Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
BAŞKENTTEN
AHMET T\N
AGİK Hükümeti
ANKARA — Demirel ile yaptığı görüşme öncesinde İnö-
nü'ye soruyoruz:
"Bu hükümetin genel felsefesini, AGİK belgeleri ve Paris
Şartı çerçeveliyor diyebilir miyiz?"
SHP lideri hiç duraksamadan "Evet" diyor.
Nedir AGİK, nedir Paris Şartı ya da yasası?
Bu sorulann yanıtı, yeni hükümetin niteliğini ve Türkiye
tçin çizdiği rotayı da ortaya çıkaracaktır.
AGİK, yani Avrupa Güvenlik ve işbirliği Konferansı süre-
ci, 1975 yılında kabul edilen ve Türkiye adına da dönemin
başbakanı Süleyman Demirel'in imzalaidığı Helsinki Nihai Se-
nedi'nin bir sonucu.
Tam bir yıl önce, Türkiye adına Cumhurbaşkanı Özal ve
Başbakan Akbulut'un, 34 ülkenin liderleriyle birlikte imza-
ladığı Paris Yasası, "Avrupa için barış, temel hak ve özgür-
lûkler ve ortak demokratik geleceğin" ilkelerini betiriiyor.
Bu ilkeler, Demirel hükümetinin özellikle Doğu ve Güney-
doğu siyasetinin çizgilerini de belirleyecek.
Demirel'in sık sık sözünü ettiği Paris Şartı'nda, insani bo-
yutla ilgili hedefler şöyle sıralanıyor:
"İnsan hakları ve temel hürriyetler, tüm insanların katkı-
lannı arttırmak azmiyle, durumlarının daha da iyileştirilme-
sine çalışılacaktır.
Her çeşit ırkçı nefret, yabancı düşmanlığı ayrımcılık, dini
ve ideolojik gerekçelere dayanan zulümle mücadeleye ka-
rarlı olduğumuzu ifade ederiz.
Ulusal azınlıkların etnik, kûltürel, dil ve dini kimliklerinin
korunacağını, bu kimliklerini ayrıma tabi tutmaksızın ve ka-
nun önünde tam bir eşitlikle, hür olarak ifade etmeye, koru-
ma ve geliştirmeye hakları otduğunu ifade ederiz."
AGİK belgelerinde iki tür azınlıktan söz ediliyor: "Etnik
azınlık" ve "ulusal azınlık."
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir anlamda varlığının belgesi olan
Lozan Antlaşması'nda "etnik azınlık" öngörülmüyor.
Bu antlaşma çok çağdaş bir devlet tanımı getiriyor. Yal-
nızca Ortodoksluk gibi ^ — ^ — ^ ı — ^ ı
dinsel azınlıkların var- AGİKhem TÜrkİye'nİn
lıkları vurgulanıyor. tınnsttir" H^vl^t
Oysa ki 1920lerde Uniier aeviei
Aimanya gibi üikeier, olmasının belgesi hem
vatandaşlığı ırk ölçü-rfnKürt knkenli
süne bağlamışlardı.
o e A t 7 / T K
°Kenil
Türkiye, bunun dı- yurttaşların, birinci sınıf
% ! X X yurttaşlarolduğunun...
ğu ile tanımladı.
Dolayısıyla Türk sözcüğü, anayasasmda, devletin temel
belgelerinde ve uluslararası antlaşmalarda bir ırkı değil, dev-
letin vatandaşlığını ifade etmekte.
Bu çerçevede Türk tanımı içerisinde her türlü etnik renge
sahip yurttaşlar yer alıyor.
"Ulusal azınlık" tanımı ise başka bir ülkede devleti olan
bireyleri kapsıyor.
Türkiye'nin hem dışarıdaki hem içerideki sıkıntısı, Türki-
ye'de Kürt kökenlılerin azınlık olduğu ve kendilerine azınlık
muamelesi yapıldığı iddiaları.
Bu iddiaların asılsızlığını, yeni Kürt kökenlilerin bir başka
ülkede devletlerı olmadığını söyleyerek azınlık sayılamaya-
caklarını öne sürmek inandırıcı olamıyor.
Bu iddiaları tümden yok etmenin tek yolu var:
Bireyler arasındaki eşitliği, demokratik hak ve özgürlük-
leri dağ başlarına kadar çıkarabilmek.
Koalisyon hükümeti programında, Paris Yasası'ndan söz
edilecek olması bu amacı uluslararası ölçekte vurgulamak
için.
Paris Yasası'nda öngörülen aşağıdaki ilkelerin koalisyon
hükümetinin de ilkeleri haline gelmesiyle, Doğu ve Güney-
doğu'daki "haksızlıklar" artık Türkiye'nin iç işi olmaktan
çıkacak.
AGİK'in Moskova Belgesi diye nitelenen ve Türkiye'nin de
imzası bulunan belgede şu hedefler öngörülüyor:
"Demokratik hak ve eşitlikler içinde kûltürel kimliğini vur-
guluyabilme, kendi dilini konusabilme, sanatını rahatça sür-
dürebılme."
Azınlıklara kendi yazgısını belirleme (self-determination)
hakkı tanınması bu ilkeler arasında yer almıyor.
AGİK'in bir başka temel ilkesi ise Avrupa'daki sınırların
ancak barışçı uzlaşmalarla ve karşılıklı anlaşmalarla deği-
şebilmesidir.
Bir devlet içinde zora başvurarak özerk bölge veya bağım-
sızlık gibi bir toprak iddiasına, AGİK olanak tanımıyor.
Bu anlamda, AGİK hem Türkiye'nin "uniter" devlet olma-
sının belgesi hem de Kürt kökenli yurttaşların, birinci sınıf
yurttaşlar olduğunun...
Koalisyon hükümetine yalnızca DYP ve SHP'nin program-
lannın ilkeleri değil, Avrupa'nın 33 ülkesinin öngördüğü pren-
sipler de damgasını vuracak.
CUMHURBAŞKANI ÖZAL:
Tütucu politikalar
geriye götürür
İSTANBUL (AA) — Cum-
hurbaşkanı Turgut özal,
"Tekrar eski tutucu politikala-
ra dönersek 'Bu tutucu politi-
kaların ne olduğunu siyaset ba-
kımından söyierim, ama eko-
nomik ve sosyal bakımdan da
ileriye götüren politikalar var-
dır.' O politikalar yeriue tekrar
devletçi politikalar gelirse hiç
şaşmayın, geriye gjderiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, dün President Oteli'nde
'Pazar Toplanüfaui' grubunca
düzenlenen, 'Değişen Diinya
Dengeleri ve Türkiye' konulu
toplantıda konuştu.
20. asnn son çeyreğinde çok
hızlı bir değişim sürecine giril-
diğini kaydeden özal, dünya-
da iki önemli değişim görüldü-
ğünü, bunlardan birisinin siya-
si, ikincisinin ise ekonomik,
sosyal ve kûltürel değişim oldu-
ğunu söyledi.
özal, dünyanın kuruluşun-
dan beri iki zıt kutbun görül-
düğünü, en son devrenin ko-
mttnizm ve kapitalizm olduğu-
nu kaydederek şöyle konuştu:
"Bu sahadaki değişim, tek
kntnpin sisteme dognı gidiyor.
Dinyada bundan dört beş se-
ne ervel iki süper güç vardı.
Şimdi durum öyle değildir.
Kapitalizm-komünizm çekiş-
mesinin sona ermesi diinyada
tek bir süper güç bıraktı. Bu da
ABD'dir. Zaten Körfez harbi
bunu çok açık bir şekilde gös-
termiştir. Ama bu kararlı bir
deage mi? Benim kanaatime
göre kararsız denge durumun-
dadır. Bu durum on beş-yirmi
semt devam edecektir. Tahmi-
nine göre, düaya gene eski sis-
temine tabi olarak kuruluşun-
daki sisteme dognı kayma egi-
limi gösterecektir."
özal, bu süreçte bir başka
gücün meydana geleceğini ifa-
de ederek, "Bu, Japonya mı,
Almanya mı, Ortak Pazar mı
olur, Çin mi olur? Bunu önü-
müzdeki yıllar net olarak gös-
terecektir. Sovyetler Birtigi'ıım
tekrar süper güç olmasuu yakm
bir süreç içinde imkân dahilin-
de görmüyorum" dedi.
"Türkiye'nin ne yapması
lazun" diye soran özal, daha
sonra şöyle devam etti:
"Daha aktif bir siyaset po-
litikası izlemesi lazım. Maale-
sef biz yülarca kapalı kaldık.
Bir nevi 'kimse bize dokunraa-
sın, biz de kimseye dokunma-
yalım.' Anadolu tabiriyle (ne
kokar ne bulaşır) hndurJarunız
içersinde kendi halimizde yasa-
yalun.
Cumhuriyet taribinde iki çiz-
u izledik. Bunlardan bir tane-
sı Atatürk, ikincisi de tnönii
çizgisi. Bugün herkes ülkemiz-
de Atatiirkçülükten bahseder.
Oysa Atatürk'ün çizgisi, dış
politikada daha aktif politika-
dır. tkinci Cumhurbaşkanı
lnönü'nün çizgisi çok daha dar
görüşlü. Türkiye'nin dış poli-
tikası tnönü tarafından çjzflmiş
bürokratik çizgidedir. Ben bu-
nu Körfez harbinde müşahede
ettim. Bir parça aktif politika
Idemeye kalkak, kıyamet kop-
tu. Hatta aksini ispat edebü-
mek için tutucu olanlar Sad-
dam'cı kesildi."
Bugün dünyada öldürücü bir
yanşın olduğunu, herkesin önü
kapmak istediğini bildiren
Cumhurbaşkanı özal, "Klm
önünü daha iyi görürse, o dai-
ma öne çıkacaktır. tleriyi gör-
memiz lazım. Tahmin yapma-
mız lazım " diye konuştu.
DYP ve SHP, seçim vaatlerini koalisyon protokolüne koydu
Askerlîk süresi kısahvorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DYP ve SHP koalisyo-
nunun "yolsuzlukların Uzerine
gidecegi" açıklandı. İki parti as-
kerlik süresinin kısaltılması, as-
gari ücretin vergi dış'ı bırakılma-
sı ve işsizlik sigortasının aşamalı
olarak uygulanması konuların-
da anlaştı.
DYP Genel Sekreteri Gök-
berk Ergenekon ve SHP Genel
Sekreteri Hikmet Çetin dün dü-
zenledikleri basın toplantısında,
"bölgelerarası dengesizlik ve
toplumun geniş kesimlerini doğ-
rudan ilgilendiren konularda"
benimsenen ilkeleri açıkladılar.
Ergenekon ve Çetin'in basın
toplantısına SHP'den Korel
Göymen, Abdülkadir Ateş ve
Salih Sümer de katıldılar.
Ergenekon ve Çetin'in açık-
ladıklan metinde bölgeler arası
gelişmişlik farkının ortadan kal-
dırılması için "bölge kalkınma
planlan" hazırlanacağı belirtil-
di.
Açıklanan ortak metinde hü-
kümetin, bölgeler arasındaki
dengesizliği gidermek, bölgeler
arası toplumsal ve ekonomik
bütünleşmeyi sağlamak karann-
da olduğu vurgulandı. Bu
amaçla gerek ekonomik etkin-
liklerin, gerek kamu hizmetleri-
nin dağılımında bu hedefin ge-
rektirdiği altyapıyı hazırlayan ve
destekleme mekanizmalan ku-
ran bir "bölgesel gelişme poli-
tikası" uygulanacağının belirtil-
diği meynde şöyle denildi:
"Gelişmiş bölgeler içinde de
daha az gelişmiş yöreler bulun-
makla birlikte geri kalmışlığın
coğrafi bir bütünlük gösterdiği
Doğu ve Güne>doğu Anadolu
bölgelerine özel bir önem veri-
lecektir. Doğu ve Güneydoğu
için genel bir bölge kalkınma
planlan çerçevesinde özel 'Böl-
gesel Kalkınma Planı' hazırla-
narak uygulamaya geçilecektir.
Bu amaçla kamu yatırımları-
nın arttınlacağı ve özel sektör
yatınmlan için teşvik sisteminin
değiştirileceğinin açıklandığı or-
tak metinde Doğu ve Güneydo-
ğu bölgelerinin çeşitli nedenler-
le özel sektör için yatınm yapı-
labilir bölge haline getirilemedi-
ği, kamu yatırımlarının da iste-
nilen duzeye ulaşamadığına dik-
kat çekildi.
Metinde bölgesel kalkınma
plarunın yalnız özel sektöre yö-
nelik teşviklerle sınırlı kalmaya-
cağı, kamu kesiminin de öncü
ve girişimci olarak bölgenin
ekonomik ve toplumsal sorun-
larının çözümünde gerekli kat-
kıyı yapacağı vurgulandı. İşsiz-
lik sorunun kısa dönemde
Anayasa Mahkemesi Başkaru'ndan demokratikleşmepaketine destek
Demokrasi hedefe ulaşırANKARA (ANKA) — Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden, DYP-SHP'nin
koalisyon protokolü çerçevesin-
de açıkladıklan "demokratikleş-
me paketi"ne tam destek verdi
ve bu paketle demokrasi hede-
fine ulaşılabileceğini bildirdi.
Özden, "Hukuku siyasallaştır-
mak yerine siyaset hukuksallaş-
tuılmalıdır" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta Güngör Özden, ANKA-
nın konuya ilişkin sorulannı ya-
nıtladı. Anayasa ve yasal düzen-
Iemelerin ergeç önlerine gelebi-
leceğini, bu açıdan demokratik-
leşme paketine ilişkin görüşleri-
ni Anayasa Mahkemesi Başka-
nı olarak değil bir hukukçu ola-
rak açıkladığına dikkat çeken
özden, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin temel sorunu,
hukuk devletinin gerçek ve ge-
çerli olmasıdır. Devletin etkin-
liği ve başansı hukuksallıktan
geçer. Ekonomik ve sosyal so-
runlann çözümünde de bu kay-
naga dayanılması en çağdaş tn-
tumdur. Tüm temd ölçütler, hu-
kuk devleti niteliğine uygun bi-
çirade belirlenmelidir. Bu ne-
denle, hukuk devletini gerçekleş-
tirmek için anayasal ve yasal dü-
Hukuku
siyasallaştırmak yerine,
siyaset
hukuksallaştırılmalıdır.
Türkiye'nin temel
sorunu, hukuk
devletinin gerçek ve
geçerli olmasıdır.
Hukuk devleti, ulusal
aydınlığın sağlanması
için zorunludur. Temel
ölçütler hukuk devleti
niteliğine uygun
biçimde
belirlenmelidir.
zenlemelere öncelik verilmesi,
ulusal aydınlığın sağlanmasının
zorunlu ve oncelikli koşuludur.
Siyasal yöntemlere, araçlara
ve uygulamalara karışmamakla
biriikte, ulusıunuzun mutluluğu,
özellikle de ulus birliği ve ülke
tümlüğünün konınup güçlendi-
rilmesi yöniinden açıklanan ha-
zırlıklan yerinde buluyorum.
Bunlann ayrıntıda başanlı ol-
ması da özellikle yargisal kurum
ve kurumlann işlev ve yapıları-
nın yeniden gözden geçirilmesi,
yürütmenin yargıya el alma ni-
teliğindeki kimi yetki ve uygula-
malann kaldınlması, açıkça dü-
zenlemelerin çağdaş biçimde so-
nuçlandınlması Türkiye'nin ge-
leceği bakımından çok önemli-
dir. Bu bağlamda, üzerinde en
çok dumlması gereken şey, ulu-
sal egemenliğin pa> lasılması, ya-
sama organının yalnız yasama
konusunda yetkili, yürütme ko-
nusunda etkili olduğu bilinerek
yetkilerini tam olarak kullanma-
a vt böylece ulusal yerini bir kez
daha benimsetmesidir.
TBMM'nin ve yargının etkinli-
ği arttınlmalıdır. tyi niyetli olun-
duğu surece bu paketle sonuca
ulaşılabilir. Hukuku siyasallaş-
tırmak yerine siyasel hukuksal-
laştınlmalıdır."
özden, sonınlann diyalogla
çözumlenmesini isteyerek "Gos-
terilerden ve dediğim dedik tu-
tumlardan, 'benimki en dognı'
demekten kaçınmak gerekir"
dedi. Özden, koalisyon hükü-
metinin, gerçekleştireceği tüm
anayasa ve yasal düzenlemeler-
de ilgili kuruluşların gorüşleri-
ni almasını önerdi.
Güneydoğu raporuyla ilgili
bir soruyu da yanıtlayan Yekta
Güngör Özden, raporu olumlu
bulduğunu ifade ederek şöyle
konuştu:
"Ulusun birliği, ülkenin tüm-
lüğü, devletin tekliği konusun-
da ödiin verilmeksizin, 'Ne mut-
lu Türküm diyene' bilincini güç-
lendiren; soy. din,rfil,köken ay-
nmı gözetmeksizin insan haklan
içinde herkesi eşit tutan bir uy-
gulamayla, içten ve dıştan des-
tek gören aynmcılığın giderek
kaldınlacağına inanıyorum."
1 milyon 600 bin seçmen sandık başına gidecek
Aralıkta seçimrüzgârıtç Politika Servisi— Türkiye önümüzde-
ki aralık ayı boyunca yeni bir seçim heye-
canı yaşayacak. Genel seçimlerde milletve-
kili adayı olmalan nedeniyle boşalan 17
merkezin belediye başkanlan belirlenecek.
I
için yapılan 'eğilim yokiamasTrKİa en yük- ve iktidar ortağı olmamn avantajı ile ken-
sek oyu, eski milletvekili Yuksel Çengel'in direrinin galip geleceğini öne sürüyorlar.
genel merkez tarafmdan belediye başkan DYP genel seçimlerden birinci parti ola-
adayı gösterilmesi bekleniyor. rak çıkarken, Istanbul'da, 'beklediğini bu-
Bu arada ANAP da Bakırköy için halen lanıama'nın olumsuzluğunu yerel seçimler-
Aralarmda Amasya ve Istanbul'un en bu- ç B a k a n h ğ l ö r e v i n i s ü r d ü
y
r e ^ ^ T a . de giderme uğraş, içinde.
.„.!, .1^.. n,u.,u«,,Mm J-K.,ı.,^,.»,, K., v .. Partilerin ve seçmenlerin yeniden sandık
günlennde yapüacak seçunlerde en büyük
önem yaklaşık 700 bin seçmeni olan Istan-
bul'un Bakırköy ilçesine veriliyor. 22 ara-
hk tarihinde yapılacak seçime katılacak
partiler, adaylannı beürlemeye devam edi-
yor. SHP'ü belediye başkanı iken istifa edip
DYP'den miUetveküi olan Yüdınm Aktu-
na'dan sonra 2.5 yıl Aktuna'nın vekilliği-
ni yapan ve halen Bakırköy Belediye Baş-
kardığı'nı sürdüren SHP'li Yakup Akyüz
de partisinden aynhp DYP'nin adayı oldu.
SHP'de ise önceki gün aday beürlemek
' ; . . . _ , „
Istanbul da dığer partılere oranla 20
Ekımseçımlerınde büyük başan sağlayan
A
N A P Bakırköy ün yanı sıra Çatalca ve
Kağıthane Belediye Başkanlığı seçımlenne
d e
asılıyor.
SHP'liler ise yerel yönetimlerde iktidar
olduklan tstanbul'da 20 Ekim'de uğradık-
lan bozgundan kurtulabilmenin yolunu an-
yorlar. Bu nedenle, üç ilçedeki seçimleri
'prestij mücaddesi' olarak değerlendiriyor
Tosya (Kastamonu) 8 Arahk 1991, Bolva-
din (Afyon) 8 Aralık 1991, Amasya 15 Ara-
hk 1991, Silopi (Şırnak) 15 Arahk 1991, Tu-
fanbeyü (Adana) 15 Arahk 1991, Zile (To-
kat) 15 Aralık 1991, Lüleburgaz (Kırklareli)
22 Aralık 1991, Bakırköy (Istanbul) 22 Ara-
hk 1991, Keskin (Kınkkale) 22 Arahk 1991,
Bahşıh (Kınkkale) 22 Arahk 1991, Sarayö-
nü (Konya) 22 Arahk 1991, Çatalca (îstan-
bul) 29 Arahk 1991, Kağıthane (Istanbul)
29 Arahk 1991, Erdemli (Içel) 29 Arahk
1991.
"Özel İstihdam Projeleri " yar-
dımı ile çözüm bulunacağımn
bildirildiği metinde "İssizlik so-
nınuna üretken alanlarda yapı-
lacak yatınmlarla çözüm bulu-
nabilecektir. Ancak yatınm
projelerinin sonuçlanması beurli
bir süreyi gerektirdiğinden kısa
dönemde işsizlik sorununa
'Özel İstihdam Projeleri' ile çö-
züm getirilecektir" denildi. Hü-
kümetin, toplumun geniş kesim-
lerini doğrudan ilgilendiren ko-
nulara yeni çözümler getirmeye
kararlı olduğu vurgulanarak hü-
kümetin hedefleri şöyle sıralan-
dı:
• Askerlik süresi kısaltılacak,
• Asgari ücretten aşamalı ola-
rak vergi alınmayacak,
• Küçük çiftçinin faiz borçlan
bir defaya mahsus olmak Uzere
affedUecek,
• Halkımızm tümüne aşamalı
olarak "yeşil kart" verihnek su-
retiyle sağhk hizmeti sunulacak-
tır. Ekonomik gücü olmayanla-
nn sağhk giderleri devletçe kar-
şılanacaktır,
• Devletin kişilere ve kurumla-
ra olan borçlan, belli bir ödeme
takvinrine baglanarak ödene-
cektir,
• Vergi refonnu ile birlikte kü-
çük esnaf, sanatkâr ve üretici-
lerin vergi yükü, gelirleri ile
orantıh olarak hafîfletilecektir,
• İşsizlik sigortası kademeli ola-
rak getirilecektir,
• Ev kadınları aşamalı olarak
sigorta kapsamına alınacaktır,
• Kadınlanmızın 20, erkekleri-
mizin 25 hizmet yüını tamamla-
malan balinde isteyenlerin yaş
haddine bakılmaksmn emekli-
likleri sağlanacaktır,
• 2laman içinde sosyal güvenlik
kurumlannın u>Tim haline geti-
rihneleri sağlanacaktır,
• Yeni bir eğitim reformu ile
birlikte öğretmenkrin nitelikleri
ve yaşam düzeyleri yükseltile-
cektir,
• Demokratik çerçevede ve hu-
kuk kuralları içinde yolsuzluk-
ların uzerine gidilecektir,
• Devlette verimlilik ve etken-
lik, kamu görevlilerine adil ve
onurlu bir yaşam düzeyi sağla-
yacak bir kamu personel refor-
mu yapılacaktır,
• Adil yargıyı, geciktirilmeyen
adaleti sağlayacak bir adalet re-
formu çerçevesinde adil ve hız-
lı yargı ile hâkim güvencesi sağ-
lanacaktır.
Hikmet Çetin, basın toplan-
tısı sonunda bölgede özel istih-
dam projeleri geliştirilmesine
ilişkin bir soruyu yanıtlarken,
"Konıculuk bir istihdam siste-
mine dönüştü. Devlet iane da-
ğıtır gibi kârlı olup olmadığına
bakmaksızın projeler geliştirile-
cek. Ağaç dikine, teraslama, yol
yapımı gibi konularda insanla-
ra iş bulma amaçlanacak" de-
di.
Ergenekon da dış politika ko-
nusunda iki parti arasında mu-
tabık kahndığını kaydetti. Çetin
ise Irak ile ilişkiler konusunda-
ki bir soruya, "Ortadoğu'da
Türkiye'nin ilişkilerini, ülke çı-
kan ve dünya-bölge banşı açı-
sından yünitmek gerekli. Ülke-
lerin Türkiye'ye yönelik terör
olaylannda hareketleri varsa bu
konuda dikkatli davranmalan
gerektiği belirtilecek" yanıtım
verdi.
Kürdistan Sosyalist Fartisi lideriDr.MahmutOsman, Bağdatgörüşmelerinin sürmesinden yana
Diyalog, savaştan daha iyiTürkiye'nin sınırötesi
operasyonlarına karşi
olduklarını söyleyen
Dr. Osman, PKK'nın
Irak'tan her zaman
saldırmadığım,
Türkiye içinde daha
çok eylem yaptığını öne
sürdü.
VEDAT YENERER ~
ŞAKLAVA — Kuzey Irak'ta-
ki Kürt birliğini oluşturan Bir-
leşik Kürt Cephesi partilerinden
Kürdistan Sosyalist Partisi
(KSP) lideri Dr. Mahmut Os-
man son gelişmeler uzerine gö-
rüşlerini Cumhuriyet'e aktardı.
KSP lideri son gelişmlerle ilgili
sorulanmıza şu yanıtları verdi:
—Saddam'ın uygulamaya
koyduğu ambargo sonrasında
36. paralelin kuzeyinde gelişen
olayları anlatır mısınız?
OSMAN—Bundan bir süre
önce Saddam, Araplan Kürt
Kuzey Irak'taki kamplara at ve katırlarla erzak naklediliyor. (Fotoğraf: VEDAT YENERER)
bölgelerinden geri çağırmıştı.
Şimdi de yolladığı malların üç-
te ikisini kesti. Ambargoyu,
Bağdat görüşmeleri devam eder-
ken ve Kün Cephesi'ne bilgi
vermeden ansızın başlattı. Bu
durumu kabul etmiyoruz. Gö-
rüşmeler de olumsuz yönde et-
kilendi. Her şeyin üstüne askeri
gücünü çok yakınımıza kadar
getirdi. Her gün bizim özellikle
tartışma konusu yaptığımız Ker-
kük ve Erbil'e asker yığıyorlar.
Gehşmeleri anında ABD ve BM
yetkililerine bildirdiğimiz halde
hiçbir önîem alınmıyor.
—Bu durumda Bagdat'ta de-
vam eden göriişmelere bir son
verilip tekrar savaşmak söz ko-
nusu mu?
OSMAN—Hayır. Biz görüş-
meleri durdurmaktan yana de-
ğiliz. Savaş yerine kötü de olsa
diyaloğu tercih ediyoruz. İnsan-
GÜNEYDOĞUUINUN "DEMOKRASİ PAKETİ"NE BAKIŞI:
Kürt sorununa çözümgetirmezDİYARBAKIR (Cumhuriyet) — DYP ve
SHP'nin Güneydoğu'yla ilgili olarak hazır-
ladığı ortak "Demokrasi Paketi" bölge-
deki yurttaşlar arasında pek sıcak karşılan-
madı. DYP ve SHP'den oluşan koalisyon
hükümetinin verdiği vaatlerin kâğıt üzerin-
de kalacağını savunan yurttaşlar, DYP li-
deri Süleyman Demirel'i de samimiyetsiz-
likle suçluyorlar ve Kürt sorununa kalıcı çö-
zümün DYP-SHP'nin mevcut olan resmi
ideolojisinden sıyrılmalarına bağlıyorlar.
SHP ve DYP'nin Güneydoğu sorunuy-
la ilgili olarak hazırladıkları "Demokrasi
Paketi" hakkında görüştüğümüz yurttaş-
lar şunlan söylediler:
Hasan Baiaban (tşci): "SHP ve DYP'nin
hazırladığı demokrasi paketine inanmıyo-
rum. Kâğıt üzerinde kalacağını sanıyonım.
Türkiye'de her hükümet kurulduğunda
benzer laflar, girişimler oluyor, ancak bir
süre sonra bunlann hepsi unutulur. Sorun
çığ gibi büyümeye devam edecek.
Norettin Gül (Tekniker): "Şimdilik bir
şey söylemek yanlış olur. Bu durumda ke-
sin tavır almak ya da bir şey söylemek doğ-
ru değil. Beklemekte yarar var. SHP ve
DYP'nin Doğu ve Güneydoğu konusunda
samimi olup olmadıklan önümüzdeki gün-
lerde ortaya çıkacak."
Ömer Aktaş (Serbest): DYP ve SHP'nin
ortaklaşa hazırladıkları demokrasi paketi
olumlu bir adım. Ancak beklemek gerekir.
Haznianan demokrasi paketindeki tüm va-
atlerin uygulanacağını sanmıyorum. Nedeni
ise Türkiye'de bazı şeyler tabulaşmış, ku-
rumlaşmi"- bunlan yıkmak zor olur zaman
ister."
Ziya Muratakan (Konfeksiyoncu): "Ne
Demirel ne de tnönü hazırladıklan demok-
rasi paketi konusunda pek samimi değiller.
Daha dündu; parlamentodaki yemin töre-
ni sırasında demokrat olan Kürt kökenli iki
milletvekili demokratik çıkışlan nedeniyle
her iki lider tarafmdan kınandılar. Çifte
standartlı demokrasi olmaz."
lanmız bir an için barışa ahştı.
Ama Halepçe katliamının so-
rumlusu 'Ali künya' adıyla anı-
lan Saddam'ın kuzeni Ali
Hasan Mecit'in Savunma Ba-
kanhğı'na getirilmesi düşündü-
rücüdür.
—Türkiye'nin gerçekleştirdi-
ği sınırötesi operasyonlarla ilgili
olarak neler düşünüyorsunuz?
OSMAN—Kürdistan Cephe-
si olarak operasyonlara karşı-
yız. Bu op>erasyonlar, Türk
politikasıyla ilgilidir. Öyle göz-
üküyor ki Türk politikası da iyi
değil. Sınırlarımızın devamlı
olarak bombalanması ve insan-
larımızın ölmesi bizi çok rahat-
sız ediyor. PKK her zaman
Irak'tan saldırmıyor. Türkiye
içinde daha fazla eylem gerçek-
leştiriyorlar. Turkiye ile prob-
lemsiz bir sınır, PKK ile de iyi
bir diyalog içinde olmak is-
tiyoruz.
—PKK-KDP arasındaki an-
laşmaziık neden ikri geliyor?
OSMAN—Onların arasında
yaklaşık 3 senedir sorun var.
Birkaç yıl önce karşılıklı çatış-
tıklan bile oldu.
—DYP-SHP koalisyonu.
Kürt konusunda sizce nasıl bir
tavır alacakUr?
OSMAN—Sanıyorum, bek-
lenilen sonuç çıktı. Birkaç sene-
dir ortaya çıkan ekonomik ve
siyasi sorunlar diğer partileri
Özal'a karşı güçlendirdi. Şimdi
sanıyonım, bir eşitlik sağlandı.
—Demirel'e kadar olan süre
içinde ANAP (Özal) politikası-
nı nasıl değeriendiriyorsunuz?
OSMAN—Özal, bir açıkla-
masında bu sonınlann diyalogla
çözülebileceğini vurgulamıştı.
Bu, eskisinden daha iyi bh" yak-
laşımdır. Bir gerçek vardır. O
da Türkiye'de yaşayan Kürtle-
rin değiştiği gerçeğidir.
ANAP'ta
yapılanma
• ANKARA (AA) —
Seçimlerden hemen sonra
"bugünkü şartlarda ana
muhalefette kahna" karan
alan ANAP üst yönetimi,
partide "yeniden
yapılanma"ya yönelik
tasanlanm önümüzdeki
günlerde uygulamaya
koyacak. Parti
yöneticilerince, "yeniden
yapılanma", "derlenip
toparlanma" ve "nadasa
bırakma" gibi adlarla
nitelendirilen yeni dönem,
özellikle önümüzdeki 6 ay
ile 1 yıllık süreyi kapsıyor.
Bu dönemde, Genel Başkan
Mesut Yılmaz'ın halkın
değişik katmanları ile
sürekli iletişün ve diyalog
kuracağı, başta başkanhk
divanı olmak üzere il ve
ilçe yönetimlerinde
değişiklikler yapılacağı ve
parti tabanını oluşturan
üyeler ile kamuoyunun
ANAP'a ilgisini arttıracak
uygulamalara sahne olacağı
ifade ediliyor.
Bürokraside
atamalar
• ANKARA (AA) —
Milletvekili genel
seçimlerinde aday olup
seçilemeyen bürokratların
eski görevlerine iadesine
ilişkin işlemleri devam
ediyor. Resmi Gazete'nin
dünkü sayısında
yayımlanan atama
kararlarına göre seçim
öncesinde istifaen ayrılan
Mehmet Nuri Aslan, İş ve
İşçi Bulma Kurumu Genel
Müdürlüğü'ne; Prof. Orhan
Morgil, Maliye ve Gümrük
Bakanlığı Müsteşar
Yardımcıhğı'na; Tacettin
Yinanç, Maliye ve Gümrük
Bakanlığı Gelirler Genel
Müdürlüğü Genel Müdür
Yardımcıhğı'na; Ertuğrul
Konukman, Izmit Gümrük
Muhafaza
Başmüdürlüğü'ne; Ziya
Sanbay, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı
Müşavirliğine; Ahmet
Yılmaz, Türizm Bakanlığı
Müsteşar Yardımcıhğı'na;
İsmail Arpacı, Turizm
Bakanlığı Müşavirligi'ne
yeniden atandilar.
Seçimin kesin
sonuçlan
• ANKARA (AA) —
YSK, 20 Ekim erken genel
seçimlerine ilişkin resmi
kesin sonuçlan açıkladı.
Adıyaman iü seçim
sonuçlarına ilişkin itirazlan
karara bağlayan YSK'nın,
bu sonuçların dahil
edilmesi sonucu ilan ettiği
ve Resmi Gazete'nin
dünkü sayısında
yayımlanan kesin seçim
sonuçları şöyle: Geçerli
oyların partilere dağıümı ve
oy oranlan: ANAP:
5.862.623 yüzde 24.01, RP:
4.121.355 yüzde 16.88, SP:
108.369 yüzde 0.44, DYP:
6.600.726 yüzde 27.03,
DSP: 2.624.301 yüzde
10.75, SHP: 5.066.571
yüzde 20.75, Bağ.: 32.721
yüzde 0.14. Milletvekilliği
dağıhmı: ANAP: 115, RP:
62, SP: — DYP: 178, DSP:
7, SHP: 88.
Ihmsfer'
iddiaları
• ANKARA (ANKA) —
DYP milletvekiUerinin
ANAP'hlann kısa sürede
dağılacağı ve çok sayıda
milletvekilinin kendilerine
katılacağı sözleri
"iddialaşmaya" yol açtı.
ANAP tstanbul Milletvekili
Bülent Akarcalı, DYP
milletvekiUerinin bu
sözlerine kızarak bunun
için iddiaya girmeye hazır
olduğunu ifade etti.
Akarcalı, aynı teklifi DYP
milletvekillerine de
götürdüğünü beürterek
şunlan söyledi: "Bazı DYP
milletvekilleri 'en az 20
ANAP'lı bize katılacak'
şeklinde iddiada
bulundular. Ben de
kendilerine 'Bizden size
geçeceğini iddia ettiğiniz 5
milletvekilinin her biri için
5 milyon vermeye hazınm.
Siz de DYP'ye geçeceğmi
iddia ettiğiniz, ancak
geçmeyen diğer 15
milletvekilinin her biri için
bana 3 milyon verin'
dedim. Ama kabul
etmediler:'
'Yeşil kart',
bakanı bekliyor
• ANKARA (AA) —
Sağlık Bakanlığı'nca
hazırlanan genel sağhk
sigortası, teşkilat yasası gibi
büyük projeler, yeni bakanı
bekliyor. Sağhk
Bakanhğı'nın yeni
hükümete bıraktığı en
büyük proje genel sağhk
sigortası. Halil Şıvgın
döneminde başlatüan ve
sosyal güvenceye sahip
ohnayan tüm vatandaşlan
sigortalamayı amaçlayan
yasa tasarısı, bazı
değişiklikler yapılacağı
gerekçesiyle Sağhk
Bakanlığf nda bekletiliyor.