Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
:UMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 20 KASIM 1991
Sosygl demokrattar tartlŞiyor Nedenyenildiknasılkazanırız?
GAZETECt OKTA Y EKŞt (Hürriyet Gazetesi Başyazarı)
Sosyal demokrat
söylemi Demirel kaptıSon gelişmelerde benim inanctma gö-
re sadece Sosyaldemokrat Halkçı Parti
değil, bir bütün olarak sosyal demokrat-
lar yani Demokratik Sol Parti'yi de içinc
alan tûm kesim yenilgiye uğradı. Bir baş-
ka deyişle Demokratik Sol Parti'nin yüz-
de lO'luk "genel baraj"ı aşıp parlamen-
toya yedi milletvekili sokabilmiş olması,
bu gerçeği değiştirmeye yetmedi. Çünktl
ortak (yahut toplam) oy yüzde 31'de kal-
dı. Oysajsosyal demokrat kesimin oy po-
tansiyelinin yüzde 42'ye (1977) ulaştığıru
gösteren seçimler yine bu ülkede üsteîik
Demokratik Sol Parti lideri Bülent Ece-
vit'in CHP Genel Başkanı olduğu dö-
nemde yaşandı.
Demek ki sosyal demokratlann uğra-
dığı yenilgiyi bir bu kesimin bütün açı-
sından bir de o kesimin parçalanm oluş-
turan SHP ve DSP açısından incelemek
doğru olur.
Genel değerlendirmede benim vardı-
ğun sonuç şu: Sosyal demokratlar, ken-
dilerini daha yakın hissettikleri sosyalist
sistemin, kapitalist ekonomilere karşı
1917'den beri süregelen savaştan uğradı-
ğı hezimetin şokundan kurtulup yeni bir
söylem üretemediler. Bu hezimete, kapi-
talist ekonomilerin yülardan beri ustaca
uyguladıklan bir poütikanın sonuçlan da
eklendi: Büindiği gibı sosyalist sistem ve
sosyal demokratlar "sosyal güvence"yi,
sosyal demokratlar ayrıca "özgurluk-
çü"lüğü ve "insanca yasama'yı bayrak
olarak kullanmaktaydılar. Kapitalist sis-
tem, kendi bünyesine uygun "sosyal
giivence" mekanizmalanyla (sağhk sigor-
tası, işsizlik sigortast,
sendikal haklar vb.)
sosyalist sistemin en
önemli propaganda si-
lahını etkisiz kıldı. Ke-
za kapitalist sistem, li-
beral ekonomilerin öz-
gürlükçülüğe karşj de-
ğü tam tersine demok-
rasinin ve sonuç olarak
da özgürlukçü akımla-
nn rahatça yaşayıp ge-
lişebileceği bir ortam
teşkil ettiğini -uygula-
malarla, örneklerle-
ortaya koydu.
Dünyadaki bu geliş-
melerin Türkiye'deki
genel kamuoyunu ve o
yüzden de ülkemizin
sosyal demokratlarını
etküememesi mttmkün
degUdi.
Sosyal demokratla-
nn genel olarak ugra-
dığı yenilginin iç ne-
denlerine gelince:
Birinci neden; hepi-
mizin büdiği gibi sos-
yal demokratlar ara-
sındaki ayrüık, yani bu
kesimin SHP ve DSP
diye ikiye bölünmüş
olmasıdn*. Ben yıllar-
dan beri politikayı ya-
kmdan izleyen bir
HP ve DSP'nin
'özgürlükçülük'
söylemleri DYP
tarafından eller'mden
alınarak daha ileri
hoyutlara götürüldü.
Sosyal demokratlar
henüz düşünüp
dururken Demirel,
"Anayasamız ve
rejimimiz Paris
Şartı 'mn iikelerine
uygun şekilde yeniden
inşa edilmeli" dedi.
gazeteci-yazar sıfatryla söyleyeyim: özel-
ükle Bülent Ecevit'in tutumundan kay-
naklanan bu bölünmeyi izah edecek cid-
di bir sebeple hâlâ karşılaşabilmiş deği-
lim. Ecevit'in söylediklerinin, savunduk-
larımn hep bu tabloya bir kıhf uydurma
çabası içinde kaldığına ve sonuç olarak
da anlamsız bir kapris, yahut inattan öte
bir değer taşımadığına inanmaktayım.
tkinci neden; sosyal demokratlanmızm
Türk seçmenine, dünyadaki değişme bir
yana, Türkiye'de son on yü boyunca özel-
likle ekonomik değişmeyi yakalayıp yeni
ve umut dolu bir mesaj verememeleridir.
Nitekim SHP'nin bölük pörçük ekono-
mik reçeteleri ile DSP'nin gündemden
düşmüş bir "kooperatifcilik" reçetesi
Türk seçmeni için artık hiçbir önem ve
değer taşımamaktadır. Seçmen yeni "Al
beni..- AI beni götür..." diyebileceği ve
kendini rahatça eUerine tesfim edebileceği
bir ses aramaktadır. Günlük eleştiri, boş
laf, negatif yaklaşım değil... Oysa hem
SHP'nin hem de DSP'nin zihinlere yer-
leşmiş izlenimi (bu iki partiden birinin
sandıktan gül çıkartma, ötekinin 'gözün
aydın Türkiye* sloganlanna rağmen) ma-
alesef bu idi.
Üçüncüsü; her iki partinin de
"özgüriükçülük" söylemle'rinin Doğru
Yol Partisi tarafından ellerinden alınıp
daha ileri boyutlara götürülmesidir. Ni-
tekim sosyal demokratlar henüz düşünüp
dururken Süleyman Demirel'in ortaya cı-
kıp, "Anayasamızı ve rejimimra Paris
Şara'nın flkekrine nygun şekilde yeniden
inşa edümesi gerekir" dediği ortadadır.
Sosyal demokrat partilerin yenilgileri-
nin kendileriyle ilgili nedenleri bence şöy-
le açıklanabihr
Sosyaldemokrat Halkçı Parti biri "ge-
nel merkez" kökenli, ikincisi "genel mer-
keze muhalif kanat" kökenli iki nedenle
yenilgiye uğradı.
Genel merkez, son iki yıldan beri her
fırsatta "erken seçim" ister gibi görünme-
sine rağmen belli ki bir erken seçim için
gerekli hazırhklan yapmadan 20 Ekim'e
yakalandı. Nitekim hem erken seçim is-
teyen hem de bunun gerçekleşmesi için
meydan meydan dolaşıp iktidan zoriayan
Doğru Yol Partisi gibi yola erkenden çık-
mayı beceremedi. Bir başka deyişle, "er-
ken seçim" karan verildiği tarihte Doğ-
ru Yol Paüsi (Süleyman Demirel) yola çı-
kah altı aya yakın zaman olmuştu.
tkincisi genel merkez. Parti örgütünü
(bir Refah Partisi gibi) tümüyle kampan-
yanın içine sokamadı. O 'iktidara
geüyonu" heyecamm örgüte de, kendi ta-
raftarlan seçmene de veremedi.
Genel merkezin yenilgiyi parti ici mu-
halefete fatura etme çabalan ashnda hak-
sız değildir. Bir parti-
nin iç kavgası iki yıl
boyu kesintisiz sürerse,
parti içinde "örgntiü
bir rauhalefet" yapısı
oluşturulur da bir taraf
ötekinin başansı nede-
niyle üzülecek, başarı-
sızhğmdan mutlu ola-
cak kadar ölçüyü kacı-
nrsa, o partinin dışa
karşı verecegi kavga-
dan başanh çıkması
imkânsızdır. O neden-
le bu kavgada genel
merkezin sorumluluğu
hiç yoktur demeden
belirtelim ki SHP'nin
aldığı sonuçta Baykal-
cı diye bilinen SHP'li-
lerin erken seçim kara-
rı verilinceye kadar
sürdürdükleri iç kavga-
nın rolü büyüktür.
Bunlara SHP'li beledi-
yelerin halkta yarattığı
hayal kmkhğını ve
SHP-HEP işbirliğinin
olumsuz etkisini ekle-
mek gerekir.
Demokratik Sol
Parti'nin yeterince ba-
şanh olamamasımn
nedeni herhalde Sayın
Ecevit'in ileri sürdüğü
gibi, "Bir kısun bası-
nın, bazı yazariann kampanyamn özellik-
le belli bir aşamasından itibaren Demok-
ratik Sol Parti'yi karalamalan" değildir.
Sayın Ecevit'in bu sözleri eğer geçerli
olsaydı, söz konusu gazeteterin ve yazar-
iann desteklediklerini ileri sürdüğü SHP
bu kadar ağır bir yenilgiye uğramazdı.
Sayın Ecevit'in kendisini aldatmaktan
vazgecmesi sanınm en doğrusudur. Al-
dandığı nokta SHP ile DSP'nin "öz"de
hiçbir farkhhk taşımadığını görmek iste-
memesidir. tkinci nokta; SHP'nin çozü-
lüp dağılacağma ve tüm sosyal demok-
ratlann kendisini destekleyeceğine üişkin
beklentisidir.
SHP'nin dağıhp dağıhnayacağmı za-
man gösterir. Belki SHP, SHP olmaktan
çıkar, bakarsıruz CHP'leşir. Veya yeni bir
oluşum SHP'nin yerini alır. Ama biz san-
mıyoruz ki tüm bu oluşumlar yüzünden
DSP tek başına iktidara gelecek kadar
palazlarur.
Palazlanamaz, çünkü DSP bugünkü
görüntusü, yapısı ve işleyişiyle sosyal de-
mokrat kesime yeterince güven vereme-
mektedir. Onun da nedeni partinin ka-
zanç gayesi gütmeyen bir aile şirketi gibi
işletilmesidir;'
SİYASET BtLİMCİ TÜRKER ALKAN
Yenilginintek nedeni yokSosyal demokratlarm seçim yenilgisi-
nin bir tek nedeni bulunduğunu sanmı-
yorum. İç içe geçmiş birçok neden birbi-
rini üretip çoğaltarak bu sonuca yol aç-
tı. Hem sosyal demokrat partiler arasın-
da hem de partilerin kendi bunyeleri için-
de bölünme ve çekişmeler, insanlara gü-
ven vermedi. Birinci ve ikinci kademedeki
liderler kitleleri süriıklemekte güçlük çek-
tiler. Bir parti hareketi, sadece doktrin,
program ve siyasal görüşten ibaret değil-
dir. Partinin, kitleleri sürükleyecek, in-
sanlara heyecan ve inanç verecek bir di-
namizme ulaşması gerekir. Bu, gerçekleş-
tirilemedi. Sorunlara doğru teşhis koy-
mak yetmiyor. Teşhisi ve tedavi yöntemini
etküi bir bicimde insanlara anlatabilmek
gerekiyor. Sosyal demokratlar bu işi pek
beceremediler. tşin kötüsü, sağdan gelen
bir lider Süleyman Demirel, bu işi sosyal
demokratlardan daha iyi başardı. Demi-
rel'in konuşmalannın ve önerilerinin bü-
yük bir bölümü sosyal demokratik içerik
taşıyordu. Sağ yelpazenin kalababklaş-
ması ve ANAP'tan sonra kurulan
DYP'nin kendisine yer arayış çabalan,
Demireri yeni bir söyleme doğru itti. Yel-
pazedeki bu sıkışıkhk ve itiş kakış, sos-
yal demokrat partilerin oy kaybetmesine
yol açtı.
Bu durum nasıl mı düzelir? Yukanda
söylediklerim doğruysa, yapılması gere-
kenler de kendiliğinden ortaya çvkıyof. Li-
derlik ve önderük kademelerinin değiş-
mesi gündeme gelmelidir. Sosyal demok-
ratlar, amaçlanru yitirmeden, araçlannın
ne kadar elverişli olduğunu tekrar gözden
geçirmelidir. Ve kitlelerle olan bağlannı
daha sağlam kümanın yollanru aramalan
gerekiyor.
YAR1N
Murat Karayalçtn
(Ankara Bûyûkşehir Belediye Başkanı)
Ercan Karakaş
(SHP MYK ûyesi-İstanbul Milletvekili)
Seiçuk Sonmez (DSP Genel Sekreteri)
Şerif Vural (SHP Ankara İl Başkanı)
îltüzer Şimşek (DSP Çankaya llçe Başkanı)
Cem: Sağın değişimi karşısında şaşırdık
_ J, ilk olarakciddi bir demokrasi ve insan haklan
platformunda göründti. Bu değişim karşısındasosyaldemokrasi,
şaşınpkaldı. Söyleyeceksöz bulamadı. Çünkü solu solyapan,
sola kimliğini, ayrıcahğını kazandıran, asıl özelliğinden, emek
boyutundanyoksundu. Emek boyutu yıllarca ihmal edilmiştl
BUrbirindenfarkı kalmayan, en azından öylegözüken
siyasetlerarasında SHP'nin seçim şansı olamazdı. Türkiye solu,
ciddi bir sol olmadığı için sol bir kimliğin özgün iddialarını,
çözümlerini,veprogramını sunamadığı için ağır
yenilgiye uğradı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
SHP'nin genel başkan adayı Deniz Bay-
kml'ın liderligini yaptığı "Yeni Sol" hare-
ketin önde gelen isimlerinden tstanbul Mil-
letvekili lsmafl C«m, SHP'nin seçim yenil-
gisini açıklarken "Turkiye'nin sosyal de-
mokrasisi, öncelikle sol içeriğindeki zaaf-
tan ve yetersiriikten ötürü 1991 seçiminde
başansu oWu" dedi. Cem, "Sosyal demok-
rasi, kendisini, kendi ideolojisi doğrultu-
sunda yenikmedigi için, imajı ve mesajı es-
ki ve eskimiş katdığı için, degişimin praü-
gine girmediği için yenildi" diye konuştu.
tsmail Cem, Cumhuriyet'in sorulanm
şöyle yarntladı:
— SHP'nin seçim yenilgisİBİn temel nede-
ni nasd açıklanabilir?
CEM — SHP'nin neden ağır bir seçim
yenilgisine uğradıgının önce çok öz, çok
özet bir açıklaması var: Turkiye'nin sosyal
demokrasisi, öncelikle sol içeriğindeki za-
aftan ve yetersizlikten ötürü 1991 seçimin-
de başansız oldu. Kendisini sadece in-
san haklan ve demokrasi konularmda öne
çıkaran, kimliğinin sadece bu boyutu ile
kendini ve işlevini sınırh sanan bir sosyal
demokrasi söz konusu. Emek boyutu çok
eksik, emeğe özgü iddialan da emeğe öz-
gü çözumleri de âdeta ortahkta gözükme-
yen bir sosyal demokrasi...
Bu özeUikleriyle ve zaaflanyla, Türkiyei
nin sosyal demokratlan uzunca süre duru-
mu idare edebildi. Çünkü, insan haklan ve
demokrasinin 'teken' kendilerine aitti.
Ancak son beş-alü yüm Türkiyesi'nde
bir olumlu değişim yaşandı. Sağ, hiç de-
ğilse bir kesimiyle, demokrasi sorunlanna
eğildi. Avnıpa Konseyi tşkenceyi önleme
Anlaşması'mn imzalanması, anadil yasa-
ğının kalkması, 141,142 ve 163. maddele-
rin yasaklardan çıkanlması, vb. Bunu,
DYP'nin 1991 seçimine sunduğu ve içeriği
bakımından bizim taleplerimizin çok da
gerisinde kalmayan 'Demokratikleşme
Prognunı' izledi.
Sağdaki bu değişimin nedenleri ayn tar-
tışma konusu. Turkiye'nin sağı, kendi ya-
rarları bakımmdan dünyadaki değişime
uyum zorunluğuna mı girdi, gerçekten li-
beralleşti mi, solun ısrarh mücadelesi mi
sağı bu noktaya getirdi, vb. Her ne ise so-
nuç ortada; sağ, ilk olarak, ciddi bir de-
mokrasi ve insan haklan platformunda gö-
ründü.
Bu değişim karşısında sosyal demokra-
si, saşınp kaldı. Söyleyecek söz bulamadı.
Çünkü, solu sol yapan, sola kimliğini ve
ayncahğım kazandıran asıl özelliğinden,
emek boyutundan yoksundu. Emek boyu-
tu, yıllarca ihmal edilmişti. Emeğe özgü
ciddi iddialan da çözumleri de yok gjbiy-
di Tek bildigi sey, insan haklan ve demok-
rasiydi. Bunu şimdi sağ da söylemeye baş-
lamıştı. Üstelik, daha carpıcı sloganlarla,
daha etküi bir dille bunu sağ yapıyordu.
Bu durumda sonuft SHP Sayın Genel
Başkaru'mn 'Cumhuriyet'tekı açıklamasuı-
da beürtildigi gibi, 1991 seçiminde bütün
partilerin benzer şeyler söyîeyip, benzer va-
atlerde bulunması oldu.
Yani bir bakıma,'... yok ashnda birbiri-
mizden farkmuz, ama biz .J misali...
Birbirinden farkı kalmayan, en azından
öyle görünen siyasetler arasında, SHP'nin
seçim şansı olamazdı. Nitekim olmadı.
özetle ve sonuç olarak, Turkiye'nin so-
lu, ciddi bir sol olamadığı için, sol bir kim-
liğin özgün iddialannı, çözümlerini ve
programmı sunamadığı için, öncelikle bu-
nun için, 1991'in ağır yenilgis'ıne uğradı.
SHP olarak, bu noktadan hareketle kök-
lü bir yenileşmeye ihüyacımız var.
— Nasıl bir 'yenileşme?'
CEM — Yenileşmiş görünmek için ye-
nileşmek, modaya ayak uydurmak değil ta-
bii...
Türkiye'de sosyal demokrasinin yenilen-
mesi, kendi ideolojik özünün doğrultusun-
da, kendi tarihsel kulvannda gerçeklesecek.
Buna ihüyaç var. Yoksa 'yenüik' niyetine
sağın anlayışlannı ve yöntemlerini taklide
değil...
Bizim önerdiğimiz yenileşme, belirli kay-
gılardan hareket ediyor, belirli eksikleri gi-
dermeyi amaçhyor; belirli yaklaşımlan si-
yasetin teorisinde ve pratiğinde öngörüyor.
tdeolojik bütünlüğü, mantığı ve sistema-
tiği olan bir yenileşme programı bizimki...
Sosyal demokrasi Türkiye'de 'Neden ye-
nildi, nasd ita-^»mlıı
J
sorulannın cevabı da,
bu yenileşme programındayatıyor: Sosyal
demokrasi, kendisini, kendi ideolojisi doğ-
rultusunda yenilemediği için, imajı ve tne-
sajı eski ve eskimiş kaldığı için, değişimin
pratiğine girmediği için yenildi. Sosyal de-
mokrasi ya da SHP, ciddi bir yenileşme
programını benimserse güçlenir ve bundan
sonra başarıh olur.
Böyle bir yenileşme programının bazı te-
mel noktalan şöyle özeüenebüir.
1. Geçmişin degil, geleceğin partisi ola-
bümek...
• SHP'yi büyütmek ve yeni seçmen kit-
lelerine açümak için, daha az eski ve daha
çok yeni olmaüyız. Eskiyle sürekli çağrı-
şım yapan, kendini geçmişin sembolleriy-
le tanımlayan, geleceğini, gecmişte aradı-
ğı izknimini veren bir sol, özgücüne kıyasla
çok dar bir alana ve çok sınırh bir seçme-
ne kendini sıkıştırmış demektir.
• Çağdaşhk, yenileşme ve değişim, so-
lun bizatihi kendisidir.
• Yakın tarihhniz derslerle dolu: CHP,
parti içindeki tutuculann 'reddi miras
CEM-Daha âretken, dahademokrat ohnanuzlazım.
Orgütlenmede başarısağlanamadı
ŞAHİN ALP AY
Sosyal demokratlann 20 Ekim secimle-
rindeki yenilgisinde, istisnalanna karsın
SHP'li belediyelerin genelde başanh görül-
meyişi de rol oynadı. Özellikle htanbul ve
tzmir gibi büyük kenüerde belediye hiz-
metlerine yöneük şikâyeüer, yolsuzluk ha-
ber ve söylentileri, gecekondulaşma ve
işportacıhğa gösterilen hoşgörü, kamuo-
yunun • oluşmasını etkileyen kesimlerde
SHP'ü belediyelere karşı olumsuz değer-
lendirmeleri yaygmlaştırdı. Sonuçta,
SHP'li belediyelerin icraatının, orta sıraf
kenthleri SHP'den uzaklaştırdığı gibi ge-
cekondu bölgelerinin oylarun da bu par-
tiye kazandıramadığı görüldü. SHP, bü-
yük kentlerin ve geüşmiş tayı bölgelerinin
birinci partisi olma özelliğini, ANAP'a
kaptırdı.
Türkiye'de seçmenlerin yerel seçimler-
de de partileri ülke genelinde izledikleri po-
litikaya göre değerlendirme eğiliminin ol-
duklannı biliyoruz. ANAP'lı belediyelerin
genelde başarılı görülmesine karşın
ANAP'm 1989 yerel secimlerinde uğradı-
ğı ağu yenilgi, bunun bir örneğiydi.
1991 genel secimlerinde SHP,
belediyelerin genelde başanh olduğunu
inanüdığı yerlerde de örneğin Ankara'da,
1989 yerel seçimlerine oranla büyük oy
kaybına uğradı.
SHP yönetiminin olsun, SHP'li beledi-
yelerin olsun, bugüne kadarki belediye ça-
hşmalanm gözden geçirerek "ne yaptık ve
yapamadık da kentli seçmenleri partiden
soğuttuk" sorusunu tartışarak deneyim-
lerden ders çıkarmalan, önümüzdeki ye-
rel seçimlerde başanh olabümelerinin her
halde bir önkoşulu.
Milletvekili adaylan
Sosyal demokratlann son seçimlerde,
seçmenlerin karşısına başanh olacağına
dair güven veren, niteükli milletvekili
adaylanyla çıkamarruş ohnalan, seçim ye-
nilgisinin başka bir nedeni olarak gö-
rülüyor.
DSP milletvekili adaylannı merkez yok-
lamasıyla beürledi. SHP'liler, milletveki-
li adaylanmn tümüyle DSP Genel Başka-
m tarafından behrlenmesini, DSP'nin sos-
yal demokrat nitelikte bir parti olmayışı-
nın göstergesi olarak sürekli vurguladüar.
SHP milletvekili adaylannı, önseçimle
beürledi. Bu "demokratik" uygulama,
SHP'nin milletvekili adaylanmn büyük
bölümünün parti içindeki etnik grup, mez-
hep, memleketlilik dayanışması temelinde
mobüize edilen delege oylanyla beurlenme-
si sonucu verdi. Bu tür dayanışma grup
lanrun desteğini sağlama olanağı bulunma-
yarüann önseçimde kazanma şansı yok gj-
biydi. Nitekim, partinin en üst düzey yö-
neticileri dahi kazanamama endişesiyle ön-
seçimlere girmeyip, kontenjandan aday
gösterilmek için büyük bir mücadele ver-
dileT. Parlamento çahşmalannda ihüyaç
duyulacak uzman kişilere aynhnası gere-
ken komenjanlar, partinin üst kademe yö-
r
erek SHP gerekse
DSP, seçmenin karşısına
ülkeyi başarıyla
yönetebileceğine dair
güven veren siyasi
kadrolarla çıkamadılar.
neticilerini parlamentoya sokabümek için
kullamldı.
SHP'nin modern anlamda bir parti örgü-
tü haline gehnesiyle yakmdan ilgili. Bu ba-
kımdan "naylon üyeük" (yani, gerçek ol-
mayan üyeler) ve "naylon delegelik" (ya-
ni, gerçek olmayan üyeler tarafından se-
çUmiş delegeler) sorunlarımn aşüması ger-
çek bir ihtiyaç. Adresleri belli; parti üyesi
kimliği taşıyan; düzenü olarak aidat öde-
yen; parti toplantı ve çahşmalarma şu ve-
ya bu ölçüde düzenli olarak katılan ger-
çek üyelerden oluşan, gerçek parti örgüt-
leri kurulması zamanının geldiği görülü-
yor.
Ancak böyle bir parti örgütünde, üye-
lerin tümünün katûdığı önseçimlerin de-
mokratik bir aday belirleme yöntemi ol-
duğundan söz edilebUir. Bu anlamda mo-
dern parti örgütleri kunılmasmm, Turki-
ye'nin demokratikleşmesi, yani sivil top-
lumun güçlenmesi açısından da çok büyük
bir önem taşıdığı açıktır.
Sosyal demokrat adına layık, modern
bir parti örgütü kurma çabası açısından
DSP'nin, SHP'ye göre çok daha geride ol-
duğu yadsmamaz. Kamuoyunda DSP'nin
üye kazanmaya değer ve önem vermeyen;
yaimzca seçimden secime faaliyet gösteren
bir örgüt izlenimi uyandırdığı bir gerçek-
tir.
Önseçinüer demokratik mi? EMiyetli siyasi kadrolar
Uygulamada ahnan sonuçlar, bugünkü
haliyle önseçimlerin gerçekten demokratik
olup olmadığı sorusunu gündeme getir-
mekte. Milletvekili adaylanmn, parti üye-
lerinin iradesinden ziyade, delegeler ara-
sındaki etnik grup, mezhep ve hemşehri ce-
maati temelinde oluşan rekabet ve pazar-
hklar sonucu belirlendiği önseçimler, de-
mokratik sayüabilir mi? özellikle seçmen
lerle adaylann yüz yüze temas halinde ol-
madıklan büyük seçim çevrelerinde, bu bi-
çimde beürlenen mÛletveküi adaylanyla ne
ölçüde başanh olunabilir? 20 Ekim seçim
lerinde ilk kez uygulanan tercih oyu, bü-
yük seçim çevrelerinde dahi adaylann ki-
şiliklerinin giderek daha ağırlıklı bir rol oy-
nayacağına işaret ediyor.
Aday beürlemede önseçim sisteminin de-
mokratik bir nitelik kazanabilmesi,
Gerek SHP, gerekse DSP'nin seçmenin
karşısına bilgi ve deneyimleri itibanyla ül-
keyi başanyla yönetebileceğine dair güven
veren siyasi kadrolarla çıkamamış olma-
lan, kamuoyunda sosyal demokrat parti-
lere karşı yöneltilen başka bir önemli eleş-
tiri,
Siyasetin gjttikçe uzmanhk gerektiren;
ideolojiden çok bilgi ve beceriye dayalı bir
problem-çözme işi haline geldiği gunümüz-
de, işinin etui olduğu izlenimi vermeyen si-
yasi kadrolarm seçim kazanma olasılığınuı
gittikçe zayıflayacağı düşünülebilir. Sos-
yal demokrat partüerimizin bilgi, deneyim
ve erdiyetine gırven duyulan bir siyasi kad-
ro yetiştirme işine bundan böyle daha çok
önem vereceklerini bekleyebiliriz.
StRECEK
'Sosyal Demokrasi'nin Geleceği'
Dizimiz boyunca çeşitli görüşlerdeki okurlarımızın
düşüncelerine de yer vermekistiyoruz. Yarım daktilo
saytasını geçmeyecekyazılarınızı / P.K. 246 34344
İstanbul / adresine gönderebilirsiniz.
yapriıyor' iürazlan arasında, <devlet partisi'
kimliğini geçmişe bırakıp, 'taallan partisi'
kimliğîne dönüştüğü için, yeni kitlelere açı-
labilmişti. Yenileşmenin ve değişimin ön-
cüsü olabildiği için 'birinti parti' konumu-
na ulaşmıştı.
Yani, gecmişte çaküıp kalmak yerirıe, ge-
üştiği, değiştiği ve kendini yenilediği için...
II. Daha az 'uyumun' daha çok
'değişimin' partisi olabümek...
• Sol partilerin buyümesi, mevcut düze-
ne uyum göstermenin değil, ondan farkh-
laşmanın sonucudur. SHP olarak 'degişim'
iddiamın ve başkalanndan '(arklüıtımua'
çok daha açık, net ve somut biçimde orta-
ya koymak, savunmak durumundayız.
• Bizim özeüiğimiz, gücümüz ve üstün-
lüğümüz, başkalanmn kendi sosyal ve st-
mfsal öncelikleri bakımından yapamaya-
caklannı, bizim, sosyal ve sımfsal öncelik-
lerimiz sayesinde yapabilecek olmamızdır.
• SHP'nin özünden kaynaklanan bu
farkhhk ve üstünlük, yeterince ortaya ko-
nabümiş ve ondan yeterince yararlarulmış
değildir. Bu özümüzle bagjantıh öneriler
ve çozumler, bizim siyasetimizde ve mesaj-
lanmızda çok daha ağırhkh ve net ohnah-
dır.
III. Sotculngumnza ve demokratiıgınu-
za daha fazla sahip çıkmak...
• Kendi kimüğimizi yeterince öne çıka-
ramıyoruz. Sol ve demokrat olmanın ge-
reğini yapmakta, avantajım kullanmakta
geri kalıyoruz. Sosyolojik özeUikleriyle bel-
ki 'bizdeo fazb biz olan' kitleler, ancak çok
küçük bölümüyle bize destek ve oy veriyor.
îşçi, köylü, küçûk esnaf, memur... Bunla-
ra, sımfsal beklentileriyle değil ama, çağ-
daşhk ve demokrasi özlemleriyle bize ya-
kın olanlan ekleyiniz. Nüfusun yüzde
80*ini bulursunuz. Oysa oyumuz yüzde
20'ler düzeyinde gözüküyor. Demek Itibir
yanhşımu var.
• Kendi kişüiğimizi bütünüyle ve acık-
ca ortaya koymaksızın, sosyolojik ve sınıf-
sal ÖzeUikleriyle solda olan bir kitleye bü-
yük ölçüde ulasmak ve oy ahnak mümkün
değüdir.
• Bizim gibi 'Demokrat' sıfatını taşıyan
bir parti, geçmişin tek parti dönemindeki-
leri hatırlatan bürokratik anlayışlann yan-
sıması olamaz. Sosyal demokrasi, her şey-
den önce, halka güvenmek ve inanmakur.
Tüm çözumleri merkezden, devletten bek-
leyen anlayışlar karşısında sosyal demok-
rasi, "sivil toplumnn" ideolojisidir.
• 'Merkezci devtet sokuluğu' geleneğin-
den hâlâ tumuyle kurtulamamış ohnanuz,
partimizin ufkunu, etkinlik alaru ve seç-
men kitlesini daraltnuştır.
IV. Partimizi sag ve sol sapmalardan sa-
kınmak^.
• Ciddi bir sosyal demokrat partinin en
büyük düşmanı, sağ ve sol sapmalardır, tu-
tucu, gerici eğuimler; goşizmlerdir. Bu has-
tahklann çeşitli türleri, farkh farkh biçim-
lerde sol partilere musallat olabüirler: Bağ-
nazlık, dışlayıcıhk, ırkçıhk, bölgecüik,
McCarthy'cüik, marjmalleşme, dernekleş-
me, vb.
• SHP'yi sağ ve sol sapmalardan sakın-
manın temel aracı, ideolojik sağlamhktır.
Siyaset mücadelesi öncelikle ideoloji zemî-
ninde kazaruhr ya da kaybedilir.
• tdeolojisine soğuk bakan, ideolojiden
kaçman bir sosyal demokrasi, toplumda-
ki büyük sentezleri oluşturmak şöyle dur-
sun, kendi parüsinin içinde bile düşünce-
lerin sosyal demokrat sentezini kuramaz.
V. Partide demokrasivi ve bütnalüiü
saglayabilmek_.
• SHP'nin en değerli kaynağı, kendi üye-
leridir. Parti kararlannın oluşumuna üye-
lerin sistemü ve düzenli biçimde katüınu,
kendi birikimini partiye katması mutlaka
sağlanmalıdır. Bunun, bütün sol partiler-
de yülardır başanyla uygulanan yöntem-
leri vardır.
• Emeğin parti yönetimterindeki eksik-
üği, partimizin ve sosyal demokrat kimli-
ğunizin zaafıdır. lşci üyelerimizin parti go-
revlerine gelebümesi için bir anlayış ve uz-
laşma zemini mutlaka oluşmahdır.
• Gençlik, partimizden uzak duruyor.
Gençlerle ilişki kurmak, yaygın bir
'sempatizan' topluluğu oluşturmak gereki-
yor. Gençlik konusunda özel, sürekh" ve
ciddi bir uzmanhk birimine ihtiyaç var.
• 'Secinde gelen secimle gideceV sözü-
nü son kurultayda verenler, bu sözlerini
tuunadı. 'Görevden almanın' yeni ve acı-
masız yöntemleri de oluştu. Bu yanhşlan
elbirliğiyle partimizin çöp sepetine fırlat-
mak, ortak görevimiz ohnahdır.
• II ve ilçe 'yönetim kunıta',
<
delegasyon
>
seçimleriyle, 'Parti Meclisi' secimleri, ins-
pi seçim yöntenüyle' yapümahdır. Sentez
alışkantı|ı' partide geuştirirmelidir. Liste-
lerin 'düşünce temeünde
1
vanşmasıru özen-
diren ve birçok sol partide kullanılan yön-
temler kullanumahdır.
• Son ve en Önemli nokta: Bütün çağ-
daş sol partüerde olduğu gibi, siyaseü 'dü
şönce zeminine' bina etmeliyiz; 'duşünce-
leri vanşünp' sentezler kurabümeliyiz.
• Aym partinin insanlan olduğumuz bi-
Unciyle, birbirimize sahip çıkmalıyız...
Sonuç.
Çağ değişiyor, toplum, insan ve Türki-
ye değişiyor.
'Sivil toplum' özeuiklerini almamız la-
zım. Daha 'otumlu', daha 'uretken', daha
'demokrat' olmamız lazım.
Gecmişte yeterince savunarnadığunız ba-
zı düşünceleri de ömeğin, bir refah toplu-
mu yaratmak ve refahı paylaştırmak iddi-
amızı; bireyin, eğitimde ve mesleğinde yük-
sehne hakkıru, yüksehne ve büyümede fır-
sat eşitliğini, şimdi daha net ortaya koya-
biliriz.
Turkiye'nin tüm çağdaş birikimlerini
sosyal demokrat gelişme ve büyüme prog
ramı ekseninde bir araya getirerek daha gu
zel, daha gelişmiş, daha adil bir Türkiy
yaratabiliriz.
Bunu geTçekleştirecek birikime sahibi:
Bunu başaracak gücümüz var. Yüreğim
var.
Yeter ki 'statökonun' bağlanndan ke
dimizi kurtaralım, yeter ki değişimin ve >
nileşmenin partisi olabüelim..:'