22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURİYET/11 I Okul kantinleri • ANKARA (Cumhariyet Bürosu) — Okul kantinlerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığı taraftndan milli eğitimi güçlendirme vakfına kiralanması kararlaştınldı. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci ile Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol arasında dün imzalanan protokole göre kantinlere yazar kasa kullanımı zorunluluğu da getiriliyor. Maliye Bakanı Adnan Kahveci, okul kantininin cirosu üzerinden okullara otomatik gelir sağlanacağmı söyledi. Bu düzenlemeye göre kantin gelirlerinden elde edilecek gelirin yüzde 7'si ile 20'si arasındaki miktar okul masraflannın karşılanması için vakfa bırakılacak. Baroya davaya sert tepki • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Türkiye Barolar Birliği Baskanı Önder Sav, Adalet Bakanlığı'nın istemi üzerine, İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerine son verilerek, yerlerine yenilerinin seçilmesi için dava açılmasına sert tepki gösterdi. Sav, bu davayı, "Adalet Bakanlığı'run bu hukuka aykırı kararı 20 yıldan bu yana vesayet ve baroların bağımsızlığı konularında bir arpa boyu yol alınmadığınm ibret verici bir örneğidir" diye değerlendirdi. Güneydoğu kararnameleri • ANKARA (Cumhuriyel Biirosu) — Anayasa Mahkemesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bölge valiliğine yeni ve geniş yetkiler taruyan 424 ve 425 sayılı kanun hükmünde kararnamelere ilişkin SHP'nin yaptığı ipta) başvurusunu bugün inceliyor. Anayasa Mahkemesi'nin bugün yapacağı incelemenin usul yönünden olacağı ve söz konusu kararnamelerin iptalinin istenip istenmeyeceğine karar verileceği öğrenildi. Anayasa Mahkemesi'nin, SHP'nin başvurusunu bu asamada reddetmesi halinde söz konusu KHK'lar yürürlüklerini koruyacaklar. TBMM yann toplanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — TBMM Genel Kurulu'nda yann ele alınacak genel görüşme istemi nedeniyle liderler kürsüye gelecekler. Muhalefetin hükumeti hac faciasının yanı sıra dış politika konusunda da sıkıştırması bekleniyor. Genel görüşme öncesinde siyasi parti gruplannın toplanacağı genel kurulda muhaJefet liderleri Erdal İnönü ve Süleyman Demirel'in eleştirilerini Başbakan Yıldırım Akbulut yanıtlayacak. Genel görüşme sırasında, önerge sahipleri adına yapılacak konuşmalara ayrılan 10'ar dakikalık sürelerin iki muhalefet lideri tarafından kullanılarak, konuşma sürelerinin yarımşar saate çıkarabilecekleri bildiriliyor. Imza kampanyasına destek • Haber Merkezi — "Ölü Ola»k Ele Geçirilmelere Son" imza kampanyasına katılımlar sürüyor. 12 temmuzda İstanbul Cihangir'de öldürülen Gülay Ancı ve Aiper Ersoy'un ölümü üzerine aralarında yazar, gazeteci, sanatçı ve aydınlann da bulunduğu "Ölü Olarak Ele Geçirilmelere Son" kampanyasında imza sayısı 123'e ulaşmıştı. Dün de Ortaköy Halk Sahnesi, Grup Ekin ve Grup Yorum'un elemanlarının da bulunduğu bir grup sanatçı, imza kampanyasına katıldıklannı bildirdiler. Menenjit salgınında bir er öldü • ISPARTA (Cumhuriyet) — Isparta'da eğitim birliği olan "40. Mekanize Birliği"nde yaklaşık 15 günönce ortaya çıkan menenjit salgını, bir can aldı. Isparta Devlet Hastanesi ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan 6 hastadan dördünün iyileşerek taburcu edildiği, ikisinin de tedavilerinin sürdürüldüğü bildirildi. Devlet Hastanesi Başhekimi Sadık Şencan, "Ayrıntıb bilgim yok. Onların vakasıydı. BLz laboratuvarlarımızdan yararlandırdık. Kaç kişi kaldı bilmiyorum. Bayramda ortaklaşa nöbet tutuldu" derken, Isparta Askeri Hastane Başhekimi Cahit Timur da, "Menenjit toplum hastalığjdır. Burası da eğitim birliği. Her eğitim löneminde bazı hastalıklar çıkar. Gerekli önlemler alındı" diye konuştu. R E N A U L T 1 1 ww.. f enel Klasman Sonuçları: . RENAULT 11 . LASCIA DELTA . ALDI 9 0 . RESAVLT 11 Ukıstan ıGûnaydmTüridye isine katdan cfğer otomobi maricalan V • TOYOTA • MAZDA • LANCIA • AUD1 nrsuBiSHi • HONDA • OPEL • PEUGEOT • D • VOLKSWAGEN • DACIA • CITROEN OA • OLTCIT • SKODA ( RENAULT Zırhlı araç alımı olayında yargılanabilmesi için dokunulmazhğının kaldınlması isteniyor Vııralhan'a Danıştay takibiDanıştay 2. Dairesi, TBMM'ye yapacağı başvuru için Memurin Muhaİcemat Komisyonu'nca hazırlanan fezlekede yapılan bir usul hatasının Dışişleri Bakanhğı'nca giderilmesini bekliyor. TURAN YILMAZ ANKARA — Danıştay 2. Dai- resi, eski Milli Savunma Bakanı ve ANAP Teşkilat Başkan Yardımcısı Ercan Vuralhan'ın, zırhlı araç alımları nedeniyle yargılanabilme- si için dokunulmazhğının kaldınl- masını isteyecek. Danıştay 2. Da- iresi'nin, Adalet Bakanlığı kana- lıyla TBMM Başkanlığı'na yapa- cağı dokunulmazlıgın kaldınlması başvurusu için aralarında Vural- han'ın da bulunduğu Dışişleri gö- revlileri hakkında başlatılan ceza soruşturması sonucunda hazırla- nan fezlekedeki usul eksikliginin giderilmesini bekliyor. Danıştay 2. Daire Başkanı Or- han Erdera, Cumhuriyet'in soru- su üzerine, Dışişleri Bakanhğı'nda üç büvükelçiden oluşan Memurin Muhakemat Komisyonu'nun ha- zırladığı fezlekenin, yapılan bir usul eksikliginin giderilmesi için Dışişleri Bakanlığı"na geri gönde- rildiğini açıkladı. Erdem hakkın- da ceza soruşturması başlatılan Dışişleri Bakanlığı eski Muhase- be Müdürü Remzi Vıldmm'ın Ma- liye Bakanlığı personeli olmasına karşın hakkında Dışişleri Bakan- hğı'nca soruşturma yapıldığıru be- lirtirek "Biz fezlekeyi bu nedenle Dışişleri Bakanlığı'na geri gönder- dik. Söz konusu kişi Maliye Ba- kanlığı personeli oldugu için hak- kındaki soruşturmanın da aynı bakanlık tarafından yapılması ge- rekiyor. Bu eksiklik tamamlandık- tan sonra fezleke için gerekli işle- mi yapacağız" dedi. Erdem, fez- lekenin Dışişleri Bakanhğı'na bir ay kadar önce gönderildiğini, an- cak bugüne kadar kendilerine ulaşmadığını da söyledi. Erdem, bir soru üzerine de hak- kında bazı konularda lüzum-u muhakeme kararı verilen Vural- han'ın milletvekili olması nedeniy- le dokunulmazlığının bulunduğu- nu anımsatarak "Bu nedenle biz, fezleke geldikten sonra Adalet Ba- kanlığ] kanalıyla TBMM Başkan- lığı'na başvurarak dokunulmazh- ğının kaldınlması nı isteyeceğiz" diye konuştu. Erdem, fezlekede adları geçen diğer görevliler hak- kındaki işlemlerin ise Vuralhan- ın dokunulmazlığının kaldınlması beklenmeksizin devam edeceğini bildirdi. Ercan Vuralhan'ın Dışişleri Ba- kanlığı İdari ve Mali lşler Daire Başkan Yardımcıhğı ile başkanlı- ğı dönemindeki işlemleri kapsayan ve kamuoyunda "Vuralhan olayı" olarak bilinen zırhlı araç alımla- rına ilişkin savlar, bundan üç yıl kadar önce gazetemiz yazarlann- dan Ugur Mumcu tarafından or- taya atıldı. 1987 yüı sonunda ka- rnuoyuna yansıyan bu olay, geniş yankılar uyandırırken dönemin Başbakanı Turgut Özal, Başba- kanlık Müşaviri tbrahim Düzyol'u olayı araştırmakla görevlendirdi. Düzyol, "Rabıta olayı" nedeniy- le Diyanet Işleri Vakfı'na ilişkin soruşturmayı da yürütmüş, bu so- ruşturma sonunda dönemin Diya- net îşleri Başkanı Tayyar Altıku- laç görevinden kendi isteğiyle ay- nlmıştı. Düzyol, zırhlı araç alım- ları nedeniyle Vuralhan ve bazı Dışişleri görevlilerini sorumlu tu- tan bir rapor hazırlarken bu ara- da Dışişleri bünyesinde üç büyü- kelçiden oluşan bir inceleme ko- misyonu oluşturuldu. Bu komis- yon da araştırmaları sonucunda, olaya ilişkin yasal soruşturma ya- pılması gerektiği sonucuna vardı. Ceza soruşturması Bunun üzerine dönemin Dışiş- leri Bakanı ve ANAP Genel Baş- kan adaylanndan Mesut Yılmaz, Büyükelçi Nejat Aydın'ın başkan- lığında, Nejat Taylan ve Metin Sir- men'den oluşan Memurin Muha- kemat Komisyonu'nu olayı soruş- turmakla görevlendirdi. Mevcut yasalara göre bu komisyonun oluşturulmasıyla birlikte, olaya ilişkin ilk ceza soruşturması da başlatılmış oldu. Bilindiği gibi devlet memurlarının görevleri sı- rasında ve görevleriyle ilgili suç- lanna ilişkin ilk soruşturmayı Me- murin Muhakemat Komisyonlan yapıyor. Bu komisyon da Vural- han ve söz konusu Dışişleri Ba- kanlığı görevlilerini olaydan so- rumlu tuttu ve soruşturma konu- su yapılan bazı konularda yargı- lanabilmeleri için lüzum-u muha- kerae karan verdi. Bu arada ko- misyon, bu soruşturmadan ötürü ifadesinin alınabilmesi için Vural- han'ın dokunuhnazhğının kaldınl- masını da istedi. Ancak bu istem dönemin Başbakanı Özal tarafın- dan reddedildi. Komisyonun ha- arladığı fezleke, incelenmek ve ke- sin olarak bir karara bağlanmak üzere 1 martta Danıştay 2. Daire- si'ne gönderildi. Vanühan'ın da içinde yer aldı- ğı komisyon, eski Cumhurbaşka- nı Kenan Evren için de iki zırhlı araç alımı gerçekleştirmiş, ancak bu araçlar daha sonra güvenli ol- madıklarının anlaşılması üzerine satın alındıkları Scbuca Şirketi- ne iade edilmişlerdi. YOZGATA YERLEŞTİRİLEN ARNAVUT MÜLTECtLERDEN İZLENİMLER ERCAN VURALHAN'I OTELE BIRAKMIŞTI Kaza yapan otomobil CASA temsilcisînîn Eski Milli Savunma Bakanı Vuralhan'ı oteline bıraktıktan sonra kaza yapan otomobilin CASA uçak firmasmın Türkiye temsilcisine ait olduğu belirlendi. Arnavut mıiUecilerin çogo ftdlannm açiklanmasını fotografiannın çekUmesinî istemiyor. (Fotograf: Banş BU) 400 metrekarede özgürlükHAKAN AYGÜN YOZGAT — Türkiye'ye geçtiğimiz pazar günü gelen Arnavut mülteciler, Yozgat'taki mülteci kampında, iki binadan ve arka bah- çedeki voleybol sahasmdan oluşan yaklaşık "400 metrekarelik bir alanda" özgürlüğü ta- dıyorlar. tlk gün atılan yorgunluğun ardın- dan, ikinci gün öğle saatlerinde keyifli bir vo- leybol maçına kaptırmışlar kendilerini. Kamptaki emniyet görevlilerinin ta%siyesine uyarak uzaktan biri iki fotoğraf çekmeye ça- lışıyoruz. Oyun, anında kesiliyor v; bağrış- ma başlıyor: "No photograph (Fotoğraf çekmek yok)". Arnavut mültecilerin çoğu, kendı dillerin- den başka dil bilmiyor. Birkaçı İngilizce ko- nuşuyor. Tercümanlıklarını Boğazlıyan ilçe- sine bağlı eski bir .\rnaviit köyü olan Yeni Pa- zar'dan gelen Sezai Özer yapıyor. Özer, 11 yıl- dır bu dili konuşmadığını, oldukça unutma- sına karşın emniyet görevlüerine yine de yar- dımcı olabildiğini ifade ediyor. Mültecilerin ortak özellikleri, adlannın açıklanmasını ve fotoğraf çekilmesini isteme- meleri. Gerekçe olarak da söylemedikleri şey- lerin yazılma'sından duyduklan kaygıyı gös- teriyorlar. Bir gün önce çıkan gazetelerdeki fotoğraflannı gördüklerinde ise biraz yumu- şar gibi oluyorlar. Birkaç tanesi konuşmaya başlıyor. Kampta 76 mültecinin tamamı kalıyor. Bunlann 6'sı Mısır'a gitmek istediklerini da- ha Arnavutluk'ta iken bcyan etmişler. Onla- n da Türk Havayolları uçağına bindirip Tür- kiye'ye göndermişler. Mısırlı yetkililer, "Biz sizi oradan aldınnz" demişler, ama şimdiye kadar bir ses çıkmamış. Mısır'dan ABD'ye gitmek istediklerini söylüyor bu 6 mülteci. Mültecilerin 13'ü kadın, üçü çocuk. Çocuk- lardan biri henüz 15 günlük. Annesiyle ba- bası Tiran'daki Türk Konsolosluğu'na sığın- madan bir hafta önce doğmuş. Aile konso- loslukta o kadar yakın ilgi görmüş ki bebe- ğe "Elif" adıru vermişler. Arnavutların arasında iki Rumenle bir de de Italyan asıllı \ar. Bunlann geri kalanı Müs- luman. Kamp görevlileri, Müslümanlardan bazılarının namaz da kıldıklarını anlatıyor- lar. 19 yaşındaki \ iolza Çerûnu ilellyaşındaki Norisivda'nın adlarını öğrenmemiz yaslarının kuçüklüğü sayesinde mümkün olabüiyor. îki- si de havatlarından memnunlar. Mültecilerin içinde adını vererek ilk konu- san Astrit Ruçi oluyor. Bir sorunu var. Türki- ye'de kalmayı düşünuyor, fstanbul'da Ali Veli adında bir akrabası da varmış. Adresi belli değil. "Onu nasü bulabilirim? Bana yardım edin" diyor. Sohbetimiz yemek çağrısıyla kesiliyor. Ya- takhanelerin demir parmakhkları ardından dışarıyı seyreden kadınlar da yemekhaneye doluşuyorlar. Öğle yemeği, sebzeli kebap, ma- karna ve salatadan oluşuyor. \emeği biraz de- ğişik, ama lezzetli bulduklarını söylüyor mül- teciler. Kampta televizyon ve mültecilerin dış dünyayla bağlantı kurabilecekleri bir telefon var. TRT televizyonunun programlarını fena bulmadıklarıru söylüyorlar. Kadmlardan bi- rinin ilgisini reklamlar çok çekmiş, "Ne ka- dar çok malınız var. Siz zenginsiniz galiba" diyor. tstanbul Haber Servisi — Mil- li Savunma eski Bakanı Ercan Vu- ralhan'ın "şoförü" olduğunu söy- leyen Selami Aşiroglu'nun önce- ki akşam kaza yaptığı otomobilin, Türkiye'ye nakliye uçakları sata- cak lspanyol CASA firmasının Türkiye temsilcisi Zçynep Abidin Erden'in şirketine ait olduğu be- lirlendi. Kazaıun ortaya çıkışı çe- şitli soru işaretleri >aratırken, Zey- nel Abidin Erden, "Ercan Vural- hania hiçbir maddi diyaloğum ol- madığını hatırlatmm. Arabam kendisini bıraktıktan sonra kaza yapmıs.ür. Bunun yanlış hiçbir ta- rafını görmüyorum" dedi. 12 Eylül'den sonra kurulan MDP'nin istanbul örgütünün ba- şında yer alan, ancak daha sonra ANAP'a geçen Zeynel Abidin Er- den'in ortaklan arasında bulundu- ğu GENPA A.Ş.'ye (Genel Pazar- lama) ait 34 BZF 34 plakalı oto- mobil, önceki gece yarısı Maslak Çöplükyolu üzerinde üç takla at- tı. Arabayı kullanan GENPA'nın şoförü Selami Asiroglu, yoldan geçenler tarafından götürüldüğü Şişli Etfal Hastanesi'nde "Ercan Vuralhao'ın soförii olduğunu" söyledi. Alkol muayenesinde yüz- de 214 alkollü olduğu belirlenen Aşiroglu'nun, bu arada hastane- den Ercan Vvralhan'ı telefon la aradığı öğrenildi. Beşiktaş Emni- yet Amiri Mustafa Günaydın, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Kazayı yapan kişi karakolda, 'Ben Istanbul'a geldiğimde Ercan Vuralhan'ı gezdiririm' demiş. Hai- buki Ercan Bey'le bir alakası yok. Kendisine Ercan Vuralhan'ın adını niye kullandığı sorulunca da 'Ba- na hastane ve poliste ilgi gösteril- sin diye böyle konuştum' demiş. Ben olayın aynntdannı bilmiyo- rum. Kendisini, kaza stresında devlet malına zarar venneklen - bordür taşıoa çarpmak- savcüığa verecegiz" dedi. Araştırmalar sonunda, kaza ya- pan otomobilin GENPA'ya ait ol- duğunun. şoförün de aym firma- da çahştığırun belirlenmesi olaya yeni boyut kazandırdı. GENPA^ run sahibi kimya mühendisı Zey- nel Abidin Erden, kendisini ara- yan Cumhuriyet muhabirine, Milli Savunma Bakanhğı'na nakliye uçakları saımak üzere anlaşma imzalayan tspanyol CASA firma- sının Türkiye temsilcisi olduğunu doğruladı. Erden, "Ercan Vural- han'ın benimle ortaklıgı, maddi bir Uişkisi yoktur" dedikten son- ra şöyle konuştu: "Biz Ercan Bey'le arkadaşızdır. Kendisini hem Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nden, bem sjyasetten tanınm. Arabamın şoföninün ifa- desine göre, kendisi yolda gider- ken Ercan Bej'i dügiin yeri veya lokantanın önünde araba bekler- ken görmüştür. Tanıdığı için alıp oteline göturmüştür. Dönerken de kaza yapmışlır. Bunun yanlış hiç- bir tarafını görmüyorum. Arabam herhangi bir vatandaşı da götiire- bilirdi." Vuralhan'ın bakanhktan ayrıl- dıktan sonra CASA'nın Milli Sa- vunma Bakanlığı'nın ihalesini al- dığını söyleyen Erden, "Ercan Bey'le arkadaşlığım bir suç degil, ayıp degil, yanlış da degil. Bunda gocunacak bir şe> yok" dedi. CASA uçaklarının Türkiye temsilciliği emekli Albay Haydar Gürsan'dan alınıp, Vuralhan'uı ar- kadaşı Zeynep Abidin Erden'in firmasına verilmişti. Sosyalistlerin Birlik Partisi kasım ayında kuruluyor Anadol: Solıın Kâbesi degîlizlç Politika Servisi — "Sosya- listlerin Biriik Partisi" girişimi ka- sım ayında "partileşme süreci"ni tamamlamak amacıyla hazırlıkla- nnı sürdürüyor. 21 teramuz cu- martesi günü tstanbul'da yapıla- cak toplantıda "girişim"in yürüt- me kurulu, program ve tüzük ko- misyonlan seçilecek. "Sosyalistlerin Biriik Partisi" ni kurmak amacıyla 15 nisanda Kuruceşme'de yapılan ilk toplan- tıda oluşturulan yürütme kurulu- nun üyesi, bağımsız lzmir Millet- vekili Kemal Anadol, bugüne de ğin geçen süreci anlatırken "Bizt verilen görevlerden birincisi hazi- randaki kunıltayı toplamak, ikin- cisi de aktif politikaya müdabale etmekti. Ancak çeşitli gnıplar, ce- şitli kişiler olduğu için Nihat Sar- gın ve Haydar Kutlu'nun öliim onıcu, ardından Nazilli, Çanak- kale ve Bartın'da 500-600 sen« 141 ve 142'den hükum giymiş ve haksız yere orada yatan yazı işle- ri müdürlerinin durumu gibi her- kesin genel mutabakatı olmayan konularda aktif politikaya muda- hale etmekten ozellikle kaçındık. Daha çok 23 haziranda toplana- cak kurultaym haariıklanna agır- lık verdik" dedi. 23 haziranda Ankara'da 2200'ü aşkın delegeyle "görkemli" bir kurultay yaptıklarını anlatan Anadol, "Yürütme kurulu, tüzük ve program komisyonlan için bu kurultayda 213 kişi aday olarak basvurdu. Bu nedenle 21 temmuz- da tstanbul'da toplanarak kurul ve komisyonlan bu kişiler arasın- dan seçmeye karar verdik" diye- rek ileriye dönük çalısmalan şöyle değerlendirdi: "Hanriık kunltayımız kunıluş f Cezaevlerinde de tartışılacak İzmir Milletvekili Anadol, hazırlanacak program ve tüzük taslaklarının.illerde, ilçelerde, cezaevlerinde, yurtdışındaki işçiJer ve geri dönemeyen politik göçmenler arasında kasım ayına kadar tartışılacağını anlattı. kurultayının kasım ayında topian- masına karar verdi. Bu, partinin kasımda kurulacağı anlamına ge- lir. O zamana kadar tüzük ve program komisyonlan en kısa sii- rede taslakJaruıı hazırlayacaklar- dır. Bu taslaklar Anadolu'ya ilçe Oçe, il il göndmlecektir. Yerel yü- rütme kurullan göriişlerini söyle- yeceklerdir. Bunlan partinin sem patizanlan ve geiecekteki üyeleri, bu partinin gereğine inanan her- kese ulaşaracaklardır. Kunıcular kurultayına kadar ve başkalannın vaktiyle isteyip de yapamadıgı bi- çirade parti gerçekten tabandan kunılacaktır. Konuyla ilgili du- süncelerini özgürce söyleyemeyen cezaevindeki insanlanmız, yurtdı- şından buraya geiemeyen işçiler, politik göçmenler de bu tartışma- ya katılacaktır. Türa yaz boyun- ca kasıma kadar program ve tii- ziiğii tartışacagız." Kunıcular kurultayında tüzük ve programın kesin şeklini alaca- ğını, partinin adının ve amblemi- nin bebrleneceğini, parti kurucu- larımn secileceğini söyleyen Ana- dol, "sol"daki diğer oluşumlar- la birlikte hareket edebilme ola- sılığına ilişkin düşüncelerini şöy- le dile getirdi: "Biz kendimizi sohın odagı, so- lun merkezi, solun kâbesi saymı- yoruz. Türkiye'deki solun tekeli bizdedir demiyoruz. Böyle dersek çok yanlış yapanz. KaOlmayı ka- bul ermiyoruz. 'Katıhna' sozcügü- nü reddediyoraz. Altım çizerek 'birleşme'den bahsediyoruz. Sos- yalist Parti secimlere girme hak- kı olan önemli bir partidir. 1leri- de onunla kurultaylanmızı topla- yarak birieşebiliriz. Butun çaba- lanmıza rağmen HEP'in ayn bir parti olarak kurulduğu için duy- İZMİR'den HİKMET ÇETİHKAYA Biz Yürüyoruz, SHP Oturuyor" İZMİR — Büyük kentlerin en önemli sorunu nedir? Hiç kuşku- suz su, çöp, çevre, ulaşım, altya- pı, çarpık kentleşme. Pekı, büyük kentlerde 16 aydır iktidar olan SHP'li belediyeler bu hizmetleri verebilmişler midir? Bu sorunun yanıtı kimilerine göre "evet", ki- milerine göre ise "hayır"dır. SHP lideri Erdal İnönü, yerel yönetimlere ilişkin zaman zaman açıklamalar yapıyor Belediyeler- de iktidar olan sosyal demokrat- ların bunca ekonomik kıskaca karşın, halka hızmet etmek için çalışıp çabaladığını vurguluyor. Yine İnönü belediye başkanları- nı sürekli olarak uyarıyor: — Politika değil, hizmet üre- tin... istanbul'un su sorunu başlı başına bir olay. Nitekim İstanbul 1 da su sıkıntısının basınla bir tür- lü dıyalog kuramayan Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sö- zen'in seçilmesiyle birlikte baş- lamadığı bir gerçek. Bugün su sı- kıntısının çekıldiği Şişli ve Nişan- taşı'nda 1987 yılında da çeşme- ler günün her saatinde akmıyor- du. Yine o tarihte su iki günde bir veriliyordu. Gelelim Kadıköy yakasına. Anımsıyoruz Acıbadem, Eren- köy, Göztepe, Bostancı'da vb. 1984-1989 arasında su sıkıntısı vardı. Çöpler toplanmıyor, sivri- sinekten geceleri uyunmuyordu. Bugün Kadıköy yakasında yine su kesintisi var. Ama sivrisinek ozellikle Bostancı semtinde es- kiye oranla daha az. Çünkü be- lediye ekipleri her gün ilaçlama yapıyor. SHP'li yerel yönetimlerin en büyük sorunu kendilerini anlata- mamak. Yaptıklarını, yapacakla- rını kamuoyuna yansıtamamak. Halkla ilişkiler birımlerinin cılız kadrolardan oluşmasının da acı- sını çekiyor SHP'li belediyeler. Bir başka sorun da SHP'li Be- lediye Meclisi üyelerinin konum- larıdır Bugün İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyük kentlerde be- lediye meclisi üyeleri arasında programındaki gibi yineliyor: acaba kaç tane mimar, mühen- — Geçen yrt suyu kısıtlı olarak dis, çevreci bulunmaktadır? llko- kul, ortaokul mezunlarının sayı- sı kaçtır, hse. üniversite mezun- ları ne kadardır? Mimar, avukat, mühendis olup da müteahhitlik yapanların sayısı saptanmış mı- dır? Bakan Fahrettın Kurt İzmir'e geliyor ve ilk demecini veriyor: — İzmir'e kokudan girilmiyor. Kbkan elbet Körfez. Ancak Körfez 10 yıldır dayanılmaz koku saçıyor kente. Daha üç-dört yıl önce ANAP'lı Belediye Başkanı milyarlar harcadı Körfez'i temiz- leme düşüyle. Bir de slogan bu- lunmuştu: — Mavi körfez, yeşil İzmir... SHP işbaşına gelince bunun "bir masal olduğunu" anlatma- ya çalıştı. Çağdaş bir mezbaha- nın temelini attı. Oysa kimseye duyuramadı bunu. Cumhurbaşkanı Özal, önceki gün İstanbul'un su sorununa iliş- kin görüşünü "Hodrı Meydan" vermeye başlasaiardı, bugünkü kadar su sıkıntısı olmazdı... Siyasal iktidarın, nüfusu 10 milyona yaklaşan İstanbul'a "su projesi" önermesi gerekir. Her yerde "ben siyasiyim" diyen Cumhurbaşkanı Özal'ın, olaya bırakın tarafsızlığı, insancıl yak- laşması gerekir. Görünen o ki, devlet istanbul'u susuz bırakarak cezalandırmak istiyor... İller Bankası para musluğunu kesmiş. Sekten zarar gören Trab- zon'a bile bir kuruş vermiyor. SHP'li belediyeler gerçekten güç durumda. Siyasal iktidarın ekonomik baskısına bir de parti içindeki "bireysel çıkar ilişkileri" girince başkanlar ne yapacağını şaşırıyor. Başkanları köşeye kıstınmak is- teyen salt ANAP iktidarı değil, kendi partilerinden gelen saldı- rılar SHP küçük oyunlarla, sah- te üye yazımlarıyla, delege se- çimlerinde sandık kaçırmalarla uğraşırken yerel yönetimler ikti- dar baskısından sıkışıp kalıyor. SHP lideri İnönü ne yazık ki hi- zip başlarını uyarmıyor: — Yeter artık, sizin amacınız nedir, ne yapmak istiyorsunuz? Ne zaman yapacak bu uyanyı inönü? Ve dün öğle saatlerinde me- murlar Basmane'den, Alsancak- tan, Konak'tan, Buca'dan, Bor- nova'dan yürüyüşe geçmişlerdi. Polis geniş önlem almıstı. Yollar kesilmışti. Ancak 200 kişılik bir grup girebilmisti Cumhuriyet Ala- nı'na. Aynı saatlerde İstanbul'da HEP milletvekilleri uzun yürüyü- şü başlatmışlardı. Araç teleto- nundan arayan Adana Milletve- kili Cüneyt Canver'ın sesi doku- naklıydı: Biz yürüyoruz, SHP oturuyor... SHP'liler delege seçimleriyle, üye listelerini değistirmekle oya- lanıyorlardı. Eski SHP Milletvekili Canver haksız değildi. dugumuz iizüatüyii kurultayda da belirttik. Ama HEP'e asla kapı- lan kapatmayacagjmızı, birieşme- ye açık oJduğumuzu da soyledik." Anadol, "Sosyalistlerin Biriik Partisi" surecinde bazı gruplann aynhnasındaki nedenleri de "Ay- nlanlar TBKP gibi, TSİP gibi kendini feshetmeyen partilerle bu hareketin içinde olmayi benimse- mediklerini söylediler. Aniayişla- nna aykın buldular. Oysa kendi- leri de aynı şekilde, tiizel kişilik- leri sürer surmez, 12 Eylöl kapatb diyoriar, ama eleştirdikleri parti- ler gibi davranıyoriardı. Aslında grup olarak gelmenin bir anor- malligi yok. Parti kunılmamış. Onlann söyledigi sakınca ancak parti kunılduklan sonra olur. Parti kurulmadan dagılsa, kendi- leri de partilerini daha önceden feshetseler bunun ne anlamı ka- lacak?" sözleriyle anlattı. Anadol, kurulması olası parti- nin işlevine ihşkin değerlendirme- yi de "Muhalefet boşluğu olduğu açıktır. O nedenle biz sadece bu kasımda kurulacak parti Marksist limitli sosyalist soidaki boşluğu doldurmayacagız, aynı zamanda muhalefet boşlugunu da doldura- cagız. Bunu yaparken bizim gerek SHP gerek DSP tabanı ile onlara oy veren yurttaslarla hiçbir soru- numuz yok. Biz sadece bir muha- lefel boşluğu olduğunu söylüyo- ruz. Hiçbir zaman incitici, kara- layıcı bir tavırda degiliz. Bu par- tilerin genel merkezlerinin politi- kalanndaki noksanlıklan, yanlış- lıklan belirtiriz. Ama anti faşist miicadeiede, özgürlttkçü demok- rasi mücadelesinde bu tabanla hiçbir zaman çelişir durumda ol- mamaya dikkat edeceğiz. Türki- ye'de böyle bir partinin hem mu- halefet boşlugunu hem de solda- ki boşluğu dolduracağı inancında- yım. Sosyal demokrat oylan da alarak sosyalist birikimi degerien- dirmek istiyoruz. Partimiz Mark- sist kimlikli bir parti olacakbr. Ama Marksist olmayan sosyal de- mokratlara da her zaman açık olacaktır. Böyle bir partinin ge- rekliligini duyan herkese açık olacakbr" diye yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle