Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 TEMMUZ 1990 * * * * HABERLERIN DEVAMI CUMHURİYET/15
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK
(Baparafi 1. Sayfada)
eylemlerin kendilerine yeraltın-
dan çıkış yollan aramaları, siya-
setin sertleşmesine, kimi zaman
ve yerde kanlı yollara sapması-
na neden oluyor. Toplumun ba-
ns içinde bir arada yaşaması için
•ekli altyapıyı oluşturacak uz-
laşmayı, demokratik yaşam bi-
çiminde bulmaya çalışmalıyız-
Demokrasiyi çağdaş anlamın-
da kurabildiğimiz gün, terör ve
anarşi köşeye sıkışacak, soluk-
suz kalacak, yaşam damarlan
kesilecektir.
Peki, ülkemizde demokrasiyi
engelleyen kimdir, nedir? Toplu-
mun bılinç düzeyi midir? Hayır.
Uzun süreden beri yaşanan acı
olaylardan alınan dersler, toplu-
mun büyük bir kesiminde de-
mokratik bilincin olgunluğunu
yaratmıştır. Halkın büyük ço-
ğunluğunu temsil eden muhale-
fet de demokrasiye açılışı isti-
yor; ama ne yazık ki bugün ik-
tidarda bulunan ANAP, özgür-
lüğe ve uzlaşmaya giden yollan
tıkamakta direniyor.
Cumhurbaşkanı özal'ın da
halkın cumhurbaşkanı olmak
yerine ANAP iktidarımn lideri
gibi davranması, toplumda bü-
yük gerilim yaratmakla; güven-
sizliği, küşkuyu, belirsizliği kö-
rüklemektedir.
Türkiye yaygın tabanlı bir
iktidar' ve İarafsız bir cumhur-
başkanı'ndan yoksun kaldığı
için geleceğine güven ve umut-
la bakmaktan uzaklaşmakta; bu
sisli ortamda terör ve anarşinin
kurbanları çoğalmaktadır.
Kurban vermekten kurtulmak
için yapılacak ilk iş, siyasal par-
tilerin yakınlaşmalan ve iktidar
ile muhalefetin uzlaşarak Mec-
lisi işletmek yolundaki işbirliği-
Ne yazık ki Cumhurbaşka-
... özal'ın gün geçtikçe ortaya
çıkan kişiliği, Türkiye'de iç ba-
nşı tehlikeye sokacak, demokra-
siye açılışı engelleyecek, istikran
baltalayacak bir etken olarak
görünmektedir.
Elbet Türkiye her şeye karşın
demokrasiye açüacak, rejimi
çağdaş ölçülerine göre işlerliğe
kavuşturacak ve cumhurbaşka-
nını anayasanın gerekleri içine
sokacaktır; ama ne yazık ki bu
yolda gecikmeninfaturasım ül-
ke ödeyecektir.
Gerçeğin altını böylece çizdik-
ten sonra, okurlanmızm bayra-
mını kutlarken, geleceğe iyim-
serlikle bakmanın gereğini de
vurgularız. Türk toplumu bu-
gün, yapay siyasal bunalımı aşa-
cak sağlıklı güçleri yapısında ta-
şımaktadır.
• * •
Hasan Esat
Işık anıldıİstanbul Haber Servisi — Eski
Dışişleri ve Milli Savunma
Bakanlarından Hasan Esat
Işık, ölümünün birinci
yıldönümünde mezarı başında
anıldı.
Işık'ın Kısıklı Çakaldağ
Mezarlığı'ndaki kabri başında
düzenlenen törene, emekli
buyukelçilerden Semifa Günver
ve Mahmut Dikerdem, emekli
general Cemil Mete, eski
bakanlardan Cahit Ka>ra,
ANKA Ajansı İstanbul Bolge
Müdüru Oktay Kurtböke ile
Işık'ın oğlu Yusuf Işık, yeğeni
Zeynep Atikkan ve çok sayıda
yakını katıldı.
Törende konuşan Semih
Günver, "Hasan Esat Işık,
sosyaJ adaletin, demokrasi ve
bukuk devletinin samimi
savunucasuydu" dedi. Günver,
Işık'ın siyasi entrikalardan
nefret ettiğini, cesur ve dost bir
insan olduğunu belirtti. YILINDA — Eski Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlanndan Işık, mezarı başında anıldı. (Fotograf: Alaattin Çiftçi)
Demirel tazminat davası açıyor
(Bajtarafi 1. Sayfada)
dın Erdem'in emriyle "olaga-
niistii" toplantıya çağnlması da
Hodri Meydan'a "san ışık" yakıl-
ması şeklinde değerlendirildi.
SHP Genel Sekreteri Deniz Bay-
kal, TRT üst yönetiminin Çanka-
ya'dan esecek rüzgârı beklediğini
belirterek "Eğer onuriu iseler is-
tifa ederter" dedi. DYP Genel
Başkanı Siileyman Demirel de her
şeyin Çankaya'dan ayarlandığını,
bayram sonrasında TRT aleyhine
tazminat davası açacaklarını
söyledi.
Baykal, olaylan Çankaya'nın
yönlendirdiğini belirterek "Bizim
tavnmız kesin. Yaptıgımız başvu-
ruda belirttiklerimizi yerine geli-
recegiz. Hıikümet ve TRT yöne-
timi istifa etmelidir" dedi.
Dün düzenlediği basın toplan-
tısında konuya ilişkin bir soruyu
yanıtlayan Demirel, Cumhurbaş-
Aydın Erdem'in Paris'ten dönme-
sinden sonra yapılması beklenen
olağanüstü yönelim kurulu top-
lantısı konuşuluyor. Olağanüstü
toplantı kararının alınmasının bir
nedeni olarak da TRT yoneticile-
rinin Hodri Meydan programının
ertelenmesine gerekçe olarak gos-
terdiği, "haberierde ve program-
larda tiim siyasi partilere eşit yer
ayrılması ibaresinden emin
olunmaması" gösteriliyor.
TRT yönetirileri, bazı program-
larda, bakanlann görüşlerinin yer
aldığı bölümlerin niçin göz ardı
edildiği sorusuna da yanıt veremi-
yorlar. Bu arada TRT'nin Hodri
Meydan'ı ertelemesine gerekçe
gösterdiği 331 sayılı YSK kararı-
nın yöneticilerce de tam olarak bi-
linmediği ortaya çıktı. Yetkililer,
karann Akın Beşiroğlu'nda olabi-
leceğini belirtirken YSK'da da bu
kararın aramalara rağmen bulu-
Memura ıııiııi zam
kam Özal'ın olayla ilgili sözlerini namadığını kâydediyorlar.
de "timsahın gözyaşlarına"
benzetti.
"TRT, bize verdigi sözü tutma-
mış, cevap hakkımızı elimizden al-
mıştır. Bunun için de ba)ramdan
sonra haklannda tazminat dava-
sı açacağız. Bunun miktannı hu-
kukçulanmız belirleyecek. Miktan
önemli değildir, bir kuruş da
olabilir" diyen Demirel, devamla
şöyle konuştu:
"Biitıin bunlar Çankaya'dan
ayarianmaktadır. Biitün bunlan
ayariayanlar şimdi ah-vah ederek
sözde üziilmüş göriinüyorlar. Biz
bunlara inanmıyoruz. Çünkii
bunlar timsahın gözyaşlandır.
Timsah da yediği adamın arkasını
dan böyle gozyaşı dökermiş.."
öte yandan TRT içinde de 4
temmuzda Genel Müdur Kerim
Yönetim Kurulu'nun olağanüs-
tü toplantıya çarılmasında ıse
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
"Hodri Meydan yayınlansaydı iyi
olurdu" sozlerinin etkili olduğu
savunuluyor. TRT ust yönetimin-
den yetkililer, Hodri Meydan'ın
yasaklanmasında hükumet baskı-
sının etkili olduğunu savunurken
olayın tek sorumluluğunun kuru-
ma yuklenmemesi gerektiğini ifa-
de ediyorlar. TRT Yönetim Kuru-
lu'nun olağanüstü toplantı kara-
rı alması "Hodri Meydan'ın
yayımlanabileceği" konusunu
gundeme getirirken erteleme ka-
ran alan yöneticiler içinde ise ola-
yın sorumlusu aranıyor. TRT ku-
lislerinde, Cem Duna'nın istifa et-
meden bir gun once görevden al-
dığı ve daha sonra İdare Mahke-
4
Dıale KahveciVe kaldf
(Baştarafi 1. Sayfada)
naklandığı öne sürüldü. Ahmet
Özal'ın avukatı Bilgin Yazıcıoglu,
"Türkiye'de tekzip müessesesi var.
Sayın Kahveci'nin eger olay dog-
ru değilse tekzip etmesi, dogruy-
sa daha once Cumhuriyet Savcı-
hgı'na başvurması gerekirdi" dedi.
SHP Genel Başkanı ErdaJ tnö-
nü de 1 milyarlık tazminat dava-
sıyla ilgili olarak "CMaylann arka-
dli yıl
Barolar
ayrı tören
düzenleyecek
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Yeni yargı yılımn başlama-
sı nedeniyle 6 eyliıl perşembe gü-
nü Yargıtay'da yapılacak tören
gündemine Türkiye Barolar Bir-
liği (TBB) Başkanı'nın alınmama-
sı, Yargıtay üyeleri arasında da ra-
hatsızlık yarattı.
Baa Yargıtay üyeleri, TBB Baş-
kanı'nın konuşmasımn onceden
incelemeye alınması gibi bir gele-
neğin bulunmadığını, bu yıl buna
neden gerek duyulduğunu anlaya-
madıklannı söylediler. Bir Yargı-
tay üyesi konuyla ilgili sorularımı-
a yanıtlarken görüşlerini şöyle be-
lirtti:
"Her yargı yılımn başlamasın-
da başkanın vanında TBB baş-
kanlannın da birer konuşma yap-
maları gelenek halini almıştı. Bu
konuşmalar belki siyasal iktidar-
lann canını sıkıyordu, ama yargı-
mn sorunlannın açıkca ortaya ko-
nulması bakımından da çok ya-
rarlı oluyordu. Yargıçlar da han-
gi kademede görev yapmış olur-
larsa olsunlar nihayet devlet me-
murudur ve getirecekleri eleştiri-
ler sınırlıdır. Halbuki TBB
bağunsız bir kunıluştur ve sorun-
lann dile getirilmesinde Yargıtay
başkanlarından daha özgürdür.
Nıtekim bi/ler onceki yıllarda,
birferin ve başkanın gündeme ge-
tiremedigi pek çok sorunu, yargı
yılımn başlangıcında söylemesi
için TBB başkanlanna aktanyor
ve dile geririlmesini istiyorduk. Bu
güzel gelenek son olayla ortadan
.' karsa yargıda çahşanların so-
. Jan istenilen açıkJıkta söylene-
meyecek ve sıkıntılar sunıp gide-
cektir."
Öte yandan, TBB'nin de yeni
yargı yılımn başladığı gün Anka-
ra'da, Yargıtay dışında bir tören
duzenleyeceği öğrenildi. Yargıtay
Başkanlar Kurulu'nun denetimi-
ni kabul etmeyen, bu nedenle de
konuşması gündeme alınmayan
Birlik Başkanı Önder Sav'ın,
TBB'nin ve bağlı barolann duzen-
leyeceği bu toplantıda konuşaca-
ğı bildirildi.
sındaki gerçeğin" yurttaşlara açık
lamasını istedi.
Sabah gazetesinde yayımlanan
haberde Ahmet Özal'ın işadamı
Ömer Çavuşoğlu'ndan rüşvet al-
dığı iddia edilmişti. Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan Kahveci
de bu habere kaynak olarak gös-
terilmişti. İşadamı Çavuşoğlu ola-
yı tümüyle yalanlarken Kahveci
söylenenlerin "dedikodudan
ibaret" olduğunu açıklamıştı.
Ahmet Özal'ın Kahveci'nin
açıklamasından "tatmin" olmadj-
ğı ve haberin tekzip ediimesini
beklediği öğrenildi. Ancak Kahve-
ci buna yanaşmayınca Ahmet
özal'ın Kahveci ve Sabah gazete-
si aleyhine 1 milyar liralık tazmi-
nat davası açmaya karar verdiği
belirtiliyor.
Özal ailesinin avukatı Bilgin Ya-
zıcıoğlu Kahveci'nin haberi tekzip
etraeyerek ihalenin kendi üzerin-
de kalmasına neden olduğunu
söyledi.
Yazıcıoğlu'na yönelttiğimiz so-
rular ve yanıtları şöyle:
— Sabah gazetesinin yanı sıra
Kahveci hakkında dava açtlacagı-
nı, Kahveci'nin birinci derecede
sorumlu olduğunu söylediniz. Oy-
sa Kahveci konuya ilişkin açıkla-
ma yapmıştı, bunu yeterli bulma-
dınız mı?
YAZICIOĞLU — Türkiye'de
tekzip müessesesi diye bir mües-
sese var. Kahveci de bunu çok iyi
biliyor. Çavuşoğlu'nun tekzibi
elimde. Kahveci de noter kanalıy-
la bir tekzip gönderebilirdi.
— Yani Kahveci'nin iddialannın
sürdügünü mii düşiiniiyorsunuz?
YAZICIOĞLU — Olayın ıki
yönü var. Eğer Kahveci bu iddia-
ları gerçekten duyduysa Cumhu-
riyet Savcılığı'na gitmesi gerekir-
di. Olayı tetkik ettirmesi gerekir-
di. Eğer ortada böyle bir şey yok-
sa bunu da çıkar mahkemede
ispat eder.
— Kahveci, siz davayı açmadan
tekzip yoluna giderse davayı aç-
maz mısınız?
YAZICIOĞLU — O zaman
kendisine geçmiş olsun derim.
Bunca zaman nerede? Resmen
tekzip etmezse olur mu? Bu aşa-
mada olay Kahveci'nin üzerine
kalmış oluyor.
— Davayı ne zaman açacaksınız?
YAZICIOĞLU — Önümuzde-
ki pazartesi ya da salı günü.
Marmaris Bozburun'da bayram
tatilini geçirmekte olan SHP Ge-
nel Başkanı Erdal tnönü dün du-
zenlediği basın toplantısında ruş-
vet ve bir milyarlık tazminat da-
vasıyla ilgili olarak "Meseleyi ay-
dınlatmak yoluna gideceklerine
bu sözleri kim söyliiyorsa ister ih-
bar şeklinde, ister dedikodu şek-
linde olsun onlann üzerine gidip
dava açıyorlar. Böylece bu şekil-
deki sözlerin engellenmesini sağ-
lamaya çalışıyorlar" dedi.
Bavram önlemi
Sağlık ağı
kuruldu
Haber Merkezi — Kurban
Bayramı bugüri başladı. Dört
gün sıirecek bayram tatili nede-
niyle valilikler ve belediyeler çe-
îitli önlemler aldı. Trafik ekip-
leri de bayram suresince sıkı de-
netimde bulunacaklar. Kazalan
önlemek amacıyla bu gece sa-
at 24.00'e kadar beiirli güzer-
gâhlarda ağır araçlar trafiğe
çıkmayacak. Aynı uygulama 7,
8 ve 9 temmuz günleri de sür-
dürülecek. Kurban Bayramı-
nda TV ve radyodan özel mü-
zik ve eğlence programlan ya-
yımlanacak. Televizyonun 1.
kanalındaki bavram özel prog-
ramı, Ankara Kocatepe Cami-
i'ndeki bayram namazının nak-
ien yayınıyla başlayacak.
Bayram suresince Orta ve
Doğu Karadenız kıyıları dışın-
da yağış beklenmediği, biitün
bölgelerde sıcakhkiann mevsim
normallerınde ve havanın gu-
neşli geçecefi bildirildı.
öte yandan sağlık hizmetie-
rinin daha etkin bir şekiide sûr-
dürülmesi amacıyla, Sağlık Ba-
kanlığı tarafmdan oluşturulan
gezici sağlık ekipieri dünden iti-
baren çaiışmaya başladı. Mobil
telefonlu ve tam teşkilath sağ-
tık araçları, ozettikle ilk müda-
haJe için kıyı böylerinde hazır
buiunacaklar. Ankara'daki
kontro! merkeziyle sürekti bağ-
latıda bulunacak araçlann tele-
fon numaralan, kıyı şeridinde-
ki turistik tesislere dağıtıidı.
Sağlık Bakanı Halil Şıvgının
Ege ve Akdeniz kıyı şeridinde
turizm sezonu boyunca görev
yapacak 35 ambutanstan olu-
şan ekibi bayram suresince fee-
bkopterte denetleyeceği bildiril-
di.
Cezaevlerinde bayram
Bayram nedeniyle tüm ceza-
cvierinde açık görüs y^ıpüıyor.
Açtk görüş İstanbul Bayrampa-
şa Cezaevi'nde çok sayıda ta-
tuklu ve mahkfim bulunması
nedeniyle bir hafta sürecek.
Bayrampaşa Cezaevi'nde daha
önceki uyguîamaların tersine
bu kez gazetecilerin fotoğraf
çekmelerine izin veritmedi. Ce-
zaevi Savcısı Ahmet Alkan, dra-
matik sahnelerin yaşandığı açık
görüşün fotoğrafıru çekmek is-
teyen gazetecilere, bakanlık em-
ri nedeniyle izin verilmediğini
söyledi. Tlıtuklu ve mahkıimla-
nn yalnızca birinci derece ve so-
yadları tutan yakınlarının alın-
dığı açık göruşte, daha önce fi-
rarlar olması nedeniyle ziyaret-
çiler beş kez aranarak ve kolla-
rına mühür vurularak yakınla-
nyla görüştürülecekler.
mesi kararıyla görevine dönen
Genel Müdür Yardımcısı Ke-
nan Yomralı'mn "başının ya-
nabilecrgi" şeklinde görüşler
one sürülüyor. Genel Mudür Ke-
rim Aydın Erdem ile arası "pek iyi
olmadıgı" öne sürülen Yomralı'-
mn konumunun ne olacağına iliş-
kin kararın Yönetim Kunılu top-
lantısından sonra netleşeceği ifa-
de ediliyor. Ancak Kenan Yomralı,
erteleme konusunun hukuki yönü-
nü tam olarak bilmediğini surek-
li tekrarlayarak topu Başhukuk
Müşaviri Akın Beşiroğlu'na atı-
yor. Kenan Yomralı, "Yönetim
Kurulu Hodri Meydan'ın yayım-
lanmasına karar verirse tüm so-
rumlulugun size yüklenecegi şek-
linde görüşler var. Bu sizin konu-
munuzu etkiler mi" şeklindeki so-
ruya sadece, "Sanmıyorum" diye
yanıt verdi. Yomralı'mn gazetemi-
ze daha önce verdiği, "Liderlerin
çağnlması kararı alınırken ben
yoktum" şeklindeki demeci de bu
olaydan kendini "aklama" yolu-
na gittiği şeklinde değerlendirili-
yor. TRT yöneticileri, Radyo Te-
levizyon Yüksek Kurulu'nun da
bu konuda rolü olduğunu savunu-
yorlar. Yetkililer, RTYK üyesi Sul-
hi Dönmezer'in perşembe günü
Başbakanlık'tan çağrıldığı, Hod-
ri Meydan programının durdurul-
ması gerekçelerinin oluşturulma-
sında göruş alındığını kaydederek
"Aynı gün ögleden sonra
RTYK'da bir toplantı olduğunu
öğrendik. Hodri Meydan'la ilgili
orada ne göriişüldngü üzerinde
hiç durulmuyor" dediler.
Bu arada Hodri Meydan olayı-
nın TRT Genel Müdürü Kerim
Aydın Erdem'in uzun süre "başı-
nı agntacagı" belirtiliyor. Erdem-
in tepkilere göre karar değiştirip,
"Yönelim Kuruln'nu olağanüstü
toplanaya" çağırması "yeni bir çı-
kış yolu arandıgı" yorumianna
neden oldu. Bu arada haberlerde.
seçim yasağı ilkelerine rağmen ba-
kanlann demeçlerini yayımlayan
TRT'nin bu tutumuyla 2954 sayı-
lı yasada belirtilen tarafsızlık ilke-
sini ihlal ettiği öne sürülüyor. TRT
Yasası'na göre bu ilkenin ihlal
edilmesi, TRT Gend Müduni'nün
görevden alınmasıyla sonuçlana-
biliyor. TRT Genel Müdüru'nün
hangı koşullarda görevden alına-
bileceği 2954 sayılı TRT Yasası'
nın 13. maddesinde şöyle açık-
lanıyor:
"Genel Müdur, milli güvenliğin
ve kamu düzeninin gerekli kıldı-
ğı, devlet memuru olma niteliğini
>itirdigi, ağır hizmet kusuru işle-
digi veya tarafsızlıgın ihlal edildi-
gi hallerde, bu hallerin gerekçeli
olarak belirtilmesi suretiyle ve
RTYKnın teklifı ve Bakanlar Ku-
rulu kararıyla görevden alınır."
TRT'nin "diger siyasi partilere
cevap hakkı doğuracak" nitelikte
yayın yapmaması da TRT Yasası'n
da belirtiliyor. TRT yöneticileri,
Cumhurbaşkam'nın açıklamala-
rından dolayı herhangi bir parti-
ye "cevap hakkı" tammanın ola-
naksız olduğunu ifade ediyorlar.
TRT Yasası'nın 20. maddesine gö-
re TRT, "hükümet veya bir siyasi
parti açıklama ve faaliyetlerini ya-
yımladıktan sonra bunu dengele-
mek maksadıyla hemen ardından
veya aynı bülten içerisinde karşı
gönişleri yayımlamak zorunda"
bulunuyor.
Denizli muhabirimiz Ömer
Yurtseven'in bildirdiğine gore mu-
halefet liderlerinin ekrana geleceği
"Hodri Meydan"ın yayından kal-
dırılmasını protesto için SHP Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Adnan
Keskin ile birlikte TRT'ye telgraf
çeken yaklaşık 100 kadar SHP'li
PTT'de fişlendi.
SHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı Keskin, düzenlediği basın top-
lantısında, "TRT, özerk bir yapı-
ya kavuşuncaya kadar protestola-
nmızı sürdüreceğiz" dedi. Adnan
Keskin devamla şunları söyledi:
"12 Eylül egemenliği halen de-
>^m edivor. Bu TRT için de geçer-
li bunun en son örnegini Hodri
Meydan'ın ya>ından çıkanlmasıy-
la bir kez daha yaşadık. Artık te-
levizyon Semra Özal'ın kara ku-
tusu haline gelmiştir. Özallann te-
kelinde kalmıştır. tçi ve dışı kara-
ran bu kutuyu bundan böyle sey-
retmeyecegiz. Çünkü ekrana Kara
bir leke surulmüştıir. Bu demok-
rasinin ve çoksesliliginin bir ayı-
bıdır. Sıgındığı bu kutu içinde
ANAP'ın ocakbaşı gibi her gün
borazanını öttürmesi, halkı canın-
dan bezdirmişn'r."
TRT Genel Muduru Erdem'e
çekılen telgrafta şu görüşlere yer
verildi:
"Hodri Meydan programını ya-
yından çıkarmaya >önelik karan-
nız demokrasiye indirilmiş bir
darbedir."
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Devlet memurları ve emek-
lilerin ayhklanna 1 temmuzdan ge-
çerli olmak uzere yapılacak olan
ikinci yarı yıl zammı bayramdan
sonra açıklanacak. Maaş katsayı-
sının 255'ten 310 veya 320'ye, ka-
lan aylık tutannın da 280 bin li-
radan 340-350 bin lira duzeyine çı-
karılması bekleniyor. Yeni katsa-
yıdan sonra işçi emeklilerinin ma-
aşında da en çok 80 bin liralık ar-
tış olacak. Yılbaşında yüzde 25
zam alan sözleşmeli personel de
memura yapılan zam kadar ma-
aş artışı istiyor. SHP Genel Sek-
reteri Deniz Baykal hükümetin
tepkiden korktuğu için memura
vereceği zammı açıklayamadığını
belirterek "Maaş artışında enflas-
yon, geçen yıDann kavbı ve son
dönemde işçiye verilen zam dik-
kate alınmalı" dedi.
Edinilen bilgiye göre Başbakan
Yıldınm Akbulut ile Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan Kahveci-
nin 23 haziran günü Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal ile yaptıkları gö-
rüşmede maaş zammı büyük öl-
çüde kesinleşti. Bu görüşmede
Cumhurbaşkanı Özal'ın "bütçe
imkânlan göz önünde tutularak
maaş zammı oranının yüzde 20 ci-
vannda belirlenmesini tavsiye
ettigi" öğrenildi.
özal'ın tavsiyesi doğrultusunda
yapılan çalışmalar sonucu teknik
hazırlıkları biten yeni katsayı ar-
tışlarına ilişkin kararlar bayram-
dan sonraki ilk Bakanlar Kurulu
toplantısında görüşulerek kamu-
oyuna açıklanacak. Memurlar
zamlı ayhklannı 16 temmuzda
alacaklar.
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal, hükümetin kamuoyunun
tepkisinden korktuğu için memur
maaşlanna yapılacak zammın yıl-
lardır ilk kez temmuz ayı başında
açıklanamadığını öne sürdu. Me-
murların bayrama buruk girdiği-
ni belirten Baykal konuya ilişkin
olarak şunları söyledi:
"Memur maaşlanna zam ya-
parken üç önemli kriteri göz
önünde tutmak gerekli. Birincisi;
enflasyon hızı, ikincisi; gecen yıl-
lardaki kayıplar, üçüncüsü de son
dönemde işçilerin toplusozleşme
ve pazarlık gücüyle elde ettigi
zamlar. Yani sosyal demokrat be-
ledivelerin işçilerine uyguladıgı ar-
tışlar. Dikkate alınması gereken
noktalar bunlardır. Oysa hükü-
met, bütçe açıgını bahane ederek
zammın çok fazla olamayacagımn
sinyallerini veriyor ve kamuoyu-
nun bu konudaki beklentisini
azaltmaya çalışıyor."
Memura zam oranı hesaplanır-
ken Çankaya Köşkü'ne ayrılan
ödenekteki artışın da göz önüne
alınması gerektiğini vurgulayan
Baykal. "Gecen yıla oranla yüz-
de 100 ödenek artışı saglandıgı
halde Çankaya Köşkü'nün gider-
lerine para \etmiyor. Daha yılın
ilk yansı dolmadan 3J milyar da-
ha ödenek aynkyor. Çankaya Koş-
kü vatandaşa örnek olmalıdır.
Çankaya Köşkü kendi giderleri
için oluşturdugu ölçtitü memura
da uygulasın" diye konuştu.
Baykal, memurlann maaşlann-
da ve sosyal haklannda artış elde
edebilmeleri için örgütlenmeleri-
nin kaçımlmaz olduğunu söyledi.
Baykal, "Son günlerde bu konu-
daki girişimleri hükümet bogma-
ya çalışıyor" dedi.
Sözleşmeli personel uygulama-
sının getirdiği sakıncalara da de-
ğinen Baykal şöyle devam etti:
"Sözleşmeli personel uygulama-
sı memur arasında aynma neden
olmuştur. Bugün sözleşmeli per-
sonelin içinde bulundugu durum
devlet ciddiyetine yakışmamakta-
dır. Daha fazla maaş sozu ile söz-
leşmeli yapılan insanlar h-ugün ha-
yal kınklıgına ugramıştır."
Öte yandan 200 bini aşkın söz-
leşmeli de temmuzda kadrolu me-
murlara yapılacak zam kadar ma-
aşında artış bekliyor.
Sözleşmeli personel fazla mesai
ve mazeret izninden yararlanamı-
yor. Sözleşmeliler aynca "amir uy-
gun göriirse" hafta sonu da çalış-
tırılabiliyor.
Katsayı, SSK Yönetim Kurulu-
nun yıl başında hedeflediği ra-
kamlar çerçevesinde belirlendiği
takdirde, en üst göstergeden (1400)
maaş almakta olan normai işçile-
rin gelirlerinde (yüzde 70 bağla-
ma oranına göre) yaklaşık 80 bin
liralık bir artış olacak. SSK Yö-
netim Kurulu'nun yılbaşındaki
bütçe raporunda, temmuz ayında
katsayının 255'ten 300'e, sosyal
yardım zammımn da 175 bin lira-
dan 210 bin liraya çıkabileceği ön-
görülmüştu. Bu rakamlara göre
yuzde 70 bağlama oranı ve 1400
gösterge uzerinden maaş almak-
ta olan emeklinin geliri sosyal yar-
dım zammı dahil 424 bin 900 li-
radan 504 bin liraya çıkacak.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu
da yeni asgari ücretin belirlenebil-
mesi için katsayının açıklanması-
nı bekliyor. Hizmet sektörü söz-
leşmeleri konusunda haziran ayı
başında Türk-lş iie hükümet ara-
sında varılan anlaşmada, bu iyi-
leşmenin üzerine zam yapılması,
yeni asgari ücretin 400 bin lira do-
laylarına çıkarılacağı yorumları
>-apılmasına neden oldu. Şu anda
uygulanan asgari ücret brüt 225
bin lira duzeyinde bulunuyor.
CÖNEYT ARCAYÛREK yazıyor
(Baştarafi 1. Sayfada)
ri Meydan demokratik yaşantı-
mızdaki çarpıklığın haziran ayın-
daki simgesine dönüşürken
SHP de yasak karartnın hangi
kaynaktan esinlendiğini açıkla-
maya girişiyor.
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal, kurum aleyhinde milyar-
lık dava açacaklarını söyledikten
sonuçta -basına göre- TRT'nin
bir adım geri attığına benzer bir
yanıtla karşılaştıktan sonra dün
Ankara bürosundakı arkadaşla-
nmıza, "Sorumlu arıyoruz. TÖ'-
den bir buyruk gelerek progra-
mın yayımlanabileceğini umuyo-
ruz" demiş.
Görünen o ki Baykal da zaten
işin başından beri yasağın TÖ'-
den geldiğine inanıyor, olay içe-
riğinin daha berraklaşmasını
bekleyerek doğrudan Çankaya'-
yı hedef almıyordu.
TRT'nin attığı geri adım ney-
miş? Bayramı da Paris'te geçir-
meyi tasarladığı söyienen Genel
Müdür'e SHP başvurusu iletil-
miş. Gene yönetim kurulunun
toplanarak bir karar vermesinin
doğru olacağı sonucuna varıl-
mış.
TRT'nin dirayetlı yöneticileri
19 ağustos seçimlerini bahane
ettikten sonra yönetim kurulu-
nun seçim yasası hükümlerinı hi-
çe sayması düşünülebilir mi? Ol-
sa olsa varacağı kararda yasa-
lara saygıyı yineledikten sonra
bir umut kapıst açabilir. Atacağı
tek olumlu adım muhalefetin ka-
tılacağı Hodri Meydan'ın tarihi-
ni ve saatini bugünden açıkla-
mak olabilir.
Yönetim kurulu, Radyo Tele-
vizyon Yüksek Kurulu hepsi bi-
rer hikâye. TÖ ile hükümet ile
danışıklı dögüş yapılarak muha-
lefeti, kamuoyundaki tepkiyi
azaltabilmek için uyutma yön-
temlerine başvuruluyor şimdi.
Zaten pek çok kurumda yetkili
olanların yakasında ANAP rozetı
yok, ama her biri ANAP'tan da-
ha çok ANAP'lı. Daha doğrusu
rejimin her gün arkadan bıçak-
lanmasına karşın TÖ'ye hizmet
vermekte birbirleriyle yarış halin-
de.
Şurada birkaç günümüz kaldı.
Başkentin sıcağına serinliğine,
özlem dolu, gün sayarak Anka-
ra'daki büromuzun hasretini çe-
kerken kıyı kentlerine bankada
parası, bir köşede ayırdığı nere-
den bulduğu belli olmayan ufak
tefek milyoncukları olanlar akın
ediyor. Bürokrasinin yüzde dok-
sanı ise bayram öncesi maaştan
avans bile alamamış. Yeni ücret
tarifelerinin Okluk Koyu'ndaki
villanın ınsafına kaldığını biierek
oturacak oturduğu yerde. Küçük
memurun, orta direğin bayram
günlerini Ahmet Muhip Dranas'-
ın şu dizeleri yansıtıyor:
Dışarda bayram/Bayram bize
mahrem/Sultanım biçarem/Dol-
dur içelim/Tabii bakkaldan vere-
siye alarak.
Okluk Koyu"nu şu paha biçil-
mez nadide Kaşıkçı Elması gibi
korumaya azmetmiş bir jandar-
ma subayı çıkıyor orta yere ga-
zetecilere, "Ben devtetim" diyor.
"Yatırır yere üzerinizden ciple
geçerım."
Bir-iki gündür öykü gazeteler-
de. Devletin etkilisiyle yetkilisinin
kendini bilmez jandarma sözûne
kılı kıpırdamıyor.
Bızler de günterdir Hodri Mey-
dan'a yasak koyan sorumlu arı-
yoruz.
Sorumlu mu? Jandarma su-
bayının böyle konuşmasına ce-
saret verecek kadar baştan so-
na ortada. TÖ nereye giderse
gitsın, jandarmasına, sıgındığı
ceza yasası maddelerine karşın
parmağımız orada.
Tek sorunu, tek sorumluyu
göstererek!
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafi 1. Sayfada)
İki nedenle:
Birinci neden, bir başka gazetenin haberinden söz edi-
lirse bu o gazetenin haber konusu olayda "atlamış" oldu-
ğunu kabul etmesi demektir.
İkinci neden de bu gazeteden ve gazetecıden söz edilir-
se bu gazete ve gazeteci için "reklam" yapılmış olur.
Hürriyet gazetesinde pazar günü yayımlanan "ikinci Ra-
bıta Vakası" haberi, gerek yazıhşı, gerek sunuluşuyla dört
dörtlüktür. Haberi veren Saygı Oztürk arkadaşımızı da bu
haberi sekiz sütunluk manşete çıkaran Hürriyet gazetesi
Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök'ü kutlanm.
Bu haberle laik devletin ne hale geldiği, daha doğrusu
ne hale getırildiği bir kez daha gözler önüne serildi.
Suudi Arabistan içişleri Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti va-
lilerinin, yani illerdekı cumhurbaşkanı temsilcilerinin hac pa-
ralarını ödüyor. Bu sayın valiler de "yabancı devletparasıy-
la hac olmaz" demeyip hemen ihramlara bürünüveriyorlar.
İhramlara bürünenler Suudi parasıyla hacca giden valiler
değil, laik cumhuriyetin kendisidir!
Daha önce yurtdışındaki din adamlarının aylıklarını öde-
yen şeriat örgütü Rabıta, demek ki, şimdi de laik devletin
vajilerine el attı.
İçişleri Bakanı Aksu da dün yaptığı açıklamada, valilerin
Rabıta örgütü tarafmdan değil, Suudi Arabistan İçişleri Ba-
kanlığı'nca çağrıldıklarını ve hac giderlerinin de Suudi hü-
kümetince ödendiğini ıleri sürdü.
Rabıta örgütü ile Suudi Krallığı iç ıçedir Ha Rabıta örgü-
tü, ha Suudi İçişleri Bakanlığı. Ne fark eder ki?
Diyanet İşleri Başkanlığı nasıl Türkiye Cumhuriyeti hü-
kümetinin ayrılmaz bir parçasıysa, Rabıta örgütü de bun-
dan daha sıkı biçimde Suudi Krallığı ile iç içe olan bir ku-
rumdur.
Acı olan laik cumhuriyet valilerinin bir çeşit "resmi dev-
let hacılığı" yolu ile bu şeriat devletinin paralarıyla hacca
gitmeleridir.
Sıra cumhuriyet savcılan, yargıçlar, emniyet müdürteri ve
generallerdedir!
Cumhurbaşkanı Özal da gecen yıl eşi Semra Hanım'la
birlikte hac farizasını Suudi Arabistan hükümetinin dave-
tiyle hem de devlet uçağıyta yapmış değil miydi?
Türk-İslam sentezinde hem anayasa "tağyir, tebdil ve Uga"
ediliyor hem de Kuran hükümleri çiğneniyor.
Bilebildiğımiz kadarıyla hac farizası "sağlıklı ve vahıklı"
Müslümanlar için bir zorunluluktur. Hac farizası, hac gider-
leri Müslümanın kendisi tarafmdan karşılanmazsa ne an-
lamı olur? El pijamasıyla gerdeğe girer gibi yabancı devlet
parasıyla hacca gitmek günah değil midir?
Herhalde öbür dünyada yabancı devlet parasıyla hacca
giden valilerimiz cayır cayır yanacaklardır!
Yanarlar; yanmazlar, bunlan karıştırmayalım da hac fari-
zasını şeriat örgütü parasıyla yerine getirdiğini sanan vali-
lerimiz için bir kural getirelim.
Önüne gelen vali "Hacca gidersek göze gireryükseliriz"
diye "RaMa" ile "rabıta" kurup hacca gitsinler, olur mu böyle
şey?
Ne yapmalı?
Merkezi sistemli bir sınav yapmalı.
Valilerimiz Suudi Arabistan Ankara Büyükelçiliği'nde dü-
zenlenen bir merkezi sınavdan geçtikten sonra ayrıca bir
sözlü sınava da sokulmalıdırlar. Sınav kurulunda Korkut
Özal biraderimizin de bulunmasında yarar vardır.
Suudi Büyükelçiliği, valilerimizi önce islam tarihinden
sonra da din bilgisinden sınava çeker. valilerimizi başlannda
takke, ellerinde tespih, sırtiarında cübbe Kuran okurlar, böy-
lece bu sınavdan geçebilenler Rabıta parasıyla cennetin
anahtarlarını ele geçirirler.
^Hacı valilerimiz için yurda dönüşlerinde "istedikleri bü-
yük illerden bihne atanma" zorunluluğu da getirilebitir. Va-
lilerimiz ancak böylece yükselebilirler.
Suudi Büyükelçiliği merkezi sınav sisteminden geçirir,
sözlü sınavları Korkut Bey biraderimız yapar. Dönüşlerirv
de de Turgut Özal'ın ımzasıyla yeni illere atanırlar.
Beyler, beyoğlu beyler...
Laik cumhuriyetin valilerıyle Suudi hükümetinin bu can
ciğer kuzu sarması ilişkileri hepimizi uyandırmalıdır.
"Birinci Rabıta Vakası" kimseyi uyandırmadı.. imam Ha-
tıp okullarını, İlahiyat Fakültelerini ve Yüksek islam Ensti-
tüsü'nü bitirenlerin din hizmetleri alanı dışındaki ışlerde gö-
revlendirilmelerı de kimseyi etkilemedi.. Arap kapitülasyon-
ları da kimsenin ulusal onurunu çiğnemedi.. İslam banker-
liği yoluyla "devletin hukuki ve iktisadi temel nizamı" din ku-
rallarına göre değiştirildi. Kimsenin gıkı çıkmadı..
Laik cumhuriyetin valilerinin, Suudi Arabistan hüküme-
tinin parasıyla hacca giimeleri, bilmem, derin uykulardan
ve aymazlıklardan uyanıp, olup bitenleri anlamamıza yara-
yacak mı?
* • •
Bütün okuriarımın bayramlarını sağlık ve neşe içinde ge-
çirmelerini dilerim.
Ben bir süre yazılarıma ara veriyorum. Yeniden buluşmak
üzere sevgiler ve saygılar...
YSK BAŞKANI YALÇEVKAYA
TRT bizi politikaya
çekmek istiyor'
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) — Yüksek Seçim Kurulu Baş-
kanı Orhan Yalçınkaya, "Hodri
Meydan" programının yayından
kaldınlmasıyla TRT'nin YSK'yı
politikanın içine çekmek istediği-
ni söyledi. Yalçınkaya, 298 sayılı
seçimlerin temel hükümleriyle il-
gili yasanın, TRFye "yasaklama"
konusunda resen karar verebilme
yetkisi tanıdığını kaydetti.
Yalçınkaya, TRT'nin Özal'ın ka-
tıldığı programı yayımlarken mu-
halefetin katılacağı programı er-
telemesinin "ileriye yönelik olarak
politik amaçlarla alınmıs bir
karar" olduğunu söyledi.
TRT'nin, DYP Genel Başkanı
Siileyman Demirel ile SHP Genel
Sekreteri Deniz BaykaPın katıla-
cakları ve geçen cuma akşamı ya-
yımlanması programlanan "Hodri
Meydan" programını "seçim ya-
saklan"nı gerekçe göstererek erte-
lemesiyle ilgili tepkiler sürüyor.
Cumhuriyet muhabirinin ko-
nuyla ilgili sorulanm yamtlayan
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Baş-
kanı Orhan Yalçınkaya, erteleme
konusunda YSK'nın bir karan bu-
lunmadığını söyledi. Yalçınkaya'-
ya yöneltilen sorular ve yanıtları
şöyle:
— Hodri Meydan'ın iptali ko-
nusunda top YSK ya atılıyor. Si-
zin görüşünüz nedir?
YALÇINKAYA — TRT, şimdi
bizi politikanın içine çekmeye ça-
lışıyor. Onlann belirttikleri gibi
bizim verilmiş bir karanmız yok,
"lcraatın tçinden" veyahut "Baş-
bakanhktan tlginize BUginize"
programlarının durdurulmasıyla
ilgili olarak da. Daha önceleri biz,
1989 tarihinde 79 sayılı bir karar
verdik. Bu, 26 Mart 1989 yerel se-
çimleriyle ilgiliydi. O tarihte "Baş-
bakanlıktan tlginize Bilginize" ad-
lı, hukumette hazırlanan progra-
mın vatandaşm oylarını etkileye-
ceği gerekçesiyle, SHP ve DYP'nin
başvurusu üzerine programın ya-
yınlanmaması yolunda bir karar
aldık. Ama bu, "Hodri Meydani
'la ilgili herhangi bir karanmız
yok. TRT tamamıyla 2954 sayılı
TRT Yasası çerçevesinde hareket
ediyor.
— 10 Agustos seçimleri için ya-
saklar başladı mı?
YALÇINKAYA — "Yasakiar 21
hazirandan itibaren başladı. TRT,
haliyle 298 sayılı seçiralerin temel
hükümlerine ilişkin yasanın mad-
delerini kendisi, resen uygu-
layacak.
— TRTnin size herhangi bir
başvurusu olda mu?
YALÇINKAYA — Hayır.
TRT'nin bize başvurusu yok. Za-
ten böyle bir başvurusu da yasal
olmaz. Biz böyle başvurulan Cem
Duna zamaıunda reddettik.
YSK'nın bu konuda önleme, za-
bıta görevi yoktur. 'Şunu yapın,
bunu yapın' diye mütalaa mercii
değiliz.
— TRT'nin böyle bir yasakla-
ma karan alması yasal bir işlem
midir? Yapabiir mi?
YALÇINKAYA — Yapabilir.
Çünkü, 298 sayılı kanun, kendi-
sine bu yetkiyi veriyor. Çünkü,
TRT'ye hitap eden hükümler var
bu yasada. 62'den 66. maddeye
kadar, kuruluşlara, basına hitap
eden maddelerdir bunlar. Bu
maddelere dayanarak kendisini
sorumluluktan, cezai soruşturma-
dan kurtarmak için kendisini yet-
kili görüyor.
— Özal ve diğer liderierin
"Hodri Meydan" programlan ya-
saklara girer mi?
YALÇINKAYA — Girip girme-
mesi, ileride dava konusu olduğu
zaman tartışılabilecek konu. ön-
ceden bunu önlemek mümkiln de-
ğil. TRT bunu yayımlayacak, ya-
yımlananların suç olup olmadıgı
ancak bağımsız mahkemelerce de-
ğerlendirilecek.