04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Meteoroloji Genel Mûdürtûğu'n- den alınan bılgıye göre: Yurdun kuzeybatı kesımlen parçalı bulırüu. öteki yerler az bulutiu ve açık ge- çecek. HAVA SIÇAKLIĞr Değış- meyecek. RÜZGÂR: Kuzey ve do- ğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. DENIZLERİMIZ- DE Doğu Akdenız'de kıble ve günbaösı, Ooğu Karadenız, Güney Ege ve Batı Akdeniz'de yıldız ve karayelden. ötekı denizlerimizde yılcJız ve poyrazdan 2-4 yer yer 5, Güney Ege ve Baü Akdeniz açık- lannda 6 kuvvettınde saatte 4-16 yer yer 21, Güney Ege ve Batı Akdeniz açıMannda 27 de- nız mili hızfa esecek. Dalga yûksekljği 0.5-1 yer yer 1.5 m. dolayında bulunacak. VAN GÖlil'NDE HAVA: Az bu- luüu ve açık geçecek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden hafrf, ara sıra oria kuvvette esecek. Botu Bursa ÇanaMeıe Çofum Derazk A 34°24°Dıyart>alor A 29° 18» Edırne A 38° 22° Erancan A 30° 13° Ercunjm A 30°18°Eskîşehır A 30°«°Graamep A 31° 24° Gıresun A 32° 23° Gümuşhane A A 3*> 18° HakKan A A 39° 19" Ispara A A 32° 16° Isanbul A A 30° M° İBinr A A 38°21°Kars A A 32° 17» Kastamonu A 40° 20° Marasa 30° U ° K Maras 34° 19° Mereın 29° 14° Mugla 30°1«°Mu* A A A A A A A 26°20°0rdu A 27° 13° Kaysen A 31° 16° KJrteeS A 32°19°Kanya A 29° 13° KûOhya A 35°21°MattJya 33° 22° Samsun 33° 17° Sıırt 28° 20° Sınop 36°24°Sıvas 29° 12° fekmteg 27° 12° Tratam 33°14°Tuncs« 30° 15° Uşak 30°17°Van 30° 14° Ytegal 38°22°Zonouiaak k ya{murtu j j f saslı flttt A-acık B-butuDu G-gıineş* Kkjrlı S-sdı Vjajm Heısınkı {, fli İ~T A ^>Lenıngrad Kopenhag )1 Moskova r&^._Belgrad j ~^^^\ Cezayir î? Tunus ij^Y"^"" Tebrtf Atına "W/>^ • Sam Kanıre» DUNYA'DA BUGUN Amstenlam Amman ASna Bagda: Barceıona Basel BdQrad Berlm Bonn Brüksel Budaoeşte Cenevre Cezayir Ddde Dubaı Fra'iMurt Gıme Hetor* Katne Kopenhag Köfi Lfiftosa A A A A A A A y A A A A A A A A A Y A A A A 26° 37° 34° 40° 32° 30° 30° 24° 27° 28° 29° 31° 31° 42° 45° 28° 32° 20° 36° 25° 27° 34° Lenıngrad Lonûra Madnd Mılano Montreal Mostova Müıtfı New \tad( Oslo Pans Prag Rıyad Roma Sofya Sam Ijnus \Aenedık Vlyana WSsh<ngto Zünh Y 20° A 25° A 34° A 32° Y 26° Y 21° A 28° A 30° B 21° A 30° A 27° A 45° A 31° A 29° A 37° A 30° A 36° A 25° A 29° A 27° nA 31° A 30° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bir kimsenin ya- rarlığım ve yeteneğini gösteren belge. 2/ Pe- dişah ve şehzadelerin, saraya alınan karavaş- lar arasından seçtikle- ri kadm... tlave. 3/ Bir vidada iki diş arasın- da kalan çukur bö- lüm... Her yam suyla çevrili kara parçası. 4/ Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptık- lan... Anlann çıkardı- ğı bir tür salgı. 5/ Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan... Radyumun simgesi. 6/ tşlenecek bir suçun daha önceden tasarianması. 7/ İran'ın plaka işareti... Anadolu'daki kırsal kesimde erkekler arasında du- zenlenen yaren toplantılarına verilen ad. 8/ Eski Yunan mimarlığının üç bi- çeminden biri... Anlama yeteneği. 9/ Mavi renkli değerli bir süs taşı... Ka- rakter. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir petrol şirketinin, petrol yataklarını ışlettiği ya da toprakla- rından petrol borularıru geçirdiği ulkeye ödediği komisyon. 2/ Fi- il... Işaret olarak yere dikilen çubuk. 3/ Brezilya'da gecekonduya verilen ad... Trabzon'un bir ilçesi. 4/ Yabancı... Bir yapının iç du- var kaplaması. 5/ Mürekkebi kurutmakta kullanılan ince ktm... Üstü kapalı olarak belirtme. 6/ Bir renk... Aynı ahır adına koşan yarış atlarına verilen ad. 7/ Balık yakalama aracı... Lzun bacaklı ve çok çevik bir av köpeği. 8/ Kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı... Ateş. 9/ tnce ve yassı elmas. 60 YIL ONCE Cumhuriyet II \h I Ml \ 2LİRA T A k S l l I.E Buz buhranı 18 TEMMUZ 1930 Şehremaneti buz buhranının önüne geçmek için esaslı surette tertibat almıştır. Karaağaç'taki buz fabrikasına ilâveten yeniden inşasına başlanan 50 tonluk fabrikanın bir kısrnı bitmiş ve fabrika günde şimdilik 25 ton buz yapabilecek hale gelmiştir. Fabrika'da bugün tecrübe yapılacak ve 25 ton buz imal edip edemeyeceğı anlaşılacaktır. Musbet netice elde edilirse şimdilik günde 100 ton buz çıkarabilecektir. Çünkü esas fabrika da 75 ton buz yapılmaktadır. Esasen fabrikanın tamamı mukavele mucibince 1 ağustosta teslim edilecektir ki o zaman fabrika istihsalini 50 tona çıkarmış olacak ve umum istihsal yekûnu 125 tona baliğ olacaktır. Eğer fabrikanın yanndan itibaren 25 ton olsun buz çıkaramjyacağı tecrübe neticesinde anla$ıJacak olursa bu takdirde Emanet buz buhranının önüne geçmek için Meşulân buz fabrikası ile bir mukavele aktedecektir. Fakat bu fabrika bütun gayretine rağmen ancak on beş ton buz çıkarabilmektedir. Adliye açıkgözleri Eshabı mesalihin işlerini takip etmek bahanesile Adliye koridorlarında dolaşan ve birçok safdilleri aldatarak ızrar eden bazı kimselerin bu menfi hareketlerine set çekilmek üzere bu gibi eşhasın badema adliye binasına girmemeleri için lazım gelen tebligat yapılmış, tertibat alınmıştır. îundan başka adliye binasının önünü dolduran ve sabahtan akşama kadar gürültu ve patını eden seyyar satıcılar, sucular ve arzuhal yazan daktilo arzuhalcılar da adliye binasının önünden uzaklaştınlmıştır. 30 YIL ONCE Cumhuriyei Belediyede yeni sistem 18 TEMMUZ 1960 Senelerden beri merkeziyetçi bir şekle raptedilerek çalışan şehrimiz belediyesi, milli inkılâp hareketinden sonra, yeni bir sisteme geçiş hazırlıklan ile meşgul olmaktadır. Bu sistemde eskisinin tam aksine olarak riyaset yalmz prensipler vazeden son merhale haline getirilecektir. Bilindiği gibi sabık iktidar Kema ' y zamanında, Istanbul Belediyesi Riyaseti de ilk ve son sözü söyliyen, bütün vatandaşlann dertlerini sözde halledecek bir makam haline getirilmişti. Belediyeye bağlı 13 şube müdürti sadece gelen evrakı cevaplandırır, en küçıik vatandaş müracaatlarını dahi "Bunu Reis Beye arzedin" diyerek başından savmakla vazifesini yaptığına bihakkın inanırdı. Sabık Belediye ve Reisi Kemal Aygün, D.P. fl Başkanı olduktan sonra belediyedeki işler daha da çıkmaza girmiş ve Belediye ancak partililerin işlerini takip edebilir bir dunıma gelmişti. Sabık Başbakanm Ankaradan çok tstanbulda oturması ve zamanının D.P. fl Başkanı Aygünün de Menderesin yanından hiç ayrılmaması işleri iyice durdurmuştu. Çünkü her işin başı Reis olduğuna göre ve Reis de belediyede bulunmadığına göre belediye "bugün git yann gel", "Reis Bey gelmediler, görüşemedik'.' teraneleri arasında idare edilmeğe başlanmıştı. Inkılâbın daha ilk günlerinde, her işin Reis tarafmdan halledileceği itiyadından kurtulamayan vatandaşlann Riyaset Makamına hücum ederek türlu vasıtalarla Reisi görmek istemeleri yeni sisteme gidilmesi zaruretini doğurmuştur. Bunun için de ilk olarak şube müdürlüklerinin iş göriır bir hale getiriimesi gerekiyordu. Bu husustaki çalışmalar bir hayli ilerlemiştir. Bu sistemin yerleşmesi için bilhassa şube müdürlerinin dirayetli ve dürüst olmaları şan olduğunu idrâk eden Belediye Reisi Şefik Erensü'nün önümüzdeki günlerde bu mevkiler üzerinde bazı değişiklikler yapmasj beklenmektedir. Ayrıca belediyede kurulacak olan bir plânlama dairesi, imar plânlarmı yeniden gözden geçirecek ve âzami tasarruf sağlanarak imar hareketlerine devam edilecektir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Para bolluğu 18 TEMMUZ 1989 Bayram öncesinde yaklaşık 2 trilyon lira artarak 8.1 trilyon liraya çıkan piyasadaki para miktarını azaltmak için önlem arayışları hızlandı. Merkez Bankası açık piyasa ve Interbank işlemleri yoluyla piyasadan para çekmeyi amaçlıyor. Emisyon hacminin bu hafta sonuna kadar 7.5 trilyon liraya çekilmesinin hedeflendiği bildirildi. Merkez Bankası dün piyasadan 85.8 milyar lira çekerek, emisyonu 7 trilyon 970 milyar liraya indirdi. TARITSMA Anlayana Karayollarında yaşanan faciaların sorumlusu kamyon şoförleri değil, bu politikayı savunan, toplu taşımacılığı reddeden zihniyettir. öncelikle tum karayolu gazilerimize geçmiş olsun der, bu bayram yitirdiklerimiz için he- pinizi saygı duruşuna davet ederim. Efendim, bir bayram savaşını daha geride bıraktık. Ölenlerimiz, yaralananlanmız, sakat kalanla- rımız, maddi hasar görenlerimiz oldu. Olacak o kadar, kolay mı karayolunda bayram sava- şı vermek. Ben savaşa 29.6.1990 tarihinde sa- at 23'te Istanbul'dan katıldım. Bostana kav- şağından Maltepe kavşagına kamyon ve oto- büs koruması ile tam bir saatte gidince, savaş alanını terk ederek sabah saat 7.30'da tekrar denemek üzere geri döndüm. Bu sefer karar- lıydım, ölmek var dönmek yoktu. Eskihisar- da feribot konvoyurta ulaştığ^mda saat 8.30 ol- muştu. Saat 9.30'da taktik değiştirerek kon- voydan çıktım. tzmit Körfezi'ni dolaşmak üze- re E-5'teki savaş arkadaşlarımın arasına ka- tıldım. Paralı yolun sonundaki gişelerde 45 da- kika bekledikten sonra diyetimi ödeyip, sava- şın ön saflarında yerimi aldım. Bu arada sa- vaş alanını dikkatle izlemekteydim. Çok önemli bir şey dikkatimi çekti. Savaşm büyuk vurucu gücü kamyonlarımız -yakıt tankerleri dışındakiler- savaş alanını terk etmış, yol ke- narlarında beklemekte idiler. Tabii ki bu önemli bir güç kaybı oluşturmakta idi. Geç- tiğım her konaklama yeri benden önce gelen- ler tarafından talan edilmiş durumdaydı. Aç, susuz ve en önemlisi WC'siz -girilebilecek bir tane dahi kalmamıştı- olarak kent girişlerin- de coşkulu kaJabalıklarla karşılaşarak, saat 18.30'da yaklaşık 6 saat geciktneli olarak İz- mir'e vardım. Savaşın büyük bolümunu atlat- mıştım. Bundan sonrası kolaydı. tzmir'de \er- diğim molada gerekli hazırlıklarımı yapıp Bodrum'a gitmek uzere tekrar yola çıktım. Sa- at 00.30'da Bodrum'a vardığımda, dönüş stra- tejimi ve taktiklerimi gozden geçirmekte idim. Kesin karanmı verdim. Dönüşte iki gün erken çıkıp bu savaşı ilk bitirenlerden olacaktım. Ni- tekim 10 saatlik bir yolculuktan sonra evime vardım. Benim savaş anılanm bu kadar. Sanınm he- pinizinki birbirine yakındır. Bu savaşın neden- lerine ve sorumlularına geçmeden once, biz- lerin daha rahat savaşabilmesi için bayramla- nnı yüklü kamyonlarının direksiyonları başın- da, yol kenarlarında geçiren kamyon şoförü arkadaşlarımızın geçmiş bayTamlannı kutlar, Ordu, Politika ve Irtica Bugün teokratik düzen yanlısı pekçok kişi devletin yaşamsal önemdeki makamlarını işgal ediyorsa ve ülkede yobaz valiler kol geziyorsa bunun sorumluluğu elbette onlara bu ortamı hazırlayanlarındır. 27 Mayıs'ın yıldönümünü izleyen günlerde kamuoyu, askeri müdahaleler ile bu karışma- lann birbiriyle olan farkhlıkları ve ordu, po- litika konularında aydınlatılmaya ya da yön- lendirilmeye çalışıldı. Ben bunlara ordunun laiklik ve irtica ile ilgili duyarlılığım da kata- rak kişisel görüşlerimi özetlemeye çalışacağım. Tiirk ulusunun geçmişteki çetin yaşam ev- releri onun ordusuna, ülkesi ve ulusuyla bü- tünleşmek, ona sürekli bağlı kalmak ve ona karşı büyük bir sorumluluk duygusu taşımak gibi çok değerli nitelikler kazandırmıştır. Bu özellikleri nedeniyledir ki Osmanlı tmparator- lugu dönemi de dahil, ordu hemen bütün iç kargaşa ve çatışmalarda ulusun isteği doğrul- tusunda hareket etmiş ve onun karşısında de- ğil yanında yer almıştır. Yani ulusa karşui ulu- su yönetmeye hiç istekli olmamıştır. Öte yandan son yarım yüzyılda yaşanan iki askeri (karışma) müdahale, monarşik bir ya- pıdan çağdaş ve demokratik bir düzene geçişte karşılaşüması olası güçlüklerin ustesinden gel- mede bütün benzer ülkeler gibi Türkiye'ye de bir ayrıcalık tarumamıştır. önlenemeyen te- rör, devrimlerden verilen ödünler bu iki as- keri karışmayı kaçınılmaz kılmıştır. Bu kaçı- rulmazlık "haklılığı"nı o dönemlerin sivil yö- netimlerinin akıl almaz aymazlıklarına borçludur. özellikle 12 Eylül'de can güvenliğinin en- dişe verici boyutlara ulaşmasının yanında, ge- rici parti ve kişilerin eylemlerinin o dönem ik- tidarlarınca ısrarla görmezlikten gelinmesi as- keri karışmayı âdeta çabuklaştırmıştır. İyini- yetli ellerde ulkesine ve ulusuna değerli hiz- metler veren Silahlı Kuvvetler başta laiklik oi- mak uzere Ataturk devrimlerini korumak ve can güvenliğini sağlamak gibi çok düzeyli duy- gu ve düşüncelerle harekete geçmiş, fakat ne yazık ki sonunda ülkeyi her bakımdan dev- raldığı çizgiden daha geriye götürmuş ya da gitmesine engel olamamıştır. Bugün, teokratik düzen yanlısı pekçok ki- şi devletin yaşamsal önemdeki makamlarını işgal ediyorsa ve ülkede yobaz valiler kol ge- ziyorsa bunun sorumluluğu elbette onlara bu ortamı hazırlayanlarındır. • Üstelik 12 Eylül'ü yapanlar, ekonomisi dur- ma noktasına gelmiş, can güvenliği kalmamış ve politik ortamı MC hükümetleriyle parça parça bölünmüş bir ülkede etkili bir iyileştir- meyi başarabilecek yeterli birikimlere de sa- hip değildi. Burunlan iyi koku alan politika kurtlan ve fırsatçılar bu durumu keşfetmekte bir saat bile yitirmemişler, onlan etkileme ve hatta yön- lendirme çareleri bulmakta gecikmemişlerdir. Nitekim görev sürelerinin sonuna kadar bu komutanlarımız ülke ve toplum yaranna ol- madığı çok apk olarak görülen yaşamsal ko- gösterdikleri özveriden ötürü teşekkür ederim. Evet, yıllardır yazılır, tartışılır, ulaşım po- litikası ne olmalıdır diye. Toplu ulaşım mı, ka- rayolu taşımacılığı mı? Hepinizin bildiği gibi ülkemizi "yöneten" büyüklerimiz karayolu ta- şımacılığını tercih etmişler ve bütün ulaşım po- litikasını, altyapısını buna göre yönlendirmiş- lerdir. Ülkenin yük taşımacılığını 10 tonluk kamyonlarla karşılamayı hedeflemişler, kam- yon, TIR satışı zenginleri, yedek parça zen- ginleri yaratmışlardır. özel araba markaları- nı ve miktarını saymak ne kadar güç ise bu politikadan zengin olanların servetlerini bil- mek de o denli zordur. Ama şu gerçeği artık kimse gizleyemez. Bu politika iflas etmiştir. Karayollannda yaşanan faciaların sorumlusu kamyon şoförleri değil, bu politikayı savunan, toplutaşımacılığı reddeden zihniyettir. Düşü- nün bir kere, burdan tzmir'e elektrikü tren hat- tı olsaydı, 6 saatte Izmir'e varabilseydik, ora- dan istedığimiz tatil yöresine aynı teknoloji ile gidebılseydik, hangimiz kendimizi özel araç- larıyla karayollanna atardı. Ama bu zihniyet Cumhuriyet döneminde yapılmış tren hatla- rını bile köreltti. Yetkililere sesleniyorum: Yarınımızı düşünü- yorsak, çocuklarımızın, bizden sonraki nesil- lerin de bu topraklar üzerinde yaşamalarını istiyorsak daha fazla geç kalmadan topluula- şıma yonelelim. Bir zamanlar bir Milli Eği- tim Bakanı, "Şu okullar olmasa işimiz çok ko- la> olurdu" demiş. Bugün anlaşılıyor ki Ulaş- tırma Bakammız "Şu kamyonlar olraasa ne iyi olurdu" diyor. Kamyonlann seyahat özgürlüklerini kısıt- layarak soruna çözüm bulamazsınız. Bu po- litikayı terk etmezseniz, yakında her gün bay- ram olacak. Nice bayramlara. REŞtT SERMET ELÇİ Bevlerbeyi lstanbul nu ve kararlarda bu tipler tarafından inanıl- mayacak kadar kolaylıkla ikna edilebilmişler- dir. 12 Eylul öncesi MSP üyelerinin bugün- ku raakam ve mevkileri, kara seslilerle mey- danlarda ayet savaşımı, TDK ve TTK ile 27 Mayns'ın başına gelenler.CHP'ninkapatılması ve nihayet Gcnelkurmay Başkam'mn değişi- mindeki düzeysizlik gibi ibret verici olay ve uygulamalar başka nasıl açıklanabilir. Sonun-' da olan ülke ve ulusa olmuş, laiklik ve insan hakları bir güzel haklanmıştır. 12 EylUl ve onu takip eden yönetimler en büyük darbeyi laik- lik devrimine indirmişlerdir. Milli Eğitim ve Içişleri Bakanlıgı kadroları ile yetinmeyerek orduya gericileri ve yobaz- ları sızdırma çabaları ısrarla sürdürülmekte- dir. İşin ilginç yönü irticaya arka çıkan bazı kendini ve orduyu bilmezlerin laikliğin boğaz- lanmasında ordu ve diğer Atatürkçü güçleri kendi desteklerinde göstermeye özenmeleridir. Bunlar ülkede irtica yok derken AT ulkeleri; "Laik bir ulke olmaktan çıktığınız için top- luluğa girmeniz olası değil" demektedirler. Gerçekçi bir ifade ile belirtmek gerekirse, or- du gericilerin arkasında olmaz. Olsa olsa peş- lerinde olur. Turkıye'de demokrasinin ve insan hakları- nın zaman zaman ağır darbeler yemesinin asıl nedeni sağcı iktidarların günü geldiğinde hal- kın iradesine saygı göstererek gücun el değiş- tirmesine razı olmamaJandır. Oysa günü gel- diğinde iktidan normal yollarla değiştirmeye alışmak ordunun ihtilallere alışmasını önleme- nin en sağlıklı yoludur. CEMİL METE (Korgeneral E.) C U M H U R İ Y E T KİTAP KULÜBU K A D I K Ö Y B E L E D İ Y E S İ IŞBİRLİĞÎ KITAP ŞENLIGI 120 YAYEvfEVI 5000 KJTAP • M Z A BUGÜN G 18 Ü N L E Temmuz Çarşamba R • 15.00-19.00 HULKİ AKTUNÇ ZAFER ÜSKÜL Her gün 11.00-19.30 arası Yer: Kadıköy Meydanı, Eski tskele yanı Tum Kıtap okurlanna açıktır. IH Üyelere ındınm. POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Dört Yan Sularla Çevrili... Belleğimde istanbul bir tarih, coğrafya olmadan çok bir balık kentidir. Balık dedığim Boğaz ve Marmara'dır. Nere- de o oltayı salladın mı takılıveren balıklar! Nerede kepçey- le tutulanları!.. Yalıların uzanttsını yalayarak geçen balık sürüleri!.. Başını kaldırıp bir görünen, bir yilen yunuslar nerede!... Düşünüyorum da bir zamanlar "sudan ucuzdu" balık... Şimdi paran olsa bile her türünü bulamıyorsun... Zengin harcı olmadan bile çıktı baltk. Bir lstanbul gelişimde Edip Cansever, Aziz Çalışlar, ben Arnavutköy'de Aziz'in yalısında sürülerin geçtiği bir mev- simde kepçelerle balık tutmuştuk. Balık sürüleri geçiyor, kimse dönüp bakmıyor bile. Gitsinler biraz da başkaları ye- sin. Bir yardımlaşma, dayanışma gibiydi balıklar Kepçe ile tuttuklarımızı yukanya balkona çıkarmıştık. Aziz temizlemiş, Edip tavada kızartmıştı. Ben, Edip'in, boş- vermecesinden olacak, böylesi güzel balık kızartacağını ummazdım. Kızarmış balıklar ve rakı aklımdan hiç çıkmaz. Bir daha da böylesini görmedım, göreceğim de yoktur. Oktay Rifat'ın "Niko'nun Kahvesi"ni düşünüyorum. Zıpkından kurtulmuş kılıçlar, ahtapotlar Ve en sıcak güneşlerle karmış harcını Kahvesinin Lipsoslar yine derindedir. Orios, beygır gibi kısar kulaklarını Kefalos'taki sivri taşın kovuğunda Morumsu işkineler, oynatarak ağır Ağır kanatlarını, bakarlar Niko'ya. Boz bulutlar gibi çatısında denizin Uskumru sürüleri devinir yukarda. Gölgesi vurur tırandilın ışıltılı Yosunların, kara süngerlerin üstüne Bir yelkenli süzülür kapıdan. Bir yengeç Köşedeki masada yumar gözlerini, Iri bir mercan keser oltayı ve dalar. Voli'den sonra denize atılan, ezik, Iskarta balıklar gıbidir, başı sonu Olmayan anılar. Niko atar onlan. Düşler bu kahvede yavru kediler gibi Oynaşırlar ayak altında Tutarsınız Birini, dizinize alır okşarsınız Ana uzaktadır, peykede güneşlenir Niko da uzaktadır. Durulan bulut rengi Akşam rakısını, Çatalının ucunda Tuzlu bir kalamar parçası, tabağında Bir düş kırıntısı, bir zeytın, dalar gider. Karagözle gezer, harmanlar sinaritle. Istanbul'da balık biter gibi olduğunda, gene bulunurdu. Marmara Adası'na gidilirdi. Edipler, Naciler, Turgutlar, Merihler severlerdi, sığımrlardı bu adaya. Daha Mavi Yol- culuk icat edilmemişti. Istakozlar, pavuryalar, böcekler "sudan ucuz'du. Res- samlardan Edip Makkı, dostlardan Eşref Şefik, en eski ko- nuklarıydı adanın. Sonra gelmeye başladılar. Daha başka- ları ve başkaları .. Issız adalara kaçıldı. Şimdi bakıyorum bir moda almış başını gidiyor; çoğunun bir yazlığı, bir kışlığı var Yazltk başa bela, birkaç ay kalını- yor, sonra bomboş. Kimse yararlanmıyor Bakalım neye varacak? Bütün kıyılar tutuk. Kurmuşlar kooperatifleri, kı- yıları parsellemişler. Yarıda ise "ınşaat", bitmışse bir be- ton yığını. Büyük kentlerin gecekonduları kıyılara taşınmış Çevre kirli, her yer pis. önünde deniz duruyor ama su kıtlığı var. Yunacak, içecek bir damla su "ateş pahası"na... Ne o efendim? Dört yanımız denizlerle çevrili, ama halkı- mız Kerbela'da yaşıyor. ÇALIŞANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Bsramiye Farkı Alabilir miyiın?'' SORU: 1989 Yılında 1. derece 4. kademeden, 29 yülık ögrel- men iken emekliye aynldım. 29 yıl hizmelim karşılıgın- da bana, 7 milyon 500 bin lira ikramiye odendi. Ancak, ben emekii oiduktan kısa bir siire sonra ikramiyeler de- rece ve hizmel durumlarına göre 27 milyon liraya ka- dar çıktı. Oğrenmek istediğim sorun şöyle: 1) Mesleğe yeniden dönmem şu anda mümkün mü? 2) Dönersem aimış oldugum ikramiyeyi geri vererek, ye- niden emekii olduğumda ikramiye farkı alabilir miyim? 3) Alınan ikramiyenin iadesi toplu olarak mı \-apilmakta, yoksa taksitli ödeme >asada ongoniluyor mu? P.I. YANIT:1) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 93. maddesi "Emeklilerin Yeniden Hizmete Alınması"na ilişkindir. Maddede TC Emekii Sandığı Yasası hükümlerine göre emekii olanlar, bazı koşullarla yeniden devlet memurluğuna atanabilirler. a) Yaş sımrını doldurması nedeniyle emekliye aynlanlar yeni- den memurluğa dönemezler. B) Görevlerini yapamayacak dunıma geldikleri için malulen emekii olanlara da yeniden görev verilmemektedir. c) Ahlak ve yetersizlik nedenleriyle kurumlannca re*sen emekii edilenler de görevierine geri dönememektedir. Bu nedenler dışında kalan nedenlerle emekii olanların, atana- cakları sınıfın niteliklerini taşımak ve atamak istediklerini sınıfta boş bir kadro bulunması koşuluyla, yeniden görevierine dönmele- rinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Yasada, görevinize yeniden dönmenizi önleyen bir hüküm bu- lunmadığı göriişündeyiz. 2) 375 sayılı yasa hükmünde kararname ile memurlara yakacak yardımı, emekJiiere ise sosyal yardım zammı adı altında yapılan ödeme kaldırılmış yerine kıdem aylığı ile taban aylığı getirilmiş- tir. 375 sayılı kararnamenin yürürlük tarihinden önce geçerli olan yakacak yardımı, ikramiye hesaplanmasında gözönüne alınama- maktaydı. Kararname ile kıdem aylığı ve taban aylığmın da yılla- ra göre kademeli olarak emekii ikramiyesine yansıması öngörülmüştür. Boylece, 1 Temmuz 1989*dan önce ödenen ikra- miyelerle, aynı tarihten sonra ödenen ikramiyeler arasında çok bü- yük ikramiyelerle, aynı tarihten sonra ödenen ikramiyeler arasında çok büyük farklar oluşmuştur. Bu uygulama kısa sürelerle emekii olanlar arasında büyük bir haksızlığı da oluşturmuştur. Emekii ikramiyesi ödenmesine ilişkin koşullar, 5434 sayılı TC Emekii Sandığı Yasası'nın ek made 20'sinde belirlenmiştir. Buna göre, "Emekii ikramiyesi aldıktan sonra yeniden iştirakçi durumuna girenlerin tekrar emekliye ayrılmalannda, yalnız sonradan geçen hizmetlerine karşıhk' emekii ikramiyesi ödenmektedir. Görülüyor ki yeniden göreve dönüp ikinci kez emekii olduğu- nuzda yalnızca son hizmet süresi için ikramiye ödenmesi söz ko- nusudur. Fark ikramiye ödenmesi ise söz konusu değildir. INGILTERE'DEINGILIZCE DÜNYA ÎLE ARANIZDAKİ DUVARI KALDIRIN Bolu'da üç yılı aşkın süredir faaliyet gösteren, Bilim-Kurs ögretmenleri nezaretinde Ingihere'de bir dil okuluna 23 gün sürecek bir gezı düzenlenmiştir Siz de bıze katılıp dilını oğrendiğımiz ülkenin kültürünü, JfJ yaşam tarzını. gelenek ve göreneklennı, sosyal yaşantılannı ve insanlarını yakından tanıma olanağını elde etmek istemez mısiniz İŞTUR TURİZM ve SEYAHAT ACENTALIĞI LTD. Büyükdere Cad. Akıncıbayırı Sokak Kesmen Han No 2/1 Mecıdıyekoy-IST. Tel. 175 44 77 - 175 44 78 • 174 09 87 - 174 09 88 Fax 174 66 55 F Doğan 16O78 1. Hamur kağıda çok O Copy T O 5O 28-16O65 52 K TL. temiz O P I Ortabahçe Cad. No:60 Be^iktaş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle