Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
J8KASIM 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Cindonık...
(Baftarafl 1. Sayfada)
ğinde eleştirmekten de geri kalmamıştır.
Hüsamettin Cindoruk, Özal-ANAP iktida-
rının hukuk ve yasa devietini hiçe sayan çiz-
gisine de tutarlı biçimde karşı durmuştur.
Muhalefet yaparken, bazen dilinin seviye
kaybına uğradığı söylenebilirse de, ılke sa-
hibi ve demokrasiden yana bir politikacı port-
resi çizer Sayın Cindoruk.
Bunlardan ötürü TBMM Başkanlığı'na se-
çilmesı isabetli olmuştur. Görevini, bu ma-
kamın gerektirdiği tarafsızlıkla yapacağına
inanıyoruz.
Sayın Cindoruk, dün Anadolu Ajansı'na
verdiği demeçte, "TBMM'yi halkın meclisi
yapacağım" derken bazı noktaların altını
şöyle çiziyor:
"Halkın meclisinde işlevim, milletle parla-
mento arasında sıcak bir ilişki ortaya çıkar-
mak olacak. Tarihi Avam Kamarası bile ka-
pılannı BBC'ye açtı. Türk halkı da TBMM'nin
röntgenini görmeli, orada yapılan konuşma-
ları bilmelidir. Televizyonun üçüncü kanalı-
nın Meclis çalışmalarını yayma projesini hız-
landıracağım. Meclis'in halktan gizli işi ol-
maz. Meclislerde kavga, gürültü, laf atma
olur. Meclis tek parti döneminin demokrasi-
sine göre düzenlenmiş, çoksesli bir düzeni
içine almıyor. Yeni içtüzüğü hemen hayata
geçirmemız lazım. Bu, milletvekillerinin her
gün bakanlara kısa sorular sorup cevabını
alabilecekleri bir sistem olmalı. Aynca mima-
ri imkânlan varsa, tartışmayı kolaylaştıncı bir
düzene sokulmalı Meclis..."
Katılıyoruz bu görüşlere.
Demokrasilerde en temel siyaset kurumu
parlamentodur. Sayın Cindoruk, TBMM'nin
demokrasi açısından yaşamsal olan işlerlı-
ğine bu yasama döneminde kavuşmasını
sağlarsa, büyük bir görevi yerine getirmiş
olacaktır.
Başanlar dileriz.
Bakanhk paylaşımında pürüz
İdil Biret'ten plaklarla
(Bajtanfi 1. Sayfada)
yebilirsiniz. Bir besteciyi komp-
le eserleriyle çahnak, kahcı ha-
le getirmek, bir şeyi tamamla-
mak duygusu çok hoşuma gidi-
yor. Mesela Chopin'in iki bu-
çuk dakikahk küçük bir parça-
sı kaldı. Henüz notasını bula-
madun, onu da çahnca komple
Chopin'ler 15-16 compact-disc
oluşturacak.
— Nasıl seçtiniz hangi bcste-
cikri külliyat taaJine getirece-
— Ben çok eskiden beri plak
yapryorum. Mikrofon hiç soğuk
gelmiyor bana. Konserde çal-
mak ayn bir zevk, stüdyoda çal-
mak bambaşka bir zevk. Plak
yapmış ohnak için yapmıyo-
rum. Sevmediğim bir kompozi-
törü bana kimse çaldıramaz.
Şansım varnuş ki plak şirketi de
benim karakterime uygun olan-
ları önerdi.
— Schamann, Schubert, Mo-
zart yok kttlMyat arasında?
— Schnmann'ı çok severim,
ama Chopin oldu, daha da iyi.
Ben galiba romantik bestecile-
rin tutkunuyum. Yine de piya-
noyu çalgı olarak iyi kullanmış,
kJavyenin imkânlannı araştır-
mış besteciler bana enteresan
geliyor. Schubert'i dinlemeyi
çok severim ama çalmayı değil.
Mesela Haydn, orijinal bir bes-
teci, ama hep Mozart'ın gölge-
sinde kalmış, bundan sonraki
plarum Haydn'ı komple almak
olabilir. Enstrümanın zevkini çı-
karmak bakımından çok şeyi
birleştirmesi lazım. Brahms ve
Liszt ilginç piyanistik bakım-
dan. Chopin ise piyanoyu yeni-
den keşfetmiş.
— Plak yapmanıo hangi sii-
recini sevryorsunuz? O anda
stüdyoda çalmayı nu, plagı eli-
tngiliz
uçağına
zorunlu iniş
TRABZON (Cumhuriyet) —
Karadeniz'de petrol arama ça-
hşmalan yapan bir tngiliz fir-
masına ait uçak, izinsiz Türk
hava sahasına girdiğı için zorun-
lu olarak Trabzon Havaalanı'-
na indirildi.
Olay, dün saat 16.00 sırala-
nnda meydana geldi. Bölgede
petrol arama çalışmalannda bu-
lunan Ingiliz British firmasma
ait uçaklardan biri dün Pazar il-
çesinde bulunan radara yaka-
landı, olayın Diyarbakır'daki 9.
Ana Jet Üssü'ne bildirümesi
üzerine buradan kalkan iki Fan-
tom uçağı Snrvey adh tngiliz
uçağının peşine düştü. Jetler,
tngiüz uçağını 10 dakika içinde
havada kontrol altına aldılar ve
daha sonra Trabzon Havaala-
nı'na indirdiler.
tngiliz uçağının takibi Trab-
zon ve Rize arasında bulunan
yerleşim merkezlerinde heye-
canla izlendi, uçağın pilotlan
Peter Opensfaav ve Ontany
Scmmons, Karadeniz'de petrol
araştırması için gerekli izinleri-
nin bulunduğunu, bir aydır ça-
lıştıklannı, ancak uçuş planını
radara bildirmediklerini söy-
lediler.
Özel TVlere
(Baftarafl 1. Sayfada)
nna rağmen herhangi bir başvu-
ru olmadığını belirtiyorlar.
Frekans kargaşasının kaçınıl-
maz olacağını belgeleyen diğer
bir en önemli konu, Türkiye'de-
ki program sının oluyor. Yapı-
lan araştırmalara gore Turkiye1
nüı topografîk yapısı ve yerleşim
yoğunluğu en fazla 6 televizyon
programına izin verebiliyor. Şu
anda TRT'nin üç kanalı (TV 4
ve TV 5 çok sınırlı yerden sey-
rediliyor) ve Starl ile doyma
noktasına yaklaşılmış bulunu-
yor. TRT, PTT, TGM ve Radyo
Telerizyon Yiiksek Kunılu şu
aralar sürekli toplantılar yapı-
yorlar. Konu yeni yasa tasansı.
Çıkacak olan yasa ile yeni fre-
kans tahsisleri yapılacak. Asıl
sorun yasanın hazırlanıp yürür-
lüğe gireceği tarihe kadar neler
yapılabilir oluyor. Bu konuda
uzman Emre Dağdeviren şunlan
söyltyor: "TRT'nin iki kanalı
dışında atıl kapasitede calıştır-
dıgı l kanal daha var. Son za-
maniarda reklam gelirleri duşen
knrum için bu iki kanalı kirala-
yıp <ullandırmak akılcı olur.
Hen TRT para kazanır hem de
daha fazla özel TV sıkıntı çek-
mez. Ama her durumda mutla-
ka fıekanslann gundeme gelip
hem giiç hem tahsis konulann-
da dknetlemeye gidilmesi şart."
ne ahp dinlemeyi mi, yoksa kar-
şına sıralayıp seyretmenin key-
fini mi?
— Stüdyoda konsantre olup,
o anda çalma olayı, bir şeyler
aramak çok güzel. Inanır mısı-
nız, master bandı dinleyip dü-
zeltilecek şeyler bittikten ve plak
basıldıktan sonra ben hiç dinle-
mem artık. Benden çıkmıştır o.
Yapılacak bir sey kalmamıştır.
— Bana bir şairi ammsattı:
"ŞUrimi yazıp daktilodan çı-
karttıktan sonra bir daha oku-
mam, o benden çıkmıştır artık"
derdi.
— Çok iyi anhyorum. Bu bir
yaratıcıhk meselesi. Artık baş-
kalanna sunmuş oluyorsun.
Ben on yıl kadar ara koyuyo-
rum. Sonra her şeyi baştan ça-
labilirim.
— Anlayışınız mı degişecek?
— Temel şeyler değil, ama
değişik versiyonlar olabilu-.
— Böyle yeniden plaga aldı-
gmız eserkr var mı şu smdarda?
— Evet, Brahms'ın Handel
ve Beethoven varyasyonları
mesela.
— tki icrayı karşılaşürdıgınız
zaman degisen nedir?
— Biraz ilerlediğimi
umuyorum.
— Biitün plaklannızın sayısı
kaça vardı şimdi?
— Ben ilk plağımı 16 yaşın-
da yaptım. Arada bu- tane yok
olan Chopm plağım var. Şu fur-
yaya girmeden önce 20 kadar
plagım vardı zaten. Şimdi 60 ci-
van olacak.
— Plak şirketi bunlan paket
halinde mi, tek tek mi satacak?
— Her iki türlü de.
— Belki de plak dünyasında-
ki fine kavnşmanızın bashca ne-
deni BeethoTen senfonilerini pi-
yanoda çalıp plağa almanız
olmuşta.
— Çok güçtü o iş, ama kor-
kunç değil. Bilmem, onlar çok
duyuldu mu, ben farkında de-
ğürnı. Mesela bundan sonra Be-
ethoven'in 32 sonatını birden
yapmayı düşünebihrim, yirmi
compact-disc tutar.
— Çok yorucu degil mi?
— Ben yoruhnayı seviyorum.
Mazoşist değilmı, ama perfek-
siyon isteyen şeylere bayıhyo-
rum. Sınırı ohnamah.
— Her şeyi mutlaka benimle
birlikte doğmuş gjhi ezberleme-
liyim demiştiniz. Oysa stüdyo-
da notadan çalabilme olanağı-
nız var.
— Temiz çalmak yetmiyor.
Notayı ezbere ahnca daha derin-
lerdeki etkisini buluyorsun
eserin.
— Bir de piyanonnn marka-
a, stödyonuD atmosferi gibi ko-
şnllanmz var sizin. Bestecinin
yaşadıgı zamana en yakın icra
tarzıgibi.
— Mümkünse çağına yakın
olmanın avantajları var.
Brahms'ı özellikle Bösendörfer
piyanoda çalmah, Steinway'de
fazla parlak oluyor.
— Bugön Brahms veya Cho-
pin yaşasaydı, çalgılann bu ge-
lişmis olanaldanndan mutlaka
yaraıianuiardı.
— Ama yine bugünkü gibi pi-
yanoya vurmazlardı. Piyanoyu
vurmah çalgı gibi düşünenlere
çok kızıyonım. Piyano şarkı
söyler. Günümüzde bütün krü
bundan çıktı. Melodi, şarkı
unutuldu.
—Çağ sonunda yine melodiye
dönüş başladı deniyor!
— Bir kere klasik müziği ha-
fifleştirip ucuz yollara başvur-
mayı kabul etmiyorum. Beste-
cilerin elinin altında bütün tek-
noloji var, ama neye vanr
bilemem.
— Sizin plaklan doldurma
düzeninize bakınca tehlikeli bir
sey çıkıyor ortaya: Brahms'lan
calarken, Rahmaninov girdi
araya, sonra biraz Chopin, çe-
şitii besteciler bir arada. Her bir
bestecinin kendine özgü danya-
smı konsantre olmak önemli
degil mi?
— Hakhsınız, kanştırmak bi-
raz tehh'keli olabüir. Konserde vinin de veTÜmesi görüşünde ol
birkaç besteciyi peşpeşe çalabi- duğunu bildirdi. DYP'nin,
lirsin, ama plak tekniği başka.
(Baftarafl 1. Sayfada)
rel, "Koalisyon, bakanlıklan iki
parti arasında Uksim etmek de-
ğil" dedi. Demirel, iki parti ara-
sında görev bölümü yapacakla-
ruıı vurgularken, "Yani bir hü-
kümetin içinde iki hükümet ol-
mayacaktır. Bir hükümet ola-
cakur. Ama yine iki partinin hü-
kümeti olacaktır. Aslında koa-
lisyonun yumuşak karnı burası-
dır" diye konuştu.
Erdal tnönü ise, "Aldığımız
mesafe önenüi" diyerek "Bugün
vardıgımız ortak zeminin yeter-
liligmi görerek hükümetin çatı-
sını görüşmeye geçiyoruz" dedi.
Meclis Başkanhğı seçiminin iki
partinin ortak davranışı ile bir
günde çözüldüğüne dikkati çe-
ken tnönü, ülkenin uzun süre-
dir çözülemeyen sorunlannın
bulunmasının, koalisyon ortak-
hğım kolaylaştırdıSmı savundu.
SHP'yi şaşırtan öneriler
Liderlerin açıklamalanmn ar-
dından görüşme başladı. Görüş-
mede DYP, SHP'ye 5'i devlet
bakanhgı ohnak üzere toplam 11
bakanhk önerdi. DYP, tnönü'-
ye başbakan yardımcıhğının ya-
mnda Dışişleri Bakanhgı göre-
pılan MYK toplantısmda beliren
doğnıltuda, işlevsel bakanhklar
istediklerini belirten lnönü, öne-
rilen bakanlıklann bu nitelikle-
ri taşımadığını kaydetti. Partile-
rine toplam 14 bakanhk verilme-
sini isteyen înönü, ekonomi yö-
netimiyle ilgili bir bakanhk,
YPK'da iki bakanhk, Milli Gü-
venlik Kurulu'nda bir bakanhk
isterken,* Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın da kendilerine verilmesi-
ni önerisini getirdi. SHP'nin
DYP'den istediği bakanhklar ise
öğrenildiğine göre şöyle:
Tanm ve Köyişleri, Milli Sa-
vunma veya Dışişleri, Enerji ve-
ya Ulaştırma, Milli Eğitim, Ça-
hşma ve Sosyal Güvenlik, Ada-
let, Sanayi ve Ticaret, Bayındır-
hk ve tskân, Çevre, Turizm ve in-
san haklanndan sorumlu devlet
bakanhgı, kadın çocuk ve aile-
den sorumlu devlet bakanhgı,
denizcihkten sorumlu devlet ba-
SHP'nhı bu isteğine DYP ta-
rafından olumsuz yanıt verilme-
si üzerine görüşmeye iki saat ara
verihnesi kararlaştınldı. lnönü
ve arkadaşlarının yaklaşık bir
saat süren görüşmeden çıkarken
üzüntülü olduklan dikkati çek-
ti.
Chopin yaptığımdan beri kim-
seyi karıştırmadım işe.
Brahms'lan on gün içinde bitir-
miştim, o arada Rahmaninovlar
da girdi. Ama Brahms sanki
benden bir parçaydı, yedi yaşın-
dan beri Brahms ne bestelemiş-
se çalmıştım. Bir de Fransa'da-
ki eğitimim arasında, Fransız-
lar Brahms'ı sevmezlerdi, ya-
sakmış gibi düşünüp daha çok
Brahms'a tutuldum. Neyse son-
ra Françoise Sagan bir kitap
yazdı da "Brahms'ı Sever
misiniz" diye, dilden dile
Brahms konuşulup dinlenmeye
başlandı Fransa'da.
Hikmet Çetin görüşmeden
SHP'nin içinden 11 tanesini seç- sonra yaptığı açıklamada, De-
mesini istediği bakanhklar şöy- nürel'üı "17 icracı, 15 devlet ba-
kanlığından oluşan bakanlar
kuruluyla ilgili bir catı önerisin-
de bulunduğunu, bazı devlet ba-
kaolıklannın görev alanlaruun
da yeniden düzenlendigi-
nTsöylediğini belirtti. Çetin, gö-
rüşmelere iki saat ara verilece-
ğüîi ve 20.15'te devam edileceğüıi
kaydetti.
Demirel de Meclis'ten aynla-
rak, Ergenekon ve Ceyhun ile
birlikte Güniz Sokak'taki evine
gitti. Demirel, gazetecilerin so-
nılannı, rahat bir ifadeyle yanıt-
le:
Dışişleri, Çevre, Çahşma ve
Sosyal Güvenhk, Ulaştırma ve-
ya Enerji, Köyişleri ve Tanm ve-
ya Bayındırlık, Adalet, insan
haklanndan sorumlu devlet ba-
kanhgı, kadın-çocuk ve aileden
sorumlu devlet bakanhgı, deniz-
cüikten sorumlu devlet bakan-
hgı, basın ve halkla ilişkilerden
sorumlu hükümet sözcülüğu
devlet bakanhgı, gençlik ve
spordan sorumlu devlet bakan-
hklan.
DYP'nin bu önerisi, SHP'h- larken "bir tıkanıklığın söz ko-
leri şaşırtü. Gorüşme öncesi ya- nnsu olmadığını" söyledi. SHP
yetkililerine hükümetin oluşu-
muyla ilgili model önerisinde
bulunduklannı behrten Demirel,
SHP kanadımn öneriyi değer-
lendirme isteği nedeniyle görüş-
meye ara verildiğini belirtti.
SHP grubuna dönen tnönü,
makam odasında Giirkan ve Çe-
tin ile DYP önerisini değerlen-
dirdi. Bir ara odadan çıkan Çe-
tin, gazetecilerin görüşmeye iliş-
kin sorularına, "Ba o kadar ko-
lay bir iş değil. Siz genç olduğu-
nuz için bilmezsiniz" karşılığıru
verdi. Çetin, "Görüşme ne za-
man biter" sorusunu da "bitme-
yebilir de" diye yamtladı.
Çetin başka bir odada toplan-
tı halinde olan MYK üyelerinin
yamna giderek gelişmeler hak-
kında bilgi verdi. Ardmdan sa-
at 20.00'de tüm MYK üyeleri
tnönü'nün odasına girdiler. tnö-
nü'nün MYK üyeleriyle yaptığı
20 dakika süren toplantıdan
sonra Çetin, kapıya çıkarak gö-
rüşmerûn iptal edildiğini açıkla-
dı.
Çetin, "Hükümetin çatısı ile
ilgili bir öneri yapıldı. O öneri-
lerinde henüz bir görüş birligi-
ne vanlmadıgı için bn akymltl
toplantı yapılmıyor" dedi. Çe-
tin, gazetecilerin, önerinin içeri-
ği ile ilgili sorulannı yanıtsız bı-
rakırken, "Görüşmeler kesildi
denilebilir mi" sorusuna, "Ha-
yır, denflemez" karşıhğım verdi.
Demirel gelmiyor
Demirel'in TBMM'ye gelme-
si beklenirken, Ergenekon yahuz
geldi. DemireTi bekleyen DYP
Genel tdare Kurulu uyesi Ennan
Yerdelen'i de yamna alarak grup
salonuna çıkan Ergenekon, bu-
rada bir basın topantıst dü-
zenledi.
SHP ile görüşmelerin başla-
masmdan sonra ilk kez SHP
Genel Sekreteri olmadan konu-
şan Ergenekon, "Ba akşamki
görüşme olmayacak. Seldz cey-
BİR ÖZELLÎK.LÖWENBRÂU
Löwenbrâu, 100'den fazla ülkede
kalitesini kanıtlamış bir dünya markası
ve gerçek bir Alman bira klasiğidir.
LÖVVENBRAU
"(Bir Alman %[asiği"
5 Löwenbrâu
Özel Pakette
Özel Bardak
ArmaĞanlı
rekte buluşacaktık. Henüz catı
üzerinde bir mutabakat saglaya-
madık. Yarın (bugün)
17.00'deki, Cumharbaşkam ile
randev u iptal edildi" açıklama-
sında bulundu. Görüşmelere de-
vam edilip edilmeyeceğinin bu-
gün belli olacağını söyleyen Er-
genekon, "Bu, temaslann kesil-
diği anlamına gebniyor" dedi.
Liderler arasındaki göriişmenin
bugün belli olacağım söyleyen
Ergenekon, hükümetin çatısı
konusundaki önerilerini açıkla-
madı. Ergenekon sonılan şöyle
y a m t l a d ı :
'— Bakanlıkların isimlerinde
mi anlaşamadınız? Öneriniz ol-
du mu?
ERGENEKON: Demirel gö-
rüşmeye gelirken koltuğunun al-
tında çok geniş, büyük bu- dos-
ya vardı. Devletin şemasına iliş-
kin şeyler vardı. Onları gözden
geçirmek istediler. Bu asamada
hükümetin çatısıyla ilgili muta-
bakat sağlanamadı.
— Bakanlıklann dağüımında
mı anlaşamadınız?
ERGENEKON: Çatıdan ne
anhyorsunuz? Şimdi hükümetin
çatısı söz konusu. îsimler daha
sonra.
— Bakanlıklann isimlerinde
mi anlaşmazhk var, bakanlann
isimlerinde mi?
ERGENEKON: Arada ne
fark var?
— Yani bakanlıklann adlan,
dagıhmlan, birieşik bakannkla-
nn aynlması, tanm ve köy işie-
ri gibi.
ERGENEKON: Şu andaki
sistem geçmişten farkh. Geçmis-
te başbakan, bakanhğın adını
yazıyordu, karşısma da bakan
adını. Yazdığı bakanhk da ku-
rulmuş bir bakanhk oluyordu.
Şimdi 32 tane bakanhk var.
Bunlann 15 tanesi devlet bakan-
hgı, 10 tanesi konvansiyonel ba-
kanhk, 7 tanesi hizmet bakanh-
gı. Şimdi bunun dışına çı-
kamayız.
— Bu kriz mi?
ERGENEKON: Kriz demek
için erken."
lnönü de 21.00 sıralannda
Meclis'ten ayrıhrken, basın
mensuplanna Genel Sekreter'in
açıklama yaptığını anımsatarak,
"Bu akşam bu kadar" diye ko-
nuştu. ınönü'ye cıkışta yönelti-
len sorular ile yanıtlan şöyle:
"— Bu akşam görüşmeler ke-
sildi. Yann (bugün) görüşecek
misiniz?
tNÖNÜ: Yann (bugün) bulu-
şacağız. Zamanı yarın (bugün)
belli olacak.
— Bakanlıklann dağüımında
sorun çıktıgı soylenebilir mi?
İNÖNÜ: Hükümetin çatısı
kuruluyor, o kadar kolay bir şey
değil. Ortak sorumluluk taşıya-
cak bir hükümetin ortaya çık-
ması gerekiyor. Bu da biraz za-
man alır.
— Siz 'Anlaşma olmazsa
amaçlarda olur, bakanhk sayısı
Eruh'ta
çatışma:
1 er şehit
SÜRT (Cumhuriyet) — Siirt-
in Eruh ilçesine bağlı Narlıca
bucağmın Kekliktepe köyünde
güvenlik kuvvetleriyle teröristler
arasında çıkan çatışmada bir er
şehit oldu, bir terörist de ölü ele
geçirildi.
Edinilen bilgiye göre dün ak-
şam 18.00 sıralannda Keklikte-
pe köyü yakınlannda operas-
yonlar yapan guvenhk kuvvetle-
rine teröristlerce ateş açılması
üzerine çatışma çıktı. Çıkan ça-
tışmada bir er şehit oldu, bir te-
rörist de ölü olarak ele geçiril-
di.
öte yandan Silvan ilçe mer-
kezüıde nöbet değişimine giden
polis memurlanna ateş açıldı.
Olayda üç polis memuru yara-
landı.
önemli değil' demiştiniz...
tNÖNÜ: Evet. Anlaşma ol-
madı diye bir sey yok. Anlaşma-
nın tamamlanması için biraz da-
ha zaman gerekli.
— Sizin öneriniz neydi?
İNÖNÜ: Biliyorsunuz görüş-
meler açık yapıhmyor. Başlan-
gıanda ve sonunda açıklama ya-
pıyoruz. Aynntısı devam ediyor.
— Hükümet listesi yann (bu-
gün) Cumhurbaşkam'ndan saat
17.00'de alınan randevuya yeti-
şebilir mi?
İNÖNÜ: Görüşme bitmeden
bir şey söylenemez. Herkes bun-
lan yakından izhyor. Mesele de-
ğil. Sağlam bir çaa kurmak için
biraz zaman gerekli. Biraz ko-
nuşma gerekh. Yani sonuca va-
nlmayınca elbet tekrar görüş-
mek gerekir!'
Özal 'tstanbuPda kaldı
Demirel'in randevuyu iptal is-
temi üzerine tstanbul'da bulu-
nan Cumhurbaşkanı Özal da
bugün Ankara'ya dörunekten
vazgeçti. Demirel'in Ozal'dan
yeni bir randevu istemuıde bu-
lunmadığı kaydedildi.
Evin ıçı(Baftarafl 6. Sayfada)
karmaşası" izlenimmi veren
"ideolojik" veya "hizipsel" tar
tışmalar...
Bazı belediyelerin yetersizlik-
leri... Veya yetersiz görünmele-
ri... HEP'le ittifakın
anlatılamaması... Parti uye ya-
zımlarındaki ve delege seçimle-
rindeki sağlıksızlıkların
önlenememesi... Bir ölçüde bu-
nun, bir ölçude genel merkezin
inisiyatifsizliğinin sonucu olarak
ortaya çıkan, bazı yanlış aday
listeleri...
Hepsi bir araya gelerek sözü-
nü ettiğimiz o "ana neden"i
oluşturmuştur.
Bunun dışında iç ve dış sos-
yolojik etkenlerle ilgili tahlille-
rin de ortaya koyabileceği veriler
üzerinde de durulabilir. Seçim*
çevrelerinin ozellikleriyle ilgili
değerlendirmeler yapılabilir,
seçmenlerin sınıfsal, etnik, mez-
hepsei yapılanmn seçim sandık-
larına yansıyışları incelenebilır.
Fakat sanırım, ötekiler bu "ana
neden'Mn yanında ayrıntı kala-
caktır.
SHP'nin bundan sonrası için
alması gereken önlemler de asıl
bu noktada yoğunlasmahdır.
Yani partinin "ülkeyi yönetebil-
rae, iş yapabilme, sonınlan
çözebilme" yeteneğine sahip ol-
duğunun kanıtlanmasında.
Tabii bunun için önce "evin
içini dazettmek" gerekir^Parti-
yi "her kafadan ayfi
J
"se«"in
çıktıgı, bitmez tükenmez
kavgalarla çalkalanan bir hizip-
ler topluluğu gibi görünmekten
kurtaracak bir "iç siyasal
reform" gerekir.
tkinci olarak, partinin dışa
karşı, bir şeyler yapabikceğini
gösterebilmesi gerekir ki şimdi
kuruhnakta olan koaüsyon hü-
kümeti bunun için büyük bir
fırsat oluşturuyor.
Bir ornek vereyim: tkinci
Dunya Savaşı'ndan sonra Al-
manya'da Sosyal Demokrat Par-
ti'nin ilk parlayışı, 1966 yılında
'Ikinci parti" olarak katıldığı
koalisyon hükümeti sayesinde
olmuştur. Alman halkı o şekil-
de görebilmiştir sosyal demok-
ratlann da ulkeyi yönetebihne
gücüne sahip olduğunu...
Başta Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Brandt, kabine-
ye giren sosyal demokrat bakan-
lar, gerçekten de başanh ve etkih
olmuşlardır. O tecrübennı sonu-
cunda da sosyal demokratlar
1969 seçimlerinde Federal Al-
manya Cumhuriyeti'nin kurulu-
şundan beri ilk defa "birind
parti" olup iktidara gehnişlerdir.
Bizim sosyal demokratlanmı-
zın da şimdi bu şansı iyi kullan-
malan gerekiyor.
HALUK OZDALGA
TWA ile Amerikaya uçmanın üç yolu var!
TWA ile, Amerika'nın üç büyük merkezine, New York'a VVashington'aı,
St. Louis'e, Frankfurt üzerınden dırekt ulaşabilirsıniz... Haftanın üç günü.
New York, VVashington ve St. Louis'den, Amerika'nın belli başlı 100'den fazla
kentine de TWA ile ulaşabilir, TVVA'in ekonomik fiyatlarını daha da yakından
tanıyabilırsiniz.
Kusursuz TWA güvenliğinı ve konforunu da_.
AMERİKA'NINENİYİSİ
• . ; - • • - - £
Rezenasyonlarmız için.
TWA Turkiye GenelSatış Acentem Mıltur htanbui(l) 13453271345332 Izmır (51) 218586-218713 Ankara (4) 12741 07(2 hat)
ya da bendı seyahat acentenızı arayınız
Ekonomi ve İnsan Hakları
(Baftarafl 10. Sayfada)
boyunca imparatorluğun Balkan topraklarında meydana ge-
len milliyetçilik hareketlerini, Çarlık Rusyası'nın tahriklerinin
bir sonucundan ibaret sanmış, daha derinlerde yatan nederv
leri anlayamamıştır.
Osmanlı toprakları üzerinde kurulan Sırp Krallığı'nda, Ef-
lak ve Boğdan Prensliği'nde veya Yunan ve Bulgar devletle-
rinde de azınlıklann kaderi hiç değişmemiştir.
Daha sonra Balkanlar'da kurulan komünist yönetimlerin,
değişik uluslardan tek bir "sosyalist millet" yaratma politi-
kası, iktisat politikalanndan daha başarıh olamamıştır.
Azınlıklar, Balkanlar'rJaki bitmez tükenmez toprak ihtiiaf-
ları içinde devletler tarafmdan ya bir dış politika aracı ya da
toprak bütünlüğüne yönelmiş başlıca tehdit unsuru olarak
görülmüş ve kanlı hesaplaşmalar sırasında öncelikle orta-
dan kaıoırıiması gereken un-
surlar olarak kabul edilmiştir.
Daha sakin barış günlerinde
ise ya yüzyıllardır yaşadıkları
ecdat topraklarından göçe zor-
lanmışlar ya asimile edilmişler
ya da varlıkları inkâr edilmiştir.
Bakanlar'da bu akıbetlerden
birıni yaşamayan azınlık grup
yoktur.
Tüm Balkan ülkelerinin ayı-
bı ve kanayan yarası insan
hakları ve azınlıklar sorununun
hızla iyileştirilmesi için zaman
çoktan gelmiştir. Şimdi, bölge-
nin en güçlü ekonomisıne sa-
hip Türkıye'nin bu konudaki gi-
rışimlere önce kendi evinin içi-
ni düzeltecek cesur adımları
atarak başlamaması için hiçbir
neden yoktur. Turkiye'nin ön-
ce Balkanlar'da ve giderek Av-
rupa'da layık olduğu yeri ala-
bilmesi, ekonomiye olduğu ka-
dar işte bu koşula da bağlıdır