Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 OCAK 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/U
Samaras,
Patriot istedi
• WASHINGTON (AA)
— ABD Başkanı George
Bush, dün Yunanistan
Dışişleri Bakanı Andonis
Samaras ile görüştü.
Görüşme sonrasında
yapılan açıklamada Bush-
Samaras görüşmesinde
Körfez krizinin ele alındığı
ve ABD Başkanı'nın
katkılanndan ötürü
Yunanistan'a teşekkür ettiği
bildirildi. Bush da
Samaras'la görüştükten
sonra gazetecilerin
sorulannı yarutlarken,
"Kıbns konusunda BM
Genel Sekreteri'nin
girişimlerini
desteklediklerini" söyledi.
Samaras ise görüşmenin
ülkesinin bölgedeki önemini
vurguladığını belirtti. Beyaz
Saray Sözcüsü Marlin
Fitzvvater da Samaras'ın
ABD'den Patriot füzesi
istediğini açıkladı.
Kohl'den
güvence
• FRANKFURT (AA) —
Almanya Başbakanı
Helmut Kohl, Körfez
savasına ilişkin olarak,
"Ittifak dayanışmamtza
güvenebilir. Bu, Türkiye
için de geçerlidir" dedi.
Başbakan Kohl,
parlamentoda yaptığı
konuşmada, Irak'ın
Türkiye'ye saldırması
durumunda "ittifak
halinin" oluşup
oluşmayacağı konusuna
değinirken," "Almanya, hem
Bûieşmiş Mifletler h«n de
NATO ittifakı çerçevesinde
doğan sorumluluklarını
yerine getirecektir. İttifak,
dayanışmamıza güvenebilir.
Bu, diğer müttefîklerimiz
için olduğu gibi Türkiye
için de geçerlidir;'
* •
OzaJa kııtlama
• LONDRA (AA)—
Avrupa Parlamentosu
Sosyalist Grubu'nun
Türkiye konusundaki
sözcüsü tngiliz milietvekili
Richard Balfe, Kürtçe'nin
serbest bırakılmasına ilişkin
karar konusunda
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ı kutladığuıı söyledi.
Balf:, "Kürtçe
yasağının kaldınlması
doğru yönde atılmış bir
adım. Cumhurbaşkanı
Tbrgut Özal'a bugUn bir
mektup yazarak bu akılhca
karardan dolayı kendisini
kutladjm" dedL. • nu-.>K*,,
Kürdistan DemokratikHalkPartisilideriSamiAbdurrahman'ınCumhuriyet'e demecv
Kürtçeyalnızcabir adımİngiltere Dışişleri Bakanhğı yetkilileri iJe görüşmelerde
bulunmak üzere Londra'ya giden Sami Abdurrahman, Irak'm
parçalanmasının kimsenin gündeminde olmadığını belirterek
"Umarım Türkiye'nin de gündeminde değildir" dedi.
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Irak Kürdistanı'nm özerklik
kazanması amacıyla ortanın solunda bir si-
yaset izleyen 'Kürdistan Demokratik Halk
Partisi lideri Sami Abdurrahman, "Irak'ın
parçalanması, Irak muhalefeti ve raüttefik-
ler dahil kimsenin gündeminde degil. Uma-
nra Türkiye faükiimetinin gündeminde de
degildir" dedi.
.Sami Abdurrahman, sorulanrmzı şöy-
le yanıtladı:
—Saddam Hüseyin yönetimi sona erdigi
ttkdirde, Irak Kürtleri, kendi yöreierinde ba-
gımsız bir devlet kunna yönünde girişimde
bulunacak mı?
ABDURRAHMAN — Irak Kürdistanı'n-
daki bütün siyasal partiler halen "Irak Kür-
distan Cepnesi" adıyla bir ittifak içinde. Bi-
zim, Irak'ın toprak bütünlüğünün parçalan-
ması gibi bir isteğimiz yok. Irak'ın parçalan-
ması, uluslararası düzeyde gündemde değil-
dir. Müttefiklerin de böyle bir niyetleri oldu-
ğunu sanmıyorum. Umarım, Türkiye hükii-
metinin gündeminde de değildir. Biz,
uluslararası ve bölgesel güç dengelerini dik-
kate alıyoruz ve çocukça işler yapacak deği-
liz.
—Irafc'ın parcalanarak bir Kürt devteti ku-
rulması gündemde degilse, Irek'ta kurulacak
berhangi bir yeni yönetimden Kürtlerin bek-
lentisi ne olacak?
ABDURRAHMAN — Irak'ta otuşturulan
ortak muhalefet demokratik bir program be-
nimsedi. Seçint, insan haklanna saygı, çoğul-
culuk istiyoruz. Kürt sorununu adil ve banşçı
biçimde çözmek için tüm muhalefet şimdi
1970 Anlaşması'nı kabul ediyor. Bu, Irak'ta
ileride kurulacak bir yönetimin istikrarlı ol-
masını sağlayacaktır. Nüfusun yüzde 20'sini
oluşturan Kürtler, siyasal bilince ulaşroıştır.
Özerklik sorunu
—O haide Irak'ta evveke de işletmeye ça-
uştıgınız özerkligi yeniden kurmaktan başka
bir bekientüdz yok?
ABDURRAHMAN — Evet, Irak sınırla-
n içinde bir özerklik ve Irak yönetiminde ger-
çek bir söz hakkımız olsun istiyoruz. Kürt nü-
fusa oraniı bir şekilde Irak yönetiminde tem-
sil edilseydik, Irak, İran'ı işgale kalkışmaz-
dı. Halepçe olmazdı, Kuveyt'e giremezdi. Bu-
na izin vermezdik.
—Irak'ta bir Kürt özerklifi işkriik kazan-
dıgı Ukdirde, böyle bir yönetimin, sıntnn öte-
sinde, Türkiye'de yaşayan, ancak belirsiz bir
süre içinde daha özerk yönetime sahip olma-
yacak soydaşlanna bakışı nasıl olacak?
ABDURRAHMAN — Beş ülkeye dağıl-
mış olan Kürtlerin yarısı Türkiye'de yaşar.
Neden Türkiye hükümetleri de kendi Kürt
halkına özerklik tanımasın?
—Türkiye hükuraetleri belki ileride böyle
bir karar alsa dahi şimdilik böyle bir plan,
resmen henüz gündemde degil. Özerk Irak
Kürdistanı ile Türkiye'de Kürtlerin yaşadık-
lan, ancak özerk olmayan bölge arasındaki
ilişki biçiminin nası) olacağını düşünüyorsu-
nuz? Özerk bölgenizin, sınınn öte yakasın-
da baskı altında tutulan Kürt toplumuna iliş-
kin emelleri neler olacaktır?
ABDURRAHMAN — Hayal edUen ile si-
yasal gerçekJer farkhdır. Elbette Kürdistan
1
ın diğer yörelerindeki kardeşlerimizin duru-
mu ile ilgiliyiz. Buna hakkımız da vardır.
Bundan da kimse alınmamalı, gocunmama-
Iı. Türkiye hükümetjerinin baskıdan vazgeç-
me zamanı gelmedi mi? Türkiye, Avrupa
Topluluğu üyeliği istiyor. Demokrat ve insan
haklanna saygılı olmayı amaçlıyor. Kürt kül-
türüne de gerekli hakları tanımah değil mi?
—Türki.ve bükümetinin, Kürt diline ilişkin
yasağı kaidırmasını bu yönde ablntış bir adım
sayıyor musunuz?
ABDURRAHMAN — 12 milyon kişınin,"
kendi dillerini kullanmalannı yasaklamak,
zaten çok garipti. Halkın pek çoğu zaten köy-
lüdür ve Kürtçeden başka dil bilmezler.
Türkiye hükümetinin karannı doğru yönde
atılmış olumlu bir adım olarak görüyoruz.
Ama sadece tek bir adımdır.
—Türkiye'nin Irak'ta Musul ve Kerkük yö-
resine müdahale edebileceğine ilişkin tartış-
malar var. Böyle bir müdahale mümkun mü-
dür? Yani, işler mi?
ABDURRAHMAN — Bu gerçek bir ma-
cera olur ve çok tehlikeli bir oyun olur. Bü-
tün yörenin istikrannı altüst eder. tran ve Su-
riye bu konuda çok endişeli. Biz, Irak Kür-
distanı'nda üç savaş yaşadık, üzerimize kim-
yasal silah atıldı, Iran'la savaş oldu, şimdi
Körfez savaşL Buna bir dördüncüsü eklen-
sin istemiyoruz. Araplar (Irak yönetimi) Irak
Kürdistanı'nı Türklere kolayca bırakıverecek
değildir.
—İleride kurmayı düşündüğünüz özerk
yönetim ile PKK arasında ilişki nasıl olacak-
tır? Her ne kadar PKK ile Irak Kürt partile-
ri arasında bazı ideolojik farklılıklar bulun-
sa dahi, PKK'nın şimdiye kadar Suriye ve
Irak'tan destek gördüğii biliniyor.
ABDURRAHMAN — Türkiye Kürdista-
nı'nda silah)ı eylem, Türkiye'de yaşayan Kürt-
lere hakları tanınmadığı için baskı nedeniy-
le başladı. Buna çözüm, Türkiye'de yaşayan
Kürt halkının, ülkedeki demokratik sürece
IRAKLI KÜRTLER — Türkiye'ye sıgınan Kürtler, Diyarbakır, Muş ve Mardin'deki peşmerge kamplannda yaşamJartnı sitdühiyoriar.
katılmasını sağlamak, insan haklarına say-
gılı davranmak, sosyal ve ekonomik gelişme-
ye fırsat tanımaktır. Kürt temsilcilerle girii-
şerek, konuşarak sorunları çözmeye çalış-
maktır. Yoksa Türkler için ayn, Kürtler için
ayn yasa çıkartarak değil...
—Gecen yüiarda Suriye ve Irak'tan şn ya
da bu şekilde destek gören PKK'yı eğer si-
zin özerk yönetiminiz manen ya da madde-
ten desteklemeyecekse ne olacak?
ABDURRAHMAN — Biz hem örgüt hem
siyasal amaç olarak Irak sınırları içinde ça-
lışıyoruz. Türkiye'deki Kürt partileri ya da ör-
gütJeri de Türkiye Kürdistanı çerçevesinde fa-
aliyet gösterir. Irak'ta biz 1970 Anlasması'nı
yeniden hayata geçirmeyi junaçlıyoruz. Sad-
dam Hüseyin ile 1970'te iki-üç ay durmadan
tartıştık. Sonuçta bir karara vardık. Siz ne-
den Türkiye'de bunu denemiyorsunuz? Her
sorunun çözümü görüşmeden geçer.
ÖZAL'EN GÖRÜŞÜ
'Bölgesel
muhtariyet'Dış Haberler Servisi — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Alman ARD ve ZDF televizyon-
lanna verdiği demeçte, »bağunsız bir Kürt dev-
leti kurulacağına inanmadığını belirterek,
"Belki bölgesel bir mublariyet olur" dedi.
ARD ye ZDF'nin ortak programında ko-
nusan Özal, "Bir Kürt devleti kurulursa
Türkiye'nin tepkisi ne olur" şeklindeki so-
ruşu şöyle yanıtladı:
"Bir Kürt devletinin kurulacağına inanmı-
yorum. Belki bir çesit muhtariye! olur, böl-
gesel bir muhtariyel. Ama bu Irak'taki di-
ger azınlıklara da, Türkmenler dahil huku-
ki bir Jemel tanıyacaktır. Eğer böyle olursa
bununla bir sorunumuz olmaz. Ama ba|ım-
sız bir Kürt devleti kurulacaksa bunu kabul
etroeyeceğiz. Türkiye'de Irak'takinden daha
çok Kürt asıllı insan var. Eğer böyle bir dev-
let kurulacak olsaydı Türkiye'nin bir parça-
H oiurdu."
özal, bölge halkının kendi geleceğini ta-
yin hakkından ne anladığını ise "Ben bu ken-
di geleceğini tayin hakkından külturel hak-
lan ve biraz da bölgesel muhlariyeti anlıyo-
ram. Bunu onaylıyoruz" şeklinde ifade et-
ti.
Cumhurbaşkanı özal, Ispanya televizyo-
nunda dün gece yayunlanan haber progra-
mında sorulan yanıtladı. Türkiye'nin Irak sal-
dınsma maruz kalması durumunda norrnal
oiarak NATO üyelerinin yardıma gelmesi ge-
rektiğini söyleyen özal, "Hiçbir ülkeden özei
bir yardım istemeyeceğiz. Eger NATO ülkesi
bize yardıma katılmak istemiyorsa, biz bu ko-
nuda bir talepte bulunmayacağız" dedi. özal,
bir başka soru üzerine de, "Türkiye'de asker-
lerie hİçbir problem yoktur. Tiirk SflahJı Kuv-
vetleri, demokratik tüm ülketerde oldugu gibi
sivil otoritefiin kontrolü altındadır" dedi.
KOMKAR'ın Başkanı BekirSaydam
İSTANBUL TİCARET ODASI'NDAN
ÎSTANBUL TÎCARET ODASI "TÜKETİCÎNİN KORUNMASINDA
İŞLETMELERİN ROLÜ" KONULU BİR "DENEME" YARIŞMASI DÜZENLEMİŞTİR.
İstanbul Ticaret Odası'nca tüketicinin korunması kampanyası çerçevesinde dûzenlenen
bu yanşma, 15 Mart 1991 "Tüketiciyi Koruma Günü'nde ödülleri verilmek üzere,
konyya ilgi duyan sadece en az 4 yıllık yûkseköğrenim öğrencilerine açıktır.
Yarışma Koşullan
1-) Konu
Tüketicüerin korunmasında işletme-
lerin rolü nedir, ne olmalıdır?
2-) Ödül tutarlan ,
Seçici Kurul'un ödüle deger bulduğu
eserlerden
Birinciye 5 Milyon TL.
îkinciye 3 Milyon TL.
Üçüncüye 2 Milyon TL.
3-) Seçici Kurul (Soyadı alfabetik sırayla)
-Prof. Dr. Fuat Çelebioglu
İ.Ü. İşletme Fakültesi Dekanı
-Prof. Dr. Tunç Erem
M.Ü. îktisadi ve İdari Bilimler Fak.
İşletme Bölümü Başkanı
-Prof. Dr. Ahmet Niyazi Koç
B.O. İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dekanı
-Prof. Dr. Ismeil özaslan
İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreteri
-Hamdi Tombak
tstanbul Ticaret Odası
Yönetim Kurıılu Başkanı
4-J Kaülma ve tealim koşullan
-Yarışma en az 4 yülık tüm fakülte
ve yüksek okul öğrencilerine açıkür.
-Konuyla ilgili düşünce ve değerlendir-
meleri kapsayacak "Deneme'ler dak-
tilo ile en çok 15 sayfa ve birbuçuk
satır arahklı iki nüsha olarak yazılacaktır.
-Kullanılan kaynaklar belirtilecektir.
-Yanşmaya katılan denemelerin daha
önce herhangi bir biçimde yayınlanma-
mış ya da başka bir nedenle sunulmamış
olması gerekir.
-Denemeleriu üzerine dört rakamdan
oluşan bir kod yazılacak. yazarın kimli-
Jini belirtir hiçbir bilgi bulunmayacaktır.
-Yarışmaya katılanlann isün, adres ve kısa
biyografileri üzerinde aynı dört rakamh
kod oulunan kapalı bir zarfa konuiacaktır.
-Dereceye giren denemeler üzerindeki
telif hakkı İstanbul Ticaret Odası'na
aittir.
-Yanşmaya katılacak denemeler en
geç 28 Şubat 1991 Saat 17.30'a ka-
dar İstanbul Ticaret Odası İç Ticaret
Şubesi'ne elden teslira edilnıiş, ya da
postayia gönderilmiş olmalıdır.
Postada meydana gelecek kaybolma,
gecikme ve hasar görmeden İstanbul
Ticaret Odası sorumlu olmayacaktır.
-Seçici Kurul üyelerinin ve İstanbul
Ticaret Odası personelinin iJanci dere-
ceye kadar (dahil) hısun ve akrabaları
yanşmaya katılamazlar.
'Ankarasamimideğil'Dış Haberfcr Servisi — Ankara hüküme-
tinin Kürtçenin kullanılmasına getirilmiş
olan yasağın kaldınlması yönünde aldığı ka-
rar Avnıpa'daki Kürt örgütlerince farkh bi-
çimlerde karşılandı. Almanya'da etkinlik
gosteren KOMKAR, hükümetin Kürtçe ko-
nuşma konusunda getirdiği sınırlı özgurlü-
ğün 'samimi olmadığı' görüşünde. Karar,
Fransa'daki Kürt Enstitüsü tarafından ise
'genelde olumlu' olarak değeriendiriliyor.
Berlin muhabirimiz Dilek Zaptçıoğlu'nun
Almanya'daki Kürt çevrclermden edindiği
bilgiye göre Türkiye, îrau, Irak ve Suriye
1
deki Kürt örgütleri \ukmda Avrupa'da IIÎu-
sal Kongre' adı ; ında bir meclis kurarak
ortak tavır belirleyecekler. PKK'nın dışın-
daki örgüt ve kişilerin katıldığı Kürt 'Ulu-
sal Kongresi'nin bölgedeki harita değiştiril-
meden söz konusu ülkelerde
'konfederasyon' tipi devietler kurulmasını
amaçladığı öğrenildi. Buna göre Türkiye^
de, Çeklerden ve Slovaklardan oluşan Çe-
koslovakya devleti tipinde, Kürtlerden ve
Türklerden oluşan bir devlet kurulması ve
Türkiye Cumhuriyeti'nin admın değiştiril-
mesi amaçlanıyor. Iki ayn özerk cumhuri-
yetin konfederasyonu şeklinde bir yapı he-
defleniyor.
Öte yandan Ahnanya'da yasal olarak fa-
aliyet gosteren 'KOMKAR'ın Başkanı Be-
kir Saydam, Cumhuriyet'e örgütün Körfez-
deki savaşa ve Kürtçeye getirilen sınırlı ser-
bestüğe bakışını şöyle anlattı:
"Cumhurbaşkanı Özal ve hükümetin,
Kürtçe yasağına getirdiği sınırlı ozgüıiâkte
samimi olmadjğı bellidir. Bu konu daha ön-
ce SHP tarafuıdan gündeme getirilmiş, cid-
diye alınmadıgı gibi saldınja uğramtş, SHP
içinde bunu gündeme getirenler dışlannnş-
tır. Özal'ın yasağı kaldınyor gözükmesin-
de öne sürdüğü gerekçeler biliniyor. Birin-
cisi Özal, yasagın daha önce kaldınlması
halinde teröriin tırmanacagını öne sürüyor-
du. Terörii simdi kontrol altına aldıgını id-
dia ediyor ve yasağı gevşetiyor. tkincisi, ev-
lerde ve günJiik hayatta insanlar zaten Kürt-
çe konuşmaktadır ve devletin bunu engel-
le>-ecek gücii yoktur. Üçüncüsü Türkiye'nin
imzaladığı AGlK gibi anlaşmalar bu adımı
kaçınılmaz kılmıştır."
Bekir Saydam, Özal'ın Kerkük ve Musul
KOMKAR, hükümetin Kürtçe
konuşma konusunda getirdiği
sınırlı özgürlüğün "samimi
olmadığı" görüşünde.
Hükümetin kararı Fransa'daki
Kürt Enstitüsü tarafından ise
"genelde olumlu" bulundu.
hayalleri peşinde koştuğunu, Arap dünya-
sının buna izin vermeyeceğini, özal'ın ha-
rita değişikliği için masaya otunnadan ön-
ce 'Kürt meleği' roliıne girmeye çalıştığını
belirtti. Türkiye'de özal'ın yetkilerini daha
da arttırarak diktatörlük peşinde olduğu-
nu söyleyen KOMKAR Başkanı, Kürtler
olarak Türkiye'nin savaşın dışında kalma-
sını arzu ettiklerini vurguladı. Saydam'ın
verdiği bilgilere göre Güneydoğu'dan göç
bütün hızıyla sürüyor.
Sabetay Varol'un Paris'ten bildirdiğine
göre Fransa'daki Kün Enstitüsü, Ankara
hükümetinin Kürtçeyi serbest bırakma ka-
rannı 'genelde olumlu' bir karar olarak ni-
teledi. Enstitünün basın sözcüsü, "Kürtçe-
yi serbest bırakma karannın ve hükümetin
nazırladığı yasa tasarısının içerigi hakkın-
da şimdilik bilgi sahibi olmadıklannı, bu
konuda daba ayrıntılı yorum yapmak için
erken oldugunu" belirtti.
Enstitü sözcüsü, "Hiikümet karannın
politik boyutuyla Ugili değerlendirme yap-
manın Kürt Enstitüsü'nün yetkisine
girmedigini" hatırlatarak "Bizim amacımu
Kürt dili ve kültürünü konımaktır. Bu yön-
de atüacak her adımı olumlu karşılanz, an-
cak önlem tam anlamıyla ortaya çıktığın-
da hedeflerimize yüzde yüz uygun olup oi-
madıgını daha iyi eöreceeiz" dedi.
Kürdistan Yurtsever Birliği (YNK) lideri
Cd«l Talabani Türkiye'nin Kürtçe üzerin-
deki yasağı kaldırma karannı "doğru yol-
da atılnuş bir adım" olarak degerlendirdi.
BBC'nin Türkçe Yayınlar Servisi'nin soru-
lannı yanıtlayan Talabani "Türkiye hüku-
nKtinin yalnızca Kürt halkiDin variığını ka-
bul etraekle kalmayıp, Kürtlerin demokra-
tik ve federatif bir biriik kurmasına da 'evet'
demesini umuyonız" dedi. Böyle bir dav-
ranışın Türkiye'nin bölgedeki gücünü art-
tıracağını kaydeden Talabani, yalnızca "Irak
Kiirdistanı'ndan sorumlu oldukiannı ve
Türkiye'deki Kürtlerie ilgilenmediklerini"
söyledi.
Bu arada Irak'ın Scud füzelerini Türki-
ye sının yakınındaki Zabo ve Ahmediye
bolgelerine kaydırdığını doğrulayan Talaba-
ni, Irak'ın Türkiye'ye saldırma olasıhğma
ilişkin soruya "Bazı askeri üslere Scudlar-
la saldırma olasılığının var olduguna
inanıyonım" yanıtını verdi.
: Körfezsavcşı Bonn ileffîshmgton'unarasau agyor
Hişkilerde savaş soğtıklııgu
Hesaplara göre Almanlar Doğu Avrupa'daki değjşime
göz kulak olur, Sovyetler Birliği'ne gereksindigi yardımı
sağlarken ABD de ekonomisi ile ilgilenecekti, ancak
hesaplartutmadı.
Dış Haberler Servisi — Kör-
fez savaşının başlamasıyla, ba-
har dönemi yaşayan ABD - Al-
manya ilişkileri "zor güuler"
geçirmeye başladı. Dedelerinin
insanlığa karşı en büyük suçu iş-
lediği düşüncesiyle yetiştirilen,
güvendikleri için yıllarca başka
ülkelere sırtiaruıı dayamış olan
Almanlar, yeniden kazandıkla-
n egemenlikleri ile birlikte, "ya-
ralarına kendileri tuz basmak"
zorunda bırakılıyorlar.
The Wasbington Post gazete-
sinde Bonn muhabiri Marc Fis-
ner'in yayımlanan yazısında,
Körfez savaşının, ABD Alman-
ya arasında sorumluluklann
paylaşılmasına dair yapılan he-
saplamalan bozduğunu ileri sü-
rüyor. Hesaplamalara göre Al-
manlar Doğu Avnıpa'daki de-
ğişime göz kulak olur, Sovyet-
ler Birliği'ne gereksindiği bol
mali yardımı akıtırken ABD de
rahat bir nefes aüp zor durum-
da olan ekonomisi ile ilgilenebi-
lecekti.
Ancak Bonn ve Washington'-
da yapılan hesaplar tutmadı.
Savaş çıktı. Almanya'run yakın-
dan uzaktan ilgisinin olmasım
istemediği tek sey var, o da sa-
vaş.
"Savaş mı? Bir daha asla!"
1982 ve 1983 yıllannda, ABD ve
Almanya'daki üslere karşı ve ta-
raf gösteriler, sokakları doldu-
rurken bu kez Körfez'deki sava-
şa ve ABD'ain aldığı role karşı
yürüyüşler düzenleniyor.
Okullarda ABD bayrakları
yakıldı. Saarland eyaletinde,
kamu görevüleri ABD aleyhta-
n gösterikre katılabıbinler diye
işlerinden izinli sayıldılar.
Hükümet savaş karşıtı göste-
rilerin ABD aleyhtarlığına dö-
nüşmemesi konusunda uyanda
bulunurken, bazı Alman işa-
damlan Alman-Amerikan da-
yamşmasının sürdürülmesi çağ-
nsında bulundular. Bu işadam-
larına göre Almanlar, "Ameri-
kalılan, kendilerini norrnal üc-
rctle koruyacak gece bekçisi gi-
bi görüyor ve bu görevini yeri-
ne getirirken silah kullanmama-
sını ve gürültü çıkarmamasını
istiyor."
Amerikalılar ise Almanlann
içinde bulunduğu durumu şöy-
le değerlendiriyorlar:
"Onlan mflitarizmden nzak-
Uşbrmaya çaaştık durdnk. Şim-
di, güç kullanmak ve esiriik se-
cenekleri ile karşı karşıya kal-
madıkça, tutumlannı degiştir-
roeyeceklerdir."
Yazısında Süddeutsche Zei-
tung'un geçen ay Almanya ve
AJmanlarla ilgili yaptığı bir
araştmnasına da yer veren Marc
Fisher, araştırma sonucunun,
Almanlann yüzde 75'inin ulus-
lararası çatışmalardan uzak kal-
mak istediklerini, yüzde 40'ının
yasam standardı ve tarafsızlığı
nedeniyle lsviçre'yi kendilerine
örnek ülke seçtiklerini ortaya
koyduğunu belirtiyor. Bu istek-
Ier, müttefik güçlerin Körfez sa-
vaşında Almanlardan talep et-
tikleriyle ise hiç mi hiç örtüşmü-
yor.