17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 3 EKÎM 1991 DevTİk başkan direniyor • Dış Haberler Servisi— Devrik Haiti Devlet Başkanı Jean Bertrand Aristide, ülkesine geri dönmek istediğini bildirerek Amerika Devletleri örgütü'ne darbeye karşı müdahale etmeleri çagrısında bulundu. Yönetime el koyan darbeci General Raoul Cedras ise yaptığı açıklamada, Aristide'yi diktatörluğe yöneldiği gerekçesiyle devirdiklerini belirtti. Halkın sokakJarda gözukmediği, askerlerin ise ortaüğa ateş açarak devriye gezmeyı sürdurdükleri kaydedildi. Kazakistan silahsızlanmıyor • MOSKOVA (AA) — Kazakıstan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, cumhuriyet topraklarında konuşlandınlmış bulunan nukleer silahlann aynı topraklarda kalacağını bildirdi. Nazarbayev, önccki gün 12 cumhuriyetin temsilcileriyle yaptığı göriışmelerden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken Kazakistan sınırlan içindeki Semipalatinsk nukleer deneme alanının kapatılması konusundaki kararhlıklarını yinelemesine karşın nukleer silahlan cumhuriyet sınırlan dışına çıkarmak gibi bir niyetleri olmadığını söyledi. SSCB'nin Rusya ve Kazakistan dışında, nukleer silahlara sahıp Uçuncü cumhuriyeti olan Ukrayna ise geçen ay topraklarını nukleer silahlardan arındınlmış bir bölge ilan etme niyetinde olduğunu açıklamıştı. KGB'ye kısıtlama • MOSKOVA (AA) — Sovyet Devlet Güvenlik Örgütu KGB'nin telefon dinleme faaliyetlerinin sınırlandırılacağı bildirildi. TASS ajansı, KGB'ye yakın kaynaklara dayanarak verdiği haberde, telefon dinleme faaliyetlerinin yakında yüzde 33 oranında azaltılacağını belirtti. Ajans, kısıtlamaya gidildikten sonra geriye kalan telefon dinleme faaliyetlerinin de savcılann iznine tabi olacağını kaydetti. Azeri subaylar • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan'da yeni oluşturulan Ulusal Savunma Konseyi'nin radikal milliyetçi üyesi ltibar Memedov, bundan sonra "Azeri Türk" subaylarınm sadece Cumhuriyet ordusunda görev yapacaklarını bildirdi. Azerbaycan Haber Ajansı Assa-İrade'ye göre, Memedov, Seher gazetesine verdiği demeçte, yakında cumhuriyette askeri seferberlik ilan edileceğini söyleyerek başka cumhuriyetlerde görev yapan Azeri Türk subaylannın Azerbaycan ordusuna katılmaya davet edileceklerini belirtti. ltibar Memedov, Azerbaycan KGB'sinin ve Savunma BakanlığYnın bundan sonra Ulusal Savunma Konseyi'nin denetiminde faaliyet göstereceğini de açıkladı. Çekiç Güç aynldı • BATMAN (Cumhnriyet) — Kara ve hava birlikleriyle Batman NATO Askeri Havaalanı'nda konuşlandırılan Çekiç Güç'un son bölümü de Batman'dan aynldı. Çekiç Güç'un hava destek kıtasına bağlı kara ve hava birliklerinin üç gündür süren dönüş hazırlıklan dün tamamlandı. Çekiç Güç'e bağlı 1250 asker ve askeri malzeme, nakliye uçaklan ve sivil TIR araçlarıyla Incirlik'e taşındı. Bu arada Apaçf ve CH-50 tipi 15 helikopterin de tncirlik Üssü'ne gönderildiği öğrenildi. BMyardıım beslemiyor • BAĞDAT-NEVV YORK (AA) — Uluslararası ambargo nedeniyle temel yiyecek sıkıntısı çeken Irak'ın Çalışma ve Sosyal Işler Bakaru Ümid Mithat Mübarek, BM tarafından dört aydır gönderilen yardım malzemesinin kalite ve miktanndan memnun olmadıklarını söyledi. Mübarek, AFP'ye verdiği demeçte, gönderilen yardımın Irak halkının ihtiyaçlarının ynzde birini bile karşılamadığını ifade etti. Türkiye sınırına birkaç metre uzaklıkta II. Dünya Savaşı sonrası dönemin İTİeri hâlâ duruyor Batunrda 'soğuk savaş' havasıGürcistan'a bağlı Acaristan Özerk Cumhuriyeti'nin başkenti Batum, günün ışıkları altında Moskova'nın, Kafkasya'daki gelişmelerin uzağına, Türkiye'nin yakınına düşüyor. Geceleri ise kent canlılığını yitiriyor. FATtH M.YILMAZ BATUM — Kafkasya ele avuca sığmıyor. KarabaJ için Azeri-Ermeni çatışması, Gürcıs- tan'da yaşanan iç politik geri- lim, baş ağntıyor. Kafkasya ka- zanı, çoğunluğu Türkiye smın- na yakın bölgelere konuşlandı- rılmış 600 bin Sovyet askerinin SSCB gözlerinin önünde kaynıyor. Gürcistan'a bağlı Acaristan özerk Cumhuriyeti'nin başken- ti Batum, ilk bakışta bu gelişme- lerin uzağına düşuyor. Karade- niz kıyısında olmasına karşın bir Akdeniz limanını andıran Batum, sanki "ben SSCB'ye ait degilim" diyor. Batum, temiz bir kent. Mos- kova için Sovyet vatandaşları- nın tatil merkezlerinden birisi olarak sivriliyor. Buna karşın Batum'da Rus olan her şey yad- sınıyor. Kent, evleriyle geçmi- şinde barındırdıklarıyla daha çok Türkiye'ye yakın düşüyor. Kıyıya açılan sokaklar, Türk mallannın sergilendiğı 'komis- yon' adı verilen mağazalarla do- lu. Komisyonlara adım başı rastlamyor. Batumlular, komis- yonlarla bireysel mülkiyetin ta- dını çıkanyorlar. Kent, Türki- ye ile olan Sarp smır kapısma yarım saatlik uzaklıkta. Türki- ye'ye giden Gurcülerin, Azeri- lerin konaklama yeri. Bu neden- le Türkiye'nin havası hemen kendisini fark ettiriyor. Komisyonlann vitrinlerinde, Türk maiı sabunlar, parfümler, blue jeanler, saatler, kolyeler, bilezikler, küpeler, deterjanlar, elbiseler. Tüm bu görüntüler Batum'u Kafkasya'nın uzağına Türkiye'nin yakınına düşürü- yor. Acarlann Müslüman olma- sı, çoğunluğun Türkçe konuş- ması, izlenen Türk TV'si bu du- ruma büyük katkıda bulunu- yor. Batum'daki Türk konsoloshı- ğunun önü vize almak için ge- lenlerle dolu. Türkiye'den dave- tiye varsa kolayca vize veriliyor, ancak bir Gürcü, bir Acar için davetiye almak çok önemli. Bu nedenle konuştuğumuz hemen hemen herkes, bizden vize için davetiye istiyor. Bu şirin kent, şu anki konu- muyla değil, geçmişiyle de Türkiye'den izler taşıyor. Enver Paşa'mn ölumünden önce Türkiye'ye en çok yaklaştığı nokta olması uzun süre Osmanlı toprağı olarak kalması Batum'u bizim açımızdan nostaljik bir kent yapıyor. Acarlar, Gürcülerle kendile- rini akraba olarak görüyorlar. Gürcüce konuşuyorlar, ancak Müslumanlar. Türkiye'de ken- dilerine 'Gürcıi' diyenlerin ço- ğunluğu Batum kökenli. Acar- lar ise her fırsatta Gürcülerden farklı olduklannı söylüyorlar. Batum, günün ışıklan altında son derece canlı gözüküyor. Palmiyeler, limon ağaçlan, fın- dıklıklar, bu canhüğa aykın bir renk katıyorlar. Akşam olduğunda kente ga- rip bir hüzün çöküyor. Batum, sanki günün ışıkları altındaki o canh, renkli Akdeniz limanları- nı andıran kent değil. Ayın ışık- lanyla birlikte yadsınan, yok sa- yılan Moskova Batum'u avuç- larırun içine alıyor ve Sovyet as- kerlerinin gece devriyesi başlı- yor. Ekonomik birlige doğru 12 Sovyet cumhuriyeti "Ekonomik Birlik" anlaşması imzalamayı kabul etti. Azerbaycan, Türkmenistan ve Kırgızistan, lslam Konferansı örgütü ile ilişki kurmak istediklerini bildirdiler. Dış Haberler Servisi— Sov- yetler Birliği'nde 12 cumhuriye- tin ekonomik birlik anlaşması imzalamayı kabul ettikleri açık- landı. lslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri (İKÖ) Hamid El-Gabid ise SSCB'nin 3 Müslüman-Türk Cumhuriyeti Azerbaycan, Türkmenistan ve Kırgızistan'ın örgutle ilişki kur- mak istediklerini bildirdi. AA'nın haberine göre El Ga- bid, 3 cumhuriyetin dışişleri ba- kanlarıyla dün yaptığı görüşme- nin ardından yayımladığı basın bildirisinde, Azerbaycan ve Turkmenistan'ın gelecek İKO toplantısına gözlemci olarak ka- tılmayı isterken Kırgizistan'ın ise konuk statusünde katılmayı um- duğunu duyurdu. IKÖ Genel Sekreteri, üç baka- nm örgütle ilişki kurma nıyetle- rini bildiren resmi mektupları çok yakında göndereceklerini söylediklerini belirtti. El Gabid, üç cumhuriyetin dı- şişleri bakanlarına örgütün, ge- nel olarak tüm Sovyet halkları- MOSKOVA GÜNLÜĞÜ na, özel olarak da Müslüman cemaatine meşru istek ve özlem- lerinin etkili biçimde gerçekleş- mesi olanağı sağlayan SSCB'de- ki değişim surecini memnunluk- la karşıladığım bildirdiğini söy- ledi. El Gabid, öteki Müslüman Sovyet cumhuriyetlerinin de ls- lam'la bağlannı yenilemesi ve İKÖ etkinliklerine katılması umudunu dile getirdi. öte yandan Kazakistan Cum- huriyeti'nin başkenti Alma Ata 1 da önceki gün bir araya gelen 12 Sovyet cumhuriyetin üderleri bir ekonomik birlik anlaşması im- zalamayı kabul ettiler. Kazakis- tan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev toplantıdan sonra yaptığı açıklamada cumhuriyet- lerden sekizinin ekimin ortala- rma kadar anlaşmayı imzalama- yı umut ettiklerini bildirdi. Bi- lindiği gibi üç Baltık cumhuri- yeti Estonya, Letonya ve Litvan- ya'nın bağımsızlıklan tanındı- ğından, bu cumhuriyetler artık resmen Sovyet cumhuriyetleri olarak sayılmıyorlar. TİFLİSGERGİN— Sovveüer'in Gurcistan Cumhuri>e(i'nde gerginlik de>am edi>or. Başkent Tiflis'te dün sabah yine silah sesleri du- yuldu. Televizyon binasının önundeki Özgurliık Meydam'nda ise sık sık sert tartışmalar yapılıyor. (Foiograf: REUTER) Darbecilerin mahkemesiyaklaşırkenAğustos darbesiyle ilgili tüm ayrıntılar henüz bilinmiyor. Hukuki soruşturma sürüyor. Kamuoyu konuya tartışıyor. Darbeciler yargı önüne çıkarıldıklarında belki de çok önemli bazı gerçekler ortaya sergilenecek. HAKAN AKSAY MOSKOVA — Gorbaçov, geçenlerde gazetecilerle söyleşir- ken yakındı: — Anketler, halkın yüzde 40'ının darbecilerin programuıı desteklediğini orta>a koydu; bunu unutmamak gerekir. Darbenin üzerinden zaman geçtikçe buyıik laflar etme dö- nemi geride kalıyor. "Halkın demokrasiyi kurtardığı"ndan, "kitlelerin lanklan ve KGB'yi dize getiren dayanışma"sından ve "devrim" yapıldığından söz edenlerin sayısı giderek azalı- yor. Darbecilere karşı kazanılan zaferin sarhoşluğu geçiyor. Gorbaçov, halkın önemli bir bölümünün darbecüeri destek- lediğini kaygıyla ifade ederken şöyle diyor: — Halkın yaklaşımı şöyle: Adam sen de, anayasa ihlal edi- lirse edilsin; önemli olan ulke- de düzenin hâkim olması. Gerçekten de darbe gunlerin- de halkın ezici çoğunluğu, her zamanki gibi kayıtsızdı. Yelt- sin'in genel grev çağnsı hemen hemen hiç destek görmedi işçi- lerden. Rusya Parlamentosu'- nun önundeki barikatlarda bin- lerce aydın ve genç yiğitçe diren- di. Ve yenilmediler. Ama yenen onlar mıydı? Yoksa bütün bu olup bitenler bir oyun muydu? Şimdi bu ko- nularda orüarca varsayım öne NüKLEER İNDİRİM ABD Moskova'ya heyet gönderecek sürülüyor. Onlarca "darbe se- naryosu." Diyorlar ki Gorbaçov (kimi- lerince Gorbaçov ve Yeltsin) muhafazakârları safdışı etmek için böyle bir "darbe oyunu" tezgâhladı. Diyorlar ki Gorbaçov'un Kı- nm'daki evinde tüm telefonla- nn çalışmamasının imkâm yok. Devlet başkanımn acil durum- larda Moskova'yla bağlantı kurmak için özel bir telefonu daha var. Ve bu özel telefondan çeşitlı direktifler gönderdi Gor- baçov darbe günlerinde Mosko- va'ya. Diyorlar ki Rusya Parlamen- tosu'ndaki direnişin bastınlması için bir iki askeri uçak yeterdi ya da kara kuvvetlerinin küçük bir harekâü (Ölen üç gencin, pa- nik ve yanlış anlamaya kurban gittiğini söyleyenler var). KGB'nin sessiz kalmasmı kuş- kulu bulanlar da çok. Diyorlar ki son zamanlarda ulkenin en etkin lideri olan Yelt- sin'in darbeciler tarafından he- men gözaltına alınmamış olma- sı, darbecileri Gorbaçov'un yö- nettiğinin (veya şaşırttığının) önemli bir kanıtı. Bu tur doğru yanlış pek çok iddia ortaya atılıyor. Bu arada sorgular sürüyor. Gorbaçov'un "tanık" olarak dinlenmesinden sonra soruşturma Moskova dı- şında da yaygınlaştırılıyor. Ba- sın konuyu aydıntatmaya çalışı- yor. Kryuçkov'un darbecilerin li- deri olduğundan darbecileri "dışandan" destekleyen eski parlamento başkanı Lukya- nov'un anahtar rol oynamaya hazırlandığından, "üç giinldk başkan" Yanayev'in "kişiliksiz bir sarhoştan başka bir şey ol- madığından" giderek daha sık söz ediliyor. Darbecilerin avukatlan, mah- kemenin "bekknroedik gehşme- lere" gebe olduğunu belirtiyor- lar. Gazetelerde mahkemenin, muhafazakârlann atağa kalk- ması için politik bir arena hali- ne geleceği ve özellikle Gorba- çov'un harcanması için "flginç" ifşaatlara sahne olacağı öne sü- rülüyor. Herkes duruşmalann açık ol- masını talep ediyor. Bununla birlikte gazeteciler- le yaptığı söyleşide darbenin bastınlmasından hemen sonra söylediği bir şeyi aynı sözcükler- le yineu'yor: — Bfldiğim her şeyi söylemek mi? Tanrı göstermesin! Böyle bir şey kesinh'kle miımkun ola- maz. Şevardnazde sağasıyla solcu- suyla oldukça geniş kesimlerin ortak isteğini alanlarda haykın- yor: — Mahkemede darbeyle ilgi- li ber şey gözler önüne serilme- li. Bunlann arasında Mihail Gorbaçov'u zor dunımda bıra- kacak gelişmeler varsa bile. WASHINGTON (AA) — ABD, başlattığı tek taraflı nuk- leer silahsızlanma guişıminin ar- dından SSCB'ye, silahsızlanma pianınm ayrıntılarını açıklaya- cak ve bu konudaki soruları ya- nıtlayacak bir heyet gönderme- yi önerdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Söz- cüsü Margaret Tutwiler bu ko- nuda yaptığı açıklamada, "ABD olarak biz, önümüzdeki birkaç gün içinde SSCB'ye bir heyet göndermeyi oneriyonız. Gezi için kesin zaman Sovyetler'le ya- pılacak çalışmalardan sonra be- lirienebilir... Goruşmelerimizde Başkan Bush'un girişimini açık- layacağız ve Sovyetler'in açıklı- ğa kavuşturulmasını istediği ko- nulardaki sorulan yanıtlayaca- pz" dedi. Tutwiler, SSCB Dışişleri Ba- kanlığı'mn, açıklığa kavuşturul- masını istediği noktalann bir üs- tesinin alındığını ve böylesi ge- niş kapsamlı bir konuda daha derin açıklamalar yapılmasımn istenmesinin "doğal" olduğunu söyledi. Moskova, ABD'nin girişimi- ni olumlu karşılamış ve SSCB'nin nukleer denemelerin sınırlama getirilmesi çağrısını tekrarlamıştı. ABD, SSCB'nin, bu önerisine başmdan beri kar- şı çıkıyor ve iki tarafta da nuk- leer sılah oulunduğu sürece de- nemelerin devam etmesi gerek- tiğini savunuyor. Tlıt^iler, ABD'nin bu konu- daki politikasımn değişmediği- ni, ancak ulkesinin yaptığı dene- melerin sayısınm azaldığını söy- ledi. Tutwiler, "Bush'un girişimi, nükleer caydıncüığımızı daha dengeli, daha güvenli bir boyu- ta getirecek kadar azaltıyor ve bunnn nükleer denemeJer üze- rinde etkisi olacaktır" diye ko- nuştu. Öte yandan Sovyetler Birli- ği'nde Kızıl Ordu'da yapılması düşünülen indirimi konusunda çelişkili açıklamalar yapılması dikkat çekiyor. SSCB Savunma Bakam Ma- reşal Yevgeni Saposnikov, Sov- yet ordusunun asker sayısımn 3 milyona indirileceğini bildirdi. Saposnikov, Rusya televizyonu- na verdiği demeçte, orduda bu amaçla yapılacak toplam aske- ri güç indiriminin 700 bin dola- yında olacağını söyledi. Saposnikov'un yardımcısı Korgeneral Pa»el Graçov ise ön- ceki akşam Rusya Parlamento- su'nun bir komisyonunda yap- tığı açıklamada, ordunun bu- günkü 4 milyonluk gücünün yaklaşık yarı yarıya azaltüarak indirileceğini söylemişti. tSLAMCI AKIM GÜÇLENtYOR— tsrafl işgali ahındaki topraklarda Filistinliler arasında radikal tslamcı akımın giderek güçlendiği bildiritiyor. tslam, Filistinlilerin işgalci fsrail'e karşı kendilerini savunmak ve kimliklerini korumak için sanMıklan bir silah niteliğine burünuyor. Gazze'de genç Fi- listinli kızlar camilerde din dersi alıyoriar. (Fotograf: REUTER) DlŞBASIN Günün gidişiyle birlikte kıyı- daki projektörler yakılıyor. Ha- va ve kjyı taranıyor. Bütün bun- lar Batum ile Sarp arasındaki mesafede oluyor. Sarp kapısı iş- liyor, Sovyet askerleri projek- törlerle Türkiye kıyılanm tan- yor. Neyi araştınyorlar, neden çekiniyorlar, kimse bilmiyor. Batum geceleri artık son ve- rildi denilen soğuk savaşı yaşı- yor. Moskova, ben buradayım diyor. Türkiye'nin bir taş atım- lık uzağmda nelerden çekinili- yor? Sanki savaş yıllan. Batum, projektörlerle aydınlanan gece- îerde suskunlasıyor, tuhaflaşı- yor. Hüzün çörekleniyor. Kuşku, sabaha kadar projek- törlerin eşliğmde kentin üzerin- de dolaşıyor. Gün ışıdığmda Ba- tum yeniden canlı havasına bü- rünüyor. Limana bir Sovyet ge- misi yanaşıyor, Sovyet turistler rengârenk giysüerinin içinde ne- şe saçıyorlar. Batum yeniden Türkiye'nin yakınına düşüyor, havasım buluyor, hüzün bulut- ları dağılıyor. Acaristan Devlet Başkanı As- lan Abaşidze ile konuşuyonız. Türk firmalannın Batum'da yapmak istediklerini anlatıyor. Masasının üzerinde Nurol şirke- tinin bir dosyası. Abaşidze, Türkiye'nin kendileri açısından onemine işaret ediyor, Batum'- un yeniden inşasında Türk fir- malarına ağırlık vereceklerini, ortaklık yapacaklarını belirti- yor. Türkiye Gurcistan'dan, Er- menistan'dan, Azerbaycan'dan sonra Acaristan'da da bir umut ışığı olarak yükseliyor, büyü- yor. Bu büyüklüğu Kafkasya aımhuriyetlerinin kendilerine özgü politikalanna pek bulaş- madan ekonomik alanda Türki- ye'nin pekiştirmesi gerekiyor. Abaşidze'ye projektörleri, kimden kuşkulanıldığını soru- yoruz. Acaristan Devlet Başka- nı durakhyor ve "Bunlar da de- ğişecek her şey gibi bunun ya- rannın olmadığını onlar da an- layacaklar. Böyle bir ortamda projektörler, iyi ilişkUere katkı- da bulunmuyor" diyor. Batum yeniden akşama dö- nüyor. Hüzün yeniden ortaya çıkıyor. Projektörler yakılıyor. Soğuk savaşın izleri ortaya çıkı- yor. Moskova, belki de güç gös- terisi yapıyor. Şu Bush'u Saddam'ın Sırp olduğuna bir inandırabilsek! Haiti'de neler olacak? Yeni rejimin ülke dışından gelecek tehlikelere karşı kendisini koruması çok güç. Çöküntü halindeki bir ekonomiyi şimdiye kadar yapay olarak yaşatan aralannda Fransa'nın da bulunduğu "para veren" ulkeler, tek bir toplantıda bu yardımı kesme karan verdiler. Bu, bir ay içinde elektrik ve yakıtın ortadan kalkacağı anlamına geliyor. Aristide hükümeti, devlet kasasını tamtakır terk ettiği için memur maaşlan ödenemeyecek, askerler de maaş alamayacak. Uluslararası topluluk böylece meşrutiyetin tarafım tutmuş oluyor. Bütün bunlar Başkan Aristide'in görevine dönme olasılığmı arttınyor. Ancak bu konuda hâlâ istekli olup olmadığı çok kuşkulu. Çünkü Haiti Başkanı'nın hem sağlığı bozuk hem de ülkeyi aşağılanmış bir tarzda terk etmek zorunda bırakıldı. Yine de en kötü olasılığı saf dışı etmek mümkün değil. Askeri bir diktatörlüğun yerleşerek terör yoluyla ayakta durması olasılığı da pekâlâ gerçekleşebilir. Fransa bu konuda BM'ye başvurdu. Demokratik kurumlann tekrar yerleştirilebiunesi için Fransa Devlet Bakam Alain Vivien, BM Anayasası'nın ülkelerin içişlerine müdahaleyi yasaklayan hükümlerinin mutlak geçerliliğe sahip olup olmadıklannı hukuki yoldan incelettiriyor. (...) Ama öte yandan da Peder Aristide, iktidarda olduğu sürece. ülkeyi kalkındırmak için gerekli huzur ortamını yerleştiremedi. (2 EyliU) dietageszeitm^ Özal propaganda yapıyor Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, cumhurbaşkanımn görevini tarafsız ve bağımsız olarak yerine getirmesini şart koştuğu halde özal, iktidardaki ANAP için seçim propagandası yapıyor. Özal parti başkanı gibi toplantılar duzeniiyor ve muhalefet partilerine çatıyor. Hatta Orta Anadolu'nun Yozgat şehrinde toplanan halka bir ant bile içirdi. özal böylece Türkiye'de seçimlerin tayin edici konusu haline geldi. Kamuoyu yoklamaları, DYP'nin en güçlü parti olarak Meclis'e gireceğini gösteriyor. Özal'ın şahsı, ANAP üzerinde kara bir bulut gibi dolaşıyor. Neoliberal ekonomi politikası sonucunda geçen on yılda başgösteren yoksullaşma özal'ın defterine yazılıyor. Yüzde 70'lik enflasyon Türklerin satın alma gücünü yok ediyor. Türklerin çoğu içinde bulundukları sefaleti Özal ile özdeşleştiriyor: Klan ekonomisi, yoksulluk ve sefalet. Demirel'in mitinglerinde "kurtar bizi ba"ba" diye haykıran onbinlerce kişi, kurtuluşu "özal'dan kurtuluş" olarak görüyorlar. (2 EyliU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle