07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DÎZİ-RÖPORTAJ 6 AĞUSTÖS 1990 D ERYENI AVRUPA VE T U R K I Y E ^ , , , Âvrupa'nın sınırı nerede biter? boğuk savaşın sona ermesiyle birlikte iki 'mit' yıkıldı. Batı Avrupa devletleri, çoğu kez söylenenin aksine, soğuk savaş doneminden, olanaklardan en üst duzeyde yararlanarak, kazançlı çıktılar. 20 yıllık soğuk savaş döne- minde, Doğu Avrupa'yı rahatça dışlama ola- nağıyla ve ABD'nin de savunma desteğiyle ekonomilerim geliştirip, butunleşme aşama- sına yöneldiler. Avrupa Topluiuğu bu çaba- ıun 'En büyiik başan ödültt' olarak değerlen- dirilebilir. Bolünmüş bir Avrupa'da, siyasal davranışlarını 'ak ve kara1 netliğiyle ortaya koyarken, 12'lerin birleşmiş Avrupası, bu kı- tanın, belki bir iki eklemeyle, varabileceği son bütünleşme asamasıydı. Yasama organlanna 'Avrnpa Parlamentosu' adını verirken, tanı- mın apaçık haksızlığı konusunda çok kafa yormalanna gerek yoktu. Propagandasım yaptıklan daha geniş bir Avrupa birliği, bu- lauık bir ozlem, erişilemeyecek bir umut ola- rak çok ileride ve belki de vanlamayacak bir noktaydı. Ounımlarından hoşnuttular. tşte, bu durumda, Gorbaçov'un Sovyetler Birliği ile Doğu ve Orta Avrupa devletleri, ya- kın gelecekte olanaksız oiarak görüieni ger- çekJeştirdüer. Bu gelişmeler, Batı'nm yüzyıl- lardır savunduğu ülkülerin doğrulduğunun belki !üm Avrupa çapında kabulu, sistemle- rinin başansıydı. Ancak, bu böyle ise artık 12'lerin birliği soğuk savaş dönemindeki gibi kalamazdı, genişleyecekti. Dolayısıyla, 1989'la birlikte 12'ler Avrupa'sının Avrupa'- nın son bütünleşme girişimi olduğu miti yı- kıldı. Birleşik Avrupa, şu ya da bu biçimde, 12'lerin ötesinde gerçekleşecekti. Ama, nereye kadar? İşte, bugünkü sorunlann temelinde ya- tan konu, birleşik Avrupa'nın doğuya doğru hangi çizgiye kadar gideceğidir. Yıkılan ikinci mit, Doğu Avrupa'daki ke- sin Sovyet üstünlüğünün ve Varşova Paktı'- nın süreceği, tek-partili siyasal sistemle mer- keziyetçi ekonomik planlarna modelinin, ço- ğulcu siyasal sisteme ve pazar ekonomisine üs- tün geleceği savıydı. Bu sav, 1989 sonbahan- nı izleyen gelişmeler karşısında tutunamadı. Şimdi, Avrupa'nın doğusuyla ilgili olarak so- rulan sorular şunlardır: (1) Sovyet gücü Av- rupa'da nereye kadar gerileyecektir? (2) Bal- tık cumhuriyetleri bağımsız olacaklar mıdır? (2) Sovyetler Birliği, 'Ortak Avrupa Evine' gi recek midir? Girecekse, nasıl ve hangi kap- sam içinde girecektir? Bu sorular ve yıkılan iki mit karşısında, şu senaryolar çizilebilir: Avnıpa'nın doğu sınırı 1—Birleşik Avrupa, batıda Atlantik'ten başlayacağına göre 12'ler bütünleşmesınin ötesinde ilk olasılık, doğu smınnın birleşik Al- manya'nın doğusunda (belki de Avusturya'- yı içine alacak biçimde) Avrupa Topluiuğu çerçevesinde bitmesidir. Ancak, bu durumda, yukarıda görüşleri nakledilen kötumser yo- rumcuların belirttikleri gibi, Avrupa'nın Doğu-Batı çızgisinde yeniden bölünmesi ve ye- ni bir soğuk savaşın başlaması soz konusu ola- bilir. Üstelik, ekonomik bakımdan öteki üyeler- den çok daha güçlü, birleşmiş bir Almanya1 - nın, ekonomik bir kurtancı bekleyen Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini etkisi altına alması- na AT nasıl uyum gösterecektir? Frenleneme- yecek ulusçu ve etnik huzursuzluklarla istik- rarsız bir Doğu Avrupa da herhalde yeni Av- rupa mimarlannın isteyecekleri bir durum de- ğildir. Dolayısıyla, uzun vadede düşünüldü- ğünde, bu senaryo gerçekçi görunmüyor. 2— tkinci senaryo, bugünku Sovyet sını- nnda bitecek bir Avrupa birliğidir. Bu birin- cisine göre geniş, ama De Gaulle ile Gorba- çov'un 'Atlantik'ten Urallar'a Avrupa Evi' ülküsüne göre dar birlik, ilk bakışta optimum genişlik olarak görünse de Rusyayı şu ya da bu biçimde içine almayan Avrupa düşüncesi gerçekçi olamaz. Tarihe baktığımızda, 19. yüzyüın Kınm Savaşı'nda, 1917 Bolşevik Dev- rimi'nde ve son olarak da soğuk savaş döne- ESKÎ KITAYA YENÎ SENARYOLAR Dar Avrupa: Birleşik Avrupa'nın sınırı, Birleşik Almanya'nın doğusunda biter. Belki Avusturya'yı da içine alarak Avrupa Topluiuğu çerçevesinde birleşilir. Ancak bu durumda Avrupa, Doğu-Batı çizgisinde yeniden bölünebilir ye yeni bir 'soğuk savaş' gündeme gelebilir. Üstelik güçlü 'kurtancı' Almanya'nın Orta ve Doğu Avrupa'yı etkilemesine AT nasıl uyum gösterecektir? Uzun vadede bu senaryo gerçekçi görunmüyor. Rusya'sız Avrupa: İkinci senaryo bugünkü SSCB sınırlarında bitecek bir Avrupa'dır. Ancak Rusya'yı şu ya da bu biçimde içine almayan Avrupa düşüncesi gerçekçi olamaz. Kırım Savaşı'ndan, Bolşevik devrimine kadar Rusya'nın Avrupa dışında bırakılma çabaları başarılı olamadı. Dolayısıyla uzun vadeli birlik açısından bu senaryo da gerçekçi olamaz. Rusyalı Avrupa: De Gaulle'ün de belirttiği gibi Urallar'a kadar uzanan ve Rusya'yı da kapsayan Avrupa. Ancak SSCB'yi de çerçeve içine alınca işler biraz karışıyor. Bu devlet parçalanarak mı, yoksa daha gevşek bır konfederasyon olarak mı Avrupa içine girecek? Senaryoları çözmek belki falcmın işi. İlk aşama: Avrupa birliğinin ilk aşamada Doğu Avrupa ülkelerini de içine alabileceği söylenebilir. Bu yapılırken Sovyetler'deki gelişmeler yakmdan ve katılma olasılığını arttıran ilerlemeler desteklenerek izlenebilecektir. , - * * • • SINIRA VURULAN DARBE — Dogu Berlinliler 1989 ekiminde Doğu Batı Avrupa sınınnın simgesi Berlin Dnvan'nı yıkarken hem birleşik A | manya'ya giden yolu açıyor hem de "Yeni Avrupa'nın sının nerede bitecek?" tarfcsmaiannı başlaüyorlardı. 1989, özgürtuk yüı olarak anılacsk. rninde, Rusya'nın Avrupa dışında bırakılma çabaları başarıh olmadı.. Dolayısıyla uzun vadede Avrupa'nın uzanacağı ya 4a uzanmak istediği birlik açısından bu senaryo da gerçekçi sayılamaz. 3—Uçüncu senaryoya geçtiğimizde, yani Urallar'a kadar Sovyetler Birliği'ni de çerçe- ve içine aldığırnızda, işler biraz kanşıyor. Öyle ya bu devlet nasıl bir yapıda (bugünkü biçi- miyle mi, ya da daha gevşek bir konfederas- yon olarak mı?), yoksa parçalanarak mı, Av- rupa Evi'nin içine girecek? Üstelik, Uraliar'a kadar genişletilen çerçe- venin içine Kafkas cumhuriyetleri de girmek- tedir. Bu durumda, Ortak Avrupa 'mozayi- ği'nirj üstüne zor tasıyacağı bir yük binmiş ol- maz mı? Hele, tüm Sovyetler Birliği'ni içere- cek, yani 'Atlantik'len Pasifik'e kadar Avrapa' birliğine hangi coğrafya mantığı Av- rupa sözcüğünü yakıştırabilecektir? Hangi senaryonun gerçekleşeceğini kesin çizgileriyle söylemek, her halde falcıların işi- dir. Belli bir yanılma payıyla söylenebilecek olan, Avrapa birliğinin ilk aşamada Doğu Av- rupa ülkelerini içine alabileceği, bu vapılırken, Sovyetler'deki gelişmelerirr vakından ve ka- ülma olasılığını artoracak Derlemelerin de des- teklenerek izleneceğidir. 'Avrupa Senfonisi'nin ana teması; Demokratikleşme BütUn bu 'karmaşa' içinde bir nokta epey net görünüyor. Çerçevesinin genişliği ne olur- sa olsun, 'Ortak Avrupa Evi Senfonisi'nin vazgeçilemeyeck ana teması 'demokratikleşıne' olacaktır. Bu kavramm içi- ne, demokratik kurumlann mukemmelleşti- rilmesi, insan haklarına en geniş anlarnıyla saygı, azınlık haklarınm en üst düzeyde ko- runması, laik toplumsal yapı, ekonomik kal- kınmışhk ve gelişmiş bir çevre bilinci giriyor. Avnıpalı bu noktaya kolay gelmediğini bi- liyor. 1. Dünya Savaşı'na kadar kolay dizgin- lenemeyen 'azgın kapitatizm' döneminde, Batı Avrupa demokrasisi gelişecek ortamı bulama- mış ve biçimsel demokrasilerinin toplumsal ve ekonomik içeriği boş kalmıştı. 1. ve özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, Sovyetler Birli- ği ve Doğu Avrupa'daki ekonomik ve siya- sal orgütlenme modeliyle diyalektik bir etki- leşim sureci içinde, Batı kapitalizmi bir bakı- ma sosyalleşti; demokrasilerin ekonomik ve toplumsal içeriği bir dereceye kadar dofdurul- du. Avrupa'nın doğusunda ise demokrasinin liberal ve çoğulcu niteliği güduk kaldı. Dolayısıyla, bugün bir bütün olarak Avru- pa'ya baktığımızda, gelişmeleri, "Baü Avru- pa'nın sosyalleşmesi ve Dogu Avrupa'nın tiberalleşnıesi' olarak değerlendirmek, yanlış olmayacaktır kanısındayım. Bundan sonra, özellikle Batı Avrupalıların yapacakları en akıllıca iş, Doğu Avrupa'nın deneylerini de kendilerininkine ekleyerek, daha vanlması için çok zaman geçecek olan demokratikleş- me ülküsüne bir arada varmaya çalışmaları- dır. Son gelişmeler bu yöndeki umudu güç- lendiriyor. Avrupa'nın 21. yüzyüda alacağı yeni biçim, tek tek devletlerce değil, Avrupa-özekli dört kuruluşça belirlenecek gibi görünuyor. Bun- lar, (1) temelde askeri nitelikte olan NATO (2) ekonomik ve siyasal nitelikteki Avrapa Topluiuğu (3) asıl amacı güvenlik olan ve he- nuz bir sürecin ötesinde kurumsallaşmamış Avrupa Güvenlik ve tşbirligi Konferansı (AGtK) ile (4) siyasai-etik ağırlıklı Avrupa Konseyi'dir. Bunlardan NATO ve Avrupa Topluiuğu, son çözümlemede çıkar ortaklıklan olarak de- ğerlendirilebilirler. NATO ile AGİK (son za- manlarda insan haklanyla ilgili'sepetine' ağır- lık kazandırılmak isteniyorsa da) temelde gü- venlikJe ilgilidirler. Dolayısıyla, eğer biraz ön- ce öngörüldüğü gibi, Avrupa birliğinin içeri- ği demokratikleşme gibi siyasal-etik bir kav- rama ve bu yondeki yoğun çabaya dayana- caksa, bu birliğin eninde sonunda içinde bi- çimleneceği kuruluş Avrupa Konseyi olacak gibi görünüyor. "Avrupa gemisi"nin boyutlan, içine ala- cağı yolcu adedi, kalktığı ve varmak istediği liman, bugünden ancak bu kadar görünüyor. 19. ve 1945'e kadar 20. yüzyüın ilk yansı Av- rupa'nın, bundan sonraki 40 yıl iki süper dev- letin çağıydı. 21. yüzyıl ise güçlü birieşik bir Avrupa, bu Avrupa ile sık ve sürekli baglar kurmayı sür- dttrecek iki biıyiık devletin oluşturacaklan Kuzey iie çeşiüi ekonomik, siyasal ve toplum- sal kansıklıklar içinde ve Kuzey'le kıyasıya mücadele içine girecek Güney'in, yani Asya- A/rika devletlerinin çağı olacak herbalde. 20. yüzyıhn son on yılının genel egilimleri, 21. yüzyılda etkilerini güçlü bir biçimde sürdü- recek gibi görünüyor. Tarihin 'rüzgân' bazı yelkenlileri ileri ufuklara götürecek, bu rüzgânn yönflnü he- sap edemeyen ötekileri ise olduklan yerde, 'hayalet gemi' örneği, yelkenleri sönuk bıra- kacaktır. De Tocqueville'in kehaneti 20. yüz- yıl için doğruydu. 21. yüzyılda ise yanlış çı- kacaktır. Yarın: NATO'n rolü ne olacak New York Review of Books dergisinden bir makale: Yeni Avrupa üzerine 10 düşünce Avrupa'nın 'caydırıcı silahları' olmalı NATO yerine DETO: Bir iki yıl içinde, Avrupa'nın kalbinde Çekoslovakya gibi demokratik bir ülkenin -Türkiye üyeyken- NATO'ya üye olmaması çok garip karşılanan bir şey olacak. En iyisi böyle bir birliğe Rusya'nın da katılması, ama bu uzun zaman alacak. Avrupa'da NATO yerine DETO.kurulrnalı. (Demokratik Avrupa Anlaşma Örgütü) Irksal çatışma: Avrupa'nın önümüzdeki yıllarda karşılaşacağı en büyük tehdit, devletlerarası çatışmalar değil, devletleri oluşturan ve aynı toprakları paylaşan halklar arasındaki sürtüşmeler olacaktır. Irksal çatışmalar, Avrupa'nın getireceği sosyal ve ekonomik özelliklerle daha da körüklenecektir. Dış Haberler Servisi — ABD'de çıkan The New York Review of Books dergisinin 14 tem- muz sayısında "Yeni Avrupa hakkında 10 duşünce" başlıklı bir yazı yayımlandı. "Ti- mothy Garton Ash" tarafından kaleme ahnan yazının geniş bir özeti şöyle: 1) Avrupa'da yeni bir çağ açan değişiklik- lerin temeldeki nedeni, Rus İmparatorluğu 1 nun çökusudur. Bu çökuş, Sovyetler Birliği1 nin tarihsel sınırlan içinde kalmayacaktır. Bal- tık cumhuriyetlerinin, Kafkasya'nın ve Orta Asj«'mn Rus olmayan halklarının da söyle- diği gibi bu sınırlar, yalnızca imparatorluğun merkezi ile dış uzantıları arasındaki çizgiyi oluşturuyor. Batılı liderlerin, Baltık cumhu- riyetlerinin bağımsızlık ilanlannı ihtiyatlı bi- çimde desteklemelerinin pek çok taktik nedeni var. Ancak bu liderlerin, 2000'li yılların Av- rupası için yaptıkları planlan, Sovyetler Bir- liği'nin bütüniuğunun süreceği göruşüne da- yanarak kurmalan, hem ahlaksal hem de ana- litik olarak yanhştır. Çünkü tarih göstermiş- tir ki imparatorlukların çökuşu hiçbir zaman yarıda kalmaz. Elbette Sovyetler Birliği'nin ba- rışcı yollarla demokratik bir federasyona, kon- federasyona veya yalnızca bir uluslar birliği- ne dönüşmesi, çatışma ve şiddet yoluyla ger- c < W n r n mr m « T ı n ı * < ı " ^ - • i' " ^^s^Kf *» a _ ne dönüşmesı, çatışma ve şiddet yoluyla ger- »LZELER NE OLACAK? - Fransa'da harekeüı bır fuze taşı>ıcı. Avrupa ulkeleri şimdi çe kleşecek bir bölunmeye tercih edüir. Ancak NATO nun rolunu ve süahlanmaya a>nlan pa>ın aaüülmasııu tarüşıyor. Yeni fiızelerin ve görünuşe bakılırsa, şımdılık ıkinci olasıhk da- savas uçaklannın üretimi projeleri ise ya erteleniyvor ya da askıya alınıyor. n a 2) Gorbaçov, Rus siyaset hayatındaki pek çok seçenekten daha iyî. Ancak İiberal demok- rasinin, sosyal piyasa ekonomisinin ve huku- kun ilkelerini benimsemiş anti-komunist bir- liklerde ve partilerde, ondan daha iyi seçenek- ler var. Şu an için Gorbaçov'dan kötü olan- lar, ondan iyi olanlara oranla öne çıkmış du- rumda. Bu nedenle Gorbaçov, "dataa az kötü'' durumunda ve "alteraatifsiz" olarak kabul ediliyor. Ancak 1989 ydında Doğu Avrupa- da olanlar, "gerçekçilik" adına bizi, ilkeleri- mizi ve inançlarımıa yadsımaya zorlayanlara bir uyarı olmalıdır. 3) 18. yuzyılın sonunda Immanuel Kant "Birbirleriyle savaşa girmeyecek iki devlet var- sa, bunlar ancak cumhuriyetçi bir anayasaya sahip olanlardır" diyordu; yani hukumetin yet- kilerinin sınırlı olduğu, hukukun ustunluğu- nun kabul edildiği ve krallann, duşunürlerin onerilerine kulak verdiği devletler. 20. yuzyı- lın koşullarına bakıldığında, Kant'ın öngöru- süne uygun olarak liberal demokrasiierin, li- beral demokrasilerle çatışmadığı görulüyor. Çekoslovakya, Polonya ve Macaristan'ın dış ılışkilerinde gözlenen değişim, icteki değişim- lerinden kaynaklanıyor. Bu nedenle, bu ulke- lerdekı değişim, Sovyet dış politikasındaki de- gişimden farklı bır nitelik taşıyor. Rus dış po- litikasındaki değişimin uzun vadedeki tek ga- rantisi, Rus devleti ve imparatorluğunun iç dö- nüşümü olabilir. 4) Bir şans eseri olarak 20. yüzyıhn sonun- da, devletlerin savaştan kaçınmaları için baş- ka nedenler de var. Bunlann en önemlisi, dev- letlerin birbirlerini yok edecek güce sahip ol- maları. Askeri teknolojinin gelismesi, "devlet- lerin ezeli rekabetini" körükleyerek "ölümcül makineler çiğı"nda, katliamlar gerçeklestiril- mesine olanak sağladı. Ancak daha sonraki gelişmeler, bu rekabete ani bir fren etkisi yaptı. 1945 yılııfdan beri, Avrupa dışında caydıncı önlemleri olmayan devletlerin birbirleriyle sa- vaştıklanna veya işgale uğradıklanna tanık ol- duk. Caydıncı önlemleri olan bölgelerde ise savaş yoktu. Bu korkunç ikilemden kurtulmak için yeni güvenlik sistemleri ve yeni biçimler bulmamız gerek. Churchill'in, "Bans, lerörun azirati çocuğudur" paradoksu, Avrupa'mn son 40 yılki gerçeğini yakalıyor. Rusya'nın da Kant'ın söylediği anlamda^'cumhuriyetçi" ol- ması durumunda dahi cumhuriyetçi olmayan bazı devletler Avrupa'ya komşu olacaktı; ör- neğin Iran ve Libya. Dolayısıyla, "ölümcül makineler"e yine gereksinim duyacağız. 5) Demokratik Avrupa, bu nedenle, bir yan- dan Kant'ı sahiplenirken diğer yandan da "caydıncı silahlara" sahip olmalıdır. Bu ikin- ci oluşumun, günümüzdeki adı NATO. Ancak işe sıfırdan başlanacak olursa, bu oluşuma NATO degil, örneğin DETO (Demokratik Av- rupa Anlaşma örgütü) denebilir. Zengin Av- rupa demokrasilerinin birleserek ortak bir "caydıncı" güce sahip olması gerektiği yolun- da da görüşler var. Batı Avrupa'nın, güvenlik konusunda Amerikan taahhütlerine bagımlı olduğu bir gerçek; çünkü Avrupahlar 20. yüz- yıl içinde iki (kimilerine göre üç) kez, kendi guvenliğini sağlayamadığını kanıtladı. Ancak Sovyet birliklerinin Orta Avrupa'dan çekilmesi durumunda, NATO güçlerinde de indirime gj- dilebilecek, Avrupalılar, kendı kendilerini sa- vunmada yeterli hale gelebilecektir. 6) Bir-iki yıl içinde, Avrupa'nın kalbinde Çe- koslovakya gibi bir demokratik ulkenin - Turkiye üyeyken- NATO'ya üye olmaması, çok garip karşılanır bir şey olacak. O zaman Çek- ler ve diğerleri ya Marx gibi "Beni üyelige ka- bul etmeyen bir kulübü dagıtınm" görüşünu savunabilirler diyerek ya da Macanstan Dışiş- leri Bakanı Gyula Horn gibi "Ne olur bizi de alın" diyerek NATO'ya katılmanın yollannı ararlar. Neden olmasın? Çünkü Sovyetler bu- na izin vermez. Sadece Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin birliğe katılması durumunda, bir- lik, kendi savunma amacından saparak anti- Sovyet veya anti-Rus bir kimliğe bürunecek- tir. Hayır, daha iyisi, böyle bir birliğe, demok- ratik bir Rusya da katümalıdır. Ancak bunun gerçekleşmesi, Rusya'nın büyük bir değişim- den geçmesi ve Sovyetler Birliği'nin diğer halk- larıyla olan ilişkilerini yeniden duzenlemesi- ni gerektirir. Bu da çok uzun zaman alacak- tır. 7) Avrupa'nın güvenliği için başlama nok- tası NATO, ancak hedef DETO ise, Avrupa de- mokrasilerinin ekonomik ve siyasal Uişkiieri için başlangıç noktası Avrupa Topluiuğu, he- def ise daha gelişmiş bir birliktir. Mevcut Av- rupa Topluiuğu, olası birlik biçimlerinin en kötüsüdür. AT, daha genişletilmiş bir Avrupa birliğinin çekirdeği durumundadır. 8) Harold Nicolson, 1919*da Avrupa'da "ba- ns dttzenlemelerine" bakarak "Avrnpa'yı Bal- kanlaştırmayı, Balkanlan da Avrmpablaftır- mayı başardık" diye yazmıştı. Daha geniş kapsamda bugün şu söylenebi- lir: Günümüzde yapılması gereken seçün, "Av- mpa'nın Balkanlaştınunası" ile "Balkanlar- m Avrupalılaştınlrnası" arasındadır. ('Balkan- lar', AT dışı Avrupa anlamında kullanılmış- tır). "Avrupalılaştırma"nın temel koşullan, Sovyetler Birliği'nin iç sınırlan da dahi] olmak uzere, mevcut sınırlann tanınması, bu sınır- lann içindeki azınlıklann haklanna saygı gös- terilmesi ve mevcut AT ile daha yalun işbirü- ğinin sağlanmasıdır. 9) Avrupa'nın önümüzdeki yıllarda karşı- laşacağı en büyük tehdit, devletlerarası çalıs- malar değil, devletleri oluşturan ve aynı top- rakları paylaşan halklar arasındaki sartUsme- lerden kaynaklanacaktır. Irksal çatifmiüır, Avrupa'mn birlesmesinin getireceji sotyal ve ekonomik özelliklerle daha da körüklenecek- tir. Bu, yalnızca Doğu Avrupa ülkelerini ve Sovyetler Birliği'ni değil Avrupa'nın geri ka- lanını ve özellikle de Almanya'yı etkileyecek- tir. 10) Belli oranları korumahyız. Gelecekte in- sanların çoğu şöyle diyecekler: "Keşke bizim sorunlarımız da sizinkiler kadar olsaydı..''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle