22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 BAŞKENTTEN AHMET T\N AGİK Hükümeti ANKARA — Demirel ile yaptığı görüşme öncesinde İnö- nü'ye soruyoruz: "Bu hükümetin genel felsefesini, AGİK belgeleri ve Paris Şartı çerçeveliyor diyebilir miyiz?" SHP lideri hiç duraksamadan "Evet" diyor. Nedir AGİK, nedir Paris Şartı ya da yasası? Bu sorulann yanıtı, yeni hükümetin niteliğini ve Türkiye tçin çizdiği rotayı da ortaya çıkaracaktır. AGİK, yani Avrupa Güvenlik ve işbirliği Konferansı süre- ci, 1975 yılında kabul edilen ve Türkiye adına da dönemin başbakanı Süleyman Demirel'in imzalaidığı Helsinki Nihai Se- nedi'nin bir sonucu. Tam bir yıl önce, Türkiye adına Cumhurbaşkanı Özal ve Başbakan Akbulut'un, 34 ülkenin liderleriyle birlikte imza- ladığı Paris Yasası, "Avrupa için barış, temel hak ve özgür- lûkler ve ortak demokratik geleceğin" ilkelerini betiriiyor. Bu ilkeler, Demirel hükümetinin özellikle Doğu ve Güney- doğu siyasetinin çizgilerini de belirleyecek. Demirel'in sık sık sözünü ettiği Paris Şartı'nda, insani bo- yutla ilgili hedefler şöyle sıralanıyor: "İnsan hakları ve temel hürriyetler, tüm insanların katkı- lannı arttırmak azmiyle, durumlarının daha da iyileştirilme- sine çalışılacaktır. Her çeşit ırkçı nefret, yabancı düşmanlığı ayrımcılık, dini ve ideolojik gerekçelere dayanan zulümle mücadeleye ka- rarlı olduğumuzu ifade ederiz. Ulusal azınlıkların etnik, kûltürel, dil ve dini kimliklerinin korunacağını, bu kimliklerini ayrıma tabi tutmaksızın ve ka- nun önünde tam bir eşitlikle, hür olarak ifade etmeye, koru- ma ve geliştirmeye hakları otduğunu ifade ederiz." AGİK belgelerinde iki tür azınlıktan söz ediliyor: "Etnik azınlık" ve "ulusal azınlık." Türkiye Cumhuriyeti'nin bir anlamda varlığının belgesi olan Lozan Antlaşması'nda "etnik azınlık" öngörülmüyor. Bu antlaşma çok çağdaş bir devlet tanımı getiriyor. Yal- nızca Ortodoksluk gibi ^ — ^ — ^ ı — ^ ı dinsel azınlıkların var- AGİKhem TÜrkİye'nİn lıkları vurgulanıyor. tınnsttir" H^vl^t Oysa ki 1920lerde Uniier aeviei Aimanya gibi üikeier, olmasının belgesi hem vatandaşlığı ırk ölçü-rfnKürt knkenli süne bağlamışlardı. o e A t 7 / T K °Kenil Türkiye, bunun dı- yurttaşların, birinci sınıf % ! X X yurttaşlarolduğunun... ğu ile tanımladı. Dolayısıyla Türk sözcüğü, anayasasmda, devletin temel belgelerinde ve uluslararası antlaşmalarda bir ırkı değil, dev- letin vatandaşlığını ifade etmekte. Bu çerçevede Türk tanımı içerisinde her türlü etnik renge sahip yurttaşlar yer alıyor. "Ulusal azınlık" tanımı ise başka bir ülkede devleti olan bireyleri kapsıyor. Türkiye'nin hem dışarıdaki hem içerideki sıkıntısı, Türki- ye'de Kürt kökenlılerin azınlık olduğu ve kendilerine azınlık muamelesi yapıldığı iddiaları. Bu iddiaların asılsızlığını, yeni Kürt kökenlilerin bir başka ülkede devletlerı olmadığını söyleyerek azınlık sayılamaya- caklarını öne sürmek inandırıcı olamıyor. Bu iddiaları tümden yok etmenin tek yolu var: Bireyler arasındaki eşitliği, demokratik hak ve özgürlük- leri dağ başlarına kadar çıkarabilmek. Koalisyon hükümeti programında, Paris Yasası'ndan söz edilecek olması bu amacı uluslararası ölçekte vurgulamak için. Paris Yasası'nda öngörülen aşağıdaki ilkelerin koalisyon hükümetinin de ilkeleri haline gelmesiyle, Doğu ve Güney- doğu'daki "haksızlıklar" artık Türkiye'nin iç işi olmaktan çıkacak. AGİK'in Moskova Belgesi diye nitelenen ve Türkiye'nin de imzası bulunan belgede şu hedefler öngörülüyor: "Demokratik hak ve eşitlikler içinde kûltürel kimliğini vur- guluyabilme, kendi dilini konusabilme, sanatını rahatça sür- dürebılme." Azınlıklara kendi yazgısını belirleme (self-determination) hakkı tanınması bu ilkeler arasında yer almıyor. AGİK'in bir başka temel ilkesi ise Avrupa'daki sınırların ancak barışçı uzlaşmalarla ve karşılıklı anlaşmalarla deği- şebilmesidir. Bir devlet içinde zora başvurarak özerk bölge veya bağım- sızlık gibi bir toprak iddiasına, AGİK olanak tanımıyor. Bu anlamda, AGİK hem Türkiye'nin "uniter" devlet olma- sının belgesi hem de Kürt kökenli yurttaşların, birinci sınıf yurttaşlar olduğunun... Koalisyon hükümetine yalnızca DYP ve SHP'nin program- lannın ilkeleri değil, Avrupa'nın 33 ülkesinin öngördüğü pren- sipler de damgasını vuracak. CUMHURBAŞKANI ÖZAL: Tütucu politikalar geriye götürür İSTANBUL (AA) — Cum- hurbaşkanı Turgut özal, "Tekrar eski tutucu politikala- ra dönersek 'Bu tutucu politi- kaların ne olduğunu siyaset ba- kımından söyierim, ama eko- nomik ve sosyal bakımdan da ileriye götüren politikalar var- dır.' O politikalar yeriue tekrar devletçi politikalar gelirse hiç şaşmayın, geriye gjderiz" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dün President Oteli'nde 'Pazar Toplanüfaui' grubunca düzenlenen, 'Değişen Diinya Dengeleri ve Türkiye' konulu toplantıda konuştu. 20. asnn son çeyreğinde çok hızlı bir değişim sürecine giril- diğini kaydeden özal, dünya- da iki önemli değişim görüldü- ğünü, bunlardan birisinin siya- si, ikincisinin ise ekonomik, sosyal ve kûltürel değişim oldu- ğunu söyledi. özal, dünyanın kuruluşun- dan beri iki zıt kutbun görül- düğünü, en son devrenin ko- mttnizm ve kapitalizm olduğu- nu kaydederek şöyle konuştu: "Bu sahadaki değişim, tek kntnpin sisteme dognı gidiyor. Dinyada bundan dört beş se- ne ervel iki süper güç vardı. Şimdi durum öyle değildir. Kapitalizm-komünizm çekiş- mesinin sona ermesi diinyada tek bir süper güç bıraktı. Bu da ABD'dir. Zaten Körfez harbi bunu çok açık bir şekilde gös- termiştir. Ama bu kararlı bir deage mi? Benim kanaatime göre kararsız denge durumun- dadır. Bu durum on beş-yirmi semt devam edecektir. Tahmi- nine göre, düaya gene eski sis- temine tabi olarak kuruluşun- daki sisteme dognı kayma egi- limi gösterecektir." özal, bu süreçte bir başka gücün meydana geleceğini ifa- de ederek, "Bu, Japonya mı, Almanya mı, Ortak Pazar mı olur, Çin mi olur? Bunu önü- müzdeki yıllar net olarak gös- terecektir. Sovyetler Birtigi'ıım tekrar süper güç olmasuu yakm bir süreç içinde imkân dahilin- de görmüyorum" dedi. "Türkiye'nin ne yapması lazun" diye soran özal, daha sonra şöyle devam etti: "Daha aktif bir siyaset po- litikası izlemesi lazım. Maale- sef biz yülarca kapalı kaldık. Bir nevi 'kimse bize dokunraa- sın, biz de kimseye dokunma- yalım.' Anadolu tabiriyle (ne kokar ne bulaşır) hndurJarunız içersinde kendi halimizde yasa- yalun. Cumhuriyet taribinde iki çiz- u izledik. Bunlardan bir tane- sı Atatürk, ikincisi de tnönii çizgisi. Bugün herkes ülkemiz- de Atatiirkçülükten bahseder. Oysa Atatürk'ün çizgisi, dış politikada daha aktif politika- dır. tkinci Cumhurbaşkanı lnönü'nün çizgisi çok daha dar görüşlü. Türkiye'nin dış poli- tikası tnönü tarafından çjzflmiş bürokratik çizgidedir. Ben bu- nu Körfez harbinde müşahede ettim. Bir parça aktif politika Idemeye kalkak, kıyamet kop- tu. Hatta aksini ispat edebü- mek için tutucu olanlar Sad- dam'cı kesildi." Bugün dünyada öldürücü bir yanşın olduğunu, herkesin önü kapmak istediğini bildiren Cumhurbaşkanı özal, "Klm önünü daha iyi görürse, o dai- ma öne çıkacaktır. tleriyi gör- memiz lazım. Tahmin yapma- mız lazım " diye konuştu. DYP ve SHP, seçim vaatlerini koalisyon protokolüne koydu Askerlîk süresi kısahvorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP ve SHP koalisyo- nunun "yolsuzlukların Uzerine gidecegi" açıklandı. İki parti as- kerlik süresinin kısaltılması, as- gari ücretin vergi dış'ı bırakılma- sı ve işsizlik sigortasının aşamalı olarak uygulanması konuların- da anlaştı. DYP Genel Sekreteri Gök- berk Ergenekon ve SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin dün dü- zenledikleri basın toplantısında, "bölgelerarası dengesizlik ve toplumun geniş kesimlerini doğ- rudan ilgilendiren konularda" benimsenen ilkeleri açıkladılar. Ergenekon ve Çetin'in basın toplantısına SHP'den Korel Göymen, Abdülkadir Ateş ve Salih Sümer de katıldılar. Ergenekon ve Çetin'in açık- ladıklan metinde bölgeler arası gelişmişlik farkının ortadan kal- dırılması için "bölge kalkınma planlan" hazırlanacağı belirtil- di. Açıklanan ortak metinde hü- kümetin, bölgeler arasındaki dengesizliği gidermek, bölgeler arası toplumsal ve ekonomik bütünleşmeyi sağlamak karann- da olduğu vurgulandı. Bu amaçla gerek ekonomik etkin- liklerin, gerek kamu hizmetleri- nin dağılımında bu hedefin ge- rektirdiği altyapıyı hazırlayan ve destekleme mekanizmalan ku- ran bir "bölgesel gelişme poli- tikası" uygulanacağının belirtil- diği meynde şöyle denildi: "Gelişmiş bölgeler içinde de daha az gelişmiş yöreler bulun- makla birlikte geri kalmışlığın coğrafi bir bütünlük gösterdiği Doğu ve Güne>doğu Anadolu bölgelerine özel bir önem veri- lecektir. Doğu ve Güneydoğu için genel bir bölge kalkınma planlan çerçevesinde özel 'Böl- gesel Kalkınma Planı' hazırla- narak uygulamaya geçilecektir. Bu amaçla kamu yatırımları- nın arttınlacağı ve özel sektör yatınmlan için teşvik sisteminin değiştirileceğinin açıklandığı or- tak metinde Doğu ve Güneydo- ğu bölgelerinin çeşitli nedenler- le özel sektör için yatınm yapı- labilir bölge haline getirilemedi- ği, kamu yatırımlarının da iste- nilen duzeye ulaşamadığına dik- kat çekildi. Metinde bölgesel kalkınma plarunın yalnız özel sektöre yö- nelik teşviklerle sınırlı kalmaya- cağı, kamu kesiminin de öncü ve girişimci olarak bölgenin ekonomik ve toplumsal sorun- larının çözümünde gerekli kat- kıyı yapacağı vurgulandı. İşsiz- lik sorunun kısa dönemde Anayasa Mahkemesi Başkaru'ndan demokratikleşmepaketine destek Demokrasi hedefe ulaşırANKARA (ANKA) — Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, DYP-SHP'nin koalisyon protokolü çerçevesin- de açıkladıklan "demokratikleş- me paketi"ne tam destek verdi ve bu paketle demokrasi hede- fine ulaşılabileceğini bildirdi. Özden, "Hukuku siyasallaştır- mak yerine siyaset hukuksallaş- tuılmalıdır" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, ANKA- nın konuya ilişkin sorulannı ya- nıtladı. Anayasa ve yasal düzen- Iemelerin ergeç önlerine gelebi- leceğini, bu açıdan demokratik- leşme paketine ilişkin görüşleri- ni Anayasa Mahkemesi Başka- nı olarak değil bir hukukçu ola- rak açıkladığına dikkat çeken özden, şöyle devam etti: "Türkiye'nin temel sorunu, hukuk devletinin gerçek ve ge- çerli olmasıdır. Devletin etkin- liği ve başansı hukuksallıktan geçer. Ekonomik ve sosyal so- runlann çözümünde de bu kay- naga dayanılması en çağdaş tn- tumdur. Tüm temd ölçütler, hu- kuk devleti niteliğine uygun bi- çirade belirlenmelidir. Bu ne- denle, hukuk devletini gerçekleş- tirmek için anayasal ve yasal dü- Hukuku siyasallaştırmak yerine, siyaset hukuksallaştırılmalıdır. Türkiye'nin temel sorunu, hukuk devletinin gerçek ve geçerli olmasıdır. Hukuk devleti, ulusal aydınlığın sağlanması için zorunludur. Temel ölçütler hukuk devleti niteliğine uygun biçimde belirlenmelidir. zenlemelere öncelik verilmesi, ulusal aydınlığın sağlanmasının zorunlu ve oncelikli koşuludur. Siyasal yöntemlere, araçlara ve uygulamalara karışmamakla biriikte, ulusıunuzun mutluluğu, özellikle de ulus birliği ve ülke tümlüğünün konınup güçlendi- rilmesi yöniinden açıklanan ha- zırlıklan yerinde buluyorum. Bunlann ayrıntıda başanlı ol- ması da özellikle yargisal kurum ve kurumlann işlev ve yapıları- nın yeniden gözden geçirilmesi, yürütmenin yargıya el alma ni- teliğindeki kimi yetki ve uygula- malann kaldınlması, açıkça dü- zenlemelerin çağdaş biçimde so- nuçlandınlması Türkiye'nin ge- leceği bakımından çok önemli- dir. Bu bağlamda, üzerinde en çok dumlması gereken şey, ulu- sal egemenliğin pa> lasılması, ya- sama organının yalnız yasama konusunda yetkili, yürütme ko- nusunda etkili olduğu bilinerek yetkilerini tam olarak kullanma- a vt böylece ulusal yerini bir kez daha benimsetmesidir. TBMM'nin ve yargının etkinli- ği arttınlmalıdır. tyi niyetli olun- duğu surece bu paketle sonuca ulaşılabilir. Hukuku siyasallaş- tırmak yerine siyasel hukuksal- laştınlmalıdır." özden, sonınlann diyalogla çözumlenmesini isteyerek "Gos- terilerden ve dediğim dedik tu- tumlardan, 'benimki en dognı' demekten kaçınmak gerekir" dedi. Özden, koalisyon hükü- metinin, gerçekleştireceği tüm anayasa ve yasal düzenlemeler- de ilgili kuruluşların gorüşleri- ni almasını önerdi. Güneydoğu raporuyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Yekta Güngör Özden, raporu olumlu bulduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Ulusun birliği, ülkenin tüm- lüğü, devletin tekliği konusun- da ödiin verilmeksizin, 'Ne mut- lu Türküm diyene' bilincini güç- lendiren; soy. din,rfil,köken ay- nmı gözetmeksizin insan haklan içinde herkesi eşit tutan bir uy- gulamayla, içten ve dıştan des- tek gören aynmcılığın giderek kaldınlacağına inanıyorum." 1 milyon 600 bin seçmen sandık başına gidecek Aralıkta seçimrüzgârıtç Politika Servisi— Türkiye önümüzde- ki aralık ayı boyunca yeni bir seçim heye- canı yaşayacak. Genel seçimlerde milletve- kili adayı olmalan nedeniyle boşalan 17 merkezin belediye başkanlan belirlenecek. I için yapılan 'eğilim yokiamasTrKİa en yük- ve iktidar ortağı olmamn avantajı ile ken- sek oyu, eski milletvekili Yuksel Çengel'in direrinin galip geleceğini öne sürüyorlar. genel merkez tarafmdan belediye başkan DYP genel seçimlerden birinci parti ola- adayı gösterilmesi bekleniyor. rak çıkarken, Istanbul'da, 'beklediğini bu- Bu arada ANAP da Bakırköy için halen lanıama'nın olumsuzluğunu yerel seçimler- Aralarmda Amasya ve Istanbul'un en bu- ç B a k a n h ğ l ö r e v i n i s ü r d ü y r e ^ ^ T a . de giderme uğraş, içinde. .„.!, .1^.. n,u.,u«,,Mm J-K.,ı.,^,.»,, K., v .. Partilerin ve seçmenlerin yeniden sandık günlennde yapüacak seçunlerde en büyük önem yaklaşık 700 bin seçmeni olan Istan- bul'un Bakırköy ilçesine veriliyor. 22 ara- hk tarihinde yapılacak seçime katılacak partiler, adaylannı beürlemeye devam edi- yor. SHP'ü belediye başkanı iken istifa edip DYP'den miUetveküi olan Yüdınm Aktu- na'dan sonra 2.5 yıl Aktuna'nın vekilliği- ni yapan ve halen Bakırköy Belediye Baş- kardığı'nı sürdüren SHP'li Yakup Akyüz de partisinden aynhp DYP'nin adayı oldu. SHP'de ise önceki gün aday beürlemek ' ; . . . _ , „ Istanbul da dığer partılere oranla 20 Ekımseçımlerınde büyük başan sağlayan A N A P Bakırköy ün yanı sıra Çatalca ve Kağıthane Belediye Başkanlığı seçımlenne d e asılıyor. SHP'liler ise yerel yönetimlerde iktidar olduklan tstanbul'da 20 Ekim'de uğradık- lan bozgundan kurtulabilmenin yolunu an- yorlar. Bu nedenle, üç ilçedeki seçimleri 'prestij mücaddesi' olarak değerlendiriyor Tosya (Kastamonu) 8 Arahk 1991, Bolva- din (Afyon) 8 Aralık 1991, Amasya 15 Ara- hk 1991, Silopi (Şırnak) 15 Arahk 1991, Tu- fanbeyü (Adana) 15 Arahk 1991, Zile (To- kat) 15 Aralık 1991, Lüleburgaz (Kırklareli) 22 Aralık 1991, Bakırköy (Istanbul) 22 Ara- hk 1991, Keskin (Kınkkale) 22 Arahk 1991, Bahşıh (Kınkkale) 22 Arahk 1991, Sarayö- nü (Konya) 22 Arahk 1991, Çatalca (îstan- bul) 29 Arahk 1991, Kağıthane (Istanbul) 29 Arahk 1991, Erdemli (Içel) 29 Arahk 1991. "Özel İstihdam Projeleri " yar- dımı ile çözüm bulunacağımn bildirildiği metinde "İssizlik so- nınuna üretken alanlarda yapı- lacak yatınmlarla çözüm bulu- nabilecektir. Ancak yatınm projelerinin sonuçlanması beurli bir süreyi gerektirdiğinden kısa dönemde işsizlik sorununa 'Özel İstihdam Projeleri' ile çö- züm getirilecektir" denildi. Hü- kümetin, toplumun geniş kesim- lerini doğrudan ilgilendiren ko- nulara yeni çözümler getirmeye kararlı olduğu vurgulanarak hü- kümetin hedefleri şöyle sıralan- dı: • Askerlik süresi kısaltılacak, • Asgari ücretten aşamalı ola- rak vergi alınmayacak, • Küçük çiftçinin faiz borçlan bir defaya mahsus olmak Uzere affedUecek, • Halkımızm tümüne aşamalı olarak "yeşil kart" verihnek su- retiyle sağhk hizmeti sunulacak- tır. Ekonomik gücü olmayanla- nn sağhk giderleri devletçe kar- şılanacaktır, • Devletin kişilere ve kurumla- ra olan borçlan, belli bir ödeme takvinrine baglanarak ödene- cektir, • Vergi refonnu ile birlikte kü- çük esnaf, sanatkâr ve üretici- lerin vergi yükü, gelirleri ile orantıh olarak hafîfletilecektir, • İşsizlik sigortası kademeli ola- rak getirilecektir, • Ev kadınları aşamalı olarak sigorta kapsamına alınacaktır, • Kadınlanmızın 20, erkekleri- mizin 25 hizmet yüını tamamla- malan balinde isteyenlerin yaş haddine bakılmaksmn emekli- likleri sağlanacaktır, • 2laman içinde sosyal güvenlik kurumlannın u>Tim haline geti- rihneleri sağlanacaktır, • Yeni bir eğitim reformu ile birlikte öğretmenkrin nitelikleri ve yaşam düzeyleri yükseltile- cektir, • Demokratik çerçevede ve hu- kuk kuralları içinde yolsuzluk- ların uzerine gidilecektir, • Devlette verimlilik ve etken- lik, kamu görevlilerine adil ve onurlu bir yaşam düzeyi sağla- yacak bir kamu personel refor- mu yapılacaktır, • Adil yargıyı, geciktirilmeyen adaleti sağlayacak bir adalet re- formu çerçevesinde adil ve hız- lı yargı ile hâkim güvencesi sağ- lanacaktır. Hikmet Çetin, basın toplan- tısı sonunda bölgede özel istih- dam projeleri geliştirilmesine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Konıculuk bir istihdam siste- mine dönüştü. Devlet iane da- ğıtır gibi kârlı olup olmadığına bakmaksızın projeler geliştirile- cek. Ağaç dikine, teraslama, yol yapımı gibi konularda insanla- ra iş bulma amaçlanacak" de- di. Ergenekon da dış politika ko- nusunda iki parti arasında mu- tabık kahndığını kaydetti. Çetin ise Irak ile ilişkiler konusunda- ki bir soruya, "Ortadoğu'da Türkiye'nin ilişkilerini, ülke çı- kan ve dünya-bölge banşı açı- sından yünitmek gerekli. Ülke- lerin Türkiye'ye yönelik terör olaylannda hareketleri varsa bu konuda dikkatli davranmalan gerektiği belirtilecek" yanıtım verdi. Kürdistan Sosyalist Fartisi lideriDr.MahmutOsman, Bağdatgörüşmelerinin sürmesinden yana Diyalog, savaştan daha iyiTürkiye'nin sınırötesi operasyonlarına karşi olduklarını söyleyen Dr. Osman, PKK'nın Irak'tan her zaman saldırmadığım, Türkiye içinde daha çok eylem yaptığını öne sürdü. VEDAT YENERER ~ ŞAKLAVA — Kuzey Irak'ta- ki Kürt birliğini oluşturan Bir- leşik Kürt Cephesi partilerinden Kürdistan Sosyalist Partisi (KSP) lideri Dr. Mahmut Os- man son gelişmeler uzerine gö- rüşlerini Cumhuriyet'e aktardı. KSP lideri son gelişmlerle ilgili sorulanmıza şu yanıtları verdi: —Saddam'ın uygulamaya koyduğu ambargo sonrasında 36. paralelin kuzeyinde gelişen olayları anlatır mısınız? OSMAN—Bundan bir süre önce Saddam, Araplan Kürt Kuzey Irak'taki kamplara at ve katırlarla erzak naklediliyor. (Fotoğraf: VEDAT YENERER) bölgelerinden geri çağırmıştı. Şimdi de yolladığı malların üç- te ikisini kesti. Ambargoyu, Bağdat görüşmeleri devam eder- ken ve Kün Cephesi'ne bilgi vermeden ansızın başlattı. Bu durumu kabul etmiyoruz. Gö- rüşmeler de olumsuz yönde et- kilendi. Her şeyin üstüne askeri gücünü çok yakınımıza kadar getirdi. Her gün bizim özellikle tartışma konusu yaptığımız Ker- kük ve Erbil'e asker yığıyorlar. Gehşmeleri anında ABD ve BM yetkililerine bildirdiğimiz halde hiçbir önîem alınmıyor. —Bu durumda Bagdat'ta de- vam eden göriişmelere bir son verilip tekrar savaşmak söz ko- nusu mu? OSMAN—Hayır. Biz görüş- meleri durdurmaktan yana de- ğiliz. Savaş yerine kötü de olsa diyaloğu tercih ediyoruz. İnsan- GÜNEYDOĞUUINUN "DEMOKRASİ PAKETİ"NE BAKIŞI: Kürt sorununa çözümgetirmezDİYARBAKIR (Cumhuriyet) — DYP ve SHP'nin Güneydoğu'yla ilgili olarak hazır- ladığı ortak "Demokrasi Paketi" bölge- deki yurttaşlar arasında pek sıcak karşılan- madı. DYP ve SHP'den oluşan koalisyon hükümetinin verdiği vaatlerin kâğıt üzerin- de kalacağını savunan yurttaşlar, DYP li- deri Süleyman Demirel'i de samimiyetsiz- likle suçluyorlar ve Kürt sorununa kalıcı çö- zümün DYP-SHP'nin mevcut olan resmi ideolojisinden sıyrılmalarına bağlıyorlar. SHP ve DYP'nin Güneydoğu sorunuy- la ilgili olarak hazırladıkları "Demokrasi Paketi" hakkında görüştüğümüz yurttaş- lar şunlan söylediler: Hasan Baiaban (tşci): "SHP ve DYP'nin hazırladığı demokrasi paketine inanmıyo- rum. Kâğıt üzerinde kalacağını sanıyonım. Türkiye'de her hükümet kurulduğunda benzer laflar, girişimler oluyor, ancak bir süre sonra bunlann hepsi unutulur. Sorun çığ gibi büyümeye devam edecek. Norettin Gül (Tekniker): "Şimdilik bir şey söylemek yanlış olur. Bu durumda ke- sin tavır almak ya da bir şey söylemek doğ- ru değil. Beklemekte yarar var. SHP ve DYP'nin Doğu ve Güneydoğu konusunda samimi olup olmadıklan önümüzdeki gün- lerde ortaya çıkacak." Ömer Aktaş (Serbest): DYP ve SHP'nin ortaklaşa hazırladıkları demokrasi paketi olumlu bir adım. Ancak beklemek gerekir. Haznianan demokrasi paketindeki tüm va- atlerin uygulanacağını sanmıyorum. Nedeni ise Türkiye'de bazı şeyler tabulaşmış, ku- rumlaşmi"- bunlan yıkmak zor olur zaman ister." Ziya Muratakan (Konfeksiyoncu): "Ne Demirel ne de tnönü hazırladıklan demok- rasi paketi konusunda pek samimi değiller. Daha dündu; parlamentodaki yemin töre- ni sırasında demokrat olan Kürt kökenli iki milletvekili demokratik çıkışlan nedeniyle her iki lider tarafmdan kınandılar. Çifte standartlı demokrasi olmaz." lanmız bir an için barışa ahştı. Ama Halepçe katliamının so- rumlusu 'Ali künya' adıyla anı- lan Saddam'ın kuzeni Ali Hasan Mecit'in Savunma Ba- kanhğı'na getirilmesi düşündü- rücüdür. —Türkiye'nin gerçekleştirdi- ği sınırötesi operasyonlarla ilgili olarak neler düşünüyorsunuz? OSMAN—Kürdistan Cephe- si olarak operasyonlara karşı- yız. Bu op>erasyonlar, Türk politikasıyla ilgilidir. Öyle göz- üküyor ki Türk politikası da iyi değil. Sınırlarımızın devamlı olarak bombalanması ve insan- larımızın ölmesi bizi çok rahat- sız ediyor. PKK her zaman Irak'tan saldırmıyor. Türkiye içinde daha fazla eylem gerçek- leştiriyorlar. Turkiye ile prob- lemsiz bir sınır, PKK ile de iyi bir diyalog içinde olmak is- tiyoruz. —PKK-KDP arasındaki an- laşmaziık neden ikri geliyor? OSMAN—Onların arasında yaklaşık 3 senedir sorun var. Birkaç yıl önce karşılıklı çatış- tıklan bile oldu. —DYP-SHP koalisyonu. Kürt konusunda sizce nasıl bir tavır alacakUr? OSMAN—Sanıyorum, bek- lenilen sonuç çıktı. Birkaç sene- dir ortaya çıkan ekonomik ve siyasi sorunlar diğer partileri Özal'a karşı güçlendirdi. Şimdi sanıyonım, bir eşitlik sağlandı. —Demirel'e kadar olan süre içinde ANAP (Özal) politikası- nı nasıl değeriendiriyorsunuz? OSMAN—Özal, bir açıkla- masında bu sonınlann diyalogla çözülebileceğini vurgulamıştı. Bu, eskisinden daha iyi bh" yak- laşımdır. Bir gerçek vardır. O da Türkiye'de yaşayan Kürtle- rin değiştiği gerçeğidir. ANAP'ta yapılanma • ANKARA (AA) — Seçimlerden hemen sonra "bugünkü şartlarda ana muhalefette kahna" karan alan ANAP üst yönetimi, partide "yeniden yapılanma"ya yönelik tasanlanm önümüzdeki günlerde uygulamaya koyacak. Parti yöneticilerince, "yeniden yapılanma", "derlenip toparlanma" ve "nadasa bırakma" gibi adlarla nitelendirilen yeni dönem, özellikle önümüzdeki 6 ay ile 1 yıllık süreyi kapsıyor. Bu dönemde, Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın halkın değişik katmanları ile sürekli iletişün ve diyalog kuracağı, başta başkanhk divanı olmak üzere il ve ilçe yönetimlerinde değişiklikler yapılacağı ve parti tabanını oluşturan üyeler ile kamuoyunun ANAP'a ilgisini arttıracak uygulamalara sahne olacağı ifade ediliyor. Bürokraside atamalar • ANKARA (AA) — Milletvekili genel seçimlerinde aday olup seçilemeyen bürokratların eski görevlerine iadesine ilişkin işlemleri devam ediyor. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan atama kararlarına göre seçim öncesinde istifaen ayrılan Mehmet Nuri Aslan, İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü'ne; Prof. Orhan Morgil, Maliye ve Gümrük Bakanlığı Müsteşar Yardımcıhğı'na; Tacettin Yinanç, Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcıhğı'na; Ertuğrul Konukman, Izmit Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü'ne; Ziya Sanbay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müşavirliğine; Ahmet Yılmaz, Türizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcıhğı'na; İsmail Arpacı, Turizm Bakanlığı Müşavirligi'ne yeniden atandilar. Seçimin kesin sonuçlan • ANKARA (AA) — YSK, 20 Ekim erken genel seçimlerine ilişkin resmi kesin sonuçlan açıkladı. Adıyaman iü seçim sonuçlarına ilişkin itirazlan karara bağlayan YSK'nın, bu sonuçların dahil edilmesi sonucu ilan ettiği ve Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan kesin seçim sonuçları şöyle: Geçerli oyların partilere dağıümı ve oy oranlan: ANAP: 5.862.623 yüzde 24.01, RP: 4.121.355 yüzde 16.88, SP: 108.369 yüzde 0.44, DYP: 6.600.726 yüzde 27.03, DSP: 2.624.301 yüzde 10.75, SHP: 5.066.571 yüzde 20.75, Bağ.: 32.721 yüzde 0.14. Milletvekilliği dağıhmı: ANAP: 115, RP: 62, SP: — DYP: 178, DSP: 7, SHP: 88. Ihmsfer' iddiaları • ANKARA (ANKA) — DYP milletvekiUerinin ANAP'hlann kısa sürede dağılacağı ve çok sayıda milletvekilinin kendilerine katılacağı sözleri "iddialaşmaya" yol açtı. ANAP tstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı, DYP milletvekiUerinin bu sözlerine kızarak bunun için iddiaya girmeye hazır olduğunu ifade etti. Akarcalı, aynı teklifi DYP milletvekillerine de götürdüğünü beürterek şunlan söyledi: "Bazı DYP milletvekilleri 'en az 20 ANAP'lı bize katılacak' şeklinde iddiada bulundular. Ben de kendilerine 'Bizden size geçeceğini iddia ettiğiniz 5 milletvekilinin her biri için 5 milyon vermeye hazınm. Siz de DYP'ye geçeceğmi iddia ettiğiniz, ancak geçmeyen diğer 15 milletvekilinin her biri için bana 3 milyon verin' dedim. Ama kabul etmediler:' 'Yeşil kart', bakanı bekliyor • ANKARA (AA) — Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan genel sağhk sigortası, teşkilat yasası gibi büyük projeler, yeni bakanı bekliyor. Sağhk Bakanhğı'nın yeni hükümete bıraktığı en büyük proje genel sağhk sigortası. Halil Şıvgın döneminde başlatüan ve sosyal güvenceye sahip ohnayan tüm vatandaşlan sigortalamayı amaçlayan yasa tasarısı, bazı değişiklikler yapılacağı gerekçesiyle Sağhk Bakanlığf nda bekletiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle