25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/U Döviz tevdiat hesaplan • ANKARA (AA) — Döviz tevdiat hesaplan için tutulacak munzam karşüıklara temmuz ayında uygulanacak faiz oranlan belirlendi. Merkez Bankası'nın dünkü Resmi Gazete"de yayımlanan tebliğine göre temmuz ayında ABD Doları'na Vüzde 4.0935, Federal Almanya Markı'na 3.9688, Fransız Frangı'na 4.9375, Hollanda Florini'ne yüzde 3.9688, Isviçre Frangı'na yüzde 4.4060 faiz uygulanacak. .Haziran ayında ABD Doları'na yüzde 4.0313, Isviçre Frangı'na yüzde 4.3125, Fransız Frangı'na ise 4.8125 oranında faiz uygulanmıştı. Altın itlıalatı • ANKARA (UBA) — Altın ithalatını sürdüren Merkez Bankası'nın altın mevcudunun 28 haziran tarihi itibarıyla 4 trilyon 21 milyar liraya ulaştığı açıklandı. Merkez Bankası haftalık verilerine göre bankanın uluslararası standartta 124 ton 608 kilo ve uluslararası standart dışı hurda 3 ton 653 kilo altın birikimi bulunuyor. Uluslararası standarttaki altın tutan, 26 haziran tarihli banka bilançosunda 3 trilyon 906 milyar lira, 3 tonluk hurda altın da 114 milyar lira olarak gösterilip Merkez Bankası'nın 4 trilyon 21 milyar 294 milyon liralık altını olduğu bildirildi. Dış piyasaya .ahvil ihracı • ANKARA (AA) — Türkiye bu yılın ilk dört ayında uluslararası piyasalara 250 milyon mark ve 200 milyon dolar tutannda tahvil ihraç etti. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın (HDTM) verilerine göre Türkiye'nin Federal Almanya piyasalarında 1987 yılında başlattığı tahvil ihracı, bu yılın nisan ayı sonu itibanyla 2 milyar 275 milyon marka ulaştı. lngiltere*de ise 1988 yılında başlatılan tahvil ihracı 1 milyar 380 milyon dolar oldu. 1985 yıhndan itibaren tahvil ihraç edilen Japon piyasalarında ise bu yılın ilk dört ayında tahvil ihraç edilmedi, Japon piyasalarında 1985 ve 1989 yıllan arasında 110 milyon yen tutannda tahvil ihracı gerçekleştirildi. Gübreve bakınn tütüne zaran • SAMSUN (Cumhuriyet Bürosn) — Samsun Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı c aik Çelik, Karadeniz Bakır letmeleri ile Türkiye vJÜbre Sanayi'nin her yıl 2 milyar lira tazminal ödememesi için fabrikaları temmuz-ağustos aylarında revizyona almalan gerektiğini söyledi. Dünyanın en kaliteli tütünü olan (a) grad madenin yetiştiği Tekkeköy'de tütün yapraklarının genelde temmuz-ağustos aylarında zarar gördüğünü söyleyen Asliye 1. Hukuk Mahkemesi Yargıcı Faik Çelik, "Etkilenme rüzgârla yakından ilgiüdir. O aylarda rüzgâr denizden karaya doğru estiği için etkilenme kaçmıhnaz oluyor. Bu dönemde en az 3, ortalama 6 defa tespit yapıyoruz. Temmuz-ağustos aylarında fabrikalar revizyona alınırsa bu zarar ortadan kalkar, tütünler de kurtulur" dedi. Fıskobirlik böltinecek • GİRESUN (Cumhuriyet) — Kısa adı Fiskobirlik olan Fındık Tanm Satış Kooperatifleri Birliği'nin doğu ve batı olarak ikiye aynlması konusunda çahşma yapılacak. ANAP Giresun Milletvekili Burhan Kara bu konuda yaptığı açıklamasında, "Fiskobirlik'i batı ve doğu diye ikiye ayırmayı düşünüyoruz. Giresun ve Ordu milletvekilleri olarak çalışıyor, ureticinin yanında olmaya gayret gösteriyoruz, öte yandan aynı imkânlardan batı bölgesi de *Hni kolunu kıpırdatmadan rarlanıyor, aynı imkânlara Sahip oluyor" dedi. TÜRKİYE YÖNETİMİNDE KARMAŞA Prof. Dr. Lötfö Duran 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul ödemeli göodtrilmez. Fıstıklar sokağa dtiştüGaziantep'te kilosu 12 bin 500 liraya kadar yükselen "antepfıstığını" Istanbullular 12 bin liradan nasıl yiyorlar? Fıstıkların sokağa düşmesine sebep olanlar "ithal fıstık" tellalları mı? ESER ATtLLÂ ~ Eğience dunyasının önde gelen 'çerez'i antepfıstığı sokağa düştü. Badem, eski yandaşını suçlayarak olayı kınadı, san leblebi üzüntü- sünü belirtmekle yetindi. Tuzlu fıstıkla çekirdek ise yorum yapma- dılar. Nereden çıktı bu fıstık?.. Şimdilerde Istanbul sokaklann- da birçok kişi, geçimini fısüklar- dan' sağlıyor. Çuvallar içinde ya da elarabalarında sunulan 'antepfıstıgr etiketli fıstıklar 12-13 bin liradan satılırken giderek ge- nişleyen seyyar fıstık satıcıhğı ye- ni bir ekmek kapısı oluşturuyor: "Seyyar köfteciydim, arabayı sat- üm, bu işe soyıındum", "Memle- ketten geldim, kendimi fıstık sa- tıcıkgııun içine attım." Fıstıkların, kuruyernişçilerin camlı alüminyum dolaplannda 'fıstıki makam' otururken sokak- lara 'dökülmesi'nin nedenini so- rarsanız, "Ne güzel ucuza yiyor- sonuz, nedenini ne yapacaksınız?" ya da "Işportacı işte. Şimdi de an- lepfBüğını buJdu. Biri başiatta, di- ğerieri onu iziiyor" gibi değişik ya- nıtlarla karşılaşabilirsiniz. Şu anda Istanbul'da antepfıstığı FıstıknameIstanbul sokaklannda "Antep fıstığı" adında satılan her fıstık Antepfıstığı değvil. Gerçek Antep- fısüğı ince ve narin oluyor. Siirt fıstığı Antepfıstığından biraz da- ha irice, şişman ve uzun. İran fıs- tığı ise tombulluğu ve ufaklığıyla dikkat çekiyor. Onu çekemeyenler İran fıstığırun acımtrak bir tadı ol- duğunu söylüyorlar. İran fıstığının kalibresi 24-26 iken, Antepfıstı- ğının 30-34 olduğu beiiniliyor. Kalibre, bir onstaki (28.3 gram) ta- ne sayısı anlamına geliyor. Fıstıklar kalitelerine göre üçe aynhyor. En iyisi "ana çıttak" ola- rak adlandınlan, ağzından açılmış fıstıklar. "Yandan çıtlak" denen ikinci tür fıstıklar ise arka tarafın- dan açık olanlar. Açılmamış, içi henuz tam olarak oluşmamış fıs- tıklar ise "ham" olarak adlandı- rılıyor. Fıstıklar kırrnızı kabuklarıyla toplanıyor. Daha sonra bu kabuk- lar aynlıyor ve bir kilo kırmıa ka- buklu fıstıktan 750 gram kabuk- suz fıstık çıkıyor. Daha sonra bun- la ayıklanıyor, içi boş, *fıs' 'adı ve- rilenler aynlıyor. Yenebilecek olanlar, kavrulup satışa hazır ha- le getiriliyor. Fıstıktan iki yılda bir ekim- kasım aylarında ürün alıruyor. Üreticiler, fısüğın yok senesi ve var senesi diye yıllan ayınyorlar. 1989 yılının var yüı olduğu, 1990"ın ise yok yüı olduğu söy- leniyor. adı altında satılan fıstıklar, işpor- tadan 12-13 bin liradan, kuruye- mişçilerden 16-20 bin lira arasın- da bir fiyattan alıcıya ulaşıyor. Antepfıstıgının fiyatının Gazian- tep'te kırrnızı kabuklu işlenmemiş- halinin son iki hafta içinde 6 bin 800 liradan 8 bin liraya fırladığı söyleniyor. Kırrnızı kabuğu çıktık- tan ve kavrulduktan sonra fıstık- ların maliyetinin 12 bin - 12 bin 500 liraya vardığı dile getiriliyor. Bu ne mene antepfıstığıdır ki kilosu Antep'te 12 bin 500 lira, Is- tanbul'da 12-13 bin lira olabiliyor? Bu yıl antepfıstıgının 'yok senesi' deniyorken tstanbul, bunca bol fıstığı nereden buluyor? lstanbul'daki bir toptancının göruşüne göre fıstığı tstanbul'da işportaya sürenler Gaziantepli üre- ticiler. Bu işin içinde faturasız mal satmanın yattığını söyleyen top- tancı, Gaziantep'teki imalatçının lstanbul'daki şubelerinden fıstık- ları işportaya sürdüğunü savunu- yor ve bunu ilk başlatanın Nizip 1 teki bir imalatçı olduğunu ileri sü- rüyor. Bir diğer görüse göre tzmir'de faalıyet gösteren büyük bir şirke- tin dışanya fıstık ihraç ettiği, an- cak fıstıktan hiç anlamayan bu şirkeün kalitesiz fıstık ihraç etme- sinden dolayı fıstıkların geri gel- diği savunuluyor. Bu fıstıkların içinin boş olduğu ve bu nedenle işportaya düştügü ileri sürülüyor. Yaygın göruşe göre Türk tüccar- larının sınırdan kaçak ve ucuz gi- ren İran fıstığını Siirt fıstığı adı al- tında ihraç ettikleri ve bu fıstık- ların İran fıstığı olmasının anla- şılmasıyla iade ediküğj... Hatta bu ihracatı gerçekleştiren firmanın tz- mir'deki kuruluş olabileceği ileri sürülüyor. Bir diğer yaygın görilş ise son zamaniarda piyasaya artarak tran fıstığının girdiği ve çabuk bozul- ma özelliği olan bu fıstıklan bir an önce tüketebilmek için bu yo- la başvunılduğu söyleniyor. Sınır- dan kaçak giren tran fıstığının dü- şük fıyatlan diğer fıstıkçdan da fi- yat kırmaya itiyor. Nedeni ne olursa olsun, Istan- bullular, kuruyemişçi vitrinlerin- de kurumlanan 'fıstıkların' soka- ğa düşmesine hiç üzülmüş görün- müyorlar ve onlan acımadan yi- yorlar. EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI Kaıııu açığı endişe verici Uğur Yöce "Kamu gelirleri yüzde 79 artarak 19 trilyon, bütçe açığı yüzde 793 artarak 3.5 trilyon liraya ulaşmıştır. Bu gelişmeler bizi endişelendiriyor!' İZMİR (Cumhuriyet Ege Biıro- sa) — 1990 yılının ilk beş ayında kamu giderlerinin önceki yılın ay- nı dönemine göre yüzde 104 art- tığı bildirildi. Kamu giderlerinin 22 trilyon liraya ulaştığını belirten EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce, "Kamu gelirieri yüz- de 79 artarak 19 trilyon, bütçe açı-" gı yüzde 793 artarak 3,5 trilyon li- raya ulaşmıştır. Bu gelişmeler bi- zi endişelendiriyor" dedi. Türkiye'de yaşanan enflasyo- nun en önemli kaynaklarından bi- rinin kamu açıklan olduğunu be- lirten EBSO Yönetim Kurulu Baş- kanı Uğur Yüce, tasarruf tedbir- leri ve fonlardan aktanlan kayna- ğa karşın bütçe açığının giderek arttığını söyledi. 1990'ın ilk üç ayında ihracat bir önceki yıla gö- re yüzde 6 oranında artarak 2.9- milyar dolar olarak gerçekleşir- ken, ithalatın yüzde 43 artarak 4.7 milyar dolara ulaştığını belirten Uğur Yüce, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Aynı dönemde dış ticaret açı- ğı geçen yıla göre yüzde 242 arta- rak 1.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise son yedi yılın en dıişıik oranına nlaşarak yüzde 62.8 olmuştur. tthalatta göriılen artışın dış ticaret açığını yükselt- raesi sonucu cari işlemler dengesi de açık vermiştir. 1990 yılının ilk üç aylık dörieminde 985 milyon dolara ulaşan cari işlemler açığı 1989'nn aynı doneminde 470 mil- yon dolar fazla vermişd. Aynca iz- lenen döviz kuru politikası ihra- can olumsuz yönde etkilemekte ve ihnıcatçılan iç pazara yöneltmek- tedir." 1980'lerden itibaren uygulanan dışa açılma ve ihracatı geliştirme modeline dayalı büyüme strateji- sinin en önemli unsurlanndan bi- rinin döviz kurlannın ihracatı teş- vik edici bir düzeyde tutulması ol- duğunu belirten Yüce, "Oyst 1980'lerin son doneminde bn uy- gulamanın terk edilerek döviz kurlannın tekrar deger kaybetti- gi eörülmekledir" diye konuştu. Oto ithalatı tam &azYılın ilk yarısında ithal edilen otomobil sayısı 16 bini aştı. Otomobil îthalatçılan Derneği, bu artışı, yerli arabada sıra bekleme zorunluluğuna bağlıyor. Otomotiv Sanayii Derneği ise yerli otomobile olan talebin sürdüğunü belirtiyor. ANKARA (AA) — Yılın Uk yarısında ithal edilen otomobil sayısı 16 bin adeti aştı. Otomobil îthalatçıları Derneği Genel Sek- reteri tlhan Çetinkaya, otomobil ithalatında- ki artışa ilişkin olarak "Yerli otoda sıra olun- ca talep ithal otoya yöneldi" derken Otomo- tiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Nejat Emirli, otomobil ithalatının yerli otomobile olan talebi fazla etkilemediğini bildirdi. Otomobil Îthalatçıları Derneği Genel Sek- reteri tlhan Çetinkaya, bu yıl mayıs ayı sonun- da 11 bin 400 adet olan ithal otomobil sayısı- nın, haziran ayı sonunda 16 bin adete yüksel- diğini belirterek şunları söyledi: "tthal otomobilde yılın ilk y-ansını deger- leodirdigimizde, bu uygulamanın yerli otomo- bil üretim ve satışında rekabet itnkânı getir- digini ithal otomobiller için giıvenilirlik sağla- dığını vurgulamak gerekir. Yerli otomobilde alıcı sırası olması nedeniyie bu dönemde ta- lepler ithal otoya yöneldi." Türkiye'deki vergi siştemi nedeniyie vadeli satışta zorluk çekildiğini de savunan Çetinka- ya, ancak Batı'da tüketici kredi sisteminin Türkiye'de uygulamaya konulması ve otomo- bil ithalatçılarırun buna anında uyum sağla- ması nedeniyie ithal otomobil satışlarının önemli ölçüde arttığını vurguladı. Yıl sonunda otoraobil ithalatının 20-22 bin adet dolayında gerçekleşmesinin beklendiği- ni anlatan Çetinkaya, ağustos ayında yeni mo- del beklentileri nedeniyie eylül ayında ithal otomobil satışlarında bir miktar azalma ola- bileceğini kaydetti. 'Yeriiye talep süriiyor' öte yandan yerli otomobil üreticilerinin ku- ruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekreteri Nejat Emirii ise genel ithalattaki ar- tışa bağlı olarak otomobil ithalatında da ar- tış olduğunu belirterek bu gelişmenin yerh' oto- mobile olan talebi fazla etkilemediğini söyle- di. Emirli, yerli üretim konusunda şunları söy- ledi: "Her firma için bekleme süresi vardır ve bu bütün diınyada söz konusudur. Türkiye'de bu yıl her raalda olduğu gibi otomobil ithalatın- da da bir artıs var. Buna karşılık yerii otomo- bil üretimimiz de normal devam ediyor. Şu an- da talepler aynen sünıyor. Yerii otomobil üre- timi, mayıs sonu itibanyla ilk bes ayda 77 bin 22 adet olarak gerçekleşti. Ancak temmuz, agustos aylannda fabrikalarda izin kullanımı başladığından, üretim rakamlan bir miktar düşecek. Otomotiv yan sanayii için de durum aynıdır." "Komik ödeme" 9 temmuzda Tasarruflan Teşvık Fonu için yapılan kesintilerin nemalarının ödenmesine 9 temmuzda başlanacak. 1 milyon lirası kesilen çalışana yaklaşık 70 bin lira ödeme yapılacak. ANKARA (AA) — Çalışanla- ruı tasarruf nemalarının ödenme- sine normalde dün başlanması ge- rekirken, araya bir haftalık Kur- ban Bayramı tatilinin girmesi ne- deniyie, ödeme işlemlerine 9 tem- muz pazartesi günü başlanacak. Bu arada geçen ay Resmi Ga- zete'de yayunlanan tasarruf teşvik hesaplannın ödenme şekli ve usu- lunün belirlendiği tebliğe göre ta- sarruf teşvik hesabında iki yıl bo- yunca aralıksız parası birikenler, nemaların üçte birini istedikleri takdirde alabilecekler. Tebliğ uyannca, 100 kişiden faz- la personelin çalıştığı yerlerde ne- ma ödemeleri söz konusu işyerle- ri aracılığıyla yapılacak. 100 kişi- den az sayıda personelin çalıştığı yerlerde ise tasarruf nemalannın ödenmesi, Ziraat Bankası şubele- rince yürOtûlecek. Son karan YPK verecek Kamu Ortaklığı tdaresi yetkili- lerinden edinilen bilgiye göre ne- ma oranının yüzde 7 civannda ol- ması beklehiyor. Ancak son karar Yüksek Planlama Kurulu tarafın- dan verilecek. Çahşanlar hesaplannda biriken nemalann üçte ikisini Ziraat Ban- kası'ndan almak istedikleri takdir- de, yanlarında işyerlerinden ala- cakları formlar ile tasarruf hesap kartlan ve kimliklerini bulundu- racakfar. Fransızlarda Japon korkıısııEkonomi Ser\isi — Diğer Batı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa'da da oto- motiv sanayii, 21. yüzyıla çeşitu' projeler ve kaygılarla haarlanıyor. Batı Avrupa'nın en büyük otomotiv sanayiine sahip olan Fran- sa'da, bu sektörü, devlete ait Renault ile, ülkenin en büyük özel sektör kuruluşu Citroen-Pengeot temsil ediyor. Bu iki şirket de son birkaç yıldu tarih- lerindeki en iyi dönemlerden birini geçiri- yorlar. tkinci Dünya Savaşı'nın sona eri- şinden beri "reji" statüsüne sahip olduğu için her türlü rekabetten devlet desteği sa- yesinde korunan Renault, son beş-altı yıl- da büyük değişiklikler geçirdi. Artık ola- ğan ticari koşullarda diğer üreticilerle re- kabet eden bir otomotiv şirketi haline gel- di. Renault'da yaşanan bu değişim, şu an- daki sosyalist hükümetten önceki son sağ iktidar sırasında başladı. Sosyalist Parti ye- niden iktidara geldiğinde, bu "libenüleşdrme" politikasını devam ettir- di. Peugeot ile Citroen de son yülarda çok kötü dönemler gecirdiler, hatta batma nok- tasına kadar geldiler. Sonunda toparlan- dılar ve bu yıl son dönemlerin en yüksek kârını elde ettiler. Bu arada piyasaya çıkan iki yeni model Peugeot 605 ve Citroen XM'de büyük basarı sağladı. Ancak Finan- cial Times gazetesinin en son yayımladığı Fransa ekinde yer alan bir habere göre bü- tün bu başanlara rağmen Renault'yu da, Citroen-Peugeot'yu da, zorlu bir dönem bekliyor. Renault ile Citroen-Peugeot, iki sınavdan geçmek zorundalar. Bunlardan bir tanesi Japon :•' abeti. Re- nault'nun Başkanı Raymond Levy de Citroen-Peugeot'nun Başkanı Jacques Cal- vet de Japon saldınsım belki bir süre için erteleyebileceklerini, ancak eninde sonun- da bu darbeyi karşılamak zorunda olduk- larını kabul ediyorlar. Fransız hükümeti için otomotiv, liberal politikalan bir yana bıraktığı tek alan sa- yıhyor. Çünkü elektronik ve tekstille bir- ükte Fransız endüstrisi, esas olarak otomo- motiv endüstrisi, küçük ve orta çaptaki kit- le otomobili konusunda yoğunlaştığı için, aynı alanda faaliyet gösteren Japonlann doğrudan rakibi durumunda. 1992'de tek pazara geçilince, Fransa'nm Japonlara uy- guladığı kota da (Fransa pazanmn yüzde 3'ü) anlamını yitirecek. Çünkü Japon oto- mobilleri, Uzakdoğu'ya kota uygulamayan Federal Almanya araalığıyla Fransa'ya gi- rebilecek. Batı Avrupa'mn en büyük otomotiv sanayiini ellerinde bulunduran Fransızlar, Japonlarla karşılaşabilmek için en az on yıla ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Renault ile Citroen-Peugeot, tarihlerinin en parlak yıllannı geride bıraktılar. İç pazarın bu yıl daralmaya başlaması, iki devi de düşündürüyor. Fransız otomotivciler .1992 yılım korkuyla bekliyor. Avrupa Tek Pazarı'yla birlikte, Fransa'nm Japon otomobil üreticilerine uyguladığı, Fransa pazannm yüzde 3'ü oranındaki kota anlamını yitirecek. Çünkü Japon arabalan ülkeye, kota uygulamayan Federal Almanya aracılığıyla girebilecek. ti've dayanıyor. Nüfusun yüzde 10'u da ya doğrudan etomotivde ya da yan sanayiler- de istıhdam ediliyor. Peugeot ve Renault, henüz Japonlarla karşılaşmaya hazır olmadıklarını, Japon- lara Avrupa kapısının açılması için daha 10 yıla ihtiyaç duyduklannı itiraf ediyor. Fransa için bu sorun, 1992 yılı yaklaştık- ça daha da acil hale geliyor. Fransız oto- Fransız otomotivcil-ri bekleyen bir başka sorun da Avrupa pazanmn artık doyum noktasına ulaşması. Geçen bir-iki yıl için- de Fransa'da gerçek bir otomobil tüketimi patlaması yaşanmıştı. Bunun önemli ne- denlerinden biri de, Fransız hükümetinin, yüzde 33 olan otomobil KDV'sini, 1987'de yüzde 28'e, 1989 sonunda da yüzde 25'e in- dirmesi olmuştu. Nitekim 1989'da, Fran- sa'da otomobil satışlan yüzde 2.6 oranın- da artmıştı. Satışlar, bu yılın ilk aylarında da yüksek gitti, ancak nisan ayında birden- bire önceki aya göre yüzde 6.4 düştü. Bu da pazarın artık doymaya başladığının bir kanıtı sayıldı. Öte yandan Fransız otomotiv yan sana- yii ve lastik sektöründeki gelişmeler de oto- mobilcileri kara kara düşündürüyor. Ge- çen yıl ABD'de yatınm atağı başlatan bü- yük lastik üreticisi Michelin, bu yıl küçük çaplı yatınmlara girişmeyeceğini ve üreti- mini 1989 rakamlarıyla sınırlayacağını açıkladı. Avrupa'nın en büyük yedek par- ça üreticilerinden olan Fransız şirketi Va- leo ise 15 fabrikasını kapatmayı ve 34 bin çahşamndan 3 binine yol vermeye hazırla- myor. Türkiye'de OYAKIa ortak olan Renault, Fransa'da iç pazarın yüzde 28'ine sahip. Geçen yıl kârinı yüzde 5.2 arttırarak 9.29 milyar Fransız Frangı'na çıkardı. Türkiye^ de Asil Nadir ve Çukurova Grubu ile yatı- nma hazırlanan Citroen-Peugeot ise Fran- sız pazanmn yüzde 33'ünü elinde tutuyor. Bu şirket de geçen yıl kânnı yüzde 164 art- tırarak 10.3 milyar Fransız Frangı'na çıkar- dı. Renault ile Peugeot, AT'nin çevre koru- ması kurallanna uygun olarak havayı kir- letmeyen doğalgaz, hidrojen ve oksijenle ya da elektrikle çalışacak yeni otomobil- ler yapmak için hükümetin de destekledi- ği, 1.2 milyar Fransız Frangı tutannda bir araştırma programını başlattılar. Bu, iki büyük ureticinin başlattığı en büyük ortak girişim. REKLAM DUNYASI En büyük mecra TV Bileşim Piyasa Araştırma Merkezi'nin son 5 yıllık reklam yaunmlannın mecra ve reklam veren olarak dağıhmı konusunda yaptığı araştırma sonuçlanna göre 1984-89 yıllan arasında reklam verenler, televizyon ekranlannda toplam 625.461.459.486 liralık, yatınm yaparlarken basına 589.248.086.285 üralık, radyoya da 18.199.465.810 lirahk reklam verdiler. Reklam Mecralarına göre yatınm listesi TVl TV2 TV3 TV Toplam Basın Radyo Genel Toplam 1 616.042.165.486 8.777.494.0O0 641.800.000 625.461.459.486 589.248.086.285 18.199.465.810 .232.909.011.581 En çok reklam yatırımı 1 yapan 5 sektör 1 1. Finansman 2. Gıda 3. Basın-Yayın 4. Ev eşyalan 5. Tekstil-Giyim 177.706.229.601 120.979.124.428 102.548.464.771 90.820.560.739 90.564.145.457 Bileşim'in araştırmasına göre en fazla reklam yatırımı yapan 5 sektör, finansman, gıda, basın-yayın, ev eşyalan ve tekstil-giyim oldu. Finansman kuruluşlan, 5 yıl içinde tüm reklam mecralarında 177.706.229.601 liralık yatınm yaptılar. Mecralara göre dağılımda ise TV'de en çok gıda, basmda ve radyoda ise en çok finansman kuruluşlannın ilanlan yayımlandı. Bu araştırmada, reklam veren kunıluşlarm genel olarak reklam bütçesine dahil edilen açık hava ilanlanmn yanı sıra halkla ilişkiler, promosyon ve doğrudan pazarlama gibi mecra dışı reklam yatırımları istatistiklere alınmadı. Aatalya'dan Peptsi'ye Katlu — Halen vizyondaki Pepsi Cola TV reklam filmlerinde, Antalya - Elmalı definesinden yurtdışına kaçınlan dekadrahmilerin de rol aldığı öğrenildi. İlk kez New York'taki arkadaşınuz Özgen Acar'ın haberiyle ortaya çıkanlan bu yasadışı transfer sonucunda dekadrahmiler Elmalı'dan ABD'ye nakil olurken bilahare Amerika'daki bir stüdyo çekımleri sayesinde bu kez sadece görüntü olarak ekranlanmıza geri döndü. DEMIŞ Kİ. Hiçbir kere hayat bayram olmadı Ya da her nefes ahşımız bayramdı Nejat Yavaşoğullan (Bulutsuzluk Özlerni) Advertislng Age 60 yaşıada — ABD'de yayımlanan dünyanın en önemli haftalık reklamcılık ve pazarlama iletişim dergisi 60. yılını doldurdu. Derginin 18 haziran tarihli sayısında özel kutlama haber ve değerlendirmeleri yayımlanırken 1930'lar "Radyo Günleri", 4O'lı yıllar "Sar^ ve Banş", 50'li yıllar "Televizyonun en çok izlenen yıllan", 60'lı yıllar "Bebek >e yaratıcılık patlaması", 70'li yıllar, "Tüketici korunması dönemi" ve nihayet 80'li yıllar da "Başan için şirket birleşmeleri yıllan " olarak nitelendirildi. — Peki yaratıcı bölümdeki arkada$lar ne dedi? (Advertising Age, 11 Haziran 1990) TEKNOLOJİ VİTRİNİ Elektrikli boya rulosu Dekorasyon alamnda hizmet veren Wagner fırması, ilk elektrik motorlu ruloyu piyasaya sürdü. "Deco Star" adlı bu otomatik boya rulosu, işin yapılmasında hız ve kalite kazandınyor. Rulo, bir pompa sistemiyle boyayı kutudan doğrudan çekebiliyor, bu nedenle ruloyu boya kutusuna sokup çıkarmaya gerek kalmıyor. Pompa, dakikada 2 m"lik alam boyamaya yetecek 400-500 g boyayı ruloya pompalıyor. Taşınabilir CD player Çok küçük boyutlara sahip (13x2, 5xl4cm, 390 gr) Sony D-35O-C Discman, sayısal klavyesi olan ilk taşınabilir CD player. Klavye, CD'den dinlemek istenilen bölümün seçilmesinin yanı sıra, bir kasede kayıt sırasında ses montajına, istenilen süre boyunca bir programın seçilmesine, parçalann istenildiği biçimde sıralanmasına ve bir bölümün yinelenmesine olanak sağlıyor. Hem görmek hem duymak Klasik işitme cihazlannı kullanmaktan hoşlanmayanlar için gözlük çerçevesine takılan bir işitme sistemi geliştirildi. Siemens firmasımn bu aygıtı, kötü işiten kulağın sonınlarını çözmek için çerçevenin içine yerleştirümiş bir kabloyla sesleri iyi işiten kulağa aktanyor. Sistem, işitme aygıtmı ve bir pil içeriyor. Çerçeveyle bir bağlantısı olan küçük bir modül kulağa takıuyor. Bu ses aktanmı tekniğiyle, kötü kulağa ulaşan ses işitme aygıtıyla yakalanarak çerçevenin içinde bulunan kabloyla iyi işiten kulağa aktanlıyor. Bu işitme sisteminin en büyük dezavantajı ise gözlüğü çıkardığınız anda, işitme aygıtımzı da bir kenara bırakmış oluyorsunuz. EKONOMİ KİTAPLIĞI Bankacıhk terimleri Dr. Faruk Yalvaç tarafından hazırlanan Bankacıhk Terimleri Sozlüğü, İngilizceden, Almanca, Fransızca ve Türkçeye sözlük bölümü dışında, dört ayn bölüm daha banndmyor. Almanca, Fransızca, Türkçe endeksler, Latince ve Roma Hukukunda Bankacıük Terimleri ve Vesikalı Kredilere Ilişkin Yeknesak Teamüller ve Uygulamalar. AnKara'da Tisamat Basım Sanayii tarafından yayımlanan kitabın yazarı Dr. Faruk Yalvaç, DESİYAB, Ziraat Bankası-TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Yap tşlet Devret Komitesi'nde görev yapmış ve Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Idaresi'nde Başkan damşmam olmuş. 1986'dan bu yana ODTÜ'de part- time öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle