Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 3 TEMMUZ 1990
Gelişigüzel kullanılan analjezikler, ağrıyı kesmediği gibi her seferinde dahafazla ilaç alınmasınayol açıyor
Âğrı kesicinin kurbanı olmayın
Uzmanlar, hangi ağrıya hangi
ağn kesicinin kuilanılması
gerektiği konusunun çok
önemli olduğunu vurguluyorlar. İlacı
belirlemek için önce ağrının tipini,
özelliklerini ve şikâyetçi kişinin
özelliklerini belirlemek gerekiyor.
Amaç, ağrıyı herhangi bir şekilde
gidermek değil, denetim altma almak
ve tekrarlamasının önüne geçmek.
Dünya Sağlık Teşkilatı, konuyla ilgili
olarak önce en hafif ağrı kesicilerden
başlayan ve gerektiği durumda kodein
ve morfîne kadar uzanan bir merdiven
sistemi öneriyor.
3 çilmesi gercktiğini vurguluyor. Er-
dine, diğcr kullanım Ozelliklerini
ise soyle sıralıyor.
"Hangi agn orarsa oban en ön-
« hafif etkJH agn kesidden yarar-
lanmak gerekir. Dttnya Saghk Teş-
küatı banmı için bir merdiven sis-
temi önermektedir. Buna göre ber
hastanın agn keskiye cevabı fark-
lıdır. Bn nedenie en önce en hafif
agn kesici ile başlamak gerekir.
Önce genellikle aspirin ve benzer
ilaçbuu kuUanılması gerekir. Bn
ilaçlar etkflemedigi Ukdirde daha
kuvvetii aıaljezikleıc, onlar da et-
kili olmadıgı takdirde kodein ve
daha kuvvetii morfin verilmdidir.
GÜNDÜZ ÎMŞİR
Dunyada ağn üzerinde bugüne
kadar yapılan çalışmalar, 140'ın
üzerinde ağn çeşidinin olduğunu
ortaya koyuyor. Çeşitli nedenler-
le oluşan ağnlann belirtileri ve te-
davisiyle ilgili calışmalarda ise
özellikle 20. yüzyüdan sonra bü-
yük gelişmeler kaydedilmekte.
Araşürmalar hekimler tarafın-
dan en çok yazılan ve hastalar ta-
jafından en sık kullanılan ilaçlar
arasında yer alan analjezilderin
kullanımının belirli ilkeler çerçe-
vesinde yapılmadığını ortaya ko-
yuyor. Tıp dünyasında belki de en
çok üretilen ve de en gelişigüze!
kulanılan ilaçlar arasında gelen
ağn kesicilerin kullanımına ilişkin
önemli tedbirlerin alınması, uz-
manlann süreldi üzerinde durdu-
ğu konulardan.
Analjezikleri, şuur kaybına ne-
den oimadan sinir sistemini etki-
leyerek ağnyı kesen ilaçlar olarak
tanımlayan Istanbul Tıp Fakülte-
si Ağn Bilim Dalı Başkanı Doç.
Dr. Serdar Erdine, aneljeziklerin
çeşitli özellikleri olduğunu belir-
terek şunlan söylüyor:
"Bn Uaçlann bir kısmı agnb
nyaranın merkez sinir sistemine
iletimini engellerken bir kısmı ag-
nnın eskfei kadar zarar venneme-
sinisaghyor. Bir kısmı da bastayı
tedirgialikten kurtanr. tdeal bir
agn kesici ilacın özelligi, ağızdan
verildigi zaman etkili olmasıdır.
Ahşkanlık ve bagımlılık yapma-
ması, yan etkilcrinin sa olması,
ilacın koDtrol albnda tutulabume-
si ve gerektiği zaman panzebirinin
bulunması da çok önemlidir. Ne
yazık ki bugüne dek yukandaki
özelliklerin tümıinu bir arada bu-
Inndnran bir agn kesici bulana-
mamıstır."
Hangi ağrıya hangi ağn kesici-
nin kuilanılması gerektiği konusu-
nun çok önemli olduğuna dikkat
çeken Erdine, "ağn kesicinin şikâ-
yet edilen agnnın tipine gore" se-
Agn kesicilerin knllanımında
dikkal edilmesi gereken özellikler
ise şöyle:
1. Agn kesicilerin gelisigiizd
knllanılması agnyı kesmediği gi-
bi ber seferinde daha fazJa ilaç
abnmasına neden olmaktadır.
2. Her ilaç gibi agn kesici ilaç-
lar da belirli sureler ile etki gös-
teririer.
3. GeneUikle agn kesicilerin bu
etki süreleri dikkate alınmalı ve
ilaçlann sabah. oglen, akşam alın-
ması tavsiye edilmelidir.
4. Halbnki akşam, sabah ve og-
len yemekleri arasında dort saal.
öglen ve akşam yemekleri arasın-
da ortalama sekiz saat, sabaha ka-
dar ise 12 saatlik bir sure vardır.
Bn da hastalann özellikle gecele-
ri agn çekmesine neden olur.
5. Agn kesiciler etki sürelerine
göre yemek saaüerine bağlı oima-
dan yani antibiyotikler gibi duzen-
11 aralılılaria alınmalıdır.
6. Her agn kesicinin etki süresi
hastadan hastaya göre degismek-
tedir. Bn nedenie agn kesiciler ve-'
riliriten hastaya önce bir kez veril-
mesi ve etki süresinin belirtenme-
si daha sonra ona göre beürii ara-
hklaria ancak agn başlamadan ve-
rilmesi gerekir.
7. Yanlış oian bir baska uygu-
lajna da hastaya agn kesicinin agn
başladıktan sonra verilmesidir.
Yani tedaviye her seferinde sıfır-
Özellikle agn kesiciler alanında va\gınlaşan bilinçsiz ilaç kullammı, şikayetleri gidermedigi gibi veni hastalıklara da yol açabiliyor.
dan başlanmış olunmaktadır. Ba-
nun yerine agn başlamadan önce
agn kesici verüdiği takdirde hem
agn kontrolü siirekli olmakta hem
de daha az miktarda ilaçla daha
uzun süreli bir ağn kontrolü
mümkun olmakıadır."
Agnnın psikolojisi
Yapılan son çalışmalar kronik
ağnlı hastalarda fıziksel ve orga-
nik bozukluklann yani sıra duy-
gusal ve psikoJojik bozukluklar da
olduğunu ortaya çıkarmış durum-
da. Duygusal bozukluklann yol
açtığı ağnlan gidermenin de hiç-
bir teknik yöntemle gerçekleştiri-
lemeyeceğı konusunda uzmanlar
görüş birliği içindeler. Kronik ağ-
rıdan yakınan hastalann sürekli
olarak hekımlere gidip bu sıkın-
tıyı anlatmaya çalıştıklan ilk rast-
lanan bulgular arasında gösterili-
yor. özellikle bu sıkıntılar daha
önce geçirümiş bir akıl bozuklu-
ğunu hatırlattığı durumlarda ise
hastanın mutlaka bir psikiyatris-
te görünmesi salık veriliyor. Uz-
manlar şu görüşleri dile getiriyor-
lar: "Bu agnlar kendine güveni
dan insam bile nmitsiziige iterken
zamanla moralinin bozulmasına
da yol açıyor. Uykusuz geçen ge-
celer, asın hassaslık, dikkat dağı-
nıklığı ve zihni surekli raeşgul ol-
ması soounda ilaç tedavisi ile şid-
detlenebüen kisilik degisiklikleri
ortaya çıkıyor. Neşeli, dışavurum-
cu bir insan zamanla huysuz sinir-
li, arkadaşlanna önem vermeyen,
saldırgan bir kişiliğe burünebili-
yor. Deneyimli bir doktor bile has-
tanın duygusal karmaşıklıgım
kavramayadıgı takdirde davranış
degişikliklerini de kavramaku
zorink çeker. Danım kötüye git-
tikçe de kişinin davranışlan daha
bozuiur. Bu hastalıgın en büyük
özelligi vakalanan kişinin tedavi-
sinin başansızlıgı halinde, hasta-
nın hekimi afroza gerekiyor/'
Tedavi yöntemleri
"Biofeedback", "fizik tedavi",
"akupunktur", "gcvseme egitimi",
"hipnoz"-.
lnsanoğlunun var olduğu gun-
den beri çektiği sayısız ağrılar, gü-
nümüzde işte bu yukanda sayılan
tedavi teknikleri, ilaç ve cerrahi gi-
rişimkriyle giderümeye çalışıhyor.
Uzmanlar her şeyden öte ağrının
hasta tarafından kontrol altında
tutulması isteminin bile ağnyı gi-
derraede en önemli etken olduğu-
nu vurguluyor. New York Devlet
Universitesi'nden Edward Blanc-
hard, kas kasılmasından kaynak-
lanan gerilim ağnlannda biofeed-
back ve rahatlama egzersizlerini-
nin yüzde 75, aynı yöntemin mig-
ren ve karışık tip ağnlarda yüzde
65 oranında etkili olduğunu belir-
tiyor. Birçok uzman ise, bu teknik-
lerin ilaçla birlikte kullanımı ha-
linde başanya daha yalcın oluna-
bileceğine dikkat çekiyor.
Biofeedback tekniği, bir kısım
uzman tarafından sadece kesin t"
davi edici bir yöntem olarak t
ğil, sadece ilk asamada bedenin
kontrol edilmesi ve bu kontrole
bağlı olarak kafa beden birliğine
olumlu etki yapması olarak nite-
lendiriliyor.
Biofeedback'ten daha da etkili
olduğu ileri sürülen (gevseme egi-
timi) (Rebtxation)'nın ana amaaru
ise, iskelet kas sistemi ağnlan ve
bununla ilgili bozukluklara (geri-
lim başağnsı) neden olan kas ger-
gınliğini azaltmak oluşturuyor. Bu
teknikte, gevşeme eğitimi sırasın-
daki vucutta meydana gelen fiz-
yolojik değişikliklerin de hipota-
lamustan kaynaklandığına dikkat
çekiliyor.
Ağn tedavi yöntemlerinde en
çok eleştirileni ise şüphesız (Hip-
noz) tekniği. Bu teknik konusun-
da, Turkiye'de sömürü aracı ohna-
sı, saptınlması gibi birçok eleşti-
ri yapılırken, gerçek hipnozun ta-
nımı ve tedavi tekniği şöyle açık-
lanıyor.
"Hipnoz, hastanın dikkatinin
betirli bir noktaya yoganlaştınl-
maa. dnşüncderinin, imgetemele-
rinin psikolojik davnuuslanma
kontrol altına «lınmtu olarak ta-
nımlanabilir. Gerçekte insanın,
Tasamında birçok kez tanık oldo-
gu bir olaydır. Bu nedenie hipno-
zn mistik görnşlerle açıkiamak
yanlıstır. Hastalann agnlamu te-
levizyon seyrederken unutmalan
ya da dikkatlerini baska bir yere
toplamalan da kendi kendine ny-
gulanmış bir hipnozdnr. Ba yön-
tem heklm tarafından ya da baş-
ka birisi tarafından aygulaadıfiı
zaman bildigimiz hipnoz orf
çıkmış olur."
Akupunkturun rolti
Ağn tedavisinde kullanılan
bir diğer yöntem ise akupunktur.
Latince iğne ve batırma anlamına
gelen, yani iğnelerin vücudun çe-
şitli bölgelere baüniması şeklinde
uygulanan bir tedavi yöntemi ola-
rak adlandırılan akupunkturun
>aklaşık 5000 yıllık bir geçmişi ol-
duğu belirtiliyor. Ünlü islam bil-
gini tbni Sina tarafından da kul-
lanıldığı belirtilen akupunkturun
gecmişi ise eski Çin ve Hint ile Mı-
sır medeniyetlerine kadar dayanı-
yor. O zamanlar bambu kamışı ve
balık kılçıklarından yapılan iğne-
lerin batınlması ile kullanılabilen
bir yöntem olan akapunkturun,
özellilde vücut tarafından şahnan
ve morfine benzer özellikJer taşı-
yan kim>'asal maddeler Dzerinde
arttıncı etkisi olduğu ileri sürülü-
yor. Bunun yani sıra yapılan araş-
tırmalar; kalp, dolaşım sistemi ve
sindirim sısteminde de akupunk-
turun önemli bir tesiri olduğuna
işaret ediyor.
BfTTl
Ülkemizin stratejik öneminin azalması veya çoğalması, dünyadakigelişmeler kadarkendisinin izleyeceğipolitikalarla belirlenecek
Türkiye'nin önemi,Türkiye'ye bağl— 3 —
Y 1 L M A Z U S L U E R (Em. Amımt,
Kasırn 1989 ayında Berlin Duvan'nın bir-
kaç yerden delinmesinden sonra Demokratik
Almanya'dan Batı'ya olan büyûk göç Demok-
ratik Alman ekonomisinde ve sısteminde bü-
yük sıkıntılara neden oldu. Bu husus iki Al-
manya'nın birleşmesi sürecini hızlandırdı.
İki AJmanya'nın birleşmesiyle ilgili şu so-
nuca ulaşılabilir:
1) Sovyetler, birleşmeden sonra tarafsız ve-
ya bağlantısız bir Almanya görüşü üzerinde
ısrarla dururken
2) ABD ve Batı; birleşmeden sonra Doğu
Almanya'nın da tek bir Almanya olarak NA-
TO'ya dahil olması görüşündedir.
Her ne kadar Birleşik Almanya'nm NATO
1
ya dahil olması Sovyetler Birliği'nin güvenli-
ği bakımından aleyhte bir durum yaratabilir
ise de Avrupa güvenliği bakımından Birleşik
AJmanya'nın askeri tehdit oluşturmasını önler.
Diğer önemli bir husus da NATO ve Avru-
pa Topluluğu gibi iki önemli kuruluşun Bir-
leşik Almanya'sız varhklannı idame ettinne-
deki güçlükleridir.
Bu görüş ve düşüncelerin ışığında:
tki Alrnanya'nın federal bir çatı altında bir-
leşerek NATO'ya dahil olması ve Birleşik Al-
manya'nın AT ile entegre olması en uygun çö-
züm seçeneği olarak görülmektedir.
Birleşmenin, Türkiye'ye etkileri
1) tki AJmaya'nın belirtilen bu çözüm se-
çeneği ile birleşmesi, NATO'nun variığuun ida-
mesine olanak sağladığından güvenliğimizi ve
stratejik önemimizin devam etmesini ( + )
etkiler.
2) İki Almanya'mn birleşmesinden sonra
maddi yardım kaynaklannın Doğu Almanya
1
ya ve diğer Doğu Avrupa ülkderine tevcih edil-
mesi, Türkiye'ye maddi yardım payında azal-
tnaya neden olabilir.
3) Birleşik Almanya'nın ATye entegrasyo-
nu, Türkiye'nin ATye tam üyeüğine kabulün-
de daha fazla destek sağlayabilir.
4) F.Almanya'daki Türk iş gücü ihtiyacı ve
imkânlan (—) olarak etkilenebilir.
NATO, Varşova Paktı ve Tflrkiye
NATO'nun kurulus nedeni SSCB yayılışını
ve askeri tehdidini önlemek-ortadan kaldır-
maktır. Esasta NATO bir Ortak Savunma
Paktı olmasına rağmen üyeleri arasında siya-
si, ekonomik ve sosyal alanlarda da işbirliği-
ni gerektirir.
Antlaşmanın 2. maddesi, iktisadi işbirliğini
3. maddesi, karşılıklı yardımlaşmayı
4. maddesi, taraflann birbirleriyle politik
istişarede bulunmaları esaslannı içerir.
Her ne kadar bu işbirliği ve yardımlaşma
güvenlik-savunma içerikli ise de güvenlik-
savunma sorunlan bugün olduğu gibi yann
da Avrupa'nın ve Avrupa ülkelerinin önemli
konulan olacaktır. Yani NATO'nun geleceği,
birinci öncelikle kuruluş amacına göre ,--
alacaktır. Bu hususla Sovyetler Birliği
yayümasmda-tehdidinde meydana gelebilecek
değişmelere bağlı olacaktır. Halen Sovyetler
Birliği'nin global, kıtasal ve bölgesel hedef ve
çıkarlanndaki değişmeler belli değildir.
Sovyetler Birliği, "yeni duşunce" (new thin-
king) kavramı ile Batı ile çatışmadan kaçın-
mayı ve anlaşmazlıklan müzakerelerle çözme-
yi, "makul yrterlflik" (feasonable suffıciency)
doktrini ile de savunmaya dayalı bir askeri guç
idamesini istediğini açıklamıştır. Bu doktrin
ve konseptlerini, savunma butçesi ve silahlı
kuvvetlerde yaptığı indirimler, silahsızlanma-
silahlann kontrolündeki faaliyetlerle birlikte
uygulamaya sokmaJanna rağmen silahsızlan-
rarlı görülen Sovyetler, Birleşik Almanya'nın
NATO'da kalması görüşünO kabul eden tutu-
mu benimseyebilecektir.
Soğuk savaşın bitmesi Doğu-Batı blok sa-
vaş ihtimalini azaltmaktadır. Ancak bölgesel,
etnik savaşlar devam edecektir. Avrupa'nın si-
yasi coğrafyasında değişmeler olurken itilaf-
lar, krizler, etnik sürtüşme-çatışmalar meyda-
na gelebilecektir. Bir an paktlann kalktığı dü-
şünüldüğunde Avrupa'daki bu durum, güven-
liği yine ön plana çıkaracak, yeni paktlar ku-
rulabilecektir. Mevcut olanı ortadan kaldınp
aynı amaca yönelen yenilerini kurma yerine,
mevcutlarda gelişmelere uygun değişmeler
yapmak ddha uygun bir hareket tarzıdır.
Ileride Avnıpa'da Gorbaçov'un "Avnıpa
Evi" kurulduğunda, "Baker'ın "Atlantisizm"
kavramı Avnıpa'da yerleştiğinde, paktlara lü-
İki ,41manya'nın birleşmesi
iki Almanya'nın federal bir çatı altında
birleşerek NATO'ya dahil olması,
1.NATO'nun devamına olanak sağladığından,
güvenliğimizi ve stratejik önemimizi pozitif
etkiler 2. Maddi yardım kaynaklannın
Doğu Avrupa ülkelerine yöneltilmesi,
Türkiye'ye yardım payında azalmaya neden
olabilir. 3. Birleşik Almanya'nın AT'ye
entegrasyonu, Türkiye'nin AT'ye tam üyeliğe
kabul edümesinde daha fazla destek
sağlayabilir. 4. Halen Federal Almanya'daki
Türk işgücü ihtiyacı ve olanakları, bu
gelişmeden negatif etkilenebilir.
ma konusunda, belirtilen seviyede bir indirıra
yapılsa dahi Sovyetler sonuçta yine dunyada
ve Avrupa'da en büyük askeri güç olarak kal-
maya devam edecektir.
Sovyetler'in niyet ve hedeflerinin de belirgin
olmaması bakımından Batı'nın Sovyetler'in bu
askeri gücüne karşı dengeyi yine bir ittifak
içinde sağlamaya devam etmesi, Batı Ulkeleri
ve Avrupa'nın güvenliği bakımından uygun bir
hareket tarzıdır.
Almanyalann birleşerek Avrupa'da yeni bir
guç merkezi oluşturması bir çok Avrupa ül-
kesini ürkUtmektedir. Bu Ulkelerin ve Avru-
pa'nın güvenliği bakımından Birleşik Alman-
ya'nın NATO ile kontrol altında bulundurul-
ması, Doğu ve Batı için uygun hal tarzı ola-
rak görülmektedir. Bu nedenie başlangıçta
Birleşik Almanya'nın bloksuz olmasında ıs-
zum olmayabilir.
ABD, Avrupa ve kendi güvenliği bakımın-
dan Amerikan askerinin Avrupa'da kalması-
nı arzu etmektedir. Bu husus NATO ile sorun-
lara neden oimadan gerçekleştirilebilir. Aynı
zamanda ABD'nin NATO uyesi birçok ülke
ile ikili ilişkileri NATO çerçevesinde gerçek-
leşmektedir. ABD bu ilişkilerin devamını çı-
karlanna uygun görmektedir.
NATO ve Varşova Paktlan'mn kaldırılma-
sı halinde, Avrupa da güvenliği BM ve AGİK
koruyamayacağından, yine yeni ortak savun-
ma sistemlerine ihtiyaç olacaktır. AGİK'in Av-
rupa'mn güvenliği için aldığı tedbirlerinin uy-
gulanmasında, mevcut paktlar faydalı görev-
ler ustlenebilir. Bu paktlar silahsızlanmanın
denetiminde aktif görev alabilirler.
Netice 'olarak: NATO'nun aynı rolde işlevi-
ni sürdürmeye devam etmesi, Avrupa güven-
liği bakımından faydalıdır. tleride siyasal ağır-
lıklı role doğru yön değiştirebilir.
NATO'nun hayatiyetini sürdürmeye dev'am
etmesi, Türkiye'nin bugünkü güvenlik seviye-
sini muhafaza etmesine imkân ve stretejik öne-
minin artmasına katkı sağlayabilir.
AT'deki gelişmeler ve
Türkiye'ye etkileri
Topluluk bugüne kadar gümrük birliğini
büyük ölçüde başarmış ve giderek siyasi bir
birliğe doğru yol aldığından, adından ekono-
mik sozcıiğü çıkanlarak sadece Avrupa Top-
luluğu (AT) şeklinde anılmaya başlanmıştır.
Avrupa Topluluğu ulkeleri 1986 şubatında
imzaladıklan "Tek Avrupa Anlaşması" (Single
European Act-SEA) Ue 31 Aralık 1992 tarihi-
ne kadar, aralannda serbestce mal, insan, hiz-
met ve sermaye ahşverişine engel olan güm-
rük duvarlanru kaldırarak tek pazar haüne dö-
niişme konulannda anlaşülar.
Topluluk 1993 yılında Avrupa siyasi coğraf-
yasındaki değişmelere göre yapacağı bir de-
ğerlendirme ile yeni bir genişleme aşamasına
girip girmeyeceğine karar verecektir.
Genişlemeye karar verilmesi halinde önce-
likle AT ile aynı kültürdeki EFTA ülkelerinin
ve bilahare Türkiye'nin başvurusu gündeme
alınabilecektir. Yine bu safhada Sovyetler Bir-
liği ve Doğu Avnıpa ulkeleri ile ilişkilerini ge-
liştirmeye çalışacaktır.
AT'nin siyasi varlık olarak bir federasyona
dönüşmesi oldukça güç olmasına rağmen top-
luluk "Avrupa Ekonomi Sahası" kurulmasın-
da kilit görev üstlenebilecektir.
Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na tam üye-
liği, mılli çıkar ve hedeflerinin bir gereğidir.
Türkiye çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne,
bu toplulukta yer alarak daha çabuk ula-
şabilir.
Sonuç ve Öneriler
Güvenlik-savunma yonunden
• Sovyetler Birliği'nin uygulamaya başladığı
yeni askeri doktrini ve konsepti (Makul
yeterlilik-Yeni düşünce), zirve ve silahlann
azaltılması toplantılanndaki tutumu, perest-
royka ve glasnost ile ilgili faaliyetlerinin hep-
sinin sonuç hedefi, "süper güç" olarak güç
kaynaklarını geliştirmek ve idame etmektir.
Ancak süper güç olarak Sovyetler'in, global,
kıtasal ve bölgesel çıkar ve hedeflerinde bir de-
ğişrne olup olmadığı henuz açıklığa kavuşma-
nuştır. Sovyetler Birliği'nin Turkiye ile ilgili
tarihsel emel ve hedeflerinde de değişme olup
olmadığı belli değildir.
Silahlann azaltılması halinde askeri güç ba-
kımından bir tehdit azalması mümkün olabi-
lecek ise de bu tehdit yine de Türkiye için bü-
yük kalacaktır.
• Avnıpa'da ve dunyada yaşanan yumuşa-
ma ve Sovyetler'in Ortadoğu politikasındaki
muhtemel gelişmeler, guney komşulanndan
Turkiye'ye yönelen tehdidin eylem aşamasına
geçmesini geciktirecek-önleyecektir.
• Türkiye ve Avnıpa'nın güvenliği ve savun-
ması için:
1) NATO'nun daha bir süre varbğını devam
ettirmesi, silahlann azaltılması konferansla-
nrun desteklenmesi ve silahlann kontrolunde
aktif görev alınması Türkiye'nin güvenliğini
( + ) etkileyebilir..
2) Türkiye, AGİK'in Ueride Avrupa'da ku-
rulabilcek "Avrupa Ortak Güvenlik Sistemi"
nin temelini oluşturmasına sıcak bakmasa bile
sırt çeviremiyecektir.
3) Türkiye, Batı Avrupa Birliği (BAB) Sa-
vunma Paktı'na üye olma çabalannı yoğun-
laştırmalı ve-fakat bir paktın NATO'nun ye-
rini alması görüş-faaliyetlerini destekleme-
kuvvet indirimi" yapması, güvenliğine büyük
katkı sağlayabilir.
Siyasi ve sosyal yönden
• Türkiye, demokrasisini, insan hak ve hür-
riyetlerini ve sosyal haklanm Avrupa ulkeleri
seviyesine getirmelidir.
• Türkiye'nin parlamenter demokrasi Ue yö-
netilen laik bir Cumhuriyet olması, uluslara-
rası alanda en büyük kuvvet ve kudretidir.
Türkiye'nin laik prensiplerden aynlmadığı öl-
çüde, Avrupa ile bütünJeşmesi kolaylaşacaktır.
• Türkiye, bütün stratejik önem unsuria-
nnı, dış politika oluşturmasmda ve Avrupa ile
bütünleşmede önemli araçlar olarak maharetle
kullanmalıdır. Turkiye Avrupa'daki uluslara-
rası kuruluşlarda daha etkin rol oynamalı ve
yeni kuruluşlarda yer almaya çabşmalıdır.
Türkiye ABD ile olan ilişkilerini çıkar den-
Türkiye nin
Türkiye, siyasal ve sosyal bakımdan,
1. Demokrasisini, insan hak ve hürriyetlerini
Avrupa ulkeleri düzeyine getirmelidir.
2. Laik ve parlamenter demokrasiyle
yönetiîmesi en büyük kuvveti olduğundan,
Avrupa'yla bütünleşmek açısından laik
prensiplerden ödün vermemelidir.
3. Stratejik önem unsurlarım, dış politika
oluşturulmasında ve Avrupa ile bütünleşme
konusunda maharetle kullanmalıdır.
4. Avrupa'daki uluslararası kuruluşlarda
daha etkin rol oynamalı ve yeni kuruluşlarda
yer almaya çalışmahdır.
melidir.
4) Türkiye'nin, Avrupa ile bütünleşmek için
AT'ye tam üye olması güvenlik çıkar ve he-
deflerinin gereğidir.
5) Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar ve Akde-
niz'in güvenliğine katkısı, Avnıpa ile bütün-
leşerek yapmalıdır. özellikle Ortadoğu gibi
hassas bir bölgede bekçilik rolünü yanlızca
yuklenmemelidir.
6) Türkiye, özellikle jeopolitik konumu ve
jeostratejik durumu nedeniyle askeri guç den-
gesini daima ön planda bulundurmalıdır. Bu
dengeyi sağlamak için de savunma sanayüni
geliştirmeli, deniz ve hava kuvvetlerine daha
fazla ağırlık vermelidir.
7) Türkiye'nin AKKUM sonuçlanna göre
güney doğusundaki "indirim dışı saha"ya
komşu ulkeleri ile "karşılıklı ve dengeli bir
gesini ön planda tutarak daha da geliştir-
melidir.
Sonuç
1) Sovyetler Birliği ve Avrupa'da meydana
gelen gelişmeler, Türkiye'nin jeopolitik konu-
munu etkilemediğinden, Türkiye'nin global
alandaki değerini değiştirmeyecektir.
2) Bu gelişmelerin Türkiye'nin stratejik
önem unsurlanna olan negatif (—) etkUeri.be-
lirtilen önerilere uygun olarak oluşturulacak
politika-stratejiler ile bertaraf edilebilir.
3) Türkiye'nin stratejik öneminin azalması-
çoğalması kendi tasarrufundadır. Türkiye mil-
li guç kaynaklannı geliştirdiği oranda, strate-
jik değeri de kendiliğinden artacaktır.
BİTTİ