Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılik Turk Anonim
Şırketı adına Berin Nıdi • Murahhas Üye: Emine Uşaklıgil
# Genel Yayın Mudürü Hasan Ccmal, Yazı İşlerı Müdurü Okay
Gönensin 0 Haber Merkezı Mudüru: Yalçın Bayer, Sayfa
Düzenı Yönetmeru: Ali Acar 9 Temsılaler: ANKARA Ahmel
Tan, İZMİR. Hikmet ÇetinLaya. ADANA. Çetin Yiğenoglu
lç Pohtıka Cetal Baştuıgjç, lstanbul Haberlen Şenaj kılkan. Ekonomı: Metal Tanur, Dış Haberler
Efgu« Bıla. Iş-Sendıka Şakran Ktttnd, KUltür Otal Uster, Egıtım Genca) Şaylan, Yurt Haberlen
Necdel Dogın. Spor Danışmam Abdnlkldlr Vucelman, Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, Araştırma
Şahın Alpsı, Duzeltme Abduliah Yazıcı # Koordmalör Ahmn Konıbaa # Malı Işler Erol Erfcıl
0 Muhasebe Balenl tatcr 0 Butçe-Planlama. Sevgi Osmanbcşcoglu 0 Reklam Ayşt Torun 0 İdare.
Huseyin Gnrer # Işletme Onder Çıfik 0 Bilgı-Işlem NaiJ Inal 0 Personel Strgı Bostaocıojjlu
Kaym Kurulu Başkan tlhan
Selçuk, Oktay Akbal,
Valçın Baifr, Hasan Ccnal,
Hiknwt Çttinkaya, Okay
Goacnsın, Dgnr MUHKU.
Ali Sirmen, Ahmel Tan
Basan \e Yayan. Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılik TA Ş. Tdrkocağı Cad
39/41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 - lstanbul Tel 512 05 05 (20 hat). Telex.
22246, Fax (1) 526 60 72 • Bürolar Ankara: Zıya Gökalp Blv lnkılap S. No
19'4, Tel: 133 11 41-4', Telex 42344, Fax (4) 133 05 65 # lımir H Zıya Blv.
1352 S. 2/3, Tel. 13 12 30, Telra 52359, Fax (51) 19 53 60 # Ad»na: InOnO Cad
119 S. No 1 Kat 1, Tel- 19 37 52 (4 hat), Telex 62155, Fax O ) 19 25 78
TAXVİM: 20 EKİM 1991 Imsak: 4.48 Güneş: 6.13 Oğle: 11.54 tkindi: 14.54 Akşam: 17.25 Yatsı: 18.44
ABD'de "cinsel taciz" skandalı, bütün dünyada "Sarkıntılık nedir, ne değildir?" tartışmasını gündeme getirdi
Eliııe,diline hâkim ol,dikkat!Türkiye, "erkek egemen" bir toplum. Bu nedenle
söz atma ve sarkıntılık gibi olaylara günlük
yaşamda çok sık rastlanabiliyor. Sarkıntılık
yapan erkeklerin öğrenim düzeyi genellikle çok
düşük. Laf atmayı erkeklik sayanlar bile var.
Sarkıntılığa en çok hedef olan meslek grupları
şöyle sıralanıyor: Pazarlamacılar, hemşireler,
seİcreterler, hostesler ve tezgâhtarlar. İşyerinde
sarkıntıhk daha "ince" bir şekil alıyor. Dr. Haydar
Dümen'e göre işin temelinde 'saldırganlık'yatıyor.
Gazeteci-yazar Duygu Asena'ya göre "Kadınlar
utanmayıp, her cinsel tacizi gündeme getirseler,
Türkiye'de konuşacak başka konu kalmaz."
Ancak kadınlar kendi yöntemleriyle durumu
bertaraf ediyor. Kadın, suçlanmaktan çekiniyor.
SERPtL GÜNDÜZ
"Sarkıntılık, cinsel tadz."
Çeşitli yollan var. Elle, göz-
le, sözle ya da dedikodu yoluy-
la. işyerinde ya da sokakta ola-
bilir. Otobüs, tren veya uçakta
bile karşılaşabihrsiniz. Genellik-
le kadınlara yöneliktir. Ve ka-
dınlar kendilerini "cinsel nes-
ne" yerine koyan bu tür "sar-
kıntılık"Iardan nefret ederler.
Sarkıntılığı yapan kişi ise "sa-
pık, manyak" muamelesi göre-
bilir.
Koskaca Amerika bir hafta
boyunca işini gücünü bırakıp,
siyah bir yargıcın penisinin bo-
yunu ya da bir bayana 'oral
seks'ten söz edip etmediğini tar-
tışmasa, TIME gibi dünyaca
ünlü Amerikan dergileri "cinsel
tadz"i kapak konusu yapmasa,
bu sorun belki bu kadar sıcak
bir şekilde gündeme gelmezdi.
Amerika'da Anayasa Mahke-
mesı'ne atanan siyah yargıç Oa-
rence Thomas'ın daha önce ya-
nında çahşan bir bayana sözle
"cinsel tacizde" bulunduğu id-
diası, yalnızca bu ülkeyi karış-
tırmakla kalmadı bütün dünya-
da "cinsel taciz" ya da "sarkın-
tılık nedir, ne değildir" tartış-
masını başlattı.
Yargıç Thomas'ın aklanmasına
rağmen, özellikle feminıst akım-
lann işyerlerinde kadınlara yö-
nelik sarkıntıhk olaylarını gün-
deme getirdikleri gözleniyor.
Ya Turkiye gibi "erkek ege-
men" kültürun oldukça yaygın
olduğu bir ülkede "sarkıntılık"
olaylan ne durumda? Bu konu-
da çeşith uzmanlar ne diyor?
Türkiye'ye gelen birçok ya-
bancı bayanın, Turk erkekleri-
nin bakış, söz ve hareketlerin-
den şikâyetçi olduklan basında
sıkça yer alan haberler arasm-
da. Kadınlara yönelik "laf
atma" ya da "elle sarkıntılık"
gibi olaylann ülkemizde hiç de
istisna olmadığı büiniyor. örne-
gın yazar-gazeteci Dnygu Ase-
na'ya göre "Kadınlar utanma-
yıp her cinsel tacizi gündeme ge-
tirseydi, Türkiye'de konuşacak
başka konu kalmazdı."
Laf atmak kimine göre "er-
kekHgin şanından" geliyor. Laf
atan erkeğin genellikle yaşı ol-
dukça genç ve öğrenim düzeyi
düşük oluyor. Bazı erkekler de
kadınlann, kendilerine laf atıl-
masından hoşlandığını öne sü-
rüyor. Kimi erkekler ise hiçbir
zaman bir kadına laf atamaya-
caklannı, elle sarkıntıük edeme-
yeceklerini söyluyorlar.
İşyerinde cinsel sarkıntıhk ta-
bii daha bir "incetik" gerekti-
riyor. Hedef ahnan kadınlar bu-
nu anlayamayacak kadar "ap-
tal" sayılıyor. Kadınlar da ap-
tal olmadıkları için kendilerine
durüst, içten, samirru, dost yak-
laşan arkadaşlannı hemen tanı-
yorlar. Yani "dokunmak var,
dokunmak var!" lş biraz niye-
te bağlı!
Hostesler Dernegi Başkanı
Neşe Kocaoglu'na soruyoruz;
"Deraek olarak üyelerimiz ara-
sında bize cinsel tacizieflgiliula-
şan bir şey yok" diyor. Kocaoğ-
lu, uçakla seyahat eden yolcu-
lann seviyelerinin oldukça farkh
okluğunu, çalışma ortamlannın
da oldukça güzel olduğunu an-
latıyor.
Prof. Dr. Aysel Eksi, "Bu gi-
bi olaylan sık sık gazetelerden
okuruz, hastalanmızdan da sık
sık duyanz" derken, ülkemizde
bu tür olaylann Batı'dan hiç
farkh olmadığını anlatıyor.
Batı'nın bu tür olaylara ola-
ğanüstü ilgi gostermesinin çeşitli
nedenlen olduğunu söyleyen
Prof. Ekşi, "Birinci neden, in-
san haklanna verilen önemden
kaynaklanıyor. Çiinkü eskiden
bir kadın cinsel saldın ya da sar-
kıntılığa uğramışsa bunu hak
edecek olmasından. davet etme-
sinden, yani kendisinin de suç-
lulugundan şupbe edilirdi. Bu
nedenle de saldınya uğrayan ka-
dın, olaylan gizli tutmayı yegli-
yordu" diyor.
. Psikolog Emre Konuk ise bu
konuda kendisine yansımış çok
az olay olduğuna dikkat çeke-
rek, "Bu tur olaylan kronik
olarak gündeme getiren banıma
rastlamadım" diyor. Psikolog
Konuk şunları söyluyor:
"Oldum olası ber >erde var.
Türkiye'de de var. Sokakta ni-
ye yapılıjorsa işyerinde o yüz-
TÜRK HUKUKUNDA SÖZ ATMA VE SARKEVTDLJĞA 3 AY-2 YIL ARASI CEZA VERİLEBİIİYOR
Şehvetli ıslık bile sarkıntılıkTürk Ceza Kanunu'nun 421. madde-
si şöyle diyon "Kadınlara ve genç erkek-
lere söz atanlar uç aydan bir seneye ve
sarkıntılık edenler altı aydan iki seneye
kadar hapsolunur."
24.12.1990 tanhli bır Yargıtay Ceza
Genel Kurulu Karan ile "sarkıntüık" su-
çu şöyle tanımlanıyor:
"Sarkıntıhk, belirli bir kimseye karşı
işlenen, o şahsın edep ve iffetine doku-
nan ve ani ve hareketler yönunden ke-
siklik gösteren, şehvet kastıvla işlenen
edepsizce davranışlardır. Fail ile mağdu-
renin viicntlarının teması şart değildir.
Islık çalmak, mağdurun peşinden gide-
rek sırnaşıkça bareketlerde bulunmak,
cinsel organını göstennek veya megdu-
run cinsel organını se>Tetmek, birden
fazla ask mektobu vazmak, çimdik at-
mak, el-kol işaretleri ile cinsel Uiskide
bolnnmayı önermek gibi hareketler sar-
kıntılık suçunu oluştunnaktadır."
Söz atma (üç ay-bir sene)
Türk Ceza Kanunu-Ozel Hükumler
adh, Ayhan önder'in eylül 1991 tarihli
(3. basım) kitabında "söz atma cürmu-
niın tanımı" ve örnekleri şöyle sıra-
lanıyor:
"Söz atmak, belirli bir kişiyekarşı
şebvet duygusu ile sozle >-apüan saldı-
ndır. Sozlerin özel bir anlamı ve anla-
şılabilir olması gerekli değildir, şehvet
duygusu ile söylenmiş olması yeterlidir.
(TCK 421. maddenin birinci fıkrasında-
ki söz atma suçu üç aydan bir seneye ka-
dar cezayı içeriyor)
Yüksek mahkemece "söz atma" kap-
samına girdiğine karar verilen bazı söz-
ler şunlar:
• Kocandan boşan, benim metresim
ol.
• Allah be şu dudaklara bak.
• Pehlivan gibi kansın, bir kere me-
rağım var, s.k edeyün.
• Bana bir kere ver, seni hamamda
yıkanm.
Sarkıntılık (6 ay-2 sene)
TCK-Özel Hükumler adh 3. basım
eylül 1991 tarihli Ayhan önder'in kita-
bında TCK. 421'de yer alan "sarkıntılık"
suçunun Yüksek Mahkemece kabul edi-
len örnekleri şöyle sıralanıyor:
• Bu suçun faili yalnız erkek olabi-
lir. Kadın, kız veya genç erkek ise bu
suçta mağdur olabilirler.
• Mağdureye doğru ıslık çalmak.
• Sanığın mağdureyi arabası ile ısrarla
ve sürekli takip edip arkadashk tekhfin-
de bulunması.
• Alkollü olan sanığın yoldan geçen
mağdureye arkadan sanhp kalçalanna
el atması.
• Araya uzunca bir zaman girmeden
devam eden söz atma.
• Mağdureye birden fazla aşk mek-
tubu göndermek.
• Mağdureyi ısrarh biçimde izleyip,
evinin çevresinde dolasmak, her gördu-
ğü yerde el işareti yapıp, ıslık çalmak.
• Pencere camını tıklatıp, "gel gılze-
Iim seni de öpeyim" demek.
• Evli olan mağdureye değişik zaman-
larda telefon edip buluşup, tanışmak is-
tediğini söyleyip 'canım' demek.
• Sokakta rastladığı mağdurenin önü-
ne çıkıp, ısrarla onun resmini çekmeye
çalışmak.
• Sanığın mağdure>'e penisini gös-
termesi.
• Mağdurenin nzası dışında yanağın-
dan, dudağından öpmek, memesini
ellemek.
• Herkesçe kabul edilebilir nitelikte-
ki bir seks mecmuasını gazete içinde ve-
rerek okumasmı istemek, müdahilin if-
fetine dokunan eylemli davramş olup,
fiil sarkıntıhk teşkil eder.
• Sanığın mağdureye eliyle şeklini ta-
rif edip cinsi münasebette bulunmak is-
temesi.
• Bir kadının omuzuna sanhnak sar-
kıntıhk suçunu oluşturur, fiilin devam-
lılığı ise ırza tasaddi suçu olur.
• Mağdurenin yüzüne ayna tutmak,
şapka ile işaretler, ıslık çalarak ve mağ-
dureyi kucaklarcasına hareketler yap-
mak veya mağdurun yüzüne karşı gul
koklamak sarkıntıhk suçunu oluştura-
caktır.
den yapdıyor. Erkekler niye ya-
parlar? Herhangi bir yerde yap-
tıklannda hangi motivle yapı-
yoriarsa, işlerinde de aynı mo-
tivle yapıyoriar. Bu, bir kadını
tavlamak olur. Cinsel iliskiye
ginnek arzusu obıbilir. Ancak
işyerinde olanın sozu edilmiyor
ve geciştiriliyor. Burada kadın-
lann bunu nasıl fark ettiklerine
ilişkin enformasyonum yok. Be-
nim anladığım kadanyla normal
karşdanıyor ve çok azıtmazsa
kadınlar 'dur' demesini ve iliş-
kiyi mesafe içine almayı beceri-
yoriar."
Dr. Haydar Dumen Aile Da-
nışmanlık Merkezi adına görüş
veren Dr. Haydar Diimen,
"Davranışlann temelinde az
çok agresivite, yani saldırganhk
yatar" diyor. Saldırganlığımızı
"üst ben"imiz engelliyor. In-
sanlar çeşith isteklerine karşı
"alt ben" ve "nst ben" arasın-
da bir denge kuruyor. "Üst
ben"de de toplumun ahlak de-
ğerleri yatıyor. Dr. Dümen'in
bu konudakı görüşlen şöyle:
"Kompleksli kişilerde ya da
üst beni yeterince gelişmemiş il-
kel dürtüleri egemen olanlarda,
ya da cinselliği konusunda kuş-
kusu olan empotans kişiler bi-
raz da gösteriş için bu tür el ve
dille sarkıntılık edebiliyor. Bu
gibilerin kimilerinde gizli eşcin-
sellik sozkonusudur. "
Gazeteci-yazar Duygu Asena,
"Taciz edilen kadın konnşma-
ya utanıyor, hatta stıçlanma
korkusunu taşıyor" derken,
özellikle resmi dairelerde, terfi
durumlan söz konusu olduğu
zaman kadınların açıkça taciz
edildiğini öne sürüyor.
Bakarak ya da sözle sarkın-
tılığın artık ahşılmış durumlar-
dan sayıldığına dikkat çeken
Asena, "Kadınlar kendi yön-
Jemleriyle bunlan bertaraf edi-
yorlar. Ama cinsellik baskı un-
sunı olunca iş defişiyor. Üste-
lik kadınlar da kuyruk sallama-
yanı kovalamazlar sozune inan-
dmlmışlar. Turkiye'de neredey-
se tecavüze ve sarkıntılığa
uğrayan kadın suçlu dunımun-
da. Eğer kadınlar utanmayıp,
her tacizi gündeme getirseydi,
Türkiye'de konuşacak başka
konu kalmazdı."
Ekonomik krizin darbesini yiyen ünlü modacılar, Paris defîlesinde çeşitli yöntemlerle "çıkış yolu" anyorlar
Saluıdagel,ParismodagörsünGivenchy klasik çizgilerde
ustalığını konuşturuyor. Lagerfeld
çıkışı çift eteklerde bulmuş.
Mugler ise podyuma manken diye
Ivana Trump'ı çıkararak ilgiyi
üzerine çekmeye çalışıyor. Rei
Kawa Kubo'nun, şantiyesinde
modeller bitmemiş teyelli giysilerle
geziniyor...
NECLÂ SEYHUN
PAJRİS — Sonbalfcr yakışıyor Paris'e. Yeşil-
den sanya, sandan kırmızıya dönüyor renkler,
parklarda, bulvarlarda. Yollar boyu kırmızüı, sa-
nh yapraklar uçuşuyor dört bir yanda. Meydan-
larda, havuzlann çevresinde ateş kırmızısı çiçek-
ler... Sonra fıskiyeler... Sonra yazı anımsatan gü-
neşli günleri bölen kısa yağmurlar... Yağmur
sonrası gene kaldınmlara taşan sohbetler, bul-
var kahvelerinde... Yaz anılan, kış umutlan...
Birbirinden güzel sergiler, birbirinden güzel
fıhnler... Tiyatro oyunlan, baleler... Ve... son-
ra defileler... Sonbahar demek, defıle demek ay-
m zamanda. Defileler yakışıyor Paris'e. Nasıl ya-
kışmasın ki moda demek Paris demek, Paris de-
mek de moda!..
Defilelerle bir başka canhhk geliyor havaalan-
lanna, otellere, restoranlara... Dünya, gazete-
cileri ile ahcılan ile zenginler ile Paris'e akıyor.
Sohbetlerin, gazetelerin, televizyonlann baş kö-
şesüıe moda yerleşiyor. Birden günün en önem-
li konularından biri olup çıkıyor moda.
Yığınla model dökülüyor ortaya. Kimi güzel,
kimi değil. Kimi klasik, kimi değişik. Ama bir
başka soluk bu, bir başka oyun. Bu oyunda pa-
buç pahah bu kış. Ekonomik kriz modaevleri-
ni de etkiliyor dolu dizgin. Tek amaç azalan müş-
terilerin dikkatini çekmek, onları yeniden 'alıcı'
yapmak. Nedir bunun yolu?.. Her birine göre
ayn. Herkes ayn bir yol ruttunıyor bu amaca
ulaşmak için.
Meslekte 40. yıhnı kutlayan Givenchy için bu
yol 'klasik'ten geçiyor. Tüm koleksiyonda bu
çizgi etkin. Ustalığı su götürmez bir kesimle tay-
yörleri, elbiseleri, gece kıyafetleri süper klasik bir
yol izliyor.
Kaynak olarak 1940 yülarını ahnış Givenchy..
Bombe kollar, robalı bluzlar, düğmeli, cepli, bol
etekler... Anılara gönül vermiş. Ama günün
renklerini taşımış aralara. Matisse'in desenlisi-
ni emprime olarak, işleme olarak katmış kolek-
siyonuna.
Lagerfeld 'çıkış'ı çift eteklerde bulmuş. Kısa
mı, uzun mu?.. Etekte bir türlü karara vanla-
mıyor ya o, çözümü kısamn üstüne uzunu giy-
dirmekte bulmuş. Kısacık mini etekh elbiseleri-
nin, tayyörlerinin bir de ayak bileğine dek uza-
nan transparan ikinci etekleri var. Muslin ete-
- ğin altından kısa eteği de aynı anda görüyor, bır
LAGERFELD'IN ÇIÇEKLERI— Paris'teki defilede Kari Lagerfeld'in 92 yazı için hazır- taşla iki kuş birden vurmuş oluyorsunuz. Çıkış
ladığı çiçck desenli, çıkma etekli ve plaj bluzlu bir modeli. (Fotograflar: AP) bu ama?..
TRUMP'IN ESKİ EŞt— Fransız modacı Thierry Mugler, Paris le podyuma skandallarla un-
lenen ABD'li işadamı Tnımp'ın eski eşi Ivana Trump'ı çıkartarak buyuk ilgi topladı.
Mugler'e göre 'hayır!..' Çıkış yolu bu de-
ğil. O, bu ekonomik krizi önce müşterinin
dikkatini çekmekte buluyor. En önernli iş bu.
Bunun için de tutuyor podyuma Ivana
Tnımp'ı çıkanyor manken olarak. Şu unlu,
bosanması ile dünya basımmn, dergilerinin
bir numaralı konusu olan sarışın güzel mul-
timilyarder Ivana Trump'ı... Bu şen dul, pod-
yumda tüm dikkatleri uzerine çekti, ama sat-
manın yolu bu mu?.. Mugler'in defılesi eski
bir western gibi... Şerif sevgilileri, kumarha-
ne yaşamından, sigara satan kızlara. Bu kı-
yafetleri kimler nerede giyecek acaba?.. Eko-
nomik krize, müşteri kıthğına bir garip reçe-
te doğrusu...
Bir başka antika reçete de Rei Kawakubo'-
dan. Comme dos Garçons'un stilisti, şantiye
gibi bir podyumda, işçilerin işlerini bıtirme-
diği izlenimini veren bir kargaşa dekorda, ter-
zilerin modellerini bitırmediği, hatta işe doğru
dürust başlamadığı izlenimini veren bir defi-
le sunuyor.
Kâğıttan yahut amerikandan yapümış mo-
deller, kollan takılmamış, etek uçlan bastı-
nlmamış, bitmemiş bir süni kıyafet. tğneler-
le tutturulmuş, teğelli bir koleksiyon.. Bu mu
müşteri çekmenin yolu?.. Bu modeller mi sa-
tacak?.. Bunlarla mı çıkılacak ekonomik kriz-
den?..
Allah'tan koleksiyonlarda başka 'yol'lar da
var... Organze bluzlar, güzel keten elbiseler,
şık pantolon takımlar, canh, çarpıa empri-
meler... Daha sürüyor defıleler... Daha de-
nenecek yollar var...
Yaz buluşları, yaz umutlan, uçuşan yap-
raklara, sonbahara kanşıyor şu an. Sonba-
harlar da yakışıyor Paris'e...
Danimarka'da
agk fuarı
• KOPENHAG
(Cumhuriyet) —
Danimarka'da ekim aymın
başında düzenlenen seks
fuanndan sonra şimdi de
Vejle kentinde bir aşk fuan
düzenleniyor. 1992 yıh
sonbahar aylannda acüması
beklenen fuar tüm şehre
yayüacak ve Vejle şehir
merkezi "aşk şehri"ne
dönuştürülecek. Fuan
düzenleyen "Eros Love
Fair" komitesi, Vejle'deki
aşk fuannın Kopenhag'daki
seks fuanndan kesinlikle
farkı olacağmı ve aşk
fuannda pornoya yer
verilmeyeceğini behrtiyorlar.
Çevreyi çocuklar
kurtaracak
• Haber Merkezi — Çevre
Bakanhğı, ilkokul
öğrencilerini "çevre
gönüllüsü" ilan etti.
Bakanhkça hazırlatılan
"Büytlklerinizi Uyann!.!'
adlı kitapçık üç milyon
adet bastmldı ve milli
eğitim müdürlükleri
kanalıyla tum yurttaki
ilkokullara dağıtıldı. 32
sayfahk kitapçıkla küçük
çevreciler arasında bir de
yanşma düzenlendi.
Nevşehir'de 3
tıp kongresi
• NEVŞEHtR
(Cumhuriyet) — Nevşehir,
bu haftadan başlamak
üzere 9 kasım tarihine
kadar 3 ayn tıp kongresine
ev sahipliği yapacak. 23-25
ekim tarihleri arasında
Türk Plastik Cerrahi
Derneği tarafından 13.
Ulusal Plastik Cerrahi
Kongresi toplanacak. Çeşitli
universitelerden 200'e yakın
bilim adamının katılacagı
kongrede dünyada ve
Türkiye'de plastik cerrahi
alanında yapılan son
yenüikler ve ortaya çıkan
somnlar ele alınıp
tartışılacak.
Mütevelli
belirlenmedi
• ANKARA (ANKA) —
Yükseköğretim Kurulu
(YÖK), Bakanlar
Kurulu'nun beş
üniversitenin özel statüye
kavuşturulmasına ilişkin
kararnameyi yayımlamakta
gecikmesi üzerine müteveUi
heyeti adaylarını
beUrlemekten vazgeçti.
YÖK Genel Kurulu, YÖK
Başkanı Prof. Dr. thsan
Dogramacı başkanlığında
toplandı. Daha önce
tstanbul Teknik
Üniversitesi, Boğaziçi
Üniversitesi, Orta Doğu
Teknik Üniversitesi, Ege
Üniversitesi ve tnönü
Üniversitesi'ne getirilecek
müteveUi heyet üyelerinden
ikisi için altışardan 30 aday-
belirlemesi beklenen YÖK
Genel Kurulu,
kararnamenin
yayımlanmaması uzerine bu
maddeyi gundeminden
çıkardı.
Çocuklarda
kansızhk ^
• İZMİR (ANKA) —
Derideki rengin kan
hastahklannın habercisi
olduğu belirtilirken
Türkiye'de özellikle 6 ay - 2
yaş çocuklannın yüzde
80'inin kansız olduğu
saptandı. Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk Sağhğı
ve Hastalıklan Anabihm
Dah uzmanlanna göre kan
hastahklanndaki ilk belirti
renk solukluğu olarak
ortaya çıkıyor. Bu nedenle
aileler çocuklannın rengini
solmuş gördüklerinde
mutlaka bir doktora
götürmelerini öğütluyorlar.
Kan kanserinden lenf
kanserine, Akdeniz
anemisinden kansızlığa
kadar birçok hastahğın
habercisi olan renk
solukluğunun altında ilk
aranacak şeyin demir
eksikliği olduğuna dikkati
çeken uzmanlar, demir
eksiküğinin ise çocukta,
halsizlik, yorgunluk,
huysuzluk, geceleri
uykusuzluk, iştahsızhk gibi
olumsuzluklan ortaya
çıkardığım söylediler.