01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Nikaragua'da grev sona erdi • MANAGUA (AA) — Nikaragua'da Sandinista yanhsı işçilerle güvenlik kuvvetleri arasında sokak çatışmalanna yol açan 10 günlük grev, dûn sağlanan bir anlaşma ile sona erdi. Devlet Radyosu'ndan okunan anlaşma metnine göre işçilerin ücretlerine yüzde 43 zam yapıldı ve hükümetten, grev süresince devlet binalannı işgal eden, yollara barikatlar kuran, ûlkenin havaalanlan ve sınırlannı kapatan işçilere karşı misilleme yapümayacağj konusunda söz aldı. Işçiler, anlaşma gereğince dün işbaşı yaptılar. Devlet Başkanı Violeta Chamorro hükûmeti için de bir zafer olarak nitelendirilen anlaşma, grevin ana sebebi olan hükümetin ekonomik politikasında yapılması istenen temel degişiklikleri kapsanuyor. Lalıuniere Kıbns'ta • LEFKOŞA (AA) — Avrupa Konseyi Oenel Sekreteri Catherine Lalumiere, üç günlük resmi bir ziyaret için Güney Kıbns'a geldi. Dün sabah Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu ile bir görüşme yapan Lalumiere, ziyareti süresince Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiüu, Rum Temsilciler Meclisi Başkanı Vassos Lissarides ve Rum siyasi parti liderleriyle temaslarda bulunacak. Genel Sekreter Lalumiere, temaslarma başlarken yaptığı açıklamada, Kıbns sorununa bulunacak çözümun Kıbrıs'ın ulusal egetnenliği, toprak bütünlüğü ve birliği temelinde olması gereküğini söyledi. NAIO'dan SSCB'ye • BRÜKSEL (AA) — NATO Genel Sekreteri Manfred Woerner, bugün Moskova'ya yapacağı ziyaret sırasında SSCB lideri Mihail Gorbaçov tarafmdan kabul edilecek. ~ T \TO kaynağından verilen >giye göre Woerner, Gorbaçov'a 5 ve 6 temmuzda Londra'da yapüan NATO doruğunun sonuçlan hakkında bilgi verecek ve müttefîk liderlerin gelecek NATO zirvesinde söz alması için kendisine yaptıklan daveti Uetecek. Bir NATO Genel Sekreteri'nin Moskova'yı bu ilk ziyaretimn SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevaıdnadze'nin 18 Aralık 1989*da NATO merkezine geldiği sırada yaptığı davete yanıt olduğu büdiriliyor. Bir Kübalı daha sıgındı • MADRİD (AA) — Havana'daki tspanyol büyükelçüiğine de bir Kübalı'mn sığındığı bildirildi. Küba başkentindeki yabancı misyonlara sığûıanlann sayısı 15'e yükseldi. Madrid'de, dışişleri bakanlığmın bir sözcüsü tarafmdan dün yapüan açıklamada, 27 yaşındaki Kübalı Luis Monteagudo Rodriguez'in, önceki gece tspanyol büyükelçüiğine sığındığj ve siyasi sığınma isteyeceğinin sanıldığı kaydedildi. Irak 1 İsveçliyi idam etti • STOCKHOLM (AA) — Isveç Dışişleri Bakanı Sten Andersson, Irak asılh Isveç vatandaşı Ceül Mehdi El Nami'nin, Israil hesabma <*asusluk yaptığı rekçesiyle, Irak'ta idam edildiğini söyledi. Andersson, dün yaptığı açıklamada, Nami'nin affedilmesi için daha önce girişimlerde bulunduklarını belirterek, "Ancak idam edildiğini öğrendikten sonra Bağdat'taki büyükelçimizi geri çağırdık" dedi. Dışişleri Bakanı Andersson, "Isveç vatandaşı Nami'nin idamı mutlaka kınantnalıdır" diye konuştu. Ankara, Bulgaristaridaki gelişmeler konusunda temkinli Diyalog sonbahara kaldSEMtHİDİZ ANKARA — Haziran ayında yapılan genel seçimlerin yatıştıramadığı Bulgaris- tan'daki istikrarsızük Ankara tarafmdan yakından izlenirken, Türk-Bulgar diyalog sürecindeki durgunluğun en azından son- bahara kadar sürmesi bekleniyor. Ankara- daki yetkili çevreler, başta cumhurbaşkan- hk seçimleri olmak üzere bu ülkeoin önün- de atlatılması gereken badireler olduğuna işaret ederek diyalog sürecindeki bu dur- gunlugun doğal olduğunu bildiriyorlar. Son günlerde aşın Bulgar milliyetçileri ta- rafından Türk azınhğa karşı dttzenlenen gösterilerin ise Ankara'da temkinli karşı- landığı görülüyor. Cumhuriyet'e bilgi ve- ren bir yetkili bu gösterileri, "nispeten kii- çük ve lokal şeyler" olarak nitelendırdi. Ote yandan Türk azınhğını temsil eden ve se- çimlerde 23 mületvekili çıkaran Hak ve Öz- gürlükler Hareketi'nin Başkanı Ahmet Do- gan'ın bir süre önce söylediği, "Avnıpa'ya giden yol Bofazlar'dan geçer" sözlerinin Ankara'da beüi bir huzursuzluk yarattıgı gözleniyor. Ankara'daki değerlendirraelere göre ha- ziran ayında Bulgaristan'da iki turda ya- püan genel seçimler, bu ülkeye beklenen si- yasi huzuru getirmediği gibi siyasi istikrar- sızhğın daha da artmasına neden oldu. Devlet Başkanı Petar Mladenov'un istifa- sına yol açan gelişmeler ise genel istikrar- sızlığı pekiştiren önemli bir etken oldu. Bulgaristan'da bozulan kamu düzeninin sağlanmasının bir süre alacağını tahmin eden Ankara'daki yetkili çevreler, bu ülke- nin önünde şimdilik bulunan en önemli ko- nulardan birınin cumhurbaşkanhğı seçim- leri olduğunu belirtiyorlar. Bu çerçevede meraklar, Bulgaristan Parlamentosu'nda yapılacak secimlerde, "yaüştıncı etkisi" olan bağımsız bir adayın cumhurbaşkan- hğa seçilip seçilemeyeceği konusu üzerin- seslerini basmda duyurabilen bazı çevreler tarafmdan düzenlenen küçük ve nispeten lokal şeyler" olarak nitelendirdi. Söz konusu yetkilinin bu konudaki gö- rüşleri şöyle: "Veliko Tjmova keatinde pazartesi gü- niı acıian Bulgar Pariamentosa'na Tiirk- lerin sokulmayacağı tehditieri yapılmıştı. Ancak bu gerçeUeşmedi ve Hak ve Özgiir- lökler HarekeÖnin milletvekiHeri yerleri- Dışişleri çevreleri, Sofya'nın iç siyasi bir istikrarsızlık yaşadığım, bu nedenle diyalog sürecinin şimdilik işiemeyeceğini belirtiyorlar. Türk azınlığa karşı girişilen gösteriler ise temkinli bir dille karşılanıyor. Dışişleri, gösterilerin "lokal" olduğu görüşünde. Ahmet Doğan'm parlamento açılışında konuşamamasının "sorun edilmemesi" gerektiğini belirten yetkililer, Doğan'm Sofya'da konuşacağını açıkladılar. de odaklaşmış bulunuyor. Yeni hflkümet programı ve sonbaharda yapılacağı açık- lanan Sosyalist Parti kongresi de beklenil- mesi gereken diğer gelişmeler olarak değer- lendirihyor. öte yandan yetkililer, aşın Bulgar mil- liyetçileri tarafmdan Türk azınlığına karşı son günlerde düzenlenen gösterilerin "ger- çek perspektifi" içinde değerlendirilmesi gerektiği inananı taşıyorlar. Bu konuda gö- rüşünü aldığımız bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, bu gösterileri "mevcut ortamda ni aldılar. Bu arada Sofya Böyükdçimiz de daveÜUer arasındaydı. Pariamento binası dtşıoda millryetçi unsurlann gösterileri ba- sında geniş yer aldı. Buna karşın bu gös- tericiJere karşı tezahurat yapan geniş bir Bnlgar kiüesi olduğu bize ulaşan bilgiler arasında. Bu ise nedense basında yer alma- dı. Kısaca meydan. malnm sloganlan atan aşın mUliyetciler için boş degil." Aşırı milliyetçileri harekete geçiren ne- denlerden birinin, Hak ve Ozgürlükler Ha- reketi Başkam Ahmet Doğan'ın seçim son- rasında yaptığı basın toplantısındaki "Av- rupa'ya giden yol Bogazlar'dan geçer" söz- leri olduğunu belirten Ankara'daki yetki- liler, bu sözlerden belli bir huzursuzluk duyduklarını da gizlemiyorlar. Ahmet Do- ğan'm büyük olasüıkla iyi niyetle davran- dığını ve Türkiye ile ilişkilerin düzeltüme- si gerektigi mesajını vermek istediğini be- lirten yetkililer, ancak bu sözlerin "isttama- ra miisait olduğuna" kaydettiler. Ahmet Doğan'ın, Veliko Tırnova'da dü- zenlenen parlamento açılışında konuşarna- masının "sorun edilmemesr gerektiğini de belirten yetkilüer, kendisinin parlamento- nun 17 temmuzda Sofya'da yapılacak otu- rumunda konuşacağını söylediler. "Veliko Tırnova'da kısa süren formaliter bir açıbş yapıldı. Başka koduşamayanlar da vardı" dediler. Ancak bu görüş üçüncü parti konumun- da bulunan Hak ve Ozgürlükler Hareketi konuşamazken, dördüncü parti konumun- daki Çiftçi Partisi'ne söz verilmesine açık- lık getirmedi. Ankara ile Sofya arasındaki diyalog sü- recine de değinen yetkililer, Bulgaristan Dışişleri Bakan Yardımcısı Stefan Staikov- un mart ayında Türkiye*ye geldiğini anun- sattılar. Bundan sonra Bulgaristan'uı seçim dönemine girdiğine, ardından da bugün gö- rülen huzursuzluklann yaşandığına da işa- ret ederek Ankara ile Sofya arasındaki "Dı- şişleri müsteşartarı görüşınelerinin" 2. tu- runun sonbahardan önce beklenmemesi gerektiğini bildirdiler. Dışişleri, Akbulut'un Türk-Yunan diyaloğu konusundaki iyimserliğinipaylaşmıyor Ifeni zîrve içîn belirsizlik PATRİĞE tLGİ — ABD yetkililerince ga>ri resmi diizeyde büyük ilgi gösıerilen Fener Palrigi, Bush'la göriiştii. (Fotograf: Reuter) Bush'la görüşen Fener Patriği kendini "ekümenik"diye niteledi Dimitriosh evrensel ilgiTürkiye'nin 'evrenser niteliğine karşı çıktığı Patrik l.Dimitrios dün ABD Başkanı George Bush'u ziyaret etti. Patriğin ABD gezisi, resmi ve gayri resmi düzeyde büyük ilgi ile sürüyor. ŞEBNEM ATİYAS MrASHINGTON — Fener Patriği Dimitrios, Ekumenik patrik ola- rak davet edildiği ABD'de temaslarıra büyük ilgiyle karşılanarak sür- düruyor. Patrik Dimitrios dün Oval Ofis'te ABD De\let Başkanı George Busb tarafmdan karşılandı. Yirmi dakika suren Dimitrios- Bush görüşmesinin ardından ABD Devlet Başkanı Bush bir basın açıklaması yaparak, Dimitrios'un Dünya Ortodoks Rumları için on- derliğinin tartışma götürmez bir iiderlik olduğunu ifade etti ve Di- mitrios'u bu nedenle saygı ile selamladığını söyledi. ABD Devlet Baş- kanı Bush'un açıklaması aynen şöyle: "Hazretlerini Oval ofiste ağırlamış olmaklan buvuk bir onur duy- duğumu ifade etmek isterim, Doğu Avrupa ve dünyadaki değişme- leri izledikçe, bu değişmelere destek veren, guçlendiren kiiise ve haz- retlerinin liderliginc inanan birevleri duşunraemek imkânsız. Bu ne- denle Oval ofiste saygıyla karşılanmıştır. Kendisine bugün değişen dünyada inanlann inancının oynadıgı rolü ifade etmek fırsatı bul- dum. Aynca kendisini liderligi ve ilkeleri nedeniyle selamlama fır- satı buldum." Başkan Bush'un konuşmasında Patrikhane'nin bagımsızlığını ifade eden ve bu nedenle Türkiye tarafmdan tepkiyle karşılanan "ekumenik" tanımı kullanmaması dikkati çekti. Bush, Patrik'e res- mi unvanı olan ve Papa için de kullanılan "All Holiness" diye hitap etti. Dimitros Bush'la yaptığı görüşmeden sonra okuduğu ya- zılı metinde Patrikliğini "ekumenik" olarak niteledi. Dimitrios ko- nuşmasında şöyle dedi: "Konstantinople Ekumenik Patriği olarak ülkemiz Türkiye'ye gös- terdiginiz dostluk duygulanndan otüru size teşekkur etmek istiyo- rum. Turkiye'de Hıristiv-anlar herkesle birlikte eşit haklara sahip ola- rak yaşıyorlar. Bu halklar anaj'asa ve vasaların güvencesi altında ve ülkemizde bu haklar çerçevesinde özgürlüklerini kullanıvorlar. Yunan kokenli Türk vurttaşlan olarak tkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Truman doktrininin büyuk önemini unutmadık. Tnıman dok- trini Türk ve Yunan halklarının refahını ve esenliğini sağlamıştır. fki halk arasında dostluk ve barışın devamı, bölge ve dunya banşı için öneminden birşev yitirmemiştir." Patrik Dimitrios 18 temmuza kadar kalmak uzere bugün Nevv York'a geçecek. Dimitrios New York'ta Belediye Başkanı David Din- kins, Kardinal John O'Connor, Kıliseler Milli Konseyi, BM Genel Sekreteri Perez de Cueliar tarafmdan ağırlanacak. Başbakan Yıldınm Akbulut'un, yeni ve kapsamlı bir zirve görüşmesinin "kısa zaman içinde" yapılabileceğini açıklamasına karşın Dışişleri Bakanlığı bu konuda iyimser değil. ANKARA (Cumhoriyet Biro- sa) — Türkiye ve Yunanistan baş- bakanları arasında geçen hafta Londra'da gerçekleşen görüşme sonrasında, Ankara - Atina diya- loğunun sürdürühnesine yönelik hazırlıklar iki ülke dışişleri bakan- lıklan düzeyinde başlatıldı. Baş- bakan Yıldınm Akbulut'un, mes- lektaşı Konstantin Mitsotakis'le görüşmesinin hemen ertesinde ye- ni ve kapsamlı bir zirve görüşme- sinin "kısa zaman içiode" yapıla- cabüeceğini açıklamasına karşın Dışişleri Bakanlığı bu iyimserliği paylaşmıyor. Yetkilüer, Mitsota- kis'in Ankara'ya yapacağı ziyare- tin 1990 yıü içinde gercekleşmesi- nin beklenmediğini ifade ediyor- lar. Başbakanlann yanı sıra iki ül- kenin en üst düzeyli dışişleri ba- kanlıklan yetkililerinin de katılı- mıyla yapüan 6 temmuz görüşme- sinde alınan karar, Dışişleri Ba- kanlan Ali Bozer ve Andonis Sa- maras'ın Birleşmiş MUletler'de bir araya gelmeleri öncesinde, diyalog hazırlığımn teknik düzeyde yürü- tüunesini öngörüyor. Bu çerçeve- de Dışişleri Bakanlığı, Yunanis- tan'ın Ankara Büyükelçisi Dimit- ris Makris, Yunanh yetküüer ise Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Gündüz Aktan aracıhğıyla öneri ve beklentilerini karşı tarafa Uete- cekler. Eylüldeki BM genel kurul çalışmalan sırasında gerçekleşecek Bozer-Samaras görüşmesinde ise yeni bir Türk-Yunan zirvesi için yapüan gündem ve yöntem hazır- hklan ele alınacak. Bu arada Atina'da, Kıbns Rum Kesimi'nin Avrupa Topluluğu'na yaptığı zamansız ve haksız tam üyelik başvurusunun Ankara'da yarattığı tepküeri yumuşatma ça- balan başladı. Hükümet sözcüsü Viron PoH- doras dün Yunanlı gazetecilerle yaptığı basın toplantısmda Kıbns Rum Kesimi'nin üyelik başvuru- sunun Ankara üe ilişküerinin ge- lişmesine engel olmayacağına inandüdanm söyledi. DIJNYADA BUGUN ALİSİR1VIEN ANAP'ınDayamlmaz Hafifliği ABD Savunma Bakanı Richard Cheneyin Ankara'da basın top- lantısı yaparak VVashington ile Atina arasında imzalanan Savun- ma ve İşbirliği Anlaşması'nın Türkiye'yi kaygıya düşürecek bir yönü olmadığı konusunda güvence verdiğı 10 temmuz salı gü- nü, TRT TvTde oyuncularının daha yakışıklı ve güzel fotoğraf- larının daha kusursuz ve tekniğinin daha üstün olmasına kar- şın "tam bir Yeşilçam görüşü ve estetiğiyle" çekilmiş Hollywo- od yapımı "Top-Gun" adlı film oynatılmaktaydı. Her şeyi ince eleyip sık dokuduğunu sanan, ama gerçekte san- sürcü kaianın yasakçılığından ve çağdışılığından başka bir şey sergilemekten aciz olan TRT yönetimi Türk insanına, yapay Ame- rikan kahramanlık şişinmelerini gösterirken kendi takviminin de hâlâ soğuk savaş döneminde kaldığını kanıtlıyordu. 11 temmuz çarşamba tarihli Cumhuriyet'in Cheney'in açıkla- masına da yer verdiği son sayfasında ise tadına doyulmaz ya- pıtların sanatçısı TAN'ın durumun özünü özetleyen karikatürün- de ise koltuğa lök gibi çökmüş olan devtetluya, emri altındaki kişi şöyle tekmil veriyordu: — Maalesef dünya değişiyor efendim, arz ederim. İşte bu birbirinden ilgisizmiş gibi görünen televizyon progra- mı, haber ve karikatür, son günlerde dış politikamızın içine düş- tüğü yeni çıkmazı tüm boyutlarıyla açıklayacak ipuçlarını barırt- dırmaktaydı. Ergun Balcı'nın da dünkü yazısında belirttiği gibi bir süreden beri ABD Türkiye'ye karşı açıkça en hafif deyışiyle dostça olma- yan ya da kışkırtıcı bir politika izlemekteydi. Başkan Bush'un Er- meni konusundaki tutumu, Fener Rum Ortodoks Patriği'ne Lo- zan Anlaşması'na aykırı olarak evrensel sıfatlar yakıştırılması ve sonunda da Atina ile Yunanistan arasında imzalanan Savunma ve İşbirliği Anlaşması sırasında düpedüz Türkiye'ye karşı oldu- ğunu artık ortaokul çocuklannın bile kolaytıkla anlayacağı silahlı saldırı veya banşı bozacak tehdit halinde güvence veren anlaş- ma, hep VVashıngton'un Ankara'yı hiçe sayan tutumunun birer örnegini oluşturuyorlar. ABD'nin dostluğu hiçe sayan her fütursuz girişiminden son- ra, kaygılarını ileten Ankara'yı yatıştırmak için gosterdıği çaba- lann cılızlıği da gözlerden kaçmıyor. Nitekım Cheney'in son açık- laması da kimseyi doyurmadı. Muhalefet liderlerinin de dediği gibi Savunma ve İşbirliği Anlaşması'ndaki güvence Türkiye'ye yöneliktir ve işin en acı yanı da yalnız silahlı saldırı değil, ama aynı zamanda banşı tehlikeye düşurebilecek tehdit durumlarını da içermektedir. Örneğin günün birınde Yunanistan'ın Ege ka- rasularını 12 mile çıkarmakta kararlı olduğunu, bunu yakında uy- gulamaya koyacagını açıklaması üzerine Türkiye boyte bir dav- ranışı "casius-belli" (savaş nedeni) sayacağını belirtirse bu ya- nıtın bile banşı tehlikeye düşüren bir tehdit olarak kabul edilme- si otasılığı vardır. Bütün bu gelişmeleri yakından inceleyince Turkiye'de duyu- lan öfke ve tepkiyi anlamak kolaylaşmaktadır. Ne var ki öfke sc- runları çözmeye yaramıyor ve herkes bildiğine göre neden giz- lemeli ki? Türkiye öyiesine zayıf ve etkısiz bir konumda ki şu anda ABD'ye yönelik gözdağı vermeyi amaçlayan demeçlere de kim- se kulak asmıyor. Başka bir deyişle, şu anda uluslararası plarformda Ankara 1 nın fazla bir ağırlığı yok. Şu anda Ankara, ANAP iktidarı altında olmanın içerde dayanılmaz ağırlığını taşırken dışarda da aynı ol- gunun dayanılmaz hafifliğinı yaşamaktadır. ANAP'ın dış politikadakı dayanılmaz hafifliği ise sozde libe- ral, ama gerçekte sapına kadar baskıcı bir düşüncenin yaşadı- ğımız gelişmeleri algılayamamasından doğuyor. TAN'ın Karika- türünde belirtildıği gibi, iktidar koltuğuna lök diye oturmuş olan- lara üzülerek beltrtıltyor: "Maalesef dünya değişmektedir." Ama iktidar koituğunda oturanlar, tıpkı kendi borazanları TRT'de salı gecesı yayımlattıkları filmın yansıttığı düşünceyi ta- şımakta ve hâlâ soğuk savaş dönemini yaşamayı sürdürmeye çabalamaktadırlar. İşin en acı yönü ise aynı çaba NATO toplan- "tılarında da sürdürülmektedir İçerde soğuk savaş döneminin ağır baskısım uygulayan, ekonomisinde, dış politikasında dünyada- ki yeni oluşuma ayak uyduramayıp iki blok arasında artık var ol- mayan duvara hâlâ sırtını dayamaya çalışan ANAP'ın dış politi- kadakı dayanılmaz bu hafifliği de ABD'nin Ankara'yı artık eskisi kadar bile dikkate almadan ikinci de değil, üçüncü sınıf bir ülke kategorisine sokarak davranmasına neden oluyor. Bu durumda da kamuoyunda, ABD'ye karşı tepkiler oluşup gelişip büyüyor. Ne var ki tepkilerimizin sonuca ulaşması, ancak Türkiye'nin çağın gelişmelerine ayak uyduracak bir değişikliği kendi yapısı- na uygulamasıyla olanaklı. Doğrusu en iyi niyet ve en köktenci girışimlerle bile o da bugünden yarına gerçekleştirilebilecek bir değişim değil. Ama değişimi gerçekleştirmek için bir an önce harekete geç- mek zorunlu. Bu zorunluğu görüp yerine getirmek için ise her- şeyden önce, ABD'ye değil, ANAP'ın faturası taşınması güç ağır- lıkta olan dayanılmaz hafifliğine öfkelenmek ve onu ortadan kal- dırmaya çalışmak gerek. ARNAVUTLUK Şığmmacılar Italya yolıında BRtNDtSt-ATtNA-BUDA- PEŞTE-BONN-PARİS (AA>— Amavutluk'ta yabana ülke büyü- kelçiliklerine sığman Arnavutlan almak üzere Durres limamna ge- len ilk italyan gemisinde yolcu bindirme işlemi tamamlandı. ttalyan Kızılhaç yetkilüerinden elde edilen bilgiye göre, Appia ad- lı feribotun işlemlerinin tamam- landığı, Espresso Grecia adlı fe- ribota yolcu bindirme çahşmala- rırun da bitmek üzere olduğu kay- dedildi. Yetküler her iki gemide özellik- le çocuklarla hamüe kadınlann ve psikolojik rahatsızlığı olan kişüe- Sovyetler Birliği ekonomisinde IMF gözüDış Haberler Servisi — Houston'da, önceki akşam sona eren ve yedi gelişmiş ülkeyi bir araya getiren zirvenin en önemli gundem maddesi Sovyetler Birliği'ne yar- dım konusunda önemli gelişme sağlan- madı. New York'tan Şebnem Atiyas'm bildirdiğine göre yediler ortak bildiride IMF'nin ekonomik konularda Moskova'- ya danışmanlık yapmasını onermekten oteye gidemediler. Yediler arasındaki görüş ayrüıklan o denli büyüktü ki zirvenin ilk iki günün- de Sovyetler'e yardun konusunda vanlan nokta güvenlik konulannda işbirliği, eko- nomik konularda çekimserlik jeklinde formüle edildi. Sovyet lideri Mihail Gor- baçov'un zirve öncesinde ABD Başkanı George Bush'a yazdığı ve yardım talebi- ni içeten mektup göz önüne alınınca kış- kırtıcı bir ret cevabı vermek yerine iş, "dosttak" ortammı zedelemeyecek, ancak kimseyi bağlamayacak ifadelerle bildiri- nin yazılmasına indirgendi. Bush, Sovyetler Birliği'ne ekonomik re- formlarda öncülük edecek teknik danış- raanlar gönderme niyetini değiştirmedi. Teknik danışmanlar ticari bankalann ku- rulmasında, bir borsanın oluşturulmasın- da, özel yapı ve tarım şirketlerinin kurul- masmda, muhasebe şirketlerinin biçim- lenmesinde yardımcı olacaklar. ABD bir yandan 100 müyon dolardan fazla bir bütçe açığı olan Sovyetler Birli- ği'ne doğnıdan para yardımına hazır ol- madığmı öne sürdü, diğer yandan Al- manya'nm müyonlarca markı Sovyetler'e tahsis etme karanndan ötürü, Amerikan şirketleri içinflerideSovyet pazannın tü- müyle kapanması ihtimalinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmekten çekinmedi. Berlin'den Dilek Zaptçıoğlu'nun büdir- diğine göre önde gelen yedi sanayi ülke- yardım yapmaya hazır Başbakan Kohl, hafta sonunda iki günlük bir ziyaret için Moskova'ya gidiyor. Kohl'ün Moskova- ya götureceği pakette şu yardımlar var: — Federal Alman bankalanmn hükü- met garantisi altmda SSCB'ye vereceği 5 milyarlık kredi. — Sovyetler Birliği'nden daha çok do- "Açıkca söylemek gereldrse Alman bir- sı, yabancı sermayenin yatınma davet liğinin önünü açacak 2 artı 4 kararlan- edilmesi, daha az eleraanla daha çok ve- na Sovyetler'hi imza atraası için çalışıyo- rim sağlanması, bunun için çok sayıda iş- na." çi ve memurun işine son verilmesi ve in- sanlara kâr ve kişisel girişim güdüsünün L o n d r a aşılanması. Başbakan Thatcher, ancak piyasa kurallanna göre işlemeye başlayan „„., e . . Y Londra'dan Edip Emü öymen'in bıl- bir ekonomiye mali yardımm anlamh ola- ğalgaz ve petrol ithal ederek Almanya- dirdiğine göre Houston zirvesi Ingüiz ba- c a ğ! görüşünde dan Moskova'ya döviz akışını arttırmak. sımnda "saldn" biçimde yansıtüdı. Sov- — SSCB'deki sanayi işletmelerinin mo- yetler Birliği'nin bir yandan süahlamp di- Houston zirvesinde, Gorbaçov'un yardım çağrısma kimseyi bağlamayacak, ancak dostluk ortamını da zedelemeyecek sözlerle yarut verildi. Almanya, dev bir yardım paketiyle Moskova'ya yardıma hazır. Başbakan Kohl, hafta sonu Sovyetler Birliği'ne gidiyor. sinin Houston'daki zirvesinde F. Alman dernizasyonunda teknoloji ve know-how ğer yandan Batı'dan para isteyemeyeceği Başbakanı Helmut Kohl, önerilerini ka- transferi. birçok kişi tarafından yazüı basında ve bul ettiremedi. Ancak zirvede ülkelerin — SSCB'deki çevre koruma önlemle- televizyonda dile getirildi. kendi kararlan çerçevesinde istedikleri gi- rine aktif destek. Başbakan Margaret Thatcher'ın, — Hammaddede tasarrufu sağlayan 1974'te bizzat kurduğu ve Muhafazakâr tik fiue öretiyor" demişti. Ingütere, Sov- teknolojilerin direkt transferi. Parti için siyaset belirleyen "beyin takı- yet ekonomisinin, Batı tarafmdan verile- — Serbest pazar ekonomisine geçişte mı"nın yer aldığı "Siyasel Araştırmalan cek mali yardımı henuz yerli yerinde kul- damşmanlık hizmetleri. Merkezi", Sovyetler Birliği için piyasa lanabUeceği görüşünde değil. Bu neden- Houston'da başbakana refakat eden ekonomisi reçeteleri haarlıyor Küçuk iş- le dorukta alman karar, Ingütere'nin bek- Bonn, Almanya'nın birleşmesinin Alman delegasyonundan bir yetkili, ga- letmelerin özelleştirilmesi, büyük devlet lentisi doğnıltusunda oldu. Ancak bu önündeki engdleri kaldırması ve Birleşik zetecilerin "Bonn yardım konusunda ni- işletmelerinin kısa vadede kâra geçecek Başbakan Thatcher'ın, Sovyet lideri Gor- Almanya'nın NATO üyeliğine "evet" de- çin bu kadar aceleci davranıyor?" soru- şekilde yeniden örgütlenmesi, kambiyo iş- baçov'a ekonomik yardımdan vazgeçtiği mesi için Moskova'va tek başına yüklü sunu şöyle yanıtladı: lemlerinin ve fıvatlann serbest bırakılma- anlamına gelmiyor. bi radikal görüşlerin benirasenmesi Al- manya'nın "Sovyetler Birliği'ne acil yardım" önerisine karşı F. Alman hükü- metinin Moskova'ya yapmak istediği yar- dım için yeşil ışık anlamına geliyor. Ingütere Dışişleri Bakam Donglas Hnrd, neden bu aşamada Sovyetler'e eko- nomik yardım yapılmaması gerektiğini açıklarken "Cepleri delik, içine koyaca- gıınız ber kurnş kaybolacak. Oysa ölke- nin dogal kaynaklan zeagin, ancak ina- nılmaz biçimde kötu yöaettlmiş bir ülke. Ba yüzden de kendi kaynaklarını kullananuyor" demişti. Başbakan Sovyet ekonomisinin hâlâ büyük ölçüde savun- ma sanayüne dönük olduğuna işaret ede- rek "Sovyetler günde altı tank, ber haf- ta da havadan karaya atılan 100 adet tak- rin bulunduğunu beürtüler. İtalyan Kızühaç yetkilüeri, Ar- navutluk'un Durres limanındaki gemilerden hiçbirinin yolcu bin- dirme işlemleri tamamlanmadan hareket etmeyeceğini de söy- lediler. Başkent Tiran'daki yabana ül- ke büyükelçiliklerine sığınan ve ülkeden aynlmalanna izin verilen yaklaşık 4.500 mültecinin Durres limanında bekleyen 5 gemiyle ül- keden bu sabaha karşı hareket edecekleri bildirildi. Yunanistan'm Tıran Büyûket- çiliği'ne sığınan 29 Arnavut mül- tecinin bugün öğleden sonra Ati- na'ya geleceği haber verildi. Yunanistan Kızılhaç Başkanı Gecessimos Apostolatos dün yap- tığı konuşmada, Tiran'daki bü- yükleçilikten mesaj aldıklannı, buna göre, 29 Arnavut mültecinin gemiyle ttalya'nın Brindisi lima- mna getirileceğini, daha sonra da Atina'ya gönderileceğini söyledi. Apostolatos, Arnavut müheci- leri Italya'dan getirmek üzere Olympic HavayoUan'mn ek sefer yapacağını da belirtti. Yunan Kızühaç Başkanı, Arna- vut mültetilerin gelişiyle ilgüi ola- rak bir dizi adl tedbir aldıklannı söyledi. öte yandan, Tiran'daki Macar Büyükelçüiği'ne sığman Amavut- ların, ülkeden havayoluyla ayn- lacaklan bildirildi. Resmi ajans MTI'ın haberine göre, Macaristan Dışişleri Bakan- lığı tarafmdan bugün yapüan açıklamada, Tiran'daki temsilci- liğe sığınan 40 Amavut'un hava yoluyla Budapeşte'ye gidecekleri kaydedüdi. Bu arada, Federal Almanya'nm Tiran'daki Federal Aiman Büyü- kelçüiği'ne sığınan 3 bini aşkın Arnavut'u, ülkeye getirmek üze- re Italya'nın güneyine üç tren yol- ladığı bildirildi. ttalya'ya yola çıkan gerailerle ulaşacak olan Arnavutlar bura- dan trenlerle Federal Almanya'- ya getirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle