05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 DIŞ HABERLER 3 TEMMUZ 1990 KOMÜNİST PAKTİSFNİN 28. KONGRESİ Gorbi'den tutuculara yaylım ateşiSovyet Başkanı, dün çahşmalarına başlayan KP'nin 28. Kongresi'nde yaptığı konuşmada, reformlara karşı bürokrasiden sert direnme geldiğini söyleyerek "Sovyetler Birliği hızla ikinci sınıf bir ülkeye dönüşüyor" dedi. KEREM ÇALIŞKAN MOSKOVA — Sovyetler Birliği Komü- nist Partisi'nin tarih 28. Kongresi dün Baş- kan Mihail Gorbaçov'un konuşma» ile ça- lışmalanna başladı, Kongrenin başlamasm- dan 9 dakika sonra Kuzey Sibirya bölgesi delegesi Brudov'un Gorbaçov'la Politbüro ve Merkez Komitesi üyelerinin istifalannı isteyen bir önerge sunması, havayı ansızın gerginleştirdi. Brudov'un önergesi, kongreye katılan 4683 delegenin 4 binden çoğunun oyu ile reddedildi. 28. kongre, Gorbaçov'un istifa isteği ile MOSKOVA Kabuk değiştiren devlet çarkıDış Haberter Servisi — Sovyetler Birli- ği'nde dün başlayan Komünist Partisi 28. Kongresi devam ederken, ülkede siyasi yö- netim mekanizmalarında son yıllarda mey- dana gelen önemli değişiklikler ve eski ile yeni yönetimin karşılastırılması şöyle: Eski sistem Genel Sekreter. Ülkedeki en güçlü yöne- tim koltuğu. Politbüro: Genel Sekreter'in başkanlığın- da, ülkenin en güçlü yönetim organı. Hem hükümetin hem de partinin günlük politi- kasının saptanmasıyla görevli. Merkez Komite: Parti politikasından so- rumlu. Genel Sekrcter ve Politbüro'yu seçer. Parti Kongresi: Beş yılda bir toplanır. Merkez Komite'yi seçer. Devlet Başkanı: Yüksek Sovyet'in Başka- nı. Daha çok sembolik bir önemde. Yüksek Sovyet Partinin kararlannı onay- layan sembolik parlamento. Yeni sistem Genel Sekreter: Hâlâ en güçlü koltuk. Ancak Gorbaçov gücü başkaniık koltuğu- na ve yeni organlara aktarmaya çalışıyor. Halk Temsilcileri Mectisi: Yüksek Sov- yet'in yerine geçen 2.250 üyeli yeni yasama organı. Yöksek Sovyet 542 üyeli yasama orga- nı, yasaları hazırlamak ve hükümet üyele- rini onaylamak. Başkan: Gorbaçov tarafından gündeme getirilen güçlendirilmiş koltuk. Hükümet atama, yasa önerme, antlaşmalara imza at- ma, yasaları veto etme, ülkeyi savaşa sok- ma gibi güçliı yetkilere sahip. Başkanlık Danışma Konseyi: Gorbaçov tarafından oluşturuldu. önemli iç ve dış ko- nularda politika sağlar. Politbüro: Hâlâ partinin yürütme orga- nı. Ancak yeni yasama meclisinin düşme- sinden sonra gücünü yitirdi. başlarken Moskova'daki Kızıl Meydan'da da yaklaşık 300 kişinin katıldığı bir gosteri du- zenlendi. Göstericilerin, "Komünist Parti halka karşı işlediği suçlardan dolayı adalet önüne çıkanlsm" yazılı pankanlar taşıdığı görüldü. Gorbaçov yaklaşık 2.5 saat süren konuş- masında 5 yıllık perestroyka politikasının ulkede "düşünce devrinüni" gerçekleştirdi- ğini, şimdi sıranın "köklii ekonomik reformlara" geldiğini söyledi. Perestroykayı köstekleme çabalanm şid- detle eleştiren Gorbaçov, özellikle tanm ala- nında hedeflenen hür köylü ekonomisinin gerçekleşemediğini vurgulayarak tarımdan sorumlu ve tutucu kanadın lideri Igor Li- gaçev'e karşı kongre önünde açıkça tavır al- dı. Gorbaçov, tanmda özelleşmenin Devlet Başkanhğı Konseyi'nce gerçekleştirüeceği- ni açıklarken yerel Sovyetler'i de bu konu- da göreve çağırdı. Bunalımı aşabilmek için radikal reform- lann zorunlu olduğunu belirten Gorbaçov, uyarıda bulunarak "Sovyetler Birliği hızla ikinci sınıf bir ülkeye dönüşüyor" dedi. Sovyet lideri bürokrasiyi de sert biçimde eleştirerek şöyle konuştu: "Tüm sıkınüla- nnuzın nedeninin perestroyka olduguna iliş- kin iddialar ortaya aülıyor. Burokratlar sos- yalist sloganlar atıyorlar. Ama onlann asıl ilgilendikleri şey, ayncalıklannı ve çıkaria- nnı korumakur. Reform çabalanımzda bü- rokrasi bi/e dogrudan muhalefet ediyor. Eger bu kesimin direnmesini kıramazsak dunım daha kötüleşecektir." "Doğu Avrupa'da sosyalizmin perestroy- ka sonucu yıkıldığı" şeklindekı göruşleri de (bunlar da Ligaçev ekibinin eleştirisiydi) şid- detle eleştiren Gorbaçov, Doğu Avrupa için şunları söyledi: "Hangi sosyalizm? Stalin döneminde baskıyia kurulan sistemleri, bas- kıyla savunmak mumkün degil. Doğu Av- rupa halklan yollannı kendileri seçecek. Ba- nş icindeki Avrupa'da onlarla sıcak ilişki- lerimizi sürdüreceğiz." Gorbaçov oldukça cılız alkışlarla geldi- ği kürsüde delegelerin genellikle asık suratla ve düşünceli dinlediği konuşmasımn 1.5 sa- atlik ilk bölümünde perestroykanın 5 yıllık kazanımlarını ve ülkeyi başıan aşağı nasıl "yeni bir düşünceye" yönelttiğini anlattı. Sovyet lideri, "Bunlan kavramazsak hiç- bir jeyi anlayamayız" diye bitirdiği konuş- masında özetle şu görüşlere yer verdi: Sosyalizm ve sivil toplum 5 yılda ulkede yaptığımız reformlarla in- sanları hür düşünmeye yönelttik. Artık Sov- yet insanı eskisi gibi yaşamayı kabul etmi- yor. Bazılannın iddia ettiği gibi perestroy- ka sosyalizmi yıkmıyor. Aksine sosyalizmin esas hedefi insanın özgürleşmesidir. Perest- royka yeni bir düzeyde sivil toplumda ya- şayacak özgür bireylerle bu hedefi gerçek- İeştirmeye çalışıyor. Sorunlar Toplumun dağ gibi sorunlan var. Ekono- mik sıkıntı, gıda sorunu, ayaklanan milli- yetçi akımlar vb. Bunlar geçmişte de vardı, ancak üstü örtülüyordu. Perestroyka bun- ları yaratmadı, ancak ortaya çıkarıp gerçe- KIZIL MEYDAN'DA — Antikomünist sloganlarla ortaya çıkan bir gösterici,Kızıl Meydan'dan azaklaştınldı.Gösterici gencin istegi, KP'nin adalete teslim edilmesiydi. BERLIN D.Almanlar DM'yi temkinli harcıyorPazar günü başlayan ekonomik birliğin ardından Doğu Almanya'da dükkânların raflan Batı mallarıyla doldu. Doğu Almanların, beklenenin aksine, Batı mallanna "hücum" yerine ellerine geçen Deutsche Mark'lan daha temkinli harcayıp "tasarruf'eğilimi içinde oldukları gözleniyor. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — 1 temmuz pazar günü 3 mil- yon Doğu AJman'ın bankalardaki parasını Deutsche Mark'a çevirdiği saptandı. D.Al- manlar ilk günde ortalama 800 DM para çektiler. Dükkânların açıldığı pazartesi gununde ıse raflan Batı mamülleri dolduruyordu. Doğu Berlin'deki gıda pazarlannda süt, te- reyağ ve margarin dışındaki bütün gıda maddesi Batı'dan ithal edilmişti. Dün Ber- lin'in batısına, beklenen Doğu Almanya hu- curau da gercekleşmedi. D.Almanlar gele- ceğe ilişkin kaygılarını temkinli bir alışve- rişle dengeliyor. "Hesapsız tükerim" yeri- ne "tasamıf" eğılimi ağır basıyor. Ancak D.Almanya'da gelecek hafta sonu başlayan yaz tatili nedeniyle pek çok ailenin bu haf- ta içinde yeni bir otomobil edinip tatile çık- masma kesin gözuyk bakılmakta. Kullarul- mış Batı arabalarına talep doruk noktası- na ulaştı. Doğu Almanlar lüks tuketimi kre- diyle finanse ediyor. Doğu Almanya'da 1 temmuzdan itibaren bütün alışverişlerde Deutsche Mark kulla- nılmaya başlandı. D.Almanya'run COME- CON ülkeleriyle ticaret anlaşmalan da bun- dan sonra DM bazında işlem görecek. Buna en çok sevinen ülkelerden biri Po- lonya oldu. Polonya hükümet sözcüsü Ni- ezabitowska önceki akşam televizyonda yaptığı konuşmada, "D.AImanya'yla inşa- at ve montaj sanayiindeki anlaşmalannın bundan sonra DM olarak karşılanacağını ve bunun Polonya ekonomisini büyuk ölçüde rahatlatacagım" belirtti. Hükümet sözcü- sü, iki Alman parlaroentosunun 21 haziran- da Polonya sınınnı tanımış olmasından duy- duklan memnuniyeti dile getirdi ve bundan sonra Almanya'yla iyi ilişkiler içinde olacak- larını söyledi. 1 temmuzda iki Almanya parasını ve eko- nomisini birleştirdikten sonra siyasi birlik takvimi de hız kazanacak. F.Almanya Dı- şişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscker, or- tak genel seçimlerin 9 aralıkta yapılmasını talep ediyor. Bonn'un ve Doğu Berlin'in bu konuda hemfikir olduğu biliniyor. Kasıra ayına kadar "2+4" toplantılarında askeri pakt sorununun çözülmesi ve aralıkta Al- manya'nın resmen birleşmesi kesinlik kazandı. AA'nın haberine göre iki Almanya'nın gerçekleşen parasal, ekonomik ve sosyal bir- liğinin ardından, durumu değerlendiren ekonomistler, birlik sonrasında her iki Al- manya'da da enflasyon hızında artış bekle- mediklerini söylediler. Reuter, iki Almanya'nın parasal ve eko- nomik birliği konusunda düzenlenen semi- nere katılan ve birleşme olayını izleyen ön- de gelen uluslararası licari bankalar ile bor- sa kuruluşları uzmanlarının göriişlerini al- dı. Reuter'in görüşlerine başvurduğu ekono- mistler, iki Almanya'nın, parasal ve ekono- mik birliğe geçeceğinin açıklandığı şubat ayında, uluslararası piyasa çevrelerinin "Enflasyon hızı ile faiz oranla^ n düny^ çapında yüksdeceği" endişesıiı. apıldık- larını, ancak bugun için bu korkuların yer- siz olduğunun anlaşıldığını belirttiler. Ekonomistler, Almanya'nın "Enflasyon hızının diişük olduğu, yatınma elverişli ülke" imajıru koruyacağını belirterek, bir- lik sırasında, kontrolün sürekli elde tutul- duğunu hatırlatıyorlar. Uzmanlar, enflas- yon hızının yükselmesi halinde Federal Al- man Merkez Bankası Bundesbank'ın, der- hal önlem alacağım belirtiyorlar. Ekonomistler, Bundesbank'ın, Demokra- tik Almanya'ya parasal ve ekonomik birli- ğin gerçekleşmesi sırasında, Ostmark'ların Deutschemark'lara çevrilmesi için bu ülke- ye 25 milyar mark (15 milyar dolar) sevk et- mesine karşılık, D. Alman vatandaşlarının, tasarruf hesaplarından, şimdiye dek henüz sadece 4.5 milyar mark (3 milyar dolar) çek- tiklerini hatırlatıyorlar. Uzmanlar, bu gos- tergey? dayanarak, birliğin ardından D.A1- manların, ihtiyatlı davranarak tüketim çıl- gınhğına kapılmayacaklanm, böylece enf- lasyonun kontrol altında tutulacağım tah- min ediyorlar. Bazı ekonomistler, birliğin ardından, D.Alman vatandaşlarının, gelecek altı ay- lık dönemde sadece yuzde 19'luk kısmını harcayacaklannı hesaplıyorlar. Bu arada, birleşmenin ardından, enflas- yon hızını körükleyebilecek bir başka un- sur, D.Almanlann yeni tanışacaklart krediy- le alış-veriş imkânları gösteriliyor. Bundesbank Başkanı Karl Otto Pdehl, D.Alman vatandaşlarını, "Tüketici kredile- rinin, yiiksek faiz nedeniyle, bir süre sonra çok pahalıya mal olabileceği ve zor duru- ma sokabilecegi" uyarısında bulundu. Bu- nunla birlikte, yaşam standartlarını ylikselt- mek isteyen D.Alman vatandaşlarının kü- çük miktarlarda tüketici kredisi almaları bekleniyor. Birleşmenin ardından, işsizliğin artacağı korkusunun da DAlman vatandaş- larını tüketimden alıkoyup tasarnıfa yönel- teceği tahmin ediliyor. GECE YARISI - Heidi ile Erwin, ilk Batı Alman Marklanna gece yansı kavuştular. DIŞBASIN Dünya basını birleşmeyi konuşuyorDış Haberler Servisi — Almanyalann pa- rasal birleşmesinın gerçekleşmesi, gerek Al- man gerekse dünya basınında geniş yer al- dı. Federal ve Demokratik Almanya gazete- leri dünkü manşetlerinde hep aynı konuyu işliyordu. Deutsche Mark'ın Doğu'ya geli- şi, "Deutsche Mark'ın zaferi", "D. Alman- ya'da Deutsche Mark çagı açıldı", "Banka- lara hücum" gibi manşetlerle pazar gunu Duvar'ın doğusunda yasanan tarihi gün, ga- zetelerin birinci sayfalannı sUsledi. "Die Welt" gazetesi, F. Alman Cumhur- baskanı Richard von Weizsaecker'in 1 Tem- muz 1990 dolayısıyla yaptığı açıklamayı "Yorum" köşesinde aynen yayımladı. 1991'den itibaren birleşik Almanya'nın ilk cumhurbaşkanı olacak olan Richard von VVeizsaecker şöyle diyordu: "Devlet Anlaşması Almanya'nın birligi- ne gidcn yolda tayin edici bir adımdır. Eko- nomik, parasal, sosyal ve çevresel birlik maddi birleşme için iyi ve gerekli bir temel olnşturmaktadır. Bu süreçte geçiş sorunla- n yaşanacaktır, ama ben bu sorunlann üs- tesinden birlikte gelecegimize inanıjorura. Doğu ve Orta Avrupa'da koklü reform sii- recleri yaşayan diger devletlerin başan şansı çok daha düşük olmasına rağmen aynı yol- da cesaretle ilerlemektedirler." Basın, 1 temmuz gunu olaylanna geniş yer verdi. Doğu Berlin'deki Deutsche Bank şubesinden parasını gece yarisı ilk alan Do- ğu Alman Hans Joachim Corsalli'nin tarn sayfa portresi magazin basınında yer aldı. 41 yaşındaki Corsalli, kömür işçisi ve iki ço- cuk sahibi. Fransa Paris'ten Sabetay Varol'un bildirdiğine göre Fransa, iki Almanya arasındaki eko- nomik birliğin pazar gününden itibaren fi- ilen yürürlüğe girmesini buyük bir sükflnetle karşıladı. Dünkü sayısında "Bü- yük hayal" başlığı atan ve Şanşölye Hel- mut KobJ'e çatan Fransız Komünist Partisi yayın organı "L'Humanite" gazetesi bir ya- na bırakılırsa, gelişmenin Fransız kamuo- yunda herhangi bir olumsuz yaklasıma yol açmadığı söylenebilir. Ekonomi uzmanla- rının değerlendirmesi, DM'nin her iki Al- manya'nın ortak parası haline gelmesiyle, orta ve uzun vadede tüm AT ülkelennin ka- zançh çıkacağı. Pazartesi günkü Paris gazeteleri haber sayfalarımn büyük bir bölümunü birleşme olayına ayırdılar. Son aylarda Bonn-Paris ilişİcilerinde gözlenen 'gel-git'lerden sonra Fransız resmi makamtannın, olayı tasvip etme dışında herhangi bir tepki göstermesi beklenmiyordu. Çünkü 1990 yılınm ilk ay- lannd'a soğumaya yüz tutan Fransa - Al- manya ilişkisi, üç aydır eski sıcaklığına kavuşmuş görünüyor. Almanya konusun- da genellikle ihtiyatlı bir tutum benimseyen De Gaulle'cü çevrelerde bile 'seviaç' duy- ma egilimi ağır bastı. Sağ eğilimli Le Figaro gazetesinde, eski bakanlardan AJain Peyrefitte imzalı başya- zıda şöyle deniyor: "O ünlü sakahyla Man'ın fotografını ta- şıyan Doğu Marklan yerin altına gömiüüp, uzerlerine toprak döküluyor. Güdümiü ekonominin duşunce babası Marx da bu ve- sileyle gömülmüş oluyor. O Marx ki fikir- leri çok sayıda Dogu Avrupa ve Üçüncü Dünya ülkesine esin kaynağı oldu. Bizde de, 1981 seçimlerinde François Mitterrand'ın '110 öneri'&i bu doktrinin etkisi altında ha- zırlandı. Ne kadar kasvetli bir hezimct. İki Almanya'nın birleşmesinde 12'lerin birleş- mesinin ilk verileri gözlemlenebilir mi? Bir anlamda evet. Çunkü DM'nin dayamlmaz gücüyle Avrupa parası ECU'ju ezmesi im- kânsız degil. Bir anlamda hayır. Çünkü tek para 1945'te yapay olarak parçalanan ulu- sal birliği geri getiriyor. Tek Avrupa para- sı ise kendinden çok daha eski olan Avrupa milletlerini haritadan silmeye yelmeyecek. Hatta kimliklerine saygı duymazsak, çok sayıda eski-yeni orneğin gösterdiği gibi mil- liyetçilige dogru sabırsızlıkla yönelecekler- dir." Liberation gazetesi ise, üç Fransız ban- kasının yöneticisine geleceği nasıl öngör- düklerini sordu. Fransız bankacılar genellikle olaya iyimser yaklaşıyor. Hatta bunlardan bir tanesi, 1995'te, tarihte ilk kez Fransa-Almanya dış ticaret dengesînin Fransa lehine fazla vereceğini iddia ediyor. İngiltıere Londra'dan Edip Emil Öymen'in habe- rine göre Ingiliz basını, itci Almanya ara- sında parasal birlik sağlanmasına ilişkin ha- berleri ön sayfalardan büyük başlıklarla verdikleri gibi iç sayfalarında da gazetele- rin resmi yorumlan, ayrıca uzmanlann gö- rüşleri de yine sütunlar doldurdu. Tiraes gazetesi, iki markın birleşmesini Avrupa'mn siyasal geleceğinde "en dikka- te deger dönüm noktası" olarak nitelerken yorumunda, "Yıküan Beriin Dnvan, Ber- lin'in diktatörlügünün de yıkılıp giden bir simgesiydi" dedi. Financial Times gazetesi, "1992: Avru- pa'nın Haritası Yeniden Çiziliyor" baslık- lı 10 sayfalık bir ek verdi. "Yeni Senaryo- nun Perdesi Aralamyor" başlıkh makale- de, "Geçmişe bakışla bugon, Birleşik Al- manya'nın komşuları için bir tehlike oluş- turacağını gosteren hiçbir belirti yoktur. Tam aksine, zengin ve istikrarlı bir demok- rasi olacagını, Avrupa için siyasal oldugu kadar ekonomik bir lideıiik de yünitecegi- ni gosteren birçok kanıt vardır" dendi. Guardian gazetesinde "ihtiyatlı" bir dil ve yaklaşım benimsendiği gözlendi. ği görmemizi sağladı. Bu çelişkileri hep bir- likte toplum olarak asmamız gerekiyor. Ay- nca perestroyka toplumda yeni beklentiler yarattı. Modernleşmeye bu nedeole de hız vermemiz gerekiyor. Tbtucular Perestroykanın yarattığı hızlı değişimden çıkarlan boleceği için rahatsız olan tutucu- lar, şimdi insanların ihtiyaç ve beklentile- rinin arkasına sığınmaya çalışıyorlar. Bu grup bizi ilerlemekten ahkoyuyor. Bunlar geçmişi temsil ediyor. Pazar ekonomisi Ekonomi üzerine çok konuşup tanıştık, ama yapılması gerekenleri yapamadık. Şim- di acilen ekonomik reforma yönelmemiz la- zım. Bazıları "pazar ekonomisi fiyat artıs- lanyla başlamasın" diyor. Ekonomik deği- şimin bazı sonuçlarından kaçamayız. An- cak ekonomik olayda güçsüz kesimlere sos- yal haklarını garanti edeceğiz. Onlan ezdir- me>'eceğiz. Ekonominin rasyonalizasyonu, kendi kendine yönetim ve rublenin konver- tibl olması acil hedeflerimizdir. Bürokrasi tehlikesi Merkezi bakanlıklardaki bürokrasinin azalması, bazı cumhuriyetlerdeki bürokra- sinin guçlenmesine yol açıyor. Buna iân ver- meyelim. So\-yetler Birliği'nin tümünde aynı rasyonel ekonomiye dayalı bir birlik paza- n oluşmalı. Saat 10'da başlayan Ve 4610 delegenin ka- tıldığı kongreyi yöneten Gorbaçov, söz is- teyen herkese söz vermeye özen gösterdi. Ancak tartışmalar uzayınca iki kısa günde- me devamı oylayıp devam etti. Kongre, ça- lışmalannın 10 gün, günde 7'ser saat yapıl- masım kabul etti. Gorbaçov, öğleden sonraki konuşması- mn 45 dakikalık ikinci bölümunü tamamen parti içi ideolojik ve örgütsel sorunlara ayır- dı. Sovyet lideri bu bolümde şu konulara değindi: Sosyalizm ve Marksizm Sosyalizm bir kitle hareketidir, demok- ratik karakteri önem taşır. Geçmişte bu yö- nü önemsenmedi. Mara ve Lenin 19. yûz- yıl ve 20. yüzyıhn başında eserlerini yazdı- îar. Ekim DevTİrai, uluslararası devrimci hareket bu şartlarda gelişti. Ancak Mark- sist düsüncenin özü "somut şaıtlann somut tahlilidir." Biz sosyalist pratiği inceleyerek dersler çıkanyoruz. Perestroyka bunun so- nucudur. Perestroyka ve parti komünist Partisi perestroykanın toplum- da ve çeşitli kurumlarda yarattığı alt üst oluşa kendini uydurmalıdır. Birçok parti örgütünün "komuta" edemeyince inisiya- tif geliştiremediğini görüyoruz. Parti top- lumun bütün kesimleriyle, özellikle calışan- larla diyalog ve fikirlere saygı temelinde ye- ni ilişkiler geliştirmelidir. Biz perestroyka partisiyiz. Önctt parti mi, parlamenter parti mi? Bu soru şu sıralar çok tartışılıyor. Parti anayasarun 6. maddesinin değişimiyle "par- ti lekeli"ni terk etti. Artık topluma tepe- den bir şey empoze edemeyecek. Görüş alış- verişi, kanıt ve ikna yöntemiyle "ideolojik ve potitik" öncülük rolünu yerine getirmeli. Lenin'in formülüne geri döneccğiz. Kadın sorunu 27. kongrede karar alınmasına rağmen politikada kadın sayısı çok az. Şu salona bakın; kaç kadın var (300 civannda). Bun- dan utanmalıyız. Belki bu kongrede MK vc PB'ye daha çok kadın alınz (Gorbaçov bu noktada cılız alkışlar üzerine 'daha çok al- kış beklerdim' dedi). Partide birçok plat- form ve fraksiyon kuruluyor, belki bir de kadın fraksiyonu olmalı... (Gülüşme, al- kış). Cumhuriyet komünist partileri Komünist Partimiz enternasyonalizm te- melinde kurulmuştur. Bu Leninist ilkeden vazgeçemeyiz. Değişik eğilimler federalist parti istiypr. Buna sonuna kadar karşıyım. Baltık'ta komunistler "aynlıkçılık" yaptı- lar ve başka politik güçler iktidara geldi- ler. Komünistlerin gücü birliktedir. Cum- huriyetlerdeki komünist partiler bu birliği bozarsa, başka politik güçlere kapılan açar- lar... Örgütsel birliğimizi korumalıyız. İZLENİMLER Gorbaçov delegeleri sıktıMOSKOVA (Cumhuriyel) — Kremlin'de- ki Kongre Sarayı'mn en büyük salonunda toplanan 4610 delege Gorbaçov'un konuş- masını oldukça sıkıntıh ve cansız bir hava- da izliyor. Gorbaçov ise oldukça hızlı ve enerjik biçimde konuşuyor. Kamera sık sık o topluca oturan subaylan, Orta Asyalı de- legeleri ve az sayıdaki kadın delegeleri gös- teriyor. Kongre delegeleri elektronik düğmelerle oy kullanıyorlar. Oy verme süresi geriye doğru işleyen 30 saniyelik tablodan izleni- yor. Gorbaçov, kongrenin açıüşından sonra- ki iki saatlik bölümde usul ve gündem mad- deleri hakkında söz almak isteyen herkese tek tek söz vererek bu konuda demokratlı- ğını gösterdi. Ancak konuşmalar çok uza- yıp delegeler kürsüyü siyasi görüş açıkla- ma haline dönüştürmek isteyince "günde- me devam" önergesini oylatarak oturuma devam etti. Leningradlı "Demokratik Platfonn" yan- lısı delegeler kongrenin en aktif ve radikal önerilerini getirerek ilgj çekiyorlar. Politbü- ronun istifası ve KP mallannın millileştiril- mesi gibi ve KP'nin halka karşı bugüne ka- dar 72 yıllık sorumluluğunu kabul etraesi gibi öneriler onlardan geldi. Ancak Gorba- çov'un yaptığı oylamalarda kongre bunla- nn gündeme alınmasını reddetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle