05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 3 TEMMUZ 1990 Gelişigüzel kullanılan analjezikler, ağrıyı kesmediği gibi her seferinde dahafazla ilaç alınmasınayol açıyor Âğrı kesicinin kurbanı olmayın Uzmanlar, hangi ağrıya hangi ağn kesicinin kuilanılması gerektiği konusunun çok önemli olduğunu vurguluyorlar. İlacı belirlemek için önce ağrının tipini, özelliklerini ve şikâyetçi kişinin özelliklerini belirlemek gerekiyor. Amaç, ağrıyı herhangi bir şekilde gidermek değil, denetim altma almak ve tekrarlamasının önüne geçmek. Dünya Sağlık Teşkilatı, konuyla ilgili olarak önce en hafif ağrı kesicilerden başlayan ve gerektiği durumda kodein ve morfîne kadar uzanan bir merdiven sistemi öneriyor. 3 çilmesi gercktiğini vurguluyor. Er- dine, diğcr kullanım Ozelliklerini ise soyle sıralıyor. "Hangi agn orarsa oban en ön- « hafif etkJH agn kesidden yarar- lanmak gerekir. Dttnya Saghk Teş- küatı banmı için bir merdiven sis- temi önermektedir. Buna göre ber hastanın agn keskiye cevabı fark- lıdır. Bn nedenie en önce en hafif agn kesici ile başlamak gerekir. Önce genellikle aspirin ve benzer ilaçbuu kuUanılması gerekir. Bn ilaçlar etkflemedigi Ukdirde daha kuvvetii aıaljezikleıc, onlar da et- kili olmadıgı takdirde kodein ve daha kuvvetii morfin verilmdidir. GÜNDÜZ ÎMŞİR Dunyada ağn üzerinde bugüne kadar yapılan çalışmalar, 140'ın üzerinde ağn çeşidinin olduğunu ortaya koyuyor. Çeşitli nedenler- le oluşan ağnlann belirtileri ve te- davisiyle ilgili calışmalarda ise özellikle 20. yüzyüdan sonra bü- yük gelişmeler kaydedilmekte. Araşürmalar hekimler tarafın- dan en çok yazılan ve hastalar ta- jafından en sık kullanılan ilaçlar arasında yer alan analjezilderin kullanımının belirli ilkeler çerçe- vesinde yapılmadığını ortaya ko- yuyor. Tıp dünyasında belki de en çok üretilen ve de en gelişigüze! kulanılan ilaçlar arasında gelen ağn kesicilerin kullanımına ilişkin önemli tedbirlerin alınması, uz- manlann süreldi üzerinde durdu- ğu konulardan. Analjezikleri, şuur kaybına ne- den oimadan sinir sistemini etki- leyerek ağnyı kesen ilaçlar olarak tanımlayan Istanbul Tıp Fakülte- si Ağn Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Serdar Erdine, aneljeziklerin çeşitli özellikleri olduğunu belir- terek şunlan söylüyor: "Bn Uaçlann bir kısmı agnb nyaranın merkez sinir sistemine iletimini engellerken bir kısmı ag- nnın eskfei kadar zarar venneme- sinisaghyor. Bir kısmı da bastayı tedirgialikten kurtanr. tdeal bir agn kesici ilacın özelligi, ağızdan verildigi zaman etkili olmasıdır. Ahşkanlık ve bagımlılık yapma- ması, yan etkilcrinin sa olması, ilacın koDtrol albnda tutulabume- si ve gerektiği zaman panzebirinin bulunması da çok önemlidir. Ne yazık ki bugüne dek yukandaki özelliklerin tümıinu bir arada bu- Inndnran bir agn kesici bulana- mamıstır." Hangi ağrıya hangi ağn kesici- nin kuilanılması gerektiği konusu- nun çok önemli olduğuna dikkat çeken Erdine, "ağn kesicinin şikâ- yet edilen agnnın tipine gore" se- Agn kesicilerin knllanımında dikkal edilmesi gereken özellikler ise şöyle: 1. Agn kesicilerin gelisigiizd knllanılması agnyı kesmediği gi- bi ber seferinde daha fazJa ilaç abnmasına neden olmaktadır. 2. Her ilaç gibi agn kesici ilaç- lar da belirli sureler ile etki gös- teririer. 3. GeneUikle agn kesicilerin bu etki süreleri dikkate alınmalı ve ilaçlann sabah. oglen, akşam alın- ması tavsiye edilmelidir. 4. Halbnki akşam, sabah ve og- len yemekleri arasında dort saal. öglen ve akşam yemekleri arasın- da ortalama sekiz saat, sabaha ka- dar ise 12 saatlik bir sure vardır. Bn da hastalann özellikle gecele- ri agn çekmesine neden olur. 5. Agn kesiciler etki sürelerine göre yemek saaüerine bağlı oima- dan yani antibiyotikler gibi duzen- 11 aralılılaria alınmalıdır. 6. Her agn kesicinin etki süresi hastadan hastaya göre degismek- tedir. Bn nedenie agn kesiciler ve-' riliriten hastaya önce bir kez veril- mesi ve etki süresinin belirtenme- si daha sonra ona göre beürii ara- hklaria ancak agn başlamadan ve- rilmesi gerekir. 7. Yanlış oian bir baska uygu- lajna da hastaya agn kesicinin agn başladıktan sonra verilmesidir. Yani tedaviye her seferinde sıfır- Özellikle agn kesiciler alanında va\gınlaşan bilinçsiz ilaç kullammı, şikayetleri gidermedigi gibi veni hastalıklara da yol açabiliyor. dan başlanmış olunmaktadır. Ba- nun yerine agn başlamadan önce agn kesici verüdiği takdirde hem agn kontrolü siirekli olmakta hem de daha az miktarda ilaçla daha uzun süreli bir ağn kontrolü mümkun olmakıadır." Agnnın psikolojisi Yapılan son çalışmalar kronik ağnlı hastalarda fıziksel ve orga- nik bozukluklann yani sıra duy- gusal ve psikoJojik bozukluklar da olduğunu ortaya çıkarmış durum- da. Duygusal bozukluklann yol açtığı ağnlan gidermenin de hiç- bir teknik yöntemle gerçekleştiri- lemeyeceğı konusunda uzmanlar görüş birliği içindeler. Kronik ağ- rıdan yakınan hastalann sürekli olarak hekımlere gidip bu sıkın- tıyı anlatmaya çalıştıklan ilk rast- lanan bulgular arasında gösterili- yor. özellikle bu sıkıntılar daha önce geçirümiş bir akıl bozuklu- ğunu hatırlattığı durumlarda ise hastanın mutlaka bir psikiyatris- te görünmesi salık veriliyor. Uz- manlar şu görüşleri dile getiriyor- lar: "Bu agnlar kendine güveni dan insam bile nmitsiziige iterken zamanla moralinin bozulmasına da yol açıyor. Uykusuz geçen ge- celer, asın hassaslık, dikkat dağı- nıklığı ve zihni surekli raeşgul ol- ması soounda ilaç tedavisi ile şid- detlenebüen kisilik degisiklikleri ortaya çıkıyor. Neşeli, dışavurum- cu bir insan zamanla huysuz sinir- li, arkadaşlanna önem vermeyen, saldırgan bir kişiliğe burünebili- yor. Deneyimli bir doktor bile has- tanın duygusal karmaşıklıgım kavramayadıgı takdirde davranış degişikliklerini de kavramaku zorink çeker. Danım kötüye git- tikçe de kişinin davranışlan daha bozuiur. Bu hastalıgın en büyük özelligi vakalanan kişinin tedavi- sinin başansızlıgı halinde, hasta- nın hekimi afroza gerekiyor/' Tedavi yöntemleri "Biofeedback", "fizik tedavi", "akupunktur", "gcvseme egitimi", "hipnoz"-. lnsanoğlunun var olduğu gun- den beri çektiği sayısız ağrılar, gü- nümüzde işte bu yukanda sayılan tedavi teknikleri, ilaç ve cerrahi gi- rişimkriyle giderümeye çalışıhyor. Uzmanlar her şeyden öte ağrının hasta tarafından kontrol altında tutulması isteminin bile ağnyı gi- derraede en önemli etken olduğu- nu vurguluyor. New York Devlet Universitesi'nden Edward Blanc- hard, kas kasılmasından kaynak- lanan gerilim ağnlannda biofeed- back ve rahatlama egzersizlerini- nin yüzde 75, aynı yöntemin mig- ren ve karışık tip ağnlarda yüzde 65 oranında etkili olduğunu belir- tiyor. Birçok uzman ise, bu teknik- lerin ilaçla birlikte kullanımı ha- linde başanya daha yalcın oluna- bileceğine dikkat çekiyor. Biofeedback tekniği, bir kısım uzman tarafından sadece kesin t" davi edici bir yöntem olarak t ğil, sadece ilk asamada bedenin kontrol edilmesi ve bu kontrole bağlı olarak kafa beden birliğine olumlu etki yapması olarak nite- lendiriliyor. Biofeedback'ten daha da etkili olduğu ileri sürülen (gevseme egi- timi) (Rebtxation)'nın ana amaaru ise, iskelet kas sistemi ağnlan ve bununla ilgili bozukluklara (geri- lim başağnsı) neden olan kas ger- gınliğini azaltmak oluşturuyor. Bu teknikte, gevşeme eğitimi sırasın- daki vucutta meydana gelen fiz- yolojik değişikliklerin de hipota- lamustan kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Ağn tedavi yöntemlerinde en çok eleştirileni ise şüphesız (Hip- noz) tekniği. Bu teknik konusun- da, Turkiye'de sömürü aracı ohna- sı, saptınlması gibi birçok eleşti- ri yapılırken, gerçek hipnozun ta- nımı ve tedavi tekniği şöyle açık- lanıyor. "Hipnoz, hastanın dikkatinin betirli bir noktaya yoganlaştınl- maa. dnşüncderinin, imgetemele- rinin psikolojik davnuuslanma kontrol altına «lınmtu olarak ta- nımlanabilir. Gerçekte insanın, Tasamında birçok kez tanık oldo- gu bir olaydır. Bu nedenie hipno- zn mistik görnşlerle açıkiamak yanlıstır. Hastalann agnlamu te- levizyon seyrederken unutmalan ya da dikkatlerini baska bir yere toplamalan da kendi kendine ny- gulanmış bir hipnozdnr. Ba yön- tem heklm tarafından ya da baş- ka birisi tarafından aygulaadıfiı zaman bildigimiz hipnoz orf çıkmış olur." Akupunkturun rolti Ağn tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem ise akupunktur. Latince iğne ve batırma anlamına gelen, yani iğnelerin vücudun çe- şitli bölgelere baüniması şeklinde uygulanan bir tedavi yöntemi ola- rak adlandırılan akupunkturun >aklaşık 5000 yıllık bir geçmişi ol- duğu belirtiliyor. Ünlü islam bil- gini tbni Sina tarafından da kul- lanıldığı belirtilen akupunkturun gecmişi ise eski Çin ve Hint ile Mı- sır medeniyetlerine kadar dayanı- yor. O zamanlar bambu kamışı ve balık kılçıklarından yapılan iğne- lerin batınlması ile kullanılabilen bir yöntem olan akapunkturun, özellilde vücut tarafından şahnan ve morfine benzer özellikJer taşı- yan kim>'asal maddeler Dzerinde arttıncı etkisi olduğu ileri sürülü- yor. Bunun yani sıra yapılan araş- tırmalar; kalp, dolaşım sistemi ve sindirim sısteminde de akupunk- turun önemli bir tesiri olduğuna işaret ediyor. BfTTl Ülkemizin stratejik öneminin azalması veya çoğalması, dünyadakigelişmeler kadarkendisinin izleyeceğipolitikalarla belirlenecek Türkiye'nin önemi,Türkiye'ye bağl— 3 — Y 1 L M A Z U S L U E R (Em. Amımt, Kasırn 1989 ayında Berlin Duvan'nın bir- kaç yerden delinmesinden sonra Demokratik Almanya'dan Batı'ya olan büyûk göç Demok- ratik Alman ekonomisinde ve sısteminde bü- yük sıkıntılara neden oldu. Bu husus iki Al- manya'nın birleşmesi sürecini hızlandırdı. İki AJmanya'nın birleşmesiyle ilgili şu so- nuca ulaşılabilir: 1) Sovyetler, birleşmeden sonra tarafsız ve- ya bağlantısız bir Almanya görüşü üzerinde ısrarla dururken 2) ABD ve Batı; birleşmeden sonra Doğu Almanya'nın da tek bir Almanya olarak NA- TO'ya dahil olması görüşündedir. Her ne kadar Birleşik Almanya'nm NATO 1 ya dahil olması Sovyetler Birliği'nin güvenli- ği bakımından aleyhte bir durum yaratabilir ise de Avrupa güvenliği bakımından Birleşik AJmanya'nın askeri tehdit oluşturmasını önler. Diğer önemli bir husus da NATO ve Avru- pa Topluluğu gibi iki önemli kuruluşun Bir- leşik Almanya'sız varhklannı idame ettinne- deki güçlükleridir. Bu görüş ve düşüncelerin ışığında: tki Alrnanya'nın federal bir çatı altında bir- leşerek NATO'ya dahil olması ve Birleşik Al- manya'nın AT ile entegre olması en uygun çö- züm seçeneği olarak görülmektedir. Birleşmenin, Türkiye'ye etkileri 1) tki AJmaya'nın belirtilen bu çözüm se- çeneği ile birleşmesi, NATO'nun variığuun ida- mesine olanak sağladığından güvenliğimizi ve stratejik önemimizin devam etmesini ( + ) etkiler. 2) İki Almanya'mn birleşmesinden sonra maddi yardım kaynaklannın Doğu Almanya 1 ya ve diğer Doğu Avrupa ülkderine tevcih edil- mesi, Türkiye'ye maddi yardım payında azal- tnaya neden olabilir. 3) Birleşik Almanya'nın ATye entegrasyo- nu, Türkiye'nin ATye tam üyeüğine kabulün- de daha fazla destek sağlayabilir. 4) F.Almanya'daki Türk iş gücü ihtiyacı ve imkânlan (—) olarak etkilenebilir. NATO, Varşova Paktı ve Tflrkiye NATO'nun kurulus nedeni SSCB yayılışını ve askeri tehdidini önlemek-ortadan kaldır- maktır. Esasta NATO bir Ortak Savunma Paktı olmasına rağmen üyeleri arasında siya- si, ekonomik ve sosyal alanlarda da işbirliği- ni gerektirir. Antlaşmanın 2. maddesi, iktisadi işbirliğini 3. maddesi, karşılıklı yardımlaşmayı 4. maddesi, taraflann birbirleriyle politik istişarede bulunmaları esaslannı içerir. Her ne kadar bu işbirliği ve yardımlaşma güvenlik-savunma içerikli ise de güvenlik- savunma sorunlan bugün olduğu gibi yann da Avrupa'nın ve Avrupa ülkelerinin önemli konulan olacaktır. Yani NATO'nun geleceği, birinci öncelikle kuruluş amacına göre ,-- alacaktır. Bu hususla Sovyetler Birliği yayümasmda-tehdidinde meydana gelebilecek değişmelere bağlı olacaktır. Halen Sovyetler Birliği'nin global, kıtasal ve bölgesel hedef ve çıkarlanndaki değişmeler belli değildir. Sovyetler Birliği, "yeni duşunce" (new thin- king) kavramı ile Batı ile çatışmadan kaçın- mayı ve anlaşmazlıklan müzakerelerle çözme- yi, "makul yrterlflik" (feasonable suffıciency) doktrini ile de savunmaya dayalı bir askeri guç idamesini istediğini açıklamıştır. Bu doktrin ve konseptlerini, savunma butçesi ve silahlı kuvvetlerde yaptığı indirimler, silahsızlanma- silahlann kontrolündeki faaliyetlerle birlikte uygulamaya sokmaJanna rağmen silahsızlan- rarlı görülen Sovyetler, Birleşik Almanya'nın NATO'da kalması görüşünO kabul eden tutu- mu benimseyebilecektir. Soğuk savaşın bitmesi Doğu-Batı blok sa- vaş ihtimalini azaltmaktadır. Ancak bölgesel, etnik savaşlar devam edecektir. Avrupa'nın si- yasi coğrafyasında değişmeler olurken itilaf- lar, krizler, etnik sürtüşme-çatışmalar meyda- na gelebilecektir. Bir an paktlann kalktığı dü- şünüldüğunde Avrupa'daki bu durum, güven- liği yine ön plana çıkaracak, yeni paktlar ku- rulabilecektir. Mevcut olanı ortadan kaldınp aynı amaca yönelen yenilerini kurma yerine, mevcutlarda gelişmelere uygun değişmeler yapmak ddha uygun bir hareket tarzıdır. Ileride Avnıpa'da Gorbaçov'un "Avnıpa Evi" kurulduğunda, "Baker'ın "Atlantisizm" kavramı Avnıpa'da yerleştiğinde, paktlara lü- İki ,41manya'nın birleşmesi iki Almanya'nın federal bir çatı altında birleşerek NATO'ya dahil olması, 1.NATO'nun devamına olanak sağladığından, güvenliğimizi ve stratejik önemimizi pozitif etkiler 2. Maddi yardım kaynaklannın Doğu Avrupa ülkelerine yöneltilmesi, Türkiye'ye yardım payında azalmaya neden olabilir. 3. Birleşik Almanya'nın AT'ye entegrasyonu, Türkiye'nin AT'ye tam üyeliğe kabul edümesinde daha fazla destek sağlayabilir. 4. Halen Federal Almanya'daki Türk işgücü ihtiyacı ve olanakları, bu gelişmeden negatif etkilenebilir. ma konusunda, belirtilen seviyede bir indirıra yapılsa dahi Sovyetler sonuçta yine dunyada ve Avrupa'da en büyük askeri güç olarak kal- maya devam edecektir. Sovyetler'in niyet ve hedeflerinin de belirgin olmaması bakımından Batı'nın Sovyetler'in bu askeri gücüne karşı dengeyi yine bir ittifak içinde sağlamaya devam etmesi, Batı Ulkeleri ve Avrupa'nın güvenliği bakımından uygun bir hareket tarzıdır. Almanyalann birleşerek Avrupa'da yeni bir guç merkezi oluşturması bir çok Avrupa ül- kesini ürkUtmektedir. Bu Ulkelerin ve Avru- pa'nın güvenliği bakımından Birleşik Alman- ya'nın NATO ile kontrol altında bulundurul- ması, Doğu ve Batı için uygun hal tarzı ola- rak görülmektedir. Bu nedenie başlangıçta Birleşik Almanya'nın bloksuz olmasında ıs- zum olmayabilir. ABD, Avrupa ve kendi güvenliği bakımın- dan Amerikan askerinin Avrupa'da kalması- nı arzu etmektedir. Bu husus NATO ile sorun- lara neden oimadan gerçekleştirilebilir. Aynı zamanda ABD'nin NATO uyesi birçok ülke ile ikili ilişkileri NATO çerçevesinde gerçek- leşmektedir. ABD bu ilişkilerin devamını çı- karlanna uygun görmektedir. NATO ve Varşova Paktlan'mn kaldırılma- sı halinde, Avrupa da güvenliği BM ve AGİK koruyamayacağından, yine yeni ortak savun- ma sistemlerine ihtiyaç olacaktır. AGİK'in Av- rupa'mn güvenliği için aldığı tedbirlerinin uy- gulanmasında, mevcut paktlar faydalı görev- ler ustlenebilir. Bu paktlar silahsızlanmanın denetiminde aktif görev alabilirler. Netice 'olarak: NATO'nun aynı rolde işlevi- ni sürdürmeye devam etmesi, Avrupa güven- liği bakımından faydalıdır. tleride siyasal ağır- lıklı role doğru yön değiştirebilir. NATO'nun hayatiyetini sürdürmeye dev'am etmesi, Türkiye'nin bugünkü güvenlik seviye- sini muhafaza etmesine imkân ve stretejik öne- minin artmasına katkı sağlayabilir. AT'deki gelişmeler ve Türkiye'ye etkileri Topluluk bugüne kadar gümrük birliğini büyük ölçüde başarmış ve giderek siyasi bir birliğe doğru yol aldığından, adından ekono- mik sozcıiğü çıkanlarak sadece Avrupa Top- luluğu (AT) şeklinde anılmaya başlanmıştır. Avrupa Topluluğu ulkeleri 1986 şubatında imzaladıklan "Tek Avrupa Anlaşması" (Single European Act-SEA) Ue 31 Aralık 1992 tarihi- ne kadar, aralannda serbestce mal, insan, hiz- met ve sermaye ahşverişine engel olan güm- rük duvarlanru kaldırarak tek pazar haüne dö- niişme konulannda anlaşülar. Topluluk 1993 yılında Avrupa siyasi coğraf- yasındaki değişmelere göre yapacağı bir de- ğerlendirme ile yeni bir genişleme aşamasına girip girmeyeceğine karar verecektir. Genişlemeye karar verilmesi halinde önce- likle AT ile aynı kültürdeki EFTA ülkelerinin ve bilahare Türkiye'nin başvurusu gündeme alınabilecektir. Yine bu safhada Sovyetler Bir- liği ve Doğu Avnıpa ulkeleri ile ilişkilerini ge- liştirmeye çalışacaktır. AT'nin siyasi varlık olarak bir federasyona dönüşmesi oldukça güç olmasına rağmen top- luluk "Avrupa Ekonomi Sahası" kurulmasın- da kilit görev üstlenebilecektir. Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na tam üye- liği, mılli çıkar ve hedeflerinin bir gereğidir. Türkiye çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne, bu toplulukta yer alarak daha çabuk ula- şabilir. Sonuç ve Öneriler Güvenlik-savunma yonunden • Sovyetler Birliği'nin uygulamaya başladığı yeni askeri doktrini ve konsepti (Makul yeterlilik-Yeni düşünce), zirve ve silahlann azaltılması toplantılanndaki tutumu, perest- royka ve glasnost ile ilgili faaliyetlerinin hep- sinin sonuç hedefi, "süper güç" olarak güç kaynaklarını geliştirmek ve idame etmektir. Ancak süper güç olarak Sovyetler'in, global, kıtasal ve bölgesel çıkar ve hedeflerinde bir de- ğişrne olup olmadığı henuz açıklığa kavuşma- nuştır. Sovyetler Birliği'nin Turkiye ile ilgili tarihsel emel ve hedeflerinde de değişme olup olmadığı belli değildir. Silahlann azaltılması halinde askeri güç ba- kımından bir tehdit azalması mümkün olabi- lecek ise de bu tehdit yine de Türkiye için bü- yük kalacaktır. • Avnıpa'da ve dunyada yaşanan yumuşa- ma ve Sovyetler'in Ortadoğu politikasındaki muhtemel gelişmeler, guney komşulanndan Turkiye'ye yönelen tehdidin eylem aşamasına geçmesini geciktirecek-önleyecektir. • Türkiye ve Avnıpa'nın güvenliği ve savun- ması için: 1) NATO'nun daha bir süre varbğını devam ettirmesi, silahlann azaltılması konferansla- nrun desteklenmesi ve silahlann kontrolunde aktif görev alınması Türkiye'nin güvenliğini ( + ) etkileyebilir.. 2) Türkiye, AGİK'in Ueride Avrupa'da ku- rulabilcek "Avrupa Ortak Güvenlik Sistemi" nin temelini oluşturmasına sıcak bakmasa bile sırt çeviremiyecektir. 3) Türkiye, Batı Avrupa Birliği (BAB) Sa- vunma Paktı'na üye olma çabalannı yoğun- laştırmalı ve-fakat bir paktın NATO'nun ye- rini alması görüş-faaliyetlerini destekleme- kuvvet indirimi" yapması, güvenliğine büyük katkı sağlayabilir. Siyasi ve sosyal yönden • Türkiye, demokrasisini, insan hak ve hür- riyetlerini ve sosyal haklanm Avrupa ulkeleri seviyesine getirmelidir. • Türkiye'nin parlamenter demokrasi Ue yö- netilen laik bir Cumhuriyet olması, uluslara- rası alanda en büyük kuvvet ve kudretidir. Türkiye'nin laik prensiplerden aynlmadığı öl- çüde, Avrupa ile bütünJeşmesi kolaylaşacaktır. • Türkiye, bütün stratejik önem unsuria- nnı, dış politika oluşturmasmda ve Avrupa ile bütünleşmede önemli araçlar olarak maharetle kullanmalıdır. Turkiye Avrupa'daki uluslara- rası kuruluşlarda daha etkin rol oynamalı ve yeni kuruluşlarda yer almaya çabşmalıdır. Türkiye ABD ile olan ilişkilerini çıkar den- Türkiye nin Türkiye, siyasal ve sosyal bakımdan, 1. Demokrasisini, insan hak ve hürriyetlerini Avrupa ulkeleri düzeyine getirmelidir. 2. Laik ve parlamenter demokrasiyle yönetiîmesi en büyük kuvveti olduğundan, Avrupa'yla bütünleşmek açısından laik prensiplerden ödün vermemelidir. 3. Stratejik önem unsurlarım, dış politika oluşturulmasında ve Avrupa ile bütünleşme konusunda maharetle kullanmalıdır. 4. Avrupa'daki uluslararası kuruluşlarda daha etkin rol oynamalı ve yeni kuruluşlarda yer almaya çalışmahdır. melidir. 4) Türkiye'nin, Avrupa ile bütünleşmek için AT'ye tam üye olması güvenlik çıkar ve he- deflerinin gereğidir. 5) Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar ve Akde- niz'in güvenliğine katkısı, Avnıpa ile bütün- leşerek yapmalıdır. özellikle Ortadoğu gibi hassas bir bölgede bekçilik rolünü yanlızca yuklenmemelidir. 6) Türkiye, özellikle jeopolitik konumu ve jeostratejik durumu nedeniyle askeri guç den- gesini daima ön planda bulundurmalıdır. Bu dengeyi sağlamak için de savunma sanayüni geliştirmeli, deniz ve hava kuvvetlerine daha fazla ağırlık vermelidir. 7) Türkiye'nin AKKUM sonuçlanna göre güney doğusundaki "indirim dışı saha"ya komşu ulkeleri ile "karşılıklı ve dengeli bir gesini ön planda tutarak daha da geliştir- melidir. Sonuç 1) Sovyetler Birliği ve Avrupa'da meydana gelen gelişmeler, Türkiye'nin jeopolitik konu- munu etkilemediğinden, Türkiye'nin global alandaki değerini değiştirmeyecektir. 2) Bu gelişmelerin Türkiye'nin stratejik önem unsurlanna olan negatif (—) etkUeri.be- lirtilen önerilere uygun olarak oluşturulacak politika-stratejiler ile bertaraf edilebilir. 3) Türkiye'nin stratejik öneminin azalması- çoğalması kendi tasarrufundadır. Türkiye mil- li guç kaynaklannı geliştirdiği oranda, strate- jik değeri de kendiliğinden artacaktır. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle