23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 OCAK 1991* + 719 ÎNGtLTERE'DEFIRTINA — Ingiltere'nin kuzeybatı kesim- leri hızı saatte 160 km'ye ulaşan fırtınanın etkisinde kaldı. Fırtınanın etkisiyle kıyıya vuran dev dalgalann boyu, kıvı- daki evlerin çatısına ulaşıyordu. Hava tahmin raportan, ın- giltere Adalan'nı etkisi altına alan fırtınanın bir süre daha devam edeceğini belirtiyoriar. (Fotoğraf: AP) Greenpeace Mitterrand'a mektııp gönderdi SIDNEY (AA) — Dünyanm en etkili çevre koruma örgütü olan Greenpeace, Fransa Cum- hurbaşkanı François Mitter- rand'a mektup gönderdi. Mek- tup, Greenpeace'in Fransa Gru- bu Başkanı Alain Connan tara- fından Fransa'nın nükleer dene- meler yaptığı Pasifık'teki Muru- roa Adası açıklannda Greenpe- ace gemisi Fand'ı izleyen Fran- sız donanmasından bir geminin komutamna verildi. Greenpea- ce, mektupta Mitterrand'dan ya- kında New York'ta başlayacak tüm nükleer denemelerin yasak- lanması konulu uluslararası top- lantıya Fransa'nın da katılması- nı istiyor. YANGIN SÖNDLRME ROBOTU — Tokyo'da 'İtfaiye Günii" dolayısıyla düzenlenen gösteride, "Gökkuşagı S" adlı uzaktan kumandalı yangın söndürme robotu halka gösteril- di. Robotun patlayıcıların ve karmaşık yangınların sondiı- rülmesi amacıyla geliştirildiği açıklandı. (Fotograf: AP) Lüksemburglu parlamenterler IstanbuTu gezdi İSTANBL'L (AA) — Dışişle- ri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alp- temoçin'in resmi konuğu olarak Türkiye'de bulunan 6 kişilik Luksemburg parlamento heyeti Istanbul'un tarihi ve turistik yer- lerini gezdi. Emile Krieps, Henri Grethen, Rene Hengel, Jean As- selborn, Alphonsa Theis ve Er- nest Mühlen'den oluşan heyet, ilk olarak Sultanahmet Camisi- ni gezdi. Daha sonra Topkapı Sarayı'm ziyaret eden heyet üye- leri, öğle yemeğini Konyaü Res- taurant'ta yediler. Bugün Rume- lihisarı ve Yıldız Parkı'nı geze- cek olan heyet üyeleri, öğle ye- meğinde ise İKV ve TUSİAD yetkilileriyle bir araya gelecekler. ŞAMPIYONANIN MADALYALARI — Avustralya, bu iil- kede düzenlenen Diinya Yüzme Şampiyonası'mn galiplerine veritecek 303 madaly-ayı korumak için ordudan bir subayı gö- revlendirdi. Duzen.eme komitesi de galiplere madalyaun yanı sıra Avustralya tipi bir şapka hediye edecek. (Fotograf: AFP) HABERLERİN DEVAMI Yangına Körükle Gitmek.. (Baştarafı 1. Sayfada) lara dökülmüştür; sinirler son derece gergin, ortam elektriklıdir. Boylesı koşullarda bir dev- letin başına yaraşır davranış, anlayış göster- mektir, yatıştıncı olmaktır, uzlaşmanın erde- minden söz etmektır. Bu gibi durumlarda bir cumhurbaşkanına başka türlü davranmak yakışmaz kesinlikle. Oysa Sayın Özal bunun tam tersi bir yak- laşımı benimsemiştir. Bir devlet başkanı gi- bi değil, kraldan çok kralcı bir işveren vekili gibi davranmıştır. Yazık. Öyle sanıyoruz ki Çankaya'nın tutumu ol- muştur, dünkü gelişmelere de damgasını vu- ran, işlerin kilitlenmesine neden olan. Belki de Başbakan Akbulut'un aklı bir kez daha çelinmiştir. Sayın Akbulut, Sabah gazetesinde dün ya- yımlanan söyieşisinin bir yerinde şöyle de- miş: "Ben işe başında girseydim bu meseleyi çok daha önce çözebilirdik. Ben psikolojik faktörde devreye girdim. Aslında bu iş Abant'- ta bitmişti, ama hernedense Ankara'da aklı- mı çeldiler herhalde." Başbakan bu sözleri cuma akşamı, yani maden işçilerinin lideri Şemsi Denizer'le ya- pacağı Bolu aörüşmesinden bir akşam ön- ce söylemiş. Ama ertesi sabah anlaşılan, yine aklı çe- linmiş olarak Bolu'ya gitmiş. Herhangi bir ye- ni parasal öneri olmaksızın masaya oturup, işçi liderinden madencileri dağıtmasını isle- miş. Herkes sanki hiçbir şey olmamışçası- na Zonguldak'a dönecek, ondan sonra da görüşmeler başlayacaktı; böyle buyurmuş... O ana kadar olan bitenden, kitle psikolo- jisinden bu denli nasipsizlik gerçekten şaştr- tıcıdtr. Böylesine yanılgılarla dolu bir yaklaşımla eşzamanlı olarak da Cumhurbaşkanı'nın kış- kırtıcı açıklamaları gelmiş, dün de madenci- nin önüne £-5 barikatı dikilmiştir. İktidar bununla da yetinmemiş, madenci- yi kuşatmaya yönelmiştir. Genel Maden-İş Başkanı Denizer dün akşam bu durumdan şöyle yakınmıştır: "Her tarafımızı polis vejan- darmayla kuşattılar. İlaç dahi geçirmek iste- miyorlar. Çadır ve battaniyeyi de engelliyor- lar, yemeği de engellemek istiyoriar. Biz yi- ne sakiniz, hiçbir tahrike kapılmadık". İnsanın aklına komplo teorileri geliyor. Bir an düşünüyor, acaba bir gizli el, adım adım bir çatışmaya dogru mu götürüyor büyük yü- rüyüşü diye... Ihtimal vermek istemiyoruz ama, ipin ucu- nun her an kaçabileceği kaygısını taşıyoruz. Şimdi, Ankara'ya giden E-5 karayoluna sekiz on kilometre kala, Deller deresi ile Yı- lancık köprüsü mevkiinde madencilere kar- şı çevik kuvvet ve jandarma barikat kurrnuş durumda. İki taraf burun buruna, gerilimli bekleyiş sürüyordu, biz bu satıriarı yazarken. Ankara'dan gelen haberler ise siyasal ik- tidarın katı tutumunu devam ettirdiğini gös- teriyordu. Bir kilitlenme söz konusuydu. "Ön- ce madenci dağılsın!" tavrını sürdürüyordu iktidar. Bize kalırsa, diyalog kapısını açmak artık hükümet kanadının elindedir. Madenci ba- rikatta beklerken, görüşme masasına oturu- labilir. , Neden olmasın? Herhalde bunun ilk koşulu, Sayın Akbu- lut'un aklının bir daha çelinmemesıdir! Uzlaşma yölunu açmak için Ankara'nın esneklik göstşrmesi gerekiyor; ilk adım Sa- yın Akbulut'tan gelmeli. ABD ve Irak sert havada Yürüyüşe barikat Çevik Kuvvet Türkiye'de (Baştarafı 1. Sayfada) Mirage-5 uçağı ise bugün Türki- ye'de olacak. Bierset Üssü'nde ' uçaklann hareketinden önce dü- zenlenen törende, eşleri ve ço- cukları pilotlan göz> r aşları için- de uğurladılar. Törenden sonra bir açıklama ' yapan Belçika Hava Kuvvetleri ' Komutanı General Moriau, Mirage-5'lerin eski ve hurda ol- duğuna ilişkin haberler hakkın- da, "Ben bu uçaklara yüzde yüz garanti veriyorum. Mirage-5'- ' lerde savaş anında hiçbir prob- 'lem çıkmaz" dedi. "• Bierset'den dün hareket eden uçaklar Yunanistan'ın Amen- dola Üssü'ne geldiler. Geceyi Amendola'da geçiren Mirage-5'ler bugun buradan ha- reket ederek Bahkesir'e gelecek- ler. Belçika Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklann daha sonra konuş- landırılacaklan üslere gidecek- leri öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Mirage-5'ler Diyarbakır'- daki Üs'te konuşlandırılacaklar. Genelkurmay yetkilileri, AA muhabirinin sorusu üzerine, Çe- vik Kuvvet uçaklanrun daha ön- ceden planlanan yerlere geldik- lerini belirttiler. NATO Çevik Kuvveti'nin ko- naklayacağı Diyarbakır'daki 4 turistik otelde 314 kişilik yer aynldı. Bugünden itibaren 15 günlük süreyi kapsayacak rezervasyo- nun Belçika'dan yapıldığı öğre- nildi. Bunlardan 12 kişilik Bel- çikalı yer personeli dün Diyar- bakır'a geldi. Kent merkezinde- ki çeşitli otellere yerleştirilen Belçikalı yer personelinin sayı- sı, önceki gün gelenlerle birlik- te 26'ya yukseldi. Bugün 42 Bel- çikalı yer personelinin daha Di- yarbakır'a gelmesi bekleniyor. Güney İlleri Büromuzun ha- berine göre, Çevik Kuvvet'e ait uçaklann Türkiye'ye gelmeye başlamaları ile birlikte üslerde yoğun bir hareketlilik başladı. Incirlik ortak savunma tesisle- rindeki Türk ve ABD hava kuv- vetlerine bağlı savaş uçaklannın eğitim uçuşları sürüyor. İncir- lik'te halen ABD Hava Kuvvet- leri'ne ait F-lll, F-16 ve F-15 uçaklarından oluşan 3 filo bu- lunuyor. Bu arada Incirlik'te görevli ABD'li personel ailelerinin ara- hklı olarak turizm yörelerine kaydınldığı öğrenildi. ABD'li personel ailelerinin Italya'nın Sicilya Adası, Atina ve Frank- furt başta olmak üzere savaş ris- ki olmayan yerlere gönderildiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre bazıları da Izmir, Ankara ve Is- tanbul olmak üzere bölgeden uzak kentlere gittiler. Ailelerin aynlmalanyla bbşa- lan lojmanlara ABD'li askeri uzmanların yerleştirildikleri be- lirtiliyor. ABD'nin Almanya'- daki Pittsburg Üssü'nden son iki hafta içerisinde iki parti ha- linde 500 kadar askeri teknisyen İncirlik'e geldi. Bu arada, AA'nın Amerikan haber ajansı AP'ye dayanarak verdiği habere göre, Bağdat'ta- ki diplomatlar, savaş çıkması durumunda ikinci cephe olabi- leceği sanılan Türkiye sınınna, Irak'ın 8 tümen daha asker gön- derdiğini kaydettiler. (Baftarafı 1. Sayfada) Saddam'ın Kuveyt'i koruma- larının yanında Filistin'i de kur- tarmakta kararlı olduklarını söylemesi gözlemcilerin dikka- tini çekti. "ABD'nin temsil etti- gi zulüm karşısında sav-aşın kı- sa olmasının beklenmediğini" söyleyen Saddam, Kuveyt'in "Irak'ın 19. ili olduğu" yolun- daki iddiasını yıneledi. Saddam Hüseyin, Ortadoğu sorunlarının ayn ayrı değerlen- dirilmesinin, Ortadoğu'da emel- leri olanlara karşı güçleri bölme ve etkisizleştirme anlamına ge- leceğini savundu. Saddam Hüseyin, 1 müyon- luk Irak ordusunun böyle bir sa- vaşa sanılandan daha hazır du- rumda bulunduğunu, hızlı ileti- şim, seferberlik ve askeri lojis- tik olanağına sahip olduklarını belirterek "Irak Silahlı Kuvvet- leri, feda edilecek şeylere rağ- men, misyonlanna ve miıcade- lelerine inanıyorlar" dedi. Saddam, Kuveyt'ten çekilmesi için tanınan son tarih 15 ocağa değinmediği konuşmasını, "Fi- listin'i ve Golan Tepeleri'ni kur- tarmak için yapılacak bu sava- şın bir güniinü yaşamak, ina- nanlar için onur olacaktır" soz- leri ile tamamladı. "Savaş Uanı" Israil Dışişleri Bakanı David Levy, Irak Devlet Başkanı Sad- dam Hüseyin'in dün sabah yap- tığı konuşmayı "savaş ilanı" olarak niteledi. Levy, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra radyoda yaptığı açıklamada, "Bu konuşma bir savaş ilanıdır vc tam bir uzlaşmazlıgı yansıtı- yor" dedi ve sozlerini şöyle sür- dürdü: "Irak'ın tehditlerini hafıfe al- marnaiıyız. Saddam Hüseyine savaş ilan etmiyoruz, ancak bi- ze saldırmaya ciiret ederse Irak'a iki misli şiddetle cevap veririz. Peygamber değilim, ke- hanette bulunamam, ama bu adam fıkir degiştirebilir ve Ku- veyi'ten çekilebilir ya da çekile- cegini açıklayabilir. O zaman biz de Bab Şeria ve Gazze'den çekilmemiz için uluslararası bir baskı ile karşı karşıya kalabili- riz." "Durum çok kritik" Riyad'da bir araya gelen Su- udi Arabistan, Mısır, Suriye ve Yugoslavya dışişleri bakanlan, "Körfez'de durumun çok kritik olduğu" görüşünde birleştiler. Yugoslav Haber Ajansı TANJUG'un bildirdiğine göre Yugoslavya Dışişleri Bakanı Bu- dimir Loncar'ın, bağlantısızlar hareketinin sözcüsü olarak böl- gede sürdürdüğü barış girişim- leri çerçevesinde gerçekleştirilen Sayın Doktorve Eczacılara Antiseptik sikatrizan BEFANTHENE% 0.5 klorheksidin HCI + % 5 dekspantenol üretilerek piyasaya verilmiştir. Ticari şekli: 30 gr krem (R) = Tescilli Marka Roche)> Roche Mustahzarları Sanayi A.Ş., P.K.: 16 - 80622 Levent / İstanbul toplantıda, Suudi Arabistan Dı- şişleri Bakanı Suud El Faysal, Mısırlı meslektaşı tsmet Abdül-' mecit, Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Şara, "FUistin sorunu- nun Körfez krizine bağlanarna- yacağı ve Körfez krizinin çözumunde bir koşul olarak kullanamayacağı" konusunda tam bir görüş birliği sağladılar. Baker'ın gezisi başladı ABD Dışişleri Bakanı James Baker, dun Avrupa'ya gitmek üzere ABD'den aynldı. Çar- şamba gunü İsviçre'nin Cenev- re kentinde, Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'le buluşacak olan Baker, daha önce Londra, Paris ve Bonn'a uğrayacak. Ba- ker, Tarık Aziz'le görüştükten sonra da Ankara, Riyad, Abu Dabi, Kahire ve Şam'ı ziyaret edecek. Tavize hazır mı? Başkan Bush ve Saddam Hü- seyin karşılıklı olarak sert ko- nuşmalar yaparken Saddam'ın ozel görüşmelerde KuvTet konu- sunda taviz verebileceğini söyle- diğine ilişkin haberler çıkıyor. AP'nin Bağdat kaynakh ha- berine göre adının açıklanması- nı istemeyen bir Fransız diplo- mat Saddam'ın "Batı'nın taviz vermesi karşılığında kendisinin de taviz verebileceğini" soyledi- ğini one surdu. "Bush küstah" Irak Enformasyon Bakanı Latif Jassim, Başkan Bush'u küstahlıkla suçladı. Jassim, Bush'un önceki gün yaptığı ko- nuşmayt karşılık olarak verdiği demeçte "Bush'un konuşması küstahlığını ve saldırganlığını gösteriyor" dedi. Halka stok çağrısı Bu arada Irak Petrol Bakan- lığı, kış mevsimini gerekçe gös- tererek halkı başta benzin olmak üzere petrol ürünleri stoklama- ya çağırdı. Bakanlık tarafından yayımlanan bildiride, "Iraklılar, kış mevsimi için ihtiyat olarak gazyağı. mazot ve benzin stoku yapmalıdır" denildi. İngütere Basbakanı John Ma- jor, ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'ın Irak Dışişleri Ba- kanı Tarık Aziz ile 9 ocakta Ce- nevre'de yapacağı görüşme sıra- sında "Irak'a aniaşma önermeyecegini" soyledi. Major, "Saddam Hüseyin'in önce çok ciddi olduğumuzu da- ha sonra da Kuveyt'ten koşulsuz ve tamamen çekilirse kendisine - saldırmayacağımızı anlaması zo- runludur. Ona birinin bunları kesin ve net biçimde anlatması gerek. Bildiğim kadanyla da Ja- mes Baker ona bunu söyleyecek" dedi. İngiltere Savunma Bakanlığı1 nın Körfez'de bir savaş çıktığı takdirde bölgede bulunan her iki İngiliz askerinden birinin öleceği ya da yaralanacağı yo- lunda hesaplar yaptığı bildiril- di. Pakistan hükümetinin Körfez bölgesinde üslendirilen 5.000 as- kerine ek olarak 5.000 asker da- ha göndermeye hazırlandığı bil- dirildi. ABD kamuoyu Amerikan kamuoyunun yan- sının Suudi Arabistan ve Kör- fez'deki Amerikan askerlerinin "büyuk olasılıkla" savaşacağını duşunduğü bildirildi. Newsw«ek dergisinin yaptırdı- ğı kamuoyu araştırmasına göre geçen ay bu şekilde düşünenler yüzde 31'i aşmıyordu. Kamuoyu araştırmasına göre Amerikalıların yüzde 61'i, Irak- ın Kuveyt'ten çekilmemesi halin- de Amerikan askerlerinin savaş- ması gerektiğini düşunuyor. Bu- nun şu ana kadarki en yüksek rakam olduğu kaydediliyor. Inönü ve Özçeri Suriye'ye gidiyor SHP Genel Başkanı Erdal İnönii, yarın Suriye Devlet Baş- kanı Hafız Esad'ın davetlisi ola- rak Şam'a gidiyor. lnönü'ye göl- ge savunma bakanı Erol Agagil ve SHP Dış İlişkiler Danışmanı Mithat Sirmen eşlik edecek. Inönü'nün Suriye gezisi sırasın- da Dışişleri Bakanlığı Müsteşa- rı Tugay Özçeri de aynı ülkede olacak. Dışişleri yetkilileri iki zi- yaretin çakışmasının rastlantı ol- duğunu söylediler. (Başıarafı 1. Sayfada) yok" diye çınladı. Denizer bu arada "Bayan ar- kadaşların geriye dönmelerini istiyonım" deyince sert bir tep- kiyle karşılaştı. Kadınlar "Dö- nüş yok, kadınlar korktu dön- dii derler. Geri dönmeyiz" diye karşılık verdiler. Denizer konuşmasında "Kızı- lay, Kızılhaç ve Türk halkından bannma ve yiyecek yardım cağ- nsı"nı yineledi ve şöyle devam etti: "Hak miicadelesi veriyoruz. Akşam TV'de Özal'ı dinlediniz. Bizi tahrik edip devletle karşı karşıya getiriyor. Biz dövüşmek istemiyoruz. Biz kimsenin bur- nunun kanamasım istemiyoruz. Asker ve polisle alıp veremedi- gimiz yok. Onlar bizim kardeş- lerimiz. Çatışmak istemiyoruz. Yüriiyuşümüze devam ediyo- ruı." Denizer, madencilere "dikkat- li olmalan, kendi işaretleri doğ- rultusunda davranmalan" uya- nsında bulunduktan sonra "yü- riiyüse geçilmesi talimatını" verdi. Bu arada Zonguldak'tan çev- re ilçe ve köylerden araçlarla madencilere battaniye, giyecek ve yiyecek yardımı akarken, çok sayıda yurttaşın da yürüyüşçü- lere katıldığı gözlendi. Saat 10.15 sıralannda önde Genel Maden-tş Başkanı ve yö- neticileri, hemen arkasında İco- nuk sendikacılar ve parlamen- terler biçiminde sıralanarak yu- rüyüşe başlandı. Yürüyüş bo- yunca "Bir kara, iki kara, iiç ka- ra, geliyonız Ankara', "Vur vur MeâH, Çankaya dinle^n". "1 ocak, 2 ocak, 3 ocak, 4 ocak, za- fer günü olacak" diye sloganlar atıldı ve Özal'ı eleştiren türkü- ler söylendi. Kilometrelerce uzunluğunda ve ilk gündeki ka- tılımdan daha fazla katılımın gözlendiği yürüyüşte, Zongul- dak'tan destek için gelen çeşitli mesleklerden yurttaşlar yer aldı. Bu arada bir kişinin donma noktasında bulunarak hastane- ye kaldırıldığı, bir işçinin de apantisit nedeniyle ameliyata göturüldüğü öğrenildi. Yüruyüş sırasında sendikacı- lara, Çaycuma ve Devrek ile Zonguldak bağlantısının Zon- guldak Valisi'nin emri üzerine polis ve jandarma taraf ından barikat kurularak kapatıldığı ve Zonguldaklıların geçişinin en- gellendiği bilgisi geldi. Bu ne- denle 5-10 bin kişilik bir işçi gru- bunun da yüriiytişe katılamadığı bildirildi. Barikat İlk grup madenciler, yaklaşık 13.30'a doğru Mengen'e 12 kilo- metre uzaklıktaki Mengen Or- man Işletmeleri Müdürlüğü'ne bağlı Girgine olarak adlandın- lan mevkiye geldiklerinde büyuk bir barikatla karşılaştılar. Yak- laşık 800 jandarma komandosu ile İstanbul, Balıkesir, Bolu, lz- mir ve Samsun'dan getirilen 1500 çevik kuvvetin iki dozer, bir su sıkma aracı ve bir pâjızer- le birlikte Deller Deresi üzerin- deki Yılancık Köprüsü'nde kur- dukları barikata 200 metre kala yürüyüş durdu. Bolu Valisi'nin emriyle kurul- duğu ileri sürulen barikat önün- de biriken ilk grup, saat 14.30 sı- ralannda aralannda Denizer ile konuk sendikacıların da bulun- duğu ikinci grubu "Geliyor, ge- liyor, madenciler geliyor" sloga- nıyla karşıladı. Şemsi Denizer, yanında bulunan komite üyele- riyle birlikte dozerlere yaklaşa- rak polis yetkililerine "Vali Bey nerede?" diye sordu. Bu arada barikatın karşı tarafından "ts- tendiği takdirde Bolu Valisi'nin, Denizer ve arkadaşlarını kabul edeceği" bildirildi. Şemsi Deni- zer çevik kuvvet mensuplannm dozer üzerinden barikatı aşma- sı istemini reddederek dozerlerin arasından geçmeyi yeğledi. İlk barikatın gerisindeki ikin- ci köprünün de tutulduğu ve çe- vik kuvvetin iki köprü arasma, jandarma komandolarının da köprü yanlarına yerleştirildiği, bu arada köprüyü kapatmak üzere tel örgülerin çekilmeye ha- zır tutulduğu görüldü. Denizer'in barikatı geçmesin- den yaklaşık 5 dakika sonra ge- riye dönen sendikanın Genel Eğitim Sekreteri Sabri Cebecik, Denizer'in ilgililerle görüşmeye gittiğini söyledi. Bu arada Baş- bakan Yıldırım Akbulut ile Ça- lışma ve Sosval Güvenlik Baka- nı İmren Aykut'un Ankara'dan Denizer'le telefon görüşmesi yapmak istediği öğrenildi. Go- riişme isteğinin Denizer'e güven- lik görevlilerince iletilmesi üze- irine Genel Başkan Yeniçağa PTTsine gitti. Denizer, buradan Akbulut ve Aykut ile telefonla görüştü. Akbulut ve Aykut'un "yüriiyüşü durdurun, gönişme- leri sürdiirelim" yolundaki öne- risini kabul etmeyen Denizer, ye- niden işçilerin yanına döndü. Bu arada Zonguldak Beledi- yesi'ne ait bir sağlık ekibiyle iki cankurtaranın barikatın yanın- da bekletildiği göruldu. Yürüyüş kolunun önünde bayrak taşıyan iki işçi, barikat- lara 10 metre kadar yaklaşarak durdu. Maden işçileri ise 100 metre geride ve zaman zaman oturarak soğukta beklediler ve sloganlarını sürdürdüler. Gü- venlik kuvvetlerinin, işçilere yu- muşak davranmaya özen göster- dikleri dikkati çekti. Akşam karanlığı basarken bazı işçilerin Mengen'e ve civar köylere dönmeye başladıkları görülürken kalabalık bir grubun da soğukta beklemeyi yeğledik- leri dikkat çekti. Denizer, saat 17.00'de işçilerin arasına döndüğunde geceyi bu- rada geçireceklerini bildirerek yardım çağrısını yineledi. Deni- zer şöyle konuştu: "Her tarafımızı polis. ve jan- darmayla kuşattılar. Bunlar bi- zi burada muhasara altında tut- mak istiyoriar. tlaç dahi geçir- mek istemiyorlar. Çadır ve bat- taniyeyi engelliyorlar. Yemeği de engellemek istiyoriar Biz yine sakiniz. Hiçbir tahrike kapıtmn- dık. Burada konaklıyoruz. Bi- zim sabrımızı taşırıyorlar. Sab- rtmız taştığında onlar kaçmış olurlar. Görüşmeye her zaman açığız. Teklif onlardan gelecek. Güvence verecekler, ondan son- ra göriişeceğiz. Güvence verme- dikten sonra hiçbir şey olmaz." Bir gazetecinin "Barikat açıl- mazsa ne yapacaksınız" sorusu- na Denizer, "Bir siire daha bek- leriz. Zamanını tespit ederiz. Ondan sonra ne yapacağımıza karar veririz" yanıtını verdi. Denizer, hükümetten herhan- gi bir görüşme çağrısının yapıl- nıası halinde bu çağrıya katılıp katılmama konusundaki soruya da "Biz artık oyalanmak istemi- yoruz. Gerçekleri görecegiz. Oyuna da gelmeyiz. Güvence paradır, para onlarda. Onlar pa- rayı verecek, bu iş bitecek." Ateş yakarak ısındılar Madenciler Denizer'in açıkla- malarını "BarikatUn korkma- yız, yann buradayız" sloganla- n ile karşıladılar. Saat 17.30'dan sonra işçiler, sendikalarımn ka- rarı gereği barikatın önünde ateşler yakarak beklemeye baş- ladılar. Kadınlar ise araçlarla Mengen'e gönderildiler. Konak- lanılan yerin dar bir vadi olma- sı yüzünden yakılan ateşlerden rüzgârın etkisiyle boğulan du- manlar işçileri büyük ölçüde ra- hatsız etti. Bunun üzerine bari- kattan üç kilometre kadar geri çekilen işçiler, buradan Men- gen'e kadar 10 kilometrelik yol üzerine yayıldılar. Madenciler, eksi 5 dereceye kadar düşen so- ğukta ormandan topladıkları odunları yakarak ve battaniye- lere sarınarak sabaha kadar bek- lediler. Aynı görünümün barika- tı oluşturan güvenlik güçleri ta- rafında da oluşması dikkat çek- ti. Polisler bazı kuruluşlardan sağlanan otobüslere bindirildi- ler. Barikat alanı seyyar bir je- neratörle aydınlatıldı. Bu arada gündüz yapılan jan- darma komandosu yığınağımn gece daha da arttınldığı gozlen- di. Öte yandan işçilere ilaç, bat- taniye, giyecek ve yiyecek taşıyan araçların Mengen'de sıkı kont- rolden geçirildiği, üst yoldan ge- çirilmek istenen araçlann da Ye- niçağa yol ayrımında durduru- lup arandıktan sonra geri çevril- diği göruldu. Genel Maden-İş Sendikası yö- neticileri, dün akşam Mengen'- de yaptıkları toplantıdan sonra eylem stratejisinde bir değişiklik olmadığım belirterek, bu sabah yeniden barikatın önünde top- lanılacağını, bugünku eylem bi- çiminin burada gözden geçirile- bileceğini açıkladılar. Ankara'da toplantı Maden işçilerinin yürüyüşü sürerken Ankara'da Içişleri Ba- kanlığı'nda, Bakan Abdiilkadir Aksu, Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican ve Jandarma Ge- nel Komutanı Orgeneral Eşraf Bitlis ile üst düzey bürokratlar gün boyu süren toplantılar yap- tılar. Toplantıda, yüriiyüşle ilgili gelişmeler ve önlemler değerlen- dirilerek, yapılan yürüyüşün "seyahat amaçlı olmadıgı" ka- rarına varıldı. "Kanunsuz yürüyüş" yapan işçilerin E-5'e çıkanlmaması konusunda gere- ken önlemlerin alınması için •valUdere talimat verilmesi" ka- rarlaştırıldı. Başbakan Yıldırım Akbulut dünkü gelişmeleri Konut'tan iz- ledi. Akbulut'un yanına dün öğ- le saatlerinde devlet bakanlan Cemil Çiçek ve Kemal Akkaya ile Çalışma Bakanı İmren Aykut geldiler. Akbulut, bakanlarla durum değerlendirmesi yaptı. İmren Aykut dün akşam Cumhuriyet muhabirinin soru- ları üzerine "Bu noktada artık bir çözüm kalmadı. tşçilerin dönmeteri bekleniyor. tşçilerin üzerlerine gidilmedi, y üriiyüşle- rine hiçbir şekilde müdahale edilmedi. Artık hiçbir görüşme yok. Ne demek yani! Herkes yü- riisün. Yüriidükçe çık yukan, yürüdükçe çık yukan. Böyle toplu pazarlık yapılır mı? Gün- lerden beri rica ediyorum, yal- vanyorum, uyarıyorum. Yazık- tır bu insanlara, sokaklara dök- meyin diyorum. Zaten arada, bir fark kalmadı ki" dedi. Ölen yok Bölgede 3 madencinin dona- rak oldüğü yolundaki haberler ilgililerce "asılsız" olarak nite- lendirildi. Yalnızca bir madenci- nin donma tehlikesi gecirdiği, ancak tedaviye alındığı bildiril- di. Bu arada, yürüyüşün ilk gü- nü Devrek'te trafik kazasında ölen TTK Kozlu Işletmesi'ne işçi Recep An'm cenazesi dün Zon- guldak'ta toprağa verildi. Yardımlar Madencilere, Etibank Zon- guldak Şubesi 66-997 ve Emlak- bank Zonguldak Gazipaşa Şu- besi 1650 hesap numaralanna para yardımının yapılabileceği bildirildi. SHP İstanbul İl örgü- tü, ilçe merkezleri ve Anakent Belediyesi'nin başlattığı yardım kampanyasında toplanan batta- niye, giyecek ve gıda maddesi dün akşam 3 kamyonla Zongul- dak'a gönderildi. Ankara Ana- kent Belediyesi de yardım kam- panyası başlattı. Kızılay Genel Müdür Yardımcısı Ender Tamer dun akşam, Mengen Kamakam- lığı'nın istemi üzerine 4 bin bat- taniyenin gönderildiğini açıkla- dı. Kızılhaç'a çağn Zonguldak'tan Ankara'ya yû- rüyen madenciler için Uluslara- rası Kızılhaç örgütü'ne acil yar- dım çağrısı yapıldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Dr. Haldun Özen, Uluslararası Kızılhaç Ör- gütü'ne başvurarak Ankara'ya doğru yürüyuşe başlayan maden işçilerinin ihtiyaçlarının karşıla- nabilmesi için Turk hükümeti- ne baskı yapmasını istedi. Dr. Haldun Özen, hükümetin madencilere yardım ulaşmasım engellediğini de öne sürdü. Kamuda 3 Ocak cezası ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Turk-İş'in 3 ocak genel eylemine katılan işçiler, özellikle kamu kesimı işyerlerinde çeşitli cezalara çarptırılıyor. Türk-Iş bölge temsilciliklerinden yazılı bilgi istiyor. Türk-Iş Genel Merkezi'ne dün 3 ocak genel eylemi nede- niyle işçilere verilen ceza ya da soruşturmalara ilişkin bilgi akışı oldu. Edinilen bilgiye göre daha çok kamu sektöni işyerlerinde iki yevmiye kesme cezası öngo- rülüyoT. Ayrıca bazı kamu işyer- lerinde de kurum müfettişlerin- ce idari soruşturma yapılması sözkonusu oluyor. Örneğin, İs- tanbul Belediyesi'nde de Bele- diye-İş Sendikası'na üye işçilerin savcıhk kanahyla ifadelerine başvurulduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle