25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuriyet Matbaacılık \e Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına Nadır N»di 0 Genel "layın Muduru Huan Cemal. Muesses* Muduru E m ı « Uşaklıgü, Yazı Işlen Muduru Okıy Goatnsin, • Haber Merkezı Mılduru Vılçıa B*>er, Sayfa Duzenı Yönetmenı: Ali Aar. 0 TimsUcıier ANKARA Ahmrt Tan. IZMtR Hilunel Çrttaluym, ADANA Çttta Vi| Iç Pbütıka Cctal Başbng*. Di} Habcrler E i ( n IWcı. Ekonomı Cnıgu Tnrtan. Is Sendıka ^ n n Kefcna. Kul'uı Gdal Larr. Egıtıır Gcncı> Şa>lajı. Haber Aıaşuma Isınrt Bcrfcajı, Yurl Haberln Necdd Dogan, Spor Danişmaru AbduJludır \acdman. Dm Vazılar Keırm Çata^Lan, Arasıımıa ^fcn Aipn, Du2dtme AhMbk >azıa 0 Koordınaior Aiunrt Korakan, 0 Mal) Işıer Erol Efkul, 0 Muhasebr Buknl Vtwr 0 Butçt-PIanlanıa. Se»g> Osnaabefeogtu 0 Reklam \vjt Tonın. 0 Ek Yayınlar Hnh» 0 İdarr Hmrvtü Gunr. • lşktmr Öndcr Çd&, 0 Büp-lşiem Nul tnal • Pcnone) S n p BosUaaoghı Ssscn *e Yavcn Cumhunvn Malbaacıhk K Gazetecüft TA£ Tbrk Oogı Cad 99/41 < 34,'M Is. Pk 246-lzanbuL Te> !12 05 05 (20 haı), Ttte». 22246 Fa*. (1) 526 60 72 0 Bumlür \nkm Zıva Gokalp Bh lrüulap S. No 19'4. Td. 133 11 4M7, Tdo. 42344 Fu. (4) 133 05 6' 0 I m R Z ı n » I3S2 S2'3, Ta 13 12 30. Töo. 52359 Fı». (51) 19 53 60 Inonu Cad 119 S. No 1 Kal 1 TM 19 37 52 (4 lm). Tkto. 62155. FM. (71) » 37 52 TAKVİM: 3 TEMMUZ 199G tkindi: 17.12 Yatsı: 22 36 WBayramda 18, Uluslararası IstanbulFestivali'nde 3 mekânda 8 konser Saksofonun sesligeçmişiSaksofonun harika çocuğu Branford Marsalis bu akşam ve yarın akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda. Marsalis henüz genç. Otuz yaşında. Sakalı yok. Sigara içmiyor. Yazarken saksofon kullanıyor. Saksofonda modern zamanları yazıyor. Tüyler ürpertici bir ustalık. SADETTİN DAVRAN Türkçe'nin de aralarında oldu- ğu birçok dilde yaaimış caz tarih- lerindcn sadece biri sesb'dir: Braa- ford Marsalis'inki. Caz tarihçisi Branford Marsa- lis tstanbul'da. Marsalis henüz genç, otuz yaşında. Yaklaşık on yıldir yazıyor. Sakalı yok. Yazar- ken saksofon kullanıyor. Sigara içmiyor. New Orleansh. 62 kilo ya var ya yok. Genellikle önü yerli yersiz resim ya da vazılar basılı ti- şörtler giyiyor. Plaklannın kapa- ğı için fotoğrafı çekileceği zaman ise koyu renk iki parçalı kostüm. Saksofonda modern zamanları yazjyor. Arşivi çok zengin. Başlı- ca saksofon uygarlıklan üzerine yayımlanmış araştırmalar var. Ben Webter, Coleman Hawkins, Char- Ue Psrker, Gene Anunons, John Goitrane, Oraetfe Coteman, % - ne Shorter, Sonny Rollins ve hat- ta yarun yüzyü önce ölen Chn Berry saksofonu üzerindeki düğ- melere basınca çıkıyor. Tüyler ürpertici bir ustaJık. Branford Marsalis sadece iste- diği zaman istediği saksofoncu gi- bi çalmakla kalnuyor, istediği za- man istediği saksofoncu gibi du- yabiliyor, istediği saksofoncunun dönemini de yansıtabiliyor. Kim- senin üzerinde durmadığı aynntı- lan yakalıyor, yan yana getiriyor, resmi tamamlıyor. Branford Marsalis saksofonun cazdan önceki gecmişi ile de ilgi- leniyor. Belki de ona saksofon ta- rihçisi demek daha yerinde olacak. Marsalis saksofonun cazdan önceki geçmişini resmen ilk kez 1985'te ziyaret etti. (Romances For Saxophone, CBS). Ziyaret progra- mında Debussy'nin L'Zsle Joyeo- se'ü, Villa Lobos'un Bachiana'la- nnın kolayca tahmin edileceği gi- bi beşincısi, Stravinsky'nin Pasto- ral'ı, Rahmaninov'un Nocalise'i de vardı. Programa son anda sıkış- tınlan, Mussorgski'nin yakın dos- tu mimar veressamViktor Hart- man için 1874'te düzenlediği ser- giyi de gezen Marsalis'ın "EskJ Sanry" adlı resmin önilnde uzun süre kalışı hatırlardadır. Peki, kendisi nereden çıkıyor, hangi düğmeden? özel bir düğ- mesi yok, hepsinden çıkıyor. llle * î SAKSOFON TARİHÇİSt DE DENİLEBİLİR — Branford Marsalis, saksofonun cazdan önceki gecmi- siyle ilgileniyor. Bu yiızden, ona belki saksofon tarihçisi demek de mumkun. Genellikle önü yerli yersiz resim ya da yazılarla kaplı tisortter giyiyor. Plaklannın kapağı için fotoğrafı çekilecegi zaman tee koyu renk iki parçalı kostâm. FESTÎVAL KULİSİ Herkese yağmurluk tstanbul Festivali'nin Açıkhava Tiyatrosu'ndaki gösterilerinde her yıl yaşanan bir korku vardrr: Ya yağmur yağarsa? tstanbul'un sağı solu belli olmayan havası bir azizlik yapıverir de haziran-temmuz sıcakları yerini "sıkı" bir yaz yağmuruna bırakırsa? Aslında geçen yıl sahnenin üstü kapatılarak festivalin yüdızlan olası yağmurlardan korunmuş oldu, ama Açıkhava'nın taş basamaklarındaki izleyicileri yağmurdan korumak olanaksızdı. Sonunda bu yıl yağmura karşı da bir çözttm yolu bulundu: "Her izleyiciye bir yagmurluk." tstanbul Kultür ve Sanat Vakfı hemen Mudo'ya basvurdu ve gereken anlaşma yapıldıktan sonra 15 bin tane şeffaf Mudo Collection yağmurluğa sahip oldu. Bu yağmurluklar ücretsiz olarak kapıda dağıtılacak ve geri alınmayacak. Şimdi gelsin yağmurlar. Istanbul Festivali'ni artık yağmur bile durduramaz. Dünya Kupası festivale karşı Bu yıl lstanbul Festivali'nin önemli iki talihsizliği oldu. Hem Dünya Futbol Şampiyonası'yla hem de Kurban Bayramı'yla aynı tarihlere denk geldı. özelükle müzikseverlikle futbolsevertik arasında uzlaşmaz bir çelişki görmeyen tstanbullular karar vermekte çok zor anlar yaşamak zorunda kaldılar. Maradonalı bir Arjantin mi seyredilir, yoksa Aya Irini'ye gidip I Musici'den "baba" bir barok mu dinlenir? Son yıllann en iyi Alman ulusal takımı ve sarışın fırtına Klinsmann'ın golleri mi yoksa Maradonah Arjantin mi yoksa Aya trini'de barok rau? Berlin Filarrnonisi Solistleri'nin kemanlan mı? Bu zor seçimler herhaJde Dünya Kupası'mn son gününe kadar sürecek. Festival, Dunya Kupası yetmiyormuş gıbi, bir de Kurban Bayramı engeliyle ytiz yüze geldi. Araya iki hafta sonu da girince iyice uzun bir tatil oluşturan bayram dolayısıyla aralarında birçok festival tiryakisinin de bulunduğu tstanbullular dinlence yerlerine dağılıverdiler. Şenlik bir maratondur Festival bir maratondur. Yaklaşık bir, bir buçuk aylık süre boyunca yüzlerce sanatçı, yuzlerce muzisyenin önceden belirlenmiş programı aksatmadan gelmesi, ağırlanması, konserini vermesi ve gitmesi gerekir. özellikle tstanbul Festivab' gibi uzun bir zaman dilimine yayılmış şenüklerde arada sırada olmadık bazı durumlar da çıkabilir doğallıkla. Aslında bu yıl festival sanatçı trafiği acısmdan oldukça kazasız belasız geçiyor denilebilir. Bu yıl Uk fireyi tskoç Ulusal Orkestrası verdi. Topluluğun 12 ve 13 temmuz günleri AKM Buyuk Salonu'nda vereceği konserleri Bryden Thomson yönetecekti. Ancak son anda Thomson'ın yerini konuk şef James Judd'ın aldığı öğrenildi. Avrupa Oda Müziği Orkestrası'nın kurucularından olan Judd bugune kadar Londra Filarmoni, Londra Senfoni ve Kraliyet Filarmoni orkestraları da dahil birçok Ingıliz orkestrasını yönetmiş bir şef. de "sadece kendim olacaf n>" di- ye bir saplantısı yok, ama istedi- ği zaman onu da oluyor. Branford Marsalis, Strausslar- dan bu yana en müzikal aileden gelmektedir. Babası Ellis Marsa- Hs piyanist ve müzik öğretmenidir. Kardeşlerinin en ünlüsü Wynton- la kalpleri ve dünya görüşleri bir de olsa aralan biraz "u'monidir". Tromboncu Delfeayo yaratıcı ka- yıtlar cambazı bir yapımcı ve çağ- daş müzik kuraması olarak aile- sine pek az sorun çıkannaktadır. Jason Marsalis ise yörüngeye gir- mek uzere olan bir davulcudur. New Orleans'taki doğal çevre- de (Beaux Bridge) büyuyen Bran- ford küçükluğunde piyano ve kJarnet çaldı. 1978'de Baton Ro- uge'daki Southern Üniversity'de görüldü. 1979'dan 1981'e kadar Berkeley'de oğrencilik, Art Blakey Topluluğu'nda baritonluk, Clark Terkky'nin Topluluğu'nda tenor- luk yaptı. New York'a geldi. Kar- deşi VVynton'la birlikte yeniden Art Blakey Topluluğu'nda "istik- bal vaat etti". 1982'de Wynton'un Beşlisı'nin tenor saksofoncusu idi. Her ıkısi de aynı zamanda Har- bie Hancock'un VSOP H'sinde çalmaya 1984'te başladılar. 198?te ılk albumu "Scenes In The City" yı yaptı. 1985'te ise olanlar oldu. New Castleü eski "Police", şimdilerin aranan çevrecisi Sting'in toplulu- ğuna katıldı. Ibpluluktaki tek caz müzisyeni o değildi, ama basta kardeşi Wynton'unkiler olmak Uzere bir sürü gereksiz spekülas- yon onu buldu. Branford 1985 yı- lını gerçekten de sadece caz ola- rak geçirmedi. Aynı yılın mayıs ayında Stingie yaptıklan çalışma- ları saptayan "Bring On The- Nihgt"ın Fransa'daki çekimleri sı- rasındaki üç günluk aradan yarar- lanarak Ingiltere'ye uçtu. Londra- da Andrew Litton yönetimindeki Ingiliz Oda Orkestrası eşliğinde klasik saksofon repertuanndan yukarda andığun incilerin de ara- larında olduğu bir dizi eseri ses- lendirdi. Albüm "En tyi Beş Kla- sik Plak" listeleruıde iki a> kaldı. Ertesı yıl yeniden baba mesle- ğine dönen Branford, New Orle- ans kazı notlanndan oluşan yarı- belgesel nitelikteki Royal Garden Blaes'u yaptı, Herbie Hancock- la uzun bir Avrupa turnesine çık- tı. 1987'de Renaissanceı, 1988'de Random Abstraet'ı, 1989'da Trio Jeepy'yi yaptı. Hepsi birbirinden edinilmeye değer, ibret verici gü- zeüikteki icralarla dolu bu albüm- lerin göruldükleri yerde alınmala- nru, bu yapüamadığı takdirde ka- poro bırakılarak ayırtılmalannı salık veririm. Branford Marsalis'in arkasında uzun yıllardır her iki kardeşle de birlikte çalışan çok parlak bir "ritm bölUmii" var. Keany Kiriand, Marsalislerin yanı sıra çok sayıda müzisyenle yaptığı çalışmalarla da bÜinir. Branford'u Sting'in yanında da yalnız bırakmayan Kirkland gü- nttmüzün en süzülmuş piyanistlen arasındadır. Basçı Bob Hursl daha çok Wynton Marsalis'in "J Mood" ve Standart Time Vol. I" albümleri ile tanındı. Ve Jeff Wıtts. Yaşına gore en az 10 kilo fazlası var. Ama sahnede iyi dikilmiş kostümlerle gizlediği bu fazlahkların altında bir sürü çelik zemberek taşıyor. Göz yaşar- tıcı bir mükemmeliyet. Marsalis- lerle Berkeley yıllarından beri sa- cayak. Kariyerlerinin en yakın ta- nığı, parçası. Bazen Gary Tho- mas'a, Mc Coy'a, Robin E«- banks'e de zaman ayırabiliyor. Son zamanlann başlıcalarından biri. Yeri sahneye uzak olanlann bir dürbün edinip Watts'u aynca seyretmelerini de öneririm. Aya Irini'de oda müziği şöleni Kultür Servisi — Bayramda Aya Irini'de oda müziği şolenı var. Festivale daha önce de gel- miş olan Academy of St. Martin in the Fields orkestrasımn kon- serleri bugun ve yann 18.30'da. 5 temmuzda Berlin Filarmonisi Solistleri, 6 temmuzda da Çek Dokuzlusu Aya Irini'de çalacak. tkincı Dünya Savaşı sonrala- rında Avrupa'nın birçok kentin- de ortaya çıkan oda müziği top- luluklarma 1959'da katılan Aca- demy of St. Martin in the Fields orkestrasımn kurucusu, ünlu or- kestra şefi Neville Marriner. Londra'nın en usta muzısyenlen- ni bir araya getiren topluluğun çekirdeği ise şefsiz bir yaylıçalgı- lar grubu. Yaylıları kemanıyla Io- na Bronn yönetiyor. 17. yuzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan geniş bir repertuan bulu- nan Academy of St. Martin in the Fields orkestrası 400"den fazla ya- pıtı plağa doldurdu. 1974'ten bu yana topluluğun başında bulu- nan Iona Brovvn şu anda önemli birkaç şeflik pozisyonunu üstlen- miş tek kadın şef. Brown aynı za- manda Norveç Oda Orkestrası- mn genel sanat yönetmenı, Bir- mingham Senfonı Orkestrası'nın konuk şefı ve Los Angeles Oda Orkestrası'run muzık yönetmenı. Topluluk bugünku konserinde Mendelssohn, Beethoven ve Schoenberg'in yapıtlarını, yannki konserde de Mendelssohn, Adams ve Schubert'in yapıtları- nı seslendirecek. Beş muzisyenden oluşan Ber- hn Filarmonisi Solistleri'nin hep- si de Berlin Filarmoni Orkestra- sı uyesi. Karlheinz Zoeller (flut), Nigel Sbore(obua), Rainer Son- ne (keman), VValter Kussner (vi- yola) ve VVolfgang Boettcher'den (vıyolansel) oluşan topluluk 5 teramuz gunu vereceği kon^erde Johann Christian Bach, VVilbelm Friedmann Bach, Beethoven ve Mozart'ın yapıtlarını yorum- layacak. 6 temmuz cuma gunu Aya tri- ni'de bir konser verecek olan Çek Dokuzlusu, dünyanın en eski oda müziği topluluklarından biri. Kemancı Emil Leichner tara- fından kurulan ve ilk konserini 1924'te veren Çek Dokuzlusu, 4 yayh ve 5 ufleme çalgıdan oluş- tuğu için uçluden dokuzluya ka- dar değişık formlarda konserler verme olanağına sahip. Çek Dokuzlusu festivaldeki tek konserinde Çekoslovak bes- tecı Jan Bohtıslav Martinu'nun (1890-1959) "Dokuzlu"sunu, Po- lonyalı besteci Witold Lutoslaws- ki'nin (1913) "Dokuzlu İçin Dans Prdudleri"ni, bir başka Çek bes- teci Jiri JartMrh'un (1920) "Ço- cuklar İçin Snifinı ve Dvorak- ın (1841-1904) "Üfleme Çalgılar İçin Serenad"ını seslendirecek. AYRAMDA FESTİVAL 1. gön Leningrad Filarmoni Orkestrası (Atatürk Kultür Merkezi Büyük Salonu, 21.30) Academy of St. Martin in the Fields (Aya trini, 18.30) Branford Marsalis (Açıkhava Tiyatrosu, 21.30) 2. gün Academy of St. Martin in the Fields (Aya trini, 18.30) Branford Marsalis (Açıkhava Tiyatrosu, 21.30) 3. gön Berlin FUarmonisi Solistleri (Aya Irinı, 18.30) B.& King (Açıkhava Tiyatrosu, 21.30) 4. gün Çek Dokozlusu (Aya trini, 18.30) RR King, gitarı Lucille'le birlikte bayramın üçüncü günüfestivalde Blues'un beşiğinden gelen 6 kraPBlues müziğinin beşiği sayılan Mississippi'de dünyaya geldi. Pamuk tarlalarında çalıştı. Müziğe kilisede başladı. Gitarı Lucille'i 40yıldır ağlatıyor, güldürüyor, ölüyü bile oynatıyor. Kiiltiir Servisi — Blues un en önemli adlarından B3. King de festivalde. Son yıllarda festivale gelen Miles Davis, Jan Garbarek, Dizzj Gflkspiejohn McUnghliı gibi devlerin ardından bu kez blu- es un kralı B.R King, topluluğuyla birlikte 5 temmuz perşembe günü Açıkhava Tiyatrosu'nda çalacak. Saksofonlarda VValter King ve Melrin Jackson, trompette James Bolden. gitarda Leon \Varren, klavyelilerde Tony Toney, basta Michael Doster ve davulda Calep Emphrey Jr. da B.B. King'in ya- mnda olacaklar. Asıl adı Riley B. King olan RB. King 1925 yılında Indianola do- layında Ittabena'da dünyaya gel- di. B.B. King'in dünyaya geldiği yöre, blues müziğinin beşiğiydi. Ne var ki annesiyle babasının ay- nlmalan üzerine B.R King çok küçük yaşta pamuk tarlalanyla kaplı bu yöreden annesiyle birlikte aynlacak, dokuzuna geldiğinde annesini de yitirecek, uzun süre pamuk tarlalarında çalışacak, on dördüne geldiğinde babası tara- fından bulunacak ve Indianola 1 ya geri götürülecekti. King'in müzikle ilk ilişkisi kili- sede başladı. Kilisede şarkı söyle- yen King'e amcalarından biri bir gitar alınca, B.B. King 15 yaşında bir "gospeT dörtlüsü olan ilk gru- bunu kurdu. bu ad sonunda RB. King'e dönüş- tu. Bu arada gitarına da Lucille adını verdi. 1949'da doldurduğu Uk plağı Miis Martha King'i 1950'de Three O'Oock Blues izledi. 1970*11 yıllarda Indianola Mis- sissippi Seeds ve Iive at Cook Co- unry Jail adlı albümleri en iyi 20 albüm arasında yer alan B.& King bu arada birçok filmde de rol al- dı. 1980'lere gelindiğinde sanatçı- mn Tbere Mnst Be a Better World Somewhere adlı albümü çağdaş blues tarzımn yetkin örneklerin- den birini oluşturdu. Caz yazarımız Sadettin Dav- ran'a göre B.B. King gıtan Lucil- le'i 40 yıldır ağlatıyor, güldürüyor "Ve B.B. King! Bugüne dek neie- re dayanan Açıkhava Tiyatrosn- nnn gozlerinizin öniinde yerle bir olmasına tanık olmak istemiyor- sanız, B.B. King konserlerine git- meyin! Yaşayan en 'tahripkâr' bluesçu olan B.B. King, bırakın Apkbava'nın taşlannı kendi oy- natsın. B.B. King bluesun kralı. Gitan Lucille'i 40 yıldır ağlatıyor, güldüriiyor, öliijü bile oynan- yor™" BLUES BOY KİNG — 19401ann sonlanna gelindiğinde tarn bir blues gitarcısı ve şarkıcısı olmastu. "The BeaJe Street Blues Boy" olan tak- ma adını ilk once "Blues Boy King" olarak değiştirdi. En sonunda bu ad 'B.B. King'e dönüstü. Bu arada gitanna da 'Lucille' adını verdi. B.B. King'in bluesla ilk ilgilenişi ise tkinci Dunya Savaşı'na rastla- dı. tlk blues denemelerine ordu- da başlayan sanatçı, 1940'lann or- talannda Mississippi'ye geri dö- nünce arkadaşlanyla birlikte so- kak köşelerinde blues söylemeye koyuldu. 1940'lann sonlanna ge- lindiğinde B.B. King artık tam bir blues şarkıcısı ve gitarcısı olmuş- tu. The BeaJe Street Blues Boy olan takma adını önce Blues Boy King olarak kullanmaya başladı, Ouborlu'da kiraz festivali • ULUBORLU (AA) — Göller Bölgesi'nin önemli kiraz uretim merkezlerinden Uluborlu ilçesinde "17. Kiraz Festivali" çeşitli etkinliklerle kutlandı. Kira7 festivalinin açüış törenind ' konuşan Kaymakam Hilmı Dutger, Uluborlu kirazının, iriliği ve lezzeti ile tanındığını bildirdi. Uluborlu ilçesi ve köylerinde bu yıl 2125 ton kiraz uretimi gerçekleştirildiğini kaydeden kaymakam, çeşitli Avrupa ulkelerine yapılan kiraz ihracatından 6 milyar hra gelir elde edildiğini bildirdi. Asbestten su boruları • GAZİANTEP (Cumhuriyet) — tçme suyu şebekesi yenilenen Gaziantep'te îller Bankası'nca döşenen su borulannın kanserojen etki yapan asbestten yapıldığını bildirdi. Anakent Belediye Başkanı Celal Doğan, asbestli borulann kanserojen etkisi olup olmadığını saptamak için Sağlık Bakanlığı ile üniversitelere yazı gönderildiğini belirterek "Sonuç olumsuz çıkarsa bu borulan üreten fabrikalann kapatılması için dava açacağız" dedi. tçme suyuna, şebekenin eskiliği dolayısıyla kanalizasyon kanşan Gaziantep'te, kent içme suyu şebekesinin baştan aşağı değiştirilmesine başlandı Kayısıda hormon • MALATYA (Cumhuriyet) — Birim alanda daha yüksek verim elde edilmesi amacıyla birçok urunde kullanıldığı bilinen hormonun, ileri surulduğu gibi kayısıda uygulanmadığı bildirildi. Malatya Ticaret Borsası Genel Sekreteri Hanifi Hakverdi, kurutularak uzun süre muhafaza edilebilmesi nedeniyle kayısıda hormon kulanılmasının sakıncalı olduğunu bildirerek "Üretici, ürüne zarar verecek bir şeyi neden kullansın" diye sordu. Cilab taş devri yerieşim yeri • NEVŞEHİR (AA) — Nevşehir'in Acıgöl ilçesine bağlı Tatlarm kasabası yakınlarında Cilalı Taş devrine ait olduğu belirlenen bir yerieşim merkezi bulundu. Nevşehir Kultür Mudürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre Ürgüp Müze Müdürü Kemal Talih Türkmen, Acıgöl'e bağlı Tatlann Kasabası çevresinde yaptığı araştırmalarda kasabanın 4 kilometre kuzeybatısındaki Küt deresi mevkiinde neolitik (Cilalı Taş Devri) döneme ait olduğu belirlenen bazalttan yapılı tahıl ögütme taşlan, silah ve kesici alet yapımında kullarulan obsidian taşlar buldu. Der Spiegel'den övgü • FRANKFURT (AA) — Haftalık Alman haber dergisi Der Spiegel'de yayımlanan "Akdeniz" konulu haberde, Türk yetkililere övgü yağdırüdı. Türkiye"de önceleri ani ve kontrolsüz bir turizm patlaması yaşandığı belirtilen haberde, "Türk yetkililer, bu kontrolsüz patlama sürecinden sonra beklenmeyen bir çevre bilincine sahip oldular" denildi. Der Spiegel, yaz sezonunun yeni baslamış olmasına rağmen Ispanya, ttalya, Yugoslavya ve Yunanistan sahillerinde "tehlike çanlannın" çalmaya başladığını kaydederek pek çok Akdeniz sahilinde deniz kirliliği nedeniyle denize girme yasağı ilan edildiğine dikkat çekti. Türldye'ye orta gelirli geliyor • İZMİR (AA) — Kısa adı TÜREVS olan Türkiye Türistik Ev Pansiyoncuları Derneği Yönetim Kurulv Başkanı Necmettin Şenkartal, Avmpa'dan Turkiye'ye gelen turistlerin büyük bir çoğunluğunu orta gelirli ailelerin oluşturduğunu söyledi. Şenkartal, yaptıklan bir araştırma konusunda bilgi verirken "Belirlemelerimize göre ülkemizi daha ziyade Avrupalı öğretmen, memur, işçi, öğrenci ve emekli kesimindeki orta gelirliler tercih ediyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle