05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 AĞUSTÖS 1990 CUMHURtYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Meteoroloji Genel Müdüriü- ğü'nden alınan bilgiye göre, yur- dun kuzeybatı kesimleri parçalı bulutlu öteki yerter az bulutiu ve açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI: Değişmeyecek. RÜZGÂR: Kuzey ve doğu yönlenden hafif ara sıra arta kuvvette esecek. Denizteri- mizde rüzgâr: Akdeniz'de günba- ösı lodos, dkjer denizlerde yıldız ,_ VB karayekien 2-4 yer yer 5 kuv- h a v a : AÇ* geçecek, rûzgâr kuzey ve batı yönlerden orta vetinde saatte 4-6 yer yer 21 de- tovvette esecek, göl küçük dalgalı olacak görûş uzakfığı niz mili hızla esecek. Daiga yük- 10 km. dolayında bulunacak. sekliği 05-1 yer yer 15 metre do- layında buhınacak. Van Gölü'nde- Adana A 34 23° DıyartMkır A 31° 20° Edirne A 39° 17° Erancan A 31° 10° Erzurum A 28° 11° EsfciselM A 30° 15° Gaziantep A 35°21°Gİ(Wun A 33°20°Gûmûsha™iA A 24° 17° Hafckâri k 35°2a>lspam A 31° 16» İstsnüul A 30° 17° İBi* A A A A A A A 30° 12° Kasömonu A A 30° 12° Kayseri A 32° 16° Kirtdarelı A 32°20°Kcnya A 27° 10° Kûtahya A 35° 20° Malatya 38° 22° Manısa 34° 16° K.Maraş 32° 17° Mersın 28° 11° Muftla 3O°12°Muş 37° 24° N$le 27°2O°On)u 26°16°Rize 34° 18° Samsun 32°14°S«rt 30° 22° Sinop 34°20°Sıvas 27"M0°T<*jr«iiiğ 29° 12° Traton 28° 10° Tunceii 33°18°Uşak 29° 15° Van 30° 15° Vozgat 35° 19° Zongufa* A 35° 21° A 34=23° A 31° 24° A 34° 20° A 33° 16» A 28° 14° A 27° 20° A 27° 20° A 27° 20° A 36°2*> A 27° 20° A 27° 12° A 30° 18° A 27° 20° A 32° 17° A 32° 15° A 27° 14° A 2S°Î1° A 28° 20° . apfc bulutlu 'yaûmurtu sot ^ kartı A-açık B-bulutlu Güûreşt K-kviı S-asiı Y-yajmurlu BLLMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 1/ Yavşanotu da deni- len, mavi ve beyaz renkte çiçekier açan bir bitki. 2/ Yurdu- rauzda bir dağ... Biz- rautun simgesi. 3/ Tavlada bir sayı... Ka- zak başkanlarına ve- rilen ad. 4/ Meşru- bat... Ördek. 5/ At bakıcısı. 6/ Bütünle- raeye kalınan ders. 7/ Bir çeşit lngiliz bira- sı... tyi ve üstün nite- likleri bulunan. 8/ Mardin'in bir ilçesi... Bir nota. 9/ Pasifik yerlilerinin çiçek- ten yaptıkları kolyeye verilen ad... Ço- ğunlukla üstünde bir yazıt ya da ka- bartma bulunan dikiiitaş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Pencere ya da kapının üst yanında bulunan ve odayı havalandırmaya ya- rayan açılır kapanır bölüm. 2/ Yosun- ların kökü andıran tutunma organı... Hastalıklı, sakat. 3/ Eski Mısır'da gü- neş tannsı... Geminin sol yanı. 4/ Özenli, düzgün... Rey. 5/ Bir şeyi anımsamak için yazılan kısa ya- n... Ziippe. 6/ Yerindelik, yanılmazlık... Duman lekesi. 7/ Taze sı- ğır gübresi. 8/ Eskiden hattatlar tarafından kullarulmış yarı mat bir kâğıt türü... tspanyolların sevinç ünlemi. 9/ Bir adın ya da söz- cüğün baş harfı. 60 YIL ÖNCE CumhuriYet~ Raşit Rıza Bey 20 ACUSTOS 1930 Güzide artist Raşit Rıza arkadaşları ile beraber Bursa turnesine çıkrruştı. Uzun Şark seyahatinde halkın kendisine karşı yakın kalpliliğini ve samimi alâkasını gören san'atkâr yüksek merkezlerimizden biri olan Bursa'ya kıymetinden bir nebze taUırmağı ihmal etrnedi. Raşit Rıza heyeti Bursa'da 8 temsil vermiş, Bursa'lıların alâka, muhabbet ve takdirile karşılanmıştır. Son oyununu Ocak menfaatine veren Raşit Rıza dün tstanbul'a avdet etti. Şirndi gelecek temsil mevsimi ve turneler için hazırlanmağa başladı. San'atında hakikaten kudret sahibi Türk kadınlarının azlığını gören artist ayni zamanda milli bir ihtiyaca cevap vermiş olmak üzere müsait Türk kızlarını sahne için hazırlamak, bu suretle bir değil bir çok olacağına iman ettiği müstakbel temaşâ elemanlarına rehberlik etmek emelindedir. Mevcut sahne vaziyetinin ihtivaç ve hatta ıztırabının mühim bir kısmı bu nokta altında bulunduğuna göre Raşit Rıza'nın bu teşebbüsile en büyük bir ıslah yoluna ayak bastığı şüphesizdir. Kendisi sahneye alışmak ve çalışmak arzusunda bulunan Türk kızlarırun (Beyoğlu posta kutusu 36) adresine mektupla müracaat etmelerini rica etmektedir. Yalova'da faaüyet Gazi Hz. Fethi B. i refakatlerine alarak saat 6 buçuğa doğnı Millet çiftliğine hareket buyurdular. Fethi Bey akşama doğru tekrar Gazi Hz. ne mülâki oldu. Bundan evvel Reşit Galip ve Tahsin Beylerle fırkanın teşkilâtı mes'elesi etrafında göriişmüştü. Kendisine rnüracaatimda: "—Teşkilâtımız devam ediyor. Iltihak için müracaatlar tevali etmektedir. Başka yeni bir şey yok." Dedi. Reşit Galip B. muhtelif yerlerden zümreler namına iltihak telgrafları aldıklannı söyledi ve: "—Fırkamıza iltihak edecek daha bir çok meb'uslar olduğu ümidindeyim." Dedi. Vilâyet mümessüleri yann yapılması muhtemd olan içtimada takarrür edilecektir. Halk Fırkası mehafilinde yaptığım tahkikat baım şu intibaı verdi: Halk Fırkasında kanaat; yeni fırkanın teşekkulü münasebetile idare hakkında vaki olan tenkitlerle neşriyatın şahsî vadiye döküldüğü merkezindedir. Büyük Millet Meclisi yakında açılacağından yeni fırkanın aleddevam yaptığı tenkitkre hükûmetin icraatından miseller alarak vereceği cevap ve hesapla hakikatin anlaşılacağı söylenmektedir. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Orman Bakanlığı20 AGUSTOS 1960 Tanm Bakanlığında toplanan Ormancılık îlmi Kurulu, çalışmalarını bitirmiştir. Profesörler, Tanm Bakanlığı iİgilileri ve mütehassıslardan muteşekkil tlmi Kurul, Orman Bakankğının kurulmasını prensip olarak kabul etmiştir. Memleket ormancılığının değişmez prensiplerine bağlı tatbikatını sağlamak, ormanların muhafazası ve işletmesinde gerekli tedbirleri almak üzere kurulması düşünülen Orman Bakanlığı, üç genel müdürlük ile bir daire reisliğinden teşekkül edecektir. Orman Koruma ve Mülkiyet Genel Müdürlüğü, Ağaçlandırma ve Erozyorûa Mücadele Genel Müdürlüğü ile Orman Mahsullerinden Faydalanma ve îşletrne Genel Müdürlüğünden teşekkül edecek Orman Bakanlığı'nda, aynca orman köylerini kalkındırmak gayesiyle Ormancılık Dağ Ekonomisi Dairesi Reisliği de teşkil edilecektir. llmi Kurul teşkil edilecek genel müdürlüklere göre, tâdili lüzumlu görülen kanun maddeleri Uzerinde de çalışmalar yaparak prensip kararlanna varmıştır. tlmi Kurul, kurulması teklif edilen Orman Bakanlığına muvazi olarak bugünkü Orman Genel Müdürlüğünün Vilâyetler teşkilâtını inceletniş ve politik mülâhazalarla kurulan bazı Başmüdürlükler ile tşletme Müdürlüklerinin lâğvedilmeleri hususunda da prensip kararlanna varmıştır. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Dayanışma'nın günü 20 AĞUSTOS 1989 Polonya dün tarihi bir gün yaşadı. Devlet Başkanı Wojciech Jaruzelski, Başbakanhk görevini Dayanışma k Sendikası yayın orgarunm yazı işleri müdürü olan Tadeusz Mazowiecki'ye verdi. Böylece Polonya'da Komünist Partisi'nin 42 yıldır süren hükümetteki egemenliği son bulrauş oldu. Doğu Avrupa tarihinde ilk kez komünist olmayan bir yetkili başbakanhk görevine getiriliyor. Polonya Cumhurbaşkanı Jaruzelski'nin Mazowiecki'ye başbakanhk görevini vermesinden sonra Dayanışma lideri Lech Walesa, gelişmeyi büyük bir başan olarak niteledi. • Şam Kahlre»-Q" OÜNYA'DA BUGÜN Amsterdam Amfnan Atna Bağdat Barcekma Basel Belgrad Berün Bonn Brûkse: Budape^e Cenevre Cezayir CMk Outni Frannfurt Gırne Hetenki Kâhıre Kopertıag Kdn Uftosa Y 17» A 38° A 34° A 41° A 29° A 25° A 28° Y 2f> Y 16° A 19° Y 22° A 23° A 34° A 44° A 4C° Y W A 32° Y 17° A 37° Y 17° Y 18° A 32° Y 26° A 20° A 34° A 27° A 24° Y 22° Y 20° A 23° Y 16° A 19° Y 18° A 44° A 30° A 31° A 38° A 38° A33° Y 21° A 26° Y 19° «aslvngton A 22° Zunfı A 24° Lenngrad Londra Madnd Milano Momreal Mostaa MünA Ne* Votk Osıo Pans FTag Riyad Roma Sofya Şam TelAnv Tunus Varşova Venedik V-yana TART1SMA Mttebbet Ceza Üzeriııe Değiştirilen Infaz Yasası'nda sabitleştirilen müebbet ağır hapis cezasma şartlı tahliye hesabı uygulandığında 40 yıl olmaktadır. Daha önceki İnfaz Yasası'nda müebbet ağır hapis ceza 36 yıl üzerinden hesap edilmekteydi. 19.3.1986 tarihinde değiştirilen İnfaz Yasa- sı'ndan sonra basında müebbet ceza ile ilgili pek çok haber çıktı. Cezaevlerinde ise müebbet cezaya hüküm- lü mahkûmlar, değiştirilen tnfaz Yasası'ndan sonra kendilerine verilen müddetnamelere iti- raz edip bu konuda savcıhklara dava acma is- temh dilekçeler vermişlerdir. Cumhuriyet sav- cılıklarınca ağır ceza mahkemelerinde açılan davalar reddedilmiştir. Gerekçe olarak da "TCY'nin 13. maddesi genel hiiküm olup. da- ha sonra çıkan ve infaza ilişkin hükümleri dü- zenleyen özel yasa niteliğindeki 647 sayılı y-a- sanın 19/1. maddesi karşısında gecerli olama- yacağından..." diyerek reddetmiştir. Fakat Ça- nakkale Özel Tip Cezaevi'nde bulunan bir mü- ebbet hükümlü, "değiştirilen İnfaz Yasası'nın yatım süresi oranları müebbeüikler aleyhine de|iştirildiğini, bütiin hukümlüler cezalannın yiizde 40'ını j-atarken müebbellikler yiizde 44'ıinü >3tnıaktadırlar" diyerek bu durumun anayasanın 2 ve 10. maddelerine aykırı oldu- ğunu, mahkemenin dosyayı anayasanın 152. maddesi gereği Anayasa Mahkemesi'ne gön- dermesini ve bu durumu Anayasa Mahkeme- si'nin düzeltmesi gerektiğini belirtmiştir. tti- razı ciddi bulan mahkeme, dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne göndermiştir. Uzun süre basını işgal eden, tahliyesi gel- diği halde tahliye edihneyen müebbet hüküm- lülerin itirazı ne idi? Bir buna göz atmak ge- rekir. TCY'nin 13/son maddesi, "Müebbet ağır hapis cezası oluz altı scne Üzerinden hesap edi- lerek, muvakkat ağır hapsin labi olduğu şart- lar altında geçer" dıyor. 647 sayılı yasarun 19. maddesi müebbet ağır hapsin 24 yıhru çekenlerin şarth tahliyeden ya- rarlanabileceklerini belirtiyordu. Müebbet ha- pis cezasının 24 yıl olarak çektirilmesi müeb- bet ağır hapis cezasının 36 yıl üzerinden he- sap edilerek 1/3 infaz indirimiyle 24 yıl ola- rak hesap edilmesidir. 19.3.1986 gün ve 3257 sayılı yasa ile değişti- rilen İnfaz Yasası'nın 19. maddesi aynen şöy- le. "Şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkûm edilmiş olanlar hükümlülük sürelerinin 1/2'sini çekmiş olduklan takdirde şarth tah- liyeden yararlanırlar" demektedir. Eski yasada 1/3 olan şartlı tahliye indirimi 1/2 oranına düşürülmüştür. Yeni yasada diğer bir değişiklik ise 647 sa- yılı yasanın 19. maddesinin 1. fıkrası düzen- lenirken yasa koyucu, fıkra içinde bir tümce ile "müebbet ağır ceza hapsine mahkûm olan hükümiüler 20 yıllannı..." diyerek ağ)r hapis cezasının bir çeşidi olan müebbel ağır hapis cezasını muvakkat cezalardan ayırmıştır. İn- faz Kanunu'nda oranlarla ifade edilen infaz rejimi müebbet ağır hapis için sabitleştirilmiş- tir. Değiştirilen tnfaz Yasası'nda sabitleştirilen müebbet ağır hapis cezasına şartlı tahliye he- sabı uygulandığında 40 yıl olmaktadır. Daha önceki İnfaz Yasası'nda müebbet ağır hapis cezası 36 yıl üzerinden hesap edilmekteydi. Bu durum muvakkat suçlardan hükümlü mah- kûmlar ceza indirıminden faydalanırken mü- ebbetliklerin cezaları arttınlmıştır. Keza ceza yatım süresini, degişen bu oranlara göre he- sapladığırruzda bütün hükümiüler cezalarının yüzde 40'ını yatarken müebbetlikler yüzde 44'ünu yatmak zorunda bırakılmışlardır. Konunun özü bu. Anayasa Mahkemesi, Çaaakkak Ağır Ce- za Mahkemesi'nin raportörü dosyayı hazırla- yıp kurula sunmamıştır. Fakat geçen günlerde gördük ki 16.6.1990 tarihinde Mecliste grubu bulunan üç siyasi parti ANAP, SHP ve DYP birleşerek TCK'nın da müebbet cezayı, ağır hapis ceza kapsamı- na alan 13. maddenin son fıkrasını 16.6.1990 gün ve 3653 sayılı yasanın 3. maddesi ile yü- rürlükten kaldırdı. Böylece müebbet cezanın hesaplanmasmdaki üst sınır kaldınlmış oldu. Anayasa Mahkemesi kendisine sunulan dos- yayı verilen süre içinde karara bağlasa idi, de- ğiştirilen tnfaz Yasası'ndaki müebbet ceza he- saplanması TCK'nm 13/son ve anayasanın 2 ve 10. maddesine aykınlıktan yürürlükten kal- dınlacaktı. Şu andaki mevcut durumu anayasanın 152. maddesinin 3. fıkrası bclirtmektedir. "Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gdişin- den başlamak üzere beş ay içerisinde karannı verir ve açıklar. Bu süre içinde karar veriimezse mahkeme davayı yüriirlükteki kanun hdküm- lerine göre sonuçlandınr" diyor. Yürurlukte- ki kanun ise; 19.3.1986 tarihinde değiştirilen 647 sayılı yasanın 19. maddesinin 1. fıkrasın- daki paıagraf içindeki bir tümce. Şu anda yürürlükte olan kanun, 19.3.1986 günü Resmi Gazete*de yayımlandığı andan iti- baren 13/son maddenin yerine kaim olmamış mıydı? 16.6.1990 tarihinde 3653 sayılı yasanın 3. maddesi ile 13/son maddesi kaldınldığına göre 4 yıl 2 ay 29 günlük süre içinde bu madde yü- rürlükte kaldj. Bu madde durup dururken bunca zamandan sonra ne diye kaldınlsın? Yoksa bu genel hüküm, hükümleri düzenle- yen özel yasarun canını nu sıktı? Anayasa Mahkemesi'nde olusan bu durum- dan sonra yapılacak bir şey yok. Hukuk biH- mi ve anayasaya rağmen 647 sayılı yasanın 19/1. maddesindeki müebbet hükmü yerinde kaldı. Bu durumun düzeltilmesinde Anayasa Mahkemesi yolu on yıl süre ile kapandı. Fakat ortaya yeni bir durum çıktı. Anaya- sa Mahkemesi yolu kapandı, ama Meclisin ip- tal ettiği kanun, müebbet hapis cezalılara ye- ni yargı yolu açtı. 19.3.1986 tarihinde değiştirilen tnfaz Yasa- sı, müebbet hükümlülerin aleyhine değiştiril- miştir. 16.6.1990 tarihine kadar yürürlükte olan 13/son maddesi, 647 sayılı yasanın 19 mad- desindeki müebbet hükmü çelişki içinde idi. 13/son maddesi yürürlükten kaldınldıgına gö- re TCY ile tnfaz Yasası çelişkisi ortadan kalk- mıştır. Bu duruma göre bu tarihten önce mü- ebbet hapse hükümlü olanların infaz hesabı 13/son maddesine göre yapılmahdır. TCK'nın 2. maddesinin 2. fıkrası, "Bircnrüm veya ka- bahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonra- dan neşir olunan kanuo hükümleri birbirin- den farklı ise failin lehinde olan kanun tat- bik ve infaz olunur" diyor. Bu durumda 16.6.1990 tarihinden sonra mü- ebbet hükümlü olanlara yeni infaz uygulana- cak. Eski müebbeth'klere Anayasa Mahkemesi sahip çıkmadı, ama ağır ceza mahkemeleri sa- hip çıkacak. Sonuç olarak: 29 haziranda bir kısım aydın- lanmızın İstanbul Çağlayan'da gerçekleştirdiği yürüyüşte bir pankart dikkat çekiyordu: "Ka- nun diye diye, kanun tepelendi." Âcaba biz de mi desek? Yok yok devam... EROL ALTINOK Politikalarüstü Çözümler îlçe belediye başkanları ile yapılan toplantılarda; durumu araç ve personel eksikliği mazereti ile açıklayan Kartal Belediye Başkanlığı, İSKİ ile koordineli çalışmayı da ret etmektedir. İdaremiz 2560 sayılı yasayla, tstanbul Bü- yüksehir Belediyesi'nin su ve kanalizasyon hiz- metlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanlan devralmak ve bir elden işletmek üzere kurulmuştur. Ya- saya bağh olarak 1984 yılında çıkarılan, "tç- me ve Kullanma Suyu Temin Edilen ve Edile- cek Olan Yüzeysel Su Kaynaklarının Kirlen- meye Karşı Korunması Hakkındaki YöneJmelik" doğrultusunda tstanbul'a su te- min edilen Alibey, B. Çekmece, Terkos, Ömer- li. Elmalı barajlarının kirlenmeye karşı korun- masına yönelik olarak kontrol ve denetleme çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak ne 2560 sayılı yasa ve bağlı yönetmelikler, ne de Umu- mi Hıfzıssıhha Kanunu, Çevre Kanunu ve Su Kirliliğj Kontrol Yönetmeliği idaremize yap- tınm yetkisi vermemektedir. Bu nedenle kir- lilik yaratan, yaratacak olan tüm tesisler ka- patılmak ve kaçak inşaatlar yık'lmak üzere il- gili belediye başkanlığına veya yaptırım yet- kisi olan diğer kurum ve kuruluşlara bildiril- mektedir. 1984 yılında yönetmeliğin çıkmasıyla birlik- te başlayan bu uyanlar, tesisler ve inşaatlar için ayrı ayn yapıldığı gibi genel ve durumun cid- diyetini anlatan nitelikte vazalar dönem dönem gönderilmiştir. Ancak ISKt'nin bu konuda gösterdiği hassasiyet diğer kurum ve kuruluş- larca gerektiği şekilde değerlendirilememek- tedir. Halen başkan yardımcılığı 7.8.1990 tarihli gazetenizde yayımlanan yazı sahibi Ali Ekber Karagöz, sürdürülen Kartal Belediye Başkan- lığı'na da sözü edilen yazılardan defalarca ya- zılmıştır. Fakat hiçbiri için herhangi bir işlem yapılmamıştır. Sadece 1990 yılı başından be- ri Kartal Belediye Başkanlığı'na 10 tesis için kapatma ve 16 endüstri tesisi inşaatı için yı- kım yazılmıştır. Hiçbir işlem yapılmayan bu yazılarla ilgili bir yanıt da idaremize henüz ulaşmamıştır. lnşaatların birçoğu için "ta- mamlanmak üzere olduğu ve yıkılması gere- ğini" bildiren yazılar tekrar gönderilmiştir. Ör- neğin 11.7.1990 tarih ve 11938 sayılı yazımız- da Samandıra'da tespit edilen bir fabrika in- şaatının yıkımı gereği 3. kez belirtilmektedir. tSKt'den görev ve yetki sahası içinde kalan yerlerde; inşaat veya GSM ruhsatı almak için başvuruda bulunanlardan mutlaka idaremiz görüşünün istenmesi gerektiği ilçe belediyele- re defalarca bildirilmiştir. Buna rağmen hâlâ su toplama havzalarındaki bazı tesislere hem inşaat, hem de GSM ruhsatının görüşümüz alınmadan ruhsat verildiği tespit edilmiştir. Orneğin Ömerli Su Toplama Havzası'nda bir tesise Kartal Belediyesi'nce 13.1.1988'de tavuk- çuluk tesisi için inşaat izni verilmiştir. Daha sonra transformatör üretimi yapmaya başla- yan bu tesise, 1.7.1988'de 6 ay deneme izni ve- rilmiştir. Halen faaliyeti süren tesisin ruhsa- tının iptali gereği 1990'ın mart ayında Kartal Belediye Başkanlığı'ndan istendiyse de henüz herhangi bir işlem yapılmamıştır. flçe belediye başkanları ile yapılan toplan- tılarda; durumu araç ve personel eksikliği ma- zereti ile açıklayan Kartal Belediye Başkanlı- ğı, İSKİ ile koordineli çalışmayı da ret etmek- tedir. Görüldüğü gibi gerçek durum gazeteniz- de yayımlanan yazıda konuya gösterilen has- sasiyetle bağdaşmamaktadır. Sultanbeyli özeline inıldiginde ise bu köyün belde belediyesi ilan edilmesinden önce engel olmak üzere yapılan uyanlar nasıl ciddiye alm- madıysa, Samandıra ve Sangazi köylerinin, "Köy yerieşim birimi olarak muhafaza ediimelerine" ilişkin 22.5.1990 tarih ve 8965 sayılı yazımıza; İl Özel İdare Müdürü'nün 15.6.1990 tarih ve 19/9.21.90/4093-5768 sayı- lı yazısıyla, "İl genel meclisinin 4.6.1990 ta- rihli oıunımunda onaylanarak kabul edildiği ve bu aşamada yapılacak herhangi bir işlem bulunmadıgı" şeklinde cevap verilmiştir. Şu bir gerçektir ki sorun ne yalnız ÎSKt- nin, ne belediyelerin, ne de yalnız hükümetin- dir. Sorun bütün dünyanın da artık kabul et- tiği gibi "politikalaruslü" çözümler gerekti- ren, artık bazı çıkarların bir yana bırakılması zorunluluğunu gün geçtikçe daha acı şekillerde gündeme getiren bir sorundur. İSKİ BASIN BÜROSL OKURLARDAN w Çağda§ Insan Nasıl Olmahdır?9 11 Ağustos 1990 tarihli gazetenizin "Okuriardan" köşesinde, Fatma Kip imzalı, "Çağdaş însan Nasıl Olmalıdır?" başlığı ile yayımlanan okuyucu mektubu incelenmiştir. Sayın Bakammız, Sayın Kip'in televizyonda yayımlanan programı dikkatle izlemesinden, özellikle eğitim ve gençlik sorunlarına ilgi göstermesinden büyük memnuniyet duymuştur. Bilindiği gibi 1987 yılında yapılan düzenlemede, felsefe dersleri, edebiyat şubelerinde aynen bırakılmış; fen ve matematik şubelerinde ise sosyoloji-mantık derslerinden birisinin zorunlu-seçmeli ders olarak okutulması esası getirilmiştir. Şu anda bu uygulama özel olarak bir komisyonda her yönüyle incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Kamuoyumuzun da yakından bildiği ve dikkatle izlediği gibi Bakanlığımızın milli eğitim sistemini yeniden düzenlemeye ilişkin çalışmalan sürmektedir. Bakanlığımızda, milli eğitim sistemimizi yeniden duzenleme çalışmalan için kurulan 13 komisyondan birisi, "Felsefe Grubu Dersleri Program Geliştirme Komisyonu"dur. Bu komisyon, felsefe grubu derslerinin, çağdaş eğitim anlayışına uygun bir yapıya ve sistem içinde etkin bir yere getirilmesi yolundaki çalışmalarını sürdürmektedir. Bilgilerinizi rica eder, saygılar sunarız. Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve HalUa lliskiler Möşavirliği VEFATLAR İÇİN Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakle- dilir, c«naze ilaçlama, malze- me, tabul, bütün ışlemler has- sasiyetle, süratle yapıltr işlet- mede ayrıca 18 ambülans mevcuttur. Cenaze ilanlarında hizmet bedeli alınmaz. İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06 - 140 68 86 Mesul Müdür Hafız VELİ ERDEMİR İNGİLİZCE'YÎ 6 AYDA KONUŞUN SİZİ AMERİKALI DOSTUMUZLA BULUŞTURALIM Tel: 349 48 57 CUMHURİYET YOLUNDA Yunus Nadi 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Tûrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul ödcmdi gönderihnez. Türkiye'nin en güzel düğün salonlan NİŞANTAŞI 1RESTAURANT Düğün Salonlan 150 Kişi için: YemekB 1 785 000 YemekB meüeB: 2.175 000 Rez 147 62 39-147 74 40 • Sahnlanmız klimahdır * POLTriKA VE OTESI MEHMED KEMAL Yazhkta Bi Gölgeye sığındığım için sarısıcak güneşin etkisinden kurtul- muşurrt Karşıda masmavi deniz yer yer laciverte de dönüşûyor. llık bir rûzgâr esiyor, gövdemi yalayıp geçiyor. Bu rûzgâr da ol- masa buralarda oturulmazmış. Körfezdeki bilmem kaç bin dö- nümlûk arazr Artur adlı bu kooperatife verilmiş. İlkin köylülerie çekişmişler, ama sonra iş türlü kombinezonla tatlıya bağlanmış. Kooperatif üyeierinin hemen hepsi kodaman bürokratlar. Yoksul zeytin köylüsü bunlarla nasıl baş etsin? içlerınde zeytinliğini ver- mek ıstemeyenler de olmuş. Kimisi şimdi deli diye raporlu. Birkaç koyu birden içine alan yazlığın ilk öncüsü bir kayma- kam olmuş. Buna 'deli kaymakam' diyenler de var. İşe başlamış, ama sonunu getrrememiş, başka yerlere gitmiş. Belki de sûr- gün. Boş durmamış, gittiği her yere bir tohum ekmiş. Bu yazlıklar olmuş ama kaymakamın değil yazlığı dikili kuru bir ağacı bile yok. Bir çam ağacı var, denizi kucaklamış gibi te- pede duruyor, işte buna 'Kaymakamın Çamı' diyorlar Bu işleri düşlerken bu çamın başına gelir gün batımında rakısını içermiş. Öyle sarhoş olurmuş ki arkadaşlar salla sırt evine götürürler- miş. İşte bu yazlıkta bir dostun evinde Alpay Kabacalı dostumun 'Başlangıçtan Günümûze Türkiye'de Basın Sansürü' adlı kita- bını okuyorum. Gazeteciler Cemiyeti Yayınlan'ndan çıkmış. Bi- zim cemiyetin arada bir böyle hayırlı işleri de oluyormuş, sağ olsunlar! Kitaba kısaca 'Türkiye'de Basın Sansürü' diyelim. Girişte san- sürün dogmatizmle dinsel yetkenin (otoritenin) düşünce yasak- çılığıyla başladığı belirtilıyor. İlk matbaanın gelişıyle ilk özel ga- zetenin basımı ele alınıyor Konu basın olduğuna göre sansür de gazeteciler için oluyor. Kitabı kanştırdıkça gazeteciler denilen bizim esnafın başından beri neler çektiği ortaya dökülüyor. Basın gelıştikçe basının dûş- manları da gelişiyor. Insan zekâsı bir yerde bir şey üretirken bir başka zekâ buna nasıl engel oluyor görüiüyor. Çok geçmişe gitmeyeceğim. Benim de içinde bulunduğum şu elli yıllık dönemi anlatmaya çalışacağım. Çalışacağım diyorum, çünkü insan belleği yanıitıcıdır. Kitabı kanştırdıkça neleri anım- samadım. Gene en yakından söz edeyim. En yakın dediğime bakıyorum, üstünden dokuz yıl geçmiş. 12 Eylül 1980 gelmiş, ben 1981 'de, paşalara ait birkaç fıkra yazdığım için tutuklanmışım. 12 Eylül rejimi ülkemizde menendi olmayan zalim bir fırtınadır. Bu ftrtı- nanın hesabı görülseydi ülkemiz özgürlük ve demokrasiye ka- vuşurdu. Bu hesap görülmediği içindir ki ülkemiz bir türlü de- mokrasiye erişemiyor. İktidar olanlar da zalim 12 Eylül fırtınası- nın kotardıklan üstünde oturanlardır. Bir genel seçim 1991'de mi olur, 92'de mi olur. Gelecek olan iktidar zalim 12 Eylül rejiminin getirdiklerini silip süpûrüp götür- mezse ülkemiz bir daha özgürlük ve demokrasiye zor kavuşur. Bu kitabın öğretici bir yanı daha var. Örnekler gösteriyor ki ba- sının düşmanları da kendilerini techiz etmişler, düşmanlığın tek- niğini geliştirmişlerdir. Basına gereken gözdağı verildikten, ba- sın susturulduktan sonra gelmiştir her şey... Tutuklamalar, gözaltılar, işkenceler hep yeni yöntemlerle uy- gulanmıştır. Bugün yargıçlar 'işkence altında yapılan sorgulan' kabul etmiyorlar. Oysa 12 Eylül rejiminde işkencesiz sorgulama yoktur. İşkenceler dile geldiğinde darbenin lideri 'birkaç tokat atıl- mış, azıcık sıkıştırılmışlarsa ne olur' diye konuşabirmiştir. "Bes- leyecek miyiz, elbette idam edeceğiz" denilmiştir. Bugün yüz binlerce insan türlü biçimlerde 12 Eylül rejiminin acısını çekiyor Tutuklanma, gözaltına alınma, mahkûm edilme, işkence, bütün anıları ve izleri ile yeniden yaşanıyor. İşkence buy- ruğu verenler, işkenceciler ise ortalıkta dolaşıyor. Karşıda deniz görünür, serin bir yel eser, ben gölgede dınle- nirken bunları okudum ve düşündüm. Biraz sonra dostum gel- di, yazlıkları gösterirken 'işte bu da Kenan Evren'in yazlığı" dedi. Şöyle baktım, yaz- lıklar arasında bir yazlıktı, 12 Eylül öncesinde yapılmıştı. Raşa Marmaris'te olduğu için burada bir yakını oturuyordu. Sıcağa karşı püfür püfür bir yel esiyordu. CALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Taruna Bağlı Sigortalı OldıuıT" SORU: 1934 dogumluyum. 1978 yılında SSK'ya bağh inşaat us- tası olarak çalışmaya başladım. Bu calışraam kesintili olarak 1986">-a kadar sürdii. 1.1.1986'da tanma bağlı sigortalı oldum. On yıl da borclandım. 1988 yılında 11. basamağa gectim. 1989 yılı temmuz ayına kadar primlerimi odedim. Sonra iki ay SSK'lı olarak çalıştım. Bu arada Bağ-Kur'dan çıkmak için dilekçe verdim ve Bağ-Kur'dan çıktım. Sosyal Sigortalar Kunımu'na istege bağlı sigortalı ol- mak için başvurdum. SSK'dan emekli olabilmem için en az 1261 gün prim ödemem gerektiğini söylediler. So- rulanm: 1) Normal Bag-Kur'lularla, tanmda çalışan Bağ-Kur sigortalısına bağlanan emekli aylıklan aynı mıdır? 2) On birinci basamaktan prim ödeyen tanm Bag-Kur sigortalısı olarak ne zaman emekli olabilirim? 3) Ajlıgım ne tııtar? A.U. YANIT: 1) 1 Ocak 1984 günü yürürlüğe giren 2926 sayılı Tanmda Kendi Adına ve Hesabına Çaİışanlar Sosyal Sigortalar Yasası ile "tanmda kendi adına ve bağımsız çalışanlara ve hak sahiplerine, malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde" sosyal yardımları sağlamak amaçlanmıştır. Sağlanan bu yardımların bugün için yeterli olduğu söylenemez. 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çahşanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası ile 2926 sa>ilı Tanmda Kendi Adı- na ve Hesabına Çahşanlar Sosyal Sigortalar Yasası'na göre aylık bağlamaya esas alınan basamak gösterge sayıları ayrı olarak be- lirlenmiştir. Bu belirlemede, 1479 sayılı Yasanın 24 basamaktan olu- şan gösterge tablosu 1. basamaktan ve 360 göstergeden başlamakta ve 24. basamak göstergesi olan 4.020'de son bulmaktadır. 12. ba- samak göstergesi ise 1.020'dir. 2926 sayılı Tanm Bağ-Kur Yasası'nda ise gösterge tablosu 12 ba- samaktan oluşmaktadır. 1. basamak göstergesi 190 ve 12. basa- mak göstergesi 600'dür. Her iki gösterge tablosu arasında, yüzde 100'e varan bir fark vardır. Bu nedenle bağlanan aylıklar da farklıdır. 2) Tanm Bağ-Kur sigortalısına, diğer Bağ-Kur sigortalılan gibi kadınlann 50, erkeklerin de 55 yaşını doldurmalan ve en az 15 tam yıl sigorta primi ödemiş olmalan koşuluyla, yaşlılık aylıgı bağlan- maktadır. 15 tam yıl prim ödeyenlere °?tı 60 oran üzerinden aylık bağlanır. Her fazla prim ödenmiş tam yıl için bu oran % l'er art- tırılır. 55 yaşını doldurmuş ve 15 tam yıl prim de ödemiş bir sigortalı olarak size yaşlılık aylığı bağlanması gerekir. 3) Bağlanacak ayuk 11. basamak göstergesi olan 560 üzerinden hesaplanır. Bu aylığı sayısal olarak saptayabilmek, SSK ve Bağ- Kur'da prim ödediğiniz gün sayılarının kesin olarak bilinmesine bağlıdır. 1 349 18 24 •34918 25 359 363 77 86 MALİYE VE GUMRUK BAKANLIĞI ANKARA DEFTERDARLIĞI'NDAN İŞYERİ KAPATMA DUYURUSU "Aşağıda adı ve soyadı belirtilen mükellefın işyeri, belge düzenine uymaması nedeniyle, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 354. madde- si uyarınca 1989 yılı içinde birinci defa bir gün, ikinci defa beş gün süre ile kapatümıştır:' İŞYERİ KAPATILAN MÜKELLEFİN; Adı Soyadı veya Unvanı: Mustafa Öter ve Ort. Işyerinin Adı veya Unvanı: Öterler Besi Çiftligi Adresi: Cumhuriyet Mah. Sümer Cad. Kavukçuoğlu pasajı No: 40 Polatlı / Ankara Kapatma Nedeni: Belge düzenine uyulmaması Duyurunun Kanunı Dayanağı: Bu duyuru 213 sayılı Vergi Usul Ka- nunu'nun 5'inci maddesi hükmu ile aynı kanunun 182 sıra numaralı Genel Tebliği uj-arınca yapılmıştır. Basın: 31974
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle