18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U Bielecki'nin kabinesi • VARŞOVA (AA) — Polonya Parlamentosu, Başbakan Jan Krzysztof Bielecki'nin kabinesini büyük çoğunlukla onayladı. Hükümet programının görüşülmesinden sonra Sejm'in (Halk Meclisi) 272 üyesi kabine lehinde oy kullandı. Yeni kabine için sadece 4 üye ret oyu kullanırken 62 üye de çekimser kaldı. Bielecki, 19 üyeli kabinesinin onaylanmasından önce yaptığı konuşmada, "Programlarının serbest pazar ekonomisi uygulantnasını" öngörduğünü söyledi. Atina yatışıyor • ATİNA (Cumhuriyet) — Yunanistan başkenti Atina'da son üç gün içinde meydana gelen şiddet olaylan yatışmaya başladı. Ortaokul ve lise öğrencileri, hükümetin eğitim sisteminde değişiklikler öngören yasa tasarısını protesto etmek amacıyla bir aydan bu yana okul binalarını işgal etmişlerdi. Ancak son Uç gün içinde bu eylemlere kendilerini "anarşist" olarak tanıtan bir grup gencin polis ile çatışmasından çıkan yangınlarda dört kişi can verdi. Eğitim bakamnın istifa etmesine yol açan bu olaylar, Patras kentinde hükümet desteğindeki bir gençlik kolunun işgal altındaki bir okul binası içindeki öğrencilere saldırmasıyla başladı. SSCB'de nükleer deneme • MOSKOVA (AA) — SSCB hükümetinin, nükleer denemeleri dört ay sureyle dondurduğu açıklandı. TASS'ın haberine göre, SSCB başbakan yardımcılarından lgor Belousov, dün Yüksek Sovyet'te, bir milletvekilinin sorusuna yanıt olarak, "Ülkedeki ağır sosyo - ekonomik sorunlara çözüm getirme çabalan çerçevesinde" nükleer' denemelerin bu yıhn nisan ayının sonuna kadar dondurulduğunu bildirdi. Insan Hakları Forumu tanındı • VtYANA (AA) — Arnavutluk'ta, aydınlann kurduğu "İnsan Hakları Forumu" resmen tanındı. Arnavutluk Haber Ajansı, geçen aralık ayında yazar Besnik Mustafa başkanlığında kurulan forumun, Adalet Bakanbğı tarafından tanındığını ve resmiyet kazandığını duyurdu. Arnavutluk yetkilileri, 6 gün önce forumu resmen tanımayı reddetmişlerdi. Somali'deki yabancılar • NAIROBI (AA) — Somali'nin başkenti Mogadişu'da asilerle hükümet kuvvetleri arasında devam eden çatışmalann, yabancıları tahliye için gönderilen uçaklann inmesini engellediği bildirildi. Kızılhaç örgütü yetkilileri, bir Koreli diplomatın perşembe günü öldürülmesi ve Italyan Büyükelçiliği'ne yapılan baskından sonra Mogadişu'ya gelen ttalyan Hava Kuvvetleri'ne bağlı nakliye uçaklarının, çarpışmalarından dolayı Kenya'ya gitmek zorunda kaldıklarını açıkladılar. G. Afrika'da 35 ölü • JOHANNESBURG (AA) — G. Afrika Cumhuriyeti'nin Sebokeng kentinde Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) öldürülen bir üyesi için düzenlenen cenaze törenine katılanlara karşı girişilen silahlı ve bombalı saldırıda 35 kişi öldü, 29 kişi yaralandı. Polis sözcüsü, kimlikleri belirlenemeyen saldırganların cenaze törenine katılan yaklaşık 300 kişiye bir otomobilden silah ve el bombaları ile saldırdıklarını bildirdi. Washingtoriun Türkiye'den askeri taleplerine, Özal olumlu karşılık verdi Özal ABD'yi kırmıyorUFUK GÜLDEMİR VVASHINGTON — ABD Dısişleri Ba- kanı James Baker'ın bugünku Ankara zi- yareti dolayısıyla ABD'nin, Körfez kri- zinin başlangıcından bu yana Türkiye1 den askeri taleplerinin ne olduğuna ve bunların zaman içinde nasıl değiştiğine son bilgiler ışığında bir kez daha bakıl- dığmda, bu taleplerin, büyük ölçüde Cumhurbaşkanı Tnrgut Özal'ın "olum- lu yaklaşımı" sayesinde karşılık buldu- ğu anlaşılıyor. Bu talepler neydi, nasıl gelişti? Yapılan araştırma gösteriyor ki Was- hington'un ağustos başmda Türkiye'den talepleri en az beş noktada ortaya çıkı- yordu: 1- F-lll bombardıman uçaklannın İn- cirlik'te üslenmesine izîn verilmeli. 2- NATO Çevik Kuvveti'nin hem ha- va hem de kara olmak üzere tüm unsur- lanyla Türkiye'ye daveti. 3- Incirlik'te dört fılo Amerikan savaş uçağının daha üslenmesine izin verilme- si. 4- Türkiye'nin Irak sınınna asker yı- ğınağı yapılması. 5- B-52 ağır bombardıman uçaklan- nın ikmaline olanak tanınması. Bu talepler tek tek incelendiğinde or- taya şu tablo çıkıyor: • F-111'ler Amerika'nın Türkiye'den ilk elden talebi F-lll uçaklarının Incir- lik'te üslenmesine izin verilmesi oldu. ABD'nin 1986'da Libya'ya yaptığı saldı- rıda da kullanılan F-lll bombardıman uçaklan NATO amaçlan çerçevesinde zaman zaman Türkiye'ye görev uçuşlan yapıyordu. Körfez krizi patlak verince ABD, Türkiye'den bu uçaklan Incirük'te üslendirmek için izin istedi. Ankara da verdi. Amerikan gazetelerinin Pentagon kaynaklarına dayanarak yayımladığı sa- vaş senaryolarına göre "ABD askeri pianlamacılan, olası bir savaşta bu uçak- ları kullanmayı tıesaba katıyor". Tabii Ankara izin verirse. • Çevik Kuvvet: ABD'nin ağustos ba- şında Türkiye'den taleplerinden birisi de NATO Çevik Kuvveti'nin kara birlikleri de dahfl olmak üzere tüm unsurlarıyla Türkiye'ye daveti idi. ABD bu konuda Türkiye'yi rahatlatmak için 10 ağustos- ta NATO'dan bir de "Türkiye'ye güvence" karan çıkardı. Ancak Ankara, nin dört filo konuşlandınlması talebi, ta- bii eğer bu ucaklar F-16 fılolanndan olu- şacaksa yaklaşık 200 kadar uçağın Tür- kiye'ye gelmesi anlamına geliyordu. Türkiye bu talebi reddetti ama NATO Çevik Kuvveti'nin hava unsurlarını da- vet etti. Çeşitli kaynaklar Cumhurbaş- kanı özal'ın, Türkiye'nin Çevik Kuvvet davetini, "Eğer Çevik Kuvvet gelmesey- di, Amerikan uçaklan geiecekti" diye sa- vunduğunu kaydediyor. • Asker yığınagı: ABD'nin yine ağus- tos başından itibaren Türkiye'den bir başka talebi, Irak ile sınınna asker yığ- ması oldu. ABD, geçmişte de Türkiye'- den böyle taleplerde bulunmuştu. Örrie- ABD'nin Körfez krizinin başlangicından bu yana Türkiye'den askeri talepleri beş noktada ortaya çıktı. Bu talepler büyük ölçüde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "olumlu yaklaşımı" sayesinde karşılık buldu. ABD'nin bu talebini bir süre püskürttü, daha sonra da Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ınısıyatifiyle davet sadece hava kuvvetlerine dönük olarak gerçekleşti. • Dört filo: ABD'nin yine krizin ilk günlerinde Türkiye'den bir başka talebi Türkiye'nin daha fazla Amerikan savaş uçağına üsleri açmasıydı. Türkiye'ye gel- mesi istenen uçak sayısı dört fılo olarak veriliyordu. Türkiye Ue ABD arasında 16 Mart 1987'de imzalanan Savunma ve Ekonomik îşbirligi Antlaşması'na ek protokol uyannca Incirlik'teki F-4 uçak- lan F-16'larla yenilenirken bir filoda bu- lunan uçak sayısı 36'dan 48'e yükseltil- mişti. Çünkü F-16'lann filo savaş düze- ni bu sayıya göre düzenlenmişti. ABD- ğin 1980 başlarında Lübnan'daki Ame- rikan deniz piyadeleri çapraz ateş altın- da kalınca VV'ashington, Ankara'dan Su- riye ile sınınna asker sevk etmesini ta- lep etmişti. ABD'nin Körfez krizi kap- samında böyle bir talebi olduğu resmi ağızlarca da açıklandı. Örneğin ABD Sa- vunma Bakanı Richard Cheney, 10 Ara- lık 1990 tarihli YYashington Post gazete- sine Türkiye'den irak ile sınınna daha fazla asker yığmasını talep ettiklerini söyledi. Washington Post, "Irak'ın dik- katini bölmeyi amaçlayan" bu talebin, "bir haftadan daha fazla bir süre önce" gündeme getirildiğini bildirdi. Bu tarih Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay- ın istifa ettiği günlerle aynı zamana rast- Lyordu. • B-52'lerin ikmali: ABD'nin şu ana kadar olmamışsa bile bundan sonra gün- deme gelme olasılığı çok yüksek olan bir başka talebi; Diego Garcia Adası'ndaki B-52 ağır bombardıman uçaklarının Irak'a saldın görevini tamamlamasından sonra Türkiye*deki üslere inebilmeleri ve ikmal yapmaları. İki ay kadar önce "çok konuştuğu için" görevinden alınan eski ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Gene- ral Dugan, vVashiogton Post gazetesine verdiği demeçte, Hint Okyanusu'ndaki Diego Garcia Adası'nda üslenmiş bulu- nan B-52 uçaklannı bir savaş halinde Irak'a daha yakın bir ülkeye kaydırmayı düşündüklerini, "bu ülkenin bir savaş çı- karsa üsler için izin vereceğine kesin göz- ie bakıldıgını" açıklamıştı. İki gün ön- ce Cumhurbaşkanı Turgut özal ile gö- rüşen VYfeshington Times'tan Arnaud de Borchgrave de Özal'a yönelttiği sorula- nndan birisinde bugün Türkiye'de bulu- nan Baker'ın özal'dan bu konuda izin istemeyi planladığını bildirdi. Borchgrave sıradan birisi değil, muhafazakâr bir par- tinin iktidarda olduğu ABD başkentinin muhafazakâr eğilimli gazetesinin üst dü- zeydeki politikalara ulaşabilen genel ya- yın müdürü. Tüm bunlardan ABD Genelkurmayı'- nın Körfez'e dönük kontenjan planları- nı Türkiye'deki üsleri de kullanmayı kap- sayacak biçimde yaptığı anlaşılıyor. Bu taleplerin uygulama oranının yüzdesinin fazlalığı da büyük ölçüde Cumhurbaş- kanı Özal'ın bu taleplere sıcak bakma- sından ve bunlann Türkiye'nin çıkarla- nna uygun olduğuna inanmasından kay- naklanıyor. BAĞDAT NOTLARI Iraklılar savaş beklemiyorBM Güvenlik Konseyi'nin verdiği sürenin • dolmasına 2 gün kala Bağdat'ta gündelik yaşamda bir değişiklik yok. Dükkânların tamamı açık. Alışveriş tüm hızıyla sürüyor. delik yaşamın olağan akışı ön plana akıyor. Ancak hemen sonra "iki gün sonra ne olacak" FATtH M. YILMAZ BAĞDAT — BM Güvenlik Konseyi'nin Irak'a, Kuveyt'ten sorusuna yanıt bulamamanın te- çekilmesi için tanıdığı surenin dirginliği Bağdatlılann yuzünde bitimine yalnızca iki gün kala açıkça kendisini hissettiriyor. Bağdat, fırtına öncesi sessizliği Irak'ın başkenti Bağdat, S. yaşıyor. Bağdat'ta ilk anda gün- Arabistan'dan ve Körfez'den üzerine çevrili on binlerce nam- luya aldırış etmiyor sanki. Ken- tin hiçbir yerinde çok yakında savaş çıkacakmış gibi bir hazır- lık göze çarpmıyor. Bağdat, as- kerden anndınlmış bir görünüm sergiliyor. Zaten Irak lideri Sad- dam Hüseyin de cephedeki as- kerlerin yeraltında olduğunu, yerüstünde ancak birkaç asker görülebileceğini söylüyor. Ko- nuştuğumuz Bağdatlılann he- men hemen tamamı çok yakın- da bir savaş çıkacağına inanma- dıklannı söylüyorlar. Ancak Körfez krizinin savaşa başvurul- madan çözülmesi Bağdatlılann en büyük isteği. Bağdat'ta barış için son umut olarak BM Genel Sekreteri Pe- rez de Cuetlar'ın Saddam Hüse- yin ile yapacağı görüşme görü- lüyor. Ancak bu iyimserlik Bağ- dat'ta bulunan yabancı gazete- ciler ve hatta Iraklı yetkililerin bazılarınca paylaşılmıyor. Cuel- Yemen'den çağrı: Irak Kuveyt'ten çekilsinDış Haberler Servisi — Kör- fez krizinin başlangıcından bu yana Irak'ı destekleyen Yemen, Saddam Hüseyin'i Irak'tan ce- kihneye çağırdı. Irak Ulusal Meclisi, Körfez krizini görüş- mek üzere yarın toplanıyor. Irak'a yakın tavırlı birkaç Arap Ulkesinden biri olan Ye- men, Irak'ın Kuveyt'ten çekilme- sini istedi. Irak'ın Kuveyt'i işga- linden bu yana Mısır'ı ziyaret eden ilk üst düzeyde Yemen yet- kilisi olan Yemen Dışisleri Baka- nı Abdülkerim El-tryani, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile görüştü. İryani, görüşmeden sonra yaptığı basın toplantısın- da, ülkesinin "her zaman Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi gerektigi fikrini desteklediğini" söyledi. SSCB parlamentosu Yüksek Sovyet, Başkan Mihail Gorba- çov'a, Körfez krizinin siyasi bir çözüme kavuşturulması için Irak, ABD ve ilgili öteki taraf- larla "yeni diplomatik temasla- ra geçmesi" tavsiyesinde bulun- du. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, dün yeniden, Irak'a Ku- veyt'ten çekilme çağrısında bu- lundu. Reuter'in haberine göre Esad, Saddam Hüseyin'in Ku- veyt'ten çekilmesinin ardından y\ > ı« AmerikaJı Julie Uple, savaş tehlikesinin yarattığı koşullarda, belki Irak'a yönelik bir saldın olursa, U f l l l l f l l S l Z g e i l l l de dünyada ilk ke? damatstz evlenen gelin oldu. Julie'nin Körfez'de- "Suriye'nin Irakla yan yana ki sevgilisi Tim Burke, Missoula kentindeki rahibe telefon aracüığıyla "evet" derken gelinin sağ- savasacağım" söyledi. BAŞKENTLERDEN dıçlıgını yakın arkadaşı Phill Simson yaptı. (Fotoğraf: AP) lar'ın 15 ocak tarihine iki gün kala ne yapabileceği sorusu şu anda Bağdat'ta havada kaiıyor. Yaygın kanı, Cueliar'ın Körfez krizine barışçı yollardan çözüm bulmasının ABD Başkanı Bush'a bağlı olduğu şeklinde. Bağdat'ta ABD Başkanı Bush'tan son dakikada bir adım atması bekleniyor. Bush'tan beklenen adım, Filistin sorunu- na ilişkin uluslararası konferans fikrine küçük bir destek verme- Bu arada FKÖ lideri Yaser Arafat ile eski Nikaragua Dev- let Başkanı Danid Ortega'nın da Bağdat'a gelmeleri, Cuellar'ınki kadar olmasa bile barışa dönük umutlan güçlendiren etkenler olarak da göze çarptı. FKÖ li- deri Arafat önceki akşam Azra- şit Oteli'nde eski Nikaragua Devlet Başkanı ile görüştü. Ara- fat göruşmeden sonra "Sizce ba- nş olacak mı" şeklindeki soru- muza "Olması gerekiyor. Bunun için buradayız" dedi. Ortega ise bir basın toplantısı düzenledi ve "15 ocak akşamı saat 24.00'e ka- dar banş için umutlu otduğunu" söyledi. Bağdat sokaklan Olağandışı hiçbir şeyin gö- rünmediği Bağdat'ta sokaklar canlı bir görünüm sergiliyor. Dükkânlann tamamı açık. Alış- veriş ve ticari yaşam da tüm hı- zıyla sürüyor. Yiyecek maddesi satan dükkânlar hiç de boş de- ğil. Yalnızca pastanelerin büyük çoğunluğu un sıkıntısından ka- panmış durumda. Ancak bu du- rumun Bağdathlan pek rahatsız ettiği görülmüyor. Bağdat sokaklarmda dolaşır- ken dikkati çeken en önemli ko- nu, askerlik şubelerinin önünde- ki kuyruklar oldu. 16-20 yaş ara- sındaki gençler cepheye gitmek için askerlik şubelerinin önün- de, bütün gün bekliyorlar. Konuştuğumuz bir Iraklı bi- ze, "Türkiye'nin tutnmunun ne- den ABD'nin yanında olduğu- nu" soruyor. Serbest ticaretle uğraştığını belirten Iraklıya gö- re Türkler ve Irakhlar "kardeş". Ancak Körfez krizi ile birlikte bu kardeşlik ortadan kalkmış durumda. POUTIKADA SORUT\LAR ERGUNBALa Politika ve Savaş Dünyanın nefesini tutup 15 Ocak'ı bekledtği şu günlerde Körfez krizinin, komediye çağrışım yapan yanlan da var. Saddam 15 Ocak'a kadar Kuveyt'ten çekileceğine ilişkin bir açıklama yapmazsa ABD ve müttefikleri Irak'a karşı as- keri harekâtı başlatmakta karartı görünüyorlar. Ama bu harekât konusunda en büyük korkuları ne, biliyor musunuz? Irak'ın askeri makinesinin tümüyle ezilmesi. Savaşın amacı, düşmanın askeri gücünü tümüyle ezmek- tir. Siz hem savaşa gireceksiniz, hem de karşı tarafın askeri gücünün ezilmesinden korkacaksınız. Olur mu böyle şey? Savaş Ortadoğu gibi herkesin kendine göre hesabı oldu- ğu, dünyanın en kaypak bölgesinde çıkacaksa olur. 9 ocak tarihli International Herald Tribune gazetesinde, Ri- yad kaynaklı çok ilginç bir haber vardı. Habere göre Irak karşıtı ittifaka dahil Arap ülkeleri arasın- da en şahini Suudi Arabistan. Suudi Arabistan, Saddam Hü- seyin'in Kuveyt'ten zor kullanılmadan çekileceğine inanmı- yor. Riyad yönetimi, Saddam'ı Kuveyt'ten çıkartmak için bas- latılacak askeri harekâtın kapsamının geniş tutularak Irak'ın kimyasal silah merkezleri ile nükleer tesislerınin de imha edit- mesini istiyor. Bu konuda ABD ile tam bir uyum içindeler. Su- riye ile Mısır da ABD ve Suudi Arabistan kadar hevesli ol- mamakla birlikte, Kuveyt'i kurtarmak için girışilecek bir sal- dırıda Saddam'ın kimyasal ve nükleer tesislerinin de imha edilmesinin "fena olmayacağı" görüşündeler. Ama başta ABD olmak üzere ittifaka dahil üyelerin hepsi Irak'ın askeri makinesinin tümüyle ezilmesine karşılar. Hep- sinin kendine göre nedenleri, hesaplan var. Önce ABD, Irak'ın askeri gücü tümüyle ezildiği takdirde, bölgede dengenin tehlikeli biçimde İran ve Suriye lehine de- ğişmesinden korkuyor. Irak'ın ezilmesi, İran'da Şii devrimi- nin yeniden hareketlenmesine yol açabilecek. Önünde artık "Irak duvarı" bulunmayan bu devrim, batıya yayılarak Kör- fez için tehlike oluşturabilecek. Petrol bölgesi bu kez İran'ın tehdidi altına girebilecek. Ayrıca, İran ve Suriye, Irak'tan top- rak kapma yanşına girişebilecekler. Böylece bölgede büyük bir kaos meydana gelebilecek. Evet ABD'nin korkusu bu. Bu bakımdan hiç merak etmeyin. Savaş çıkar da ABD Irak'ı ezerse, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'da yaptığı gi- bi, hemen Irak'ı yeniden silahlandırmaya başlar. Ya ötekilerin korkuları? İngiltere ve Fransa gibi Batılı ülkeler de aşağı yukan aynı kaygıyı paylaşıyorlar. Suudi Arabıstan'ın korkusu ise daha değişik boyutlarda. Riyad da Irak'ın tümüyle ezilmesi sonucu, meydanın iran'a kalacağından korkuyor. Ama Suudi Arabıstan'ın bir korkusu daha var: Irak'ın sa- vaş makinesi tümüyle ezilirse. Arap dünyasında israil'e mey- dan okuyabilen tek Arap ülkesi sahneden çekilmış olacak. Suudi Arabistan da bu olguyu teşvik ettiği gerekçesi ile Arap- ların büyük tepki ve nefretine hedef olacak. "Hain" diye ni- telendirilecek. Suriye lideri Hafız Esad da bir yandan Irak'ın askeri gü- cünden korkuyor, öte yandan da bu gücü İsrail'e karşı en bü- yük denge unsuru olarak görüyor. Bu nedenle o da Irak'ın askeri makinesinin tümüyle ezilmesini istemiyor. Özetle, doluya koy olmuyor, boşa koy olmuyor. Irak'la sa- vaşmazsan dert, savaşırsan başka bir dert. Vuracaksın ama öldürmeyeceksin. Ya da boks sporunda- ki gibi belden aşağı vurmayacaksın. Faul yapmayacaksın. Prusyalı ünlü asker ve yazar Clausevvitz, "savaş politika- nın devamıdır" der. Politika, zaman zaman eğlenceli olabiliyor. Ama savaş, hiçbir zaman eğlenceli degildir. » » OzAL'IN AÇIKLAMASI 'Irak saldırmazsa 2. cephe olmayız' Dış Haberler Servisi — Cumhurbaşkanı Turgut özal, Irak'ın saldırmaması duru- munda Türkiye'nin ikinci cep- he olmayacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut özal, CNN televizyonunun so- rularını yariıtlarken "Irak Türkiye'ye saldırmazsa, ikinci cephe olmayacak" dedi. Özal, Körfez'de savaş olasılığının da yüzde 80 olduğunu söyledi. Cenevre görüşmesinin başa- nsızlık olarak görülmemesi ge- rektiğini söyleyen Özal, "Esas düşünce, Irak'a durumun cid- diyetini anlatmaktır ve sanıyo- rum 6 saat içinde bu yapddı" dedi. "Hüsnü Mübarek, Cenevre görüşmesini 'şok edici' buldu- gunu söyledi. O da şimdi Irak'- ın Kuveyt'ten çekilmesi için BM Güvenlik Konseyi'nin aldı- gı kararların güç kullanılarak uygulanması gerektiğine inanı- yor. Siz aynı göriişte misiniz" yolundaki soruyu Özal, "Ge- nelde evet" diye yarutladı. Özal, savaş olasılığının yüzde 80'e çıktığını düşündüğür.ü ifa- de etti. "Ortadoğu konusunda ulus- lararası bir konferans yapıldı- gı takdirde, Saddam'ın gerçek- ten çekileceğine inanıyor musunuz" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı özal, Ku- veyt'in işgali ile Filistin sorunu arasında ilişki kurulmaması ge- rektiğini belirtti ve şöyle devam etti: "Ama dünya, Filistin soru- nuna yani Arap-tsrail çatısma- sına da bir çözum bulmalıdır. tster Saddam çekilsin, ister çe- kilmesin. Bu ayrı bir konudur. Krizden sonra bu soruna egilin- melidir." Savaşın kaçınılmaz olup ol- madığı sorusunu Cumhurbaş- kanı Özal şöyle yanıtladı: "Savaşı hiç kimse istemez. Ama tarihte gördügümüz gibi bazen savaştan kaçmak zor. Bazen mecburiyet olur. Zaten düzeltmeyi yapmazsanız, so- nunda çok daha büyük savaş- laria karşdaşırsınız." Batıda barış gösterilerî yoğıınlaşıyorDış Haberler Servisi— BM Güvenlik Kon- seyi'nin Irak'a Kuveyt'ten çekilmesi için ta- nıdığı son tarih olan 15 ocağa iki gun kala Batı Avrupa başkentlerinde savaş karşıtı gös- teriler yoğunlaşıyor. ABD'de ise kamuoyu sa- vaş konusunda ikiye bölünmüş durumda. Fransa Paris muhabirimiz Sabetay Varol'un habe- rine göre 15 ocağa iki gün kala Fransa'da sa- vaş endişesi giderek büyüyor. Bağdat'ta dün temaslannı tamamlayan BM Genel Sekrete- ri Perez de Cuellar'ın bugün Paris'e gelerek Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'la yeni bir görüşme yapması bekleniyor. Pasifist örgüt- lerin düzenlediği "savaşa hayır" yürüyüşleri kamuoyunun ilgisini üzerine çekerken ikti- dardaki Sosyalist Parti ve aşırı sağ partiler başkan Mitterrand'ın i/lediği Körfez politi- kasını "ana hatlanyla" destekliyor. Dün değişik kuruluşlarca ayrı ayrı yapılan savaş karşıtı gösteriler, pasifistlerin aralannda tam bir birlik sağlayamadığını, ancak buna rağmen geniş bir kesime hitap yeteneğine sa- hip olduklarını ortaya koyuyor. 15 ocak yak- laştıkça, savaşa karşı duyarlılığın da arttığı gözleniyor. Fransız Komünist Partisi'ne ya- Fransa Savaş karşıtı gösteriler devam ediyor. tktidardaki Sosyalist Parti ile aşırı sağ partiler François Mitterrand'ın politikasını "ana hatları" ile destekliyor. Ynnanistan Silahlı Kuvvetler, teyakkuz durumuna geçti. Ülkeye giriş çıkışlar kontrol altında. Almanya Yüzü aşkın yerde dün "savaşa hayır" gösterileri düzenlendi. İngiltere Başkent Londra'nın ünlü Trafalgar Meydanı'nda binlerce kişi savaş karşıtı gösteri yaptı. km Genel İşçi Konfederasyonu üyesi (CGT) demiryolu işçıleri dün sabah Almanya'dan Körfez'e Amerikan askeri malzemesi nakle- den bir treni iki saat süreyle engelledi. Dünkü Le Figaro gazetesinde yayımlanan bir kamuoyu yoklaması halkın yüzde 73'Unün savaş çıkacağına inandığını gösteri- yor. Yüzde 60 François Mitterrand'ın kriz po- litikasını onaylarken yüzde 23 onaylamıyor. Öte yandan halkın yüzde 57'si Fransa'nın sa- vaşa girmesine karşı. Yunanistan'da teyakkuz Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis'in bildirdiğine göre Körfez krizindeki dramatik gelişmelerden sonra Yunan Silahlı Kuvvetle- ri de önlemler almaya başladı. Bu yoldaki ha- zırlıkların "tamamlandığı" Savunma Bakan- lığı tarafından açıklandı. Silahlı kuvvetler, Körfez'de çıkacak olası bir savaş karşısmda Yunanistan'a yönelik "sabotajların önlenmesi" amacıyla bir tür "teyakkuz" du- rumuna geçmiş bulunuyor. Almanya Berlin muhabirimiz Dikk Zaptçıoğlu'nun bildirdiğine göre Alman şirketleri, Birleşmiş Milletler'in Irak ambargosunu çiğnemeye de- vam ediyorlar. Batılı istihbarat örgutlerinin bilgisine göre 100 Alman firması ambargo- yu başından beri hiçe sayarak Irak'la ticare- ti sürdürüyor. Amerikan gizJi servisi CIA şüpheli Alman şirketlerinde dinleme operas- yonlan düzenleyerek bu bilgiye ulaştı. Almanya'nın yüzü aşkın yerinde dün "sa- vaşa hayır" gösterileri düzenlendi. On bin- lerce kişi Frankfurt, Bonn, Hamburg, Ber- lin ve başka kentlerde yürüyüşiere katılarak "Petrol için kan dökülmesin" diye bağırdı. Bonn'daki ABD ve Irak elçilikleri önünde ba- nşçı gruplar 15 ocağa kadar açlık grevi ya- pıyorlar. Gösterilerin yanı sıra dün ve bugün Almanya'daki kflise ayinlerinde de savaşa karşı toplu dualarda bulunuluyor. tngiltere'de otosansür Londra muhabirimiz Edip Emil Öymen- in haberine göre Ingiltere Savunma ve Dışis- leri bakanlıklan tarafından hazırlanan ve ba- sının "bir savaş durumunda nasıl davranacagım" belirleyen 32 maddelik yönet- meliğin "Çok gizlidir" kaydıyla gazete genel yayın müdürlerine gönderildiği ve "açıklan- mamasının istendigi" anlaşıldı. Basına sızdı- nlan ve "bir süredir" yürürlükte olduğu an- laşılan yönetmelik, tngiliz basınına şimdiye kadar görülmedik ölçüde bir otosansür ön- görüyor. tngiliz dilinde yayın yapan trlanda basınını etkilemeyen "oto-sansür" yönetme- liğinin varlığı tesadüfen anlaşıldı. Londra'nın en büyük meydanı "Trafalgar Meydanı"nda toplanan binlerce kişi, dün gü- neşli ama soğuk bir havada "Savaşa hayır" diye bağırdı. ABD'de kamuoyu bölündü New York muhabirimiz Şebnem Atiyas'ın bildirdiğine göre Amerikan kamuoyu savaş konusunda ikiye bölünmüş durumda. Sava- şın gerekli olduğunu düşünenlerle savaş ye- rine ambargoya devamı savunanlar hemen hemen birbirine eşit. Savaş günü yaklaştık- ça artan tedirginlik hemen her yerde kendini hissettiriyor. Önceki gün Kongre'de oylama konusunda görüşmeler yapılırken bir grup gösterici savaş karannı protesto etti ve 11 ki- şi tutuklandı. Okullarda ve üniversitelerde gösterilerde savaş yanlıları ile savaşı protes- to edenler arasında çatışmalar çıktı. Dün de ABD çapında gösteriler sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle