Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTÖS 1990 CUMHURtYET/17
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Müdüriü-
ğü'nden alınan bilgiye göre, yur-
dun kuzeybatı kesimleri parçalı
bulutlu öteki yerter az bulutiu ve
açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI:
Değişmeyecek. RÜZGÂR: Kuzey
ve doğu yönlenden hafif ara sıra
arta kuvvette esecek. Denizteri-
mizde rüzgâr: Akdeniz'de günba-
ösı lodos, dkjer denizlerde yıldız ,_
VB karayekien 2-4 yer yer 5 kuv-
h a v a :
AÇ* geçecek, rûzgâr kuzey ve batı yönlerden orta
vetinde saatte 4-6 yer yer 21 de- tovvette esecek, göl küçük dalgalı olacak görûş uzakfığı
niz mili hızla esecek. Daiga yük- 10 km. dolayında bulunacak.
sekliği 05-1 yer yer 15 metre do-
layında buhınacak. Van Gölü'nde-
Adana A 34 23° DıyartMkır
A 31° 20° Edirne
A 39° 17° Erancan
A 31° 10° Erzurum
A 28° 11° EsfciselM
A 30° 15° Gaziantep
A 35°21°Gİ(Wun
A 33°20°Gûmûsha™iA
A 24° 17° Hafckâri
k 35°2a>lspam
A 31° 16» İstsnüul
A 30° 17° İBi*
A
A
A
A
A
A
A 30° 12° Kasömonu A
A 30° 12° Kayseri
A 32° 16° Kirtdarelı
A 32°20°Kcnya
A 27° 10° Kûtahya
A 35° 20° Malatya
38° 22° Manısa
34° 16° K.Maraş
32° 17° Mersın
28° 11° Muftla
3O°12°Muş
37° 24° N$le
27°2O°On)u
26°16°Rize
34° 18° Samsun
32°14°S«rt
30° 22° Sinop
34°20°Sıvas
27"M0°T<*jr«iiiğ
29° 12° Traton
28° 10° Tunceii
33°18°Uşak
29° 15° Van
30° 15° Vozgat
35° 19° Zongufa*
A 35° 21°
A 34=23°
A 31° 24°
A 34° 20°
A 33° 16»
A 28° 14°
A 27° 20°
A 27° 20°
A 27° 20°
A 36°2*>
A 27° 20°
A 27° 12°
A 30° 18°
A 27° 20°
A 32° 17°
A 32° 15°
A 27° 14°
A 2S°Î1°
A 28° 20°
. apfc bulutlu 'yaûmurtu sot ^ kartı A-açık B-bulutlu Güûreşt K-kviı S-asiı Y-yajmurlu
BLLMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4
1/ Yavşanotu da deni-
len, mavi ve beyaz
renkte çiçekier açan
bir bitki. 2/ Yurdu-
rauzda bir dağ... Biz-
rautun simgesi. 3/
Tavlada bir sayı... Ka-
zak başkanlarına ve-
rilen ad. 4/ Meşru-
bat... Ördek. 5/ At
bakıcısı. 6/ Bütünle-
raeye kalınan ders. 7/
Bir çeşit lngiliz bira-
sı... tyi ve üstün nite-
likleri bulunan. 8/
Mardin'in bir ilçesi...
Bir nota. 9/ Pasifik yerlilerinin çiçek-
ten yaptıkları kolyeye verilen ad... Ço-
ğunlukla üstünde bir yazıt ya da ka-
bartma bulunan dikiiitaş.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Pencere ya da kapının üst yanında
bulunan ve odayı havalandırmaya ya-
rayan açılır kapanır bölüm. 2/ Yosun-
ların kökü andıran tutunma organı...
Hastalıklı, sakat. 3/ Eski Mısır'da gü-
neş tannsı... Geminin sol yanı. 4/
Özenli, düzgün... Rey. 5/ Bir şeyi anımsamak için yazılan kısa ya-
n... Ziippe. 6/ Yerindelik, yanılmazlık... Duman lekesi. 7/ Taze sı-
ğır gübresi. 8/ Eskiden hattatlar tarafından kullarulmış yarı mat
bir kâğıt türü... tspanyolların sevinç ünlemi. 9/ Bir adın ya da söz-
cüğün baş harfı.
60 YIL ÖNCE CumhuriYet~
Raşit Rıza Bey
20 ACUSTOS 1930
Güzide artist Raşit Rıza arkadaşları ile beraber Bursa
turnesine çıkrruştı. Uzun Şark seyahatinde halkın kendisine
karşı yakın kalpliliğini ve samimi alâkasını gören san'atkâr
yüksek merkezlerimizden biri olan Bursa'ya kıymetinden bir
nebze taUırmağı ihmal etrnedi. Raşit Rıza heyeti Bursa'da
8 temsil vermiş, Bursa'lıların
alâka, muhabbet ve takdirile
karşılanmıştır. Son oyununu
Ocak menfaatine veren Raşit
Rıza dün tstanbul'a avdet
etti. Şirndi gelecek temsil
mevsimi ve turneler için
hazırlanmağa başladı.
San'atında hakikaten kudret
sahibi Türk kadınlarının
azlığını gören artist ayni
zamanda milli bir ihtiyaca
cevap vermiş olmak üzere
müsait Türk kızlarını sahne
için hazırlamak, bu suretle
bir değil bir çok olacağına iman ettiği müstakbel temaşâ
elemanlarına rehberlik etmek emelindedir.
Mevcut sahne vaziyetinin ihtivaç ve hatta ıztırabının mühim
bir kısmı bu nokta altında bulunduğuna göre Raşit Rıza'nın
bu teşebbüsile en büyük bir ıslah yoluna ayak bastığı
şüphesizdir. Kendisi sahneye alışmak ve çalışmak arzusunda
bulunan Türk kızlarırun (Beyoğlu posta kutusu 36) adresine
mektupla müracaat etmelerini rica etmektedir.
Yalova'da faaüyet
Gazi Hz. Fethi B. i refakatlerine alarak saat 6 buçuğa
doğnı Millet çiftliğine hareket buyurdular.
Fethi Bey akşama doğru tekrar Gazi Hz. ne mülâki oldu.
Bundan evvel Reşit Galip ve Tahsin Beylerle fırkanın
teşkilâtı mes'elesi etrafında göriişmüştü.
Kendisine rnüracaatimda:
"—Teşkilâtımız devam ediyor. Iltihak için müracaatlar
tevali etmektedir. Başka yeni bir şey yok." Dedi.
Reşit Galip B. muhtelif yerlerden zümreler namına iltihak
telgrafları aldıklannı söyledi ve:
"—Fırkamıza iltihak edecek daha bir çok meb'uslar olduğu
ümidindeyim." Dedi.
Vilâyet mümessüleri yann yapılması muhtemd olan
içtimada takarrür edilecektir.
Halk Fırkası mehafilinde yaptığım tahkikat baım şu intibaı
verdi:
Halk Fırkasında kanaat; yeni fırkanın teşekkulü
münasebetile idare hakkında vaki olan tenkitlerle neşriyatın
şahsî vadiye döküldüğü merkezindedir. Büyük Millet
Meclisi yakında açılacağından yeni fırkanın aleddevam
yaptığı tenkitkre hükûmetin icraatından miseller alarak
vereceği cevap ve hesapla hakikatin anlaşılacağı
söylenmektedir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Orman Bakanlığı20 AGUSTOS 1960
Tanm Bakanlığında toplanan Ormancılık îlmi Kurulu,
çalışmalarını bitirmiştir. Profesörler, Tanm Bakanlığı
iİgilileri ve mütehassıslardan muteşekkil tlmi Kurul, Orman
Bakankğının kurulmasını prensip olarak kabul etmiştir.
Memleket ormancılığının değişmez prensiplerine bağlı
tatbikatını sağlamak, ormanların muhafazası ve
işletmesinde gerekli tedbirleri almak üzere kurulması
düşünülen Orman Bakanlığı, üç genel müdürlük ile bir
daire reisliğinden teşekkül edecektir.
Orman Koruma ve Mülkiyet Genel Müdürlüğü,
Ağaçlandırma ve Erozyorûa Mücadele Genel Müdürlüğü ile
Orman Mahsullerinden Faydalanma ve îşletrne Genel
Müdürlüğünden teşekkül edecek Orman Bakanlığı'nda,
aynca orman köylerini kalkındırmak gayesiyle Ormancılık
Dağ Ekonomisi Dairesi Reisliği de teşkil edilecektir. llmi
Kurul teşkil edilecek genel müdürlüklere göre, tâdili
lüzumlu görülen kanun maddeleri Uzerinde de çalışmalar
yaparak prensip kararlanna varmıştır.
tlmi Kurul, kurulması teklif edilen Orman Bakanlığına
muvazi olarak bugünkü Orman Genel Müdürlüğünün
Vilâyetler teşkilâtını inceletniş ve politik mülâhazalarla
kurulan bazı Başmüdürlükler ile tşletme Müdürlüklerinin
lâğvedilmeleri hususunda da prensip kararlanna varmıştır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Dayanışma'nın günü
20 AĞUSTOS 1989
Polonya dün tarihi bir gün yaşadı. Devlet Başkanı
Wojciech Jaruzelski, Başbakanhk görevini Dayanışma k
Sendikası yayın orgarunm yazı işleri müdürü olan Tadeusz
Mazowiecki'ye verdi. Böylece Polonya'da Komünist
Partisi'nin 42 yıldır süren hükümetteki egemenliği son
bulrauş oldu. Doğu Avrupa tarihinde ilk kez komünist
olmayan bir yetkili başbakanhk görevine getiriliyor.
Polonya Cumhurbaşkanı Jaruzelski'nin Mazowiecki'ye
başbakanhk görevini vermesinden sonra Dayanışma lideri
Lech Walesa, gelişmeyi büyük bir başan olarak niteledi.
• Şam
Kahlre»-Q"
OÜNYA'DA BUGÜN
Amsterdam
Amfnan
Atna
Bağdat
Barcekma
Basel
Belgrad
Berün
Bonn
Brûkse:
Budape^e
Cenevre
Cezayir
CMk
Outni
Frannfurt
Gırne
Hetenki
Kâhıre
Kopertıag
Kdn
Uftosa
Y 17»
A 38°
A 34°
A 41°
A 29°
A 25°
A 28°
Y 2f>
Y 16°
A 19°
Y 22°
A 23°
A 34°
A 44°
A 4C°
Y W
A 32°
Y 17°
A 37°
Y 17°
Y 18°
A 32°
Y 26°
A 20°
A 34°
A 27°
A 24°
Y 22°
Y 20°
A 23°
Y 16°
A 19°
Y 18°
A 44°
A 30°
A 31°
A 38°
A 38°
A33°
Y 21°
A 26°
Y 19°
«aslvngton A 22°
Zunfı A 24°
Lenngrad
Londra
Madnd
Milano
Momreal
Mostaa
MünA
Ne* Votk
Osıo
Pans
FTag
Riyad
Roma
Sofya
Şam
TelAnv
Tunus
Varşova
Venedik
V-yana
TART1SMA
Mttebbet Ceza Üzeriııe
Değiştirilen Infaz Yasası'nda sabitleştirilen müebbet ağır
hapis cezasma şartlı tahliye hesabı uygulandığında 40 yıl
olmaktadır. Daha önceki İnfaz Yasası'nda müebbet ağır
hapis ceza 36 yıl üzerinden hesap edilmekteydi.
19.3.1986 tarihinde değiştirilen İnfaz Yasa-
sı'ndan sonra basında müebbet ceza ile ilgili
pek çok haber çıktı.
Cezaevlerinde ise müebbet cezaya hüküm-
lü mahkûmlar, değiştirilen tnfaz Yasası'ndan
sonra kendilerine verilen müddetnamelere iti-
raz edip bu konuda savcıhklara dava acma is-
temh dilekçeler vermişlerdir. Cumhuriyet sav-
cılıklarınca ağır ceza mahkemelerinde açılan
davalar reddedilmiştir. Gerekçe olarak da
"TCY'nin 13. maddesi genel hiiküm olup. da-
ha sonra çıkan ve infaza ilişkin hükümleri dü-
zenleyen özel yasa niteliğindeki 647 sayılı y-a-
sanın 19/1. maddesi karşısında gecerli olama-
yacağından..." diyerek reddetmiştir. Fakat Ça-
nakkale Özel Tip Cezaevi'nde bulunan bir mü-
ebbet hükümlü, "değiştirilen İnfaz Yasası'nın
yatım süresi oranları müebbeüikler aleyhine
de|iştirildiğini, bütiin hukümlüler cezalannın
yiizde 40'ını j-atarken müebbellikler yiizde
44'ıinü >3tnıaktadırlar" diyerek bu durumun
anayasanın 2 ve 10. maddelerine aykırı oldu-
ğunu, mahkemenin dosyayı anayasanın 152.
maddesi gereği Anayasa Mahkemesi'ne gön-
dermesini ve bu durumu Anayasa Mahkeme-
si'nin düzeltmesi gerektiğini belirtmiştir. tti-
razı ciddi bulan mahkeme, dosyayı Anayasa
Mahkemesi'ne göndermiştir.
Uzun süre basını işgal eden, tahliyesi gel-
diği halde tahliye edihneyen müebbet hüküm-
lülerin itirazı ne idi? Bir buna göz atmak ge-
rekir.
TCY'nin 13/son maddesi, "Müebbet ağır
hapis cezası oluz altı scne Üzerinden hesap edi-
lerek, muvakkat ağır hapsin labi olduğu şart-
lar altında geçer" dıyor.
647 sayılı yasarun 19. maddesi müebbet ağır
hapsin 24 yıhru çekenlerin şarth tahliyeden ya-
rarlanabileceklerini belirtiyordu. Müebbet ha-
pis cezasının 24 yıl olarak çektirilmesi müeb-
bet ağır hapis cezasının 36 yıl üzerinden he-
sap edilerek 1/3 infaz indirimiyle 24 yıl ola-
rak hesap edilmesidir.
19.3.1986 gün ve 3257 sayılı yasa ile değişti-
rilen İnfaz Yasası'nın 19. maddesi aynen şöy-
le. "Şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkûm
edilmiş olanlar hükümlülük sürelerinin
1/2'sini çekmiş olduklan takdirde şarth tah-
liyeden yararlanırlar" demektedir.
Eski yasada 1/3 olan şartlı tahliye indirimi
1/2 oranına düşürülmüştür.
Yeni yasada diğer bir değişiklik ise 647 sa-
yılı yasanın 19. maddesinin 1. fıkrası düzen-
lenirken yasa koyucu, fıkra içinde bir tümce
ile "müebbet ağır ceza hapsine mahkûm olan
hükümiüler 20 yıllannı..." diyerek ağ)r hapis
cezasının bir çeşidi olan müebbel ağır hapis
cezasını muvakkat cezalardan ayırmıştır. İn-
faz Kanunu'nda oranlarla ifade edilen infaz
rejimi müebbet ağır hapis için sabitleştirilmiş-
tir.
Değiştirilen tnfaz Yasası'nda sabitleştirilen
müebbet ağır hapis cezasına şartlı tahliye he-
sabı uygulandığında 40 yıl olmaktadır. Daha
önceki İnfaz Yasası'nda müebbet ağır hapis
cezası 36 yıl üzerinden hesap edilmekteydi. Bu
durum muvakkat suçlardan hükümlü mah-
kûmlar ceza indirıminden faydalanırken mü-
ebbetliklerin cezaları arttınlmıştır. Keza ceza
yatım süresini, degişen bu oranlara göre he-
sapladığırruzda bütün hükümiüler cezalarının
yüzde 40'ını yatarken müebbetlikler yüzde
44'ünu yatmak zorunda bırakılmışlardır.
Konunun özü bu.
Anayasa Mahkemesi, Çaaakkak Ağır Ce-
za Mahkemesi'nin raportörü dosyayı hazırla-
yıp kurula sunmamıştır.
Fakat geçen günlerde gördük ki 16.6.1990
tarihinde Mecliste grubu bulunan üç siyasi
parti ANAP, SHP ve DYP birleşerek TCK'nın
da müebbet cezayı, ağır hapis ceza kapsamı-
na alan 13. maddenin son fıkrasını 16.6.1990
gün ve 3653 sayılı yasanın 3. maddesi ile yü-
rürlükten kaldırdı. Böylece müebbet cezanın
hesaplanmasmdaki üst sınır kaldınlmış oldu.
Anayasa Mahkemesi kendisine sunulan dos-
yayı verilen süre içinde karara bağlasa idi, de-
ğiştirilen tnfaz Yasası'ndaki müebbet ceza he-
saplanması TCK'nm 13/son ve anayasanın 2
ve 10. maddesine aykınlıktan yürürlükten kal-
dınlacaktı.
Şu andaki mevcut durumu anayasanın 152.
maddesinin 3. fıkrası bclirtmektedir.
"Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gdişin-
den başlamak üzere beş ay içerisinde karannı
verir ve açıklar. Bu süre içinde karar veriimezse
mahkeme davayı yüriirlükteki kanun hdküm-
lerine göre sonuçlandınr" diyor. Yürurlukte-
ki kanun ise; 19.3.1986 tarihinde değiştirilen
647 sayılı yasanın 19. maddesinin 1. fıkrasın-
daki paıagraf içindeki bir tümce.
Şu anda yürürlükte olan kanun, 19.3.1986
günü Resmi Gazete*de yayımlandığı andan iti-
baren 13/son maddenin yerine kaim olmamış
mıydı?
16.6.1990 tarihinde 3653 sayılı yasanın 3.
maddesi ile 13/son maddesi kaldınldığına göre
4 yıl 2 ay 29 günlük süre içinde bu madde yü-
rürlükte kaldj. Bu madde durup dururken
bunca zamandan sonra ne diye kaldınlsın?
Yoksa bu genel hüküm, hükümleri düzenle-
yen özel yasarun canını nu sıktı?
Anayasa Mahkemesi'nde olusan bu durum-
dan sonra yapılacak bir şey yok. Hukuk biH-
mi ve anayasaya rağmen 647 sayılı yasanın
19/1. maddesindeki müebbet hükmü yerinde
kaldı. Bu durumun düzeltilmesinde Anayasa
Mahkemesi yolu on yıl süre ile kapandı.
Fakat ortaya yeni bir durum çıktı. Anaya-
sa Mahkemesi yolu kapandı, ama Meclisin ip-
tal ettiği kanun, müebbet hapis cezalılara ye-
ni yargı yolu açtı.
19.3.1986 tarihinde değiştirilen tnfaz Yasa-
sı, müebbet hükümlülerin aleyhine değiştiril-
miştir.
16.6.1990 tarihine kadar yürürlükte olan
13/son maddesi, 647 sayılı yasanın 19 mad-
desindeki müebbet hükmü çelişki içinde idi.
13/son maddesi yürürlükten kaldınldıgına gö-
re TCY ile tnfaz Yasası çelişkisi ortadan kalk-
mıştır. Bu duruma göre bu tarihten önce mü-
ebbet hapse hükümlü olanların infaz hesabı
13/son maddesine göre yapılmahdır. TCK'nın
2. maddesinin 2. fıkrası, "Bircnrüm veya ka-
bahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonra-
dan neşir olunan kanuo hükümleri birbirin-
den farklı ise failin lehinde olan kanun tat-
bik ve infaz olunur" diyor.
Bu durumda 16.6.1990 tarihinden sonra mü-
ebbet hükümlü olanlara yeni infaz uygulana-
cak. Eski müebbeth'klere Anayasa Mahkemesi
sahip çıkmadı, ama ağır ceza mahkemeleri sa-
hip çıkacak.
Sonuç olarak: 29 haziranda bir kısım aydın-
lanmızın İstanbul Çağlayan'da gerçekleştirdiği
yürüyüşte bir pankart dikkat çekiyordu: "Ka-
nun diye diye, kanun tepelendi." Âcaba biz de
mi desek? Yok yok devam...
EROL ALTINOK
Politikalarüstü Çözümler
îlçe belediye başkanları ile yapılan toplantılarda; durumu
araç ve personel eksikliği mazereti ile açıklayan Kartal
Belediye Başkanlığı, İSKİ ile koordineli çalışmayı da ret
etmektedir.
İdaremiz 2560 sayılı yasayla, tstanbul Bü-
yüksehir Belediyesi'nin su ve kanalizasyon hiz-
metlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her
türlü tesisi kurmak, kurulu olanlan devralmak
ve bir elden işletmek üzere kurulmuştur. Ya-
saya bağh olarak 1984 yılında çıkarılan, "tç-
me ve Kullanma Suyu Temin Edilen ve Edile-
cek Olan Yüzeysel Su Kaynaklarının Kirlen-
meye Karşı Korunması Hakkındaki
YöneJmelik" doğrultusunda tstanbul'a su te-
min edilen Alibey, B. Çekmece, Terkos, Ömer-
li. Elmalı barajlarının kirlenmeye karşı korun-
masına yönelik olarak kontrol ve denetleme
çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak ne 2560
sayılı yasa ve bağlı yönetmelikler, ne de Umu-
mi Hıfzıssıhha Kanunu, Çevre Kanunu ve Su
Kirliliğj Kontrol Yönetmeliği idaremize yap-
tınm yetkisi vermemektedir. Bu nedenle kir-
lilik yaratan, yaratacak olan tüm tesisler ka-
patılmak ve kaçak inşaatlar yık'lmak üzere il-
gili belediye başkanlığına veya yaptırım yet-
kisi olan diğer kurum ve kuruluşlara bildiril-
mektedir.
1984 yılında yönetmeliğin çıkmasıyla birlik-
te başlayan bu uyanlar, tesisler ve inşaatlar için
ayrı ayn yapıldığı gibi genel ve durumun cid-
diyetini anlatan nitelikte vazalar dönem dönem
gönderilmiştir. Ancak ISKt'nin bu konuda
gösterdiği hassasiyet diğer kurum ve kuruluş-
larca gerektiği şekilde değerlendirilememek-
tedir.
Halen başkan yardımcılığı 7.8.1990 tarihli
gazetenizde yayımlanan yazı sahibi Ali Ekber
Karagöz, sürdürülen Kartal Belediye Başkan-
lığı'na da sözü edilen yazılardan defalarca ya-
zılmıştır. Fakat hiçbiri için herhangi bir işlem
yapılmamıştır. Sadece 1990 yılı başından be-
ri Kartal Belediye Başkanlığı'na 10 tesis için
kapatma ve 16 endüstri tesisi inşaatı için yı-
kım yazılmıştır. Hiçbir işlem yapılmayan bu
yazılarla ilgili bir yanıt da idaremize henüz
ulaşmamıştır. lnşaatların birçoğu için "ta-
mamlanmak üzere olduğu ve yıkılması gere-
ğini" bildiren yazılar tekrar gönderilmiştir. Ör-
neğin 11.7.1990 tarih ve 11938 sayılı yazımız-
da Samandıra'da tespit edilen bir fabrika in-
şaatının yıkımı gereği 3. kez belirtilmektedir.
tSKt'den görev ve yetki sahası içinde kalan
yerlerde; inşaat veya GSM ruhsatı almak için
başvuruda bulunanlardan mutlaka idaremiz
görüşünün istenmesi gerektiği ilçe belediyele-
re defalarca bildirilmiştir. Buna rağmen hâlâ
su toplama havzalarındaki bazı tesislere hem
inşaat, hem de GSM ruhsatının görüşümüz
alınmadan ruhsat verildiği tespit edilmiştir.
Orneğin Ömerli Su Toplama Havzası'nda bir
tesise Kartal Belediyesi'nce 13.1.1988'de tavuk-
çuluk tesisi için inşaat izni verilmiştir. Daha
sonra transformatör üretimi yapmaya başla-
yan bu tesise, 1.7.1988'de 6 ay deneme izni ve-
rilmiştir. Halen faaliyeti süren tesisin ruhsa-
tının iptali gereği 1990'ın mart ayında Kartal
Belediye Başkanlığı'ndan istendiyse de henüz
herhangi bir işlem yapılmamıştır.
flçe belediye başkanları ile yapılan toplan-
tılarda; durumu araç ve personel eksikliği ma-
zereti ile açıklayan Kartal Belediye Başkanlı-
ğı, İSKİ ile koordineli çalışmayı da ret etmek-
tedir. Görüldüğü gibi gerçek durum gazeteniz-
de yayımlanan yazıda konuya gösterilen has-
sasiyetle bağdaşmamaktadır.
Sultanbeyli özeline inıldiginde ise bu köyün
belde belediyesi ilan edilmesinden önce engel
olmak üzere yapılan uyanlar nasıl ciddiye alm-
madıysa, Samandıra ve Sangazi köylerinin,
"Köy yerieşim birimi olarak muhafaza
ediimelerine" ilişkin 22.5.1990 tarih ve 8965
sayılı yazımıza; İl Özel İdare Müdürü'nün
15.6.1990 tarih ve 19/9.21.90/4093-5768 sayı-
lı yazısıyla, "İl genel meclisinin 4.6.1990 ta-
rihli oıunımunda onaylanarak kabul edildiği
ve bu aşamada yapılacak herhangi bir işlem
bulunmadıgı" şeklinde cevap verilmiştir.
Şu bir gerçektir ki sorun ne yalnız ÎSKt-
nin, ne belediyelerin, ne de yalnız hükümetin-
dir. Sorun bütün dünyanın da artık kabul et-
tiği gibi "politikalaruslü" çözümler gerekti-
ren, artık bazı çıkarların bir yana bırakılması
zorunluluğunu gün geçtikçe daha acı şekillerde
gündeme getiren bir sorundur.
İSKİ BASIN BÜROSL
OKURLARDAN
w
Çağda§ Insan Nasıl Olmahdır?9
11 Ağustos 1990 tarihli
gazetenizin "Okuriardan"
köşesinde, Fatma Kip imzalı,
"Çağdaş însan Nasıl
Olmalıdır?" başlığı ile
yayımlanan okuyucu mektubu
incelenmiştir.
Sayın Bakammız, Sayın Kip'in
televizyonda yayımlanan
programı dikkatle izlemesinden,
özellikle eğitim ve gençlik
sorunlarına ilgi göstermesinden
büyük memnuniyet duymuştur.
Bilindiği gibi 1987 yılında
yapılan düzenlemede, felsefe
dersleri, edebiyat şubelerinde
aynen bırakılmış; fen ve
matematik şubelerinde ise
sosyoloji-mantık derslerinden
birisinin zorunlu-seçmeli ders
olarak okutulması esası
getirilmiştir.
Şu anda bu uygulama özel
olarak bir komisyonda her
yönüyle incelenmekte ve
değerlendirilmektedir.
Kamuoyumuzun da yakından
bildiği ve dikkatle izlediği gibi
Bakanlığımızın milli eğitim
sistemini yeniden düzenlemeye
ilişkin çalışmalan sürmektedir.
Bakanlığımızda, milli eğitim
sistemimizi yeniden duzenleme
çalışmalan için kurulan 13
komisyondan birisi, "Felsefe
Grubu Dersleri Program
Geliştirme Komisyonu"dur. Bu
komisyon, felsefe grubu
derslerinin, çağdaş eğitim
anlayışına uygun bir yapıya ve
sistem içinde etkin bir yere
getirilmesi yolundaki
çalışmalarını sürdürmektedir.
Bilgilerinizi rica eder, saygılar
sunarız.
Milli Eğitim Bakanlığı
Basın ve HalUa lliskiler
Möşavirliği
VEFATLAR
İÇİN
Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakle-
dilir, c«naze ilaçlama, malze-
me, tabul, bütün ışlemler has-
sasiyetle, süratle yapıltr işlet-
mede ayrıca 18 ambülans
mevcuttur. Cenaze ilanlarında
hizmet bedeli alınmaz.
İSLAM CENAZE İŞLERİ
147 20 06 - 140 68 86
Mesul Müdür
Hafız VELİ ERDEMİR
İNGİLİZCE'YÎ 6 AYDA
KONUŞUN SİZİ
AMERİKALI
DOSTUMUZLA
BULUŞTURALIM
Tel: 349 48 57
CUMHURİYET
YOLUNDA
Yunus Nadi
2000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Tûrkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
ödcmdi gönderihnez.
Türkiye'nin en güzel
düğün salonlan
NİŞANTAŞI
1RESTAURANT
Düğün Salonlan
150 Kişi için:
YemekB 1 785 000
YemekB meüeB: 2.175 000
Rez 147 62 39-147 74 40
• Sahnlanmız klimahdır *
POLTriKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Yazhkta Bi
Gölgeye sığındığım için sarısıcak güneşin etkisinden kurtul-
muşurrt Karşıda masmavi deniz yer yer laciverte de dönüşûyor.
llık bir rûzgâr esiyor, gövdemi yalayıp geçiyor. Bu rûzgâr da ol-
masa buralarda oturulmazmış. Körfezdeki bilmem kaç bin dö-
nümlûk arazr Artur adlı bu kooperatife verilmiş. İlkin köylülerie
çekişmişler, ama sonra iş türlü kombinezonla tatlıya bağlanmış.
Kooperatif üyeierinin hemen hepsi kodaman bürokratlar. Yoksul
zeytin köylüsü bunlarla nasıl baş etsin? içlerınde zeytinliğini ver-
mek ıstemeyenler de olmuş. Kimisi şimdi deli diye raporlu.
Birkaç koyu birden içine alan yazlığın ilk öncüsü bir kayma-
kam olmuş. Buna 'deli kaymakam' diyenler de var. İşe başlamış,
ama sonunu getrrememiş, başka yerlere gitmiş. Belki de sûr-
gün. Boş durmamış, gittiği her yere bir tohum ekmiş.
Bu yazlıklar olmuş ama kaymakamın değil yazlığı dikili kuru
bir ağacı bile yok. Bir çam ağacı var, denizi kucaklamış gibi te-
pede duruyor, işte buna 'Kaymakamın Çamı' diyorlar Bu işleri
düşlerken bu çamın başına gelir gün batımında rakısını içermiş.
Öyle sarhoş olurmuş ki arkadaşlar salla sırt evine götürürler-
miş.
İşte bu yazlıkta bir dostun evinde Alpay Kabacalı dostumun
'Başlangıçtan Günümûze Türkiye'de Basın Sansürü' adlı kita-
bını okuyorum. Gazeteciler Cemiyeti Yayınlan'ndan çıkmış. Bi-
zim cemiyetin arada bir böyle hayırlı işleri de oluyormuş, sağ
olsunlar!
Kitaba kısaca 'Türkiye'de Basın Sansürü' diyelim. Girişte san-
sürün dogmatizmle dinsel yetkenin (otoritenin) düşünce yasak-
çılığıyla başladığı belirtilıyor. İlk matbaanın gelişıyle ilk özel ga-
zetenin basımı ele alınıyor
Konu basın olduğuna göre sansür de gazeteciler için oluyor.
Kitabı kanştırdıkça gazeteciler denilen bizim esnafın başından
beri neler çektiği ortaya dökülüyor. Basın gelıştikçe basının dûş-
manları da gelişiyor. Insan zekâsı bir yerde bir şey üretirken bir
başka zekâ buna nasıl engel oluyor görüiüyor.
Çok geçmişe gitmeyeceğim. Benim de içinde bulunduğum şu
elli yıllık dönemi anlatmaya çalışacağım. Çalışacağım diyorum,
çünkü insan belleği yanıitıcıdır. Kitabı kanştırdıkça neleri anım-
samadım.
Gene en yakından söz edeyim. En yakın dediğime bakıyorum,
üstünden dokuz yıl geçmiş. 12 Eylül 1980 gelmiş, ben 1981 'de,
paşalara ait birkaç fıkra yazdığım için tutuklanmışım. 12 Eylül
rejimi ülkemizde menendi olmayan zalim bir fırtınadır. Bu ftrtı-
nanın hesabı görülseydi ülkemiz özgürlük ve demokrasiye ka-
vuşurdu. Bu hesap görülmediği içindir ki ülkemiz bir türlü de-
mokrasiye erişemiyor. İktidar olanlar da zalim 12 Eylül fırtınası-
nın kotardıklan üstünde oturanlardır.
Bir genel seçim 1991'de mi olur, 92'de mi olur. Gelecek olan
iktidar zalim 12 Eylül rejiminin getirdiklerini silip süpûrüp götür-
mezse ülkemiz bir daha özgürlük ve demokrasiye zor kavuşur.
Bu kitabın öğretici bir yanı daha var. Örnekler gösteriyor ki ba-
sının düşmanları da kendilerini techiz etmişler, düşmanlığın tek-
niğini geliştirmişlerdir. Basına gereken gözdağı verildikten, ba-
sın susturulduktan sonra gelmiştir her şey...
Tutuklamalar, gözaltılar, işkenceler hep yeni yöntemlerle uy-
gulanmıştır. Bugün yargıçlar 'işkence altında yapılan sorgulan'
kabul etmiyorlar. Oysa 12 Eylül rejiminde işkencesiz sorgulama
yoktur. İşkenceler dile geldiğinde darbenin lideri 'birkaç tokat atıl-
mış, azıcık sıkıştırılmışlarsa ne olur' diye konuşabirmiştir. "Bes-
leyecek miyiz, elbette idam edeceğiz" denilmiştir.
Bugün yüz binlerce insan türlü biçimlerde 12 Eylül rejiminin
acısını çekiyor Tutuklanma, gözaltına alınma, mahkûm edilme,
işkence, bütün anıları ve izleri ile yeniden yaşanıyor. İşkence buy-
ruğu verenler, işkenceciler ise ortalıkta dolaşıyor.
Karşıda deniz görünür, serin bir yel eser, ben gölgede dınle-
nirken bunları okudum ve düşündüm. Biraz sonra dostum gel-
di, yazlıkları gösterirken
'işte bu da Kenan Evren'in yazlığı" dedi. Şöyle baktım, yaz-
lıklar arasında bir yazlıktı, 12 Eylül öncesinde yapılmıştı. Raşa
Marmaris'te olduğu için burada bir yakını oturuyordu.
Sıcağa karşı püfür püfür bir yel esiyordu.
CALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Taruna Bağlı Sigortalı OldıuıT"
SORU: 1934 dogumluyum. 1978 yılında SSK'ya bağh inşaat us-
tası olarak çalışmaya başladım. Bu calışraam kesintili
olarak 1986">-a kadar sürdii.
1.1.1986'da tanma bağlı sigortalı oldum. On yıl da
borclandım. 1988 yılında 11. basamağa gectim. 1989 yılı
temmuz ayına kadar primlerimi odedim. Sonra iki ay
SSK'lı olarak çalıştım. Bu arada Bağ-Kur'dan çıkmak
için dilekçe verdim ve Bağ-Kur'dan çıktım.
Sosyal Sigortalar Kunımu'na istege bağlı sigortalı ol-
mak için başvurdum. SSK'dan emekli olabilmem için
en az 1261 gün prim ödemem gerektiğini söylediler. So-
rulanm:
1) Normal Bag-Kur'lularla, tanmda çalışan Bağ-Kur
sigortalısına bağlanan emekli aylıklan aynı mıdır?
2) On birinci basamaktan prim ödeyen tanm Bag-Kur
sigortalısı olarak ne zaman emekli olabilirim?
3) Ajlıgım ne tııtar?
A.U.
YANIT: 1) 1 Ocak 1984 günü yürürlüğe giren 2926 sayılı Tanmda
Kendi Adına ve Hesabına Çaİışanlar Sosyal Sigortalar Yasası ile
"tanmda kendi adına ve bağımsız çalışanlara ve hak sahiplerine,
malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde" sosyal yardımları sağlamak
amaçlanmıştır.
Sağlanan bu yardımların bugün için yeterli olduğu söylenemez.
1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çahşanlar
Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası ile 2926 sa>ilı Tanmda Kendi Adı-
na ve Hesabına Çahşanlar Sosyal Sigortalar Yasası'na göre aylık
bağlamaya esas alınan basamak gösterge sayıları ayrı olarak be-
lirlenmiştir. Bu belirlemede, 1479 sayılı Yasanın 24 basamaktan olu-
şan gösterge tablosu 1. basamaktan ve 360 göstergeden başlamakta
ve 24. basamak göstergesi olan 4.020'de son bulmaktadır. 12. ba-
samak göstergesi ise 1.020'dir.
2926 sayılı Tanm Bağ-Kur Yasası'nda ise gösterge tablosu 12 ba-
samaktan oluşmaktadır. 1. basamak göstergesi 190 ve 12. basa-
mak göstergesi 600'dür. Her iki gösterge tablosu arasında, yüzde
100'e varan bir fark vardır. Bu nedenle bağlanan aylıklar da
farklıdır.
2) Tanm Bağ-Kur sigortalısına, diğer Bağ-Kur sigortalılan gibi
kadınlann 50, erkeklerin de 55 yaşını doldurmalan ve en az 15 tam
yıl sigorta primi ödemiş olmalan koşuluyla, yaşlılık aylıgı bağlan-
maktadır. 15 tam yıl prim ödeyenlere °?tı 60 oran üzerinden aylık
bağlanır. Her fazla prim ödenmiş tam yıl için bu oran % l'er art-
tırılır.
55 yaşını doldurmuş ve 15 tam yıl prim de ödemiş bir sigortalı
olarak size yaşlılık aylığı bağlanması gerekir.
3) Bağlanacak ayuk 11. basamak göstergesi olan 560 üzerinden
hesaplanır. Bu aylığı sayısal olarak saptayabilmek, SSK ve Bağ-
Kur'da prim ödediğiniz gün sayılarının kesin olarak bilinmesine
bağlıdır.
1 349 18 24
•34918 25
359
363 77 86
MALİYE VE GUMRUK BAKANLIĞI
ANKARA DEFTERDARLIĞI'NDAN
İŞYERİ KAPATMA DUYURUSU
"Aşağıda adı ve soyadı belirtilen mükellefın işyeri, belge düzenine
uymaması nedeniyle, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 354. madde-
si uyarınca 1989 yılı içinde birinci defa bir gün, ikinci defa beş gün
süre ile kapatümıştır:'
İŞYERİ KAPATILAN MÜKELLEFİN;
Adı Soyadı veya Unvanı: Mustafa Öter ve Ort.
Işyerinin Adı veya Unvanı: Öterler Besi Çiftligi
Adresi: Cumhuriyet Mah. Sümer Cad. Kavukçuoğlu pasajı No: 40
Polatlı / Ankara
Kapatma Nedeni: Belge düzenine uyulmaması
Duyurunun Kanunı Dayanağı: Bu duyuru 213 sayılı Vergi Usul Ka-
nunu'nun 5'inci maddesi hükmu ile aynı kanunun 182 sıra numaralı
Genel Tebliği uj-arınca yapılmıştır.
Basın: 31974