Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim
Şirketî adına Berin Nadi 9 Murahhas Üye: Eminc L'$aklıgil
• Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal, Yazı İşleri Müduru: Okay
Gönensin # Haber Merkezi Müdurü: YİIçın Bayer, Sayfa
Düzeni Yönetmeni: Ali Acar • Temsildler ANKARA: Ahmet
Tan, IZMİR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Çctin Yigenojlu
lç Politika: Cdal Başlangıç, İstanbul Haberleri: Ş«uy Kalkan, Ekonomi: Mml Tamer, Dış Haberk-r
Ergıın Balcı, Iş-Sendika: Şükraa Ketencı, Kültür: Ctlal ÜsOT, Eğitim: Gncay Şıylan, Yurt Haberleri:
Needel Dogan, Spor Danısmanı: AMülkadir Vucelman, Dizi Yazılar: Kerem Çalışkan. Arajtırma:
Şahin Alpay, Düzehme: AMulteh Vazro 9 Koordinator. Akmtt Korutean % Mali lşler: Erol trtui
• Muhasebe: Buknl \fiKT f Bütçe-Planlama: Scvgj Osmanbtşeojîlu £ RekLam Ayşt Toran Q tdare:
Hilsetin Gıirer 0 Işletme: Önder Çelik £ Bilgi-lşlon: Nail Inal £ Personel: Sevgi Bostancıoglu
Yayın Kıırulu Başkan: tlhan
Selçuk, Okuy Akbıl,
Valçın Bavrr. Hasuı Cemal,
Hikmet Çclinkayı. Okav
Gönensin, L
T
gnr Mumcu,
Ali Sirmen, Ahmel Taa
Basai ve Yayan: Cumhuriyet Maîbaacılık ve Gazetecüik T-A.Ş. Türkocagı Cad.
39/41 Cağalofclu 34334 ls(. PK: 246 • isianbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex:
22246, Fax: (1) 526 60 72 0 Bürolar Ankatm: Zıya Gökalp Blv. lnkjlap S. No:
19/4. Tel: 133 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 133 05 65 % tımin H. Ziya Blv.
1352 S. 2-3, Tel: 13 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 19 53 60 # \dana: lnenü Cad.
119 S. No: 1 Kal 1, Tel: 19 37 52 (4 hal), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM: 3 EKİM 1991 Imsak: 4.31 Güneş: 5,55 öğle: 11.58 Ikindi: 15.14 Akşam: 17.51 Yatsı: 19.10
y "edebiyal olayı" bugün
İsveç'te yapılıyor
Nobel'de
odülgünuBu yıl bir kadın adaya Nobel edebiyat ödülü
verme zamanımn geldiğini öne sürenlerin sayısı
hayli fazla. Güney Afrika'dan Nadine
Gordimer ile Doris Lessing, Fransa'dan
Nathalie Sarraute ile Kanadalı Margaret
Atwood adı geçen adaylar arasında.
Güney Afrika bu yüın gözde ülkesi. Ancak
ödül bekleyen bir başka ülke daha var: Çin.
Fakat akademinin burada hangi yazarlara göz
diktiği konusunda bilgi yok. Bütün bu
olasıhklara karşı akademinin şaşırtmayı
sevdiği de unutulmamah.
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — Akade-
minin üyelerinin, filoloji bö-
lümlerinin ve ödüle daha önce
mazhar olanlann önerdiği 1S0
kadar isim önce 15'e indi, son-
ra da 5'e... Bunlann bütün
ürünleri seçici kurul tarafından
okundu ve birinde karar küin-
dı.
Yılın "edebiyal olayı" bugün
tekerrür edecek. Nobel Edebi-
yat Ödülü'nün 90. sahibi, yerel
saatle 13.00'te belli oluyor.
Salman Rüşdü'nUn dinsel fa-
natizm tarafından köşe-bucak
kovalanmaya başlamasına ka-
dar " 1 8 W olarak tanınan, fa-
kat yazarın maruz kaldığı teh-
ditler karşısında net tutum ta-
Margaret Atwood
Nadine
kınmadığı için iki üyesini (Lars
Oyllensten ve Kerstin Ekman)
"fire veren" tsveç Akademisi,
Nobel Edebiyat Odülü'nü eki-
min Uk perşembe gününde ilan
edip ahşdagelmiş bir geleneği
(genellikle ödül için üçüncü ya
da dördüncü perşembe seçilir-
di) kırarak kültür çevrelerini ve
kamuoyunu gafd avladı.
Bu acelecüik neden? Akade-
minin iç dünyasına az çok aşi-
na olanlar, üyelerin bu yıhn
ödül sahibi üzerinde, öncekile-
re kıyasla daha yaygın bir gö-
rüş birliği olması nedeniyle,
"başka bir perşembe"ye gerek
kalmadığını öne sürüyorlar.
Baa Nobel oylamalan öncesin-
de "18 horozun tek çöplüğüne"
dönüşen Isveç Akademisi adı-
na şaşırtıcı bir durum...
Eğer yaygın görüş birliğine
ilişkin sav doğruysa, hemen ak-
la, o beklenen soru geliyor el-
bette. Yaklaşık 1 milyon dolar
(6 milyon kron) değerindeki
ödülü bugün kim alacak?
Doğrusu bu yıl tahminler
hayli zayıf. Italo CaMno, Mar-
guarite Yourcenar, Rene Char,
Friedrich Dürrenmatt, Max
Frisch, Thomas Bernhardt, Al-
berto Moravia ve -şansı çok za-
yıf olsa da- Graham Greene'in
birbiri peşi sıra ölümleri, belir-
sizliğin ana nedeni. Aynca aka-
demi eskisi kadar "haber" sız-
dırmıyor artık.
Son günlerde, Nobel'in "tem-
cit püavı" haline gelen konu,
yine dillerde. ödülü bir kadın
yazara verme zamanımn geldi-
ğini öne sürenler, hemen ardın-
dan "güçlü aday" olarak birkaç
isim sıralıyorlar: Güney Afri-
ka'dan Nadine Gordimer ile
Doris Lessing Fransa'dan Nat-
halie Sarraute, hatta Kanadalı
Margaret Atwood. Elbette ki
bu tahminlerin gücü ötekiler-
den ne eksik ne de fazla.
ödülün Alman Nelly Sachs^
dan bu yana (1966), yani çeyrek
yüzyüdır bir kadın yazara veril-
memiş olması, kuşkusuz bu
yöndeki beklentileri yoğun kı-
lan ana neden. Kadın yazarlar
içinde Isveç'in de bir adayı var:
Masalcı Astrid Lindgren.
Akademi ne kadar yadsırsa
yadsısın, ödülün demokratik-
leşme yolunda adun atan bir ül-
kenin yazanna -bilinçli olarak-
verildiği de oldu. Baskı altında
yaşayan yazarlara verildiği gjbi.
Bu yılın gözde ülkesi, Güney
Afrika. Gordimer ile Lessing-
den başka, J. M. Coetzee ile
Andre Brink'in de adaylar ara-
smda adı geçiyor.
Ödül bekleyen bir başka ül-
ke ise şu ana kadar hiç Nobel
almamış olan Çin. Fakat aka-
deminin burada hangi yazarla-
ra göz diktiği konusunda pek
bilgi yok.
ödül almayan en yaygın dil-
lerden biri olan Türkçede kim-
lerin okunduğunu, kimlerin
"vasat" bulunduğunu; örnegin
Fazü Hfisnii Dağlarca, Melih
Cevdet Anday ve Yaşar Kemal'e
Isveç Akademisi 'nin ilgj derece-
sini sadece akademi üyeleri bi-
liyor. Türkçeden başka dillere
çevirilerin uzerine ölü toprağı-
nın serpilmiş olması da bu ilgi-
nin artışma herhalde katkıda
bulunmuyor!
Her ne kadar geçen yıhn
ödülü bir şaire, Meksikalı Oc-
tavio Paz'a verildiyse de bu yı-
hn adaylan arasında iki şairden
sıkça söz ediliyor. Bunlardan
biri, Karayipler'de yaşayan, In-
giüzce yazan, şiir çevrelerinde
büyük saygınlığa sahip olan
Derek WaJcott. Diğeri ise achn-
dan tüm dünyada söz ettiren
-bazı şiirleri Türkçeye Lötfi Öz-
kök tarafından çevrilmiş olan-
Isveçli bir minimalist: Tomas
Transtromer. Kısmi bir felç ge-
çiren Tranströmer, birkaç yıldır
bir köşede, sessizlik içinde ya-
şam sürdürüyor.
öne çıkan isimler böyle. Fa-
kat tsveç Akademisi'nin şaşırt-
mayı sevdiği unutulmasın.
ödülün 90 numarah sahibi, çok
az kişinin tanıdığı, daha az sa-
yıda kişinin okuduğu bir yazar
ya da şair olabilir. Stockhohn1
de Nobel heyecanı donıkta; bu-
gün öğle saatlerinde yaymevle-
rinin çoğu telefon başında; ya-
zarlar tedirgin.
ABD'de gazetekr kriz ve teknolojik rekabet sonucu değişim sancısı içindeler
Basııı yenilik arıyorŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — ABD'nin
başta gelen gazetelerinden The
New York Times gazete fiyatı-
na önceki gün yüzde 25 zam
yaptı. Aym gün gazetenin göbe-
ğinde tam sayfa ilanda şunlar
yazıhydı: "Önce radyoyu engel-
lemeye çalıştılar, ardından kab-
lolu teievizyonu durdurmak is-
tediler, şimdi de bilgi-iletişim
çagının sağladıgı olanaklara
karşı durmak istiyorlar, işte ye-
niden ve tekrar tekrar, ABD'nin
en büyük gazeteieri rekabeti en-
geilemeye, bireyin seçme hakkı-
nı kısıüamaya çaUşıyorlar." îla-
nın sahipleri Bell Atlantic,
Nynex, Us West, Pacifıc Tele-
sis Group, Southernwestern Bell
Corp., Americtech, Bell South
şirketleriydi.
İlan şöyle devam ediyordu:
"Bell telefon şirketleri Ame-
rikan kamuoyuna son derece
devrimci bir dizi üetişim olana-
gı sunabüir durnmda. Amerika-
lılar, hiçbir çaba göstermeden
ellerindeki mevcut olanaklarla
diinyanın dört bir tarafından is-
tedikleri bilgiye. egitim. saglık
bizmetleri ve eğlence bilgi servi-
sine isledikleri an ulaşabUir du-
rumdalar. Bu olanaklar zaten
yabancı ülkelerin pek çogunda
şo anda mevnt, ancak Ameri-
ka'nın büyük gazeteleri buna
enge) olmak istiyor, niçin? Çön-
kii rekabetten korkuyorlar, ta-
rih boyunca davrandtklan gibi
davranarak, insanlann önüne
yeni Uetişim olanakları çıkugın-
da engellemeye çaüşıyorlar. Şu
anda Japonlann, Fransızlann
ve Almanlann yaşam standart-
lannı yükselten modern bilgi
Amerikan basını "karamsar"
dönemi içerik ve görüntü
değişikükleri ile atlatmaya çalışıyor.
Los Angeles Times "daha rahat
okunabilir" bir gazete hedefliyor.
"Okuyucu mektuplan" kısmı
genişletildi. Sanat bölümünde
eleştirmenleri eleştiren mektuplar
yayımlanıyor.
Boston Globe cuma günleri müzik
eki yayımlamaya başladı. Pek çok
gazete yerel bölümlerinin sayfa
sayısım artırıp yerel haber ve ilan
peşine düştü. Durgunluk
döneminde kaybedilen ilanlann
nasıl geri döneceği ise basının en
büyük sorunu.
servisleri Amerikaldardan esir-
genmemeli, Amerikalıların bil-
gi çağının sağiadıklan olanakla-
rı paylaşabilmesi özgürlüğü ve
hakkı güvence altına ahnmalı-
dır."
Amerikan gazete endüstrisin-
de kârlar uzun süredir düşük.
Yukandaki ilanın ima ettiği
uzun dönemli tehditlerin yanı sı-
ra son 20 yıldır Amerikan gaze-
teieri sürekli okuyucu kaybedi-
yor. Okuyucu kaybı ilan kay-
bını getiriyor. Ekonomideki
durgunluk en etkin biçimde ga-
zeteieri etkiliyor. Dolayısıyla
Amerikan gazete dünyası son
yirmi yıhn en 'karamsar' döne-
minden geçiyor.
Gazeteler, bu sorunlarla yeni
alternatifler sunarak başa çık-
maya çalışıyorlar. Gazetelerin
yeni pazarlama girişimlerinin
basında eUerindeki bilgiyi çeşitli
şekillerde yeniden biçimlendire-
rek piyasaya sunmak geliyor.
Bazı gazeteler, olaya dağıtım
açısından yaklaşıyor ve posta
servisi ile rekabet edebilecek da-
ğıtım sistemleri örgütlüyorlar.
Pek çok gazete 'karamsar'
dönemi içerik ve görüntü deği-
şiklikleri ile atlatmaya çalışıyor.
The Los Angeles Times, gaze-
tenin bütün biçimini değiştire-
rek, 'daha rahat okunabilir' bir
gazete haline getirmeye çalıştı.
Gazete ile okuyucu iletişiminin
daha sıkılaşması için 'okuyucu
mektuplan' kısmı genişletildi.
Sanat bölümünde eleştirmenle-
re okuyuculardan gelen cevap-
lann yayunlandığı yeni bir kısım
eklendi. Boston Globe cuma
günleri müzik eki yayımlamaya
başladı. Pek çok gazete yerel
bölümlerinin sayfa sayısım art-
tırarak, yerel haberlere daha
fazla yer verip, yerel ilan alma
çabası içinde.
Gazeteler açısından en önemli
sorun durgunluktan çıkıldığı
dönemde kaybedilen ilanların
ne kadarının geri döneceği.
Kimse bu konuda tam bir hesap
yapamıyor. Ne kadar ilanın te-
levizyona ya da kablolu yayın-
lara kaptınldığı ya da doğrudan
postaya verilir dunıma geldiği,
hangilerinin gazetelere geri dön-
me şansı olduğu cevapsız bir so-
ru. Eski reklam geürini yeniden
kazanmaya çalışan gazeteler,
ilanlarda özel fıyat uygulamala-
nna gidiyor ya da gazetede ye-
ni bölümler geliştirerek bu özel
bolümlerin ilan almasıru sağla-
maya çalışıyorlar.
"Genç anneler, çalışan kadın,
bankerin yaşamı, bUgisayar vs"
gibi bölümlerde bu tüketiciye
yönelik ilanları alma savaşı ve-
riliyor. Tabii bu sorunlar gaze-
telerin 'haber ahlakı' ilkesini
tehlikeye düşürüyor. Bazen bir
kaç ilan için bir haber yayımla-
mak durumda kalındığında 'ba-
sın ahlakı' tartışmalan ve basm
özelliğinin tümüyle kaybedilme-
si tehlikesi gündeme geliyor.
Yeni gazete kavramı için iki
farklı anlayış üzerinde durulu-
yor. Birincisi ürünün içeriğin-
den reklamın satışına dek gaze-
tenin temel yapısındaki eleman-
lara alternatifler bulunması,
ikincisi ise yepyeni üetişim ve
bilgi servisleri geliştirilmesi.
Knight-Ridder tnc. bütün ga-
zetelerinde yeni kuşağın okuma
alışkanlığına göre reform hare-
keti başlattı. Örneğin, uzun ma-
kaleler ikiye bölünüyor. Birin-
d sayfada haberler renkli gra-
fik biçimlerle süsleniyor. Haber-
lerin yanında 'biraz cografya,
biraz tarih' sloganı ile gazete
kültürüne şimdiden yerlesen -bir
harita, bir sözJük ya da bir ta-
rihçe bulunuyor. Gazete ile bir-
likte pazartesi 'iş', salı 'saglık ve
jimnastik' çarşamba 'ebeveyn-
lik', perşembe 'bilim-teknik',
cuma 'sanat-eğlence' şeklinde
etler veriliyor.
Bütün bu değişikliklerle bera-
ber basm dünyasuun şimdiden
'yepyeni bir dünya' olduğunu
söyleyenler mevcut. Gazetelerin
genellikle mali gelecekleri konu-
sunda plan yapmakta 'pek usta'
olmadıklarına dikkat çeken
ekonomistler, 'şo an artık işin
şansa bıralulması seçenefinin
kalmadıgına' dikkat çekiyorlar.
Avrupa'da
haberleşmeye
Yugoslav
darbesi
TAYFUN GÖNÜLLÜ
Yugoslavya'daki iç savaş ha-
berleşmeyi felç etti. Savaş nede-
niyle Türkiye'nin Yugoslavya'-
dan geçen radyolink hattında
kesintiler oluyor. Türk PTT yet-
kilileri, Yugoslav yetkilileriyle
sürekh' görüşme halindeler. Yu-
goslavya, 1 hafta içinde tüm ha-
berleşme teknolojisini restore
edeceği doğrultusunda söz ver-
di. Ancak PTT yetkilileri, "Sa-
vaş hali; ne olacagı belli olmaz"
diyorlar.
Yugoslavya'da yaklaşık 3 ay-
dn süren iç savaş sonunda ülke-
deki haberleşme sisteminin ol-
dukça zarar gördüğü, istasyon-
lara roketatarların isabet ettiği
ve enerji kısmtılarımn haberleş-
me devrelerinin etkilendiği öğ-
renildi. Yugoslavya'da haberleş-
meye ilişkin bu olumsuzluk,
Türkiye'den çok, Avrupa ülke-
lerini etkiliyor.
PTT yetkilileri, Türkiye'nin
Avrupa ile altematif haberleşme
sistemlerine sahip olduğunu be-
ürtirlerken Avrupa ülkelerinin
birbirlerine yakınhklan nede-
niyle genellikle karadan geçen
radyolink hattını kullandıklanm
söylediler.
Yetkililer, Yugoslavya'daki iç
savaşın Intelsat ve Eutelsat uy-
dulannı etkilemediği gibi bu uy-
dularda bir anza da bulunma-
dığını belirttiler. Ancak Türki-
ye'nin özelükle Yugoslavya'dan
geçip Ahnanya'ya ulaşan radyo-
link hatlarında sık sık kesilme-
ler oluyor. Bunlar, Bulgaristan-
Yugoslavya-Ahnanya ile Yuna-
nistan-YugoslavyarAlmanya hat-
lan.
Türkiye, Avrupa ve Amerika
ile haberleşmesinde kara, deniz
ve uydu bağlantılanm kullanı-
yor. Karasal radyoUnk hatlann-
da Yugoslavya'daki iç savaş ne-
deniyle kesinti olurken denizal-
ü kablolannda da kopukluk ol-
duğu öğrenildi.
PTT yetkilileri, Almanya ile
bağlantûarda genellikle bir sıkı-
şıkhk yaşandığını, bu ülkeyle 2
bin 245 kanal olmasına karşın
yetmediğini belirtiyorlar.
SeksFuarı'ndaerotizmin her türü varDanimarka'da bugün açılan fuar iki bölüme
ayrılıyor. A bölümüne 16 yaşından küçükler de
girebiliyor. B bölümü ise büyüklere ve erotik
fantezilere açık.
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG — Danimar-
kalılar takvünlerini işaretlerken
bu hafta sonuna randevu ver-
memeye veya başka angajman-
lara ginnemeye özen gösterdi-
ler. Çünkü bu hafta sonu bekâr-
lar yalnız ya da kız arkadaşla-
nyla, evliler de çoluk çocuk ai-
lece seks fuanna gidecekler. Fu-
ann giriş üçreti 75 kron (yakla-
şık 50 bin TL), 10 kronu AIDS
Fonu'na aktanlıyor.
Erotizmle ilgili şimdiye kadar
düzenlenmiş en geniş çaplı fuar
bugün Kopenhag'ın göbeğinde,
radyoevinin tam karşısındaki
Forum Spor Salonu'nda açıh-
yor. Danimarka televizyonunun
ikinci kanali yann fuardan carüı
yayın yapacak.
Erotica 2000 adıyla düzenle-
nen fuarı Danimarkalıların ya-
nı sıra Türkiye'den gelen grup-
lar da gezecek. DEPAR turizm
şirketi, fuarı görmek isteyenler
için Kopenhag'a turlar düzen-
ledi. Fuarın Türkiye'de de rek-
lam edilmesi Danimarka bası-
mnda, "Günahkâr Türkler"
başlığıyla yer aldı.
1971 yıhndan daha porno
ağırhkh, ilkinden tam tamına 20
yıl sonra düzenlenen ve yakla-
şık 100 bin kişinin izlemesi bek-
lenen bu ikinci erotik fuar, bu
sefer basit bir porno ürünleri
sergisi olmayacak.
Fuan düzenleyen UdstiUings-
Selskabet şirketi, fuan "erotik
bilgilendirnıe sergisi" diye ta-
nımhyor. Fuarın tamtım bro-
şürlerinde Erotica 2000'in tüm
aileye yönelik bir fuar olduğu
özellikle belirtiliyor.
Fuara Sağlık Bakanlığı'na
bağh Sağhk Idaresi, AIDS Fo-
nu gibi "ciddi" kuruluşlar da
kendi standlanyla katılarak cin-
sellikle ilgili bilgi vermeye çah-
şacaklar.
Erotik fuar olur da bu bilgi-
lendinne, broşür dağıtma gibi
"sılacı" şeylerle sınırh kahr mı?
Fuarda Danimarkalı kadın fo-
toğrafçıların düzenlediği erotik
fotoğraf sergisinden erotik ve
porno filmlerin gösterileceği bir
sinema, erotik oyunlar, çeşitli
gösteri ve şovlar, film ve fotoğ-
raf stüdyosu (bu stüdyoda fua-
rı gezenler çıplak modellerin is-
tedikleri pozda resmini çekebi-
lecekler) ve tabii ki hayal bile
edilemeyecek çeşitleri içeren ero-
tik aletlerin bulunduğu bölüme
kadar birçok bölüm yer ahyor.
Deriler, zincirler, kelepçeler
ve kırbaçlar gibi erotik yaşamın
vazgeçilmez parçalan kabul edi-
len gereçler de orada olacak do-
ğalhkla. Çeşitli cinsel eğiümle-
rin kurduklan dernekler (eşcin-
seller, sado-mazoşistler vb.)
Sağhk ldarcsi'yle, AIDS Fonu
ile yan yana stand açarak ken-
di eğUimleri konusunda bilgi ve-
recekler.
Baştan dedik ya fuara çoluk
çocuk ailece gelinecek diye. Po-
lis bu nedenle fuar alanının A
ve B diye iki ayrı bölüme ayrıl-
masını buyurmuş. Her iki sa-
londa çeşitli şovların yapılaca-
ğı birer sahne bulunuyor. Bü-
yük küçük herkesin girebilece-
ği Salon A'daki sahnede ünlü
televizyon sunuculanndan Ma-
iken Wexö sunuculuk yapacak.
Burada iç çamaşırı defilelerin-
den "Çıplaklar Güzeli" yarış-
masma kadar bir dizi gösteriy-
le cinsel konulann tartışalacağı
çeşitli tartışma toplantıları dü-
zenlendi.
16 yaşından küçüklere kapa-
h tutulan Salon B'deki program
ise anlaşılacağı üzerine daha iç
gıcıklayıcı. Fuar düzenleyicile-
ri, bu bölüm için "Buradaki
muzırugın sının sadece yasalarla
belirlenecek" diyorlar. Dani-
marka'nın pornoyu ilk serbest
bırakan ülke olduğu ve televiz-
yon haberlerinde bile cinsel iliş-
ki sahnelerinin gösterilebildiği
düşünüldüğünde, muzırlığın ne-
relere varabileceği konusunda-
ki beklentiler artıyor.
Salo.n B'de striptiz, çeşitli ya-
rışmalar, sürpriz şovlar ve bir de
çeşitli cinsel aletlerin nasıl kul-
lanıldığının uygulamalı olarak
gösterileceği bir gösteri var. Sa-
lon B'deki sahnede sunuculuğu
tanınmış mankenlerden Trine
Michelson üstlenmiş. Fuar dü-
zenleyicileri heyecam son ana
kadar yüksek tutmak için Tri-
ne'nin hangi kıyafetle sahneye
cıkacağını (ya da HaN-va Ana kı-
yafetine bürünüp bürünmeyece-
ğini) gizli tutuyorlar.
Udstillings Selskabet şirketi-
nin müdürlerinden Kim Clau-
sen, "Fuarda ağırlığı bilgilen-
dinne ve eglenceye verdik. Por-
no bu fuann sadece bir parçası"
diyor.
Rum Patriği
öldü
• Haber Merkezi —
Fener Rum Ortodoks
Kilisesi Patriği Papadopulos
Dimitrios, dün gece
geçirdiği kalp spazmı
sonucu 77 yaşında yaşamını
yitirdi. Pazartesi günü kalp
spazmı geçirerek Amerikan
Bristol Hastanesi'ne
kaldırılan Patrik Dimitrios,
yoğun bakıma ahnmıştı.
Patrikhane yetkilileri, dün
saat 22.50'de ikinci kez
kalp spazmı geçiren
Dimitrios'un
kurtarılamadığını
bildirdiler. Fener Rum
Patrikhanesi Sensinod
Meclisi bugün toplanarak
Dimitrios'un ölümüyle
ortaya çıkan durumu
değerlendirecek. Sensinod
Meclisi'nden üç üyenin
patrik adayı olarak
beürleneceği, yeni patriğin
aynı meclis tarafından
seçileceği kaydedildi.
Papadopulos Dimitrios
1972 yılında, Bozcaada
Metropoliti iken bu göreve
seçilmişti.
Benlere dikkat
• tZMİR (AA) — Deri
kanseri türleri içinde en
tehlikelisi "melanom"un,
"ben"lerin kansere
dönüşmesiyle oluştuğu
bildirildi. Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi Dermatoloji
Anabilim Dalı öğretim
üyesi Prof. Dr. Halit
Kapdağh, yaptığı
açıklamada "Vücuttaki
'ben'lerle kesinlikle
oynanmaması ve
oluşabilecek değişıkliklerin
takip edilmesi gerektiğini"
beUrterek "Aksi halde
bazıları deri kanserinin en
tehlikeli türü olan
melanoma dönüşebilir"
dedi.
10 çocuktan
4'ü göz hastası
• İZMtR (UBA) —
Ülkemizde her 10 çocuktan
4'ünün göz hastası olduğu
bildirildi. Marmara
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı
tarafından yapılan
taramaların "Gözlerinin
bozuk olduğunu fark eden
çocuklardan ancak yüzde
2'sinin hastalığı doktorlar
tarafından saptanıyor.
Çocukların göz hastası
olduğunu saptamada ilk
sırayı kendileri alıyor. İkinci
sırada öğretmenler, üçüncü
sırada ise aileleri yer ahyor.
Göz bozukluğu olduğu ;
halde doktora
görünmeyenlerin oranı ise
yüzde 50'yi buluyor. l
Gözleri bozuk olan '
çocuklar özellikle
matematik dersinde
başarısız oluyorlar.
* #
AU'de yeni
öğretim yıh
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Ankara
Üniversitesi'nde 1991-1992
Dğretim yüma dün törenle
Daşlandı. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Dil ve İarih
Cografya Fakültesi'nde
iüzenlenen törene
gönderdiği mesajda,"
Sğrencilerden kısır
;ekişmelerden uzak
kalmalarmı istedi. Ankara
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Necdet Serin, bu yıl
kurulan Üniversite
öğrencileri Sağhk Vakfı'nın
tüm üniversite gençliğine
açık olduğunu söyledi.
'Şen Şapka'
yanşması
• tZMİR (AA) — Vakko
mağazaları, sonbahara
şapkalı günlerle giriyor. Bu
amaçla geçmiş yıllarda
kullanılan Vakko
şapkalanmn katılabileceği
bir "Şen Şapka" yanşması
düzenlendi. Elinde ya da
ailesinde kullanılmış şapka
bulunan herkesin
katılabileceği yarışmada iki
şapkaya "en güzel şapka"
ödülü verilecek. Aynca
yanşmaya katılan şapkalar,
Vakko mağazalannda
sergilenirken günün belirli
saatlerinde bir mini şapka
defilesiyle birlikte 1991-1992
sonbahar-kış
koleksiyonundan öraekler
de sunulacak.