22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 12 Kübalı gözaltında • HAVANA (AA) — Küba'nın ba$kenti Havana'daki Çekoslovakya Büyükelçiliği'ne sığınan ve önceki gün aralarından bazılannjn dipiomatlan rehin alması ile başlayan olaylardan sonra dün sabah kendi istekleri ile bityükelçilikten aynlan 12 Kübalı mültecinin "geçici olarak" gözaltına aluıdıklan bildirildi. Küba AdaJet Bakaniığı'ndan yapılan açıklamada, koşulsuz olarak, istenilen biçimde büyükelçilikten aynldıklan için, Küba hükümetinin, bu mülteciler hakkında ceza davası açmak niyeiinde olmadığı belirtildi. Hükümetin, bu olayların çok iyi organize edilmiş bir provokasyondan kaynaklandığına inandığa kaydedilen bildiride, bu provokasyonun aydınlatılması için soruşturraa açılacağı ifade edildi. Auschwitz'de 1.5 milyon ölti • VARŞOVA (AA) — Polonya'nın güneyindeki Krakovi kenti yakınlanndaki Auschwitz- Birkenau Nazi toplama kampında, 1945'te bir Sovyet komisyonunun açıkladığmın aksine 4 milyon kişinin değil, en fazla 1.5 milyon kişinin öldüğü bildirildi. Dayanışma sendikasma yakınlığıyla bilinen Gazete Gazetesi'nin haberine göre, Auschwitz Müzesi Tarih Bölümü Başkanı Franciszek ^iper, !980'den 1986'ya .adar yapılan araştırmaların, ölenlerin sayısının, 960 bini Yahudi olmak üzere en az 1.1 milyon, en çok da 1.5 milyon olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Gazete Gazetesi, bu araştırmalann aynntılı sonucunun, gelecek yıl başında Auschwitz Müzesi ve KudUs'teki yad Vashem Enstitüsü tarafından aynı anda açıklanacağıru bildirdi. Şamir, Suriye üe görüşecek • KUDÜS (AA) — lsrail Başbakanı Izak Şamir'in sözcüsü, Israil'in Suriye ile "*nkoşulsuz olarak Mişmeye hazır olduğunu Sçıkladı. lsrail basını dün, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın Mısır ziyareti sırasında, Israil'in Golan tepelerinden ve Güney Lübnan'daki güvenlik kuşağından çekilmesi ve bir uluslararası Ortadoğu konferansını kabul etmesi koşuluyla bu ülkeyle görüşmeye hazır olduğunu açıkladığım yazdı. Bu arada lsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Benjamin Metanyahu, Israil'in bu derece abartılmış koşullan kabul edemeyeceğini, ancak lsrail tarafınm görüşme kapısını sürekli olarak açık bulunduracağını söyledi. Iran-Irak yumuşuyor • LEFKOŞA (AA) — Iran Devlet Başkanı Ali Ekber Hasimi Rafsancani, sınır anlasması konusunda Irak ile aralarındaki görüş aynlıklannın azaldığını söyledi. Tahran radyosunun verdiği habere göre, Rafsancani, önceki gece bir grup önde gelen din adamı ile yaptığı görüşmede, "Iran ile Irak arasındaki yeni barış havasırun, Körfez bölgesindeki ülkelere, aralanndaki işbirliği açısından yararlar sağladığını" kaydetti. De Klerk'e övgü • BtRLEŞMİŞ MtLLETLER (AA) — 'rkçı rejimi nedeniyle Jüney Afrika'yı yıllardan beri gündeminin baş sıralannda tutan Birleşmiş Milletler, bu ülkede De Klerk yönetimi ile sağlanan demokratik gelişmeleri öven bir rapor yayımladı. Genel Sekreter Javier Perez de Cuellar tarafından dün yayımlanan raporda, ülkenin ırkçıbğın kaldınlması ve demokratik bir rejime geçiş yönünde "yeni bir dönemin eşiğine geldiği" belirtildi. FenerPatrigiDimitrios'un Cumhuriyet'e özeldemecv Türkiye'den şikâyetîmk HrinneBİik Ekümenlik sadece ruhani bir ifadedir, siyasi bir ifade değildir. Türk yönetimi ile şimdiye dek bir ihtilafımız blmadı. Bu gezi durumumuzda bir değişiklik getirmedi. Vatikan benzetmesi Bizim dini ilkelerimiz Vatikan'a benzemez. Vatikan bir devlettir, oysa bizim açımızdan kilise ve devlet ayrıdır. Yani biz daha demokratik bir yapıya sahibiz. w»> ŞEBNEM ATİYAS NEVV YORK — Hafta sonun- dan beri New York'ta bulunan Ortodokslann ruhani lideri Pat- rik Dimitrios dün BM Genel Sek- reteri Perez de Cuellar'ı ziyaret et- ti. Yirmi dakikalık görüşmeden çıktıktan sonra patrik, genel sek- reterle sadece "diinya banşı açı- sından gdişmelerin" üzerinde durduklannı söyledi ve genel sek- retere dünya barışma yaptığı kat- kılardan ötürü teşekkür ettiğini belirtti. Bir Rum gazetecinin so- rusu üzerine patrik, görüşmede Kıbns ya da herhangı bir siyasi konunun ele alınmadığmı söyle- di. Patrik görüşme öncesinde Cumhuriyet'e verdiği özel demeç- te, kendisine "Kıbns'ı gündeme getirmesi önerilerinin getirUdigi- ni" ancak bütün bu istekleri "ke- sinlikle reddettigini" kaydetti. Di- mitrios, "Benim bu göriişmede- Id pnM«m banşa yapOgı katkılar- daa ötühi genel sekretere teşek- kürierimi üctmekten başka bir şey degiklir ' dedi. Patrik aynca Cumhuriyet'e ge- zisinin başından beri, "Stirekli yanlış yorumlanmaktan böyük üzünnı duydugunu" söyledi. "&- a n Tnrkiye'den hiçbir siklyeti- miz yoktnr, raaalcsef bizim de hiç kaülmadıgınıız bir geUsme oldu, bnnlar bizi çok ttzdü" dedi. Di- mitrios, "Bizim dini ilkelerimiz Vatikan'a hiç benzemez, beuel- meier yapılıyor, bizim açımızdan kilise ve devlet ayndır, halbaki Vatikan bir devlettir, bizim böy- le bir dununumuz yok, aynca ya- pı okrak bürön Irflbder bagımsız- dır, yani biz daha demokratik bir yapıya sahibiz; bu gezi, duramu- maza bir yeniUk geürmiş değildir, şimdiye kadar ne idiysek, şimdi- den sonra da öyle devam edece- giz. Türk yönetimi ile şimdiye ka- dar hiçbir ihtflafımız yokrn, do- Uyıuyla bir değişiklik oimanuş- ür" dedi. önceki gün yorgunluk ve sıcaktan ötürü dört saat has- tanede tedavi görmek durumun- da kalan Patrik Dimitrios, "Bu ziyareti yapıp yapmamak konu- sunda başlangıçta tereddiit ettik, ancak bfldiginiz gibi Ortodoks Ki- Useieri Kongresi vardı, sonunda kadlmaya karar verdik, bu gezi- nin başka bir amacı yoktu, geliş- mderden ötürii pişmaıum" dedi. Birleşmiş Milletler'de de Eku- menik Patrik olarak karşılanan Dimitrios, "Ekümeniklik sadece rnhani bir ifadedir, siyasi bir ifa- DtMtTRİOS BM'DE -Fener Rum Ortodoks Patrigi dün BM'de Genel Sekreter Cneliar tarafından kabul edildi. Cuellar, Patrigi BM protokolıinun en düsiik düzeyinde karsıladı. (Fotograf: Reuter) de değildir' dedi. Kuzey ve Güney Amerika Or- todoks Kiliseleri Başpiskoposu Yakovas'ı açıkça eleştirmekten kaçuunayan Fener Patrikliğı gö- revlileri, Washington'daki kong- rede Rum lobisi yanlılarının Kıb- ns konusundaki konuşmalann- dan çok rahatsız olduklarını, bu nedenle ertesi günü Türkiye büyü- kelçisini gorüp bir yanlış anlama olmamasını sağladıklarını ve ken- dilerinin butün bunlara katılma- dıklarını ifade ettiklerini bildirdi- ler. Yakovas'ınWashington'dan gelirken yolculuk ettikleri treni Bi- zans bayraklan ile donatmaya kalkıştığını, patriğin ise böyle bir şey yapıldığı taktirde trene binme- mekle tehdit ettiğini, bu nedenle uygulamadan vazgeçildiğini anlat- tılar. Patrik Dimitrios bugün New York'tan aynlarak San Francis- co'ya geçecek. Hükümet sözcüsü: Maraş'myerleşime açılacağına inanmıyoruz Yurumistan 10 müde kararkYunan hükümet sözcüsü dün düzenlediği basın toplantısmda Cumhurbaşkanı Özal'm önceki gün yaptığı açıklamaya yanıt vererek "Yunan hava sahası 10 mildir ve bu herkes tarafından bilinmektedir" dedi. ATİNA (AA) — Yunanistan hükümeti, Ege Denizi'ndeki hava sahasınm 10 mil olduğu iddiala- nnı tekrarlarken, Kıbns'ta Ma- raş'ın yerleşime açılacağına inan- madığını ileri sürdü. Hükümet Sözcüsü Viron PoU- doras, dün Yunanlı gazetecilerle yaptığı basın toplantısmda Ma- raş'ın Kıbns Türklerinin ve göç- menlerin yerlesimine açılması ola- sılığıyla, Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Başbakan YıkJınm Akbu- lut'un Türk-Yunan ilişkileriyle il- gili son açıklamalan hakkındaki sorulan cevaplandırdı. "Yunanistan, Maras'ın yerleşi- me açılacafına inannuyor. Man- ük ve llttiyathfagın ütiin çıkaca- ğuıa ve Maras'ın yertesime açıl- ması yolundald niyetlerin gercek- leşmeyecegine inaıuyoruz" diyen Polidoras, Yunanistan hükümeti- nin Kıbns Rum Kesimi ile yakın temaslar içinde bulunduğunu söy- ledi. Sözcü, Cumhurbaşkanı özal'- ın, Yunan hava sahası ile ilgili açıklaması konusunda ise " Y P - nan hava sahası 10 mildir ve bu herkes tarafından bilinmektedir" şeklinde konuştu. Yunanistan'ın, Türkiye ile di- yalog konusunda tüm anlaşmaz- lıklar ile ilgili görüşlerini açık ve net bir şekilde dile getirdiğini de ileri süren Polidoras, Başbakan Akbulut'un son açıklamasuıdan sonra Türk-Yunan diyaloğunu nasıl değerlendirdiği sorusuna ise şu cevabı verdi: "Yunanistan önce diyalognn yeniden islerlik kazanması ama- cryla gjrisimde bulundu. Loodra'- da iki ölke başbakanı arasındaki göraşmede diyalogun nasıl yapı- Ucagı belirlendi." Sözcü aynca, Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlıklan mensupları arasında temaslar olup olmadığı sorusunu da "Gelişme sağlandı- gında açıklama yapılacak" şeklin- de yamtladı. Ege Denizi'nde ve özellikle ada- GüvenlikKonseyi Genel Sekreterin 'Hareket Planı'na destek veriyor Cuellar'ın Kıbns raporu BM'de NEW YORK (Cumhuriyet) — Birleşmiş Milletler Güvenlik Kon- seyi'nin, Genel Sekreter Perez de CaeUar'ın Kıbns raporunu görüş- mek üzere bugün toplanması bek- leniyor. Güvenlik Konseyi üyele- ri, Cueüar'ın raporunda açıkladı- ğı 'hareket planına' destek niteli- ğinde bir başkanlık açıklaması ya- pılmasını kararlaştırdılar. Toplantı öncesinde konsey üye- leri ve genel sekreterlik çevresin- de, Kıbns'taki son gelişmeler, Türkiye ile Yunanistan arasında- ki son gerginlikler nedeniyle kanunsar' bir hava izleniyor. Baş- kanlık açıklamasında, bu neden- le Cuellar'a 'aktif bir destek ifa- desi kullanılacağı belirtüiyor. Geçen cuma günü Güvenlik Konseyi üyelerine dağıtdan rapor- da, Cuellar, Kıbns görüşmelerin- deki çözümsüzlükten duyduğu 'bayal kınklıgını' dile getirerek garantör güçleri (Türkiye, Yuna- nistan ve Ingiltere) yardıma çağır- dı. Raporda, 'Hareket Planı' baş- lığıyla, Cuellar, bundan sonra ne- ler yapmayı tasarladığını Güven- lik Konseyi Üyelerine anlattı. Bu plana göre Cuellar, geçmiş başa- nsızlıklann tekrarlanmaması için yeniden bir zirveye gelmeden ön- ce tarafların bir metin üzerinde anlaşmış olmalannı garantilemek istiyor. Bu nedenle, önce tarafla- ra mart zirvesinde sunmuş oldu- ğu 'anlasma baslıklan' metnini yeniden vererek, taraflardan ça- îışmalannı ve önerilerini iletmele- rini isteyecek. Metnin iki tarafça kabul görmesinden sonra Cuellar, taraflardan, bu sefer bir anlaşma taslak planı üzerinde çalışmalan önerisinde bulunacak; 649 sayılı Güvenlik Konseyi kararına daya- narak 'önerilerde' bulunacak; bir anlaşma taslağı oluşturulduğunda tarafları zirveye çağıracak. Zirve- de anlasma baslıklan ve planını kabul edecek olan taraflar, bütün- lüklü bir anlaşmanın hazırianması için müzakerelere başlayacaklar. Cuellar bu görüşünü, raporu- nun 22. paragrafında şöyle ifade etti: "Önceiikle, iki Uderin yapbgı görüşmeierde ortaya çıkmış olan, anlasma planı hazırianması çalış- malannı düzenleyecek nitelikte bir temel oluşturan baslıklan sunaca- ğım. Ayn ayn görüşmeierde ta- raflardan, 1989 Haziram'nda va- nlan anlaşmaya davanarak, an- laşma planının tamamlanması gö- rüşüyle, tek tek başlık ve ara baş- lıklar üzerinde görüşlerini bildir- meleri istcnecek. Aynca gerekir- se 649 sayılı Güvenlik Konseyi ka- ranna dayanarak, plan üzerinde anlaşabilmeleri amacıyla öneriler- de bulunma niyetindeyim. Anlas- ma planı tamamlanma aşamasına gelince, iki lideri, bu işi sonuçlan- dırmak ve butünluklü bir anlaş- ma için pazarlıklara başlamak amacıyla benimle buluşmaya da- vet edecefim." lar çevresindeki Yunan egemenlik hakkı, hava sahası danil olmak üzere karasulan gibi 6 mil olarak belirlenmiş bulunuyor. Buna karşı Yunanistan, 1974 yılından bu ya- na, 1931 yılında yayımlanmış ve hiçbir uluslararası değeri bulun- mayan bir kraliyet kararnamesi- ne dayanarak hava sahasımn 10 mil olduğunu iddia ediyor. Yuna- nistan, bu hava sahası iddialan- nı 1930'larda ltalyanlara karşı bir güvence olarak ortaya atmış, an- cak, NATO ile imzaladığı harekât denetim bölgeleri protokolünde Ege'deki hava sahasımn 6 mil oy- duğunu kabul etmişti. Ote yandan Yunanistan'ın ön- ceki hafta ABD ile imzgiadıjh yeni Savunma İşbirliği Anlaşması'nın (SİA) onaylanması ile ilgili yasa tasansı, cumartesi günü parla- mentoda görüşülmeye başlana- cak. Tasan ile ilgili görüşmeleı pa- zartesi günü tamamlanacak, ar- duıdan da oylamaya sunulacak. Parlamento komisyonunda ya- pılan görüşmeler sırasında konu- şan Dışişleri Bakanı Andonis Sa- maras, SlA'aın Yunanistan'a ne kadar faydalı olduğunun Türki- ye'nin tepkilerinden anlaşıldığım ileri sürdü. tktidardaki Yeni Demokrasi Partisi adına konuşan S.Papapo- litis de yeni anlaşmanın, Yunanis- tan'ın milli egemenlik haklanna saygı gösterdiğini ve bu haklan te- yid ettiğini belirterek ABD'nin, her türlü saldınya karşı Yunanis- tan'uı toprak bütünlüğünü aktif bir şekilde konıma yükümlülüğü altına girmesinin büyük önem ta- şıdığını söyledi. DUIVYADABUG1JN LÜBNAN'DA Ştt ÇATISMASI FKO devreyegirdi FKÖ, Suriye yanlısı EMEL örgütü ile Iran yanlısı Hizbullah güçleri arasında süren Şii çatışmasımn durdurulması için 400 kadar Filistinli gerillayı bölgede mevzilendirdi. NATABİYET (AA) — FKÖ, Lübnan'ın güneyinde önceki sa- bah erken saatlerde, Suriye yan- lısı EMEL milisleriyle Iran yanlı- sı Hizbullah güçleri arasında baş- layan çatışmaların durdurulması için devreye girdi. FKÖ'nün, Güney Lübnan'da- ki lsrail "Güvenlik KoşagV'na çok yakın olan bölgelerde çatış- malann durdurulmasına çalışma girişimleri, lsrail'in de müdahale- de bulunabileceği korkulannı gi- derek arttınyor. Görgü tamklaruun verdiği bil- gilere göre, 400 kadar FKÖ geril- lası, EMEL-Hizbullah çatışmala- nna son vermek amacıyla Iklim el Tufah bölgesindeki bir dizi köy- de dün mevzilendiler. Filistin kaynaklan, 4 kadar ls- rail uçağmın gerillalann mevzilen- diği köylerin üzerinden uçuşlar yaptığmı, ancak saldırıda bulun- madığını belintiler. Kaynaklar, gerillalann bölgede mevzilendirilmesi yolundaki em- rin, bizzat Filistin Devlet Başka- nı Yaser Arafat tarafından veril- diğini ifade ettiler. Ust düzeydeki FKÖ yetküilerin- den Enver Madi ise gazetecilere yaptığı açıklamada, "Amaamız Güney Lübnan'da kan dökölme- dne son vermektir. Beddi ne olur- sa olsun çahşmalann devam et- mesine izin vermeyecegiz" dedi. EMEL ve Hizbullah güçlen, stratejik Curcu köyünün deneti- mini ele geçirmek için önceki gün 12 saat boyunca çatışmışlardı. İki grup arasında, "Bu yıl meydana geienlerin en kanldanndan biri" diye nitelenen şiddeüi çatışmalar- da 34 kişi ölmüştü. Çatışmalar, güvenlik kuşağından sadece 2 km. uzaklıkta olan Curcu'nun dışın- da, çevrede bulunan 11 diğer kö- ye de sıçramıştı. EMEL güçleri, 18 milisinin öldürülmesinden son- ra Curcu'yu terk etmişti. Çatış- malarda 16 da Hizbullah savaşçısı ölmüştü. Lübnan'da bulunan 1 milyon 300 bin Şii'nin liderliğini ele ge- çirmek isteyen iki Şii grup arasın- da, son 3 yıl içinde meydana ge- len çatışmalarda bini aşkın kişi yasamını yitirdi. Rafsancani'ye mesaj Öte yandan FKÖ lideri Yaser Arafat, Iran Cumhurbaşkanı Ha- şimi Rafsancani'ye bir mesaj gön- dererek, çarpışmaların durdurul- ması için harekete geçmesini iste- di. FKÖ'nün Lübnan Temsilcisi Zeid Vehbi'nin yaptığı açıklama- ya göre, Arafat, Rafsancani'den, "Şiiler arasında kan dökülmesi- nin durması için agırlığını koymasım" istedi. Arafat, mesajında, "tran, Gü- ney Lübnan'da şu anda olanlar- dan önerali ölçüde sonımludur. Güney Lübnan'ın bölünmesine izin vermeyecegiz" dedi. Güney Lübnan'da 5 bin geril- lası bulunan FKÖ, tran'ın destek- lediği Hizbullah 'ın Sayda limanını ele geçirmesinden korkuyor. Bugünden itibaren telefon numaramız değişti.. SANTRAL: 1207975 (lOhat) FAKS:1207635 TELEKSı ADTM 25048 Lütfen not eder misiniz? Atılım Dayonıklı Tüketim Mallan Pazarlama A.Ş. Karaağaç Caddesi 2-6 Süflüce 80330 İstanbul ALISIRMEN Özal ve Dış Politika Turgut Özal, Mahmutbey - Kumburgaz yolunun açılışı sırasın- da yaptığı ve bir başbakanın açıklamalarını andıran konuşma- sında, çeşitli konuların yani sıra dış politikaya da dokunmuş. Özal'ın sözlerini dikkatle okuduğunuz zaman açıklamanın dün bu köşede belirttığımiz dış politikasızlık çıkmazının bütün belir- tilerini gözler önüne serdiğini kolaylıkla görürsünüz. Gerçekten de Özal artık Türkiye'nin öneminin azaldığını, NA- TO içinde eski konumumuzda olmadığimızı, bu yüzden de ül- kemize dönük bazı dış baskıların daha açık bir biçim aldığını yadsımıyor. Özal dünya dengelerinin değistiğini de görmüş, Tür- kiye'nin AT'ye girişinin şimdilik ve bu koşullar temelden deöis- medikçe sürekli olarak olanaksızlığını da kavramış, hatta Ozal artık Türkiye'nin yeryüzünde kendisine yeni bir yer, yeni bir iş- lev bulması gerektiğini bile sezinlemiş görünüyor ve bu arada Yunanistan ile aramızdaki sorunları sıralarken de elden geldi- ğince dengeyi korumaya çalışıyor. Özal dış politikayla ilgili açıklamalarında, yüksekten atıp tu- tan, iç tüketime yönelik biçemlni bir ölçüde bırakmış gibi görü- nüyor. Gerçi Yunanistan'ın karasulannın sınırlannı genişletme- si konusunda, bize göre çoğunluk tarafından yanlış anlaşılmış bir sert çıkış yapıyor gibi görünüyorsa da şişinmelerden elden geldiğince uzak durmuş. Bu davranış da Ozal gibi dış politika- nın temel kavramlarını bir türlü kavrayamadığı halde şişinmeyi seven bir politikacı için azımsanmayacak bir gelişme. Turgut Özal'ın dış politika ile ilgili acıklamalarına bakıldığın- da, kendisinin artık soğuk savaş koşullarının gerkle kaldtğını an- lamış olduğunu söyleyebiliriz. Ne yazık ki konuşma ile ilgili tek olumlu yargımız budur. So- ğuk savaş koşullarının değiştiği -ki bunu artık ortaokul çocukla- rı bile biliyor- dışında hemen hemen hiçbir konuyu anlayama- mış, hiçbir alanda politika üretememiş görünüyor Özal. Nrtekim Türkiye'nin AT'ye üyeliğınin koşullar değişmediğı sürece olanak- sızlığını din faktörüne dayıyor Özal. Bu yanlış hiç kuşku yok ko- nuşmacının dünya olaylarına yaklaşımındaki sınırlılığından ol- duğu kadar, olanaksızlığın gerçekte kendi politıkasından, kendi ıktidannın tutumundan, kendi kafasındaki Türkiye düşüncesin- den doğduğunu açıklayamayacak durumda olmasından da kay- naklanıyor. özal'ın, tüm gelişmeler karşısındaki tavn yine ABO'nin güve- nilir adamı olmak ve VVashington'u kızdırmamak diye özetlene- bilir. Ote yandan, özal, Türkiye'nin Avrupa dışında Ortadoğu, Bal- kanlar ve Sovyetler Birliği'ndeki gelişmelere göre bolgesel bir rol oynamasını da öngörmekte. İktidannın bir ayağı Suudi, bir ayağı Amerikan destekli olan ANAP'ın bölgede nasıl bir role soyunacağı, hangi işlevi yükle- neceği doğrusu kestirilmesi güç bir olgudur. Çağdışı kalmış bir iktidann, çağdışı yonetimlerle dolu Orta- doğu'da kendine uygun bir çevre bulacağı ve o çevredeki yöne- timler tarafından insan hakları ve demokrasi gibi konularda pek fazla zorlanmayacağı kesindir. Ama bu bolgeden esecek rüz- gârlar Türkiye'nin laikliğini olduğu kadar toprak bütünlüğünü de tehlikeye düşürecek akımları da içermektedir ve ANAP gibi bir Türkiye kavramı olmayan, dış politikayı anlamamış bir iktidarın Ortadoğu'nun karmaşık yapısında, maceraya girmeden hangi işlevi yüklenebileceği sorusu ciddı bir sorun olarak durmakta- dır. Özal'ın Yunan karasularıyla ilgili açıklamalan da tüm ilk ba- kıştaki sertliğine karşın, bizde karşı tarafı yüreklendirecek bazı tereddütleri içerdiği kaygısını da uyardı. Umarız yanılıyoruzdur. Gerçekte Özal'ın açıklamalarından açık seçik, iyi belirlenmiş bir dış politikanın ana çizgilerinın çıkmamasında şaşılacak yon yön yok. Çünkü bu iktidar yapısı ve böyle bir Türkiye gorüşü ile daha tutarlı bir dış politikayı oluşturmaya olanak yok. Sayın Özal'ın önceki günkü konuşmasının tek yararlı yönü, politikasızlığını açık seçik gözler önüne sermiş olmasıdır. ön- ceki günkü açıklamalan dinleyenler, hiç değilse bu konuda boş umutlara kapılmak yanılgısından kurtulmuş olurlar. BULGARİSTAN ~ ~ Parlamento devlet başkanını seçiyor siyle atümıştı. Muhalefetteki Demokratik Güçler Birliği ise Cumhurbaşkan- lığı'na 74 yaşındaki Sosyal De- mokrat Parti Başkanı Petar Dert- Uev'i aday gösterdi. Dertiliev, 1948 yılında Sosyal Demokrai Parti'nin kapatılmasıyla on yıl hapis yat- mıştı. Dertiliev, yaptığı açıklama- da, Cumhurbaşkanı seçilirse, Sos- yal Demokrat Parti'den ve parti- sinin bir üyesi olduğu Demokra- tik Güçler Birliği'nden istifa ede- ceğini kaydetti. Üçüncü Cumhurbaşkanı adayı ise Bulgaristan Çiftçi Partisi lide- ri 54 yaşındaki Viktor VUkov. Parlamento başkanı Bu arada Bulgaristan parla- mentosu başkanlığı için yapılan seçimi Nikolai Todorov kazandı. Parlamentoda dün yapılan oy- lamada, Sosyalist Parti'nin ada- yı olan Todorov 217 oy, muhale- fetteki Demokratik Güçler Birli- ği'nin (DGB) adayı Stefan Savov ise 172 oy aldı. Parlamentonun 400 üyesinden 4'ü oylamaya ka- ulmadı, 7'si ise çekimser oy kul- landı. Bilim Akademisi üyesi olan Profesör Todorov, Balkan Araş- tırmaları Enstitüsü'nün de kuru- cusu. Bir süre UNESCO için ça- hşmış olan Todorov, 1979-1983 yülan arasında da Atina büyükel- çiliği görevinde bulunmuştu. SOFYA (Ajanslar) — Bulgaris- tan'da ilk serbest seçimlerle olu- şan parlamento cumhurbaşkanı- nı seçmek ve yeni hükümeti ata- mak üzere dün toplanırken, Bul- gar milliyetçileriyle Turk azınlık arasındaki gerginlik de tırmanışa geçti. Parlamento binasının etrafında toplanan 150 Bulgar, Abmet Do- *an'ın önderliğindeki Haklar ve Ozgürlükler Hareketi'ni protesto amacıyla gösteri jfaptılar. Aşırı miUiyetçi Bulgariar ise Ahmet Do- ğan'm parlamentoda yapacağı ko- nuşmayı önlemek için çeşitli giri- şimlerde bulundular. Doğan'ın konuşma yapmasına izin verilmesi halinde, ülke çapında protesto gösterileri yapacaklannı söyledi- ler. Ahmet Doğan, tüm olanlara karşın parlamentoda konuşması- nı yaptı. Doğan konuşmasında, Bulgar Türklerinin özerklik iste- diği yolundaki iddialan yalanla- yarak, Haklar ve Özgürlükler Ha- reketi'nin milliyetçüik ve şovenist- liğe karşı olduğunu söyledi. Geçen ay yapılan ilk demokra- tik seçimlerde çoğunluğu kazanan Sosyalist Parti (eski Komünist Parti) cumhurbaşkanlığı için 69 yaşındaki reformcu sosyolog Çav- dar Knranov'u aday gösterdi. Ku- ranov, 1988 yılında Komünist Par- ti'den partinin idelojisıne aykın hareketlerde bulunduğu gerekçe- FİLİPİIVLER DEPREMİ V W Olü sayısı artıyor Dış Haberier Servisi — Güney- doğu Asya ülkelerinden Filipin- ler'de önceki gün meydana gelen şiddetli depremde ölenlerin sayı- sının 25O'ye yaklaştığı bildiriliyor. Richter ölçeğine göre 7.7 şiddetin- de olduğu bildirilen depremde, 600 kişinin de yaralandığı haber verildi. Kurtarma çalışmalaruun, malzeme sıkıntısı nedeniyle yavaş ilerlediği ve tıbbi malzemenin ye- tersizliği nedeniyle yaralılann te- davi edilemediği kaydediliyor. Reuter ajansının haberine gö- re Filipinler televizyonu, dün ya- yımladığı haberde, önceki gün meydana gelen depremde ölenle- rin sayısının bini aştığını duyur- du. Merkez üssü, başkent Mani- la'mn 90 kilometre kuzeyinde bu- lunan depremin ardından, toprak kaymalan meydana geldiği ve ku- zeydeki yerleşim bölgeleriyle bağ- lantının kesildiği bildiriliyor. Yet- kililer, yolların kapanması nede- niyle bazı deprem bölgelerine ula- şılamadığını ve ölü sayısının art- masından endişe edildiğini açık- lıyorlar. Depremden sonra ulaşı- mı kesilen Bangio bölgesinde, ha- vaalaanı da zayıf, görüş alam ve pistin hasar görmesi nedeniyle ka- palı tutuluyor. Bauigo'da iki otel- de mahsur kalan 2S0 işçi ve müş- teri ile Baugio ihracatı geliştirme bölgesinde çöken binalann altın- da kalan 900 işçinin hâlâ kurtan- lamadığı bildiriliyor. Filipinler radyosunda yayımlanan bir ha- berde de Benguet bölgesindeki Tuba maden ocağı yakınlannda meydana gelen toprak kayması sonucu, çoğunluğu madencilerin ailelerinden oluşan 30 kişinin top- rak altında kalarak öldüğü bildi- rildi. Kuzeydeki yerleşim merkez- lerinden Cabanatuan'da, bir okul binasının çökmesi sonucu, 35'ten fazla çocuk hayatını kaybetti. Filipinler Volkanoloji ve Sis- moloji Enstitüsü, depremden son- ra 11 'i hisseditebilir 70 sarsmu da- ha tespit etti. Yetkililer, deprem- den en çok etkilenen bölgenin Manila'nın kuzeyindeki Cabana- tuan ve Baguio'yu içine alan Nu- eva Ecia bölgesi olduğunu açıkla- dılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle