01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 1990 KEYKAŞAM KöNUK YAZAR CUMHURİYET/9 Anakent Zabıta Müdürü istifa etti tstanbnl Haber Servisi — tstanbul Anakent Belediyesi Zabıta Müdürü Kemal San- kaya görevinden istifa etti. Sa- nkaya istifa nedenine gerekçe olarak "Çalışma ortamımn görev ve sorumltüuk aalayı- şıyla celistigini" gösterirken Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, Sankaya'nın görevini ihmal ettigini savun- du. Sözen, "Keodisiyle çahsa- mayacagimı söyledim. Bdedi- yenin içim siz bendcn daha iyi biHyorsanuz" diye konuştu. Sarıkaya'dan bosalan Zabıta Müdürluğu'ne vekâleten Za- bıta Müdür Yardımcısı Kenuü Bozbağ atandı. Çevte Koruma Daire Başkanı Osman Kara- kdk de 2 ay önce istifa etmiş- ti. Anakent Belediyesi Zabıta Müdürtl Kemal Sankaya, ka- rarında, yıkımların ve 19 ağustosta yapılacak Bayra- mpasa seçimlerinin bir ilgisi bulunmadığmı belirtti. San- kaya, bundan sonra ticaretle ilgileneceğini açıkladı. Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen ise Sankaya1 nın istıfasına ilişkin, "Çahşma tempomuza ve anlayısımıza uymadıgı için aynlmak duru- muıda kaldı" yonımunu yap- tı. Sözen, "Göreviai ihmal et- rigi konusunda beode kanaat iıasü olda ve kendfaiyle çalı- şamayacagımı söyledim. isti- fa etti. Bdediyenin içini siz benden daha iyi biliyorsunnz. tmanlann işine niçin son ver- diğimi, siz benden iyi bilirsi- niz. Biraz hoşgörti, biraz mn- samaha, biraz gönnezlikten tliyorsunuz. Öyle bir nokta- /a geliyor ki miiesseseye ve halka yararlı olmaktan çıkı- yor. Olayı biliyorsnnuz. Uya- nlarda bulunuyordum ve ça- hşamayacak noktaya geldik" dedi. Korunması gerekli alana Emlak Bankası 400 dairelik site yapıyor Ifeşil, betona yeniliyorKonutları inşa edecek Boravva Holding Efes Pilsen Korusu'nda ağaç sökümüne başlarken, sökümler Bakırköy Belediyesi tarafından durduruldu. Korunun sahibi, Emlak Yapı Şirketi Genel Müdürü Kaya ise ağaçların sökülmediğini, 'korumaya' alındığını savundu. BERAT GUNÇIKAN Merter'de Efes Pilsen Korusu olarak adlandınlan son yesjl alan da betona yenik düşüyor. tmar planında yeşil ve korunması ge- rekli alan olarak yer alan koruda Emlak Bankası 400 dairelik site yapmayı kararlaştııdı. Konutlan inşa edecek Borawa Holding, ko- ruda ağaç sökümüne başlarken sökümler Bakırköy Belediyesi ta- rafından ruhsatsız olduğu gerek- çesiyle durduruldu. Bakırköy Be- lediye Başkanı Y'üdınra Aktuna, korunun bir bölümünun ımara açıldığını ancak bu bölümde de bugüne kadar inşaat ıçın başvu- ruda bulunulmadığım açıkladı. Emlak Bankası'nın iştiraklerinden ve koruyu geçen yıl borcuna kar- şılık Anadolu Holding'den satın alan Emlak Yapı Şirketi Genel Müdürü Kenan Kaya ise imar du- rumuna uygun olarak inşaatlann planının hazırlandığım ve beledi- yeye verildiğini bildirdi. Kaya ağaçların sökülmediğini, "kornmaya" alındığını savundu. Ağaç sökümlerinde Anakent Be- lediyesi'ne ait araçlar kullanıldı. Merter'de Anadolu Holding'e ait Efes Pilsen Bira Fabrikası'mn arkasında bulunan ve Efes Pilsen Korusu olarak bilinen çamlık alanda dün yaklaşık on ağacın sö- külmesinden sonra çevre sakınle- rinin müdahalesi Uzerine, sökümü gerçekleştirenlerle çevre sakinleri arasmda tartışma çıktı. Yetkili ol- duğunu açıklayan ancak isrnini ve görevini belirtmekten kaçınan bir kişi bu müdahaleye "Ne isterseniz yapın, bo$ yere uftraşıyorsuBuz" karşılığını verdi. Daha sonra ismi- nin Bekre KazanagO olduğu ve Emlak Bankası adına koruda si- te inşa edecek Borawa Holding- in sorumlulanndan olduğu belir- lenen bu kişi korunun özel arazi olduğunu savunarak araziden çık- malannı istedi. Kazancıgil, konı- dan çıkmamakta direnen çevre sa- kinlerine hitaben, "Bu memleke- te iyOik yaramaz. Ağaçlan kesme- yip soktüğıimuz için bize teşekkür etmeaiz gerekiyor" diye konuştu. Çevre sakınlennin daha sonra Bakırköy Belediyesi tmar Mudür- lüğü'ne başvurusu uzerine ağaç sökümünün izinsiz yapıldığı sap- tandı. Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerce ağaç sökümü durduru- lurken Bakırköy Belediye Başka- nı Yüdınm Aktnna da sökülen ağaçların yeniden aynı yerlerine dikilmesi konusunda emir verdi. Aktuna, "Sökümde Anakent Belediyesi'nin araçlannın nasıl kullanıldığı" sorusuna "Finna Park ve Bançder Müdürhigii'ııden Idralamış. Onlar da nereye gide- ceksin, nerede sökum yapacaksın diye sormamıslar" yanıtım verdi. Efes Pilsen Konısu'nu gecen yıl borcuna karşılık Anadolu Hol- ding'den aldıklarını doğrulayan Emlak Bankası yetkilileri ise her- hangi bir inşaatın söz konusu ol- madığını açıkladılar. Konuya iliş- kin imar planını hazuiadıklannı ve mimari plan önerisıyle birlikte Bakırköy Belediyesi'ne Uettiklenni anlatan banka yetkililerinden Ünal Özfiak, yalnızca korunun bankanm iştiraklerinden Emlak Yapı lnşaat Şirketi'ne ait olduğu- nu vurguladı. BELEDtYE ARAÇLARI KULLAMLDI — Efes Pilsen Korusu olarak adlandınlan alanda baslanı- lan ağaç sokıimünde anakent belediyesine ait araçlar kullanıldı. (Fotograf: Berat Günçıkan). SULTANAHMET MEYDANI'NDA HEYECAN DOLU DAKİKALAR... Parasızlık 'dama çıkarttı' AYAĞI KAYINCA KLRTARILD1 — Parasızlık ve yaşam şartlannın agırü- ğından bunalan Selim Yaman, benzin bidonu>la çıktığı damdan, avagınınkay- ması sonucu kuıtanldı. (Fotograflar: \edat Yeoerer) "Atla... atla.~(!)" Çıktığı binanın çatısında ölüm-kalım tercihi arasında bocalayan genç, çevrede heyecan varatırken, bazı basın mensuplanyla izleyicilerin(!) Selim Yaman'a 'atla... atla' diye bağırması ibret tablosunun değişik bir yönünü sergiliyordu. tstanbul Haber Servisi — Ya- Kısa bir süre sonra oluşan kala- şam şartlanna uvum sağlayama- baiıgın kendisine gülmesine ve ge- jarak bunahma giren bir genç, in- len emniyet guçlerine sinirlenen tihara kalkı^ıncd, Sultanahmet'te Yaman, asağıya onarımda kulla- kendisini ı/leyer. kalabalığa heye- nılan kiremitleri fırlatmaya başla- canlı dakikalaı >aşattı. dı. Sultanahmet Meydanı'nın yakı- Kendi uzerine ve evin ahşap kı- nındarestorasyo#nudevam eden ve sımlanna benzin doken genç, ken- Turkiye Milli Olimpıyat Komite- disini kurtarmak için gelen polis- si'ne ait uç katlı ahşap binanın ça- leri, kendisini ve evi yakmakla teh- tısına çıkan Selim Yaman (24) adlı dit etti. Selim Yaman'ın geri dön- genç, damın ucuna kadar elinde mesi için ikna etme>-e calışan po- benzin bidonuyla gelince etraftan lislere kımlığini çıkardığı ve "Ba- geçenler tarafından fark edildı. kın ay-yıldızlı kimligim var, ama ben toplum dışındayım. Bu dıin- yada bana yer yok. Memleketim- den çagırdılar. Misafirlige gitmek için bilet param bile yok" dedi. Olay yerine gelen ağabeyi Meh- mel Yaman'a da donerek, "P.« ne- den geldin buraya" diye seslenen Yaman, kazandığı parayla kirası- nı bile ödeyemediğini \e hastane parası olmadığı için de tedavi gö- remediğini, kendisini kurtarmak isteyenlere haykırdı. Daha sonra itfaiye erlerinin ön- lem almasından paniğe kapılan Yaman ayağı kayıp kiremitlerin uzerine düşunce emniyet görevli- leri tarafından uzerine kapanıla- rak yakalandı. Bu arada olay sı- rasında bazı basın mensuplannm ve çok sayıda izleyicinin Selim Ya- man'a, "Atla... atla.." diye seslen- dikleri gözlendi. Fener Gitti Gidiyor KORHAN GÜMÜŞ Anadolu Feneri, Boğaz'ın Ana- dolu yakasının Karadeniz'e baktığı yamaçlarda kurulu bir köy. Adı- nı kövün de yer aldığı bir burun uzerine kuruhnuş fenerden alıyor. Bilmeyenler varsa, nasıl gidildiğini de söyleyeyim: Beykoz'dan, Akba- ba çayma uzanıyorsunuz, tam Ak- baba köyünıin bitışinden Poyraz- köy Fener yoluna sapıyorsunuz. Dümdüz gittiginizde yol Fener'de nihayetleniyor. Eğa hiç gitmediy- seniz veya hiç bilmiyorsanız pek şaşırmam. Çunkü bu köy yakla- şık 3 sene önce "serbest giriş"e açıldı. Daha önce, askeri bölge içinde kaldığı için giriş çıkış an- cak özel izinle oluyordu. "Aske- riye''nin buraya yerleşmesi ise zan- nedersem II. Dunya Savaşı sora- sında, Boğazlar'ın askerden ann- dırılmasını içeren Montreux An- lasması'nın rafa kajdınlması ile olmuş. Köyün askeri bölge içinde kal- raası iyi mı olmuş, kötü mü olmuş orasını pek bilerniyorurn. Ancak buranın sivillerin girişine açılma- sına en çok yerli halkı sevinmiş. Çünkü, diyorlar, "askeriy* bi- zi 'vesikaya' bağlamıştı. Eş dost görmek için bile binbir kiilfet bin- bir eziyet..." Ama şu var ki, askeriye köyün gelişmesini sınır içine almış ve in- şaat yasağı getirmişti. Yasak sonucu köy, 19. yüzyıl- dan kalma yapılan ıle olduğu gi- bozulacağı kuşkusunu da ta$ımı- yor değildim. Gerçekten de ilk sene neredey- se kahvede bir balıkçılar, bir biz oturuyorduk. Daha sonraki sene- lerde ziyaretçi sayısı giderek art- maya kahvenin önünde araba park edecek yer dahi kalmamaya başlamıştı. Ancak gelenler genel- likle köyun sakinliğine, insanları- run sıcakkanlı ve sevecenhğine he- lal getirmeyecek biçimde davra- nan ve kahvenin cazibesi ile çev- renin büyusüne kendilerini kapür- mış kişilerden oluşuyordu. Fener'e son gittiğimde kalaba- lığın biraz daha artmış olacağını falan düşünürken bir de baktım ki kahve kapatılmış! Ilkönce tıpkı bir dostun ölümü gibi kabullenmek istemedim. Da- ha sonra da içimi bir burukluk kapladı. Belki kahvenin ölümü ile Fener'in de benim içia sonu gd- mişti. "Adam çok akıihymış" dediler; "Çok ncnza kapatb bunryı." Doğ- rusu ben de Fener'e yerleşmeyi dü- şünmemiş değildim, ama hiç ak- İıma kahveyi satın alıp içine inşa- at yaptırmak gelraemişti. Boyle bir şeyi düşünebilmek için ilk ön- ce kafamdaki "Fener"i yıkmam gerekirdı. Sonra eklediler: "Sakın Kabakoz'da denize girmeyin, as- keriye lağımım oraya bagladı!" Gülmeye başladım, ama sini- rimden. Çünkü gördüğüm bütün guzellikleri, sevdigim bütün yer- lerin bir bir ölümünu bekleyen Beykoz'dan, Akbaba çayına uzanıyorsunuz, tam Akbaba köyünün bitışinden Poyrazköy- Fener yoluna sapıyorsunuz. Dümdüz gittiginizde yol Fener'de nihayetleniyor. bi kalmış. Köyde yasayanlann bü- yük bir bolümü bahkçıhkla uğra- şıyor ve bir bolümü de kışın gidi- yor yazın tatile geliyor. Ben bu köyü girış yasağı kalkar kalkmaz tanıdım. Bir arkadasım anlattı. Henüz askeri bölgenin smırında tüfekli askerler falan duruyordu, ama gi- rişte izin belgesi sormuyorlardı. Köyde ise beni cezbeden hiç mü- balağasız Istanbul'un en güzel kahvesiydi. Kahve, fenerin de yer aldığı eski suıiann tam bitişiğin- de, kayalann üzerinde, önü uçu- rum, avuç gibi bahçeye açılıyor- du. Son zamanlarda tamir gör- müştü. Kahvenin bahçesinden Karade- niz'in ufuk hattına bakıp engin ve djngin mavilikte sukûnet bulur- ken, asajıya baktığınızda kayalar- da parçalanan bembeyaz köpuk- lü dalgalann hırçınlığına ve çıkar- djğı seslere dalıp zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordunuz. Ama Fener'in özelliği elbette yalnızca bu kahve değildi Bir tarafında buytık balıkcı ko- yu, diğer tarafında Kabakoz De- resi'nüı döküldüğu kumsal, hem denizden yararlanmak hem de piknik yapmak isteyenler için ls- tanbul'a oldukça yakın sayılabile- cek en dverişli yerlerdendi. Fakat kahvenin yeri bambaşkaydı. Benim için Fener demek her şeyden çok kahveydi. Hatta gör- düğüm guzelliği kahvenin bahçe- sini, başka arkadaşlarıma anlatır- ken içimden bir gün bu buyünün gizli paranoyamı artık bastıracak gücüm kalmamıstı. Gerçeğimi, bir bir yok olan sevdiklerimle birlik- te kaybediyordum. tşte gerçegimin son kalesi de dedim, kendi kendi- me, aslında kâğıttan yapılmay- mış... Çaresizlik içinde gözlerimi ma- viliğe diktim. Hiç olmazsa o yerli yerinde duruyordu. Deniz her za- manki pmltılı mavisi ile ufka ka- dar uzanıyordu. tşte, dedim ken- di kendime, burada deniz hiç ol- mazsa grileşmemiş! Kıyıya, kayalara, köpürdeyen dalgalara ve Istanbul'un bu en gü- zel manzaralı bahçesine vedaiaş- mak için girdim. Denize uzanan dik yamaçtan aşağı kamyonlar dolusu çöpün, naylon torbalann, kutulann atılmış olduğunu fark edince irkildim. "Askeriye çöpii- nü buraya boşaltmaya başladı, sonra da herkes" dediler. Anlaşı- lan bizim kahve durup dururken ölmemişti! Beni bu yazıyı yazmaya zorla- yan hfilâ bir inat. Riva'oın, Poy- razköy'ün, Beykoz'un, Tuzla'run uzaktan, bumumun dibindeki Fe- nerbahçe'nin, Kalamış'ın ölümü- nü yakından yaşadım. Binlerce yıllık küçük denizciliğin kıyılan- mn doldurulması ile ortadan kalk- tığıru, insanlann denizi unuttuk- lannı hayretle gördüm. Birileri bu değişimi bana "niifns arbsı", "alışkanlıklann degişmesi" falan diye yutturmaya çalışıyorlar, ama ben inanmıyorum. Galiba mekâ- nın ahlakı değişti. GÜLHANE'DE BULUŞALIM Özgün Müzjğin Dev Sanatçısı AHMET KAYA Konseri - 14 Temmuz Cumartesi Saat 21.30 GÜLHANE GÖSTERİ MERKEZİ CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ K A D I K Ö Y B E L E D İ Y E S İ — İŞBİRLİĞİ : — İĞİKİTAP ŞENLİĞİ 120 YAYINEVI 5000 KİTAP • M Z YARIN A 14 G Ü N Temmuz Cumartesi, L 15 E R .00-19.00 CAN YÜCEL ASLAN BAŞER KAFAOĞLU HER GÜN: 11.00-20.00 arası Yer: Kadıköy Meydaru, Eski İskele yanı Tüm Kıtap okurlarına açıktır. Üyelere ındırtm.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle