28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 HABERLER 17 OCAK 1991 Kazan: Emrivaki savag • ANKARA (AA) — RP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, "tncirlik ve diğer üsler konusunda ne kadar teminat verirsek verelim, yapılacak bir emrivaki Türkiye'yi savaşın içine sokacaktır" dedi. Kazan, TOBB Başkanı Yalım Erez'i dün ziyaret ederek bir süre görüştü. Erez.görüşme sırasında yaptıgı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'a tanıdığı sürenin bu sabah sona erdiğini hatırlatarak kendilerinin baştan beri barışı arzuladığını söyledi. Şevket Kazan ise "savaşa hayır" kampanyalarının başlatılmasırun yeterli olmadığını, bölgede savaş çıkması halinde Türkiye'nin bunun dışında kalamayacağını öne sürdü. Mifletvekillerine banşçağrası • tç Politika Servisi— TMMOB Başkanı Teoman Alptürk, parlamentodaki mühendis ve mimaı milletvekillerine bir yazı göndererek, "TMMOB üyesi bir parlamenter olarak sizden, Türkiye'yi doğrudan ilgilendirmeyen, Türkiye/ye doğrudan bir tehdit oluşturmayan bu durumda banştan yana tavır ahnmasını istiyoruz" dedi. Alptürk yazıh mesajında Türkiye'deki ABD üsleri hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın, ülkemizi savaşa sokan unsurlar olacağını, bu nedenle üslerin hiç bir biçimde kullanılmasına izin verilmenvesini isteyerek özetle şu göruşe yer verdi: "Ünlü bilgin A. Einstein'in dediğt gibi insarüar savaşa, savaş açmadıkları siirece hiç bir şey savaşları ortadan kaldırmayacaktır. Büyük ülkelerin mücadelesi önce kUçıUk ama yürekli bir azınlıkça başlatılır. Barış gibi inandığımız bir dava uğruna ölmek, savaş gibi inanmadığımız bir şey uğruna acı çekmekten daha iyi değil midir?" Bilim barış için kullanılmah • İç Politika Servisi— Kimya Mühendisleri Odası'nm 37. kuruluş yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan tstanbul şube başkanı Mehmet Saysel, bilim ve teknolojinin sonuçlarının banş ortamında, halkın refahı, toplumsal kalkınma ve eşitliklerin giderilmesi yönünde kullanılması gerektiğini belirtti. Mehmet Saysel yaptığı açıklamada özetle şu görüşe yer verdi: "37. kuruluş yıh savaşın kapımızda olduğu günlerde kutlanıyor. Kimyasal silahlann da kullanılacağı savaşın halk kitlelerine acı, gözyaşı ve yıkımdan başka bir şey geürmeyeceğini en başta kimya mühendisleri hatırlamak durumundadır. Kimya mühendisleri olarak mesleki bilgi ve üretkenliklerimizin kıyım ve ölüm araci olarak kullanılmasından utanç duyuyoruz. Bu nedenle toplumsal sorumluluklarımızın bilinciyle 37. kuruluş gününü buruk kutluyoruz." Horzum komisyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bnrosu) — Horzum Komisyonu dün TBMM Başkanı Kaya Erdem'i dinledi. Kaya Erdem, Bülent Şemiler'in hakkındaki iddialarını yalanlayarak, "Horzum'u hiç tammam. Kendisiyle de hiç karşılaşmadım" dedi. TBMM Başkanı Erdem, makamında komisyon üyelerinin sorularını da yanıtladı. Erdem, Bülent Şemiler tarafmdan verilen bir Isviçre bankası numarasının sahte çıktığını, dönemin Başbakan Yardımcısı olması nedeniyle söz konusu bankamn verilen hesap numarasının doğru olmadığını teyit ettiğini anlattı. Erdem, Kemal Horzum ile hiçbir ilişkisi bulunmadığını sözlerine ekledi. Kamupersonelinin izinleri kaldınldı. Göç nedeniyle okullar boş Güneydoğırda savaş endişesiGüneydoğu ve Doğu'daki il ve ilçelerden Batı'ya göç sürüyor. Batman Valisi, 35 bin ilk ve orta dereceli okul öğrencisinden 25 bininin okullanna gitmediğinin belirlendiğini söyledi. GAZİANTEP / ADANA / DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Güneydoğu'da kamu perso- nelinin izinleri kaldırıldı. Sınır kentleri ve köylerinden batıya göç dun de yoğun bir şekilde sü- rerken Batman Valisi Tuncer Perçinler, kent merkezindeki 35 bin ilk ve orta dereceli okul öğ- rencisinden 25 bininin okullan- na devam etmediğini, kent nü- fusunun yarı yanya azaldığını söyledi. Diyarbakır, Muş ve Kı- zıltepe'de bannan yaklaşık 30 bin Kurt sığınmacı evlerinin camlarını naylonlarla kaplarken Şanlıurfa Valisi, Urfa tünelleri- nin olası bir savaş durumunda sığınak olarak kullanılacağını bildirdi. BM'nin Irak'a tanıdığı süre- nin dun sabah dolmasından sonra Diyarbakır merkezinde sakin bir gün yaşandı. Birçok mağazaıun kapalı olduğu gözle- nirken kentten göç tüm hızıyla sürdü. Kente gelen boş otobüs- lerin tamamen dolu olarak kent- ten ayrıldıklan, uçağa olan ta- lebin artması üzerine THY'nin Diyarbakır'a airbus gönderdiği öğrenildi. • Kamu personelinin izinlerinin kaldırüdığı Diyarbakır Belediye- si'ne bildirilirken belediye yetki- lileri itfaiye, su ve kanalizasyon idarelerinin herhangi bir tehlike- ye karşı görev başında bekledik- lerini belirttiler. Savaş korkusuyla Diyarba- kır'daki okullarda öğrenci sayı- sında büyük oranda azalma ol- duğu belirtilirken Milli Eğitim Müdürü, öğrencilerin rapor ala- rak aileleriyle birlikte başka kentlere gittiklerini söyledi. Diyarbakır, Muş ve Kızıltepe geçici bannma merkezlerinde yaşayan yaklaşık 30 bin Kürt sı- ğırunacı, Irak'ın olası bir kimya- sal bomba saldınsına karşı ba- nndıklan evlerin camlarını nay- lonla kapladıJar. Cizre ve Silo- pi'de savaş korkusu nedeniyle lokantalann tümü kapandı. Fı- nncılann da bu ilçeleri terket- meleri nedeniyle ekmek sıkmtı- sı başladı. Batman'da 35 bin ilk ve orta dereceli okul öğrencisinden 25 bininin okullanna devam etme- diğinin belirlendiğini kaydeden Vali Tuncer Perçinler, "Göç eden aileler çocuklannı da gö- türüyor. Ancak olağaniistii bir durum olmadıgından okulları tatil etmemiz söz konusu değil" dedi. Perçinler, göç nedeniyle kent nufusunun yan yanya azal- dığını belirterek tehlike anında TPAO ve TÜPRAŞ'ın yanı sıra 1500 konutun bodrumlarının da sığınak olarak kullanılacağını açıkladı. TPAO ve TÜPRAŞ'ta çahşan işcilere de beş bin gaz maskesi dağmldı Adana Emniyet Müdürlüğü'- nün birinci katındaki pencerele- rin önlerine olası bir saldınya yönelik olarak kum torbaları yerleştirilirken Çukurova Üni- versitesi'ndeki yabancı öğretim elemanlarından bazılarının sa- vaş korkusu nedeniyle ülkeleri- ne döndükleri, öğrencilerin de memleketlerine gitmeleri nede- niyle bazı sınavların ertelendiği bildirildi. Gaziantep Valiliği, olası bir saldın nedeniyle bazı yurttaşlar- dan araçlarının plakalarını Sivil Savunma Müdürlüğü'ne kaydet- tirmesini istedi. TEK ekipleri olası bir hava saldırısını dikka- te alarak kentin ana caddelerin- de karartma lambalan takarken, yurttaşlann sığınaklarda kullan- mak üzere ışıldaklar ve evlerinin camlanna çekmek üzere pence- re bandı satın aldıklan gözleni- yor. Bu arada Magic Box televiz- yonu muhabirlerinden Yunus Şen ve kameraman Salih Küçük Diyarbakır'da yasak bölgelerin çekimlerini yaptıkları gerekçe- siyle bir süre gözalunda tutulur- ken kriz nedeniyle bölgede bu- lunan Laszlo Trankoviç ve Tho- mas VVattenberg adlı iki Alman gazeteci trafık kazası geçirdiler. gazeteciler Müttefık Basın Bil- gi Merkezi'ndeki ilk yardımdan sonra Diyarbakır Devlet Hasta- nesi'ne yaürılarak tedavi altına alındılar. sınır kapısı Dışişleri Bakanllğı Sözcüsü Murat Sungar, lrak'ın, Habur sınır kapısıru önceki gün öğle- den sonra kapattığım doğrula- dı. Sungar, dün düzenlediği ba- sın toplantısmda bir soruyu ya- nıtlarken bu konuda Irak yetki- lilerinin kendilerini bilgilendir- mediğini söyledi. 1ŞIKLAR: NAYLON SATIŞLARI — Diyarbakır, Muş ve Kızıltepe'de geçici bannma merkezlerinde yaşayan yaklaşık 30 bin Kürt sığın- Irak'ın olası bir kimyasal bomba saldınsına karşı banndıklan evlerin camlannı naylonla kapladılar. (Fotoğraf: AA) Halk gözden çıkanlmış ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, Doğu ve Güneydoğu halkınm göz- den çıkarılmış gibi bir tutum içinde olunduğunu öne sürdü. Savaşla birlikte Ortadoğu'da ha- ritanm değişeceğine işaret eden Işıklar, yöredeki halkın panik içinde olduğunu, büyük bir gö- çün yaşandığmı vurguladı. Işıklar, Cumhuriyet'in sorula- nm yanıtlarken Doğu ve Güney- doğu'da savaş görüntüsü bulun- duğunu, yöreden halkın göç et- tiğini anlattı. Yöredeki varlıklı- lann göç olanağı bulurken var- lıklı olmayanlann kaderlerine boyun eğmek zorunda kaldıkla- rını belirten HEP Genel Başka- nı, otobüslerin boş gittikleri yö- reden tıka basa dolu olarak ba- tıya geldiğini, kamyonlarla in- sanların taşındığmı bildirdi. Doğu ve Güneydoğu'daki hal- ka, savaştan nasıl korunacakla- rı yolunda hiçbir bilgi verilme- dîğini, gaz maskeleri dağıtılma- dığını ve bunun bilinçli olarak yapıldığını savunan Işıklar, "Bölge halkı resmen gözden çı- karılmış gibi tutum var" dedi. SBP'NtN İLK GENEL BAŞKANI ARENT)EN MUHALEFETE 'Körfez sorununu parlamento içine çekin' ERBİL TUŞALP ANKARA — Sosyalist Birlik Partisi Genel Başkanı Prof. Sadun Aren, sos- yalist mücadelenin kendi başına insana güç veren, insanı uzun soluklu kılan bir mücadele olduğunu söyledi ve "Ben bu kaynaktan güç alıyorum" dedi. Cumhuriyet'in sorularını yanıtlayan Prof. Aren, "Marksist düşüncedeki es- ki kolay önermelerin, çağunızın karma- şık ortamında eski gecerliliklerini yitirdiğinî" söyledi. Prof. Aren, Türki- ye'deki Marksistlerin monolotik parti yapısını aşmayı başardıklannı belirtti ve "En zor sorun aşılmıştır" dedi. Prof. Aren'e yöneltilen sorularla yanıtlan şöy- le: — Partinirin siyasal yaşamdaki yeri ve cylemleri TİP'in partamentoda bu- lunduğu dönemi özleyenlere yanıt vere- bilecek mi? AREN — Ben bundan kuşku duymu- yorum. Sosyalist Birlik Partisi'nin sos- yolojik anlamda Türkiye'de bir yeri var- dır. Bu yer, en genel ifadesiyle her alan- da özgürlük mücadelesine yol açmaktır. Nerede bir özgürlük ve hak mücadelesi varsa partimiz orada olacaktır. SBP bu hüviyetiyle toplumumuzda belli yeri olan bir panidir. Ve bu nedenle de ül- kemizde demokrasinin kunılup yerleş- mesinde, her tür baska ve sömürünün or- tadan kalkmasında temel bir işlev göre- cektir. — Sosyalist sistemdeki değişim ve dö- nüşümleri. SBP girişiminin aşması gere- ken bir zorluk olarak göriiyor musunuz? AREN — Hiç kuşku yok ki dünya sosyalist sisteminde Marksist düşünce- de bir süredir çok önemli değişmeler ve gelişmeler olmaktadır. Artık Marksist düşüncede eski kolayHklar, basit öner- meler, gerekli ve işlev görmüş olan bu düşünce kalıpları, çağımızın bu kanna- şık ortamında, o eski gecerliliklerini yi- tirmişlerdir. Marksizmin daha ince ve daha derin bir biçimde kavranması ve bundan kaynaklanan bir uygulamaya geçümesi gerektiği inancındayım. Bu de- ğişimi bütün dünyada göriıyoruz. Elbet- teki Türkiye'de de dünyada hiçbir şey ol- mamış gibi davranamayız, düşünemeyiz. Bu değişikliklere mutlaka ayak uydurul- zeminini sağlamıştır. Örgüt ya da kişi- sel düzeyde eski sol siyasetler, fıkirleri- ni kendi başlanna kolay kolay değiştir- meyebilirlerdi. Ama biz şimdi birliğiz ve bu birlik aynı zamanda bir yenileşmenin başlangıcıdır, diye düşünulünce partimiz bu yenileşmenin de bir aracı haline gel- miştir. — Partinin iç yapısmdaki çeşitlttiği bir zorluk olarak göriiyor musunuz? AREN — Parti geçmişte aralarında şiddetli çatışmalar olan çeşitli öğelerin birliğinden oluşmaktadır. Çeşitlilik bu- nun için bir zorluk değildir. Ya da bu zorluk aşılmıştır. Özellikle başlangıçta toplanular çok nesnel, çok coşkusuz olu- Sosyalist Birlik Partisi Genel Başkanı Prof. Aren, "Marksist düşüncedeki eski kolay önermeler çağımızın karmaşık ortamında gecerliliklerini yitirmişlerdir" dedi. ması gerekir. Sosyalist sistemin geçirdi- ği değişikliklerin henüz bitmediğini bil- mek gerekir. Nerede duracağı belli de- ğildir. Partimizin bu konularda gayet keskin, köşeli fikirler öne sürmesi ben- ce sakıncalıdır. Önemli olan ve yapılma- sı gereken,-değişime açık olmaktır. Es- ki düşünce kalıplan uzerinde sorular so- rabilmektir ve bunlan özgürce tartışabil- mektir. SBP'nin bu bakımdan çok önemli bir özelliği de Marksistlerin bir- liğini gerçekleştirme savında olmasıdır. Ve bence bu, büyük ölçüde gerçekleşti- rilmiştir. Bu birlik aynı zamanda, birli- ği oluşturan çeşitli öğelerin yeni değişim- lere uymasını kolaylaştırmış ve bunun yor, tartışmalar uzayıp gidiyordu. Ama bu coşkusuzluğa, hatta zaman zaman karşıhklı sevgisizliğe rağmen birlikten kopulamıyordu. Bu bence Marksistlerin birlikten başka çareleri olmadığının an- laşılmasından kaynaklanıyordu. Parti- mizin benzerleri Yunanistan'da da İspanya'da da var. Fransızların 1865'te başlattıklan ortak sol program da bizi andırıyor. Ancak onlar parti ve hareket kimliklerini koruyarak solun birliğini başarmışlar, ama biz tek bir partiyiz. — SBP partamentoda da tcmsil ediliyor? AREN — Evet, parlamentoda yer ala- bilmek iktidari etkileyebilmek için tek yoldur bence. Bu bakımdan çok şanslı olduğumuza inanıyorum. Dört arkada- şımız parlamentodadır. Bu arkadaşları- mız ayn gerekçelerle SHP'den aynlmış- lardır. Birleşik Marksist hareketin için- de yer almak için partüerinden aynlmış- lardır. Birlik hareketi sarsmtılara uğra- dığı dönemlerde büe kararlanndan vaz- geçmemişler, başka arayışlar içine gir- memişlerdir. — SBP Genel Başkanı olarak Türki- ye sizce hangi önceHkli siyasal sonınlaria karşı karşıya? AREN — Doğal ki dünya ve ülke ka- muoyunu en çok meşgul eden sorun sa- vaş ve banş konusudur. Partimiz Kör- fez sorununun çözümlenmesinde bütü- nüyle banştan yanadır. Kaldı ki halkı- mızın savaştan yana olmadığı da gün gi- bi ortadadu". Önemli olan Körfez poli- tikalarını oluşturanların bu gerçeği an- lamalarıdır. Muhalefet partilerinin Kör- fez sorununu parlamento içine çekme çabalarını destekliyoruz. Zonguldak işçilerine, o tarihsel yürüyüş- lerinden sonra hükümetin tavrı, işçi sı- rufmm ağırbaşhlığı karşısında bir husu- met havasını anımsatmaktadır. Bir haf- tadır ses sedaçıkmamaktadır. Hükümet onları ezmek ve onları yaptıklanna piş- man etmek, grevde ve grev aşamasında olan diğer işcilere örnek göstermek gibi tutum içine girmiştir. Hükümeti, bir yandan savaşı önleme girişimlerine baş- lamaya, bir yandan da iç banşı sağlaya- cak bir tutum içine ginneye çağınyorum. T.C. ANKARA 13. SULH CEZA MAHKEMESt Esas: 1990/374 Karar: 1990/575 Sanık: Hasan Şaz, Sebahaıtin ve Emine'den olma, 1959 Rize ili Pazar ilçesı nufusuna kayıılı, Ankara'da Cemalgürsel Cad. 49/A'da oturur, bekâr, okur>azar, sabıkj^ız, pastacı, Türk, Islam. Suç: Gıda Maddeleri Nizamnamesi'ne muhalefet etmek. Suç tarihi; 17.5.1990 Sanığın Gıda Maddeleri Nizamnamesi'ne muhalefet etmek suçun- dan TCK'nın 396, 647/4, 402/2, üç ay cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatımn tadiline ve takdiren yedi gün işyerinin kapatılmasına, hüküm özetinin kapatma söresi kadar işyerinin göze çarpan bir yeri- ne asılmasına, karann kesinlejmesini müteakip hükum özetinin An- kara'da ürajı 100.000'in uzerinde bulunan bir gazetede ilan edilmesine 1440 lıra yargılama giderımn sanıktan tahsiline, sanığın yüzüne kar- şı Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 17.5.1990 Basın: 17540 T.C ESKİŞEHİR İCRA TETKİK MERCtt KONKORDATO MÜHLETt EK SÜRE Sayı: 1990/377 E. 1990/606 K. Ceylan Bebek-Çocuk Giyim fırması işleticisi Şule Özbek yaranna Eskişehir lcra Tetkik Mercii Hakimligi'nin 1990/377 E. 1990/606 K. sayüı kararı ile verilen konkordato mühleti; sürenin yeterli gelmemesi ve konkordato komiserinin işlemlerini yapabilmesi için îc İf. K.nun 287/son md.si gereğince KONKORDATO MÜHLETlNtN lKt AY UZAT1LMASINA, 2.1.1991 tarihi ve 1990/377 E. 1990/606 K. Ek: 2 sayılı ek karan ile evrak uzerinde karar verilmiştir. llgililere ilan olunur. Basın: 45104 İLAN BEYPAZARI SULH HUKUK HÂKLMLÎĞÎ'NDEN Dosya No: 1988/6 Esas Davacı Hatice Soydan (Dikel) vekili Av. Mansur Yavas tarafın- dan davalılar Emine Hacer Mut ve 38 arkadaşı aleyhine mahkeme- mıze açılan izale'i şuyuu davasının yapılan duruşmasında verilen karar gereğince: Davalılardan Mehmet kızı Şefika'ya dava dilekçesı ve durusma gunü tebliğ edilememiş, yapıınlan zabıta tahkikatı sonucunda da adı ge- çenin tanınmadığı ve tebligata sarih açık adresinin bilinmediği bildi- rildiğinden dava dilekçesi ve duruşma günu tebliğ edilememiş ve Mehmet kıa Şefika'nm duruşma giinü olan 1.2.1991 gunü saat 9.40'ta duruşmada hazır olması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesı, aksi takdirde dava basit usule tabi olduğundan gıyap karan çıkartıl- maksıan HUMK'nın 509-510 maddeleri gereğince gıyabında karar verileceği hususu dava dilekçesi ve duruşma gunü tebliğ yerine kaim olmak uzere ilan olunur. 10.12.i990 Basın: 17538 T.C KIZILCAHAMAM SULH CEZA MAHKEMESt Esas No: 1989/30 Karar No: 1990/98 Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne aykırtlık suçundan Kızılcahamam il- çesi Karşıyaka mahallesi No: 22/1'de oturan Ahmet kızı, Satı'dan ol- ma, 1949 doğumlu Muzeyyen Pekcan hakkında TCK'nun 398, 19, 402, 647-4/1, TCK 72, 402/son mad. gereğince neüceten 470.000r- TL ağ. p. cezasına, 3 ay müddeıle meslek sanat ve ticaretinin tatili- ne, Kızılcahamam Kâzım Karabekir Cad. No: 22/1 de bulunan işye- rinin takdiren 7 gûn süre ile kapatılmasına karar verilmiş olup ilan olunur. 22.5.1990 Basın: 17329 SAVAŞ Y1LLARENDA BİR SÜRGÜN Kemal Sülker 5.000 üra (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Tiirkocağı Cad. 39^11 Cağahğlu-lstanbul Ödcmeli gönderilınez. GEÇ3VÖŞ ZAMAN OLURKÎ Sara Ertuğrul Korle 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Tiirkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN tlhan Selçuk 20. bası 7.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödemeii gönderilmez. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Cehennem Ateşinde DansANAP milletvekilleri bekleyiş içindeler. Önceki gün ANAP milletvekillerini gruplar halinde TBMM'deki çalışma odasında kabul edip görüşen Özal, hü- kümetin İncirlik Üssü'nün Körfez'de bir savaş halinde kul- landırılması için 'ek yetki' isteyebileceğini açıkça değil, 'ima ederek' söyiemesi tartışmalara neden oluyor. ANAP grubu yine birlik ve beraberlik içinde. Milletvekil- leri Özal'ı can kulağıyla dinleyip her söylediğine 'Evei efendim' yanrtını veriyonar. Akşam gruplar halinde kendi ara- larında toplanıp değerlendirme yapıyorlar. Kimileri Özal'ın çizd'ıği yolun akılcı' olduğuna her zamanki gibi inandıklan gözleniyor. Milletvekilleri kendi aralarında şöyle konuşuyor: —Cumhurbaşkanımız kendine güveniyor, her şeyi herkes- ten iyi biliyor, tuttuğu yol doğru, destekleyelim... Bazılan daha ileriye gidiyor: —Özal erkek adam doğrusu, İnönü ve Demirel yine sınıf- ta kaldı. Son televizyon konuşması kamuoyunu etkiledi... O kadar çok telefon almış ki sormayın... Bir ANAP milletvekili —savaşa hayır, diyor— anlatıyordu arkadaşlarının bu biçimde kendi aralarında konuştuklannı. Kendısine "Ek yetki Meclıs'e gelirse ne yapacaksınız?" di- ye sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi: —Ne yapacaksınız? Grupta mecbursunuz alınan karara uymaya. —Yani evet diyeceksiniz, savaşa evet deyip İncirlik'in Ame- rikan uçaklarınca kullanılması için oy vereceksiniz... —Vereceğim, mecburen vereceğim, elimden ne gelir ki?.. Görülüyor ki Türkiye savaşın içinde artık. Cumhurbaşka- nı ve Başbakan'ın "Irak bize saldın yaparsa, karşılık veririz" demeleri hiç inandırı- cı olmuyor. ANAP için- sağduyu sahibi Görüfüyor ki Türkiye olarak tanınan mıllet- ' . . . '. vekilleri bile açık açık SBVaŞin IÇinÜe aftlK. söylemeseler de şunu CumhlirbaSkani Ve demek istiyorlar: R a o h a b n ' i n "Irak —Biz emir kuiuyuz, DaşuaKan in ıraK büyükierimiz oyie isti- saldm yaparsa, yor, ne yapalım? karsillk veririz" ABC Televizyonu «f'?"'" ^ e " r ı z . önceki gün ve dünku demeleri hıç ınandıncı yayınlannda ABD'nin n/m/7l/nr Irak'ı Türkiye'deki üs- u ' m u y u r ' lerden kalkacak uçak- larla vuracağını bildirdi. Pentagon kaynaklarına dayanarak verdiği haberde, ABD'nin Türkiye'deki üslerde konuşlanan uçakları istediği gibi kullanabileceğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Özal'ın ANAP milletvekillerini 'ikna etme- si', ABC'nin bu haberi büyük ölçüde doğruluyordu. Aynı za- manda İnönü ve Demirel, bu tehlikenin üzerini çiziyordu. Türkiye'nin bir maceraya sürüklendiğini belirtiyorlardı. CBS Televizyonu ve New York Tımes gazetesinin araştır- masına göre Amerikan halkının yüzde 42'si 'savaş' derken, yüzde 46'sı 'ekonomik ambargolara devam' diyor. Yine yüzde 42'si savaşın birkaç ay süreceğıne, yüzde 26'sı üç haftada biteceğine, yüzde 6'sı ise bir yıldan uzun süreceğıne inanı- yor. Ankete katılanlann yüzde 58'i ise savaşın 15-21 ocak arasında çıkacağım tahmin ediyor. Son anda sessiz ve kaygılı bekleyiş patladı. Ajanslann teleksleri suskunluğunu bozdu, CNN canlı ya- yına başladı: — Amerikan birlikleri Kuveyt ve Irak'ta savaşa girişti... Saatler 01.15'i gösteriyordu. CNN'in Bağdat'taki rnuhabirlerinden Bernard Shaw, Ej- Rushid Oteli'nden gördüklerini yansıtıyordu, heyecanlı bir biçimde anlatıyordu: — Şu anda otelin penceresinden bakıyorum. Gökyüzü sa- rı, mavi bir aydınlık içinde. Patlamaları duyuyor musunuz? Şimdi ben susuyorum, uçak seslerini, patlamaları duyma- nız için... Evet, ilk kez bir savaş canlı olarak yayımlanıyordu. Hare- kâtın admı ise Pentagon yetkilileri şöyle açıklıyordu: — Kuveyt'i Kurtarmak İçin Çöl Fırtınası... Ajansların ve CNN'in ilk haberlerinde, harekâtın stratejik noktalara, dolayısıyla ilk hedefin Başkanlık Sarayı'na yöne- lik oluduğu bildiriliyordu. CNN muhabiri, Bağdat bombalanırken, gayet sakin gö- rünüyor sık sık espriler de yapıyordu: — Iraklılar bize otelin duvarlarının kurşun geçirmez oldu- ğunu söylüyorlar, belki bomba da geçirmez... Ardından gülerek anlatıyordu: — Gökyüzünde yüzlerce ateş boceği var... Evet, artık savaş başlamıştı. ABD uçaklarırun saldırısın- dan sonra, Irak füzelerinin Dahran'a atıldığı haberi geliyor- du. CNN, canlı yayını sürdürüyordu. Adana İncirlik Ussü ise gecenin karanlığında bir sessizli- ği yaşıyordu. Şimdi kafalara şöyle bir soru takılıyordu: — Türkiye savaşa girecek miydi? Gün ağarmaya başlıyor ve tüm dünya Körfez savaşım te- levizyondan izliyordu. Bunun adına cehennem ateşinde dans denilirdi. P A R T 1 L E R D E N GünayMan ANAP'lılara çağrı ANKARA (UBA) — SHP Genel Sekretcr Yardımcısı Ertuğrul Günay, Anavatan Partisi milletvekillerine bir çağn yaparak özal'ın savaş sevdasına karşı çıkmalannı istedi. Günay, sorunun parti sorunu olmaktan çıktığını, ülke sorunu haline geldiğini söyledi. Günay, "SHP olarak bundan önce birçok kez ANAP milletvekillerinden özal'ın savaş sevdasına karşı çıkmalannı istedik. Ancak bugüne kadar bu konuda ciddi bir çıkış gönnedik. ANAP milletvekillerinden banlannın savaşa karşı bir tutum aldıklannı, birçok ANAP mületvekiünin de bireysel olarak savaşa karşı olduklannı biliyoruz. Ancak bu milletvekilleri tavırlarını açıkça ortaya koymamışlardır. Bugün gelinen nokta çok kritiktir. Türkiye'nin savaşa bulaşması tamiri çok zor zararlara yol açacaktır. ANAP milletvekillerine son bir kez çağn yapıyor ve özal'ın savaş. sevdasına kaışı çıkmalannı istiyoruz" dedi. Kongreler ertelenebilir ANKARA (ANKA) — Gerginİeşen Körfez krizi ve savaş cıkma olasıhğı üzerine ANAP il ve ilçe kongrelerini bir hafta ertelemeyi planlıyor. TBMM'nin tatil yapmadan çalışması durumunda ANAP milletvekillerinin Ankara'da bulunmalarını sağlamak amacıyla bir haftalık süredeki kongrelerin ertelenmesi planlanıyor. ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş, Meclis'in 24 saat çalışmasının gündeme gelmesi durumunda milletvekillerinin isteğine bağlı olarak kongrelerin bir hafta sonrasına kaydınlabileceğini bildirdi. Orhan Demirtaş, bu ayın sonuna kadar 6 il ve yaklaşık 150 ilçenin kongresini yapmasmın planlandığını belirtti. Demirtaş programda değişiklik olmadığı takdirde ilçe kongrelerini şubat ayının ilk haftası tamamlamış olacaklannı kaydederek şubat ayı içinde şimdiye kadar 4 ile daha kongre gunü verdiklerini bildirdi. Bir hülle partisi daha ANKARA (Curahuriyet Bürosu) — Bağımsız Siirt Milletvekili Zeki Çelikel ile Samsun Milletvekili Hüseyin Özalp'ın anayasanın 84. maddesi engelini aşmak için hülle partisi kuracaklan öğrenildi. Çelikel ve Özalp partilerini kurduktan sonra feshederek ANAP'a geçecekler. Zeki Çelikel, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile tartıştıktan sonra DYP'den istifa etmişti. Çelikel DYP'den istifa ettikten sonra ANAP grubu ile birlikte tavır aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle