Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 AĞUSTOS 1990 HABERLERİN DEVAMI
CUMEYT ARCAYÜREK yazıyor
CUMHURİYET/19
İSTANBUL'dan HİKMET ÇETİNKAYA ~~
OLAYLARIV
ABDENDAKI
GERÇEK
(Baştarafi 1. Sayfada)
ABD'nin de Türkiye'ye dö-
nük siyasetinde dostluk göster-
gelerinin azaldığı açıktır. Vaşing-
ton'un her davranışı Ankara'da
kaygılar yaratıyor; Rum Orto-
doks Patriği'nin Beyaz Saray'da
karşılanış biçimi tartışma oluş-
turuyor; Başkan Bush'un sözde
Ermeni soykmmına ilişkin yak-
laşımı, Ulusal Kurtuluş Savaşı-
mızı katliam gibi gösteren bo-
yutlar içeriyor; ABD ile Yuna-
nistan arasında imzalanan Sa-
vunma tşbirliği Anlaşması,
Ege'deki sözde Türk tehdidine
karşı A tina'ya güvenceler sağlı-
yor.
özetle Türkiye'ye son günler-
de dostça davranmayan Vaşing-
ton, Türkiye'den dostluğunu
esirgeyen Irak'a karşı Türkiye-
den olağanüstü destekler anyor;
Bağdat bunu engellemek istiyor.
Sonuçta Ortadoğu'daki son
olaylar Ankara'nm gerçekçi bir
politika oluşturması için olanak
yaratmaktadır. Bu olanağı
"Türktye'nin stratejik önemi bir
kez daha ortaya çıktı" diye kı-
sır bir övünme gerekçesi yap-
mak ya da kısa süreli birfırsat
gibi kullanmaya kalkışmak,
hem tehlikeli hem sağduyusuz
politika olur.
Ankara şimdiye dek Kuveyt
olayında dengeli bir çizgide dur-
muştur; ancak gelişmelerde
olumsuz ve rizikolu bir boyut da
görülmektedir.
özellikle "kriz"anlannda dış
politika oluşumu veyönetimi el-
bette "hız" ister. Bununla birlik-
te devletin işlerliğinde kurallar
biryana itilemez; çünkü sorum-
lu ve yetkili kişiler ve organla-
nn devre dışı kalmasında sayıl-
makla bitmeyecek kadar tehli-
keler vardır. tyiye gider gibi gö-
rünen her şey bir anda tersine
dönebilir, kötüye gider gibi gö-
rünenlerin ardından beklenme-
dik şeyler çıkabilir. Bugünkü
Türkiye'de ise en yaşamsal gün-
lerde bile devletin doğal olarak
yetkili organlan ve kişiieri geri-
ye itilmişlerdir.
Sahnede görünen tek kişi
Cumhurbaşkam özal'dır...
Sayın özal da Ortadoğu bu-
nahmını kendi kafasında Türki-
ye'ye yakıştırdığı bir modeli
oturtmak içinfırsat saymakta ve
devlet yönetiminin kurallarını
çiğnemekte hiçbir sakmca gör-
memektedir.
Dış ilişkilerde kimi ülkelerin
güçlü adamlan, geride hiçbir ih-
tiyat payı bırakmadan politika
oluşturmakta sakmca görmez-
ler; ama, tökezledikleri anda,
hem kendilerinin hem ûlkeleri-
nin ödediği fatura büyük olur.
Durmuş oturmuş devletlerin ve
demokrasilerin işleyişinde ise
kurallara özenle uyulur; adım
atıürken ciddiyetesaygı duyulur.
Suudi Arabistan Kralı, Mısır
(ya da Suriye) Devlet Başkanı;
Cumhurbaşkam özal ile tele-
fonda konuşurken ülkesinin tek
adamıdır; Başkan Bush, ABD
Anayasası gereğince "başkan-
hk
n
s'ısteminin verdiği yetkiler-
le donanmıştır; bu kişilerin ağ-
zından çıkacak bir "evet"in ya
da
u
hayv"ın geçerli olduğu ke-
sindir.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nagöre Cumhurbaş-
kam özal'ın böyle bir yetkisi
yoktur; telefon diplomasisinde
herhangi bir bağlantıyı kursa bi-
le dış politikada karar verebile-
cek yasal konumda değildir.
Neyazık ki durumunu kendi-
sine anımsatacak ve uyarıda bu-
lunacak olanlar, görevlerini ya-
pacak yerde elleri kolları bağlı,
dudaklan kilitli oturuyorlar.
• • •
it'ten sorular
IrakU(Baştarafi 1. Sayfada)
kurt, Irak'ın Türkiye Büyükelçi-
liği'nden yardım istedıklerini be-
lirterek, "Onlara şantiyenin bu-
lunduğu koordinatları verdik.
Şantiyede 80 kadar Türk vardı.
Knveytli, Filistinli işçiler de var-
dı" dedi.
Bozkurt, "Kuveyt'teki şantiye-
niz herhangi bir zarar görmuş
miı?" sorusuna, "Biz şu anda can
derdindeyiz. Şantiyenin durumu
hakkında aynntılr bilgimiz yok.
Belki Irak askerleri yerleşmiştir.
200 kişilik. bir haftalık \iyecek
stoku olan, klimalı bir tesisti"
karşıhğını verdi.
Konuyla Dışişleri Bakanlığı'-
ndan tkili Ekonomik tlişkiler Da-
ire Başkanı Büyükelçi Tevfik Ok-
yayiis'ün ilgilendiği öğrenildi.
Kuveyt'teki Sabia Termik Sant-
ralı ihalesinj BMB, Soyut tnşaat,
Soytek ve Yapı Merkezi'nden olu-
şan bir Türk konsorsiyumu ka-
zanmıştı. 356 milyon dolarlık pro-
je, 6 ay önce başlamış ve 5 yü için-
de bitirilmesi planlanıyordu. 2400
kilovatsaat gucünde olması plan-
ianan santrala yaklaşık 5 bin işçı
çalısacaktı.
j SürücüKursu \
Kodıköy : 3360206 f
3360279 j|
3491824 Sj
«491825
Erenköy Kantara :
3637786
3593068
Haber Merkezi — DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit, Irak'ın Ku-
veyt'i işgaliyle ortaya çıkan durum
üzerine Türkiye'nin, kendisinden
beklentileri olan mütteıiklerine ve
bölge ulkelerine bir dizi soru sor-
ması gerektiğini belirtti. Ecevit,
Irak'ın elindeki silahlan günün bi-
rinde Türkiye'ye yöneltmeye kal-
kışmayacağı konusunda güvence
veraıesi gerektiğini söyledi ve
ANAP iktidanna da "Türkiye'yi
Ortadoğu sorunlannın girdabına
surüklemekten esirgeyecek misi-
niz?" diye sordu. —.
DSP Genel Başkanı, Bayram- O z d e m İ F
paşa'da dün yaptığı konuşmada,
Irak ile ilgili veya Irak'ın tutumun-
dan kaynaklanan sorunlann çözü-
münün Türkiye'den beklendiğini
kaydetti ve Türkiye'nin hem ken-
di çıkarlanm koruması hem de
bölge ve dünya banşına katkıda
bulunması gerektiğini söyledi.
Ecevit, bu nedenle - ilk olarak
ABD'ye ve ilgili ülkelere şu soru-
lann somlması gerektiğini kaydet-
ti:
ABD'ye: Yunanistan'a verdiği-
niz türden güvenceleri, Türkiye^
ye de verecek misiniz? Kıstığınız
askeri yardımları Türkiye'nin gü-
venliği için gereken düzeye çıkar-
tacak mısınız? Türkiye'ye 7-10 for- KeskİD
mülünü uygulamaktan vazgeçip
gerçek hakkını verecek misiniz?
Sevr'i diriltmek ve Türkiye'yi bö-
lüşmek isteyenlerin savunuculuğu-
nu ve kışkırtıcılığııu yapmaktan
vazgeçecek roisiniz?
AT ülkelerine: Türkiye'yi Avru-
pa'dan dışlamaktan, Yunanistan'ı
Türkiye'ye karşı kışkırtmaktan,
Kıbrıs sorununa burnunuzu sok-
maktan, Türkiye'yi bölmek iste-
yenlere destek olmaktan vazgeçe-
cek misiniz?
tran'a: Türkiye'ye "devrim
ihracı" heveslerinize son verecek
misiniz?
Suriye'ye: Türkiye'yi parçala-
mak isteyen bölücülerden her tür-
lü desteği çekecek misiniz? Onla-
n topraklannızdaki üslerinden ko-
vacak mısınız? Hatay uzerindeki
iddialannızdan vazgeçecek misi-
niz?
Arap ülkelerine: Türkiye'de la-
ikliği çökertme, demokrasiyi en-
gelleme, gençliği ve yöneticileri ele
geçirme çabalanruzı sona erdire-
cek misiniz? Türkiye'nin içinden
elinizi eteğinizi çekecek misiniz?
Irak'a: Tüıkiye'nin kendi top-
raklarından kaynaklanan sulan
Irak'la ve Suriye ile hakça payla-
şarak değerlendirmekten başka
bir niyeti olmadığı halde, Arap
âlemini Türkiye'ye karşı birleşti-
rip kışkırtma sevdasını bir yana
bırakacak mısınız? Türkiye'nin
kendi topraklanndan geçen boru
hattı ile size sağladığı nefes boru-
sunu hesaba katarak Türkiye'nin
petrol gereksinmesini düzenli bi-
çimde ve makul fivatla karşılama-
yı garanti edecek misiniz? Uzun
menzilli füzelerinizi, kıyamet top-
larınızı, kimyasal silahlannızı ve
gökteki uydularınızı günün birin-
de Türkiye'ye de yöneltmeye kal-
kışmayacağınıza dair inandıncı
güvenceler verecek raisiniz?
Ecevit, daha sonra iktidar ve
muhalefete de şu sorulan yönelt-
ti:
tktidara: 17 milyon nüfuslu
Irak'ın karşısında soluklan kesi-
lerek korku içinde bekleşen ve bü-
yük devletlerin koruyuculuğuna
sığınan, 40 yıldır Filistin halkının
meşru haklannı engelleyen, hac sı-
rasında Mekke"de toplanan Türk-
lerin ve başka Müslümanlann
canlannı korumaktan bile aciz
olan bazı çağdışı, kökten dinci Or-
tadoğu rejimlerini Türkiye'nin iç
politikasına sokmaktan vazgeçe-
cek misiniz? TC Cumhurbaşkam
1
nın kardeşlerinden birinin bu yön-
deki parasal, siyasal ve kültürel et-
küıliklerine hem Türkiye'de hem
de KKTC'de son verecek misiniz?
Öylelikle Türkiye'yi Ortadoğu so-
runlarımn girdabına sürüklen-
mekten esirgeyecek misiniz?
Muhalefete: Türklerin önemini-
nin büyük ölçüde arttığı bir dö-
nemde sizlerin somut bir Ortado-
ğu, Balkanlar, Kafkaslar, Asya
politikalarınız ve başka ülkelerde-
ki Türkler politikanız var mıdır?
Varsa nedir?
Demirel
DYP Genel Başkanı Suleyman
Demirel, körfez krizinin
"çözülebüecegini" söyledi. Demi-
rel, Türkiye'nin Irak'a karşı olan
tutumunun ABD, Fransa ve Sov-
yetler Birliği gibi olduğunu belir-
terek, "Başka bir önlem almak,
yahut tavır koyraak için vakit çok
erken. Geüşmeler izlenmeli" dedi.
Suleyman Demirel, partisinin il Wk
kongrelerine katılmak üzere Is- ^
tanbul'dan Edime'ye giderken he-
likopterde gazetecilerin sorulan-
nı yanıtladı. Demirel, Irak'ın Ku-
veyt'i işgal etmesi sonucu doğan
durum ve Türkiye'nin tavnnın ne
olması gerektiği konusunda soru-
lan bir soruya şu karşılığı verdi:
"Türkiye tavnnı belli etti. Ya-
ni ABD, Fransa ve Sovyetler'le
birlikte bizim tavnmız beraberdir.
Ama biz de şu anda Irak'a karşı
birşey yapraıyonız dedik. Irak'a
karşı diğer ülkeler ne yaptı ki,
Türkiye ne yapsın?"
Demirel, "Diğer bazı ülkelerin
Irak'a ekonomik ambargo uygu-
lanması ve Türkiye'nin boru hat-
tını kapatması yolunda baskı ya-
pılması sozkonusu olursa ne ya-
pümah?" şeklindeki bir soruya şu
karşılığı verdi:
"Türkiye'yi baskı alüna alıp ne
yapacaklar? Herkes ne yapmış ki
Türkiye yapmamış daha? Herkes
birşey yapmış mı ki, Türkiye yap-
sın? Çok erken, birşey söylemek
için."
Cumhurbaşkam özal'ın Körfez
krizi konusundaki diplomatik te-
masları konusundaki bir soruya
Demirel, "Bu gayet doğal, nor-
mal. Bu kadar yakınımızda böy-
le hadiseler oluyor bizim başka-
lannı arayıp sormamız, başkala-
nnın bizi arayıp sorması gayet do-
ğal. Yani bunun ne öyle uzun
boyiu abartılacak, ne övünülecek
ne de yerilecek tarafı vardır. Bu
meseleleri ben daha birinci gün
söyledim. Çabşma olmaz dedim.
Çünkü herkes bir tarafı tuttu. Çö-
zerler herhalde, çözülür" karşılı-
ğını verdi.
Devlet Bakanı ve ANAP Genel
Başkan Yardımcısı tbrahim Özde-
mir, Irak'ın Kuveyt'i işgali ile il-
gili olarak, dünyanın gözunün
Türkiye'nin üzerinde olduğunu
söyledi. Devlet Bakanı tbrahim
Özdemir, Irak'ın işgaliyle Ortado-
ğu'da ortaya çıkan durum konu-
sunda, bölgede Türkiye'nin
önemli bir rol oynayabileceğini
bildirdi. Özdemir, "Bugün dün-
ya, Irak-Kuveyt meselesinden do-
layı gözlerini Türkiye üzerine dik-
miş durumdadır. Türkiye bir is-
tikrar unsuru, bir ümit ışığı
olmaktadır" diye konuştu.
SHP Genel Sekreteri Adnan
Keskin de, dün düzenlediği basın
toplantısında, Türkiye'nin Irak'la
sorunlanm görüşmeler yoluyla
çözmeyi tercih ettiğine dikkat çe-
kerek, "Saddam Hüseyin Türki-
ye ile sıcak bir çatışmaya girecek
kadar hayalci olamaz" dedi. Kes-
kin, Irak'ın Kuveyt'e saldırması-
nın hiçbir gerekçesi olamayacağı-
ru da belirterek, "fiziki güç kul-
lanarak bir ülkeye yapılan saldı-
nya göz yumulursa bir başka sü-
reçte daha güçiü bir devlet Irak'-
ın sınırlarını degiştirir.
Ulnslararası anlaşmalar kapsa-
mında her devletin bağımsız var-
hgını koruması partimizin dış po-
Utikadaki tcmd anlayışKhr" diye
konuştu.
Ortadoğu'nun Babası
ANKARA — Başbakan Birin-
ci Yardımcısı Taha Ramazan, sa-
at 11.30'da Esenboğa Havaala-
nı'na inerken Dışişleri Bakanlığı1
nın elinde ziyaretin içeriğini ve-
recek kesin bilgiler yoktu. Sa-1e-
ce "kimi tahminler" vardı.
Izlenen gelişmeler Bağdat Bü-
yükelçiliği'nin yerinde saptadığı
izlenimler, Batı basınında "Bağ-
dat hırsızı" diye adlandırılan
Saddam Hüseyin'den gelecek
olası bilgilerı, istekleri içeriyordu.
Günübirlik ziyaret başlamadan
önceki saatlerde, Dışişleri'ne gö-
re Saddam, Kuveyt'e el koyma-
sındaki "haklı nedenleri" sırala-
yacak, petrol boru hattıyla ilgili
kaygılara değinerek "anlayış
göstermemizi" isteyecekli. ABD,
Irak'a tahıl satşını durdurmuştu.
Ama Türkiye daha öncelerinde
olduğu gibi Irak'a buğday ihracı-
nı sürdürmeli, hatta arttırmalıydı.
TÖ'nün, Arap ülkeleri ve ABD
Başkanı ile yaptığı telefon görüş-
melerim hangi ölçülerde Dışişle-
ri'ne verdiği bilinmiyor. Önceki
gün Eryaman'daki törene gelir-
ken arabasına aldığı Bakan AN
Bozer ile Irak oldubittisine karşı
davranışımızı gözden geçirdiği
varsayılıyor.
Dışişleri dün, Ramazan'la bu-
luşmadan önce iki nokta üzerin-
de duruyordu: Irak'a karşı Batı ül-
kelerinden farklı, ne var ki daha
geride kalacak bir tutum izleme-
meliydik. Bir yandan silah satan
Batı'nın Irak'a aldığı son ekono-
mik davranışlann geçerliliğini. iç-
tenliğini izlememiz gerekirdi. Bir-
leşmiş Milletler Güvenlik Konse-
yi'nden Irak'a karşı yaptırımlarla
itgili ayrıntılı kararın çıkmasını
beklemeliydik.
Dûnkü görüşmeterde Türkiye^
nin Taha Ramazan'a Kuveyt işga-
lini onaylamadığını, askerlerini
çekmesinin yeterli olamayacağı-
nı, Irak darbesinden sonra kuru-
lan hûkümeti tanımanın zbrtuğu-
nun anlatılacağı öne sürülüyor-
du. Ayrıca Türkiye, Batı gibi "es-
ki yönetimin tekrar Kuveyt'e dö-
nerek işbaşına geçmesini
isteyeceği" de ekleniyordu.
Boru hattına gelince, Türkiye
bunalımın petrol akımını durdur-
madan çözümlenmesinden ya-
naydı. Petrolümüzün yüzde
60'ını Irak boru hattı sağlıyor. Dış
satımlardan 750 milyon dolar
alacağımız var. Her yıl Irak Türk-
iye'ye boru hattı için 350 milyon
dolar kira odüyor Yüksek düzey-
deki yetkililer, bütûn bu yararla-
rın bir kalemde silinmesinin ola-
naksızlığına değiniyor. Boru hat-
tındaki akışı durdurmak, Türkiye
için altın yumurta üreten tavuğun
başını kesmekle eşdeğer.
Boru hattı kapanmamalı, ama
Batı ambargoda kararlıysa tan-
kerterini Yumurtalık'a gönderme-
meliydi. Türkiye'nin hem boru
hattını işletmek hem de ambar-
gonun işlemesini sağlamak için
bulabildiği son tez buydu.
Oysa evdeki hesap çarşıya
uymadı.
Çankaya'daki görüşmelerde
Ramazan, Türkiye'nin bütün var-
sayımlarını arîüst etti. Sadece
Türkiye'ye değil, Batı ulkelerine
rest çekerek başkentten ayrıldı.
Ekonomik ambargo, Irak'a karşı
savaş tehditleri vızgeliyordu
Bagdat'a
Türkiye ise boru hattına do-
kunmamalıydı. Yoksa iki ülke
arasında güvensizlik ortamı do-
ğacaktı. Ramazan özde boru
hattına dokunursak Irak'ın bu
davranışı düşmanlık diye nitele-
yeceğini söylemek istiyordu. Eskı
yönetimin gelmesi, Kuveyt'teki
yeni rejimin geri çekilmesi istek-
lerımiz ise, kocaman bir hayır'la
yanıtlanıyordu.
Beyaz Saray'da Bush'a "Irak'a
oranla iran daha demokratik bir
rejim" diyecek kadar Bagdat'a
karşı olumsuz duygularını tuta-
naklara geçirten TO, şimdi ne ya-
pacaktı? Ramazan'ın gelişi ke-
sinleştikten hemen sonra Bush'u
arayan, El-Sabah'la konuşarak
Kuveyt'te başka yönetim kabul
etmeyeceğimizi kanıtlayıp res-
men açıklayan TÖ, dünkü man-
zaraya göre, Ortadoğu'da etkisi-
ni fazla abartmış, hele Saddam
gibi bir adamla oynarken çok dik-
katli olmak gerektiğini unutmuş
görünüyordu. Dünkü ziyaretle
Doğu ile Batı arasına sıkışmıştı.
Hûkümeti devre dışı bırakan TO1
nün daha önemli açmazlara gir-
memesi için tek şansı ABD ile
Batı'nın Saddam'ı dize getirme-
sine bağlıydı.
TÖ'nün Ramazan'dan önce
Bush'u telefon açması dostlar
arası istişare görüşmelerini aşan
bir davranış diye nitelenecekti.
TÖ herhalde burada Ramazan'a
söyleyeceklerini Bush'a aktarır-
ken, "neler söylemesi
gerektiğini" de ABD Başkanı-
ndan öğrenmişti. Bir bakıma
Irak, TÖ'nün ABD'nin sözcülüğü-
nü adı konulmayan aracılığını
yaptığı gibi bir izlenime kapıla-
bilirdi.
Siyasal kulislerde dün kuşku-
lar kaygılara yönekJı. Politikacılar
TÖ'nün Ortadoğu'da ağırlıklı li-
der olma sevdasının Bush'la po-
Irtikalar saptamaya yönelmesine
yol açtığını öne sürüyortardı.
"Çok yakın bir dostun" etkisiyle
Ortadoğu'da yavaş yavaş taraf-
sızlıktan taraf olmaya rtiliyorduk.
Batı politikasını tümüyle izle-
sek Ortadoğu'da yeni bir konu-
ma itilecektik. Batı'nın istekleri-
ni geri çevirmeye girişsek TÖ-
nün çok yakın dostunu gücendi-
recektik.
Başkan Baba'lıktan sonra bir
de Ortadoğu'nun babalığına so-
yunmak?
Yakışıyori
Kurtar Bizi!
İSTANBUL — Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal, dün Erzurum'a
hareket edecekti. Son anda ge-
zi ertelendi. Çünkü Irak Başba-
kan Birinci Yardımcısı Taha Yasin
Ramazan Ankara'ya geliyordu.
işin ilginç yanı Irak'ın, Kuveyt'i
işgalinden sonra Türkiye'nin bir-
den devreye girmesiydi. Oysa
Arap ûlkelerinin "kılı kıpırdamı-
yor", olaym oözümü için ABD'nin
alacağı tavrı beklryortardı.
Devlet Bakanı Mehmet Keçe-
ciler, Suudi Arabistan sınırına
Irak'ın yığınak yaptığını duyduğu
zaman belki heyecanlanıp "lrak:
ın ipleri bizim elimizde" demiş,
Yumurtalık'taki petrol boru hatb-
nın musluklannı kısacağını söy-
lemişti.
Suudi Arabistan kurtuluşu yi-
ne ABD'de bulmuş, Irak sınırdan
iceriye girerse diye soğuk terler
dökmeye başlamıştı.
işte tam bu sırada Türkiye dev-
reye giriyor, Cumhurbaşkam
özal, ABD Başkanı Bushia tele-
fon görüşmesi yapıyordu...
Ne diyordu Özal?
— Bush görüşmede bana
Türkiye gibi bir dostun mevcudi-
yeti, NATO'da böyle bir dostun
mevcudrveti bize rahatlık vermiş-
tir dedi. Bizim de meselenin çö-
zülmesi konusunda, neler yapıl-
ması konusunda tavsiyelerimiz
olmuştur. Vakınlığımız da var. Çe-
sitJi konularda görüsmelerimiz ol-
muştur.
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal, Cumhurbaşkam Özal'ın
ABD Başkanı Bush ile arasında
geçen telefon görüşmesinin
TBMM'de açıklanmasını istiyor.
Haklı olarak soruyor Baykal:
— Irak'ın Kuveyt'i işgali konu-
sunda yapılan telefon konuşma-
sının içeriği nedir? Türkiye'den
neler istendi? Biz neyi yapmaya
çalışıyoruz? Bunu resmen öğ-
renmek hakkımız...
SHP Genel Sekreteri, özal'ın,
"Bush'la gayet samimiyiz" söz-
lerinin altında yatan gerçeği do-
ğal olarak öğrenmek istiyor. Bu-
nun için de TBMM'nin olağanüs-
tü toplantıya çağrılmasını talep
ediyor.
Özal'ın Bush, Rafsancani, Ha-
fız Esat ve Hüseyin Mûbarek ile
telefon görüşmeleri gizliUk öğe-
leri taşıyor. Türkiye bu gizli gö-
rüşmelerde nasıl bir görev yük-
leniyor bilinmiyor.
Şu ana dek TBMM'nin olağa-
nüstü toplanması söztonusude-
ğil-
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal, kaygılarını dile getirirken
"Neler oluyor?" sorusunu yönel-
tiyor.
Gerçekten neler oluyor?
Arap ûlkelerinin sesi sedası
çıkmryor. Onlar topu ABD'ye at-
mıslar; Ortadoğu'ya bir jandarma
anyortar.
Son yıllarda Irak'a silah satan
ülkelerin başında Fransa, İngit-
tere, F. Almanya, Çekoslovakya,
Polonya, Sovyetler Birliği ve Çin
geliyor.
Irak'a silah satan bu ölkeler-
den bazıları şimdi Türkrye'yi Kor-
fez krizinin içine sokmaya uğra-
şıyorlar:
— Yumurtalık petrol boru hat-
tını kapat...
Sonra?
Irak'ın Kuveyt'i tşgalinde kılı k>
pırdamayan, işgali iki gün sonra
kendi kamuoyuna açıklayan Arap
ülkeleri kenditerini Irak'a karşı ko-
ruyacak ABD'den ve Batı ülkele-
rinden yardım istiyoriar.
— Kurtar bizi başkan babal
Ve Türkiye sıcak savaşın eşi-
ğinde duruyor. TBMM olağanûs-
tü toplanmıyor. Her şey Çanka-
ya'dan yönetilmek isteniyor...
Olacak iş mi bu?
kredi... Hesaplı kredi... Akbank'tan..
A KKRED İ
Akkredi Akbank'ın.
Hem çok hesaplı,
hem Akbank'ın 600'ü
aşkın şubesinde... Yaygın.
Hem de aylık faizi yalnızca %5.
Siz de fınn, mobilya, tüm ev eşyası,
tatil, sağlık, otomobil, ya da konut...
Ihtiyacınız olan her alanda 50 milyon
liraya kadar A kkredi alın.
Çok uygun koşullarla alın,
düşük faizden yararlanın.
ÜstelikAfeferedi'yi,
elinize toplu para geçerse
vadesinden önce ödevebilirsiniz.
AKBAIMK
"Güveninizin Eseri"
hon ve Gider verglsi dahıl % 5 55 ohnaklaılır