Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahlbı Cumhunytt Matbaacıllk ve Gazetecıllk Turk Anonım Şırketı adına U Polnıka C«W Baılaa**. Dıs Hıberta Eıfaa Bakı. EkoiKJmı Ccafh Tartaa. Ij Sradıka. Şakıaa kntaci. Kılltur CHal Luer. Isuınbul
Nnür Vadi 0 Genel Yayın Mudüni" Hajaa Ccaıal, Mlicsscse Müdürü Habcı.m ktsal k«ık. Ejılın. h m Şarlu. Hıw ^nutımu luıtt Bnkaa. ^un Habokn Necdeı Dafaa. Spor Dar ,nanı
ElBİK L>akligil. Yazı Işlcrı MudCıru Oka> GoBnuin, • Haber Mcrkczı AMalkadir ^ acdaaa. Dın YanUr bnaÇakıUa. \nslımu ^Ua Alpa>. IMaltmf « M ı U t o n • Koordıutör UnM Ibınbaa
Muduru YaJçı» B«j«r, Sa)fa DUıcnı Yönnmcnı Aa Aotf 0 Temsılaler 0 Mılı Ism Erol Lrk.ı ^ «una«eb« talcaı Vt«r 0 But« Ptanl»m« Stni Osnabcyotlu 0 R»kl«m. Vx Tor»a 0 Ek
ANKARA Ahmcl Tan, IZMİR Hikraet Çtlmkmyn, ADANA Çetin VittHOtl" Va- "uır H.lv. Ak.ol 0 Idıyc Hucyla G « ı 0 lşlctmr Oader Çrflk 0 BUgı-lskm. >af laal 9 Pcnonl St»p !
»rur <;•».'> B«t2n N«fc >•* tan »* HIKI/L Cumhur.ro Malbucilık vc Gızelccıllk TA.Ş Tllık Oo*ı C d N/41 CaJaloUa
Ok»> Ulnl. Vak;ıa layfr. Hasaa 34334 Isl PK 216 Isunbul Td 5!' 05 05 >20 ha!). Tdex 22246 Fu (II 526 60 72 £
Cmal. Hıknet ÇeiiaLıja. Oks» Bumlar \akara: Zıya Gokalp Blv Inkıitp S No 19*4, Td 133 II 4M" Tciex 42344 Fıx 14) 133
Goatasb. I f Maan. llkaa 05 65 % lıair H Z » ı « h 1352 S 2. 5. Ttl 13 12 30. Tela 52J59. Fu. (51) 19 5] 60
Sri<»k. U Sırmta. U n a Taa 0 JUaaa: InOoü O d 119 S So I K» I Td 19 37 52 (4 tıal). Tela 62155. F n Pl) 19 37 52
TAKVİM: 20 AĞUSTOS 1990 tmsak: 4.36 Güneş: 6.11 öğle: 13.13 lkindi: 16.59 Akşam: 20.03 Yatsı: 21.32
Çevre Rurulu,
kirliliğe
puan veriyor
Merkez Çevre Kurulu adına Müsteşar Halit Kara
tarafından çevre sağlığı şube müdürlüklerine
gönderilen yazıda, "ortak kirlilik ölçülerini
saptamaları" istendi.
ll sağlık müdürlüklerine bağlı çevre sağlığı
şube müdürlükleri hazırlayacakları 'kirletme
ölçüleri'ni en geç 15 Eylül 1990'a kadar
Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı'nabildirecekler.
lan ile berberlere veriliyor.
UFUKTEKİN Çevre Müsteşarlığı'na bağlı
Merkez Çevre Kurulu, başta
TBMM Çevre Araştırma Komis-
yonu olmak uzere bakanlıklara,
üniversitelere, Genelkurmay Baş-
ADANA — Başbakarüık Çev-
re Mttsteşarhğı'na bağlı "Merkez
Çevre Kurulu", endüstriyel ku-
rulu;, iraalathane ve her türlü iş-
yerinde çıkan atıkların "kirlilik kanlığı'na, TÜBİTAK'a, Türki-
yükünü puanlamak" ve "kirlel- ye çevre sorunlan vakıfianna ve
me katkı payı almak" amacıyla TUrkiye Odalar ve Borsalar Bir-
fllke çapında çalışma başlattı.
Merkez Çevre Kurulu adına müs-
teşar Halit Kara tarafından üni-
versiteler, bakanhkJar ve TBMM
Çevre Komisyonu dahil birçok
kurum ve kuruluşa gönderilen
yazıda çevre sağlığı şube müdür-
lüklennden "ortak kiriUik ölçü-
lerini saptamalan" istendi.
Başbakanlık Çevre Müsteşar-
lığı, 2872 sayıh Çevre Yasası'na
göre oluştunılan "Merkez Çev-
re Kurulu" aracılığıyla ulke ça-
pında ortak kirlilik yüklerini sap-
tamak uzere harekete geçti. Baş-
bakanlık Çevre Müsteşarı Halit
Kara tarafından öncelikJe valilik-
ler aracılığıyla il sağlık müdürlu-
ğü çevre sağlığı şube müdürlük-
lerine gönderilen yazıda "Çevre
Yasası'nın 18. maddesi gereğİD-
ce çevre kirliliğine yol açan tesis-
lerin sınıflandınlacagı ve bu lesis-
lerden çevre>e kirletme oranlan
ölçüsüDde alınacak katkı payının
belirienecegi" bildirildi. Daha
önce tstanbul Anakent Belediye-
si'ne bir çalışma yaptırıldıgını ve
buna göre tesislerin sınıflandınl-
dığını, alternatif taslaklann ha-
zırlanması için de bir komisyon
oluşturulduğunu anımsatan Ka-
ra, "Alt komisyon tarafından
hazutanan işletmelerin puanlama
esaslı suuflandırma sistemi tas-
la|ı, kurulun 8 Haziran 1990 gn-
nii yapılan toplanüsında benim-
senmiştir. Şimdi de kunıluşlann
göröşlerinin ahnması kararlaş-
' ünlmıştır" dedi.
"Kirletme puanı"
Başbakarüık Çevre Müsteşar-
hğı, il sağlık müdürlükleri bün-
yesinde oluşturulan çevre sağh-
ğı şube müdürlüklerine, endüst-
ri kuruluşlan, imalathaneler ve
çeşitli hizmet bırimlerinin urettiği
atıklara "kirlilik yıikii puanı"
vererek "kuruluslardan kendi
göriişleriııi bildirmelerini" ıstedı.
Çevre MüsteşarlığTnın "endüst-
riyd tesislerin kirtligJ ve tehlikeH
olma puanlan" tanımlamasına
göre en tehlikeli atıklan üreten
kunıluşlar olarak petrol rafine-
rileri ve petro-kimya tesisleri gös-
teriliyor. En yüksek kirletme pu-
anı olarak 500 puan verilen
petro-kimya tesislerini 480 puan-
la sıvılaştırılmış petrol gazı
(LPG), entegre gübre tesisleri ile
patlayıcı madde üretimi yapan
fabrikalar izliyor. Tartışmaya
açık puanlama sisteminde en dü-
şük puan (200) ise güzellik salon-
liği, sendikalar ve TÜSlAD'a da
"bilgi için" gönderdiği yazıda
ayrıca "kirliligi belirleyen
ölçütleri" de sıralıyor: Buna gö-
re bir endüstriyel kuruluşun ya
da imalathanenin urettiği atıkla-
nn kirletme yoğunluğu, vardiya
ve çabşan kişi sayısıyla kullandığı
motor gücüne, tesisin büyüklu-
ğüne, yüzeysel ve yer altı suları-
na olan etkisine bağlı olarak faz-
la ya da az oluyor.
tl sağlık müdürlüklerine bağlı
çevre sağlığı şube müdürlükleri,
Başbakanlı Çevre MüstesarhğT-
mn talebine uygun olarak hazır-
layacaklan "Idrietme ölcüleri"ni
en geç 15 Eylül 1990'a kadar bil-
direcekler.
• •
60 dolayında öykü, bir roman ve çocuk kitapları yazdı, 30 kitap çevirdi
Oykünün denizlerînde"Yazarlık, bir keşif
hareketi. Dilimizin
güzelliklerini ortaya
çıkarmak, olanaklarını
bulabilmek için
yapılan bir hareket"
"Hikâyenin özelliği,
yoğunluğu. Fazla laf
etmez, gerektiği kadar
konuşur. Son derece
hesaplıdır?'
ALPAY KABACALI ~
Karadeniz kıyılanndan kopup
geçimi denizde arayan insanlann
öyküleri Z«vyat Selimoglu'nun ka-
lemiyle girer edebiyatımıza. \azar,
dilimizin güzelliklerini ortaya çı-
kaımak, olanaklarını bulabilmek
için bir keşif hareketine girişmiş-
tir. Karadeniz insanımn geçim ara-
yısı, bir keşif hareketiyle bütünleş-
miştir. Ama öykü, butünsel açı-
dan bakarsak edebiyat ünınü, yal-
nızca bir dil araştırması değildir
elbet:
"tnsanın, insan hayatının baa
bellibaşlı elemanlan var ki işin
esası o. Yoksulluk ya da zenginlik.
kıskançlık, sevgi, bunlara benzer
başka şeyler... Fnsanın seriıvenle-
ri... Bu gibi konulan sanatsal bir
potada eritmek, defişik bir açıdan
bakarak •nlatabOmek... Sanat ese-
ri o zaman ortaya çıkıyor. Bu ara-
da dil açısından da birtakım ye-
nilikler getirmek, anlaüm ozellik-
l«ri kaUbUmek... Hikâyeyi renk-
lendiren de bunlar..."
PORTRE ZEYYAT SELÎMOĞLU
ZEYYAT SELtMOGLU — Hikaye, yıiz metre ko-
şusudur. Roman ise maraton koşusu.
Kısa öyküler
tstanbul'da doğdu. Alman Lisesi'ni (1944),
tÜ Hukuk Fakültesi'ni (1952) bitirdi. Fakülte
oğrencisiyken 1949-50 Yunus Nadi Armağanı
Yarışması'nda "Rize'nin Köylerinden" başlıklı
yazısıyla birincilik kazanarak admı duyurdu.
Giderek dergilerde yayımlanan kısa
öyküleriyle tanındı. Bunları Kavganın Sonu
ve Başı adlı kitabmda (1955) topladı. Bir süre
gemi işletmeciliği alanında çalıştıktan sonra
yaşamını yazarlık ve çevirmenlikle sürdürdü.
1969'da çıkan Diregin Tepesindeki Bir Adam
başhklı kitabından (1970 Sait Faik Hikâye
Armağanı) bu yana Kıçüstünde Topianb
(1971), Koca Denizde Iki Nokta (1973, TDK
öykü ödulü), Karaya Vnrdu Deniz (1975),
Deprem (1976), Soyunanlar (1980), Çiçekli
Dag Sokagı (1982), Bir Şarkı Gibiydi (1987)
adlı öyku kitaplan, bir romanı (Tntkunun
Koseleri, 1982), çocuk kitaplan (Yavrn
Kayık, Martılar Adası, Uynmsuz Nuri)
yayımlandı. Aynca otuz dolayında romanı
Almancadan çevirdi.
Zeyyat Selimoğlu'nun öykücü-
lüğüyle Karadenizli gemi adamla-
nnın serüvenlerinin kesiştiği nok-
taya gelince...
Lisenin son sımfına doğru,
kompozisyon derslerindeki başa-
nsıyla ögretmeni Zeki Ömer Def-
ne'nin dikkatini çeker. Bu 'keşiT-
ten sonra öğrencisini yazmaya yö-
neltir Defne. O da kısa öyküler
yazmaya başlar. Çınaraltı'nda,
Milliyet'te yayımlar bunlan...
1949'da , Cumtauriyet'in Yunus
Nadi Armaganı Yansması'nın ko-
nusu 'Bir yurt yazısı* olarak belir-
lenir. O sırada hukuk fakültesi öğ-
rencisi olan Zeyyat Selimoğlu,
'Rize'nin Köylerinden' başlıkb ya-
zısıyla katılır yanşmaya. Ve tam
kırk yıl önce, 1950*de yarışmayı
kazarur.
"Babamın dogdugu yer olan
Rize'ye bir okul Utili sırasında
gitm^tik' diyor. "Oradald, köyler-
deki atmosfer beni çok etkflemiş
olacak."
Armağan kazanması, onu sü-
rekli yazmaya yöneltir. Bir de
•şans'ı vardır: Babası gemi işletme-
ciliği yapıyordur; o da her yaz ge-
minin Akdeniz seferlerine katü-
makta, böylelikle bol 'malzeme"
sağlamaktadır. Yuk gemisindeki
gözlemlerinden, gemi adamlaruun
yaşaralanndan kaynaklanan öy-
küler yazar hep. Bunlar Varuk'ta,
dönemin öteki edebiyat dergilerin-
de yer bulur.
"Vtrtık'ı ve Vartık Yayınlan'nı
yöneten Yaşar Nabi'ye büynk say-
gım rardı, bu alanda çok uğraş
venniş bir insan olarak. Kendisi-
tar
'hi surlara firması sanatçıyla görüşerek dün akşam son bir konser vermesi konusunda anlaştı.
kondu, pir kondu. Ru- Hemen her gece Hisar'ın taş basamaklannı dolduran bmlerce insanın yanı sıra de-
meli Hisan'nda arkadaşlarıyla birlikte her gece 3.5 saat şov yapan Sezen Aksu'nun nizde sandal ve takalarla, çevredeki çay bahçeleriyle, kaldırımlan ve Boğaziçi Uni-
konseri yine uzatıldı. Daha önce 15 ağustosta bitmesi planlanan konser, dışanda ka- versitesi'nin duvarlanna kadar dolan Rumeli Hisarı ve çevresindeki izdiham dün gece
lanlann sayısı fazla olunca 17 ağustosa, ardından da 19 ağustos akşamına kadar uza- "dışandan izleyenlerin" ıslıklı "devam" isteklerine dömiştü. Bunun üzerine şarkıla-
tıldı. Önceki gece Hısar'ın girişinden başlayıp çay bahçelerine kadar uzayan kuyruk rmın yanı sıra "anormal program" dediği şovuyla da büyük ilgi gören Sezen Aksu,
konserin başlamasına karşın erimeyince, düzenlemeyi üstlenen Most organizasyon dün akşam son kez hayranlannın karşısına çıktı.(Fotoğraf: Yalçın Çakır)
IzmirFuan, 59. kez açılıyor59. Uluslararası Izmir Fuarı'na 28 yabancı
ülke katıhyor. Fuarın açılışının kimin
tarafından yapılacağı henüz kesinlik
kazanmadı. Açılış çağrısma SHP Genel
Başkanı İnönü de olumlu yanıt verdi.
tZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) — 59. Uluslararası îzmir Fu-
arı bugün açılıyor. Fuarı "Hangi
yetkilinin açacağı" şimdiye dek
belli olmadı. Ancak açdış progra-
mında bu yetkili "muhtemelen
Basbakan" diye amldı. 59. Ulus-
lararası tzmir Fuan açılışına SHP
Genel Başkanı Erdal tnönü'nün
de katılacağı açıklandı.
59. Uluslararası Izmir Fuan
açılış programı bugün saat
17.00'de Cumhuriyet Alanı'nda
Türk ve Macar folldor ekiplerinin
gösterileri ile başlayacak. Saat
17.45'te Bans Manço Lozan Ala-
nı'nda halka açık bir konser ve-
recek. Bu sırada Fame-City'nin
dev kuklalan halkın arasında do-
laşacak. Resmi program öncesi ve
dev İZFAŞ balonu havalandınla-
cak, bir paraşütçü de Atatürk
büstü önüne iniş yapacak. Resmi
program saat 18.30'da başlaya-
cak. Açıhşta havai fişek gösteri-
leri, lazer ışık oyunlan yapüacak.
59. Uluslararası îzmir Fuan bu
yıl sorunlarla birUkte açılıyor. tki
ay önce İZFAŞ Genel Müdürü
Mehmet Soyer'in istifa etmesiyle
başlayan huzursuzluk açılış günü-
ne dek sürdü. Bu arada Kültür
Park'taki tüm sorunlar unutula-
rak "Açılışın hangi yetkili" tara-
fından yapılacağı günlerce tartı-
şıldı. Kimi "Cumhurbaşkanı",
kimi "Basbakan" derken bu tar-
tışma açılışa bir gün kala, henüz
bir sonuca varmamıştı. tZFAŞ
Genel MUduru Selami Giirgüç
açılışla ilgili olarak "Geçen dö-
nemlerde kim açüysa o açacak"
diye konuştu.
Bu arada 59. Uluslararası tzmir
Fuan'm etkileyen diğer bir etken
de "Körfez krizi" oldu. Körfeî
krizi nedeniyle Suudi Arabistan,
Irak ve Mısır fuara katılma karar-
lannı iptal ettiler. Bu ülkelerin ya-
nı sıra Tunus ve Tayland da fua-
ra katılmayan ülkeler arasında yef^fuarda da tzmir'in a
alıyor. Fuara bu yıl 28 yabancı ül-
ke, 262 firma ile katıhyor. Geç-
miş fuarlardan farklı olarak bu yıl
bazı yeni uygulamalar getiriliyor.
İZFAŞ Genel Müdürü Selami
Gürgüç, 59. Izmir Fuan'yla ilgüi
yenilikleri şöyle anlattı:
"tlk başta geçmişi eleştirmedi-
ğimi belirlevim. Ben kimseyi suç-
lamıyonım. Goreve geleli 40 gun
oldu. Bu sure içinde neler yapıla-
bilir sizin takdirinize bırakıyo-
rum. Ama çağdaş fuarcılık için
yola çıkük. Esas görevimiz 10 ey-
lülden sonra başlıyor. Fakat bu
fuarda da tzmir'in akdğeri oldn-
gu belirtilen fnann bu özeHiğini
bozmamaya çalışbk. Burası dttn-
yanın en gttzel fuar alamdır. Bu
nedenle yeni tedbirler aldık. Fu-
ara gerekli araçlar dışında hiçbir
araç giremeyecek. Araç girişini
saat 20.00'den sonra serbest bıra-
kacağız. Bu uvgulamadan beledi-
yenin kaybı 2.5 milyar lira. Ama
olsun, fuann daha güzel olması
için bu fedekâruktan kaçınmaya-
cagız."
59. Uluslararası Izmir Fuannı
bu yıl yaklaşık 2 milyon kişinin
gezmesi bekleniyor.
Muğla Valisi, eleman sorununa çözüm buldu:
Turistik 6
çevre korucııları'Muğla Valisi Erol Çakır, oluşturmayı
düşündükleri sistemde çevre korucularının
deniz kıyısındaki 80 kadar köyden seçileceğini
söyledi. Çakır, korucuların kaymakamlara
bağlı olarak çalışacağını belirtti.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
sn) — Muğla Valisi Erol Çakır,
eleman eksikliği sorununu çöz-
mek için 'çevre konıculan' siste-
mi oluşturmayı düşündüklerini
söyledi. Çakır, "Deniz layısındaki
80 kadar köyden seçilecek çevre
konıculan kaymakamlar vasıta-
sıyla kullanılacak. Hukukta köy
koruculan sistemi var, buna ben-
zer olacak" dedi.
Bodrum, Marmaris, Dalaman,
Fethiye, Datça, Köyceğiz, Orta-
ca gibi ülkenin önde gelen turis-
tik ilçelerinin bulunduğu Muğla
ilinde turizm mevsırnınde büyuk
boyutlara ulaşan çevre sorunlan-
na çözüm bulmak için çeşitli yol-
lar aranıyor. tl sınırları içindeki
Fethiye , Göcek, Köyceğiz, Dal-
yan ve Gökova 'özd koruma' al-
tma alınırken diğeT yöreler için de
koruma projeleri geliştirileceği
bildirildi. Çakır'a bu konuda yö-
nelttiğimiz sorular ve yamtlan
şöyle:
— Oluşturmayı düşündüğünüz
sistem hakkında bilgi verir misi-
niz?
ÇAKIR — Kıyı şeridi için esaslı
bir sistem kurulacak. Kalıcı bir
sistem oturtmak isüyoruz. Bir teş-
kilat kurmak gerekli. Bunun araç
gereçle, personelle desteklenmesi
lazım. Esas olan koruma sistemini
oluşturmak.
— Nasıl bir örgüdenme gerçek-
leştireceksiniz?
ÇAKIR — Çevre konıculan
sistemi kurmak sistiyonız. Köy
koruculan sistemi var hukukta.
Bunlan çevre korucusu olarak is-
tihdam etmeyi duşünüyoruz.
Köyler kendileri istihdam edecek,
kaymakamlar vasıtasıyla da bu
kişiler kullanılacak.
— Bu 'çevre konıeu'lannın sa-
yısı ne kadar olacak?
ÇAKIR — Bizim 403 köyümüz
var. Bunlann 80 tanesi deniz kı-
yısmda. Birer tane olursa 80 kişi
olur, daha büyük olan yerlerde
daha fazla kişi olur.
— Oluştunılan 'özel koruma
alanlan' sistemi yeterii olmadı
mı? Neden aynca bir örgutlenme-
ye gerek duyuyorsunuz?
ÇAKIR — Özel çevre koruma
bölgesi dışında geniş sahalanmız
var. 1124 kilometrelik deniz sahi-
limizin buyük kısmı özel koruma
bölgesinin dışında. Buralara yetiş-
mek için kalıcı bir sistem oluştur-
mamız zonınlu. Denizden çöp
toplanması gerekiyor, bunlann
nakli, tasfiyesi, imhası var. Bütün
bu işler için elemana ihtiyaç var.
— Bir koruma sistemi oluştur-
mak için iiniversiteyle de bağlan-
tınız oldu mu?
ÇAKIR — Evet, Dokuz Eylül
Üniversitesi Rektöni Prof. Namık
Çevik çok ılgilendi. Üniversite iş-
birliğiyle Gökova Körfezi ve Dal-
yan kıyılarında korumayı kalıcı
sistemlere oturtmak amacıyla ko-
ruma projeleri hazırlanacak. Dev-
letin yardımım isteyeceğiz. Bir kı-
sım finansman da vakıf tarafın-
dan karşılanacak. Esas olan ko-
ruma sistemini oluşturmak.
ni görmeye gjttigimde eüni uzaor,
açar, 'hikâye' derdi. Bir süre son-
ra bunlar birikti. 'Bir kitapta top-
layalım. Siz dergide bastığımza
göre kitabı da siz yayımlasanız'
dedim. Bir türlü basmıyor, hep at-
latıvordu... En sonunda, 'Bastık-
lanmız, basmak istedikJerimiz
değildir' dedi. Bu bana çok ilginç
gelmişti. Bugun ticari kaygı daba
da öne geçti. Bir yayıncı, 'Güzel
kitap değil, satan kitap anyorum'
demişti."
tlk kitabı
Zeyyat Selimoğlu'nun ilk kita-
bı Yenilik Yayınlan arasında çıkar
1955'te.
öykü yazmaya uzunca bir süre
ara vennek zonuda kahr. Nede-
ni, fakülteyi bitirdikten sonra ba-
basının işini yürütmesi, Türk Şi-
lepçilik Şirketi ortaklan arasında
yer alması...
Günün birinde gemi fırtınaya
tutulur, Kefken'de karaya vurur.
Denizcilerin karaya dökülmesi,
Karaya Vurdu Deniz adlı kitabın-
daki öykülere konu olur. Gemi el-
den çıkmış, ortakhk sona ermiş-
tir artık. Yazarlığa döner. öykü-
ler, radyo oyunlan, çevirüer...
Her alanda olduğu gibi öykü-
cülüğümüzde de bir gelişme göz-
lemlendiğtne inanıyor Zeyyat Se-
limoğlu. Ancak... "Şimdi gençler
biraz daha anlaşılmaz görünen bir
tarza yöneldiler. Yani pek görsel
degil de daha çok duşünceye da-
yanan... Aslında görsel etki yapa-
nın da dikkat edflirse, bir arka
pianı vardır. Böyle moda akımlar
çıkıyor zaman zaman."
Bugüne kadar altmış dolayında
öykü, bir roman, birkaç çocuk ki-
tabı yazan Zeyyat Selimoğlu, ya-
zarhğı bir 'keşif hareketi' olarak
gönlyor: "Dilimizin güzellikleri-
ni ortaya çıkarmak, olanaklannı
bulabilmek için yapılan bir hare-
ket"
Romanla öykü arasındaki ayrı-
mı açıklarken de sporla ilgili bir
benzetmeye başvuruyor:
"Hikâye, yüz metre koşusudur.
Roman ise kros ya da maraton ko-
şusu. Bunlar arasında, 'bu üstun-
dur, bu değildir' diye aynm yap-
mak bana yanlıs geliyor. Bu, dog-
rudan doğruya >-azarlık karakte-
riyle ilgili bir şey. Kimisi hikâye-
ye, kimi yazar romana yöneliyor.
Evet, hikâye kısa bir tur, ama çok
mu kolay hikâye yazmak? Bizde
ne yazık ki kalın kitap aranır.
Ama her kalın kitap degerii mi-
dir ya da her kısa hikâye degersiz
midir? Hikâyenin özelliği, yogun-
lugu. Fazla laf etmez, gerektiği ka-
dar konuşur. Çehov'un bu konu-
da güzel bir sözu vardın 'Bir hi-
kâyede duvara asılı bir tabanca-
dan söz ediliyorsa, o tabanca o hi-
kâyede ateş etmelidir' der. Yani,
her şeyde bu derece hesaplı olun-
ması gerekir."
Almancaya çevrilen
öyküler
Berlin Üniversitesi'nden Tüıko-
log Prof. Egon Eichgnin, Zeyyat
Selimoğlu'nun kimi öykülerini AJ-
mancaya çevirmiş. Ancak kitap
yayımlanroamış henüz. Çeviriye
başlamadan önce şöyle diyor:
"Ük okudugumda çok yerd geJ-
di bana blkâyeleriniz. Belli bir böl-
geyi, belli insanlan yansıtıyor.
Ama yeniden okudugumda, dik-
kat edince gordum ki bir e> rensel-
lik var bnnlarda. tnsanlann ortak
sonmlan. ortak duygulan— İnsan
her yerde budur."
Tek romanı var Zeyyat Selimoğ-
lu'nun: Tbtkunun Köşderi. Bunun
yazılışını açıklarken "O konu, bi-
raz daha uzun ele alınacak bir
konuydu" diyor. "Zaten uzun bir
roman olmadı. Bir börömü lstan-
bul'da geçiyor, bir bölümü Al-
manya'da. Ama bunlar bir olayı
tamamlıyor... Roman biraz da sa-
bir işi. Ona gore çalışma yapmak
gerekiyor. Romanda daha çok bir
şablona göre calışılıyor. Terziler
nasıl bir patrona göre çalışırlar,
once patronu çizip ona göre biçer-
lerse kumaşı... Şimdi artık bunun
dışına çıkılıyor gibi... Hikâyede
böyle bir şey yok. Dogrudan doğ-
nıya bir yönden bakarak önceden
bir şablonu olmadan yazılan bir
tür."
Zeyyat Selimoğlu'nun çevirile-
rinin sayısı otuzu buluyor. Alman-
cadan ve daha çok roman çeviri-
yor. En başta, üç kitapla Heinrich
Böll çevirileri geliyor. Almancaya
aktanlan başka ülkeler yazarlann-
dan da çevirileri var: Vasconce-
los'tan, Mişima'dan, Simonov-
dan, vb... Beğendiği bir kitabı baş-
kasının da okuması ve Almanca-
yı unutmama çabalannın sonucu
bu çeviriler. Yoksa, çeviri ücretle-
ri, verilen emeği karşılavacak dü-
zeyde değil.
"ttalyanca bir söz vardın 'Çe-
viri, ihanettir' der. Hiç ihanet et-
meden çeviri yapmak kolay degil.
Çnnkü kaynak dilin tadını ver-
mekte yetersiz kalınabilir. Aynca,
Torkçede bazı kelimelerin tam
karşılıklan olmadıfı için zoriuk-
larla karşılaşılıyor. Ama eninde
sonunda çeviri çok yararu bir şey.
Yabancı yazan tanuna açısından.''
Kitap satışlanndaki düşüşten,
toplumumuzda okuma alışkanlı-
ğımn bir türlü yerleşmeyişinden,
yazarlann, çevinnenlerin emeği-
nin karşüığuıı elde edemeyişinden
söz ettik uzun uzun. Zeyyat Seli-
moğlu, dunımu bir cümleyle özet-
ledi sonunda:
"Bu, bir tür aşk gibi bir şey."
Benzin
dolduran robot
• ANKARA (ANKA) —
Benzin istasyonlannda, araç
sahibinin yerinden
kalkmasına gerek kalmadan
benzin dolduran robotlar
geliştirildi. Stockholm'de
bir şirketin geliştirdiği bu
teknolojiyi kullanabilmek
için yakıt tankını aracı
robotun tam yanında
durdurmak ve kredi kartını
aracın penceresinden
uzatarak terminale
yerleştirmek yeterii oluyor.
Aracın benzin deposu
dolduktan sonra geri
cekilen robot, dışardan
müdahale oldugu zaman ya
da aracın dolma işlemi
tamamlanmadan hareket
etmesi durumunda, anında
stop ediyor.
\eni hukuk
fakültesi
• ANKARA (AA) — Gazi
Üniversitesi'ne bağlı yeni
bir hukuk fakültesi
kurulacağı bildirildi. Gazi
Üniversitesi Iktisadi ve
tdari Bilimler Fakültesi
Dekan Yardıması Prof. Dr.
Yurdakul Çavdar'ın verdiği
bilgiye göre, 200 öğrencinin
öğrenim görebileceği hukuk
fakültesinin kurulması
çalışmalan son aşamaya
geldi. Fakültede, gelecek yıl
öğretime başlanacak. Prof.
Çavdar, İktisadi ve tdari
Bilimler Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Turgut önen'in,
hukuk fakültesinin acılması
için YÖK ve Adalet
Bakanlığı'ndan yetki
aldığını belirterek, "Teklif
şu anda TBMM'ye
sunulmak uzere Milli
Eğitim Bakanlığı'na verildi"
dedi.
Soyunmaya
paydos
• ANKARA (ANKA) —
Soyunmadan giysi provası
yapabilmek için yeni bir
yöntem geliştirildi. Fransız
bilim adamı Jean Claude
Bourdier'in geliştirdiği
yöntemle, 80 elbiseyi ardı
ardına giyip denemenin
mümkün olduğu belirtildi.
Fransa'da yayımlanan
Sience et Vie dergisinde yer
alan haberde, Bourdier'in
yöntemi şöyle aktanldı:
"Özel bir soyunma
kabininde, kişinin yalnız
başını görebileceği bir ayna
bulunmaktadır. Başın alt
kısmında ise özel bir
klavyeyle, müşterinin
bedenine uygun bir gölge
yaratıhr. Giysiler, bu bölge
beden üzerinden sırasıyla
denenir. Giysileri ardı
ardına denemek için bir
düğmeye basmak yeterlidir.
Böylelikle, kısa bir süre
içerisinde ardı ardına 80
elbise denemek mümkün
olabilmektedir!'
Zeus Sunağı
kampanyası
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Bergama
Belediye Başkanı Sefa
Taşkın, 2. Dunya Savaşı
sırasında kaybolduğu
samlan 362 resmin
Moskova Mimarhk Müzesi
tarafından Almanya'ya iade
edilmesi karannı örnek
göstererek, "Bu olay,
kampanyamıza güç kattı.
Sunak da, Karun'un
hazineleri ve bu 362 resim
gibi er ya da geç evine
dönecektir" dedi. 2. Dünya
Savaşı sırasında kaybolduğu
sanılan Rembrandt, Monet,
Van Gogh, Dürer, Rafael,
Rubens, Delacroix ve
Manet gibi dünyaca ünlü
ressamlann 362 resmi,
Viktor Baldin adlı bir
Sovyet subay tarafından
bulunmuş ve Moskova'ya
götürülmüştü. 40 yıl
Moskova'da kalan bu
resimler, şimdi Moskova
Mimarhk Müzesi Müdürii
olan Viktor Baldin
tarafından Bremen Kuntsalle
Müzesi'ne geri verilecek.
Yeralü gölü
kurudu
• BURDUR (AA) — Son
yıllarda yaşanan kurakhk,
Burdur'daki ünlü tnsuyu
mağarasının yeraltı göllerini
de kunıttu. Kuraklık
sonucu, tnsuyu
mağarasında bulunan
büyük gölün su seviyesi
düştü. Yeralü dereleri ile
birbirlerine bağlanan sekiz
göl de kurudu. tnsuyu
magarasında, kuruyarak
yok olan göller arasında,
Dilek gölü de bulunuyor.
tnceleme yapan uzmanlar,
göllerin kuruması ile
birlikte, tnsuyu
mağarasındaki nem
oranının da giderek
düştüğunü belirterek, bu
durumun, oluşumlan 10
milyon yıl öncesine
dayanan sarkıt ve dikitlerin
kararmasına neden
olduğunu bildirdiler.