28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 PAZARKONUĞU 20 OCAK 1991 TÜRKİYE SOSYAL EKONOMİKSİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKFI(TÜSES) BAŞKANIKOREL GÖYMEN Sosyal demokrasi yavaşkaldı"Sosyal demokratlar artık sorunlara daha pragmatik yaklaşıyorlar. Hazır reçeteler, sosyal demokratlann ciddi handikaplarından biriydi. Bir özeleştiri olarak açıkça ifade edeyim. Sosyal demokratlar yeni modeller üretmek konusunda biraz yavaş kaldılar.'' Sosyal demokrat eğilimli bir araştırma kuruluşu, İngilizce deyimiyle bir "think tank" olan TÜSES'in Başkanı Korel Göymen böyle diyor. Arkadaşımız İsmet Berkan, Göymen ile 2. yılını tamamlayan TÜSES ve çalışmaları üzerine konuştu. SÖYLEŞİ İSMET BERKAN ~ PAZAR KONUĞU \Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı, yani TÜSESfikri nereden doğdu, nasıl gelişti? — TÜSES türü kuruluşlar, aslında yurtdı- şında uzun süreden beri var olan kuruluşlar. Bunlara Ule bir isim yakıştırmamız gerekiyor- sa, politika üretim merkezleri, düşunce üretim merkezleri, özel araştırma merkezleri diye ni- telememiz mümkun. TÜSES de her şeyden ön- ce bilim ve bilimsel araştırmarun universite dı- şında pek de yaygın olmadığı bir ortamda, Türkiye'nin çeşitli alanlardaki sorunlanna çö- zümler üretmek amacıyla kuruldu. Yani TÜ- SES her şeyden önce bir politika üretim mer- kezi ve amacı da Türkiye'deki mevcut politi- kaların gelişmesine katkıda bulunmak ve so- mul politika olmayan alanlarda politika üretmek. luşunda? ön ayak oldu TÜSES'in kuru- — TÜSES, siyasi araştırmalar yapmakla birlikte siyasi niteliği olmayan bir kuruluş. Ama amaç politika Uretimi olunca, tabii ki bu- rada çalışan insanların belli bir genel çerçeve- si, olaylara bakışta genel bir perspektif birliği olması gerekir. TÜSES'i kuran, üniversiteler- den, araştırma merkezlerinden, siyasetten, iş yaşamından, gazetecilik yaşamından gelen 50 kadar kişi, 50 kurucu üye de kendilerini sos- yal demokrat olarak tanımlıyorlar. • • ^ ^ H Var olan sosyal demokrat partiler TÜ- SES'i nasıl karşüadılar? Bir özeleştiri olarak, ifade edeyim, geçmiş dönemden kalma, toplumdaki ve dünyadaki bazı değişiklikleri, kalıcı yeni oluşumları hızla değerlendirip kavramak konusunda, bu değişikliklere göre yeni modeller, yeni kavramlar üretmek konusunda yalnız Türkiye'de değil dünyamn birçok yerinde sosyal demokratlar yavaş kaldı. — Görebildiğim kadarıyla, bir araştırma platformu olduğu için sistematik olarak bilgi üreten, bilgi depolayan bir kuruluş olduğu için olumlu karşıladılar. ^KK^mTÜSES bu bilgi ve politika üretimini nasıl gerçekleştiriyor? — Türkiye'nin sorun alanlanyla ilgili süreklj komisyonlarımız var. Bu komisyonlar çeşitli önceliider saptıyorlar ve araştırma gereğini be- lirliyorlar. Bunu ya biz ısmarhyoruz veya bu çerçevede bize sunulan projeleri destekliyoruz. l^ammTÜSES kendi içinde ürettiği politika- lann topluma ve siyasi partilere sirkütasyonu- nu nasıl gerçekleştiriyor? — Yaygın olarak kullandığımız birkaç yön- tem var. Zaman zaman panel, sempozyum, se- miner türü toplantılar düzenleyip araştırma so- nuçlarımızı açıklıyoruz. Ikinci yöntem, araş- tırma raporlarını üstüne bir kapak geçirip kü- çük bir ücret karşıhğı satmak. Son olarak da daha çok ilgi göreceğini düşündüğümüz araş- tırmalan kitap haline getirip basıyoruz. İHMİPe&7, doğrudan siyasi partilerden si- ze spesifik konularda herhangi bir araştırma ısmarlandı mı? — Doğrudan bir talep gelmemekle birlikte, biz partilerin ihtiyaçlarını çeşitli kanallarla öğ- reniyoruz ve çalışmalarımızda öncelikleri ona göre belirliyoruz. • ^ • H TÜSES'infaaliyetlerini siyasipartiler, sosyal demokrat partiler nasıl karşılıyor? TÜ- SES'in ürettiğifıkirlere parti içinden karşı çı- kan kesimler oluyor mu? — Ashnda TÜSES, Türkiye için pek alışıl- mış olan bir platform değil. Biz, araştırmala- nmızın sonuçlarını topluma, bunlardan yarar- lanacağını tahmin ettiğimiz kişilere sunuyoruz. Onların bu araştırmaların ne kadarlık bir kıs- mından yararlanacağı veya yararlamp yarar- lanmayacakları tamamen bizim dışırruzda. TÜSES bir araştırma kuruluşu. Herhangi bir siyasi aktivitesi olmadığı ve olmayacağı gibi si- yasi bir yetki ve sorumluluğu da yok. im^mYine de TÜSES, hazırladığı araştır- maların bir yankısım duymak istiyordur ve böyle şeyler de mutlaka oluyordur. — Ürünlerimizin yankı bulmasını kesinlik- le istiyoruz. Yankıları oluyor da. Bunu şura- dan çıkarsamak mümkün: Bizim yaptığımız toplantılara çok sayıda, yetki ve sorumluluk taşıyan kişiler konuşmacı olarak katılıyor, yo- rumcu olarak katılıyor. Göstergelerden biri bu. Sonra raporlarımıza ve yayınlarımıza yoğun bir talep var. Bunları sağlıyoFuz ve kimlerin aldığını da biliyoruz. Bir de TÜSES'in üretti- ği bazı fikirlerin, bazı bulguların bir sure son- ra, az önce sözünu ettiğim siyasi yetki ve so- rumluluk taşıyan kişilerin ağzından demeç ola- rak veya temel mantığı, özu benzer öneriler olarak çıktığını göruyoruz. Demek ki TÜSES, siyasi karar ahcılar, iş yaşamındaki yetkililer ve üniversitedeki araştırmaalar indirtde ciddiye ahnıyor. Karşılıkh yarar sağlayan ve giderek genişleyen bir ilişki söz konusu. W^K^TÜSES'in Türkiye'de sosyal demok- rat hareketi nasıl gördüğünü sormak istiyo- rum. TÜSES, Turk sosyal demokrasisine na- sıl bir çerçeve çiziyor ve nasıl bir fikir platfor- mu öneriyor? — Tabii bu çok uzun bir konu. Satır başla- rıyla değineyim. Biz, sosyal demokrasinin ev- rensel değerler taşıdığına inanıyoruz her şey- den önce. Başta özgürlük, dayanışma, eşitlik, eşitlikçilik ilkeleri ve bütün bunların banşçıl bir ortamda, içinde yaşadığımız dünyayı yok etmeden yapılabileceğine inanan bir genel çer- çeve var. Bu, sosyal demokrasinin evrensel çer- çevesi. ve geçen yıl İsveç'te yapılan, bizim de katıldığımız Sosyalist Enternasyonal'de yeni- den yorumlanan ilkeler biçiminde ifade edil- di. Bunu söylememe karşın, Türkiye ve ben- zeri ülkelerde sosyal demokrat hareketlerin kö- keninin farkb bir noktadan başladığinı ve par- tinin koşullanna göre farklı geliştiğini de yad- sıyamıyoruz. Yani değişik parti tipolojileri var. Türkiye'de sosyal demokrat hareket ve onun dayandığı parti ile siyasal düşunce, ulusal kur- tuluş savaşını başlatan ve başarıyla sonuçlan- dıran bir köke dayanıyor. Bunu genel çerçe- veyi zorlamadan, ta o zamanlar Türkiye'de sosyal demokrasinin başladığını iddia etme- den, fakat bir tarihi mantık içinde söylüyorum. Ayrıca Türkiye'deki sosyal demokrasinin di- ğer ülkelerden farklı öncelikleri olduğuna ina- nıyorum. Elbette uzun dönemli evrensel değer- leri, hedefleri paylaşıyoruz, fakat farklı önce- likler var. En az iki farklı öncelik var Türki- ye'de. Birincisi, demokrasinin butün kurum ve kurallannın yerleştirilmesi, demokrasinin ka- K O R E L G Ö Y M E N1942 doğumlu Korel Göymen 1964'te ODTÜ İdarı Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu. 1967-71 arasmda İngiltere'de Leeds Üniversıtesi'nde yuksek lisans ve doktora çatışması yaptı. 1967-1983'te ODTÜ'de öğretım uyelıği görevinde bulundu. 1973-75'te Siyaset Bilımi ve Kamu Yonetimi ve 1981-83'te ODTÜ'de Bölüm Başkanhğı yaptı. 1983 yılmda Sosyal Demokrasi Partisi /SODEP) kurucuları arasmda yer alan Gövmen, 1984-85'te SODEP MKYK üyesiydi. 1984-85'te SODEP İstanbul İl Başkanhğı gorevini de usienen Korel Göymen 1989'dan bu yana Türkiye Sosyal Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) Yönetim Kurulu Başkanı. mek istiyorlar. Bu anlamda, emredici olmayan, yol göste- rici nitelikte planlara Turkiye'nin ihtiyacı ol- duğunu düşünüyorum. Belirli bir plan perspek- tifınde, Türkiye'deki kamu ve özel kesim üre- tici güçlerini seferber etmek, bunu piyasa maıi- tığı içinde yapmak, ama piyasayı başta sendi- kalar olmak üzere tuketici birlikleriyle,. demok- ratik kuruluşlarla bir sosyal denetime tabi tut- mak, oligopolistik ve tekelci oluşumlara karşı çıkmak gerekir. m^K^Gelir dağılımı için... — Evet, bizim bu konuda çok önemli bir ça- lışmamız bu yıl başladı. Geçen yıl, yani ilk yı- lımızda kırsal bazda bir araştırma projesini destekledik. Bu yılki önceliğimiz ise biraz farkh oldu. Çeşitli çalışma gruplan oluşturduk. Bu gruplann en önemlilerinden biri de sosyal de- mokraside yeniden dağıtım mekanizmaları üs- tünde çalışıyor. Yani toplumun biraz önce özetlemeye çalıştığım biçimde ürettiğini han- gi mekanizmalarla, yerel duzeyden başlayarak, makro düzeylerde teşvik sistemleri, taban fi- yatları, hatta belediyelerin semtlere uygulaya- cağı ulaşım politikalarına kadar, hangi meka- nizmalarla topluma geri döndürüleceği araş- tınhyor. Toplumda büyvik bir adaletsizlik bi- çiminde kendini gösteren gelir dağılımı bozuk- luğunu zaman içinde kısmen de olsa düzelte- bilmek için geniş kapsamlı bir proje halinde yeniden dağıtım mekanizmaları ne olmalıdır diye bakıyoruz. Bunun çeşitli araçlan olacak. Vergi politikalan bunun araçlarından bir ta- nesi. Faiz politikaları, döviz kurları, yerel yö- netimlerin uygulamaları diğer araçlar arasın- da olacak. t^^^KMPeki efendim ben Türkiyeli sosyal de- mokratlar için sık sık gündeme gelen bir 'suç- lama>/ sormak istiyorum: Sosyal demokrat partiler herhangi bir çözüm üretmiyorlar, bir şey üretecek olduklannda da bunu topluma aktaramıyorlar. Buna katılıyor musunuz? — Bu suçlamaya katılmıyorum. Çok hak- sız bir suçlama. Bir kere Tür'ciye'de sosyal de- mokrat partiler bu suçlamayı veya sonuçlan- nı hak edecek kadar iktidarda kalmadılar. Do- layısıyla bugün Türkiye'de hâlâ yapısal ciddi sorunlar varsa, hiç el atılmamış sorunlar var- sa bu, 40 yıldan beri çok kısa fasılalar dışında sürekli iktidarda kalan sağ partilerin sorum- luluğudur. ^•••if'ver, ama benim aktardığım suçlama daha çok sosyal demokratlann muhalefette kaldıklan dönemlere ilişkın. — Onunla da ilgili düşüncelerimi söyleye- ceğim. Türkiye'deki sağ partilerin elinde, özel- likle de son 8-10 yıldan beri yöneten partinin ^ — • IMM ' • TTT ^m—ı—ı 1 — w ^ ^ • — • ^ ^ — ' — -wı rrwrm T-ı~ı 1 YENtLENME ŞART — TÜSES Yonetim Kurulu Başkanı Korel Göymen, arkadaşımız tsmet Berkan'a Türkiye'de sosyal demokrasinin kendisini yenilemesi gerektiğini vurguluyor. litesinin sağlanması, demokrasiyi kesintisiz ya- şatacak sivil toplum kültürünün yerleştirilmesi. Tabii bunun devamı ve tamamlayıcısı niteliğin- de olan insan hakları. İkinci öncelikli konu- muz ise tabii ki ekonomik kalkınma. Sosyal demokrasinin yaşadığı, filizlendiği birçok top- lum, sanayi devrimini çok onceden başlatmış, bugün belirli bir gelişmişlik aşamasına, belirli bir tüketim düzeyine varmış toplumlar. Hal- buki Türkiye'de sanayileşme, ama çevreyi kir- letmeden sanayileşme sosyal demokratlann ön- celikli konusu. Yani bir elimiz sosyal demok- rasinin evrensel değerlerinde, öbür elimiz Türkiye'nin önceliklerinde olmak üzere fikir üretmeye, politikalar üretmeye çalışıyoruz. Türkiye'de iki farklı öncelik var. Birincisi demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleştirilmesi, demokrasinin kalitesinin sağlanması, demokrasiyi kesintisiz yaşatacak sivil toplum kültürünün yerleştirilmesi. Tabii bunun devam ve tamamlayıcısı niteliğinde insan hakları. İkinci öncelikli konumuz ise tabii ki ekonomik kalkınma. ^BKMTürkiye'de sosyal demokrat hareketin katı bir biçimde devletçi ekonomiyi savundu- ğu şeklinde biryerleşik düşunce, hatta bir suç- lama var. Bu suçlamalara katılıyor musunuz? Yada TÜSES'in Türkiye'nin ekonomik düzeni konusundaki perspektifı nedir? — TÜSES adına bu soruya cevap vermem mümkün değil. Ama TÜSES'te biriken bazı fı- kirlerden de esinlenerek kendi kişisel görüşü- mü açıklayabilirim. Bence, Türkiye ve benze- ri toplumlar için önemli olan, üretimi belirli bir düzeyde sağlamak. Toplumdaki üretici güç- ler belli. Türkiye özelinde, kamu kesimi de önemli bir uretici güç. Ancak bugün piyasa- nın temel mantığıru yadsımak artık mümkün değil. İkincisi, kapalı, otarşik, kendi kendine yeterli olmaya çalışan bir ekonomiyi savunmak da olanaklı değil. Üçüncüsü, Türkiye'de cid- di bir birikim sağlamış olan kamu kesimi var. 30'lardan itibaren fılizlenmiş, ama ciddi sorun- lan da mevcut. Buradan şu sonuca varıyorum: Çözüm, pi- yasa mantığına dayalı olarak, sosyal demok- rasinin ifadelendirmesiyle, sosyal açıdan denet- lenen bir piyasa mantığı içinde hem kamu hem de özel üretim güçlerini harekete geçirecek bir duzen kurulması. Kamu kesimlerinin mutlaka rasyonalize edilmesi gerek. Büyük KİT'lerin mutlaka piyasa mantığına göre çahştığı, per- sonel rejimini buna göre belirlemiş, yatınm ka- rarlarmı buna göre alan, ihracata dönük çalı- şan, yönetimleri günlük siyasi baskılara açık olmayan, ancak çok uzun vadeli hedeflerini si- yasal otoriteden esinlenerek alan bir yapı içinde çalışmasını öngörüyoruz. Özelleştirmeyi belirli koşullarda düşünülebilecek bir araç olarak gö- rüyoruz. Ancak şu ana kadar Türkiye'de uy- gulanan biçimiyle özelleştirmeye karşıyız. Çün- kü özelleştirmeyi yabanalara blok satış olarak anlamıyoruz. Ozelleştirmenin, başta çalışan- ların olmak üzere mülkiyetin tabana yayılma- sı ilkesine uygun olarak devreye sokulmasını destekliyoruz. Ekonomik görüşlerimizin bir başka temel direği ise, Türkiye'nin uzun dö- nemli bir plan pespektifine muhtaç olduğunu düşunüyoruz. Buna bugün Türkiye'de özel ke- sim kuruluşları da ifade ediyorlar, yani amaç- sızhktan, hangi sektörlerin öncelikli olacakla- nndan, AT ile birleşme süreci içinde hangi sek- törlerin yaşama şansına sahip olacağından hangi sektörlerin ne kadar süre için desteklen- meye devam edileceğine kadar birçok şeyi bil- elinde hazır reçeteler var. Hazır reçeteler, dün- yadaki bazı uluslararası kuruluşlardan, bir kıs- mı 4O'lı, bir kısmı 50'li yıllardan kalma reçe- teler. IMF'nin dikte ettiği reçeteler, Dünya Bankası'nın dikte etmeye çalıştığı reçeteler bunlar. Bu reçetelerin Türkiye ve benzeri ül- kelere temel bir mantığın dışında birçok ba- kımdan pek uygun olmadığı, kolay uyarlana- mayacağı zaten anlaşıldı. Piyasa mantığına evet. Ama bunu bize öneren ülkelerde bile pi- yasa bu kadar başıboş bırakılmıyor. Ciddi bir sosyal denetim, toplum içinde bir denge var. Türkiye- gibi bu dengelerin olmadığı bir yer- de, hazır reçetelere dayanılarak bir model yü- rütülmeye çalışıldı. Sosyal sonuçlarını görüyo- Çözüm piyasa mantığına dayalı olarak, sosyal demokrasinin ifadelendirilmesiyle, sosyal açıdan denetlenen bir piyasa mantığı içinde hem kamu hem de özel üretim güçlerini harekete geçirecek bir düzen kurulması. Kamu kesimlerinin mutlaka rasyonalize edilmesi gerek, kendi kendine yeterli olmaya çalışan bir ekonomiyi savunmak da olanakh değil. ruz. Tamam, sosyal demokratlann da bazı ha- zır reçeteleri var. Ama artık bunlar değişiyor. Sosyal demokratlar artık sorunlara daha prag- matik yaklaşıyorlar. Bu reçeteler, sosyal de- mokratlann ciddi handikaplarından biriydi. Bir özeleştiri olarak açıkça ifade edeyim, geçmiş dönemden kalma, toplumdaki ve dün- yadaki bazı değişiklikleri, kalıcı yeni oluşum- İan hızla değerlendirip kavramak konusunda, bu değişikliklere göre yeni modeller, yeni kav- ramlar üretmek konusunda yalnız Türkiye'de- ki değil, dünyamn birçok yerindeki sosyal de- mokratlar biraz yavaş kaldılar. Bazı kavram- lar yeni yeni ortaya çıkıyor. Biz bunları hiçbir komplekse kapılmadan dikkatle izliyoruz. Bu- na kısmi bir reddi miras diyorsamz, evet. Ba- zı konularda reddi miras şart. Yani bir döne- min koşullannda yararlı olmuş, o dönemde avantajlar sağlamış yaklaşımlan saygıyla ana- lım, ama artık dönem değiştiyse, koşullar de- ğiştiyse bunun yerine yeni mekanizmalar ge- liştirelim. Örneğin, 30'lann mantığında devletçilik var- dı, ama ya şimdi? O yıllardaki mantığı, özü, ulusal amaçları unutmadan, fakat onu günün koşullanna uyarlayarak yeni mekanizmalar kurmamız gerekiyor. Bu mekanizmaların üs- tünde hızla çalışıyoruz. Yeni kurumlar oluş- turuyoruz. Sanıyorum çok kısa zaman içinde, Türk toplumu gerek TÜSES platformunda, gerekse başka platformlarda uretilen bilgiler sonucu üretimi çok daha fazla gözeten me- kanizmalan görebilecekler. ^^m^MHerhalde bu mekanizmaların işleme- si için gereken kaynaklar konusunda da bir ça- lışmanız var. — Doğaldır ki bu konuda da çalışmalanmız var. Şu anda 14 dalda politika üretim çalışma- ları yapıyoruz. Bunların 8'i ekonomik içerik- li. Bu yılın (1991) sonunda bunlar tamamlan- mış olacak. Ondan sonra bu 8 çalışmayı bü- tünleştirmek için çaba göstereceğiz. Bu çaba- larımız sırasında da kaynaksal denge üzerin- de durulacak. Kaynaklann yeterb olmaması halinde, düşündüğümüz bazı önlemler günde- me gelecek. Yeni bir vergileme mantığı gün- deme getirilecek. ^^t^MTürkiye'deki siyasi partilerin, sosyal demokrat partilerin kadrolannı yenilemekte, genç kadrolar yaratmakta oldukça yavaş dav- randıklan görüluyor. TÜSES'in bu türden kat- kıları da olabilir mi? — TÜSES'in böyle bir amacı doğrudan yok. Ama şunu memnuniyetle gorüyoruz ki TÜ- SES'in faaliyetleri büyuk ilgi görüyor, izleyi- ci olarak gelenlerin birçoğu TUSES'e katkıda bulunmak istiyorlar. Türkiye zaman içinde bu Türkiye'de insanlar, ciddi bir ideolojik tartışmadan sonra birbirlerinden ayn düşmüş değiller. Tam tersine 'feodal' diye niteleyebileceğimiz "kırsal" değerlerden , kaynaklanan bir mantıkr içinde siyaset yapılmakta. Bu tabii siyasal kültür değiştikçe değişebilecek bir şey. yeni kadrolan siyasete kazanacaksa bundan memnuniyet duyarım. TÜSES partilerüstü bir kuruluş. Türkiye 'de iki sosyal demokrat parti var. TÜ- SES'in bu iki parti arasındaki işbirliği için ça- baları var mı? — Aynı parti içinde de farklı sosyal demok- rat partiler arasında da insanlann temel düşün- sel ve ideolojik bazda buluştuktan sonra ay- rıntıda ayrışmalannın, farklılaşmalannın hiç- bir zararı yok. Tam tersine çok yararlı. Ama Türkiye'deki manzara maalesef böyle değil. İnsanlar, ciddi bir ideolojik tartışmadan son- ra birbirlerinden ayn düşmüş değiller. Tam ter- sine, feodal diye niteleyebileceğimiz, "lursal" değerlerden kaynaklanan bir mantık içinde, si- yaset yapılmakta. Bölgecilik, hemşerilik, ki- şiliğinden ötürü beğenmeme, bireysel çekişme- İer, partilerin düşünsel bazda örgütlenmeleri yerine bir tür sadakat sistemine ya da kişiye bağlanma sistemine gitmeleri olgusu sürüyor. Bu tabii siyasal kültür değiştikçe değişecek bir şey. TÜSES bu konuda, ancak olayı düşünsel boyuta, ideolojik boyuta çekme konusunda katkıda bulunabilir. •••••ftS/z de politikadan gelen bir kişisiniz. Belli bir düşünselplatformda uretilenfikir, po- litikacının ağzından çıkana kadar birçok deği- şime uğrar. Bu nasıl bir duygudur? İnsan ne- ler yaşar? Siyasal yetki ve sorumluluk taşıyan kişi, top- lumun nabzını tutmakla yükümlü kişidir. Bu nabız zaman zaman farklı atabilir. Bilim dün- yasının teknik kalıplarından farklı atabilir. Bunlar tümüyle birbirinden ayn iki dünyadır. Ama bu, bir dünyada uretilen bilginin öbürün- de kullanûamayacağı anlamına gelmez. Fakat ciddi bir aktarım, neredeyse ciddi bir siyasal dönüştürme gerekebilir. Bir kimliği bilim adamhğı, öteki kimliği siyasetçilik olan kişi- ler daha derin bir ikilem yaşarlar elbet. Mari- fet iki kimlik arasında gereken dengeyi kura- bilmek. Bu denge, her durumda sağlıklı ola- rak kurulamayabilir. Bazen söyledikleriniz çok hafif kaçar, bazen de karşınızdakiler esneme- ye başlar. Siyasi ifadelendirmeyi ve siyasetin önceliklerine uyum sağlamayı beceremiyorsa- nız çok çabuk eskirsiniz. W^^KBTurkiye'nin siyaset koşullan belli. Si- yasi partilerin içindeki yükselme mekanizma- ları da belli. Bu mekanizmalar tam olarak uy- gulandığında, parti için görüş üretecek bilim adamlarınm yükselme şansı pek kalmıyor. Bu- nu değiştirmek ya da dengelemek mümkün müdür? Partiler bunu dengelemeli midir? — Elbette değiştirmek mümkün. Amaç, bir siyasi partinin, belirli bir dizi amaç ve önce- Hİclere donük olarak toplumun somnlannı çöz- meye çalışmasıdır. Bunu başarabilmek için bir partinin elinde çok farklı, değişik niteliklerde insanlar olması gerekir. Salt siyasi ajitatörle- re de ihtiyaç vardır, tabanda çalışan emekçi- lere de politika üreten kişilere de. Önemli olan bu büyük insan çarkının belli bir eşgiidüm için- de birbirini tamamlayarak işlemesinin sağlan- masıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle