Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Mûdürtûğu'n-
den alınan bılgıye göre: Yurdun
kuzeybatı kesımlen parçalı bulırüu.
öteki yerler az bulutiu ve açık ge-
çecek. HAVA SIÇAKLIĞr Değış-
meyecek. RÜZGÂR: Kuzey ve do-
ğu yönlerden hafif ara sıra orta
kuvvette esecek. DENIZLERİMIZ-
DE Doğu Akdenız'de kıble ve
günbaösı, Ooğu Karadenız, Güney
Ege ve Batı Akdeniz'de yıldız ve
karayelden. ötekı denizlerimizde
yılcJız ve poyrazdan 2-4 yer yer 5,
Güney Ege ve Baü Akdeniz açık-
lannda 6 kuvvettınde saatte 4-16
yer yer 21, Güney Ege ve Batı Akdeniz açıMannda 27 de-
nız mili hızfa esecek. Dalga yûksekljği 0.5-1 yer yer 1.5
m. dolayında bulunacak. VAN GÖlil'NDE HAVA: Az bu-
luüu ve açık geçecek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden
hafrf, ara sıra oria kuvvette esecek.
Botu
Bursa
ÇanaMeıe
Çofum
Derazk
A 34°24°Dıyart>alor
A 29° 18» Edırne
A 38° 22° Erancan
A 30° 13° Ercunjm
A 30°18°Eskîşehır
A 30°«°Graamep
A 31° 24° Gıresun
A 32° 23° Gümuşhane A
A 3*> 18° HakKan A
A 39° 19" Ispara A
A 32° 16° Isanbul A
A 30° M° İBinr A
A 38°21°Kars A
A 32° 17» Kastamonu A
40° 20° Marasa
30° U ° K Maras
34° 19° Mereın
29° 14° Mugla
30°1«°Mu*
A
A
A
A
A
A
A 26°20°0rdu
A 27° 13° Kaysen
A 31° 16° KJrteeS
A 32°19°Kanya
A 29° 13° KûOhya
A 35°21°MattJya
33° 22° Samsun
33° 17° Sıırt
28° 20° Sınop
36°24°Sıvas
29° 12° fekmteg
27° 12° Tratam
33°14°Tuncs«
30° 15° Uşak
30°17°Van
30° 14° Ytegal
38°22°Zonouiaak
k
ya{murtu j j f saslı flttt A-acık B-butuDu G-gıineş* Kkjrlı S-sdı Vjajm
Heısınkı {,
fli İ~T A ^>Lenıngrad
Kopenhag )1
Moskova
r&^._Belgrad j ~^^^\
Cezayir î?
Tunus
ij^Y"^"" Tebrtf
Atına "W/>^
• Sam
Kanıre»
DUNYA'DA BUGUN
Amstenlam
Amman
ASna
Bagda:
Barceıona
Basel
BdQrad
Berlm
Bonn
Brüksel
Budaoeşte
Cenevre
Cezayir
Ddde
Dubaı
Fra'iMurt
Gıme
Hetor*
Katne
Kopenhag
Köfi
Lfiftosa
A
A
A
A
A
A
A
y
A
A
A
A
A
A
A
A
A
Y
A
A
A
A
26°
37°
34°
40°
32°
30°
30°
24°
27°
28°
29°
31°
31°
42°
45°
28°
32°
20°
36°
25°
27°
34°
Lenıngrad
Lonûra
Madnd
Mılano
Montreal
Mostova
Müıtfı
New \tad(
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Roma
Sofya
Sam
Ijnus
\Aenedık
Vlyana
WSsh<ngto
Zünh
Y 20°
A 25°
A 34°
A 32°
Y 26°
Y 21°
A 28°
A 30°
B 21°
A 30°
A 27°
A 45°
A 31°
A 29°
A 37°
A 30°
A 36°
A 25°
A 29°
A 27°
nA 31°
A 30°
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir kimsenin ya-
rarlığım ve yeteneğini
gösteren belge. 2/ Pe-
dişah ve şehzadelerin,
saraya alınan karavaş-
lar arasından seçtikle-
ri kadm... tlave. 3/ Bir
vidada iki diş arasın-
da kalan çukur bö-
lüm... Her yam suyla
çevrili kara parçası.
4/ Bir kimsenin dinin
buyruklarını yerine
getirmek için yaptık-
lan... Anlann çıkardı-
ğı bir tür salgı. 5/ Din
işlerini devlet işlerine karıştırmayan...
Radyumun simgesi. 6/ tşlenecek bir
suçun daha önceden tasarianması. 7/
İran'ın plaka işareti... Anadolu'daki
kırsal kesimde erkekler arasında du-
zenlenen yaren toplantılarına verilen
ad. 8/ Eski Yunan mimarlığının üç bi-
çeminden biri... Anlama yeteneği. 9/
Mavi renkli değerli bir süs taşı... Ka-
rakter.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir petrol şirketinin, petrol yataklarını ışlettiği ya da toprakla-
rından petrol borularıru geçirdiği ulkeye ödediği komisyon. 2/ Fi-
il... Işaret olarak yere dikilen çubuk. 3/ Brezilya'da gecekonduya
verilen ad... Trabzon'un bir ilçesi. 4/ Yabancı... Bir yapının iç du-
var kaplaması. 5/ Mürekkebi kurutmakta kullanılan ince ktm...
Üstü kapalı olarak belirtme. 6/ Bir renk... Aynı ahır adına koşan
yarış atlarına verilen ad. 7/ Balık yakalama aracı... Lzun bacaklı
ve çok çevik bir av köpeği. 8/ Kerestesi yapı işlerinde kullanılan
bir orman ağacı... Ateş. 9/ tnce ve yassı elmas.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
II \h I Ml \
2LİRA
T A k S l l I.E
Buz buhranı
18 TEMMUZ 1930
Şehremaneti buz buhranının
önüne geçmek için esaslı
surette tertibat almıştır.
Karaağaç'taki buz fabrikasına
ilâveten yeniden inşasına
başlanan 50 tonluk fabrikanın
bir kısrnı bitmiş ve fabrika
günde şimdilik 25 ton buz
yapabilecek hale gelmiştir.
Fabrika'da bugün tecrübe yapılacak ve 25 ton buz imal edip
edemeyeceğı anlaşılacaktır. Musbet netice elde edilirse
şimdilik günde 100 ton buz çıkarabilecektir. Çünkü esas
fabrika da 75 ton buz yapılmaktadır. Esasen fabrikanın
tamamı mukavele mucibince 1 ağustosta teslim edilecektir ki
o zaman fabrika istihsalini 50 tona çıkarmış olacak ve
umum istihsal yekûnu 125 tona baliğ olacaktır.
Eğer fabrikanın yanndan itibaren 25 ton olsun buz
çıkaramjyacağı tecrübe neticesinde anla$ıJacak olursa bu
takdirde Emanet buz buhranının önüne geçmek için
Meşulân buz fabrikası ile bir mukavele aktedecektir. Fakat
bu fabrika bütun gayretine rağmen ancak on beş ton buz
çıkarabilmektedir.
Adliye açıkgözleri
Eshabı mesalihin işlerini takip etmek bahanesile Adliye
koridorlarında dolaşan ve birçok safdilleri aldatarak ızrar
eden bazı kimselerin bu menfi hareketlerine set çekilmek
üzere bu gibi eşhasın badema adliye binasına girmemeleri
için lazım gelen tebligat yapılmış, tertibat alınmıştır.
îundan başka adliye binasının önünü dolduran ve sabahtan
akşama kadar gürültu ve patını eden seyyar satıcılar,
sucular ve arzuhal yazan daktilo arzuhalcılar da adliye
binasının önünden uzaklaştınlmıştır.
30 YIL ONCE Cumhuriyei
Belediyede yeni sistem
18 TEMMUZ 1960
Senelerden beri merkeziyetçi bir şekle
raptedilerek çalışan şehrimiz
belediyesi, milli inkılâp hareketinden
sonra, yeni bir sisteme geçiş
hazırlıklan ile meşgul olmaktadır. Bu
sistemde eskisinin tam aksine olarak
riyaset yalmz prensipler vazeden son
merhale haline getirilecektir.
Bilindiği gibi sabık iktidar Kema
' y
zamanında, Istanbul Belediyesi Riyaseti de ilk ve son sözü
söyliyen, bütün vatandaşlann dertlerini sözde halledecek bir
makam haline getirilmişti. Belediyeye bağlı 13 şube müdürti
sadece gelen evrakı cevaplandırır, en küçıik vatandaş
müracaatlarını dahi "Bunu Reis Beye arzedin" diyerek
başından savmakla vazifesini yaptığına bihakkın inanırdı.
Sabık Belediye ve Reisi Kemal Aygün, D.P. fl Başkanı
olduktan sonra belediyedeki işler daha da çıkmaza girmiş ve
Belediye ancak partililerin işlerini takip edebilir bir dunıma
gelmişti. Sabık Başbakanm Ankaradan çok tstanbulda
oturması ve zamanının D.P. fl Başkanı Aygünün de
Menderesin yanından hiç ayrılmaması işleri iyice
durdurmuştu. Çünkü her işin başı Reis olduğuna göre ve
Reis de belediyede bulunmadığına göre belediye "bugün git
yann gel", "Reis Bey gelmediler, görüşemedik'.' teraneleri
arasında idare edilmeğe başlanmıştı.
Inkılâbın daha ilk günlerinde, her işin Reis tarafmdan
halledileceği itiyadından kurtulamayan vatandaşlann Riyaset
Makamına hücum ederek türlu vasıtalarla Reisi görmek
istemeleri yeni sisteme gidilmesi zaruretini doğurmuştur.
Bunun için de ilk olarak şube müdürlüklerinin iş göriır bir
hale getiriimesi gerekiyordu. Bu husustaki çalışmalar bir
hayli ilerlemiştir.
Bu sistemin yerleşmesi için bilhassa şube müdürlerinin
dirayetli ve dürüst olmaları şan olduğunu idrâk eden
Belediye Reisi Şefik Erensü'nün önümüzdeki günlerde bu
mevkiler üzerinde bazı değişiklikler yapmasj beklenmektedir.
Ayrıca belediyede kurulacak olan bir plânlama dairesi, imar
plânlarmı yeniden gözden geçirecek ve âzami tasarruf
sağlanarak imar hareketlerine devam edilecektir.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Para bolluğu
18 TEMMUZ 1989
Bayram öncesinde yaklaşık 2 trilyon lira artarak 8.1 trilyon
liraya çıkan piyasadaki para miktarını azaltmak için önlem
arayışları hızlandı. Merkez Bankası açık piyasa ve Interbank
işlemleri yoluyla piyasadan para çekmeyi amaçlıyor.
Emisyon hacminin bu hafta sonuna kadar 7.5 trilyon liraya
çekilmesinin hedeflendiği bildirildi. Merkez Bankası dün
piyasadan 85.8 milyar lira çekerek, emisyonu 7 trilyon 970
milyar liraya indirdi.
TARITSMA
Anlayana
Karayollarında yaşanan faciaların sorumlusu kamyon
şoförleri değil, bu politikayı savunan, toplu taşımacılığı
reddeden zihniyettir.
öncelikle tum karayolu gazilerimize geçmiş
olsun der, bu bayram yitirdiklerimiz için he-
pinizi saygı duruşuna davet ederim. Efendim,
bir bayram savaşını daha geride bıraktık.
Ölenlerimiz, yaralananlanmız, sakat kalanla-
rımız, maddi hasar görenlerimiz oldu. Olacak
o kadar, kolay mı karayolunda bayram sava-
şı vermek. Ben savaşa 29.6.1990 tarihinde sa-
at 23'te Istanbul'dan katıldım. Bostana kav-
şağından Maltepe kavşagına kamyon ve oto-
büs koruması ile tam bir saatte gidince, savaş
alanını terk ederek sabah saat 7.30'da tekrar
denemek üzere geri döndüm. Bu sefer karar-
lıydım, ölmek var dönmek yoktu. Eskihisar-
da feribot konvoyurta ulaştığ^mda saat 8.30 ol-
muştu. Saat 9.30'da taktik değiştirerek kon-
voydan çıktım. tzmit Körfezi'ni dolaşmak üze-
re E-5'teki savaş arkadaşlarımın arasına ka-
tıldım. Paralı yolun sonundaki gişelerde 45 da-
kika bekledikten sonra diyetimi ödeyip, sava-
şın ön saflarında yerimi aldım. Bu arada sa-
vaş alanını dikkatle izlemekteydim. Çok
önemli bir şey dikkatimi çekti. Savaşm büyuk
vurucu gücü kamyonlarımız -yakıt tankerleri
dışındakiler- savaş alanını terk etmış, yol ke-
narlarında beklemekte idiler. Tabii ki bu
önemli bir güç kaybı oluşturmakta idi. Geç-
tiğım her konaklama yeri benden önce gelen-
ler tarafından talan edilmiş durumdaydı. Aç,
susuz ve en önemlisi WC'siz -girilebilecek bir
tane dahi kalmamıştı- olarak kent girişlerin-
de coşkulu kaJabalıklarla karşılaşarak, saat
18.30'da yaklaşık 6 saat geciktneli olarak İz-
mir'e vardım. Savaşın büyük bolümunu atlat-
mıştım. Bundan sonrası kolaydı. tzmir'de \er-
diğim molada gerekli hazırlıklarımı yapıp
Bodrum'a gitmek uzere tekrar yola çıktım. Sa-
at 00.30'da Bodrum'a vardığımda, dönüş stra-
tejimi ve taktiklerimi gozden geçirmekte idim.
Kesin karanmı verdim. Dönüşte iki gün erken
çıkıp bu savaşı ilk bitirenlerden olacaktım. Ni-
tekim 10 saatlik bir yolculuktan sonra evime
vardım.
Benim savaş anılanm bu kadar. Sanınm he-
pinizinki birbirine yakındır. Bu savaşın neden-
lerine ve sorumlularına geçmeden once, biz-
lerin daha rahat savaşabilmesi için bayramla-
nnı yüklü kamyonlarının direksiyonları başın-
da, yol kenarlarında geçiren kamyon şoförü
arkadaşlarımızın geçmiş bayTamlannı kutlar,
Ordu, Politika ve Irtica
Bugün teokratik düzen yanlısı pekçok kişi devletin yaşamsal
önemdeki makamlarını işgal ediyorsa ve ülkede yobaz valiler
kol geziyorsa bunun sorumluluğu elbette onlara bu ortamı
hazırlayanlarındır.
27 Mayıs'ın yıldönümünü izleyen günlerde
kamuoyu, askeri müdahaleler ile bu karışma-
lann birbiriyle olan farkhlıkları ve ordu, po-
litika konularında aydınlatılmaya ya da yön-
lendirilmeye çalışıldı. Ben bunlara ordunun
laiklik ve irtica ile ilgili duyarlılığım da kata-
rak kişisel görüşlerimi özetlemeye çalışacağım.
Tiirk ulusunun geçmişteki çetin yaşam ev-
releri onun ordusuna, ülkesi ve ulusuyla bü-
tünleşmek, ona sürekli bağlı kalmak ve ona
karşı büyük bir sorumluluk duygusu taşımak
gibi çok değerli nitelikler kazandırmıştır. Bu
özellikleri nedeniyledir ki Osmanlı tmparator-
lugu dönemi de dahil, ordu hemen bütün iç
kargaşa ve çatışmalarda ulusun isteği doğrul-
tusunda hareket etmiş ve onun karşısında de-
ğil yanında yer almıştır. Yani ulusa karşui ulu-
su yönetmeye hiç istekli olmamıştır.
Öte yandan son yarım yüzyılda yaşanan iki
askeri (karışma) müdahale, monarşik bir ya-
pıdan çağdaş ve demokratik bir düzene geçişte
karşılaşüması olası güçlüklerin ustesinden gel-
mede bütün benzer ülkeler gibi Türkiye'ye de
bir ayrıcalık tarumamıştır. önlenemeyen te-
rör, devrimlerden verilen ödünler bu iki as-
keri karışmayı kaçınılmaz kılmıştır. Bu kaçı-
rulmazlık "haklılığı"nı o dönemlerin sivil yö-
netimlerinin akıl almaz aymazlıklarına
borçludur.
özellikle 12 Eylül'de can güvenliğinin en-
dişe verici boyutlara ulaşmasının yanında, ge-
rici parti ve kişilerin eylemlerinin o dönem ik-
tidarlarınca ısrarla görmezlikten gelinmesi as-
keri karışmayı âdeta çabuklaştırmıştır. İyini-
yetli ellerde ulkesine ve ulusuna değerli hiz-
metler veren Silahlı Kuvvetler başta laiklik oi-
mak uzere Ataturk devrimlerini korumak ve
can güvenliğini sağlamak gibi çok düzeyli duy-
gu ve düşüncelerle harekete geçmiş, fakat ne
yazık ki sonunda ülkeyi her bakımdan dev-
raldığı çizgiden daha geriye götürmuş ya da
gitmesine engel olamamıştır.
Bugün, teokratik düzen yanlısı pekçok ki-
şi devletin yaşamsal önemdeki makamlarını
işgal ediyorsa ve ülkede yobaz valiler kol ge-
ziyorsa bunun sorumluluğu elbette onlara bu
ortamı hazırlayanlarındır.
• Üstelik 12 Eylül'ü yapanlar, ekonomisi dur-
ma noktasına gelmiş, can güvenliği kalmamış
ve politik ortamı MC hükümetleriyle parça
parça bölünmüş bir ülkede etkili bir iyileştir-
meyi başarabilecek yeterli birikimlere de sa-
hip değildi.
Burunlan iyi koku alan politika kurtlan ve
fırsatçılar bu durumu keşfetmekte bir saat bile
yitirmemişler, onlan etkileme ve hatta yön-
lendirme çareleri bulmakta gecikmemişlerdir.
Nitekim görev sürelerinin sonuna kadar bu
komutanlarımız ülke ve toplum yaranna ol-
madığı çok apk olarak görülen yaşamsal ko-
gösterdikleri özveriden ötürü teşekkür ederim.
Evet, yıllardır yazılır, tartışılır, ulaşım po-
litikası ne olmalıdır diye. Toplu ulaşım mı, ka-
rayolu taşımacılığı mı? Hepinizin bildiği gibi
ülkemizi "yöneten" büyüklerimiz karayolu ta-
şımacılığını tercih etmişler ve bütün ulaşım po-
litikasını, altyapısını buna göre yönlendirmiş-
lerdir. Ülkenin yük taşımacılığını 10 tonluk
kamyonlarla karşılamayı hedeflemişler, kam-
yon, TIR satışı zenginleri, yedek parça zen-
ginleri yaratmışlardır. özel araba markaları-
nı ve miktarını saymak ne kadar güç ise bu
politikadan zengin olanların servetlerini bil-
mek de o denli zordur. Ama şu gerçeği artık
kimse gizleyemez. Bu politika iflas etmiştir.
Karayollannda yaşanan faciaların sorumlusu
kamyon şoförleri değil, bu politikayı savunan,
toplutaşımacılığı reddeden zihniyettir. Düşü-
nün bir kere, burdan tzmir'e elektrikü tren hat-
tı olsaydı, 6 saatte Izmir'e varabilseydik, ora-
dan istedığimiz tatil yöresine aynı teknoloji ile
gidebılseydik, hangimiz kendimizi özel araç-
larıyla karayollanna atardı. Ama bu zihniyet
Cumhuriyet döneminde yapılmış tren hatla-
rını bile köreltti.
Yetkililere sesleniyorum: Yarınımızı düşünü-
yorsak, çocuklarımızın, bizden sonraki nesil-
lerin de bu topraklar üzerinde yaşamalarını
istiyorsak daha fazla geç kalmadan topluula-
şıma yonelelim. Bir zamanlar bir Milli Eği-
tim Bakanı, "Şu okullar olmasa işimiz çok ko-
la> olurdu" demiş. Bugün anlaşılıyor ki Ulaş-
tırma Bakammız "Şu kamyonlar olraasa ne
iyi olurdu" diyor.
Kamyonlann seyahat özgürlüklerini kısıt-
layarak soruna çözüm bulamazsınız. Bu po-
litikayı terk etmezseniz, yakında her gün bay-
ram olacak. Nice bayramlara.
REŞtT SERMET ELÇİ
Bevlerbeyi lstanbul
nu ve kararlarda bu tipler tarafından inanıl-
mayacak kadar kolaylıkla ikna edilebilmişler-
dir. 12 Eylul öncesi MSP üyelerinin bugün-
ku raakam ve mevkileri, kara seslilerle mey-
danlarda ayet savaşımı, TDK ve TTK ile 27
Mayns'ın başına gelenler.CHP'ninkapatılması
ve nihayet Gcnelkurmay Başkam'mn değişi-
mindeki düzeysizlik gibi ibret verici olay ve
uygulamalar başka nasıl açıklanabilir. Sonun-'
da olan ülke ve ulusa olmuş, laiklik ve insan
hakları bir güzel haklanmıştır. 12 EylUl ve onu
takip eden yönetimler en büyük darbeyi laik-
lik devrimine indirmişlerdir.
Milli Eğitim ve Içişleri Bakanlıgı kadroları
ile yetinmeyerek orduya gericileri ve yobaz-
ları sızdırma çabaları ısrarla sürdürülmekte-
dir. İşin ilginç yönü irticaya arka çıkan bazı
kendini ve orduyu bilmezlerin laikliğin boğaz-
lanmasında ordu ve diğer Atatürkçü güçleri
kendi desteklerinde göstermeye özenmeleridir.
Bunlar ülkede irtica yok derken AT ulkeleri;
"Laik bir ulke olmaktan çıktığınız için top-
luluğa girmeniz olası değil" demektedirler.
Gerçekçi bir ifade ile belirtmek gerekirse, or-
du gericilerin arkasında olmaz. Olsa olsa peş-
lerinde olur.
Turkıye'de demokrasinin ve insan hakları-
nın zaman zaman ağır darbeler yemesinin asıl
nedeni sağcı iktidarların günü geldiğinde hal-
kın iradesine saygı göstererek gücun el değiş-
tirmesine razı olmamaJandır. Oysa günü gel-
diğinde iktidan normal yollarla değiştirmeye
alışmak ordunun ihtilallere alışmasını önleme-
nin en sağlıklı yoludur.
CEMİL METE
(Korgeneral E.)
C U M H U R İ Y E T KİTAP KULÜBU
K A D I K Ö Y B E L E D İ Y E S İ
IŞBİRLİĞÎ
KITAP ŞENLIGI
120 YAYEvfEVI 5000 KJTAP
•
M Z A
BUGÜN
G
18
Ü N L E
Temmuz Çarşamba
R
•
15.00-19.00
HULKİ
AKTUNÇ
ZAFER
ÜSKÜL
Her gün 11.00-19.30 arası
Yer: Kadıköy Meydanı, Eski tskele yanı
Tum Kıtap okurlanna açıktır.
IH Üyelere ındınm.
POUTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Dört Yan Sularla Çevrili...
Belleğimde istanbul bir tarih, coğrafya olmadan çok bir
balık kentidir. Balık dedığim Boğaz ve Marmara'dır. Nere-
de o oltayı salladın mı takılıveren balıklar! Nerede kepçey-
le tutulanları!.. Yalıların uzanttsını yalayarak geçen balık
sürüleri!.. Başını kaldırıp bir görünen, bir yilen yunuslar
nerede!...
Düşünüyorum da bir zamanlar "sudan ucuzdu" balık...
Şimdi paran olsa bile her türünü bulamıyorsun... Zengin
harcı olmadan bile çıktı baltk.
Bir lstanbul gelişimde Edip Cansever, Aziz Çalışlar, ben
Arnavutköy'de Aziz'in yalısında sürülerin geçtiği bir mev-
simde kepçelerle balık tutmuştuk. Balık sürüleri geçiyor,
kimse dönüp bakmıyor bile. Gitsinler biraz da başkaları ye-
sin. Bir yardımlaşma, dayanışma gibiydi balıklar
Kepçe ile tuttuklarımızı yukanya balkona çıkarmıştık.
Aziz temizlemiş, Edip tavada kızartmıştı. Ben, Edip'in, boş-
vermecesinden olacak, böylesi güzel balık kızartacağını
ummazdım.
Kızarmış balıklar ve rakı aklımdan hiç çıkmaz. Bir daha
da böylesini görmedım, göreceğim de yoktur.
Oktay Rifat'ın "Niko'nun Kahvesi"ni düşünüyorum.
Zıpkından kurtulmuş kılıçlar, ahtapotlar
Ve en sıcak güneşlerle karmış harcını
Kahvesinin Lipsoslar yine derindedir.
Orios, beygır gibi kısar kulaklarını
Kefalos'taki sivri taşın kovuğunda
Morumsu işkineler, oynatarak ağır
Ağır kanatlarını, bakarlar Niko'ya.
Boz bulutlar gibi çatısında denizin
Uskumru sürüleri devinir yukarda.
Gölgesi vurur tırandilın ışıltılı
Yosunların, kara süngerlerin üstüne
Bir yelkenli süzülür kapıdan. Bir yengeç
Köşedeki masada yumar gözlerini,
Iri bir mercan keser oltayı ve dalar.
Voli'den sonra denize atılan, ezik,
Iskarta balıklar gıbidir, başı sonu
Olmayan anılar. Niko atar onlan.
Düşler bu kahvede yavru kediler gibi
Oynaşırlar ayak altında Tutarsınız
Birini, dizinize alır okşarsınız
Ana uzaktadır, peykede güneşlenir
Niko da uzaktadır. Durulan bulut rengi
Akşam rakısını, Çatalının ucunda
Tuzlu bir kalamar parçası, tabağında
Bir düş kırıntısı, bir zeytın, dalar gider.
Karagözle gezer, harmanlar sinaritle.
Istanbul'da balık biter gibi olduğunda, gene bulunurdu.
Marmara Adası'na gidilirdi. Edipler, Naciler, Turgutlar,
Merihler severlerdi, sığımrlardı bu adaya. Daha Mavi Yol-
culuk icat edilmemişti.
Istakozlar, pavuryalar, böcekler "sudan ucuz'du. Res-
samlardan Edip Makkı, dostlardan Eşref Şefik, en eski ko-
nuklarıydı adanın. Sonra gelmeye başladılar. Daha başka-
ları ve başkaları .. Issız adalara kaçıldı.
Şimdi bakıyorum bir moda almış başını gidiyor; çoğunun
bir yazlığı, bir kışlığı var Yazltk başa bela, birkaç ay kalını-
yor, sonra bomboş. Kimse yararlanmıyor Bakalım neye
varacak? Bütün kıyılar tutuk. Kurmuşlar kooperatifleri, kı-
yıları parsellemişler. Yarıda ise "ınşaat", bitmışse bir be-
ton yığını. Büyük kentlerin gecekonduları kıyılara taşınmış
Çevre kirli, her yer pis. önünde deniz duruyor ama su
kıtlığı var. Yunacak, içecek bir damla su "ateş pahası"na...
Ne o efendim? Dört yanımız denizlerle çevrili, ama halkı-
mız Kerbela'da yaşıyor.
ÇALIŞANLARIN
SORULAR1/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Bsramiye Farkı Alabilir miyiın?''
SORU: 1989 Yılında 1. derece 4. kademeden, 29 yülık ögrel-
men iken emekliye aynldım. 29 yıl hizmelim karşılıgın-
da bana, 7 milyon 500 bin lira ikramiye odendi. Ancak,
ben emekii oiduktan kısa bir siire sonra ikramiyeler de-
rece ve hizmel durumlarına göre 27 milyon liraya ka-
dar çıktı. Oğrenmek istediğim sorun şöyle:
1) Mesleğe yeniden dönmem şu anda mümkün mü?
2) Dönersem aimış oldugum ikramiyeyi geri vererek, ye-
niden emekii olduğumda ikramiye farkı alabilir miyim?
3) Alınan ikramiyenin iadesi toplu olarak mı \-apilmakta,
yoksa taksitli ödeme >asada ongoniluyor mu?
P.I.
YANIT:1) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 93. maddesi
"Emeklilerin Yeniden Hizmete Alınması"na ilişkindir. Maddede
TC Emekii Sandığı Yasası hükümlerine göre emekii olanlar, bazı
koşullarla yeniden devlet memurluğuna atanabilirler.
a) Yaş sımrını doldurması nedeniyle emekliye aynlanlar yeni-
den memurluğa dönemezler.
B) Görevlerini yapamayacak dunıma geldikleri için malulen
emekii olanlara da yeniden görev verilmemektedir.
c) Ahlak ve yetersizlik nedenleriyle kurumlannca re*sen emekii
edilenler de görevierine geri dönememektedir.
Bu nedenler dışında kalan nedenlerle emekii olanların, atana-
cakları sınıfın niteliklerini taşımak ve atamak istediklerini sınıfta
boş bir kadro bulunması koşuluyla, yeniden görevierine dönmele-
rinde yasal bir engel bulunmamaktadır.
Yasada, görevinize yeniden dönmenizi önleyen bir hüküm bu-
lunmadığı göriişündeyiz.
2) 375 sayılı yasa hükmünde kararname ile memurlara yakacak
yardımı, emekJiiere ise sosyal yardım zammı adı altında yapılan
ödeme kaldırılmış yerine kıdem aylığı ile taban aylığı getirilmiş-
tir. 375 sayılı kararnamenin yürürlük tarihinden önce geçerli olan
yakacak yardımı, ikramiye hesaplanmasında gözönüne alınama-
maktaydı. Kararname ile kıdem aylığı ve taban aylığmın da yılla-
ra göre kademeli olarak emekii ikramiyesine yansıması
öngörülmüştür. Boylece, 1 Temmuz 1989*dan önce ödenen ikra-
miyelerle, aynı tarihten sonra ödenen ikramiyeler arasında çok bü-
yük ikramiyelerle, aynı tarihten sonra ödenen ikramiyeler arasında
çok büyük farklar oluşmuştur. Bu uygulama kısa sürelerle emekii
olanlar arasında büyük bir haksızlığı da oluşturmuştur.
Emekii ikramiyesi ödenmesine ilişkin koşullar, 5434 sayılı TC
Emekii Sandığı Yasası'nın ek made 20'sinde belirlenmiştir. Buna
göre, "Emekii ikramiyesi aldıktan sonra yeniden iştirakçi durumuna
girenlerin tekrar emekliye ayrılmalannda, yalnız sonradan geçen
hizmetlerine karşıhk' emekii ikramiyesi ödenmektedir.
Görülüyor ki yeniden göreve dönüp ikinci kez emekii olduğu-
nuzda yalnızca son hizmet süresi için ikramiye ödenmesi söz ko-
nusudur. Fark ikramiye ödenmesi ise söz konusu değildir.
INGILTERE'DEINGILIZCE
DÜNYA ÎLE ARANIZDAKİ DUVARI KALDIRIN
Bolu'da üç yılı aşkın süredir faaliyet gösteren,
Bilim-Kurs ögretmenleri nezaretinde Ingihere'de bir dil
okuluna 23 gün sürecek bir gezı düzenlenmiştir
Siz de bıze katılıp dilını oğrendiğımiz ülkenin kültürünü, JfJ
yaşam tarzını. gelenek ve göreneklennı, sosyal yaşantılannı ve
insanlarını yakından tanıma olanağını elde etmek istemez mısiniz
İŞTUR TURİZM ve SEYAHAT ACENTALIĞI LTD.
Büyükdere Cad. Akıncıbayırı Sokak Kesmen Han No 2/1
Mecıdıyekoy-IST.
Tel. 175 44 77 - 175 44 78 • 174 09 87 - 174 09 88 Fax 174 66 55
F
Doğan
16O78
1. Hamur kağıda çok
O
Copy
T O
5O
28-16O65 52
K
TL.
temiz
O P I
Ortabahçe Cad.
No:60 Be^iktaş