Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 13 OCAK 1991
GENELMADEN-İŞ SENDİKAS1BAŞKAN1ŞEMSİDENİZER:
Barikat demokrasiye kuruldu30 kasımda greve çıkan 42 bin Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri
işçisi, 36 gün Zonguldak içinde yürüyüş ve mitingler yaptıktan
sonra, kış ortasında beş gün dört geceyi sokakta, soğukta geçir-
diler. Yanlarına eşlerini ve Zonguldak halkını da katıp büyük bir
direniş gerçekleştirdiler. Bu hak arama direnişinin bir de adı çok
tartışılan, kimliği merak edilen lideri var. İş-Sendika Servisi Şe-
fimiz Şükran Ketenci, Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı
Şemsi Denizer ile görüştü.
SÖYLEŞİŞÛKRAN KETENCİ
PAZAR
KONUĞU
1 konsantre olan galip gelir. Bu düşünceden ha-
reket ettik.
ISayın Denizer, maden grevinde güçlü
bir iletişim söz konusu. Bir cümleye başlıyor-
sunuz, yanıtı onbinlerden slogan olarak geli-
yor. Nedir bu olağanüstü iletişimin sırn?
— Çok büyük bir sırn, özelliği yok. Önem-
li olan açıklık politikasını hayata geçirebilmek.
BLz sendika olarak düşüncelerimizi topluma,
üyelerimize açma; düşünce, tartışma ortamı
yaratma ve karan birlikte verme ilkesi ile ha-
reket ettik. Ortaya koyduğumuz, gündemimiz-
deki sorunlar toplumun sonınlan, yaklaşım-
lanmız toplumun yaranna olduğu için birlik-
telik sağlandı. Bundan sonrası, bu birlikteli-
ğin sağlıkü bir şekilde gelişmesini sağlamak
oluyor. Işçilerin, emeği ile geçinenlerin, sağ-
hkh bir demokrasi kurma mücadelelerinin ba-
şarılı olacağına inanarak yola çıktık.
Bunun için de iş veri komiteleri, köy komi-
teleri oluştunıldu. Işçi hareketinin halkla bü-
tünleşmesi için gerekli koordine ile kitlelerin
oluşturulması ve bunlann uyum içinde birlik-
te çalışmasının sağlanması, on binlerin hare-
ket etmesini sağlamıştır.
•••••Soyın Denizer, grevleriniz önceşinde
sendika toplantı ve sohbetlerinde hep zorlu bir
mücadeleden, arkamzda büyük bir madenci
kitlesi ile Zonguldak halkımn olduğundan söz
ettiğinizi, arkadaşlannızın size biraz dudak
büktüklerini biliyoruz. Nasıl bir mücade\eye
hazırlamyordunuz?
— Son on yıldır uygulanan politikayı tahlil
etmeye çahşük. Neyi amaçladığunızı düşünme-
ye çalıştık. Ve bu on yılın içinde yaşadık. 12
Eylül sonraanda, yeniden parlamenter rejime
geçildikten sonra, 1984-86-88 sözleşmelerini
yaşayarak gördük. Bütün gördüklerimiz bize
artık alışılmışın dışında bir sendikal anlayışın
ortaya koyulması ve hayata geçirilmesi gerek-
tiğini gösterdi. Bu gerçekler ışığında 1990 yıh
ve sonrası sözleşmelerinin işçiler lehine sonuç-
landınlabilmesi için uzun soluklu bir kavga-
Emek, sermaye arasında
sağlıklı bir dengenin
kurulması gerekir.
Türkiye'de sermaye lehine
bu denge çok ağır bir
biçimde bozulmuştur.
özellikle on yılın sonunda
bütün haklar gasp edilmiş,
yönetenlerin doymak
bilmez hırsları ile
köleleştirme politikalarıyla
çok gerilere götürülmüştür.
nın gereğinde birleştik. Ve onu hayata geçir-
meye çahştık. Bütün bu düşüncelerimizi 1990
yıh başından itibaren herkesle tartıştık. Böyle
bir sendikacıhğın zorunluluğunu anlatmaya ça-
hştık. Geçen günler bizim ^aklıuğımızı orta-
ya koydu.
W^^^MDaha grevin ilk gününde onbinler sen-
dika önüne "Vur vur inlesin, Çankaya
dinlesin" sloganı ile geldiler. Bütün yürüyüş
ve mitinglerde hedefî Çankaya, iktidar olan
sloganlar ağırlıkla işlendi. Siyaset yapmakla,
grev ve direnişinizin siyasi amaçlı olmasıyla
suçlandmız. "Politika değil, ekmek kavgası"
sloganı ile bu suçlamalan reddettiniz. Saym
Denizer, bu suçlamalar ve tartışmalar üzerin-
de neler söyleyeceksiniz?
— On yılın getirdiği olumsuzlukların teme-
linde 24 Ocak Kararlan ve onun mimarı Özal
var. Insanlar bir araya geldiğinde, sadece sı-
kınulannı tartışmayı aşmaya çalıştık. Sıkıntı-
lardan kurtulabilme düşüncesinin üretilmesi
için çaba gösterdik. Sendika olarak kurtuluş
tezini ortaya koyup, geniş kitlelerde tartışılma-
sını sağladık.
Ekonomi ile siyaset bir bütündür. Ekono-
mi var, siyaset yok, ikisi de yok demektir. Bu-
nun tersi de doğrudur. Ekonomi ve siyaset bir-
birinden aynlmaz bir bütündür. Siyaset eko-
nomi için yapılır. Ekonomi siyaset ile kazanı-
hr. Bu gerçekler ışığında, insanların toplum-
sal çıkarlan ve bu çıkarlann kazanılmasında
ortak mücadele yöntemi bulunması gerekir.
Biz de bu yöntemi seçtik. Bugünün Türkiye-
si'ndeki siyasal yapılanma çerçevesinde siya-
set yaptık. Yapmaya özen gösterdik. Aynı za-
manda hiçbir siyasal düşüncenin doğrultusun-
da hareket etmemeye de özen gösterdik. De-
mokrasilerde emek ve sermaye vardır. Emek
ve sermaye ilişkilerinde sağlıklı bir dengenin
kurulması gerekir. Bu dengenin kurulması da
bir politikadır. Türkiye'de sermaye lehine bu
denge çok ağır biçimde bozulmuştur. Özellik-
le on yıhn sonunda bütün haklar gasp edilmiş,
yönetenlerin doymak bilmez hırsları ile köle-
leştirme politikalanyla çok gerilere götürül-
müştür. Bu dengenin kurulabilmesi için eme-
ğiyle geçinenlerin, emekten yana olanların ar-
tık mücadele etme gerekliliği ortadadır. Ser-
mayenin böl parçala yönet oyunlarımn bozul-
ması gerekiyor. Yani emeği ile geçinenler ve
emekten yana olanların ortak mücadele etme-
leri gerektiğini ortaya koyduk. Zongıüdak'ta
bunu başarıh olarak hayata geçirdik. Zongul-
dak, çağdaş demokrasinin örneklerini verme-
ye ve yaşamaya başladı.
• • • % / ! Denizer, sizin de izJeyenlerin de
"Zonguldak gerçeği" dedikleri olayı biraz açar
mısınız?
— Zonguldak'ta yaşayan insanlar toplum-
sal çıkarlarının birbirine çok bağlı olduğunun
bUincine vardılar. Bu bütün Türkiye için de ge-
çerli elbet.
öncelikle 12 Eylül baskıcı rejiminin insan-
lann içine sindirdiği korkunun atılması gerek-
liydi. Sıkmtıda bulunanların kafasını kaldıra-
rak Türkiye'deki gelişmeleri görmeleri, sıkın-
tılann çözümünde öne sürülen önerileri değer-
lendirmeleri önemliydi. Çağdaş demokrasinin
tüm kurum ve kuralları ile işletilmesi düşün-
cesini egemen kılmaya çalıştık. tnsan gibi ya-
şamak için mücadele etmemiz gerektiği ger-
çeğini benimsedik. Zonguldak halkı emek-
sermaye ilişkisinde emek aleyhine bozulan den-
geyi görmüş, Zonguldak halkımn çıkarlarının,
ancak bu dengenin kurulması ile korunabile-
ceğini kavramıştır. Madencilerin grevinin öze-
linde Zonguldak halkı bütünleşmiştir.
WtUKKMSöz Zonguldak ve grev öncesi hazır-
lıklar üzerinde iken size yönelik özel tartışma-
lara da girelim. Kapalı bir bölgede gözler
önünde yaşamanm da sonucu, çok içki içtiği-
nizsuçlaması yapıldı. Üstüne gittiniz, eliniz-
de rakı kadehı fotoğraflar çektirip görünen
yerlere astınız. Mercedes araba kullanmanıza
ilişkin eleştirilere işçiler, "Başkanımıza heli-
kopter alacağız" yanıtını verdiler. Nasıl değer-
lendihyorsunuz?
— Her konuda olduğu gibi özel eleştiriler-
de de açıklıktan yanayız. İşçilerle bu özel eleş-
tirileri de acıklıkla tartıştık. Yaratılan bütün
değerler işçilerin eseridir. Bütün güzel şeylere
öncelikle emeği ile geçinenlerin hakkı olduğu-
nu savunduk. Mercedes'i de işçi ürettikten son-
ra, öncelikle işçinin binmesinin hakkı olduğu-
nu anlattık. İnsanlar her şeyin en iyisine layık-
tır. Bu güzelliklere ulaşabilmek de kendi elle-
rindedir. Ulaşabilmenin yöntemlerini belirle-
meye çalıştık. Birbirimizi olduğumuz gibi açık-
hkla tanıyıp, tartışıp, onayladık.
^^BMTürkiye Maden-lş'in üyesi işçilerin 01-
düğü Yeniçeltek faciasının ardından Zongul-
dak'ta "Insana saygı" mitingi düzenlemeniz,
eşinizi kolunuza takıp yürümeniz, Türk sen-
dikacılığında alışılmamış örneklerdi. Grevde
bütün yönetim kurulu üyelerinin eşleri de için-
gücünde madenci ve ailesi-
nin çalışma, yaşam koşullarının payı ne sizce?
— Bence hak mücadelesine konsantre olma
daha önemli. Maden işçisinin koşulları da et-
kili elbet. Yaşam boyu tabiatla boğuşuyor. Ne-
ye kadar dayanabileceğini tahmin etmek çok
zor bir olay değil. En önemli faktör hak alma
mücadelesi için konsantrasyonda. 36 gün Zon-
guldak'ta, sonra Zonguldak-Ankara yürüyü-
şünde hem de ayazda geceleyerek, uykusuz ka-
larak ayakta kalabilmeleri, bütün bu faktör-
lerin bileşkesidir. tnat ve azim, ayakta dura-
mayacak hale gelinceye kadar mücadele edi-
lebileceğini insanlarımız göstermiştir.
Iki amaç değil, ama bir araç olarak
Ankara'ya yürümek üzere konsantre olmuşlar-
dı. Siz sonuç almadan geri dönüş karan ver-
diniz. Nasıl verebildiniz?
Ş E M S İ
D E N İ Z E R1951 Zonguldak doğumlu. Lise çağında
taşkömürü ocağında çalışmaya başlamış.
Iki yıllık işçüik ve lise öğrenimini
tamamladıktan sonra askere gitmiş.
Sendikacılıkla ilgisi o yıllardan başlıyor.
Askerlik dönüşü sendikada muhasebe
memuru olarak çalışıyor. Iki yıl sonra Taş
Kömürü tşletmeleri'nde işçiliğe dönüyor.
Maden topoğraf kursuna giderek, 1978'den
sonra topoğraf olarak çalışmaya başlıyor.
Aralıksız sendikal çalışma içinde
bulunuyor. 1983 yılında sendikamn
araştırma uzmanı oluyor. Aynı yılın
sonunda yapılan genel kurulda sendikamn
genel araştırma sekreterliğine seçiliyor.
1986 genel kurulunda ise genel başkan
yardımcısı görevini üstleniyor. 1989 yılında
genel kurul öncesi genel başkanın istifası ile
vekâleten genel başkan, aynı yılın 16-19
kasım tarihlerinde yapılan genel kurulunda
ise seçimle genel başkanlığa getiriliyor.
Evli, bir çocuklu.
— Bu isin birinci derecede sorumlusu benim.
Hepsinin iyiliğini düşünmek, bir tanesinin bi-
le burnunun kanamamasını sağlamak için de
yöntemler belirlemek görevim. Karar vermek
durumundaydım. Anddemokratik uygulama-
larla önümüze polis ve asker dikihnişti. Ya on-
larla çarpışacaktık veya dönecektik. Çarpışma
düşüncemiz hiç olmadı. Çünkü asker ve polis
bizlerin birer parçasıydı. Onların asıl görevle-
ri, halkın güvenliğini sağlamak. Yanlış emir-
ler verilerek güvenliğini sağlamakla görevli ol-
dukları halka karşı dikilme emri verildiğinden,
bizim vereceğimiz karar da bu yanlışlığa alet
olmaktır, oyuna gelmektir.
Bunun için çok zor da olsa geriye dönüşTca-
rarı vermek durumundaydık. Zira ileriye gidiş
koşullan Türkiye'de henuz hazır degildi. Böyle
bir yanlışı yapmamamız gerekirdi.
Barikat maden işçisinin değil, demokrasinin
önüne kuruldu. Demokrasinin önüne kurulan
barikatın aşılması için de tüm demokrasi güç-
lerinin güçbirliği içinde olmaları gerakirdi. Bu
gerçekleşmediği için de barikat aşılamadı.
^^^KMBütün dünyada gentllikle hak arayan-
ların karşısına polis ve askeri güç çıkarılmış-
tır. Siz grev ve eylemlerinizin ilk gününde po-
lis ve askerle karşı karşıya gelmemek için özen
gösterdiniz. Polisi ve askeri işçinin kardeşi ilan
edip, mesaj verdiniz.
— Her şeyden önce sağlıklı ve kalıcı bir de-
mokrasinin kurulabilmesi için demokrasilerde
bulunması gereken kitle ve yapıların birbirine
kaynaşması gerektiğini düşündük. Kalıcı bir
banş, ancak bununla gerçeİcleşirdi. Bu düşün-
celerle topluma mesaj vermeye çahştık. Hare-
ketlerimizi buna göredüzenledik. Doğru oldu-
ğuna inamyoruz.
Gcnd-Maden tş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer, arkadaşımız Şükran Ketenci'ye
de olmak üzere kadınlar öne çıktı. Kadmlann,
daha önce evinden hiç çıkmamış madenci eş-
lerinin, her kültürden kadının çok güçlü katı-
lımı söz konusuydu. Bu konuda ön hazırtığı-
nız var mıydı?
— Kongremizi bitirdikten sonra, önümüz-
deki dönem çalışma programımızı hazırlarken,
kadınları hareketin içine katmak kararımız
vardı. Kadınların mücadelenin içinde olması
gereğine inamyorduk. Mücadelenin basarısın-
da kadımn öneminin bilincindeydik. Mücade-
lemizin temel hedefi çağdaş demokrasiye ulaş-
mak olduğuna göre kadmlann bu mücadele
içinde yer almaları zorunlu bir gerekliliktir.
WBBMHGrevlere çıkarken, özgün uygulama-
yı, yürüyüş ve mitingleri de hedeflemiş miydi-
niz? Kendiliğinden mi gelişti?
— Sadece sözleşme için değil, demokrasi ve
halkımızm özgür iradesine dayalı bir toplum
yapısı için, bütün toplumu kucaklayarak ger-
çekleşebileceği düşüncesi ile planlanarak haya-
ta geçirilmiştir. Yani özü sağlıklı bir demok-
rasinin sessiz toplumlarda kurulmasının müm-
kün olmadığıdır.
özal-madenci-Zonguldak çatışması-
nın simgeleşmesini nasıl açıkhyorsunuz?
— Olay sadece taşkömürü ve Zonguldak
olayı değildir. Türkiye'deki bütün örgütlenme-
lerin, kitlelerin sorunudur. Tabii Zonguldak'ta
Özal'ın kömür ocaklarını kapatma düşüncesi
ve bu nedenlerle işçilere ücret verdirmeme söz-
leri birinci derecede etken olmuştur.
iZonguldak'ta ilk günden tfaşlayarak,
yürüyüşlerden sonra işçilerin sizi ziyareü çer-
çevesinde gerçekleştirilen mitingle/de, ancak
ant içme olarak niteleyebileceğimiz "Ölmek
var dönmek yok", "Gemileri yaktık geri dö-
nüş yok", "Başkan seninle ölüme de gideriz"
türünden yeminler ettiniz. Sayısız tekrarlama-
larla bilinç altına işlediniz- Buna niye gerek
duydunuz?
Barikatın önünde karar
vermek durumundaydım.
Antidemokratik
uygulamalarla önümüze
asker ve polis dikilmişti.
Ya onlarla çarpışacaktık
veya dönecektik. Çarpışma
düşüncemiz hiç olmadı.
Çünkü asker ve polis
bizlerin birer parçasıydı.
Yanlış karar yanlışa alet
olmak, oyuna gelmek
olabilirdi.
— Konsantrasyonu sağlamak için. Ben es-
ki bir sporcu olduğum için, oradan benzetme
ile açıklamaya çalışayım. Halterci gözlerini ka-
patarak konsantre olur. Bütün gücünü kolla-
rına ve ayaklanna toplar. Gençliğimde yaptı-
ğım boks sporunda da öyledir. Maça çıkma-
dan önce konsantrasyon ile güç kol ve bacak-
larda toplanır. Biz de bu düşüncelerle amaç be-
lirlemeye konsantre olmaya çalıştık. En iyi
tHedeflerinizde çizdiğiniz çerçeve bili-
nen siyasal kalıplara da uymuyor. Kavganızın
sınıf mücadelesi kaltplarına sokulmasma izin
vermiyorsunuz. Tavan-taban arasındaki ola-
ğanüstü iletişim, disiplin nedeni ile de belirle-
diğiniz ilkeler ve çerçeve dışında hiçbir slogan
ve davranış yok. Açıklar mısınız?
— Her şeyden önce kurmayı amaçladığımız
toplum düzeni sağlıklı demokrasi. Sınıf tahak-
kümüne burada yer yok. Toplumun bütün ke-
simlerinin ortak çıkarları doğrultusunda bü-
tünleştirilmesi, işçi hareketinin başarıya ula-
şabilmesi, kamuoyu ile bütünleşilebilmesi şart.
Siyasi diktatörlüklere, belirli bir gruba ve sı-
mfa dayanarak mücadele etme teorilerinin gü-
nümüz dünyasında artık başarı şansı kalma-
mıştır.
mm^tm Neden Özal'ı hedef aldığınız sorusu-
nu soranlar var. özal gitse de bir şeyin değiş-
meyeceği eleştirisini getiriyorlar.
— özal'da sembolleşen, yerleştirdiği ekono-
mik ve siyasal pohtika sınıfsal bir temele da-
yanıyor. Bunun da demokrasinin özü ile çeliş-
tiği bir gerçektir. Amaç sağlıklı bir demokra-
sinin kurulması ise, bu tahakküm düzenini ku-
ranlara karşı, yaşatanlara karşı mücadele et-
mek gerekir. Biz de bu yöntemi seçtik.
••••"Canlanm"<fo simgeleşen, kitleyiyü-
celten mesajlannız var. Sırnnız insanlara onur
kavgası, kimlik mesajlarını vermeden geçmi-
yor mu?
— Kendine güven duygusu, kendine saygı,
Demokrasi mücadelesi raevzi kazanarak gelişır dedi.
kimlik, elbette çok önemli. Demokrasiyi içle-
rinde duymaları, demokrasi kitlelerin kimlik
kazanması, kendi hak mücadelelerini verebil-
meli değil mi?
^^^KMBu arada özel kimliğinizle ilgili bir
şeyler söyleyebilir misiniz?
— Ben genelde az konuşan, öz konuşmaya
özenen bir yapıya sahibim. Her akşam bir gün
sonrasının programını yapar, ertesi gün öyle
çıkanm. İçki içerim. Daha çok içki masası soh-
betini severim. Stres atmak gibi bir ahşkanlık.
Kitap okumayı, basını yakından izlemeyi se-
verim. Ekonomi ve toplum bilimine yönelik ki-
tapları okumayı tercih ediyorum. Pek eğlence
düşkünlüğüm yok. Spor gençlik yıllanmda
kaldı. Şimdi zamanım yok. Seyretmeyi seviyo-
rum. Tiyatroyu severim, ancak Zonguldak'ta
pek sanat olaylarını izleme şansımız yok. Sa-
nat muziğini çok seviyorum. Tabii dinleyici
olarak.
^ ^ H H G r e v ve eylemlerinizdeki mesajlanmz-
da işlediğiniz hedeflerle ilgili çelişkili eleştiri-
ler alıyorsunuz. Kimileri özal'da simgeleşen
uzun dönemli hedefinizi, kimileri de sözleşme
çağrısına koşmanızı eleştiriyor. Hedeflerinizi
bir daha çok açık özetleyebilir misiniz?
— Ana hedef demokrasinin kurulmasıdır.
Vermek istediğimiz mesaj demokrasi, yoksa
insanların ekonomik kazanımlaruun da olama-
yacağıdır. Ama Türkiye koşullanndâ bir mü-
cadele verildiğini düşünerek. Toplumun hedef
olarak seçtiği yönetimlerin tehlikeyi gördüğü
zaman, yaratılan tepkiler ile geri adımlar ata-
bileceklerini görerek. Bunun için demokrasi
mücadelemizi mevzi kazanımlar mücadelemiz-
le birleştirerek yürütmeye çalıştık. Bunun için
toplumun bazı kesimlerinin anlayamadığı kav-
ramlar olarak gözüktü. Aslında çok açık ve
netti. Göriilmesi gerekti. Demokrasi mücade-
lesi bu şekilde verilir dedik. Mevziler kazanıla
kazamla çağdaş ve sağlıklı demokrasi kazanı-
labilir düşüncesi ile hareket ettik. Ayak uydu-
ramadılar. Bizim ortaya koyduğumuz tez ah-
şılmışın dışında bir tezdi. Bunu kavrayamadı-
lar ve özdeşleşilecek zamanı yakalayamadılar
sanıyorum. Ama bundan sonra kavrarlar ve
mücadelenin içinde olurlar tahmirl ediyorum.
Wtl^^Yeterli destek göremediğinizi söyle-
mek istiyorsunuz galiba. Bunun size, mücade-
lenize etkisi ne olur?
— Elbette yeterli destek olmaması mücade-
leyi zorlaştınyor. özellikle uzun dönemli he-
Kurmayı amaçladığımız
toplum düzeni sağlıklı
demokrasi. Sınıf
tahakkümüne burada yer
yok. Siyasi diktatörlüklere,
belirli bir gruba ve sınıfa
dayanarak mücadele etme
teorilerinin günümüz
dünyasında artık başarı
şansı kalmamışttr.
Toplumun bütün
kesimlerinin birleştirilmesi
işçi hareketinin başarısı
için şart.
defe yönelik. Zamanı uzatıyor. Yakın hedefi-
miz toplusözleşmeye kendi gücümüzle ulaşmak
zorunda kahyoruz.
\Bir de dönüş karan tartışması var.
Kitlenin döndürülmesine kızanlar...
— tnsanlann dayanma güçleri vardır. Onun
üstünde bir zorlama, var olan potansiyeli yok
eder. Daima ayakta kalma, güçlü kalma ile he-
defe ulaşılabilir. Biz de bunu tespit etmeye ça-
lıştık. Her türlü etkilenmeleri değerlendirmek
durumundaydık. Dinamizmi ayakta tutmak
için, etkileri ve tepkileri değerlendirdik. Çeki-
lebildiği noktada, düşüşü beklemeden tutabil-
meyi amaçladık. Yeni bir güç kazanarak, ora-
dan devam etmeyi ve başannın, zaferin ondan
sonra gelebileceğini düşündük. Sanınm doğ-
rusu da budur.
lir de eylemlerinizin başından bu ya-
na gündeminizden hiç düşmeyen savaş konu-
su var. Savaş kısa ve uzun dönemli hedefleri-
nizle ilgili görülmüyorsa da bu kadar çok işle-
menizin ilkeslni nasıl açtklıyorsunuz?
— Dünyanın gündeminde savaş var. Biz in-
sanların ölmesini değil, yaşamasını istiyoruz.
Bütün insanların barış içinde, mutlu bir şekil-
de yaşaması mücadelesini veriyoruz. Tabii ki
savaşı engelleyebilmek-, bütün insanların sava-
şa karşı duyarlı olmasına bağlı. Sendikacıhğın
hedefleri arasında savaşın önlenmesi de var-
dır elbet.
İ^^^Hfiı/- de ana hedefleryanında sürekli iş-
lediğiniz kavramlar var. İş yerinde güvenlik
önlemleri, işletme yönetimindeki yanlışlıklar,
maden politikaları. Bu ilkelerin bir çerçevesi-
ni özetler misiniz?
— Çerçeve sendikacılığm temel ilkeleri. Çağ-
daş sendikacıhğın temel ilkeleri içinde çalışma
koşullan, yönetime katılma, işçi sağlığı ve gü-
venlik önlemleri, ücret kavgası kadar önemli.
Bunları işlemeye çalışıyoruz. Türkiye gibi ül-
kelerde sendikacılık, amacından saptınlmış,
düzen sendikacılığı durumuna gelmiş, bunu
yıkma mücadelesi veriyoruz.
^^^tMKalıplan kırmak, çok fazla düşman
kazanmak oluyor. Korkmuyor musunuz?
— Korku lafı bizden çok uzakta kahyor.
Daha çok düşman, daha çok ezim verir. Çok
güçlü saldınlar olduğunu biliyoruz. Bizim de
tedbirlerimiz olacaktır. Çünkü biz doğruyu ya-
pıyoruz. Sonunda doğrular kazanır.