Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3
Nikaragua'da
grev sona erdi
• MANAGUA (AA) —
Nikaragua'da Sandinista
yanhsı işçilerle güvenlik
kuvvetleri arasında sokak
çatışmalanna yol açan 10
günlük grev, dûn sağlanan
bir anlaşma ile sona erdi.
Devlet Radyosu'ndan
okunan anlaşma metnine
göre işçilerin ücretlerine
yüzde 43 zam yapıldı ve
hükümetten, grev süresince
devlet binalannı işgal eden,
yollara barikatlar kuran,
ûlkenin havaalanlan ve
sınırlannı kapatan işçilere
karşı misilleme
yapümayacağj konusunda
söz aldı. Işçiler, anlaşma
gereğince dün işbaşı
yaptılar. Devlet Başkanı
Violeta Chamorro
hükûmeti için de bir zafer
olarak nitelendirilen
anlaşma, grevin ana sebebi
olan hükümetin ekonomik
politikasında yapılması
istenen temel degişiklikleri
kapsanuyor.
Lalıuniere
Kıbns'ta
• LEFKOŞA (AA) —
Avrupa Konseyi Oenel
Sekreteri Catherine
Lalumiere, üç günlük resmi
bir ziyaret için Güney
Kıbns'a geldi. Dün sabah
Rum Dışişleri Bakanı Yorgo
Yakovu ile bir görüşme
yapan Lalumiere, ziyareti
süresince Rum yönetimi
lideri Yorgo Vasiüu, Rum
Temsilciler Meclisi Başkanı
Vassos Lissarides ve Rum
siyasi parti liderleriyle
temaslarda bulunacak.
Genel Sekreter Lalumiere,
temaslarma başlarken
yaptığı açıklamada, Kıbns
sorununa bulunacak
çözümun Kıbrıs'ın ulusal
egetnenliği, toprak
bütünlüğü ve birliği
temelinde olması gereküğini
söyledi.
NAIO'dan
SSCB'ye
• BRÜKSEL (AA) —
NATO Genel Sekreteri
Manfred Woerner, bugün
Moskova'ya yapacağı
ziyaret sırasında SSCB
lideri Mihail Gorbaçov
tarafmdan kabul edilecek.
~
T
\TO kaynağından verilen
>giye göre Woerner,
Gorbaçov'a 5 ve 6
temmuzda Londra'da
yapüan NATO doruğunun
sonuçlan hakkında bilgi
verecek ve müttefîk
liderlerin gelecek NATO
zirvesinde söz alması için
kendisine yaptıklan daveti
Uetecek. Bir NATO Genel
Sekreteri'nin Moskova'yı bu
ilk ziyaretimn SSCB
Dışişleri Bakanı Eduard
Şevaıdnadze'nin 18 Aralık
1989*da NATO merkezine
geldiği sırada yaptığı davete
yanıt olduğu büdiriliyor.
Bir Kübalı
daha sıgındı
• MADRİD (AA) —
Havana'daki tspanyol
büyükelçüiğine de bir
Kübalı'mn sığındığı
bildirildi. Küba
başkentindeki yabancı
misyonlara sığûıanlann
sayısı 15'e yükseldi.
Madrid'de, dışişleri
bakanlığmın bir sözcüsü
tarafmdan dün yapüan
açıklamada, 27 yaşındaki
Kübalı Luis Monteagudo
Rodriguez'in, önceki gece
tspanyol büyükelçüiğine
sığındığj ve siyasi sığınma
isteyeceğinin sanıldığı
kaydedildi.
Irak 1 İsveçliyi
idam etti
• STOCKHOLM (AA) —
Isveç Dışişleri Bakanı Sten
Andersson, Irak asılh Isveç
vatandaşı Ceül Mehdi El
Nami'nin, Israil hesabma
<*asusluk yaptığı
rekçesiyle, Irak'ta idam
edildiğini söyledi.
Andersson, dün yaptığı
açıklamada, Nami'nin
affedilmesi için daha önce
girişimlerde bulunduklarını
belirterek, "Ancak idam
edildiğini öğrendikten sonra
Bağdat'taki büyükelçimizi
geri çağırdık" dedi.
Dışişleri Bakanı Andersson,
"Isveç vatandaşı Nami'nin
idamı mutlaka
kınantnalıdır" diye
konuştu.
Ankara, Bulgaristaridaki gelişmeler konusunda temkinli
Diyalog sonbahara kaldSEMtHİDİZ
ANKARA — Haziran ayında yapılan
genel seçimlerin yatıştıramadığı Bulgaris-
tan'daki istikrarsızük Ankara tarafmdan
yakından izlenirken, Türk-Bulgar diyalog
sürecindeki durgunluğun en azından son-
bahara kadar sürmesi bekleniyor. Ankara-
daki yetkili çevreler, başta cumhurbaşkan-
hk seçimleri olmak üzere bu ülkeoin önün-
de atlatılması gereken badireler olduğuna
işaret ederek diyalog sürecindeki bu dur-
gunlugun doğal olduğunu bildiriyorlar.
Son günlerde aşın Bulgar milliyetçileri ta-
rafından Türk azınhğa karşı dttzenlenen
gösterilerin ise Ankara'da temkinli karşı-
landığı görülüyor. Cumhuriyet'e bilgi ve-
ren bir yetkili bu gösterileri, "nispeten kii-
çük ve lokal şeyler" olarak nitelendırdi. Ote
yandan Türk azınhğını temsil eden ve se-
çimlerde 23 mületvekili çıkaran Hak ve Öz-
gürlükler Hareketi'nin Başkanı Ahmet Do-
gan'ın bir süre önce söylediği, "Avnıpa'ya
giden yol Bofazlar'dan geçer" sözlerinin
Ankara'da beüi bir huzursuzluk yarattıgı
gözleniyor.
Ankara'daki değerlendirraelere göre ha-
ziran ayında Bulgaristan'da iki turda ya-
püan genel seçimler, bu ülkeye beklenen si-
yasi huzuru getirmediği gibi siyasi istikrar-
sızhğın daha da artmasına neden oldu.
Devlet Başkanı Petar Mladenov'un istifa-
sına yol açan gelişmeler ise genel istikrar-
sızlığı pekiştiren önemli bir etken oldu.
Bulgaristan'da bozulan kamu düzeninin
sağlanmasının bir süre alacağını tahmin
eden Ankara'daki yetkili çevreler, bu ülke-
nin önünde şimdilik bulunan en önemli ko-
nulardan birınin cumhurbaşkanhğı seçim-
leri olduğunu belirtiyorlar. Bu çerçevede
meraklar, Bulgaristan Parlamentosu'nda
yapılacak secimlerde, "yaüştıncı etkisi"
olan bağımsız bir adayın cumhurbaşkan-
hğa seçilip seçilemeyeceği konusu üzerin-
seslerini basmda duyurabilen bazı çevreler
tarafmdan düzenlenen küçük ve nispeten
lokal şeyler" olarak nitelendirdi.
Söz konusu yetkilinin bu konudaki gö-
rüşleri şöyle:
"Veliko Tjmova keatinde pazartesi gü-
niı acıian Bulgar Pariamentosa'na Tiirk-
lerin sokulmayacağı tehditieri yapılmıştı.
Ancak bu gerçeUeşmedi ve Hak ve Özgiir-
lökler HarekeÖnin milletvekiHeri yerleri-
Dışişleri çevreleri, Sofya'nın iç siyasi bir istikrarsızlık
yaşadığım, bu nedenle diyalog sürecinin şimdilik
işiemeyeceğini belirtiyorlar. Türk azınlığa karşı girişilen
gösteriler ise temkinli bir dille karşılanıyor. Dışişleri,
gösterilerin "lokal" olduğu görüşünde.
Ahmet Doğan'm parlamento açılışında konuşamamasının
"sorun edilmemesi" gerektiğini belirten yetkililer, Doğan'm
Sofya'da konuşacağını açıkladılar.
de odaklaşmış bulunuyor. Yeni hflkümet
programı ve sonbaharda yapılacağı açık-
lanan Sosyalist Parti kongresi de beklenil-
mesi gereken diğer gelişmeler olarak değer-
lendirihyor.
öte yandan yetkililer, aşın Bulgar mil-
liyetçileri tarafmdan Türk azınlığına karşı
son günlerde düzenlenen gösterilerin "ger-
çek perspektifi" içinde değerlendirilmesi
gerektiği inananı taşıyorlar. Bu konuda gö-
rüşünü aldığımız bir Dışişleri Bakanlığı
yetkilisi, bu gösterileri "mevcut ortamda
ni aldılar. Bu arada Sofya Böyükdçimiz de
daveÜUer arasındaydı. Pariamento binası
dtşıoda millryetçi unsurlann gösterileri ba-
sında geniş yer aldı. Buna karşın bu gös-
tericiJere karşı tezahurat yapan geniş bir
Bnlgar kiüesi olduğu bize ulaşan bilgiler
arasında. Bu ise nedense basında yer alma-
dı. Kısaca meydan. malnm sloganlan atan
aşın mUliyetciler için boş degil."
Aşırı milliyetçileri harekete geçiren ne-
denlerden birinin, Hak ve Ozgürlükler Ha-
reketi Başkam Ahmet Doğan'ın seçim son-
rasında yaptığı basın toplantısındaki "Av-
rupa'ya giden yol Bogazlar'dan geçer" söz-
leri olduğunu belirten Ankara'daki yetki-
liler, bu sözlerden belli bir huzursuzluk
duyduklarını da gizlemiyorlar. Ahmet Do-
ğan'm büyük olasüıkla iyi niyetle davran-
dığını ve Türkiye ile ilişkilerin düzeltüme-
si gerektigi mesajını vermek istediğini be-
lirten yetkililer, ancak bu sözlerin "isttama-
ra miisait olduğuna" kaydettiler.
Ahmet Doğan'ın, Veliko Tırnova'da dü-
zenlenen parlamento açılışında konuşarna-
masının "sorun edilmemesr gerektiğini de
belirten yetkilüer, kendisinin parlamento-
nun 17 temmuzda Sofya'da yapılacak otu-
rumunda konuşacağını söylediler. "Veliko
Tırnova'da kısa süren formaliter bir açıbş
yapıldı. Başka koduşamayanlar da vardı"
dediler.
Ancak bu görüş üçüncü parti konumun-
da bulunan Hak ve Ozgürlükler Hareketi
konuşamazken, dördüncü parti konumun-
daki Çiftçi Partisi'ne söz verilmesine açık-
lık getirmedi.
Ankara ile Sofya arasındaki diyalog sü-
recine de değinen yetkililer, Bulgaristan
Dışişleri Bakan Yardımcısı Stefan Staikov-
un mart ayında Türkiye*ye geldiğini anun-
sattılar. Bundan sonra Bulgaristan'uı seçim
dönemine girdiğine, ardından da bugün gö-
rülen huzursuzluklann yaşandığına da işa-
ret ederek Ankara ile Sofya arasındaki "Dı-
şişleri müsteşartarı görüşınelerinin" 2. tu-
runun sonbahardan önce beklenmemesi
gerektiğini bildirdiler.
Dışişleri, Akbulut'un Türk-Yunan diyaloğu konusundaki iyimserliğinipaylaşmıyor
Ifeni zîrve içîn belirsizlik
PATRİĞE tLGİ — ABD yetkililerince ga>ri resmi diizeyde büyük ilgi gösıerilen Fener Palrigi, Bush'la göriiştii. (Fotograf: Reuter)
Bush'la görüşen Fener Patriği kendini "ekümenik"diye niteledi
Dimitriosh evrensel ilgiTürkiye'nin 'evrenser niteliğine karşı çıktığı
Patrik l.Dimitrios dün ABD Başkanı George
Bush'u ziyaret etti. Patriğin ABD gezisi, resmi
ve gayri resmi düzeyde büyük ilgi ile sürüyor.
ŞEBNEM ATİYAS
MrASHINGTON — Fener Patriği Dimitrios, Ekumenik patrik ola-
rak davet edildiği ABD'de temaslarıra büyük ilgiyle karşılanarak sür-
düruyor. Patrik Dimitrios dün Oval Ofis'te ABD De\let Başkanı
George Busb tarafmdan karşılandı. Yirmi dakika suren Dimitrios-
Bush görüşmesinin ardından ABD Devlet Başkanı Bush bir basın
açıklaması yaparak, Dimitrios'un Dünya Ortodoks Rumları için on-
derliğinin tartışma götürmez bir iiderlik olduğunu ifade etti ve Di-
mitrios'u bu nedenle saygı ile selamladığını söyledi. ABD Devlet Baş-
kanı Bush'un açıklaması aynen şöyle:
"Hazretlerini Oval ofiste ağırlamış olmaklan buvuk bir onur duy-
duğumu ifade etmek isterim, Doğu Avrupa ve dünyadaki değişme-
leri izledikçe, bu değişmelere destek veren, guçlendiren kiiise ve haz-
retlerinin liderliginc inanan birevleri duşunraemek imkânsız. Bu ne-
denle Oval ofiste saygıyla karşılanmıştır. Kendisine bugün değişen
dünyada inanlann inancının oynadıgı rolü ifade etmek fırsatı bul-
dum. Aynca kendisini liderligi ve ilkeleri nedeniyle selamlama fır-
satı buldum."
Başkan Bush'un konuşmasında Patrikhane'nin bagımsızlığını ifade
eden ve bu nedenle Türkiye tarafmdan tepkiyle karşılanan
"ekumenik" tanımı kullanmaması dikkati çekti. Bush, Patrik'e res-
mi unvanı olan ve Papa için de kullanılan "All Holiness" diye hitap
etti. Dimitros Bush'la yaptığı görüşmeden sonra okuduğu ya-
zılı metinde Patrikliğini "ekumenik" olarak niteledi. Dimitrios ko-
nuşmasında şöyle dedi:
"Konstantinople Ekumenik Patriği olarak ülkemiz Türkiye'ye gös-
terdiginiz dostluk duygulanndan otüru size teşekkur etmek istiyo-
rum. Turkiye'de Hıristiv-anlar herkesle birlikte eşit haklara sahip ola-
rak yaşıyorlar. Bu halklar anaj'asa ve vasaların güvencesi altında ve
ülkemizde bu haklar çerçevesinde özgürlüklerini kullanıvorlar.
Yunan kokenli Türk vurttaşlan olarak tkinci Dünya Savaşı'ndan
sonra Truman doktrininin büyuk önemini unutmadık. Tnıman dok-
trini Türk ve Yunan halklarının refahını ve esenliğini sağlamıştır.
fki halk arasında dostluk ve barışın devamı, bölge ve dunya banşı
için öneminden birşev yitirmemiştir."
Patrik Dimitrios 18 temmuza kadar kalmak uzere bugün Nevv
York'a geçecek. Dimitrios New York'ta Belediye Başkanı David Din-
kins, Kardinal John O'Connor, Kıliseler Milli Konseyi, BM Genel
Sekreteri Perez de Cueliar tarafmdan ağırlanacak.
Başbakan Yıldınm
Akbulut'un, yeni ve
kapsamlı bir zirve
görüşmesinin "kısa
zaman içinde"
yapılabileceğini
açıklamasına karşın
Dışişleri Bakanlığı bu
konuda iyimser değil.
ANKARA (Cumhoriyet Biro-
sa) — Türkiye ve Yunanistan baş-
bakanları arasında geçen hafta
Londra'da gerçekleşen görüşme
sonrasında, Ankara - Atina diya-
loğunun sürdürühnesine yönelik
hazırlıklar iki ülke dışişleri bakan-
lıklan düzeyinde başlatıldı. Baş-
bakan Yıldınm Akbulut'un, mes-
lektaşı Konstantin Mitsotakis'le
görüşmesinin hemen ertesinde ye-
ni ve kapsamlı bir zirve görüşme-
sinin "kısa zaman içiode" yapıla-
cabüeceğini açıklamasına karşın
Dışişleri Bakanlığı bu iyimserliği
paylaşmıyor. Yetkilüer, Mitsota-
kis'in Ankara'ya yapacağı ziyare-
tin 1990 yıü içinde gercekleşmesi-
nin beklenmediğini ifade ediyor-
lar.
Başbakanlann yanı sıra iki ül-
kenin en üst düzeyli dışişleri ba-
kanlıklan yetkililerinin de katılı-
mıyla yapüan 6 temmuz görüşme-
sinde alınan karar, Dışişleri Ba-
kanlan Ali Bozer ve Andonis Sa-
maras'ın Birleşmiş MUletler'de bir
araya gelmeleri öncesinde, diyalog
hazırlığımn teknik düzeyde yürü-
tüunesini öngörüyor. Bu çerçeve-
de Dışişleri Bakanlığı, Yunanis-
tan'ın Ankara Büyükelçisi Dimit-
ris Makris, Yunanh yetküüer ise
Türkiye'nin Atina Büyükelçisi
Gündüz Aktan aracıhğıyla öneri
ve beklentilerini karşı tarafa Uete-
cekler. Eylüldeki BM genel kurul
çalışmalan sırasında gerçekleşecek
Bozer-Samaras görüşmesinde ise
yeni bir Türk-Yunan zirvesi için
yapüan gündem ve yöntem hazır-
hklan ele alınacak.
Bu arada Atina'da, Kıbns Rum
Kesimi'nin Avrupa Topluluğu'na
yaptığı zamansız ve haksız tam
üyelik başvurusunun Ankara'da
yarattığı tepküeri yumuşatma ça-
balan başladı.
Hükümet sözcüsü Viron PoH-
doras dün Yunanlı gazetecilerle
yaptığı basın toplantısmda Kıbns
Rum Kesimi'nin üyelik başvuru-
sunun Ankara üe ilişküerinin ge-
lişmesine engel olmayacağına
inandüdanm söyledi.
DIJNYADA BUGUN
ALİSİR1VIEN
ANAP'ınDayamlmaz Hafifliği
ABD Savunma Bakanı Richard Cheneyin Ankara'da basın top-
lantısı yaparak VVashington ile Atina arasında imzalanan Savun-
ma ve İşbirliği Anlaşması'nın Türkiye'yi kaygıya düşürecek bir
yönü olmadığı konusunda güvence verdiğı 10 temmuz salı gü-
nü, TRT TvTde oyuncularının daha yakışıklı ve güzel fotoğraf-
larının daha kusursuz ve tekniğinin daha üstün olmasına kar-
şın "tam bir Yeşilçam görüşü ve estetiğiyle" çekilmiş Hollywo-
od yapımı "Top-Gun" adlı film oynatılmaktaydı.
Her şeyi ince eleyip sık dokuduğunu sanan, ama gerçekte san-
sürcü kaianın yasakçılığından ve çağdışılığından başka bir şey
sergilemekten aciz olan TRT yönetimi Türk insanına, yapay Ame-
rikan kahramanlık şişinmelerini gösterirken kendi takviminin de
hâlâ soğuk savaş döneminde kaldığını kanıtlıyordu.
11 temmuz çarşamba tarihli Cumhuriyet'in Cheney'in açıkla-
masına da yer verdiği son sayfasında ise tadına doyulmaz ya-
pıtların sanatçısı TAN'ın durumun özünü özetleyen karikatürün-
de ise koltuğa lök gibi çökmüş olan devtetluya, emri altındaki
kişi şöyle tekmil veriyordu:
— Maalesef dünya değişiyor efendim, arz ederim.
İşte bu birbirinden ilgisizmiş gibi görünen televizyon progra-
mı, haber ve karikatür, son günlerde dış politikamızın içine düş-
tüğü yeni çıkmazı tüm boyutlarıyla açıklayacak ipuçlarını barırt-
dırmaktaydı.
Ergun Balcı'nın da dünkü yazısında belirttiği gibi bir süreden
beri ABD Türkiye'ye karşı açıkça en hafif deyışiyle dostça olma-
yan ya da kışkırtıcı bir politika izlemekteydi. Başkan Bush'un Er-
meni konusundaki tutumu, Fener Rum Ortodoks Patriği'ne Lo-
zan Anlaşması'na aykırı olarak evrensel sıfatlar yakıştırılması ve
sonunda da Atina ile Yunanistan arasında imzalanan Savunma
ve İşbirliği Anlaşması sırasında düpedüz Türkiye'ye karşı oldu-
ğunu artık ortaokul çocuklannın bile kolaytıkla anlayacağı silahlı
saldırı veya banşı bozacak tehdit halinde güvence veren anlaş-
ma, hep VVashıngton'un Ankara'yı hiçe sayan tutumunun birer
örnegini oluşturuyorlar.
ABD'nin dostluğu hiçe sayan her fütursuz girişiminden son-
ra, kaygılarını ileten Ankara'yı yatıştırmak için gosterdıği çaba-
lann cılızlıği da gözlerden kaçmıyor. Nitekım Cheney'in son açık-
laması da kimseyi doyurmadı. Muhalefet liderlerinin de dediği
gibi Savunma ve İşbirliği Anlaşması'ndaki güvence Türkiye'ye
yöneliktir ve işin en acı yanı da yalnız silahlı saldırı değil, ama
aynı zamanda banşı tehlikeye düşurebilecek tehdit durumlarını
da içermektedir. Örneğin günün birınde Yunanistan'ın Ege ka-
rasularını 12 mile çıkarmakta kararlı olduğunu, bunu yakında uy-
gulamaya koyacagını açıklaması üzerine Türkiye boyte bir dav-
ranışı "casius-belli" (savaş nedeni) sayacağını belirtirse bu ya-
nıtın bile banşı tehlikeye düşüren bir tehdit olarak kabul edilme-
si otasılığı vardır.
Bütün bu gelişmeleri yakından inceleyince Turkiye'de duyu-
lan öfke ve tepkiyi anlamak kolaylaşmaktadır. Ne var ki öfke sc-
runları çözmeye yaramıyor ve herkes bildiğine göre neden giz-
lemeli ki? Türkiye öyiesine zayıf ve etkısiz bir konumda ki şu anda
ABD'ye yönelik gözdağı vermeyi amaçlayan demeçlere de kim-
se kulak asmıyor.
Başka bir deyişle, şu anda uluslararası plarformda Ankara
1
nın fazla bir ağırlığı yok. Şu anda Ankara, ANAP iktidarı altında
olmanın içerde dayanılmaz ağırlığını taşırken dışarda da aynı ol-
gunun dayanılmaz hafifliğinı yaşamaktadır.
ANAP'ın dış politikadakı dayanılmaz hafifliği ise sozde libe-
ral, ama gerçekte sapına kadar baskıcı bir düşüncenin yaşadı-
ğımız gelişmeleri algılayamamasından doğuyor. TAN'ın Karika-
türünde belirtildıği gibi, iktidar koltuğuna lök diye oturmuş olan-
lara üzülerek beltrtıltyor: "Maalesef dünya değişmektedir."
Ama iktidar koituğunda oturanlar, tıpkı kendi borazanları
TRT'de salı gecesı yayımlattıkları filmın yansıttığı düşünceyi ta-
şımakta ve hâlâ soğuk savaş dönemini yaşamayı sürdürmeye
çabalamaktadırlar. İşin en acı yönü ise aynı çaba NATO toplan-
"tılarında da sürdürülmektedir İçerde soğuk savaş döneminin ağır
baskısım uygulayan, ekonomisinde, dış politikasında dünyada-
ki yeni oluşuma ayak uyduramayıp iki blok arasında artık var ol-
mayan duvara hâlâ sırtını dayamaya çalışan ANAP'ın dış politi-
kadakı dayanılmaz bu hafifliği de ABD'nin Ankara'yı artık eskisi
kadar bile dikkate almadan ikinci de değil, üçüncü sınıf bir ülke
kategorisine sokarak davranmasına neden oluyor.
Bu durumda da kamuoyunda, ABD'ye karşı tepkiler oluşup
gelişip büyüyor.
Ne var ki tepkilerimizin sonuca ulaşması, ancak Türkiye'nin
çağın gelişmelerine ayak uyduracak bir değişikliği kendi yapısı-
na uygulamasıyla olanaklı. Doğrusu en iyi niyet ve en köktenci
girışimlerle bile o da bugünden yarına gerçekleştirilebilecek bir
değişim değil.
Ama değişimi gerçekleştirmek için bir an önce harekete geç-
mek zorunlu. Bu zorunluğu görüp yerine getirmek için ise her-
şeyden önce, ABD'ye değil, ANAP'ın faturası taşınması güç ağır-
lıkta olan dayanılmaz hafifliğine öfkelenmek ve onu ortadan kal-
dırmaya çalışmak gerek.
ARNAVUTLUK
Şığmmacılar
Italya yolıında
BRtNDtSt-ATtNA-BUDA-
PEŞTE-BONN-PARİS (AA>—
Amavutluk'ta yabana ülke büyü-
kelçiliklerine sığman Arnavutlan
almak üzere Durres limamna ge-
len ilk italyan gemisinde yolcu
bindirme işlemi tamamlandı.
ttalyan Kızılhaç yetkilüerinden
elde edilen bilgiye göre, Appia ad-
lı feribotun işlemlerinin tamam-
landığı, Espresso Grecia adlı fe-
ribota yolcu bindirme çahşmala-
rırun da bitmek üzere olduğu kay-
dedildi.
Yetküler her iki gemide özellik-
le çocuklarla hamüe kadınlann ve
psikolojik rahatsızlığı olan kişüe-
Sovyetler Birliği ekonomisinde IMF gözüDış Haberler Servisi — Houston'da,
önceki akşam sona eren ve yedi gelişmiş
ülkeyi bir araya getiren zirvenin en önemli
gundem maddesi Sovyetler Birliği'ne yar-
dım konusunda önemli gelişme sağlan-
madı. New York'tan Şebnem Atiyas'm
bildirdiğine göre yediler ortak bildiride
IMF'nin ekonomik konularda Moskova'-
ya danışmanlık yapmasını onermekten
oteye gidemediler.
Yediler arasındaki görüş ayrüıklan o
denli büyüktü ki zirvenin ilk iki günün-
de Sovyetler'e yardun konusunda vanlan
nokta güvenlik konulannda işbirliği, eko-
nomik konularda çekimserlik jeklinde
formüle edildi. Sovyet lideri Mihail Gor-
baçov'un zirve öncesinde ABD Başkanı
George Bush'a yazdığı ve yardım talebi-
ni içeten mektup göz önüne alınınca kış-
kırtıcı bir ret cevabı vermek yerine iş,
"dosttak" ortammı zedelemeyecek, ancak
kimseyi bağlamayacak ifadelerle bildiri-
nin yazılmasına indirgendi.
Bush, Sovyetler Birliği'ne ekonomik re-
formlarda öncülük edecek teknik danış-
raanlar gönderme niyetini değiştirmedi.
Teknik danışmanlar ticari bankalann ku-
rulmasında, bir borsanın oluşturulmasın-
da, özel yapı ve tarım şirketlerinin kurul-
masmda, muhasebe şirketlerinin biçim-
lenmesinde yardımcı olacaklar.
ABD bir yandan 100 müyon dolardan
fazla bir bütçe açığı olan Sovyetler Birli-
ği'ne doğnıdan para yardımına hazır ol-
madığmı öne sürdü, diğer yandan Al-
manya'nm müyonlarca markı Sovyetler'e
tahsis etme karanndan ötürü, Amerikan
şirketleri içinflerideSovyet pazannın tü-
müyle kapanması ihtimalinden duyduğu
rahatsızlığı dile getirmekten çekinmedi.
Berlin'den Dilek Zaptçıoğlu'nun büdir-
diğine göre önde gelen yedi sanayi ülke-
yardım yapmaya hazır Başbakan Kohl,
hafta sonunda iki günlük bir ziyaret için
Moskova'ya gidiyor. Kohl'ün Moskova-
ya götureceği pakette şu yardımlar var:
— Federal Alman bankalanmn hükü-
met garantisi altmda SSCB'ye vereceği 5
milyarlık kredi.
— Sovyetler Birliği'nden daha çok do-
"Açıkca söylemek gereldrse Alman bir- sı, yabancı sermayenin yatınma davet
liğinin önünü açacak 2 artı 4 kararlan- edilmesi, daha az eleraanla daha çok ve-
na Sovyetler'hi imza atraası için çalışıyo- rim sağlanması, bunun için çok sayıda iş-
na." çi ve memurun işine son verilmesi ve in-
sanlara kâr ve kişisel girişim güdüsünün
L o n d r a aşılanması. Başbakan Thatcher, ancak
piyasa kurallanna göre işlemeye başlayan
„„., e . . Y Londra'dan Edip Emü öymen'in bıl- bir ekonomiye mali yardımm anlamh ola-
ğalgaz ve petrol ithal ederek Almanya- dirdiğine göre Houston zirvesi Ingüiz ba- c a ğ! görüşünde
dan Moskova'ya döviz akışını arttırmak. sımnda "saldn" biçimde yansıtüdı. Sov-
— SSCB'deki sanayi işletmelerinin mo- yetler Birliği'nin bir yandan süahlamp di-
Houston zirvesinde, Gorbaçov'un yardım çağrısma kimseyi bağlamayacak,
ancak dostluk ortamını da zedelemeyecek sözlerle yarut verildi. Almanya,
dev bir yardım paketiyle Moskova'ya yardıma hazır. Başbakan Kohl, hafta
sonu Sovyetler Birliği'ne gidiyor.
sinin Houston'daki zirvesinde F. Alman dernizasyonunda teknoloji ve know-how ğer yandan Batı'dan para isteyemeyeceği
Başbakanı Helmut Kohl, önerilerini ka- transferi. birçok kişi tarafından yazüı basında ve
bul ettiremedi. Ancak zirvede ülkelerin — SSCB'deki çevre koruma önlemle- televizyonda dile getirildi.
kendi kararlan çerçevesinde istedikleri gi- rine aktif destek. Başbakan Margaret Thatcher'ın,
— Hammaddede tasarrufu sağlayan 1974'te bizzat kurduğu ve Muhafazakâr tik fiue öretiyor" demişti. Ingütere, Sov-
teknolojilerin direkt transferi. Parti için siyaset belirleyen "beyin takı- yet ekonomisinin, Batı tarafmdan verile-
— Serbest pazar ekonomisine geçişte mı"nın yer aldığı "Siyasel Araştırmalan cek mali yardımı henuz yerli yerinde kul-
damşmanlık hizmetleri. Merkezi", Sovyetler Birliği için piyasa lanabUeceği görüşünde değil. Bu neden-
Houston'da başbakana refakat eden ekonomisi reçeteleri haarlıyor Küçuk iş- le dorukta alman karar, Ingütere'nin bek-
Bonn, Almanya'nın birleşmesinin Alman delegasyonundan bir yetkili, ga- letmelerin özelleştirilmesi, büyük devlet lentisi doğnıltusunda oldu. Ancak bu
önündeki engdleri kaldırması ve Birleşik zetecilerin "Bonn yardım konusunda ni- işletmelerinin kısa vadede kâra geçecek Başbakan Thatcher'ın, Sovyet lideri Gor-
Almanya'nın NATO üyeliğine "evet" de- çin bu kadar aceleci davranıyor?" soru- şekilde yeniden örgütlenmesi, kambiyo iş- baçov'a ekonomik yardımdan vazgeçtiği
mesi için Moskova'va tek başına yüklü sunu şöyle yanıtladı: lemlerinin ve fıvatlann serbest bırakılma- anlamına gelmiyor.
bi radikal görüşlerin benirasenmesi Al-
manya'nın "Sovyetler Birliği'ne acil
yardım" önerisine karşı F. Alman hükü-
metinin Moskova'ya yapmak istediği yar-
dım için yeşil ışık anlamına geliyor.
Ingütere Dışişleri Bakam Donglas
Hnrd, neden bu aşamada Sovyetler'e eko-
nomik yardım yapılmaması gerektiğini
açıklarken "Cepleri delik, içine koyaca-
gıınız ber kurnş kaybolacak. Oysa ölke-
nin dogal kaynaklan zeagin, ancak ina-
nılmaz biçimde kötu yöaettlmiş bir ülke.
Ba yüzden de kendi kaynaklarını
kullananuyor" demişti. Başbakan Sovyet
ekonomisinin hâlâ büyük ölçüde savun-
ma sanayüne dönük olduğuna işaret ede-
rek "Sovyetler günde altı tank, ber haf-
ta da havadan karaya atılan 100 adet tak-
rin bulunduğunu beürtüler.
İtalyan Kızühaç yetkilüeri, Ar-
navutluk'un Durres limanındaki
gemilerden hiçbirinin yolcu bin-
dirme işlemleri tamamlanmadan
hareket etmeyeceğini de söy-
lediler.
Başkent Tiran'daki yabana ül-
ke büyükelçiliklerine sığınan ve
ülkeden aynlmalanna izin verilen
yaklaşık 4.500 mültecinin Durres
limanında bekleyen 5 gemiyle ül-
keden bu sabaha karşı hareket
edecekleri bildirildi.
Yunanistan'm Tıran Büyûket-
çiliği'ne sığınan 29 Arnavut mül-
tecinin bugün öğleden sonra Ati-
na'ya geleceği haber verildi.
Yunanistan Kızılhaç Başkanı
Gecessimos Apostolatos dün yap-
tığı konuşmada, Tiran'daki bü-
yükleçilikten mesaj aldıklannı,
buna göre, 29 Arnavut mültecinin
gemiyle ttalya'nın Brindisi lima-
mna getirileceğini, daha sonra da
Atina'ya gönderileceğini söyledi.
Apostolatos, Arnavut müheci-
leri Italya'dan getirmek üzere
Olympic HavayoUan'mn ek sefer
yapacağını da belirtti.
Yunan Kızühaç Başkanı, Arna-
vut mültetilerin gelişiyle ilgüi ola-
rak bir dizi adl tedbir aldıklannı
söyledi.
öte yandan, Tiran'daki Macar
Büyükelçüiği'ne sığman Amavut-
ların, ülkeden havayoluyla ayn-
lacaklan bildirildi.
Resmi ajans MTI'ın haberine
göre, Macaristan Dışişleri Bakan-
lığı tarafmdan bugün yapüan
açıklamada, Tiran'daki temsilci-
liğe sığınan 40 Amavut'un hava
yoluyla Budapeşte'ye gidecekleri
kaydedüdi.
Bu arada, Federal Almanya'nm
Tiran'daki Federal Aiman Büyü-
kelçüiği'ne sığınan 3 bini aşkın
Arnavut'u, ülkeye getirmek üze-
re Italya'nın güneyine üç tren yol-
ladığı bildirildi.
ttalya'ya yola çıkan gerailerle
ulaşacak olan Arnavutlar bura-
dan trenlerle Federal Almanya'-
ya getirilecek.