Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Şendağ: Sıkıntı
çekecegiz
• ANKARA (UBA) —
Doğnı Yol Partisi (DYP)
Adana Milletvekili Orhan
Şendağ, Körfez savaşı
sonrası Türkiye'nin büyük
sıkıntılar yaşayacağını
söyledi. Orhan Şendağ
yaptığı acıklamada, Körfez
savaşı nasıl sonuçlanırsa
sonuçlansın Türkiye'nin
Irak'la ilelebet komşu bir
ttlke olarak bir arada
bulunacağını ve asıl
sıkıntının da, bundan sonra
başlayacağını öne sürdü.
Türkiye'nm ilk defa böyle
bir olayda milli birlik ve
beraberlik gosteremediğini
hatırlatan Şendağ, bunun
suçunun da muhalefette
değil, iktidarda olduğunu
söyledi.
Karagücü
avantajı
• ANKARA (AA) —
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Metin Gürdere,
Körfez savaşının başlaması
ile birlikte başlayan
harekâtta, Irak'ın
kayıplarını yerine
koymasının mümkün
olmadığını söyledi. Gürdere
"Irak bugün harekâtın
başladığı güne göre çok
daha zayıf" dedi. Gürdere,
müttefik kuvvetlerinin de,
Körfez savaşmda bazı
kayıpları olduğunu, ama
bunlan giderebilecek gücü
bulunduğunu söyledi.
"Kayıplanna rağmen,
Saddam büyük bir güçtür.
Asıl gücü kara
kuvvetlerinden
oluşmaktadır" şeklinde
konuşan Gürdere, Irak kara
gücünün, tran savaşı
deneyimi nedeniyle avantajlı
olduğunu söyledi.
Gizli politika
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye İnsan Hakları
Vakfı Genel Sekreteri
Haldun Özen, Türkiye'nin
savaşa süreklenmesini
istemediklerini belirterek,
üslerin ABD komutasına
verilmesini kınadı.
Türkiye'nin aylardır
yürütülen gizli bir
politikanın sonucu olarak
savaşa girebileceğîni ifade
eden İHV Genel Sekreteri
özen, "Aylardan beri kapaJı
kapılar ardında,
kamuoyuna ve TBMM'ye
yeterince bilgi vermeden
adım adım yürütülen gizli,
saklı ve karanlık bir
politika sonucunda
ülkemizin hiçbir ilişkisi
olmadığı bir savaşa
sürüklenmesine kesinlikle
karşıyız" dedi.
'Savaşa
girmeyeliırf
• ANKARA (ANKA) —
Birlik Partisi (SBP) Genel
Başkanı Sadun Aren,
üslerin yabana güçlerce
kullanılmasına izin
verilmesinin Irak'a Fıilen
savaş açmak anlamına
geldiğini belirterek üslerin
kullanılmasına karşı çıktı.
Sadun Aren yaptığı
açıklamada, Türkiye'nin
Körfez kriziyle ilgili olarak
BM kararlanna uyma
yükümlülüğünü ambargo
uygulayarak yeterince yerine
getirdiğini belirterek
"BM'nin, zor
kullanılmasına müsaade
eden kararına uyma
zorunluluğu yoktur. Zaten
savaşın tek gerekçesinin
ülkenin fıilen silahlı bir
saldırıya uğraması olduğu
bilinen bir gerçektir.
Türkiye, Irak tarafından
böyle bir saldırıya
uğramamıştır" dedi.
Çelebi
iyimser
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürostı) — Ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı Işın
Çelebi, Buca ilçe
İcongresinde, "Petrol boru
hattından Irak, Türkiye
sayesinde yılda 100 milyar
dolar gelir elde etmiştir"
dedi. Ankara saniyede 8
metreküp su kullanırken,
Irak'a saniyede 500
metreküp su akıtıldığını
belirten Çelebi, demokrasi
rüzgânnm yakında
Ortadoğu'da da kendini
hissettireceğini söyledi.
Anavatan Partisi Buca İlçe
Kongresi'de konuşan Devlet
Bakanı Işın Çelebi, petrol
şokunun Türkrye'de
hükümetin aldığı önlemlerle
en aza indirildiğini söyledi.
tnönüy durumun utanç verici olduğunu söyledi
Ibpraklarımızı kiraladık
iilke durumuna geldiğini" söy-
ledi. İnönü, bu politikada milli
birlik sağlanamamasmı "iyi"
olarak nıteleyerek, hükümetin,
sorumluluğu Genelkurmay Baş-
kanlığı'na yıkmaya çalıştığını
belirtti.
SHP Parti Meclisi, İnönii'nün
çağrısıyla Körfez krizindeki ge-
lişmeleri görüşmek üzere dun
SHP Genel Başkanı İnönü, Türkiye'nin
emperyalist ve oportünistlerin yardımcısı
durumuna geldiğini belirtti. İnönü,
"Hükümet sorumluluğu Genelkurmay
Başkanhğı'na yıkmaya çalışıyor" dedi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bttrosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
İnönü, "Türki-
ye'nin toprak-
lannın bir bölümünü kiraya ve-
rerek çıkar sağlayan oportünist,
emperyalistlerin yardımcısı bir
Muhalefet bastırdı
Hükümet
Meelis'e
bilgi
verecek
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
• rosu) — Muhalefet partilerinin
yoğun baskılan sonucu hükü-
met, bugün TBMM'ye Körfez
savaşı ve Türkiye'nin izlediği po-
litika konusunda bilgi verecek.
TBMM'nin dünkü oturumunda
da hükümetin konuya ilişkin
bilgi vermemesi, muhalefetin
protestolanna yol açtı. DYP'H
miUetvekilleri, birleşim sona er-
dikten sonra da genel kurul sa-
lonundan çıkmadılar. SHP ve
DYP grupları olağanüstü top-
landı.
Daha önce alınan karar uya-
nnca dün çalışma günü olma-
masına rağmen toplanan
TBMM Genel Kumlu'nda otu-
rumu yöneten ANAP'U Başkan-
vekili Yılmaz Hocaoğlu, hükü-
metin söz talebi olmadığını
açıklayınca SHP ve DYP millet-
vekilleri sıra kapaklarını vurarak
tepki gösterdiler. Muhalefet mil-
letvekilleri, "Gelişmeleri
CNN'den mi izleyeceğiz" diye
bağırdılar. SHP Grup Başkan-
vekili Hasan Fehmi Güneş aya-
ğa kalkarak, "Hükümet bilgi
versin, vermeyecekse neden
Medis'i topluyorsunuz" diye
sordu. Hocaoğlu ise hükümetin
söz istemi bulunmadığı için "ya-
pacak bir şey olmadığını" söy-
ledi.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel'in katılmadığı ge-
nel kurulda DYP ve HEP mil-
letvekilleri birleşimin kapatılma-
sından sonra da &lonu terk et-
meyerek bir süre oturma eylemi
yaptılar.
Genel kuruldan sonra SHP ve
DYP grupları toplanarak geliş-
meleri değerlendirirlerken, Baş-
bakanlık'tan Yıldırım Akbulut
1
un bugün TBMM'ye bilgi vere--
ceği öğrenildi.
DYP grup toplantısında hü-
kümetin tutumunu eleştiren Ge-
nel Başkan Demirel, "Türkiye
1
nin Saratoga uçak gemisinden
farkı yoktur" dedi. Demirel,
Türkiye'deki meydanları "baş-
kalannın kullanmasının" sa\-a-
şa davet niteliği taşıdığını anlattı
ve "Hükümet nal topluyor, yok
orta yerde hükümet" diye ko-
nuştu.
olağanüstü toplandı. Toplantı-
nın açış konuşmasını yapan İnö-
nü, "Irak'ın fiize saldmlannın,
gücünün heniiz ortadan kaldın-
lamadığını gösterdiğini, Irak'ın
Israü'e yaptığı saldırılarta sava-
şı genişletmeyi amaçladığını"
anlattı. Savaşa katılmayan ülke-
lerin banş girişiminde bulunma-
lan gerektiğini kaydeden İnönü,
"Gerektiğinde TBMM olarak
yeni kararlar almalıyız. Özal'ın
biitün gayretlerine karşın dış po-
litikamızı sağlam çizgide tutma-
ya çalışmamız şarttır" dedi.
Ozal'ın BM Güvenlik Konse-
yi kararında geçen "uygun yar-
dım" ifadesine gerekli sözlerini
ekleyerek kamuoyunu kandır-
maya çalıştığını öne süren İnö-
nü, üslerin kullanılmasına izin
vermenin yanlış olduğunu kay-
detti ve şöyle konustu:
"Sayın Özal bunu bir açık-
gözlük olarak gösterraeye çalı-
şıyor. 'Bundan bir tehlike çık-
maz mı?' diyen gazetecilere,
'Amma korkaksınız' diyor. Bu-
nun korkuyla ilgisi yok. Bunun
ulusal egemenlikle, ülkenin onu-
ruyla ilgisi var. Irak saldırmaz-
sa savaşa girmeyeeeğiz, diyerek
irademizi bir başkasına terk edi-
yonız. Niyelimiz savaşa girmek
değil, ama topraklanmızın bir
kısmını iltifaka terk ediyoruz,
istediğiniz gibi kulianın diyoruz.
Bunu niçjn yapıyonız? BM ka-
rannda böyle bir şey yok. Ük de-
fa bir ülke kendisi savaşa ginni-
yor, ama topraklarının bir bö-
lümünu savaşa açıyor. Savaşa
girmeyen bir ülkenin bunu yap-
ması ya kendisinin herhangi bir
egemenlik gücünün olmadığı
teslim olduğu anlamına gelir ya
da bundan bir çıkar saglayaca-
gı anlamına gelir. Başkasıns ül-
kesini kiralayarak ondan bir çı-
kar saglayacak. Bu kadar utan-
dıncı bir şey."
Türkiye'nin savaşa katılma-
ması gerektiğini, zararın nere-
sinden dönülse kâr sayılacağını
anlatan tnönü, Batı basmmın
Türkiye'nin tutumunu "Bir pay
kapma, toprak açarak çıkar
sağlama" olarak nitelendirdiği-
ni söyledi. İnönu, "Tiirkiye çı-
kar sağlayamayacağı gibi itiba-
nmıza onarılmayacak bir yara
açılacak. Türkiye birdenbire
güçsüz, oportünist, emperyalist
ülkelerin yardımcısı bir ülke du-
rumuna geliyor" dedi.
Üslerin kuUanımı
Hükümetin üslerin kullanıl-
ması yetkisini Genelkurmay'a
devretmesinden Genelkurmay'ın
rahatsız olduğunu kaydeden
İnönü, "Bu, sorumluluğu baş-
kasının üstüne atmaktır. Genel-
kurmay da böyle bir yetkisinin
olmadığını acıklayarak rahatsız
olduklarını bildirdi" dedi. tnö-
nii, Özal'ın önceki gece televiz-
yonda yaptığı konuşmada "ak-
tif politika izlenmesi gercktiği"
biçimindeki yorumunu da eleş-
tirdi.
İnönü, TRT'nin ulusal bir TV
olmaktan çıktığım, kriz boyun-
ca Özal'ın maceracı politikasını
desteklediğini söyledi. Magic
Box hakkında tazminat davası
açacaklarmı yineleyen İnönü
şöyle konuştu:
"Bizimle ilgili verdikleri ha-
berler yalan. Bu yalan haberle-
riyle SHP'yi küçük düşurmeye
bir şirketin ne hakkı var? Sava-
şın başladığı gece bana geldiler,
ben genel merkezdeydim. Açık-
lama istediler. Ben de kendileri-
ne 'Siz korsan yayın yapıyorsu-
nuz, yasadışı bir firmasımz,
açıklama yapmam' dedim. Sanı-
yonım buna kızarak yalan yayı-
na başladılar. "
SHP grubu
S a v
"S öncesi Güneydoğu'dan tzmir'e başlayan göç çoğalarak sürüyor.
Mardin ve yöresinden İzmir'e gelen yurttaşlann bir bölümünün geri dön-
meyeceği vurgulanıyor. Daha çok Mardin'den yoia çıkan genç, yaşlı, çocuk yanlannda çok mik-
tarda >iyecek maddesi de getiriyorlar. tzmir Otogar Müdürii Ayhan Yolcu, Güneydogudan gelen
yolcu sayısının büyük oranda arttığını, yatak, yorgan ve çok büyük çuvallarla otogara geien
kalabalığın uzun süre tzmir'de konaklayacak izlenimi yarattığını söyledi. Güneydoğu'dan gelen
yurttaşlann, eşvaJannın ynnı sıra canlı hayvanlannı satacak kimse bulamadıklarından keserek
çuvallara doldunıp İzmir'e getirdikleri görüldü. Otogar yetkilileri savaşa Türkiye'nin de ginne
teblikesi karşısında goçun gözle görüiür şekilde arttığını da söylediler. (Fotoğraf: Ümit Otan)
Erdal İnönü dün toplanan
TBMM Genel Kurulu'ndan
sonra toplanan SHP grubunda
yaptığı konuşmada, hükümetin,
Körfez savaşıyla ilgili açıklama-
larda bulunacağı düşüncesiyle
genel kurula girdiklerini belirte-
rek şöyle dedi:
"tnciriik'ten kalkan uçaklar
ne yaptılar? Halkunızı savaştan
nasıl koruyacağız? Sayın Özal,
CNN ya da korsan yayınlarda
ne anlama gelen sözler söylü-
yor? Türkiye, savaşın içinde mi,
dışında mı? Türk milleti bunu
TBMM'den öğrenmek istiyor.
Korsan >ayın|ardan. başka ül-
kelerin genelkurmay başkanla-
rından değil."
Cindoruk, özal'ın yanlış bilgi venliğinisöyledi
'Özal, GMVnin
Çankayamuhabiri'
DYP Genel Başkan Yardımcısı Cindoruk,
özal'ı 'uçan halısına binmiş Alibaba'ya
benzetti. Cindoruk, "Özal kumar bile
oynamıyor. Kumarın belli kuralları vardır.
Tombala çekiyor" dedi.
ANKARA
(Cumhuriyet.
Bürosu) —
DYP Genel
Başkan Yar-
dımcısı Hüsa-
mettin Cindo-
ruk, Cumhurbaşkanı Özal'ı "Si-
birli halısına binmiş göklerde
dolaşaa Alibaba'ya benzetti.
Cindoruk, "Sayın Özal, cum-
burbaşkanhğuun yanında bir ta-
raftan da CNN'nin Çankaya
muhabiriiğini yapmaktadır. An-
cak bep yanlış bûgiler veriyor ve
yaniış değerlendirmeler yapıyor.
Onun için işine son verilebilir"
dedi. Hükümetin Türkiye'deki
askeri üsleri ABD uçaklarına
açmakla ülkeyi bir uçak gemisi
haline getirdiğini vürgulayan
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Cindoruk, özal'ın şu aşamada
Körfez savaşındaki bir banş gi-
rişimine katkıda bulunup bu-
rirken "Devlet yönetimi anaya-
saya rağmen el değiştirmiştir.
Başbakan ve hükümet, yürütme
görev ve yetkisini sorumsuz
cumhurbaşkanına devretmiştir.
Bugün Bakanlar Kurulu bir ka-
mu kunıluşu durumuna düşü-
rülmüştür. Başbakan ise onun
genel müdürüdür" dedi.
İkinci temel sapmamn dış po-
litikada yaşandığını ifade eden
Cindoruk, bunu da şöyle açık-
ladı:
"Cnmhuriyetimiz dış politi-
kada geleneksel karakterini kay-
betmiştir. Aktif politika örtüsü
altında bugün Türkiye, fırsatçı
ve savaşçı bir devlet görnntüsü
vermektedir. Komşulannın top-
raklannda hesaplan ve istekk-
ri olduğu izlenimini veren Türki-
ye, bölgede güven, istikrar ve
denge unsuru olamaz. Bu aktif
politika değil. negatif dış poli-
tikadır. Musul-Kerkük'ün ilhakı-
nı amaçladığı izlenimini verenlunmayaçağı yolundaki bir soru-
yu da "Özal şu anda bir B-52 bir Türkiye'nin Kuveyt'i ilhak
bombardıman ucağının pilotu eden Irak'tan ne farkı kalır?"
gibi davranıyor. Elinden gelse Türkiye'nin, kurulciuğu gün-
uçağa atlayıp Irak'ı bombardı- den bu yana aktif, başanlı ve
mana gidecek. Banşa nasıl kat- milli bir dış politika yürüttüğü-
kısı olsun?" şeklinde yanıtladı. nü de belirten Cindoruk "Kısa
Cindoruk, dün parti genel sürede üç dışişleri bakanı eski-
merkezinde düzenlediği basın ten bir dış politika aktif değil,
toplantısında, Özal cumhurbaş- kötürümdür" dedi. Körfez kri-
kanı olduğundan bu yana Türk zinin başlangıcından beri diplo-
dış politikasında iki önemli sap- masinin yeteri kadar etkin kul-
ma olduğunu, bunlardan ilkinin lanılmadığını, "Sadece savaş
iç, ikincisinin de dış politikada dosyasına gerekli belgelerin
yaşandığını öne sürdü. Cindo- hazırlandığım" öne süren DYP
ruk, birinci sapmaya örnek ve- Genel Başkan Yardımcısı Cindo-
ruk, BM kararının da bir savaş
kararı olmadığını, bir "polis ha-
reketi"ni amaçladığını söyledi.
"Milli bir dış politika bağımsız
karar vermekle mümkündür.
Türkiye bugün süper bir gücün
aracı haline getirilmiştir. BM'nin
kararlan bir yana bırakılmış,
ABD'nin kararlanna uyulmuş-
tur" diyen Cindoruk, İncirlik
Üssü'nün ABD uçaklarına açıl-
ması konusunda da şöyle konuş-
tu: "Türkiye busayaşta artık ta-
raf olmuştur. Üsler açılmış,
ABD uçaklannın Türk toprak-
larından kalkmasına izin veril-
miştir. İncirlik bugün Kennedy
uçak gemisinden farksızdır ve
burayı tıedef haline getirmiştir."
Hükümetin ABD'ye üslerin
kullanılması konusunda yet-
ki verebilmesi için, öncelikle
yapılmış ikili bir anlaşmanın
ourıası gerektiğini, bunun da
TBMM'den geçirümeden uygu-
lanamayacağını, bu yapılmadı-
ğı için yaratılan fiili durumla
anayasanın çiğnendiğini öne sü-
ren DYP Genel Başkan Yardım-
cısı Cindoruk, özal'ın Körfez
politikasındaki "kumar" ben-
zetmesine de değinerek,
"Sayın Özal kumar oynadığı-
nı söylüyor. Keşke kumar oyna-
saydı. Kumar bile belli bir bilgi
ve beceri ister, belirli kurallan
vardır. Sayın Özal tombala çe-
kiyor. Özal'ın politikası milli bir
politika değildir, kişisel bir po-
litikadır" dedi.
Cindoruk, İncirhk Üssü'nün
ABD uçaklarına açılmasından
sonra bölge halkının büyük bir
panik içinde yaşadığım, Güney-
doğu'dan kitleler halinde göç
başladığını da belirterek bunun
sorumluluğunun da hükümete
ait olduğunu söyledi.
Sopıkpaniği,
endtse,
poronoya ve
cözumsuzsük
2 5 ka yurdundo
yaphgımn
am'sa bir
Ortadoğu!
ozel
f>esapları
veperde
arkası
goruşmeter
neler oluyort
Türkiye çapında 25 kız yuıdunda yapbğımız
araştmnanın sonuçlannı yayınlıyonız. Kız
yurtlannda 'sapık paniği' ve olaylara yol
açan nedenler. Hangi yurtlar sağlıksız? En
çok sarkmtılık olaylanna nerede rastlanıyor?
Anlabianlaı, iddialar ve yanıtlccr.
Pekşen ve üğurlu Tempo'da
Gazeteci ve yazar Yalçın Pekşen arük
olaylan Tempo için izleyecek.
Pekşen bu hafta Ayasotya'daydı.
TV parodilerinin ve tiyatrolann vazgeçilmez
yazan Necef Uğurlu Tempo için söyleşiler
yaparak gazeteciliğe adım ata. Bu hafta
Peride Celal'i Necef'ten okuyun.
CUNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
Artık Kudretimiz
Dışında Kalan Sorunlar...
ANKARA — Yakışıklının programı TÖ'nün yakışrksız bir yo-
rumuyla başlıyor. Soruların daha başında söylediği şu: Körfez
krizi başladıktan hemen sonra, BM'den Irak'a ambargo kortul-
ması kararım kim çıkartmış? TÖ! Ya uluslararası askeri gücün
oluşmasındaki marifet kiminmiş? Tabii TÖ'nün! Ambargoyu di-
rençle uygulaması "koalisyonun teşkilini" sağlamış...
Biz, son yedi yıkJaki icraatından dolayı Türkiye'nin TÖ'ye mirt-
nettar olduğunu sanıyorduk. Meğer ne kadar yanilmışız. Ulus-
lararası sorunda dünyaya yön verdiğinden bütün devletlerin,
halkJarın, yönetimlerin TO'ye minnettar olması gerekmiyor mu?
TOrk halkı, uluslararasında yeni yeni keşfedilen bir dehaya
sahip olduğundan ne denli krvanç duysa, övünse hakkıdır. Ya
böylesi bir dehayı tanımazlıktan gelen muhalefetle muhalif ya-
zarlar? Elcevap: Cehennem ateşinde yanmaları mübahtır.
Çankayalı "bizimki"nin övûndüğü o müthiş matematiksel
mantık, Hodri Meydan'da müthiş bir açık verdi. Çoğunluğu TÖ'-
ye ter döktürecek cinsten değildi soruların, ama içlerinde bir
tanesi halkın -haklı olarak- kafasından çıkaramadığı önerrHİ bir
konuyla ilgiliydi. Üsleri ABD'ye peşkeş çektikten sonra 'Hiilen"
savaşa girecek rniydik?
TÖ, hatim indiren hocalar gibi sağa sola hafifçe sallandık-
tan sonra, "Ne havadan ne de karadan savaşa
girmeyeceğimizi" söyledi. Ne çare, öne sürdüğü "koşul" hem
mantığını hem de halka verdiği güvenceyi sıfıra indiriyordu.
"Bir saldın olmazsa" girmeyecektik! İncirlik'le yetinmeyıp işe
yarar ne kadar askeri havaalanı varsa, hepsini ABD'li komu-
tan Schvvarzkopf'un (Türkçesi: Kara Kafa) buyruğuna sunan
TÖ, Türkiye'nin bu davranışını Saddam'ın savaş kararı kabul
edip etmediğini nereden biliyordu? Üstelik, İncirlik'ten saat başı
kalkan uçaklann Irak'ı dümdüz etmesine izin vererek zaten biz,
Irak'a savaş ilan etmiştik.
Ankara'ya göndermesine gerek yok. Örneğin Adana'yı ya da
herhangi sınır illerimizden birini bir iki füzeyle yoklamaya kalk-
sa, bize göre "saldın" kuralı işlemiş olacak ve havadan da ka-
radan da saldırıya geçecektik.
özetle, durum TÖ'nün halka sindirmeye çalıştıklarıyla ben-
zeşmiyordu.
Savaşa girip girmemek bobürlendiği gibi TÖ'nün elinde de-
ğildi. Savaşa girmeyeceğımiz yolunda TÖ'nün halka verdiği gü-
vencelerin beş paralık degeri yoktu.
Fiilen savaşmak Saddam'ın parmağının ucundaydı. Irak'tan
Türkiye'ye bir saldın olursa bu, içinde bulunduğumuz savaşa
"fiilen" katılmamızın gerekçesi olacaktı.
Saddam güneyde uğraşırken böylesi mantıksız hareketle ku-
zeyde ikinci bir bela alır mıydı başına? TÖ, on yıllık dostu Sad-
dam'a "deli" diyordu, "gaddar" diyordu, "ne yapacağı bilin-
mez"diye konuşuyordu son zamanlarda. Ya deli kuyuya taş
atarsa?..
Savaş olasıltğı dün başkentte sadece ilgili kurumları uğraş-
tırmadı. Genelkurmay'da sûrekli ve yoğun toplantılar, çalışmalar
yapılırken halk tedirgindi. Gereken süre beklemeyi göze alma-
dan üsleri birden ABD'ye peşkeş çeken TÖ'nün TV'den söy-
lediklerini halk yeterli ve doyurucu bulmuyordu.
Bize göre; krizin başından beri savaşa çalışan TÖ üslerin kul-
lanımında, Beyaz Şaray'la aylardır "mutabakat halindeydi".
Dün söyteşiyorduk inönü ile "Evet, zaten başından beri bir oyun
oynuyorlardı. Baştan beri Türkiye'yi adım adım savaşa sokmak
veya adım adım Türkiye'yi kullanmaktı oyunun kuralı" dedi.
İncirlik'ten Irak'ın kuzeyini vurmak icin gece gündüz kalkan
uçaklara Suudi Arabistan'daki komutan Schwarzkopf buyruk
veriyordu veTürk askeri makamlan "devredışıydı". İnönü söy-
lüyordu bunlan ve İnönü, "bağımsız Türk topraklarında dışarı-
dan komuta" edıldiğinı kabul ediyordu.
SHP liderine göre "karşılığında ne alacağımız bilinmeden
Türk topraklannı vermiştik." Iktidar evirip çevtrmiş, ^'Generhl
Kara Kafa'yı muhatabımız" yapmıştı. İnönü, "Bazı bölgetert-
mizi TÖ'nün hayalleri uğruna ABD'ye, karşılığında bir şey al-
madan kiraladık" diyordu. TV'deki TÖ'nün "cesurum, korkmu-
yorum, istediğimi yapanm" diye gerekçeler gösterdiğine de-
ğinıyor ve gülüyordu.
İnönü gibi Demirel de TÖ'yü izlemişti TV'de. "Meclis'te is-
tediği yetkinin gerekçesini açıklamıyor, daha sonra bu yetkiye
dayanarak şunları yapıyorum diyor. İşte bizim sürekli ikiyüzlü-
lük dedığimiz bu" diyordu. Söyleşimizdeki sorusu şuydu: "Kör-
fez'de savaşanlara bu işi bir an önce bitirmeleri için yardım et-
meye Türkiye'nin ne mecburiyeti ne de buna gerek var?"
Bizdeki üsler, örneğin incirlik, ABD'li General Schvvarzkopf-
un egemenliğinde miydi acaba? Bu konuda muhalefetin "devre
dışı" saydığı askeri kesimden bir üst düzey yetkilisi anlamlı bir
yanıt verdi:
"Üslerle itgili konuları Dışişleri açıklıyor, lütfen oraya sorar
mısınız?"
Politika dışında askeri hiyerarşiyi de ABD'ye mi "kilitledik"
acaba?
Özal, Saddam ve
Kiirt devletlÖzal neden "yeniden yetki" talebine evet
dedi? Saddam'ın Apo'nun da katıldığı Kürt
liderleri toplantısında otonom Kürt devleti
projesi nasü gundeme geldi? Özal,
Saddam'ın Kuveyt'ten çekiLmesinden niçin
korkuyordu? ÖzaJ'm Körfez hesaplannda
burün bu sorular birbiriyle ve Özel Harp
daiıesiyle yalandan ilgili. Sorulann
yanıtlannı Tempo'da bulacaksınız.
Savaş sonrası Türkiye
Dışişleri eski bakanı Mesut Yılmaz, SHP'nin
göîge dışişleri bakanı Ismail Cem, Körfez •
savaşından hemen önce bölgeden dönen
Necmettin Erbakan ve Uluslararası Stratejik
Araştırmcilcrr Enstitûsü Ortadoğu Uzmanı
Albay Duncan'ın değerlendirmeleri.
SHP'nin çengeli
SHP'liler HEP'çileri 'dönmeleri' için ikna
etmeye çalışıyor. İnönü'nün haber
gönderdiği HEP'liler kimler ve
ne yanıt verdiler?
Maket uçaklar
PahaL ve yeni yaygınlaşan heyecanlı bir hobi.
Maket uçakçılığın foıoğıaflarla oyküsü.
Gerillaiar ve seçim
Nikaıagualı lider Tomas Borge iddia ediyor:
"Latin Amerika'da solcular aruk yönetime
seçimle gelecek." Borge'nin sosyalizmin
geîeceğine ilişkin gorûşleri.
Walkman'e dikkat
Gençler arasında hızla yaygınlaşan
VValkman'le müzik dinlemenin ne gibi
zararh sonuçlan var biliyor musunıız?
Otobüste doğalgaz
Doğalgaz sonunda belediye otobüslerine de
sızdı. Uygulamanm yararlan ve sakıncalan.
HAFTAUK HABER DERGISİ