Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5
Gürdere: ANAP
savaşa karşı
• ANKARA (UBA) —
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Metin Gürdere,
muhalefet liderlerinin
Körfez ile ilgili takındığı
tavrı eleştirerek,
"Muhalefet, Özal'la birlikte
olacağımıza Saddam'la
birlikte oluruz diyor" dedi.
Yaptığı açıklamada,
ANAP'ın savaştan yana
imiş gibi gösterilmeye
çalışıldığını ifade etti.
Gürdere, "Bu doğru değil.
Sayın Başbakan yaptığı
açıklamada, 'Türkiye'ye bir
saldırı olmadığı takdirde
Türkiye savaşa girmeyecek'
dedi. Bu doğrudur. ANAP
savaştan yana değildir"
dedi.
Adnan Hoca
DYPye giriyor
• tç Politika Servisi —
"Adnan Hoca" adıyla
bilinen Adnan Oktar,
DYP'ye gireceğini açıkladı.
DYP'nin dün gece
düzenlediği "Yıla Bakış"
toplantısına katılan Adnan
Oktar, Süleyman Demirel'in
"Söz milletindir" ilkesini
savunmasını ve demokrasi
âşığı olmasını DYP'ye
girme kararına gerekçe
olarak gösterdi. Oktar, 12
Eylül öncesinde AP'Ii
olduğunu, 1983'ten bu yana
da DYP'yi "gizli gizli"
desteklediğini söyledi.
Oktar, bundan sonra
DYP'ye açık destek
vereceğini kaydetti.
Kırlı'nın
önergesi
• ANKARA (AA) — SHP
Baükesir Milletvekili önder
Kırh'nın, cezası tecil
edilenlerin devlet memuru
ölabiîmelerine imkân
sağlayan yasa önerisi,
TBMM Genel Kunılu'nda
kabul edildi. Yasaya göre,
taksirli suç işlemiş olanlar
ile cezası tecil edilmiş
olanlar devlet memurluğuna
girebilecekler. Ağır hapis, 6
aydan fazla hapis veya affa
uğramış olsalar bile devletin
şahsiyetine karşı işlenen
suçlarla, zimmet, ihtilas,
irtikap, rüşvet, hirsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik,
inancı kötüye kullanma,
hileli iflas gibi yüz kızartıcı
ya da şeref ve haysiyeti
kırıcı suçlardan mahkûm
olanlar, kaçakçılık, ihalelere
fesat karıştıranlar memur
olamayacaklar.
SHP'den
stirekli barış
• tç Politika Servisi —
SHP Genel Merkezi'nin
"barış kampanyası" ile
harekete geçen il ve ilçe
örgütleri "savaşa karşı
banş" etkinliklerine hız
verirken, Istanbu] il örgütü
de 13 ocak günü Genel
Başkan Erdal lnönü'nün de
katılacağı "Savaşa hayır"
mitinginin hazırlıklannı
tamamladı. SHP îstanbul İl
Başkanı Ercan Karakaş,
tiim ilçe örgütlerine binlerce
broşür gönderdiklerini ve
barışsever tüm
lstanbullulan mitinge
beklediklerini söyledi. Bu
arada dün Taksim'den
Galatasaray'a kadar Şişli
Belediye Başkanı Fatma
Girik'in de katıhmıyla
yürüyerek "Savaşa hayır"
broşürü dağıtan il
yetkililerinin yolunu kesen
türbanlı genç kızlar da
yakalanna bu broşürlerden
takarak fotoğraf çektirdiler.
SBP
kuruluyor
• ANKARA (UBA) —
Sosyalist Birlik Partisi 15
ocak salı günü İçişleri
Bakanlığj'na yapılacak
başvuruyla resmen
kurulacak. SBP'nin
kurulmasıyla birlikte yasal
kayıtlarda yer alan parti
sayısı 18'e yükselecek.
SHP'den istifa eden lzmir
Milletvekili Kemal Anadol,
İstanbul Milletvekili Hüsnü
Okçuoğlu, Ankara
Milletvekili Kâmil
Ateşoğulları ve Içel
Milletvekili Ekin Dikmen'in
de aralarında bulunduğu
130 kişiden oluşan SBP
Kurucular Kurulu 14 ocak
pazartesi günü Ankara'da
toplanacak.
Inönü veDemirel başkalannın çıkarı için savaştayerimizyok dediler
'Meclis görev başına'Inönü Türkiye'nin savaşta yeri -
olmayacağı ABD'ye anlatılmalı. Eğer yeni
bir durum varsa bunlar Meclis'te
konuşulmalı. Barış isteğimiz açıkça ortaya
konulmah. Savaşa halk karşı çıkıyor.
Demirel Türkiye'nin savaşa
sürüklenmesinin hiçbir gereği yok. Ülkeyi
yönetenlerin Türkiye'nin başını derde
sokmaya hakları yoktur. TBMM mutlaka
ANKARA (Cumknriyet Bü-
rosn) — SHP Genel Başkanı Er-
dal Iflönn ve DYP Genel Başka-
nı Süleyman Demird, Cenevre'-
de gerçekleşen James Baker -
Tank Aziz zirvesinden sonra or-
taya çıkan durumun değerlendi-
riknesi için TBMM'yi göreve ça-
ğu-dılar. Inönü, "Eğer ABD'nin
Türkiye'den yeni istekleri varsa
bunlar Meclis'te konuşulmalı"
dedi. Dernirel de "Törkiye'ye
saldın olmadıkça Türkiye'nin
başını derde sokmaya kimsenin
hakkı yoktur" diye konuştu.
İnönü, dün düzenlediği basın
toplantısında ABD ve bir grup
Ulkenin Irâk'ı Kuveyt'ten zorla
çıkartma girişimi içinde olduk-
lannı, bunun BM Güvenlik
Konseyi kararlarına dayandırıl-
mak istendiğini kaydederek
"Ancak BM Güvenlik Konseyf-
nin kararları, iilkelerin tümünü
savaşa çağıran nitelikte değildir.
Her ülke genel dayamşma havaa
içinde diledigini yapmakta
serbesttir" dedi.
Cenevre görüşrnesinin önemi-
nin, zor kullanmaya gitmeden
çözüm yolu bulunması umudu
taşımasından kaynaklandığını
belirten İnönü, gorüşmede bu
umudun gerçekleşmediğini söy-
ledi. İnönü şöyle konuştu:
"Avrupa'da daha çok anlaş-
mazlık var. SUahlar da hazır. Sa-
dece devletler arasında degil,
kentler arasında bile anlaşmaz-
lıklar var. Ama tarihten gelen
anlaşmazlıklar için ölmenin
akılcı olmadıgına inanıyorlar.
Yaşayarak anlaşmazJıkları çöz-
mek, ölerek anlaşmazlıkların
çözümiinii başkalanna bırak-
maktan daha iyidir diye diişü-
nüyoıiar. Bu, aklın bir geregi.
Bu alul Avrupa'da var da Orta-
dogu'da yok mu?"
Partisinin zora dayah bir çö-
züme karşı olduğunu, uluslara-
rası hukuk düzeninin savaşla
kurulamayacağını anlatan İnö-
nü, son gelişmenin Türkiye açı-
sından daha büyük önem taşı-
dığını söyledi. İnönü, Cumhur-
başkanı Özal ve Başbakan Ak-
bulut'un "Bir savaş olacaksa bi-
zim de yerimiz olacaktır" görü-
şünü savunduklannı öne süre-
rek, "Böyle bir tavır Meclis'te
konuşulmadı. Yabancı asker ge-
tirme izni bize göre anayasaya
aykırı olarak hükümete verildi.
Daha sonra Akbulut 'bir savaş
gerekirse Meclis'e getireceğiz'
dedi. O balde şimdi bu yeni du-
nımu Meclis'e bir an ewel getir-
melidirler" diye konuştu.
SHP Genel Başkanı İnönü,
dün Nükleer Savaşın önlenme-
si İçin Hekimler Derneği Başka-
bir şeyler söylemeli.
nı Prof. Dr. Leziz Onaran'ı ka-
bulünde de Ortadoğu'da soru-
nun, bazj iilkelerin eski alışkan-
lıklarla bugünkü sorunu çöz-
mek istemelerinden kaynaklan-
dıgıru söyledi.
Demirel: Bir kişinin
karanyla olmaz
Demiret, yazılı bir açıklama
yaparak ABD Dışişleri Bakanı
James Baker ile Irak Dışişleri
Bakanı Tank Aziz görüşmesini
değerlendirdi. Irak'ın, dünyanın
baskısı karşısında durumunu
değiştirmediğini ve 15 ocağa de-
ğin de değiştirmeye pek niyetli
olmadığının gözlendiğini bildi-
ren Demirel, ABD'nin 15 ocak-
tan sonra kuvvet kullanacağını
açıkça ortaya koyduğuna dikkat
çekti. Demirel, açıklamasını
şöyle sürdürdü:
«Şayet olay savaşa dönii-
YAŞ GÜNÜ — Semra Özal yaş gününü, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Muhabirleri Dernegi Lokali'nde yemekle kutladı. 57
yasına giren Semra Özal'a dogumgıinü paslasından ilk dilimi Cumhurbaşkam Özal yedirdi. (Fotograf: AA)
Cumhurbaşkanı ÖTjaVdan son Körfez tahmini
4
Barış ihtimali yüzde 20*ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Körfez krizin-
de barışçı bir çözümün gerçekleşmesi için
Saddanı Hüseyin'in Kuveyt'ten çekilmesi ge-
rektiğini belirterek, "Ama bu kuvvetli de-
ğildir. Bu ihtimal yüzde 20'dir" dedi. Özal,
savaşın çıkması durumunda Irak'tan Tür-
kiye'ye büyük bir akın olacağını söyledi.
Özal, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık
Muhabirleri Derneği'nce dernek lokalinde
yaş günü dolayısıyla Semra Özal ve lokaJin
kurulmasına katkıda bulunanlar onuruna
verilen yemeğe katıldı. Cumhurbaşkanı
özal, burada yaptığı konuşmada, Körfez
krizinde karar verecek kişinin "tek adam"
olmasının çözüm konusundaki tahminleri
zorlaştırdığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Özal, dun akşam Genel-
kurmay Başkanı ile haftaük görüşmesini ya-
parken, ABD Başkanı Bush'un telefonla
kendisini aradığını belirterek, Cenevre gö-
rüşmelerine ilişkin şunlan söyledi:
"Cenevre konuşmalarında görüşmeler
uzayınca bir çözüm oluyor. şu olu>or, bu
oluyor diye... Düşündüm taşındım, bu işin
karannı verecek tek kişi var. Bize tek adam
diyorlar ya, esas tek adam orada. Tek adam
var, o karar verecek. Onun için o karar ora-
da verilemez. Yani hiç kimse hayal görme-
sin. Karşılıklı olarak meseleler anlatılmış-
tır. Öbür taraf ne düşunüyor, o ne düşünii-
yor. Bir taraf Amerikan tarafı, bu işin eid-
di olduğunu anlatmaya çalışımş, 'Aman dik-
kat edesiniz' demiş. Öbür taraf da 'Sizin çif-
te standardınız var' gibi şimdiye kadar söy-
lenen ne varsa hepsini söylemiş. Onun için
birbirlerini 6 saat büyük bir sabır içinde
dinlemişler. Bana gelen notta çirkin hitap-
lar olmadığı, profesyonel bir tarzda görüş-
menin gayet diplomatik bir bava içinde ol-
dugu kaydediliyor. Onun için Başkan
Bush'a dedim ki 'Ben zaten çok fazla ümitli
değildim. Bu iş olacaksa zaten olacaktır.
Karar özellikle Saddam Hüseyin tarafından
verilecektir. Yani niye Tank Aziz'e bıraksın
bu kararı? Niye onun ağzından ifade etsin'
eğer verilecekse tabü." CNN'e interviz-
yon ile dün bir mülakat verdiğini anlatan
Cumhurbaşkanı, kendisine yöneltilen soru-
lardan bir tanesinin "Bu iş nasıl biter" ol-
duğunu bildirdi. Özal, şunlan söyledi:
"Ben dedim ki bugünkü görünüşüne göre
sulh olma ihtimali, yani sulhu tutmanın bir-
tek >olu var. O da Kuveyt'ten çıkacağını so>-
lemesi ve çekilmeye baslaması. Ama bu ih-
timal de yuksek değildir. Yani soylesem soy-
lesem, yüzde 20 civannda gibi bir ihtimal
görüyonım.
Ama önemli olan şudur, Amerikan
Kongresi konuşuyor, münakaşa ediyor, Baş-
kanı bu konuda I uvvetli bir şekilde destek-
lerse mesaj yerine ulaşır ve sulh ile bitme
ihtimali kuvvetlenir. Ama kesin olarak sulh
ile biteceğini söylemiyorum. Çünkü karar
verecek kimsenin tek adam olması tahmin-
leri çok şasırtır. Tek kisi karar verecek.
Onun da hangi haleti nıbiye icerisinde ol-
duğunu bilmek fevkalade zordur, ama de-
mokrasilerin büyük iistünluğü vardır, gii-
zelliği buradadır. İslamda bile bu konuda
çok önemli bir mekanizma var, danışma
mekanizması. Danışacaksınız, ondan son-
ra karar vereceksiniz der."
Cumhurbaşkanı, Irak'tan Türkiye'ye ge-
len bir arkadaşının, Irak'ta fiyatların çok
yükseldiğini, ambargonun tesirini gösterdi-
ğini, ancak insanların bu duruma kayıtsız
kaldığını anlattığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye
1
nin 1980-90 döneminde büyük mesafe kay-
dettiğini, 2000'li yıllarda birçok şeyin daha
da yoluna gireceğini belirterek, şunlan söy-
ledi:
"Ama tabü cenabı hak istiyorsa biz de
ona göre çalışıyorsak, ona göre gayret edi-
yorsak, bunlann hepsi olur. Bazen dikkat
ediyorum, konular geliyor, gazeteler, tele-
vizyon. hareket, birdenbire bir bakıyorsu-
nuz, korkunç bir şeyle karşı karşıya kalıyor-
sunuz. Nasıl bir cephe karşınızda. Bu,
Türkiye'de çok sık rastlanan bir hadisedir.
Bütün şeyler birieşiyor. Koalisyon yapıyor-
lar. Ortaklık yapıyorlar. Bir cephe halinde
yükseliyor, yükseliyor, ama Kuran-ı Kerim-
de bir tabir var, Şer Cephesi' yükselir. Ama
imanlı olur, sabit ve karariı olursamz onun
suni olduğu, gösterişli olduğu ortaya çıkar.
Kendi kendini de ikna eder. Son günlerde
karşılaştığımız hadiseler budur."
şecekse, bunun Türkiye'ye sıçra-
maması lazımdır. Zira Türkiye^
nin savaşa sürüklenmesinin hiç-
bir gereği yoktur. Ülkeyi yöne-
tenlerin, Türkiye'ye saldın olma-
dıkça, Türkiye'nin başını derde
sokmaya haklan yoktur."
Demirel dün akşam İstan-
bul'a gelerek partisinin İstanbul
tl örgütü'nce düzenlenen "Aya
Bakış" toplantısında konuştu.
DYP Genel Idare Kurulu da
(GİK) dün bir bildiri yayımlaya-
rak "Kendi ülkesinde bulamadı-
ğı itibarı, başka uikelerin baş-
kanlannın telefonlannda arayan
kafa yapılarının elinde. ülkemi-
zin hiç gerekmeyen ve içinde iil-
kenin ve ülke insanlarının çıka-
rı bulunmayan maceralara sü-
rüklenmemesi lazımdır. TBMM'
yi bir kere daha göreve davet
ederiz" görüşünü dile getirdi.
OzaFdan
tartışnıalı
ataıııa
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, Eski Danıştay Başkanı Sü-
leyman Türkoğlu'nu Cumhur-
başkanlığı Başdanışmanlığı'na
getirdi. Eski Danıştay 10. Daire
Başkanı Şerafettin Kaya da
Cumhurbaşkanı Özal'a yakınlığı
ile bilinen Mustafa Süzer'e ait
Süzer Holding'e danışman oldu.
Ulaştırma Bakanlığı Müstesa-
n Ertan YiUek de bir hafta için-
de iki ayrı göreve birden atandı.
Önce Cumhurbaşkanlığı Başda-
nışmanlığı'na atanan Yülek,
dün de Resmi Gazete'de yayım-
lanan yeni bir atama karan ile
Şeker Fabrikaları Genel Müdür-
lüğü ve Yönetim Kurulu Baş-
kanlığı görevine getirildi.
24 Aralık 1973'te Danıştay
üyeliğine seçilen Süleyman
Türkoğlu, 24 Temmuz 1975'te
Danıştay Genel Sekreterliği'ne
getirildi ve bu görevini 20 Tem-
muz I982'ye kadar aralıksız sür-
dürdü. Türkoğlu, 80'li yılların
başında bunun dışında iki ayn
görev daha üstlendi. 1981-85 yıl-
ları arasında Hâkimler Savcılar
Yüksek Kurulu üyeliği, 1980-84
yılları arasında da Yüksek Se-
çim Kurulu Başkanvekilliği ve
üyeliği görevlerini yurüten Türk-
oğlu'nun, 17 yülık Danıştay üye-
liği süresince yargıçlık görevini
çok kısa bir süre sürdürdüğü de
gözlendi. Türkoğlu, genel sekre-
terlik görevinin ardından,
1985-90 yıllan arasında Danış-
tay 6. Daire Başkanlığı yaptı, 7
Şubat 1990'da da Danıştay Baş-
kanı oldu. Bu görevi 10 ay sür-
dürdükten sonra yaş haddinden
18 aralıkta emekli olan Türkoğ-
lu, emekliliğinin üzerinden bir
ay bile geçmeden, Resmi Gaze-
te'de dün yayımlanan bir atama
kararı ile Cumhurbaşkanlığı
Başdanışmanı oldu.
SHP'nin, Hafize Özal'ın Sü-
Ieymaniye Camisi'nin türbesine,
Nakşibendi Şeyhi Mehmet Za-
id Kotku'nun yanına gömülme-
sine olanak sağlayan Bakanlar
Kurulu karannın iptali için yap-
tığı başvuru, Danıştay 10. Dai-
resi'nde 8 ayı aşkın bir süre ele
alınmadı. Türkoğlu, Danıştay
Başkanlığı'na seçildikten 4 ay
kadar sonra, Cumhurbaşkanı
özal'a 2.5 saat süren bir
"nezaket" ziyaretinde bulundu.
DOĞU VE GÜNEYDOĞULU MİLLETVEKİLLERİ KAYGILJ
Halkı savaş korkusu sardıMilletvekilleri seçim bölgelerinde
vatandaşlann endişe içinde olduklarmı
ve göç hazırhğı içinde bulunduklannı
söylediler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Körfez'de savaş olasılı-
ğının artması milletvekilleri ara-
sında da tedirginlik yarattı. Do-
ğu ve Güneydoğu illerinin mil-
letvekillerinden bir bölümü se-
çim çevrelerinde vatandaşlann
endişe içinde olduklarmı biidi-
rerek göç hazırhğı olduğunu öne
sürdüler.
Cumhuriyet muhabirlerinin
sorulannı yanıtlayan milletvıekil-
leri şunlan söylediler:
Ekin Dikmen (Bağımsız Içel
Milletvekili): Genelde bir tedir-
ginlik var. Kimsenin yerinden
yurdundan ayrıldığına şahit ol-
madım. Ama bu daha çok bu-
güne kadar "savaş olmaz" görü-
şünden kanaklanıyordu. Bunun-
la birlikte savaş ihtimaline kar-
şı, savaş hali ya da sıkıyönetim
ilan edilmesi korkusu ile kendi-
sine zarar geleceğine inanan bazı
insanların, aydınlann tek tük
başka kentlere gittiklerini du-
yuyoruz.
Mehmet Dönen (SHP Hatay
Milletvekili): Ortadoğu'ya göre
organize olan bölgemizde, li-
manlar boşaldı, işadamlan baş-
ka yerlere gitti. Bölge atom
bombası atıimış gibi. Iskende-
run, Dörtyol özellikle böyle. Or-
tadoğu krizi ile lpek Yolu'ndan
daha işlek bir yol olan bölgemiz-
deki ticaret yolu işlemez halde.
Milyarlık tesisler bekliyor. Ben-
zin istasyonları hurda hale geli-
yor. Lokantalar, oteller boş.
Hiçbir Ortadoğu ülkesine mal
gönderemiyoruz. Bölgenin stra-
tejik öneminden dolayı, insan-
lar lstanbul'a gidiyor. Her yer
perişan halde. Osmaniye sanki
savaş olmuş gibi. Halk zaten
bezmişti. Eskiden buralara göç
vardı, şimdi tersine döndü. Mil-
yarlık BOTAŞ'ta, işçilere zorun-
lu izin veriliyor. O güzelim,tesis
çöküş halinde...
Sedat Doğan (SHP Adana
Milletvekili): Insanlarda tedir-
ginlik var. Hali vakti yerinde
olanlar, ayın 13-14'ünden sonra
Adana'yı terk etmeye hazırlanı-
yorlar. Amerikalılann Karataş
dinlenme tesisleri, Yumurtalık
petrol boru hattı ve Incirlik üs-
sü nedeniyle tedirginlik üst bo-
yutlarda. İnsanlar 12'sinde öde-
mek zorunda olduğu senedi pro-
testo ettirme hazırlığında,
15'inden sonra ödemek üzere.
Ne olur ne olmaz diye. Düğün
törenleri azaldı. Nikâhlar için
16'sından sonraya gün alınıyor.
Savaş şimdiye kadar ciddiye
alınmıyordu ama, ben bölgeden
yeni döndüm. Şimdi artık ciddi-
ye alınıyor.
İlhami Binici (Bağımsız Bin-
göl Milletvekili): Bizim bölge-
mizde her gün savaş var zaten.
Deliye her gün bayram derler
ya... Zaten bölgede kimse kal-
mamıştı. Adakale, Yedisu tama-
men göç etti. Yayladere de öyle.
Biz zaten o etkinin içindeyiz.
Altyapı, fabrika, ulaşım yok.
Türkiye'nin en geri bölgesi. Biz
bu savaş etkisini 2-3 yıldır yaşı-
yoruz. Şimdi bir de bu eklendi.
Alaattin Fırat (ANAP Muş
Milletvekili): Bölgede askeri ve
sivil savunma hazırlıkları ta-
mamlandı. 1996 yılında tamam-
lanması programlanan Muş Ha-
vaalanı'nın yapımı Körfez krizi
nedeniyle hızlandırılarak bitiril-
di, askeri ağırlıklı kullanımına
başlandı. Bu aşamada halkta
fazla bir gerginlik yok. Bekliyo-
ruz. Bölgede Körfez'de savaş
tehlikesi nedeniyle herhangi bir
göç yok şimdilik."
Naim Geylani (Hakkâri Mil-
letvekili): Sınıra yakın bölgele-
re asker yığılıyor. Sınıra yakın
yerlerde yaşayan vatandaşlar da
tedirgin. Özellikle Irak'ın kim-
yasal silah kullanma olasılığın-
dan korkuyorlar. Hakkâri'nin
dağlarla çevrili olması bölgede
yaşayanları bir ölçüde rahatlat-
tırıyor. O nedenle yoğun bir göç
yok. Ben mutlaka Körfez'de sa-
vaş çıkacağına inanıyorum.
Ama Türkiye'nin fiilen bu sava-
şa girmeyeceği kanısındayım.
Türkiye'ye yönelik bir saldın ol-
mazsa savaşa girmeyiz. Zaten
Türkiye savaşa girmemeli.
Orhan Veli Yddırım (SHP
Tunceli Milletvekili): Halk tedir-
gin. İmkânı, parası olanlar göç
ediyor. Diğer vatandaşlar da bi-
zimle ilgisi olmayan bu savaştan
son derece tedirgin. Tunceli'de
askeri güç yok. Saddam bomba
atmaz diyoriar ama, savaş ola-
yı tedirginlik yaratıyor. Halk
alım gücü kadar yiyecek stoku
yapıyor.
Adnan Ekmen (HEP Mardin
Milletvekili): Önceki gün yakın-
lanmı aradım. 'Saddam'ın topu-
nu bekliyoruz' dediler. Mardin
en çok etkilenen yerlerden biri.
CUNEYTARCAYUREK
YAZirOD
Sağduyunun Tükendiği
Ülkede...
ANKARA — "Bizimki" ellerini oğuşturdu: Saddam barış
girişimlerini engellemişti. Gece geç vakit hayıflandı: Baker
gelemiyordu!
Oysa, Cenevre görüşmeterinden sonuç çıkrnayacağını ön-
ceden kestirmiş; değeriendirmeteriyle görüşterine büyük de-
ğer verdiği söylenen Bush'a Baker aracılığıyla ifetmeyi ta-
sarladığı savaşla ilgili yeni ne planlar, ne senaryolar hazır-
lamıştı kafasında...
Öyle ya, hazırlık aşamasındaki savaş stratejilerini aylar-
dır birlikte gözden geçirmişlerdi. Kısa ve kilolu bacaklarırv
da ütüsüz pantolon, bir elinde VVashington'a bağlı telefon,
diğer elindeki kabak çekirdeğinı yerken Çankaya Köskü'nde
kabul ettiği devletin savaşla ilgili bir numaralı sorumlulan-
na "askeri ve siyasi acıdan görüşler" aktardığı söyleniyordu.
Hatta, Bush'un özellikle askeri konularda da kendisi gibi
düşündüğünü, örneğin Güneydoğu'ya göndereceğimiz iki
tümenin nerelerde konuşlandırılacagını birlikte saptadıkla-
rını söyieyerek sorumlu otoritelere siyasetin yani sıra "as-
keri direktifler" buyurmamış mıydı?
Bu davranışlar sonradan kamuoyunda büyük tartısmala-
ra yol açan eylemlere gerekçe olmamış mıydı acaba? Bu öy-
küler bugün yadsınabilir. Ama bir gün, evet o gün mutlaka
gelecek, örneğin kambiyo rejimini nasıl değiştirdiği milyo-
nuncu kez anlatılırken devleti görülmedik hangi düzene ve-
ya düzensizliğe ittiği kuşkusuz somut örneklerle beslene-
rek birinci eiden demeçlerle, bilgilerle, uzun uzadıya ya-
zılacak.
Baker'ın Ankara gezisini ertelemesi Çankaya'da burukluk
yaratırken Erdal İnönü, dün erken saatte basın toplantısı dü-
zenliyor, sağduyunun sesini yansıtan iki önemli öneride bu-
lunuyordu. Inönü'ye göre, (1)- Türkiye'nin savaşta yeri olma-
yacağı, buradaki üslerin kullandırılmayacağı buraya geldi-
ğinde Baker'a açıkça söylenmeliydi. (2)- Baker'ın olası yeni
istekleri derhal toplanacak TBMM'de görüşülmeliydi.
Bu öneriler, doğası bilinen Çankaya'mri bir kulağından gi-
rip ötekinden çıkıyordu. Daha geçen pazartesi TV'den açık-
lamıştı. Savaşa girmeyeceğimizi söylemeye asla yanaşmı-
yordu. Üstelik bugünden bilinemeyen bir zorunluğun bas-
kısıyla savaşa girmeyi dört gözle bekler havadaydı. Meclis'i
toplamak mı? Ne ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ _
Meclis'i? Siyasal gele- ;
ceğini bağladığı savaş InOPU HUD DariŞa
söz konusu olacak; w/inoı;ie nnorilori
Tö, Meciisie birlikte yoneıiK onemerı
çahşacak? Güldürme- Ça/7/Vaya'/7/n Dİr
yin insanı... Kulaklan- Lıla/jınHa
nı Çankaya'ya daya- KUiaginaa
mış kimi haber kay- Ötekinden
naklan zaten dün, Ba- 7 V ' W p n
ker'ın ABD'nin savaş '
v a e n
niyetine Ankara'da S3V3Ş3
açık' destek arayaca- nirm(*W*rf*Öİmİ7İ
ğ.n." yazıyordu. Bii- yirmeyecegımızı
mem kaçıncı kez aynı SÖ//6/77ey© 3.Sİ3L
masah anlatıyorlardı. v a n a < i m n / n r r l
Oysa Türkiye, üç beş yanaşmiyom
aydır Vfeshington'dan tODİamak 1711,
esen isteklerin hemen
herbirinebuyuranla-
mında "Lebbeyk" çek-
miş, TÖ'nün son ziyareti sırasında Beyaz Saray yetkilileri-
nin açıkladıkları gibi "Bush ne dilerse tartışmasız kabuVen-
mıştı. ,. _ . . „ . -
T
. ;
ABD de doğrusu TÖ'nün insancıl zaaflartnı çok iyi sapta-
mış, yeri geldiğinde kullanıyordu. Örneğin Baker, dün An-
kara'ya gelemeyeceğini, "meslektaşı" dışişleri bakanımıza
ileteceği yerde. telefonla doğrudan Çankaya konuğuna bil-
diriyordu. ABD için Türkiye "Yok Başbakan, yok Dışişleri
Bakanı" bir ülkeydi.
ABD yönetimi bugünlerde Amerikan kamuoyunu yanına
çekebilmek için sonuç vermeyen Tarık Aziz görüşmelerini
nasıl kullanacağını hesaplamaktaydı. TÖ nasılsa "büyük
dostlardan"dı. Amerikan halkındaki savaşa karşı olumsuz
havayı gidermek varken Ankara'da gevezelikle vakit öldür-
menin âlemi neydi?
inönü'nün bir başka yanılgısı şuydu: TÖ ve hükümeti, BM
kararlannın bir ülkeyi savaşa zorlamayan içerikte olduğunu
niçin açıklasınlar? Savaştan yarar uman bir zihniyet, ülke
halkının, Medis'in, basının savaşa karşı olduğunu neden Ba-
ker'a söylesin?
Savaş Güneydoğu illerini etkileyecek. Oradaki insanlar,
tedirgin. Bu bilgi, sadece içimizden gelmıyor. Geçenlerde
kimi yöreleri gezen Belçika parlamento heyeti, özellikle Gü-
neydoğu'da "savaş olasılığının halkı korkuttuğunu" Demi-
rel'e aktarmıştı.
Hükümetteki kimi bakanlar ise savaş olasılığından doğan
ekonomik faturanın Güneydoğu'da halka çıktığını anlatıyor.
Hükümetse "sıkıntılan giderici önlem" almıyor. Bir başka kay-
nak, askerlerle sivil yöneticilere maske dağıtılırken kimya-
sal bombaya karşı halk için hiçbir önlemin alınmamasının
yörede geniş huzursuzluk yarattığını soyiüyor.
Düşünebiliyor musunuz: Daha Silopi'deki insanlarımıza
veterli ve etkili önlemler alamayan devlet, ülkeyi sarsacak
savaşı kucaklamaya hazırlanıyor.
Peki, ama niye?
Tek kişi istiyor diye mi?
İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR
BELEDİYE BAŞKANUĞrNDAN
1- Bebek Arnavutköy arası hasarlı nhtım, tretuar onarım inşaau işi 326.383.911.— TL. +KDV mu-
hammen bedelle ihale olacaktır.
Geçici Teminatı: 9.791.490.— TL.
Şartnamesi: 80.000.— TL. Bedelle Yapı lşleri Müdürlüğü'nden satın alınabilir.
2- Bakırköy Umraniye Ziya Erdem sokak, 45 Pafta, 410 Ada, 2 Parsel sayılı yerde kat karşuığı ko-
nut inşaatı işi 1.478.0OO.OO0.— TL. muhammen bedelle ihale olacaktır.
Geçici Teminatı: 44.340.000.— TL.
Şartnaroesi. 240.000— TL. bedelle Yatırıra Planiama Müdürluğü'nden satın alınabilir.
Yukarıda yazılı işler 29 OCAK 1991 günü saat 11 .OO'de İstanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'-
nde, 1. iş 2886/36'ncı maddesine göre kapalı zarf eksiltme usulü, 2'nci iş 2886/51 (g) maddesine göre
pazarhk usulü ile sartnameleri vechile ayrı ayrı ihale olacaktır.
ihalelere kaülmak isteyenlerin ihale tarihinden 5 (Beş) işgünu önce Belediyeye müracaat etmeleri
gerekmekte olup, şartnamelerinde yazılı belgelerle birlikte yukarıda yazılı gün ve saatte İstanbul Bü-
yük Şehir Belediye Encümeni'nde hazır bulunmaları gerekmektedir.
l l a n o l u n u r
- Basın: 17067
İSTANBUL
BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANUĞI'NDAN
1- Mecidiyeköy - katlı otoparkının Ustünün değerlendirilmesi ve ilave merdiven inşaau işi
929.000.000.— TL + KDV muhammen bedelle ihale olacaktır.
Geçici teminatı: 27.870.000. - TL'dır.
Şartnamesi: 240.000.— TL bedelle Yatırım Planiama Müdürluğü'nden satın alınabilir
2- Perpa ust geçit baglantı >olları inşaatı işi 1.500.000.000— TL. + KDV bedelle ihale olacaktır.
Geçici teminatı: 45.0OO.OO0.— TL'dır. ' ,
Şartnamesi: 240.000.— TL bedelle Yapı ^refT^Ojdürluğü'nden satın alınabilir.
Yukarıda yazılı işler 31 Ocak 1991 günü saat HKOOMşJstanbul Büyük Şehir Belediye Encümeni'n-
de, 2886 sayılı kanunun 36'ncı maddesine göre kapa)ıİ9H eksiltmesi usulü ile sartnameleri veçhile
ayrı ayrı ihale olacaktır. ' *~"v,
ihalelere katılmak isteyenlerin ihale tarihinden 5 <BeşJ işgü'h(( önce belediyeye müracaat etmeleri
gerekmektedir. Tekliflerini içeren kapalı zarflarını (saat 10.00'a Vadar) yukarıda belirtilen ihale gü-
nunde istanbul Buyuk Şehir Belediye Encümeni'ne teslim «uneleri gerekmektedir. llan olunur.