Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 5 EKİM1991
Kendini Bilmek...
(Baftarafi 1. Sayfada) "
tekim sosyal bilimler de bunun için vardır.
Ama ne yazık ki Türkiye'de sosyal bilim-
lere de, bu alanda uğraş verenlere de yeterli
desteğin sağlandığı söyienemez. Üniversi-
telerimızde durum bu açıdan pek iç açıcı de-
ğildir. Bılim denınce akla daha çok fızik, kim-
ya, teknoloji geiir de, sosyal bilimler neden-
se pek o kadar gelmez. Ya da gelır, ama bu-
nun ıçın destek gerektıği gibı sağlanmaz.
Sonuçlan kamuoyuna dün açıklanan bir
araştırma, değindiğimiz açılardan üştünde
durulmaya değer bir belgedir Boğaziçı Üni-
versıtesı'nden bir grup öğretim üyesinin TÜ-
SİAD'ın desteğiyte yaptıkları araştırma,
"Türk Toplumunun Degerleri" adını taşıyor.
Türkiye'de toplumun toplumsal ve siyasal
değerleriyie ilgili olarak ilk kez bu kapsam-
da ciddi bir bilimsel çalışmayla karşı karşı-
ya oJduğumuz söylenebilir. Araştırmanın il-
ginç bulguları ve kuşkusuz tarttşılabilir yo-
rumları da var.
Bizim ilgimizi çeken ve gelecege iyimser-
likle bakmamızı sağlayan bir nokta şu: Türk
toplumunun yeniliklere açık olması...
Sanayi toplumuna özgü modern değerte-
rin ülkemizde gitgide kabul gördüğü anlaşı-
lıyor. Örneğin çalışma ıle başarı arasındaki
bağlantı... Hem kadının hem de erkeğin ev
gelınne katkıda bulunmasını onaylayanların
yüzde 86'ya varmış olması... Toplum ve dev-
let karşısında kışıye daha çok önem verılme-
sinı ısteyenlerın yuzde 92 yi oiuşiurmaları...
Yüzde 91 'in teknoiojik geltşmelere daha çok
önem verilmesını istemesı... "Yenı fikırierge-
neUikle yıdir" dıyenlerın yüzde 50, "değişttdik
yenıliktir" diyenlerin yüzde 64 oranında ol-
malanna karşılık, "Değişme ürkûtûr" diyen-
lenn sadece yüzde 17'yi oluşturmalan... "Bi-
timyararİKftr" görüşünü savunanlann yüzde
71'ı; "zarahtdtr" dıyenlerın ıse yalnızca yüz-
de 5 i meydana getırmelerı Yüzde 73 ora-
nının karşısında "çevre acıl bir sorundur"
tümcesının yer alabılmış olması...
Bunlann tümü iyimserlik verici işaretlerdir.
Toplumun değişmeye ve yeniliğe açık, mo-
dernleşmekten yana bir zihniyet taşıyor ol-
ması, gelecek açısından umut vericıdır.
Araştırmada uyanlar da yer alıyor; özellıkle
demokrası ve demokrası kültürümüz açısın-
dan...
Türk toplumunda çeşrtli kurum ve kuruluş-
lara duyulan güven nedır sorusuna verilen
yanıtlar ilgınç:
— Yüzde 91 'le silahlı kuvvetler en başta.
Onu yüzde 90'la aile kurumu ve yüzde 67'yte
din izliyor. Bu kurumlara ılişkın oranların ni-
çin bu denlı yüksek çıkabıldiği konusunda
söyleneceklerı bir yana bırakıyoruz.
— Türk siyasal sstemıne ılişkın güven, an-
cak yüzde 50; yani toplumun yarısı siyasal
sisteme güven beslemıyor. Pariamentoya,
bir başka deyışle polıtıkacılara güven duyan-
lar ise yüzde 58'i oluşturuyor.
— Basına güven ancak yüzde 43 oranın-
da. Sendıkalarda bu oran yuzde 42'ye, bü-
yük şırketlerde ıse yüzde 28'e iniyor.
Çok düşündürucüdur bu oranlar.
Demokrasılerde parlamento, politıkacı ve
partiler, özgür basın ve sendıkaiar en temel
kurumlar arasında yer alır. Bu kurumlara
eğer yeterince guvenılmiyorsa, rejımde ak-
sayan, eksık olan bir yan var demektir.
O zaman, tüm bu kurumlann kendine dö-
nüp düşunmelennde, hem de uzun uzun dü-
şünüp kendı kendilenyle hesaplaşmalarında
sonsuz yarar vardır Parlamento ve partiler,
daha çok nasıl toplum yararına çözum üre-
tebılır hale gelebılırier? Politikacılar, toplum
gözünde güvenilıriıklerini nasıl arttırabılirler?
Basın, daha inandıncı olabilmek için neler
yapmalıdır?
Eğer demokratık rejımın bu ülkede geliş-
mesinı ve yerleşmesinı ıçtenlikle ıstıyorsak,
bu konularda hepımıze düşen gorevler oldu-
ğunu gözardı edemeyız.
Hele kritik bir seçime doğru, doludızgin,
tozu dumana katarak yol aldtğımız bir dö-
nemde ara sıra bu konuları da düşunürsek
iyi olur.
İstanbul korkusu
(Baftamfi 1. Sayfada)
madılar. istanbul Buyükşehir
Belediye Başkanı Nureltin So-
zen de "araştırmanın kendi için-
de çdişkiler tasıdıgını' söyledi.
Butun partilerin buyük önem
verdiği ve bır anlamda, "seçimin
kalbi"nin attığı tstanbul'da
ANAP başta olmak üzere DYP
ve DSP'liler kendilerine hiçbir
partiyı rakıp görmeyerek 50 rnıl-
îetvekilinın tümunü "biz
kazanacagız" diyorlar SHP40,
RP 25-30 milletvekilliği kazana-
caklarını belirtiyorlar.
Ancak her parti, 9 seçim çev-
resi İçin de dokuz ayrı hesap ya-
pıyor. Türkiye'deki toplam
29.827.207 seçmenden
4.268.417'si (yüzde I5'i) tstan-
bul'da.
Yuzde 20 baraj kapsarmnda
olan 8 bölgede, partüerın mıllet-
vekili çıkarabılmesi için 77 bın
ile 127 bın arasında oy aiması
gerekiyor. Bu çevrelerin seçmen
sayılan şöyle: 1. bölge: 593 bın
200,2. bölge: 638 bın 495, 3 böl-
ge: 488 bın 667,4. bölge: 501 bin
681, 5. bölge: 551 bin 272, 6.
bölge: 435 bin 966,7. bölge: 384
bin 97 ve 8. bölge 441 bin 879.
Yüzde 25 barajı bulunan ve
233 bin 160 seçmeni olan 9. böl-
gede milletvekili çıkarabilme oy
sayısı 58 bin olarak beliriyor.
Ankete tepki
KONDA Kamuoyu Araştır-
ma Şırketi tarafından yapüan ve
dünku Milliyet gazetesinde ya-
yımlanan anket sonuçlarını
ANAP'lılar olumlu karşılarken
muhalefet partılennin il yoneti-
cileri tepki gösterdi.
SHP II Başkanı Bozkurt Nu-
hoglu, bu konuda, "KONDA,
1989da da ANAP'ı yuzde 10
önde gostermişti. Bu araştırma-
nın Türkiye'deki hâkim sınıflar-
la organik bağlan var. Hedefi
şaşırtıp, kitleleri, duzenin parti-
lerioe doğru yonlendirmek isti-
yoriar. Araştınna gayri ciddidir,
hiçbir bilimsd yanı yoktur" de-
di.
Büyukşehir Belediye Başkanı
Prof. Dr. Nurettin Sözen de
araştırmanın kendi içinde çeliş-
kiler taşıdığını söyledi. "Bu
araştınnanın hangi yöntemc da-
yandıgını, ne amacla yapıldıgı-
nı bilmenin kendince olanaksız
oldugunu" soyleyen Prof. Sö-
zen, "Başka yoklamalarda
SHP'nin oyu her yerde artarken
bu araştırmaya gore tstanbul'da
duşmesi çok ilginçtir. SHP'nin
oyu tstanbul'da niye duşsun?
Aleyhte ne gelişme olmuş yani.
Olay çok ilginçtir, gelişmeler de
lente olaylardır. Bu araştırmayi
VELtEFEND^DEN
FİKRETDAĞLIOĞLU
1. Koşu: F (1) Hanbatur, P (2)
Süzen2, S (3) AJdırma Gönül,
2. Koşu: F (4) Singa, P (8) Yaz-
gı, P (6) Bonny, S (5) Iskeletor,
3. Koşu:F (1) Namdar, P (4)
Varol Izzet, P (6) Akıfbey, S
(8) Aral,
4. Koşu: F (9) Balkız2, P (6)
Havuçözü, P (10) Canoy, S
(11), Kaynarhan,
5. Koşu: F (3) Playboy, P (1)
Baby Villa, P (4) Progay, S (6)
Southern Dancer,
6. Koşu: F (6) Mimi, F (2) Af-
fanbey, P (8) Umman, S (4)
Karagülle, S (7) Runner,
7. Koşu: F (9) Selbatur, P (6)
Tunçpınar, P (5) Mesudiye Gü-
zeli, S(7) Hatip.
IÖÎ]
1989 -tL GENEL MECLİSt SONUÇLARI
İSTANBUL 1 BÖLGE
(ADALAR, EMtNÖNÜ, '
KADIKÖY VE YALOVA):
SHP «7.41
DYP «7.16.1
ANAP «%24.t
DSP «7.10.6 (üçlü Ittı-
RP «A 8.2 fa
k t o p
| a
.
2. BÖLGE (FATtH, BEYOĞLU,
BEŞtKTAŞ)
SHP V.34.8
DYP «7.14.8
ANAP %26.4
DSP «7.10.5
R P «7ı>n "i
5 BÖLGE (KARTAL, PENDtK)
SHP «7o36 8
ANAP *%19 6
DYP »%14.5
DSP «7.14.9
RP %14.2
4. BÖLGE (ÜSKÜDAR,
ÜMRANtYE, ŞİLE, BEYKOZ)
SHP «7o34.2
DYP ".18
ANAP «7.21.1
DSP *?bl2 4
RP «7.14.2
5. BÖLGE (KÂĞITHANE,
SARIYER, ŞtŞLİ
ZEYTİNBURNU)
SHP V.34.6
DYP »7.14.3
ANAP »7o22.7
DSP »/«15.5
RP «7.12.9
6. BÖZ.G£ rETC//», G.O.PAŞA,
BA YRAMPAŞA
SHP «7.32.5
DYP «7.17
ANAP «7.20.3
DSP «7.15.5
RP «A14.7
7. BÖLG£ (K ÇEKMECE,
B ÇEKMECE, StLlVRt,
ÇATALCA)
SHP «7.31.5
DVP V.21.6
ANAP »7.21.9
DSP «7.17.8
RP °h 7.2
8 VE 9 BÖLGE TOPLAM
(BAK1RKÖY)
SHP »7.38.2
DYP «/»12.9
ANAP «fr23.4
DSP «M3.3
RP «7.12.2
t
?
4
0
T
•
|p
1
Tl4 |
at
71
||
t j
ol
&
1
»
3
4
i
•
7
a
8
yapanlar bir çelişki ve kendi iç-
lerinde bir çaöşma balinoedirler.
kamuoyu yoklamaları konusu-
nu yaşayarak gönış verecek in-
sanlardan biri olduğumu kamu-
oyu gayet iyi biliyor. Belediye se-
çimlerinde, başta bu araştırma
şirketi olmak uzere butun ka-
muoyu araştırma şirketleri, ra-
kibimi 5-10 puan onde gosterdi-
ler. Oysa ben 10 puan onde se-
çimi bitirdim. Hiç kimse benim
kazanacağımıbildirmedi. Yani
kamuoyu araştırma şirketleri
15-20 puanlık hata yapülar.
Dünyanın hiçbir yerinde de bu
kadar hata payı olamaz. Bu da
bizdeki kamuoyu araştırma şir-
ketlerinin ne kadar gayri ciddi
ve gerçek dışı çalışmalar yaptı-
ğının kanıtıdır. Anadolu için ve-
rilen oylarla, tstanbul'un oylan
arasındaki farkın, geçmiş seçim
sonuçlan bakımından izahı
mumkıin degildir." dedi.
DYP tl Başkanı Muhsin Di-
van, araştırmanın bilimsel kural
ve yöntemlere uygun bir biçim-
de yapılmadığı izlenimi verdiği-
nı behrtti. Divan, "Araştırma
yontembilimi denen dersi iki yıl
okudum. Uzman sayılmam,
ama az çok anlanm. Bu araştır-
ma çok titiz yapılmamıştır. Bu-
nun çok ciddi olarak, bir kez da-
ha tekrar edilmesi gerekir. DYP
biıtiın bölgelerde birinci
parlidir" dıye konuştu.
RP İl Başkanı Mustafa Aydı-
ner de "Bu yanlı bir anket Boy-
lesine rakamlan ters çevirerek
halkı yanıltmak ve yanlış yolla-
ra yöneltmekle kimse bir şey
kazanamaz. Bu, tamamen
ANAP'a destek vermek için ya-
pılan bir ankettir. Diğer araştır-
malarla çelişen sonuçlan vardır.
Bu anketler artık halka etki
etmiyor" dedi.
KONDA'nm anketini sadece
ANAP'hlar olumlu karşıladı. tl
yönetiminden bir yetkiliye ula-
şılamadığı için konuyla ilgili go-
rüşlerini aldığımız Kartal tlçe
Başkanı Ali Miıfit Gürtuna,
"ANAP'ın sadece İstanbul'da
değfl Turkiye geneiinde de birin-
ci parti olacagını" söyledi. Gur-
tuna, anketin doğrulan yansıt-
tığını belirtti.
DSP ıl yönetıcileri de anket-
te kendilerine çıkan oy oranını
az buldular. ANAP'ın oyunun
göstenldiği kadar yüksek oldu-
ğunu sanmadığını belirten DSP
il yönetıcileri, araştırmanın sağ-
lıkb olmadığını öne surduler.
DYP İstanbul tl Başkanı
Muhsin Divan, partisinin bütün
seçim çevrelerinde birinci parti
olacagını ve tüm mılletvekillik-
lerini kendilerinin kazanacağını
söyluyor. Divan, ANAP ve
SHP'nin barajı aşma şansının
olmadığını, DSP'nin de son
gunlerde gerüediğini belirtiyor.
DYP'nin üye sayısının 250 bine
ulaştığını öne suren Muhsin Di-
van, DMP'nin katılımıyla da
300 bin sınırını zorlayan buyuk
bir siyası örgut oluşturduklan-
nı ifade ediyor.
tstanbul'da 16 bin seçim san-
dığı için 48 bin kişi görevlendiı-
diklerıni anlatan DYP İl Baş'-a-
nı Divan, her görevlinin en az
300 seçmeni "marke" edeceğını
belirtiyor. Divan, DYP'nm en
kötu olduğu yerlerde dahı en az
uç milletvekili çıkaracağını ifa-
de ederek "Ancak siyasette bize
bağlı olmayan nedenierie barajı
aşan olursa, hakkına ne duşer-
se onu alır" diye konuşuyor.
SHP tl Başkanı Bozkurt Nu-
boğlu ıse ANAP'ın barajı aşa-
mayacağını DYP ve DSP'nın de
görundüğu gıbi guçlu olmadık-
larım belirtti. Nuhoğlu, DYP'ye
sadece 7. bolgede şans tanıdığı-
m söyledi. DSP adaylannın ço-
ğunlukla 'Ithal" oldugunu one
suren Nuhoğlu, Ecevit için de
"Kendi doneminin birçok
MHP'lisi şu anki kadrolannda.
Ortadoğu'da butunleştiriciliğe
değfl, boluculuğe oynuyor. Eçe-
vit artık ne sosyaldir ne de
demokrat" diye konuşuyor.
DYP'nin de "defoln" adaylarla
yola çıktığını öne süren Nuhoğ-
lu, istanbul halkının "şişirilmiş
sahte şohretlere itibar etmeye-
cegini" belirtiyor
Bozkurt Nuhoğlu, RP'nin de
tstanbul'da şanslı olacagını san-
madığını, her şeye karşın
SHP'nin 35-40 milletvekili çıka-
racağını ıfade ediyor.
ANAP'ın İstanbul orgutu teş-
kılat başkanı Faruk Durak, par-
tısinin lstanbui'da "50-0
kazanacağını" one sürerken,
DSP'den isminın açıklanmasını
ıstemeyen bir yetkili de tstan-
bul'dakı hedeflerinin yüzde 40
oy almak oldugunu soyluyor.
RP II Başkanı Mustafa Aydıner
ıse istanbul'da kendilerine
SHP'yi rak+p görduklerini,
25-30 milletvekili hedefledikle-
nni anlatıyor. Aydıner, DYP için
de "pompayla şişirilmiş bir
parti" dıyor.
KURUM VE KURULUŞLARA DUYULAN GUVEN (%)
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H Güvenirim ^^^•ÜüvenrnenT^H
Silahh Kuvvetler
EmekliSandığı-SSK
Dini kuruluşlar
Eğitim sistemi
Polis
Mahkemeler
Meclis
Memurlar
Türk siyasal sistemi
Basın
Sendikalar
Büyük şirketler
Çok
60.7
32.8
39.1
35.3
31.8"
29.9
28.2
20.8
19.3
15.6
15.8
11.4
Oldukça
30.7
42.1
28.0
31.5
31.6
33.5
29.3
29.4
30.4
27.0
26.4
17.0
Pek
' 6.6
18.9
22.0
25.8
22.8
25.8
24.7
36.0
26.8
39.7
38.9
43.5
Hiç
2.0
6.2
10.9
7.4
13.7
10.7
17.2
13.8
23.5
17.7
18.9
28.1
^Siyasetçiye güven az
9
(Baştarafı 1. Sayfada)
duzenınde radikal değişiklık is-
teyenlerin (yuzde 12) hayli azın-
lıkta kalmaları.
Boğaziçı Unıversitesı öğretim
uyeleri Prof. Dr. Üstün Ergü-
der, Prof. Dr. Yılmaz Esmer ve
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ta-
rafından gerçekleştırilen araştır-
manın veri tabanı, ekim 1990'da
Turkiye1
nın 16 ilinde çekilmis
1030 İcışilik temsıli bır ornekle
yapılan yüz yüze göruşmelere
dayanıyor. ABD'nin Michigan
Universitesi'nde Prof. Roland
Inglehart başkanhğındakı bir
uluslararası komıte tarafından
koordıne edılen 1990-91 Dunya
Degerter Araştırması çerçevesın-
de yapılan "Türk Toplumnnun
Degerleri" araştırması için ge-
rekli mali fonlar TÜSİAD tara-
fından sağlandı.
Kadercilik yaygın
Araştırmanın TÜSİAD tara-
fından yayımlanan on raporu-
na göre "kadercilik Turk top-
lumunda hâlâ yaygın olan bir
toplumsal tutum." Kadere
ınanma eğılımınde olanlar top-
lumun yuzde 46'sını oluşturur-
ken, uıanmayanlar yüzde 36, bu
konuda kararsız olanlar yuzde
18 dolayında. Gelır, eğıtım du-
zeyı duştukçe ve yaş buvuduk-
çe kadere ınanma eğilimı de ar-
tıyor.
Kadere inananlar genış bır
kitle olmakla bırlıkıe yuzde 55
dolayındakı bır çoğunluk, ha-
yatta başarı kazanmanın çalış-
mayla olacağına inanmakta.
Başarıda şansa daha fazla pay
verenler (yuzde 33) azınbkta. Bu
bulgular "artık her bakımdan
boyun eğen, kader ve kısmete
katlanan kişilerden oluşan bir
çogunlukla karşı karşı>a de-
giliz" şekhnde yonjmlanmakta.
Güven duyulanlar
Turk toplumunda kurum ve
kuruluşlara duyulan guvenle ıl-
gilı bulgular, en çok guvenilen
kurumlann başında Silahlı Kuv-
vetler (yuzde 91), Emekli
Sandığı-SSK gibı sosyal guven-
lik kurumları (yuzde 75), dinı
kuruluşlar (yuzde 67) ve eğitim
sisteminin (yuzde 67) geldiğını
gösteriyor Polise (yuzde 63),
mahkemelere (yuzde 63), parla-
mentoya (yuzde 58) ve memur-
lara (yuzde 50) guven duyanla-
nn oranı giderek azalıyor. Turk
siyasal sıstemuıe (yuzde 50), ba-
sına (yüzde 43), sendikalara
(yuzde 42) ve buyuk şirketlere
(yuzde 28) guven duyanlar ise
azınlıkta kalmakta.
Parlamentoya guven duyan-
ların yuzde 58 dolayında kalma-
sını "halkın yarısının sivil poli-
tikacılara duyduğu yaygın gu-
vensizliğin bir işareti" olarak
yorumlayan rapor, dığer bulgu-
larla birlikte ele alındığında bu-
nun "Türkiye'de çoğulcu siya-
sal kulturun ne derecede ciddi
bir sıkıntısının çekilmekte oldu-
gunu belirgin bir biçimde goz-
ler onune" serdığını belirtiyor.
Toplumun yuzde 57'sınin ba-
sına guvenmedığine ılişkın bul-
gu, raporda şoyle yorumlanı-
vor "Basınuı verdiği haberlerin
ve yaptıgı yorumlann buyuk bir
kitle tarafından itimada şayan
görulmedigi izlenimini veren bu
bulgu, yeterince gazete satıla-
mamasından basının onemli bir
kısnunın yülardır yakındığı bir
ortamda onemle uzerinde durul-
maya değerdir. Ciddi habercilik
ve mantıklı ve bilgilendirici >o-
rumculuğa dayanan gazeteler-
den çok sansasyonel haber pe-
şinde koşan gazetelerin hem ti-
raj hem de sayı olarak son yıl-
lardaki arlan önemi, bu bulgu-
muz ışıgında belki de basının ar-
tık haber kavnagı olarak Türki-
ye'deki onemini yitirmekte
oldugunun bir işareti de sayıla-
bilir."
Buyuk şirketlerin toplumun
en az guvenilen kunımlan olma-
sı konusunda ıse raporda şoyle
denıyor: "Bunun yalnızca şir-
ketlerin bir halkla ilişkiler soru-
nu veya ülkemizde kapitalist
modelin başarısızlığı olarak an-
laşılmaması gerektiği kamsında-
yız... Buyuk şirket yalnızca adı
itibanyla anonim olmaya ve kan
bağına olan guven ve bağlılık,
basan ve çalısmaya atfedüen de-
ğerin çok onunde olmaya de-
vam ettikçe burada naklettiği-
miz bulgularda onemli bir deği-
şiklik beklenmemelıdir."
Kadının yeri
gibi ezici bir çoğunlukta. Bu go-
rüşun "kadının gerçek yerinin
evi olduğu" göruşuyle birlikte
bulunması, raporda "birçok
toplumda gorulebilecek tiırden
bir çelişki" olarak yorumlanı-
yor.
"Maddi durumunuzu ne ka-
dar tatmin edici buluyorsu-
nuz?" şeklındeki bır soruya ve-
rılen yanıtlar, toplumun yuzde
31 dolayındakı bir bölumunun
hane gelınni yetersiz bulduğuna
işaret etmekte. Hane gelirını
"orta karar" bulanlar yuzde 36,
"tamamen tatmin edk-i" bulan-
lar ise yuzde 33 dolayında.
"Bulgulanmız hanenin gelir du-
zeyı ıle hane gelırınden tatmin
olma duygusu arasında doğru
orantılı ve yakın sayılabilecek
bir ilışkiye işaret etmektedir"
denilen rapor, bu konudaki bul-
gulan "kanaatkâriık olarak ad-
dedebileceğimiz yaygın ve kitle-
sel bir olgudan bahsetmek ola-
naksızdır" şekhnde değerlendı-
rıyor. '
bı bir çoğunluk oluşturmalan-
na da bakılarak raporda "dev-
letin ekonomik hayatta daha sı-
nırlı bir rol oynaması gerektıği
inananm hiç de yaygın olmadığı
anlaşılmaktadır" deniyor.
Çevre, acil sorun
Çevre sorunlarının acıl oldu-
gunu duşunenlerin yuzde 73 gi-
bı ezıcı bir çoğunluk oluşturma-
sı Turk Toplumunun Degerleri
araştırmasının başka bir çarpı-
cı sonucu. Çevreyi vatandaştan
malı destek sağlamaksızın dev-
letın temalemesı gerektiğıni du-
şünenler çoğunlukta olmakla
birlikte (yuzde 56), çevre temız-
liği ıçın gelırinin bır kısmını ve-
rebileceğını soyleyenlerın OTanı
yüzde 87'ye ulaşmakta. Bu bul-
gular raporda "ülkemizde çev-
re sorununun çozumunu çok
ciddi bir şekilde bekleyen çok
geniş bir kitlenin varlığını gos-
termesi bakımından onemlidir"
şekhnde değerlendırılıyor.
Düzen değişmeli mi?
Araştırmava gore Turk top-
lumunda "toplum duzenimiz
yapılacak reformlaria yavaş ya-
vaş değiştirilmeli" diyen re-
formcular (yuzde 54) buyuk bir
çoğunluk oluşturuyor. Gerek
"Toplum duzenimiz her turlu
degişiklik girişimine karşı ko-
runmalı" dıyen tutucular (yuz-
de 23), gerekse "Tum toplum
duzenimiz buyuk bir kokten ve
devrimci değişiklikle yeniden
şekillendirilmeli" diyen devrim-
ciler (yuzde 12) hayli azınlıkta.
Bulgular >aş arttıkça tutuculu-
ğun eğitim ve sos>oekonomik
statu duzeyi yukseldikçe de kok-
ten degişiklik beklentisinin art-
üğını gostermekte.
Bulgular, Turk toplumunun
yarısının >eni fikiıierin genellik-
le daha iyi olduğuna inandığına
işaret ediyor. "En dogru fikir
doğnıluğu uzun zamandır sı-
nanmış fikirdir" dıyen tutucu-
lar yuzde 36 dolayında kalırken,
"Yeni fikirler genellikle iyidir"
diyenler yaklaşık yuzde 50 ora-
nında. "Değişme urkutur" di-
yenler yuzde 17 dolayında kalır-
ken "degişiklik yeniliktir" di-
yenler yuzde 64'e ulaşmakta
Türkiye'de işletmeler özel
muikiyette mı olmalı, yoksa
devlet mulkiyetinde mi? Bu 50-
ruda alınan yanıtlar, çoğunlu-
ğun (> uzde 50) devlet mulkiye-
tını tercih ettığını gösteriyor. lş-
yerlerınde özel mulkıyetin teşvik
edilmesini savunanlar yuzde
32'yi aşmıyor. Raporda bu bul-
gular konusunda şöyle deniyor:
"tşletmelerde özel mulkiyetin
teşvik edilmesi fikrine pek sıcak
bakılmamasını, devletın ozel
mulkiyeti teşvik etmesinin bazı
kışılere ozel çıkar temın edilmesi
olarak algılanmış olmasına bağ-
îayabılırız... Ancak bu olaya
devletçılık göruşunun yaygın
kabulu olarak yaklaşmak da
mumkundur."
"Geçime devlel yardım
etmeli" diyenlerin yuzde 56 gı-
Basın toplantısı
"Türk Toplumunun
Degerieri" araştırması dün ya-
pılan bır basın topkntısıyla ka-
muoyuna açıklandı. Raporu
sunuş konuşmasında TÜSİAD
Başkanı Biilent Eczacıbaşı özet-
le şunları söyledi: "21. Ynzyıla
Dogru Turkive konulu araştır-
ma, Turkiye için önerdiğimiz
yeni kalkınma stratejisinin ana
çizgaerini veriyordu. Kalkınma,
ulkelerin uluslararası piyasada
rekabet gucune sahip olmasına
baglı. Ancak rekabet gucu dog-
ru politikalar yanında, lopluma
hâkim olan degeriere de baglı.
Toplumumuzda çelişkili ozlem-
ler ve tutumlar var. Bunlan»
aşılması için ne yapılabilir? Bu
soruya bir olçude yanıt getirdi-
gi için Türk Toplumunun De-
gerleri araştırmasını
destekledik. Sonuçlar, Türk
toplumunun bir kalkınma atdı-
nuna hazır oldugunu gösteriyor.
Toplum sanayi oncesi degerler-
den kopuyor. Ancak araştırma
kunımlanmızın kendilerini ye-
nilemeleri gerektigine de işaret
ediyor. Bu araştınnadan çıkara-
bilecegimiz onemli derslervar."
Araştırmayı yapan Dilim
adamlarından Prof. Esmer ve
Prof. Kalayaoğlu, basın men-
suplanna ön raporda yer veril-
meyen başka bazı bulguları da
açıkladılar. Türkiye'de siyasal
katılma ile ilgili bulgulara göre
sık sık veya arada sırada sıyaset
konuşanlar yüzde 54 dolayında.
Hiç siyaset konuşmayanlar yuz-
de 44, siyasetle hiç ılgılenmeyen-
ler yuzde 46 oranında.
Araştırmanın en ilginç bulgu-
lanndan binne göre ülkenin po-
litik öncelıklen arasında
enflasyonun duşürulmesini bi-
rinci sıraya koyanlar yüzde 34
dolayında. Onemli kararlara
toplumun kaülımının sağlanma-
sı (yüzde 24), asayisin korunma-
sı (yuzde 21), söz ve duşünce
özgürlüğûnün gerçekleşmesi
(yüzde 21) öteki onemli talepler.
Genel liseye göç
Araştırmaya gore Turk top-
lumunda evın gelınne hem ka-
dın hem de erkek tarafından
katkıda bulunulması gerektiği- si için Danıştay'a dava açmayı
nı savunanlann oranı yuzde 86 düşündüklerini de belirtti.
İstanbul Haber Servisi —
Universıte gıriş suıavlannda dik-
kate alınan ortaoğretim başarı
puanı nedeniyle fen lıselerinin
son sınıflarından genel lısclere
göç yaşanıyor.
Öğrenciler, öğrenım gördük-
leri fen hselennden, ortaöğretim
başarı puanlarını yukseltmek
amaayla genel hselere yatay ge-
çış yapıyorlar. Okul yönetıcile-
ri, öğrenciler ve veliler, bu goçun
engellenmesı için önlem ahnma-
sını istiyorlar.
Ankara Fen Lisesi Öğrencile-
rini Koruma Derneği Başkanı
Prof. Dr. Tahir Hatiboglu, öğ-
rencilerin ve vehlerin buyuk bas-
kısı alünda olduklannı, oğren-
cıleri okulda tutmakta çok zor-
landıklannı söyledi. Prof. Ha-
tiboğlu, "Çahşkan ve ustnn ye-
tenekli diye alınan bu çocuklar,
dort yıldır bu yontemle cezalan-
dınhnaktadırlar. Dünyanın hiç-
bir ulkesinde boyje bir uygula-
manın olmadığı ÖSYM Başka-
nı taraından da soylenmektedir.
Bu haksızlığın ivedilikle duzel-
tilmesini isüyoruz. Duzeltilme-
mesi halinde birkaç yıl sonra fen
liselerinde son sınıflar
oimayacaktır" dedi.
Prof. Tahir Haüboğlu, bu du-
nımun duzeltilmesi, fen lisele-
rinde öğrenim goren öğrencile-
re yapılan haksızlığın giderilme-
Okul yöneticileri, "Fen
lisesinde okuyan bir oğrenci
ikinci sınıfı bitirdiginde genel li-
selerin son sınıf diızeyine erişe-
biliyor. Ve iyi bir fakulteye gire-
bilmek için normal bir liseye ge-
çerek ortaogretim başarı puanı-
nı ynkseltebiliyor. Bizim isteği-
miz. fen liselerinde öğrenim gö-
ren ofrencilerin oğrenimleri bo-
yunca yaptıklan araştırmalara,
projeler goz onune alınarak uni-
versite giriş sınavında ek puan
verilmesidir" diye konuştular.
GOZLEM
UGURMUMCU
(Bajtarafı J. Sayfada)
"Hetyali ihracatın" kol gezdiği; hayali ihracatçılar ve cüm-
le kacakçıların aflan için yasalar, yasa gûcünde kararname-
ler, tebligler ve genelgelerin çıkarıldığı bir ülkede Gümrük-
ler Genel Müdürtüğü'nûn Bakanlık Teftiş Kurulu'nca tettiş
edilmesi "anormal" bir olay değıl mıdir?
Teftişlerde bır süru yolsuzluk ve usulsuzlük ortaya çtka-
cak, ne gerek var buna? Liberalizm nasıl olsa tıkır-tıkır işli-
Aralarında Gümrükler Genel Müdürlüğü, Ithalat-lhracat
Şube Müdûrlükleri ile İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğü
Kaçakçılık Şube Müdürlüğü, Ankara ve izmır Gümrükleri
Başmudürlüklerı ve bağlı birımlerı, Ataturk Havalimanı ile
Esenboğa gümrükleri, Dörtyol Akaryakıt Müdürlüğü, İstan-
bul, Ankara, Izmir, iskenderun Gümrükler Muhafaza Baş-
mudürlüklerı, Atatûrk Hava Limanı Yolcu Satonu Gümrük
Muhafaza Müdürlüğü, Atatürk Havalimanı Gıriş ve Çıkış
Gümruk Muhafaza Müdürlüğü, Mersin Serbest Bölge Gurrt-
rük Muhafaza Müdürlüğü, HaJkaiı Gümrük müdûrlükleri bu-
lunan müdüriükler teftiş kapsamına almıyor, müfettişlere
program dağıtılıyor, derken teftiş programı Kahveci'nin
2.12.1990 günlü oluru ile ıptal edıiiyor.
Böylece gümrükler, Cumhurıyet tarihinde ilk kez dene-
tim dışında bırakılıyor. Gerekçe de şu:
— İhbar gelsin, teftişi öyte yapalım...
Kaçakçılık olayı ihbar edilse ne oiacak?
Bursa tekstıl kaçakçılığı olayında olduğu gibi bir karar-
name ıle eylem suç olmaktan çıkarılacak, sonra da Kahve-
ci gibı bakanlar bu kaçakçılık olayını ortaya çıkartan Mak'h
ne Mühendısleri Odası'nın bilırkişılık yetkısını ellerinden ala-
caklar.
Ne gerek var ihbara ve ne gerek var teftişe?
Yahya Demırel'den ne haber?
Haberter pek iyi değil; "neden" derseniz, "Şekerbank Def-
kur Dosyası" pek parlak grtmiyor.
1987 yılında Şekerbank Merkez Şubesi'nde yapılan in-
celemeler sırasında, yurtdışındaki bankalara DefkurAŞadt-
na "sahte teminat mektuplan" düzenlendiğı, bu yolla ban-
kantn 20 mityon 50 bin dolar dolandırıldığı anlaşılmış.
>raDancı bankalar da Almanya, Hollanda ve Belçika'da Şe-
kerbank aleyhıne davalar açmışlar, Şekerbank'ın nakit var-
lıklarına da "ihtıyati haciz" koydurmuşlar.
"Deffcur İç ve Dış Tıcaret Anonim Şirketi" kimin? Yahya
Demirerin... Nerede düzentenmrş bu mektuplar? Ali ve Yah-
ya Demirel'in bürolannda... Nasıl düzenlenmış bu sahte te-
minat mektuplan? Bankanın Dış Münasebetler Müdürü Ce-
mil özdül tarafından banka şifrelerinın Yahya Demirel ve
babası Ali Demırel'e verilmesı yoluyla...
Defkur şırketi adına Akbank Ankara Bakanlıklar Şubesi
240151 hesap nolu "hamiline yazılı" çek Ali Demirel tara-
fından imzalanmışve bankanın Dış Münasebetler Müdürü
Ozdül'de bulunmuş. Özdül, olay ortaya çıkanlınca ıntihar
gırişiminde bulunmuş; ıntihar gınşımınden önce de teyp
bandına itiraflarda bulunmuş. Bu bant, Şekerbank kasala-
rında duruyor Bantta ılginç itiraflar var.
Soruşturma yapılmış mı? Yapılmış Dava açrtmış mı? Açıl-
mış. Bankanın Dış Münasebetler Müdürü Cemil özdül,
"Hizmet nedeniyie emniyeti suiistimat suçundan" mahkûm
olmuş; mahkûmiyet kesınleşmış. Aynı davada yargılanan
Yahya Demirel aklanmış. Yahya Demirel'ın aklanma kararı
Yargrtay 9. Ceza Daıresı'nce bozulmuş; bozma kararında
Demırel'in "Mahkûmiyet yenne beraaf kararı venlmesi" ıs-
tenmış, Aslıye Ceza Mahkemesı kararında dırenınce dos-
ya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gıtmiş Dosya şu anda
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda.
Şekerbank avukatları davayı gereken ikji ve ciddryetle iz-
liyoriar. Banka Genel Müdürlüğü'nce, bu avukatlar yetmez-
miş gibı Cumhurbaşkanı'nın avukatı Bıkjın Yazıcıoğlu ıle de
aynca bir avukatlık sözleşmesi ımzalanarak Yazıcıoğlu'na
avukatlık ücreti olarak 65 milyon TL odenmesı kararlaştırı-
tıyor; bunun dışında 20 milyon doiaritk para geri alınırsa,
Yazıcıoğlu'na 83 milyon 800 bin TL daha ödenecek.
"Son Yahya Dosyası" da böyle. Yurttaş ve seçmen ola-
rak ilginıze ve bilginize... Buyurun efendim...
Savunma hakkım var
(Baştarafı 1. Sayfada)
tu.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın
katılmadığı "tnsan Haklannın
Uluslararası Korunması ve
konuşan Turgut Ozal, "Turki-
ye yüz yılı aşan bir dönemi içi-
ne alan pariamenter tecrubesi >e
50 yıla yakın demokrasi tecru-
besinin onemli bir asamasını da-
ha itkak etmek uzeredir. 20
ekimde genel seçimlere gidiyo-
ruz, Bazı iniş çıkışlara ve ara re-
jimlere ragmen Turkiye'nin de-
mokrasi tecrubesini bir başan
olarak addediyorum" dedi.
"lnsan hak ve hürrivetlerinin
konınup uygulanacağı tek siyasi
rejimin demokrasi" oldugunu
soyleyen Özal, sozlerını şöyle
sürdürdu:
"Türk tecrabesinin asünda ne
denü başanlı olduğu ortaya çık-
maktadır. Bunun yanında
Turkiye. ekonomik kalkınma ve
modernleşme çabalannı da bu-
gıinku şartlarda ve demokrasi
içinde yapan çok nadir ulkeler-
den biri olmuştur. Bu açsdan
Turkiye tum politik. ekonomik
ve kulturel çalkannlann ortasın-
da bir istikrar ve demokrasi
adası niteligindedir. Bu haliyle
fanatik ve ideolojik akımlann
en onemli hedefidir."
Özal demokrasımn liberal pi-
yasa ekonomisıyle bır bütun
oluşturduğunu, komunizmin
çökmesinin de demokrasi ve ın-
san haklannın zafen olarak kut-
lanabıleceğıni söyledi. Özal,
Türkiye'deki ınsan haklanna
yönelik alınan kararları sırala-
dıktan sonra şunları ekledi:
"Her şeyin insan için yaraül-
dığı bir dunyada temel hak ve
hurriyetlerden > azgeçüemez. İn-
TİKKO.MÎT mensubucezalandınldı
Camcı kahvede tarandı
İstanbul Haber Servisi — Ka-
dıkoy Fikirtepe'de bır kahveye
giren silahlı iki kişi, Kadir Yal-
vaç adlı camcıyı silahla taraya-
rak oldurdu. Saldırının sorum-
luluğunu, gazeteleri telefonla
arayan bir kişi yasa dışı TIKKO
orgutu adına ustlendı.
Fikirtepe Hızırbey Caddesi
187 numaradakı kahveye dun sa-
at 18.00 sıralarında gelen iki ki-
şi, 37 yaşındakı Kadir Yalvaç'ı
çarpraz ateş açarak taradı. Si-
lahlı saldırganlar, daha sonra
olay yerınden yaya olarak uzak-
laştılar. Evlı ve iki çocuk baba-
sı olduğu belirlenen Yalvaç, kah-
vede yaşamını yitırdi. Polis yet-
kilıleri, kahvede bulunanlann
ıtadesı doğrultusunda saldırgan-
ların eşkâllerinin belırlendığini
bıldirdiler.
Olaydan sonra gazeteleri tele-
fonla arayan bır kışı, saldırıyı
yasadışı TİKKO örgutü adına
ustlendı. Aynı kişi "MİT men-
subu Kadir Yalvaç'ı cezklandır-
dık" dıye konuştu.
TATİLE GİDERKEN
KALBİNİZİ KONTROL
ETTİRİNİZ
TÖRK KALP VAKFI
175 12^44/45-148 5 8 6 6
sanoglu ancak hür olduğu za-
man gelişebilir. Bunun için de
din >e vicdan, fikir ve duşnnce
ile teşebbus hurriyetlerinin bir
arada bulunup yerİeşmesi lazım-
dır. Önumuzdeki duzende başa-
rıya ulaşmak için insan hakla-
nnın dış politik menfaatlere akt
edilmemesi onem taşunaktadn*.
Çifte standart kullanıiması da
inanıriığın sağlanabilmesi bakı-
mından elzemdir. Bu konulann
yalnız dar hukuk kalıplan için-
de mutalaa edilmeyip tum taraf-
lann işbirügi Ue geîiştirilecek de-
mokratik rejimler içinde korun-
masına bağhdır."
Ozal, sempozyum sonrasında
gazetecılerle sohbet ederken
anayasa değişıkiığinin gerekfi ol-
dugunu vurguladı. özal, bir so-
ru uzenne "Bir parti beni cum-
hurbaşkanlıgmdan indirmeyi se-
çim bildirgesine koymuştur. Be-
nim de kendimi savunma hak-
kım vardır bu dunımda. Biliyor-
sunuz en iyi müdafaa hücum-
dur" dedi. İnsan haklanyla ilgili
bır sonı uzerine Ozal, "163 kal-
karsa şeriat gelir, kıyametkri ko-
parıldı. 163 ne oldu? Şeriat mı
geldi? Aynı şekilde 141, 142 için
konuşuldu. 141, 142 de kaldınl-
dı. Hiçbir şey olmadı" dıye ko-
nuştu.
PKKesir
(Baştarafı 1. Sayfada)
fada magdur etmemek için ken-
dilerini serbest bırakmaya karar
verdik. Askerler, Guney Kurdis-
tan'daki Diyana kentinde ser-
best bırakılacaklar" denildi.
UBA'nın haberine göre, ka-
çırılan erler Mehmet Çiçek, tb-
rahim Kubatoğlu, İbrahim Do-
ğan, Huseyin Oren, İdris Şahin,
Vahit Çiftci ve Mehmet Ah Öz'-
ün basın mensupları ve aile ya-
kınlarına teslim edileceği açık-
landı.
Çatışmalar
Siırt'm Pervari ilçesine bağlı
Okçular koyünde teröristlerin
pusu kurarak ateş açtığı korucu-
lardan biri öldu, 3 korucu ile 9
yaşındaki bir çocuk da ağır ya-
ralandı. Bingöl'un Solhan ilçesi
Şeref mevkiîndekı PTT radyo-
link ıstasyonuna onceki gece
baskm yapan bir grup terörist,
iki görevliyi etkisiz hale getirdik-
ten sonra istasyonu ateşe vererek
olay yerinden kaçtılar. Bitlis'ın
Guroymak ilçesi yakınlanndaki
Belektepe mevkiindeki radyo-
lınk ıstasyonuna ateş açan terö-
ristlerle guvenlik guçlen arasın-
da çatışma çıktı. Teröristlerin
olay yerinden uzaklaştıkları, ıs-
ta«yonda 7 mılyarlık zarar mey-
dana geldıği bildınldi.