Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13
Ham petrol
baglantılan
• ANKARA (AA) — 1991
yılı ihtiyacı oian ham
petrolün tümü için bağlantı
yapıldı. Tüpraş'ın 16 milyon
tonluk petrol için bağlantı
yaptığı, anlaşma sağlandığı
takdirde İran'dan da petrol
alınabileceği oğrenildi. 1991
yıh bağlantılarma göre
Suudi Arabistan'dan 7.5
milyon, Libya'dan 3
müyon, Abu Dabi'den de
2.5 milyon ton ham petrol
alınacak. Cezayir, Sovyetler
Birliği ve Çin Halk
Cumhuriyeti'nden de birer
milyon ton ham petrol
alınması için anlaşma
sağlandı.
Tanm Haftası
• ANKARA (UBA) —
TMMOB Ziraat
Mühendısleri Odası Başkanı
Mahir Gürbüz, Tanm
Haftası 91'in bugünden
itibaren başlayacağmı ve
Türkiye'de tarımsal
öğretimin 145. yıldönümü
dolayısıyla Ankara'da
düzenlenen ''1980-1990
Türkiye Tarımı
Sempozyumu"nda, Türk
tarımınm bütiin yönleriyle
tanışılacağını söyledi.
Sempozyuma SHP Genel
Başkanı Erdal İnönü ve
DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel de
katılacak.
Izmir'de ekmek
• İZMtR (AA) — izmir
Fırıncılar Derneği Başkanı
Necdet Durmuş, başta
buğday olmak üzere 31
kalem girdiye yapılan
zamlann ekmek zamrmnı
zorunlu hale getirdiğini
belirterek 400 gramı 700
liradan satılan ekmeğin 340
grama düşürülmesi
konusunda belediyeye öneri
götüreceklerini kaydetti.
TeksiFin grev
kararı
• tş-Sendika Servisi —
Teksif Sendikası, Türkiye
Tekstil Işverenleri Sendikası
ile sürdürdüğu
toplusözleşme
görüşmelerinin
uyuşmazhkla
sonuçlanmasının ardından
aldığı grev kararlarını
bugün toplam 100 bin
işçinin çahştığı 174 işyerine
asıyor. Teksif Genel
Başkanı Şevket Yılmaz,
grevlerin ileride belirlenecek
bir tarihten itibaren 30'ar
bin kişilik gruplar halinde,
kademeli olarak
başlatılacağını bildirdi.
Polly Peck
alacaklılan
• LONDRA (AA)
tngiliz basınında yer alan
haberlere göre Alacaklı
Bankalar Komitesi, bu
hafta Polly Peck'in
yönetimini geçen ekimde
devralan üç kayyıtn ilc
grubun yeniden
yapılandırılması
konusundaki ilerlemeleri
değerlendirecek. Toplantı ile
ilgili talebin alacaklı
bankalardan gelmesi, daha
önce kayyımlara mart ayına
kadar tanınan sürenin
beklenmeyeceği şeklinde
yorumiara yol açtı.
Müteahhide verei kıskacı
İstanbul Defterdarı Zekeriya
Temizel, geliştirdiği özel bir
yöntemle yap-satçı
müteahhitlerin peşine düşerek
vergi kaçaklarını önlemeye
çalışıyor. Bayındırhk Bakanhğı
ile işbirliği yapılarak inşaatlann
maliyetleri ve değerleri saptanıp
malzeme faturalan ve satıştan
ödenen vergiler kontrol ediliyor.
inşaatta yapılacağını ğı'ndaki ekip söz konusu inşaa-
ESİN SUNGUR
Maliye, müteahhitleri kıskaca
alıyor. İstanbul Defterdarı geliş-
tirdiği özel bir denetim yönte-
miyle yap-satçı müteahhitlerin
peşine düşerek vergi kaçakları-
nı önlemeye çalışıyor.
Faturasız mal alışverişinin çok
büyük miktarlara ulaştığı müte-
ahhitlik hizmetlerinde deneti-
min "her inşaata bir adam
dikerek" sağlanamayacağını be-
lirten İstanbul Defterdan Zeke-
riya Temizel, yaklaşık bir aydır
uyguladıkları özel bir denetim
yöntemiyle KDV ve Gelir Vergi-
si kaçakçılarıru yakalayacaklan-
nı bildirdi. "Denetime veni baş-
ladığımız halde inanılmaz so-
nuçlar cıkü" diyen Temizel,
"Müteahhitlerin verdiği bilgile-
re inanmak gerekirse bazı bina-
lar tek bir peneere olmadan ya-
püıyor. Ya da 20 katlı apartman-
lar bir kamyon çimentoyla di-
kiliyor" diye konuştu. Temizel,
Bayındırhk ve İskân Bakanhğı
ile koordineli yürütülen özel de-
netimin 1991 yılında 10 bin do-
layında
söyledi. KDV ve Gelir Vergisi ka-
çaklarını yakalamak için iki aşa-
malı olarak uygulanan özel de-
netim yönteminin esasını, ince-
lemeye ahnan inşaatın maliyet-
lerinin Maliye ve Bayındırhk Ba-
kanlığı'nca hesaplanarak müte-
ahhit beyanlarıyla kıyaslanma-
sı oluşturuyor.
İstanbul Defterdarı Zekeriya
Temizel, bilgisayar destekli ola-
rak yürütülen yeni denetim yön-
temini şöyle anlattı:
"tlk aşamada Bayındırhk Ba-
kanhğı, müteahhitlerden istenen
proje bilgilerine dayanarak inşa-
atın tipine göre kullanılması ge-
reken malzemeleri ve miktarla-
nnı hesaplıyor. Hazırlanan bu
listelere göre müteahhitten aldıgı
malzemelerin faturalarını gös-
termesini istiyoruz. Fatura gös-
teremeıse Vergi Usul Yasası'nın
338'inci maddesi uyannca işlem
yapıp faturasız malzeme\e denk
düşen KDV'yi cezalı olarak alı-
yoruz. Denetimin ikinci aşama-
sında da Bayındırlık Bakanlı-
tıo değerini hesapuyor. Bulunan
deger ile müteahhiıin satış ra-
kamlannı kıyaslayıp, anıdaki
fark için cezasıyla birlikte Gelir
Vergisi tahakkuk etliriyoruz."
Atakoyt Suadiye, Ulus ve Ye-
şilköy'de bir grup müteahhidi
incelemeye aldıklarını bildiren
İstanbul Defterdarı Temizel,
başlangıçta çok az sayıda müte-
ahhidi inceleyebildiklerini belir-
terek denetleme yöntemini yet-
kinleştirdikçe daha çok sayıda
inceleme yapacaklarını söyledi.
Bayındırhk ve İskân Bakanlı-
ğı'nda denetimler için mühen-
dislerden oluşan özel bir ekip
kurulduğunu anlatan Temizel,
proje bazında hesaplama yapıl-
masının çok zaman aldığım, ye-
ni hazırladıkları bir bilgisayar
programıyla daha hızlı çahşıla-
cağını belirtti. Buna göre Bayın-
dırhk Bakanlığı'ndan alınacak
temel bilgiler bilgisayara yükle-
nerek inşaatın özelliklerine gö-
re otomatik hesaplama ya-
pılacak.
Otomobil ithalatı ucuzladı2000 cc'ye kadar olan
otolarda yüzde 41 civarında
olan koruma oranı yüzde 39'a
indirildi. 2000 cc'nin
üzerindeki otomobillerin fonu
ise yarım puan arttırıldı.
ANKARA (ANKA) — Otomobil itha-
latı bir kez daha ucuzlatıldı. Bakanlar Ku-
rulu, otomobil ithalatında gümrük vergi-
sini yüzde 10'dan yüzde 6'ya düşurdü, fo-
nu ise 3 puan arttırdı. Bu değişiklikle 2000
cc'ye kadar olan otomobillerde yüzde 41
düzeyinde bulunan koruma oranının yuz-
de 39'a inmesi sağlandı.
Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de
yayımlanan kararlarına göre 2000 cc'nin
Üzerindeki otomobillerin fonu ise 0.5 pu-
an yukseltildi. Tek katlı otobüs ithalinde
alınan fonu yüzde 40'tan yüzde 35'e indi-
ren Bakanlar Kurulu, çift katlı otobüs it-
halinde yüzde 5 olan fonu ise yüzde 10'a
yükseltti. Ancak büyükşehir belediyeleri-
nin otobüs ithalinden fon alınmayacak.
Bakanlar Kurulu kararıyla ilgili olarak
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan
yapılan açıklamada, kımya sanayiinin
hammadde niteliğindeki baa maddelerinin
gümrük vergileri muafa çekilerek sanayi-
inin ucuz hammadde sağlamasına olanak
tanındığı belirtildi. Açıklamada, bazı bo-
ru çeşitleriyle bakır ithalinde alınan gum-
rük vergisi ve fonlarda yerli üretimi teşvik
için yükseltmeler yapıldığı otomotivle bir-
likte otomotiv yan sanayiinin bazı ürün-
lerinde vergi ve fonlarda indirime gidildi-
ği kaydedildi. Müteahhitlerin yurtdtşındaki
makinelerinin geçici ithali de izne ve temi-
nata bağlandı.
Hazine'nin açıklanmasına göre yerli üre-
timi teşvik amacıyla kasaplık canlı hayvan-
lar ile et, şeker ve süttozu ithalatında ah-
nan fonlar da yukseltildi.
Bakanlar Kurulu, Kuveyt'ten işgal yü-
zünden ayrılmak zorunda kalan Türk iş-
çileri ve serbest meslek sahipleri ile kamu
görevlileri lehine düzenlemeye gitti. Bu du-
rumda bulunanlara Kuveyt'te 7 Ağustos
1990 tarihine kadar adlarına kayıth bulu-
nan otomobillerini gümrük vergisi, resim
ve harçları ile Toplu Konut Fonu, destek-
leme ve fiyat istikrar fonu ve bedelsiz it-
halatta alınan primlerden muaf olarak yur-
da getirmek olanağı sağlandı.
Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutu-
lanlara tanınan ithalat kolaylığı ise kaldı-
rıldı.
Şu anda defterdarhkta 12 ki-
şilik bir ekibin müteahhit dene-
timleriyle ilgilendiğini söyleyen
Temizel, işin yoğunluğu arttık-
ça eleman sayısırun lOO'e çıka-
rılacağını bildirdi. Defterdarın
verdiği bilgiye göre denetime alı-
nacak müttahhitler, inşaatlan
için iskân ruhsatım almış ve
KDV ödemesine başlamış olan
mükellefler arasından seçiliyor.
İstanbul Defterdarlığı'nın
müteahhitlere karşı başlattığı
denetim atağı konusunda müte-
ahhitler faaliyet konulanna gö-
re farklı tepki gösterdiler.
Türkiye Müteahhitler Birliği
Genel Sekreteri Yılmaz Giirer,
Türkiye'de odalara kayıth 30 bin
dolayında müteahhit olduğunu,
ancak bunların 15 bin kadannın
faal olarak çahştığını belirterek
birlik üyelerinin sayısımn ise 85
olduğunu söyledi. Gürer şöyle
konuştu:
"Bizim iiyelerimiz büyük top-
lu konut projdcri ya da allyapı
inşaatlan yapan müteahhitlik
firmalanndan oluşuyor. Bu fir-
maların inşaat işlerinden vergi
kaçırmalan maddi olarak im-
kânsız. Bu bakımdan maliyenin
vergi denetimlerinden bir korku-
muz olmadıgı gibi vergi gelirle-
rinin arttırılması ve piyasadaki
başı bozuklugu onlenmesi açı-
sından olumlu bulujoruz."
Tüm İnşaat Müteahhitleri
Sendikası (TİMSE) Başkanı Sa-
mi San ise maliyenin teorik ra-
kamlara hesaplama yapıp vergi
almasının bazı haksızlıklara ne-
den olabileceğini savunarak pro-
je bazında doğnı hesaplama ya-
pabilmek için en az 5-6 ay süre
gerektiğini, yoğun denetimlerde
maliyenin bu sureyi kullanma-
masından endişe ettiklerini söy-
ledi. San, "Eğer proje bazında
inceleme yapmayacaklarsa vaz-
geçsinler. Ciddi araştıracaklarsa
da bunun altından zalen kalka-
madar. Bana göre bu projenin
başansı konusunda defterdar
çok iyimser" diye konuştu.
"Lüks" endtistrisine kriz tehdidiEkonomi Servisi — Körfez krizi ve ge-
lişmiş ülkelerdeki durgunluk süreci,
"lüks" endüstrisini tehdit ediyor. Bu ko-
nuda dünyarun lideri olan Fransa'da kâr-
lar düşerken, bir yandan da Japonya ve
ltalya'dan kaynaklanan rekabet, Uretici-
leri endişelendiriyor.
Körfez kirizinin "haute coature", lüks
hazır giyün, kozmetik, şampanya ve
konyak, kuyumculuk vb. gibi lüks en-
düstrileri üzerindeki en önemli etkisi,
Ortadoğu pazarının daralması oldu.
Fransızlar, krizden sonra Brunei Sulta-
nı dışında hiçbir Doğulu prensin, eskisi
kadar gösterişli bir biçimde para harca-
mamasından yakınıyor.
öte yandan, durgunluk ABD pazan-
nın da daralmasına yol açtı. New York-
taki butikler bile 1990 yazınm sonunda
indirim yapmaya başladılar. Saint Lau-
rent'ın Kanada'da piyasaya sürdüğü
Campeau parfümü, 200 bin dolarlık rek-
lam harcamasına karşın tutunamadı.
Fransa'da büyük lüks endüstrisi şirket-
lerinin birleşmesi de pek olumlu sonuç
vermedi. Bir "çanta-konyak-şampanya"
birleşmesi olarak nitelenebilecek Louis
Vuitton-Moet Hennessy-Pommery Lan-
son evliliği, üç ayaklı bu yeni dev şirke-
tin hisse senetlerinde umulan yükselmeyi
sağlayamadı.
öte yandan, Japon Yeni'nin 1990 yıh
içinde yüzde 20 oranında değer yitirme-
si, Uzakdoğu'dan gelen bu müşteri po-
tansiyelinin de etkisini yitirmesine yol aç-
tı.
Fransa'da 70 lüks ürün imalatçısı şir-
keti bünyesinde toplayan Colbert Komi-
tesi, piyasa araştırmasında uzman
örfez krizinin "lüks
endüstrisi" üzerindeki en büyük
etkisi, Ortadoğu pazarının
daralması oldu.Fransızlar, krizden
sonra hiçbir Doğulu prensin,
eskisi kadar para harcamama-
smdan yakımyorlar.
McKinsey şirketine dünya piyasası ile il-
gili bir rapor hazırlanması için sipariş
verdi. Raporun sonuçları, Fransa için
pek umut verici değildi. 1975'te Fransa,
dünya lüks piyasasının yüzde 75'ine ege-
menken bu oran 1989'da yüzde 50'ye
düşmüştü. Buna karşılık İtalyanlar bu
alanda faaliyetlerini arttırmışlardı. 1985
ile 1989 arasında İtalyan lüks giyim sa-
nayii yılda ortalama yüzde 12 oranında
büyüme gerçekleştirirken bu rakam
Frajısa için yüzde 10, Japonya ve ABD
için yüzde 6, İngiltere için yüzde 5, Al-
manya için yüzde 4 olarak gerçekleşmiş-
ti.
Ferre, Versace, Gueci, Armani, Valea-
tino gibi Unlü markalar sayesinde bütün
dünyada adını duyuran ttalyan lüks en-
düstrisi, Fransızlann Yves S«int Laurent,
Christian Dior, Chanel, Givenchy gibi
sarsılmaz şampiyonlann önüne güçlü ra-
kipler olarak çıktılar. Kuyumculukta da
Fransızlara fark atan İtalyanlar Bulgari
ve Bucbehıtti gibi isimlerle ünlerini pe-
kiştirdiler.
Lüks endüstrisinin bir diğer önemli
sonınu da reklam harcamalannın gide-
rek astronomik rakamlara ulaşması.
Dünya piyasasına yeni bir parfüm sun-
mak için artık 40-50 milyon dolar gibi
bir rakamı gözden eıkartmak gerekiyor.
Fransa Parfümeri Federasyonu Başkanı
Michel Mosser, seksenli yıllarda reklam
harcamalarında gerçek bir enflasyon ya-
şandığını belirtiyor. 1970 ile 1980 arasın-
da yeni bir ürünü ABD'de piyasaya sür-
mek için yapılması gereken harcamala-
nn tam 50 kat artması, endüstrinin ya-
şadığı sorunların boyutunu gösteriyor.
Durgunluğun lüks üzerindeki bir di-
ğer önemli etkisi de bu sektöre yapılan
yatınmların miktannın çok yüksek, bu-
na karşılık, kârın ise çok uzun vadeli ol-
ması. Orneğin Chanel'in yeni parfümü
Egoiste'in başanh olup olmadığının an-
laşılması için on yıl beklenmesi gerekti-
ği belirtiliyor. Durgunluk koşullarında
da hiçbir fmansörün böyle bir alana ya-
tınm yapmayacağı kesin.
EKONOMİ NOTLARI
OSMAN ULAGAY
Güneş Taner ve Enflasyon
Devlet Bakanı Sayın Güneş Taner'in istifası tahmin ettiğim
gibi tam bir komediye dönüştü ve kendilerinin bakanlık kol-
tuğunu korumalanyta sonuçlandı. Sayın Bakan'ın ölçü ola-
rak kabul ettiği DİE'nin toptan eşya fiyatları endeksine göre
1990 yılı yılbaşı-yılsonu, 12 aylık fiyat artışı Sayın Taner'in ilan
ettiği ilk hedefin yaklaşık 20 puan, daha sonraki hedefintn
ise 10 puan üzerinde gerçekleşti. Bunu "büyük başan" ola-
rak ilan eden Sayın Bakan, herhalde istifasının kabul edil-
meyeceğine dair bütün güvenceleri aldıktan sonra çifter çif-
ter basın toplantıları düzenleyerek istifa etti. En başta kimin
çıkannı koruduğunu pek çok kimsenin bildlği bir dernek, Sa-
yın Bakan'ın görevde kalması için göstermelik "gitme, kal"
kampanyalan açtı.
Türkiye'nin gündemini bir anda değiştiren işçi eylemleri
nedeniyle hak ettiği(!) ılgiyi göremeyen bu komedi, Sayın Ta-
ner'in istifa ettiği günün akşamı TrTT ekranına çıkarak göre-
ve canla başla devam edeceğıni ve enflasyonu bu kez de yüz-
de 30'un altına indireceğini vaat etmesiyle noktalandı.
Ben bütün bunları ucuz birer "show" olarak gördüğüm ve
ciddiyet dışı bulduğum için eleştiriyorum ve eleştirmeye de-
vam edeceğim. Ne yazık ki Türkiye'de bir insanı eleştırdiği-
niz zaman, nedenini olanca açıklığıyla ortaya koysanız bile,
hemen şu soru akla geliyor: Bu yazar neden taktı bu insa-
na, ona neden cephe aldı, neden sevmiyor onu?
Pakdemirli He Taner'in söz düeltosu devam ediyor
Tanen""Enflasyon yüzde 30
olmazsa kellemi veririm"
Ihracat'ta
$500 Milyon
Puvannı Aşan
İlk ve Tek
Türk DışTicaret
Şirketi
Müşterilerimizin isteklerini saptamak, Tecrübe, ilişki
ve imkanlarımızı yerinde ve zamanında kullanmak.
İşte Başanmızın Sıın.
$540 Milyon
$502 Milyon
Yaygın Pazarlama.
Deneyimli kadro ve yurtdışı
büroları.
Geniş Finansman.
Yurtiçi, yurtdışı kaynakları ile
müşteri ve üretici finansmanı.
Tüm Diğer Hizmetler.
Tatbikat, Yükleme, Nakliye,
Sigorta.
ve _
Çeşitli İthalat hizmet ve
imkanları ile hizmetinizdeyiz.
Tercüman, 23.3.1990
Benim, kendimi bildiğim kadar, hiç böyle bir derdim, so-
runum yok. Doğruluğuna ınandığım davranış bıçimleri, etik
ölçüleri, politikacılık kr'rterleri var. Bunlar çiğnendiğinde bu-
nu sergilemeyi görev sayıyorum ve tonlarca vaktimi harca-
yarak kupür arşıvlen tutuyorum bunu yapabılmek için. Bir po-
litikacının kendi söylediği sözün, yaptığı vaadin yeri gelince
kendisine hatırlatılmasının gerekli ve yararlı olduğunu düşü-
nüyorum.
Sayın Güneş Taner'i de bu çerçevede eleştirdim ve istifa-
sının gerçek bir istifa olmayacağını on gün önce yazdım. An-
cak bu, Sayın Taner'e cephe aldığım ve her yaptığını karala-
maya kararlı olduğum aniamına gelmiyor Orneğin Sayın Ta-
ner'in enflasyonla mücadele konusunda gösterdiği duyarlt-
lığı ve destek verdiği bazı politikalan, takdir ediyorum. Ben
de inanıyorum ki:
• Türk Liras''nın sorumsuzca devalûasyonuna son veril-
meseydi,
• İthalat, fonlar ve gümrükler düşürüterek ucuzlatılmasaydı,
• Konvertibiliteye geçilerek Türkiye'nin dış kaynak kulla-
nımı kolaylaştırılmasaydı,
• Borsanın gelişimiyle sanayi kesimine yeni finansman ola-
nakları yaratılmasaydı,
• Dış borçlanmanın ve borsanın altematif haline gelmesi'
sonucunda içeride kredi faizleri bir miktar düşmeseydi,
• Bol ve ucuz ithalata ek olarak içeride sınai üretim, tüke-
tici kredileriyle ve canlandırılan iç ta'eple özendirilmeseydi,
• KİT zamları sınırlı tutulmasaydı,
• Bir para programı yapılıp buna uyulmasaydı, Türkiye'de
1990 yılı enflasyonu bugün varılan noktanın çok üstünde olur-
du. Bu polıtika demetıne en büyük politik desteği verenler-
den birinin Sayın Güneş Taner olduğunu da biliyorum ve uy-
gulama yöntemleriyte üslubunu çoğu kez beğenrnemekle bir-
likte, bu noktada Güneş Taner'in hakkını Güneş Taner'e ver-
mek istiyorum. Eğer burada bir başan söz konusuysa Sayın
Taner'in bunda önemli payı olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Ancak acaba nasıl bir başan söz konusu burada?
Bir kere bu "başarı"yı sağlayan önlemlerin gerçek bede-
lini, bu yıla bir enflasyon mirası bırakıp bırakmadığını gö-
reçeğiz.
İkincisi en iyimser bir yaklaşımla burada yarım bir başan
söz konusu. Çünkü Türkiye'de enflasyon hâlâ yüzde 60 dü-
zeyinde. (Kimse kusura bakmasın, dünyada enflasyon tüke-
tici fiyatlarıyla ölçülüyor).
Körfez krizinin, yıhn ikinci yarısında enflasyonun bir mik-
tar yükselmesinde payı oldu kuşkusuz, ama bu da sonucu
değiştirmiyor. Bu kriz olmasaydı da Türkiye'de 1990 enflas-
yonu yüzde 50nin attındaolmayacaktı. Hem de nasıl bir yı-
lın sonunda?
Yukanda sıraladığım (ve Sa-
yın Taner'in başan hanesine
kaydedilebilecek) bütün ön-
lemlenn almdığı, üstelik tanm-
dakı üretim patlamasının ve ih-
racattaki reel duraklamanın iç
piyasaya mal arzını azami dü-
zeye çıkardığı bir yılın sonun-
da enflasyon gene yüzde
50'nin altında olmayacaktı. O
halde bu önlemlerde eksik
olan önemli halkalar vardı. Bu
nalkalar tamamlanmadığı süre-
:e de başannın yarım bir başa-
rı olarak kalması kaçınılmazdı.
Neydi bu eksik halkalar?
Kamu açıklan kapalıla-
mamıştı.
KİT açıklan dev boyutlara
çıkmıştı.
Bazı sektörlerin aşırı kar
marjlarıyla çalışmalan önlene-
memişti.
Ve inandırıcı olunamamıştı.
Enflasyonun yüzde 30'lu ra-
kamlara ineceğine kimse inan-
mamış, yüzde 50-60 gibi ra-
kamlar herkese daha inandırı-
cı görünmüştü.
$492 Milyon
1988 1989 1990
RAM Dış Ticaret A.Ş.
Büyükdere Cad. Na 101
80310 Mecidiyekcıy, İstanbul
Tel (90-1) 175 18 00
Fax: (90-1) 166 06 80
Telex: 30140 Rdt ve 30146 Rkd
Kapsamlı bir vergi reformuy-
la kamu gelırleri daha fazla art-
tmlmadıkça, KİT'ler zamlaria
değil verimlilik artışlanyla ayak-
ta durur hale getinlmedikçe,
aşırı kâr marjları önlenemedik-
çe ve kısa vadede belki de en
önemlisi, gerçekçi enflasyon
hedefleri konmadıkça, yarım
başannın tam basarıya dönme-
sı olanaksız bence. Sayın Ta-
ner daha şimdiden, "1991'de
enflasyonu yüzde 30un altına
indireceğim" diyerek bu alan-
da ilk yanlış adımı atmış bulu-
nuyor.
Dediğini yapsın, kendisini ilk
kutlayanlar arasında olacağım.
Başarılar Sayın Güneş Taner.