Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
çıgırtkan'
• ANKARA (Cumhuriyet
Biırosu) — ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Galip
Demirel, SHP Genel
Başkanı İnönü'nün "Savaşa
hayır çığırtkanlığY'
yaptığını söyledi. Demirel,
DYP'nin son günlerde
izlediği politikadan, iktidar
partisi olarak memnun
olduklannı belirtti. Galip
Demirel, dün düzenlediği
basın toplantısında Körfc7
savaşında SHP'nin izlediği
politikayı eleştirirken
Inönü'nün, "Türkiye'nin
savaşa girmesini SHP'nin
muhalefeti engelledi"
sözleriyle ilgili olarak
"Buna kargalar bile güler"
dedi. Demirel, "Fanatik bir
şekilde savaşa hayır
demekle savaş bitmez"
diye konuştu.
Mııhalefetin
TRT ziyareti
• tSTANBUL (AA) —
İstanbul'daki muhalefet
partilerinden 8'inin il
yöneticileri, TRT îstanbul
Bölge Müdürlüğü ve Magic
Box'ı ziyaret ettiler.
Yöneticiler, yetkililerden
savaş aleyhtan yayınlara
ağırlık verilmesini istediler.
SHP 11 Başkanı Ercan
Karakaş, DYP İl Başkan
Yardımcısı Recai Dıblan,
•RP 11 Başkanı Tayyip
Erdoğan, TBKP II Başkanı
Zeynep Vardal, SP İl
Başkanı Mustafa Birçek,
SBP MKYK üyesi Erol
Kızılelma, YP İl Başkanı
TUrksan Başer Kafaoğlu ve
HEP İl Başkanı Osman
Özçelik, dün ilk olarak
TRT İstanbul Bölge
Mudürlüğü'nü ziyaret etti.
Basın Konseyi
• »STANBUL (ANKA) —
Basın ,Konseyi, soa
günlerde görevlerini yapan
gazetecilerin emniyet
görevlileri tarafından
gözaltına alınmalannı
protesto ederek İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'ya
başvurdu. Basın
Konseyi'nden yapılan
açıklamada, 25 ocak günü
Tatvan'da Milliyet gazetesi
muhabiri Ferhan Çelebi'nin
polisler tarafından
tartaklandığı ve filmlerine
el konulduğu, Batman'da
da Milliyet gazetesi
muhabiri Kemal Tapan'ın
bir süre gözaltına alındığı
belirtildi. 28 ocak günü de
Ankara'da 2000'e Doğru
Dergisi Genel Yayın
Yönetmen Yardımcısı
Hasan Yalçın ve foto
muhabiri Nail Bulut'un
polisçe gözaltına alınarak
bir gün nezarette tutulduğu
belirtildi.
Özelleşen
tesisler
• ANKARA (ANKA) —
Sosyalist Birlik Partisi
(SBP) Genel Başkan
Yardımcısı Nedim Tarhan,
savaş nedeniyle bütün
dikkatler Körfez'e
çevrilirken trilyonluk
tesislerin özelleştirme adı
altında sanayiciye peşkeş
çekildiğini öne sürdü ve
"Savaş ortamında köylü
perişan edildi" dedi. Nedim
Tarhan yaptığı açıklamada
Körfez savaşı nedeniyle
sömürünün daha da
artınldığmı, zamlarm füze ,
gibi geldiğini, bunun da
ureticileri perişan ettiğini
kaydetti.
SHP lideri DYP ile aralarında görüş ayrılığı olmadığınıyineledi
Iııöııü:Savaş yanlıştırtnönü, gölge kabine toplantısından sonra
yaptığı açıklamada bir soru üzerine "Ne
kadar gayret ederseniz edin, iki büyük
muhalefet partisi arasında esaslı görüş ayrılığı
olduğuna beni ikna edemezsiniz. Bunlar Saym
Özal'ın propaganda gayretleri" dedi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Biirosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
İnonii, Türki-
ye'den kalkan
uçakların, Irak'ı bombalaması
karşısında, Türkiye'ye yönelik
bir saldın olasılığının bulundu-
ğuna dikkat çekerek hükümete,
"Boş beyanlan bırakın. Vatan-
daşlann can giivenliğini koru-
yun. Hükümet birinci görevini
ihmal etmiştir" dedi. lnönü, sa-
vaşa karşı çıktıklannı, hüküme-
tin bu konuda izlediği politika-
ları onaylamadıklarını, ancak
Türkiye'ye bir saldın halinde,
Türkiye'nin kendisini koruyaca-
ğını herkesin bildiğini, bunun
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
böyle söyledi diye ortaya cıkma-
dığını anlattı. lnönü, "tki mu-
halefet partisi arasında görüş ay-
nlığı olrjuguna ne kadar gayret
ederseniz edin, beni ikna
edemezsiniz" diye konuştu ve
Türkiye'nin savaş hakkında bir
anlaşması varsa bunun yazılı ol-
ması gerektiğini söyledi.
İnönü, SHP gölge kabinesi-
nin dünku toplantısından son-
ra yaptığı açıklamada, Körfez
savaşındaki gelişmeleri ve Türki-
ye'ye yansımalannı günü gününe
izlediklerini, ancak iktidann
halkın can ve mal güvenliği ko-
nusunda gerekeni yapmadığının
ortaya çıktığını anlattı. lnönü,
Irak'ı bombalayan uçakların
Türkiye'den kalktığmı, dolayı-
sıyla Türkiye'ye bir saldın ola-
sılığı bulunduğunu anımsattı ve
"iktidann halka hâlâ bildirme-
miş olmasını" eleştirdi. İnönu,
özetle şöyle konuştu:
"Türkiye'ye saldın olmamasını
difa'yontz, ama böyle bir oiasılık
var. Önce vatandaşı koruyacak-
sınız, sonra Birleşmiş Milletler
karannı uygulayacaksınız. Bir-
leşmiş Milletler 'Vatandaşlannın
can güvenliğini bırak, önce be-
nim kararlanmı uygula' demiyor
ki. İktidar birinci görevini ihmal
etmiştir. Savaş tehlikesi ile kar-
şı karşıya gelindiginde, vatanda-
şı savunacak bir örgüt yok. Si-
vil savunma örgütünün böyle
bir oiasılık karşısında görevini
yapması gerekirdi. Ama hükü-
met 'Hazırlıklarınızı vaklinde
yapın' diye talimat vermeliydi,
vermedi. Madem ki hiikümetin
aklında bo>le birşey vardı. Bu-
nu daha evvelden düşünmesi ge-
rekirdi. Muhalefetin çıkışı üze-
rine şimdi yeni yeni harekete ge-
çiyorlar, ama önlemier hâlâ ek-
siktir. Boş beyanlan bırakıp
bunlan yapmak lazım. Vatanda-
şın can güvenliği bu kadar boş
bırakılacak konu degildir."
Bir gazetecinin, "Silahlı Kuv-
vetler'den üç önemli istifa daha
olduğu belirtiliyor. Bunun
TBMM'de göruşülmesi için gi-
rişimde bulunacak mısınız" so-
rusuna da İnönü, şu karşıhğı
verdi: ;.
"Bu konuda ayrı bir bilgi sa-
hibi değilim. Üzerinde dunılma-
sı gereken önemli bir konu.
TBMM'ye ve kamuoyuna bilgi
verilmesi gerekir. Biliyorsunuz
bir siıre önce en yüksek riitbeli
komutan istifa etti, nedenini
kimsenin bilmediği ortaya çık-
tı. Başbakan Cumhurbaşkanı-
nın bildiğini ima etti, Cumhur-
başkanı 'Başbakan'a sorun' de-
di. Tabii bunlar kandırmacaydı.
Aslında ikisi de biliyorlardı.
ama sorumluluk almak isteme-
diler. Bu konuda TBMM'ye ve
kamuoyuna bilgi verilmeli. De-
mokrasilerde her şey açıklıkla
olur. Ama 'Savaşa hayır, barış
istiyonız' diyenleri gözaltına alı-
yorlar. Demokrasinin gelmesi
için yaptıgımız bütün girişimle-
re saçma gerekçelerle karşı çıkı-
yoriar."
DYP ile görüş aynlığı
yok
"DYP'nin politika değiştirdiği
söyleniyor. Genel merkez yöne-
ücilerinden Tansu ÇUler, Körfez
savaşı konusunda Türkiye'nin
bir anlaşması varsa bunun yazılı
hale getirUmesini istedi. Suin
görüşunüz nedir" sorusu üzeri-
ne de lnönü, şöyle konuştu:
"Ne kadar gayret ederseniz
edin, iki bihiik muhalefet par-
tisi arasında esasb görüş ayrılı-
ğı olduğuna beni ikna edemez-
siniz. Bunlar Sayın Özal'ın pro-
paganda gayretleri. Herkesi ya-
nına almak, yanındaymış gibi
gostermek istiyor. Sayın Çiller'in
sovlediği gayet makul. Ben de
katılıyonım. Aynı şeyi söylüyo-
rum. Ortak hareket edecekseniz,
ortada yazılı bir şey olmalı. Bu
en basit harekettir. Yazılı olur-
sa herkes çıkarlannı nasıl koru-
yacağını bilir. Ama ortada yazılı
bîr şey yok. Umanm Sayın Özal
ne soylediğini kendisi hatırlıvor-
dur. Elbet her partinin kendi po-
litikası vardır. Ama şimdi DYP
sözcüleri ile eskisinden daha
çok, daha önce olmayan bcnzer-
likler ortaya çıktı. Bu da iilke-
nin bir macareye siiriiklenmesi-
ne, Sayın Özal'a karşı ortak ha-
reket etmeyi guçlendiriyor."
Ecevit, iki günlük Güneydoğu gezisini değerlendirdû
Ambargolubölge gîbi
CELAL BAŞLANGIÇ
NUSAYBİN-
DSP Ge-
nel Başkanı
Bülenl Ecevit,
"Körfez sava-
şı"ndan etkile-
nen sırıır bölge-
lerinde yaptığı gezinin ardından
Güneydoğu'yu "Sanki ekono-
mik ambargo uygulanan bir
bölge haline gelmiş" diye değer-
lendirdi. Ecevit, Özal'ın Körfez
bunalımım Türkiye'de bir rejim
bunalıınına dönüştürdüğünü
söyledi.
Bir İngilizceye, bir Fransızca-
ya tanınan serbestliklerin Kürt-
çeye de tarunması gerektiğini sa-
vunan Ecevit "Kürtçe serbest bı-
rakılırken bence berhangi bir sı-
nır düşüomemek gerekir. Tıirk-
çe olmayan herhangi bir başka
dile Türkiye'de ne olanaklar sağ-
laaıyersa Kurtçeye de o olanak-
lar saglanmalı" dedi.
İncirlik'ten Silopi'ye kadar iki
gün süren bir gezi yapan ve yol
boyunca, Şanlıurfa, Viranşehir,
Kızıltepe, Cizre gibi yerleşim bi-
rimlerinde yurttaşlarla sohbet
toplantılan gerçekleştiren Ece-
vit, "Bölge halkının durumu",
"Savaşa karşı muhalefet partile-
rinin ortak piatformu", "Kiirt-
çenin serbest bırakılması",
"ÖzaJ'ın Körfez savaşına karşı
aldığı tutum ve Türkiye'nin
konumu" konulannda "Cum-
huriyef'in sorulannı yanıtladı.
"Körfez savaşı'' sonrasında,
savaştan etkilenen sınır bölgele-
rinde mcelemelerde bulunan ilk
lider Ecevit oldu. DSP lideri
bölgenin durumuna ilişkin ola-
rak şu gözlemleri aktardı:
"Yol boyunca beni en çok şa-
şırtan ve en çok üzen, eskiden
trafiğin yoğunluğundan geçil-
meyen yolun bomboj, terk edil-
miş gibi olmasıydı. Ûç beş oto-
mobile ya rastladık ya rastlaya-
madık. Kamyon ve otobüsler bu
bölgeden aynlanlan taşı>ordu.
Bölgede ucuz mazot satan yer-
lerin hepsi kapanmıştı. Cizre ve
Silopi'de çarşılann büyük bir
kısmı tamamen kapanmış du-
nımda. İş hayatı durmuş, trafik
durmuş. Sanki ekonomik am-
bargo uygalanan, sanki ekono-
mik ambargonun hedefi bir böl-
ge haline gelmiş. Hiçbir yörede
gaz maskesi yok. Hiçbir yerde
doğru dürüst sığınak yok. Tür-
kiye'ye bir savaş tehlikesi getiri-
lirken önce bunlan düşünmek
gerekir. Eğer bunlar sağlanma-
mışsa savaştan uzak kalmak ge-
rekirdi. Çünkü Saddam kendi
halkına karşı bu silahlan kullan-
mış. Bize haydi haydi kullanır."
Türkiye'de "tiim engellere
ECEVİT DİYARBAKIRDA — DSP lideri Ecevit, Diyarbakırda yaptığı basın toplantısında da
TRT yayınlanyla kamuoyunun savaşa haarianmak istendiğini söyledi. Ecevit, Saddam için ise "Akıllı
bir adam ve zeki bir satranç oyuncusu" ifadesini kullandı. (Fotoğraf: AA)
rağmen" savaşa karşı oluşan ka- tan olayıvla ilgili Taksim toplan- saklıyken, anayasaya koyulan o
muoyunu değerlendiren Ecevit
göruşlerini "savaş karşıtı göste-
rilerin engellenmesi çok garip.
Dünyanın hiçbir yerinde barış
lehine yapılan gösterilerin ya-
saklandığı, duyulmamıştır, gö-
rülmemiştir. Yalnız Türkiye'de
oluyor. Bu çok garip bir şey,
ama beni çok umutlandıran şey,
bölge htlkının üzerindeki tiim
baskıya rağmen açıkça savaş is-
temediğini ha>kırması oldu.
Çok ilginç geldi bana" diye dile
getirdi.
"Muhalefet partilerinin sava-
şa karşı oluşlurmaya çalıştıkla-
n ortak platforma yaklasımınız
nedir?'' sorusunu Ecevit şoyle
yanıtladı:
"Zaten fiilen öyle bir ortak
platfonn oluşmuş durumda. Ya-
ni her partinin kendi uslubu
içinde buna karşı çıkması ben-
ce yeteri kadar etkili. Onun ötesi
yapay olabilir ve birtakım şey-
ler olabilir. İstanbul'da Bulgaris-
tısında yaşanan birtakım tatsız-
lıklar da olabilir. Çunkü disip-
lin sağlanamaz. Her partinin a>-
n müşterisi var. Aynca sızanlar
olur. Onun için de bence her
partinin kendi sorumluluğunu
taşıdığı toplantılarda ve etkin-
liklerde savaş karşıtı tutumu sür-
dürmesi daha sağlıklı bir şey ve
bir çoğulcu toplumun bir nok-
tada birlestiğini göstermesi ba-
kımından da çok önemli. Tür-
kiye'nin savaşa bulaşması aley-
hinde çok geniş bir konsensüs
var. Biz ilke olarak başka ku-
ruluşlann düzenlediği loplantı-
lara katıimak istemiyoruz. Ken-
di etkinliklerimizi yapıyoruz.
Kontrol elden kacabilir, sakın-
calı sonuçlan olabilir. Böyle bir
ihtiyaç da bence yok."
ANAP iktidarının "Kurtçeye
konan yasağın kaldırıiması yo-
lundaki çalışmalarını nasıl de-
gerlendirdigi" biçimindeki bir
soruya da Ecevit, "Ben daha ya-
maddeye açıktan karşı çıkmış-
tım. Elbet çok gayri insani. Geç
bile kalındı. Çok iyi oldu bu ka-
rann alınması. Özal'ın zihninde-
ki planların bir parçası mı, o he-
nüz daha belli degil" karşıhğını
verdi.
Körfez savaşından zarar go-
ren yöre halkıyla ilgili olarak alı-
nabilecek önlemlerle ilgili bir so-
ru üzerine Ecevit, "Her şeyden
önce ciddi can güvenliği önlem-
leri alınması gerekir. Bolgede
ekonomik hayatı canlandırmak
için çeşitli projeler kullanılabi-
lir. 1yi niyetle de olsa hüküraet
garip bir karar aldı. İş >aratmak
yerine kadro yaratmava \oneldi.
Bunlara aynlan parayla ciddi is-
tihdam olanağı yaratılabilir,
üretken yatınmlara yönelinebi-
lir. Kriz ne kadar sürerse sürsün
bu topraklar bizim. Bölgede cid-
di bir yatırım faaliyetini başlat-
mak gerekir. Bu da halka huzur
verir" dedi.
Demirel:
Saddamhn
canı
cehenneme
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bu-
rosu) — DYP Genel Başkanı
Sülevman Demirel, kuvvetler
ayrılığı prensibinin uygulanma-
dığını belirterek "O zaman tek
kuvvet, tek kişi gelir. Bunun adı
da şahıs ve zümre hâkimi>eti
olur. Böyle hükümet, böyle >u-
rülme olur mu? Böyle yüriıtme-
yi yapanlar yürumelidir" dedi.
Demirel "Saddam'ı Saddam
yapan" ülkeler arasında Türk-
iye'nin de bulunduğunu vurgu-
layarak "Saddam yıkılmalıy-
mış. Saddam'ın canı cehenne-
me. Bizim meselenüz Turkiye"
diye konuştu.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel dün Ege Sosyal
Araştırmalar Vakfı tarafından
düzenlenen "Yasama, Yürüt-
me, Yargı ve Demokrasimiz"
konulu toplantıda konuştu.
Toplantıya çok sayıda parüü ve
Egelı işadamuun yanı sıra Ana-
kent Belediye Başkanı Yuksel
Çakmur da katıldı.
Demirel konuşmasının baş-
langıcında demokrasi tanımı ve
insan hakları üzerinde durdu.
Demirel, "Eğer bir Ulkede hal-
kın >üzde 80'inin reddettiği bir
hükümet olabiliyorsa bu ulkede
yasama, yurutme, yargı tartış-
ması ikinci plandadır. Böyle bir
hükümet demokrasi sayılabile-
cek ülkelerin hiçbirinde yoktur.
Yani bu iyi bir şey olsa başka ul-
kelerde de olurdu. Bugün Tür-
kiye'de demokrasi çok çarpıtıl-
dı, tanınmaz hale getirildi" de-
di. Demirel kendisinin de katı-
lacağı barış panelinin iki ay ile-
riye atılması konusunda da
"Orada konuşulursa biz suç mu
işleyecektik? Türkiye'nin aley-
hine mi davranacaktık? Türki-
ye'ye iğne batsa bize çuvaldız
batar. Muhtemel suç ya suç iş-
lerse korkusuyla bir yere vanl-
maz. Bir korku toplumu olmak-
tan çıkmaya mecburuz, güven
toplumu olmalıyız" diye konuş-
tu.
Demirel daha sonra Saddam'ı
yıkmaya kalkanlann "Çekilıne-
yi taahhüt ederse savaş durur"
demeye başladıklanna dikkat
çekerek "Saddam yıkılmalıy-
mış, öyle diyorlardı. Ya şimdi
biz ne duruma düşüyoruz? Biz
kraldan fazla kralcı oluyoruz.
Efendim, Saddam bu haliyle
kalırsa bize zarar verirmiş. Pe-
ki ondan sonra diyorsunuz ki
100 milyar dolarlık petrol akıt-
tık. Saddam bu petrolden aldı-
ğı parayla harp etti. Saddam'ı
Saddam yapan Ruslardır, Fran-
sızlardır, bir de biziz. Petrol akı-
tıvermişiz. Saddam'ın canı ce-
henneme. Saddam degil mesele.
Türkiye mesele" dedi.
CUNEYT ARCAYUREK
BARIŞ YURUYUŞU
2 Şubat 1991 Cumartesi Saat: 13.00
ABİDE-İ HÜRRİYET (Çağlayan)
SAVAŞI DURDURALIM
DYP, HEP, RP. SP. SBP. SHP. TBKP,Yeşiller
İstanbul İl örgütleri
1. Hamur kağıda çok temiz, önlii arkalı. seri çekimlerde
FOTO KO Pİ
Doğan Copy
160 78 28
TFI Ortabahçe Cad.
• No: 6O Beşiktaş
Huviyetimi kaybettim.
Hükumsüzdür.
M. YAVUZ YILDIRIM
Nüfus cuzdanınıı yitirdim,
hukümsüzdür.
ILKNUR KALAY
AOKAYIP
Biricik dostum, sevgili eşim,
her şeyim
UFUK'umu
Yitirdim.
Her şeyin
CENAN
ACIKAYIP
Güzel yürekli, can dostumuz
UFUK TORUNOĞLU'nu
yitirmenin derin acısı içinde
seninleyiz.
LEMİS SARAN, AYŞE GÖKŞİN, MELİKE
ILGEN, MENE BULDAM, FERAL ÜNGÖR,
NtLGÜN ŞIKOĞLU, BANU BÖREKÇİ
AaKAYIP
Sevgili gelinimiz
UFUK TORUNOĞLU'nu
genç yaşta kaybetmenin acısı içindeyiz. Tanrı'nın
rahmeti üzerinde olsun.
BELKIS-DOĞAN TORIJNOĞLU
AaKAYBIMIZ
Sevgili arkadaşımız, dostumuz, iyi insan
UFUK TORUNOĞLU'nu
29.1.1991 tarihinde kaybettik, acılar içindeyiz.
Tüm yakınjarına, sevenlerine başsağlığı dileriz.
ERKAN KIRELLt
YAZIYOR
Sonu Dualı
Yutturmacının Dik Alâsı.. .
ANKARA—Her gün yeni bir yaşa giriyor;TOsayesinde, yeni
ve fakat, acayip bir şeyler öğreniyoruz.
Taze örneği bir iki gündür tartışma masasına yatınldı. Kurtçe-
ye özgürtük tanıyan karan biz, Paris Şartı'na, falan filan uluslara-
rası kurallara bağlamaya çalışır, Türkiye'nin uygarlık alanında yeni
adımlar atmaya hazırtandığını düşünürken Çankaya tepesinde
"mukim" bir başkası "bir koyup üç almanın" yeni hesabını yapı-
yormuş.
Köşk değil, kapalı kutu. Resmi ve gayri resmi yağdanlıklarla,
özkökü Çankaya'ya dayalı haber kaynaklan dahi üç almak için bir
koymaya çalışan çabalardan habersizolduktan sonra... Rüşvet
vermeye kaikardiye bu iktidara selam vermekten çekinenlerolay-
ların aslını astannı, daha neler olacağını nasıl bilebilir ki?
Neyse ki konuşmadan duramayanlar, kımi tıpsal tanımlama-
lara göre "ağız istihali"nin verimkârlığı sayesinde önemli sorun-
lann altında yatan gerekçedeki gerçek nedenleri kamuoyu bir iki
gün içinde öğrenebiliyor.
Geien bılgılerın doğru ya da yanlış yanlan olabilir, ama hiç de-
ğilseTOiktidannın sorunlara bakış açtsındaki anatemelleri çizi-
yor. Kürtçeyle ilgili karan açan sözlerden öğreniyoruz ki kısıtlı da
olsa özgürlüğün asıl nedeni,TO'nüninsan haklanna, her insa-
nın anadılinı kullanmasına duyduğu saygı değilmiş.
Neymiş gerçek neden? Dillere destan iştihaya layık "sofra" ku-
rulmayacakmış. Savaştan sonra kurulacak 'banş masasından"
söz eden açıklamalanna göre "Sağlayacağımızyararlarağır bas-
sın diye terazinin kefesıne Kürtçeyi koymaya" hazırlanıyormuş.
Vah benım Kürtçe konuşan Türk vatandaşım!
Yoksa masada adama sorarlarmış. "Ülkende 10 milyon Kürt
var, Kürtçe bile konuşturmuyorsun" derlermiş. Bu engeli yık-
mak gerekiyormuş.
Irak'ıniASuriye'ninbir '
S F K : İMdarla muhalefeti bir
p çabasınm yumruk olıvaya davet
önüne ancak ve ancak
busonginşimiegeçiie-
biiirmiş. Ya insan hakia- olarak liderleri TO'nün
yanına çıkarmayı hedef
lanlar... Boşver şimdi! 3/3/7 ve aÇlkçaSI, 7D'/B
her türlü lojistik destek
u-- ^ * u veren bütün yazarlar
yonKurtolduğunuaçık . . ' , , ,
seçik beyan ediyor. He- çızerler mşallahhh yeni
yetkilere karşı çıkahar
yarabbi! Amin!
milyon diye direniyor.
Acaba unutuyor mu?
Bir iki ay önceki nüfus
sayımında her şey vardı. Kürt müsün,Ermeni misinyada^hu-
di mi sorusu nedense araştırmaya girmemiştı.
Kısacası bugün Kürt, Yahudı, Rum, Ermeni kaç vatandaşımız
olduğunu saptayan kesin rakamı, hatta yaklaşık sayılannı Türki-
ye Cumhuriyeti Devletı "resmen bilmıyor". Yorumlara göre TC hü-
kümeti, dünyada gıderek parlayan Kürt sorununa ciddi dayanak
yaratmamak amacıyia gerçek sayıyı ıska geçmişti. Kesin gerçe-
ğe karşın, işte rakam üstadı açıklıyor: Türkiye'de on mityonu Kürt,
57 milyon Türk vata idaşı var!
Ne var ki bu resmi söz, yüreklerde burukluk yaratmıyor mu?
Sağlayacağımız yararlar öne sürülerek yıllardır unutulan ve unut-
turulmaya çalışılan Kürt kökenli Türkler, şimdi bir pazarlığın ana
öğesıne dönüştürulmüyor mu? Bu, ister Kürt, ister Türk, kimüe-
rindeki insana saygı ve sevginin kısıtlı ölçeği olmuyor mu?
İktidar kanadından gelen son duyurumları bir gün yadsıya^K
olursa hiç şaşırmayalım. Dun soylediklerini birbaşka gun\aol-
madakıustalığınıbilmeyenkalmadı. ^
Kürt-Türk derken bir yandan da "Meclisin yetkilerini hükümeîe
devrini" sağlayacak girışımleri başlatıyor. Geçen yıl, şubat
1990'da Anayasa Mahkemesi'nin bu yetkılere karşı çıktığını bile
bile TÖ iktkjarı aynı yetkilerde direnırken elındeki güvence ne ola
ki? Üye sayısında iktidar lehine son değişimler mi?
Ve de iktidarla muhalefeti bir yumruk olmaya davet edenlere
tercüman olarak liderleri TO'nün yanınaçıkarmayı hedef alan ve
açıkçası, TÖ'ye her türlü lojistik destek veren bütün yazarlar çi-
zerler inşallahhh yeni yetkilere karşı çıkarlar yarabbi!
Amin!
Sanatı, bilimi ve demokrasiyi geçmişten günümüze
taşıyan, hepimizin hocası,
Prof. Dr. TARIK ZAFER
TUNAYA'yı
sevgi ve saygıyla anıyoruz. Anı ve özlemlerini yaşatacağız.
68'li Öğrencileri
TokOnıış Aleş, Ali Kaik A>dın, Vedst Altun, Aniye Anadoi. Nuran
Ataban, Haşnıet Atahan, Jalide Aral. Fahri Aral, Mele Akalın, Orh»n Z.
Akçar, Şahin Alpay. Alpa> Biber, Osman Bahadır. İnci Be^pınar. Mebdi
Beşpınar. Namık Kemal Bo>a, Kadir Bakogln, Kemal Bingollü. Mural
Belge. Umur Buga>. Şuknı Ceytaan. Kıvmel Coşkun. Aıilla Coşkan,
Mehmel Can. Melin Cengiz, Zihni Çetiner. Deniz Çamlıbel, Akın
Çılako^lu, A>şin Derbenl, Banş Derbenl, Nurettin Demırdoven, Necmi
Demir. Zulfıi Dicleli, Alla> Direk, Refik Durbaş. Celal Dogan, Şaayip
Dilmen. A. Rıza Dizdar, Muammer Demirtaş. Fehmi Dalgan, Erol Ergen,
Mobeccel Enem, Raif Ertem, Tamer Erdogan, Cevat Ercişli, Halil Ergün,
Gokalp Eren, Melin Erkan, Ertugrul Ginay. Mnstafa tlker Gurkaa,
Şıikni Güner, Tunç Goze. Yucel Gıirsel. tnci İşbulur, Işık Inanç. Bilgin
lnaııç, O. Cavil Ijigun. Ha>ri İçli. Sıdıka Kunıl, Saim Kurul. Erdal
Kalkan, Hale Kıyıcı. Mustafa Lulfi Kıyıcı. Cavil Katak. Şafak Koba$,
Kazım Kolcuoglu, Kasım Kolcooglu, Ertağrul Kürkçu, Hnseyin Kvsb,
Alp Kuran. Oklay Kök, Hidayel Kaya, Ahmel G. Ketenci, Salman Kaya.
Osman Kiper, Cengiz Ka>ıtmazer. Mumin Karaoglu, Haşim Mısır,
Boıkurl Nuhoglu. Mehmel Okfuoglu, Selahattin Okur, Sibel Özbudun,
Mural Özdabak, Rasim Öz. Nizar Ozkaja, Hamza Ozkan, FeVzi Örnek,
tbrahim Ozlen. Gurkan Rişvanoglu, Znhre Sururu, Mehmel Sunkıi, Erim
Suerkan. Mehmel Saga>. Edip Sakarya. Palal Sabuncu, Abdullah Scrvel,
Zehra Şenoguz, Cihan Şenogıu, Afşar Timuçia. Elif Tolon, Büleal
Tanör, Hulki Tannyar, Nahit Tore. Mehmet Tansug. Huseyia Tozlo,
Taşkın Tanman, Celaleıtin l slaer, Tuncav Lzun. Melih Izel. Nizamettin
İistundag, E>up Yıldınm, Ziya Vümaz, LuıH \1ltna2, Levenl Yılnaz,
Nurettin \akar, Necraeıtin Nazıcıoğlu, Esen Yucel.
Sevgili öğretmenim
Prof.
TARIK ZAFER TUNAYA
Bizim kuşağa insan onurunun yüceliğini, yasama
sevincini ve yurtseverliği öğrettin.
Bize öğjettiğin erdemleri ve yaşam sevgisini
yaşatabildiğimiz sürece seni hiçbir zaman yitirmemiş
olacağız.
BOZKURT NUHOĞLU
OLUM
Sevgili aile büyüğümüz
İSMAÎL HAKKI DURAK'ı
kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.
Allah rahmet eylesin.
DURAK, BÖRÜTEÇENE, StPAHt
AİLELERİ
Şişli'de 85 m2
işyerine kiralık daire
Tel: 147 46 27
146 95 06