Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 KASIM 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11
Ingiliz Terry JVaite ile ABD'li Thomas Sutherland'ın serbest bırakılmaları, umutları arttırdı
Özgürlük sırası 3 ABDTi rehinede
REHİNELER KRİZİ / KRONOLOJİ
1985: Islami Cihad 16 martta AP Ortadoğu muhabiri Terry
Anderson'ı, 28 mayısta Amerikan Universitesi Hastanesi Mu-
durü Amerikalı David Jacobsen'i, 9 hazıranda Beyrut'taki
Amerikan Universitesi görevlilerinden Thomas Sutherland'ı ka-
çırdı. 25 martta kaçınlan Ingılizgazeteci Alec Coilett, Sosyalist
Muslumanlar DevTİmci Örgütu tarafından nisan 1986'da öldü-
ruldu. Jacobsen, kasım 1986'da serbest bırakıldı. Sutherland
önceki gün bırakıldı.
İMC: ABD savaş uçaklannın Libya'yı bombalamalan üze-
rine tngiliz rehineier Philip Padfield ile John Leieh Douglas ve
Amerikalı Peter Kilburn 15 nısanda oldurüldü. Islami Cihad,
17 nisanda Ingiliz gazeteci John McCarthy'yi kaçırdı. Örgüt,
8Ocak 1085'te kaçırdığı Amerikalı rahip Lawrence Jenco'yu
26temmuzda, McCarthy'yi de bu yıl 8 ağustosta serbest bırak-
tı. Devrimci Adalet Örgütü 12eyiülde üniversite görevlilerin-
denJosephJamesCicippto'yu kaçırdı. 21 ekimdeAmenkalıEd-
ward Austin Tracy kaçınldı.
19S7: Alman işadamı Rudolf Cordes 18 ocakta, Cariterbury
Başpiskoposu temsilcisi TerryWaite20 ocakta, Alman Alfred
Schmidt de bir gün sonra kaçınldı. Cordes eyliil 1988'de,
Schmidteylul 1987'de bırakıldı. Filıstın'in Kurtuluşu Için Islami
Cihad; 24 ocaktaAmenkab Robert Polhill, JesseTurner, Alann
Steen ıle Hintli Mithilesşvar'ı kaçırdı.
1989: îngıliz Jack Mann 12 mayısta, Alman Heinrich Strii-
bing, Petra SchnitzlerveThomas Kemptner 16 mayısta kaçınl-
dı. Mann 24 Eylul 1991'de, Schnıtzler hemen bırakıldı. Israil ko-
mandolan, Şii Müslüman lider Şeyh Abdulkerim Ubeyd'i 28
temmuzda kaçırdı. 1988 şubatında kaçınlan Amerikalı deniz pi-
yade yarbayı VVilliam Higgins misılleme olarak öldurüldu.
Dış Haberier Servisi — Lüb-
nan'da Islami Cihad örgütü ta-
rafından rehin tutulan tngiliz
Terry VVaite ile ABD'li Thomas
Sutberland'in serbest bırakılma-
lan, rehineier krizinin çözumu
yolundaki umutlan arttırdı.
Serbest bırakıldıktan sonra
Şam'da bir basın toplantısı du-
zenleyen Waite ve Sutherland,
ay sonuna kadar tslami Cihad
ve Devrimci Adalet örgütü'nün
elindc bulunan uç ABD'li rehi-
nenin daha serbest bırakılacağı-
nı söylediler.
Bu arada, iki rehinenin ser-
best bırakılması ile ilgili olarak
ABD ve BM, Suriye ve Iran'm
gösterdiği çabaların memnun-
luk verici olduğunu bildirdiler.
Reuter, Lockerbie faciasıyla
bağlantılı olarak aklanan lran
ve Suriye'nin, rehinelerin ser-
best bırakdmasına yardımcı ola-
rak Batı'ya "jest" yaptığına isa-
ret etti.
tsrail Başbakanı tzak Şamir,
iki Batılı rehinenin serbest bıra-
kılmasıru memnunlukla karşıla-
dığıru acıklamasına karşın bu
gelişmenin, ülkesinin elinde bu-
lunan Arap tutuklulardan daha
çoğunun serbest bırakılmasına
Terry VVaile
Waite ve Sutherland,
serbest bırakıldıktan
sonra düzenledikleri
basın toplantısında,
İslami Cihad ve
Devrimci Adalet
örgütlerinin elinde
bulunan 3 ABD'liden
2'sinin birkaç gün
içinde, diğerinin ise ay
sonunda serbest
bırakılacağını
açıkladılar. Thomas SauertaMİ
neden olmayacağını kaydetti.
tslami Cihad tarafından
1985'te kaçınlan Thomas Sut-
herland ile 1987'de rehin alınan
Terry Waite, önceki gûn serbest
bırakıldıktan sonra Şam'da ül-
kelerinin büyükelçiliklerine tes-
lim edildiler.
Sutherland ve Waite düzenle-
dikleri basın toplantısında, Isla-
mi Cihad'ın elinde bulunan iki,
Devrimci Adalet Örgütu'nün
rehine olarak tuttuğu 1 ABD'-
linin bu ay sonuna kadar serbest
bırakılacağını kaydettiler. Wa-
ite, "tslami Cihad artık rebine
bulundunnanın yararsız oldn-
ğuna inanıyor" dedi.
Lübnan'da halen 6 Batılı re-
hine bulunuyor. Waite ve Sut-
herland'in verdiği bilgiye göre
tslami Cihad'ın elinde bulunan
ABD'li gazeteci Terrj Ander-
son, ancak ay sonunda serbest
bırakılacak. VVaite, Anderson'-
ın havasız bir hücrede yaşadığı-
nı bildirdi. 5 yıldır rehin tutu-
lan ABD'li James Ckippio ile 4
yıldır Devrimci Adalet örgütü'-
nün elinde bulunan Alann Ste-
en'ın ise birkaç gün içinde ser-
best bırakılacakları belirtiliyor.
Waite ve Sutherland, Lüb-
nan'da 1989 yılında özgürlük
Savaşçılan tarafından rehin alı-
nan Heinrich Strubing ile Tho-
mas Kemptner adlı Almanlar
için BM'nin gınşımlerinin sür-
düğünü belirtirken, 1985 yılın-
da kaybolan ttalyan Alberto
Molinari hakkında ise bilgi sa-
hibi olmadıklannı söylediler.
Terry Waite, Irangate'e kanştı mı?
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Terry Waite*in 1.763 gün sonra
serbest bırakılması, Ingiltere'de bayram havası ya-
rattı. 20 Ocak 1987'den beri kayıp olan %n önemti
tngiliz rehine' VVaite, Lubnan'daki rehınelerin
kurtanlması amacıyla tngiliz Anglıkan Kılısesi-
nin ruhani lideri Canterbury Başpiskoposu Ro-
bert Rnncie tarafından 'ozel temsad sıfatıyla gö-
revlendirilmişti. Diyanet ışlerinde yüksek düzeyde
görevli bir devlet mernuru olan ve din adamlığı
ile ilişkisi bulunmayan VVaite, Lubnan'daki rehi-
neier konusunda Libya ve lran'a da yine kilise
adına gitmişti. Kilisenin, rehinelerin kurtanlma-
sını sağlamak amacıyla, daha sonra 'trangate
«kanrfjJı' olarak bilinen 'rehineierefcaıyhfcsilah'
takasının kahramanı Amerikalı Yarbay OUver
MöSKOVA
North ile de temastan kaçınmadığı anlaşılıyor.
Ancak Terry Waite-Oliver North ilişkisi, tngil-
tere'de üzerinde yorum yapılmadan geçiştirilen
hassas bir konu ve aynntılannın da VVaite'in yap-
ması beklenen açıklamalarla ileride ortaya çık-
ması bekleniyor.
Yarbay North'un, 1985 sonbahannda Ameri-
kan yönetımine, ilk Amerikalı rehine rahip Ben-
jamin ^eir'in serbest bırakılmasında VVaite'in ro-
lünü öven bir rapor hazırladığı biliniyor. North-
un bir yıl süreyle diğer Amerikalılann da serbest
bırakılmalannı sağlamak amacıyla o dönemde
tran Meclis Başkanı olan Haşimi Rafsancani ile
Amerikan yönetiminin, dolaylı temaslannı sağ-
ladığı biliniyor. North, VVaite'in ekim 1986'da
Lubnan'a tekrar gitmesini sağlayan kişi. "Eger
bir rehine daha serbest bırakıürsa, bunn Terry
VVaite basannış sanılacak" dediği de biliniyor.
'trangate' çarkı dönerken, tam bu aşamada 2
Kasım 1986'da serbest bırakılan Amerikalı Da-
vid Jacobsen, Terry VVaite'e şükranlanm belirti-
yor, "TOüte, hiçbir hukümetk ilişkili olarak
çausmıyor" diyordu. 'trangate' olayı ortaya çık-
tıktan sonra belgelerin incelenmesi sonucunda,
Terry Waite*in tran yanlısı Lübnanhlar ile Yar-
bay North arasında bir tür pazarlık yaptığı an-
laşılıyor. VVaite'in 'patronu' Anglikan Kilisesi ise
VVaite'in 'kesinlikle böyle bir ilişkiye
güişmediğini' ısrarla belirtti. Ancak tngiliz tele-
vizyonunda soruları yanıtlayan North, "Waite'i
Lubnan'a yeniden gitmemeye ikna edemediğim
için kaçınlmasında benim de sorumlulugum ol-
dnğunu duşunuyorum" dedi.
Kaçınlmasından bir ay önce Terry VVaite, bir
mülakat sırasında, "Beni de acaba rehin alacak-
lar mı? Mümkündür. Geriye dönememem,
mümkündür" demişti. Terry Anderson ve Tho-
mas Sutherland'ın serbest bırakılmalannı sağla-
mak amacıyla gittiği Lübnan'da bu kişiler yeri-
ne başka iki Amerikalı, rahip Lawrence Jenco
ile David Jacobsen'in serbest kalmasını sağladı.
Ancak Jacobsen'in özgurlüğünü kazandığı gün
Beyrut'ta yayımlanan bir dergide, Yarbay North-
un bu konudaki 'katkısı' açıklandı ve 'İrangate
skandalı' patlak verdi. Ertesi gün de Terry Waite-
ortadan kayboldu.
Amerikan CBS televizyonu da VVâite'in rehi-
neleri kurtarmak için Islami Cihad temsilcileriyle
görüşmeler yapmak üzere Lubnan'a son gidişin-
de, rehinelerin yerini belirlemeye yarayacak bir
verici taşıdığını iddia etti.
Molinari'nin hangi örgüt tara-
fmdan kaçınldığı bilinmiyor.
VVaite ve Sutherland, daha
sonra ülkelerine gitmek üzere
Şam'dan aynldılar. VVaite, tn-
gütere'ye gitmeden önce Kıbns
Rum kesimine uğradı. Suther-
land ise Almanya'da mola vere-
rek sağhk kontrolünden geçti.
İki Batılı rehinenin serbest bı-
rakılması dünyada memnuni-
yetle karşılandı. ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Richard Bo-
ucher, Suriye, lran, Lübnan ve
BM'ye rehinelerin serbest bıra-
kılması konusundaki çabalann-
dan ötürü teşekkür etti. BM Ge-
nel Sekreteri Perez de CueUar
da, Suriye ve tran'ın çabalanm
memnunluk verici olarak nite-
lendirirken, bu ülkelere cağnda
bulunarak, yıl sonuna kadar
tüm rehinelerin serbest bırakıl-
malannı istedi.
Reuter'in yorumuna göre de
iki Batılı rehinenin serbest bıra-
kılmasıyla tran ve Suriye'nin
Lockerbie faciasında aklanma-
sı arasında paralellik bulunu-
yor. Reuter, lran ve Suriye'nin,
Lockerbie nedeniyle aklanmala-
nndan sonra rehineleri serbest
bırakarak Batı'ya bir iyiniyet
jestinde bulunduklannı bildirdi.
Bu arada, tngiltere Dışişleri
Bakanı Douglas Hurd, iki Ba-
tıb rehinenin serbest bırakılma-
sını memnuniyetle karşüaması-
na karşın rehine sorununun hâlâ
çözülemedığine işaret etti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan ya-
yımlanan bildiride Hurd, ger-
çekleşen serbest bırakma olayı-
nın rehine sorununun sonu ol-
madığına dikkati çekerek, böl-
gedeki bütün rehinelerin serbest
bırakılması için çaba sarfedil-
mesi gerektiğini belirtti.
öte yandan, Israil Başbaka-
nı tzak Şamir, Lübnan'da lran
yanlısı gnıplar tarafmdan rehin
tutulan iki Batılının serbest bı-
rakılmasıru memnuniyetle kar-
şıladığını acıklamasına karşın
bu gelişmenin daha çok Arap
tutuklunun serbest bırakılması-
na neden olmayacağını söyledi.
Şevardnadze
eski görevinde
Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail
Gorbaçov, Eduard Şevardnadze'yi Dışişleri
Bakanhğı'na atadı. Şu anki bakan Boris Pankin,
Ingiltere Büyükelçisi oldu.
Dıs Haberier Servisi — SSCB
dış politikasında yeniden Edu-
ard Şevardnadze dönemi başlı-
yor. Sovyetler Birliği Devlet
Başkanı Mihail Gorbaçov, dün
bir kararname yayımlayarak Şe-
vardnadze'yi Dışişleri Bakanlı-
ğı görevine atadı. Şevardnadze,
aralık 1990'da "dikutörtiık"
uyansında bulunarak bakanlık
görevinden aynlmıştı.
Reuter'in haberine göre
SSCB Devlet Başkanlığı Basın
Bürosu tarafından yapılan açık-
lamaHa, Şevardnadze'nin Dışiş-
leri Bakanlığı görevine atandı-
ğı, şu an bakanlık görevini yü-
rüten Boris Pankin'in ise Ingil-
tere Büyükelçisi olduğu belirtil-
di. Gorbaçov, birkaç gün önce
yayımladığı bir kararname ile
bazı büyükelçilerin merkeze
alındığını açıklamıştı.
Şevardnadze, Gorbaçov'un
1985 yüında iktidara gelmesinin
hemen ardından Dışişleri Ba-
kanlığı görevine atanmıştı. Gür-
cistan doğumlu olan Şevardnad-
ze, özellikle ABD ile başlattığı
diyalog ile dikkatleri üzerine
çekmiş ve iki Almanya'nın bir-
leşmesine giden yolu acmıştı.
Doğu ve Batı arasında esen so-
ğuk savaş rüzgârlan da Şevard-
nadze döneminde tarihe kanş-
mıştı.
1990 yüı aralık ayında Halk
Temsilcileri Kongresi'nde bir
konuşma yapan Şevardnadze,
"Ülke diktatortugü kayıyor.
Reformcular, ortalıktan cekile-
rek meydanı gericilere
bırakülar" şekünde konuşarak
Dışişleri Bakanlığı görevinden
ayrıldığını söylemişti. Nitekim,
Şevardnadze'nin uyarısından 8
ay sonra muhafazakârlar, geçen
agustos ayında Gorbaçov'a kar-
şı başansız bir darbe girişimin-
de bulunmuşlardı.
Bu arada SSCB'yi oluşturan
cumhuriyetlerin, ülkenin dış
borcunun geri ödenmesinde or-
tak sonunluluk üstlenmelerine
ilişkin olarak sanayileşmiş 7 bu-
yük Batılı ulkenin maliye bakan
yardımcılanyla yaptıklan göruş-
melerde, Ukrayna, Azerbaycan
ve Özbekistan, vanlan anlaşma-
lara ilişkin muhtırayı imzalama-
yı reddettiler. Haberi duyuran
Interfaks Ajansı, G-7 grubu
temsilcilerinden kimliğini açık-
lamadığı birinin, "Dış borç an-
laşmasım imzalamayan cumhu-
riyetlerin Baü'dan tek bir sent
bile kredi alamayacaklaruu"
vurguladığııu bildirdi. Moskova kuyrukta; dün de bugün de. Moskovalının kaygısı: Yann yine kuyruk olacak mı?
THEEUROPEAN:
Cezayir,
#
atom boıııbası
yapacak
BRÜKSEL (AA) — Batı ülkelerinin 'aşın ts-
lamcılığın giderek güç kazanacağı' yolundaki en-
dişelerine bir de 'nükleer korku' eklendi.
Batı dünyası; Cezayir, Pakistan, Suriye ve
Iran'ın Sovyet tehdidinin kalkmasından sonra
Çin'in de yardımı ile nükleer güçlerini geliştire-
rek dünya için yeni bir nükleer tehdit oluşturma-
sından korkuyor.
Batı ülkeleri başkentlerinin bu konuda alar-
ma geçmesine, istihbarat örgütlerinin, Cezayir-
in kısa sürede Çin'in yardımı ile ilk Islam atom
bombasını yapabileceği yolundaki raporlannın
neden olduğu belirtiliyor.
Cezayir'in kuzeyindeki bir nükleer reaktörü
gözleyen istihbarat örgütlerinin "Reaktöriin 18
ay sonra yüda beş atom bombası üretebflecek ha-
le gedrflmesi için çahşmalann hıziandmldıgı" yo-
lunda bir rapor verdikleri ifade ediliyor.
Cezayir ise Uluslararası Atom Enerjisi Ajan-
sı'na (IAEA), süreklı olarak Büyüksahra Çölü'n-
deki Kessera'da bulunan reaktörün banşçı amaç-
lara yönelik olduğunu öne sürüyor.
Ancak ABD'nin casus uydulanmn uzaydan
çektikleri fotoğraflann Batı'nın kuşkulannı doğ-
ruladığı haber veriliyor. Reaktörün askeri bir böl-
genin ortasmda elektrikli tellerle ve silahlarla cev-
rili olması, Cezayir'in öne surdüğü gibi 'küçiik
bir arastınna reaktörü' için fazla abartılı bir ko-
ruma olarak değerlendiriliyor.
Avrupa başkentlerinde yayımlanan 'The
Enropean' gazetesi son sayısında uzaydan çeki-
len fotoğrafı da yayımlayarak TJydu resim, dün-
yayı tsiam bombasma karşı uymnh" başlığını kul-
landı. Gazete, Cezayir'in gözlerden uzak kalma-
sı için yer altında nükleer tesisler inşa etmiş ola-
bileceğinden şüphelenildiğini de yazdı.
BM Cenevre OfisiABD TemsilcisiBüyükelçiMorrisAbmm'dan Cumhuriyet'e demeç
Rürtlerin hakları güvenceye ahnmahMorris Abram, Türkiye ve Irak'taki
Kürt sorunu konusunda, "Bir egemen
ülke bir azınlık halkın temel insan
haklarını güvence altına alamıyorsa,
sert duygular giderek gelişir ve sorun
yaratmaya devam eder" dedi.
LEYLA TAVŞANOĞLU
Birleşmiş Milletler'in (BM) Cenevre Ofi-
si'ndeki ABD Daimi Temsilcisi Büyükelçi
Morris Abram Turkiye ve Irak'taki Kürt so-
runu konusunda "Bir egemen ülke bir azın-
lık halkın temel insan haklannı güvence al-
üna alamıyorsa sert duygnlar giderek gelişir
ve sorun yaratmaya devam eder" dedi. Ab-
ram, sonınun insan haklan, self determinas-
yon (kendi kaderini tayin hakkı) ve devletin
egemenliği ilkeleri arasında denge kurulabil-
diği zaman çözülebileceği görüşüne de yer
verdi.
Kırk yılı aşkın bir süredir ABD'de insan
haklan örgütlerinde etkin görev yapan,
1989'dan bu yana da BM Cenevre Bürosu'n-
da ABD Daimi Temsilcisi olan Büyükelçi
Abram geçen günlerde özel bir ziyaret için
tstanbul'a geldi. Kendisiyle ABD Basın ve
Kultür Merkezi'nde Körfez savaşı sonrası
Kürt halkının dunımu, Türkiye'nin güney-
doğusundaki Kürt halkının sorunlan ve PKK
meselesiyle ilgili bir konuşma yaptık.
Büyükelçi Abram, Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'nin Kuzey Irak'taki PKK kamplanna dü-
zenlediği sınır ötesi operasyonlar konusun-
da şu göruşlere yer verdi:
"AsliDda bn gehşmelerie ügfli fazla bir bfl-
gim yok. Ama şunu söyleyebüirim: Herkes
ve her devlet için savunma savaşı verilmeden
masum insanlan oldurmek yanlış bir davra-
nıstır. Bildigim kadanyla Tıirkiye'de eski ve
kalabalık bir Kürt toplulugu yaşıyor. Yine
bildigim kadanyla özellikle tran'daki Kürt-
ler bagımsız bir devlet isttyorlar. Ama Kürt-
ler çok eski ve kalabalık bir halk olmalanna
karşılık taribte hiçbir zaman bagımsız bir
Kürt devleü kurulnuımıştır.
Self determinasyon istelderi nereden pat-
lak verirse versin mntlaktır. Buna Kuveyt'i
örnek olarak gösterebiliriz. Egemen bir ül-
ke olan Kuveyt topraklan, bütün insanhk ta-
rafmdan tanuunış bir devlet olmasına kar-
şın başka bir ülkenin istilasına ugramıştır.
Öte yandan ABD'de dogduğum eyalet olan
Georgia'nın halkı, 'self determinasyon istiyo-
ruz' diye ortaya çıkarsa bunun insan hakla-
nnda hiçbir yeri olmadığına inanımn. Çün-
kü Georgia eyaletinin bütün istekleri, bütün
gereksinimleri ABD anayasasuca güvence al-
tına alınmışOT.
Türkiye'deki Kürtlerin bn haklamun ne
dnrnmda olduğunu bilmiyonun. Edindigim
bOgilere dayanarak söyieyebUirim: Kürt hal-
kının isteklerinin karşılanamaz niteHkte ol-
duğuna inanamam. Şunu söylemem gerekli:
Bir egemen ülke, halkının insan haklannı gü-
vence altına almalıdır. Eğer o egemen ülke
bir azınhk halkın insan haklannı güvence al-
tına alamıyorsa sert duygular giderek gelişir
ve sorun yaratmaya devam eder."
Büyükelçi Abram daha sonra BM Yasa-
sı'ndan yola çıkarak şunlan ekledi:
"BM Yasası'na bakbgmız zaman iki ana
ilke görürsünüz: Bunlardan biri insan hak-
lan, ikincisi self determinasyondnr. Bir de
üçüncü ilke var. Bir devletin stnırlannın de-
g^meyecegüun altuıı çizen egemenlik Ukesi...
Bazı dnnımlarda bn ilkeler birbhieriyle çe-
Uşir. Bngunlerde bu çelişki Yugoslavva'da
yasamyor. Orada Hırvatlar Biz self deter-
minasyon istiyoruz' derlerken Yugoslavya,
'Egemen smırlar içinde bu otanaz' yamonı ve-
riyor.
Peki şimdi ne olacak? BM Yasası'yla çe-
lişkiye düşen ilkelerin gerçekleşroesi mnmknn
degildir. Bunun sadece bir yolu var. Egemen
ulke kendi sınırlan içinde insan haklan ve
azınhk toplum haklanna izin verir... O za-
man başka... Ama hiçbir zaman Türkiye'-
nin kendi topraklanndaki egemenlik hakla-
nnı tartışmaya açmayı aklıma bile getirmem.
Bunu yaparken Türkiye ya da başka bir ül-
kenin bir azınlık toplnma, sadece farklı ol-
duğu için kötıi muamele etmesini de savun-
mam. Yalnu şnnun altını bir kez daha çize-
yim: Herhangi bir ülke ırksal niteligi nede-
niyle bir azınlık toplnma kötü muamde edi-
yorsa bu çok yanhşür."
Savunma hakkı
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesı ope-
rasyonlan konusunda bir bilgisi olmadığım
belirten Büyükelçi Abram, "Bir devletin ken-
dini savunma hakkı varmr. Türkiye'nin de
sınıriannı koruma hakkı bnlunmaktadır.
Ama bir devtetin masum insanbua karşı aşın
güç kullanması da yanlıştır" diye konuştu.
Büyükelçi Abram daha sonra şu göruşle-
re yer verdi:
"İnsan haklan, adf detenninasyon ve dev-
letin egemenlik hakkı üketeri arasında biı
denge bulunmaa şartür. Sanıyorum bn den-
geyi, dogduğum ülke olan ABD ve şimdiler-
de yaşadıgım tsviçre'de sağladılar. tsviçre'-
de farklı kantonlarda Fransız, Alman, Ital-
yan ve Romans kökenli halklar yaşar. Bu
halklann hiçbiri de birbirlerini pek sevmez.
Ama bir arada yaşarlar. Çünkü bir denge
oluşmuştur."
Irak'ta Saddam Hüseyin kuvvetlerinden
kaçan Kurt halkının mülteci durumuna düş-
mesiyle yakmdan ilgilendiğini söyleyen Bü-
yükelçi Abram, Saddam Hüseyin rejimine
bir milyar 600 milyon dolarlık petrolü sat-
ması ve elde edeceği bu parayla gerekli tıbbi
malzeme, besin maddeleri ve giyecek alabi-
leceği izni verildiğini hatırlattı. Büyükelçi Ab-
ram, 21 Nisan 1991 tarihinde Irak hüküme-
tiyle BM Genel Sekreteri'nin özel temsilcisi
Prens Sadreddin Ağa Han arasında bir "uz-
laşma memorandBmu" imzalandığını söyle-
yerek "Bn memorandnm Körfez savaşı sıra-
sında ilkelerini terk etmeyen ya da terk et-
tikten sonra geri dönen Kürtlerin Saddam yö-
netimi tarafmdan kötü mnameleye maruz
kahnalannı engellemek ve dnnunn dcnetle-
mek için 36. parakiin kuzeyind* 500 güven-
Uk görevüsi buluadnndmasmı öngöröyordn.
Bu böige biMiginiz gibi askerden annmış boJ-
ge ya da tampon bölgedir" dedi.
Treıı faciası:
80 öhi
• MEXICO (AA) —
Meksika'da bir yük treninin
raydan çıkarak otoyoldaki
araçlara çarpması sonucu
meydana gelen kazada ilk
belirlemelere göre 80 kişi
öldü. Kızılhaç sözcüsüne
göre başkent Mexsico'nun
300 kilometre güneyindeki
Tehuacan kasabası
yakınlarında bir yük treni
frenlerinin tutmaması
sonucu raydan fırlayarak
vandaki karayoluna çıktı.
İlk belirlemelere göre tren,
yolda bulunan 15 aracın
parçalanmasına yol açtı.
Kurtarma ekiplerinin hasar
gören araçlardan 20 ceset
çıkardıklannı bildiren
sözcü, ölü sayısımn 80'i
aşmasından korkulduğunu
söyledi.
Honecker krîzi
sürüyor
• BONN (AA) — Bonn'da
yapılan Doğu Avrupa
ülkeleri adalet bakanlan
toplantısına katılan Rusya
Federasyonu Adalet Bakanı
Nikolay Fuodorov,
"Honecker'i iade etmeye
kararlıyız" dedi.
Honecker'in gözetim ve
kendi kontrolleri altında
bulunduğunu belirten
Rusya Adalet Bakanı
Fodorov, "Honecker'in
iadesi gün veya hafta
meselesidir" şeklinde
konuştu. Bonn'da önceki
gün bir basın toplantısı
düzenleyen federal Adalet
Bakanı Klaus Kınkel de
"Honecker mutlaka iade
edilmeli. Kendisini Berlin
mahkemeleri
yargılayacaktır" ifadelerini
kullandı.
Balkariar da
bagımsız
• MOSKOVA (AA) —
Rusya'nın Kafkasya
bölgesindeki Kabardino-
Balkar özerk
Cumhuriyeti'nde yasayan
Türk asılh Balkariar da
bağımsızlıklannı ilan ettiler.
Sovyet televizyonuna göre
Stalin tarafmdan II. Dünya
Savaşı sırasında Hitler
rejimiyle işbirliği yapmakla
suçlanarak Orta Asya'ya
sürülen, çoğunluğu Türk
asılh Müslüman halklar
arasında yer alan Balkariar,
düzenledikleri bir kongspj ı
sonucunda 41 kişilik bir"* *
"Ulusal Meclis"
oluşturdular.
Çeçen-Rııs
göriişmeleri
• MOSKOVA (AA) —
Rusya'nın Kafkasya
bölgesinde yer alan Çeçen-
tnguş özerk Cumhuriyeti
liderleriyle Rusya yönetimi
arasında görüşmeler
başlatılması konusundaki
temaslann başansızlıkla
sonuçlandığı bildirildi.
Çeçen-tnguş özerk
Cumhuriyeti Devlet Başkanı
Cahar Dudayev'in bir
danışmanı, TASS ajansına
yaptığı açıklamada, Rusya
yönetiminin "yasal olarak
seçilmiş" Dudayev'i Çeçen-
tnguş lideri olarak
tanımadığı sürece hiçbir
görüşmeye
otunnayacaklanru söyledi.
Sovyet general
Ankara'fla
• ANKARA (AA) —
Sovyetler Birliği
Genelkurmay Başkanı
Birinci Yardımcısı
Korgeneral B.
Aleksandroviç Omeliçev,
Genelkurmay Ikinci
Başkanı Orgeneral Fikret
Küpeli'nin resmi konuğu
olarak bugun Türkiye'ye
geliyor. Genelkurmay
Başkanlığı Genel
Sekreterliği Basın ve Halkla
llişkiler Şubesi'nden yapılan
açıklamaya göre konuk
Korgeneral Omeliçev, 27
kasıma kadar sürecek
Türkiye ziyareti süresince .
Ankara, Eskişehir, Gölcük,
tstanbul, lzmir ve
Antalya'da bulunan bazı
karargâh, kurum ve
birlikleri ziyaret edecek,
incelemelerde bulunacak.
Güreş'in Tıran
görtiameleri
• TtRAN (AA) —
Amavutluk Genelkurmay
Başkanı Kristai Karoli'nin
davetlisi olarak resmi
ziyaret amacıyla pazar
akşamı Tiran'a gelen
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Doğan Güreş,
dün ilk olarak Savunma
Bakanı Perikli Teta ile
görüştü. Teta, Arnavutluk
Genelkurmay Başkanı
Kristai Karoli ve iki
taraftan diğer yetkililerin de
katıldığı görüşmede,
Türkiye"den ilk kez bu
duzeyde bir askeri yetkilinin
ziyarette bulunmasının
önemine dikkat cekti.