25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 TEMMUZ 1990 Osman Hamdi kongresi . • Kültür Scrvisi — Mimar Sinan Üniversitesi ve Atabay Şirketler Grubu 2-5 ekim tarihleri arasında • muzeci, ressam ve arkeolog Osman Hamdi Be>r adına bir kongre ve kültür etkinlikleri düzenliyor. Osman Hamdi'yi aşadığı çağ ve ,ağımızın kültürel ortamı açısından değerlendirmeyi amaçlayan, 3 ve 4 ekim tarihlerinde üniversitenin oditoryumunda gerçekleşecek kongreye Prof. tsmail Tunalı, Prof. Mustafa Cezar, . Prof. llber Ortaylı, , Prof. Jale Parla, Prof. Dr. Cevat Çapan, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Prof. Dr. Apdullah Kuran, Prof. Dr. Metin And, Doç. Dr. Semra Germaner, Doç. Dr. Zeki Sönmez, Doç. Dr. Jale.Erzen, Doç. Dr. Ethem Eldem, Dr. Ipek Aksüğü Düben, Metin Erksan, Alpay Pasinli ve t. Sezer Tansuğ bildiri sunacaklar. 2 ekimdeki açılış töreninden sonra Eskihisar'a gidilerek Osman Hamdi Bey'in ev ve müzesi ile mezarı ziyaret edilecek, daha sonra Eskihisar'daki Atabay tesislerinde keman-piyano resitali izlenecek. 5 ekimde ise aynı yerde MSÜ Devlet Konservatuvarı öğrencileri Meriç Sümen yönetüninde bir bale gösterisi sergileyecekler. Kanun sanatçısı Erol Deran ise bir konser verecek. Etkinlikler kapsamında Resim Heykel Müzesi'nde Osman Hamdi Bey resim sergisi, . Arkeoloji Müzesi'nde ise yine Osman Hamdi ile ilgili bir başka sergi açılacak. Şile Bezi Ktiltür Şenligi • Kültür Servisi — 6. Şile Bezi Kültür Şenliği bu yıl 26-28 temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek. Üç gün surecek şenlikte ilk iki gün tiyatro, üçüncü gün müzik ağırhkta olacak. Avrıca panel, sergi, defile ve • halkoyunları gösterileri de yer alacak. Şile Bezi Şenliği * 26 temmuz perşembe günü Belediye Meydanı'nda saat " 18.30'da Şile Kaymakamı ve Belediye Başkanı'nın açış konuşmalarıyla başlayacak. Aym gün 19.00'daki tiyatro konulu panele lsmet Ay, Gencay Gürün ve Haldun Dormen katılacaklar. 21.45'te ise tstanbul Belediyesi ^ehir Tiyatrosu Gencay Gürün'ün Aristophanes'ten arladığı "Kuşlar" müzikali sergilenecek. Ikinci gün yapılacak "Çevre ve Türizm" konulu panele Doç. Dr. Reha Günay yönetecek. Konuşmacılar: Behruz Çinici ve Prof. Dr. Kriton Curi. tdil Abla Çocuk Tiyatrosu "Masalistan" adlı oyunu 17.00'de, Dormen Tiyatrosu "Kaç Baba Kaç"ı 21.30'da sergileyecek. Cumartesi günü ise "Masalistan" saat 17.00'de bir kez daha sergilenecek. Aynı gün 18.OO'de yapılacak müzik konulu panele Sadun Aksüt ve Esin Engin katılacaklar. Kartal Şenligi'nde bugün • Kültür Servisi — 9. Uluslararası Kartal Kültür ve Sanat Festivali kapsamında bugün Çağdaş Sahne Tiyatrosu "Palyaço" adlı gösteriyi saat 21.00'de Maltepe Sahili'nde sunacak. Kartal Belediye Tiyatrosu'nun "Kahvede Şenlik Var" adlı oyunu ise Yakacık'ta saat 19.00'da izlenebilecek. 4. Uluslararası Altın Kartal Halkoyunları Yanşması ise saat 21.00'de Kartal sahilinde yapılacak. Yarışmaya Yugoslavya, Malezya, Fransa, Kanada, Polonya, Italya, Çekoslovakya, Hollanda, SSCB, Gurcistan, Arnavutluk, KKTC, Meksika, Romanya ve ülkemizden ekipler katılacak. KHE Merkezi Türk Halk Muziği Korosu'nun konseri ise saat 21.00'de Soğanlık'ta yer alacak. Genç tletişim Grubu'nun konseri ise saat 19.00'da Küçükyalı'da. Festival kapsamında "Bütün Kapılar Kapalıydı" adlı fılm Başıbüyük-Maltepe*de, "Yasemin" Gülsuyu-Maltepe'de, "Uçurtmayı Vurmasınlar" ise Yakacık'ta saat 21.30'da gösterilecek. fc Geniş Zamanlar' çıktı • Kültür Servisi — "Geniş Zamanlar" adlı haziran/temmuz kitabı "Şiir Sanatı, şiir kültürü, şiir ahlakı üzerine özel bir yayım" olarak çıktı. Ibrahim Kiras ve Birhan Keskin'in yayına hazırladığı dergi-kitabın JH, s a y1 S | "Gerçeklik ve Gerçekçilik" konusuna ayrıldı. rgide Iskender Savaşır'ın "Şiir, Sükûnet, Şefkat ve ^chvet", Adnan Özer'in "Gerçeklik Suç Değil, Düşler Kabahat Değil" Gerald GrafFın "Gerçekliğin ötesi" (Çeviri: B. Ataman / 1. Kiras), Octavio Paz'ın "Şiir ve Şiirsellik" (çeviri: ömer Saruhanlıoğlu), Atılgan Bayar'ın "Yaziyla Tartışma" başlıkh yazıları sunuluyor. Tarık Gunersel'e özel bir bölümün aynldığı dergide Enis Batur, Birhan Keskin, Ibrahim Kiras, Kubilay Tunçer, Ahmethan Yılmaz'ın şiirleri de sunuluyor. Yaşar Kemal İsveç Radyosu'nda • STOCKHOLM (AA) — Yazar Yaşar Kemal, Türkiye'de Atatürk devrinin dışmda belli bir kültür politikası izlenmediğini bildirerek "Mustafa Kemal'in Türk dilinin annması ve zenginleştirilmesi gibi çok •sağlam bir kültür politikası vardı" dedi. İsveç Radyosu ikinci kanalındaki bir programda konuşan Yaşar Kemal, Atatürk devrinde başlayan Türk dilinin arınması ve zenginleştirilmesi politikasının bugünkü Türkiye'de bulunmadığmı kaydetti. Bugünkü Türkiye'de kitap düşmanlığı olduğunu savunan Kemal, kültür politikasının da yozlaştığını vurgulayarak, "Temel bir kültürü olan bir ulus, bugünkü yozlaşmaya, bütün iletişim araçlarıyla mutlaka karşı gelecektir" dedi. Türkiye"nin son 10 yılını da değerlendiren Yaşar Kemal, kültür politikasının yazarların dilini etkilemediğini, özellikle genç yazarların diline gerçekten hayran olduğunu belirtti. Kemal, Türk basınının dilinin ise bozulduğunu, bundan dolayı üzgün olduğunu söyleyerek "Türk basınının dili Türk tarihinde hiçbir zaman bu kadar kötü olmamıştı. Gittikçe bozuluyor, 15-20 sene önce böyle değildi" dedi. DUYURU ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ'nce üniversite öğrencileri arasında bir yazı yanşması düzenlenmiştir. Yarışmanın konusu şöyledir: Cumhuriyetin emanet edildiği Türk gençliğinden ATATÜRKÇÜLÜGÜN ÇAĞDAŞ YORUMU Yazılı 5 daktilo sayfasını aşmayacak şekilde ve iki aralıkla yazılacak ve 15 Ekim 1990 tarihine kadar İstanbul Sirkeci P.K. 330 adresine gönderılecektir. Yarışma sonuçlan 10 Kasım 1990'da Taksım Atatürk Kitaplığı'nda saat 10.00'da yapılacak törende ve ayrıca gazetelerde ilan edilecek, bırinciliği kazanan yazının yayımlanrnası sağlanacaktır. Ödüller: 1ye LOOO.OOOr- TL, 2 ye 750.000.- TL ve 3.ye 500.000.- TL olacaktır. Jüri: Nazan İpşfroğlu, Prof. Dr. Jale Baysal, Prof. Dr. Necla Arat, Fahriye Çetinkanat, GöfcşJn Sanal MARCIE'DEN MERİH'LE OLCAY'A ÇAĞRI Sevgili dostlanm, Çarşamba 18 temmuz 18.30'da konsolosluk bahçesinde veda partim var. Sizleri de bekliyorum. 7 n KÜLTÜR-SANAT jk İO. ULUSLARARASIİSTANBUL FESTİVALİ 9 CUMHURİYET/5 Caz-fusion türünün "Sarıceketliler"i bu akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda 1fellowiackets caz delisiKuruluşunun 10. yılında Istanbullu müzikseverlerin karşısma çıkacak olan Yellowackets, üç Grammy ödülünün de sahibi. Topluluk üyeleri bütün yapmak istediklerinin "yeni" bir anlayışla caz çalmak" olduğunu söylüyorlar. "Caz bizimle yaşıyor" diyor topluluk üyeleri, "biz ve bizim gibi delilerle." SADETTtN DAVRAN . Caz hoplaya zıplaya 1990'lara girdi. Bu akşam Açıkhava Tiyat- rosu'nda çalacak olan Yeltowjac- kcts bundan tarn on yıl önce ku- rulmuştu. Özellikle 1970'lerde dakikada en az iki tanesi birden kurulan, yaptıkları müzik üzerine olumlu olumsuz ciltler dolusu görüş ileri süriilen "fusion" topluluklannın en uzun ömürlülerinden olan Yel- lowjackets, geçen yılın "En tyi Cu Fusion Albümn" daündaki Grammy ödülü'nün de sahibi. Fusion bilindiği gibi iç içe eri- me anlamına gelen bir sözcük. Neyin içinde eriyor, yeterince eri- mezse ne oluyor, topaklanmalar nasıl gıderilir, zamanla aynşma ya da çökelmelere karşı ne yapılma- h? Yellowjackets bu sorulara uz- manca yanıtlar veriyor. Caz 1960'lardan sorunlu çık- mış, WlÇl\e.n zorunlu geçirmişti. 1980'lerde ise pek çok sorununu çözmüş, dahadoğrusu eskısi kadar her şeyi sorun etmeyen, 10 yıl ön- ce rüyasında görse inanmayacağı genişlikte bir ilginin odağı olarak çıkü. Bu oluşumda kim ne derse de- sin fusionun payı büyük. Fusion rockla cazın iç içe erimesi olarak ortaya çıktı. Başka deyişle çok sa- tan müzikle az satan müziğin iç içe erimesi. Fusion bugün artık kurumlaştı. Yerleşik toplulukları, önemli müzisyenleri ile başlı ba- şına bir tür. Cazın yanından yü- rüyor. Caz da eğer bugün kendi yolunda yürumeye yeniden başla- vabüdiyse bunu büyük ölçüde fu- siona borçlu. Yellowjackets'i 1980'deLosAn- geles'da (ABD) Rnssell Ferrante (tuşlu calgılar), Jimmy Haslip HER YILA BİR PLAK — Klavyede Russel Ferrante, basta Jimmy Hasllp, saksofonda Marc Rosso, davulda VVilliam Kennedy'den oluşan Yellowjackets, ilk albiımu "The Yellowjackets "lan bu yana her yüa en az bir plak düşecek bir hızla çalışıyor. (bas), Robben Ford (gitar) ve Ricky Lawson (davul) kurmuştu. 1986'dan bu yana ise toplulukta gitarcı Robben Ford yerine sakso- foncu Marc Rnsso, davulda Ricky Lawson yerine VVilliam Kennedy var. Jimmy Haslip (1951) Russell Ferrante (1952) ile 1977'den bu ya- na birlikte. Topluluk ilk albümü "The Yellowjackets"tan bu yana her yıla en az bir plak düşecek bir hızla çalışıyor. "Roliücs" adlı al- bümleri ile aldıkları Grammy sa- yısı üçe çıktı. Yülar geçtikçe daha caz ağırlıklı albümler yapmaya başlayan Yel- lowjackets'in "The Spin" albü- münde yer alan parçalardan çoğu- nu yazan Ferrante ve Haslip, Ke- ith Jarret'ın Gray Peacock ve Jack De Johnette ile yaptığı trio müzi- ğinden de çok etkilendiklerini söy- lüyorlar. Haslip topluluğa katılı- mını Gary Peacock ya da Marc Johnson'kine benzetmeye çalıştı- ğını da ekliyor. Branford Marsalis'in yaklaşı- mından da aynı heyecanla sözden Ferrante'ye Yellowjackets gelenek- sel malzemeyı her zamankinden daha fazla araştınyor. Bütün yap- mak istedikleri "yeni" bir anlayış- la caz çalmak. Davulcu William Kennedy "Caz bizimle yaşıyor" diyor "Bü ve bizim gibi deiilerfe.' John McLaughlin tskoç Ulusal Orkestrası ile Akdeniz' konçertosunu seslendirdi Başdöndürücü bir gitar ustası Mc Laughlin'in "Akdeniz" konçertosu gerçekten de "geniş bir potpuri." Akdeniz kıyılannda sahili olan ülkelerin müzikal karakterlerini Endülüs ve Latin kanı ağır basarak yansıtan, arada bir Latin Amerika'ya atıflar yapan, ama daha da önemlisi kendi kişiliğini kesintisiz ön planda tutan bir besteci John... FtLİZ ALt Tanrı bazı kullannı yaratırken ne kadar da cömert davranıyor. John McLaughlin'i yaratırken de özenmiş, belli. McLaughlin, sü- rekli kendini yenileyen, sürekli çevresine topladığı üstün varlıklar- la birlik olup yaratı alanını alabil- diğine geniş tutan bir muzisyen ol- makla yetinmeyip "Akdeniz" kon- çertosu gibi derinliği ve genişliği- nin boyutları göz kamaştıran bir eserin de yaratıctSL Başdöndürü- cü bir gitar ustası McLaughlin, parmakları teller üzerinde rüzgâr gibi uçuyor, müziği ile fırtınalar yaratmakta, ama nasıl da rahat, huzur verici, dingin görünüyor sahnede oysa. Müzikle bütünleşmesi gözle gö- rülürcesine belirgin McLaughlin 1 in. "Akdeniz" konçertosunda "... geniş bir potpuri yaratmakla suç- lanabilecegi"ni tahmin eden sa- natçı bu konudaki olası eleştirileri daha sözcüklere dönüşmeden ön- lemiş oluyordu. Evet, gerçekten de "Akdeniz" konçertosu "geniş bir potpuri." Akdeniz kıyılannda sa- hili olan Ülkelerin müzikal karak- terlerini Endülüs ve Latin kanı ağır basarak yansıtan, arada bir Latin Amerika'ya atıflar yapan, ama daha da önemlisi kendi kişi- liğini kesintisiz ön planda tutan bir besteci John... ve çok usta bir besteci üstelik. Zaman zaman im- kânsızı mümkiin kılarak, zaman zaman şürselliğin sınırlarını asa- rak dinleyiciyi de birlikte sürük- leyen bir güç bu. tskoç Ulusal Orkestrası 12 tem- muz akşanu John McLaughlin'e, 13 temmuzda da Fransız piyanist Je*n - Yves Thibaudet'ye eşlik et- ti. Ne mutlu biz tstanbullulara ki festival sayesinde böyle birinci sı- nıf orkestralar dinleyebiliyoruz. Ancak beni epeydir rahatsız eden bir şey var. Söylemeden edeme>'e- ceğim. Iskoç Ulusal Orkestrası belli ki turnede. İstanbul Festiva- li'nde ne çalacaklan da solistler de önceden belli. Orkestranın asü şefı Bryden Thomson gelememiş, onun yerini Jaraes Judd almış, ol- sun. Orkestra profesyonel, şef de- ğişse de pek fazla bir şey fark et- mez denebilir. Acaba gerçekten USTA BİR BESTECİ — Parmaklanm tellerin ttstunde rüzgâr gibi uçuran Mc Laughlin, aynı zamanda usta bir besteci. Zaman zaman imkânsızı mümkiin kılarak zaman zaman şiirselligin sınııiannı aşarak dinleyicm de birlikte surükleyen bir güç bu. (Fotograf: Tarık Ersoy) fark etmez mi? Bir örnek vermek gerekirse... Thibaudet'nin yoıum- ladığj Ravel'in sol majör piyano konçertosunda özellikle üfleme calgılar için hem melodik hem de ritmik açıdan adamakıllı alengir- li pasajlar içeren son bölümde (presto) orkestranın kendisinden beklenen performansı verdiği soy- lenemezdi. Neden peki? Yanıtı or- tada.. Daha önceki bir yazımda da değindiğim gibi artık festivaller "busincss'a dönüştü. Menajerler tarafından görücü usulü evlendi- rilen orkestralarla solistler ancak düğün günü birbirleriyle tanışabi- liyorlar. Eğer ilk görüşte birbirle- rine âşık olmazlarsa beraberlikleri sorunlu olarak gelişebiliyor. Nitekim Thibaudet genç, yete- nekli, bol miktarda ödüllü, parlak bir piyanist oünakla birlikte Ra- vel'in piyano konçertosunu tek prova ile çalarak kendine haksız- lık etti gibime geliyor. Hele 'bis" parçası olarak çaldığı Chopin'in op. 10, No: 12 "İhtifad Etndü" şanssız bir seçimdi açıkçası. Eğer, Iskoç Ulusal Orkestrası ve şef James Judd, Thibaudet ile bir- likte güzel müzik yapmak için da- ha çok zamana sahip olabilseler- di eminim birbirlerini daha iyi ta- nıyacak ve daha yakın bir diyalog kuracaklardı. FESltVALDE BUGÜN \ ellewjackete Açıkhava Tiyatrosu (21.30) B«lş*y Baz Balesi Korukent Rekreasyon Merkezi (21.30) FESTtVALDE YARCN Dave Brabeck Dörtlüsii Açıkhava Tiyatrosu (21.30) Bolşoy Baz Balesi Korukent Rekreasyon Merkezi (21.30) Bilkent Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası konserleri Genç müzikçiler, taze bir orkestraTürk ve yabancı genç-öğrenci sanatçılardan oluşan Bilkent Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası 1-20 temmuz tarihleri arasında staj çalışmalarını tamamlayarak 20-25 temmuz tarihleri arasında da Ankara, İstanbul ve İzmir illerini kapsayan bir turne gerçekleştirecek. FİLİZ ALİ Bilkent Uluslararası Müzik Yaz Okulu, bu yıl üçüncü kez gerçekleşti. Bilkent Üni- versitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakül- tesi tarafından ilk kez 1988 yazında faali- yete geçen Yaz Okulu, eğitim ve uygulamayı atbaşı göturmeyi amaçlayarak genç müzik- çilerin çalışmalarının semeresini konserler vererek görmelerini sağlamakta. Türk ve yabancı genç öğrenci - sanatçı- lardan oluşan Bilkent Uluslararası Genç- lik Senfoni Orkestrası bu yıl da geçen iki yılda olduğu gibi 1-20 temmuz tarihleri ara- sında staj çalışmalarını tamamlayarak 20 - 25 temmuz tarihleri arasında Ankara, İs- tanbul ve îzmir illerini kapsayan bir turne gerçekleştirecek. 20 temmuzda Ankara'da Çankaya Bele- diyesi'nin işbirliği ile Hipodrom'da çalacak olan RÜ. Uluslararası Gençlik Orkestra- sı, bu konseri senfonik müziğin geniş kit- lelere ulaştınlması çabalarına katkı ama- cıyla ücretsiz olarak verecek. Orkestra An- kara'dan sonra Yarımca Belediyesi'nin ko- nuğu olarak lzmit-Yarımca Festivali'nde 22 temmuz gunu bir konser verecek. Istanbul- lular, tümüyle genç sanatçılardan oluşan bu taptaze orkestrayı 23 temmuz akşamı Atatürk Kültür Merkezi'nde dinleyebilir- ler. Orkestrayı önceki yıllarda olduğu gibi devlet sanatçısı Giirer Aykal eğitiyor ve yo- netiyor. Topluluğun artistik sorumluluğu- nu ise devlet sanatçısı kemancı Suna Kan ustlenmiş. Suna Kan, orkestranın 1990 tur- nesine Ulvi Cenuü Erkin'in keman konçer- tosu ile katılıyor. Konser turnesi progra- mında L. van Beetboven'ın "Coriolanus" Uvertürü, U.CErkin'in keman konçertosu ve Dvorak'ın op. 95 mi minör 9. Senfonisi "Yeni Diinva" yer alıyor. Bilkent Uluslararası Gençlik Senfonisi Orkestrası'nın 1990 turnesi 25 temmuz gü- nü saat 21.30'da Izmir-Efes Antik Tiyat- rosu'nda verilecek Efes geleneksel konseri ile son bulacak... Bilkent Uluslararası Müzik Yaz Okulu ve Orkestrasınm kuruluşunda ve yaşama- sında büyük emeği olan RÜ. Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi Dekanı Prof. Er- sin Onay, her yıl temmuz ayında gerçek- leştirilen bu programın amacını şu sözler- le açıklryor: "Müzik eğitim kurumlannın sanatçı-ögrenci ve genç mezunlanna, ge- nel ötretim ve uygulama dönemleri dışın- da, yoğunlaştmlrnış. üst düzeyde ek ögre- nim ve uygulama olanaklan )nratmak, bu etkinliklere çeşitli ülkelerden katılan genç- lerin meslektaşlanyla tanışmalannı; ku- rumlar, şehirler ve ülkeler arasında sana- ün bütunleştiriciliginde, yeni kalıcı dost- luk ve işbirliği bagiannın oluştunılması ça- balanna kablmakur..." Türk ve yabancı genç müzisyenlere bir ay boyunca birlikte yaşaytp birlikte müzik yapma olanağı sağlayan bu Yaz Okulu'nun yararları saymakla bitmeyecektir. Genç Türk sanatçılan içe dönük kabuklannın dı- şma çıkma olanağı bulacaklar, yabancı genç sanatçılar da Türkiye"yi ve Türk gen- cini yakından tanıyarak önyargılardan arın- mış biçimde dostluklar kuracaklardır mu- ziğin yardımıyla. Oileğimiz Yaz Okulu'nun uzun ömurlü olması, tumelerine yeni kentler katmala- rı, tstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerin müzik kurumları, üniversiteleri ve beledi- yelerine örnek olmaya devam etmeleridir. Oleg Kagan öldü • MÜNİH (AA) — Ünlü Sovyet kemancı Oleg Kagan'ın, Federal Almanya'nın Münih kentinde geçen haftasonu öldüğü bildirildi. Ünlü muzisyen David Gistrakh'ın öğrencilerinden olan 44 yaşındaki genç kemancının kanserden öldüğü belirtildi. Kagan, yine kendisi gibi kemancı olan eşi Natalia Gutman ile birlikte, Münih'te yapılan Wildbach Kreuth Festivali'ne katılmak üzere F. Almanya'da bulunuyordu. Bir yıl önce dünyanın en ünlü müzik ödüllerinden biri olarak kabul edilen Çaykovski ödülü'nü alan Kagan, uluslararası alanda üne sahipti. \jalova • Kültür Servisi — Yalova Belediyesi'nin düzenlediği Yalova Kültür ve Foklor Şenliği kapsamında bugün saat 20.30'da Çınarlıpark'ta "Dünden Bugüne Örnekleriyle Türk Şiiri" adlı panel yapılacak. Atilla Özkırımlı, Haşim Nezihi Okay, Salim Rıza Kırkpınar'm katılacakları paneli Faruk Şüyün yönetecek. Polonya, Avusturya, Yugoslavya, Ukrayna folklor ekiplerinin katılacaklan gösteriler ise saat 18.30'da Cumhuriyet Alanı'nda. Ressam Ralph Mıınphrey öldü • NEVV YORK (AA) — "Soyut Dışavurumculuk" ekolünün önde gelen isimlerinden Amerikalı ressam Ralph Humphrey öldü. Ailesi tarafından yapılan açıklamada, 58 yaşındaki Humphrey'in, New York'taki St. Vincent's Hastanesi'nde kalp yetmezliğinden yaşamını yitirdiği kaydedildi. 1932 yılında Ohio ayeletinin Youngstown keninde doğan Humphrey, yüksek öğrenimini burada tamamladıktan sonra New York'a yerleşti. "Soyut Dışavurumculuk" akımının en parlak dönemleri olan 60 ve 70'U yıllarda büyük saygınlık kazanan Humphrey, Hunter Üniversitesi'nin sanat bölümünde de 20 yılı aşkın bir süre dersler verdi. Şiir ve öykü yanşması • Kültür Servisi — 21. Yüzyıl Şiir ve öykü Yanşmaları-l"e son katılım tarihi 15 Aralık 1990 olarak belirlendi. "Devrimci Fikir ve Sanat Dergjsi Güneş"in düzenlediği yanşmada ilk ona giren çalışmalar bir antolojide toplanacak. Şiir dalında en fazla dört, öykü dalında ise iki yapıtla katılınabilecek yarışmanın konusu serbest olarak belirlendi. Dört daktilo sayfasından uzun olmaması koşulunun arandığı "Şiir ve öykü yarışmasınm seçici kurulunu derginin okurlan oluşturuyor. 15 aralık tarihine dek "Güneş, PR, 800 08 SVVEDEN" adresine gönderilecek çalışmalar Güneş Dergisi'nde yayımlanacak. • • Şair Omer Ebıı Rişe öldü • ŞAM (AA) — Tüm Arap dünyasında lirik ve vatansever şiirleriyle tanınan Suriyeli ünlü şair ömer Ebu Rişe, uzun bir hastahk döneminden sonra 80 yaşında öldü. Suriye Kültür Bakanlığı, Rişe'nin doğduğu kasaba olan Halep yakınlarındaki Manbej'de toprağa verileceği bildirildi. Beyrut Amerikan Üniversitesi ve Ingiltere'de kimya okuyan Rişe'nin ilk kitabı olan "Halep Şiirleri" 1936'da basıldı. En ürilü dizeleri olan "tnsanlığımız bize vücutlanmızla bir köprü kurmamızı emrediyor", "Ki, yoldaslanmız üzerinden geçebilsin" dizeleri ve benzeri duyguları içeren şiirlerinin gizlice dağıtılması nedeniyle Fransız sömürge yönetimi kendisini 1942'de ölüm cezasına çarptırmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle