyor, gerçeklerin söylenmesini
talep ediyor. Biz de herhangi bir parti gibi
Türkiye'yi yönetmeye talip olduğumuzu
söyledik. Oysa sosyal demokrat bir
partinin asıl kaygısı
Türkiye'yi değiştirmek
olmalıydı.
h
îkind neden de SHP'nin amaçlannı ger-
çekleştirecek bir reform paketini tanımla-
yamamış ohnası ve dolayasıyla da bunu
halka anlatamamasıdır. Toplumumuzda
iktisadi ve toplumsal değişkenlerin varmış
olduğu nokta, Türkiye'de çok ciddi bir re-
form paketinin uygulamaya kon^lmasım
gerekli kılmaktadu-. Turkiye'nin; eğitim,
nüfus, vergi, kentlerin yönetimi, kentsel
topraklar gibi birçok konuda reformlat
yapmadan, başta enflasyon olmak üzere
karşı karşıya olduğu sorunlan aşması ve
kendisini sağhkh bir şekilde gelecek yüla-
ra hazırlaması olanaklı değildir. Böyle bir
reform paketini hazırlamak durumunda
olan parti SHP idi. Ancak bu yapılamadı.
Turkiye, belki de hiçbir dönemde re-
formlara bu denli ihtiyaç duymamıştı.
Halkımız artık popüüst söylemleri tercih
etmiyor, benimsemiyor; gerçeklerin söy-
lenmesini talep ediyor. Halkımız, bütün
toplum kesimlerinin güçleriyle oranuh ola-
rak üstlenecekleri bir reform-özveri prog-
ramını olumlu karşılamaya hazır. Bence
bizim öteki siyasi partilerden farkuruz bu
noktada ortaya konmalıydı. Sosyal de-
mokrat bir paniden beklenen bu. Biz de
herhangi bir parti gibi, Türkiye'yi yönet-
meye talip olduğumuzu söyledik, öyle bir
izlenim verdik. Oysa, sosyal demokrat bir
partinin asıl kaygısı Türkiye'yi değiştir-
mek, dönüştürmek olmalıydı. Yahuzca de-
ğişim için değişim, ya da yalnızca dönü-
şüm için dönüşüm demiyorum. Bunu,
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir husus ola-
rak gördüğüm için söylüyorum.
Yukandaki iki temel neden kadar agır-
lık taşımamakla birlikte bir başka eksikli-
ğimiz de sivil toplumcu yönümüzün yete-
rince anlatılamamasıdır. Demokrasinin
güçlenebilmesi için sivil toplumun, siyasal
toplumun önüne gecmesi gerekmektedir.
Siyasal toplumun çok güçlü olduğu, ikti-
sadi ve toplumsal yaşamın her yerini de-
netlediği bir ülkede, demokratikleşme pro-
jesini yaşama geçirmek çok zordur. Buna
inanıyoruz. Ancak bu konuda da gereken-
leri dile getiremedik, açıklayamadık.
Ne yapmalıyu? Önce neden sosyal de-
mokraüann yukanda değindiğim konular-
da gerekli çaîışmalan yapamadıklanna de-
ğinevim. Sosyaldemokrat Halkçı Parti, ne-
redeyse yalnızca çeşitli parti organlannın
seçimi için bir araya gelen bir parti dunı-
mundadır. tlçe, il, ya da genel merkez öl-
çeğinde siyasi konulan belli bir sistem ice-
risinde ele ahna olanağırruz olmuyor. Ay-
n ayn çalışılıyor. Nitekim 1991 yılı içeri-
sinde parti içindeki çeşitli gruplann ilginç
ve yararlı çajışmalanna tanık olduk. Bun-
larm kimı kitapçık, kimi de kitap şeklin-
de basıldı. Ama bu ayn ayn yapüan ha-
zırlıklan, partimizin resmi platformlann-
da bir araya gelip taruşamadık. Bir reform
paketinin haarlanmasında da Türkiye'nin
gundeminde bulunan çeşitli siyasi konulara
ilişkin öneri ve yaklaşımırmzın, örneğin
özelleştirme konusunun, beürlenememe-
sinde de en büyük eksîkliğimiz bence bu.
Yani sonın, partiulerimizin, mahalle ölçe-
ğinden başlayarak, yalnızca seçimlerde bir
araya gelebilmesidir. Bir başka de>imle so-
nın, parti yapımızda ve örgütümüzün iş-
leyiş biçimûıdedir. Ben bu görüşlerimle
dikkatleri nelerin yapılması gerektiğinden
çok, nelerin nasıl yapılması gerektigine
çekmek istiyorum.
tlçe ve il damşma kurultaylan yeniden
toplanmab ve tüzüğümüzde olmamakla
birükte bölge damşma kurultaylan gibi bir
tartışma platformu oluşturularak örgüt ya-
pısına, üye yapısına yönelik, partimizin ça-
uşma sistemine yönelik yeni taıumlamalar
yapılmahdır. Çünkü asıl aksakhk orada.
Bunu yapmadan yalnızca genel başkanuk
yanşıyla sınırh bir çahşma, partimizi da-
ha da büyük bir çıkmaz içine sokacaktır.
SHP, 1991 secimlerinde gerçekleştirdigi görkerali mitinglere karşın, 1987 ve 89 seçimlerinde aldıgı oy oranlannın
hayli gerisine düştü. Bu gelişmeler seçimlerden hemen önce ara verflen parti içi sürtüşmeleri daha da ürmandırarak
partiyi olağanüstü kurultaya taşıyor.
SHPMYK ÜYESİERCANKARAKAS:
Sorunyapısal, çözüm yenilenme20 ekim seçimlerinde SHP'nin yaşadığı
yenilgi, sosyal demokrasinin, onun ideal-
lerinin yenilgisi olarak görülmemelidir.
Dünyanın birçok ülkesinde siyasal ve sos-
yal demokrasiyi gerçekleştirerek 20. yüzyüa
damgasım vuran sosyal demokrat hareke-
tin 21'inci yüzyüda da insanlann umudu
olacağı şimdiden bellidir. "Reel
sosyalizmin" çöküşü, çozümün sosyal de-
mokraside/demokratik sosyalizmde oldu-
ğunu da göstermiştir.
Ülkenüzde on yillardır bir türlü gerçek-
lesürilerneyen çoğulcu demokrasinin kurul-
ması da ekonomik, sosyal, etnik ve kültü-
rel sorunlann çözümü de sosyal demokrat-
lann iktidan ile mümkün olacaktır. 40 yü-
dır ülkeyi yöneten sağ iktidarlar ülkemizin
temel sorunlannı çözememişlerdir. Kısacası
ülkemizde de umut dün olduğu gibi bugün
de sosyal demokrasidir.
Bizdeki sorun sosyal demokrat hareke-
tin henüz partüeşme sürecini tamamlaya-
mamış olmasıdır. 20 Ekim seçim yenilgi-
sinin temel nedeni de budur. 1965'lerde
CHP'de "Ortanın solu" kavramımn ona-
ya aülmasıyla başlayan kimlik arayışı 12 ey-
lül darbesi ile Önce kesintiye uğramış,
1983'ten sonra yeniden partüeşme süreci ile
birlikte devam etmiş ve günümüze kadar
gelmiştir.
12 Eylül'den sonra sosyal demokrat ha-
reket tekrar partileşirken geçmişin ciddi bir
değerlendirmesini yapabüseydi ve geçmişin
bazı olumsuzluklannı ve yaklaşımlanm bir
tarafa bırakarak, programını ve örgüt ya-
pısıaı çağdaş sosyal demokrasinin ideolo-
jisine oturtmuş olsaydı bugün başka bir
noktada bulunurdu.
Dünya ve Türkiye sürekli değişiyor. Top-
lumlar teknolojide olduğu gibi düşüncede
de yenileşme yolundadır. Bu tür gelişme-
ler dogal olarak insanlann ihtiyaçlanm,
beklentilerini, değer yargılanm ve davra-
mşlannı da etkiliyor.
Bu nedenle siyasette de yenileşme kaçı-
orun sosyal demokrat
hareketin henüz
partileşmesürecini
tamamlayamamış
olmasıdır. 20 ekim seçim
yenilgisinin temel nedeni
budur. Yeni bir toplum,
yeni bir düzen kurmak
isteyen SHP, kendisini de
her bakımdan yenilemek
vegeliştirmekzorundadır.
nılmaz hale geliyor. Yalnızca geçmişin si-
yasi tezlerini tekrarlamakla yetinen siyasi
kuruluşlann başan şanslan azahyor. Bu
kuruluşlann toplumla olan diyaloglan da
zayıfhyor.
Tüm bu nedenlerle SHP'nin önümüzde-
ki dönem yapması gereken şey kendisini
hızla yenilemek ohnalıdır. Yeni bir toplum,
yeni bir düzen kurmak isteyen sosyal de-
mokrat bir parti olarak SHP, kendisini de
her bakımdan yenilemek ve geliştirmek zo-
nındadır. 20 Ekim seçim sonuçlan, yeni-
lenmenin kaçınümazhğuu bir kez daha
gözler önüne sermiştir.
SHP'nin içerisinde bulunduğu bunalımı
gündehk siyasetlerle, genel başkan ve yö-
netim değişikliği ile aşması mümkün de-
ğildir. O nedenle yapuması gereken şey, ko-
nuyu serikanhhkla ele almak, örgütün her
kademesinde yapılacak kapsamh tartışma-
larla yenilginin temel ve tali nedenlerini or-
taya koymaktır. SHP Genel Merkezi, 25
ocakta toplanacak olağanüstü kurultaya
kadar devam edecek olan böyle bir süreci
başlatmış bulunuyor. Şimdi tüm partilile-
re, Parti içi gruplara ve sosyal demokrasi-
ye inanan herkese düşen görev bu tartış-
ma sürecine katkıda bulunmak ohnalıdır.
Bu tartışmalar sonucunda, SHP'nin so-
runlannı aşması, toparlanması için neler
yapması gerektiği somut biçimde ortaya
cıkmış olacakür.
Gerek örgütkrden gelmeye başlayan de-
ğerlendirmeler, gerekse siyaset büimcileri-
nin tahlilleri SHP'de yenileşmenin hangi
noktalarda olması gerektiğirü şimdiden or-
taya koyuyor. îdeolojide netleşme, mevcut
programı geliştirme, eksikliği büyük sorun
yaratan belediyecilik programını hazırla-
ma, örgüt yapısını yenileme, üyelik anla-
yışını değiştirme, çalışan kiüelerle bağlan
güçlendirme, parti içi egituni sürekli hale
getirme, parti içi yanşlan kavgaya dönüş-
türaıe anlayışma son verme gibi konular
gündemin başlannda yer almaktadır.
DSP Çankaya İiçe
Başkanı İltüzer Şimşefc
DSP'ye gölge
etmesinler,
gerisikolay
20 Ekim 1991 Milletvekili Genel Se-
çimleri, birçok açıdan diğer seçimlerden*
farklı özellikler taşırmştır ve bu özellik-
leri nedeniyle seçim sonuçlan seçmen
iradesini, Meclis'te tam olarak yansıt-
mamışur.
Dolayısıyla, çok yüzeysel bakıldıgın-
da, 20 Ekim 1991 seçimi sonuçlanndan
Türkiye'de sol oylarda bir düşüş oldu-
ğu görülmektedir. Ancak bunu genel-
leştirmek ve sol oy potansiyelin bu oran-
larda sırurlanmış olduğunu kabul etmek
çok yanıltıa olur.
Bu tablonun oluşmasındaki en kay-
da değer etken, SHP'nin propaganda
çalışmalannı, kendi görüş ve prograrrunı
halka anlatmak yerine, DSP'yi ve Bü-
lent Ecevit'i suçlamak, yermek şekün-
de yürütmüş olmasıdır. Bu suçlamala-
ra zaman zaman, siyasi ve kişisel ahla-
ka yakışmayan iftiralar da eklenmiştir.
Kısaca SHP bu yaklaşımıyla sol oy po-
tansiyelini, kendi eliyle azalttığı gibi
DSP'ye karşı basının büyük bir kesimi
ve kamuoyu yoklama kunıluşlan ile aç-
mış olduğu karşı kampanya ile bu oy
potansiyelinin DSP'ye gelmesini de cay-
dınnıştır.
Diğer bir caydıncı konu da Güneydo-
ğu konusuna SHP'nin bakış açısı ve bu
konunun, partimiz ve genel başkammı-
za karşı tavır alınması için istismar edil-
miş olmasıdır.
SHP'nin bu iki konudaki yaklasımı,
DSP oylannda beklenen artışın gerçek-
leşmesini önleyen etkenlerin başında yer
almaktadır. SHP, DSP'ye zarar verirken
kendisine de bir yarar sağlayamarmştır.
DSP olarak sağ partilerin tabanına sı-
kışmış seçmenlerin oylanru almayı bek-
lerken SHP bu tavn ile sol seçmenleri
hayal kınkhğına uğratarak sağa kaydır-
mıştır.
Görüldüğu üzere, 20 Ekim seçimle-
rinde sol yelpaze içinde yer alan bir par-
tinin tavır ve davramşlan, sol oylarda-
ki düşüşe neden olmuştur. Ama DSP
bütün bu engellere karşm 1987 seçim-
lerine göre % 2.28'lik bir artış sağlaya-
rak TBMM'ne girmişur.
SHP'nin bir erime içinde olması,
DSP'nin güçknmesi ile birlikte, Türki-
ye'deki sol potansiyel gerçek gücüne ula-
şabileceği gibi 2000"!! yülara, yükselen
bir grafıkle ve gerçek bir sosyal demok-
rasi ardayısıyla girecektir. Çünkü pek
çok sorunlan olan demokrasinin, insan
hak ve hürriyetkrinin, eşitliğin tam ola-
rak henüz rayına oturmadığı bir ülke-
de sol oylann ve sosyal demokrasinin
sürekli bir düşüş içinde olacağmı bek-
lemek anlaşüabilir bir davramş değildir.
Yukanda beurtilen nedenlerden do-
layı geçici düşüşler olabilir. Fakat bu-
nun nedenlerini de sosyal demokrat ge-
çinen diğer partilerde aramak gerekir.
Sosyal demokrasinin gerçek gücüne
ulaşması için DSP, artık TBMM'deki
varhğıyla da eskisinden daha etkin bir
şekilde rol oynamaya devam edecektir.
Sol yelpaze içinde yer alan diğer parti-
ler ise DSP'ye gölge etmeyerek kend
doğrultusunda ilerledikkri takdirde
sosyal demokrasideki bu güçlenmeyı
katkıda bulunacaklardu.