07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2 AĞUSTOS 1990 Ulusal Güç Ulusal Çıkarlar İçin Kullamlmalı!.. Bunca acı deneyimlerden sonra uluslararası ilişkilerde -ister siyasal, ister askeri, ister ekonomik- rahmetli Enver Paşa'nın izleyicisi olmayahm. CELİL GÜRKAN Enu Geneml Kısa bir süre önce Amiral Yılmaz Usluer'in, Av- rupa'daki son gelişmeler ışığında, Olkemizin stra- tçjik önemi ve güvenlik anlayışını konu eden ve üç diziden oluşan bir incelemesirü Cumhuriyet gaze- tesinde okuduk (x). öteden beri fırsat düştükçe vurgulamışızdır: Dev- let yönetiminde yeterli ağırhğını duyuracak güçlü bir kamuoyu oluşturmak için -özellikle ulusal gü- venJik, sayunma ve jeo-politik konulannda- dene- yim sahibi, eli kalem tutan asker kökenli kişilerin, uzmanlıklanna giren sorunları inceleyerek görüş- lerini belirtmeleri yararlı olacaktır. Halen rauvazzaf hizmette olanlar, resmi görev- lerinin sııurlaması nedeniyle bu geregi rahatça ye- rine getiremeseler bile emekli ya da istifa etmiş olan eski askerler, ciddi araştırmalar yapıp yayımlama olanağına fazlası ile sahip bulunuyorlar. Aralann- da bir bölümünün, kendilerine çekici huzur haklu ve yüksek temettü (Ugur Mumcu'nun kulaklan çın- lasın!) sağlayan ve öyle sanıyoruz ki omuzda yeterli sayıda yıldız ve iktidara sadakatten başka koşul ge- rektirmeyen banka ve holding yönetim kurulların- daki üyelik görevleri de bu tür incelemeler yapma- lan için zaman ayınnalanna çok elvcrisli! Ttlrk ka- muoyu, hakJı olarak, örneğin Varşova Paktı'nın sah- neden çekilmek üzere olmasmın, ÜJkemizm ulusal güvenliği açısından ne tür sonuçlar yaratabileceği, AKKUM görüjmelerinin ulusal savunmamtzda olumlu, olumsuz etkileri... v.b. hakkında, bir va- kitler NATO, CENTO forumlannda boy göstermiş olan eski generallerin, amirallerin kaleminden çık- mış incelemeleri, tahlil ve sentezleri okumayı her- halde çok isteyecektir! tşte bu nedenle biz de genç meslektaşıraızın il- ginç yaasmı yaraşır olduğu ilgi ve dikkatle incele- dik. Sergilediği görüşlerden, kuşkusuz paylaştıkla- rım olduğu kadar paylaşmadıklarım da var. Ama benim bu yaa dizisi vesilesiyle asıl uzerinde dur- mak istediğim husus, öteden beri siviJ, asker, çogu yöneticilerimizde, sorumlu kişilerimizde üzülerek gözJemlediğim sakat ve zararlı bir 'ltlifak anJayışı' ve 'Ittifaka sadakat kavramı'nın bu yanda da bir kez daha sergilenmis olmasıdır. Bizinı burada, 'Ittifak'... 'NATO'... 'Müttefık'... Ortak savuma,... 'Caydıncılık' gibi sdzcükiere yer veren yazı yazışımızı, Sovyetler Birliği'nde ve Do- ğu Avrupa'daki hızlı ve köklü gelişmeleri hemen pes- pembe görecek aşın iyimser, acele karar veren, da- hası da milli savunma harcamalanna karşı pek sı- cak bakmama eğilimindeki kimi okurlanmızın, "A Celil Paşa, modası geçmiş bu konuları şiradi ısıtıp önümüze çıkarmanın ne âlemi var? Ortada Varşo- va Paktı mı kaldı, NATO ittifakj, Ortak savunma, Caydıncıhk nu kaldi son değişimlerden sonra?" de- diklerini duyar gibi oluyoruz. Haklı çıkmalannı isteriz, ama askerlik mesleğin- den gelmiş olrnamızın etkisi ile midir bilemiyoruz, kendimizi artık bir savaş çıkmayacağını, ittifakla- nn, askeri bloklann tarihe kanstıgını hemen kabul etmeye pek hazırhkh görmemekteyiz. Seçeneği bu- lunmayan ulusal güvenltk ve savunma konusunda ibtiyıtkârtık elden bırakılmamalıdır! Katıhp katılmadığımız... Evet, şimdi kaldığımız yerden sürdürclim ya- amızı. Sayın amiral, "Stratejik önem nedir? Türkiye1 nin konumu ve coğrafyası, siyasal coğrafya, aske- ri, ekonomik, demografık, psikolojik, sosyal, bilim- sel, teknolojik güç, Türkiye'nin ABD ve SSCB için önemi, bölgesel güç merkezi olarak Türkiye, SSCB ile ilgili varsayımlar, SSCB'deki gelişmeler ve bu ge- lişmelerin Türkiye'ye etkileri, Doğu Avrupa ile il- gili varsayımlar, Doğu Avrupa'daki gelişmeler ile bu gelişmelerin Türkiye'ye etkileri, iki Almanya- nın birleştirilmesinin Türkiye'ye etkileri, NATO- Varsova Paktı ve Türkiye, ATdeki gelişmeler ve Türkiye'ye etkileri, sonuç ve öneriler" alt başlıkla- n altında kaleme aldığı ve katıidığımız yonlerine karşı katılamadığımız yönleri de bulunan ve ciddi bir inceleme ürûnü olduğu açıkça görünen yaasın- da, Türldye'nin, "NATO'nun caydıncılık stratejisi- nin uygulanmasına biiyük kada «agfamatt için Trak- ya ve Boğazlar bölgesinde, Doğu devletlerinin kat- laaamadığı ölçiide bir askeri kuvveti daima hazır bulundurduğu"nu, "NATO içinde nyumlu bir üye olduğu"nu ve bizce asıl garibi de "NATO ortak sa- vunma paktına yaptıgı askeri güç Uavesi nedeniyle özellikle NATO'nun Avropalı övelerinin giiçlerinj ekonomik/sosyal sahalara yöneltmelerine yardım- a oldugıT'nu vurgulamaktadır. Amiral Usluer ile mutabık olamadjğımız ve bu incelememizle uzerinde asıl durmak istediğüniz gö- rüş ve yargı, işte bu son ibaredeki yargıdır. Dahil bulunduğun ittifak içinde, sözümona eşit oya, esit haklara sahip, ama — Kişi basına düşen milli gelir ve hayat standar- dı en düşük, — Dış borcu 50 milyar dolara, iç borcu 60 tril- yon TLÎye yaklasmış, — Artık "sanayileşmiş ülkeler" kulübüne girdi- ği rivayeti kendi yöneticilerinden menkul, — "Ekonomik durumun istikrarlı değil yeterin- ce demokratiklesmedin; insan hak ve özgürlükle- rine tam riayet göstermiyorsun; üstelik de Müslü- mansın!" diye Ortak Pazar kapısında süresiz bek- letilen bir üye olacaksın; — ittifak ba$komutanının ağzından: "Sovyetler' in Doğu Anadolu'ya saldırmaları hâlinde Avrupa- daki NATO müttefîki ülkelerin Türkiye'nin yardı- mına koşmamalan olasılığı var!" sözlerini duyacak- sm ve de — Yok canına, bütçenin %20"sini milli savunma harcamalanna ayınp ömrunü doldurmus, modasım savmış silah, araç ve gereçlerle donatümış 800.000 kisilik mevcudu ile ittifakın sayıca ikinci en büyük kuvvetini silah altında tutacaksın!.. Niçin? Sayın meslektaşım Amiral Usluer'in deyimi ile "NATO'nun (tuzu kuru, refah düzeyleri yüksek) Av- rupalı üyelerinin, güçlerini ekonomik/sosyal saha- lara yönlendirmelerine yardımcı olmak" için!.. Yok öyle şey!.. Biz de istemez miyiz, Avrupah ortaklanmız, dev- letimizin sırtındaki savunma harcamaJan külfetini daha fazla omuzlasınlaı da biz de raevcut ve sınırlı kaynaklarımızı, utanç verecek derecede geri oldu- ğumuz ekonomik/sosyal sahalarda kalkmmamıza yöneltelim!.. Ulusal çıkarlarımız önemli... Ammsayacaksınız, rahmetli Enver Paşa, Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı devleti açısından, "Sa- vaşın güdüraünü (harbin sevk ve idaresi/Conduite de la Guerre)" "Osmanh Ordulanru Alman Genel- kurmayının ego-centrique (hep banacı) isteklerine bağılsız, koşulsuz (kayıtsız, sartSLz) uyacak biçim- de kullanmak" şeklinde ifade edebileceğimiz bir 'it- tifak anlayışının uygulayıcısı olmuştu. Bunca acı de- neyimlerden sonra uluslararası ilişkilerde -ister si- yasal, ister askeri, ister ekonomik- rahmetli Enver Paşa'nın izleyicisi olmayalım. "Uysal partöner" görünmek, ulusal çıkarların önüne geçemez. 'Beşeri güç" ve 'coğrafı güç^ten oluşan ulusal gü- cümüz - en az eşit değerde milli yarar sağlamadan, ittifak, dostluk, isbirliği, ortakbk, topluluk gerek- çeleri ile yabancı çıkarlar lehine kullarulamaz. ABD Başkam Kennedy'nin, "Fazüet Mücadelesi" adlı yapıtında -belieğimiz yanıltmıyor ise- şöyle bir söz vardı: "Kendi kendinize: Ülkem bana ne veri- yor değil, ben ülkerae ne verebiliyorum diye soru- nuz" Avrupalı NATO müttefikleri, zaten çok gelişmiş olan ekonomik ve sosyal durumlarına daha fazla kaynak ayırabilsinler diye Türkiye'nin, takati dışmda yflkümlülükler alıp askeri katkıda bulunması kar- şısında kendi kendimize şu soruyu sormamazlık edemiyoruz: "Yoksa biz, Başkan Kennedy'nin kendi vatandaşlanna öğütlediğini kendi üstümüze alıp NATO'ya karşı uyguluyor ve 'NATO bize ne veri- yor değil, biz NATO'ya neler sağlıyoruz ve neler sağ- lamalıyız?' mı diyoruz?" Bize öyle geliyor ki sayın yazar, irdelemelerinde, ulusumuza özgü, yabanalann da her zaman sömur- dükleri alçakgönüllülük, uysal başlılık ve özverici huyumuz geregi, sürekli olarak Türkiye'nin NATO 1 ya ve ABD'ye neler verdiğinden, ne gibi olanaklar, kolayiıklar sağladığından söz etmeyi, buna karşı- lık NATO'nun ve ABD'nin Türkiye'ye neler verdi- ğine -veya vermesi gerektiği halde vermediğine- pek dokunmamayı yeğlemiş görünüyor. örnek mi istiyonunuz?.. Buyurun: "... ABD'nin, Ortadoğu ile ilgili hedef ve çıkarla- rında büyük bir değişme olmayacağına göre Turki ye, Ortadoğu ülkelerinin hemen hemen tamamıyla tarihi, siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkileri bulu- nan, Müslüman devletler örgütlerine üye olan, Or- tadoğu'da barışın sağlanması ve sürdürülmesinde müstesna yer işgal eden, Sovyetler'in, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı nüfuzu altına almasını önleyici, zor- laştıncı özelliği ile ABD çıkarlar na büyük katkı sağlayabilir!' (Türkiye verici rolde!) "... Türkiye Ortadoğu-Batı Avrupa petrol deniz nakliyatıru kontrol edebilir bir konuma sahip ol- raası ile ABD ve Avrupa çıkarlanna büyük katkı sağlar!' (Türkiye verici rolde!) "... ABD, Türkiye'deki birçok üs ve kolayhklar- dan yararlanmakta, bu tesisler yolu ile önemli bil- gi toplamakta ve lojistik destek kolaylıklanndan faydalanmaktadır!' (Türkiye vericî rolde!) "... Türkiye, boğazları ile Sovyetler'in Akdeniz'e inmesini kısıtlamada ve NATO'nun güneyden ku- şatılması riskini azaltmaktadır. Bu husus aynı za- manda ABD 6. Filosu'nun hareket serbestisini ve bu filoya muhtemel tehdidi göreceli olarak azalt- maktadır;' (Türkiye verici rolde!) "... Türkiye, ithaiat ve ıhracatının önemli bir bö- lümünü ABD ile yaptığından bu ülkenin (ABD- nin) ekonomisine kazanç sağlamaktadır" (Türkiye verici rolde!) İnceleme yazısında sürekli olarak Türkiye'nin kat- kılarını, özverilerini (yani yüklenmesi kendisinden istenen külfetleri) vurgulayan sayın meslektaşım, da- ha sonra hidayete ennişçesine aynen şöyle diyor: "... Her devlet, sahip olduğu ve/ya da denetleye- bildiği potansiyel güç kaynaklarını (yani milli güç unsurlannı) işler duruma getirip bunların verimli- liği ile uluslararası ortamda diğer devletleri etkile- diği oranda bir güç merkezidir. Aksi takdirde di- ğer devletlerin, kendi cıkarlan için yararlanacağı bir güç kaynağı durumunda kalır!" Sayın amiralin bu yargısına ve Türkiye'nin de hem Ortadoğu'da hem BaJkanlar'da hem de Doğu Ak- deniz'de bölgesel bir guç merkezi olduğu yolunda- ki tanımlamasına katümamak kabil değil. Elbet ka- tılıyoruz. Ama şu soruyu sormaktan da vazgeçe- miyoruz: "Türkiye, sahip bulunduğu yukarıda degindiği- miz potansiyel güç kaynaklarını işler dururaa geti- rip bunlann verimlüiği ile uluslararası ortamda öbur devletleri etkileyerek örneğin Kıbns, Ege, PKK, Bul- garistan ve Batı Trakya Türkleri sorunlanm mı çö- züyor ya da ATye kabulünü mü sağlıyor, yoksa tam tersine, diğer devletlerin (örneğin ABD ve NATO1 lu müttefiklerin) kendi cıkarlan için Ortadoğu'da, Doğu Akdeniz'de ve Balkanlar'da yararlandıkları bir güç kaynağı durumunda mı kullanılıyor?.. Üzülerek söyleyelim ki biz ikinci şıkkın, bütün acırnasızlığı ile uygulandığı görüşündeyiz. Türkiye'den yok canına, sarsak ekonomisine, dü- şük GSMH oranına, geri kalmışhğına karşın, 800.000 kişilik NATO'nun ikinci en büyük askeri (Arkası 17. Sayfada) ANMA Ey Yüreği kavga nakışlı Direncin kahramanlan Sevdasına vurulup Yoluna can verdiğiniz Büyüsün Diye Nazlı Fideleri Toprağına Hançer yarasında kan akıttığınız bu tutsak ulke Kan kızılı çiçekler yeşertmiş Suskun değil şafakları dağlarının şahikaları Özguriük damıtır yarınlara H. HÜSNÜ EROĞLU ve MEHMET YALÇINKAYA yoldaşlanmızı şehadetlerinin birinci yıldönümünde saygıyla anıyoruz. AYDIN E-TİPİ CEZAEVİ>DE YATA> DAVA ARKADAŞLARI ADDSA FUAT KAV-HÜSNÜ ALTUN VEFAT VE BAŞSAĞUĞI Çok değerli insan, yakm arkadaşım Kilisli Dr. MEHMET YILDIRIM'ın vefatmı teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine başsağüğı diler, derin acılannı paylaşırız. KÂMİL ÖZOĞÜL ve AİLESİ Can arkadaşımız NAÖ SUAT TOPÇlfyu kaybettik. Tüm sevenlerinin başı sağolsun. HALİL ÖZER, MUAMMER ÖZTÜRK, BÜLENT ÇELtK EVET/HAYIR OKTAYAKBAL CanGüvenliğiOlmayınca... Bir haber: 120 gazeteci silah almak için emniyet makamlan- na başvurmuş. Bir insan neden silah edinmek ister? Kendini korumak için... Demek ki ülkemizde can güvenliği yok; özellikle yazartarın, ga- zetecilerin güvenliği yok! Yoksa 120 gazeteci neden silah ku- şanmak istesin, Türkiye 1960'ların Teksası mı? ^^—«™«^«™^—^—™^-« Gazeteci arkadaşlarım arasın- ^ da sürekli silah laşıyanlar var. Pantolonlannın sağ yani kabarık durur hep. Uçağa binerken silah- lar görevlilere teslim edilir. İkide bir poligona gidılip atış eğitimi yapılır. Bütün bunlar günün birin- de karşılaşılacak bir silahlı saldırı karşısında kendini korumak için. Abdi ipekçi öldürüldüğünde İstanbul Emniyeti'nden gelen görevliler biztere silah vermek is- temişterdi. Çoğumuz bunu kabul etmedik. Bu güne dek silah ta- şımamışız. silah kullanmayı an- cak askerlik günlerinde denemi- şiz, şimdi kalkıp bir anda sılah- şör olmak olası mı? Üstelik size saldıran kişi üstünüzde tabanca olduğunu sezerse, bilirse daha beter olmaz mı? O benı vurma- dan ben onu temizleyeyim diye düşünmez mı? Gazeteciler, yazarlar böylesi- ne can korkusu içinde görev ya- pıyorlar. Aksoy'un, Emeç'in öl- dürûlmeleri bir türtü aydınlığa çı- karılmayınca, önceki yıllarda ni- ce aydının, yazann kör kurşun- lara hedef olmalannın gizleri hâ- lâ saklı kaldıkça her birey ken- dini kendi eliyle korumak gereğini duyacaktır. Madem ki bir tehlikeli ormanda yaşıyoruz, orman yasalarına kendimizi uy- durmak zorundayız. 12 Eylül'den sonra bütün si- lahlar toplatılmıştı. Şimdi ise her- kes rahatlıkla silah alabiliyor, si- lahı evinde saklayabiliyor ya da yaıında taşıyabiliyor. Demek devlet makamian da yurttaşlann cai güvenliğini sağlayamıyor, he* yurttaşın kendini silahlanma youyla korumasını doğru görü- yo'. Diyelim ki silahınız var. Kapı çaınıyor, bir ses 'polis' diyor. Açyorsunuz, karşınıza çıkan ki- şi Btiğe basıyor. Kimdir, necidir, neten sizi seçmiştir? Bilmenize olanak yok. Hem artık her şey içiı çok geç! Silahınız ister be- linzde, ister çantanızda olsun, fan etmez. Geçen gün İstanbul'- dagenç bir polis memurunun öl- düülmesi olayındaki gibi... Ya daEmeç'in, Aksoy'un evlerinin örunde, ya içeri girerken ya da dıarı çıkarken pusuya düşürül- meeri gibi... )emek istediğim, silah taşı- mnın, can güvenliğini gerçek- teı sağlamaktan uzak olduğu- du. Birden aklıma Orhan Apay- dıı geldi. Ona da silah vermiş- leni. Hep yanında taşıyordu ta- bacasını, harta bir de koruma posi vardı. Nereye gitse onu da yaında götürürdû. Bir gün sor- mstum, bu silahı kullanmayı bi- lipilmediğini, hiç deneyip de- neiediğini. Hayır, bir kez bile ate etmemişti. Askerlik sırasın- dcterkes gibi o da birkaç kez ate eğitimi yapmıştı, o kadar. (Akası 17. Sayfada) Kızımız CANAN BUKÜLMEZ'i kaybetmenin üzüntüsü içersindeyiz. BÜKÜLMEZ AİLESİ Cenazesi 3 Ağustos 1990 cuma günü İstanbul Sahra-i Cedit Camii'nden öğle namazını müteakiben kaldırılacaktır. Yakm Arkadaşımız CANAN BUKULMEZ'i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Yakınlarına başsağbğj dileriz. SÜMERBAIVK HOLDİNG A.Ş. İHRACAT MÜDÜRLÜĞÜ ÇAUŞANLARI F A K SI M I L E Servis Güvencemizle Bilar Bilgi Araçlan Ticaret A.Ş. i*<anlxjf T«l:9|1) 175 38 00 (4 Hat) Ankara T«l : 9 (<) 117 85 60(4 Hal) YOLA ÇIKMAK ÎÇÎN SAĞIAMBİRAMAÇ: VOLVO AMACTIR.Yola çıkmak için çeşitli 'araç'lar vardır. Ama yola çıkmak için, 'araç' tan önce sağlam bir amaç gerekir. Ön koltukta emniyet kemerini 'standart aksesuar' olarak dünyaya ilk tanıtan... Yolu kusursuz kavrama, tam sürüş hakimiyeti, çabuk hızlanma ve frenlemesiyle Aktif Güvenlik', darbelere karşı, 22 aşamalı koruyuculuk testinden geçmis çelik kafesiyle 'Pasif Güvenlik' sunan ve 36 çeşit güvenlik önlemi geliştiren Volvo, yola çıkmak için sağlam bir amaçtır. 'Dünyanın En Güvenli Otomobili' ve 'Yılın Aile Otomobili' ödüllerinin sahibi Volvo şimdi, güçlü yedek parça ve servis garantisiyle, yaygın satış örgütüyle, ciddi kuruluş OYTAŞ Geniş iç dûzeniyle, sessiz, rahat sürüş kooforuyla, 'Aile Otomobili'ödülünûn de sahibi. tarafindan Türkiye'ye sunuluyor. 'Sağlamhğın konforu'nu yansıtan tüm modelleri Volvo Show Roomlarda sergileniyor. Dünyada ve Türkiye'de Volvo'yu seçmek, birinci sınıf bir 'prestij'i seçmek, Volvo'ya güvenmek, aktif bir kaliteye güvenmektir. Ve sınırsız konforuyla, 'can güvenliği'yle yolculuk yapmak için: Şimdi Türkiye'de Volvo amaçtır. Net görûs sağlayan otommtik silecekli farlar. VOLVO OTOMOBI1.I.ERI ve \ F.DKK l'ARCAl AR1 TVRKr» E GENE1. DISTRİBLTORl OYTAS IC w DIS TİCARET A.S. MeJısı Mtbusan Cad No: 81 Oyak Uhanı Kat 5 Salıpazan 80040. Ktanhul Tı-I: (İ| 143 26 40 (4 hat| - 143 65 29 OYTAS bir OYAK kurulu>udur. V O L V O Ş İ M D İ T Ü R K İ Y E ' D E ! VOLVO
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle