05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 1990 * * * * HABERLERIN DEVAMI CUMHURİYET/15 OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK (Baparafi 1. Sayfada) eylemlerin kendilerine yeraltın- dan çıkış yollan aramaları, siya- setin sertleşmesine, kimi zaman ve yerde kanlı yollara sapması- na neden oluyor. Toplumun ba- ns içinde bir arada yaşaması için •ekli altyapıyı oluşturacak uz- laşmayı, demokratik yaşam bi- çiminde bulmaya çalışmalıyız- Demokrasiyi çağdaş anlamın- da kurabildiğimiz gün, terör ve anarşi köşeye sıkışacak, soluk- suz kalacak, yaşam damarlan kesilecektir. Peki, ülkemizde demokrasiyi engelleyen kimdir, nedir? Toplu- mun bılinç düzeyi midir? Hayır. Uzun süreden beri yaşanan acı olaylardan alınan dersler, toplu- mun büyük bir kesiminde de- mokratik bilincin olgunluğunu yaratmıştır. Halkın büyük ço- ğunluğunu temsil eden muhale- fet de demokrasiye açılışı isti- yor; ama ne yazık ki bugün ik- tidarda bulunan ANAP, özgür- lüğe ve uzlaşmaya giden yollan tıkamakta direniyor. Cumhurbaşkanı özal'ın da halkın cumhurbaşkanı olmak yerine ANAP iktidarımn lideri gibi davranması, toplumda bü- yük gerilim yaratmakla; güven- sizliği, küşkuyu, belirsizliği kö- rüklemektedir. Türkiye yaygın tabanlı bir iktidar' ve İarafsız bir cumhur- başkanı'ndan yoksun kaldığı için geleceğine güven ve umut- la bakmaktan uzaklaşmakta; bu sisli ortamda terör ve anarşinin kurbanları çoğalmaktadır. Kurban vermekten kurtulmak için yapılacak ilk iş, siyasal par- tilerin yakınlaşmalan ve iktidar ile muhalefetin uzlaşarak Mec- lisi işletmek yolundaki işbirliği- Ne yazık ki Cumhurbaşka- ... özal'ın gün geçtikçe ortaya çıkan kişiliği, Türkiye'de iç ba- nşı tehlikeye sokacak, demokra- siye açılışı engelleyecek, istikran baltalayacak bir etken olarak görünmektedir. Elbet Türkiye her şeye karşın demokrasiye açüacak, rejimi çağdaş ölçülerine göre işlerliğe kavuşturacak ve cumhurbaşka- nını anayasanın gerekleri içine sokacaktır; ama ne yazık ki bu yolda gecikmeninfaturasım ül- ke ödeyecektir. Gerçeğin altını böylece çizdik- ten sonra, okurlanmızm bayra- mını kutlarken, geleceğe iyim- serlikle bakmanın gereğini de vurgularız. Türk toplumu bu- gün, yapay siyasal bunalımı aşa- cak sağlıklı güçleri yapısında ta- şımaktadır. • * • Hasan Esat Işık anıldıİstanbul Haber Servisi — Eski Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlarından Hasan Esat Işık, ölümünün birinci yıldönümünde mezarı başında anıldı. Işık'ın Kısıklı Çakaldağ Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen törene, emekli buyukelçilerden Semifa Günver ve Mahmut Dikerdem, emekli general Cemil Mete, eski bakanlardan Cahit Ka>ra, ANKA Ajansı İstanbul Bolge Müdüru Oktay Kurtböke ile Işık'ın oğlu Yusuf Işık, yeğeni Zeynep Atikkan ve çok sayıda yakını katıldı. Törende konuşan Semih Günver, "Hasan Esat Işık, sosyaJ adaletin, demokrasi ve bukuk devletinin samimi savunucasuydu" dedi. Günver, Işık'ın siyasi entrikalardan nefret ettiğini, cesur ve dost bir insan olduğunu belirtti. YILINDA — Eski Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlanndan Işık, mezarı başında anıldı. (Fotograf: Alaattin Çiftçi) Demirel tazminat davası açıyor (Bajtarafi 1. Sayfada) dın Erdem'in emriyle "olaga- niistii" toplantıya çağnlması da Hodri Meydan'a "san ışık" yakıl- ması şeklinde değerlendirildi. SHP Genel Sekreteri Deniz Bay- kal, TRT üst yönetiminin Çanka- ya'dan esecek rüzgârı beklediğini belirterek "Eğer onuriu iseler is- tifa ederter" dedi. DYP Genel Başkanı Siileyman Demirel de her şeyin Çankaya'dan ayarlandığını, bayram sonrasında TRT aleyhine tazminat davası açacaklarını söyledi. Baykal, olaylan Çankaya'nın yönlendirdiğini belirterek "Bizim tavnmız kesin. Yaptıgımız başvu- ruda belirttiklerimizi yerine geli- recegiz. Hıikümet ve TRT yöne- timi istifa etmelidir" dedi. Dün düzenlediği basın toplan- tısında konuya ilişkin bir soruyu yanıtlayan Demirel, Cumhurbaş- Aydın Erdem'in Paris'ten dönme- sinden sonra yapılması beklenen olağanüstü yönelim kurulu top- lantısı konuşuluyor. Olağanüstü toplantı kararının alınmasının bir nedeni olarak da TRT yoneticile- rinin Hodri Meydan programının ertelenmesine gerekçe olarak gos- terdiği, "haberierde ve program- larda tiim siyasi partilere eşit yer ayrılması ibaresinden emin olunmaması" gösteriliyor. TRT yönetirileri, bazı program- larda, bakanlann görüşlerinin yer aldığı bölümlerin niçin göz ardı edildiği sorusuna da yanıt veremi- yorlar. Bu arada TRT'nin Hodri Meydan'ı ertelemesine gerekçe gösterdiği 331 sayılı YSK kararı- nın yöneticilerce de tam olarak bi- linmediği ortaya çıktı. Yetkililer, karann Akın Beşiroğlu'nda olabi- leceğini belirtirken YSK'da da bu kararın aramalara rağmen bulu- Memura ıııiııi zam kam Özal'ın olayla ilgili sözlerini namadığını kâydediyorlar. de "timsahın gözyaşlarına" benzetti. "TRT, bize verdigi sözü tutma- mış, cevap hakkımızı elimizden al- mıştır. Bunun için de ba)ramdan sonra haklannda tazminat dava- sı açacağız. Bunun miktannı hu- kukçulanmız belirleyecek. Miktan önemli değildir, bir kuruş da olabilir" diyen Demirel, devamla şöyle konuştu: "Biitıin bunlar Çankaya'dan ayarianmaktadır. Biitün bunlan ayariayanlar şimdi ah-vah ederek sözde üziilmüş göriinüyorlar. Biz bunlara inanmıyoruz. Çünkii bunlar timsahın gözyaşlandır. Timsah da yediği adamın arkasını dan böyle gozyaşı dökermiş.." öte yandan TRT içinde de 4 temmuzda Genel Müdur Kerim Yönetim Kurulu'nun olağanüs- tü toplantıya çarılmasında ıse Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "Hodri Meydan yayınlansaydı iyi olurdu" sozlerinin etkili olduğu savunuluyor. TRT ust yönetimin- den yetkililer, Hodri Meydan'ın yasaklanmasında hükumet baskı- sının etkili olduğunu savunurken olayın tek sorumluluğunun kuru- ma yuklenmemesi gerektiğini ifa- de ediyorlar. TRT Yönetim Kuru- lu'nun olağanüstü toplantı kara- rı alması "Hodri Meydan'ın yayımlanabileceği" konusunu gundeme getirirken erteleme ka- ran alan yöneticiler içinde ise ola- yın sorumlusu aranıyor. TRT ku- lislerinde, Cem Duna'nın istifa et- meden bir gun once görevden al- dığı ve daha sonra İdare Mahke- 4 Dıale KahveciVe kaldf (Baştarafi 1. Sayfada) naklandığı öne sürüldü. Ahmet Özal'ın avukatı Bilgin Yazıcıoglu, "Türkiye'de tekzip müessesesi var. Sayın Kahveci'nin eger olay dog- ru değilse tekzip etmesi, dogruy- sa daha once Cumhuriyet Savcı- hgı'na başvurması gerekirdi" dedi. SHP Genel Başkanı ErdaJ tnö- nü de 1 milyarlık tazminat dava- sıyla ilgili olarak "CMaylann arka- dli yıl Barolar ayrı tören düzenleyecek ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Yeni yargı yılımn başlama- sı nedeniyle 6 eyliıl perşembe gü- nü Yargıtay'da yapılacak tören gündemine Türkiye Barolar Bir- liği (TBB) Başkanı'nın alınmama- sı, Yargıtay üyeleri arasında da ra- hatsızlık yarattı. Baa Yargıtay üyeleri, TBB Baş- kanı'nın konuşmasımn onceden incelemeye alınması gibi bir gele- neğin bulunmadığını, bu yıl buna neden gerek duyulduğunu anlaya- madıklannı söylediler. Bir Yargı- tay üyesi konuyla ilgili sorularımı- a yanıtlarken görüşlerini şöyle be- lirtti: "Her yargı yılımn başlamasın- da başkanın vanında TBB baş- kanlannın da birer konuşma yap- maları gelenek halini almıştı. Bu konuşmalar belki siyasal iktidar- lann canını sıkıyordu, ama yargı- mn sorunlannın açıkca ortaya ko- nulması bakımından da çok ya- rarlı oluyordu. Yargıçlar da han- gi kademede görev yapmış olur- larsa olsunlar nihayet devlet me- murudur ve getirecekleri eleştiri- ler sınırlıdır. Halbuki TBB bağunsız bir kunıluştur ve sorun- lann dile getirilmesinde Yargıtay başkanlarından daha özgürdür. Nıtekim bi/ler onceki yıllarda, birferin ve başkanın gündeme ge- tiremedigi pek çok sorunu, yargı yılımn başlangıcında söylemesi için TBB başkanlanna aktanyor ve dile geririlmesini istiyorduk. Bu güzel gelenek son olayla ortadan .' karsa yargıda çahşanların so- . Jan istenilen açıkJıkta söylene- meyecek ve sıkıntılar sunıp gide- cektir." Öte yandan, TBB'nin de yeni yargı yılımn başladığı gün Anka- ra'da, Yargıtay dışında bir tören duzenleyeceği öğrenildi. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun denetimi- ni kabul etmeyen, bu nedenle de konuşması gündeme alınmayan Birlik Başkanı Önder Sav'ın, TBB'nin ve bağlı barolann duzen- leyeceği bu toplantıda konuşaca- ğı bildirildi. sındaki gerçeğin" yurttaşlara açık lamasını istedi. Sabah gazetesinde yayımlanan haberde Ahmet Özal'ın işadamı Ömer Çavuşoğlu'ndan rüşvet al- dığı iddia edilmişti. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci de bu habere kaynak olarak gös- terilmişti. İşadamı Çavuşoğlu ola- yı tümüyle yalanlarken Kahveci söylenenlerin "dedikodudan ibaret" olduğunu açıklamıştı. Ahmet Özal'ın Kahveci'nin açıklamasından "tatmin" olmadj- ğı ve haberin tekzip ediimesini beklediği öğrenildi. Ancak Kahve- ci buna yanaşmayınca Ahmet özal'ın Kahveci ve Sabah gazete- si aleyhine 1 milyar liralık tazmi- nat davası açmaya karar verdiği belirtiliyor. Özal ailesinin avukatı Bilgin Ya- zıcıoğlu Kahveci'nin haberi tekzip etraeyerek ihalenin kendi üzerin- de kalmasına neden olduğunu söyledi. Yazıcıoğlu'na yönelttiğimiz so- rular ve yanıtları şöyle: — Sabah gazetesinin yanı sıra Kahveci hakkında dava açtlacagı- nı, Kahveci'nin birinci derecede sorumlu olduğunu söylediniz. Oy- sa Kahveci konuya ilişkin açıkla- ma yapmıştı, bunu yeterli bulma- dınız mı? YAZICIOĞLU — Türkiye'de tekzip müessesesi diye bir mües- sese var. Kahveci de bunu çok iyi biliyor. Çavuşoğlu'nun tekzibi elimde. Kahveci de noter kanalıy- la bir tekzip gönderebilirdi. — Yani Kahveci'nin iddialannın sürdügünü mii düşiiniiyorsunuz? YAZICIOĞLU — Olayın ıki yönü var. Eğer Kahveci bu iddia- ları gerçekten duyduysa Cumhu- riyet Savcılığı'na gitmesi gerekir- di. Olayı tetkik ettirmesi gerekir- di. Eğer ortada böyle bir şey yok- sa bunu da çıkar mahkemede ispat eder. — Kahveci, siz davayı açmadan tekzip yoluna giderse davayı aç- maz mısınız? YAZICIOĞLU — O zaman kendisine geçmiş olsun derim. Bunca zaman nerede? Resmen tekzip etmezse olur mu? Bu aşa- mada olay Kahveci'nin üzerine kalmış oluyor. — Davayı ne zaman açacaksınız? YAZICIOĞLU — Önümuzde- ki pazartesi ya da salı günü. Marmaris Bozburun'da bayram tatilini geçirmekte olan SHP Ge- nel Başkanı Erdal tnönü dün du- zenlediği basın toplantısında ruş- vet ve bir milyarlık tazminat da- vasıyla ilgili olarak "Meseleyi ay- dınlatmak yoluna gideceklerine bu sözleri kim söyliiyorsa ister ih- bar şeklinde, ister dedikodu şek- linde olsun onlann üzerine gidip dava açıyorlar. Böylece bu şekil- deki sözlerin engellenmesini sağ- lamaya çalışıyorlar" dedi. Bavram önlemi Sağlık ağı kuruldu Haber Merkezi — Kurban Bayramı bugüri başladı. Dört gün sıirecek bayram tatili nede- niyle valilikler ve belediyeler çe- îitli önlemler aldı. Trafik ekip- leri de bayram suresince sıkı de- netimde bulunacaklar. Kazalan önlemek amacıyla bu gece sa- at 24.00'e kadar beiirli güzer- gâhlarda ağır araçlar trafiğe çıkmayacak. Aynı uygulama 7, 8 ve 9 temmuz günleri de sür- dürülecek. Kurban Bayramı- nda TV ve radyodan özel mü- zik ve eğlence programlan ya- yımlanacak. Televizyonun 1. kanalındaki bavram özel prog- ramı, Ankara Kocatepe Cami- i'ndeki bayram namazının nak- ien yayınıyla başlayacak. Bayram suresince Orta ve Doğu Karadenız kıyıları dışın- da yağış beklenmediği, biitün bölgelerde sıcakhkiann mevsim normallerınde ve havanın gu- neşli geçecefi bildirildı. öte yandan sağlık hizmetie- rinin daha etkin bir şekiide sûr- dürülmesi amacıyla, Sağlık Ba- kanlığı tarafmdan oluşturulan gezici sağlık ekipieri dünden iti- baren çaiışmaya başladı. Mobil telefonlu ve tam teşkilath sağ- tık araçları, ozettikle ilk müda- haJe için kıyı böylerinde hazır buiunacaklar. Ankara'daki kontro! merkeziyle sürekti bağ- latıda bulunacak araçlann tele- fon numaralan, kıyı şeridinde- ki turistik tesislere dağıtıidı. Sağlık Bakanı Halil Şıvgının Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde turizm sezonu boyunca görev yapacak 35 ambutanstan olu- şan ekibi bayram suresince fee- bkopterte denetleyeceği bildiril- di. Cezaevlerinde bayram Bayram nedeniyle tüm ceza- cvierinde açık görüs y^ıpüıyor. Açtk görüş İstanbul Bayrampa- şa Cezaevi'nde çok sayıda ta- tuklu ve mahkfim bulunması nedeniyle bir hafta sürecek. Bayrampaşa Cezaevi'nde daha önceki uyguîamaların tersine bu kez gazetecilerin fotoğraf çekmelerine izin veritmedi. Ce- zaevi Savcısı Ahmet Alkan, dra- matik sahnelerin yaşandığı açık görüşün fotoğrafıru çekmek is- teyen gazetecilere, bakanlık em- ri nedeniyle izin verilmediğini söyledi. Tlıtuklu ve mahkıimla- nn yalnızca birinci derece ve so- yadları tutan yakınlarının alın- dığı açık göruşte, daha önce fi- rarlar olması nedeniyle ziyaret- çiler beş kez aranarak ve kolla- rına mühür vurularak yakınla- nyla görüştürülecekler. mesi kararıyla görevine dönen Genel Müdür Yardımcısı Ke- nan Yomralı'mn "başının ya- nabilecrgi" şeklinde görüşler one sürülüyor. Genel Mudür Ke- rim Aydın Erdem ile arası "pek iyi olmadıgı" öne sürülen Yomralı'- mn konumunun ne olacağına iliş- kin kararın Yönetim Kunılu top- lantısından sonra netleşeceği ifa- de ediliyor. Ancak Kenan Yomralı, erteleme konusunun hukuki yönü- nü tam olarak bilmediğini surek- li tekrarlayarak topu Başhukuk Müşaviri Akın Beşiroğlu'na atı- yor. Kenan Yomralı, "Yönetim Kurulu Hodri Meydan'ın yayım- lanmasına karar verirse tüm so- rumlulugun size yüklenecegi şek- linde görüşler var. Bu sizin konu- munuzu etkiler mi" şeklindeki so- ruya sadece, "Sanmıyorum" diye yanıt verdi. Yomralı'mn gazetemi- ze daha önce verdiği, "Liderlerin çağnlması kararı alınırken ben yoktum" şeklindeki demeci de bu olaydan kendini "aklama" yolu- na gittiği şeklinde değerlendirili- yor. TRT yöneticileri, Radyo Te- levizyon Yüksek Kurulu'nun da bu konuda rolü olduğunu savunu- yorlar. Yetkililer, RTYK üyesi Sul- hi Dönmezer'in perşembe günü Başbakanlık'tan çağrıldığı, Hod- ri Meydan programının durdurul- ması gerekçelerinin oluşturulma- sında göruş alındığını kaydederek "Aynı gün ögleden sonra RTYK'da bir toplantı olduğunu öğrendik. Hodri Meydan'la ilgili orada ne göriişüldngü üzerinde hiç durulmuyor" dediler. Bu arada Hodri Meydan olayı- nın TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem'in uzun süre "başı- nı agntacagı" belirtiliyor. Erdem- in tepkilere göre karar değiştirip, "Yönelim Kuruln'nu olağanüstü toplanaya" çağırması "yeni bir çı- kış yolu arandıgı" yorumianna neden oldu. Bu arada haberlerde. seçim yasağı ilkelerine rağmen ba- kanlann demeçlerini yayımlayan TRT'nin bu tutumuyla 2954 sayı- lı yasada belirtilen tarafsızlık ilke- sini ihlal ettiği öne sürülüyor. TRT Yasası'na göre bu ilkenin ihlal edilmesi, TRT Gend Müduni'nün görevden alınmasıyla sonuçlana- biliyor. TRT Genel Müdüru'nün hangı koşullarda görevden alına- bileceği 2954 sayılı TRT Yasası' nın 13. maddesinde şöyle açık- lanıyor: "Genel Müdur, milli güvenliğin ve kamu düzeninin gerekli kıldı- ğı, devlet memuru olma niteliğini >itirdigi, ağır hizmet kusuru işle- digi veya tarafsızlıgın ihlal edildi- gi hallerde, bu hallerin gerekçeli olarak belirtilmesi suretiyle ve RTYKnın teklifı ve Bakanlar Ku- rulu kararıyla görevden alınır." TRT'nin "diger siyasi partilere cevap hakkı doğuracak" nitelikte yayın yapmaması da TRT Yasası'n da belirtiliyor. TRT yöneticileri, Cumhurbaşkam'nın açıklamala- rından dolayı herhangi bir parti- ye "cevap hakkı" tammanın ola- naksız olduğunu ifade ediyorlar. TRT Yasası'nın 20. maddesine gö- re TRT, "hükümet veya bir siyasi parti açıklama ve faaliyetlerini ya- yımladıktan sonra bunu dengele- mek maksadıyla hemen ardından veya aynı bülten içerisinde karşı gönişleri yayımlamak zorunda" bulunuyor. Denizli muhabirimiz Ömer Yurtseven'in bildirdiğine gore mu- halefet liderlerinin ekrana geleceği "Hodri Meydan"ın yayından kal- dırılmasını protesto için SHP Ge- nel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin ile birlikte TRT'ye telgraf çeken yaklaşık 100 kadar SHP'li PTT'de fişlendi. SHP Genel Sekreter Yardımcı- sı Keskin, düzenlediği basın top- lantısında, "TRT, özerk bir yapı- ya kavuşuncaya kadar protestola- nmızı sürdüreceğiz" dedi. Adnan Keskin devamla şunları söyledi: "12 Eylül egemenliği halen de- >^m edivor. Bu TRT için de geçer- li bunun en son örnegini Hodri Meydan'ın ya>ından çıkanlmasıy- la bir kez daha yaşadık. Artık te- levizyon Semra Özal'ın kara ku- tusu haline gelmiştir. Özallann te- kelinde kalmıştır. tçi ve dışı kara- ran bu kutuyu bundan böyle sey- retmeyecegiz. Çünkü ekrana Kara bir leke surulmüştıir. Bu demok- rasinin ve çoksesliliginin bir ayı- bıdır. Sıgındığı bu kutu içinde ANAP'ın ocakbaşı gibi her gün borazanını öttürmesi, halkı canın- dan bezdirmişn'r." TRT Genel Muduru Erdem'e çekılen telgrafta şu görüşlere yer verildi: "Hodri Meydan programını ya- yından çıkarmaya >önelik karan- nız demokrasiye indirilmiş bir darbedir." ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Devlet memurları ve emek- lilerin ayhklanna 1 temmuzdan ge- çerli olmak uzere yapılacak olan ikinci yarı yıl zammı bayramdan sonra açıklanacak. Maaş katsayı- sının 255'ten 310 veya 320'ye, ka- lan aylık tutannın da 280 bin li- radan 340-350 bin lira duzeyine çı- karılması bekleniyor. Yeni katsa- yıdan sonra işçi emeklilerinin ma- aşında da en çok 80 bin liralık ar- tış olacak. Yılbaşında yüzde 25 zam alan sözleşmeli personel de memura yapılan zam kadar ma- aş artışı istiyor. SHP Genel Sek- reteri Deniz Baykal hükümetin tepkiden korktuğu için memura vereceği zammı açıklayamadığını belirterek "Maaş artışında enflas- yon, geçen yıDann kavbı ve son dönemde işçiye verilen zam dik- kate alınmalı" dedi. Edinilen bilgiye göre Başbakan Yıldınm Akbulut ile Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci- nin 23 haziran günü Cumhurbaş- kanı Turgut Özal ile yaptıkları gö- rüşmede maaş zammı büyük öl- çüde kesinleşti. Bu görüşmede Cumhurbaşkanı Özal'ın "bütçe imkânlan göz önünde tutularak maaş zammı oranının yüzde 20 ci- vannda belirlenmesini tavsiye ettigi" öğrenildi. özal'ın tavsiyesi doğrultusunda yapılan çalışmalar sonucu teknik hazırlıkları biten yeni katsayı ar- tışlarına ilişkin kararlar bayram- dan sonraki ilk Bakanlar Kurulu toplantısında görüşulerek kamu- oyuna açıklanacak. Memurlar zamlı ayhklannı 16 temmuzda alacaklar. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, hükümetin kamuoyunun tepkisinden korktuğu için memur maaşlanna yapılacak zammın yıl- lardır ilk kez temmuz ayı başında açıklanamadığını öne sürdu. Me- murların bayrama buruk girdiği- ni belirten Baykal konuya ilişkin olarak şunları söyledi: "Memur maaşlanna zam ya- parken üç önemli kriteri göz önünde tutmak gerekli. Birincisi; enflasyon hızı, ikincisi; gecen yıl- lardaki kayıplar, üçüncüsü de son dönemde işçilerin toplusozleşme ve pazarlık gücüyle elde ettigi zamlar. Yani sosyal demokrat be- ledivelerin işçilerine uyguladıgı ar- tışlar. Dikkate alınması gereken noktalar bunlardır. Oysa hükü- met, bütçe açıgını bahane ederek zammın çok fazla olamayacagımn sinyallerini veriyor ve kamuoyu- nun bu konudaki beklentisini azaltmaya çalışıyor." Memura zam oranı hesaplanır- ken Çankaya Köşkü'ne ayrılan ödenekteki artışın da göz önüne alınması gerektiğini vurgulayan Baykal. "Gecen yıla oranla yüz- de 100 ödenek artışı saglandıgı halde Çankaya Köşkü'nün gider- lerine para \etmiyor. Daha yılın ilk yansı dolmadan 3J milyar da- ha ödenek aynkyor. Çankaya Koş- kü vatandaşa örnek olmalıdır. Çankaya Köşkü kendi giderleri için oluşturdugu ölçtitü memura da uygulasın" diye konuştu. Baykal, memurlann maaşlann- da ve sosyal haklannda artış elde edebilmeleri için örgütlenmeleri- nin kaçımlmaz olduğunu söyledi. Baykal, "Son günlerde bu konu- daki girişimleri hükümet bogma- ya çalışıyor" dedi. Sözleşmeli personel uygulama- sının getirdiği sakıncalara da de- ğinen Baykal şöyle devam etti: "Sözleşmeli personel uygulama- sı memur arasında aynma neden olmuştur. Bugün sözleşmeli per- sonelin içinde bulundugu durum devlet ciddiyetine yakışmamakta- dır. Daha fazla maaş sozu ile söz- leşmeli yapılan insanlar h-ugün ha- yal kınklıgına ugramıştır." Öte yandan 200 bini aşkın söz- leşmeli de temmuzda kadrolu me- murlara yapılacak zam kadar ma- aşında artış bekliyor. Sözleşmeli personel fazla mesai ve mazeret izninden yararlanamı- yor. Sözleşmeliler aynca "amir uy- gun göriirse" hafta sonu da çalış- tırılabiliyor. Katsayı, SSK Yönetim Kurulu- nun yıl başında hedeflediği ra- kamlar çerçevesinde belirlendiği takdirde, en üst göstergeden (1400) maaş almakta olan normai işçile- rin gelirlerinde (yüzde 70 bağla- ma oranına göre) yaklaşık 80 bin liralık bir artış olacak. SSK Yö- netim Kurulu'nun yılbaşındaki bütçe raporunda, temmuz ayında katsayının 255'ten 300'e, sosyal yardım zammımn da 175 bin lira- dan 210 bin liraya çıkabileceği ön- görülmüştu. Bu rakamlara göre yuzde 70 bağlama oranı ve 1400 gösterge uzerinden maaş almak- ta olan emeklinin geliri sosyal yar- dım zammı dahil 424 bin 900 li- radan 504 bin liraya çıkacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu da yeni asgari ücretin belirlenebil- mesi için katsayının açıklanması- nı bekliyor. Hizmet sektörü söz- leşmeleri konusunda haziran ayı başında Türk-lş iie hükümet ara- sında varılan anlaşmada, bu iyi- leşmenin üzerine zam yapılması, yeni asgari ücretin 400 bin lira do- laylarına çıkarılacağı yorumları >-apılmasına neden oldu. Şu anda uygulanan asgari ücret brüt 225 bin lira duzeyinde bulunuyor. CÖNEYT ARCAYÛREK yazıyor (Baştarafi 1. Sayfada) ri Meydan demokratik yaşantı- mızdaki çarpıklığın haziran ayın- daki simgesine dönüşürken SHP de yasak karartnın hangi kaynaktan esinlendiğini açıkla- maya girişiyor. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, kurum aleyhinde milyar- lık dava açacaklarını söyledikten sonuçta -basına göre- TRT'nin bir adım geri attığına benzer bir yanıtla karşılaştıktan sonra dün Ankara bürosundakı arkadaşla- nmıza, "Sorumlu arıyoruz. TÖ'- den bir buyruk gelerek progra- mın yayımlanabileceğini umuyo- ruz" demiş. Görünen o ki Baykal da zaten işin başından beri yasağın TÖ'- den geldiğine inanıyor, olay içe- riğinin daha berraklaşmasını bekleyerek doğrudan Çankaya'- yı hedef almıyordu. TRT'nin attığı geri adım ney- miş? Bayramı da Paris'te geçir- meyi tasarladığı söyienen Genel Müdür'e SHP başvurusu iletil- miş. Gene yönetim kurulunun toplanarak bir karar vermesinin doğru olacağı sonucuna varıl- mış. TRT'nin dirayetlı yöneticileri 19 ağustos seçimlerini bahane ettikten sonra yönetim kurulu- nun seçim yasası hükümlerinı hi- çe sayması düşünülebilir mi? Ol- sa olsa varacağı kararda yasa- lara saygıyı yineledikten sonra bir umut kapıst açabilir. Atacağı tek olumlu adım muhalefetin ka- tılacağı Hodri Meydan'ın tarihi- ni ve saatini bugünden açıkla- mak olabilir. Yönetim kurulu, Radyo Tele- vizyon Yüksek Kurulu hepsi bi- rer hikâye. TÖ ile hükümet ile danışıklı dögüş yapılarak muha- lefeti, kamuoyundaki tepkiyi azaltabilmek için uyutma yön- temlerine başvuruluyor şimdi. Zaten pek çok kurumda yetkili olanların yakasında ANAP rozetı yok, ama her biri ANAP'tan da- ha çok ANAP'lı. Daha doğrusu rejimin her gün arkadan bıçak- lanmasına karşın TÖ'ye hizmet vermekte birbirleriyle yarış halin- de. Şurada birkaç günümüz kaldı. Başkentin sıcağına serinliğine, özlem dolu, gün sayarak Anka- ra'daki büromuzun hasretini çe- kerken kıyı kentlerine bankada parası, bir köşede ayırdığı nere- den bulduğu belli olmayan ufak tefek milyoncukları olanlar akın ediyor. Bürokrasinin yüzde dok- sanı ise bayram öncesi maaştan avans bile alamamış. Yeni ücret tarifelerinin Okluk Koyu'ndaki villanın ınsafına kaldığını biierek oturacak oturduğu yerde. Küçük memurun, orta direğin bayram günlerini Ahmet Muhip Dranas'- ın şu dizeleri yansıtıyor: Dışarda bayram/Bayram bize mahrem/Sultanım biçarem/Dol- dur içelim/Tabii bakkaldan vere- siye alarak. Okluk Koyu"nu şu paha biçil- mez nadide Kaşıkçı Elması gibi korumaya azmetmiş bir jandar- ma subayı çıkıyor orta yere ga- zetecilere, "Ben devtetim" diyor. "Yatırır yere üzerinizden ciple geçerım." Bir-iki gündür öykü gazeteler- de. Devletin etkilisiyle yetkilisinin kendini bilmez jandarma sözûne kılı kıpırdamıyor. Bızler de günterdir Hodri Mey- dan'a yasak koyan sorumlu arı- yoruz. Sorumlu mu? Jandarma su- bayının böyle konuşmasına ce- saret verecek kadar baştan so- na ortada. TÖ nereye giderse gitsın, jandarmasına, sıgındığı ceza yasası maddelerine karşın parmağımız orada. Tek sorunu, tek sorumluyu göstererek! GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) İki nedenle: Birinci neden, bir başka gazetenin haberinden söz edi- lirse bu o gazetenin haber konusu olayda "atlamış" oldu- ğunu kabul etmesi demektir. İkinci neden de bu gazeteden ve gazetecıden söz edilir- se bu gazete ve gazeteci için "reklam" yapılmış olur. Hürriyet gazetesinde pazar günü yayımlanan "ikinci Ra- bıta Vakası" haberi, gerek yazıhşı, gerek sunuluşuyla dört dörtlüktür. Haberi veren Saygı Oztürk arkadaşımızı da bu haberi sekiz sütunluk manşete çıkaran Hürriyet gazetesi Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök'ü kutlanm. Bu haberle laik devletin ne hale geldiği, daha doğrusu ne hale getırildiği bir kez daha gözler önüne serildi. Suudi Arabistan içişleri Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti va- lilerinin, yani illerdekı cumhurbaşkanı temsilcilerinin hac pa- ralarını ödüyor. Bu sayın valiler de "yabancı devletparasıy- la hac olmaz" demeyip hemen ihramlara bürünüveriyorlar. İhramlara bürünenler Suudi parasıyla hacca giden valiler değil, laik cumhuriyetin kendisidir! Daha önce yurtdışındaki din adamlarının aylıklarını öde- yen şeriat örgütü Rabıta, demek ki, şimdi de laik devletin vajilerine el attı. İçişleri Bakanı Aksu da dün yaptığı açıklamada, valilerin Rabıta örgütü tarafmdan değil, Suudi Arabistan İçişleri Ba- kanlığı'nca çağrıldıklarını ve hac giderlerinin de Suudi hü- kümetince ödendiğini ıleri sürdü. Rabıta örgütü ile Suudi Krallığı iç ıçedir Ha Rabıta örgü- tü, ha Suudi İçişleri Bakanlığı. Ne fark eder ki? Diyanet İşleri Başkanlığı nasıl Türkiye Cumhuriyeti hü- kümetinin ayrılmaz bir parçasıysa, Rabıta örgütü de bun- dan daha sıkı biçimde Suudi Krallığı ile iç içe olan bir ku- rumdur. Acı olan laik cumhuriyet valilerinin bir çeşit "resmi dev- let hacılığı" yolu ile bu şeriat devletinin paralarıyla hacca gitmeleridir. Sıra cumhuriyet savcılan, yargıçlar, emniyet müdürteri ve generallerdedir! Cumhurbaşkanı Özal da gecen yıl eşi Semra Hanım'la birlikte hac farizasını Suudi Arabistan hükümetinin dave- tiyle hem de devlet uçağıyta yapmış değil miydi? Türk-İslam sentezinde hem anayasa "tağyir, tebdil ve Uga" ediliyor hem de Kuran hükümleri çiğneniyor. Bilebildiğımiz kadarıyla hac farizası "sağlıklı ve vahıklı" Müslümanlar için bir zorunluluktur. Hac farizası, hac gider- leri Müslümanın kendisi tarafmdan karşılanmazsa ne an- lamı olur? El pijamasıyla gerdeğe girer gibi yabancı devlet parasıyla hacca gitmek günah değil midir? Herhalde öbür dünyada yabancı devlet parasıyla hacca giden valilerimiz cayır cayır yanacaklardır! Yanarlar; yanmazlar, bunlan karıştırmayalım da hac fari- zasını şeriat örgütü parasıyla yerine getirdiğini sanan vali- lerimiz için bir kural getirelim. Önüne gelen vali "Hacca gidersek göze gireryükseliriz" diye "RaMa" ile "rabıta" kurup hacca gitsinler, olur mu böyle şey? Ne yapmalı? Merkezi sistemli bir sınav yapmalı. Valilerimiz Suudi Arabistan Ankara Büyükelçiliği'nde dü- zenlenen bir merkezi sınavdan geçtikten sonra ayrıca bir sözlü sınava da sokulmalıdırlar. Sınav kurulunda Korkut Özal biraderimizin de bulunmasında yarar vardır. Suudi Büyükelçiliği, valilerimizi önce islam tarihinden sonra da din bilgisinden sınava çeker. valilerimizi başlannda takke, ellerinde tespih, sırtiarında cübbe Kuran okurlar, böy- lece bu sınavdan geçebilenler Rabıta parasıyla cennetin anahtarlarını ele geçirirler. ^Hacı valilerimiz için yurda dönüşlerinde "istedikleri bü- yük illerden bihne atanma" zorunluluğu da getirilebitir. Va- lilerimiz ancak böylece yükselebilirler. Suudi Büyükelçiliği merkezi sınav sisteminden geçirir, sözlü sınavları Korkut Bey biraderimız yapar. Dönüşlerirv de de Turgut Özal'ın ımzasıyla yeni illere atanırlar. Beyler, beyoğlu beyler... Laik cumhuriyetin valilerıyle Suudi hükümetinin bu can ciğer kuzu sarması ilişkileri hepimizi uyandırmalıdır. "Birinci Rabıta Vakası" kimseyi uyandırmadı.. imam Ha- tıp okullarını, İlahiyat Fakültelerini ve Yüksek islam Ensti- tüsü'nü bitirenlerin din hizmetleri alanı dışındaki ışlerde gö- revlendirilmelerı de kimseyi etkilemedi.. Arap kapitülasyon- ları da kimsenin ulusal onurunu çiğnemedi.. İslam banker- liği yoluyla "devletin hukuki ve iktisadi temel nizamı" din ku- rallarına göre değiştirildi. Kimsenin gıkı çıkmadı.. Laik cumhuriyetin valilerinin, Suudi Arabistan hüküme- tinin parasıyla hacca giimeleri, bilmem, derin uykulardan ve aymazlıklardan uyanıp, olup bitenleri anlamamıza yara- yacak mı? * • • Bütün okuriarımın bayramlarını sağlık ve neşe içinde ge- çirmelerini dilerim. Ben bir süre yazılarıma ara veriyorum. Yeniden buluşmak üzere sevgiler ve saygılar... YSK BAŞKANI YALÇEVKAYA TRT bizi politikaya çekmek istiyor' ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Yüksek Seçim Kurulu Baş- kanı Orhan Yalçınkaya, "Hodri Meydan" programının yayından kaldınlmasıyla TRT'nin YSK'yı politikanın içine çekmek istediği- ni söyledi. Yalçınkaya, 298 sayılı seçimlerin temel hükümleriyle il- gili yasanın, TRFye "yasaklama" konusunda resen karar verebilme yetkisi tanıdığını kaydetti. Yalçınkaya, TRT'nin Özal'ın ka- tıldığı programı yayımlarken mu- halefetin katılacağı programı er- telemesinin "ileriye yönelik olarak politik amaçlarla alınmıs bir karar" olduğunu söyledi. TRT'nin, DYP Genel Başkanı Siileyman Demirel ile SHP Genel Sekreteri Deniz BaykaPın katıla- cakları ve geçen cuma akşamı ya- yımlanması programlanan "Hodri Meydan" programını "seçim ya- saklan"nı gerekçe göstererek erte- lemesiyle ilgili tepkiler sürüyor. Cumhuriyet muhabirinin ko- nuyla ilgili sorulanm yamtlayan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Baş- kanı Orhan Yalçınkaya, erteleme konusunda YSK'nın bir karan bu- lunmadığını söyledi. Yalçınkaya'- ya yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle: — Hodri Meydan'ın iptali ko- nusunda top YSK ya atılıyor. Si- zin görüşünüz nedir? YALÇINKAYA — TRT, şimdi bizi politikanın içine çekmeye ça- lışıyor. Onlann belirttikleri gibi bizim verilmiş bir karanmız yok, "lcraatın tçinden" veyahut "Baş- bakanhktan tlginize BUginize" programlarının durdurulmasıyla ilgili olarak da. Daha önceleri biz, 1989 tarihinde 79 sayılı bir karar verdik. Bu, 26 Mart 1989 yerel se- çimleriyle ilgiliydi. O tarihte "Baş- bakanlıktan tlginize Bilginize" ad- lı, hukumette hazırlanan progra- mın vatandaşm oylarını etkileye- ceği gerekçesiyle, SHP ve DYP'nin başvurusu üzerine programın ya- yınlanmaması yolunda bir karar aldık. Ama bu, "Hodri Meydani 'la ilgili herhangi bir karanmız yok. TRT tamamıyla 2954 sayılı TRT Yasası çerçevesinde hareket ediyor. — 10 Agustos seçimleri için ya- saklar başladı mı? YALÇINKAYA — "Yasakiar 21 hazirandan itibaren başladı. TRT, haliyle 298 sayılı seçiralerin temel hükümlerine ilişkin yasanın mad- delerini kendisi, resen uygu- layacak. — TRTnin size herhangi bir başvurusu olda mu? YALÇINKAYA — Hayır. TRT'nin bize başvurusu yok. Za- ten böyle bir başvurusu da yasal olmaz. Biz böyle başvurulan Cem Duna zamaıunda reddettik. YSK'nın bu konuda önleme, za- bıta görevi yoktur. 'Şunu yapın, bunu yapın' diye mütalaa mercii değiliz. — TRT'nin böyle bir yasakla- ma karan alması yasal bir işlem midir? Yapabiir mi? YALÇINKAYA — Yapabilir. Çünkü, 298 sayılı kanun, kendi- sine bu yetkiyi veriyor. Çünkü, TRT'ye hitap eden hükümler var bu yasada. 62'den 66. maddeye kadar, kuruluşlara, basına hitap eden maddelerdir bunlar. Bu maddelere dayanarak kendisini sorumluluktan, cezai soruşturma- dan kurtarmak için kendisini yet- kili görüyor. — Özal ve diğer liderierin "Hodri Meydan" programlan ya- saklara girer mi? YALÇINKAYA — Girip girme- mesi, ileride dava konusu olduğu zaman tartışılabilecek konu. ön- ceden bunu önlemek mümkiln de- ğil. TRT bunu yayımlayacak, ya- yımlananların suç olup olmadıgı ancak bağımsız mahkemelerce de- ğerlendirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle