Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURİYET/11
I
Okul kantinleri
• ANKARA (Cumhariyet Bürosu) — Okul
kantinlerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığı taraftndan
milli eğitimi güçlendirme vakfına kiralanması
kararlaştınldı. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci
ile Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol arasında dün
imzalanan protokole göre kantinlere yazar kasa kullanımı
zorunluluğu da getiriliyor. Maliye Bakanı Adnan
Kahveci, okul kantininin cirosu üzerinden okullara
otomatik gelir sağlanacağmı söyledi. Bu düzenlemeye
göre kantin gelirlerinden elde edilecek gelirin yüzde 7'si
ile 20'si arasındaki miktar okul masraflannın
karşılanması için vakfa bırakılacak.
Baroya davaya sert tepki
• ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Türkiye Barolar
Birliği Baskanı Önder Sav, Adalet Bakanlığı'nın istemi
üzerine, İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu
üyelerinin görevlerine son verilerek, yerlerine yenilerinin
seçilmesi için dava açılmasına sert tepki gösterdi. Sav, bu
davayı, "Adalet Bakanlığı'run bu hukuka aykırı kararı 20
yıldan bu yana vesayet ve baroların bağımsızlığı
konularında bir arpa boyu yol alınmadığınm ibret verici
bir örneğidir" diye değerlendirdi.
Güneydoğu kararnameleri
• ANKARA (Cumhuriyel Biirosu) — Anayasa
Mahkemesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bölge
valiliğine yeni ve geniş yetkiler taruyan 424 ve 425 sayılı
kanun hükmünde kararnamelere ilişkin SHP'nin yaptığı
ipta) başvurusunu bugün inceliyor. Anayasa
Mahkemesi'nin bugün yapacağı incelemenin usul
yönünden olacağı ve söz konusu kararnamelerin iptalinin
istenip istenmeyeceğine karar verileceği öğrenildi.
Anayasa Mahkemesi'nin, SHP'nin başvurusunu bu
asamada reddetmesi halinde söz konusu KHK'lar
yürürlüklerini koruyacaklar.
TBMM yann toplanıyor
• ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — TBMM Genel
Kurulu'nda yann ele alınacak genel görüşme istemi
nedeniyle liderler kürsüye gelecekler. Muhalefetin
hükumeti hac faciasının yanı sıra dış politika konusunda
da sıkıştırması bekleniyor. Genel görüşme öncesinde
siyasi parti gruplannın toplanacağı genel kurulda
muhaJefet liderleri Erdal İnönü ve Süleyman Demirel'in
eleştirilerini Başbakan Yıldırım Akbulut yanıtlayacak.
Genel görüşme sırasında, önerge sahipleri adına
yapılacak konuşmalara ayrılan 10'ar dakikalık sürelerin
iki muhalefet lideri tarafından kullanılarak, konuşma
sürelerinin yarımşar saate çıkarabilecekleri bildiriliyor.
Imza kampanyasına destek
• Haber Merkezi — "Ölü Ola»k Ele Geçirilmelere
Son" imza kampanyasına katılımlar sürüyor. 12
temmuzda İstanbul Cihangir'de öldürülen Gülay Ancı ve
Aiper Ersoy'un ölümü üzerine aralarında yazar, gazeteci,
sanatçı ve aydınlann da bulunduğu "Ölü Olarak Ele
Geçirilmelere Son" kampanyasında imza sayısı 123'e
ulaşmıştı. Dün de Ortaköy Halk Sahnesi, Grup Ekin ve
Grup Yorum'un elemanlarının da bulunduğu bir grup
sanatçı, imza kampanyasına katıldıklannı bildirdiler.
Menenjit salgınında bir er öldü
• ISPARTA (Cumhuriyet) — Isparta'da eğitim birliği olan
"40. Mekanize Birliği"nde yaklaşık 15 günönce ortaya çıkan
menenjit salgını, bir can aldı. Isparta Devlet Hastanesi
ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi
altına alınan 6 hastadan dördünün iyileşerek taburcu
edildiği, ikisinin de tedavilerinin sürdürüldüğü bildirildi.
Devlet Hastanesi Başhekimi Sadık Şencan, "Ayrıntıb
bilgim yok. Onların vakasıydı. BLz laboratuvarlarımızdan
yararlandırdık. Kaç kişi kaldı bilmiyorum. Bayramda
ortaklaşa nöbet tutuldu" derken, Isparta Askeri Hastane
Başhekimi Cahit Timur da, "Menenjit toplum
hastalığjdır. Burası da eğitim birliği. Her eğitim
löneminde bazı hastalıklar çıkar. Gerekli önlemler
alındı" diye konuştu.
R E N A U L T 1 1
ww..
f
enel Klasman Sonuçları:
. RENAULT 11
. LASCIA DELTA
. ALDI 9 0
. RESAVLT 11
Ukıstan ıGûnaydmTüridye
isine katdan cfğer otomobi maricalan
V • TOYOTA • MAZDA • LANCIA • AUD1
nrsuBiSHi • HONDA • OPEL • PEUGEOT •
D • VOLKSWAGEN • DACIA • CITROEN
OA • OLTCIT • SKODA
( RENAULT
Zırhlı araç alımı olayında yargılanabilmesi için dokunulmazhğının kaldınlması isteniyor
Vııralhan'a Danıştay takibiDanıştay 2. Dairesi, TBMM'ye yapacağı
başvuru için Memurin Muhaİcemat
Komisyonu'nca hazırlanan fezlekede yapılan
bir usul hatasının Dışişleri Bakanhğı'nca
giderilmesini bekliyor.
TURAN YILMAZ
ANKARA — Danıştay 2. Dai-
resi, eski Milli Savunma Bakanı ve
ANAP Teşkilat Başkan Yardımcısı
Ercan Vuralhan'ın, zırhlı araç
alımları nedeniyle yargılanabilme-
si için dokunulmazhğının kaldınl-
masını isteyecek. Danıştay 2. Da-
iresi'nin, Adalet Bakanlığı kana-
lıyla TBMM Başkanlığı'na yapa-
cağı dokunulmazlıgın kaldınlması
başvurusu için aralarında Vural-
han'ın da bulunduğu Dışişleri gö-
revlileri hakkında başlatılan ceza
soruşturması sonucunda hazırla-
nan fezlekedeki usul eksikliginin
giderilmesini bekliyor.
Danıştay 2. Daire Başkanı Or-
han Erdera, Cumhuriyet'in soru-
su üzerine, Dışişleri Bakanhğı'nda
üç büvükelçiden oluşan Memurin
Muhakemat Komisyonu'nun ha-
zırladığı fezlekenin, yapılan bir
usul eksikliginin giderilmesi için
Dışişleri Bakanlığı"na geri gönde-
rildiğini açıkladı. Erdem hakkın-
da ceza soruşturması başlatılan
Dışişleri Bakanlığı eski Muhase-
be Müdürü Remzi Vıldmm'ın Ma-
liye Bakanlığı personeli olmasına
karşın hakkında Dışişleri Bakan-
hğı'nca soruşturma yapıldığıru be-
lirtirek "Biz fezlekeyi bu nedenle
Dışişleri Bakanlığı'na geri gönder-
dik. Söz konusu kişi Maliye Ba-
kanlığı personeli oldugu için hak-
kındaki soruşturmanın da aynı
bakanlık tarafından yapılması ge-
rekiyor. Bu eksiklik tamamlandık-
tan sonra fezleke için gerekli işle-
mi yapacağız" dedi. Erdem, fez-
lekenin Dışişleri Bakanhğı'na bir
ay kadar önce gönderildiğini, an-
cak bugüne kadar kendilerine
ulaşmadığını da söyledi.
Erdem, bir soru üzerine de hak-
kında bazı konularda lüzum-u
muhakeme kararı verilen Vural-
han'ın milletvekili olması nedeniy-
le dokunulmazlığının bulunduğu-
nu anımsatarak "Bu nedenle biz,
fezleke geldikten sonra Adalet Ba-
kanlığ] kanalıyla TBMM Başkan-
lığı'na başvurarak dokunulmazh-
ğının kaldınlması nı isteyeceğiz"
diye konuştu. Erdem, fezlekede
adları geçen diğer görevliler hak-
kındaki işlemlerin ise Vuralhan-
ın dokunulmazlığının kaldınlması
beklenmeksizin devam edeceğini
bildirdi.
Ercan Vuralhan'ın Dışişleri Ba-
kanlığı İdari ve Mali lşler Daire
Başkan Yardımcıhğı ile başkanlı-
ğı dönemindeki işlemleri kapsayan
ve kamuoyunda "Vuralhan olayı"
olarak bilinen zırhlı araç alımla-
rına ilişkin savlar, bundan üç yıl
kadar önce gazetemiz yazarlann-
dan Ugur Mumcu tarafından or-
taya atıldı. 1987 yüı sonunda ka-
rnuoyuna yansıyan bu olay, geniş
yankılar uyandırırken dönemin
Başbakanı Turgut Özal, Başba-
kanlık Müşaviri tbrahim Düzyol'u
olayı araştırmakla görevlendirdi.
Düzyol, "Rabıta olayı" nedeniy-
le Diyanet Işleri Vakfı'na ilişkin
soruşturmayı da yürütmüş, bu so-
ruşturma sonunda dönemin Diya-
net îşleri Başkanı Tayyar Altıku-
laç görevinden kendi isteğiyle ay-
nlmıştı. Düzyol, zırhlı araç alım-
ları nedeniyle Vuralhan ve bazı
Dışişleri görevlilerini sorumlu tu-
tan bir rapor hazırlarken bu ara-
da Dışişleri bünyesinde üç büyü-
kelçiden oluşan bir inceleme ko-
misyonu oluşturuldu. Bu komis-
yon da araştırmaları sonucunda,
olaya ilişkin yasal soruşturma ya-
pılması gerektiği sonucuna vardı.
Ceza soruşturması
Bunun üzerine dönemin Dışiş-
leri Bakanı ve ANAP Genel Baş-
kan adaylanndan Mesut Yılmaz,
Büyükelçi Nejat Aydın'ın başkan-
lığında, Nejat Taylan ve Metin Sir-
men'den oluşan Memurin Muha-
kemat Komisyonu'nu olayı soruş-
turmakla görevlendirdi. Mevcut
yasalara göre bu komisyonun
oluşturulmasıyla birlikte, olaya
ilişkin ilk ceza soruşturması da
başlatılmış oldu. Bilindiği gibi
devlet memurlarının görevleri sı-
rasında ve görevleriyle ilgili suç-
lanna ilişkin ilk soruşturmayı Me-
murin Muhakemat Komisyonlan
yapıyor. Bu komisyon da Vural-
han ve söz konusu Dışişleri Ba-
kanlığı görevlilerini olaydan so-
rumlu tuttu ve soruşturma konu-
su yapılan bazı konularda yargı-
lanabilmeleri için lüzum-u muha-
kerae karan verdi. Bu arada ko-
misyon, bu soruşturmadan ötürü
ifadesinin alınabilmesi için Vural-
han'ın dokunuhnazhğının kaldınl-
masını da istedi. Ancak bu istem
dönemin Başbakanı Özal tarafın-
dan reddedildi. Komisyonun ha-
arladığı fezleke, incelenmek ve ke-
sin olarak bir karara bağlanmak
üzere 1 martta Danıştay 2. Daire-
si'ne gönderildi.
Vanühan'ın da içinde yer aldı-
ğı komisyon, eski Cumhurbaşka-
nı Kenan Evren için de iki zırhlı
araç alımı gerçekleştirmiş, ancak
bu araçlar daha sonra güvenli ol-
madıklarının anlaşılması üzerine
satın alındıkları Scbuca Şirketi-
ne iade edilmişlerdi.
YOZGATA YERLEŞTİRİLEN ARNAVUT MÜLTECtLERDEN İZLENİMLER ERCAN VURALHAN'I OTELE BIRAKMIŞTI
Kaza yapan otomobil
CASA temsilcisînîn
Eski Milli Savunma Bakanı Vuralhan'ı oteline
bıraktıktan sonra kaza yapan otomobilin CASA uçak
firmasmın Türkiye temsilcisine ait olduğu belirlendi.
Arnavut mıiUecilerin çogo ftdlannm açiklanmasını fotografiannın çekUmesinî istemiyor. (Fotograf: Banş BU)
400 metrekarede özgürlükHAKAN AYGÜN
YOZGAT — Türkiye'ye geçtiğimiz pazar
günü gelen Arnavut mülteciler, Yozgat'taki
mülteci kampında, iki binadan ve arka bah-
çedeki voleybol sahasmdan oluşan yaklaşık
"400 metrekarelik bir alanda" özgürlüğü ta-
dıyorlar. tlk gün atılan yorgunluğun ardın-
dan, ikinci gün öğle saatlerinde keyifli bir vo-
leybol maçına kaptırmışlar kendilerini.
Kamptaki emniyet görevlilerinin ta%siyesine
uyarak uzaktan biri iki fotoğraf çekmeye ça-
lışıyoruz. Oyun, anında kesiliyor v; bağrış-
ma başlıyor:
"No photograph (Fotoğraf çekmek yok)".
Arnavut mültecilerin çoğu, kendı dillerin-
den başka dil bilmiyor. Birkaçı İngilizce ko-
nuşuyor. Tercümanlıklarını Boğazlıyan ilçe-
sine bağlı eski bir .\rnaviit köyü olan Yeni Pa-
zar'dan gelen Sezai Özer yapıyor. Özer, 11 yıl-
dır bu dili konuşmadığını, oldukça unutma-
sına karşın emniyet görevlüerine yine de yar-
dımcı olabildiğini ifade ediyor.
Mültecilerin ortak özellikleri, adlannın
açıklanmasını ve fotoğraf çekilmesini isteme-
meleri. Gerekçe olarak da söylemedikleri şey-
lerin yazılma'sından duyduklan kaygıyı gös-
teriyorlar. Bir gün önce çıkan gazetelerdeki
fotoğraflannı gördüklerinde ise biraz yumu-
şar gibi oluyorlar. Birkaç tanesi konuşmaya
başlıyor.
Kampta 76 mültecinin tamamı kalıyor.
Bunlann 6'sı Mısır'a gitmek istediklerini da-
ha Arnavutluk'ta iken bcyan etmişler. Onla-
n da Türk Havayolları uçağına bindirip Tür-
kiye'ye göndermişler. Mısırlı yetkililer, "Biz
sizi oradan aldınnz" demişler, ama şimdiye
kadar bir ses çıkmamış. Mısır'dan ABD'ye
gitmek istediklerini söylüyor bu 6 mülteci.
Mültecilerin 13'ü kadın, üçü çocuk. Çocuk-
lardan biri henüz 15 günlük. Annesiyle ba-
bası Tiran'daki Türk Konsolosluğu'na sığın-
madan bir hafta önce doğmuş. Aile konso-
loslukta o kadar yakın ilgi görmüş ki bebe-
ğe "Elif" adıru vermişler.
Arnavutların arasında iki Rumenle bir de
de Italyan asıllı \ar. Bunlann geri kalanı Müs-
luman. Kamp görevlileri, Müslümanlardan
bazılarının namaz da kıldıklarını anlatıyor-
lar. 19 yaşındaki \ iolza Çerûnu ilellyaşındaki
Norisivda'nın adlarını öğrenmemiz yaslarının
kuçüklüğü sayesinde mümkün olabüiyor. îki-
si de havatlarından memnunlar.
Mültecilerin içinde adını vererek ilk konu-
san Astrit Ruçi oluyor. Bir sorunu var. Türki-
ye'de kalmayı düşünuyor, fstanbul'da Ali Veli
adında bir akrabası da varmış. Adresi belli
değil. "Onu nasü bulabilirim? Bana yardım
edin" diyor.
Sohbetimiz yemek çağrısıyla kesiliyor. Ya-
takhanelerin demir parmakhkları ardından
dışarıyı seyreden kadınlar da yemekhaneye
doluşuyorlar. Öğle yemeği, sebzeli kebap, ma-
karna ve salatadan oluşuyor. \emeği biraz de-
ğişik, ama lezzetli bulduklarını söylüyor mül-
teciler. Kampta televizyon ve mültecilerin dış
dünyayla bağlantı kurabilecekleri bir telefon
var. TRT televizyonunun programlarını fena
bulmadıklarıru söylüyorlar. Kadmlardan bi-
rinin ilgisini reklamlar çok çekmiş, "Ne ka-
dar çok malınız var. Siz zenginsiniz galiba"
diyor.
tstanbul Haber Servisi — Mil-
li Savunma eski Bakanı Ercan Vu-
ralhan'ın "şoförü" olduğunu söy-
leyen Selami Aşiroglu'nun önce-
ki akşam kaza yaptığı otomobilin,
Türkiye'ye nakliye uçakları sata-
cak lspanyol CASA firmasının
Türkiye temsilcisi Zçynep Abidin
Erden'in şirketine ait olduğu be-
lirlendi. Kazaıun ortaya çıkışı çe-
şitli soru işaretleri >aratırken, Zey-
nel Abidin Erden, "Ercan Vural-
hania hiçbir maddi diyaloğum ol-
madığını hatırlatmm. Arabam
kendisini bıraktıktan sonra kaza
yapmıs.ür. Bunun yanlış hiçbir ta-
rafını görmüyorum" dedi.
12 Eylül'den sonra kurulan
MDP'nin istanbul örgütünün ba-
şında yer alan, ancak daha sonra
ANAP'a geçen Zeynel Abidin Er-
den'in ortaklan arasında bulundu-
ğu GENPA A.Ş.'ye (Genel Pazar-
lama) ait 34 BZF 34 plakalı oto-
mobil, önceki gece yarısı Maslak
Çöplükyolu üzerinde üç takla at-
tı. Arabayı kullanan GENPA'nın
şoförü Selami Asiroglu, yoldan
geçenler tarafından götürüldüğü
Şişli Etfal Hastanesi'nde "Ercan
Vuralhao'ın soförii olduğunu"
söyledi. Alkol muayenesinde yüz-
de 214 alkollü olduğu belirlenen
Aşiroglu'nun, bu arada hastane-
den Ercan Vvralhan'ı telefon la
aradığı öğrenildi. Beşiktaş Emni-
yet Amiri Mustafa Günaydın,
Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada,
"Kazayı yapan kişi karakolda,
'Ben Istanbul'a geldiğimde Ercan
Vuralhan'ı gezdiririm' demiş. Hai-
buki Ercan Bey'le bir alakası yok.
Kendisine Ercan Vuralhan'ın adını
niye kullandığı sorulunca da 'Ba-
na hastane ve poliste ilgi gösteril-
sin diye böyle konuştum' demiş.
Ben olayın aynntdannı bilmiyo-
rum. Kendisini, kaza stresında
devlet malına zarar venneklen -
bordür taşıoa çarpmak- savcüığa
verecegiz" dedi.
Araştırmalar sonunda, kaza ya-
pan otomobilin GENPA'ya ait ol-
duğunun. şoförün de aym firma-
da çahştığırun belirlenmesi olaya
yeni boyut kazandırdı. GENPA^
run sahibi kimya mühendisı Zey-
nel Abidin Erden, kendisini ara-
yan Cumhuriyet muhabirine, Milli
Savunma Bakanhğı'na nakliye
uçakları saımak üzere anlaşma
imzalayan tspanyol CASA firma-
sının Türkiye temsilcisi olduğunu
doğruladı. Erden, "Ercan Vural-
han'ın benimle ortaklıgı, maddi
bir Uişkisi yoktur" dedikten son-
ra şöyle konuştu:
"Biz Ercan Bey'le arkadaşızdır.
Kendisini hem Suudi Arabistan
Büyükelçiliği'nden, bem sjyasetten
tanınm. Arabamın şoföninün ifa-
desine göre, kendisi yolda gider-
ken Ercan Bej'i dügiin yeri veya
lokantanın önünde araba bekler-
ken görmüştür. Tanıdığı için alıp
oteline göturmüştür. Dönerken de
kaza yapmışlır. Bunun yanlış hiç-
bir tarafını görmüyorum. Arabam
herhangi bir vatandaşı da götiire-
bilirdi."
Vuralhan'ın bakanhktan ayrıl-
dıktan sonra CASA'nın Milli Sa-
vunma Bakanlığı'nın ihalesini al-
dığını söyleyen Erden, "Ercan
Bey'le arkadaşlığım bir suç degil,
ayıp degil, yanlış da degil. Bunda
gocunacak bir şe> yok" dedi.
CASA uçaklarının Türkiye
temsilciliği emekli Albay Haydar
Gürsan'dan alınıp, Vuralhan'uı ar-
kadaşı Zeynep Abidin Erden'in
firmasına verilmişti.
Sosyalistlerin Birlik Partisi kasım ayında kuruluyor
Anadol: Solıın Kâbesi degîlizlç Politika Servisi — "Sosya-
listlerin Biriik Partisi" girişimi ka-
sım ayında "partileşme süreci"ni
tamamlamak amacıyla hazırlıkla-
nnı sürdürüyor. 21 teramuz cu-
martesi günü tstanbul'da yapıla-
cak toplantıda "girişim"in yürüt-
me kurulu, program ve tüzük ko-
misyonlan seçilecek.
"Sosyalistlerin Biriik Partisi"
ni kurmak amacıyla 15 nisanda
Kuruceşme'de yapılan ilk toplan-
tıda oluşturulan yürütme kurulu-
nun üyesi, bağımsız lzmir Millet-
vekili Kemal Anadol, bugüne de
ğin geçen süreci anlatırken "Bizt
verilen görevlerden birincisi hazi-
randaki kunıltayı toplamak, ikin-
cisi de aktif politikaya müdabale
etmekti. Ancak çeşitli gnıplar, ce-
şitli kişiler olduğu için Nihat Sar-
gın ve Haydar Kutlu'nun öliim
onıcu, ardından Nazilli, Çanak-
kale ve Bartın'da 500-600 sen«
141 ve 142'den hükum giymiş ve
haksız yere orada yatan yazı işle-
ri müdürlerinin durumu gibi her-
kesin genel mutabakatı olmayan
konularda aktif politikaya muda-
hale etmekten ozellikle kaçındık.
Daha çok 23 haziranda toplana-
cak kurultaym haariıklanna agır-
lık verdik" dedi.
23 haziranda Ankara'da 2200'ü
aşkın delegeyle "görkemli" bir
kurultay yaptıklarını anlatan
Anadol, "Yürütme kurulu, tüzük
ve program komisyonlan için bu
kurultayda 213 kişi aday olarak
basvurdu. Bu nedenle 21 temmuz-
da tstanbul'da toplanarak kurul
ve komisyonlan bu kişiler arasın-
dan seçmeye karar verdik" diye-
rek ileriye dönük çalısmalan şöyle
değerlendirdi:
"Hanriık kunltayımız kunıluş
f
Cezaevlerinde de
tartışılacak İzmir Milletvekili
Anadol, hazırlanacak program ve
tüzük taslaklarının.illerde, ilçelerde,
cezaevlerinde, yurtdışındaki işçiJer
ve geri dönemeyen politik göçmenler
arasında kasım ayına kadar
tartışılacağını anlattı.
kurultayının kasım ayında topian-
masına karar verdi. Bu, partinin
kasımda kurulacağı anlamına ge-
lir. O zamana kadar tüzük ve
program komisyonlan en kısa sii-
rede taslakJaruıı hazırlayacaklar-
dır. Bu taslaklar Anadolu'ya ilçe
Oçe, il il göndmlecektir. Yerel yü-
rütme kurullan göriişlerini söyle-
yeceklerdir. Bunlan partinin sem
patizanlan ve geiecekteki üyeleri,
bu partinin gereğine inanan her-
kese ulaşaracaklardır. Kunıcular
kurultayına kadar ve başkalannın
vaktiyle isteyip de yapamadıgı bi-
çirade parti gerçekten tabandan
kunılacaktır. Konuyla ilgili du-
süncelerini özgürce söyleyemeyen
cezaevindeki insanlanmız, yurtdı-
şından buraya geiemeyen işçiler,
politik göçmenler de bu tartışma-
ya katılacaktır. Türa yaz boyun-
ca kasıma kadar program ve tii-
ziiğii tartışacagız."
Kunıcular kurultayında tüzük
ve programın kesin şeklini alaca-
ğını, partinin adının ve amblemi-
nin bebrleneceğini, parti kurucu-
larımn secileceğini söyleyen Ana-
dol, "sol"daki diğer oluşumlar-
la birlikte hareket edebilme ola-
sılığına ilişkin düşüncelerini şöy-
le dile getirdi:
"Biz kendimizi sohın odagı, so-
lun merkezi, solun kâbesi saymı-
yoruz. Türkiye'deki solun tekeli
bizdedir demiyoruz. Böyle dersek
çok yanlış yapanz. KaOlmayı ka-
bul ermiyoruz. 'Katıhna' sozcügü-
nü reddediyoraz. Altım çizerek
'birleşme'den bahsediyoruz. Sos-
yalist Parti secimlere girme hak-
kı olan önemli bir partidir. 1leri-
de onunla kurultaylanmızı topla-
yarak birieşebiliriz. Butun çaba-
lanmıza rağmen HEP'in ayn bir
parti olarak kurulduğu için duy-
İZMİR'den HİKMET ÇETİHKAYA
Biz Yürüyoruz, SHP Oturuyor"
İZMİR — Büyük kentlerin en
önemli sorunu nedir? Hiç kuşku-
suz su, çöp, çevre, ulaşım, altya-
pı, çarpık kentleşme. Pekı, büyük
kentlerde 16 aydır iktidar olan
SHP'li belediyeler bu hizmetleri
verebilmişler midir? Bu sorunun
yanıtı kimilerine göre "evet", ki-
milerine göre ise "hayır"dır.
SHP lideri Erdal İnönü, yerel
yönetimlere ilişkin zaman zaman
açıklamalar yapıyor Belediyeler-
de iktidar olan sosyal demokrat-
ların bunca ekonomik kıskaca
karşın, halka hızmet etmek için
çalışıp çabaladığını vurguluyor.
Yine İnönü belediye başkanları-
nı sürekli olarak uyarıyor:
— Politika değil, hizmet üre-
tin...
istanbul'un su sorunu başlı
başına bir olay. Nitekim İstanbul
1
da su sıkıntısının basınla bir tür-
lü dıyalog kuramayan Anakent
Belediye Başkanı Nurettin Sö-
zen'in seçilmesiyle birlikte baş-
lamadığı bir gerçek. Bugün su sı-
kıntısının çekıldiği Şişli ve Nişan-
taşı'nda 1987 yılında da çeşme-
ler günün her saatinde akmıyor-
du. Yine o tarihte su iki günde bir
veriliyordu.
Gelelim Kadıköy yakasına.
Anımsıyoruz Acıbadem, Eren-
köy, Göztepe, Bostancı'da vb.
1984-1989 arasında su sıkıntısı
vardı. Çöpler toplanmıyor, sivri-
sinekten geceleri uyunmuyordu.
Bugün Kadıköy yakasında yine
su kesintisi var. Ama sivrisinek
ozellikle Bostancı semtinde es-
kiye oranla daha az. Çünkü be-
lediye ekipleri her gün ilaçlama
yapıyor.
SHP'li yerel yönetimlerin en
büyük sorunu kendilerini anlata-
mamak. Yaptıklarını, yapacakla-
rını kamuoyuna yansıtamamak.
Halkla ilişkiler birımlerinin cılız
kadrolardan oluşmasının da acı-
sını çekiyor SHP'li belediyeler.
Bir başka sorun da SHP'li Be-
lediye Meclisi üyelerinin konum-
larıdır
Bugün İstanbul, Ankara, İzmir,
Adana gibi büyük kentlerde be-
lediye meclisi üyeleri arasında programındaki gibi yineliyor:
acaba kaç tane mimar, mühen- — Geçen yrt suyu kısıtlı olarak
dis, çevreci bulunmaktadır? llko-
kul, ortaokul mezunlarının sayı-
sı kaçtır, hse. üniversite mezun-
ları ne kadardır? Mimar, avukat,
mühendis olup da müteahhitlik
yapanların sayısı saptanmış mı-
dır?
Bakan Fahrettın Kurt İzmir'e
geliyor ve ilk demecini veriyor:
— İzmir'e kokudan girilmiyor.
Kbkan elbet Körfez. Ancak
Körfez 10 yıldır dayanılmaz koku
saçıyor kente. Daha üç-dört yıl
önce ANAP'lı Belediye Başkanı
milyarlar harcadı Körfez'i temiz-
leme düşüyle. Bir de slogan bu-
lunmuştu:
— Mavi körfez, yeşil İzmir...
SHP işbaşına gelince bunun
"bir masal olduğunu" anlatma-
ya çalıştı. Çağdaş bir mezbaha-
nın temelini attı. Oysa kimseye
duyuramadı bunu.
Cumhurbaşkanı Özal, önceki
gün İstanbul'un su sorununa iliş-
kin görüşünü "Hodrı Meydan"
vermeye başlasaiardı, bugünkü
kadar su sıkıntısı olmazdı...
Siyasal iktidarın, nüfusu 10
milyona yaklaşan İstanbul'a "su
projesi" önermesi gerekir. Her
yerde "ben siyasiyim" diyen
Cumhurbaşkanı Özal'ın, olaya
bırakın tarafsızlığı, insancıl yak-
laşması gerekir.
Görünen o ki, devlet istanbul'u
susuz bırakarak cezalandırmak
istiyor...
İller Bankası para musluğunu
kesmiş. Sekten zarar gören Trab-
zon'a bile bir kuruş vermiyor.
SHP'li belediyeler gerçekten
güç durumda. Siyasal iktidarın
ekonomik baskısına bir de parti
içindeki "bireysel çıkar ilişkileri"
girince başkanlar ne yapacağını
şaşırıyor.
Başkanları köşeye kıstınmak is-
teyen salt ANAP iktidarı değil,
kendi partilerinden gelen saldı-
rılar SHP küçük oyunlarla, sah-
te üye yazımlarıyla, delege se-
çimlerinde sandık kaçırmalarla
uğraşırken yerel yönetimler ikti-
dar baskısından sıkışıp kalıyor.
SHP lideri İnönü ne yazık ki hi-
zip başlarını uyarmıyor:
— Yeter artık, sizin amacınız
nedir, ne yapmak istiyorsunuz?
Ne zaman yapacak bu uyanyı
inönü?
Ve dün öğle saatlerinde me-
murlar Basmane'den, Alsancak-
tan, Konak'tan, Buca'dan, Bor-
nova'dan yürüyüşe geçmişlerdi.
Polis geniş önlem almıstı. Yollar
kesilmışti. Ancak 200 kişılik bir
grup girebilmisti Cumhuriyet Ala-
nı'na.
Aynı saatlerde İstanbul'da
HEP milletvekilleri uzun yürüyü-
şü başlatmışlardı. Araç teleto-
nundan arayan Adana Milletve-
kili Cüneyt Canver'ın sesi doku-
naklıydı: Biz yürüyoruz, SHP
oturuyor...
SHP'liler delege seçimleriyle,
üye listelerini değistirmekle oya-
lanıyorlardı. Eski SHP Milletvekili
Canver haksız değildi.
dugumuz iizüatüyii kurultayda da
belirttik. Ama HEP'e asla kapı-
lan kapatmayacagjmızı, birieşme-
ye açık oJduğumuzu da soyledik."
Anadol, "Sosyalistlerin Biriik
Partisi" surecinde bazı gruplann
aynhnasındaki nedenleri de "Ay-
nlanlar TBKP gibi, TSİP gibi
kendini feshetmeyen partilerle bu
hareketin içinde olmayi benimse-
mediklerini söylediler. Aniayişla-
nna aykın buldular. Oysa kendi-
leri de aynı şekilde, tiizel kişilik-
leri sürer surmez, 12 Eylöl kapatb
diyoriar, ama eleştirdikleri parti-
ler gibi davranıyoriardı. Aslında
grup olarak gelmenin bir anor-
malligi yok. Parti kunılmamış.
Onlann söyledigi sakınca ancak
parti kunılduklan sonra olur.
Parti kurulmadan dagılsa, kendi-
leri de partilerini daha önceden
feshetseler bunun ne anlamı ka-
lacak?" sözleriyle anlattı.
Anadol, kurulması olası parti-
nin işlevine ihşkin değerlendirme-
yi de "Muhalefet boşluğu olduğu
açıktır. O nedenle biz sadece bu
kasımda kurulacak parti Marksist
limitli sosyalist soidaki boşluğu
doldurmayacagız, aynı zamanda
muhalefet boşlugunu da doldura-
cagız. Bunu yaparken bizim gerek
SHP gerek DSP tabanı ile onlara
oy veren yurttaslarla hiçbir soru-
numuz yok. Biz sadece bir muha-
lefel boşluğu olduğunu söylüyo-
ruz. Hiçbir zaman incitici, kara-
layıcı bir tavırda degiliz. Bu par-
tilerin genel merkezlerinin politi-
kalanndaki noksanlıklan, yanlış-
lıklan belirtiriz. Ama anti faşist
miicadeiede, özgürlttkçü demok-
rasi mücadelesinde bu tabanla
hiçbir zaman çelişir durumda ol-
mamaya dikkat edeceğiz. Türki-
ye'de böyle bir partinin hem mu-
halefet boşlugunu hem de solda-
ki boşluğu dolduracağı inancında-
yım. Sosyal demokrat oylan da
alarak sosyalist birikimi degerien-
dirmek istiyoruz. Partimiz Mark-
sist kimlikli bir parti olacakbr.
Ama Marksist olmayan sosyal de-
mokratlara da her zaman açık
olacaktır. Böyle bir partinin ge-
rekliligini duyan herkese açık
olacakbr" diye yaptı.