29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 1990 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Güneydoğu Haberleri... (Baştvafı 1. Sayfada) gibi, ulusal bütünlüğün korunmasında her- kese düşen birbirinden farklı roller söz ko- nusudur. Sıyasal iktidarla muhalefetin bakış açılarında aynmlar olabilir. Mücadeleyi elde silah yürütenle, elde kalem yürüten arasın- da ister istemez yaklaşım farklılıkları uç ve- rebilır. Doğaldır, tedirginlik yaratmamalıdır bun- lar. Ve bu konuda kimse kimsenin yurt sevgi- Sinden kuşku duymamalıdır; kimsenin hak- <t yoktur buna. Bu ülkede ezici çoğunluk ayrılıkçı teröre kesin karşıdır; terör örgütüyle savaşanlara yardımcı olrnaktan yanadır. Ancak, bu desteğin eleştirel bir boyutu da vardır, olmalıdır. Birtakım klişe sloganlann arkasına sığınarak, Kürt sorunu konusunda eleştirel bakış açılarını geçersiz kılmaya, farklı sesleri susturmaya kalkışmak, son de- rece sakıncalıdır. Bunca yıldır bu sorun "fatou"ydu, tartışıl- masına izin verilmedi de ne oldu? Kürt söz- cüğü bunca yıldır yasaklandı da ne oldu? Bunca yıldır, daha çok güvenlik yanı ağır ba- san tek boyutlu resmi politikalardan medet umuldu da, bugün nereye gelindi? Onun içindir ki sorular serbestçe ortaya atılmalı ve tartışılabilmelidir. Bu bakımdan SHP'nin açıkladığı son ra- por, böylesi bir platformu sağiayıcı nitelikte- dir. Kaygı duymak yersizdir: Açık tartışma or- tamında gerçekler daha iyi anlaşılır, yanlış- lar tecrit edilirken, doğru çözümlere varılır. Son günlerde gerek Cumhurbaşkanı Özal'ın, gerekse Başbakan Akbulut'un yap- tıkları konuşmaların içeriği ve sergiledikleri üslup bu açılardan talihsizliktir. Böylesine duyarlı bir konuda, bir cumhurbaşkanının, bir başbakanın çok daha dikkatli, özenli ve se- rinkanlı konuşmaları gerekir. Kendilerinden farklı düşünenleri, muhalefeti düşman gibi göstermek, tehlikeli bir eğilimdir. Unutmayalım, hamasi nutuklarla sonuç almabılseydi, bugün ülkemizin o köşesinde şehit vermiyor olurduk. Okurtara not: Yıllık iznimi kullanmak üzere üç haftahğına ayrılıyorum bu köşeden. Tatil dönüşü yeniden buluşmak umuduyla. H.C. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor Özal suç işledi (Baştarafı 1. Sayfada) Turk milfeti adına yargı yetkisini kullanan bagımsız mahkemelerde göriilmekte olan davalaria ilgili beyanda bulunulması, bir anaya- sa ihlalidir, suçtur" dedi. Türkiye Barolar Birliği'nin bu konudaki açıklaması şöyle: "424 sayılı KHK'nın iptali da- vasının, Anayasa Mahkemesi'nde göriilmekte olduğu sırada konu- nun en yetkili kişilerce tartışılma- sı, çok vönlu, çok ciddi yönetim. yargı ve hukuk sonınlarını iilke- nin ve toplumun güademine getir- miştir. Yürütmenin en sorumJu mevki- lerinde bulnnan kimselerin, KHK'lann değistirilmesine ve yan- lış yorumlanmasıaa imkan veril- meyecegini ifade etmeleri, ciddi kuk adamlannın haklı tepkile- w nedeo olmuştur. Anayasaya sadakat ve saygı, ön- ceiikle anayasaya, hukukun üs- tünlügüne ve demokrasiye bagiı kalma görevi ile yükiimlü olan ve bunun için yemin edenlerce gös- teriimelidir. Türk milleli adına yargı yetkisini kullanan bagımsız mahkemelerde göriilmekte oiao davalaria ilgili beyanda buiunul- ması, bir anayasa ihlalidir, suçtur. Yürütme, bir yandan Cumhur- başkam'na verilen yargı ile ilgili yeckiler. öte yandan Hâkimler ve Savcılar Yiiksek Kurulu ve Ada- let Bakanlığı vasıtası ile artık yar- gıyı kendi konlrolii altına almayı hedeflemiş, kendi bunyesi içinde eritmeye, etkisizleştirmeye yönel- miştir. Türkiye Barolar Birliği'nin 1989*da adli yılın açılışı törenin- den bo yana üzerinde durduğu yargı kunıluşlanna iiye seçiminin çarpıkbgı sorunu çözümlenmedik- çe Tttrkiye'de yargı bağımsızlıgı gerçekleşemez. Anayasada yazılı cumhurbaska- nının yargı ile ilgili görev ve yel- kilerinin, hukukun üslünliigü ve demokratik bukuk devleti ilkele- ri ile ve bizzat anayasayla bagdaş- madıgı artık iyice belirgin bale gelmiştir. Cumhurbaşkanının, Danıstay üyelerinin dörtte birini seçme Hâ- kimler ve Savcılar Yiiksek Kuru- lu üyelerini ve Anayasa Mahkeme- si üyelerini seçme yetkisi kaldırıl- malıdır. Herhalde cumhurbaşka- nını, görevi ile ilgili suçlardan do- layı Yiice Divan sıfatı ile yargıla- yacak olan Anayasa Mahkemesi üyeieriııi, yine cumhurbaşkanının secügi bir tek çagdaş, uygar, de- mokratik ülke gösterilemez. Tür- kiye böyle nadir ülkelerden oldugu içindir ki Anayasa Mahkemesi'n- de görülmekte olan dava ile ilgili telkin ve tavsiyelerde bulunabil- mektedir. Ülkemizde hukuk devleti anla- yışı kâgıtlarda kalmıs, KHK kar- maşası, hukuk dışı söz ve davra- nışlar nedeniyle keyfi devlet anla- yışının varlıgı tartışılır olmuştur. İnsan hak ve özgürlükleri çiğne- nip demokratik laik bukuk devleti ve hukukun üstünlügu ilkeleri ze- delenirken toplumun, bazı kişi ve kuruluşlann haklı ve ölçülii tep- ki koymasına da Uhammiil edil- memektedir. Anayasa kurallannın degiştiril- mesini istemek, temel hak ve öz- güriüklerin çignenmesine karsı koymak herkesin hakkıdır. Yargı bağımsızlığına, hukuka ve huku- kun üstünluğüne sahip çıkmak da elbette herkesten önce yargı kuru- luşlarının ödevidir. Son günlerde bu ödevi hakkıyla yerine getiren yargı kuruluşu mensuplannın or- taya çıkmasını, demokratik laik hukuk devleti ve yargı bağımsız- Iıgı ugraşında takdirle karsılamak- tayız." (Baştarafı 1. Sayfada) Yaz durgunluğunda Akbulufun sözleri, Okluk koyundan yansı- yan haberler, bir avuç insanla bir- kaç kurumun anayasaya saygı arayan çabaları birbirine karışıp hayli ilginç bir kompozisyon çizi- yor. Okluk Çankayası'nı izleyen ar- kadasların bildirdiğine göre, TÖ1 lerin ikinci kez yaz tatiline girdik- leri koya giriş ve çıkışlaryine çok sıkı güvenlik altında. Tü'leri as- kerler, polisler, özel koruma gö- revlileri, helikopterler. sahil gü- venlik botları koruyor. Birinci ve ikinci dinlencenın devlete maliye- ti ne kadar acaba? Günlük ekmeğini Okluk koyu diye anılan, asıl adı ingiliz koyu olduğu bilinen yörede çıkarma- ya calışan balıkçı. oltasını, ağını atamıyor. Eğlence yerleri koy do- layında ya da o yöreye giden yol- lar üzerinde ise müşteri tutamı- y°r -.. TO'lerin tatili yörede iş tutan- lar için bir felaket. Ses çıkarmak kimin haddina Geçen tatilde Fet- hiye'de yof kenarında zincir sal- layan Kaşlının koruma görevlile- rinden yediği dayak, etkisini gös- teriyor. Tepki mi, sözlükte hapsol- muş, maşallah kimseden gık çık- mıyor. Başkentte Barolar Birliği dün TÖ'nün Anayasa Mahkemesi'ne gözdağı veren demecine sert bir bildirıyle yükleniyor. Muhalefet partileri yaz durgunluğunda siya- set yaparak, ANAP bünyesinde nurlu ufuklar açacağa benzer, yerel belediye seçimlerinde dev- let olanaklarına karşın beceri göstermeye uğraşıyor. Rivayete göre; Akbulut, 19 ağustosta başarıh sonuç alırsa, damgasını vuracağı yeni bir ka- bineye gidecek, kimi bakanları değistirecekmiş. Vte sonra büyük kongreye doğru pupa yelken. Ak- bulut'un rakipleri belli. Biri HCG ki gücünü gün be gün yitirip gi- diyor. öteki Mesut Bey ki ne ya- pacağı belli belirsiz. Geçende hükümetten olup da olaylara ba- kabilen biri, "Güneş Taner'i ya- bana atma. Enflasyonla oynuyor, üç buçuk başarı ve TÖ desteğiy- le birden atağa kalkabilir. Pek he- vesli görünmemesi dostu düş- manı uyutmak" diyordu. Okluk Çankayası'nın ikinci ta- til döneminde TÖ'nün yanında gün geçiren tek bakan da galiba Güneş Taner Aile mevcuduyla TÖ'nün yanında ve hizmetinde. Bu kadar bağlılığın, ekonomi ça- lışmalannda piri kabul ederek sö- zünden çıkmadığı TÖ'nün deste- ğini neden almasın? Saç baş, kelle gövde yerinde. Kolunda Bulgari saati. Ağzı laf da ediyor. Bağlılık ise tam. Doğrusu ANAP liderliğine her açıdan yaraşıyor. Aynı bakanın yaptığı şu hesa- bı dikkate almak gerekiyor. Diyor ki: "HCG bir ekip adamı. Mesut Bey liberal tarlasında sivriliyor. Kısacası ikisi partide bir hizip, bir grubun adamlan. Oysa parti ta- banı birleşmeden yana. Şayet Güneş Taner birden öne fırla- mazsa, Akbulut gibi bolünmeye değil, birleştirmeye oynayan bir insanın kazanma şansı yüksek." Bu arada geleceğe dönük ik- tidar politikalarında kimi yeni işa- retler görülüyor. Az konuşan, ri- vayeten çok kazanan Akbulut, Kastamonu'da, SHP'nin Güney- doğu raporuna, düne oranla da- ha açık ifadelerle değişik gözle baktıklarını duyumsatan cümle- ler söylüyor. "Kürt yok, Türk var" gibi çağın gelişmeleri arasında değer yitiren sloganlara sarılan Akbulut, politika yapmak. oy ka- zanmak için SHP raporunun "Kürt raporu" adryla anılmasım sömürüyor. Henüz açıkça söylemedi, ama giderek SHP'nin "bölücülüğü kışkırttığını ya da savunduğunu" dokunduruyor TÖ raporu beğen- memiş, çok kapalı ölçülerde "başkaçağrışımlar" yaratacağı- nı öne sürmüştü. Şimdi Akbulut, yukarıdan esinlendiği irdeleme- lerle SHP'yi bölücülükle suçla- maya hazırlanıyor gibi izlenım ve- riyor. Zaten SHP, ne yapsa, neye el atsa kimseye yaranamıyor. Kürt raporu "zevahiri kurtarmak" di- ye niteleniyor. Laikliğe karşı ha- reketlere savaş veriyor. Yeterli ol- madığı öne sürülüyor. Akbulutlu ANAP, bu yollardan geçerek genelde tekrar sağlam zemine ayak basacağını hesap- larken geniş kitlelerde iktidar partisiyle ilgili yargılarda olumlu- ya kaçacak en ufak kıpırdanma gözlenmiyor. Bugün, yarın ya da 92'de seçim yapsa, ANAP. yaz- gıyı değiştirecek sonuç alamaya- cak. Yapay seçim zaferleri yerleş- miş kanıları değiştirmiyor. İslam dünyası 6 birlik' arıyor (Baftarafı 1. Sayfada) olan Mısır E>evlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in özellikle Arap ülkeleri arasındaki "kopukluğa" işaret ederek bu durumun "haklı tslam ve Arap davalannın yürütülmesi- ne verdiği zaran" vurgulaması bekleniyor. Ancak bu iyi niyetli telkinlere rağmen IKÖ toplantısının, çeşitli ülkelerin karşılıklı suçlamalarına sahne olacağını söyleyen diplo- matların sayısı da az değil. Tartış- malara yol açacak sorunların ba- şında ise Filistin meselesine yak- laşım ve hac gibi konular sayılı- yor. Bu arada Türkiye'yi de yakın- dan ilgilendiren bölgesel suların paylaşımı konusunun da gündeme gelebileceği bildiriliyor. İslam ülkeleri arasında görülen ve Irak - Kuveyt omeğinde oldu- ğu gibi beklenmedik bir anda "savaş" kelimesinin telaffuz edil- mesine neden olan gelişmelerden rahatsızlık duyan Türkiye ise "iyi niyet sözlerinin" ötesine geçilme- sini istiyor. Bu çerçevede IKÖ bünyesinde Türkiye, daha önce su- nulan ve İKÖ ülkelerini kapsaya- cak olan "güven ve güvenlik art- tırıcı önlemler" sistemine ilişkin öneri Kahire'de Dişişleri Bakanı Bozer başkanlığındaki Türk heyeti tarafından tekrar gündeme getire- cek. Önceki akşam Kahire'ye ge- len Ali Bozer, Cumhuriyet'e bilgi verirken, Türkiye'nin inisiyatifı ile örgüt içinde bu konuda hazırla- nan tasarının "ihtiyaca cevap ve- recek düzeyde olmadıgını" söyle- di. Bu nedenle dün kendi başkan- lığında bir araya gelen ve İKÖ top- lantısından önce son degerlendir- melerini yapan Türk heyetinin bu konunun da ele aldığını söyledi. Bozer, aynntıları henüz tam ola- rak açık olmamakla beraber, Türkiye'nin önerdiği "güven ve güvenlik arttırıcı önlemlerin" AGtK'deki benzeri mekanizma- dan esinlendigıni belirtti. Dün, Dışişleri Bakanı Bozer başkanlığında yapılan son değer- lendirme toplantısında aynca Kıb- rıs konusu üzerinde dunıldu. Bu çerçevede ÎKÖ toplantısı sırasın- da sunulacak olan ve Ankara için büyük önem taşıyacağı bildirilen karar tasarısına son şekli verildi. Bu konudaki sorumuzu yanıtla- yan Ali Bozer, tasarının, görüşme sırasında "mümkün olduğu kadar az degişikliğe uğrayacak şekilde" ve "temkinli bir biçimde" hazırlan- dığını söyledi. Bozer, tasarı met- ninin esas olarak BM Güvenlik Knseyi'nin Kıbrıs konusundaki 649 sayıh kararını desteklediğini ve Kıbrıs Türk halkının varlığınj ve bu halkın Rumlarla eşitliğini vurguladığını sözlerine ekledi Bu arada Kahire'ye cumartesi akşamı gelen KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanı Kenan Alakol da bazı ikili temaslarda bulunu- yor. Atakol, dün sabah IKÖ Ge- nel Sekreteri Hamid El Gabid ile bir araya gelerek Kıbrıs sorununa ilişkin görüşlerini ayrıntılı bir şe- kilde anlattı. Atakol, ayrıca Ga- bid'i KKTC'ye davet etti. Gabid ise bu daveti kabul etti. İKÖ top- lantısına "gözlemci" olarak katı- lan Atakol, burada bir konuşma yapacak. Türkiye'nin İKÖ gündeminde bulunan diğer iki konu ise Bulga- ristan'daki ve Batı Trakya'daki Türk azınlığın dunımları. Ehşişleri Bakanı Bozer, Jivkov'un devril- mesinden sonra Bulgaristan'da meydana gelen gelişmeler çerçeve- sinde Türkiye'nin Bulgar yöneti- mine "avans" verdigini, ancak Türk aftnhğı konusunda istenen her şeyin henüz tam anlamıyla ye- rine oturmadığını söyledi. Bu açı- dan İKÖ'den Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumunun izlen- mesine devam edilmesinin talep edileceğini belirtti. Bilindiği gibi İKÖ'nün, Bulgaristan'daki Türk azınlığın durumunu incelemek üzere kurulmuş olan bir "temas grubu" bulunuyor. Türkiye'nin toplantıda ayrıca Batı Trakya'daki Türk azınlığın durumunu gündeme getireceği bil- diriliyor. Bu cercevede "Bulgaris- tan'da ablan bazı olumlu adımlara karşın Yunanistan'ın aynı adımlan atmadığına işaret ediiecegi" bildi- riliyor. Bu çerçevede Türk tarafının memnun kaldığı bir gelişme ise Batı Trakya Türklerinin durumu- nun İKÖ Genel Sekreteri tarafın- dan hazırlanan bir raporda yer al- ması oldu. Bunun söz konusu Türk azınlığın durumunun günde- me getirilmesinde "yarduna" ola- cağı belirtiliyor. Gözlemci statüsü ile lKÖ'ye ka- tılan Batı Trakya Türk heyeti ise önceki akşam Kahire'ye geldi. He- yet Dr. Sadık Ahmet ile Türk azınlığın temsilcılerinden Hasan Paçavan (Gümülcine) ve Tevfıkog- lu Sabri'den (İskeçe) oluşuyor. Dr. Sadık Ahmet heyet üyelerine ko- nuşma hakkı taıunmasına rağmen İKÖ Dışişleri Bakanları Toplantı- sı'nın "kulis yapma" olanağı tanı- ması açısından onemli olduğunu söyledi. Öte yandan, Türk heyetine ya- kın kaynaklar, başta Libya olmak üzere çeşitli ülkeler tarafından gündeme getirilebilecek ve ABD gibi Türkiye'nin hassas üişkiler içinde bulunduğu ülkeleri hedef alan "gözü kara" tasanlara Türk tarafının destek vermeyecegini ve- ya en azından bunlar karşısında sessiz kalacağını söyledıler. Ozal basını (Baştarafı I. Sayfada) Bu sebepfe, sonımfu olma ve hesap verme korkusunun üriinü olan bugünkü siyasi iktidann ve onun başı olan Cumhurbaşkanı- nın gelişindeki 'meşruiyeti tartış- mair hallerini sürdürmeleri de (a- biidir. Anayasayı ortadan kaldıran bir askeri darbenin içinden dogmuş olan Özal ve ekibinin. anayasa ta- nıraasını ve ona saygılı olmasını beklemek hayaidir ve millet için zaman kaybıdır. Basın yayın organlan, bir top- lumun içinde yaşadıgı şartlan ög- renebilmesi ve edindigi saglam bil- gilerle de demokratik haklan kul- lanabilmesi için elindeki tek ve en kuvvetli vasıtadır. Kendi milletinin en kıymetli im- kânını yabancılara pazarlamak için aracı olan bir Cumhurbaşkanı ise Türkiye'nin siyasi tarihine ya- zılacak, belki en ilgi çekici. en ib- ret verici, fakat en acı olaylardan birisidir. Bir milletin en tabii hakkı olan vatandaşlık görevinin yerine geti- rilmesine yardımcı olacak imkan- lan, yabancılara peşkeş çekmeye ugraşaniar, hiçbir zaman emelle- rine ulaşamazlar. Ancak bu mil- letin devleti olmadıklan ve de- mokratik meşmiyetten yoksun bu- lunduklan iddialannı, kendi elle- riyle doğrulamış olurlar. Bu olayın belki tek kazançlı ya- nı da bu olur. Yine bu olayda göriilmüştür ki milletimizin tek meselesi, her ya- bancı hareketin Türkiye mümes- sili veya Ankara irtibat burosu gibi görev yapan bugünkü iktidardan kurtulmaktır. Ondan kurtulmadıkça hiçbir meselesinden de kurtulması müm- kün değildir." Türk bankacihğmda yepyenibir yönetim...Yepyenibirgelişim, Yepyenl veıimkaynaklan... Türkiye'nin enköklübankalanndan Egebank'ta Türk Lirası Mevduat Yeni Falz Oranlan Vadesiz 1 Ay Vadeli 3 Ay Vadeli %ÎO %40 %504 6 Ay Vadeli lYıl Vadeli %53 %58 Dövİz Mevduat Yeni Faiz Oranlan Para Birimi 1 Ay Vadeli 3Ay Vadeli USD % 8 % 8.50 DM % 7.25 % 7.50 6Ay Vadeli %9 %8 1 Yıl Vadeli % 10 % 9 Egebank... Bugünkü Egebank, yepyeni bir bileşimdir. Köklerini sağlam zemine salmış 62 yıllık bir kurumun çagdaş atılımcılık bilinciyle bileşimidir. Egebank, tüm gelişim süreci içinde, güven simgesi olmuştur. Şimdi, Türk bankacılığında, hem tam bir güvenin, hem de yüksek verimin simgesidir. Kıyaslayın... Kazanın. EGEBANK "VerimüBanka" Daha iyi hlznıet ve daha yiiksek verim alabileceğiniz Egebank şubeleri: Tel:(71)11D715{2lut) AKHtSAB Tel (558) 11 543 -12 023 AütŞEHİR Tel: (645) 11 007-11 417 AKKAAA Ankara Mtfta» Tel (4) 135 10 41 (2 hal) 13339 51 Çtnkaya Tel: (4) 140 73 46 (2 hal) ANU1YA FaJ: (31) 11 53 23 -11 76 57 BANDIHMA Tel: 1198)17 951 -17 953 Tel: (6141) 31 02 -32 45 BURSA Tet: (24) 21 66 27-21 67 41 22 79 24 DEMZÜ Tel: (621) 12 475 GAZİANTEP Tel: (8S) 12 39 37 (2 hal) İSKENDCRÜN Tel: (861)33 995 (2 hat) İSTAMBUL Aksanr Tel: (1)527 46 81-52614 3S Baftçekapı Tel: (1)520 60 50(5lwt) B Tel: (1)175 13 80 (4 kat) Kadıköy Tel: (1)347 32 00 (3 hat) İZMİR Tel: (51) 25 03 90 (10 hal) 25 39 50 (5 hat) Msaıtcjk Tel: (51) 22 42 90 (2 hal) Tel: (1)5+4 45 00 (3 Ktt) Ehnatfaj Tll: (1)130 20 57 (8 hat) Tel: (51) 18 27 35 -18 23 62 Çjmtfibi Tel: (51135 23 32-35 2634 Goztepe Tel: (51) 15 58 87 Hatar Tel: 151ı 32 78 05 (2 hal) Karakağlar Tel: (51) 53 10 59-5311 77 Karçıyaka Tel: (51) 23 63 04-23 1013 Keflieralb Tel: (51) 19 2 ) 0 2 -1917 87 renıgün Tel: (51) 12 33 56-25 73 71 KAYSBU Tel: (35) 11 47 37-1118 68 KONYA Tet (33) 11 94 74 -12 45 13 MANİSA Tel: (551) 24 602 -15 784 MERSİN Tel: (741)215H-39 965 NAZKİJ Tel: (637) 12139 -13 335 ÖDEMİŞ Tel: (545) 44 216 SUflttİ Tel: (644) 11 004 -11 254
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle