Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Güneydoğu'da savaş önlemleri' Sığınakyerine mağara, gaz maskesiyerine gazlı bez> gaz ölçümü için tavuk
Türk ıısıılü sivil savunmaBölgede savaş haü yaşanırken, atılacak bir bombaya, kullanılacak bir kimyasal
silaha karşı insan kendini nasıl korur? Her şidilen yerleşim biriminde degişmez
soru bu. Yöreye giden insanlar da gördüklerine aynı şeyi soruyor bu günlerde.
Alınan yanıt da ya 'mağara' oluyor ya da 'Allah büyüktür'.
CELAL BAŞLANGIÇ
MİDYAT — Gaz maskesi yerine "gazlı
taz".
Kimyasal savaş etkisi ölçümlemesi için
"lanık".
Sığınak yerine de "mağara".
Savaşın yalımını bedeninde duyan insan-
ların yaşadığı bölgelerde, "Halkın olnştur-
dugu birtakım sivii savunma teknolojileri"
bunlar. Ecevit bu saptamaJarı yapmak için
ABD uçaklarmın Irak'a "tarifeti seferler"
düzenlediği Incirlik'te yurttaşlara "Gaz
nmt^piT var mı" diye soruyor. Herkes, elini
cebine atıyor, gaz maskelerini çıkaracakrruş
gibi. EHerinde birer gazlı bez: "Onun yeri-
ne bunu tavsiye etliler."
Gezdiği sınır bölgelerinde yurttaşlar Ece-
vit'e, evlerinin dışında zehirleyici gaz etkisi
olup olmadığını kapılanna bağladıkları ta-
vukla anladıklannı anlatıyor. "Muzip bir
komşu tavuğu oldurmemişse, kimyasal sa-
vaş tehlikesi gercekten >ok" demektir. Eğer
kapıdakı tavuk öluyse ya biri saka yaptı ya
da "Saddam'ın gazı" sizi bekliyordur. "Sa-
vaş kapıya gelince" kumesindeki hayvanın
yumurtlamak dışında başka bir işe daha ya-
radığını ahlayarak bir "sivil savunma
yönlemi" geliştiriyor yöre halkı: "Tavuk
yordamıyla kimyasal gaz olçumü."
Ecevit, Şanlıurfa'da yurttaşlara "SMJIM-
ğınız var mı" diye soruyor. Aldığı yanıt:
"Bir okuiun bodnım katı, bir de magara-
lar..."
Ecevit, incelemeleri sırasında "sivü savun-
ma"ya ilişkin izlenimlerini bir saptamaya
dönüştürüyor:
Mağara devri teknolojisiyle kimyasal ya-
da nukleer savaşa hazırlanıyoruz.
Yöredeki "askeri hareketHiik" bir "savaş
hali"nin yaşadığının insarun ıiığınde, kemi-
ğinde duyumsamasına yeterli. Gece Bat-
man'da jipleri, Reoları, cemseleri, tankla-
nyla trenden yeni inmiş askeri konvoylar
karşılıyor insaru. Yolculuklan sınıra doğru.
Midyat'a Idil'e inerken yolun sağında solun-
da "konvoydan kopmuş" onlarca askeri
araç çıkıyor yolunuza. Bir gece Batman'da
kalacak olsanız kentin yerlileri, artık alış-
tıklan sesieri, yörenin bir özeUıği oiarak an-
latıyorlar yeni gelenlere:
— Gece yanstndan sonra uçak gürultiı-
leri duyarsın. Pek aldınna. Gunlerdir süru-
yor. Yeni bir şey degil. Eğer aldınp da uyu-
yamazsan, bizim gibi uykusuz kalırsıo.
Gunlerdir uyknyu unuttuk biz.
Boylesine bir "savaş bali" yaşanırken atı-
lacak bir bombaya, kullanılacak bir kima-
yasl silaha karşı insan kendini nasıl korur?
Her gidilen yerleşim biriminde degişmez so-
ru bu. Yöreye giden insanlar da her gördük-
lerine aynı şeyi soruyor bu günlerde. Alınan
yanıt da ya 'mağara' oluyor ya da "Allah
büyüktür."
"Sıgınagımz var mı" sorusuna Silvan Be-
lediye Başkanı Fadıl Erdede, "Bize sığınak
oiarak Hasuni mağaralan gosterildi" kar-
şılığını veriyor. "Tarihi Silvan'ı Tanıyalım"
broşürunde Hasuni yoresi, "Ortaçag dö-
nemlerinde insanlar tarafında yapüan yüz-
ierce mağara, haien dimdik ayakta dunı-
yor.Mağaralann yanında bir de kilise bu-
İunmaktadır. Sirvan Beledivesi 1991 yılı için-
de üç >uze yakın magarayı turizme açmış
bulunuyor" sozleriyle anlatılmış. Ancak kü-
çük bir de not var mağaraiarla ilgili: "Ha-
suni mağanüan Silvan-Malabadi karayolu-
nun yedinci kilometresiııde bulunmaktadır.
Karatolundan yaklaşık oiarak bir kilomet-
re içeridedir. Karayolundan gönılmektedir."
Midyat Beledıye Başkanı İsa Evirgen'in
de "Sığınagınız var mı" sorusuna yanıtı
"magaralar." SHP llçe Başkanı Muzaffer
Ankan ise "Bunlar ne kadar sıgınakür? G«-
rekli koşullan taşıyor mu? Bunlan kimse,
güniın kosullanna, kullanılacak silahlara
gore sıgıoak olarak duzenleraiş mi" diyor.
"Mağara de*ri teknolojisT'ne göre belki
de Türkiye'nin en çok sığınağına sahip yer-
leşim biritni Hasankeyf. llçe halkı 'keyifle'
söyluyor "Burada berkesin bir mıigârası
var" diye. Hasankeyf Belediye Başkanvekili
Ali Çardakçı, 196O'lı yılların sonuna doğ-
ru terk ettikjeri mağaralara savaş gecesi dö-
nüp, bırkaç gun kaldıklanm anlatıyor.
Başkanvekili Çardakçı ve Belediye Yazı
tşleri Müdürü Abdullab Tarhan, Hasankeyf
mağaralaruıı gezerken yaz aylarında her
gun beş otobus, kışın da iki otobüs turistin
geldiğini, savaşın başlamasıyla birlikte ilçeye
kımsenin uğramadığını anlatıyorlar. Hasan-
keyfin çocuklan bugunlerde gelme olasılı-
ğı heraen hemen yok denecek kadar azal-
mış, turistleri yine de bekliyorlar mağara-
ların önünde. Çat pat tngih'zce öğrenmiş-
ler. Kendi çaplannda rehberlik yapıyorlar-
mış geien turistlere. Hatta bir arkadaşian-
nı Alman bir aile okutmak için kendi ülke-
sine göturmüş. Bazılanna, döndükleri
ulkelerinden kırtasiye malzemeleri gönde-
riyormuş taruştıklan turistler. Ama savaş
rüzgârlan daha sıcak esmeye başladıkça
Hasankeyfli çocuklann da kendilerini yurt-
dışına gotürecek bir turist yabancı, bir ül-
keden gelecek kırtasiye malzemeleri ya da
rehberlikleri karşılığında alacaklan birkaç
kuruşun umudu giderek azaüyor.
Cizre Belediye Başkanı Haşim Haşimi
dün bir mektup aldı; "Sayın Belediye
Başkanım" diye başiayan:
"Ben bu mektubumu size Antaiya'dan
yazıyorum. Ben 1938 senesinde Cizre'de as-
kerliğimi yapıırn. Askerliğim esnasında bir
gun askerivenin fırınına bir tavuk girdi.
Elimden ne geldijse vapiım. ancak tavuğu
dısanya çıkaramadım. Ben de sinirienip ta-
vugu kestim. simdi vetmiş beş yaşındayım
ve bu ta\ugun parasını odemek istiyonım.
Eğer aşagıda vereceğim adrese adııuzı ve ad-
resinizi belirtirseniz tavugun parasını size
gönderecegim. Eğer siz de bu parayı ihti-
yacı olan birine verirseniz size minnettar
olurum."
Sığınak yerine "mağara" gaz maskesi ye-
rine "gazlı bez" neyse de, galiba insan "kim-
yasal savaş etkisi olcümlenmesi" için kul-
landığı "uvuklann" bıle hesabını guç ve-
recek kendisine; aradan yıllar geçse de.
Diyarbakır SağlıkDanışma Merkezi'nde, 'kimyasal silah* tehdidine karşı savunma önlemleri
'Havluyu ıslat,yüzünekapat,korkmaf
SAGLIK MERKEZİNDE GÖREVLİLERLE KONÜŞMA
— Bir saldın olursa nereye sığınacağız?
— Merak etmeyin, bir şey olmaz. Saldırı olursa size sığınağın yeri
bildirilir.
— Kimyasal saldınya karşı hangi ilaçlan bulundurahm?
— Gerekmez, gerekmez.
— Gazetede okuduk, Atropin gerekiyormuş.
— Gerek yok. O zaten sinir gazı için. O da buralara atılmaz zaten. Askeri
hedeflere yönelik kullanılıyor.
— Bir de hardal gazı yok mu? Onun için hangi ilacı kullanmak gerekiyor?
— Suya 40-50 damla klor eriyiği damlatıp havluyu ıslatarak yüzünüzü
kapatırsanız işe yarar.Ya da ıslakhavluya odun İcömürünüezip koyun.
GÜNSELİ ÖNAL
HAKAN AYGÜN
DtYARBAKIR — Patriot fü-
zeleri ve 'gizleme ağları'yla ör-
lülmuş uçaksavarlann bulundu-
ğu Diyarbakır Askeri Havaala-
nı'ndan çıkıp kent merkezine
ulaşıldığında 'savaşın soluğu'
hissedilir olmaktan çıkıyor. Ola-
sı bir saldınnın Diyarbakırlının
umrunda olmadığını söylemek
zor. Ancak devlet gibi vatandaş
da 'isi kadere bırakmış' durum-
da.
Hıikümet yetkilileri, alınma-
yan önlemlerin alındığım açık-
lıyor. Aylardır dağıtıldığı söyle-
nen sivil savunma broşurleri
Içişleri Bakanı Abdıilkadir Ak-
su'nun bölgeye yaptığı nyzıtl
sırasında depolardan çıkıp va-
tandaşia 'tanışıyor.'
Aksu, "Bolgede bedava gaz
maskesi dagıtacağız" diyor, Di-
yarbakır ll Sıvil Savunma Mü-
dur Yardımcısı Necmetün Çe-
lik'in verdiği bılgiye göre ise de-
polarında sadece 15 bin maske
bulunuyor. Onlar da kilit per-
sonel için.
Bu durumda 'paniğe kapılan
iki vatandaş' rolune giriyoruz.
Zaten mevcut durum da paniğe
kapılmayı gerektiriyor. Olası bir
saldırıda kaçacağımız sığınağın
yerini öğrenmek ve gaz maske-
si edinebilmek amacıyla ilk du-
rağımız hafta başmda 'vatan-
daşian ferahlatmak' için hizme-
te sokulan 'sağlık danışma
merkezi' oluyor. Merkez, il sağ-
lık müdürlüğu binası içinde.
Kapısına 'danışma merkezi'
yazılı kâğıt tutuşturulmuş oda-
nın önundeki ku>Tuk, sandığı-
mızın tersine 'rapor kuyruğu'
çıkıyor.
Görevlileri hayretler içinde
bırakarak'sivil savunıra konu-
sunda bilgilenmek' isıedıgimizi
söylediğimizde, bitişikteki bir
başka odaya aiıruyoruz. Karşı-
mızdaki halk saglığı uzmanı, bi-
zi 'Jeselli'ye sivil savunma bro-
şürleri ile başlıyor. 'Koriunayın,
bir şey olmaz' diye de psikolo-
jik telkinde bulunuyor. Ama biz
bir turlu rahatlayamıyoruz. So-
rulannuz art arda geliyor:
—Bir saidın olsa nereye sığı-
nacağız?
—Merak etmeyin, bir şey ol-
maz. Saldın olursa size sığına-
ğın yeri bildirilir.
—Kimyasal saldınya karşı
hangi ilaçlan bulunduralım?
—Gerekmez, gerekmez.
Naylon
ve mavı
sıkmtısıFARLK BtLDİRİCİ
TURAN YILMAZ
YÜKSEKOVA — Irak istika-
metine giden savaş uçaklarmın
gökyuzûnde bıraktıklan beyaz
duman izlen, güneş baiarken kı-
zıla dönuyordu. Gokyüzunun
kızıl izlerle diIımJenmiş hali, las-
tik izleriyle aşınmış bir karayo-
lunu andırıyordu. Ancak uçsuz
bucaksız kar denizinin oluştur-
dugu bu tablo, insanda beklen-
diği gibi romantik duygular çağ-
nştırmıyordu.
Çunkü uçaklann duman izle-
ri insanlara bombalan, ölumu,
yani savaşı ammsatıyordu.
Yüksekova-Şemdinli yolunda
ilerlerken yol birdenbıre geniş-
liyor, bir de bakıyorsunuz, be-
tonla kaplanmış yaklaşık beş ki-
lometre uzunluğunda bir pist ile
karşılaşıyorsunuz. Yaz aylannda
kıiçuk uçaklar için kullanılan ve
"yol tipi" olarak adlandırılan
havaalanının karlannın temiz-
lenmesi de Yuksekovalılann
dikkatini çekmiş. öyle ya ıniş-
kalkışa hazır hale getirilen ha-
vaalanına uçaklann gelmesi, sa-
vaşın daha da yakınlaşması ola-
rak algılanacak.
Kentteki tedirginlik, Kayma-
kam Bozacıoğlu'nun bir sûre
önce düzenlediği sivil savunma
toplantısı ve ardından mavi kâ-
ğıt ve naylonun karaborsaya
düşmesi ile kendini göstermiş.
Kaymakamın bu toplantıda
araçların farlarınm mavi kâğıt-
la kaplanması ve pencerelerin
kimyasal silaha karşı naylonlan-
ması yönundeki sözleri büyük
bir hızla vurgulanmış. Aralann-
da Optalıdon'un da bulunduğu
birçok ilaç kentte hâlâ kara-
borsada...
lran ile sınır tıcareti yapılan
gtimruk kapısı Esendere^ye çok
yakın olan Yüksekova'ya girin-
ce, ilk olarak araçların çoğunun
yabancı markalar olmasr ve
özelLkle İstanbul ve Ankara pla-
kalarını taşıması dikkati çeki-
yor.
Korfez krızi sonrasında nere-
deyse üç katına çıkan sınır tica-
reti, bugunlerde duraklamış. Bu-
nun da nedeni Turkiye'nin
Irak'a hava saldırılarında bulu-
nan muttefik kuvvetlere geniş
ölçude lojistik destek sağlama-
sı. îranlı tacirler, bu tepkilerinı
alışverışler sırasında şöyle dile
getiriyorlar:
"Siz tsrail'den yana tavır al-
dınız. Hıristiyanlarla birlikte
Miislıimanlan oldurtüyorsıınuz.
Bu savaşta sizin yeriniz Hıristi-
yanUnn tarafı olmamalı."
Yuksekovalı tacirlerin bir ya-
kınrnası da, oluşturulan "Gü-
venlik Koordinasyon Kurulu"-
nun sınır boigesinde yaptığı iş-
lemler. Tuccar, bu bölgede bir-
çok araca haksız yere el konul-
duğtmu, uzun bürokratik işlem-
lerle karşıiaştıklannı anlatıyor.
'Mağara devri teknolojisi'ne göre belki de Turkiye'nin en çok sagınagına sahip yerleşim birimi Hasankeyf. Neredeyse adam başına bir mağara düşüyor. (Fotoğraf: Zafer Aknar)
Coniler Mersin'e,sortiler tersine
ALİ DOCAN
Gaz maskelerini çantalarıyla kemerlerine takan ABD'li
pilotlar, iki günlük hafta sonu tatillerinde soluğu Mersin'de
alıyorlar. Iraklı uçaksavarlann ateş korkusu olmaksızm
"eğitim uçuşlarını" sürdürüp stres atıyorlar.
temiz, kadınlan daha guzel."
Konuyu değiştirip Incirlik'te-
ki "eğitim" uçuşlarına getirme-
ye çalışüğımızda resmi bir ifade
takınarak "Bu konuda
konuşamayız" diyorlar. Sözu
dönüp dolaştırıp lrak uçaksa-
varlarının ateşiyle karşılaşma
lncirlik'ın hemen yanı başın- tehlikesi olmadan Mersin gene-
daki Adana yerine dinlenmek
için Mersin'i seçmelerinin nede-
nini ise yuzlerindeki gülumse-
meyı bıraz daha yayarak açıklı-
yorlar:
"Bu kentin genelevleri daha
ADANA/MERSİN — Otel-
den girerken hareketliiik hemen
goze çarpıyor. Son moda giysi-
leri içinde sivri topuklularla sa-
lınan Mersin hanımları arasın
da saç tıraşları, hâki pantolon-
ları ve kemerlerindeki gaz mas-
kesi çamalarından "tncirlih
pilotu" olduğu anlaşılan Ame-
rikalılar, kendilerine ozgu yüru-
yuşleriyle bara yöneliyorlar.
Bann yüksek sandalyelerine
tüneyerek soğuk biralarını yu-
dumlayan iki Amerikalı pilota,
yöre halkının deyimiyle "iki Co-
ni"ye, "Mersin'de ne
aradıklanm" sorduğumuzda gu-
lümseyerek yanıtfıyorlar:
"Haftada iki gun iznimiz var.
Dinlenmeye geldik."
levinin uzerinde yaptıkları "eği-
tim uçuşlanna" getiriyorlar.
"Burada 5 giiniin stresini
atıyoruz" derken yuzlerinden bu
tür bir "efidmi" tercih ettikleri
anlaşılıyor.
Coni'lerin en büyük dertleri
ise birlikte oldukları kadınlarla
yaşadıklan dil sorunu... Öze!
olarak geliştirilen işaret diliyle
kadınları genelevden çıkartıp
otele getirmeye iknaya çalıştık-
larını soylüyorlar. Daha çok do-
lar işaretlerirün kullanıldığı bu
dille "ikna olan" hayat kadınla-
rından birine gore "iş hacmi es-
kiye gore aynı, sadece müşteri-
lerin milli.veti değismis."
Coni'lerin ortak bir ozelliği
kısa boylu ve hafif tıknaz oluş-
ları. Deniz piyadelennin "Ram-
bo vücuflarından" söz edip pi-
lctların neden ufak tefek olduk-
larını sorduğumuzda alınıyorlar:
"Uzun boylulardan i>i pilot
olmaz."
Sohbet koyulaştıkça kendile-
rini Adana'dan Mersin'e getiren
diğer nedenleri de sa>iyorlar. In-
cirlilyin yanıbaşmdaki Adana
1
da Coni'lere pek hoş gözle ba-
kılmadığı anlaşılıyor. Adanalılar
Conileri "başlanna dıişecek bir
fü/enin müsebbibi" olarak go-
rüyorlar.
Izinlerini neden lncirlik'te ge-
çirmediklerini ise daha açık ifa-
de ediyorlar:
"İncirlik'ıe hemen hemen
kimse kalmadı. Butun dukkân-
lar, tokantalar kapalı. Kasaba-
da hajat yok."
Coniler biralarının son yu-
dumlarını bitirip "gece eğitirai
için ilk sortilerini yapmak
lizere" bardan uzaklaşıriarken,
Incirlik Belediye Başkanı Cuma-
li Kar'm SHP hden Erdal lnö-
nü'ye söylediklerini anım-
sıyoruz:
"Varhklı olanlar köru köröne
olmemek için İncirlik'i terk et-
tiler. Sadece yoksullar kaldı.
Yuklıi kalkan uçaklann uzeri-
mize bomba duşurmeierinden,
Irak'ın fuze atmasından korku-
yoruz. Geceleri uçak sesierinden
u>u\ami)oruz. Evlerimizin du-
varlan çatladı. Amerikalılar loj-
manlarını boşaltıp, ustieki sığı-
naklara verleşliler. Oniarı gıin-
duz ellerinde gaz maskeleriyle
sokaklarda dolaştrken gordük-
çe balkın endişesi artıyor. Bizim
için ise hiçbir onlem alınmadı.
Devlete sesleniyoruz: Ya İncir-
lik'i boşaitsıniar ya da maskeier-
le, ignelerle. sığınaklaıis bizi ko-
rusunlar."
—Gazetede okuduk,
'Atropin' kullanılması gereki-
yormuş.
—Gerek yok. O zaten sinir
gazı için. O da buralara atılmaz
zaten. Askeri hedeflere yönelik
kullanılıyor.
—Bir de hardal gazı yok mu?
Onun için hangi ilacı almak ge-
rekiyor?
—Suya 40-50 damla klor eri-
yiği damlatıp bir havluyu ısla-
tarak yuzunüzü kapatırsanız işe
yarar. Ya da ısiak havluya odun
kömürunu ezıp koyun.
—Gaz maskesi daha garanti
değil mi? Nereden alabiliru?
—Valla bizde de yok. Siz si-
vil savunmayı sıkıştırın.
—Şundi bizi bu broşurlerİBİz
mi koruyacak? İşimiz Allah'a
kalmış gibi.
—Eh, biraz öyle. Daha iyi
>nlemler alınabilirdi.
tkincı durağımız 'il sivil sa-
vunma muduriugu' oluyor. Kal-
dırımlar deiınerek yeni rnonte
edilmiş 'il sivil savunma
mbduriügu' yazılı mavi levhaJa-
n ızleyerek girdiğimiz binada
muracaattaki iki polis tarafın-
dan karşılanıyoruz. Yanıtırmz
çok net:
—Gaz maskesi.
Pohsler gulüyorlar:
—Biz bularruyoruz ki siz bu-
lasınız.
'Gaz maskesi'nden vazgeçip
'sığınak' soruyoruz. Poh'slerle
mucadelemizi izleyen santral
görevlisi bayan araya giriyor:
"En iyisi evinizin banyosınu
sığınak >apın. Bakın aniatayım,
camları iyice bantla. Kapnın al-
tını da iyice kapat. Hava girme-
sin iceri. Bir şe> olursa 'ileğenin'
içine su>u doldur. tçine de ni-
po koy."
—Ne hiposu? Çamaşır suyu
mu?
—He, he. ACE var ya, ondan
koy suya. İki battaniyeyi batır. •
Birini kendini, birini de kapının
ustune koy, bir şey olmaz.
Santralcı bayanın 'görevi ol-
madıgı halde iyi niyetle bize ver-
diği tavsiyeleri'ne saygı gösterir-
ken, Ofis Mahallesi'ndeoturdu-
ğumuzu, orada sığınak olup ol-
madığını soruyoruz. Polislerin
tavsiyesı uzerine iki kat çıkıp bu
sorunun yanıtını II Sivil Savun-
ma Mudür Yardımcısı Necmet-
tin Çelik'ten almaya çalışıyoruz.
Araa olanaksız. Çelik, sığı-
naklann listesini belediyeye
gönderdiklerini, ertesi gun gel-
memiz durumunda bize bilgi ve-
rebileceğini söyluyor. Peki ya
gaz maskesi? Çelik, bizi sakin-
leştirmeye çalışıyor:
—Korkmayın, bir şey olmaz.
Bomba atacakları zaman habe-
rimiz olur. Sabahlara kadar ca-
lışıyoruz. Radarla süreklı izliyo-
ruz. Telsizler dinleniyor. Bak
Adana için nasıl alarm vermiş-
tik?
—İyi, ama yaıdış alarm ver-
miştiniz.
—Olsun, füze oradan kalkar
kalkmaz haberimiz olmuştu.
Gene haberimiz olur. Zaten ata-
cak olsalar, Adana'ya atarlar.
Siz gaz maskesi de alinaym. Ge-
rekirse biz dağıtırız.
Sivü savunma mudürlüğunün
hemen karşısında ise olası bir
.saldırıda 'sığınak olarak' kulla-
nılacak Sauna-21 bulunuyor.
Sauna, bir apartmanın ah katın-
da ve faaliyetini surdürüyor.
'Sığınak' olduğunun tek göster-
gesi ise apartmanın girişindeki
'Sauna-21' yazısının üzerine
asılmış 'Sıgınak-10' yazılı levha.
Saunaya girdiğimizde bizi 14
yaşındaki lise birden terk Meh-
met Kaplan karşılıyor. Kaplan,
bizi gerektiğinde sığınak olacak
bodrum kata indiriyor. 'Sığı-
nak'ta ter atanlar dışında hiçbir
faaliyet göze çarpmıyor. Gerekli
gıda maddesi stoğu henüz yapıl-
mamış. İnşallah yakında ola-
cak. Anı bir saldın durumunda
ise saunaya sığınacak vatandaş-
lar, bolca bulunan havlu ve nay-
lon terlikle avunmak zorunda.