28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5 Gürdere: ANAP savaşa karşı • ANKARA (UBA) — ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, muhalefet liderlerinin Körfez ile ilgili takındığı tavrı eleştirerek, "Muhalefet, Özal'la birlikte olacağımıza Saddam'la birlikte oluruz diyor" dedi. Yaptığı açıklamada, ANAP'ın savaştan yana imiş gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade etti. Gürdere, "Bu doğru değil. Sayın Başbakan yaptığı açıklamada, 'Türkiye'ye bir saldırı olmadığı takdirde Türkiye savaşa girmeyecek' dedi. Bu doğrudur. ANAP savaştan yana değildir" dedi. Adnan Hoca DYPye giriyor • tç Politika Servisi — "Adnan Hoca" adıyla bilinen Adnan Oktar, DYP'ye gireceğini açıkladı. DYP'nin dün gece düzenlediği "Yıla Bakış" toplantısına katılan Adnan Oktar, Süleyman Demirel'in "Söz milletindir" ilkesini savunmasını ve demokrasi âşığı olmasını DYP'ye girme kararına gerekçe olarak gösterdi. Oktar, 12 Eylül öncesinde AP'Ii olduğunu, 1983'ten bu yana da DYP'yi "gizli gizli" desteklediğini söyledi. Oktar, bundan sonra DYP'ye açık destek vereceğini kaydetti. Kırlı'nın önergesi • ANKARA (AA) — SHP Baükesir Milletvekili önder Kırh'nın, cezası tecil edilenlerin devlet memuru ölabiîmelerine imkân sağlayan yasa önerisi, TBMM Genel Kunılu'nda kabul edildi. Yasaya göre, taksirli suç işlemiş olanlar ile cezası tecil edilmiş olanlar devlet memurluğuna girebilecekler. Ağır hapis, 6 aydan fazla hapis veya affa uğramış olsalar bile devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hirsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli iflas gibi yüz kızartıcı ya da şeref ve haysiyeti kırıcı suçlardan mahkûm olanlar, kaçakçılık, ihalelere fesat karıştıranlar memur olamayacaklar. SHP'den stirekli barış • tç Politika Servisi — SHP Genel Merkezi'nin "barış kampanyası" ile harekete geçen il ve ilçe örgütleri "savaşa karşı banş" etkinliklerine hız verirken, Istanbu] il örgütü de 13 ocak günü Genel Başkan Erdal lnönü'nün de katılacağı "Savaşa hayır" mitinginin hazırlıklannı tamamladı. SHP îstanbul İl Başkanı Ercan Karakaş, tiim ilçe örgütlerine binlerce broşür gönderdiklerini ve barışsever tüm lstanbullulan mitinge beklediklerini söyledi. Bu arada dün Taksim'den Galatasaray'a kadar Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik'in de katıhmıyla yürüyerek "Savaşa hayır" broşürü dağıtan il yetkililerinin yolunu kesen türbanlı genç kızlar da yakalanna bu broşürlerden takarak fotoğraf çektirdiler. SBP kuruluyor • ANKARA (UBA) — Sosyalist Birlik Partisi 15 ocak salı günü İçişleri Bakanlığj'na yapılacak başvuruyla resmen kurulacak. SBP'nin kurulmasıyla birlikte yasal kayıtlarda yer alan parti sayısı 18'e yükselecek. SHP'den istifa eden lzmir Milletvekili Kemal Anadol, İstanbul Milletvekili Hüsnü Okçuoğlu, Ankara Milletvekili Kâmil Ateşoğulları ve Içel Milletvekili Ekin Dikmen'in de aralarında bulunduğu 130 kişiden oluşan SBP Kurucular Kurulu 14 ocak pazartesi günü Ankara'da toplanacak. Inönü veDemirel başkalannın çıkarı için savaştayerimizyok dediler 'Meclis görev başına'Inönü Türkiye'nin savaşta yeri - olmayacağı ABD'ye anlatılmalı. Eğer yeni bir durum varsa bunlar Meclis'te konuşulmalı. Barış isteğimiz açıkça ortaya konulmah. Savaşa halk karşı çıkıyor. Demirel Türkiye'nin savaşa sürüklenmesinin hiçbir gereği yok. Ülkeyi yönetenlerin Türkiye'nin başını derde sokmaya hakları yoktur. TBMM mutlaka ANKARA (Cumknriyet Bü- rosn) — SHP Genel Başkanı Er- dal Iflönn ve DYP Genel Başka- nı Süleyman Demird, Cenevre'- de gerçekleşen James Baker - Tank Aziz zirvesinden sonra or- taya çıkan durumun değerlendi- riknesi için TBMM'yi göreve ça- ğu-dılar. Inönü, "Eğer ABD'nin Türkiye'den yeni istekleri varsa bunlar Meclis'te konuşulmalı" dedi. Dernirel de "Törkiye'ye saldın olmadıkça Türkiye'nin başını derde sokmaya kimsenin hakkı yoktur" diye konuştu. İnönü, dün düzenlediği basın toplantısında ABD ve bir grup Ulkenin Irâk'ı Kuveyt'ten zorla çıkartma girişimi içinde olduk- lannı, bunun BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayandırıl- mak istendiğini kaydederek "Ancak BM Güvenlik Konseyf- nin kararları, iilkelerin tümünü savaşa çağıran nitelikte değildir. Her ülke genel dayamşma havaa içinde diledigini yapmakta serbesttir" dedi. Cenevre görüşrnesinin önemi- nin, zor kullanmaya gitmeden çözüm yolu bulunması umudu taşımasından kaynaklandığını belirten İnönü, gorüşmede bu umudun gerçekleşmediğini söy- ledi. İnönü şöyle konuştu: "Avrupa'da daha çok anlaş- mazlık var. SUahlar da hazır. Sa- dece devletler arasında degil, kentler arasında bile anlaşmaz- lıklar var. Ama tarihten gelen anlaşmazlıklar için ölmenin akılcı olmadıgına inanıyorlar. Yaşayarak anlaşmazJıkları çöz- mek, ölerek anlaşmazlıkların çözümiinii başkalanna bırak- maktan daha iyidir diye diişü- nüyoıiar. Bu, aklın bir geregi. Bu alul Avrupa'da var da Orta- dogu'da yok mu?" Partisinin zora dayah bir çö- züme karşı olduğunu, uluslara- rası hukuk düzeninin savaşla kurulamayacağını anlatan İnö- nü, son gelişmenin Türkiye açı- sından daha büyük önem taşı- dığını söyledi. İnönü, Cumhur- başkanı Özal ve Başbakan Ak- bulut'un "Bir savaş olacaksa bi- zim de yerimiz olacaktır" görü- şünü savunduklannı öne süre- rek, "Böyle bir tavır Meclis'te konuşulmadı. Yabancı asker ge- tirme izni bize göre anayasaya aykırı olarak hükümete verildi. Daha sonra Akbulut 'bir savaş gerekirse Meclis'e getireceğiz' dedi. O balde şimdi bu yeni du- nımu Meclis'e bir an ewel getir- melidirler" diye konuştu. SHP Genel Başkanı İnönü, dün Nükleer Savaşın önlenme- si İçin Hekimler Derneği Başka- bir şeyler söylemeli. nı Prof. Dr. Leziz Onaran'ı ka- bulünde de Ortadoğu'da soru- nun, bazj iilkelerin eski alışkan- lıklarla bugünkü sorunu çöz- mek istemelerinden kaynaklan- dıgıru söyledi. Demirel: Bir kişinin karanyla olmaz Demiret, yazılı bir açıklama yaparak ABD Dışişleri Bakanı James Baker ile Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz görüşmesini değerlendirdi. Irak'ın, dünyanın baskısı karşısında durumunu değiştirmediğini ve 15 ocağa de- ğin de değiştirmeye pek niyetli olmadığının gözlendiğini bildi- ren Demirel, ABD'nin 15 ocak- tan sonra kuvvet kullanacağını açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekti. Demirel, açıklamasını şöyle sürdürdü: «Şayet olay savaşa dönii- YAŞ GÜNÜ — Semra Özal yaş gününü, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Muhabirleri Dernegi Lokali'nde yemekle kutladı. 57 yasına giren Semra Özal'a dogumgıinü paslasından ilk dilimi Cumhurbaşkam Özal yedirdi. (Fotograf: AA) Cumhurbaşkanı ÖTjaVdan son Körfez tahmini 4 Barış ihtimali yüzde 20*ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Körfez krizin- de barışçı bir çözümün gerçekleşmesi için Saddanı Hüseyin'in Kuveyt'ten çekilmesi ge- rektiğini belirterek, "Ama bu kuvvetli de- ğildir. Bu ihtimal yüzde 20'dir" dedi. Özal, savaşın çıkması durumunda Irak'tan Tür- kiye'ye büyük bir akın olacağını söyledi. Özal, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Muhabirleri Derneği'nce dernek lokalinde yaş günü dolayısıyla Semra Özal ve lokaJin kurulmasına katkıda bulunanlar onuruna verilen yemeğe katıldı. Cumhurbaşkanı özal, burada yaptığı konuşmada, Körfez krizinde karar verecek kişinin "tek adam" olmasının çözüm konusundaki tahminleri zorlaştırdığını söyledi. Cumhurbaşkanı Özal, dun akşam Genel- kurmay Başkanı ile haftaük görüşmesini ya- parken, ABD Başkanı Bush'un telefonla kendisini aradığını belirterek, Cenevre gö- rüşmelerine ilişkin şunlan söyledi: "Cenevre konuşmalarında görüşmeler uzayınca bir çözüm oluyor. şu olu>or, bu oluyor diye... Düşündüm taşındım, bu işin karannı verecek tek kişi var. Bize tek adam diyorlar ya, esas tek adam orada. Tek adam var, o karar verecek. Onun için o karar ora- da verilemez. Yani hiç kimse hayal görme- sin. Karşılıklı olarak meseleler anlatılmış- tır. Öbür taraf ne düşunüyor, o ne düşünii- yor. Bir taraf Amerikan tarafı, bu işin eid- di olduğunu anlatmaya çalışımş, 'Aman dik- kat edesiniz' demiş. Öbür taraf da 'Sizin çif- te standardınız var' gibi şimdiye kadar söy- lenen ne varsa hepsini söylemiş. Onun için birbirlerini 6 saat büyük bir sabır içinde dinlemişler. Bana gelen notta çirkin hitap- lar olmadığı, profesyonel bir tarzda görüş- menin gayet diplomatik bir bava içinde ol- dugu kaydediliyor. Onun için Başkan Bush'a dedim ki 'Ben zaten çok fazla ümitli değildim. Bu iş olacaksa zaten olacaktır. Karar özellikle Saddam Hüseyin tarafından verilecektir. Yani niye Tank Aziz'e bıraksın bu kararı? Niye onun ağzından ifade etsin' eğer verilecekse tabü." CNN'e interviz- yon ile dün bir mülakat verdiğini anlatan Cumhurbaşkanı, kendisine yöneltilen soru- lardan bir tanesinin "Bu iş nasıl biter" ol- duğunu bildirdi. Özal, şunlan söyledi: "Ben dedim ki bugünkü görünüşüne göre sulh olma ihtimali, yani sulhu tutmanın bir- tek >olu var. O da Kuveyt'ten çıkacağını so>- lemesi ve çekilmeye baslaması. Ama bu ih- timal de yuksek değildir. Yani soylesem soy- lesem, yüzde 20 civannda gibi bir ihtimal görüyonım. Ama önemli olan şudur, Amerikan Kongresi konuşuyor, münakaşa ediyor, Baş- kanı bu konuda I uvvetli bir şekilde destek- lerse mesaj yerine ulaşır ve sulh ile bitme ihtimali kuvvetlenir. Ama kesin olarak sulh ile biteceğini söylemiyorum. Çünkü karar verecek kimsenin tek adam olması tahmin- leri çok şasırtır. Tek kisi karar verecek. Onun da hangi haleti nıbiye icerisinde ol- duğunu bilmek fevkalade zordur, ama de- mokrasilerin büyük iistünluğü vardır, gii- zelliği buradadır. İslamda bile bu konuda çok önemli bir mekanizma var, danışma mekanizması. Danışacaksınız, ondan son- ra karar vereceksiniz der." Cumhurbaşkanı, Irak'tan Türkiye'ye ge- len bir arkadaşının, Irak'ta fiyatların çok yükseldiğini, ambargonun tesirini gösterdi- ğini, ancak insanların bu duruma kayıtsız kaldığını anlattığını söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye 1 nin 1980-90 döneminde büyük mesafe kay- dettiğini, 2000'li yıllarda birçok şeyin daha da yoluna gireceğini belirterek, şunlan söy- ledi: "Ama tabü cenabı hak istiyorsa biz de ona göre çalışıyorsak, ona göre gayret edi- yorsak, bunlann hepsi olur. Bazen dikkat ediyorum, konular geliyor, gazeteler, tele- vizyon. hareket, birdenbire bir bakıyorsu- nuz, korkunç bir şeyle karşı karşıya kalıyor- sunuz. Nasıl bir cephe karşınızda. Bu, Türkiye'de çok sık rastlanan bir hadisedir. Bütün şeyler birieşiyor. Koalisyon yapıyor- lar. Ortaklık yapıyorlar. Bir cephe halinde yükseliyor, yükseliyor, ama Kuran-ı Kerim- de bir tabir var, Şer Cephesi' yükselir. Ama imanlı olur, sabit ve karariı olursamz onun suni olduğu, gösterişli olduğu ortaya çıkar. Kendi kendini de ikna eder. Son günlerde karşılaştığımız hadiseler budur." şecekse, bunun Türkiye'ye sıçra- maması lazımdır. Zira Türkiye^ nin savaşa sürüklenmesinin hiç- bir gereği yoktur. Ülkeyi yöne- tenlerin, Türkiye'ye saldın olma- dıkça, Türkiye'nin başını derde sokmaya haklan yoktur." Demirel dün akşam İstan- bul'a gelerek partisinin İstanbul tl örgütü'nce düzenlenen "Aya Bakış" toplantısında konuştu. DYP Genel Idare Kurulu da (GİK) dün bir bildiri yayımlaya- rak "Kendi ülkesinde bulamadı- ğı itibarı, başka uikelerin baş- kanlannın telefonlannda arayan kafa yapılarının elinde. ülkemi- zin hiç gerekmeyen ve içinde iil- kenin ve ülke insanlarının çıka- rı bulunmayan maceralara sü- rüklenmemesi lazımdır. TBMM' yi bir kere daha göreve davet ederiz" görüşünü dile getirdi. OzaFdan tartışnıalı ataıııa ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Eski Danıştay Başkanı Sü- leyman Türkoğlu'nu Cumhur- başkanlığı Başdanışmanlığı'na getirdi. Eski Danıştay 10. Daire Başkanı Şerafettin Kaya da Cumhurbaşkanı Özal'a yakınlığı ile bilinen Mustafa Süzer'e ait Süzer Holding'e danışman oldu. Ulaştırma Bakanlığı Müstesa- n Ertan YiUek de bir hafta için- de iki ayrı göreve birden atandı. Önce Cumhurbaşkanlığı Başda- nışmanlığı'na atanan Yülek, dün de Resmi Gazete'de yayım- lanan yeni bir atama karan ile Şeker Fabrikaları Genel Müdür- lüğü ve Yönetim Kurulu Baş- kanlığı görevine getirildi. 24 Aralık 1973'te Danıştay üyeliğine seçilen Süleyman Türkoğlu, 24 Temmuz 1975'te Danıştay Genel Sekreterliği'ne getirildi ve bu görevini 20 Tem- muz I982'ye kadar aralıksız sür- dürdü. Türkoğlu, 80'li yılların başında bunun dışında iki ayn görev daha üstlendi. 1981-85 yıl- ları arasında Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği, 1980-84 yılları arasında da Yüksek Se- çim Kurulu Başkanvekilliği ve üyeliği görevlerini yurüten Türk- oğlu'nun, 17 yülık Danıştay üye- liği süresince yargıçlık görevini çok kısa bir süre sürdürdüğü de gözlendi. Türkoğlu, genel sekre- terlik görevinin ardından, 1985-90 yıllan arasında Danış- tay 6. Daire Başkanlığı yaptı, 7 Şubat 1990'da da Danıştay Baş- kanı oldu. Bu görevi 10 ay sür- dürdükten sonra yaş haddinden 18 aralıkta emekli olan Türkoğ- lu, emekliliğinin üzerinden bir ay bile geçmeden, Resmi Gaze- te'de dün yayımlanan bir atama kararı ile Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı oldu. SHP'nin, Hafize Özal'ın Sü- Ieymaniye Camisi'nin türbesine, Nakşibendi Şeyhi Mehmet Za- id Kotku'nun yanına gömülme- sine olanak sağlayan Bakanlar Kurulu karannın iptali için yap- tığı başvuru, Danıştay 10. Dai- resi'nde 8 ayı aşkın bir süre ele alınmadı. Türkoğlu, Danıştay Başkanlığı'na seçildikten 4 ay kadar sonra, Cumhurbaşkanı özal'a 2.5 saat süren bir "nezaket" ziyaretinde bulundu. DOĞU VE GÜNEYDOĞULU MİLLETVEKİLLERİ KAYGILJ Halkı savaş korkusu sardıMilletvekilleri seçim bölgelerinde vatandaşlann endişe içinde olduklarmı ve göç hazırhğı içinde bulunduklannı söylediler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Körfez'de savaş olasılı- ğının artması milletvekilleri ara- sında da tedirginlik yarattı. Do- ğu ve Güneydoğu illerinin mil- letvekillerinden bir bölümü se- çim çevrelerinde vatandaşlann endişe içinde olduklarmı biidi- rerek göç hazırhğı olduğunu öne sürdüler. Cumhuriyet muhabirlerinin sorulannı yanıtlayan milletvıekil- leri şunlan söylediler: Ekin Dikmen (Bağımsız Içel Milletvekili): Genelde bir tedir- ginlik var. Kimsenin yerinden yurdundan ayrıldığına şahit ol- madım. Ama bu daha çok bu- güne kadar "savaş olmaz" görü- şünden kanaklanıyordu. Bunun- la birlikte savaş ihtimaline kar- şı, savaş hali ya da sıkıyönetim ilan edilmesi korkusu ile kendi- sine zarar geleceğine inanan bazı insanların, aydınlann tek tük başka kentlere gittiklerini du- yuyoruz. Mehmet Dönen (SHP Hatay Milletvekili): Ortadoğu'ya göre organize olan bölgemizde, li- manlar boşaldı, işadamlan baş- ka yerlere gitti. Bölge atom bombası atıimış gibi. Iskende- run, Dörtyol özellikle böyle. Or- tadoğu krizi ile lpek Yolu'ndan daha işlek bir yol olan bölgemiz- deki ticaret yolu işlemez halde. Milyarlık tesisler bekliyor. Ben- zin istasyonları hurda hale geli- yor. Lokantalar, oteller boş. Hiçbir Ortadoğu ülkesine mal gönderemiyoruz. Bölgenin stra- tejik öneminden dolayı, insan- lar lstanbul'a gidiyor. Her yer perişan halde. Osmaniye sanki savaş olmuş gibi. Halk zaten bezmişti. Eskiden buralara göç vardı, şimdi tersine döndü. Mil- yarlık BOTAŞ'ta, işçilere zorun- lu izin veriliyor. O güzelim,tesis çöküş halinde... Sedat Doğan (SHP Adana Milletvekili): Insanlarda tedir- ginlik var. Hali vakti yerinde olanlar, ayın 13-14'ünden sonra Adana'yı terk etmeye hazırlanı- yorlar. Amerikalılann Karataş dinlenme tesisleri, Yumurtalık petrol boru hattı ve Incirlik üs- sü nedeniyle tedirginlik üst bo- yutlarda. İnsanlar 12'sinde öde- mek zorunda olduğu senedi pro- testo ettirme hazırlığında, 15'inden sonra ödemek üzere. Ne olur ne olmaz diye. Düğün törenleri azaldı. Nikâhlar için 16'sından sonraya gün alınıyor. Savaş şimdiye kadar ciddiye alınmıyordu ama, ben bölgeden yeni döndüm. Şimdi artık ciddi- ye alınıyor. İlhami Binici (Bağımsız Bin- göl Milletvekili): Bizim bölge- mizde her gün savaş var zaten. Deliye her gün bayram derler ya... Zaten bölgede kimse kal- mamıştı. Adakale, Yedisu tama- men göç etti. Yayladere de öyle. Biz zaten o etkinin içindeyiz. Altyapı, fabrika, ulaşım yok. Türkiye'nin en geri bölgesi. Biz bu savaş etkisini 2-3 yıldır yaşı- yoruz. Şimdi bir de bu eklendi. Alaattin Fırat (ANAP Muş Milletvekili): Bölgede askeri ve sivil savunma hazırlıkları ta- mamlandı. 1996 yılında tamam- lanması programlanan Muş Ha- vaalanı'nın yapımı Körfez krizi nedeniyle hızlandırılarak bitiril- di, askeri ağırlıklı kullanımına başlandı. Bu aşamada halkta fazla bir gerginlik yok. Bekliyo- ruz. Bölgede Körfez'de savaş tehlikesi nedeniyle herhangi bir göç yok şimdilik." Naim Geylani (Hakkâri Mil- letvekili): Sınıra yakın bölgele- re asker yığılıyor. Sınıra yakın yerlerde yaşayan vatandaşlar da tedirgin. Özellikle Irak'ın kim- yasal silah kullanma olasılığın- dan korkuyorlar. Hakkâri'nin dağlarla çevrili olması bölgede yaşayanları bir ölçüde rahatlat- tırıyor. O nedenle yoğun bir göç yok. Ben mutlaka Körfez'de sa- vaş çıkacağına inanıyorum. Ama Türkiye'nin fiilen bu sava- şa girmeyeceği kanısındayım. Türkiye'ye yönelik bir saldın ol- mazsa savaşa girmeyiz. Zaten Türkiye savaşa girmemeli. Orhan Veli Yddırım (SHP Tunceli Milletvekili): Halk tedir- gin. İmkânı, parası olanlar göç ediyor. Diğer vatandaşlar da bi- zimle ilgisi olmayan bu savaştan son derece tedirgin. Tunceli'de askeri güç yok. Saddam bomba atmaz diyoriar ama, savaş ola- yı tedirginlik yaratıyor. Halk alım gücü kadar yiyecek stoku yapıyor. Adnan Ekmen (HEP Mardin Milletvekili): Önceki gün yakın- lanmı aradım. 'Saddam'ın topu- nu bekliyoruz' dediler. Mardin en çok etkilenen yerlerden biri. CUNEYTARCAYUREK YAZirOD Sağduyunun Tükendiği Ülkede... ANKARA — "Bizimki" ellerini oğuşturdu: Saddam barış girişimlerini engellemişti. Gece geç vakit hayıflandı: Baker gelemiyordu! Oysa, Cenevre görüşmeterinden sonuç çıkrnayacağını ön- ceden kestirmiş; değeriendirmeteriyle görüşterine büyük de- ğer verdiği söylenen Bush'a Baker aracılığıyla ifetmeyi ta- sarladığı savaşla ilgili yeni ne planlar, ne senaryolar hazır- lamıştı kafasında... Öyle ya, hazırlık aşamasındaki savaş stratejilerini aylar- dır birlikte gözden geçirmişlerdi. Kısa ve kilolu bacaklarırv da ütüsüz pantolon, bir elinde VVashington'a bağlı telefon, diğer elindeki kabak çekirdeğinı yerken Çankaya Köskü'nde kabul ettiği devletin savaşla ilgili bir numaralı sorumlulan- na "askeri ve siyasi acıdan görüşler" aktardığı söyleniyordu. Hatta, Bush'un özellikle askeri konularda da kendisi gibi düşündüğünü, örneğin Güneydoğu'ya göndereceğimiz iki tümenin nerelerde konuşlandırılacagını birlikte saptadıkla- rını söyieyerek sorumlu otoritelere siyasetin yani sıra "as- keri direktifler" buyurmamış mıydı? Bu davranışlar sonradan kamuoyunda büyük tartısmala- ra yol açan eylemlere gerekçe olmamış mıydı acaba? Bu öy- küler bugün yadsınabilir. Ama bir gün, evet o gün mutlaka gelecek, örneğin kambiyo rejimini nasıl değiştirdiği milyo- nuncu kez anlatılırken devleti görülmedik hangi düzene ve- ya düzensizliğe ittiği kuşkusuz somut örneklerle beslene- rek birinci eiden demeçlerle, bilgilerle, uzun uzadıya ya- zılacak. Baker'ın Ankara gezisini ertelemesi Çankaya'da burukluk yaratırken Erdal İnönü, dün erken saatte basın toplantısı dü- zenliyor, sağduyunun sesini yansıtan iki önemli öneride bu- lunuyordu. Inönü'ye göre, (1)- Türkiye'nin savaşta yeri olma- yacağı, buradaki üslerin kullandırılmayacağı buraya geldi- ğinde Baker'a açıkça söylenmeliydi. (2)- Baker'ın olası yeni istekleri derhal toplanacak TBMM'de görüşülmeliydi. Bu öneriler, doğası bilinen Çankaya'mri bir kulağından gi- rip ötekinden çıkıyordu. Daha geçen pazartesi TV'den açık- lamıştı. Savaşa girmeyeceğimizi söylemeye asla yanaşmı- yordu. Üstelik bugünden bilinemeyen bir zorunluğun bas- kısıyla savaşa girmeyi dört gözle bekler havadaydı. Meclis'i toplamak mı? Ne ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ _ Meclis'i? Siyasal gele- ; ceğini bağladığı savaş InOPU HUD DariŞa söz konusu olacak; w/inoı;ie nnorilori Tö, Meciisie birlikte yoneıiK onemerı çahşacak? Güldürme- Ça/7/Vaya'/7/n Dİr yin insanı... Kulaklan- Lıla/jınHa nı Çankaya'ya daya- KUiaginaa mış kimi haber kay- Ötekinden naklan zaten dün, Ba- 7 V ' W p n ker'ın ABD'nin savaş ' v a e n niyetine Ankara'da S3V3Ş3 açık' destek arayaca- nirm(*W*rf*Öİmİ7İ ğ.n." yazıyordu. Bii- yirmeyecegımızı mem kaçıncı kez aynı SÖ//6/77ey© 3.Sİ3L masah anlatıyorlardı. v a n a < i m n / n r r l Oysa Türkiye, üç beş yanaşmiyom aydır Vfeshington'dan tODİamak 1711, esen isteklerin hemen herbirinebuyuranla- mında "Lebbeyk" çek- miş, TÖ'nün son ziyareti sırasında Beyaz Saray yetkilileri- nin açıkladıkları gibi "Bush ne dilerse tartışmasız kabuVen- mıştı. ,. _ . . „ . - T . ; ABD de doğrusu TÖ'nün insancıl zaaflartnı çok iyi sapta- mış, yeri geldiğinde kullanıyordu. Örneğin Baker, dün An- kara'ya gelemeyeceğini, "meslektaşı" dışişleri bakanımıza ileteceği yerde. telefonla doğrudan Çankaya konuğuna bil- diriyordu. ABD için Türkiye "Yok Başbakan, yok Dışişleri Bakanı" bir ülkeydi. ABD yönetimi bugünlerde Amerikan kamuoyunu yanına çekebilmek için sonuç vermeyen Tarık Aziz görüşmelerini nasıl kullanacağını hesaplamaktaydı. TÖ nasılsa "büyük dostlardan"dı. Amerikan halkındaki savaşa karşı olumsuz havayı gidermek varken Ankara'da gevezelikle vakit öldür- menin âlemi neydi? inönü'nün bir başka yanılgısı şuydu: TÖ ve hükümeti, BM kararlannın bir ülkeyi savaşa zorlamayan içerikte olduğunu niçin açıklasınlar? Savaştan yarar uman bir zihniyet, ülke halkının, Medis'in, basının savaşa karşı olduğunu neden Ba- ker'a söylesin? Savaş Güneydoğu illerini etkileyecek. Oradaki insanlar, tedirgin. Bu bilgi, sadece içimizden gelmıyor. Geçenlerde kimi yöreleri gezen Belçika parlamento heyeti, özellikle Gü- neydoğu'da "savaş olasılığının halkı korkuttuğunu" Demi- rel'e aktarmıştı. Hükümetteki kimi bakanlar ise savaş olasılığından doğan ekonomik faturanın Güneydoğu'da halka çıktığını anlatıyor. Hükümetse "sıkıntılan giderici önlem" almıyor. Bir başka kay- nak, askerlerle sivil yöneticilere maske dağıtılırken kimya- sal bombaya karşı halk için hiçbir önlemin alınmamasının yörede geniş huzursuzluk yarattığını soyiüyor. Düşünebiliyor musunuz: Daha Silopi'deki insanlarımıza veterli ve etkili önlemler alamayan devlet, ülkeyi sarsacak savaşı kucaklamaya hazırlanıyor. Peki, ama niye? Tek kişi istiyor diye mi? İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANUĞrNDAN 1- Bebek Arnavutköy arası hasarlı nhtım, tretuar onarım inşaau işi 326.383.911.— TL. +KDV mu- hammen bedelle ihale olacaktır. Geçici Teminatı: 9.791.490.— TL. Şartnamesi: 80.000.— TL. Bedelle Yapı lşleri Müdürlüğü'nden satın alınabilir. 2- Bakırköy Umraniye Ziya Erdem sokak, 45 Pafta, 410 Ada, 2 Parsel sayılı yerde kat karşuığı ko- nut inşaatı işi 1.478.0OO.OO0.— TL. muhammen bedelle ihale olacaktır. Geçici Teminatı: 44.340.000.— TL. Şartnaroesi. 240.000— TL. bedelle Yatırıra Planiama Müdürluğü'nden satın alınabilir. Yukarıda yazılı işler 29 OCAK 1991 günü saat 11 .OO'de İstanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'- nde, 1. iş 2886/36'ncı maddesine göre kapalı zarf eksiltme usulü, 2'nci iş 2886/51 (g) maddesine göre pazarhk usulü ile sartnameleri vechile ayrı ayrı ihale olacaktır. ihalelere kaülmak isteyenlerin ihale tarihinden 5 (Beş) işgünu önce Belediyeye müracaat etmeleri gerekmekte olup, şartnamelerinde yazılı belgelerle birlikte yukarıda yazılı gün ve saatte İstanbul Bü- yük Şehir Belediye Encümeni'nde hazır bulunmaları gerekmektedir. l l a n o l u n u r - Basın: 17067 İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANUĞI'NDAN 1- Mecidiyeköy - katlı otoparkının Ustünün değerlendirilmesi ve ilave merdiven inşaau işi 929.000.000.— TL + KDV muhammen bedelle ihale olacaktır. Geçici teminatı: 27.870.000. - TL'dır. Şartnamesi: 240.000.— TL bedelle Yatırım Planiama Müdürluğü'nden satın alınabilir 2- Perpa ust geçit baglantı >olları inşaatı işi 1.500.000.000— TL. + KDV bedelle ihale olacaktır. Geçici teminatı: 45.0OO.OO0.— TL'dır. ' , Şartnamesi: 240.000.— TL bedelle Yapı ^refT^Ojdürluğü'nden satın alınabilir. Yukarıda yazılı işler 31 Ocak 1991 günü saat HKOOMşJstanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'n- de, 2886 sayılı kanunun 36'ncı maddesine göre kapa)ıİ9H eksiltmesi usulü ile sartnameleri veçhile ayrı ayrı ihale olacaktır. ' *~"v, ihalelere katılmak isteyenlerin ihale tarihinden 5 <BeşJ işgü'h(( önce belediyeye müracaat etmeleri gerekmektedir. Tekliflerini içeren kapalı zarflarını (saat 10.00'a Vadar) yukarıda belirtilen ihale gü- nunde istanbul Buyuk Şehir Belediye Encümeni'ne teslim «uneleri gerekmektedir. llan olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle