Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 18 TEMMUZ 1990
BİRLEŞİK ALMANYA
'Almanya yeniden doğuyor'Federal Alman basını, Mihail Gorbaçov'la sağlanan
anlaşmaya övgü yağdırıyor. 'Almanya'nın önünde yepyeni
bir gelecek belirdiğini' yazan gazeteler, '79 milyon Alman
yeniden doğuyor' dedi.
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — "Biıtün Almanlara yepyeni
bir yaşama duygusu". Berlin'in en yüksek
tirajlı günluk gazetesi "BZ", Başbakan Hel-
mul Kohl ve Sovyet lideri Mihail Gorbaçov
tarafından alınan kararlan bu manşetle ver-
di. Almanya basını, birleşmenin önünde açı-
lan yeni perspektifi en hafîf bir deyişle
"olumlu" değerlendiriyor. Almanya'nın bir-
leştiği anda kayıtsız şartsız egemenliğine ka-
vuşması, toplam 79 milyon Alman açısm-
dan bir tilr "yeniden doguş" kabul ediliyor.
Muhafazakâr "Frankfurıer Allgemeine
Zeilung" manşetinde "Almanya ve Sovyet-
kr Birligi için yeni bir baslangıç" diyor ve
Gorbaçov'la Kohl'ün açıkladıklan kararları
şöyle yorumluyor:
"Gorbaçov'un rota degişikliğinin ardın-
da yatan bazı nedenler bellidir: Almanya
1
DIn NATO üyeligi, butıin Avrupa'nın ve
Sovyetler Biriiği'nin de çıkannadır. Mosko-
va başka bir çözümü, bir üciincü yolu ka-
bul etrjremeyeceğini artık anlamısür. Bu ba-
şannın kazanılmasında son aylarda Batılı
diplomatiann gösterdiği birlik ve beraber-
lik tavn, SSCB'nin Dogu Avrupa irapara-
torluğunun yıkılışı ve kendi içindeki baskı-
lar rol oynamıştır. 16 NATO üyesinin Lond-
ra zirvesinde Sovyetler'e getirdigi oneriler
ve Honston'da açık bırakılan yardım kapı-
lan Gorbaçov'un karannı etkiledi. Gorba-
çov parti kongresiode kazandığı yeni başa-
nyla Alman Başbakanı'na karşı taviz vere-
bUecek duruma geldi."
Gazete daha sonra "Gorbaçov'un bu i$-
ten kazancı nedir" diye soruyor ve bunu
şöyle yanıtlıyor: "Gorbaçov, Orta ve Dogn
Avrupa'da önder devlel rolü oynama küi-
fetinden kurtulmuşlur. Batı, Sovyetler Bir-
liği'nin içinde bulunduğu zor durumu ken-
di lebine kulianmayacağına söz venniştir
ve sozünii tutacakor. Alman başansının ka-
zamlmasında ekonomik kredilerin büyiık
rol oynadıgı inkâr edilenıez. Ekonomik sağ-
duvu, sınırlan aşmışnr."
Münih'te yayımJanan sosyaldemokrat
eğilimli "Siiddeutscbe Zeitung" ise "Önü-
muzde daha epey riskli bir yol var" diyor
ve yeni durumu şöyle yorumluyor:
"Şimdi artık sorumluluk Bonn ve Mos-
kova yönetimlerindedir. Çünkii Bonn siya-
si açıdan en büyu kazana saglarken Mos-
kova askeri ve stralejik açıdan en bıiyök te-
vizleri vermek zonında kaldı. Gorbaçov,
Sovyet birliklerinln Dogu Almanya'dan
adım adım çekilraesinden ve AJmanlann
egemenliğine kavuşmasından söz ederken
geçiş dönemi deyisini kuUanmışOr. Baskan,
Almanlara siyasal kredi verirken onlardan
nakit kredi beklemektedir."
Başbakan Helmut Kohi'ün Moskova zi-
yaretinde elde ettiği başan, Bonn'da genel
olarak olumlu değerlendirildi. Sosyal De-
mokrat Parti SPD'nin başbakan adayı Os-
kar Lafontaine, "Almanya'nın askeri güciı-
nun azaltılması olumludur" derken diğer
SPD rnilletvekiUeri de "önemii adımlar
aüldığını" teslim ettiler. Başbakan Kohl-
un partisi Hıristiyan Demokratlar ise "Al-
manya açısından tarihi bir karar"dan söz
edip "birleşmenin öniindeki son engelin de
kalktıgım" belirttiJer. Doğu Berlin de Mos-
kova'nın tutumunu olumlu karşıladı. De-
mokratik Almanya Başbakanı Lothar de
Maiziere, kendilerinin de bir parçası olacak-
lan birleşik devletin egemenliğinin şimdi ga-
ranti altına alındığını belirterek anlaşmadan
memnun olduğunu söyledi.
Maiziere, önceki gece F. Almanya Tele-
vizyonu'na verdiği demeçte, "Benim için
önemii olan sonınun halledilmiş olmasıdır,
birleşik Almanya'nın (am egemenligi, van-
lan anlaşmayla garanti edildi" dedi.
Maiziere, Gorbaçov ve Kohl arasında va-
rılan anlaşmanın, 2 artı 4 görüşmelerinde
de onaylanması gerektiğini söyledi.
öte yandan Başbakan Kohl, dün
da basına bir demeç verdi ve "biiynk
memnuniyetini" dile getirdi. "Almanya'nın
devlet olarak daha bu yıl içinde birieşece-
ginden emin olduğunu" soyleyen Kohl, or-
tak genel seçimierin 2 aralık tarihinde ya-
pılacağjnı resmen doğruladı.
Kohl, Batık ülkelerin ve Dogu Alman hü-
kümetınin Moskova'da alınan kararlara ka-
tılacağından emin olduğunu söyledi. "Bir-
leşik Almanya'nın NATO iiyeliği Avrupa-
da istikrara yarayacaktır" diyen Kohl, AJ-
manya'nın Polonya'yla ilişkilerini düzenle-
yen bir anlaşma hazırlanacağım bildirdi.
Kohl, Moskova'dan döndükten sonra
düzenlediği basın toplantısında, "Avrupa
ve Almanya tarihinde, yıl soouna kadar ye-
ni bir sayîfa açılacak" dedi.
Kohl, iki .Almanya'nın birleşmesi konu-
sundaki ilerlemelerin, Doğu ile Batı arasın-
da her düzeyde sürdurülen yoğun çabalar-
la sağlandığmı kaydetti. Batı dünyasına ve
AT'ye bağlılığıru bir kez daha vurgulayan
Kohl, "Almanya'nın ve Avrnpa'nın birii-
ği çözülmez baglarla bağtadır" diye konuş-
tu. Basın toplantısında,SSCB'deki ekono-
mik reformlaı konusuna da değinen Baş-
bakan Kohl, Federal Almanya'nın Sovyet
ekonomik reformlannı desteklemeye hazır
olduğunu belirtti.
"SSCB bizden yardım isledigi takdirde,
bu yardımı yapmaya haanz" diyen Kohl,
Federal Almanya'nın SSCB'ye tam destek
verdiğini kaydetti.
Polonya sınırı
Bu arada F. Almanya ve Demokratik Al-
manya dışişleri bakanlan, birleşik Alman-
ya'da, Polonya ile Oder-Neisse sınınnı
tartışma konusu yapabilecek maddelerin
anayasadan çıkarılacağını söylediler.
F.Almanya Dışişleri Bakanı Hans
Dietrich-Genscher, Demokratik Almanya'-
nın Alman federasyonuna katılması için ya-
rarlanılan maddelerin kaldınlabileceğini
belirterek "Birieşme gerçekleşecek ve böy-
lece anayasamn amacına ulaşilacak" dedi.
TEPKİLER
Anlaşma Batı'da
olumlu karşılandı
Başkan Bush ve NATO Gorbaçov-Kohl anlaşmasmdan
duyduğu memnunluğu belirttiler. Ingiltere'de ise anlaşma
fazla heyecan yaratmadı.
Dif Haberler Serrisi — SSCB Başkauı
MikaB Gortaçov ile Federal Almanya Baş-
bakanı Hefanat Kohl arasında Birleşik Al-
manya'nın NATO üyelıği konusunda önce-
ki gün Moskova'da vanlan anlaşma Batılı
ülkelerde olumlu karşılandı.
• NATO, Başkan Gorbaçov'un Birleşik
Almanya'nın NATO üyeliğini kabul ettik-
leri yolundaki açıkiamalannı memnuniyetle
karşıladı.
NATO Sözcüsü Brüksel'de yapüğı açık-
lamada, ittifakm Birleşik Almanya'nın NA-
TO'ya üyeliğinin "kcrfces için dengeyi
knrvetleDdirccetiııe" inandığuu belirtti.
Sözcü, "Bu ttydik Alman nlasonun ÇH
kartanna oklata kadar bafta SSCB olnak
izere dofa re bma biitun komfnlariBM çı-
karianna nygandDr. NATO her zanuuı Al-
maa •İKnanıı birle$me bteklerini destek-
lemiş ve ba birieşmenifi Avmpa'nın bolün-
MöşMgiUMsooaenDesianlanuıımgeldigiııi
beürbâifdr" dedi.
• New York muhabirimiz Şebaem Ati-
yms'ın bildirdigine göre Başkan Bush, ön-
ceki gece yazılı olarak yaptığı açıklamada
"Başkan Gortaçov'u Birkşik Atauny^
OM eteneallk iuumıua stjp gtatencctiai
fiklamaıı, iUtto bir devtet X ! M M M yanı-
jır davfuıytır. Börkce tşbiriffi k ı n u yo-
I«a4a yapıian çabalar ycâi bir h n c kszao-
dı.BizegorebaçöznmAvnıp«>
daldtiimiil-
kderin çıkaıiaıına aygandor" dedi.
• Londra muhabırimız Edip Emil Öymen'-
in bildirdigine göre, Birleşik Almanya'nın
NATO'da kalabileceğine ilişkin anlaşma,
tngiltere'de fazla heyecan yaratmadı. Ha-
ber, pazanesi gecesi televizyonun güncel
olaylar programında etraflıca işlendîğin-
den, gazeteler de yorum yapmadan aktar-
dılar. Başbakan Margaret Thatcher, sonuç-
tan "fevkalade memnun olduğunu" söy-
ledi. Dışişleri Bakanı Dougias Hurd de dün
Paris'te Almanyalann birleşmesi konusun-
da başlayan 2 + 4 toplantısına katılmadan
önce verdiği demeçte, "Sovyetler Birligi,
NATO'nun değişmekte oldnganu ve ken-
disine dostluk e(i uzattıgını göriiyor. Gor-
baçov, halkına, Sovyetler Biriiği'nin bu fır-
salı degerlendirmesi gerektiğini
söylemelidir" şeklinde konuştu. Ana rnu-
halefet tşçi Partisi sözcüsü de "Bu sorun,
Avrupa'da kalıcı bir istikrann sağlanma-
sının öniindeki son engeldi" dedi.
Ingiltere'de Almanya ve Almankr konu-
su günlerdir gündemdeydi. Bu nedenle,
Kohl-Gorbaçov arasında vanlan karar, In-
giiiz kamuoyunda heyecan yaratmadı, ola-
ğan karşılandı.
Basmda ve televizyonda görüş belirten
uzmanlann üzerinde durduklan soru şu ol-
du: Şimdi 2 + 4 görüşmelerinin artık ne an-
lamı kaldı? Kohl ve Gorbaçov kendi ara-
larında sorunu çözdüklerine göre, "Dört-
ler"in sorumlulugu, artık bunu onaylamak
değil mi?
• AA'nın haberine göre ttalya Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü, Gorbaçov'un bu konu-
daki tutumunu överken Portekiz Savunma
Balcanı Fernando Nogueira, NATO'nun bir
kunıcusu olarak anlaşmayla ilgüi açıklama-
dan çok memnun olduklannı belirtti
LİOERLERİN PAZARLIGI — Sovyel Başkaıu Mihail Gorbaçov'la F. Almanya Başbakanı Helmut Kohi'un, Kafkasya'nın Stavro-
pol kenti yakınlannda yapüklan larihi görüsmeler, çetin pazariıklaria gecti. (Reuter)
PARIS
' toplantısının 3. raunduFederal Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrîch Genscher,
Birleşik Almanya'nın NATO üyesi olması için SSCB'ye
özel bir yardım önermediklerini söyledi.
Dış Haberier Servisi — 2 + 4 toplantı-
lannın üçüncüsüne katılmak Uzere Paris'e
gelen Federal Almanya Dışişleri Bakanı
Hans-Dietrich Genscher, birleşik Almanya^
nın NATO içerisinde kalabilmesi için Sov-
yetler Birliği'ne özel bir yardım önerisinde
bulunmadıklannı açıkladı. Genscher, "Sov-
yetler Birligi ile uznn vadeli i$birligi teme-
Hnde bir anlaşma smgladık. Herhangi bir ra-
kam gönişmedllc" şeklinde konuştu. F. Al-
man Dışişleri Bakanı, ABD Dışişleri Bakanı
James Baker ile göriiştükten sonra yaptığı
açıklamada "Ortada Urtışılacak bir konn
olmadıgı" görflşünü savundu.
Sovyetier Bîriigj Devlet Başkanı Mihail
Gorbaçov'un Birleşik Almanya'nın NATO
üyeliği konusunda olumlu tutum alması so-
nucu dün başlayan 2+4 toplantısının gün-
deminde rabatlama olduğu belirtildi. Bir-
leşik Almanya'nın sınırlarının saptanması
amacı ile gerçekleştirilen 2+4 toplantılan-
nın dün yapıian üçüncüsüne Polonya da ka-
tıldı. Toplantı gündeminin ana konusunu
Polonya-Almanya sımnnın ohışturduğu bil-
dirildi. ABD, SSCB, tngütere, Fransa, F. Al-
manya ve D. Almanya dışişleri bakanlan-
nın yer aldığı görüşmelerde Polonya Dışiş-
leri Bakanı Krystof Skubiszewski gözlemci
olarak bulunuyor.
Skubiszewski, iki Almanya'yı birleştiren an-
laşmanın imzalamnasından önce Polonya
-Almanya sınırırun garanti altına alınması-
nı istiyor. Polonya Dışişleri Bakaru, bu an-
laşmanın, tkinci Dünya Savaşı galiplerinin
Almanya üzerindeki kontrollerini devretme-
Ierinden önce gerçekleşmesı için ısrarlı ol-
madıklannı dile getirdi. Polonya daha ön-
ce Almanya sının garanti altına alınmadan
müttefık güçlerin Almanya'dan çekilmeine
karşı cıkıyordu. Federal ve Demokratik Al-
manya liderleri birleşme anlaşmasmdan
sonra Polonya sınınnı garanti altına alan
anlaşmanın imzalanacağım açıklamışlardı.
ABD Dışişleri Bakanı Baker ise Paris'teki
görüşmelere katılmak üzere yoldayken
uçakta yaptığı açıklamada, Almanya ile Po-
lonya arasında bir anlaşma sağlanıncaya ka-
dar ABD, Ingütere, Fransa ve SSCB'nin Al-
man sınırlan üzerindeki haklannı gecici ola-
rak konımaiannı önerdi. Baker, Polonya-
lılann sınır anlaşması ile Almanya'nın bir-
leşmesi arasında bir "iliski" kurmak istc-
diklerini belirtti. ABD Dışişleri Bakanı "Av-
rnpa tarihinde yaşanan olaylardan dolayı,
dikkatierin ba konu ttzerinde yoj»«lastml-
mış olmasının anlayışla karşılanması
gereldr" şeklinde konuştu.
Anlaşma maddeleri
8 konuda
uyuşma.
sağlandı
İki liderin anlaştığı konular
içinde en önemlisi, Birleşik
Almanya'nın hangi ittifaka
üye olacağına özgürce karar
verebilmesi.
Federal Almanya Başbakanı Helmut
Kohl ile SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov
Birleşik Almanya'nın NATO üyeliği konu-
sunda 8 temel noktada anlaşmaya vardılar.
tki lider arasında vanlan anlaşmada 8 te-
mel nokta şöyle:
1. tki Almanya'nın birleşmesi, Demok-
ratik ve Federal Almanya Ue Berlin'i ilgi-
lendirir.
2. Eğer iki Almanya'nın birleşmesi ger-
çekleşirse tkinci Dünya Savaşı'nın dört ga-
lip ülkesinin iktidan ve sorumluiuğu tama-
men yürürlükten kalkmış olacaktır.
3. Egemen bir devlet olacak Birleşik Al-
manya, özgürce ve bağımsız bir şekilde han-
gi ittifaka üye olacağına karar verecektir.
4. Büieşik Almanya, SSCB ile Sovyet as-
kerlerinin Demokratik Almanya'dan çekil-
mesi yolunda bir anlaşma imzalayacaktır.
Sovyet askerlerinin çekilmesi bu anlaşma-
dan sonra 3-4 yılda tamamlanacaktır.
5- NATO'nun yapısı, Sovyet askerleri
bulunduğu süre içerisinde Demokratik Al-
manya'da uygulanacaktır.
6- Ikinci Dünya Savaşı'nın Batılı üç ga-
lip ülkesi, ABD, Ingiltere ve Fransa'nın as-
kerleri, Sovyet askerleri Demokratik Al-
manya'da bulunduğu süre içerisinde Ber-
lin'de kalabileceklerdir. Ancak bu konu
Berlin yetkilileri ile özel bir anlaşma ile çö-
zümlenecektir.
7- Federal Almanya hükümeti, Avrupa'-
da konvansiyonel silahsızlanma görüşme-
leri çerçevesinde Birleşik Almanya'nın as-
ker sajasuıı indirmeyi önermiştir. Bu indi-
rim, Viyana'da yürütülen göruşmelerde bir
anlaşraaya vanlmasından sonra başlaya-
caktır.
8- Birleşik Almanya kimyasal silahlariD
üretimini ve yayümasmı kmayacak ve nük-"
leer saldırmazlık anlaşmasına imza koya-
caktır.
Türkiye'de terör olayı ve gerisiTürkiye'nineski IVashington Büyükelçisi
Şükrii Elekdağ'ın "Türk-Henkel"
dergisine Türkiye'de terör konusunda
yazdığı yazıyı okurlarımıza sunuyoruz.
ŞÜKRÜ ELEKDAĞ
Emekli Buyûkelçi
Türkiye'de muhakkak ki bir Kürt hare-
keti ve aktif olan Kürt gruplan var. Fakat
bunlann içinde başı çeken grup PKK'dır.
PKK'ya bakıldığında stratejisi olan, güzel
bir ideolojiye sahip, stratejisinin bütün
amaçlarmı teker teker hesaplamış, yurtiçin-
de ve yurtdışında büyük bir teşkilatı olan
ve aynı zamanda birtakım devletlerden de
yardım alan bir teşkilat durumunda. Ha-
reketini de her zaman yürüten bir örgüttür.
PKK geziyor
12 Eylül'de PKK'yı ezdiler. örgüt ezilin-
ce, örgüt mensuplan önce Lübnan'a gitti-
ler. Lübnan'da yenîden teşküatlandılar ve
o zaman da İsrail ortaya çıktı. tsrail, Ame-
rika'ya ilk olarak, "Ben Lübnan'da 40 ki-
lometrelik bir tampon bölge kuracağım"
dedi. Amerikalılar da buna inanmış görtin-
düier. Jsrai! de harlarını tamamladıktan
sonra Beynıt'a dayandı ve gece gundüz
bombalamaya başladı. Bunun üzerine PKK
tekrar dağıldı Lübnan'da.
Lübnan'dan sonra Suriye'ye gittiler. Su-
riye'de bunlan Rıfat Asad Kampı'na akü. Su-
riye'de iki kamplan vardı ve bir tanesini
doğrudan doğruya Rıfat yönetiyordu. Bu-
rada tekrar toparlanarak, Yunanistan üze-
rinden gelen, Avrupa'nın gönderdiği tak-
viyeleri de aldılar. Yunanistan'ın bu örgü-
te çok büyük yardımlan vardır. örgüt men-
suplan na pasaport veriyor ve basılması ge-
reken kâğitlan bastırıyordu.
Nihayet toparlandıktan sonra, Bekaa Va-
disi'ndeki Mahsun Korkmaz Kampı'na geç-
tiler. Burada ikinci büyük konferanslannı
yaptıklan için Suriye'deki dönem bunlann
en önemii dönemleri idi. Birinci konferans-
lannı da Lübnan'da yapmışlardı. PKK'nın
düzenlediği Suriye Konferansı da 1983'te
gerçekleştirildi ve stratejilerini tam olarak
burada tespit ettiler. Stratejilerinin üç ka-
demesi vardı: Birincisi gerilla harekâtı, ikin-
cisi derlenip toparlanarak tabur düzeyinde
harekât, son olarak da kırsaJ bölgeferden
şehirlere hücum edeceklerdi. 1983'te bunun
ideolojisini ortaya çıkardılar ve 1984 yılın-
da da bunlan Türkiye'de uygulamaya baş-
ladılar.
Yayıima ve tırmanma
1984 yılından bu yana Türkiye'den 600
kişiyi kaçırdılar. Yani Türkiye'de bugün,
ne olduklan belli olmayan, çocuk ve genç
yaşta 600 kişi kayıp durumda. Bunlan da
sadece yetiştinnek üzere kaçırdılar. 450 si-
vili öldürdüier ve birkaç yüz sivili de yara-
ladılar. Aynca güvenlik güçlerine mensup
400'e yakın insanı da öldürdüier. Alman-
ya'da da ayn ayn 30'a yakın dernek kur-
dular. Avrupa'nın muhtelif yerlerinde de
çeşitli dernekler kurdular. Suriye'deki be-
lirli kamplarda da sürekli olarak silah ve
patlayıcı madde eğitimi görüyorlar.
Anlaşıldığı gibi bu iş yavaş yavaş bir tır-
manma gösterdi ve bizler de sadece baktık
bunlara. PKK'nın bir de lider yetiştirmek
üzerine, 1984'te başlatılan değişik bir prog-
ramı var. Yani hem militanlık, hem de po-
litika üzerine lider yetiştiriyorlar. Bunlan
Türkiye* ve Yunanistan üzerinden Alman-
ya'ya gönderiyorlar. Onlar da Almanya'-
da okuyorlar, konuşuyorlar, dünyayı takip
ediyorlar ve tekrar geri dönüyorlar. Yani
çok büyük bir kuruluş bu...
Biz ise, bütün bu gelişraeler karşısında
seyirci kalmaktan öte hiçbir şey yapama-
dık. Mesela, "llkbahar geldi, yaz aylan
yaklastı ve Türkiye'de harekât başladı" di-
yoruz. Bunlara öncülük yapan hep
PKK'dır. Aralannda Suriyeli Kürtler de
var. Fakat esas olarak Türkiye'de yetişmiş,
Suriye'ye giderek eğitimden geçmiş ve tek-
rar Türkiye'ye geri dönmüş olarüar çoğun-
lukta.
Irak gücendi ve...
tşin değişik bir tarafı daha var. Bu ko-
nuda yakın zamana kadar bizim yanımız-
da yer almış olan Irak da, şu anda bize karşı
tavır almış durumda. Irak özellikle kaça-
rak Türkiye'ye sıginan 50 bin peşmergeyi
kabul etmemize çok gücendi. Zaten bun-
lan almamız da çok buyük bir hata idi. Ka-
bul etliğimiz peşmergelere bakamayarak da
kendimızi bütün dünyaya rezil ettik. Ha-
len Türkiye'de bulunan 30 bin peşmerge-
nin de durumlan pek iyi değil. Bu yüzden
Irak, kuzeyindeki tampon bölgede PKK'nın
yerleşmesine, üslenmesine ve kaçıp bann-
masına göz yumuyor.
Aynca tran'ın durumu da çok ilginç.
Ira:- da kendi Kürtlerini Türkiye'ye saldırt-
mak için çahşmalar içinde. Demokratik ve
laik olmaya çalışan bir ulke olan Türkiye'yi
ne kadar yıpratsa, Türkiye'deki sistemi ne
kadar erozyona uğratsa, bu durum o ka-
dar lehine olacak tran'ın. Binaenaleyh on-
lann da bu işte parmakları var ve PKK'ya
özellikle saglık malzemesi veriyorlar.
Şu andaki durum bu... Fakat nereden ba-
karsamz bakın, bu olaylarda mızrakbaşı
herkesi de Almanlar kabul ediyorlar. Al-
manya'ya gidenler, söylediklerinin aksi
ispat edilinceye kadar, Almanya'nın ken-
dilerine tanıdığı haklardan yararlanabili-
yorlar. Yani bunlar sadcct Türkiye'ye karşı
değiller.
Hiçbir kanıt yok
Türkiye'nin önemü bir sorunu da, bun-
lann cani ve terörist olduklannı hiç kim-
seye ispat edememiş olmamızdır. Alman
kanunlarının bize, yani Türkiye Cumhuri-
yeti'ne ne gibi haklar tanıdığım dahi ince-
letmemiş durumdayız. Bu tur işlerin peşi-
PKK'nm elemanlan Suriye'de
eğitiliyor, barındırılıyor ve
saklanıyor. PKK konusunda
yakın zamana kadar bizim
yanımızda yer alan Irak, şu
anda bize karşı tavır almış
durumda. Irak özellikle
kaçarak Türkiye'ye sığınan 50
bin peşmergeyi kabul
etmemize çok gücendi. Zaten
bunlan kabul etmemiz de çok
büyük hata idi. Kabul
ettiğimiz peşmergelere
bakamayarak da kendimizi
bütün dünyaya rezil ettik.
PKK'dır. önemii olan sorun da Türkiye'-
nin PKK'ya karşı aciz kalarak, herhangi bir
şey yapamamasıdır. Hudutlanmızı dahi ka-
patamıyomz onJara karşı. DoğaJ olarak da
bu durum bütün gençleri coşturuyor. Ay-
rıca Türkiye'de de bunlara çok uygun bir
ortam var. Türkiye'deki sosyal durum, iş-
sizlik, yoksulluk gibi etkenler gerekli orta-
mı hazırlıyor ve kahraman istiyorlar. Çün-
kü herkes devlete ve biraz fazla varlıklıya
kızıyor. Yani ortam bu tür olaylara çok
müsait.
Almanya'da bu konuda belli bir nokta-
ya gelindi. Almanya'ya sadece Türkleri de-
ğil, Asya'dan gelenleri de alıyorlar. Oraya
giden ve aynldığı ülkede dini, sosyal, siya-
sal ve etnik baskıların olduğunu soyleyen
ne de hiçbir zaman takılmamışız.
Almanya gibi ülkelerde ise, bu tür işleri
ister istemez direkt olarak diplomatik te-
maslarla halletmeye çalışıyoruz. Aslında
oradaki hukuk sisteminden yararlanraaınız
laam. Mesela Ermeni olayları ile ilgili ola-
rak, ASALA ile ilişkilerini kabul etmeyen
fakat belli konularda "onlann başka çare-
leri yoktu" diyebilen hukukçular vardır.
Suriye'nin yaptıkları ile, Almanya ve
Fransa'nın gösterdikieri hoşgörüleri de aynı
kefeye koyma imkânımız yok. Suriye,
Türkiye'ye tam manası ile duşman ve Türki-
ye'ye duşman olan tum mihraklarla da iş-
birliği yapmayı düşünüyorlar. "Hatay'ı
alacağız" diyorlar ve haritaiannda Suriye'-
nin bir parçası olarak gösteriyorlar. Türki-
ye'nin Onadoğu'da güçlü bir devlet olma-
sım istemiyorlar ve Türkiye'yi yozlaştır-
mak, yıpratmak istiyorlar. "Türkiye'de ka-
nşıklıklar çıksın ki, biz de bu şekilde Ha-
tay'ı alalım" diye duşünüyorlar. Veya
"Türkiye'yi sular konusunda kendi lehimi-
ze çözümlere imale edelim" diye düşünü-
yorlar.
Suriye'siz olmaz
Bunlardan dolayı PKK'yı bağnnda bes-
liyor, silahlandınyor ve eğitiyorlar. Avru-
pa ve Yunanistan'dan gelen ve bunlann te-
röristi olacak kişileri kabul ediyorlar. Bu
kişileri de Suriye'de serbest bırakmadan, di-
rekt olarak Bekaa Vadisi'negöturüyorlar.
Daha sonra da Bekaa Vadisi'nden Turki-
ye'ye gelecek gruplan alıyorlar, yine Suri-
yeli askerler ve görevtiler tarafından sınıra
getiriyorlar. Bunlann sınırdan geçmelerine
de yardım ediyorlar. Yani kurulu sistemi
çok iyi işletiyorlar. Suriye'nin bu tutumu-
na Irak da göz yumuyor. Onlara saglık mal-
zemesi veriyor ve bannmalanna yardım edi-
yor. tran da buna benzer tutumlar içinde.
Fakat esas itiban ile PKK, Suriye olmadan
bannamaz, yaşayamaz.
Teröristler kapış kapış
Avnıpa'da da Türkiye'ye karşı birtakım
önyargılar var. Bazı terörist organizasyon-
lar da bu onyargılardan Türkiye'ye karşı
yararlanıyorlar. Fakat bunlann orada işle-
miş olduklan suçlar ispat edilmiş değil. Bir-
takım delüler ortaya çıkanlabilse, bunlan
mutlaka sınırdışı ederler. Almanya'daki ko-
nu hususunda da, doğal olarak iki yönden
handikapımız var: Birincisi 12 Eylül dola-
yısı Ue, "burada askeri idare var ve bunla-
nn hepsi Türkiye'den kaçıyorlar" dediler
ister istemez. Yani öyle oldu ki, demokra-
si yanlısı kişilerle teröristleri aynı kefeye
koydular. Ama Türkiye'den kaçanlar ara-
sında kusursuz olanlar da vardı mutlaka.
Yani terörist denmeyecek bazı insanlar da
Türkiye'den kaçtılar ve biz onlara
"terörist" dedik. Karmakanşık bir durum
ortaya çıktı ve bu arada teröristler de ya-
rarlandı.
PKK'nın gelişmesi ve bugünkü durum-
da olmalarının önü, başları ezilmeden ke-
sinlikle alınarnaz. Ama iş bununla da bit-
miyor. Fakat ilk olarak, mutlaka başlannj
ezmek lazımdır. PKK'nın bu haline gelmesi
halihazırdaki hukümetlerifhizin gözleri
önünde olmuştur. Onlara bir derecede izin
vermeleri ve karşılık olarak hiçbir şey yap-
mamalan ile, bütün bunlar ortaya çıkmış-
tır.
Sırtları sağlam
Kurt meselesinin arkasında bir çok Or-
tadoğulu ve Ortadoğulu olmayan millet ve
devlet vardır. Bilindiği gibi de bu işin ar-
kasında ilk olarak tsrail vardır. İsrail buı
ları devamlı olarak takip ediyor ve bunu da
sadece Irak'a kötülük olsun diye yapıyor-
lar. Çünkü eğer Irak'ın kuzeyinde, yani
Irak petroUerinin bulunduğu yerde bir Kürt
devleti kurulursa veya orası bir Kürt dev-
letinin parçası olursa, o zaman tsrail de ra-
hat bir nefes almış olacak. Çünkü bu du-
rumda Irak'ı bölmüş olacak. Aynca ken-
disini Arap milliyetçiliğinden de korumuş
olacak. Irak petrol kuyulan, Irak'a yılda
30 milyar dolar getiriyor ve Irak'ın kendi-
sini toparlaması, dışandan çeşitli silahlar
ve fuzeler alabilmesi, hatta atom bombası
yapma girişimleri de hep o 30 milyar dolar
sayesüıde oiabüiyor. Zamanında da bu para
40 milyar dolara kadar cıkıyor.
Bu bakımlardan tsrail'i bu konuyu tama-
men meşru müdafaa olarak izah eder ve
"biz size karşı değil, onlara karşıyız" der-
ler. Ama burada yaptıklan bize de doku-
nabilir. Fakat tsrail'in esas amacı, Irak'ın
kuzeyinde bir Kürt devleti ortaya çıkartmak
ve bu büyük gelir kaynağım Irak'ın elinden
almaktır.
Çıkar catışması
Aynca İsrail, Irak'ı parçalamayı da isti-
yor. Çünkü Irak büyük bir platformdur.
Yakın zamanda tsrail'e karşı bir harekât
yapılacaksa ve bu işin içinde Mısır olma-
yacaksa, bu harekâtı mutlaka Irak, Ürdün
ve Suriye yapacaklar. Irak da, bu harekât
ve çevreleme olayında gerekli olan derinli-
ği verebiüyor. Bu sebepten dolayı da, Irak'ı
parçalamak Israil'in işine geliyor.
SCRECEK