19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/18 SPOR 20 KASIM 1991 'Galatasaruy'da olsaydım şimdi 12-13 golüm olurdu' diyen Tanju dertyandı: Pas verin.ffolatavuııKendisine kasıtlı olarak pas verilmediğini belirten Fenerbahçeli futbolcu, "Bir takımın santrforu 90 dakika içinde sadece iki defa mı topla buluşur? Şimdiye kadar sustum, ama tahammülüm kalmadı. Fenerbahçe'ye henüz bir şey veremedim. Bir şey vermek istiyorum. Isyanımın nedeni bu" dedi. NECMİ GÜLÜMSEL Fenerbahçe'de Tanju huzur- suz... Sezon başında Galatasa- ray'dan Fenerbahçe'ye transfer olan ve şimdiye kadar ligde San- Lacivcrtliler adına 6 kez rakip fi- leleri havalandıran Tanju Çolak dün kulüp başkanı Metin Aşık- la görüşerek dertlerini iletti. Göruşmede Metin Aşık'ın "Durgunsuıı. Gol atamryorsun" şeklindeki sözlerine karşılık Tanju, kendisine kasıtlı olarak pas verilmediğini ileri sürerek is- tediği toplan alamadığını ve bu nedenle gol atamadığmı belirt- ti. Golcü futbolcu sözlerini şöyle sürdürdu: "Takım arkadaşlarun bana kasıtlı olarak pas vermi- yoriar. Topla buluşamıyorum. Oysa ceza sahası içinde 3 kez topla buluşsam en azından biri- ni gol yapanm. Moralim bu ne- denle çok boznk. Gol atarsam takımda herkesin cebine para gi- recek. Galatasaraj'da olsavdım şimdiye kadar 12-13 gol atar- dını. Bir takımın santrforu 90 dakika boyunca 2 defa mı top- la buloşur? Şimdiye kadar ses çıkarmadım, göz yumdum. An- cak daba fazla tahammülüm kalmadı. Kendîmi bazır hissedi- yornm, yeter ki arkadaşlarun bana yardımn olsunlar. Fener- bahçe'ye henüz bir şey verebil- miş degUim ve bu amacuna ulaş- mak istiyorum. lsyan etmemin nedeni ba." Başkan Metin Aşık bu sözler ılzerine gerekenin yapdacağını ve gerektiği takdirde futbolcu- larla tek tek konuşacağını belir- terek Fenerbahçe'de bu tip olay- lann olmaması gerektiğini belir- tip bu konuyu çözume bağlaya- caklanna dair soz verdi. Tanju da "Formsuzsam yedekte kal- maya razıyım" diyerek sözlerini tamamladı. Öte yandan geçen sezon Sa- nyer'den Fenerbahçe'ye gelen Sercan tekrar Sanyer ile anlaş- maya vardı. Sanyer'e kiralık ola- rak verilen Sercan, anlaşma ge- Feği Fenerbahçe karşılaşmalann- da oynayamayacak. Sercan'ın Sanyer'e kiralanmasından para almayan Fenerbahçe, Sanyer'le pazar günü yapüacak lig karşı- laşmasındaki hasılatın tamanunı almak konusunda anlaşmaya vardı. J OYLAR RIZA'YA — Voleybol ve futbol camiamızın unlü isimlerinin yer aldığı jüri, ekim aymda şeref kursüsüne Bcşiktaş kaptanı Rıza'yı çıkardı. BeşiktaşlıMehmet, EBahçeliAykut, G. SarnylıErhan aymgörüşte: Milli Takuıı iyi yolda Şeref kursusu Ayın sporcusu Beşiktaşlı Rıza Spor Scırisi — Renault MAIS'in düzenlediği şeref kürsüsü ayın sporcusu yanş- masında bu kez bir futbol- cu birinci oldu. Dünya kar- masında yer alan ve Ingilte- re milli maçında 50. kez mil- li olma başansı gösteren Be- şiktaş kaptanı Rıza oybirli- ği ile ayın sporcusu seçildi. Konuk jüri olarak Beşiktaşlı Mehmet, F.Bahçeli Aykut, G.Saraylı Erhan, voleybol- cular Ahmet (G.Saray), Ha- miyet (G.Sigorta), Selim (Eczacıbaşı) ve Eczacıbaşı bayan voleybol takım antre- nörtl Cengiz Göllü'nün ka- tıldığı toplantıda 54 puan alan Rıza'yı, Balkan Şampi- yonu masatenisçi Gürhan Yaldız ve halterci Halil Yal- dız ve halterci Halil Mutlu izledi. ARİF KIZILYALIN Beşiktaşlı Şifo Mehmet, Ga- latasaraylı Erhan ve Fenerbah- çeli Aykut, milli takımın -yavaş yavaş rayına oturmaya başladı- ğını söyledi. Bugune kadar mil- li takımın en büyük sorununun istikrarsızuk' olduğunu söyle- yen 3 ünlti futbolcu, Sepp Pion- tek - Fatih Terim ikilisinin kur- duklan kadroda 'ısrar' ederek başanya gittiklerini vurguladı- lar. Renault-MAIS'in düzenlediği 'şeref kursusu' ayın sporcusu ya- nşmasına konuk juri oiarak ka- tılan 3 büyuk takımın gözde fut- bolculan milli takımın, Avrupa şampiyonası grup elemelerinde başarılı olamayışını şanssızhğa bağladıklannı söylediler. Bir sü- re öncesine kadar milli takım formasını giyen Galatasaray'ın ihtiyar delikanlı'sı Erhan Önal, "Grubumuz güçhıydü. Takım olarak rahat degildik. lrlanda maçına daha rahat çıksak kaza- nabüirdik. Ancak özde yabancı antrenöre karşıyını. Şu anki mil- li takım ise yavaş yavaş kendisi- ni buluyor" dedi. Milli takımın ortaalan oyuncusu Beşiktaşlı Mehmet de uzun süredir maç kazanamayışlarının kendilerini olumsuz yönde etkilediğini vur- guladı ve şöyle konuştu: IKr maç kazansak gerisj gelecek. Bir de gotsüzluk mesdesi var. Avrn- pa'da liglerdeki kadar pozisyon bolamıyoruz, bulsak bîle deger- lendiremiyoruz. Ancak milli ta- kımın yavaş yavaş dıizeldigi de gözler önunde.' lrlanda macı içın kadroya çağ- nlan ancak yedekte bekleyen Fenerbahçe'nin golcüsü Aykut da milli takımın bugüne kadar en büyük sorununun istikrarsız- lık olduğunu belirtti ve "Ama teknik kadro son 3 maçtır aynı takımı saha>-a süruyor ve bun- da da başarih oluyor. Milli ta- Inmın zamanla daha iyi duruma gelecegini söyleyebilirim" dedi. Fenerbahçe-Beşiktaş maçında atılan 'tartısmalı' golün de yo- rumunun yapıldığı toplantıda Mehmet'in vunışunun çizgiyi geçtiği görüşü ağırlık kazandı. PORTRE RIDVAN DILMEN Tamam mı, devam mı? HALİT DERİNGÖR Rıdvan giderek F.Bahçe'nin umudu yerine, umutsuzluğu olmaya başladı. Oynama tutkusu yuzünden her gün biraz daha kendini yitiriyor. Oysa böyle değerli bir futbolcu, ta- raftarlarm belleğinde bir efsane, bir umut olarak kalmasını bilmeliydi. Beşiktaş maçı sonrası herkesin birbirine sorduğu tek soru 'Rıdvan bu maçta oynatılır mıydı?' Bence böyle sorulann anlamı yok. Rıdvan oynatılmaz, kendisi isterse oynar iste- mezse oynamaz. O, Metin Aşık'ın manevi evladı olduğu için kulüpte bir ayncalığı vardır. Futbolcu almak veya satmak, futbolculann cezalannın kaldırüması veya kaldınlmaması, hatta antrenör ahnması bile öncelikle Rıdvan'ın onayından geçer. Rıdvan kulüp içinde başkandan sonra en kuvvetli adamdır. Futboldan gelmeyen Metin Aşık da bu hususta kompleksli oldu- ğu için Rıdvan'ı âdeta totemleştir- miştir. Rıdvan'ın bu ayrıcalığı diğer futbolculann kalplerinde kanayan bir yaradır. Geçen yılki başansızlıklann kökeninde bu nedenler yatmaktadır. Ama aforoz olma korkusu ile futbol- cular bunu anlatamazlar. Rıdvan'ın bugünkü fizik yapısı ile devamlı fut- bol oynayamayacağını, oynadığı za- man da gerekeni veremeyeceğini so- kaktaki çocuklar bile bilir. Hatta Fe- nerbahçe'nin sağhk kurulu daha da iyi bilir, ama onlann da kamuoyu karşı- smda, 'Rıdvan oynayamaz' deme öz- gürlukleri yoktur. Bugün için Venglos ve teknik kad- ro, primlerle beraber yılda 1.5 milyar alıyor. Bu paralann çoğu Metin Aşık'ın cebinden çıkıyor. Tek adama dayanan böyle bir ilkel yönetim biçiminde, başkanın manevi evladı- na boyun eğmemek olası mı? Venglos, gercekten son yıllarda ülkemize gelen en iyi ça- lıştıncılardan biridir. Ama o uygar bir ortamdan ilkel bir ortama gelmiştir. Çıkan için bu ortama ayak uydurmak du- nımundadır. Para karşısında mesleki özgürlük filan hepsi birer hikâyedir. Keşke Rıdvan'ın fizik gücu yeterli olsa ve onu daha uzun yıllar Fenerbahçe'de izleyebilsek. Ne var ki futbolcunun fut- bol ömrü, bir pervanenin hayatı kadar kısadır. Bunu tüm futbolcular kabul etmelidirler. Daha sonra da sıfıra duşme- den futbolu bırakıp kendi köşesine çekilmesini de bilmeli- dirler. OMSCHUMACHERVEN1LG1NÇAÇ1KLAMA 'Ben deliyim'SporServisi — Fenerbahçe'nin kalesini üç yıl koruduktan sonra futbola veda eden Toni Schumacher profesyonelliğine yenilerek kabul ettiği Bayern Münih kalesinde son haftalarda mucizeler yaratırken Alman basımn gözbebeği haline geldi. Bayern Münih'te kötü giden grafığine dur demek için kaleye Toni'yi alan yönetim aynca Beckenbauer ve Rummenige'yi de danışman olarak çağırdı. Bu üçlü ile son haftalarda galibiyet almaya başlayan B. Munih seyircisinin kalbini tekrar kazandı. B. Münih kalesinde başarılı oyunu ve şovlan ile dikkat çeken Toni ile Kicker dergisinde yapılan bir röportajda başlık şuydu: "Ben bir deliyim". Röportajdan aldığımız pasajlar ise şöyle: — Daha ne kadar oynamayı düşünuyorsunuz? — Yılbaşında bırakacağım. — İnanaum nu? — Aslında 1 ekimde asıl mesleğime başlayacaktım. Şimdi her şey 1 Ocak 1992 tarihine kaldı. - Ama hftlfl futbol için * yanıyorsunuz? - Hem de nasıl. bir futbol delisiyim. — O zaman kariyerinizi erken bıraktıgımz söylenebilir mi? — Hayır. Türkiye'de yaptığîm iki jübile maçı berûm için gUzel bir sondu. Ama ısrarlara dayanamadım. — Şu anda acınız var mı? — Evet dizimde. — O zaman rahat bir nefes alabiliriz. — Sadist misiniz? — Hayır, ama siz demiştiniz ki eger acım olmazsa ben ölüriım. — Evet.ama şuyamuk parmaklarıma bak. Uzun sure oturduğumda ayağa kalkmak çok zor oluyor. — Ama sahada ve antrenmanlarda 37 yaşında bir Toni yerine genç bir çocuk gibi gorunüyorsunuz. — Antrenman benim için her zaman bir oyundur. Antrenman ile kendimin form düzeyini kontrol ederim. Yannki antrenman için şimdiden heyecan duyuyorum. Onun için 10.00'da başlayan antrenman için8.30' orada olurum. — B. Münih'te başladıgınız zamaD bu t^ltım^^ oynamak bir niyadır demiştiniz. — Evet böyle bir şehir nerede bulunur. Aynca hangi takım oyunculannı bu kadar korur ve üstüne düşer. — Dk B. Münib'le çıküğınız maçta neler oldu? — Her şeyi duşünmüştüm. Belki bir penaltı kurtaracak ve takımı sırtlayacaktım. Ya da kusura bakmayın benden bu kadar tekrar bırakıyorum' diyecektim.' Ama her şey iyi gitti. — Sören Lerby sizce dof ra adam mı? — Bana antrenör lazım değil. Her zaman kendimin antrenörü oldurr â — Bir profesyonel her zaman dognıvu söyler mi? — Ben evet. Bana sorulması yeterli. — Kitabımzm en fazla başanlı olduğu konu neydi? — Doping. Bu konuda kontroller sıklaştı. Ama o zamana kadar kaç amatöi' n r hayatı söndü o bilinmez. — Nasıl bir Idşianiz? — Kaleci olarak hep bash olmaya özen gösterdim. Devamlı tbiş'i oynadım. Bu beni güçlü yaptı. Statta sessizlik olduğu zaman ise şovlanmla insanlan tekrar heyecana yöneltmeye çahştım. — Kulagınızdaki küpeyi neden taşıyorsunuz? Çok uzun zaman önceydi. Bir kadın bir kaleciye bu küpeyi hediye etti. Çünkü kaleci kışkırtmak, meydan okumak zorundaydı. Futbolu bırakıp işadamı olduğumda , küpeyi de çıkartıp saklayacağım. H A F T Â L I K ABDÜLKADİR YÜCELMAN BAYERN MÜNtHTE 3. BAHAR— F. Bahçe'de oynadığı yıllarda ilgjnç hareketleri ile futbolseverierin sevgisini kazanan Alman kaleci Toni Schumacner, futbolu bıraküktan sonra Bayern Münih'te tekrar futbola başladı. B. Munih maçlannda gollerden sonra yaptığı şovlan Ue dikkat çeken Toni taraftann sevgisini tekrar kazandı. îşadamlanna olimpiyat çağnsıDünyadaki olimpiyat oyunlaruun en önemli sponsonı olan Amerika'nın TTME dergisi, Türk işadamlanna 'Olimpiyat yemegi' verdi. TMOK Başkanı Sinan Erdem ve Genel Sekreter Toga> Bayattı'nın da katıidığı toplantıda TIME Atlantıc Dergisi adına soz alan Linos Kogevinas, Turk işadamlan Feyyaz Berker, Nejat Eczacıbaşı, Adil Öztoprak ve Kemal Varol'a olimpiyat oyunlannın ülkeye getirecefi yararlan anlattı. 21-24 kasım tarihleri arasındaki Basketbol takıını Hollandaönünde Spor Servisi — 28. Avrupa Basketbol Şampiyonası yan fi- nal grup karşılaşmalannda (A) Milli Basketbol Takımımız bu- gün grubundaki 3. maçını Hollanda ile oynayacak. Mer- sin Edip Buran Spor Salonu'n- da oynanacak olan karşılaşma saat 18.00'de başlayacak ve TVl'den naklen ekranlara ge- lecek. Avrupa Olimpiyat Komiteleri Büiiği toplantısı öncesi işadamlanna bir de multivizyon gösterisi sunan TIME dergisi, Türkiye'nin 2000'li yıllarda olimpiyat düzenleyebDecek kapasitede olduğunu da belirtti. Toplantıda konuşan TMOK Başkanı Sinan Erdem ve Genel Sekreter Togay Bayaüı da tüm firmalardan, tstanbul'daki olimpiyatlar için şimdiden sponsor olmaiannı istedi. (Fotofraf: Cumhuriyet) KARMA THnbr TOTO 1 Se5*Es-Ad Oemnpn 1 2 Bob-Tutem 3Ay*M3.Sıray 4 Sanyaf-FmaMıçe 5 &BHOH(nyısı» 6A«^-Anlang(ıc4 7 SmBuo-Bjtottıy 8SAn»(heursa 9 Satar-Mttsin! Y lOMraJUay 11 S*M-Mjncu 12 Ispart3-O«nızlı 2-0-1 2-0 2-0 1-0 0-1 2-0-1 1-0 1-0 1-0 1-0 2-1-0 13 S Osnanpaşa-Esfaştlıı 1 14 Eros-S Urta 15 Tltvan-Tuncsll 16 Emnca/ı-tomp» 1 1 1 1-0 1-0-2 1-0 1-0 2 2 2 1 1-0-2 1-0 1-0 1-0 1 1-0 1-0 t 1 0-2-1 2 2 1 0-2-1 0-1-2 1-0 0-1-2 0-1 2-0 0-Î-1 1 1-0 0-2-1 1 M * C 1 2-0 2-0 2 1-0 0-1-2 0-1-2 1-0 0-1-2 1-0 1-0-2 0-2-1 1-0 1 0-2-1 0-1-2 ıııiıılııi 1 0 0-2 2 1 1-0 0-1 1 2 1 0-2 2 1 1 0 1 , 0-2 2 2 1-0 0-1-2 0-1-2 1-0 1-0 1 0-1 2 0-1-2 1 1 1-0 Giinün içinden • Bakırköyspor'da Teknik Direktör Todor Veselinoviç'in işine son verildi. Yeşil-Siyahhlar teknik direktörluk için Erdem Tugal ile prensipte anlaştı. • Spor yazan ve Gazeteciler Cemiyeti üyesi Kadir Akad, tedavi görmekte olduğu Kartal SSK Hastanesi'nde öldü. Akad'm cenazesi bugün Gazeteciler Cemiyeti önunde düzenlenecek tören ve Üsküdar Çiçekçi Camisi'nde kıhnacak namazdan sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek. • Futbol Federasyonu Başka- nı ve UEFA lcra Komitesi üye- si Şenes Erzik'in girişimleri sonucu Dış llişkiler Komisyonu Koordinatöru Süheyl önen, UEFA Gençler Komisyonu üye- liğine atandı. • Avustralya'nın Sidney kentinde devam eden Dünya Boks Şampiyonası'nda 81 kilo boksörümüz Mehmet Gürgen, G. Koreli rakibini yenerek finale yükseldi. • Voleybol liginin önemli maçında Galatasaray, Eczacıbaşı ile karşılaşacak. Burhan Felek salonundaki maç saat 17.00'de başlayacak. • Castrol/Jaguar ekibi, Spor Otomobilleri Dünya Şampiyonası'nın (SWC) 1991 yıb. şampiyonu oldu. • Federasyon Kupası dördüncü kademe kuraları çekildi. Kura sonunda 3. lig takımlan 1 gnıpta Çubukspor- Polisgücü, 2. grupta Istanbulspor-Tirespor eşleşti. 2. lig takımlan arasında ise 1. grupta Siirt Köy Hiz. YSE- Kayserispor, 2. grupta Eskişehirspor-Bafraspor, 3. grupta Kocaelispor-Kartalspor, Denizlispor-Karşıyaka eşleşti. • Futbolda Avrupa Süper Kupası'nı, Kızılyıldız'ı 1-0 yenen Manchester United kazandı. Cirkin ve rezil rlanda maçının sonrasında İnönü Stadı'nda taş yağ- muruna tutulan bizler, belkı hâlâ o şokun etkısi altında Galatasaray-Trabzonspor maçının çıkışında da taş yağmuru bekledik. Allaha şükür ki böyle bir olay olma- dı. Ama gözlerimizin önunde taşlanan, meydan dayağı yı- yen Irlandalılan, hele o ren- gârenk giysısi içinde bembe- yaz sakallı bir İrlandalının tekmelenisini asla unutama- yacağım. Çünkü her maça gidişte o kavşakta- ki elektrik direğinin dibinde yediği tekmele- re karşı kıvrılarak kendini savunan, o adınt bi- le bilme- diğim yaşlı İr- landalı gözümün önüne gelecek. Ben ve yanımdaki- ler ise o ihtiyara yardım bile edememenin ıstırabını hep yaşayacağız. O çirkın görunüşe ekleye- ceğimız bir başka çırkınlık ol- muş, onu da bıze Hürol Bi- lal anlattı. Maç akşamı Svvışs Otel'de kalan 600 kadar İr- landalı ellerınde biletler ol- duğu halde stadın kapısın- dan içeriye giremediklerini ağlaya yakara Hürol Bilal'e anlatmışlar. O da çaresizlik içinde ilgılilere telefon etmiş, ama ne yazık ki çözüm geti- recek tek yetkili bularnamış. Diyor kı, "Dünyanın dört bir yanına grttim. Hiçbiryerde de bilet elimde kalmadı." 7 tv Sr \? Bu rezaletin sorumlusu ol- malı... Bir stada gitmek, bir maçı insan gibi seyretmek, bileti- ni gösterip o maç içın satın aldığın koltuğa oturup ınsan gibi maç ızlemek en basit bir medeniyet örneğidir. Ama bu bile yok bızde. Stada gi- dersın, kapıdan gıremezsin; içeri girsen de koltuğunu bu- lamazsm; koltuğunu bulsan da çam yarması gibi birinin koltuğunu işgal ettiğinı gö- rürsün. Maçı mı izleyecek- sin, yok- sa bela mı okuya- caksın belli de- ğil. Bu mu bir hafta so- nu tatili? Bu mu futbolun şov yanı? Bu mu irv sana saygı? Stada gidip çişi- ni bile doğru dürüst bir yere yapa- mıyorsan; sandviç diye eline tutuşturulan bir ekmek par- çasında bir incecik peynir bi- le bulamıyorsan, (mıdene ve bağırsaklanna yaptığın eziyet cabası) keyıf almak içın sta- da gıdeceğıne otur ekran ba- şına, al yanına içkini, keyft- ne bak. Ama futbol, Türkiye'de bir olgu, bir ekonomi, bir şov olarak görülmek isteniyorsa onun koşullarını hazırlamak futboldan ekmek yiyenlere, futbolu yönetenlere ve futbo- lun organızatorlerine duşer. Eğer olmuyorsa bu da reza- letin son perdesidir. Karar ve takdir hakkı Cumartesi günü oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş maçındakı tartısmalı gol Türkiye'yi ikiye böldü. Bir yanda "gol" diyenler, bir yanda "gol değil" diyenler Ama kım ne derse desin hepsı laf, çünkü karan veren ve olayı gören tek kişi yan hakem. Kimisi diyor ki "hake- min tak- dir hak- kı". Pe- naltı po- zisyonu ya da fa- ullü bir durum ol- sa "ha- kemin takdir hakkı" diyeceğiz, ama bu pozisyonda " hakemin tak- dir hakkı" yoktur. Çünkü burada hakemin vereceği bir tek karar vardır, o da "gol" veya "gol degil"dir. Ancak hakemlerden ve verdikleri karartardan söz et- mişken son haftalarda dik- katimizi çeken bir konuya değinmek istiyoruz. O da ha- kemlerin çok ters, bazen de çok haksız karartar vermesi. Orneğin bir penaltı pozisyo- nunda penaltı vermek ya da vermemek hakemin takdiri- negiriyor. Ama boardda, "takdir hakkınızı kullanır- ken so- nuçta bir tereddü- dünüz varsa vermeyin" şeklinde hakemle- re bir tav- siye kara- rı vardır. Birhakem verdtği karardan ' sonra vicdan azabı çekmemelıdır. Onun içın de kesın bir kana- ati yoksa takdir hakkını "vermemekle" değertendi- rir. Bu konuda sanırız hakem kurumu gerekli uyarıyı son haftalardakı yanlış değeıien- dirmeler üzerine yapacaktır. Kim "dur" diyecek Küfür, sokaktan televiz- yonlarımıza, eskilerin deyimi ile "Köprüaltı"ndan tribünlere geçti. Hem öylesi- ne bir tırmanış gösterdi ki cumartesi günü Cumhur- başkanı, pazar günüde Bas- bakan bol küfürlü bir tem- ponun tam gö- beğinde yaşadılar. B i r i devietbiri hükümet başkanı, ama hiç- bırisinin kıh bile kı- pırdama- dı, kıpır- damaya da niyet- leri yok gibi. Oysa küfürler öylesine bayağılaştı, öylesi- ne sapıklaştı kı bırakın çoluk çocugu, büyük insanları bi- le kulaklanna dek kızartacak bir noktaya geldi. Bunu önlemek olası değil mi? Elbette olası. Ama ne devletin ne hükümetin başı ilgileniyor. Oysa tribündeki küfürlü sloganlan başlatan- ların kimler oldukları belli. Üstelık her takımın amigolan da belli. Vali mi, yoksa bir başka yetkili mi, toplasalar bunları ve onlara son bir uyarıda bulunsa- lar yada sloganla- rın başla- dığı nok- talara bi- rer grup güvenlik gücü koy- salar stat- ta tek kü- für çık- maz. Ama de- diğimiz gibi kim yapacak bunu? Statlara hanımları çekmek için bedava tribün- ler yapmak yenne insanların huzur içinde bir maç seyre- debilmelerini sağlamak biz- ce daha önemlidir. Göster- melik yontemler değil, küfür- süz bir ortam ve gerçekçi yontemler bekliyoruz. Robert Kolej'e taze kan Robert Kolej, Türkiye'nin en köklü eğitim ve spor yu- valarından birisi. Tarihi gelişımı içinde büyük politika- cılar, iş ve bilim adamları yetıştirmış ve bu arada spora imza atmış bu eğitim ve spor merkezi son olarak yenı bir spor salonuna kavuştu. Robert Kolej, Türk sporunda "ilk"lere imza atmış bir spor yuvası. Bu "ilk"lere bir göz atalım. • Bundan tam 128 yıl önce Türkiye'de ilk kez Robert Kolej'de üstü kapalı, derme çatma da olsa bir cimnastik- hane açılmıştır. • Türkiye'de ilk kez futbol Robert Kolej'de oynanmıştır (1890). • Türkiye'de ilk okul spor kulübü "The Athlettc Asso- ciation" adı altında Robert Kolej'de kurulmuştur (1896). (Arkan 19. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle